Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR/YET 10 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA
8 DIŞ HABERLER
Moldova'da
hükümet krizi
• MOSKOVA(AA)-
Moldo\ a hükümetı. dört
bakanı hançolmak üzere
görev inden isiıfa etme karan
aldı. TASSajansının
habennegöre, Moldova
h iikümctinın önceki gün
öğlcden sonra yaptığı
toplantıda aldığı isiifa karan
dün parlamenloya açıklandı.
Ancak Moldova İçişlen.
Sav unma. l Jlusal Güvenlik
vc Kuitür Bakanlan bu isıifa
karanna katılmadıklannı
ilan cltiler. İçişleri, Savunma
vcUlusal Güvenlik
Bakanlannın cumhuriyeite
sa vaş hali yaşan;vorolması
ncdcniyle görevlerini
bırdkamayacaklan için toplu
istifa karanna katılmadıklan
bclirtilirkcn. Küllür
Bakanı'nm görevini
korumak için hangi
gcrckçcyc dayandığı
anlaşılamadı.
Bayan Bush 67
yaşifida
• \VASHINGTON(AA)-
Amcrika Birleşik
Dcvletlen'nın Firsi Lady'si
Barbara Bush 67yaşına
girdi. Doğum gününü ailc
arasında kuılayan Barbara
Bush'tan sonra, Gcorge
Bushdaycniyaşına 12
haziran günü çcvrc
konfcransı için bulunacağı
Rio'da girccck. Bu urada.
doğum günlerinden çok
seçımlcrlc ilgılcncn Başkan
Bush son kamuoyu
yoklamalannda gcride
olmasına rağmcn scçimi
ku/anacağına ınanıyor.
Ga/ctccilcrc I988yılında
yapılan scçimlcrdcde
demokratadav Michacl
Dukakis'in I8puangcrisınde
kaldığını hatırlatan Başkan
Bush, "Gcridcn gclip sonra
önc ucçiyorum. iyi oluyor"
dediT
TöPk genci
kurşunlandı
•FRANKFURT(AA)-
Bremen'de Bayram Barası
(26) adındaki bir Türk,
sokak ortasında
kurşunlanarak öldürüldü.
Bremen polisi, cinayetin
önceki sabah saat 04.00'te
işlendiği ve 6 kurşun yarası
alan Bayram Barası'nın olay
yerindecan verdiğini bildirdi.
20-30 yaşlan arasında
olduğu sanılan birgencin
koşarak olay yerinden
uzaklaştığın) bildıren
Bremen polisi, gencin, daha
sonra civardaki bir diskoteğe
girip, tuvalet penceresinden
kaçarak izini kaybetürdiğini
açıkladı.
FKÖyetkilîsine
suikast
• PARIS (AA) - Fransa'nın
başkenti Paris'te FKÖ
yetkililerinden Atef
Bseiso'nun öldürülmesinin
sorumluluğunu KACH'dan
sonra başka bir Yahudi
örgütü daha üstlendi.
Uluslararası KACH
Hareketi adına Associated
Press Ajansı'na telefon eden
kişiden bir buçuk saat sonra,
KACH Hareketi'nden
aynlan "Kahane'nin
Hayatlan" adlı örgüt adına
telefon eden bir başka kişi de
saldınnın sorumluluğunu
üstkndi.
Rusya'dan sert
uyarı
•MOSKOVA (AA) - Rusya
Dışişleri Bakanlığı. eski
SSCB'run topraklannda
görev yapmakta olan Rus
askerlerinin temel hak ve
çıkarlanrun "Gerekirse en
sert önlemlerle" korunacağı
uyansında bulundu.
Bakanlık açıklamasında, son
zamanlarda bağımsız
devletlerden bazılanıun
liderleri tarafından,
topraklan üzerindeki Rus
askerlerini işgalci olarak
tanımlayan açıklamalar
yapıldıği hatırlatıldı.
Rusya'nın eski SSCB'nin
topraklan üzerinde
kurulmuş bulunan bağımsız
devletlerdeki askeri
birliklerini görüşmeler
yoluyla bulunacak bir çözüm
çerçcvesinde çekme çabası
içinde olduğu hatırlatıldı.
Körfez'deistikrar
•ŞAM(AA)-Suriye'de
yayımlanan "Syria Times"
gazetesi, Körfez'in
gelecekteki istikrannın ancak
Arap ülkeleri arasındaki
askeri paktlarla
sağlanabileceğini bildirdi.
Suriye'nin resmi yayın organı
olan gazete. Suriye ile Körfez
ülkeleri arasındaki güvenlik
paktının yürütülmesi
çağnsında bulundu. Gazete,
"Modern tarih sayfalan,
Körfez gûvenliğinin ne Batı,
ne ikili anlaşmalar ne de
kolektif güvenlik
anlaşmalarla şimdiye kadar
sağlanamadığını gösteriyor"
ifadesini kullandı.
Avrupa Parlamentosu, 'Kürt Halkı'nın Haklan'na ilişkin raporu görüştü:
Kendikaderiııi tavinlıakkı imkânsız• İtalyan Parlamenter Jas Gavvronski tarafından kaleme alınan rapor- •Gawronskı karar taslağı, self determınasyon hakkı konusunda yol
da, "Kürt nüfusunun değişik ülkelerde bölünmüşlüğü nedeni ile self- açtığu polemık d^şında, genelde Turkıye tarafından "olumlu" karşılanan,
determinasyon hakkını tam olarak kullanamayacaklan" belirtiliyor. gelışmelen teşvık edıcı şekılde yaklaşan bir belge.
SABETAY VAROL
STRASBOURG - "Kürt Halkının Hak-
lan" adb raporun göriişülmesi sırasında,
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Kürt-
lere self determinasyon hakkının tanınıp
tanınmayacağı hususunda tartışmaya sahne
oldu. Raporia ilgili son oylama Yanna kal-
dı..
İtalyan liberal parlamenter Jas Gavvronski
tarafından kaleme alınan ve daha önce siyasi
komisyonda kabul edilen rapor, "Kürt nü-
fusun değişik ülkelere bölünmüşlüğü ve üze-
rinde yaşadıklan topraklann ekonomik ve
stratejik açıdan yaşamsal önem taşıması ne-
deniyle Kürtlerin self determinasyon haklcı-
nı tam olarak kullanamayacaklan"nı belirti-
yor. Alman Yeşil parlamenter Claudia Roth
ve Fransız-Korsikalı parlamenter Simeoni,
verdikleri iki farklı değişiklik önergesiyle bu
saptamanın değiştirilmesini istediîer. Roth
ve Simeoni'nin önergeleri, "halklann kendi
kaderini tayin hakkını hangi koşullarda kul-
lanabileceklerine dair" çeşitli tartışmalara
neden oldu.
Daha önce Yugoslavya iç savaşına ilişkin
bir raporu görüşen Avrupa Parlamentosu
Genel Kurulu, böylece aynı gün içinde bir-
birleriyle değişik bölgelerde olmakla birlikte
baa noktalarda benzerlik gösteren iki ihtilaf
konusunu art arda ele almış oldu. Kürtlerin
kendi kaderlerini tayin hakkını tam olarak
kullanmayacaklan konusunda raportör
Gavvronskf nın vardığı sonuç, siyasi komis-
yonda yapılan oylama sırasında da aynlık
konusu olmuş. İtalyan raportör, bu noktaya
ilişkin olarak karar taslağmda önenlen bir
değişikliğin kabulü halinde rapordan ımza-
sını çekeceğini duyurmuştu. Jas Gavvrons-
ki'nin dünkü görüşmede de aynı tavn izledi-
meyi benimsediği gözlendi.
Tûrkiye olumlu karşıladı
Tartışmarun tamamlanmasından sonra
Yannkı genel kurulda oylanıp kabul edil-
mesi beklenen Gavvronski karar taslağı, self
determinasyon hakkı konusunda yol açtığı
bu polemik dışında, genelde Türkiye tarafın-
dan "olumlu" karşılanan, gelişmeleri teşvik
edici şekilde yaklaşan bir belge. Ancak veri-
len ban önerilerin komisyon oylaması sıra-
sında raporu belli ölçüde sertleştirdiği göz-
lendi. Ama İtalyan raportör Gawronski,
Avrupa Parlamentosu'ndan çıkacak ve
Kürtler tarafından bağımsızlığı teşvik tar-
zında anlaşılacak bir sinyalin oîası bir katılı-
ma yol açabileceğine dikkat çekerek karann
"ılımlı" olmasıru parlamenterlerden özellik-
le talep etti. Bölgede 25 milyon dolayında
Kürt yaşadığmj hatırlatan karar taslağı Ba-
tılı demokrasilerin meydana gelen olaylarda
taşıdığı sorumluluğun altını ciziyor.
"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve PKK'lı te-
röristlerin sivil halk üzerine uyguladığı cina-
yetlerin" kınandığı taslak, Türk hükümeti-
nin Kürtlerle iigili yaptığı açıklamalann fiili-
yatta yürürlüğe konmadığını ve koşullann
daha da kötüleşerek "ölüm mangalan"nın,
özel birliklerin, kontrgerilla gruplannın ma-
sum insanlan ortadan kaldırdığînı iddia edi-
yor. Rapor bu durumun ortadan kalkması
için Ankara'nın hızla önlemler almasını isti-
vor.
önlemler yetersiz
Raporun başka bir bölümünde de Türk
hükümetinin aldığı önlemlerin yeterli olma-
dığı bir kez daha vurgulanırken, Türkiye'de
hükümetle Kürt halkının seçilmiş temsilcile-
ri arasında siyasi diyaloğun sonına çözüm
bulacağı kaydedilıyor. Bu arada Türk hükü-
metine Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ve
azınlıkla ilgili deklarasyon hatırlaülarak hü-
kümetin vaat ettigi yoİcsulluğu ortadan kal-
dıncı önlemlerden başka demokratik ve hu-
kuksal reformlan gerçekleştirmesi gereğine
işaret ediliyor.
Irak'ın Türkiye Büyükelçisi, yabancı güçler çekilmedikçe huzur sağlanamayacağını söyledi
Çekiç Güç K.Irakbanşına engel
El-Tıkıiti - Geçmişi unutalım
Dış Haberler Senisi -Irak'ın Türkiye Bü-
> ukclçisî Rafi Dahhom Micvel El-Tikriti,
kuzey Irak'ta banş sağlanabilmesi için Çe-
kiç Güç"ün bölgeden çekilmesi gerektigini
söyledi.
AA'nın haberine göre El Tıkriti. 'Tur-
kish Daily Nevvs'gazetesine verdiği demeç-
te. bölgede Çekiç Güç'ün bulunmasını
Irak'ın içişlerine kanşmak olarak yorum-
layan Tıkriti, "Bu kuvvet, bölgedeki kan-
şıklığın devam etmesini isteyenlere silah ve
para yardımı yapıyor. Bu bölgede banşın
sağlanması için ge'lmiş bir kuvvet değildir
\e"varlıklan uluslararası kanunlan ihlal
ediyor" diye konuştu.
Çekiç Güç'ün süresinin uzatılıp uzatıl-
mayacağına Türkiye'nin karar vereceşni
süvleyen El-Tıkriti, TBMM'nin bu ay için-
de çokuluslu gücün süresi konusunda ka-
rar vereceğini, ancak bu karann Batı'nın
etkisi altında olacağını ileri sürdü.
El Tıkriti, Irak yönetiminin Kürtfere hiç
saldırmadığını, Körfez krizini takiben,
Kürt halkını Türkiye ve Jran sınınna kaç-
maya zorlayanlann da hükümet kuvvetleri
degıl, bölgedeki aynlıkçı fraksiyon üyeleri
olduğunu Türk hükümetine bildirdiğini
söyledi.
Büyükelçi, Kuzey Irak'ta yapılan seçim-
ler hakkında bir soruya ise 'Yabancı kuv-
vetlerin himayesi ve silahlann gölgesi altın-
da gerçekleştirilen bir seçimin Bağdat
yönetimi tarafından kabul edilmediği' ya-
nıtını verdi. ___^_
Geçmişi unutalım
Seçimlerin ne demokratik bir ortamda
yapıldıgını, ne de Irak kanunlanna uydu-
ğunu söyleyen büyükelçi, "Kuzey Irak'ta
bağımsızbir Kürt devletinin kurulmasının sa-
dece Irak için değil, Türkiye ve tran için de
bir tehlike olduğunu belirtti.
Irak hükümetinin yasadışı PKK örgütü-
ne destek verdiği yolundaki iddialan da
reddeden Büyükelçi, 'Biz, Türkiye'nin gü-
venliğini tehdit eden her şeye karşıyız. Geç-
mişi unutup, geleceğe bakmak istiyoruz'
şeklinde konuştu.
El Tıkriti, BM kararlanna uyduğunu,
atom enerjisi santralının, kimyasal silah te-
sislerinin kapatıldığını ve uzun menzilli fü-
zelerin imha edildiğini söyledi.
Türkiye'nin de BM kararlanna uyduğu-
nu belirten Tıkriti, 'Buna rağmen, biz Tür-
kiye ile diyalog kurmak istiyoruz. Tür-
kiye'nin her konuda önemli roller üstlen-
mesini bekliyoruz' dedi.
Büyükelçi, Türkiye'nin BM'nin Irak'a
uyguladığı ambargo karanna uymakla en
az 7 milyar dolar kaybettiğini de belirtti.
Boşnaklar, Sırplann elindeki dört stratejik tepeden üçünüelegeçirdi
Saraybosnakuşatmasıyardıyor
•Saraybosna'yı kuşat-
ma altında tutan Sırpla-
ra karşı saldınya geçen
Boşnaklar, Vidikovac,
Zuc ve Mojmilo tepele-
rini ele geçirdi. Halen
Sırplann elinde bulunan
Vraca ise stratejik açıdan
diğerlerinden daha
önemli.
DJŞ Haberler Servisi - Bos-
na-Hersek'in başkenti Saray-
bosna'yı kuşatma altında tutan
Sırp milislerin önceki gün baş-
latüğı şiddetli saldınya karşı
saldın üe cevap veren Boşnak
milisler. Sırplar'ın elindeki üç
tepeyi ele geçirdi. Boşnaklann
başansı siyasi gözlemcilerce ku-
şatmanın yanlmaya baş-
ladığının işareti olarak değer-
lendirildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Gü-
venlik Konseyi önceki gece
yapuğı toplanüda, Saraybosna
Havaalanı'run açılmasını sağla-
mak amacıyla Banş Gücü gön-
derilmesini ilke olarak kabul
etti. Birliklerin sevk edilmesi
karannı ise BM Genel Sekreteri
Butros Gali'ye bıraktı. Ancak
uygulamaya geçilmesi için
kahcı bir ateşkesin sağlanması
gerekiyor.
Beyaz Saray'dan daha önce
yapılan açıklamada ise ABD'-
nin Sırbistan ve Karadağ'a
daha fazla yaptınm uygulan-
ması yönünde çalışma yürüt-
tüğü belirtildi. Konuyla ilgili
aynntıb bilgi verilmezken ABD
savaş gemilerinin bölgeye gön-
derildiğine ilişkin iddialar red-
dedildi.
Kuşatmaya darbe
Saraybosna'yı kuşatma al-
tında tutan Sırp milislerin ön-
ceki gün başlattığı ve gece bo-
Saraybosna'da aylardır süren çatışmalarda yakınlannı yitirenlerin acısı dinmiyor.(REUTER)
yunca süren bombardıman, iki Şırplar için kayıp, Boşnaklar tepeden üçünü Sırplardan geri
aydır süren çatışmalann en şid- için kazançla sonuçlandı. aldı. Önceki gün başlattıklan
detlisiydi. Ancak başkentteki Saraybosna'dan gelen haber- karşı saldınyla önce Sırplann
Bosna-Hersek güçlerinin ger- lere göre Boşnak milisler baş- mevzilerini yoğun top ve roket
çekleştirdiği karşı saldın ile kente hâkim konumdaki dört ateşine tutan Boşnaklar, daha
sonra hücuma geçerek Vidiko-
vac, Zuc ve Mojmilo tepelerini
ele geçirdi. Ancak stratejik açı-
dan diğerlerinden daha önemli
olan Vraca'nın eteklerindeki
mevzileri de ele geçiren Boşnak
milisleri, Sırplan bu tepeden tü-
müyle püskürtmeyi başara-
madı.Reuter'in telefonla gö-
rüştüğü Saraybosna radyosu-
nun editörü Zoran Pirolic, ha-
len Sırplar'ın elinde bulunan
Vraca tepesinin önemini vurgu-
layarak "Yalnızca Vraca'dan
Saraybosna'nın yansını bom-
balamak mümkün. Bu tepe Sırp
kuşatması için hayati önem taşı-
yor. Vraca düşerse Sırplar Sa-
raybosna üzerindeki baskıyı yi-
tirirler" dedi.
Saraybosna radyosu, önceki
gün başlayan ve gece boyu sü-
ren bombardımanın ardından
dün başkentte oldukça sakin bir
gün yaşandığını, tek tük silah
sesi ve patlamanın dışında bü-
yük bir çatışma olmadığını du-
yurdu. Radyo, çatışmalarda
yaklaşık 20 kişinin öldüğünü,
150'den fazla kişinin de yara-
landığını bildirdi.
BM'den yeni karar
BM Genel Sekreteri Butros
Gali'nin Saraybosna'ya insani
yardım ulaştınlabilmesi ama-
ayla havaalanının açılması için
Yugoslavya'dakı banş gücüne
takviye yapılmasını tavsiye et-
mesinin ardından önceki gece
toplanan Güvenlik Konseyi, bu
yönde bir ılke karan aldı. An-
cak Konsey, söz konusu takviye
harekâtının başlatılmasını Ga-
li'nin karanna bıraku.
Ancak bu, kahcı bir ateşkesin
sağlanmasına bağlı. BM Sözcü-
sü François Giuliani, "Banş
gücü askerleri ve gözlemcileri
birkaç gün içinde Saraybosna'-
ya gjdebilir. Yeter ki kahcı bir
ateşkes olduğunu gözleyelim"
diye konuştu.
DIŞBASIN
THE INDEPENDENT
Çekoslovakya bunalımı
Çekoslovakya'nın kurucusu
Thomas Masaryk. Habsburg
İmparatorluğu'nun
kalıntılanndan bağımsız bir
ülke çıkarmaya çahşırken
Slovakya'yı da aldı. Çünkü
yalnızca Çek topraklannı
kapsayan küçük bir ülke
kurmak istemiyordu.
Masaryk istemeyerek de olsa
Slovaklara belli ölçüde
özerklik tarudı. Ne var ki kısa
sürede SlovakJar. hiçbir şeyin
değişmedigini ve yalnızca
Macaregemenliğinden Çek
egemenliğıne gjrdiklerini
düşünmeye başladılar ve
Slovakya'da milliyetçi
duygulargelişti. İkind Dür.ya
Savaşı'nda Hitler'in Çek
topraklannı işgal ederken
Slovaklan müttefik kabul
etmesi iki toplum arasındaki
aynlıgı pekiştirdi. Savaşın
bitmesinden sonra 1948'de
başa geçen komünist yönetim
Slovakya'nın özerkliğini kanlı
biçimde sona erdirdi.
Günümüzde gelınen aşamada
Çekoslovakya'nın ikiye
bölünmesi ağır bedelleri de
birlikte geürecektir. Bölünme,
ekonomik reformlan
zedeleyecek, yabancı
yatınmcılann cesaretini
kıracak, AT ile yapılan
anlaşmalan tehlikeye
sokacaktır. Aynca
Macaristan'da yaşayan
Slovaklan
huzursuzlandıracak, Çek
topraklanndan Alman
egemenliğıne ilişkin korkulan
artüracak ve Slovaklan
yoksullaşmaya götürecektir.
Aynlma. Masaryk'in,
Çekoslovakya'nın, farklı etnik
gruplardan gelen insanlann
demokrasi içinde birlikte
yaşayabileceklerini göstererek
Doğu Avrupa ülkelerine örnek
olacağı yolundaki rüyasının da
sonu demektir. Ancak
demokrasi, ınsanlara kendi
geleceklerini seçme hakkı verir
ve Slovaklar aynlmak
istiyorlarsa aynlmahdırlar.
(8 haziran)
JLe Monde'dan
Vay canına
( bugerçek bir savaş
TAMEA
Datıimarka9
nındarbesi
Danimarkalılann birleşik
Avrupa'yı öngören
Maasrticht anlaşmasına
"hayır" demesi, Avrupa'nın
kaçınılmaz bütünleşmesine
karşı değil; yalnız bugün için
geçerli olan ekonomik ve
teknokratik boyutlanna
verilen bir yanıtı oluşturuyor.
Tüm milletlerin özelliklerini
ve kültürlerini göz önünde
bulundurmadan; Avrupa bu
bütünleşme yolunda daha bir
çok beklenmedik tepkilerle
karşılaşacak. Bu tepkiler
daha şimdiden gösterilmeye
başladı. Halklann bu
itirazlannı ancak ve ancak
totaliter rejimler bastırabilir
ve halklan zorunlu olarak
itaatettirebilir.
Danimarka'nın, Avrupa'nın
butünleşmesini reddetmesi
içindeki çürüklüklerden
kaynaklanmıyor kuşkusuz.
Almanya'nın ve ikinci sırada
bulunan Fransa'nın çok
uluslu şirketlerinden oluşan
Avrupa'nın, demokrasi,
kültür ve toplum yapısını
inşaa etmekte geç kalan
teknokrat liderliğinin
Avrupa Parlamentosu'nun
önemini arttırmakta
güçlük çekmesınden
kaynaklanıyor. Örneğin bir
yandan Avrupa ordusunun
ojuşturulması ve hâlâ direniş
gösteren Sırbıstan'a karşı
cephe almaya başlaması;
diğer yandan Sırp halkına
karşı alınan sert yaptınm
önlemleri. birleşik Avrupa
düşünün gerçekleşmesini
içgüdüsel olarak daha bir çok
kezerteleyecektir.
Konuk
yazar Sırplar, salcluılaıuııbir an öncedurdurmah
YAVUZ GÖR
Emekli Elçi
1878'de Osmanlı Devleti'nden koparak tam
bağunstzlığa ulaşan Sırbistan Krallığı, geçen
yüzyıl içinde ilk sınırlannı genişleterek, bü-
yümeye devam etmiş; Birinci Dünya Sa-
vaşı'nın sonunda, önceleri Osmanlı ve Avus-
turya-Macaristan devletlerine ait olan bazı
topraklan da ülkesine katarak. Yugoslavya
Krallığı adı ile Balkanlar'ın en önemli ülkesı
konumuna gelmiştir.
Birinci Dünya Savaşı galiplerinin büyük
"özen"le ve öteden beriden toprak peşkeş
çekerek kurduklan ve 1929'da "Yugoslav-
ya" adını alan bu devlet. daha ilk günlerin-
den beri, bünyesinde banndırdığı değişik et-
nik ve dinsel gruplann. kolaylıkla aynı po-
tada kaynayacak ve kaynaşacak türlerden
oimaması nedeniyle süreğen (kronik) iç ra-
hatsızlıklardan huzursuz bir bünyenin belir-
tilerini vermeye başlamıştı.
İkinci Dünya Savaşı'ndan. bu kanlı serü-
vene katılan her ülke gibi Yugoslavya ve hal-
kı da ölüm ve yıkım payını almıştır.
Aynca Yugoslavya, Alman saklınşının en
kanlı ve acımasız hedeflerinden birini oluş-
turmuştur. Alman Hava Kuvvetleri'nin en
ağır bombardımanlanndan birisinin Belg-
rad üzenne yöneltilmesi (1941) ile başlayan
Alman-Yugoslav savaşı dört yıldan fazia
sürmüştür.
Direniş örgütleri, bir bölge Krala General
Mihailoviç komutasında, başka bölge de.
aslen Hırvat olan Josip Broz Tito'nun lider-
liğinde, Almanlara karşı amansız bir savaş
verirken, üçüncü Reiech'ın "uzagı gören!!"
Makyavelistleri, Hırvatistan'da bir "Quis-
ling" hükümeti kurarak, Yugoslav halkım
oluşturan başlıca iki etnik grubu. Sırplan ve
Hırvatlan, birbirlerine kırdırmak çabasına
girmişlerdir.
Son gelişmeler sırasında, Hırvatistan'ın
bağımsızlığı için Almanya'nın herkesten da-
ha gayretkeş davranmasının kökeninde.
acaba bir öç alma psikozunun belirtileri yat-
mıyor mu?
fkinci Dünya Savaşı galipleri, savaş son-
rası Yugoslavyası'nın yazgısını çızen seçim-
lerini Tito lehinde yapmışlardır. 1945'ten
1953 yılına kadar başbakanlık görevini yü-
rüten Tito, 1953'te Yugoslavya Devlet Baş-
kanı olmuştur.
Yirminci yüzyılın en ilginç ve renkli devlet
adamlanndan biri olan "Mareşal Tito"
(1892-1980). "Güney Slavlan Ülkesi" anla-
mına da gelen " Yugoslavya'nın bünyesinde-
ki etnik çatlaklan elbette pek iyi tanıyordu.
Ülkeyi beraberliğe yöneltmeye uğraşırken.
Bulgaristan'ı da içine alacak bir konfederas-
yon kurmak amacı ile Bulgar Komünist
Partisi Birinci Sekreteri Georgi Dimitrofla
anlaşan Tito'nun bu projesi, Stalin'in sert
karşı çıkması ve Dimitrof un -ıstese de- Sov-
yetler'e kafa tutmak dummunda oimaması
nedeni ile sonuçsuz kalmış ve bu gelişme, Ti-
to ile Kremlin arasında 1947 yıbnda başla-
yan "kopmaya" neden olmuştur.
Tito'nun başansı
Tito Yugoslavyasfnda savaştan harabe
haline gelmiş ve etnik aynlıklardan rahatsız
bir ülkede. tüm halkın. sağduyulu. bir "li-
der" ve akılcı bir yönetimde neler vapabile-
ceği görülmüştür.
Bir Balkan ülkesi olarak Yugoslavya. sü-
rekli mınldanan, sızlanan Yunanistan. Ar-
navutluk ve Bulganstan gibi komşulannı,
sabırlı ve temkinli politik davraruşlarla "ida-
re etmek" yolunu seçmiş ve bunda da başan
göstermiştir. Bu bakımdan da Türkiye'nin,
aynı bölgede karşılaştığı durumlarda aldığı
tavırla benzerlikler olmuştur.
Biz nasıl, "yurtta ban^. dünyada banş"
yolunda isek, Titoda aynı yolu tutmuş, ülke-
sindekı etnik gruplara karşı. başka Balkan
ülkelerinde sık sık rastlanılan "'şovenist"
baskılan yeğlemediği gibi bunlann karşısın-
da olduğunu açık seçik söylemiştir
Tito öldükten sonra Yugoslavya'da "bir
şeyler" olacağını, konu ile uğraşan herkes bi-
liyordu. Bazılan bir şeyler olmasını "umui
ediyor!" bazılan da olacaklardan kuşku du-
yuyorlardı Şimdi. tam anlamı ile "olanlar
olmuştur"...
Bizim açımızdan olup bittilerle orıa\a çı-
kan yeni coğrafyanın. -hiç değilse bu aşama-
da- yaranmıza işleyeceğini söylemek zordur:
Türkiye'yi, Batı Avrupa"ya bağlayan. ger-
çek ve modenı anlamı ile tek karayolu FtM
(Trans European Motorvvav) Yuçoslavva'-
dangcçivordu. Şımdı bu vol. bırbırlenvlesa-
vaşmış ve savaşm.ıkta olan uı,-hcş dcvletın
ülkesinden geçıyor. Aynı olumsuz durum,
en çok bizim kullandığımız demiryolu için
de geçerli... Türkiye'den Batı'ya ve Batı'dan
Türkiye'ye uçan uçaklann, Yugoslav hava
sahasmın uluslararası trafığe kapatılması
nedeniyle bir yerden öbürüne ulaşmak için
sarfetmeye zorunlu kalacaklan ek zaman ve
yakıt sorunlannı hesaba katmak gerekiyor.
Sonuç
Bu ve buna benzer ekonomik olumsuz-
luklar yanında, Balkanlar'da bir "denge"
öğesi olan Yugoslavya"dan yoksun bir orta-
mın yaratabıleceği yeni dengeler ya da den-
gesizlikleri de düşünmek istiyoruz.
Ellenndckı cn önemli endüstri kuruluşla-
rını, büyük parasalözverilerleyapılandırılan
turizm bölgelerini. gemi tezgâhlannı, büyük
lımanlannı vb yitiren Sırplann. belki de
kendi açılanndan "direniş" diye nitelendir-
dikleri saldınlannı bir an önce durdurmalan
gerekıyor. Çünkü. bu tutumlan onlara. Ti-
to'nun özcnle geliştırdiğı uluslararası say-
gınlığıdayıtirtecekveellerindesadece, yakin
tanheaıt mailu günlerin anısından başka bir
şey kalmayacak...