23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2HAZİRAN1992 CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 AlumdAıHf anılıyor • ANKARA(Cumhuriyet Bûrosu)- Ozan Ahmed Arif, ölümünün 1. yılında mezan başında anılacak. Cebeci Asri Mezarlığı'nda bugün saat 11 .OO'deyapılacakanma töreninde ozanın ailesi ve yakınlan ile gazeteci ve yazar arkadaşlan hazır bulunacak. 1927 yılında Siverek'te doğan, şiir ve düşünceleri nedeniyle birçok defa gözaltına abnan ve cezaevine giren Ahmed Arif in sağlığında yayımladığı, "Hasretinden Pırangalar Eskittim" adlı şiir kitabı bugüne kadar 30 baskı yapü. Çocuk Müzikali • tSTANBUL(İÜHA)- Türkiye'nin, sadece çocuklann rol aldığı tek çocuk tiyatrosu olan "Mersin Çocuk Tiyatrosu" ilk çocuk müzikali. "Şarkılanmız Ölmesin"i, 6 haziran cumartesi günü saat 16.00'da İtalyan Kültür Merkezi'nde sergileyecek. Galatasaray şenliğiI Kültür Servisi- "Gaîatasaray Lisesi 8. Kültür Şenliği"' etkinlikleri sürüyor. Şenlik kapsamında bugün saat 10.00'da. İstanbul Ünıversitesı Devlet Konservatuan şan bölümü öğrenciJennin sunacağı klasik konser, Tevfık Fikret Salonu"nda izlenecek. Aynı salonda, Kadıköy Anadolu Lisesi tiyatro kolunun sunacağı, "Sait Hop Sait" adlı oyun, saat 12.00'de sergilenecek. Saat 14.00'teki panelin konusu ise "Kemalizm". Tevfık Fikret Salonu'nda düzenlenen paneli Ali Sirmen yönetiyor. Anadolu Sinagogları • Kültür Servisi- Fotoğraf sanatçısı Ersin Alok'un, Mili Mitrani ile birlikte hazırladığı.'Anadolu'daki sinagoglann fotoğraflanndan oluşan, " Anatolian Sinagogues" adlı kitabı yayımlandı. Kitapta. Alok iîe Mitrani'nin Anadolu'da iki yıl süren çalışmalan boyunca çektıkleri 11 bin kare fotoğraftan 700'ü yeralıyor. Dünyadaki ilk toplu sinagoglar kitabı olan "Anatolian Sinagogues". Trakya. Batı Anadolu, Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu"daki sinagoglan kapsıyor. Antropolojik biryaklaşımla hazırlanan kitapta sinagoglar. Assyrien, Ege ve Eskinazi olmak üzere üç bölümde elealınmış. Beşiktaş'ta şenlik • Kültür Servisi- Beşıktaş Belediyesi 3. Kültür ve Sanat Şenliği'nde bugün saat 16.00"daTSYDlokalinde (Levent)yapılacakolan, "Türkiye 1. Futbol Ligi'ndeki İstanbul Kulüplerinin sorunlan ve Beklentileri" başlıklı panel izlenebilir. Saat 18.00'deyerli • ve yabancı halk danslan topluluklan, Beşiktaş Gösteri Merkezi'nde bir gösten sunacaklar. Aynı salonda saat 21.15'te Coşkun Sabah'ın konseri yeralıyor. Gülhane'de bugün• Kültür Servisi- Gülhane etkinlikleri çerçevesinde bugün. 13.50'denitibaren Volkan Severcan ile Şehnaz. Rus grup Slobedenyuk, süper gençler yanşması, lise etkinlikleri, pop müzik ses yanşması elemeleri, Brillant Dadaşova ve konser(Kınk Çizgi) yer alıyor. Yapı Kredi festivali • Kültür Servisi-5. L'luslararası Yapı Kredi Gençlik Festivaîi'nin bugünkü programında. Aksak-Asia Minör ile Grek Sound'un saat 21 .OO'de Rumelihisan'nda sunacağı konser yer alıyor. Roland Baük Trio'nun konseri ise Kalamış Marina'da izlenebilir. 22. ölüm yüdönümünde kendi ağzından Orhan Kemal Hapishane, üniyersitemoldu ±±içbir zaman çalışkan bir öğrenci olmadım. Futbol ve polisiye romanlar beni okuldan daha çok ilgilendirirdi.' İJursa Hapishanesi'nde Nazım'ın dehşetli etkisi altın- daydım. Onun sesiyle yazmaya başlamıştım. Nazım, kendi se- sini bul, diye bağınrdı.' Ben doğduğum zaman babam Ça- nakkale'de 'Enveriye' bıyıklı kumral bir topçu teğmeni imiş. Dedem, doğumu- mu babama benim imzamla şöyle bil- dirmiş: "Ben de derh'in sitemin çekmeye gehüm dehr'e. Mehmet Raşid." 1914 yılında Seferberlik davullan çalırurken Adana'mn Ceyhan ilçesinde doğmuşum. Dedem Elazığlıdır. Bir me- mur olarak Adana'ya gelmiştir. Ba- bam, avukat, çiftçi, parti lideri (1930'- daki demokrasi denemelerine Ahali Fırkası ile katılan, bu yüzden çok sert çıkışlar yapan, sonra da memleketi terk ederek Suriye ve Lübnan'da 'gönülhi sürgüıı' hayatı yaşamak zorunda kalan Abdülkadir Kemali Bey). Annem, Ru- melı göçmenlerinden ve eski bir öğret- men olan Azime Hanım'dır. Biri erkek olmak üzere, benden küçük dört kardeşim var. Evliyim, beş çocuk babasıyım. Yıllardır kalemimle gecinmeye çalışıyorum. Yazarhktan başka yapacak işim olmadığından, is- tesem de istemesem de yazar kalmak zorundayım. istemesem de dedim, ger- çekten bu meslek zaman zaman çok ve- rimsizleşiyor, bu yüzden geçim sıkınüsı çekiyorum. Öğrenimime gelince.. Hiçbir zaman çalışkan bir öğrenci olmadım. Futbol ve polisiye romanlar beni okuldan çok ilgi- lendirdi. Babamın siyasi macerası Suri- ye'ye kaçmakla sonuçlarunca, okulla aramdaki bağlar kopuverdi. Yıllar yıh Çukurova'da, Suriye ve Lübnan'da başıboş bir hayat sürdüm dıyebilirim. Babamın özel öğretmenliği okuldan daha etkili oldu. Okulun öğre- temediklerini babamdan öğrendim. Yıllar sonra memleketime döndüğüm zaman, artık kendi kendimı yetiştirme- ye devam edecek duruma gelmiştim. İlk zamanlar fabrika işcilığı. sonra aynı fabrikada katiplik, muhasebe me- murluğu. Daha doğrusu, ekmeğın okul- dan önce geldiğini görerek çalışmaya başladım. Bu arada spora veda, oku- mak, yeni yeni bir şeyler öğrenmek tut- kusu ve hayata bakış. Ve kendi kendimi yetiştirme çabası. Elime ne geçirdimse okudum. Sanıyorum annemden gelen bir 'müsbet bilimlere eğilimim'den ola- cak, metafızikle bağlantım hemen he- men hiç olmadı. Kendi kendimi müsbet bilimlerin ışığj ve doğrultusunda yetiş- tirmeye çaliştım. Genel olarak Mark- sizm'e ilintim çok sonralan başladı. Ha- şürmek hiç de güç değildi. Ama bunlan hesaba katmamak, i$e 'yazıcılık' deme- mek daha doğru. Şiir bende, yanılmıyorsam 1936- 1937'lerde, bir iç coşkusu halinde fışkırdı diyebilirim. Lise bitirme imti- hanlanna hareketle hazırlandığım, öbür derslerin yanında lise edebiyat ki- taplannı da defalarca elden geçirmiş- tim. O kitaplardaki şiir tariflerine uygun birtakım kalıplar içine çaresiz girmeye Orhan Kemal:15Eylül 1914 Ceyhan-2 Haziranl970Sofya. yata bakış, bazı sonuçlara vanş, derken hapishane. Hapishane benim için birçe- şit üniversite oldu diyebilirim. Hikayeci, romancı yeteneğim orada keşfedildi ve gelişme yoluna girdi. Ben hıkaye yazmaya başladığım za- man hikayeyle bir ilgim yoktu. Yedi- gün'ün genç şairler köşesinde şiirler yazıyordum. İbrahım Alaeddin bunlan cevaphyordu. İlk gençliğin ilk heyecan- lan. Takur tukur anizlar. Bunlan dü- çalıştım. Ve tabii coşkun heyecanlanm pis bir şekilde kanalize oldu. Bu 938- 939'a kadar sürdü. İlk şiirim Kayseri 19. Piyade Alayı hapishanesindeyken Reşat Kemal imzasıyla 'Yedigün'de çıkü. 1939 yılının kasım ortalannda Bursa Cezaevi'ne Nazım Hikmet gelmişti. Onunla tanıştıktan sonra serbest nazma kaptırdım kendimi. Bu da Nazım'ın kötü bir taklitçiliği. Bursa Hapishanesi'nde yazdığım şiir- ler, İstanbul dergilerinde yayınlanırdı. Yeni Edebiyat, sonra Y»f riiyüş. Hikâyeci- liğim de gene aynı dergilerde kendiniı gösterdi. Nazım'ın yanında bulunuyor- dum. Dehşetli etkisi altındaydım. Onun sesiyle yazmaya başlamıştım. Nazım, "Kendi sesini bul", diyebağınrdı. Rıfat D- gaz'dan, Celal Sılay'dan örnekler göste- rirdi. Roman olarak ilk müsveddem, koca- man bir bakkal defterine çalakalem yazılmış bir gençlik macerasıydı aklım- da kaldığına göre. Şiirle uğraştığım aylardaydı. Henüz yolumu bula- mamıştım. Yeni koğuş arkadaşım Nazım Hikmet'i şıp diye taklit ediyor, üstadı kızdınyordum. İstiyordu ki onun sesiyle değil, kendime has seslerle, be- nim olan şiiri yazayım. Gene o günlerde, hiç unutmam. Ayaklannda takunya, bacağında golf pantolon, ağzmda pipo. Koşarak hapis- hane avlusuna geldi. Elinde benim ro- man müsveddesi. Yüreğim hop etti. Gene şiirlerimde olduğu gibi azarlana- cağımı sanarak sustum. Bunlan sen mi yazdın, diye sordu. Çe- kine çekine "Evet" dedim. "Canan çi- ziktirdik işte..." diye geçiştirmek iste- dim. O büyük bir coşku içinde. büyük bir heyecanla. "Bırak şiiri, miiri birader, hikaye yaz, roman yaz sen" dedi. "Şürle ne uğraşıyorsun?.." O günden sonra başladım. Roman bende hikayeden de öncedir. Konusuriu pek haürlamayacağım, "On Sekiz Yaşmı" adlı ilk küçük romanımı o yıl- larda Nazım Hikmet'ın de yardımıyla yazmıştım. İlk hikayem "Bir ölüye Dair" adını taşır. Rrfat Dgaz'ın sorumlu müdürii ol- duğu " Yürüyüş" dergisinde çıkmıştı. Yıl 1942, belki 1943. Bu "Bir ölüye Dair" hikayesinin de bir hikayesi var. Bir gün, gene Nazım, elinde bir mektup, coşku içinde beni karşıladı. "Bak" dedi, "Bak ne yazıyor Sabahattin Ali?" Mektübu verdi, oku- dum. Sabahattin Ali diyordu ki "Orhan Kemal adında bir hikayecinin başarılı hikayefcrini okumaya başladık. Tanıyor ımısun Orhan Kemali? Hiç duydun mu?.. 'Bir ölüye Dair' hikayesini çok sevdim." O hikayeden sonra mektuplaşmaya başladık Sabahattin Ali ile. Orhan Ra- şit'le Orhan Kemai'in ben olduğumu öğ- renmişti. Ve bana ısrarla şiiri bırakıp kendimi düzyazıya vermemi istiyordu. Oysa ben hâlâ şiir yazıyordum... İşte benim kıcasa hayat maceram... Bu yazı, Nurer Uğurlu'nun özel arşi- vinden derlenmiştir. Ç o c u k l a r ! B u Y a z ı R e n k l i G e ç i r i n Akbank ! ın 1992 Yaz Resim Kursları Başlıyor Arkadaşlar! Bü\oik tatili değerlendirin, çizin, boyayın, yaratın, eğlenin... Siz resmi keşfedin, hem yeteneğiniz gelişsin, hem de yeni arkadaşlar edinin. Akbank Yaz Resim Kursları yine çok değerli ressamlarımızın yönetiminde... Yeteneğinizi sanata yaklaştıracak, farklı bir bakış açısı kazandıracak bu kursları kaçırmayın. Akbank Yaz Resim Kursları, Beşiktaş Halk Eğitimi Müdürlüğü, İstanbul M.S.Ü. Resim ve Heykel Müzesi, Resim-Heykel Müzeleri Derneği'nin işbirliği ile düzenlenmiştir. Çocuklara ve gençlere yönelik hazırlanan kurslarda, Ressam Semiramis Sokul - Ressam Fuat Acaroğlu - Ressam Ayşegül İzer Drahşan - Ressam Şeniz Yıldırım - Ressam Ünay Kızıltan - Ressam Nilgün Baruralp görev alacaklardır. Akbank, genç yeteneklerimize başanlar diler... 1 9 9 2 A k b a n k Y a z R e s i n ı K u r s l a r ı P r o g r a m ı A B C D E F Gruplar ı 6 - 8 Yaş, (6 - 8 Yaş) ( 9 - 1 2 Yaş) (9 -12 Yaş) (13-16 Yaj) (13- 16 Yaşı Sabah Öğk Sabah Ögle Sabah Öğk Sure Gun Saat 22 Hazıran - 1! Agustos Pazartcsı - SaJı 10 30-13.00 " 14.00-16.30 " 10.30-13.00 " 14.00-16.30 " 10.30-13.00 " 14 0O-16.3O B a ş v u r u : Adaylann 4 fotoğraf, ıkamrtgâh senedı ve ntifus cüzdartı suretı ile 15-16-17-18-19-20 Hazıran 1992 umhltrinde, 11.00-16 00 saatlcn arasında istanbul M S. Ü Resim ve Heykel Müzesi, Resim-Heykel Muzelerı Dernegı Akaretler I Besıktas adresine basvurmaları gerekmektedir. Ayrıntılı bılgı ıçın Tei. 259 47 39 Adayiar sertifika alacağından çalı;msüara devam mecburiyeti vardır. AKBANK Kültür ve Sanat Hizmetleri Âpaydın'aödülü törenleverilîyor • Orhan Kemal Roman Ödülü bugün 14. 30'da İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Lokaünde düzenle- necek bir törenle Talip Âpaydın'a verilecek. Âpaydın'a ödül plaketini Orhan Kemai'in eşi Nu- riye Öğütçü verecek. Kühür Servisi;; 1992 Orhan Kemal Roman Ödülü, bugün saat 14.30'da İstanbul Gaze- teciler Cemiyeti lokalinde dü- zenlenecek bir törenle Talip Apaydın'a verilecek. Talip Âpaydın'a ödül plaketini, Or- han Kemai'in esi Nuriye Öğütçü vere- Köy Ensti- tüsü kökenli yazarlarımız- dan Talip Apaydın, ge- çen hafta ödül seçici kurulu- nun yaptığı değerlendir- me toplantısı sonucunda Orhan Kemal Roman Ödü- lü'ne değer görülmüştü. Rauf Mutluay, Hilmi Yavuz, Meh- met H. Doğan, Tank Dursun K., Konur Ertop, Nurer Uğurlu ve Kemali öğütçü'- den (Orhan Kemai'in oğlu) oluşan seçici kurul, ödülün, Toz Duman tçinde, Vatan Dedi- ler ve Köylüler adlı romanlar- dan oluşan üçlemesi dolayısıyla Talip Âpaydın'a verilrnesini kararlaştırmıştı. Talip Apaydın 1974-1991 yılları arasın- da tamamla- nan üçleme- sinde, Cum- huriyet'ten önce Osmanlı devletinin son dönemindeki, Kurtuluş Savaşı içinde- ki ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra kurulan Türkiye Cum- huriyeti'nin ilk yıllanndaki köylülerimizi anlaüyordu. Apaydın, üç roman içersin- de, köylülerin Kurtuluş Savaşı öncesinde, sırasında ve sonra- sında kurulan devletteki yerini ir- deliyordu. O K M A N K l - . M \ l k ( ) \ l \ N O l ) l I 1972 Yılmaz Güney Boynu Bûkük Öldüler 1973 Çetin Altan Büyük Gözaltı 1974 Sevgj Soysal Yenişehir'de Bir Öğle Vakti 1975 Erdal öz Yaralısın 1976 Vedat Türkali Birgün Tek Başma 1977 H.t. Dinamo Kutsal Barış 1978 Fakir Baykurt Karaahmet Destanı 1979 Mehmet Başaran Mehmetçik Mehmet 1980 Adalet Ağaoğlu Bir Düğün Gecesi 1981 Verthnedi 1982 Rrfat Dgaz Yıldız Karayel 1983 Orhan Pamuk Cevdet Bey ve Oğulları 1984 Tank Dursun K. Kurştm Ata A ta Biter 1985 Mehmet Eroğhı Issızlığın Ortasmda 1986 Yaşar Kemal Kalekapısı 1987 Şemserrin Ünlü Yukartşehir 1988 Ahmet Yurdakul Kahramanlar Ölmeli 1989 Samim Kocagöz Eski Toprak 1990 Demir Özlü Bir Yaz Mevsimi Romansı 1991 Peride Celal Kurtlar 1992 Talip Apaydın Toz Duman İçinde / Vatan Dediler j KövHiler 4İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ OzgürTiyatro'dan çağdaş w Macbeth' • Münih Özgür Tiyatro, William Shakespeare'in 'Macbeth'ini bugün 20.30'da AKM Büyük Salon- da sahneliyor. ZEHRA İPŞİROĞLL "Macbeth"le İstanbul Tiyatro Festivali'ne çağnlan Münih Freies Theater grubunun yö- netmenlen George Forscher ve Kurt Bildstein'ın çalışmalan yıllar süren yapıcı bir beraberli- ğe dayanıyor. Forscher daha çok tiyatronun beynini oluştu- ruyor. Bildstein ise uygulamah çalışmalara yöneliyor Aşağı- da. kendileriyle yaptığım uzun bir söyleşiden bir kesit sunuyo- rum. - Sizi yirmi yıl önce Ionesco'- nun "Kelşarkıcı"- sında izkdiğim- den bu yana sanırun tivatro- nuz hep deneysel tiyatro çizgisini koruyor. Benzet- meci tiyatro an- laytşından uzak bir yaklaşunla yeni bir tiyatro dili yaratmaya çalışıyorsunuz. - Evet. ızleyici- nin kendisini ko- laylıkla kaptıra- bileceği drama- tik olgulara, psikolojik be- timlemelere >er vermiyoruz. Ko- nuşma dilı. vü- cut dili, müzik ve tempodan olu- şan yeni bir ti- yatro dili yarat-1 maya çalışıyo- L ~ ruz. - Bir tür kolaj mı? - Kolaj denilemez. çünkü rastlantısal olarak bir araya ge- len resımlerden oluşmuyor ti- yatromuz. Görsel etkilerin. fan- tastik sahne buluşlannın ardın- da hep bir fîkir var, bir düşün- ce var. Örneğin "Macbeth"te insanlar arasında kabagüce va- ran çatışmalan ve vahşeti, ilkel- liği göstermek istiyoruz. - Macbeth ve Lady Macbeth roileri neden iki ayn oyuncu ta- rafmdan oynanıyor? - Lady Macbeth'le Macbeth'i bir bütün olarak gördüğümüz için. Lady Macbeth. çılgınbğını Macbeth'e bulaştınyor. erkek- lerin etkin olduğu bir toplumda başka bir seçeneği yok çünkü. Yani kadının erkekte. erkeğin kadında bütünleşmesi... Sah- nelediğimiz oyunlann ortak yanı, ızle>icı>i bcllı bir yönde koşullandırmaması. yani açık biçim oluşu. Böylece izleyicide türlü çağnşımlar uyandırabili- yor. Denilebilir ki izleyici birlik- te düşünerek oyunu tamamlı- yor. - Tabii eğer geleneksel an- latını kalıplarının içinde tıkanıp kalmamtşsa, başka deyişle yeni olanı keşfetmeye açıksa. - Bugün teknolojik gelişme- lerle. kitle iletişim araçlanyla her şey öylesine değişti ki, gele- neksel anlatım kalıplannın için- de artık kalınamıyor. Bu da iz- leyiciden farklı bir yâklaşımı Jçoşulluyor. Resim sanatında bu çoktandır böyle değil mi? Sözgelimi Picas- so'nun da neden üç burunlu kadın resimleri yaptığını sorabi- lirsiniz. - Açık biçim bir tiyatro an- laytşı, alışüagel- miş sahne düze- ninden farklı bü> mekân anlayışmı koşullamıyor mu? Olanaklar elverdiği ölçüde açık alanlarda. izleyiciyle iç içe bir mekân düzeni içinde oynamayı yeğ tutuyoruz. Aynca sokak ti- yatrosu deneyi- miz de var. Gene de turnele- ri hesaba katarak alışılagelmiş sahne düzenini de gözönünde tutuyoruz. Örneğin "Macbeth" açık mekânda da oynanabilir, kapalı mekânda da. Yurtdışındaki çalışma- larınızın tiyatroya baktşınıza bir katktsı oldu mu? - Brezilya, Yeni Zelanda ve Israil deneyimimiz oldu. Bu ül- kelerde workshop çalışmalan yaparak ve oyunlar sahneleye- rek deneysel tiyatro gruplan kurduk. Kültürler arası iletişim bizim tiyatromuzu da etkiledi kuşkusuz. Vücut dilini daha iyi kavrama, sesi kullanma, dilin müzikalitesini keşfetme, Doğu motiflerini kullanma vb. öğeler tiyatro dilimizin gelişmesini sağladı. Avrupa kültürü sait akla. tinselliğe dayanıyor; biz bunu kırmaya çahşıyoruz. Bu bakımdan Doğu tiyatrosun- dan. sözgelimi Hint tiyatrosun- dan etkilendıeimiz sövlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle