Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1992 ÇARŞAMBA
16 HABERLERIN DEVAMI
METROPOL
ATÜJLÂ DORSAY
Yerel Yönetimde 'Parmak
Damgası' Merakı
Batı kentlerine yapılan yolculuklann insanı onca rahat-
latrnasının nedenini düşündüm. Paris'e, Roma'ya,
Londra'ya, Amsterdam, Madrid veya Floransa'ya kaçıncı
kez giderseniz gidiniz... Bu kentleri, altüst bir halde, yep-
yeni kimliklere kavuşturulma çabası içinde bulmanız ola-
sılığı var mıdır? Böyle bir şey düşünülebilir mi? Bu ve
benzeri sayısız kent, tarih içinde, zaman içinde, bugün on-
ca sevdiğimiz, benimsediğimiz kimliklerini bulmuşlardır.
Kimse de kalkıp bu kentlerde çok radikal değişikliklere git-
meyi, onların gündelik yaşamını altüst etmeyi, onlara
"damgasını basmayı" düşünmez.
Oysa İstanbulun yönetici olarak başına gelen, bu kenti
alabildiğine radikal değişimlere uğratmayı düşlüyor. Ona
"damgasını basmazsa" rahat etmiyor. Dalan bu kente
ANAP usulü bir işbitiriciliğin ve rant arttırımının yanı sıra
neredeyse kişisel bir damga vurmaya çalıştı. Trafiği, ula-
şılabi/irliği ön plana aldı, kenti uluslararası finansa, ser-
mayeye ve "5 yıldızlı" turizme açtı; kimi zaman yasaları,
bireysel hakları ve mülkiyeti göz ardı ederek yıkımlara, yol
açmalara, kamulaştırmalara girişti. iyi mi yaptı, kötü mü?
Tartışılıyor, tartışılacak ve tarih, hükmünü verecek.
Nurettin Sözen ise tam tersi bir tavırla kendi damgasını
vurmaya çalışıyor bu kente... Toplutaşımacılığı ön plana
alıyor, sermayeye ve uluslararası projelere yüz vermiyor,
kent üzerindeki rantdeğerlerinin artmasını umursamıyor.
Kenti kitleye açarken, otomobil-otobüs taşımacılığını unut-
turup "hızlı tramvay"ı lanse ediyor, kitle turizmini ve ge-
nelde kentin turistik niteliğini takm/yor, Boğaz'da lüks villa
yıkarken, gecekondunun çığ gibi yayılmasını hoşgörüyle
karşılıyor.
Bu iki aşırı ucun da kentin gerçek kimliğine, kişiliğine
saygısı yok. İki tavırda kendi kafasındaki İstanbul'u yara-
tırken, Istanbul denen eşsiz kente, gerekli saygıyla, dikkat-
le, özenle yaklaşmıyor. Ama bizce Sözen politikası, çok
daha beter. Çünkü Dalan'm yaptıkları, hiç olmazsa kentin
altşılmış düzenine ve temel yaşamına o denli müdahale
edici uygulamalar değildi. Haliç düzenlemeleri, yalıların
bir bölümünün önünden geçirilen kazıklı yol gibi uygula-
malar tartışılıyor. Ancak bunlar, bizim kişisel görüşümüze
göre olumlu işlerdi. Park Otel veya Swiss-Otel gibi tartış-
manın ötesinde yanlış uygulamalar ise "mevzi" yanlışlar
olarak kalıyor, kenti altüst etmiyordu.
Nurettin Sözen'in uygulamaları ise kenti kolay onanla-
mayacak biçimde tahrip ediyor, değiştiriyor. Mantar gibi
biten gecekonduları görmek için artık Sultanbeyli veya Ar-
mutluya gitmeye gerek yok. Haliç Köprüsü'nden veya
Piyalepaşa bulvarından geçmek, olayın facia boyutlarını
göstermeye yeterli. Sahi, Dalan, Piyalepaşa'yı "gökdelen
bölgesi' yapmaya kalkışınca kıyameti koparanlar... Şimdi
"gecekondu bölgesi" olunca, acaba daha mı iyi oluyor?
Ama en vahim olanı, tramvay uygulaması. Kentin en
önemli ticaret, imalat ve turizm bölgesini neredeyse tüm
araçlara kapayıp yalnızca tramvay ve yaya bölgesi olarak
düzenlemek için gerkli araştırmalar yapıldı mı? Geçen pa-
zar Milliyet'te ûzcan Ercan'ın başkanla yaptığı çok ilginç
konuşmada, Ercan haklı olarak büyük çaplı yayalaştırma
projelerinden tüm dünyada vazgeçildiğini söylüyor. Nite-
kim Paris'e son gidişimde, kimi yerlerde, örneğin Saint-
Michel Bulvan'nın Seinee yakın bölümünde, SaintSeve-
rin Kilisesi sokağı çevresinde oluşturulan yaya bölgesinin
yeniden araçlara açtldığını gördüm.
Niye? Yaya bölgesi kötü bir şey mi? Değil. Ama araç da
günümüzün vazgeçilmez bir gereği. O çevredeki oteller,
lokantalar, dükkânlar ve de evler, aracın getirdiği kolaylık-
lardan vazgeçmek istememişler. Belediye de, uygulama-
yı, kaldınmtarı çok geniş tutmakla yetinip değiştirmiş.
Ama Sözen bunu kabul etmiyor, "Bütün Avrupa böyle
yapıyor" diye ısrar ediyor. Böylece, Istanbul trafiğiyle ilgili
tüm uygulamaların sorumlusu olan ve başkanın bir danış-
manının deyişiyle "çoğu zaman ayda gezen" Ulaştırma
Koordinasyon Başkanı Ismail Hakkı Acar denen zatın ka-
fasından çıkan bu "riskli" projeyi, Sözen, yine bilinen ve
çok konuşulan inatçılığıyla sonuna dek savunuyor.
Evet, bu proje "riskli". Geçen yazılarda sözünü ettiğim
turizmle ilişkili kaygılar bir yana, yine Milliyet'te pazartesi
günü çıkan bir haber, aslında bir "kapalı ulaşım" sistemi
olan "hızlı tramvay "ın "fren sistemi güçlendirilerek" açık
bir sisteme adapte edilmesinin tehlikelerine ve başlayan
"tramvay korkusu"na işaret ediyor.
Tanrım, biz bu kenti böylesine radikal biçimde değiştir-
mek sevdasına düşmeyen, bu yaşlı ve yorgun kentin altını
üstüne getirmeden rahat etmemek huyuna sahip olmayan
yöneticiler de göremeyecek miyiz? Siyasette devrini dol-
durmuş gözüken radikalizm, kent yöneticiliğinde ne za-
man gözden düşecek?
60 YBL ÖNCE Cumhuriyet
Malul Gaziler
10 HAZİRAN 1932
Istanbul. Ankara, tzmir ve
diğer vilayetlerde bulunan
harp malülleri aralanndaki
tesanüdü ku vvetlendirmek
ve bütün harp malullerini
temsil edebilecek bir umumi
merkez vucüde getirmek
maksadile yakında
Ankara'da büyük bir kongre
akdine karar vermişlerdir.
Kongreye iştirak edecek
murahhaslann seyahat,
iskan ve iaşe masraflan Ankara malülleri tarafından
temin edilecektir. Bu kongrede umumi merkezin ne
şekilde ve nerede teşkil edileceği kararlaştınlacak,
merkezin esas ve dahili nizamnameleri hazırlanarak
varidat menbalan tesbit olunacaktır.Kongrenin vücude
getireceği umumi merkezin başhca vazifeleri mevcut
kanunlann henüz tatbik edilemeyen maddelerinin
tatbikine çalışmak, Türkiye'de mevcut bütün inhisar
bayiliklerini almak ve malullerden iş yapabileceklere iş
bulmak olacaktır. Diğer taraftan kongreye iştirak edecek
murahhaslan bir malüller bankasının veyahut büyük bir
teavün sandığının teşkili için de lazım gelen teşebbüslere
girişeceklerdir. Bankanın veya teavün sandığının gayesi,
maaşlann terhine mukabil murabahacılara yüzde 200-300
nisbetinde faiz veren malülleri bu feci vaziyetten
kurtarmak ve kendilerine senede azami yüzde 12 faizle
para ikraz etmek, iş yapabileceklere sermaye temini
maksadile kredi acmak olacaktır. Teavün sandığının tesisi
için gerek hükümet ve gerekse Halk Fırkası umumi
kitabeti malulleremuzaheret vadetmişlerdir.
İçki lehtarlığı mı?
M. Hoover'in Cumhuriyetçi Fırkasının riyaseti cumhur
intihabı proğramı meyanına içki memnuiyetinin
kaldınlmasına ithal eylemiş olduğuna dair çıkanlan işaaün
Beyaz Saray tarafmdan tekzip edilmiş olmasına rağmen bu
tekzip umumiyetle ve tamamen teknik addolunmaktadır.
Bütün hayatınca 'kuru' kalmış olan John Reckfeller'in
oğlunun son günlerde içki memnuiyetinin kaldınlması
lehinde neşretmiş olduğu heyecanlı beyanname akabinde M.
Hoover tarafmdan ittihaz edilen tavn hareket anlaşma
olarak telakki edilmektedir.
Mîlli Eğitim 'kadro operasyonu' hazırlığmcla
• Milli Eğitim Bakanlığı'nda üst düzey atarnaları
için hazırlanan kararname Cumhurbaşkanı Özal'ın
önünde. Başbakan tarafından imzalanan görevden
alma kararnamesinde Anadolu liseleri sınavı
skandah için yoğun eleştiriler alan Müsteşar Yardı-
mıcısı Abdülkadir Türkmen'in adı geçiyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü- bildirilerek. gerçekleşecek. Bır-
rosu)-Mılli Eğiıim Bakanlığf- çok üst düzey yöneticinin gö-
nda u/un süredir
"kadro operasyonu'
Bu\ramı sonrasında
beklcncn
Kurban
ilgililerc
rcvden alınmasına ilişkin karar-
namelerin Başbakan Süleyman
Dcmircl larafından imzalandı-
ğı ve Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a sunulduğu öğrenildi.
Bakanlık. Cumhurbaşkanı'nın
bu kararnameleri imzalamaya-
cağı endişesini taşırken. gdecck
tepkilerede kendini hazırhyor.
Başbakan tarafından görev-
den alınma kararnameleri im-
zalanan yöneticiler arasında.
Anadolu Lisesi sınav skandah
ile ilgili yoğun eleştiriler yönelti-
len Müsleşar Yardımcısı Ab-
dülkadir Türkmcn de bulunu-
yor. Türkmen'in bu görevinden
alınarak, Azerbaycan'a eğitim
ataşesi olarak atanacağı belirti-
liyor. Milli Eğitim Bakanlığı
Teşkilat Yasası'na göre yeni
oluşturulan 2. boşalan 1 müşte-
şar yardımcılığına da atamalar
yapıhyor. Alınan bilgiye göre,
bu makamlara, bakanlık danış-
manı Ahmet Sevgi. eski Orta-
öğretim Genel Müdürü Mu-
ammer Özdcmir vc eski Perso-
nel Gencl Müdürü Mehmet
Gündüz getirilecek.
Talim Tcrbiyc Kurulu Baş-
kanı Örrc Okutan'ın da görev-
den alınma kararmımesi Cum-
hurbaşkanlığı'na gönderildi.
Okutan'ın yerine bakanlık mü-
fettışi Ramazan Çetın Dağh'-
nın atanması bekleniyor. Ozel
Eğitim Kurumlan Genel Mü-
dürü Necdet Özkaya. Dın Eği-
timi Genel Müdürü Halil
Hayat. Ticaret \e Turizm Eğiti-
mi Genel Müdürü Cahit Özgi-
TRT 700 sözleşmeliyi işten çıkardı
\NKARA (Cumhuriyet Biiro-
su)- TRT'de ısiisna akdı (stv-
lcşmeli)ılc çalışan 700 kadar
pcısoncl ışlen aiıldı. TRT bu
kararı. SSK nın sigoriası/ ola-
rak çahşiırılan bu staiüdcki ki-
şılenn sıgorta prımlcrinin pro-
jükiörlcr larafından ödenmcsi-
nı uılcp etmcsinden sonra aldı.
TRT-TV Prodüktör \c Yönct-
menler Dcrneği. TRT'yi suç-
hıviirak "Kötü işleimccilığın
bedclini bu kişılerdcn çıkarmak
kararı. yayını saboie etmekıen
başka bir amaç gütmemekıe-
dir" dcdi.
Ankara. İstanbul ve İzmır'de
TRT için çahşan vaklaşık 700
sözleşmeli personelin durumu
u/ıın süredir lariışma konusu
oluşturuyordu. Ankara'da 350
kadar islisna akitlı personelin
bu avki ücrclleri dc ödenmcdi.
Sosyal Sigortalar Kurumu da
bu personelin sigorta primlcri-
nın ödenmcsini TRTdcn talep
etmısiı.
TRT'dc dairc başkanlan vc
prodüklörlcr. sözleşmeli perso-
nelin durumunu değcrlcndir-
nıck ıvin toplandı. Toplantıda
prodüklörlcre bu şekilde söz-
lcşmc ile cleman çalıştınlama-
yacağı. çalıştırmanın zorunlu
olması halindc sigorta primini
prodüktörlerin ödemesinin ge-
rektiği söylendi. TRT kaynak-
lan, sözleşmeli personelin çalış-
maması halindc günlük prog-
ramlann büyük oranda aksa-
yacağını ifade ettiler.
TRT Pcrsoncl Dairc Başkanı
Halil Dinçol. islisna akiıli per-
soncl çalıştırma uygulamasının
"kanun dışı" olduğunu ifadc
ederek. bu işlcmi kanun çcrçe-
vcsinc çcktiklerini söyledi
TRT'nın Çalışma vc Sosya
Güvenlik Bakanlığı'na 337 söz-
lcşmcli personcl için 3 milyaı
lira sigorta primi ödcdiğini ifa-
de edcn Dinçol. istisna akdinir
hizmct akdine dönüşmesinir
kanunsuz olduğuna dıkkat çc-
kerek. "Sigorta. bu hizmet ak-
dine dönüşmüş dediği için \atı-
nn divor. Bu noktadan sonra
hizmct akdı ile sürdürmek
mümkün dcğil. Kanunumuz iş-
çi calıştırma}a ımkân vermi-
yor. Bir vcrdc yasalara aykırı
uygulanırkcn, diğer \andan ya-
saların çığncndiği bir durum
var. Çözüm islisna akdi. sınırla-
n içine çekmek. Çalışmaya son
verilmesi dive bir şey vok."
TRT'yi uyaran Çankaya SSK
Bölgc Müdürü Sacit Bcrgin,
TRT'nın ödemesi gereken ge-
cikme zammının prim borcunu
da aşacağını ifade ederek.
TRT'nin çahşan sözleşmeli per-
sonelin hukuken hizmeı akiıli
olduklannı \ e sigortalı olmalan
gerektiğinı smledi. Sözleşmeli
personelin. ışlcnne son verilme-
si üzcrine. bayram sonrasında
TRT'\c büyük miktarlarda
tazmınat davalan açacaklan
bclirtildi.
TRT-TV Prodökıür \c Yönet-
mcnlcr Dcrncğı. 7(X)'den fazla
yajınçahşanının topluca ıştcn g-
kanlmasını proiesto ctlı. Yıllar-
dan bcn. çoğu basın-vavın cğilı-
migörcn vcTRT'deıkıa> önccsı-
nc kadar 513 bin lira gibi komik
bir ücretle ve sıgortasız çalıştın-
lan personelin sosyal güvence la-
lepleri üzerinc işıen çıkanldıklan
kaydedilen açıklamada şöyle dc-
nıldi:
"TRT yönetiminin bu kararı in-
san haklanna. sos\al devlel ilke-
sinc ve anayasava a\kındır."
'..
v
>"••?"" .";»«'<'» '"" ıcKiıgı suvıcnuı. 11\ ı Kayııan.- ameaonuşmuşaeaıgı ıçın vaıı- gcıcKiıgııu s«ı\ıeuı. ao^ıcşmeıı san haklanna. sos\al devlel ılke-
sözleşmeli personelin durumu lan, sözleşmeli personelin çalış- n
n divor. Bu noktadan sonra personelin. ışlcnne son verilme- sincveanayasa\aa\ kındır."
Lİselİ Bariş'l îstanbul'un çıldırtan ulaşımına solukvermesi için yeni bir uygulama başlatıldı
mBastarafıl.Savfada Lâ~^
w
1 r¥l ^ 1 1I Başiarafı 1. Sayfada
ğıya atlamıştı. Park etmiş bir
dolmuşun üzerine düşen Banş.
ağır yarah olarak Çapa Tıp Fa-
kültesi Reanimasyon Servisi'ne
kaldınlmıştı.
Banş Keleş'in tedavi gördü-
ğü hastanede öldüğunü öğre-
nen ailesi. akrabalan ve okul
arkadaşlan genç lise öğrencisı
için uzun süre gözyaşı döktüler.
Okulda ağabeyi ile birlikıe öğ-
renim gören Banş Keleş'in ba-
bası Mehmet Keleş. oğlunun
üniversite giriş sınavlannın
ikinci aşamasını da kazandığını
söyleyerek ölümle sonuçlanan
intihar girişimine neden olan
olaylan bir kez daha anlattı.
Sözkonusu dayak olayının ger-
çekçi biçimde aydınlaülabilme-
si için tüm aynntılann dikkatle
birbirine eklenmesi gerektiğini
savunan Mehmet Keleş, okul
müdürü Muammer Ekti'nin
başta kızlar olmak üzere diğer
tüm öğrencilere karşı "baskıcı.
aşın otoriter ve kaba kuvvete
dayanan bir yöneticilik anlayı-
şıyla" kötü davrandığının özel-
likle altmı çizdi ve şunlan söyle-
di:
"Tüm öğrencilerde bir biri-
kim oluşmuştu. Tepkiler gide-
rek şiddetleniyordu. Bunu aynı
okulda okuyan Banş ve ağabe-
yi gibi diğer öğrencilerin bizlere
anlattığı dayak olaylan nede-
niyle çok önceden biliyorduk.
Tepkilere kayıtsız kalan müdür
aynı tavnnı sürdürmekte ısrar-
hydı. Hatta geçen mayıs ayının
23'ünde Swissotel'de öğrencile-
rin bir veda partisi yapılacaktı.
130 bin liradan satılan biletler-
den toplanan ve 30 milyona
malolacak gece için otele 5 mil-
yon lira kapora yatınlmıştı.
Ancak Muammer Ekti bu tür
partilere ancak 'kötü' kızlann
gidebileceğini söyleyerek parti-
yi iptal ettirdi. öğrenciler gerek
veda partisinin iptal edilmesi,
gerekse bilet paralannın geri
verilmemesi ve müdürün dav-
ranışlannın son bulmaması
nedenlerinden ötürü taşma
noktasına gelmişlerdi. Ben de
bunun üzerine İstanbul Vila-
yeti'ne sözlü olarak başvuruda
bulundum ve müdürü uyanma-
lan, müfettişlere gerekli araştır-
malan yaptınnalan konusunda
ricada bulundum. Özelh'kle
okulda kız ve erkek öğrencilere
atılan dayaklar aşın derecede
siklaşmıştı. Ancak yönetim ge-
len müfettişleri bir yolunu bu-
lup ikna ediyor ve dosyalan
kapattınyordu."
Keleş, Banş'ın müdürün baskı-
lanndan doğan bir birikim so-
nucu intihar ettiğini savundu ve
"keşke oğluma okul müdürüyle
yapüğım görüşmenin hemen
sonrasında ulaşıp, ona "Disiplin
kuruluna verilmeyeceksin. ayn-
ca okuldan da atılmayacaksın'
diyebilseydim" diye dert yandı.
Baba Keleş, intihar girişimin-
den hemen sonra suç duyuru-
sunda bulunmamasını ise "eğer
hemen savcılığa gitseydim ve
okul müdürü yine sucsuz bu-
lunsaydı öğrenciler galeyana
gelir, hatta cinayet bile çıkardı.
Bunu önlemek için okulun bit-
mesini bekledim ve ondan son-
ra Cumhuriyet Savcihğı'na suç
duyurusunda bulundum. Şimüi
savcılıktan gerekli soruşturma-
yı yapıp, müdür Muammer
Ekti'nin oğlumun intihar etme-
sine neden olan psikolojik bir
zeminin oluşmasında etkisi
olup olmadığının ortaya çıkanl-
masını istiyorum" şeklinde ko-
nuştu. İntihar girişimınden
sonra tedavi görmek te olduğu
Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi
Reanimasyon Servisi'nde yaşa-
mını yitiren Banş Keleş'in ce-
nazesi dün Fatih Camisi'nde
kılınan ikındi namazının ardın-
dan Kozlu Mezarhğı'nda lop-
rağa verildi. Cenaze törenine
genç lise öğrencisinin ailesi. \e
okul arkadaşlan katıldılar.
'Çağdaş Tramvay' huzurunuzda
Belediye Başkanı Sözen, Bavınduiık Bakanı Kumbaracıbaşı «e \ ali Kozakçıoğlu açılışta.
Talabani: Ttirkîye bîzd koruyacak
• Baştarafi 1. Sayfada
olduğudur" dedi.
Talabani. Çekıç Güç konu-
sunda umutlu konuşurken. Bir-
leşmiş Millctler'in ambargosu-
na rağmen. ticari ilişkilerin
geliştirilmesi konusunda um-
duğunu bulamadı. Dışişleri
çcv relerinden alınan bilgiye gö-
re. Talabani'ye, BM'nin aldığı
ambargo karannın Kuzey
Irak'ı da kapsadığı bildirilerek
kararlar çerçcvesinde insani
yardıma devam edileceği. ama
karşılıklı ticaretin olmasına im-
kân bulunmadığı aktanldı.
Aynı kaynaklar. Irak'ın toprak
bütünlüğü konusunda Tür-
kiye'nin hassasiyetinin "'sert"
bir şekilde aktanldığını söylü-
yorlar. Kaynaklar. Kuzey
Irak'ın. BM ambargosu kapsa-
mından çıkanlması amacıyla.
Kürt liderlerin yürüttüğü ulus-
lararası çahşmalara. Türkiye'-
nin "insanı ncdenlerle" karşı
çıkmayacağını bildiriyorlar.
Kuzey Irak'ta, ilk kez Irak'-
tan bağımsız olarak ortaya çı-
kan Kürt yönetiminin. Kürdis-
tan Demokrat Partisi Başkanı
Mesut Barzani'yle birlikte li-
derliğini yapan Talabani, dün
Ankara'da Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin ve Başbakan De-
mirel ile görüştü. Talabani,
Demirel ile görüştükten sonra.
bir gazetecinin. "Görüşrneniz-
den. Çekiç Güç'ün süresiz ola-
rak uzatılacağı yolunda işaret-
ler aldınız mı?" şeklindeki
sorusuna. başını "evet" anla-
mında sallayarak "Öyle olaca-
ğını umuyorum" yanıtını verdi.
Talabani, görüşmelerinde.
Türk yetkililerin, Kuzey lrak'-
taki halkı koruyacağını ve des-
tekleyeceği bildirdiğini de açık-
ladı. Talabani'den bir süre
sonra, Başbakanlık'tan çıkan
Demirel, bir gazetecinin. Tala-
bani'nin. Çekiç Güç'ün süresiz
olarak uzatılacağı "işaretlcrinı"
aldığı anlamına gelen bir yo-
rum yaptığını bildirmesi üzeri-
ne. şöyle konuştu:
"Çekiç Güç. Meclis'in işidir.
Bizim kendilerine söylediğimiz
şey. konu Meclis'tedir. Meclis
bu mesclenin her şeyini düşüne-
rek bir karara varacaktır. Bun-
dan hangi izlenim çıkar. bilmi-
yorum."
Demirel. konunun Milli Gü-
venlik Kurulu'nun 23 haziran-
da yapacağı toplantıda ele alı-
nacağını. MGK'nın tavsiyesine
göre Bakanlar Kurulu'nun
kendi tavsiyesini Mechs'e tez-
kere ile göndereceğini söyledi.
Demirel. Bakanlar Kurulu.
Meclis'e tavsiyede bulunmazsa.
konunun Meclis'e gelmeyeceği-
ni ve bu durumda Çekiç Güç'-
ün süresinin biteceğini bildirdi.
Demirel. Kuzey lrak'ta ma-
yıs ayında yapılan secimlerde.
"'Kuzey Irak'ın lıderi olan" Ta-
labani">i seçimdeki başansı
nedeniyle tebrik ettieini bildir-
di.
Demirel. 1991 nisan ayında
Kuzey Irak'a yönelik saldınlar
olduğunu söyleyerek. Türkiyc'-
nin. bütün dünyaya. "oradakı
kardeşlerimizin kötü muamelc
görmesine" razı olmayacağını
söylediğini bildirerek "Bir daha
Halepçe olmayacaktır" dcdi.
Demirel. "Herkes hesabını ona
göre >apsın. Bir daha Halepçe
olayı yaşanmayacaktır."dedi.
İstanbul Haber Servisi -İs-
tanbulun ulaşım sorununa
köklü çözüm sağlayacağı belir-
tilen raylı sistemin önemli bir
parçası oian ," Çağdaş Tram-
\a> " ın Aksaray-Çarşıkapı bö-
lümü. dün düzenlenen törenle
hizmetegirdi.
Aksaray-Sirkeci arasında
hizmet verecek olan ve yapımı-
na geçtiğimiz yıl Mayıs ayında
başlanılan "Çağdaş Tramvay"-
ın Aksaray - Çarşıkapı bölü-
münde 4 durak bulunuyor.
Çarşıkapı-Aksaray arasındakı
mesafeyi 6 dakikada. Sirkeci-
Aksaray arasınıda 12 dakikada
alacak olan " Çağdaş Tram-
vay" ın her katan 500 kişi taşı-
yacak.
Aksaray'da düzenlenen tö-
rende konuşan, Bayındırlık ve
İskan Bakanı Onur Kumbara-
cıbaşı. ülkemizin demiryolu ve
raylı sisteme uzun süre sırtını
döndüğünü. bu tür hizmetleri
getirmeye çahşanlann da engel-
lendiğini belirtti. Kumbaracı-
başı," Hızlı tramvay, hem çev-
reyi kurtarma açısından hem de
ekonomiye yararh bir proje.
Sayın Sözen'in dedikodulardan
dolayı üzülmemesini istiyorum"
dedi.
İstanbul-Ankara ve İzmir'in
su sorununu kesinlikle çözme
kararlılığında olduklannı belir-
ten Kumbaraabaşı. Galata
Köprüsü'nü de 17 Haziran'da
hizmete açacaklannı söyledi.
Törende bir konuşma yapan
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen de
çevreyi kirletmeyecek, daha
hızlı ulaşımı sağlayacak bir sis-
temi hayata geçirmekten dolayı
mutluluk duyduğunu dile geti-
rerek, şöyle konuştu: "Halkı-
mıza bayram öncesı mütevazı
bir bayram armağanı sunuyo-
ruz. hayırlı olsun. İstanbul nü-
fus ve yüzölçüm bakımından
Avrupa'nm 24 ülkesinden bü-
yük bir kent. Bu kentin sorun-
lanna çözüm getiriyoruz. İşte
hızlı tramva). işte doğalgaz. iş-
te kollektörler. Tarihi dönü-
şümdür bu. İstanbul. tarihi
dönüşümüyaşacak. Hızlı tram-
vay. tunel ve otobüslerle kentin
ulaşım sorununa çözüm getire-
ceğiz. Tramvayı Topkapı'dan
Kabataş'a . Esenler'den Ha-
vaalanı'na ulaştıracağız."
Nurettin Sözen yeni hükü-
metin. bütçelerine tek kuruş
katkıda bulunmadığını. ancak
kendilerine moral verdiğini ve
yollannı açtığını belinerek, da-
ha önce ithal edilen ve çürüme-
ye bırakılan 60 vagonu. bu sis-
teme dahil ettiklerini söyledi.
Sözen. çağdaş tramvayla ilgili
eleştiriler için de " Freni tutmu-
yordeniliyor. Halkımızın aklını
İcanştırmak istiyorlar. ama uta-
nacaklar. halkımızdan özür di-
leyecekler" dcdi.
İstanbul Valisi Hayri Kozak-
çıoğlu da. kentte 1 milyon araç
bulunduğunu. 600 bin aracın
gelişigüzel park ettiğini, 400 bin
aracın dolaşıığmı ve hcrgün 500
yeni aracın trafiğe çıktığını an-
İattı.
HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DA
Devlet Bakanlığı Meteoroloıı'
Genel Mûdüriüğü'nden alınan
Mgiye göre yurdun Kuzeybatı
kesımlen parçaiı çok bulut-
lu. Marmara. Batı Karadenız .
ile Iç Anadolu'nun kuzeyba- \ &
tısı Sdğanak ve gök gûrûitû-
lû sağanak yağı?lı. diğer yer-
ler u bulut/u ve açık geçe-
cek. Hava sıcaMığında önem- _ _
lı bir değışrtlık olmayacak Rûzgâf. güney vebat yönleıden hafif orta kuv-
vette, yagış alan yerlerde yağış anında yer yer kuvvetlıce esecek Van Gölü'nde
hava, u bulutlu ve açık geçecek Rûzgâr, gûney ve batı yönlerden hafif ara sıra
orta kuvvette esecek Göl kûçük dalgalı olacak
Eskrçehır
Istanbul
İ2n«f
Kars
Konya
Mersın
Samsun
Tratoon
ZonguUak
32° 19°
26° 9"
20° 7°
28° 14°
30° 1«°
34° 17°
25° 13°
26° 17°
31° 16°
26° 15°
20° 5°
28° 11°
24° 15°
33° 18°
19° 8°
27° 13°
29° 20°
23° 15°
23° 15°
20° 13°
Amsterdam
Amman
AOtu
Bağdat
8/utael
Cenevre
Frankturt
Leltaşa
Peiersburg
Londta
Kt3ûnö
Mılano
Moskova
MOrah
Oslo
Parıs
Prag
Rıyad
Roma
Vıyana
Zunll
B
A
B
A
y
Y
Y
A
B
B
y
Y
B
Y
B
Y
y
A
Y
Y
Y
17»
31°
26°
37°
Î9°
19°
22°
32°
23°
16°
19°
20°
22°
21°
26°
IV
18?
41°
24°
20°
20°
ray, trkek leknık Genel
Müdürü Mehmet İyigün, Kız
Teknik Genel Müdürü Gönül
Gültekin de görevden ahnacak-
lar arasında bulunuyor. Talim '
Terbiye Kurulu üyeliklerine de,
eski Yayımlar Daireşi Başkanı
Ahmet Gül ile eski İlköğretim'
Genel Müdürü Ömer Açıkel'in
getirileceği öğrenildi. Boş bulu-
nan Okul Öncesı Eğitim Genel
Müdürlüğüne Asuman Ural'ın
getirileceği ifade ediliyor.
Polis
açık »slı A ac* B bulu*j G-gûnes* K-kark S srsk
• Baştarafı 1. Sayfada
mamızı isicdi. Karşı çıktık.
yine dövdülcr. Morgdan cena-
/eyı aldılar. Tepki gösteren
morg görevhsını de dövdüler.
Cenazcyı bir polis aracina yer-
lcştınp gölürdüler. Daha sonra
da bızı alıp başka bir araca bin-
dircrek mezarhğa götürdüler.
Mezarhğa başka kimsenin gir-
mcsine izin vcrmediler."
Gazeıeci Akdemir'in ailesine
haber \erilmeden morgdan alı-
nan cenazesı Gazi ve Turistik
caddelerinden geçirilirken genış
gü\enlik önlemleri alındı. Ak--
demir'in cenazesinın morgdan
alındığını duyan gazetecıler me-
zarhğa gitmek istediler. Ancak
güvenhk güçlen Mardinkapı
Mezarhğı'nda gazetecileri "Siz
niye geldinız? Çekın. gidın bu-
radan" diye karşıladı \e mezar-
lığa sokmadı.
Dıvarbakır Bağımsız Mıllet-
vckili Hatip Dicle. gazeıeci Ha-
fız Akdemir'in cenazesinin aile-
sının bılgısı dışında polisler.
tarafından morgdan kaçınla-
rak gömüldüğünü söyledi. Dıc-
le bu da\ranışın suç olduğunu.
konuyla ilgili yetkililere suç du-
yurusunda bulunacaklannı
kavdetıi. Dicle özeile şunlan
söyledi:
"Özgür Gündem Gazetesi
yöneticileri öncülüğünde Ak-
demır için bir tören yapılacaktı.
Biz de bu törene destek vere-
cektik. İki günden beri emniyet.
müdürü ve vah nezdindc giri-
şimlerde bulunduk. mılletvekili
olarak sorumluluk duyduğu-
muzu anlattık. Cenazenın ba-'
nşçı bir şekilde toprağa verile-.
ceğini ancak bu olaya lepkisiz
kalamayacağımızı söyledik..
Yetkililere güvenlik güçlerinın
tören sırasında herhangı bir
provakasyona girişmemeleri
konusunda da uyanda bulun-
duk. Kitlemize hâkim olduğu-
muzu ve olay çıkmayacağı
konusunda da garantı verdik.
Buna karşın cenazenin ailenin
iradesi dışında alınıp Mardin-
kapı Mezarhğı'nda yine polisler
tarafından toprağa verildiğini'
öğrendik. Oysa ailesi yann (bu-
gün) cenaze namazı kıhndıktan
sonra Hafız'ı doğum yeri olan
Lice'de toprağa vermek istiyor-
du. Ortada şu anda bir suç var.'
Cenaze. ailenin bilgisi dışında
gömülmüştür. Aile yetkili ma-
kamlara suç duyurusunda bu-
lunacak. Aynca tekrar kabir-
den cıkanlarak Lice'de toprağa
verilmesi konusunda dilekçe
verilecek. Cenazenin kaçınlma-
sı aileyi ve halkı tahriktir. Biz'
devreden çıktık. Bundan sonra
meydana gelebilecek olaylann.
sorumlusu Olağanüstü Hal
Bölge Valisi Ünal Erkandır."
Demirel: Niye
kaçırsınlar?
Başbakan Süleyman Demirel.'
Akdemir'in cenazesinin kaçınl-
madığını savundu. Demirel An-
kara da gazetecilerin sorusunu
yanıtlarken şöyle konuştu:
"İki saat evvel. Olağanüsıü
Hal Valisi ile konuştum. Yok
böyle bir şey. Niye kaçırsınlar ya-
ni? Yalnız. cenazeyi bahane edip.-
orada bir asayişsizlik meydana
getirmenin yanlış olduğunu söy- •
lemiş. Ailesine söylemiş. herkese
söylemış vah. Cenaze acı bir şey.
Kım olursa olsun bu ülkenin in-
sanlannın öldürülmesını şıddetle.
nefretle karşılıyoruz. Ama ol-
muş. Olunca da bunu bir olay
haline getirip halkın huzurunu.
kamu düzenini bozmak yanlış-
tır."
Tepkiler
fstanbu'da da Çağdaş Gazete-
ciler Cemiyeti önünde dün sabah
toplanan bir grup gazetecinin İs-
lanbul Valilıği'ne kadar yürünıe
ısteği emniyet güçlcrince engel-
lcnmek istendi. Gazei(xilcrin
"Bizim basın merisubu olarak
can güvenhğimİ7 yok. Validen
can gü\enliğimizin sağlanmasını
isteyeceğiz" diye direnmeleri üze-
rinc Emniyei Müdür Yardımcısı
Vedat Cem bir süre sonra kaldı-
nmdan yürümcleri koşuluyla izin
verdi.
Alkış luıarak valiliğin önüne
gclcn grup adına konuşan ÇGD
Yönetim Kurulu üycsi Fahri
Alakent gazetecı Hafız Akde-
mir'in gerçekleri sonuna kadar
savunan ve doğunun kcndine öz-
gii koşullan içinde gerçeklerdcn
ödün vcrmcdcn mesleğinı yerine
gcıırdığını söyledi.
însan Haklanndan Sorumlu
Devlel Bakanı Mchmci Kahra-
man da dün Ankara'da düzenlc-
dığı basın toplantısında Akde-
nıır'ın öldürülmesinın. demokra-
tıkleşme hareketini cngellcmc vc
toplumsal düzcnı bozma çabalan
gösıcrenlcr larafından gerçeklcş-
tınldığıni bclirlcrck. "Hükümeti-
nıı/ ııısan haklan. hukukun üs-
lünlüğü vc dcmokrusının gelişip
güçlcndınlmcsi hedctlndcn asla
uı\ı/ vcmıcvccekiır" dcdi.