25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZfRAN 1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Edebiyatçılara onur ödülü • ANKARA(AA)- Edebiyatçılar Demeğı tarafından Cevdet Kudret, Fazal Hûsnü Dağlarca, Aziz Nesin, Melih Cevdet Anday, Cahit Kûlebi, Samim Kocagöz, Sabahattin Kudret Aksal ve Yaşar Kemal'e Tûrk ve dünya edebiyatına yaptıkları katkılardan dolayı onur ödûlü olarak birer altın madalya verüecek. ödüller, 20 haziranda Belediye Evi'nde gerçekleştırilecek bir törenle sahiplerini bulacak. İnsan teri sarayın döşmanı • FRANKFURT(AA>-Walt Disney'in çizgi romanlanna esin kaynağı olan Almanya'daki ünlü Neuschvvanstein SarayTndaki eşyalann ayaretçilerin terlemesiyle ortaya çıkan buhardan büyük zarar gördüğü bildirildi. Avrupa'nın en güzel saraylan arasında yer alan ve Bavyera Krah 2. Ludwig tarafından yaptınlan saraydaki değerli tablo, halı, perde, alün ve gümüş kaplama gibi eşyalann insan teriyle yayılan buhardan tahrip olduğu kaydedildi. Yetkililer, yılda yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi tarafından ziyaret edilen sarayda söz konusu buhann milyonlarca zararlı mikroorganizmanın üremesine yol açtığının saptandığını bildirdiler. Ziyaretçiîerin neden olduğu buhar miktannın yılda yaklaşık 200 bin litre olarak belirlendiğini kaydeden yetkililer, kısa süre ıçinde önlem alınmaması halinde saraydaki eşyalann tümüyle tahrip ohna tehlıkesinden kurtulamayacağını ifade ettiler. Madalyalap ve nişanlar • Kültür Servisi- Belediye koleksıyonundan "Madalyalar ve Nişanlar" sergisi, ay sonuna dek Yıldız'daki Şehir Müzesi'nde sürecek. tstanbul Büyükşehir Belediyesi Müzeleri koleksıyonundan derlenen sergide yer alan madalya ve nişanlann arasında Sultan Abdülmecit dönemine ait Tamir-i Ayasofya, Tanzimat-ı Hayriye, Kars, Kınm, Silistre madalyalan ve Mecidiye nişanlan, Sultan Abdülaziz dönemine aıt Karadağ, Girit madalyalan ve Osmanlı nişanlan, Sultan II. Abdülhamit dönemine ait liyakat, Yunan muharebesi. Hicazdemiryolu madalyalan, Hamiyet ve Şefkat nişanlan ile II. Meşnıtiyet'ten sonra çıkanlan Cemiyet-i Umumiye-i Beİediye'nin ilk içtimai hatırası Donanma ve Hilal-i Ahmer madalyalan bulunuyor. Tem'de karma sergi • KûltûrServisi-25 sanatçının yapıtlanndan oluşan karma resim sergisi dün Tem Sanat Galerisi'nde açıldı. lOtemmuzadek izlenebilecek sergide Ali Çelebi.HakkıAnlı,Sabri Berkel, Abidin Dino, Selim Turan, Cihat Burak, Fahir Aksoy, Şükriye Dikmen, Adnan Vannca, Ömer Uluç, Ömer Kaleşi, Metin Talayman, Seyyit Bozdoğan, Komet, Zahit Büyükişleyen, Hüseyin Ertunç, Fevzi Karakoç, Abdülkadir Öztürk, Salih Coşkun, Fuat Acaroğlu, Gûrhan Yücel, TalatEnlil,YükselÖzen, Mithat Şen ve Selma Gürbüz'ün yapıtlan görülebilir. Grup Yorum'dan 'Cesarer • Kûltür Servisi- Grup Yorum'un "Cesaret" adlı yeni albümünün yakında piyasaya çıkması bekleniyor. Kasetteyer alan 15 yeni parcada Kemal Burkay, AcGân Yücel, NâzımHikmet, Gevheri, İbrahim Karaca'nın şıirlerine yer verilmiş. Bestelerin tümü Grup Yorum'a ait. Kasedin yapımabğını ise Hasan Saltık üstlenmiş. ABD'nin ünlü mizah dergisi 'Mad'in kurucusu William Gaines öldü Dünyayı gülmekten çıldırtb• SatlSl 1970'lerde İkİ bucuk I 1 gun. Uygunsuz otaası için şöyle otaSatışı 1970'lerde iki buçuk milyona kadar yükselen 'Mad' (Çılgın) dergisinin iki yaratıcı- cısından biri olan Gaines, Amerikan çizgi-romanlannı, TV'yi Hollywoodfilmlerinive reklamları acımasızca alaya alarak üne erişmişti. Kûltür Ser- visi-ABD'nin "efsanevi" mizah dergisi "Mad"in ku- rucusu ve Yayın Yönet- meni VVilliam Gaines, 3 ha- ziran gûnü New York'ta öldü. özellik- le 1970'lerde dünyanın en çok satan mizah dergisi olan "Mad"in ünlüçizer Harvey Kurtz- man'la birlikte iki yaratıasından bin sayılan Gaines, 1950'lerde dergısinde New York Times gazetesinin ölüm ha- berleriyle "dalga gecerek" de epey hay- ran toplamışü. Nitekim, New York Ti- mes, 4 haziran gûnü Gaınes'in ölüm ha- berinde benzer bir şakayla şu sözlere de yer verdi: "Hayaünda iki kez dans etti. Bir, lise mezuniyet balosu için dans dersi alırken, bir de, mezuniyet balosunda!" Aslında, "Mad" dergisinde yayım- lanan yazı, karikatür ve esprilerin hiç- birinin yaratıcısı Gaines değildi. Genel- likle tuhaf oyuncaklarla dolu çalışma odasında oturan Gaines, bir keresinde, "Dergiyi yaym kurulum, yazarlanm ve çizerlerim yaratıyor" demişti. "Ben yalruzea ortamı yaraüyorum!" Amerikan çizgi-roman kitaplanrun "mucidi" sayılan Max Charles Gaines'- in oğlu olan William Gaines, 1940'lann sonlannda. zamanın genç çızeri Al Feldstein'le birlikte çıkardığı çizgi- roman kitaplanyla AmerikaJı çocuklar ve gençlerin nerdeyse okuma profılini değiştirmişti. Gaines ile Feldstein, ortak bir tirya- kilikleri olduğunu keşfetmişlerdi. Rad- 1952'de yayımlanınaya başlayan 'Mad'in ikinci sayısından bir sayfa. Başhk: Madokunı! yoda gecenin geç saatlerinde yayımla- nan korku skeçlerini ikisi de kaçırmı- yordu. "Bunlan neden çizgi-romana dönüştürmeyelim?" dediler ve böylece bu alanda yeni bir çığır açıldı. Ama başlan bir süre sonra, çocuklan için kaygı duyan anne ve babaJarla bela- ya girecekti. Anne ve babalann yanı sıra bazı öğretmenler ve ruhbilimcUerin de diretmesi üzerine, Williams Gaines, ABD Senatosu Yasama Kurulu önüne çıkanlacak, senatör Kefauver ile arasın- da şöyle bir konuşma geçecekti: - Bu sizin mayıs sayınız. Kapaktaki re- simde, adamın bir elinde balta var, öteki eliyle de gövdesinden kopanlmış bir kadın başını havaya kaldırmış. Sizce uy- gun bir kapak mı bu? - Evet, efendim. Bence, bir korku çiz- gi-romanının kapağı için son derece uy- için şöyle olrnası gerekirdi: Adam kadıaın kellesini biraz daha yukanda Uıtardı, böylece keüeden damlayan kanlar da görünürdü. Kadırun gövdesini biraz daha ileriye sü- rüklerdi, böylece herkes kadmın kanlı ensesini de görürdü. Gaines ve Feldstein'in korku çizgi- romanlanna karşı gelişen tepkiler so- nucunda ABD'de bir çizgi-roman ya- sası da çıkanldı. Ama Gaines bu yasaya boyun eğmeye yanaşmayacağı gibi, daha bircok yayıncıyla birlikte çizgi- roman çıkarmayı tümden bırakacaktı. VVilliam Gaines'in, birçoklannca çiz- gi-roman dünyasının en parlak çizeri ve yaratcısı sayılan Harvey Kurtzman'la birlikte 1952'de kurduğu "Mad" dergi si, başlangıçta, "Sizi Çügın'a çevirecek hikâyeler: Şahdamanndan mizah" başlığını taşıyordu. Kurtzman'ın, bü- tün öteki çizgi-romanlann bir taşlaması biçiminde düzenlediği "Mad", öncejeri Süpermen ve Miki Fare gibi çizi- romanlan alaya alarak çocuklan ve gençlen kendine çekecek, zamanla her türlü kitle ıletişim aracını, Hollywood filmlerini, Amerikan televizyonlannı, radyoyu ve reklamlan da acımasızca yerden yere vurarak daha yetışkin okur- lan da hayran kitlesine katacakb. 1956'da Kurtzman'ın dergiden ayn- larak "Playboy"a gecip "Little Annie Fanny"yi çizmeye başlamasıyla birlikte "Mad" okurlan bir bakıma ikiye aynla- caktı. Kurtzman üryakileri derginin artık tadının tuzunun kalrnadığını Ueri süreceklerdi. Ama Gaines'in dümeni el- den bırakmadığı "Mad" dergisi, hiçbir zaman açık saçık bir dergiye dönüşme- den, cinselb'ğe asla aşın ölçüde ilgi gös- termeden ve hiç ilan almadan, kendine özgü yayın takvimiyle (ocak sayısı ka- sımda cıkıyordu) yılda 8 kez çıkmaya de- vam edecekti. Gaines'in yönetiminde satışı 1970'ler- de iki buçuk milyona kadar yükselen "Mad", Amerikan toplumunda yaşa- yan birçok "sıradan" ana babanın gö- zünde "tam bir oöplük" olmayı sürdü- recek, ama on binlerce Amerikan genci- nin toplumdaki "sıradan" deger yargı- lannı eleşürerek yetişmesini sağlaya- caktı. 1940'lann ünlü ses sanatçısı, fılm yıldızı Suzan Yakar bugün toprağa veriliyor 6 Gurbet elde ah çeker ağlanın9 •Tiyatro ve sinema sa- natçısı Rutkay Aziz'in de yengesi olan Suzan Ya- kar, "Ne kadar kara imiş şu alnımın yazısı/Gurbet elde ah çeker ağlanm" adlı maya ile dinleyenleri coşturur ağlatırdı. 40 ka- dar fılmde de oynayan Yakar'ın cenazesi bugün Teşvikiye Camii'nde kılı- nacak öğle namazından sonra Feriköy Me- zarhğYnda toprağa ve- rilecek. TURHANGÜRKAN Bugünün kuşağı pek anımsa- maz. Bir zamanlar ses sanatçısı Suzan Yakar vardı. Orta yaşın üstündeki seyirciler, onun sesi- ni dinlemek için gazinolara ko- şarlardı. 1940'lıyıllannbaşında Münir Nurettp Sdçuk, Yesari Asnn, Necmi Rıza, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar, Mefharet YıMıran, Peri- han Altmdağ Sözeri gibi döne- min alün seslerinin çmladığı ga- zinolarda kendine özgü ezgile- riyle halk türküleri, mayalar, dağîler, bazen de klasik parça- lar okurdu. En iyi okuduğu maya "Ne karaymış şu alnımın yaztsı/ Gurbet eWe ah çekerim ağlanm", dinleyenleri coşturur, ağlatırdı. 1945'teevlendiktenve de sahnelerden uzaklaşıp ken- dini iyice sinemaya verdikten Suzan Yakar Rutkay, 1949'da Rutkay Azin'in babası Fikri Rutkay'ın yönettiği "Şehitler Kale- si"nde de başrolü ûstlenmişti.FiImde Suzan Yakar'la birtikte Aliye Rona, Hadi Hün, Atıf Kap- tan, Hulusi Kentmen, Ferit Ok;-ay ve Müfîk Anpek de oynamışlardL çalışmalanna yardıma olan sa- ve şarkı dünyasının taş plak-sonra müzik tutkusu sönmedi. Bu kez türküleri, mayalan on beş günde bir İstanbul Radyo- su'nda sürüp gitti. Sonralan sa- dece aile meclislerinde sınıriı kalan ses sanatçılığının yerini, sinema oyunculuğu, giderek fılm yapımcılığı aldı. Yapıma eşinin yazıhanesinde onun film natçı, Fuat Rutkay'ın ölümün- den sonra da iş yaşamını omuz- lanna yükleyerek yapıma ola- rak uğraşınj sürdürdü. Suzan Yakar Rutkay artık aramızda değil. Önceki gün 72 yaşında yaşamını yitiren bu eskı ve onurlu sanatçı, geçmışin gazino lannda sesiyle, sinema evrenin- de görüntüsüyle anımsanacak. Suzan Yakar, 1920'de İstan- bul'da Cihangir'de doğdu. Babası Tevtik, annesi Gûlba- har, Erzurumlu bir ailenin kızıydı. Babası bir ara Üskü- dar'da şeyhlik yapmıştı. İlko- kuldan sonra öğrenim yapma- yan Suzan Yakar, küçük yaşta müzik dersleri aldı. tlk hocalan Zeki Duygulu, Sadettin Kay- nak, Bûnen Efendi'ydı. İlk kez 1933'te lzmir'de Türkocağı'n- da sahneye çıkarak sanat ya- şamına başlayan Suzan Yakar, alaturka şarkılar, halk türküleri ve mayalar okuyarak ün yaptı. 1945 yüında Halk Film Stüd- yosu sahibi Fuat Rutkay, çe- yireceğı "Harman Sonu" fümi için Suzan Yakar'dan Nadire rolünü oynamasını rica etti. O zaman 25 yaşında olan ve sine- maya büyuk bir istek duyan dö- nemin ses yıldızı, büyük bir he- vesle rolü aldı. Filmde aşkından hüsrana uğrayan köylü kıa Nadire, kendini sûlükler, yılan- lar bulunan göle atıyor, ancak onu kurtaracak çobanı oyna- yan İsmaU DümbüUü. göle gir- mekten korktuğu için bu sahne birkaç günde cekilebiliyordu. Aynı yıl Suzan Yakar, Munsin Ertuğrul'un, Nâzım Hikmet'in yapıtından uyarladığı "Kızıur- mak-Karakoyun" fılminin de başrolünde oynayarak sinema yaşamma ilk adımlannı atmış oluyordu. Suzan Yakar Rut- kay, sinema oyuncusu olarak 40 dolayında film çevirdi. Fuat Rutkay'ın sahibi olduğu Doğan Film ve Halk FUm'in yapıtlannda oynayan Suzan Yakar, eşinin ölümünden sonra da Rutkay Film şirketini kurup yapımcıhkla uğraşü. Ses sa- natçısı Adnan Şenses'le de evle- nip aynlan sanatçı, bir daha ev- lenmedi. John Le Carre'nin yaşamöyküsü ilk kez kitaba aktarıldı Casus romancısııun gizli yaşaııuKültür Servisi - Hitler'in sahte günceleri üzenne ılginç bir kitabın da yazan olan Ro- bert Harris, bugüne kadar kimsenin başa- ramadığı bir işin üstesinden geldi: Dünya- nın en ünlü casusluk romanlan yazan John Le Carre'nin yaşamöyküsünü yazdı. Yıl- lardır yaşamöyküsünün yazılmasını önle- meye çalışan Le Carre, önümüzdeki aylar- da kendi yaşamını bir kitabın sayfalannda okuyacak. Beyazperde uyarlamasında Richard Burton ile Claire Bloom'un oynadıklan "Soğuktan Gelen Casus" adlı kitabıyla 1960'lann başlannda uluslararası üne eri- şen David John Moore Cornvvell ya da casusluk romanı tiryakilerinin bildiği adıy- la John Le Carre. özel yaşamı konuşunda son derece evhamlı. Bir zamanlar İngiliz Dışişleri'nde çalışan ve Gizlı Servis'te de görev yapan Le Carre'nin biri Hamps- tead'de, öbürü CornwaH"da iki evi var. Ama Le Carre bu iki evindeki telefonlan- nın numaralannı sürekli değıştiriyor. Nite- kim, yayıncısı da "John, çorap değiştirir gibi telefon değiştirir" demekten kendini alamıyor. 1970'lerde ünlü karakteri George Smiley ile onun korkulu düşmanı Rus ajanı Karla'nın serüvenlerini konu alan "Köste- bek"le ününü pekiştiren Le Carre, her yıl öldükten sonra bence John Le Carre yaşa- yan en büyük İngiliz yazan." Son yıllarda casusluk alanını değiştirip "Küçük Trampetçi Kız"da İsraillilerle Fi- lisünliler arasındaki çatışmalara el atan, "Yolun Sonu" adlı son romanında soğuk savaşın sona erdiği koşullarda casuslann ^ _ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ ^ _ _ ^ ^ ^ ^ _ » ^ ^ ^ ^ _ konumunu tartışan John Le Carre'nin ya- • Özel yaşammi Sir gibi saklayan Şamındaki bazı ••si r"lar henüz tam anla- ¥ -ı i» • 9 . . . J l kl k d l L C k yaşamöyküsünü yazmak isteyen yazarlar- dan birçok öneri alıyor; ama bu önerileri geri çeviriyordu. Ancak İngiliz yazar ve ga- zeteci Robert Harris, hem Le Carre'ye ulaşmayı hem de yaşamöyküsünü yazdığı- ru ona açıklamayı başardı. Harris, sonuç- tan memnun. Çünkü Le Carre en azından Le CarrĞ'nin yaşam öyküsü en so- nunda yazılabildi. Kitap önümüz- Ş mıyla açıklıga kavuşmuşdegıl. £eki v ^^ H |m s t,n tCarrı îbıy ografısi,bu-Mr-iaraaÇ .khkgeti- k i? S l i i C ' i b b •s , A v^uııv, UMvgıuııoı, \j\x oıı ıctıu uyınıın gvıı deki günlerde Ingiltere'de yayi- recek mi? Sözgelimi, Le Carre'nin babası mlanacak. "Köstebek"in yazan • - • - gerçekten Gizli Servis'te çalışmış rruydı? Le Carre'nin babası söyle- nildiği gibi bir dolandmcı mıydı? Le Carre tiryakileri bu sorulann yanıtlannı bekliyor. "kendısını engellemeye çalışmayacağını" söylemiş. Ama yine de bu, Le Carre'nin Harris'i yaşamöyküsü konuşunda yetkilı kıldığı anlamına gelmiyor. Büyük bir Le Carre hayranı olan Robert Harris, "Onu görebıleceğimden ya da onunla söyleşi yapabileceğimden bile emin değilim" diyor, "Ama Graham Greene de Ronnie'nin iflah olmaz bir dolandmcı ol- duğu, annesinın de evi terk ettığı volundaki söylentıler, İngıltere'de Hutchinson Yayı- nevi'nden çıkacak kıtapta kesinlik kazana- cak mı? John Le Carre'nin İngiliz haberal- ma örgütünde ilk ışini savaştan sonra Avusturya'da üstlendiği, Oxford Üniversi- tesı'nde okuduktan. Eton College'da öğ- retmenlik yaptıktan sonra yeniden M15'e girdıği, ardından M16'ya geçtiği. Al- manva'da diplomat kisvesi altında gizli servıs adına çalıştığı yolundakı bölük pör- çük bilgiler, Harns'ın kitabında daha do- yTirucu aynntılara kavuşacak mı? Le Carre tiryakıleri, günümüzün en ünlü casus romanlan yazannın "gizli yaşamf "nı öğrenmek ıçin^ımdiden sabırsızlanıyorlar. John Le Carre: Casusluktıuı casus yazarlığına. Şimdi yaşam öyküsflnde vaşamamn sırlan ortaya çıkacakmı? Herkes bu sonıyu sonıyor. İstanbul Festivali yarın başlıyor Kemancı Perlmarfın biletleri karaborsa KültürServisi -Yann baslaya- cak olan 20. Uluslararası istan- bul Festivali'nin yıldızlanndan ünlü kemancı Itzhak Perlman'- ın konserbiletleri, 500bin liraile 300 bin lira (ögrenciler için 150 bin lira) arasında değişmesine karşuı, şimdiden tükendi. Festi- valin en pahalı konseri olan Perlman konseri biletlerinin tü- kenmesine karşılık, son yıllann en ünlü rock şarkıalanndan Tracy Chapman'ın Açıkhava Tiyatrosu'nda verecegi tek kon- serin biletlerinin henüz yalnızea dörtte biri satılmış bulunuyor. tstanbul Festivali'nin son da- kika sürprizlerinden Kanadalı rock şarkıcısı Bryan Adams'ın 28 temmuz gecesi Inönü Stadyu- mu'nda verecegi konserin bilet- leri i& bugünden başlayarak Atatürk Kültür Merkezi gişele- rinde ve konserin sponsorluğu- nu üstlenen Levi's mağazalann- da satışa sunulacak. İstanbul Festivali'nde konser biletleri şimdiden tükenen sa- natçı ve topluluklar arasında gelrniş geçmiş en önemli gitar virtüozlanndan Narciso Yepes, İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu ve Ahmet özhan, Rambert ve Türkuaz dans top- luluklan, ünlü Fransız flütçü Jean-Pierre Rampal de yer abyor. Bu arada İstanbul Devlet Sen- foni Orkestrası ve Frankfurt Akademi Korosu'nun Atatürk Kültür Merkezi'nde ve Aya îri- ni'de Beethoven'in 9. Senfoni- si'ni yorumlayacakları açıhş konserlerinin biletleri de tümüy- le satıldı. Ote yandan, İngiliz Kraliyet Filarmoni Orkestrası, Vladimir Spivakov ve Moskova Virtüozlan ve Oxford Şehir Or- . kestrası'nın festival kapsamın- da verecekleri ikişer konserden birer tanesinin biletleri tama-. men satılmış durumda. İstanbul Festivali'nin yann Atatürk Kültür Merkezi girisin- de, Taksim alanında gerçekleş- tirilecek açıüş etkinlikleri sıra- sında müzikle eşgüdümlü özel efekt ve havai fışek gösterüeri de sunulacak. Alıııaıı saııatçıdaıı lıırk mavısı KüJtür Servis»- Düsseldorflu sa- natçı Asta Grö- ting'in enstalas- yon sergisi 19 haziran cuma / - günü Ayasofya Müzesi Ali Saini Boyar Sergi Sa- Ionu'nda acıla- cak. Sponsörlü- ğünü Mithat Gi- yim Sanayi ve Ticaret AŞ'nin üstlendiği sergi, 25 temmuza dek açık kalacak. Gröting'in sergj- sini Stuttgart Dış İlişkiler Ens- titüsü (IFA) ve Alman Kültür Merkezi'nin desteğıyle BM c^ağdaş ianat Merkezi düzenliyor. Almanya'nın öne çıkan genç kuşak temsilcilerinden olan 1961 doğumlu sanatçı Asta Gröting, 1988-1992 yıllan arasında Köln, Stuttgart ve Hamburg'da özel galerilerde, Düsseldorf ta Kunst- v«rein'de kışısel sergiler açü. 1990'da Sydney Bienaü'ne katılan ve 44. Venedik Bienali Aperto bölümüne secilen Asta Gröting, aynı yıl Londra'daki Serpentine Gallery'de açılan "Olanaklı Dünyalar" adlı karma sergiye katıldı. Geçen yıl Seul Ulusal Çağdaş Sanat Müzesi, bu yıl içinde de Bordeaux Çağdaş Sanat Müzesi'nde açılan karma sergilere de katılan Asta Gröting, Düsseldorf Akademisi'nde Klaus Rinke'- nin öğrenasi olmuş. Asta Gröting'in Ayasofya Müzesi'nde ser- gileyeceği enstalasyonda 100 adet ortası delik porselen tabak ve Istanbul'da ürettığı, Türk mavisi sırla kaplı seramik köstebek yuvası biçimli 20 adet yapıt yer alıyor. Tarihi mekânlarda opera ve bale Kültür Servisi- İstanbul Dev- let Opera ve Balesi sezon içi sa- nat etkinliklerini tarihi mekân- larda konserler düzenleyerek sürdürüyor. Etknliklerini asıl gösteri alanı olan Atatürk Kültür Merkezi'- nin dışına da taşıyarak yeni izle- yici kitlelerine ulaşmayı ve ta- rihle sanaun bütünleşmesine hizmet veraıeyi amaçlayan İstanbul Devlet Opera ve Balesi bu müze konserlerini "Tarihle İçiçe Halkla Elele" başüğı al- tında topluyor. İlki dün sabah Türk İslam Eserleri Müzesi'nde saat 10.30'- da gerçekleştirilen konserler bugün saat 10.00'da Ayasofya Müzesi'nin bahçesinde, yann saat 15.00'te Arkeolojı Müze- si'nde sürdürülecek. Soprano Müjgan Özçay ile Füsun Sendil, Seda Subaşı. Gül Tekinson ve Şafak Erişkin'den oluşan yaylı çalgılar dörtlüsü- nün kaüldığı iki dilde açıkla- malı konserlerde "Eski İngiliz Şarkılan" yorumlanıyor. Sine-Sen'den tepki: TRT tasfiyecı Kültür Servisi- Ankara, İs- tanbul ve Izmir televizyonla- nnda çalışan 700'e yakın akitli personelin işine son verilmesini kınayan Sine-Sen, TRTyi tas- fıyecilikle suçladı. Sine-Sen, bunu "TRTnin özel sektöre ve yabancı sermayeye ilkesiz ve ahlaki olmayan biçimlerde devredilmesi, bir anlamda peş- keş çekilmesi" olarak nitelen- dirdi. İşten çıkanlanlann bir kısmı basın toplantısından sonra Kuruceşme'deki İstan- bul Televizyonu'nun önünden Ortaköy'e kadar sessiz protes- to yürüyûşü yaptı Sine-Sen Genel Başkanı Necmettin Çobanoğlu, TRT yönetiminin, son bir yıldır ya- şadığj yapısal krizi çözümleye- cek önlemler almak yerine, tasfıyeci uygulamalarla TRT- yi tasfiye ettiğini vurguladı. Kurumun hazırladığı ücret re- jimi tasansını hükümete be- ğendiremedığinı söyleyen Çobanoğlu, şunlan söyledi: "Cavit Çağlar, iki kez TRT yönetiminin vermiş olduğu üc- ret zamlan planını geri çevirdi. Bu komik durumun yanı sıra TRT Genel Müdûrü, KİT ko- misyonunca aklanmıyor. Bu- gün TRTnin Dış Ahmlar Müdürlüğü'nde sadece bir kişi kaldı. Yani dış alımlar çalışmı- yor. TRT, yurtiçi ve yurtdışın- da program aldığı fırmalara ödemelerini geciktırdiği için, şu anda 6 milyar lira zararda. Yolsuzluk dosyalannın haddi hesabı yok. TRTnin deneyim- li eleman erozyonu sürüyor. Buna karşın hiçbir önleyici ça- re arama yolunda değil. Hükü- met de bu konuda yapmayı vaat ettiği yasal düzenlemeleri hâlâ gündemine almadı. So- nuç, vergilerimizden ve emeği- mizin maddıleşmesinden oluş- muş mılyarlarca liralık Avru- pa standartlannda teknoloji ve eleman birikimi özel TV'lere peşkeş çekilmiş oldu."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle