29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 HAZİRAN1992 SALI CUMHURfYET SAYFA EKONOMI Asgari ücrette sona doğru • ANKARA (ANKA)- Sanayi ve tanm kesimi asgari ücretini belirlemedeşpnuca yaklaşılıyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni asgari ücreti belirlemek üzere yann dördüncü kez toplanacak. Daha önceki toplantılarda, asgari ücret ilkeleri belirlenirken, yannki toplantıda artık hesaplamalara geçilecek. Sanayi kesimi için belirlenen asgari ücret, tanm ve orman işçileri için de uygulanacak. DIE verileri esas alınacak hesaplamalarda beşinci harcaması 3500 kalori olarak gözönündetutulacak. Besin içi harcama oranmın yüzde 40.12, besin dışı harcama oranının da yüzde 59.88 olması karan uyannca, asgari ücretin brût 1 milyon 200 bin lira civannda belirlenmesi ve 1 temmuz tarihinden itibaren geçerli olması bekleniyor. Yunanistan'a 10.5 milyon turist • ATtNA(AA)-Körfez savaşı nedeniyle gecen yıl turist sayısında yüzde 11.2"lik bir azalma görülen Yunanistan, bu yıl turizm sezonu süresince 10.5 milyon turist bekliyor. Yaklaşık 10 milyon nüfuslu ülkenin en önemli gelir kaynaklanndan birini oluşturan ve yaklaşık 500 bin kişinin çabştığı turizm sektörü uzmanlanrun verdiği rakamlara göre bu yıl ülkeye gelen turist sayısında gecen yıla oranla yüzde 20-40 arasmda bir artış bekleniyor. Tarişbank olayı • ANKARA (AA) - Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, Tarişbank'ta yürütülen soruşturmanın usulsüz kredilerle ilgili olduğunu bildirdi. Köse, bir gazetedeyeralan "Tarişbank'ta hesaplara el konuldu" haberiyle ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, şunlan söyledi: "Bakanlık görevime başladığım sıralarda. Tariş Genel Müdürü Ahmet Çetinbudaklar'ın, eşinin ve yakınlannın ortak olduğu HasMikalıSekuritOto Camlan Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne ve Tarişbank Genel Müdürü Mustafa Günenç'in kardeşı M.Aydın Günenç'e usulsüz kredi verdiği ihban aldım. Genel Sağlık İş toplantısı • tZMİR (Cumhuriyel Ege Bürosu) — Genel Sağhk-lş Sendikası'nın bölge toplantısı dün yapıldı. Halen 3 şube ve 24 il temsilciliği ile 10 bine yakın sağlık çalışanının örgütlü bulunduğu Sağlık-lş'in Genel Başkanı Bülent Ilgaz toplantıda yaptığı konuşmada, hükümeti oyalamaca yapmakla suçladı. Ilgaz istemler konusunda şu görüşlere yer verdi: "Içişleri Bakanlığı'nın, memurları sendika kuramayacağına ilişkin genelgesi kaldırılmalıdır. Memur sendikalannın işkolu esasına göre kurulmasını sağlamak ve tanımlamak amacıyla demokratik bir yasa çıkarılmalıdır. Genel Sağlık-İş'in söz ettiğimiz istemler doğrultusunda işyerlerince kararlastırılan eylem programı bugün kamuoyuna açıklanacaktır." ŞİRKETLERDEN HABERLER • Derbank bjlindiği gibi 30 hazıran salı günü Istanbul'da yenidüzenlenen Şişli'deki merkez şubesini hizmete açıyor. Bu dönemde bankacılık yanında sigortacılık hizmetini de müşterilerine verecek olan Derbank Güneş Sigorta ve Güneş Hayat Sigorta'nın acentesi olarak çahşmalannı sürdürecek. • Pınar Et donuk ürünleri Pınar Burger, Pınar Şiş Köfte ve Pınar Adana Köfte'yi top- lu tüketim yerlerinden sonra ev tüketimi için deekonomik paketler halinde piyasaya sundu. •tmtaş Sigorta'nın ortağı olan UAP(Union des Assurances de Paris) gelışmesini süratle sürdüriiyor. 5 kıtada 60'ı aşkın ülkede, İrlanda'dan Arjantin'e, Polonya'dan Japonya'ya kadardağılmış güçlü hizmet ve iletişim ağyla faaliyetlerini sürdüren Avrupa'nın bu iki nolu dev sugorta grubunun, 1991 yılı primgirdisi 105.3 milyar Fransız Frankı (137.521.8OO.OOO.OOOTL). Merkez Bankası Başkanı Saracoğlu Türk-tngiliz İş Konseyi'nin toplantısında konuştu 6 Geleceğmıîz Avrupa'nınelinde'Ekonomi Servisi - Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Sara- coğlu, Türkiye'nin geleceğinin Avrupa'nın geleceğinde yattığı- nı belirterek "Türkiye dünyaya entegre olacaksa, önce Av- rupa'ya üye olur" dedi. Türk-İngiliz İş Konseyi'nin ortak yıllık toplantısında İconu- şan Saracoğlu, konuşmasında Türk ekonomisinde ödemeler dengesindeki yapısal değişim, enflasyon ve Maastricht Anlaş- ması konulanna değindi. 1991 yılırun Türkiye'de para- sal politikalann üretimi açısın- dan zor bir yıl olduğunu anla- tan Saracoğlu, Körfez savaşın- da bankalann para kaybettiği- ni, bankacılık sisteminin zor bir dönem yaşadığmı hatırlattı. "Bir ekonomide belirsizlik olduğunda parasal politikala- nn yönetimi güçleşiyor" diyen Saracoğlu, 1991 yılînda yaşa- nan Körfez savaşı, başbakan değişikliği ve ardından yaşanan erken seçimlerin bir siyasi belir- sizük yarattığını, bunun da Merkez Bankası politikalannı olumsuz etkilediğiru anlattı. Bu dönemin. önemli ölçüde parasal geüşmeye sahne oldu- ğunu kaydeden Saracoğlu şöyle konuştu: "Yaşanan bu olaylar Türk ekonomisinin belli bir olgunlu- ğa erişmış olduğunu gösterdi. Ödemeler dengesinin geçirdiği evrime bakıldığında Türk eko- nomisindeki bu yapısal degişik- liği görmek mümkündür." Rüşdü Saracoğlu. ödemeler dengesi gelirlerinde borçlanma- nın eskiden çok önemli bir ka- lem olduğunu, ancak daha son- ra cari işlemlerden doğan gelir- AT'ninde Türkiye'yegereksinimi varEkonomi Servisi - İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Jak Kamhi. Türkiye'nin Avrupa Toplulu- ğu'na (AT) gereksinimi oldu- ğu kadar. AT'nin de Türkiye'- ye gereksinimi olduğunu sö> - ledi. İKV'nin 29. Olağan Genel Kurulu İstanbul Sheraton Oteli'nde toplanarak çalışma- lanna başladı. Genel kurulun açış konuşmasını yapan Jak Kamhi, Türkiye-AT ilişkilen hakkında bilgi verdi. Kamhi, AT üyesi ülkelerin çoğunun, Türkiye ile ilişkilerin yeni ve özel statüye oturtulması gereğinden bahsettiklerini, bu statünün tam üyelik hedefıni kolaylaştıncı bir unsur olduğu ölçüde kabul görmesi gerek- tiğini belirtti. AT'nin son dönemde içine düştüğü belirsizlik ortamı ve gerçekleştirmek istediği para tktisadi KaJkınma \ akfı'nın 29. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Kurulda konuşan İKV Yönetim Kurulu Başkanı Jak Kamhi AT'nin de Türkiye'ye ihriyacı olduğunu söyledi. Türkiye konusunu, AT Komis- yonu'nun gündeminde bir öl- çüde geriye ittiğini ifade eden Kamhi, ÂT ile ilgili bakanlığın da artık varolmamasmın, son birliği, siyasi birlik gibi pro- dönemde AT ile ilişkilerde Tür- jelerin yarattığı gerginliğin, kiye'den kaynaklanan bir dur- gunluğa yol açuğını savundu. İKV Yönetim Kurulu Baş- kanı Jak Kamhi. Maastricht Anlaşması'ndan sonra AT'de oluşan belirsizliğe de dikkati çe- kerek böylesine belirsizlikle do- lu bir dönemde yapılacak geniş- leme ilkeleri görüşmelerinde. AT devlet ve hükümet baş- kanlannın tam üyelik konu- sunda Türkiye'nin uzun süre- dir beklediği yeşil ışığı yakma- lannın ve açık mesaj vermele- rinin beklendiğini bildirdi. lerin bunun yerini almaya baş- ladığını kaydetti. 1985 yılı sonunda cari işlem- ler gelirinin yüzde 77'ye çıktığını, borçlanmanın yüzde 23'e düştüğünü hatırlatan Sa- racoğlu, 1991 yılında ise cari iş- lemler gelirinin yüzde 84'e çıktığını, borçlanmanın da yüz- de 16'ya düştüğünü vurgulaya- rak, ekonominin cari işlemler- den gelir elde etmeye baş- ladığını ifade etti. Toplam gelirler içinde yurt- dışında çalışan işçi gelirlerinin payının azaldığını da kaydeden Saracoğlu. 1985 yılında yüzde 14 olan bu payın 1991 yılında yüzde 9.5'e düştüğünü söyledi. Rüşdü Saracoğlu, ihracat gelir- lerinin de 1985 yılında yüzde 27 iken. 1991 yılında yüzde 35'e çıktığını, uzun vadeli borçlan- manın da azalarak 1985 yılında yüzde 13'ten 199 l'de yüzde 12'- ye düştüğünü söyledi. Konuşmasında enflasyon konusuna da değinen Saracoğ- lu, son on yılın enflasyon orta- lamasının yüzde 50 olduğunu kaydederek, enflasyonun nede- ni olan kamu harcamalannın artık kamuoyu tarafından bi- lindiğini anlattı. Avrupa Topluluğu ülkeleri arasında yapılan Maastricht Zirvesi'ne de değinen Saracoğ- lu şöyle konuştu: "Türkiye'nin geleceği Av- rupa'nın geleceğinde yatmakta- dır. Türkiye dünyaya entegre olacaksa, önce Avrupa'ya üye olacak. Maastricht'te ortaya konan hedefleri Türkiye'nin de benimsemesi lazım. Biz 10-12 yıllık bir geçiş süreci sonunda bu hedeflere ulaşabiliriz. Ma- astricht Anlaşmasfnın ortaya koyduğu ekonomik hedeften çok, temejilkeleri ortaya koy- malıyız. Örneğin, anlaşmada yer alan Avrupa Merkez Ban- kası, ülkelere veya fırmalara dolayb veya dolaysız kredi ver- meyecek. Bu olursa enflasyon düşer." DİE'nin anketi sonuçlandı 'Hemağlarım, hemüretirim'ANKARA (AA) - İmalat sa- nayıınde kapasite kullanım oraru mayıs aymda ortalama- nın üzerinde gerçekleşirken, sa- nayicilerin büyük bölümü, aynı ay iç ve dış talebin yetersizliğin- den yakındılar. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), mayıs ayına ilişkin sanayide eğilim anketi geçici sonuçlannı açıkladı. DIE'ye göre sanayide kapasite kullanım oranı mayıs ayında yüzde 77 olarak gerçekleşti. , Ankete kaülan 737 işyeri, mayıs ayında tam kapasite ile çalışamama nedenleri arasında yüzde 49.9 ile iç pazardaki taJep yetersizliği, yüzde 22.9 ile de dış pazardaki talep yetersizüğini gösterdiler. İşyerlerinin bilcüri- mine göre tam kapasite ile çalı- şamama nedenleri arasında. mali imkânsızlığın yüzde 3.5, it- hal mallarda hammadde yeter- sizliğinin yüzde 1.9, yerli mal- larda hammadde yetersizliğinin yüzde 2.8 ve işçi sorunlannın da yüzde 4.2 oranında payı oldu. TİSKTEN UZLAŞMAÖNHRİSİ Anayasal konseykurulsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu (TİSK), işci-işveren-hükümet üçlüsünün görüşlerini ortaya koyarak uzlaşabilecekleri anayasal bir konsey oluştu- rulmasmı önerdi. TİSK'ten yapılan açıkla- mada, üçlü diyalog ve işbirliği yohınun açılması konusunun, anayasa değişikliği çalışma- lan sırasında mutlaka ele alın- ması gerektiği savunuldu. TİSK'in, "Dünyada ve Tür- kiye'de Sosyal Diyalog" adlı kitabında da değişik ülkelerde- ki konuyla ilgili modeller ince- lenerek "Üçlü diyalog ve işbirli- ği, ülkemizde de kurumlaşmalı ve karar alma mekanizmasına dahil edilmelidir" denildi. Kitapta, "Ekonomik ve Sos- yal Danışma Kurul ya da Kon- seyi olarak adlandırabileceği- miz böyle bir kuruluşun amacı. her şeyden önce hükümet-işçi- işveren kesimleri arasında karşıbklı anlayış ve hoşgörûye dayanan bilinçli ve sürekli bir işbirliğinin sağlanması, çalışma hayatırun banş içinde yürütül- mesi, işçi ve işverenlerin sosyal hak ve menfaatlerinin ülke ya- ran gözetilerek korunması ve geliştirilmesi olmahdır" görüşü savunuldu. Türkiye'de akıla bir ücret politikası olmadığı ileri sürülen kitapta, konseyin, toplu iş söz- leşmeleriyle öngörülecek ücret artışlan için ölçü tespit edecek, işçi-işveren-devlet kesimleri arasında uzJaşma sağlayabile- cek bir işlevi olacağı dile getiril- di. Yeni Çeltek faciasında işletme kusurlu • Yeni Çeltek Linyit İşletmesi'nde 7 Şubat 1990 tarihinde meydana gelen ve 68 maden işçisinin ölü- müyle sonuçlanan grizu patlaması olayı nedeniyle açılan davalara esas olmak üzere biiirkişiler tarafın- dan haarlanan raporlarda; işletme, 8'de 4 kusurlu bulundu. MERZİFON (Cumhuriyet) - Yeni Çeltek Linyit İşletmesi'n- de 7 Şubat 1990 tarihinde mey- dana gelen ve 68 maden işçisi- nin ölümü ile sonuçlanan grizu patlaması olayı nedeniyle açı- lan davalara esas olmak üzere biiirkişiler tarafından hazırla- nan raporlarda, işletme sekizde dört kusurlu bulundu. İTÜ Maden Fakültesi, Ma- den İşletmesi Anabilim Dab öğretim üyelerinden Prof.Dr. Erdil Ayyazoğlu. Doç.Dr. Gündüz Ökten ve Doç.Dr. Tayfun Evergen tarafından ha- nrlanan 15.4.1992 tarihli ra- porda, olayda bireysel kusurlu- luğun söz konusu olmadığı gö- rüşü savunuldu. Bilirkişiler, olayın daha önce tehlike sının- nın altında seyreden karbon- monoksit konsantrasyonunun beklenmedik bir şekilde aniden yükselmesi sonucu meydana geldiğini bildirdiler. Merzifon Asliye Ceza Mah- kemesi'ne açılan davalar nede- niyle İstanbul Sanyer Asliye Ceza Mahkemesi tarafından bilirkişi secilen Prof.Dr. Erdil Ayvazoğlu. Doç.Dr. Gündüz Ökten ve Doç.Dr. Tayfun Evergen, 5 sayfadan oluşan ra- porlannda olayın meydana ge- lişi üzerinde durarak sonuç ve kanaatlerini acıkladılar. Raporun. "Olayın Eleştirisi" bölümünde, iş müfettişleri tara- fından haarlanan 19.2.1990 ta- rihli inceleme raporu ile T. Gü- yagüler, T. Ozuslu, U. Erdem tarafından hazırlanan 1.11. 1990 tarihli bilirkişi raporunda bahsedilen eksikliklerin, "Fela- ketin meydana gelişini etkile- yen eksikükler olarak ileri sürü- lemeyeceği" görüşü savunuldu. 19.2.1990 ve 1.11.1990 tarihli raporda eksikükler şöyle sıra- landı: "Ocağa kibrit, çakmak vb. maddelerin sokulup sokulma- dığını anlamak için aramalann yapılmamış olması, Teknik kadro yetersizliği. Emniyet Müh. Hüsnü Mey- dan'ın görevinin gerektirdiği deneyime sahip olmaması, Kömürün gaz içeriği, yangı- na uygunluğu ve kömür tozu- nun patlayabilirliğinin bilimsel olarak beürlenmemiş olması, Fenni nezaretcinin rapor def- terini düzenli olarak imzalayıp, tedbir ve tavsiye yerini bildir- memesi, İşçi sağhğı ve iş güvenliği ku- rulunun toplantılannı düzenli bir şekilde yapmamış olması." Söz konusu eksikükler konu- sunda verilen raporlan eleştiren İTÜ Maden Fakültesi, Maden İşletmesi Anabilim Dalı öğre- tim üyeleri Prof.Dr. Erdil Ay- vazoğlu, Doç.Dr. Gündüz Ök- ten ve Doç.Dr. Tayfun Evergen bu konuda şu görüşleri savun- dular: "Konuyla ilgili tüzük hü- kümlerinde de belirtilen eksik- liklerin giderilmesi öngörül- mektedir. Ancak söz konusu hükümlerin tamamen veya kıs- men yerine getirilmemiş olması ile olayın meydana gelişi arasın- da bir ilinti bulunmamaktadır. Örneğin, dosyada olayın ocağa gizlı olarak sokulan bir kibrit veya çakmak alevinin grizuyu ateşlemesi sonucu meydana geldiğini gösteren hiçbir veri yoktur. Emniyet Müh. Hüsnü Meydan olaydan yaklaşık bir ay önce (10.1.1990 tarihinde) iş- letmede çahşmaya başlamış ol- makla birlikte, olayı etkileye- cek ihmalı, hatalı direktif ve uy- gulamalan söz konusu değildir. Aynı şekilde sinyalli ve sesli uyan sistemlerinin kullanılma- ması, fenni nezaretçi rapor def- terinin düzenli bir şekilde tutul- maması, işçi sağlıgı ve iş güven- liği toplantılannın düzenli bir şekilde yapılmamış olması fela- ketin meydana gelişini etkile- yen eksikükler olarak ileri sürü- lemez." IŞÇININ EVRENEVDEN ŞÜKRANKETENCİ 14 Yıl Argdan Sonra Yeniden Oren Toplantıları ÖREN - On dört yıllık aradan sonra DİSK'in genişletılmiş yönetıcıler toplantısı ören'de toplandı ören'e gelmek üzere yola çıkmak, bılınç altına atılmış ne kadar çok anının birden bılınç ustüne çıkmasına yetti... Bırıncı Ören toplantısında karar taslakları günlerle nasıl tartışılmış, günler yetmemiş, gece oturumları bazen şafağa kadar suren kavgalara dönüşmüştü. Biz gazeteciler içinde olamadığımız tartışmaların merakı içinde, denize girmeyi ba- hane ederek açık camlardan gelen sesleri dinlemek üzere kumsalda yanar, geceleri aynı amaca yönelık kumsalda söz- de ateş eğlenceleri düzenlerdık. Metinde yer alacak bir keli- me üzerinde, bıze DISK'ın dağılacağı ızlenimini veren, saat- ler suren kavgalar olurdu. Sonunda öyle ya da böyle bir metin ortaya çıkar, kopacak, dövüşecek sandığımız insanların kol kola çıkışlarını hayretle ızlerdik. Gazetecılık hevesi ile istedi- ı ğımız boyutta renklı haber çıkmamış olmasına üzülürdük. ikincı Ören toplantısında havalar çok soğuktu. Bizi de içeri almak zorunda kalmışlardı. Ancak kavgalarını duymayalım diye basına ayırdıkları bir odaya kapatmışlardı. O zaman ço- cuk olan oğlumun bu ışe aklı yatmamış, toplantı salonunun perde arkasına gızlenip duyabıldıği en değişik gelen kelıme- ierı koşarak gelıp aktarması ve sonunda da suçüstü yakalan- masına ne kadar çok gülmuştük. Kapatıldığımız odaya kadar gelen gürültülerden, DİSK'in parçalanacağı izlenıminı edin- dığimız büyük kavgaların olduğunu anlıyorduk. Ama birinci Ören sonunda olduğu gibi, ikincı Ören toplantısının sonunda da DİSK'ı bir arada tutan ve özel yapan kararlar dizisi çıkmış- tı. DİSK'İ DİSK yapan ilkeler, konular, kelımeler üzerindekı bu tıtızlık, önemseme, dinamizmdi. Sonra aldıkları ılke ve kararlar üzerinde günlerle tartışan bu ınsanlarhep birlikte cezaevlerıneatıldılar. Hep birlikte çok ağır ışkencelerden geçirilip devleti yıkmakla suçlandılar. Dört yıl suren sıkıyönetım yargılamasmda her birine, ne kadar da çok birinci ve ıkinci Oren toplantılarında aldıkları kararların içeriğinin. cümlesinin, kelimesinin hesabı soruldu. Bu karar- lar, DISK'ın yasal yönetıcilerinın günlerce kavga ederek al- mış oldukları çalışma programı ilkeleri. yasal belgeler, kamuoyuna açıklanmış metınler, devleti yıkmayı hedef almış, gızlı örgütün kanıtları olarak gösterilmeyeçalışıldı. işçilerin yararlanacağı, eğitim göreceğı, sendıkaların kul- lanacağı bir turıstık tesıs, ören kamuoyuna bir suç belgesi, bir yolsuzluk, haksızlık belgesi gibi sunulup sefahat yuvası gibi gösterilmeye çalışıldı. Ağalık sımgesı yapılmak istendi. Bir yandan da havuzun altında dahı sılah deposu arandı. işçının parası ile yapılmış ören'ı işçiye layık görmeyenler, Ören'e el koyduklarında, turıstlere açtıklarında çok hor kul- landılar DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk'ü hapisten çıktıktan sonra ören'deki evınde ziyaret ettığımde çok sinir- liydı, "Ucuza çıksın dıye inşaatın hep başında durdum, her taşına, çıçeğine elimle dokundum. Harap etmişler, berbat et- mışler. İşçının malı, işçının parası, alınteri var. Ne hakla böyle hor kullanırlar? Yöneticileri kaç kez uyardım, aldırmıyorlar. Bugün yıne kavga ettik" diye anlatıyordu. Baştürk on dört yıl sonrasını göremedi. Üçüncü ören top- lantısına katılmaya ömrü yetmedi. Şımdı Genel Iş'in sosyal tesıslerı onun adını taşıyor. Her ne kadar harap edilmiş, tes- lım edilmeden içındekı pek çok eşya alınıp götürulmüşse de üçüncü Ören toplantısı için bayağı temiz ve toparlanmış bir halde, daha lyi ve güzel. On dört yıl aradan sonra arkadaşları kaldıkları yerden ışe başlamış görünüyorlar. Üçüncü Oren toplantısının da amacı, geleceğe yönelik ilke ve kararları, ça- lışma programları belirlemek. Cezaevi, işkenceler hay huyla- rında vazgeçirmemek. Yine karar metinleri, cümleler, keli- meler üzerinde çok fazla tartışacağa benzıyorlar. İzlemeye gelen gazetecilerin çoğu ise yeni. Onlar"sendikacıların ilke ve karar metinleri üzerinde tartıştıkları işlerin böylesine ciddiye alınmasına alışkın değıller. "Abla, büyük kavga çıkacağa benziyor" dıyorlar. Oysa bana sorarsanız 14 yılda çok olgun- laşmışlar. Sesleri kumsala dek uzanmıyor. Çok daha yumu- şak bir üslupla, ama yeniden işe koyulmanın heyecanı içinde tartısıyor, tartışıyorlar. "Nerede kalmıştık" sorusuna yanıt arıyorlar. 14 yıl bir toplumun, bir örgütün yaşamında kısa bir süreç; bir insan ömründe ise oldukça uzun. Hele de onlar ve üyeleri için bedelleri çok çok ağır. Ama kaldıkları yerden yola devam etmeye kararlı görünüyorlar. Başarılar diliyoruz... Emeklinin ıııaaş kuyruğu bitmiyor ödemesinin birkaç banka sube- sine verildiği anlaşılıyor. Uzak mesafelelerden gelen ınsanlar kuyruklan görünce geri dön- mek zorunda kalıyorlar. Tabii maaş almalan da günleri bulu- yor. Geçen aya kadar bu du- rum nispeten iyiydi. Bağ Kurlu- lar aym l'inden I5'ine kadar maaşlannı alıyorlardı, 15'inden sonra da sigortalılara ödeniyor- du. Kuyruk da en fazla 3-4 gün sürüyordu. Şimdi hem Bağ Kurlulann hem de sigortalıla- nn maaşlannı ayın 15'indeöde- meye başladılar. İstanbul Haber Servisi-Sigorta \c Bağ Kurcmeklilerinin maaş ku>ruğunda çektikleri sıkıntı azalacağına her gün biraz daha artıyor. Özellikle Halk Ban- kası'nın Kadıköy subesinde bitmeyen ku>ruklaremeklilerle görevlilen karşı karşıya getiri- \or. Emekliler şikâyetlerini söyle dıle getiriyorlar:' "Bağ Kur ve işçi emeklileri- nin maaş almalan kolaylaştın- lacağına her gün biraz daha zorlaşıyor. Özellikle Kadıköy"- den Pendik, ve Kartal'a kadar olan bölgede bulunan emeklile- rin bü>ük bir bölümünün maaş Buğdayda endişeli bekleyiş • Yağışlann geç kalması nedeniyle bu yıl hububat rekoltesinde düşüş bekleniyor. Yağışlar; nohut, mercimek, şekerpancan ve sebze üretimini olumlu etkileyecek. Bölgesi'n- deki yağış- lar ise normalin yüzde 30 üzerinde ANKARA (AA) - Yağışlann gecikmesi hu- bubat rekoltesini olum- suz yönde etkiledi. Bu yıl, mayıs ayında yağışın az olması nedeniyle hu- bubat rekoltesinde yüz- de 20-30 oranında bir azalma bekleniyor. Zira- at Odaları Başİcanlığı'n- dan edinilen bilgiye gö- re bu yıl mayıs ayında yeterli yağışın olma- masından. özellikle Ak- deniz, İç Anadolu ve Ege bölgelerindeki hububat ekim alanlan olumsuz etkilendi. Meteoroloji Genel Müdür- lüğü'nün verilerine göre 1991- 1992 tanm yılını oluşturan 1 Ekim 1991-15 Haziran 1992 tarihleri arasında, Doğu Ana- dolu Bölgesi hariç diğer bölge- lerdeki yağışlar uzun yıllar or- talamasının altında kaldı. Veri- lere göre bu dönemde, Marma- ra Bölgesi, normalin yüzde 20, Ege Bölgesi yüzde 44, diğer böl- geler ise normalin yüzde 2 ila yüzde 10'u arasında değişen oranlarda daha az yağış aldı. Bu dönemde Doğu Anadolu gerçekleş- ti. Meteo- roloji Ge- nel Müdü- rü Mehmet Örmeci konuyla il- gili olarak yaptığı açı- klamada, bu yıl nisan ayında, Ege sahille- ri, Trakya'nın baüsı ile Doğu Karadeniz sahili dışında kalan tüm bölgelerin ortaîamanın al- tında yağış aldığıru söyledi. Mayıs ayında da Karadeniz, İç Anadolu'nun doğusu ve Ege'- nin kuzey bölümlerinde yağış noksanhğı tespit edildi. Ziraat odalan yetkilileri, ha- ziran ayında başaklanmanın tamamlandığını, bu ayda de- vamlı ve aşın yağan yağışın ekinlere bir faydası olmayaca- ğını kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürü Mehmet Örmeci. haziranın ilk yansında Denizli. Isparta, An- kara, Kırşehir, Yozgat, Kayse- ri, Adıyaman ve Erzincan çev- resinde normale yakın, yer yer normalden daha az yağış ahn- dığını belirterek bu yörelerde, tam dane olgunluğu meydana gelmeden ekinlerin sararmaya başladığmı söyledi. Halen devam eden yağışla- nn. barajlardaki su seviyesinin artması yanında. pamuk, şe- kerpancan, patates. sebzeler, ayçiceği gibi ürünlerde verim artışına neden olacağı belirtili- yor. 20 milyon ton buğday zor Yetkililer, 1992 ilkbahar dö- nemi iklim gidışı ve özellikle yağış değerleri bakırriindan hu- bubat veriminde normal bir ürün beklenebileceğini, ancak buğday rekoltesinde 20 milyon tona ulaşmanın mümkün ol- madığını belirttiler. Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri de tahıl re- koltesi tahmini yapmak için daha erken olduğunu belirte- rek bazı yerlerin çok yağış aldığını ve bu yerlerde norma- lin üzerinde verim beklendiğini kaydetti. Cevheri. baa yöreler- de ise ürünün dunımunun iyı olmadığını söyledi. Antalya-Alanya kıyı şeridi üzerinde, Alanya'ya 25 km., Antalya Havaalam 'na ise 100 km. uzakhkta nefls bir kumsahn hemen ardında kurulu bulunan Otel İncekum, yılın 7 ayında konuklanna her yönüyle doyurucu bir tatil için gerekli bütün olanak ve hizmetleri sunmaktadır. • Deniz manzaralı özel balkonlu ve banyolu odalar • 104 oda ve 6 bungalov/da 220 yatak • Açık ve kapalı lokanta • Açık büfe • Diskotek • Bar • TV Salon • Butik • Spor tesisleri ve donammı; dileyen konuklar için özel ders olanaklan • Eğlence ve animasyon programları. Otel Incekum: Avsallar Köyü / Alanya Tel: (3237) 1149-1007- Fax H20 Alişan Reisen K-Adenauer-Str. 41 5650 Solingen 1 Tel.: 0212/209855 UtcekjLun. inceJaun. tncekuın. LnceJaun. Incehun. inceJcum. Incekum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle