15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER ÇocukYargısıve Bugün ülkede korunmaya muhtaç çocuk sayısı kesin olarak bilinmemektedir. Bu da göstermektedir ki bu konuda resmi kuruluşlanmız bile yeterli bir doyurucu çalışmaya yönelmemiştir. Ancak 1989 yüı itibanyla VI. beş yıllık plan nüfus tahminleri esas ahnarak Birleşmiş Milletler'in konuya ilişkin kriterleri çerçevesinde yapılan hesaplamalara göre 497.480 olduğu tahmin edilmektedir. M. NACİÜNVER Yargıtay Üyesi Ne zaman çocuk ve suç konusu gelse günde- me, Kemal Bayram'ın şu dızeleri gelir usuma: "Demiri döven ustalar j Demiri döven ustalar j Kelepçelere vida takmayın / Aç kalın ekmeği- niz bundansa I Çocuklar için / Sakın kelepçe yapmayın." Kemal Bayram, bu dizelerindeki özlemkrinin gerçekleşüğini göremeden aynldı aramızdan. Ciğerleri birkaç ay daha soluk almasına izin ver- medi ona. Son yıllarda sıkça tartışılır oldu suça itilmiş çocukJann durumu. Kolluk uygulamasmda ve yargılama yönteminde çağdaş yaklaşımlar geti- rilmesinin gereği üzerinde duruldu özellikle. Kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocuklar ko- nusunun önemi vurgulandı zaman zaman. Biz 70'li yıllarda savunmaya başlamıştık ço- cuklara özgü bir yargı sistemini. (•) O zaman fantezi olarak nitelenmişii bu önerilerimiz kimi çevrelerce. Ancak zamanla değişti görüşler. So- nucta 1979'da çocuk mahkemeleri kurulmasma ilişkin bir yasa kabul edildi yasama meclislerin- de. Hemen yürürlüğe konmadı bu yasa. 1982 olarak değiştirildi yasanm yürürlük tarihi. So- nuçta dört ilimizde kurulup etkinliğini sürdüre- bildi çocuk mahkemeleri. Ozülerek belirtelim ki yasa, amaçlanan yararlan gerçekleştiremedi. Çünkü birçok yönüyle yetersizdi. örneğin küçüklük yaşırun üst sının 15 olarak benimsen- rruşti. Ceza ehüyeti yaşında alt sınır 11 olarak kabul edilmişti. öncelikle bu yönleriyle ulusla- rarası normlarla bağdaşmıyordu. Çünkü 21 ya- şın çocuk yaşında üst sınır olması görüşünün gıderek ağırlık kazandığı dünyamızda 18 yaşın altındakilen küçük saymanın yanlışlığı ortaday- dı. Aynca çocuklann biyolojik ve psikolojik ge- lişiminin yöreye, yaşadığı sosyal çevreye göre değişebileceği göz önüne alınarak bu konudaki altı sırunn 12 yaş olarak benimsenmesinin daha gerçekçi bir yaklaşım olacağı unutulmuştu. Bunlann da dışında çocuk mahkemelerinin birer uzmanlık mahkemesi olduğu göz önüne alınarak buralarda görev alacak yargıçlann ço- cuk suçluluğu ve korunmaya muhtaç çocuklar konusunda uzman olmalannın gereği üzerinde durulmamıştı. Aynca çocuk mahkemelerinin yan kuruluşla- n diyebileceğimiz eğitim ve ıslah kuruluşlan yönünden yeterli bir örgütlenme gerçekleşürile- memişti. Şimdi yeni bir yasa tasansıyla çocuk yargısı konusunda yeni yaklaşımlann geldiğini görüyoruz gündeme. Yürürlüktekı 2253 Sayüı Çocuk Mahkeme- leri'nin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa, Türk Ceza Yasası ve Ceza Yar- gılama Usulü Yasası'nın çocuklarla ilgıli kimi maddelerinde değişiklik öngören yasa tasansı bir süre önce sunuldu yasama organına. önce- likle çocuk mahkemelerinin yapısında değişiklik öngörüyor tasan. Toplu mahkeme uygulaması yerine tek yargıçh mahkemelere geçildjğini gö- rüyoruz getirilen değişiklikle. Toplu mahkeme önüne çıkanlmanın kimi du- rumlarda çocuğu psikolojik yönden olumsuz biçimde etkileyeceğı gözlenmiş bu değişiklik ge- rekçesinde. Aynca çocuk mahkemelerinde gö- rev alacak yargıçlann çocuk suçluluğu ve ko- runmaya muhtaç çocuklar konusunda uzman- laşmış olmalan kesin tercih nedeni olarak benimsenmiş tasanda. Suç işlendiğinde 18 yaşını tamamlamamış olanlann çocuk mahkemelerin- de yargılanacağının kabul edilmesi de önemli bir yenilik olarak kabul edilebilir. Tutuklamayı kısıtlama Bizce en önemli ve olumlu değişiklik çocuk- lann tutuklanmalanna getirilen sınırlamadır. Tasan 15 yaşını bitirmeyen küçüklerin işledik- leri suç için yasada öngörülen özgürlüğü bağ- layıcı cezanın alt sının üç yılı geçmiyorsa çocuk için tutuklama karan verilemeyeceği kuralına yer vermektedir. Bilindiği gibi yürür- lükteki yasalarda bu tür kural bulunmadığın- dan çocuklar hakkında verilen tutuklama kararlan, sıkça tartışma konusu olmaktaydı. Çocuklann işlediği suçun anlam ve önemini anlama yeteneğine sahıp olup olmadıklan psi- kolog, eğitimci \e sosyal hizmet uzmanlan tarafından haarlanan yazanağa (rapora) göre belirlenecektir. Bu yazanakta çocuk suçu an- lama ve suç işleme yeteneğine sahip olmadığı sonucuna vanhrsa savcılar çocuk hakkında dava açmayacaklar ve mahkemeler de ceza ve- remeyecektir. Ceza ehliyetinin saptanmasında yenilik Yürürlükteki yasaya göre çocuğun ceza eh- liyetinin saptanması için bir uzman hekim raporu yeterli olabilmektedir. Bu değişiklikle ceza ehliyetinin saptanması konusuna daha bilimsel yaklaşıldığı açıktır. Kelepçe yasağı Çocuklara kelepçe takılması konusu son yı- larda haklı eleştirilere konu olmuş bir uygula- ma biçimiydi. Tasannın bu konuya kesin bir çözüm getirdiğini görüyoruz. Bundan böyle küçüklerin adli ve idari bir makam önüne geti- rilmek üzere sevkleri ve nakilleri sırasında ya da kurum dışında kaçmalannı önlemek için kelepçe, zincir ve benzeri araçlar kullanılma- yacaktır. Tasanrun yasalaşmasıyla toplum duyuncu- nu (vicdanını) rahatsız eden bir sorunun çö- zümlenmiş olduğunu hep birlikte göreceğimizi ummaktayız. Cezaevi yerine eğitim ve ıslah evi Çocuklann yargılama sonrası için önemli bir yenilik de özgürlüğü bağlayıcı cezalann eğitim ve ıslah kurumlannda çektirileceği yö- nündedir. Buna göre cezanın çektirilmesine başlandığında 18 yaşını bitirmemiş olan ço- cuk, cezaevi yerine eğitim ve • ıslah evlerine konacaktır. Cezanın yerine getirilmesi sürer- ken 18 yaşını tamamladığında geriye kalan cezası iki yıldan fazla olmaması halinde eğitim ve ıslah evindeki yerine getirme işlemi sürdü- rülecektir. Ancak bu sürenin iki yıldan fazla ol- ması halinde açık cezaevine gönderilecektir. Görüldüğü gibi, bu değişiklikle çocuklann ka- palı cezaevlerinin olumsuz koşullanndan ko- runmalan amaçlanmıştır. Bunun, cezanın yenne getirilmesinden son- ra çocuğun topluma iyi bir birey olarak dön- mesini kolaylaştıracağı açıktır. Tasanda aynca mahkemenin çocuğa ceza yerine önlem uygulamasına karar vermesi ha- linde çocuğun kimi özel ya da resmi kurumlara yerleştirilmesi yanında çocuk kulübü, gençlik merkezleri, kamplan, kültür evleri ve benzeri gündüzlü ya da yaüh resmi ya da özel kurum- lann etkinliklerine katıimalannm sağlanabile- ceği kuralı da getirilmiştir. Bu kurahn suç işlediği sırada 15 yaşını biti- rip 18 yaşını bitirmeyenler için uygulanabil- mesi için işledikleri suç için yasada öngörülen ceza, para cezası ya da aşağı sının bir yılı aş- mayan özgürlüğü bağlayıcı ceza ya da bu ceza ile birlikte para cezası olması gerekmektedic Getirilen bu değişiklikle suç işlemeyi alışkan- lık haline getirmeyen çocuklann topluma ka- zandınlmasının, amaçlandığı kuşkusuzdur. Tasanda Türk Ceza Yasası'nın 54. maddesi de değiştirilerek ceza sorumluluğu için 11 yaş 12'ye yükseltilmiştir. Hemen belirtelim ki öngörülen bu değişik- liklerle ülkemizin taraf olduğu "Çocuk Hak- lanna Dair Sözleşme"ye uyum sağlamarun amaçlandığı açıktır. Ancak çocuk yargısında- ki yenileşmeye koşut olarak çocuklan suça iten nedenlerin ortadan kaldınlmasına, kim- sesiz ve korunmaya muhtaç çocuklann ko- runmaya alınmasına yönelik çalışmalara hız verilmesi gerekmektedir. Kısacası kaynakta çözüme yönelmek zorunludur. Bugün ülkede korunmaya muhtaç çocuk sa- yısı kesin olarak bilinmemektedir. Bu da gös- termektedir ki bu konuda resmi kuruluşlan- mız bile yeterli bir doyurucu çalışmaya yönel- memiştir. Ancak 1989 yılı itibanyla VI. beş yılhk plan nüfus tahminleri esas alınarak Birleşmiş Mil- letler'in konuya ilişkin kriterleri çerçevesinde yapılan hesaplamaya göre 497.480 olduğu tahmin edilmektedir. Yani beş yüz bine yakın korunmaya muhtaç çocuk var ülkemizde. Bu rakam üç yıl öncesine aitü'r. 1992 Türkiyesi'nde bu sayının altı yüz bine ulaştığını söyleyebiliriz. Ancak buna karşın Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlannda on beş bin çocuk banna- bilmektedir. Bu olgu yüz binlerce korunmaya muhtaç çocuğun kendi yazgısıyla baş başa kal- dığmı göstermektedir. Tüm bu sorunlann çö- zümü büyük mali olanaklar ve iyi bir örgütlen- meyle olasıdır. Aynca çocuğu suça yönelten etkenlerin ba- şında sosyo-kültürel-ekonomik koşullardaki olumsuzluİclann geldiği göz önüne alındığında kalkınma sürecindeki ülkemizde sorunun kısa sürede çözümünün güç, dahası olanaksız ol- duğu ortadadır. Ancak aile ilişkisindeki olum- suzluklann çocuk suçluluğundaki önemli payı göz önüne alınarak kitle iletişım araçlanndan yararlanarak ailelerin eğitilmesine ağu-lık ve- rilmesinin daha az parayla yapılacak yararlı bir etkinlik olacağı açıktır. (*) Bkc 22 Nisu 1978 giUü Combuiyet. PENCERE Çekiç Güç mü? Haziranın ortasındayız. Ankara, ayın sonunu nasıl getireceğini düşünen dar ge- lirli küçük memur gibi kaygılı.. Boşa koyuyor, dolmuyor.. Doluya koyuyor, almıyor.. Haziranın sonunda, Anadolu'nun güneydoğusundaki 'Çekiç Güç'ün görev süresi bitiyor. Ne yapmalı? Çekiç Güç'e ya güle güle diyeceğiz ya da "aman bir yere gitme, başımızdan eksik olma, sensiz yapamayız, başımı- za türlü belalar gelir" diye konukluk süresini uzatacağız. Peki, bu Çekiç Güç ne? • Düşündükçe insan bozuluyor. Bir yandan Batı'da haritalar yayımlanıyor, gazeteler ya- zıyor, yorumcular söylüyor; Türk ve Müslüman coğrafya- sının içerdiği "tehlikeler" sayıiıp dökülüyor; kendimizi havaya kaptırmış gidiyoruz; "Adriyatik'ten Çin'e kadar uzanan Turan topografyasında süper devletçilik oynama- ya heveslenen yeni Osmanlılar yetişiyor, Enver Paşacılık gelişiyor... Öte yandan da Anadolu'nun içinde Vaşington'un Çekiç Güç'üne bağlanıyoruz: - Aman bir yere gitme, bizi bırakma, güvenceni üstü- müzden eksik etme!.. Neden? Diyorlarki: - Çekiç Güç, Kuzey Irak'taki mazlum Kürtleri Saddam'ın saldırısmdan korumak için konuşlandı, Vaşington 'un gü- vencesidir. Eğer öyleyse bir Çekiç Güç, Bosna-Hersek Müslüman- larına; bir Çekiç Güç, Dağlık Karabağ Azerilerine; bir Çe- kiç Güç, Kıbrıs Türklerine; bir Çekiç Güç, Lübnan'daki Fi- listin kamplarına güvence sağlamak için konuşlandırılma- Hem bizimki gibi Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar uza- nan Turan imparatorluğunun süper devleti, Saddam gibi bir enkaza karşı Amerikan gücünün gölgesine sığınır mı? Ayıptırayıp.. Diplomaside sözcük seçimi, bir zanaattır, konuşmadan önce dokuz kez yutkunacaksın, yoksa başını derde sokabi- lirsin; kimi köşe yazısının raconu da, dış politikanın ince gergefini patlatarak gerçekliğin sert koşeli uyarısınt okur- larla paylaşmaktan geçer. * Gerçekliğin sert köşeleri neler? Vaşington, Irak'a dönük Ortadoğu politikasında, bizim canımıza okudu; Saddam'ı yerinde bıraktı; ama ambargo sürerken abluka kimin çıkarları üzerine uygulantyor? Ker- kük'ten Akdeniz'e uzanan petrol boru hattı tıkalıdır. Ödedi- ğimiz fatura, gün geçtikçe kabarıyor; bir de üstüne üstlük Amerika, Anadolu'nun güneydoğusupda askerini konuş- UArkosı Sa. 17, Sü. 7'de Geliyormuş. Geliyor... Gelemiyor... Dünyanın en büyük mega starlarından Luciano Pavarotti'nin, Ege Seramik 20. Kuruluş Yılı Etkinlikleri çerçevesinde tek bir konser için Türkiye'ye geleceği açıklandığı günden beri çok şey söylendi, yazıldı, çizildi... Pavarotti Pazar Günü Abdi İpekçi'de! Yılın en büyük konseri, 21 Haziran 1992 Pazar günü Saat 21.00'de Abdi İpekçi'de. Ses tellerinde meydana gelen rahatsızlığı düzelen Luciano Pavarotti tek bir konser için Türkiye'de. Konser tarihinin değiştirilmesi nedeniyle iade edilen son 700 biletin satışma Çırağan Keırpinski Oteli, Ege Seramik Mecidiyeköy Show Room ve AKM Gişeleri'nde devam edilmektedir. 19 7 2 • 19 9 2 • Konser tarihinde meydana gelen değişiklik nedeniyle biletlerini iade etmek isteyenler, en geç bugün Saat 18.00'e kadar Ege Seramik Mecidiyeköy Show Room'a başvurabilirler. • Konser günü bilet satışları yalnızca Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yapılacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle