Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2HAZİRAN1992 CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
AlumdAıHf
anılıyor
• ANKARA(Cumhuriyet
Bûrosu)- Ozan Ahmed Arif,
ölümünün 1. yılında mezan
başında anılacak. Cebeci
Asri Mezarlığı'nda bugün
saat 11 .OO'deyapılacakanma
töreninde ozanın ailesi ve
yakınlan ile gazeteci ve yazar
arkadaşlan hazır bulunacak.
1927 yılında Siverek'te
doğan, şiir ve düşünceleri
nedeniyle birçok defa
gözaltına abnan ve cezaevine
giren Ahmed Arif in
sağlığında yayımladığı,
"Hasretinden Pırangalar
Eskittim" adlı şiir kitabı
bugüne kadar 30 baskı yapü.
Çocuk Müzikali
• tSTANBUL(İÜHA)-
Türkiye'nin, sadece
çocuklann rol aldığı tek
çocuk tiyatrosu olan
"Mersin Çocuk Tiyatrosu"
ilk çocuk müzikali.
"Şarkılanmız Ölmesin"i, 6
haziran cumartesi günü saat
16.00'da İtalyan Kültür
Merkezi'nde sergileyecek.
Galatasaray
şenliğiI Kültür Servisi-
"Gaîatasaray Lisesi 8.
Kültür Şenliği"' etkinlikleri
sürüyor. Şenlik kapsamında
bugün saat 10.00'da.
İstanbul Ünıversitesı Devlet
Konservatuan şan bölümü
öğrenciJennin sunacağı
klasik konser, Tevfık Fikret
Salonu"nda izlenecek. Aynı
salonda, Kadıköy Anadolu
Lisesi tiyatro kolunun
sunacağı, "Sait Hop Sait"
adlı oyun, saat 12.00'de
sergilenecek. Saat 14.00'teki
panelin konusu ise
"Kemalizm". Tevfık Fikret
Salonu'nda düzenlenen
paneli Ali Sirmen yönetiyor.
Anadolu
Sinagogları
• Kültür Servisi- Fotoğraf
sanatçısı Ersin Alok'un, Mili
Mitrani ile birlikte
hazırladığı.'Anadolu'daki
sinagoglann
fotoğraflanndan oluşan,
" Anatolian Sinagogues" adlı
kitabı yayımlandı. Kitapta.
Alok iîe Mitrani'nin
Anadolu'da iki yıl süren
çalışmalan boyunca
çektıkleri 11 bin kare
fotoğraftan 700'ü yeralıyor.
Dünyadaki ilk toplu
sinagoglar kitabı olan
"Anatolian Sinagogues".
Trakya. Batı Anadolu, Orta
Anadolu, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu"daki
sinagoglan kapsıyor.
Antropolojik biryaklaşımla
hazırlanan kitapta
sinagoglar. Assyrien, Ege ve
Eskinazi olmak üzere üç
bölümde elealınmış.
Beşiktaş'ta
şenlik
• Kültür Servisi- Beşıktaş
Belediyesi 3. Kültür ve Sanat
Şenliği'nde bugün saat
16.00"daTSYDlokalinde
(Levent)yapılacakolan,
"Türkiye 1. Futbol
Ligi'ndeki İstanbul
Kulüplerinin sorunlan ve
Beklentileri" başlıklı panel
izlenebilir. Saat 18.00'deyerli
• ve yabancı halk danslan
topluluklan, Beşiktaş
Gösteri Merkezi'nde bir
gösten sunacaklar. Aynı
salonda saat 21.15'te Coşkun
Sabah'ın konseri yeralıyor.
Gülhane'de
bugün• Kültür Servisi- Gülhane
etkinlikleri çerçevesinde
bugün. 13.50'denitibaren
Volkan Severcan ile Şehnaz.
Rus grup Slobedenyuk,
süper gençler yanşması, lise
etkinlikleri, pop müzik ses
yanşması elemeleri, Brillant
Dadaşova ve konser(Kınk
Çizgi) yer alıyor.
Yapı Kredi
festivali
• Kültür Servisi-5.
L'luslararası Yapı Kredi
Gençlik Festivaîi'nin
bugünkü programında.
Aksak-Asia Minör ile Grek
Sound'un saat 21 .OO'de
Rumelihisan'nda sunacağı
konser yer alıyor. Roland
Baük Trio'nun konseri ise
Kalamış Marina'da
izlenebilir.
22. ölüm yüdönümünde kendi ağzından Orhan Kemal
Hapishane, üniyersitemoldu
±±içbir zaman çalışkan bir
öğrenci olmadım. Futbol ve
polisiye romanlar beni okuldan
daha çok ilgilendirirdi.'
İJursa Hapishanesi'nde
Nazım'ın dehşetli etkisi altın-
daydım. Onun sesiyle yazmaya
başlamıştım. Nazım, kendi se-
sini bul, diye bağınrdı.'
Ben doğduğum zaman babam Ça-
nakkale'de 'Enveriye' bıyıklı kumral bir
topçu teğmeni imiş. Dedem, doğumu-
mu babama benim imzamla şöyle bil-
dirmiş: "Ben de derh'in sitemin çekmeye
gehüm dehr'e. Mehmet Raşid."
1914 yılında Seferberlik davullan
çalırurken Adana'mn Ceyhan ilçesinde
doğmuşum. Dedem Elazığlıdır. Bir me-
mur olarak Adana'ya gelmiştir. Ba-
bam, avukat, çiftçi, parti lideri (1930'-
daki demokrasi denemelerine Ahali
Fırkası ile katılan, bu yüzden çok sert
çıkışlar yapan, sonra da memleketi terk
ederek Suriye ve Lübnan'da 'gönülhi
sürgüıı' hayatı yaşamak zorunda kalan
Abdülkadir Kemali Bey). Annem, Ru-
melı göçmenlerinden ve eski bir öğret-
men olan Azime Hanım'dır.
Biri erkek olmak üzere, benden
küçük dört kardeşim var. Evliyim, beş
çocuk babasıyım. Yıllardır kalemimle
gecinmeye çalışıyorum. Yazarhktan
başka yapacak işim olmadığından, is-
tesem de istemesem de yazar kalmak
zorundayım. istemesem de dedim, ger-
çekten bu meslek zaman zaman çok ve-
rimsizleşiyor, bu yüzden geçim sıkınüsı
çekiyorum.
Öğrenimime gelince.. Hiçbir zaman
çalışkan bir öğrenci olmadım. Futbol ve
polisiye romanlar beni okuldan çok ilgi-
lendirdi. Babamın siyasi macerası Suri-
ye'ye kaçmakla sonuçlarunca, okulla
aramdaki bağlar kopuverdi.
Yıllar yıh Çukurova'da, Suriye ve
Lübnan'da başıboş bir hayat sürdüm
dıyebilirim. Babamın özel öğretmenliği
okuldan daha etkili oldu. Okulun öğre-
temediklerini babamdan öğrendim.
Yıllar sonra memleketime döndüğüm
zaman, artık kendi kendimı yetiştirme-
ye devam edecek duruma gelmiştim.
İlk zamanlar fabrika işcilığı. sonra
aynı fabrikada katiplik, muhasebe me-
murluğu. Daha doğrusu, ekmeğın okul-
dan önce geldiğini görerek çalışmaya
başladım. Bu arada spora veda, oku-
mak, yeni yeni bir şeyler öğrenmek tut-
kusu ve hayata bakış. Ve kendi kendimi
yetiştirme çabası. Elime ne geçirdimse
okudum. Sanıyorum annemden gelen
bir 'müsbet bilimlere eğilimim'den ola-
cak, metafızikle bağlantım hemen he-
men hiç olmadı. Kendi kendimi müsbet
bilimlerin ışığj ve doğrultusunda yetiş-
tirmeye çaliştım. Genel olarak Mark-
sizm'e ilintim çok sonralan başladı. Ha-
şürmek hiç de güç değildi. Ama bunlan
hesaba katmamak, i$e 'yazıcılık' deme-
mek daha doğru.
Şiir bende, yanılmıyorsam 1936-
1937'lerde, bir iç coşkusu halinde
fışkırdı diyebilirim. Lise bitirme imti-
hanlanna hareketle hazırlandığım,
öbür derslerin yanında lise edebiyat ki-
taplannı da defalarca elden geçirmiş-
tim. O kitaplardaki şiir tariflerine uygun
birtakım kalıplar içine çaresiz girmeye
Orhan Kemal:15Eylül 1914 Ceyhan-2 Haziranl970Sofya.
yata bakış, bazı sonuçlara vanş, derken
hapishane. Hapishane benim için birçe-
şit üniversite oldu diyebilirim. Hikayeci,
romancı yeteneğim orada keşfedildi ve
gelişme yoluna girdi.
Ben hıkaye yazmaya başladığım za-
man hikayeyle bir ilgim yoktu. Yedi-
gün'ün genç şairler köşesinde şiirler
yazıyordum. İbrahım Alaeddin bunlan
cevaphyordu. İlk gençliğin ilk heyecan-
lan. Takur tukur anizlar. Bunlan dü-
çalıştım. Ve tabii coşkun heyecanlanm
pis bir şekilde kanalize oldu. Bu 938-
939'a kadar sürdü. İlk şiirim Kayseri 19.
Piyade Alayı hapishanesindeyken Reşat
Kemal imzasıyla 'Yedigün'de çıkü.
1939 yılının kasım ortalannda Bursa
Cezaevi'ne Nazım Hikmet gelmişti.
Onunla tanıştıktan sonra serbest nazma
kaptırdım kendimi. Bu da Nazım'ın
kötü bir taklitçiliği.
Bursa Hapishanesi'nde yazdığım şiir-
ler, İstanbul dergilerinde yayınlanırdı.
Yeni Edebiyat, sonra Y»f riiyüş. Hikâyeci-
liğim de gene aynı dergilerde kendiniı
gösterdi. Nazım'ın yanında bulunuyor-
dum. Dehşetli etkisi altındaydım. Onun
sesiyle yazmaya başlamıştım. Nazım,
"Kendi sesini bul", diyebağınrdı. Rıfat D-
gaz'dan, Celal Sılay'dan örnekler göste-
rirdi.
Roman olarak ilk müsveddem, koca-
man bir bakkal defterine çalakalem
yazılmış bir gençlik macerasıydı aklım-
da kaldığına göre. Şiirle uğraştığım
aylardaydı. Henüz yolumu bula-
mamıştım. Yeni koğuş arkadaşım
Nazım Hikmet'i şıp diye taklit ediyor,
üstadı kızdınyordum. İstiyordu ki onun
sesiyle değil, kendime has seslerle, be-
nim olan şiiri yazayım.
Gene o günlerde, hiç unutmam.
Ayaklannda takunya, bacağında golf
pantolon, ağzmda pipo. Koşarak hapis-
hane avlusuna geldi. Elinde benim ro-
man müsveddesi. Yüreğim hop etti.
Gene şiirlerimde olduğu gibi azarlana-
cağımı sanarak sustum.
Bunlan sen mi yazdın, diye sordu. Çe-
kine çekine "Evet" dedim. "Canan çi-
ziktirdik işte..." diye geçiştirmek iste-
dim. O büyük bir coşku içinde. büyük
bir heyecanla. "Bırak şiiri, miiri birader,
hikaye yaz, roman yaz sen" dedi. "Şürle
ne uğraşıyorsun?.."
O günden sonra başladım. Roman
bende hikayeden de öncedir. Konusuriu
pek haürlamayacağım, "On Sekiz
Yaşmı" adlı ilk küçük romanımı o yıl-
larda Nazım Hikmet'ın de yardımıyla
yazmıştım.
İlk hikayem "Bir ölüye Dair" adını
taşır. Rrfat Dgaz'ın sorumlu müdürii ol-
duğu " Yürüyüş" dergisinde çıkmıştı. Yıl
1942, belki 1943.
Bu "Bir ölüye Dair" hikayesinin de
bir hikayesi var. Bir gün, gene Nazım,
elinde bir mektup, coşku içinde beni
karşıladı. "Bak" dedi, "Bak ne yazıyor
Sabahattin Ali?" Mektübu verdi, oku-
dum. Sabahattin Ali diyordu ki "Orhan
Kemal adında bir hikayecinin başarılı
hikayefcrini okumaya başladık. Tanıyor
ımısun Orhan Kemali? Hiç duydun mu?..
'Bir ölüye Dair' hikayesini çok sevdim."
O hikayeden sonra mektuplaşmaya
başladık Sabahattin Ali ile. Orhan Ra-
şit'le Orhan Kemai'in ben olduğumu öğ-
renmişti. Ve bana ısrarla şiiri bırakıp
kendimi düzyazıya vermemi istiyordu.
Oysa ben hâlâ şiir yazıyordum...
İşte benim kıcasa hayat maceram...
Bu yazı, Nurer Uğurlu'nun özel arşi-
vinden derlenmiştir.
Ç o c u k l a r ! B u Y a z ı R e n k l i G e ç i r i n
Akbank
!
ın 1992 Yaz
Resim Kursları Başlıyor
Arkadaşlar!
Bü\oik tatili değerlendirin, çizin, boyayın, yaratın,
eğlenin... Siz resmi keşfedin, hem yeteneğiniz gelişsin,
hem de yeni arkadaşlar edinin. Akbank Yaz Resim Kursları
yine çok değerli ressamlarımızın yönetiminde...
Yeteneğinizi sanata yaklaştıracak, farklı bir bakış
açısı kazandıracak bu kursları kaçırmayın.
Akbank Yaz Resim Kursları, Beşiktaş Halk Eğitimi
Müdürlüğü, İstanbul M.S.Ü. Resim ve Heykel Müzesi,
Resim-Heykel Müzeleri Derneği'nin işbirliği ile
düzenlenmiştir.
Çocuklara ve gençlere yönelik hazırlanan kurslarda,
Ressam Semiramis Sokul - Ressam Fuat Acaroğlu - Ressam
Ayşegül İzer Drahşan - Ressam Şeniz Yıldırım - Ressam
Ünay Kızıltan - Ressam Nilgün Baruralp görev alacaklardır.
Akbank, genç yeteneklerimize başanlar diler...
1 9 9 2 A k b a n k Y a z R e s i n ı K u r s l a r ı P r o g r a m ı
A
B
C
D
E
F
Gruplar
ı 6 - 8 Yaş,
(6 - 8 Yaş)
( 9 - 1 2 Yaş)
(9 -12 Yaş)
(13-16 Yaj)
(13- 16 Yaşı
Sabah
Öğk
Sabah
Ögle
Sabah
Öğk
Sure Gun Saat
22 Hazıran - 1! Agustos Pazartcsı - SaJı 10 30-13.00
" 14.00-16.30
" 10.30-13.00
" 14.00-16.30
" 10.30-13.00
" 14 0O-16.3O
B a ş v u r u :
Adaylann 4 fotoğraf, ıkamrtgâh senedı ve ntifus cüzdartı suretı ile
15-16-17-18-19-20 Hazıran 1992 umhltrinde, 11.00-16 00 saatlcn
arasında istanbul M S. Ü Resim ve Heykel Müzesi, Resim-Heykel
Muzelerı Dernegı Akaretler I Besıktas adresine basvurmaları gerekmektedir.
Ayrıntılı bılgı ıçın Tei. 259 47 39
Adayiar sertifika alacağından çalı;msüara devam mecburiyeti vardır.
AKBANK
Kültür ve Sanat Hizmetleri
Âpaydın'aödülü
törenleverilîyor
• Orhan Kemal Roman Ödülü bugün 14. 30'da
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Lokaünde düzenle-
necek bir törenle Talip Âpaydın'a verilecek.
Âpaydın'a ödül plaketini Orhan Kemai'in eşi Nu-
riye Öğütçü verecek.
Kühür Servisi;; 1992 Orhan
Kemal Roman Ödülü, bugün
saat 14.30'da İstanbul Gaze-
teciler Cemiyeti lokalinde dü-
zenlenecek bir törenle Talip
Apaydın'a verilecek. Talip
Âpaydın'a ödül plaketini, Or-
han Kemai'in
esi Nuriye
Öğütçü vere-
Köy Ensti-
tüsü kökenli
yazarlarımız-
dan Talip
Apaydın, ge-
çen hafta ödül
seçici kurulu-
nun yaptığı
değerlendir-
me toplantısı
sonucunda
Orhan Kemal
Roman Ödü-
lü'ne değer görülmüştü. Rauf
Mutluay, Hilmi Yavuz, Meh-
met H. Doğan, Tank Dursun
K., Konur Ertop, Nurer
Uğurlu ve Kemali öğütçü'-
den (Orhan Kemai'in oğlu)
oluşan seçici kurul, ödülün,
Toz Duman tçinde, Vatan Dedi-
ler ve Köylüler adlı romanlar-
dan oluşan üçlemesi dolayısıyla
Talip Âpaydın'a verilrnesini
kararlaştırmıştı.
Talip Apaydın 1974-1991
yılları arasın-
da tamamla-
nan üçleme-
sinde, Cum-
huriyet'ten
önce Osmanlı
devletinin son
dönemindeki,
Kurtuluş
Savaşı içinde-
ki ve Kurtuluş
Savaşı'ndan
sonra kurulan
Türkiye Cum-
huriyeti'nin
ilk yıllanndaki
köylülerimizi
anlaüyordu.
Apaydın, üç roman içersin-
de, köylülerin Kurtuluş Savaşı
öncesinde, sırasında ve sonra-
sında kurulan devletteki yerini ir-
deliyordu.
O K M A N K l - . M \ l k ( ) \ l \ N O l ) l I
1972 Yılmaz Güney Boynu Bûkük Öldüler
1973 Çetin Altan Büyük Gözaltı
1974 Sevgj Soysal Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
1975 Erdal öz Yaralısın
1976 Vedat Türkali Birgün Tek Başma
1977 H.t. Dinamo Kutsal Barış
1978 Fakir Baykurt Karaahmet Destanı
1979 Mehmet Başaran Mehmetçik Mehmet
1980 Adalet Ağaoğlu Bir Düğün Gecesi
1981 Verthnedi
1982 Rrfat Dgaz Yıldız Karayel
1983 Orhan Pamuk Cevdet Bey ve Oğulları
1984 Tank Dursun K. Kurştm Ata A ta Biter
1985 Mehmet Eroğhı Issızlığın Ortasmda
1986 Yaşar Kemal Kalekapısı
1987 Şemserrin Ünlü Yukartşehir
1988 Ahmet Yurdakul Kahramanlar Ölmeli
1989 Samim Kocagöz Eski Toprak
1990 Demir Özlü Bir Yaz Mevsimi Romansı
1991 Peride Celal Kurtlar
1992 Talip Apaydın Toz Duman İçinde / Vatan Dediler j
KövHiler
4İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ
OzgürTiyatro'dan
çağdaş w
Macbeth'
• Münih Özgür Tiyatro, William Shakespeare'in
'Macbeth'ini bugün 20.30'da AKM Büyük Salon-
da sahneliyor.
ZEHRA İPŞİROĞLL
"Macbeth"le İstanbul Tiyatro
Festivali'ne çağnlan Münih
Freies Theater grubunun yö-
netmenlen George Forscher ve
Kurt Bildstein'ın çalışmalan
yıllar süren yapıcı bir beraberli-
ğe dayanıyor. Forscher daha
çok tiyatronun beynini oluştu-
ruyor. Bildstein ise uygulamah
çalışmalara yöneliyor Aşağı-
da. kendileriyle yaptığım uzun
bir söyleşiden bir kesit sunuyo-
rum.
- Sizi yirmi yıl önce Ionesco'-
nun "Kelşarkıcı"-
sında izkdiğim-
den bu yana
sanırun tivatro-
nuz hep deneysel
tiyatro çizgisini
koruyor. Benzet-
meci tiyatro an-
laytşından uzak
bir yaklaşunla
yeni bir tiyatro
dili yaratmaya
çalışıyorsunuz.
- Evet. ızleyici-
nin kendisini ko-
laylıkla kaptıra-
bileceği drama-
tik olgulara,
psikolojik be-
timlemelere >er
vermiyoruz. Ko-
nuşma dilı. vü-
cut dili, müzik ve
tempodan olu-
şan yeni bir ti-
yatro dili yarat-1
maya çalışıyo- L
~
ruz.
- Bir tür kolaj mı?
- Kolaj denilemez. çünkü
rastlantısal olarak bir araya ge-
len resımlerden oluşmuyor ti-
yatromuz. Görsel etkilerin. fan-
tastik sahne buluşlannın ardın-
da hep bir fîkir var, bir düşün-
ce var. Örneğin "Macbeth"te
insanlar arasında kabagüce va-
ran çatışmalan ve vahşeti, ilkel-
liği göstermek istiyoruz.
- Macbeth ve Lady Macbeth
roileri neden iki ayn oyuncu ta-
rafmdan oynanıyor?
- Lady Macbeth'le Macbeth'i
bir bütün olarak gördüğümüz
için. Lady Macbeth. çılgınbğını
Macbeth'e bulaştınyor. erkek-
lerin etkin olduğu bir toplumda
başka bir seçeneği yok çünkü.
Yani kadının erkekte. erkeğin
kadında bütünleşmesi... Sah-
nelediğimiz oyunlann ortak
yanı, ızle>icı>i bcllı bir yönde
koşullandırmaması. yani açık
biçim oluşu. Böylece izleyicide
türlü çağnşımlar uyandırabili-
yor. Denilebilir ki izleyici birlik-
te düşünerek oyunu tamamlı-
yor.
- Tabii eğer geleneksel an-
latını kalıplarının içinde tıkanıp
kalmamtşsa, başka deyişle yeni
olanı keşfetmeye açıksa.
- Bugün teknolojik gelişme-
lerle. kitle iletişim araçlanyla
her şey öylesine değişti ki, gele-
neksel anlatım kalıplannın için-
de artık kalınamıyor. Bu da iz-
leyiciden farklı bir yâklaşımı
Jçoşulluyor. Resim sanatında
bu çoktandır
böyle değil mi?
Sözgelimi Picas-
so'nun da neden
üç burunlu
kadın resimleri
yaptığını sorabi-
lirsiniz.
- Açık biçim
bir tiyatro an-
laytşı, alışüagel-
miş sahne düze-
ninden farklı bü>
mekân anlayışmı
koşullamıyor
mu?
Olanaklar
elverdiği ölçüde
açık alanlarda.
izleyiciyle iç içe
bir mekân düzeni
içinde oynamayı
yeğ tutuyoruz.
Aynca sokak ti-
yatrosu deneyi-
miz de var.
Gene de turnele-
ri hesaba katarak alışılagelmiş
sahne düzenini de gözönünde
tutuyoruz. Örneğin "Macbeth"
açık mekânda da oynanabilir,
kapalı mekânda da.
Yurtdışındaki çalışma-
larınızın tiyatroya baktşınıza bir
katktsı oldu mu?
- Brezilya, Yeni Zelanda ve
Israil deneyimimiz oldu. Bu ül-
kelerde workshop çalışmalan
yaparak ve oyunlar sahneleye-
rek deneysel tiyatro gruplan
kurduk. Kültürler arası iletişim
bizim tiyatromuzu da etkiledi
kuşkusuz. Vücut dilini daha iyi
kavrama, sesi kullanma, dilin
müzikalitesini keşfetme, Doğu
motiflerini kullanma vb. öğeler
tiyatro dilimizin gelişmesini
sağladı. Avrupa kültürü sait
akla. tinselliğe dayanıyor; biz
bunu kırmaya çahşıyoruz. Bu
bakımdan Doğu tiyatrosun-
dan. sözgelimi Hint tiyatrosun-
dan etkilendıeimiz sövlenebilir.