Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 HAZfRAN 1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Edebiyatçılara
onur ödülü
• ANKARA(AA)-
Edebiyatçılar Demeğı
tarafından Cevdet Kudret,
Fazal Hûsnü Dağlarca, Aziz
Nesin, Melih Cevdet Anday,
Cahit Kûlebi, Samim
Kocagöz, Sabahattin Kudret
Aksal ve Yaşar Kemal'e
Tûrk ve dünya edebiyatına
yaptıkları katkılardan dolayı
onur ödûlü olarak birer altın
madalya verüecek. ödüller,
20 haziranda Belediye
Evi'nde gerçekleştırilecek bir
törenle sahiplerini bulacak.
İnsan teri
sarayın döşmanı
• FRANKFURT(AA>-Walt
Disney'in çizgi romanlanna
esin kaynağı olan
Almanya'daki ünlü
Neuschvvanstein
SarayTndaki eşyalann
ayaretçilerin terlemesiyle
ortaya çıkan buhardan
büyük zarar gördüğü
bildirildi. Avrupa'nın en
güzel saraylan arasında yer
alan ve Bavyera Krah 2.
Ludwig tarafından yaptınlan
saraydaki değerli tablo, halı,
perde, alün ve gümüş
kaplama gibi eşyalann insan
teriyle yayılan buhardan
tahrip olduğu kaydedildi.
Yetkililer, yılda yaklaşık 1
milyon 300 bin kişi
tarafından ziyaret edilen
sarayda söz konusu buhann
milyonlarca zararlı
mikroorganizmanın
üremesine yol açtığının
saptandığını bildirdiler.
Ziyaretçiîerin neden olduğu
buhar miktannın yılda
yaklaşık 200 bin litre olarak
belirlendiğini kaydeden
yetkililer, kısa süre ıçinde
önlem alınmaması halinde
saraydaki eşyalann tümüyle
tahrip ohna tehlıkesinden
kurtulamayacağını ifade
ettiler.
Madalyalap ve
nişanlar
• Kültür Servisi- Belediye
koleksıyonundan
"Madalyalar ve Nişanlar"
sergisi, ay sonuna dek
Yıldız'daki Şehir Müzesi'nde
sürecek. tstanbul Büyükşehir
Belediyesi Müzeleri
koleksıyonundan derlenen
sergide yer alan madalya ve
nişanlann arasında Sultan
Abdülmecit dönemine ait
Tamir-i Ayasofya,
Tanzimat-ı Hayriye, Kars,
Kınm, Silistre madalyalan ve
Mecidiye nişanlan, Sultan
Abdülaziz dönemine aıt
Karadağ, Girit madalyalan
ve Osmanlı nişanlan, Sultan
II. Abdülhamit dönemine ait
liyakat, Yunan muharebesi.
Hicazdemiryolu
madalyalan, Hamiyet ve
Şefkat nişanlan ile II.
Meşnıtiyet'ten sonra
çıkanlan Cemiyet-i
Umumiye-i Beİediye'nin ilk
içtimai hatırası Donanma ve
Hilal-i Ahmer madalyalan
bulunuyor.
Tem'de karma
sergi
• KûltûrServisi-25
sanatçının yapıtlanndan
oluşan karma resim sergisi
dün Tem Sanat Galerisi'nde
açıldı. lOtemmuzadek
izlenebilecek sergide Ali
Çelebi.HakkıAnlı,Sabri
Berkel, Abidin Dino, Selim
Turan, Cihat Burak, Fahir
Aksoy, Şükriye Dikmen,
Adnan Vannca, Ömer Uluç,
Ömer Kaleşi, Metin
Talayman, Seyyit Bozdoğan,
Komet, Zahit Büyükişleyen,
Hüseyin Ertunç, Fevzi
Karakoç, Abdülkadir
Öztürk, Salih Coşkun, Fuat
Acaroğlu, Gûrhan Yücel,
TalatEnlil,YükselÖzen,
Mithat Şen ve Selma
Gürbüz'ün yapıtlan
görülebilir.
Grup Yorum'dan
'Cesarer
• Kûltür Servisi- Grup
Yorum'un "Cesaret" adlı
yeni albümünün yakında
piyasaya çıkması bekleniyor.
Kasetteyer alan 15 yeni
parcada Kemal Burkay,
AcGân Yücel, NâzımHikmet,
Gevheri, İbrahim
Karaca'nın şıirlerine yer
verilmiş. Bestelerin tümü
Grup Yorum'a ait. Kasedin
yapımabğını ise Hasan
Saltık üstlenmiş.
ABD'nin ünlü mizah dergisi 'Mad'in kurucusu William Gaines öldü
Dünyayı gülmekten çıldırtb• SatlSl 1970'lerde İkİ bucuk I 1 gun. Uygunsuz otaası için şöyle otaSatışı 1970'lerde iki buçuk
milyona kadar yükselen 'Mad'
(Çılgın) dergisinin iki yaratıcı-
cısından biri olan Gaines,
Amerikan çizgi-romanlannı,
TV'yi Hollywoodfilmlerinive
reklamları acımasızca alaya
alarak üne erişmişti.
Kûltür Ser-
visi-ABD'nin
"efsanevi"
mizah dergisi
"Mad"in ku-
rucusu ve
Yayın Yönet-
meni VVilliam
Gaines, 3 ha-
ziran gûnü
New York'ta
öldü. özellik-
le 1970'lerde
dünyanın en çok satan mizah dergisi
olan "Mad"in ünlüçizer Harvey Kurtz-
man'la birlikte iki yaratıasından bin
sayılan Gaines, 1950'lerde dergısinde
New York Times gazetesinin ölüm ha-
berleriyle "dalga gecerek" de epey hay-
ran toplamışü. Nitekim, New York Ti-
mes, 4 haziran gûnü Gaınes'in ölüm ha-
berinde benzer bir şakayla şu sözlere de
yer verdi: "Hayaünda iki kez dans etti.
Bir, lise mezuniyet balosu için dans dersi
alırken, bir de, mezuniyet balosunda!"
Aslında, "Mad" dergisinde yayım-
lanan yazı, karikatür ve esprilerin hiç-
birinin yaratıcısı Gaines değildi. Genel-
likle tuhaf oyuncaklarla dolu çalışma
odasında oturan Gaines, bir keresinde,
"Dergiyi yaym kurulum, yazarlanm ve
çizerlerim yaratıyor" demişti. "Ben
yalruzea ortamı yaraüyorum!"
Amerikan çizgi-roman kitaplanrun
"mucidi" sayılan Max Charles Gaines'-
in oğlu olan William Gaines, 1940'lann
sonlannda. zamanın genç çızeri Al
Feldstein'le birlikte çıkardığı çizgi-
roman kitaplanyla AmerikaJı çocuklar
ve gençlerin nerdeyse okuma profılini
değiştirmişti.
Gaines ile Feldstein, ortak bir tirya-
kilikleri olduğunu keşfetmişlerdi. Rad-
1952'de yayımlanınaya başlayan 'Mad'in ikinci sayısından bir sayfa. Başhk:
Madokunı!
yoda gecenin geç saatlerinde yayımla-
nan korku skeçlerini ikisi de kaçırmı-
yordu. "Bunlan neden çizgi-romana
dönüştürmeyelim?" dediler ve böylece
bu alanda yeni bir çığır açıldı.
Ama başlan bir süre sonra, çocuklan
için kaygı duyan anne ve babaJarla bela-
ya girecekti. Anne ve babalann yanı sıra
bazı öğretmenler ve ruhbilimcUerin de
diretmesi üzerine, Williams Gaines,
ABD Senatosu Yasama Kurulu önüne
çıkanlacak, senatör Kefauver ile arasın-
da şöyle bir konuşma geçecekti:
- Bu sizin mayıs sayınız. Kapaktaki re-
simde, adamın bir elinde balta var, öteki
eliyle de gövdesinden kopanlmış bir
kadın başını havaya kaldırmış. Sizce uy-
gun bir kapak mı bu?
- Evet, efendim. Bence, bir korku çiz-
gi-romanının kapağı için son derece uy-
için şöyle olrnası
gerekirdi: Adam kadıaın kellesini biraz
daha yukanda Uıtardı, böylece keüeden
damlayan kanlar da görünürdü.
Kadırun gövdesini biraz daha ileriye sü-
rüklerdi, böylece herkes kadmın kanlı
ensesini de görürdü.
Gaines ve Feldstein'in korku çizgi-
romanlanna karşı gelişen tepkiler so-
nucunda ABD'de bir çizgi-roman ya-
sası da çıkanldı. Ama Gaines bu yasaya
boyun eğmeye yanaşmayacağı gibi,
daha bircok yayıncıyla birlikte çizgi-
roman çıkarmayı tümden bırakacaktı.
VVilliam Gaines'in, birçoklannca çiz-
gi-roman dünyasının en parlak çizeri ve
yaratcısı sayılan Harvey Kurtzman'la
birlikte 1952'de kurduğu "Mad" dergi
si, başlangıçta, "Sizi Çügın'a çevirecek
hikâyeler: Şahdamanndan mizah"
başlığını taşıyordu. Kurtzman'ın, bü-
tün öteki çizgi-romanlann bir taşlaması
biçiminde düzenlediği "Mad", öncejeri
Süpermen ve Miki Fare gibi çizi-
romanlan alaya alarak çocuklan ve
gençlen kendine çekecek, zamanla her
türlü kitle ıletişim aracını, Hollywood
filmlerini, Amerikan televizyonlannı,
radyoyu ve reklamlan da acımasızca
yerden yere vurarak daha yetışkin okur-
lan da hayran kitlesine katacakb.
1956'da Kurtzman'ın dergiden ayn-
larak "Playboy"a gecip "Little Annie
Fanny"yi çizmeye başlamasıyla birlikte
"Mad" okurlan bir bakıma ikiye aynla-
caktı. Kurtzman üryakileri derginin
artık tadının tuzunun kalrnadığını Ueri
süreceklerdi. Ama Gaines'in dümeni el-
den bırakmadığı "Mad" dergisi, hiçbir
zaman açık saçık bir dergiye dönüşme-
den, cinselb'ğe asla aşın ölçüde ilgi gös-
termeden ve hiç ilan almadan, kendine
özgü yayın takvimiyle (ocak sayısı ka-
sımda cıkıyordu) yılda 8 kez çıkmaya de-
vam edecekti.
Gaines'in yönetiminde satışı 1970'ler-
de iki buçuk milyona kadar yükselen
"Mad", Amerikan toplumunda yaşa-
yan birçok "sıradan" ana babanın gö-
zünde "tam bir oöplük" olmayı sürdü-
recek, ama on binlerce Amerikan genci-
nin toplumdaki "sıradan" deger yargı-
lannı eleşürerek yetişmesini sağlaya-
caktı.
1940'lann ünlü ses sanatçısı, fılm yıldızı Suzan Yakar bugün toprağa veriliyor
6
Gurbet elde ah çeker ağlanın9
•Tiyatro ve sinema sa-
natçısı Rutkay Aziz'in de
yengesi olan Suzan Ya-
kar, "Ne kadar kara imiş
şu alnımın yazısı/Gurbet
elde ah çeker ağlanm"
adlı maya ile dinleyenleri
coşturur ağlatırdı. 40 ka-
dar fılmde de oynayan
Yakar'ın cenazesi bugün
Teşvikiye Camii'nde kılı-
nacak öğle namazından
sonra Feriköy Me-
zarhğYnda toprağa ve-
rilecek.
TURHANGÜRKAN
Bugünün kuşağı pek anımsa-
maz. Bir zamanlar ses sanatçısı
Suzan Yakar vardı. Orta yaşın
üstündeki seyirciler, onun sesi-
ni dinlemek için gazinolara ko-
şarlardı. 1940'lıyıllannbaşında
Münir Nurettp Sdçuk, Yesari
Asnn, Necmi Rıza, Safiye Ayla,
Hamiyet Yüceses, Müzeyyen
Senar, Mefharet YıMıran, Peri-
han Altmdağ Sözeri gibi döne-
min alün seslerinin çmladığı ga-
zinolarda kendine özgü ezgile-
riyle halk türküleri, mayalar,
dağîler, bazen de klasik parça-
lar okurdu. En iyi okuduğu
maya "Ne karaymış şu alnımın
yaztsı/ Gurbet eWe ah çekerim
ağlanm", dinleyenleri coşturur,
ağlatırdı. 1945'teevlendiktenve
de sahnelerden uzaklaşıp ken-
dini iyice sinemaya verdikten
Suzan Yakar Rutkay, 1949'da Rutkay Azin'in babası Fikri Rutkay'ın yönettiği "Şehitler Kale-
si"nde de başrolü ûstlenmişti.FiImde Suzan Yakar'la birtikte Aliye Rona, Hadi Hün, Atıf Kap-
tan, Hulusi Kentmen, Ferit Ok;-ay ve Müfîk Anpek de oynamışlardL
çalışmalanna yardıma olan sa- ve şarkı dünyasının taş plak-sonra müzik tutkusu sönmedi.
Bu kez türküleri, mayalan on
beş günde bir İstanbul Radyo-
su'nda sürüp gitti. Sonralan sa-
dece aile meclislerinde sınıriı
kalan ses sanatçılığının yerini,
sinema oyunculuğu, giderek
fılm yapımcılığı aldı. Yapıma
eşinin yazıhanesinde onun film
natçı, Fuat Rutkay'ın ölümün-
den sonra da iş yaşamını omuz-
lanna yükleyerek yapıma ola-
rak uğraşınj sürdürdü. Suzan
Yakar Rutkay artık aramızda
değil. Önceki gün 72 yaşında
yaşamını yitiren bu eskı ve
onurlu sanatçı, geçmışin gazino
lannda sesiyle, sinema evrenin-
de görüntüsüyle anımsanacak.
Suzan Yakar, 1920'de İstan-
bul'da Cihangir'de doğdu.
Babası Tevtik, annesi Gûlba-
har, Erzurumlu bir ailenin
kızıydı. Babası bir ara Üskü-
dar'da şeyhlik yapmıştı. İlko-
kuldan sonra öğrenim yapma-
yan Suzan Yakar, küçük yaşta
müzik dersleri aldı. tlk hocalan
Zeki Duygulu, Sadettin Kay-
nak, Bûnen Efendi'ydı. İlk kez
1933'te lzmir'de Türkocağı'n-
da sahneye çıkarak sanat ya-
şamına başlayan Suzan Yakar,
alaturka şarkılar, halk türküleri
ve mayalar okuyarak ün yaptı.
1945 yüında Halk Film Stüd-
yosu sahibi Fuat Rutkay, çe-
yireceğı "Harman Sonu" fümi
için Suzan Yakar'dan Nadire
rolünü oynamasını rica etti. O
zaman 25 yaşında olan ve sine-
maya büyuk bir istek duyan dö-
nemin ses yıldızı, büyük bir he-
vesle rolü aldı. Filmde aşkından
hüsrana uğrayan köylü kıa
Nadire, kendini sûlükler, yılan-
lar bulunan göle atıyor, ancak
onu kurtaracak çobanı oyna-
yan İsmaU DümbüUü. göle gir-
mekten korktuğu için bu sahne
birkaç günde cekilebiliyordu.
Aynı yıl Suzan Yakar, Munsin
Ertuğrul'un, Nâzım Hikmet'in
yapıtından uyarladığı "Kızıur-
mak-Karakoyun" fılminin de
başrolünde oynayarak sinema
yaşamma ilk adımlannı atmış
oluyordu. Suzan Yakar Rut-
kay, sinema oyuncusu olarak
40 dolayında film çevirdi.
Fuat Rutkay'ın sahibi olduğu
Doğan Film ve Halk FUm'in
yapıtlannda oynayan Suzan
Yakar, eşinin ölümünden sonra
da Rutkay Film şirketini kurup
yapımcıhkla uğraşü. Ses sa-
natçısı Adnan Şenses'le de evle-
nip aynlan sanatçı, bir daha ev-
lenmedi.
John Le Carre'nin yaşamöyküsü ilk kez kitaba aktarıldı
Casus romancısııun gizli yaşaııuKültür Servisi - Hitler'in sahte günceleri
üzenne ılginç bir kitabın da yazan olan Ro-
bert Harris, bugüne kadar kimsenin başa-
ramadığı bir işin üstesinden geldi: Dünya-
nın en ünlü casusluk romanlan yazan John
Le Carre'nin yaşamöyküsünü yazdı. Yıl-
lardır yaşamöyküsünün yazılmasını önle-
meye çalışan Le Carre, önümüzdeki aylar-
da kendi yaşamını bir kitabın sayfalannda
okuyacak.
Beyazperde uyarlamasında Richard
Burton ile Claire Bloom'un oynadıklan
"Soğuktan Gelen Casus" adlı kitabıyla
1960'lann başlannda uluslararası üne eri-
şen David John Moore Cornvvell ya da
casusluk romanı tiryakilerinin bildiği adıy-
la John Le Carre. özel yaşamı konuşunda
son derece evhamlı. Bir zamanlar İngiliz
Dışişleri'nde çalışan ve Gizlı Servis'te de
görev yapan Le Carre'nin biri Hamps-
tead'de, öbürü CornwaH"da iki evi var.
Ama Le Carre bu iki evindeki telefonlan-
nın numaralannı sürekli değıştiriyor. Nite-
kim, yayıncısı da "John, çorap değiştirir
gibi telefon değiştirir" demekten kendini
alamıyor.
1970'lerde ünlü karakteri George Smiley
ile onun korkulu düşmanı Rus ajanı
Karla'nın serüvenlerini konu alan "Köste-
bek"le ününü pekiştiren Le Carre, her yıl
öldükten sonra bence John Le Carre yaşa-
yan en büyük İngiliz yazan."
Son yıllarda casusluk alanını değiştirip
"Küçük Trampetçi Kız"da İsraillilerle Fi-
lisünliler arasındaki çatışmalara el atan,
"Yolun Sonu" adlı son romanında soğuk
savaşın sona erdiği koşullarda casuslann
^ _ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ ^ _ _ ^ ^ ^ ^ _ » ^ ^ ^ ^ _ konumunu tartışan John Le Carre'nin ya-
• Özel yaşammi Sir gibi saklayan Şamındaki bazı ••si
r"lar henüz tam anla-
¥ -ı i» • 9 . . .
J
l kl k d l
L C k
yaşamöyküsünü yazmak isteyen yazarlar-
dan birçok öneri alıyor;
ama bu önerileri
geri çeviriyordu. Ancak İngiliz yazar ve ga-
zeteci Robert Harris, hem Le Carre'ye
ulaşmayı hem de yaşamöyküsünü yazdığı-
ru ona açıklamayı başardı. Harris, sonuç-
tan memnun. Çünkü Le Carre en azından
Le CarrĞ'nin yaşam öyküsü en so-
nunda yazılabildi. Kitap önümüz-
Ş
mıyla açıklıga kavuşmuşdegıl.
£eki
v
^^ H
|m s
t,n
tCarrı
îbıy
ografısi,bu-Mr-iaraaÇ
.khkgeti-
k i? S l i i C ' i b b
•s , A v^uııv, UMvgıuııoı, \j\x oıı ıctıu uyınıın gvıı
deki günlerde Ingiltere'de yayi- recek mi? Sözgelimi, Le Carre'nin babası
mlanacak. "Köstebek"in yazan • - • -
gerçekten Gizli Servis'te çalışmış
rruydı? Le Carre'nin babası söyle-
nildiği gibi bir dolandmcı mıydı?
Le Carre tiryakileri bu sorulann
yanıtlannı bekliyor.
"kendısını engellemeye çalışmayacağını"
söylemiş. Ama yine de bu, Le Carre'nin
Harris'i yaşamöyküsü konuşunda yetkilı
kıldığı anlamına gelmiyor.
Büyük bir Le Carre hayranı olan Robert
Harris, "Onu görebıleceğimden ya da
onunla söyleşi yapabileceğimden bile emin
değilim" diyor, "Ama Graham Greene de
Ronnie'nin iflah olmaz bir dolandmcı ol-
duğu, annesinın de evi terk ettığı volundaki
söylentıler, İngıltere'de Hutchinson Yayı-
nevi'nden çıkacak kıtapta kesinlik kazana-
cak mı? John Le Carre'nin İngiliz haberal-
ma örgütünde ilk ışini savaştan sonra
Avusturya'da üstlendiği, Oxford Üniversi-
tesı'nde okuduktan. Eton College'da öğ-
retmenlik yaptıktan sonra yeniden M15'e
girdıği, ardından M16'ya geçtiği. Al-
manva'da diplomat kisvesi altında gizli
servıs adına çalıştığı yolundakı bölük pör-
çük bilgiler, Harns'ın kitabında daha do-
yTirucu aynntılara kavuşacak mı?
Le Carre tiryakıleri, günümüzün en ünlü
casus romanlan yazannın "gizli yaşamf "nı
öğrenmek ıçin^ımdiden sabırsızlanıyorlar.
John Le Carre: Casusluktıuı
casus yazarlığına. Şimdi yaşam
öyküsflnde vaşamamn sırlan
ortaya çıkacakmı? Herkes bu
sonıyu sonıyor.
İstanbul Festivali yarın başlıyor
Kemancı Perlmarfın
biletleri karaborsa
KültürServisi -Yann baslaya-
cak olan 20. Uluslararası istan-
bul Festivali'nin yıldızlanndan
ünlü kemancı Itzhak Perlman'-
ın konserbiletleri, 500bin liraile
300 bin lira (ögrenciler için 150
bin lira) arasında değişmesine
karşuı, şimdiden tükendi. Festi-
valin en pahalı konseri olan
Perlman konseri biletlerinin tü-
kenmesine karşılık, son yıllann
en ünlü rock şarkıalanndan
Tracy Chapman'ın Açıkhava
Tiyatrosu'nda verecegi tek kon-
serin biletlerinin henüz yalnızea
dörtte biri satılmış bulunuyor.
tstanbul Festivali'nin son da-
kika sürprizlerinden Kanadalı
rock şarkıcısı Bryan Adams'ın
28 temmuz gecesi Inönü Stadyu-
mu'nda verecegi konserin bilet-
leri i& bugünden başlayarak
Atatürk Kültür Merkezi gişele-
rinde ve konserin sponsorluğu-
nu üstlenen Levi's mağazalann-
da satışa sunulacak.
İstanbul Festivali'nde konser
biletleri şimdiden tükenen sa-
natçı ve topluluklar arasında
gelrniş geçmiş en önemli gitar
virtüozlanndan Narciso Yepes,
İstanbul Tarihi Türk Müziği
Topluluğu ve Ahmet özhan,
Rambert ve Türkuaz dans top-
luluklan, ünlü Fransız flütçü
Jean-Pierre Rampal de yer
abyor.
Bu arada İstanbul Devlet Sen-
foni Orkestrası ve Frankfurt
Akademi Korosu'nun Atatürk
Kültür Merkezi'nde ve Aya îri-
ni'de Beethoven'in 9. Senfoni-
si'ni yorumlayacakları açıhş
konserlerinin biletleri de tümüy-
le satıldı. Ote yandan, İngiliz
Kraliyet Filarmoni Orkestrası,
Vladimir Spivakov ve Moskova
Virtüozlan ve Oxford Şehir Or- .
kestrası'nın festival kapsamın-
da verecekleri ikişer konserden
birer tanesinin biletleri tama-.
men satılmış durumda.
İstanbul Festivali'nin yann
Atatürk Kültür Merkezi girisin-
de, Taksim alanında gerçekleş-
tirilecek açıüş etkinlikleri sıra-
sında müzikle eşgüdümlü özel
efekt ve havai fışek gösterüeri de
sunulacak.
Alıııaıı saııatçıdaıı
lıırk mavısı
KüJtür Servis»-
Düsseldorflu sa-
natçı Asta Grö-
ting'in enstalas-
yon sergisi 19
haziran cuma /
-
günü Ayasofya
Müzesi Ali Saini
Boyar Sergi Sa-
Ionu'nda acıla-
cak. Sponsörlü-
ğünü Mithat Gi-
yim Sanayi ve
Ticaret AŞ'nin
üstlendiği sergi,
25 temmuza dek
açık kalacak.
Gröting'in sergj-
sini Stuttgart
Dış İlişkiler Ens-
titüsü (IFA) ve
Alman Kültür
Merkezi'nin desteğıyle BM c^ağdaş ianat Merkezi düzenliyor.
Almanya'nın öne çıkan genç kuşak temsilcilerinden olan 1961
doğumlu sanatçı Asta Gröting, 1988-1992 yıllan arasında Köln,
Stuttgart ve Hamburg'da özel galerilerde, Düsseldorf ta Kunst-
v«rein'de kışısel sergiler açü. 1990'da Sydney Bienaü'ne katılan
ve 44. Venedik Bienali Aperto bölümüne secilen Asta Gröting,
aynı yıl Londra'daki Serpentine Gallery'de açılan "Olanaklı
Dünyalar" adlı karma sergiye katıldı.
Geçen yıl Seul Ulusal Çağdaş Sanat Müzesi, bu yıl içinde de
Bordeaux Çağdaş Sanat Müzesi'nde açılan karma sergilere de
katılan Asta Gröting, Düsseldorf Akademisi'nde Klaus Rinke'-
nin öğrenasi olmuş. Asta Gröting'in Ayasofya Müzesi'nde ser-
gileyeceği enstalasyonda 100 adet ortası delik porselen tabak ve
Istanbul'da ürettığı, Türk mavisi sırla kaplı seramik köstebek
yuvası biçimli 20 adet yapıt yer alıyor.
Tarihi mekânlarda
opera ve bale
Kültür Servisi- İstanbul Dev-
let Opera ve Balesi sezon içi sa-
nat etkinliklerini tarihi mekân-
larda konserler düzenleyerek
sürdürüyor.
Etknliklerini asıl gösteri alanı
olan Atatürk Kültür Merkezi'-
nin dışına da taşıyarak yeni izle-
yici kitlelerine ulaşmayı ve ta-
rihle sanaun bütünleşmesine
hizmet veraıeyi amaçlayan
İstanbul Devlet Opera ve Balesi
bu müze konserlerini "Tarihle
İçiçe Halkla Elele" başüğı al-
tında topluyor.
İlki dün sabah Türk İslam
Eserleri Müzesi'nde saat 10.30'-
da gerçekleştirilen konserler
bugün saat 10.00'da Ayasofya
Müzesi'nin bahçesinde, yann
saat 15.00'te Arkeolojı Müze-
si'nde sürdürülecek.
Soprano Müjgan Özçay ile
Füsun Sendil, Seda Subaşı. Gül
Tekinson ve Şafak Erişkin'den
oluşan yaylı çalgılar dörtlüsü-
nün kaüldığı iki dilde açıkla-
malı konserlerde "Eski İngiliz
Şarkılan" yorumlanıyor.
Sine-Sen'den tepki:
TRT tasfiyecı
Kültür Servisi- Ankara, İs-
tanbul ve Izmir televizyonla-
nnda çalışan 700'e yakın akitli
personelin işine son verilmesini
kınayan Sine-Sen, TRTyi tas-
fıyecilikle suçladı. Sine-Sen,
bunu "TRTnin özel sektöre
ve yabancı sermayeye ilkesiz ve
ahlaki olmayan biçimlerde
devredilmesi, bir anlamda peş-
keş çekilmesi" olarak nitelen-
dirdi. İşten çıkanlanlann bir
kısmı basın toplantısından
sonra Kuruceşme'deki İstan-
bul Televizyonu'nun önünden
Ortaköy'e kadar sessiz protes-
to yürüyûşü yaptı
Sine-Sen Genel Başkanı
Necmettin Çobanoğlu, TRT
yönetiminin, son bir yıldır ya-
şadığj yapısal krizi çözümleye-
cek önlemler almak yerine,
tasfıyeci uygulamalarla TRT-
yi tasfiye ettiğini vurguladı.
Kurumun hazırladığı ücret re-
jimi tasansını hükümete be-
ğendiremedığinı söyleyen
Çobanoğlu, şunlan söyledi:
"Cavit Çağlar, iki kez TRT
yönetiminin vermiş olduğu üc-
ret zamlan planını geri çevirdi.
Bu komik durumun yanı sıra
TRT Genel Müdûrü, KİT ko-
misyonunca aklanmıyor. Bu-
gün TRTnin Dış Ahmlar
Müdürlüğü'nde sadece bir kişi
kaldı. Yani dış alımlar çalışmı-
yor. TRT, yurtiçi ve yurtdışın-
da program aldığı fırmalara
ödemelerini geciktırdiği için,
şu anda 6 milyar lira zararda.
Yolsuzluk dosyalannın haddi
hesabı yok. TRTnin deneyim-
li eleman erozyonu sürüyor.
Buna karşın hiçbir önleyici ça-
re arama yolunda değil. Hükü-
met de bu konuda yapmayı
vaat ettiği yasal düzenlemeleri
hâlâ gündemine almadı. So-
nuç, vergilerimizden ve emeği-
mizin maddıleşmesinden oluş-
muş mılyarlarca liralık Avru-
pa standartlannda teknoloji ve
eleman birikimi özel TV'lere
peşkeş çekilmiş oldu."