20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CUMHURIYETTEN OKURLARA ÖZGEN ACAR Haritacdann 'Federasyon' Bilinci... Dünyada son iki yıldır yüzü gülmeyen bir "basım" sektörü var. Dünya haritalarını, yıllık "almanak"ları basan, ülke atlaslarını yayan şirketierin artık yüzü gül- müyor. Borsadaki hisse senetlerinin degeri düşüyor. Uluslararası siyasal oluşumlar haritacıları gerçek- ten çok güç durumda bırakt. Gün geçmiyor ki, ortaya yeni bir devlet çıkmasın, BM'ye yeni bir devletin bayra- ğı törenle çekilmesin... Siyasal gelişmeler haritacıla- rın neredeyse iflasına, bayrak yapımcılarının ise köşe- yi dönmelerine neden oluyor. Dünyada her ders yılı başında "atlas" ya da yıl so- nunda "almanak" basan yayınevleri, günlerce uğraş- tiktan sonra dünya haritalarına son biçimini verip baskıya geçiyorlar. Atlaslar, almanaklar piyasaya çıkı- yor. Baskının üzerinden bazen daha iki ay geçmeden, bir bakıyorsunuz yeni bir devlet doğmuş... Sonuçta at- las "demode" olmuş... Bazen de en son baskının üzerinden iki hafta dahi geçmiyor ki, bölünen bir "federasyon"dan ortaya bir- kaç cumhuriyet çıkmasın... Sonuçta atlasın bu "en son baskısı"da yine "bayat" damgasını yiyor. Sovyetler Birliği'nde böyle olmamış mıydı. Şu anda Yugoslavya'da böyle olmuyor mu? Bu nedenle dünyada atlas satışları görülmemiş öl- çüde düştü. Buna karşılık bazı bilgisayar programcıları "harita- larda siyasal guncelliği" yakalamak için dünya harita- larını, ülke atlaslarını, hatta üç boyutlu "3 D" olarak dtsketlere işleyip pazarlıyorlar. Bunlar basılı harita ya- yınlarına karşılık hem güncel, hem ucuz... Son olarak da Çekoslovakya ikiye bölündü. Çek ve Slovaklar kendi ülkelerine "Çeskoslovanska" derler- di... Şimdi bakalım yeni ülkelerine ne adlar takacak- lar? Biz onlara ne ad vereceğiz? Belki de "Çekistan" ya da ''İslovakya " deriz!.. Tabii bu federasyonların bölünmesı ve yeni devletle- rin kurulması her ülkenin dışişleri bakanlığında "büyü- kelçilik " sırası bekleyen genç diplomatlara da yarıyor. Bu yeni devletler, diplomatlara "/fa/vyer'lerinin en büyük özlemi olan doruk noktasına daha kolay tırman- ma olanağını yaratıyor. 1968de Varşova Paktı ülkelerinin tanklarının "Çes- kostovanska'yt bir gecede nasıl işgal ettiklerini o zaman "Cumhuriyet" adına izlemiştim. Zorla götürüldüğü Moskova dönüşünde Komünist Partisi Genel Sekreteri "Slovak" Aleksandr Dubçek'in radyodan yaptığı "teslim çağrısını" dinleyen "Çek"- lerin de hüngür hüngür ağladıklarına. garip bir duyguy- latanıkolmuştum. Aynı yıl daha sonra birkaç kez daha gitmiştim Prag'a. "Çek" ve "S/ova/c"ların 31 Aralık 1968'de ger- çekleştirecekleri "federasyon "a geçiş günlerini de iz- lemek için gittiğim Prag'da, Kafka'nın köprüleri üzerin- de kar yağarken çok yürümüştüm. "Federasyon" bir umuttu o gün Çek ve Slovaklar için... Kıbrıs'taki Türk ve Rumlar için de ideal bir örnek- ti Prag-Bratislava "federasyon"u... Dubçek daha sonra Ankara'ya büyükelçi olarak sür- güne gönderilecek, ilk ve son demecini Ankara'da "Cumhuriyet'e verip "Prag Sa/7ar/"ndan söz edecek- ti. "Prag Baharı" Dubçek döneminin özgürlük simgesi bir slogandı. Gorbaçov'un Moskova'da yaptığını, Dub-* çek o zaman Prag'da yapmak istemişti. Bu demeç üze- rine "radikal" hükümet, Dubçek'i geri çekecek ve Slovakya'da bir orman işletmesine memur olarak ata- yacaktı. "Cumhuriyet" bu arada Dubçek'in Ankara günlerini birinci elden elde edip özel bir anı dizisine konu ede- cekti. Yabancı ajanslar bu anı dizisini dünyaya yaya- caklardı. Oysa bugün, Çek ve Slovaklar daha çeyrek yüzyıl dolmadan, silaha başvurmadan, kan davası gütmeden "federasyon "dan uygarca boşanıyorlar. Kıbrıs sorunu meslekte yazdığım ilk haberlerden- dir... 32 yıl boyunca değişik başkentlerden Kıbrıs ha- berleri yazdım durdum. Bugün de yazıyorum... Şu günterde New York'ta BM'de yine Kıbrıs sorunu, pardon "Kıbrıs federasyonunun kurulması" konusu gündemde. Butros Gali, Kıbrıs sorununu çözmeye çalışan kimbi- lir kaçıncı BM Genel Sekreteri... BM'deki diplomatik tırmanışına Kıbrıs arabuluculuğu ile başlayan eski Ge- nel Sekreter Xavier Perez de Cuellar bile "Kıbrıs fede- rasyonu"nu kuramadı... Galiba bir yanlışlık yapılıyor. Aralarına "kan" girme- miş Çek ve Slovaklar bile "örnek federasyonu" yıktı. Kıbrıs sorunu ilk ortaya çıktığı zaman adada yeni do- ğan çocuklar bugün kendileri çoluk çocuğa karıştı. 30 yıl önce kendi aralarında Türk Rumca, Rum Türkçe ko- nuşurdu. Kıbrıs'ın bugünkü kuşakları ancak Ingilizce anlaşabiliyor. Kıbrıs'ta bir "üniter" devletin "federas- yon" kurulmasını öngören bir harita artk hayal dışıdır. Dünya haritacıları bile böyle bir devletin haritasını basmayacak kadar artık yeterli deneyimi kazanmışlar- dır. Çünkü onlar, böyle bir anlaşmanın imzasındaki mürekkep kurumadan "federasyon"un tarihe gömüle- ceği bilincindedirler. Bugün adada iki devlet vardır. 30 yıldır kendisini kanıtlamış bu gerçek, ancak gevşek bir "konfederasyon" halinde, dünya haritalarında degişme- den kalabilir... ••• "Dönüş süreci" başladığında, değerli yazar Sayın Melih Cevdet Anday aramıza hemen katılamadı. Bir ameliyat, Anday'ın okurları ile buluşmasını geciktirdi. Cuma günü yazılarına yeniden başlayan Anday Ho- caya tekrar geçmiş olsun, tekrar hoşgeldin diyoruz. Daha çok şey var Anday'ın "hümanizm"\nden öğrene- cegimiz... Okullar bitti. Sınavlar sınavları izledi. Yaz çoktan başiadı. Artık tatil günleri yaşanıyor. "Cumhuriyet" okurlarına gazetelerini artık kapıcıları getiremeyecek. Okurlarımız köşedeki bakkaldan ya da otobüs durağın- daki büfeden kısa bir süre için "Cumhuriyet"\er\ni ala- mayacaklar. Bundan böyle kızgın kumlu plaj büfelerinde "Cum- huriyet"\erin\ arayacaklar. Gerek geçmiş yıl deneyim- leri, gerek son birkaç haftanın gözlemleri, kıyı kentle- rinde bazı dağıtım aksamalarının varlığını ortaya koymaktadır. Gazetemizin dağıtımını yapan "Birleşik Basın Dağıtım AŞ"r\\n titiz çalışma ve çabalarına şük- ran borçluyuz. Ancak "Cumhuriyet" bitince her neden- se ertesi günü artış yapılması için büte sahiplerinden uyarı gelmiyor. Bazı kıyı kent büfeleri kışın kaç tane "Cumhuriyet" satmışsa yazın da aynı sayıda gazeteyi getirince ortaya önemli bir sorun çıktyor. Ve tatile gi- den okurumuz da "gazete "sini bulamıyor. Böyle bir durumla karşılaşan okurlarımız eger ode- meli olarak; (9.1)5120505] numaralı telefonu arayıp, aagıtım" servisimize ola- yı duyururlarsa çok seviniriz. Bol güneşli, mavi denizlerde mutlu tatiller dileğiy- le... Akitli personelin işten çıkanlmasıyla, devlet televizyonunun dahadakötüleşmesi bekleniyor TTfFde son dizi: Güle Giile Saııa•Personelin işine son verilmesiyle TRT televizyonunun felce sürüklendiği öne sürülüyor. İstanbul TV'sinde 10-15 kişiyle idare edilen montaj bölümünde şu anda 2 kişi çalışıyor. Dış çekimler için tek ışıkçı kalmadı. Tüm teknisyenler ay- nldı. Yaz dönemi için planlanan nitelikli programlar gerçekleştirilemiyor. • Sürecek programlann ise 1 yapımcı ve 1 kameraman tarafmdan yapılması isteniyor. Yapımcılar, bunun olanaksızlığını vurguluyor, ekranın kararmama- sı için eski yayınlann tekrarına başvurulacagını, böylesi bir uygulamanm "bir ölüyü belli bir süre canlı gibi göstermekten" öteye gidemeyeceğini söylüyorlar. İstanbul Haber Servisi • An- kara, İzmır ve İstanbul televiz- yonlannda görev yapan akitli personelin işine son verilmesı- nin, bugüne dek kamuoyuna yansıyandan çok daha vahim bir karar olduğu ve Türkiye'de zaten sağlıksız işleyenresmite- levizyonun, tam anlamıyla felce uğrayacağı öne sürülüyor. Ankara TV'sinde 8 haziran- da, tstanbul TV'sinde ise 15 haaranda personele duyurulan karar, gerek işine son verilenler, gerekse bölüm müdürleri ve ya- pımo-yönetmenler tarafından tepki ve şaşkınlıkla karşılandı. Karann İstanbul'da acıklan- masının ardından, bılgı almak için TRTnin Ulus'taki binası- na gittiğimizde, tam bir kargaşa yaşandığına tanık olduk. Ku- rumdakı herkes, işten çıkarma- lan ağır biçımde eleştiriyor ve bardağı taşıran bu son damlay- la TRT yönetimine veryansın ediyordu. Bu karar, beraberinde ne tür olumsuzluklar getiriyordu ve neden tüm çahşanlan çileden çıkarmıştı? Bu soruyu bölüm müdürleri ve yapımalar şöyle yarutlıyor: "Akitli olarak çabşan perso- nelde, 4-5 yıldar görev yapan deneyimli ve nitelikli arkadaş- lann yanı sıra pek çok yetenekli genç vardı. Bu elemanlar cu- martesi-pazar demçden, düzen- li olarak çalıştıklan halde katkı- da bulunduklan program haftada kac kez yayınlanırsa. o kadar gün çahşmış sayılıyor ve düşük maaşlar alıyorlardı. Üs- telik haklan olan sosyal güven- celer de sağlanmıyordu. Sigor- talannın ödenmesi için TRTye açtıklan davayı kazanınca, yö- netim, bu parayı bundan sonra ödememek için işlerine son ver- di. Masraflan kısmak için bu yola başvuran TRT yönetimi, bir anlamda intihar etmiş olu- yor." Hem aynlan, hem de kalan- lar arasında gerçekten de 'ne işe yaradığj pek belli olmayan' kı- şilerin bulunduğunu belirten yapımalar, bu durumun 'her iki taraftan çok sayıda insanın haksızbğa uğradığf gerçeğini değıştırmediğini vurguluyorlar. Konuştuğumuz tüm müdür ve yapımalar, TRTnin asıl kam- burunun bürokratlar olduğunu öne sürerek, şunlan söylüyor- lar: "Yapımlarla doğrudan ilişki- lı kişiler işten çıkartılırken, bir bürokrat ordusu beslenmeye devam ediyor. Dünyanın hiçbir yayın kuruluşunda, bir yapım görevlisıne 4 bürokrat düşmez. Bu oran tersür. 6 bin TRT çalı- şanından en fazla bm'i yapım- larda görev almaktadır. Zaten TRT bütçesi, Meclis'ten geç- meyen ilk KIT bütçesi olarak tarihe geçti. Parasal sıkıntıyı gi- dermenin yolu, gereksız bürok- rasiyi kaldırmaktan gecer." Yapımalar, müdürler ve akitli çalışanlar, resmi televiz- yonun özel televizyonlarla re- kabet edebilmek için kendine çekidüzen vermesi gerekirken, tam tersine, programlannı felce uğrattığını söylüyorlar. tşten çı- karmalardan sonra yüzyüze gelinen çalışma şartlannı ise şöyle anlatıyorlar: "En önemli bölümlerden biri olan montajda şu anda iki kişi çalışıyor. Oysa 10-15 kişiyle bile sorun çıkıyordu. Stüdyodakiler dışında tüm ışıkçılann işine son verildi. Dış çekimler için ışıkçı yok. 20 kadar kameraman var- dı, yalnızca 9 tane kaldı. Hiçbir teknisyen kalmadı. özel akse- suarlarla ilgilenebilecek, teknik malzemeyi kullanabilecek, ya- pımda ve taşımada yardıma olacak hemen hemen kimse yok. Yapıma-yönetmenlerin tek bir kameramanla program çıkarmasını beklemek çılgınlık. Eskiden var olan 4-5 kişitik ekipler bile yetersizdi. Avnıpa'- da bu iş en azından 20 kişiyle yapılıyor. Şimdi ise 2 kişiden böylesi bir performans bekleni- yor." Pek çok sevilen programın yayınının tehlikede olduğunu vurgulayan yapımalar, yaz dö- nemi için planlanan birtakım nitelikli programlann da ger- çekleştiriîemeyeceğini belirti- yorlar. Oluşacak boşluklann, eski yayınlann tekranyla şişiri- lerek doldurulacağı ve özel TVlerle rekabeün olanaksızla- şacağı söylenenler arasında. Alevilerden tepki: 'Diyanet yasa taslağı şeriatı körüklüyor' İstanbul Haber Servisi -Laik devlet anlayışı içerisinde Diya- net İşleri Başkanlığı'nın bulun- maması gerektiğini savunan Aleviler, devletin. ülke nüfusu- nun yalnızca "şeriat peşinde koşanlardan" oluştuğu varsa- yımıyla hareket edemeyeceğini söylediler. Hazırlanmakta olan yeni Di- yanet İşleri Başkanlığı'nın teş- kilat ve görevleri hakkındaki yasa tasansıyla ilgili ortak bir bildiri hazırlamak için, Semah Kültür Vakfı'nın cağnsı üzeri- ne dün bir toplantı yapan çeşıtli Alevi derneklerinin temsilcileri "Diyanet örgütünün son za- manlarda Alevi-Sünni zıtlaş- masma çanak tutması, yurtse- ver herkesi rahatsız etmekte- dir" dediler. Devletin, yol, su, elektrik, okul, hastane gibi temel hizmet- lere harcaması gereken trilyon- larca lirayı Diyanet örgütü eliy- le belli bir kesime aktararak yurttaşlar arasında haksız ve adaletsiz bir durum yarattığına dikkat çekilen ortak bildiride şu görüşlere yer verildi: "Laik ve demokratık tüm kurum, kuruluş ve aydınlar bu çarpık durumun düzeltılmesini beklerken, yeni hazırlanmakta olan Diyanet İşleri yasa tasansı durumu daha da kötüye götür- mekte ve bu ülkede şenat iste- yenlere hizmet edecek bir örgü- tü iyice 'palazlandırmaktadır. Gerçek laisizmin özüne uygun olarak din işleri devlet işlerin- den aynlmalıdır. Yağmur yağdı böyle oldu İstanbul'da dün sabah saallerinde başlayan ve belirli arahklarla etkilı olan yağmur. alçakta kalan semtlerde su baskınlannayolaçlı. Bağalar, Gaziosmanpaşa veçevresindeetkili olan yağışlarda I57evhasargördü. Meteoroloji yetkilileri, yağışlann hafta sonuna kadar etkıli olacağını söylediler. Eskiler. "İstanbul'unhavasıilekızına güvcn olmaz" der. Dün. sabahın erken saatlerinde. bunaltan y az sıcağının ardından yağan yağmur, eskilen (kısmen de olsa) haklı çıkanyordu. Özellikle Bağalar Kocasinan Yavuzpaşa Caddesi ile Gaziosmanpaşa ve Fatih te etkili olan yoğun yağış, birçok ev ve işyerinin su altında kalmasına yol açtı. Bağcılar'da Tavukçu Deresı'nin taşması üzenne 117 evi sel bastı. 12 itfaiye ekibinın sürekli olarak görev yaptığı bölgede. su boşaltma çalışmalan_gece yansına kadar sürdü. (Fotoğraf. SUAT KOZLUKLU) Türkiye'nin satrançtamadalyaşanaazaldı KAHRAMANOLGAÇ Satranç Olimpiyaü'nın 11. turunda, Türkiye, erkeklerde Mısır'a 2.5-1.5, ba- yanlarda Türkmenıstan'a 2-1 yenildi. Erkeklerde, 1. masada Suat Atalık, 2. masada Turhan Yılmaz, 3. masada Suat şoylu beraberlik ahrken, 4. masada Ali İpek yenildi. Bayanlarda ise 1. masada Ni- lüfer İpek. 2. masada da Gülümser Öney yenildi, 3. masada Gülsevil Yılmaz iyi bir oyunla galip geldi. 1988 Selanik Olimpiyau'nda bronz ma- dalya kazanan Suat Atalık ile 1990 Novi Sad Olimpiyatı'nda gümüş madalya kaza- nan Suat Soylu'nun bu olimpiyatta ma- dalya şanslan gjttikçe azalıyor. Suat Ata- lık, son 3 turda yüzde 100 başan gösterir- se, belki bir bronz madalya yakalayabilir. Fakat, Brezilya yenilgjsinden sonra, an- cak bir galibiyet ve 2 beraberlik alabildi. 4,5,6,7. turlardaki galibiyet serisini devam ettiremedi. Dolayısıyla, büyükusta olma şansı da azaldı. 11. tur sonunda puan durumu şöyle; 1. Rusya (32 puan), 2. ve 3. Ermenistan, Öz- bekistan (28 puan). 4. ABD (27.5) puan. Türkiye, 21.5 puanla 60. Bayanlarda ise Çin 24.5 puanla birinci, Ukrayna 23.5 pu- anla 2., Gürcistan 23 puanla 3. durumda. Türkiye ise, 14 puanla 55. 1. masadaki sıralama ise şöyle: 1. Kas- parov (%87.5O), 2. Yang(%85), 3. Mous- sa (%83.33), 4. Gurevitch (%83.33), 5. Granda Zuniga (%77.78), 6. Anand (%72.22), 7. Rogers (%72.22), 8. Shirov (%70), 9. Suat Atahk (%68.18). Öbür masalarda, Türkiye ilk 30'a bile giremiyor. Grossar (Slovenya) - Atalık (Türkiye) 1 .e4 c5 2.Af3 d6 3.d4 cd4 4.Ad4 Af6 5. Ac3 Ac6 6.0 e5 7.Ab3 Fe7 8.Fe3 Fe6 9. Ad5 Fd5 10.ed5 Ab8 11.c40-0 12.Fd3 a5 13.0-0 Aa6 14.Vd2a4 15.Acl Ac5 16.Kbl Ad3 17.Vd3 Ah5 18.Ae2 f5 19.b4 ab3 20. ab3 Fg5 21.Kal Vf6 22.Fg5 Vg5 23.M Kac8 24.Kacl b6 25.Kfdl Kfd8 26.Vd2 h6 27.Vg5 hg5 28.Kc3 Kd7 29.Kal Af6 3O.Şf2 Kdc7 31.Kac 1 g4 32.h3 gh3 33.gh3 ŞH 34.Şg2 g5 35.Şf2 f4 36.Şg2 Şg6 37. K3c2 Ad5 38.Kd2 Ae3 39.ŞO Ac440.Kd5 ŞH41.Kgl Şe6 42.Kddl Şf5 43.Kd5Kh7 44.Ad4 Şf6 45.Ab5 Kh3 46.Ad6 Kh2 47. Şel Ad6 48.Kd6 Şf5 49.Kd2 Kcl 50.Kdl Kdl 51.Şdl Ka2. Beyaz terkeder. IS BILENIN II PİAR GALLUP'un araştırmasına göre Politîk ve Ekonomik Bülten, işadamları ve üst düzey yöneticilerin düzenli olarak okuduğu haftalık ekonomi gazeteleri arasında birinci sırada. Yeni Rehber Dergi eki ile borsaya en yakın haftalık yayın, içinde yer aldığınız iş dünyasıyla ilgili bilmeniz gereken her şey, Politîk ve Ekonomik Bülten ile Yeni Rehber Dergi de Aiayköşkü Caddesi, Eryıimaz Çıkmazı No: 13 / 34340 Cağaloğlu - İSTANBUL Tel: 513 36 11 - 527 39 93-511 70 7 2 / 6 hat-Fax:51194 39 2-3 bin dolara üniversiteli olabilirsiniz FİGENATALAY Üniversiteye giriş sınavını kazanamazsanız hemen umut- suzluğa kapılmayın. Yılda bir- kaç bin dolar ödeyerek, sınava girmeden üniversiıe diploması- na kavuşabilirsiniz. Bağımsız Devletler Toplu- luğu'na bağb ülkelerden birin- de, örneğin Rusya Federas- yonu'nda 7 yıl geçirdikten sonra Türkiye'ye, adınızm önü- ne doktor sıfatını. dağarağını- za Rusca'yı eklemiş olarak dönebilirsiniz. Son günlerde Bağımsız Dev- letler Topluluğu'na bağlı ülke- lerin komşu kapısı olması ve Türkiye'de yuzbınlerce lise me- zununun ünıversite kapısında yığılması, öğrencilere yurtdışın- da yükseköğrenim umudu, ara- cılık yapacak fırmalara da yeni bir ış olanağı yarattı. Ancak. sayılan hızİaartan bu fırmalara karşı öğrencilerin çok dikkatlı olmalan gerekiyor. Öğrencilerin gidecekleri üniver- sitenin yıllık ücretini Türkiye'- deki fırmaya ödemeden önce bu üniversitenin rektörü ile ya- pılan kontratı, YÖK'ten alınan söz konusu üniversitenin Tür- kiye'dekı benzerleriyle denk olduğuna ilişkın yanyı görme- lerinde, gidilecek ülkenin Tür- kiye'deki konsolosluklanyla görüşmelerinde büyük yarar var. BDT ülkelerine öğrenci gön- deren bazı firmaiardan alınan bilgiye göre, bu ülkelerdeki üni- versitelerin yıllık ücretleri 1.500 dolarla 4 bin dolar arasında de- ğişiyor. Bu ücrete, iki kişilik odalarda kalma, ders kitaplan ile tüm ders araç-gerecleri ve üniversitenin tüm olanaklann- dan yararlanma dahil. Ancak, yeme-içme ve ulaşım masraflan öğrencinin kendisıne ait. Bir günlük yiyecek gereksiniminin, üniversite kafeteryasından sağ- lanması halinde bir dolan geç- meyeceği, Rusya Federas- yonu'na gemi ve trenle gjdiş ücretinin yaklaşık yüz dolar tu- tacağı belirtiliyor. Bu ülkelerde yükseköğrenim görmeyi düşünen öğrencilerin, okulun bir yıllık ücretini kendi- lerine araalık yapan fırmaya vermesi gerekiyor. Bunun so- nucunda, birkaç bin dolan öde- dikten sonra Moskova Havaa- lanı'nda dolandınldığını anla- yıp çaresiz kalma tehlikesi de yok değil. Bu nedenle, öğrena- lerin parayı vermeden önce izle- yeçekleri yol şöyle olmalr. Önce gitmeyi düşündüğünüz ülkenin konsolosluğuna gıde- rek, firmalar hakkında bilgj ıs- 1 teyin. Çünkü, fırmalar üniversi- telerle yaptıklan anlaşmalann bir kopyasını konsolosluklara gönderiyor. Görüştüğünüz fır- ma yelkilisinden, gideceğiniz üniversi'enin rektörü ile yapıl- mış kontratı size göstermesini isteyin. Eğer yetkili size ön pro- tokol anlaşması gösteriyorsa, bu yeterli değıldir. Ön proto- kol, bir iyiniyet anlaşmasıdır ve yasal anlamda geçerliliği yok- tur. öğrenimizi yaptıktan son- ra Türkiye'de geçersiz bir diplo- ma sahibi olmak istemiyorsanız mutlaka YÖK'ten gönderilmiş "denklik yazısı'nı görün. Tür- kiye'den gideceğiniz ülkeye kadar fırmadan size eşlik edile- cek mi, havaalanında üniversite yetkilileri karşılayacak mı? öğ- BDTde öğrenim görûleolHP' cek bazı üniversıtelenn ad]an ve yıllık ücretleri şöyle: _ Moskova Gubkin Üniversi- tesi Petrol ve Doğalgaz Mühen- disliğı: 3 bin dolar. Moskova Mendelyev Üni- versitesi Kimya Yüksek Mü- hendisliği: 3 bin dolar. Moskova Üniversitesi İnşaat Yüksek Mühendisbği: 3 bin do- lar. Moskova Lumumba Üniver- sitesi: Tıp Fakültesi 4 bin dolar, diğer faküjteler 3 bin dolar. Çuvaş Üniversitesi: 2 bin do- lar. _ Litvanya Vilnius Teknik Üniversitesi: 3.500 dolar. Moskova Devlet Üniversitesi Tıp Fakültesi: 3.700 dolar. Azerbaycan Devlet Üniversi- tesi: 1.8004olar. Azerbaycan Teknik Üniver- sitesi: 2 bin dolar. Azerbaycan Tıp Üniversitesi: 3.500 dolar. Azerbaycan İnşaat Mühen- disliği Enstitüsü: 2.500 dolar. Moskova İnşaat Mühendisü- ği Enstitüsü: 3 bin dolar. Alma-Ata Devlet Tıp Ensti- tüsü: 2.500 dolar. Alma-Ata Enerji Enstitüsü: 1.500 dolar. Kazakistan Çimkent Tıp Enstitüsü: 1.500 dolar. BDT ülkelerindeki pek çok üniversitede sosyal alanlarda yükseköğrenim görme olanağı da bulunuyor. Çeşitli üniversi- telerin felsefe, sosyoloji, psiko- loji, uluslararası hukuk, ulusla- rarası ilişkiler, gazetecilik, kültür fızik, pedagoji ve psiko- loji gibi bölümlerinde yılda 1.200 ile 1.700 dolar arasında ücret ödeyerek okumak müm- kün. Dköğretim kıınmıları yönetmeliği değîşiyor AYŞE SAYIN ANKARA - Dköğretim kurum- lan, 1992-93 eğiüm öğreüm yılına yeni bir yönetmelikle girecek. Milli Eğium Bakanhğı, 9 Mart 1992'de yüriirlüğe giren "tlköğre- tim Kurumlan Yönetmeliği"ni, mevcut eğjtim sistemine uyaria- namaması, milli eğitim müdür- lüklerinın eleştirileri ve okullar tarafından tam anlaşdamaması nedeniyle yeni baştan düzenleye- cek. Bu amaçla Milli Eğiüm Bakanı Köksal Toptan, yönetmelikte de- ğişildik yapmak üzere önümüzde- kı hafta bir komisyon toplanosı yapacak. Komisyonda eğitim fa- kültelerinden biüm adamlan ve eğitim uzmanlannın yanısıra velı- ler, öğrenciler ve eğiüm muhabir- lerinın görüşleri ahnacak. İlk ve ortaokullania "ölçme de- ğertendume" sistemine geçümea nedeniyte yapılan yönetmelik de- ğişikliği ile uygulamayı buna göre düzenkyen Milli Eğitim Bakanb- ğı, uygulamanın yüriiyüp yürü- mediğini değertendirmek üzere, öğreüm yılı içinde ü milli eğjtim müdürlüklerinden rapor istedi. Milli eğitim müdüriükleri ba- kanlık tarafından bu sistemi an- lattnak için gönderilen 5 genelge- ye rağmen, kanşıkhğın önüne geçUemediğini bakanhğa iletü. Yönetmelikte aynca 5 yaş uy- gulaınasını öngören hüküm de değişünlecek. YöneüneBkte yer alan "İlköğretim kurumlannın bi- rinci suııfına kayıt ve kabullerin başladığı tarih 5 yaşını (60ay)dol- durmuş olanlarla o yıhn eylül ayı sonuna kadar dolduracak olan- lar" ibarea, "6 yaş ve 72 ay" ola- rak değışürilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle