15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR/YET 10 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA 8 DIŞ HABERLER Moldova'da hükümet krizi • MOSKOVA(AA)- Moldo\ a hükümetı. dört bakanı hançolmak üzere görev inden isiıfa etme karan aldı. TASSajansının habennegöre, Moldova h iikümctinın önceki gün öğlcden sonra yaptığı toplantıda aldığı isiifa karan dün parlamenloya açıklandı. Ancak Moldova İçişlen. Sav unma. l Jlusal Güvenlik vc Kuitür Bakanlan bu isıifa karanna katılmadıklannı ilan cltiler. İçişleri, Savunma vcUlusal Güvenlik Bakanlannın cumhuriyeite sa vaş hali yaşan;vorolması ncdcniyle görevlerini bırdkamayacaklan için toplu istifa karanna katılmadıklan bclirtilirkcn. Küllür Bakanı'nm görevini korumak için hangi gcrckçcyc dayandığı anlaşılamadı. Bayan Bush 67 yaşifida • \VASHINGTON(AA)- Amcrika Birleşik Dcvletlen'nın Firsi Lady'si Barbara Bush 67yaşına girdi. Doğum gününü ailc arasında kuılayan Barbara Bush'tan sonra, Gcorge Bushdaycniyaşına 12 haziran günü çcvrc konfcransı için bulunacağı Rio'da girccck. Bu urada. doğum günlerinden çok seçımlcrlc ilgılcncn Başkan Bush son kamuoyu yoklamalannda gcride olmasına rağmcn scçimi ku/anacağına ınanıyor. Ga/ctccilcrc I988yılında yapılan scçimlcrdcde demokratadav Michacl Dukakis'in I8puangcrisınde kaldığını hatırlatan Başkan Bush, "Gcridcn gclip sonra önc ucçiyorum. iyi oluyor" dediT TöPk genci kurşunlandı •FRANKFURT(AA)- Bremen'de Bayram Barası (26) adındaki bir Türk, sokak ortasında kurşunlanarak öldürüldü. Bremen polisi, cinayetin önceki sabah saat 04.00'te işlendiği ve 6 kurşun yarası alan Bayram Barası'nın olay yerindecan verdiğini bildirdi. 20-30 yaşlan arasında olduğu sanılan birgencin koşarak olay yerinden uzaklaştığın) bildıren Bremen polisi, gencin, daha sonra civardaki bir diskoteğe girip, tuvalet penceresinden kaçarak izini kaybetürdiğini açıkladı. FKÖyetkilîsine suikast • PARIS (AA) - Fransa'nın başkenti Paris'te FKÖ yetkililerinden Atef Bseiso'nun öldürülmesinin sorumluluğunu KACH'dan sonra başka bir Yahudi örgütü daha üstlendi. Uluslararası KACH Hareketi adına Associated Press Ajansı'na telefon eden kişiden bir buçuk saat sonra, KACH Hareketi'nden aynlan "Kahane'nin Hayatlan" adlı örgüt adına telefon eden bir başka kişi de saldınnın sorumluluğunu üstkndi. Rusya'dan sert uyarı •MOSKOVA (AA) - Rusya Dışişleri Bakanlığı. eski SSCB'run topraklannda görev yapmakta olan Rus askerlerinin temel hak ve çıkarlanrun "Gerekirse en sert önlemlerle" korunacağı uyansında bulundu. Bakanlık açıklamasında, son zamanlarda bağımsız devletlerden bazılanıun liderleri tarafından, topraklan üzerindeki Rus askerlerini işgalci olarak tanımlayan açıklamalar yapıldıği hatırlatıldı. Rusya'nın eski SSCB'nin topraklan üzerinde kurulmuş bulunan bağımsız devletlerdeki askeri birliklerini görüşmeler yoluyla bulunacak bir çözüm çerçcvesinde çekme çabası içinde olduğu hatırlatıldı. Körfez'deistikrar •ŞAM(AA)-Suriye'de yayımlanan "Syria Times" gazetesi, Körfez'in gelecekteki istikrannın ancak Arap ülkeleri arasındaki askeri paktlarla sağlanabileceğini bildirdi. Suriye'nin resmi yayın organı olan gazete. Suriye ile Körfez ülkeleri arasındaki güvenlik paktının yürütülmesi çağnsında bulundu. Gazete, "Modern tarih sayfalan, Körfez gûvenliğinin ne Batı, ne ikili anlaşmalar ne de kolektif güvenlik anlaşmalarla şimdiye kadar sağlanamadığını gösteriyor" ifadesini kullandı. Avrupa Parlamentosu, 'Kürt Halkı'nın Haklan'na ilişkin raporu görüştü: Kendikaderiııi tavinlıakkı imkânsız• İtalyan Parlamenter Jas Gavvronski tarafından kaleme alınan rapor- •Gawronskı karar taslağı, self determınasyon hakkı konusunda yol da, "Kürt nüfusunun değişik ülkelerde bölünmüşlüğü nedeni ile self- açtığu polemık d^şında, genelde Turkıye tarafından "olumlu" karşılanan, determinasyon hakkını tam olarak kullanamayacaklan" belirtiliyor. gelışmelen teşvık edıcı şekılde yaklaşan bir belge. SABETAY VAROL STRASBOURG - "Kürt Halkının Hak- lan" adb raporun göriişülmesi sırasında, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Kürt- lere self determinasyon hakkının tanınıp tanınmayacağı hususunda tartışmaya sahne oldu. Raporia ilgili son oylama Yanna kal- dı.. İtalyan liberal parlamenter Jas Gavvronski tarafından kaleme alınan ve daha önce siyasi komisyonda kabul edilen rapor, "Kürt nü- fusun değişik ülkelere bölünmüşlüğü ve üze- rinde yaşadıklan topraklann ekonomik ve stratejik açıdan yaşamsal önem taşıması ne- deniyle Kürtlerin self determinasyon haklcı- nı tam olarak kullanamayacaklan"nı belirti- yor. Alman Yeşil parlamenter Claudia Roth ve Fransız-Korsikalı parlamenter Simeoni, verdikleri iki farklı değişiklik önergesiyle bu saptamanın değiştirilmesini istediîer. Roth ve Simeoni'nin önergeleri, "halklann kendi kaderini tayin hakkını hangi koşullarda kul- lanabileceklerine dair" çeşitli tartışmalara neden oldu. Daha önce Yugoslavya iç savaşına ilişkin bir raporu görüşen Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, böylece aynı gün içinde bir- birleriyle değişik bölgelerde olmakla birlikte baa noktalarda benzerlik gösteren iki ihtilaf konusunu art arda ele almış oldu. Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkını tam olarak kullanmayacaklan konusunda raportör Gavvronskf nın vardığı sonuç, siyasi komis- yonda yapılan oylama sırasında da aynlık konusu olmuş. İtalyan raportör, bu noktaya ilişkin olarak karar taslağmda önenlen bir değişikliğin kabulü halinde rapordan ımza- sını çekeceğini duyurmuştu. Jas Gavvrons- ki'nin dünkü görüşmede de aynı tavn izledi- meyi benimsediği gözlendi. Tûrkiye olumlu karşıladı Tartışmarun tamamlanmasından sonra Yannkı genel kurulda oylanıp kabul edil- mesi beklenen Gavvronski karar taslağı, self determinasyon hakkı konusunda yol açtığı bu polemik dışında, genelde Türkiye tarafın- dan "olumlu" karşılanan, gelişmeleri teşvik edici şekilde yaklaşan bir belge. Ancak veri- len ban önerilerin komisyon oylaması sıra- sında raporu belli ölçüde sertleştirdiği göz- lendi. Ama İtalyan raportör Gawronski, Avrupa Parlamentosu'ndan çıkacak ve Kürtler tarafından bağımsızlığı teşvik tar- zında anlaşılacak bir sinyalin oîası bir katılı- ma yol açabileceğine dikkat çekerek karann "ılımlı" olmasıru parlamenterlerden özellik- le talep etti. Bölgede 25 milyon dolayında Kürt yaşadığmj hatırlatan karar taslağı Ba- tılı demokrasilerin meydana gelen olaylarda taşıdığı sorumluluğun altını ciziyor. "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve PKK'lı te- röristlerin sivil halk üzerine uyguladığı cina- yetlerin" kınandığı taslak, Türk hükümeti- nin Kürtlerle iigili yaptığı açıklamalann fiili- yatta yürürlüğe konmadığını ve koşullann daha da kötüleşerek "ölüm mangalan"nın, özel birliklerin, kontrgerilla gruplannın ma- sum insanlan ortadan kaldırdığînı iddia edi- yor. Rapor bu durumun ortadan kalkması için Ankara'nın hızla önlemler almasını isti- vor. önlemler yetersiz Raporun başka bir bölümünde de Türk hükümetinin aldığı önlemlerin yeterli olma- dığı bir kez daha vurgulanırken, Türkiye'de hükümetle Kürt halkının seçilmiş temsilcile- ri arasında siyasi diyaloğun sonına çözüm bulacağı kaydedilıyor. Bu arada Türk hükü- metine Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ve azınlıkla ilgili deklarasyon hatırlaülarak hü- kümetin vaat ettigi yoİcsulluğu ortadan kal- dıncı önlemlerden başka demokratik ve hu- kuksal reformlan gerçekleştirmesi gereğine işaret ediliyor. Irak'ın Türkiye Büyükelçisi, yabancı güçler çekilmedikçe huzur sağlanamayacağını söyledi Çekiç Güç K.Irakbanşına engel El-Tıkıiti - Geçmişi unutalım Dış Haberler Senisi -Irak'ın Türkiye Bü- > ukclçisî Rafi Dahhom Micvel El-Tikriti, kuzey Irak'ta banş sağlanabilmesi için Çe- kiç Güç"ün bölgeden çekilmesi gerektigini söyledi. AA'nın haberine göre El Tıkriti. 'Tur- kish Daily Nevvs'gazetesine verdiği demeç- te. bölgede Çekiç Güç'ün bulunmasını Irak'ın içişlerine kanşmak olarak yorum- layan Tıkriti, "Bu kuvvet, bölgedeki kan- şıklığın devam etmesini isteyenlere silah ve para yardımı yapıyor. Bu bölgede banşın sağlanması için ge'lmiş bir kuvvet değildir \e"varlıklan uluslararası kanunlan ihlal ediyor" diye konuştu. Çekiç Güç'ün süresinin uzatılıp uzatıl- mayacağına Türkiye'nin karar vereceşni süvleyen El-Tıkriti, TBMM'nin bu ay için- de çokuluslu gücün süresi konusunda ka- rar vereceğini, ancak bu karann Batı'nın etkisi altında olacağını ileri sürdü. El Tıkriti, Irak yönetiminin Kürtfere hiç saldırmadığını, Körfez krizini takiben, Kürt halkını Türkiye ve Jran sınınna kaç- maya zorlayanlann da hükümet kuvvetleri degıl, bölgedeki aynlıkçı fraksiyon üyeleri olduğunu Türk hükümetine bildirdiğini söyledi. Büyükelçi, Kuzey Irak'ta yapılan seçim- ler hakkında bir soruya ise 'Yabancı kuv- vetlerin himayesi ve silahlann gölgesi altın- da gerçekleştirilen bir seçimin Bağdat yönetimi tarafından kabul edilmediği' ya- nıtını verdi. ___^_ Geçmişi unutalım Seçimlerin ne demokratik bir ortamda yapıldıgını, ne de Irak kanunlanna uydu- ğunu söyleyen büyükelçi, "Kuzey Irak'ta bağımsızbir Kürt devletinin kurulmasının sa- dece Irak için değil, Türkiye ve tran için de bir tehlike olduğunu belirtti. Irak hükümetinin yasadışı PKK örgütü- ne destek verdiği yolundaki iddialan da reddeden Büyükelçi, 'Biz, Türkiye'nin gü- venliğini tehdit eden her şeye karşıyız. Geç- mişi unutup, geleceğe bakmak istiyoruz' şeklinde konuştu. El Tıkriti, BM kararlanna uyduğunu, atom enerjisi santralının, kimyasal silah te- sislerinin kapatıldığını ve uzun menzilli fü- zelerin imha edildiğini söyledi. Türkiye'nin de BM kararlanna uyduğu- nu belirten Tıkriti, 'Buna rağmen, biz Tür- kiye ile diyalog kurmak istiyoruz. Tür- kiye'nin her konuda önemli roller üstlen- mesini bekliyoruz' dedi. Büyükelçi, Türkiye'nin BM'nin Irak'a uyguladığı ambargo karanna uymakla en az 7 milyar dolar kaybettiğini de belirtti. Boşnaklar, Sırplann elindeki dört stratejik tepeden üçünüelegeçirdi Saraybosnakuşatmasıyardıyor •Saraybosna'yı kuşat- ma altında tutan Sırpla- ra karşı saldınya geçen Boşnaklar, Vidikovac, Zuc ve Mojmilo tepele- rini ele geçirdi. Halen Sırplann elinde bulunan Vraca ise stratejik açıdan diğerlerinden daha önemli. DJŞ Haberler Servisi - Bos- na-Hersek'in başkenti Saray- bosna'yı kuşatma altında tutan Sırp milislerin önceki gün baş- latüğı şiddetli saldınya karşı saldın üe cevap veren Boşnak milisler. Sırplar'ın elindeki üç tepeyi ele geçirdi. Boşnaklann başansı siyasi gözlemcilerce ku- şatmanın yanlmaya baş- ladığının işareti olarak değer- lendirildi. Birleşmiş Milletler (BM) Gü- venlik Konseyi önceki gece yapuğı toplanüda, Saraybosna Havaalanı'run açılmasını sağla- mak amacıyla Banş Gücü gön- derilmesini ilke olarak kabul etti. Birliklerin sevk edilmesi karannı ise BM Genel Sekreteri Butros Gali'ye bıraktı. Ancak uygulamaya geçilmesi için kahcı bir ateşkesin sağlanması gerekiyor. Beyaz Saray'dan daha önce yapılan açıklamada ise ABD'- nin Sırbistan ve Karadağ'a daha fazla yaptınm uygulan- ması yönünde çalışma yürüt- tüğü belirtildi. Konuyla ilgili aynntıb bilgi verilmezken ABD savaş gemilerinin bölgeye gön- derildiğine ilişkin iddialar red- dedildi. Kuşatmaya darbe Saraybosna'yı kuşatma al- tında tutan Sırp milislerin ön- ceki gün başlattığı ve gece bo- Saraybosna'da aylardır süren çatışmalarda yakınlannı yitirenlerin acısı dinmiyor.(REUTER) yunca süren bombardıman, iki Şırplar için kayıp, Boşnaklar tepeden üçünü Sırplardan geri aydır süren çatışmalann en şid- için kazançla sonuçlandı. aldı. Önceki gün başlattıklan detlisiydi. Ancak başkentteki Saraybosna'dan gelen haber- karşı saldınyla önce Sırplann Bosna-Hersek güçlerinin ger- lere göre Boşnak milisler baş- mevzilerini yoğun top ve roket çekleştirdiği karşı saldın ile kente hâkim konumdaki dört ateşine tutan Boşnaklar, daha sonra hücuma geçerek Vidiko- vac, Zuc ve Mojmilo tepelerini ele geçirdi. Ancak stratejik açı- dan diğerlerinden daha önemli olan Vraca'nın eteklerindeki mevzileri de ele geçiren Boşnak milisleri, Sırplan bu tepeden tü- müyle püskürtmeyi başara- madı.Reuter'in telefonla gö- rüştüğü Saraybosna radyosu- nun editörü Zoran Pirolic, ha- len Sırplar'ın elinde bulunan Vraca tepesinin önemini vurgu- layarak "Yalnızca Vraca'dan Saraybosna'nın yansını bom- balamak mümkün. Bu tepe Sırp kuşatması için hayati önem taşı- yor. Vraca düşerse Sırplar Sa- raybosna üzerindeki baskıyı yi- tirirler" dedi. Saraybosna radyosu, önceki gün başlayan ve gece boyu sü- ren bombardımanın ardından dün başkentte oldukça sakin bir gün yaşandığını, tek tük silah sesi ve patlamanın dışında bü- yük bir çatışma olmadığını du- yurdu. Radyo, çatışmalarda yaklaşık 20 kişinin öldüğünü, 150'den fazla kişinin de yara- landığını bildirdi. BM'den yeni karar BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin Saraybosna'ya insani yardım ulaştınlabilmesi ama- ayla havaalanının açılması için Yugoslavya'dakı banş gücüne takviye yapılmasını tavsiye et- mesinin ardından önceki gece toplanan Güvenlik Konseyi, bu yönde bir ılke karan aldı. An- cak Konsey, söz konusu takviye harekâtının başlatılmasını Ga- li'nin karanna bıraku. Ancak bu, kahcı bir ateşkesin sağlanmasına bağlı. BM Sözcü- sü François Giuliani, "Banş gücü askerleri ve gözlemcileri birkaç gün içinde Saraybosna'- ya gjdebilir. Yeter ki kahcı bir ateşkes olduğunu gözleyelim" diye konuştu. DIŞBASIN THE INDEPENDENT Çekoslovakya bunalımı Çekoslovakya'nın kurucusu Thomas Masaryk. Habsburg İmparatorluğu'nun kalıntılanndan bağımsız bir ülke çıkarmaya çahşırken Slovakya'yı da aldı. Çünkü yalnızca Çek topraklannı kapsayan küçük bir ülke kurmak istemiyordu. Masaryk istemeyerek de olsa Slovaklara belli ölçüde özerklik tarudı. Ne var ki kısa sürede SlovakJar. hiçbir şeyin değişmedigini ve yalnızca Macaregemenliğinden Çek egemenliğıne gjrdiklerini düşünmeye başladılar ve Slovakya'da milliyetçi duygulargelişti. İkind Dür.ya Savaşı'nda Hitler'in Çek topraklannı işgal ederken Slovaklan müttefik kabul etmesi iki toplum arasındaki aynlıgı pekiştirdi. Savaşın bitmesinden sonra 1948'de başa geçen komünist yönetim Slovakya'nın özerkliğini kanlı biçimde sona erdirdi. Günümüzde gelınen aşamada Çekoslovakya'nın ikiye bölünmesi ağır bedelleri de birlikte geürecektir. Bölünme, ekonomik reformlan zedeleyecek, yabancı yatınmcılann cesaretini kıracak, AT ile yapılan anlaşmalan tehlikeye sokacaktır. Aynca Macaristan'da yaşayan Slovaklan huzursuzlandıracak, Çek topraklanndan Alman egemenliğıne ilişkin korkulan artüracak ve Slovaklan yoksullaşmaya götürecektir. Aynlma. Masaryk'in, Çekoslovakya'nın, farklı etnik gruplardan gelen insanlann demokrasi içinde birlikte yaşayabileceklerini göstererek Doğu Avrupa ülkelerine örnek olacağı yolundaki rüyasının da sonu demektir. Ancak demokrasi, ınsanlara kendi geleceklerini seçme hakkı verir ve Slovaklar aynlmak istiyorlarsa aynlmahdırlar. (8 haziran) JLe Monde'dan Vay canına ( bugerçek bir savaş TAMEA Datıimarka9 nındarbesi Danimarkalılann birleşik Avrupa'yı öngören Maasrticht anlaşmasına "hayır" demesi, Avrupa'nın kaçınılmaz bütünleşmesine karşı değil; yalnız bugün için geçerli olan ekonomik ve teknokratik boyutlanna verilen bir yanıtı oluşturuyor. Tüm milletlerin özelliklerini ve kültürlerini göz önünde bulundurmadan; Avrupa bu bütünleşme yolunda daha bir çok beklenmedik tepkilerle karşılaşacak. Bu tepkiler daha şimdiden gösterilmeye başladı. Halklann bu itirazlannı ancak ve ancak totaliter rejimler bastırabilir ve halklan zorunlu olarak itaatettirebilir. Danimarka'nın, Avrupa'nın butünleşmesini reddetmesi içindeki çürüklüklerden kaynaklanmıyor kuşkusuz. Almanya'nın ve ikinci sırada bulunan Fransa'nın çok uluslu şirketlerinden oluşan Avrupa'nın, demokrasi, kültür ve toplum yapısını inşaa etmekte geç kalan teknokrat liderliğinin Avrupa Parlamentosu'nun önemini arttırmakta güçlük çekmesınden kaynaklanıyor. Örneğin bir yandan Avrupa ordusunun ojuşturulması ve hâlâ direniş gösteren Sırbıstan'a karşı cephe almaya başlaması; diğer yandan Sırp halkına karşı alınan sert yaptınm önlemleri. birleşik Avrupa düşünün gerçekleşmesini içgüdüsel olarak daha bir çok kezerteleyecektir. Konuk yazar Sırplar, salcluılaıuııbir an öncedurdurmah YAVUZ GÖR Emekli Elçi 1878'de Osmanlı Devleti'nden koparak tam bağunstzlığa ulaşan Sırbistan Krallığı, geçen yüzyıl içinde ilk sınırlannı genişleterek, bü- yümeye devam etmiş; Birinci Dünya Sa- vaşı'nın sonunda, önceleri Osmanlı ve Avus- turya-Macaristan devletlerine ait olan bazı topraklan da ülkesine katarak. Yugoslavya Krallığı adı ile Balkanlar'ın en önemli ülkesı konumuna gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı galiplerinin büyük "özen"le ve öteden beriden toprak peşkeş çekerek kurduklan ve 1929'da "Yugoslav- ya" adını alan bu devlet. daha ilk günlerin- den beri, bünyesinde banndırdığı değişik et- nik ve dinsel gruplann. kolaylıkla aynı po- tada kaynayacak ve kaynaşacak türlerden oimaması nedeniyle süreğen (kronik) iç ra- hatsızlıklardan huzursuz bir bünyenin belir- tilerini vermeye başlamıştı. İkinci Dünya Savaşı'ndan. bu kanlı serü- vene katılan her ülke gibi Yugoslavya ve hal- kı da ölüm ve yıkım payını almıştır. Aynca Yugoslavya, Alman saklınşının en kanlı ve acımasız hedeflerinden birini oluş- turmuştur. Alman Hava Kuvvetleri'nin en ağır bombardımanlanndan birisinin Belg- rad üzenne yöneltilmesi (1941) ile başlayan Alman-Yugoslav savaşı dört yıldan fazia sürmüştür. Direniş örgütleri, bir bölge Krala General Mihailoviç komutasında, başka bölge de. aslen Hırvat olan Josip Broz Tito'nun lider- liğinde, Almanlara karşı amansız bir savaş verirken, üçüncü Reiech'ın "uzagı gören!!" Makyavelistleri, Hırvatistan'da bir "Quis- ling" hükümeti kurarak, Yugoslav halkım oluşturan başlıca iki etnik grubu. Sırplan ve Hırvatlan, birbirlerine kırdırmak çabasına girmişlerdir. Son gelişmeler sırasında, Hırvatistan'ın bağımsızlığı için Almanya'nın herkesten da- ha gayretkeş davranmasının kökeninde. acaba bir öç alma psikozunun belirtileri yat- mıyor mu? fkinci Dünya Savaşı galipleri, savaş son- rası Yugoslavyası'nın yazgısını çızen seçim- lerini Tito lehinde yapmışlardır. 1945'ten 1953 yılına kadar başbakanlık görevini yü- rüten Tito, 1953'te Yugoslavya Devlet Baş- kanı olmuştur. Yirminci yüzyılın en ilginç ve renkli devlet adamlanndan biri olan "Mareşal Tito" (1892-1980). "Güney Slavlan Ülkesi" anla- mına da gelen " Yugoslavya'nın bünyesinde- ki etnik çatlaklan elbette pek iyi tanıyordu. Ülkeyi beraberliğe yöneltmeye uğraşırken. Bulgaristan'ı da içine alacak bir konfederas- yon kurmak amacı ile Bulgar Komünist Partisi Birinci Sekreteri Georgi Dimitrofla anlaşan Tito'nun bu projesi, Stalin'in sert karşı çıkması ve Dimitrof un -ıstese de- Sov- yetler'e kafa tutmak dummunda oimaması nedeni ile sonuçsuz kalmış ve bu gelişme, Ti- to ile Kremlin arasında 1947 yıbnda başla- yan "kopmaya" neden olmuştur. Tito'nun başansı Tito Yugoslavyasfnda savaştan harabe haline gelmiş ve etnik aynlıklardan rahatsız bir ülkede. tüm halkın. sağduyulu. bir "li- der" ve akılcı bir yönetimde neler vapabile- ceği görülmüştür. Bir Balkan ülkesi olarak Yugoslavya. sü- rekli mınldanan, sızlanan Yunanistan. Ar- navutluk ve Bulganstan gibi komşulannı, sabırlı ve temkinli politik davraruşlarla "ida- re etmek" yolunu seçmiş ve bunda da başan göstermiştir. Bu bakımdan da Türkiye'nin, aynı bölgede karşılaştığı durumlarda aldığı tavırla benzerlikler olmuştur. Biz nasıl, "yurtta ban^. dünyada banş" yolunda isek, Titoda aynı yolu tutmuş, ülke- sindekı etnik gruplara karşı. başka Balkan ülkelerinde sık sık rastlanılan "'şovenist" baskılan yeğlemediği gibi bunlann karşısın- da olduğunu açık seçik söylemiştir Tito öldükten sonra Yugoslavya'da "bir şeyler" olacağını, konu ile uğraşan herkes bi- liyordu. Bazılan bir şeyler olmasını "umui ediyor!" bazılan da olacaklardan kuşku du- yuyorlardı Şimdi. tam anlamı ile "olanlar olmuştur"... Bizim açımızdan olup bittilerle orıa\a çı- kan yeni coğrafyanın. -hiç değilse bu aşama- da- yaranmıza işleyeceğini söylemek zordur: Türkiye'yi, Batı Avrupa"ya bağlayan. ger- çek ve modenı anlamı ile tek karayolu FtM (Trans European Motorvvav) Yuçoslavva'- dangcçivordu. Şımdı bu vol. bırbırlenvlesa- vaşmış ve savaşm.ıkta olan uı,-hcş dcvletın ülkesinden geçıyor. Aynı olumsuz durum, en çok bizim kullandığımız demiryolu için de geçerli... Türkiye'den Batı'ya ve Batı'dan Türkiye'ye uçan uçaklann, Yugoslav hava sahasmın uluslararası trafığe kapatılması nedeniyle bir yerden öbürüne ulaşmak için sarfetmeye zorunlu kalacaklan ek zaman ve yakıt sorunlannı hesaba katmak gerekiyor. Sonuç Bu ve buna benzer ekonomik olumsuz- luklar yanında, Balkanlar'da bir "denge" öğesi olan Yugoslavya"dan yoksun bir orta- mın yaratabıleceği yeni dengeler ya da den- gesizlikleri de düşünmek istiyoruz. Ellenndckı cn önemli endüstri kuruluşla- rını, büyük parasalözverilerleyapılandırılan turizm bölgelerini. gemi tezgâhlannı, büyük lımanlannı vb yitiren Sırplann. belki de kendi açılanndan "direniş" diye nitelendir- dikleri saldınlannı bir an önce durdurmalan gerekıyor. Çünkü. bu tutumlan onlara. Ti- to'nun özcnle geliştırdiğı uluslararası say- gınlığıdayıtirtecekveellerindesadece, yakin tanheaıt mailu günlerin anısından başka bir şey kalmayacak...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle