Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 1992 SAL
HABERLEREV DEVAMI
BURASITÜRKİYE
HALUKŞAHtV
Pavarotti'nin Ölçüleri
Gelirdi, gelmezdi, gelecekti, gelmeyecekti derken Lu-
ciano Pavarotti konseri de geride kaldı. Nice bnlüleri ko-
nuk etmiş istanbul'un sanat tarihinde 21 Haziran 1992,
Pavarotti'nin konser verdiği gün olarak anılacaktır.
Uluslararası medyalara sıfat yetmiyor. "Büyük"ün eski-
diği yerde "süper", onun etkisini yitirdiği yerde "mega"
devreye sokuluyor. Sıfatları şişirerek büyütmek çağımızın
pazarlama ve reklam kültürünün ayrılmaz bır parçasıdır.
Popüler kültür tezgârılarında şu anda yarının "mega" star-
larının kumaşı dokunmaktadır. Yarın "mega" da gücünü
yitirecek, yerine yenisi bulunacaktır.
Caruso'dan bu yana htçbir opera sanatçısının ulaşama-
dığı şöhrete ve servete ulaşan "mega yıldız" Pavarotti de
kuşkusuz bu kültürün bir ürünüdür. Bu nedenle onun şöh-
ret mühendisleri tarafından şişirilmiş birçeşit "Madonna"
olduğunu öne sürenlere bile rastlanmıştır. Onun bazı dav-
ranışlarına, kimi magazin gazetecilerince Madonna'nın
kaprisleriyle eşit işlem yapılmıştır.
Ege Seramik tarafından düzenlenen Pavarotti konseri-
ne buna benzer kuşkularla gittim. Yapış yapış sıcak bir Is-
tanbul gecesiydi. Zeytinburnu ile Topkapı arasındaki
mezbelelikte çöp kokulan en pahalı parfümlere karışıyor,
gündüzleri kurbanlık hayvan satışı yapılan yerlere Merce-
des'ler, Jaguar'lar park ediliyordu. Tüm "sosyete" ora-
daydı. Bu konser için pırıl pırıl hazırlanan Abdi Ipekçi
Salonu'nu dolduran, 15 bin kişinin önemli bir bölümünün
ikinci bir tenor adı söyleyemeyeceğine emindim. "Ey rek-
lam, sen nelere kadirsin!" diye düşündüm.
Ama tüm bu kuşkular Pavarotti'nin ilk aryasına başla-
masıyla sona erdi. Pavarotti, yapay bir popüler kültür
mega-stanndan ibaret olmadığını, ardındaki efsaneye la-
yık bir sanatçı olduğunu kamtlayıverdi. Izleyicıleriyle hari-
ka bir diyalog kurdu. Her aryanırt bitişinde, gol atmış bir
futbolcu ya da sınavdan çıkmış bir öğrenci gibi seviniyor,
bu sevincini izleyicileriyle paylaşıyordu.
21 haziran konserinde Pavarotti ile Istanbul birbirlerine
yakiştılar. Pavarotti de bunun farkına varmış olmalı ki kon-
seri bitiriş konuşmasında istenirse yeniden gelmekten
mutluluk duyacağını söyledi.
• • •
Ûç dakikalık arya başına 40 bin dolardan kim olsa gelir
diyenleriniz olabilir. Ancak iş o kadar kolay değil. Kâğıt
mendil gibi kolayca sıpıtılıp atılabilen Madonna ların tersi-
ne, Pavarotti'ler kolay kolay yetişmiyor. O "mega" şöhre-
tin arkasında dev bir reklam ve halkla ilişkiler endüstrisi
olduğu kadar müthiş bir birikim, çalışma ve disipiin var.
Oehşet verici gerilim düşünün: Daha önce hiç gıtmedıği-
niz bir kente gidiyorsunuz, 15 bin kişinin önüne tek başını-
za çıkıyorsunuz ve çıt çıkmayan bir salonda, size aynı
zamanda bir sirk hayvanına bakarcasına bakan, alkışla-
mak kadar yuhalamaya da hazır insanlann önünde şarkı
söylemeye başlıyorsunuz.
Ya sesir.iz çatlarsa?
Pavarotti, tenorun yaşadığı ve yaşattığı bu gerilimin
"sirkte ip üzerinde yürüyen bir cambazı seyretmek gibi"
olduğunu söylüyor.
Rezil olmamanın tekçaresi var. Çalışacaksınız, yıllarca
her gün hiç durmadan çalışacaksınız.
Sanatcının hayatının harcı haline gelen bu gerilimin
dehşetini anlamak isteyenlere Zeynep Oral'ın yeni çıkan
Tutkunun Romanı'nı salık veririm. Koşullar ve fırsatlar el-
vermediğinden "büyük" olmaktan "süper" ve "mega"
olmaya gecemeyen Leyla Gencer'in her gün yaşadığı bü-
yük korku ve işkence, evrensel nitelikte gerçek bir sanatçı
olmanın diyetidir.
Bu dünyada kestirme yollar yoktur.
• • •
Küresel siyasal değişmeler sonucunda kendisini büyük
bir kültür havzasının merkezinde bulan Türkiye, uzun yıl-
lar Batı kültürünün merkezinden uzak, bir "çevre" ülkesi,
bir ceşit "taşra" olarak algılanmıştır. Aynı haftaya denk
gelen Pavarotti konseri, Istanbul Festivali, Theodorakis-
Hacıdakis konseri gibi olaylar artık bu kültürel taşraya sı-
ğamamaya başladığımızı gösteriyor. "Batı'da ne varsa
bizde de olacak," vaadi demokrasi ile birlikte sanat alanın-
da da gerçekleşmeye başlıyor.
Bu sevinilecek bir olaydır. Merkezin ölçüleri bulaşıcıdır;
bir alanda geçerli olursa her alanda etkili olacak demektir.
21. yüzyılda başımızı dik tutabilmek için buna şiddeUe ihti-
yacımız var.
llkelerin unutulupfırsatların ganimetsayıldığı, kestirme-
ciliğin çalışmaya üstün tutulduğu şu dönemde, Pavarotti
ve Gencer, mega-star olsalar da olmasalar da iyi ölçüler-
dir.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Işçi ve PatronVaziyeti
23HAZIRAN1932
Ticaret Odası Meclisi dün
HabibzadeZiya Bey'in
riyascti altında tonlanmıştır.
Dünkü içtimada Iş Kanunu
Layihası hakkında yapılan
letkikata devam cdılmiş,
bilhassa daimi ameicnin
fabrika veya müesseseden
çıkanlmadan 15 gün evvel
haber verilip verilmemesi
hakkındaki altınci madde
uzun mûzakere ve
münakaşalan mucip
olmuştur. Katibi Umumi
Vehbi Bey bu mesele
hakkında üç muhtelfnokta
olduğunu söylemiştir. Bazı aza amele ile müessese sahibi
arasında olan mukavelenin feshi için 15 gün evvel haber
vermek usülünün doğru olduğunu. diğer bir kısım aza ise
aktin feshi için ihbarmüddetinin 15 günden bir haftaya
indirilmesini, diğer bazı aza da muvakkat işçilere iş bitince ve
daimilere ise 15 gün evvel haber verilmesinin muvaffık
olacağını söylemektedirler. İdare Heyeti Komitesi de ihbar
keyfiyetinin bır hafta ev\el yapılmasını muvaffık bulmuştur.
HalkevleriYann Türkiye'nin 20 yerinde daha yeniden Halkevleri
açılacak ve bu münasebetle İstanbul Halkevi'ndede bir
müsamere verilecektir. Müsamereye Halk Fırkası Umumi
Katibi Recep Bey'in Ankara Halkevi'nden radyo ile
söyleyeceği nutukla başlanacaktır. Bu nutku halka
dinletmek için İstanbul Halkevi salonuna da bir radyo
konmuştur.
ANMA
O.RAGIP
GÖKSAL
1963-1991
Bılıncımızde
Yıt)iyorsun Yaşayacaksın
IRKADAŞLARI Adına
CENK-AV\İ
Atİlia İle İlİşkİlerde venİ Ulllllt Böbrek ararken AIDS buldu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türk-Yunan ilişkilerin-
deki gelişmelerin Kıbns soru-
nundan ayn değerlendirilmesi-
ne yönelik ilk adım atıldı.
Türkiye ve Yunanistan tarafın-
dan öneeki gün yayımlanan or-
tak basın bildırisi, Ankara'da
memnuniyetle karşılandı.
Dışişleri kaynaklan. dostluk,
iyi komşuluk ve işbirliği anJaş-
ması imzalanması için "çabala-
nn hızlandınlması" niyetinin,
bildiride yer almış olmasını
önemli bir gelişme olarak de-
ğerlendiriyorlar. Kaynaklar,
bıldin metninde, anlaşma imza-
lanmasının Kıbns sorununa
doğrudan bağlanmamış olma-
sına dikkat çekiyorlar.
Dışişleri çevreleri, Yunanis-
lan Başbakanı Konstantin Mit-
sotakis'in, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Başbakan Süley-
man Demırel, Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin ve ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz ile yap-
tığı görüşmelerin "yapıcı ve
sotakis'in dostluk ve
anlaşması imzalanmasından
yana olduğunu, ancak Yuna-
•nistan'da muhalefet lideri And-
reas Papandreu'nun ve Yunan
kamuoyunun baskısı nedeniy-
le, anlaşmanın imzalanmasını
Kıbns sorunundaki ilerlemele-
re bağlamak zorunda kaldığına
dikkat çekiyorlar. Iki liderin Is-
tanbul'da yapacaklan görüş-
melerde. bu tıkanıklığın aşılma-
sına çalışılacağı bildiriliyor.
Özellikle Balkanlar'daki
"hassas" duruma dikkat çeken
Dışişleri kaynaklan, Türkiye-
Yunanistan iJişkilerini, bölge-
deki sorunlann banşçı yollarla
çözülmesi için "olmazsa ol-
maz" bir gereklilik olarak de-
ğerlendiriyorlar. Dışişleri çev-
releri, Balkanlar'da, Kıbns'ta
ve Avrupa'da son derece önem-
işbirliği yaretini tamamlayan Mıtsota-
kis de dün sabah Atina'ya
döndü. Mitsotakis, pazar günü
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz ve Başbakan Süleyman
Demirel'le görüşmeleri. arada
ailesıyle birlikte Ayasofya ve
Kariye müzçlenni ziyareti kap-
sayan yoruclı bir günün akşa-
mında Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetin'le birlikte ünlü İtalyan te-
nor Luciano Pavarotti'nin
Abdi İpekçi Spor Salonu'ndaki
konserinin birinci bölümünü iz-
ledi.
Daha sonra ise Rahmi
Koç'un evinde onuruna verilen
davete, yine Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin'le birlikte katıidı.
Davette Mitsotakis'in ve Hik-
met Çetin'in eşieri de hazır bu-
lundu.
Mitsotakis'in, pazar öğleden habersiz,
sonra görüşmelerini tamamlar l e s t
tamamlamaz İstanbul'dan ay-
nlması bekleniyordu. Ancak
Mitsotakis ailesinin eski dostu
olan Koçlar'ın davetini alınca,
MBaştarafi 1. Sayfada
ca Türkiye'ye geri gönderildi.
Dönüşünde sigortalı olduğu
için tedavisini sürdürmek ama-
cıyla SSK Trabzon Hastanesi'-
ne başvurdu. Burada yapılan
kan tahlılınde de AIDS virüsü
çıktı. Kesin .teşhis için Karade-
niz Teknik Üniversitesi (KTÜ)
Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sev-
kedilen G.Ö.'nün, bu hastane-
den de kesin teşhis için İstan-
bul'a göndenlmesı uygun
bulundu. Geçen cumartesi gü-
nünden bu yana SSK İstanbul
Hastanesi Diyaliz Servisi'nde
böbrek yetmezliği nedeniyle
yatmakta olan G.Ö.'nün ka-
nında gerçekten AIDS virüsü-
nün bulunup bulunmadığı
henüz tam olarak belirleneme-
di. 4 çocuk annesi G.Ö. de çok
az bir ömrünün kaldığından
bugün açıklanacak
tanbul'a gönderdik."
Trabzon SSK Hastanesi yet-
kilıleri, diyaliz makinelerinin
her seanstan sonra dezenfekte
edildiğini, bu nedenle tehlike-
nin sözkonusu olmadığını söy-
lemelerine karşın, KTU Dahili
Tıp Bihmleri Ana Bılım Dalı
Başkanı Prof. Dr. Ziya Mocam
da "Hasta bir süre önce SSK
hastanesinde diyalize girmiş,
bir buçuk ay önce böbrek nakli
için Hindistan'a gıtmiş. Ancak
burada yapılan tahlillerde
AIDS olduğu anlaşılınca nakıl
nın çok az ömrii var. Şu anda
Diyaliz Servisi'mizde Dr. Fat-
ma KarakulJukçu'nun gözeti-
minde tedavi görüyor. Hasta-
nın ömrünün az olması nede-
niyle kimseyle görüştürmüyo-
ruz. Çünkü böbrek yetmezliği
çok ileri bir aşamaya gelmış.
Hastanın durumunun ağır ol-
ması nedeniyle kendisiyle, has-
talığıyla ilgili yapılacak en
küçük bir sohbet bile onu mo-
ral açısından çökertir. Psikolo-
jik açıdan olumsuz etkiler.
G.Ö.'nün cihazdan ayn yaşa-
işlemi yapılmadan geri gönde- ması mümkün değil. Cihazdan
rilmiş. Özellikle SSK'da diyali- aynlınca ne kadar yaşatacağız,
girdiği zamanki durumu
ilgili Cumhuriyet'e yaptığı açık-
lama şöyle: '• Hastanın diyaliz
makinesıne gırmesinde sakınca
var. Çünkü o makinelere başka
hastalar da gıriyor. Yani
ze
kaygı verici. Bu yolla hastalık
başkalanna da bulaşmış olabi-
lir. Derhal olaya el konulmalı
ve gerekli araştırmalar yapıl-
malıdır" biçiminde görüş biJ-
dirdi.
İstanbul Haber Servisi'nin
haberine göre 4 çocuk annesi
G.Ö. ile ilgili olarak İstanbul
SSK Hastanesi Başhekimi
Mehmet Fazıl Yazıa şu bilgile-
nemde, Mıtsotakıs'ın y
yi zıyaret etmesının, kendı
başına önemli olduğunu belırtı-
yorlar. Kaynaklar, Yunanis- ç ,
karşıfıkh aniâyışa yardîma" tan'm dış politikasının temel bunu geri çevirmek istemediği U ( u u u a ı u a
, I c t I 1 1
olacak şekilde geçüğini bildiri- noktalannın değışmesının bek- v e
kahşını dün sabaha kadar AIDS'li hastaya makinenin ta-
yorlar. lenmerneşı gerektığıne dikkat uzattığı beürtirdi. Rahmi Koç'- mamen tahsis edilmesi lazım ki, ze geıı
Başbakan Demirel, Türkiye Çekerek Ulkelenn dış polıtıka un evinde verilen davete aynca, o
imkân da bızde yok. Makıne AIDS virüsü olabileceği ihti-
ile Yunanistan arasında "Dost- oncelıklen kolay kolay degış- pa
trikhane'de vaftiz olan h a s t a y a t a h s i s
edildiği zaman ma
lini gözününe aldık ve ted-
küçuk Dımitnos un annesi eskı • - • •• •
ri verdi:
"Cumartesi günü hastanemi-
ze getirilen G.Ö.'nün kanında
luk ve İşbirliği" anlaşmasının
haar olduğunu mayıs ayında
açıklamıştı. Ancak Yunan tara-
fı, Kıbns sorunu çözülmeden,
bu anlaşmanın imzalanmasının
mümkün olmadığını bildirmiş-
ti. Diplomatik kaynaklar, Mit-
mez. önemli olan, ülkelerin di-
yalog içinde olmasıdır. Diyalog
olmazsa, uzlaşma da
diye konuşuyorlar.
Mitsotakis döndü
Jstanbul'a ıkı günlük özel zi-
Sorunlar Kıbns9
la çözülür
YDP milletvekili Gianna An-
olmaz" gelopoulos, babası Theodoros
Angelopoulos, dedesi ünlü de-
mir-çelik mılyarderi Panayotis
Angelopoulos'un da katıldığı
öğrenildi.
MBaştarafi 1. Sayfada
munda hiçbir değişiklik kayde-
dilmedi. Ege'deki trajik uçak
kazasına karşın Mitsotakis,
Türkiye ile dostluk anlaşması
imzaJamak için Türklere iyi ni-
yetini göstermeyi sürdürmekle,
ulusal çıkarlanmızı felakete sii-
rüklüyor."
Hükümet Sözcülüğü, PA-
SOK'un bu açıklamasını, "mo-
noton ve rutin" bir açıklama
olarak nitelerken Papandreu'-
nun, Yunan çıkarlanndan ha-
bersiz olduğu ve "hükümetin bu
kritik ortamda gösterdiği uğra-
şılann değerini anlamadığını"
öne sürdü.
"Sol İttifak" lideri Maria
Damanaki, Mitsotakis'in,
Türkiye'ye bölgede oynamak is-
tediği üstün rolde yardımcı
olduğunu" öne sürdü ve Türki-
ye'nin Kıbns ve uçak kazasına
neden olan Ege siyasetini eles-
tirdi ve Mitsotakis hükümeti-
nin, Türk-Yunan ilişkilerinde
izJediği siyasete kesinlikle katıl-
madığını sözlerine ekledi.
Başbakan Mitsotakis de dün
sabah İstanbul'dan döner dön-
mez Cumhurbaşkanı Konstan-
tin Karamanlis'i ziyaret ederek,
temaslan konusunda bilgi ver-
di. Mitsotakis, görüşmeden son-
ra, Türk-Yunan dostluk anlaş-
masının Kıbns sorununda iler-
leme kaydedilmedikçe imzala-
namayacağmı ve bu konuda Ka-
ramanlis'in de aynı görüşte ol-
duğunu açıkladı.
Yunanistan'da gazeteler ve
televizyonlar, Mitsotakis'in İs-
tanbul ziyaretini şöyle verdiler:
Elefterotipia (Bagımsız): "İs-
tanbul Usulü Davos" başbğı al-
tında, Davos ruhunun lstan-
bul'da canJandığından söz eden
haberinde, "Türk-Yunan ilişki-
lerinde yeni umutların
belirdiği" değerlendirmesini ya-
parken, muhaJefet partilerinin
gösterdiği sert tepkilerine de yer
verdı.
Gazete, Mitsotakis'in, "Kıb-
ns sorunu çözüm yoluna girme-
den, Türk-Yunan dostluk ve iş-
birliği anlaşmasının imzalanma-
yacağı" yolundaki Yunan gaze-
tecilerine sık sık yaptığı açıkla-
masına yer veriyor. Gazete,
"Kıbns sorununu, Türk-Yunan
anlaşmasının anahtanna" ben-
zetirken, "Her şeyin New York
müzakerelerinden alınacak so-
nuca bağlı olduğuna" dikkati
çekti.
lktidar yanlısı Elefterostipios:
Mitsotakis ile Cumhurbaskanı
ÖzaJ'ın yat gezisinde dinledik-
leri Yunanca sarkıları, haber
başhğı olarak kullandı: "Beni
sevdiğini bir daha söyle" adlı
şarkıyı mecazi anlamda kulla-
nan Elefterostipios, "Kıbns so-
runu ve Türk-Yunan ilişkilerin-
de yeni umutların doğduğunu"
haber verdi.
Muhalif Etnos gazetesi:
"Türkler, Mitsotakis'in sami-
miyetine karşılık vermedi" baş-
bğı altındaki haberinde, Mitso-
takis'in "iyimserlik duymasına
neden olan hiçbir değişiklik
yok" ifadesini kullandı.
Yunan radyo ve TV haberle-
rinde birinci sıradan verilen
Mitsotakis'in İstanbul ziyareti,
radyo ve TV'Ierin siyasi eğilimi-
ne göre "olumlu" ve "olum-
suz" şekillerde değerlendirildi.
haftada iki defa kullanılması
gerekir. Bu durumda da cihaz
âtıl kalacak. Hastaya özel elbi-
seler giydirilerek, yine özel izo-
lasyon yapılması zorunlu. Bu
teşkilat da bizde yok."
Diyalize giren hastanın ka-
nında AIDS virüsüne rastan-
ması nedeniyle aynı makıneye
giren diğer hastalara da AIDS'-
in bulaşıp bulaşmayacağı şek-
lindeki soruya da aynı yetkili şu
yanıtı verdi:
"Bulasma ihtimali makine-
den azdır. Bulaşma ihtimali
varsa personele daha çok bula-
şır. Diyaliz hastalanna kan ve-
rildiği için kanlardan bulaşma
ihtımaii daha fazladır. Bir de bi-
zim tahlillere göre müspet olan
şey, menfi de olabilir. Yani şaş-
malar da olabilir. Biz kesin
AIDS teşhisi koymadığımız
için Karadeniz Teknifc. Üniver-
sitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'-
ne sevkettik. KTÜ de İstan-
bul'a gönderilmesinde yarar
gördüğünü bildirdi. Bu nedenle
de kesin teşhis için hastayı İs-
Polisin cumartesi günü >aptığı operasyondan sonra
Küçükarmuüu'da kalmisını protesto eden bir grup
açiık grevine başladı, ancak polis göstericileri daha sonra gözaltına aldı. Açiık grevi yapan
yurttaşlar cumartesi günü sabah erken saatlerde yapılan operasyonun "huzur operasyo-
-•" olmadığını, aksine huzursuzluk yarattığını öne sürdüler. Dün açiık gre>ine başlayannu
yurttaşlar, devletin Küçükamıutlu'da oturanlan potansiyel suçlu olarak gördüğünü, her
yıl bu operasyonların belli aralıklarla yinelendiğini iddia ettiler. Küçükarmutlu halkının
kesinlikle polis çağırmadığını belirten yurttaşlar "'Kğer bir kişi boyle bir girişimde buiun-
muşsa bu Küçükamıutlu'da oruranların çağrısı olamaz" dediler.
Ülkücüler yol ayrunında
• Baştarafi 1. Sayfada
nı olanak tanıyan yasayı,
MHP'nin malvarlığına ilişkin
düzenleme nedeniyle veto ede-
ceği yönünde bazı söylentiler
olduğunu söylediler. Türkeş,
şahsına ait olanlar dışında,
MHP'nin mallannı en kısa za-
manda partiye devredeceğini
açıkladı.
MÇP Genel Başkanı Türkeş
ile uzun bir süredir yollannı ayı-
ran MHP'nin son Genel İdare
Kurulu üyeleri, MHP'yi kura-
rak. yeniden faaliyete geçirme
yönündeki çalışmalannı sürdü-
rüyorlar. Büyük bölümü
ANAP'ta olmak üzere, 12 Ey-
lül'den sonra ülkücü kesimin
örgütlendiğı siyasi oluşumlann
dışındaki partilerde siyasi ya-
şamlannı sürdüren bu yönetici-
jer. MHP'nin son GİK üyeleri
ile son kurultay delegelerinin,
MHP'nin açılmasına ilişkin eği-
limlerini saptıyorlar.
Bu çahşmalan yürüten Sadi
Somuncuoğlu. Cumhuriyet'e.
GİK üyelerinin tamamına ya-
kın bölümünün, MHP'nin ku-
rularak. misyonunun sürdürül-
mesinden yana olduklannı
söyledi. Delegelerin eğilimleri-
nin belirlenmesi çalışmalannın
da sürdüğünü belirten Somun-
cuoğlu, MHP'nin kurulma ge-
rekçelerini sıralarken de, "12
Eylül'de büyük bölümü idam
istemiyle yargılanan MHP yö-
neticileri beraat ettiler. Şimdi,
siyasi platformda beraat etme
anlamma gelen itibarlannın ge-
ri venlebilmesi için MHP'nin
kurularak faaliyete geçiriimesi
gerekiyor. MHP'nin kurulma-
sı, milliyetçi kesimdeki 4-5 par-
çalı bölünmeyi de önleyecek ve
bir toparlanma sağlayacaktır.
Aynca, MHP'nin açılması,
darbecilere karşı yapmamız ge-
reken demokrasi mücadelemi-
zin de bir gereğidir" dedi.
GİK üyelerine Bulvar Palas'-
ta öneeki gece bir yemek veren
Türkeş'in, MHP'nin açılması-
na sıcak bakmadığı öğrenildi.
Türkeş'in, GİK üyelerininyan-
sının katılmadığı yemekte,
MHP'nin açılması yönünde ke-
sin ifadeler kullanmadığı belir-
tildi. Yemeğe katılan bir GİK
üyesi, "Sayın Türkeş, bu konu-
da çekimser bir tutum sergiledi.
Bu ise, herkesin üzerinde kolay-
ca birleşeceğı gibi, MHP'nin
açılmasına karşı çıkmak anlamı
taşımaktadır" dedi. Türkeş'in
bu görüşlerini, MHP'nin halen
hayatta olan 32 GİK üyesinden
yalnız MÇP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Irmak'ın
paylaştığı öne sürüldü.
Cumhuriyet'in belirlemeleri-
ne göre. GİK üyelerinin daha
önce kendi aralannda iki kez
yaptıklan ve Anadolu Ku-
lübü'nde gerçekleştirilen top-
lantılara. 24 GİK üyesi katılır-
ken, Türkeş'in yemeğine Tür-
keş'in dışında 15 GİK üyesi
geldi. Gelmeyenlerin büyük bö-
lümünün mazeret de gösterme-
dikleri öğrenildi. Yemeğe katı-
lan GİK üyeleri şunlar:
"Sadi Somuncuoğlu, Necatı
Gültekin, Nevzat Kösoğlu, Ya-
şar Okuyan, Avni Çarsancaklı.
Mehmet Doğan, Ali Fuat Eyü-
poğlu, Turan Koçal. Mehmet
Irmak. Faruk Demırtola. Ziya
Derya. İsmet Kapusuz, Meh-
met Voyvoda DevelioğJu, Ser-
vet Bora."
Kongreye kadar MÇP yöne-
timinde görev alan. ancak
kongreden sonra yönetime gir-
meyen GİK üyelerinden Ali
Fuat Eyüpoğlu. Ismet Kapusuz
ve Faruk Demirtola'nın da
MHP'nin açılmasından yana
olduklan bildinldi. Cumhuri-
yet'in belirlemelerine göre, baş-
ta MHP'nin açılması konusu
olmak üzere, çeşitli konularda
Türkeş'e muhalif olan GİK
üyeleri şunlar:
"Sadi Somuncuoğlu, Agah
Oktay Güner, Necati Gültekin.
Nevzat Kösoğlu. Yaşar Oku-
yan, Avni Çarsancaklı, Meh-
met Doğan, Ali Fuat Eyüpoğ-
lu, İhsan Kabadayı, Osman
Albayrak, Faruk Demirtola.
Taha Akyol. İsmet Kapusuz.
Servet Bora."
Diğer GİK üyelerinden bir
bölümünün de. MHP'nin yeni-
den açılması konusunda Tür-
keş ile ayn düştüklen bildinldi.
MHP'nin kuruluş çalışmalannı
yürüten eski MHP yönetidlen.
Cumhuriyet'e yaptıklan değer-
lendirmelerde, "Türkeş'in bu
konuda tümüyle yanlız kaldığı-
m"!fade ettiler.
HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DA
Uevlet Bakanlıflı Meteoroloıı
Genel Müdûrtüjjû'nden alınan
bılgıye göre yurdun kureydo-
ğu kesımlen parçalı bulutlu.
Doğu Karadenız ile Doğu Ana-
dolu'nun kuzeydojusu sağa-
nak yağışlı. diğer yerler az bu-
tutlu geçecek Hava sıcakfnjı
bıra* artacak Rûzgar kuzey ve
batı yönlerden hafif ara sıra
orta kuvvette esecek Oenızte-
nmızde rûzgar Dojju Karadenız ve Do$u Akdenız'de gürtbatısı ve karayel, ötekı denızten- j _ _
rmzde yıldız ve karayelden 2-4, yer yer 5 kuvvetınde, saatte 4-16. yer yer 21 denızmılı fonya
•rttzla esecek Van Gölü'nde hava. parçalı bulutlu geçecek. uersın
Samsun
Irabzon
ZonguUak
birli davranarak kendisini diya-
liz makinesine almadık. Kan
testini el yöntemiyle gerçekleş-
ürdik. Bununla diğer hastalan
da rizikoya sokmamış olduk.
Testin kesin sonuçlan yann-
(bugün) ortaya çıkacak. Hasta-
onu da bilemiyoruz."
AIDS virüsü taşıdığı bildiri-
len G.Ö.'nün 19 yaşındaki kızı
Nurdan Özşahin, annesinin
hastalığı nedeniyle şunlan söy-
ledi:
"Annem iki buçuk yıldan bu
yana böbreklerinden rahatsız.
27 mayıs günü Hindistan'a git-
ti. Dıalizegirdi. Tahlilleri yapıl-
dı. Tahlilinde mikrop bulunun-
ca, gittiği hasiane başka bir
hastaneye gönderdi. Babam da
çok pahalı olduğu için "Tür-
kiye'ye dönelim, Türkiye'de
tetkiic ve tedavileri yaptınnz"
dedi. Türkiye'ye döndüler.
Hindistan'tan Trabzon'daki
SSK hastanesine kanında
AIDS virüsü bulunduğu yolun-
da yazı geldi. Bayramın ikinci
günü de çok rahatsızlaşınca
SSK'da dialize girdi. Oradan
da İstanbul'a gönderildi."
AIDS'li diyalize
• Baştarafi l. Sayfada
"Daha önce bakanlık, özellikle
hemodıyahz gıbı ışlemler önce-
smde AIDS testi yapılması ge-
rekuğı konusunda sağlık kuru-
luşlannı uyarmıştı. Gerekirsc,
şımdi yeni bir genelge çıkanla-
rak. konu açıklığa kavuşturu-
lur" dediler. Bakanlık yetkılile-
n, öncelikle hemodiyalize gir-
mış olan hastanın AIDS hastası
rriı, yoksa yalruzea AIDS virüsü
mü taşıdığının belirlenmesi ge-
rektiğini kaydederek, şunİan
söylediler:
" Genellilcle hemodiyaliz üni-
teleri, kullanıldıktan sonra te-
mızlenmektedir. Aynca enjek-
törler de değişmektedir. AIDS
bir virüstür. Hava ile temasta
nın kesinlikle diğer hastalardan
ayn tutularak ıntaniyede yat-
ması gerektiğini söyledi. Dr.
Telaferli, böbrek diyaliz maki-
nesinin içındeki parçalan değiş-
tiremedikleri için bulaşma riski-
nin çok fazla olduğunu kayde-
derek, "AIDS'li hasta, karar
çıkartılarak diyalize bağlansa
bile, bir doktor olarak, aynı di-
yaliz makinesinin diğer hastalar
tarafından kullanılmasının ke-
sinlikle riskli olduğu görüşün-
deyim"dedı.
Şamatya SSK hastanesi Üro-
loji servisinden Dr.Cumali Er-
dan sonra diğer hastalara bağ-
lanabileceğini belirten Ergün,
diyaliz makinesine bağlanacak
tüm hastalann Elıza testinden
geçirilmesi gerektığıne dikkat
cekti.
gün de. Eliza testinin her hasta-
ya uygulanmasının, Türkiye
koşullannda zor olduğunu
etkisi kalmaz. Bu olayda, diğer öne sürerek. hastada AIDS ol-
hastalara geçmeme ' olasılığı, duğunun bılınmesı durumunda
geçme olasıLâından vüksektir ^
a
^'y
a
'i
z e
bağlanmayacağını
ama yüzde bir de olsa, geçme bildiıxü\ AIDS'li hastalann
olasıhğından söz edilebilir. bağlandıgı diyaliz makınelen-
Olay. Karadenız Tıp Fakül-
n ı n a n c a k
8
a z
stenlızasyonun-
tesi'nden araştınlacaktır."
İstanbul Böbrek Hastanesi
Başhekimi Abdullah Özgözü-
kara, ABD'de de AIDS'li has-
talann ayn bir diyaliz makine-
sine bağlanmadığını belirterek.
şöyle konuştu: İstanbul International Hos-
"Dıyalız uygulamasında pital'dan Ürolog Doç.Dr.Ali
AIDS hastalığı. 'Hand Book of Ne
ja t
Eğilmez, böbrek hastala-
Diahses'kıtabındadabelırtıldı- n
jçin
kullanılan diyaliz maki-
ği gibi, 1986 yılından ben nskh ne
|e
rinin her kullanımdan son-
hastahk olarak goruluyor. An- r a
malzemesinin degiştirilmesi
cak bu nsk. hastalar ıçın oldu- ger
ektığini belirtü. Ancak,
ğu kadar, hasta bakıcılan ıçın AIDS'Ii hastalarda kullanılan
de geçerli. Bu nsk. kanın yere diyaliz makinesinin steril edildı-
damlaması ya da başka bır yere ğjn
<je
virüsün yok olup olmadı-
bulaşması sonucunda ortaya ğı n ı n
bilinmediğine dikkat çe-
çıkabıhr. Yoksa her diyalızden ke n
Eğilmez, "Teorik olarak
sonra çamaşırsuyu ile yıkanan AIDS hastalığının kullanılan
makmelennvedeğiştınlenmal- diyaliz makinesinden bulaşma
zemelenn hastalar için bır nsk n
ski vardır, ancak şimdiye ka-
taşıması soz konusu değil. d a r
diyaliz makinesinden
AIDS'h hastalar ıçın ayn. diğer AIDS'in bulaştığını duyma-
hastalar için ayn bir makine dım"dedi.
kullanılması. bu konuda çok
hassas olan Amenka'da bile bir Istanbul Üniversitesi Çapa
karara bağlanmamış. Herhalde Tıp Fakültesi Böbrek Hastalık-
Türkiye'nin ekonomik gücü de 'an Bilim Dalı öğretım gorevlısı
bunu kaldıracak düzeyde değil. Hülya Ergin ise AIDS'lı hasta-
Amerika'da genel sağlık karar-
lannı veren kurul, Hepaut B
hastalığı için aldığı ayn diyaliz
makinesinin kullanılması kara-
nnı. gerek görseydi AIDS'li
hastalar için de uygulardı."
Göztepe Sosyal Sigortalar
Hastanesi dahiliye uzmanı Dr
Ahmet Telaferli. hastanede
böyle bir deneyım yaşamadık-
lannı ve her hastaya tedavi ön-
cesi Elıza testi uygulandığını
belirterek, AIDS oiduğu sapta-
nan hastalann. ancak Sağlık
Bakanlığı veya genel müdür-
lükçe çıkanlan kararla diyalize
bağlanabileceğini ve bu hasta-
ya uygulanan diyaliz makinesi-
nin başka bir hastada kullanıl-
masının nsk taşımadığını ileri
sürerek, diyalizin uygulanması
sırasında kullanılan malzemele-
rin, başka hastanın tedavisi sı-
rasında tamamen değiştirildiğı-
nı ve hasta kanının diyaliz
makınesi ıçerisinde steril sıvı-
larla dolaştığı için makineye
temas etmediğini. bu nedenle
bir risk oluşturmadığını belirtti.
Her tedavi sonrası diyaliz ma-
kinesinin çamaşır suyuyla yı-
kandığıiıı da kaydeden Dr.
Ergin, "Çapa'da rutin olarak
her 6 ayda bir hastalara Eliza
testi uvguluyoruz.
Y 28
1
K* sısl> Aac* B-Wutlu G-aunesh K kartı Ç sıslı
RLN.Yazarlar Derneği
Turkish P.E.N.
DENEME YARIŞMASI
' Üç deneme ile katılanabilen
yarışmada konu sınırlaması yoktur.
> Son katılma tarihi 15 Kasım 1992
1
Ödül, Sabahattin Eyuboğlu'nun
anısına 13 Ocak 1993'te
düzenlenecek törende verilecektir.
* Seçiciler Kurulu: Vedat Günyol,
Cevat Çapan, Konur Ertop, Alpay
Kabacalı, Atilla Birkiye.
• Ayrıntılı bilgi P.E.N.'den
(Nuruosmaniye Cad. Kardeşler
Han 3/3 Cağaloğlu-İST.)
edinilebilir.