Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 H-AZİRAN1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
İzmir'de ekmek
1.500 lira
• İ Z MİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Serbest bırakılan
ekmek satış fıyatlan gramajı
arttınlarak\enıden
bçlirl<endi. fürkıve Ekmek
Şanayıi İşverenlerSendikası,
İzmir'de 340 gram ekmeğın
1.500 lıradan satılmasını
kararlaştırdı.
Alaton GYİAD'dan
istifa etti
• Ekcoomi Servisi - Leyla
Alaton başkan vardımcısı
olduğu G YİAD'daki
görevkrinden istifa etti.
Alaton. açıkJamasında "9
haziran sah günü Milliyet
gazetesinin baş sayfasında
y ay ımlanmış olan, yönetim
kurulu onayı olmadan ve
yönetim kurulu karan
olarak basınayollanan
GYÎ AD bildirisinden
ancak gazeteyi elime
aldığımda haberim oldu.
Şaşkınlık içindeyim veçok
üzgünüm. Dolayısiyle
GYİAD Yönetim Kurulu
ü\eliğinden ve başkan
yardımcılığından istifa
ettiğimı üzülerek
bıldiririm"dedi.
GYİAD'ın bıldırisinde,
"Son günlerdeTürk iş
âlemindeçok belirgin bir
karamsarlık \ e bezginlik
hâkimdir. Bunun temel
nedeni. bir tiirlü rayına
oturamayan ekonomidir.
Burada gittikçe artan faizler
ve dövizin durdurulamayan
yükselişi "birkaos
ortamına mı gidiyoruz"
sorusunu ortaya
atmaktadır. Gerçekten de
bırçok sanayi kuruluşu
artık satışiannı yapamaz
hale gelmıştir " denıyor.
Unilever'de
toplusözleşme
• Ekonomi Senisi - Petrol-İş
Sendikası ıle Le\er-İş ve
Elida Kozmetik arasında
imzalanan toplu iş sözleşmesi
ıle işcı ücretleri 9 milyon 700
bınlırayaçıkartıldı. Unilever
Holding'e bağlı bu
işyerlerindeçalışan toplam
673 işçinin sözleşme öncesi 5
milyon 200 bin lira olan,
ücretlen. ikinci yıl
zammındansonra 14 milyon
821 bın lıraya çıkacak. Toplu
iş sözleşmesınde yakacak
parası 4 milyon. izin parası 4
milyon, bayram parası 1.5
milyon lira olarak belirlendi.
Memur raporuna
ikinci onay
• ANKARA(AA)-İstirahat
raporu alan memurun
amirinınilsağlık
müdürlüğüne başvurması
halinde. rapor verilen kişi,
aynı branştabirdiğerhekime
tekrarmuayeneettirilecek.
İkıncı muavenesonucunda
rapor teyid edilmediği
takdırde. ilk raporu veren ve
tasdik edenler hakkında
\asal işlem uvgulanacak.
ŞİRKETLERDEN
HABERLER
• MLDLRNL 42 satış
mağazasını İstanbul
Çiftehavuzlar'da hizmete
açtı. Mudurnuyeni
mağazasında temızlenmiş ve
paketlenmiş pilicin yanı sıra
ta\ uk etinden imal edilen
sucuk. salam. sosis, bonfile,
şiş. pirzola gibi çeşitli tavuk
iirünlerini vakumlu
ambalajlarda satışa sunuyor.
• BRİSALastık
Fabrikası'na, TSE ve Milli
Kalite Konseyi tarafından
"TS-ISA-9001" kılite belgesi
verildi. Türkiye'de halen 6
kuruluşun almaya hak
kazandığı belge, başta
A\ rupa olmak iizere,
dünyanın pek çok ülkesinde.
ithalatçı fırmalar tarafından,
ürünün kalitesi için yeterli
referans anlamına geliyor.
• HILLSIDECLLB Genel
Müdürü Edıp İlkbahar,
01 02.1992 tarihinde Alarko
HoldingTuristik İşletmeler
Grup Koordinatörü
görevineatandı.
• TEMPO Denizcilik A.Ş.
ileRusya'dan Volga Don
River şirketi 750 milyon lira
sermayeli ortak şirket kurdu.
Şirkette Rus fırma 375
milyon liralık pay alırken,
Tanpo Denizcilik 20 milyon,
Uğur Mete Soyak 115
mîyon, Hakan Karakaya ve
Kıan Soyak da 120*şer
mJyon liralık pay edindi.
• GÜNEŞ SIGÖRTA yeni
t»rürünüdaha
sitortalılannın hizmetine
sındu. Seyahat sigortasının
i-SEr yurt dışında ister yurt
Uçnde ferdi olarak veya tur
oçanizasyonlan dahilinde
yipılacak tüm yolculuklarda
gçerli olduğunu belirten
yekililer, yeni ürünün
neervasyon ıptalinde, para
v/ccek kaybında, üçüncü
şaiıslara verilen zararlarda.
tsetavi masrafları ve hastane
gşlerleri, sürekli sakatlık
tvlınde temınatverdiğıni
ldi]
Irak -Türkiye boru hattının açılması için yürütülen görüşmelerde bir sonuç alınmadı
Petrol boru lıattı çıkmazdaDışişleri kaynaklan boru hattının açılması için BM temsilci-
leriyle Irakh yetkililer arasındaki son görüşmelerden bir so-
nuç aünmadığını kısa sürede de alınamayacağını belirttiler.
ABD, İngiltere. ve Fransa tarafından Türkiye'yi dışta bı-
rakan ikinci bir boru hattı kurulması olasıhğı ise Dışişle-
ri kaynaklan tarafından 'spekülatif olarak nitelendirildi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Körfez krizi döneminde
Birleşmiş Milleüer (BM) Gü-
venlik Konseyi'nin Irak'a karşı
yaptınm kararlan çerçevesinde
kapatılan Irak-Türkiye petrol
boru hattının açılması çıkmaza
gjrdi. Dışişleri kaynaklan, boru
hatünın açılması için Iraklı yet-
kililer ile BM temsilcileri ara-
sında yürütülen son görüşmede
de bir sonuç alınamadığını be-
lirterek"Mart ayı sonundaki
görüşmelerde olumlu bir hava
doğdu, ama bir şey çıkmadı.
Şimdilık çıkmaz da" değerlen-
dirmesini yaptılar. Aynı kay-
naklar, Türkiye dışında ikinci
bir boru hattı kurulma olasıbğı-
nı "spekülatif diye nitelediler.
Dışişleri kaynaklan. boru
hattının açılmasının Irak'ın
BM Güvenlik Konseyi kararla-
nnı kabul etmesinden geçtiğine
işaret ederek "Ancak şu ana ka-
dar kabul etmediler" dediler.
Bu yönde birtakım görüşmeler
gerçekleştiğine de işaret eden
kaynaklar "BM He Irak arasın-
da birtakım müzakereler yapıh-
yor. Yalnız bunlar çıkmaza gir-
di. En son mart ayı sonunda
buluştular. Olumlu bir hava
doğdu, bir anlaşma ümidi belir-
di, ama bir şey çıkmadı" dedi-
ler.
ABD, İngiltere ve Fransa'nın
Türkiye'yi atlayan ikinci bir bo-
ru hatü kurulmasını istediği yö-
nündeki duyumlan, Dışişleri
çevreleri şöyle degerlendirdi:
" Nasıl yapılacak ki? Tür-
kiye'yi atlayan bir boru hattını
nasıl yapacaksınız? Spekülas-
yon herhalde. Zaten bunun
mantığı da yok. Irak'a karşı
BM Güvenlik Konseyi karannı
kabul ettiren bunlar. Irak'ın
petrolü belli şartlarla ihraç et-
mesini isteyen onlar. Haar hat
varken niye başka yere kursun-
lar? Zaten boru hattını kurmak
da kolay iş değil."
Aynı kaynaklar, bu konuda
bir dizi spekülasyon yapıldıgı-
nı, hatta Irak'ın büe dönem dö-
nem bunu beslediğini belirterek
"Irak, 'Suudi Arabistan üzerin-
deki boru hattından gönderece-
ğim' diyor.
Suriye ile aralannda eski bir
boru hattı var, 'onu kullana-
cağım' diyor, ama bunlann
hepsi, ash astan çıkmayan spe-
külatif şeyler"dedi.
DemireFe kartyerine bordroEkonomi Servisi - Grevdekı
tanm işçileri ile Bakanlar Ku-
rulu karanyla grevleri ertelenen
TİGEM işçileri dün topluca
bayram kartı yerine bordrolan-
nı Meclis'e postaladılar. Top-
lam 25 bin 600 tanm işçisi, Baş-
bakan Süleyman Demirel, Ba-
kanlar Kurulu üyeleri ve siyasi
parti liderlerine gönderdikleri
bordrolannın arkasına yazdı-
klan mesajlarla hükümeti kı-
nadılar.
Jstanbul'da Tanm ll Müdür-
lüğü işyerlerinde on dört gün-
dür grevde bulunan işçiler
Kadıköy Postanesi'nde topla-
narak "Seçim öncesi 'emeğin
hakkını vereceğiz' diyerek vaat-
te bulunan koalisyon ortaklan-
na sözJerini hatırlatmak için
buradayız" dediler. "Sayın
Başbakan'a maaş bordrolan-
mızı bizlerin sorunlanna ve is-
temlerine bu denli duyarsız
kaldığı için bayram tebriği yeri-
ne yolluyoruz" diyen işçiler, hü-
kümeti, toplusözleşmelenn so-
nuçlanması için harekete geç-
meye çağırdılar. İşçiler, bordro-
lannın arkasına yazdıklan me-
sajlarda hükümete kırgınlık-
lannı dile getirdiler. 25 yıllık
tanm işçisi Mikail Kuyulu
bordrosunun arkasına yazdığı
mesajda Başbakan Demirel'e
şöyle seslendi: "Sayın Başbaka-
nım ben 25 yıllık tanm işçisi-
yim, ne acıdırki ilk kez, üstelik
Tanm işçileri hükümete ve siyasi parti liderlerine bayram tebriği yerine bordrolamu gönderdiler.
"Umudumuz Baba' derken grev
yaşıyonız. Böyle bayramı ben
neyleyım, sizin bayramınızı en
içten duygularla kutlanm."
Tanm-Iş Sendikası Başkan-
lar Kurulu'nda abnan karar
doğrultusunda tanm işçileri
bayramın ikinci günü DYP ve
SHP il ve ilçe başkanlıklanna
buğday başağından yapılmış
çelenkler götürerek ziyarette
bulunacaklar. TİGEM işçileri
ile Tanm Bakanlığı Personel
Genel Müdürlüğü merkez ve
taşra işyerlerinde yasa gereği
grev dışı kalan işçiler fazla me-
saiye kalmayacaklar. Tanm-İş
Sendikası'nın 76 ildeki temsilci-
lerinin, bayram sonrası hükü-
met yetkilileriyle yapacaklan
görüşmeden sonuç almamazsa
Türkiye çapında 25 bin 600 ta-
nm işçisi Ankara'ya yürüyecek.
Öte yandan Danıştay'ın, Ba-
kanlar Kurulu'nun TİGEM
grevini erteleyen karanna karşı
Tanm-İş Sendikası'nın açtığı
davada hükümete tanıdığı sa-
vunma süresi bayramdan sonra
doluyor. Hükümet, bayram-
dan sonra TİGEM grevinin er-
telenmesine ilişkin savunmasını
Danıştay'a iletecek.
Asil Nadir 'kısmen' aklandıEDtP EMÎL ÖYMEN
LONDRA - Asil Nadir'in
"Polly Peck"ten zimmetine pa-
ra geçirdiği iddiasıyla hakkında
dava açan "Ağır Dolandıncıbk
Bürosu"nun öne sürdüğü 69
suçlamadan 46'sını mahkeme
"geçersiz bularak" düşürdü.
Böylece Asil Nadir aleyhinde
20 adet "hırsızlık" ve 3 adet de
"hileb muhasebe" suçlaması
kaldı. Asil Nadir'in. kendisine
yöneltilen suçlamalan yanıtla-
yabileceği duruşma ancak mart
1993'tebaşlayabilecek.
"Ağır Dolandıncıhk Bü-
rosu"nun Asil Nadir aleyhinde
getirdiği suçlama sayısı bir ara
76'ya yükselmiş, ancak bunla-
nn 7'sinden geçen şubat ayında
vazgeçilmiş, geriye 69 suçlama
kakruştı. Evvelki günkü mah-
keme karan ile 46 tanesinden
daha vazgeçilmesiyle Asil Na-
dir, zimmetine geçirdiği iddia
edilen 150 milyon sterhn tuta-
nndaki miktann yaklaşık 120
milyon sterlinlik bölümünün
hesabını vermekten kurtulmuş
oluyor.
Asil Nadir hakkında açılan
davalardan ilki olan "zimmet
davası"nda yargıç olarak ata-
nan Yüksek Mahkeme İcra-
İflas Dairesi'nden Sir Richard
Howard Tucker, Polly Peck'-
ten, Kuzey Kıbns'ta Asil Na-
dir'in sahibi olduğu Kıbns En-
düstri Bankası'na ya da Jersey
Adası'nda Unipac paketleme
şirketine gönderilen paralann
"Polly Peck'in yasal sorumlulu-
ğu çerçevesinde aktanldıgı ve
Asil Nadir'in görevini kötüye
Mahkemeden çıkan Asil Nadir mutlu görünüyordu.
kullandığının öne sürüleme- du.
yeceği" karanna vardı. Ağır
Dolandıncılık Bürosu adına id-
dia avukatı ise söz konusu mik-
tann Polly Peck işlemleri için
değil, Asil Nadir'in kişisel iş-
lemleri için aktanldığını savun-
Asil Nadir, aleyhindeki suç-
lamalann sayısını azaltmak için
şubat ayında mahkemeye baş-
vunnuştu. Öte yandan zimmet
davası için atanan yargıç Tuc-
ker'ın da suçlama sayısının
azalülmasından yana olduğu
biliniyordu. Yargıç Sir Richard
Tucker, şubat ayında Asil Na-
dir aleyhindeki iddialann en
fazla 10 kalemde toplanması-
nın yararlı olduğunu söylemiş
ve "Eğer ortada bir suç varsa ve
bu, 10 iddia ile saptanamıyorsa
20 iddia ile de saptanamaz. İd-
dianamede iddia enflasyonu is-
temiyorum" demişti. Yargıç,
karmaşık fınansal davalarda
dahi jürinin karannın esas ol-
duğunu vurgulamış ve Asil Na-
dir davasının "kısa sürmesi ve
külfetli olmaması gerektiğini"
söylemişti.
Yargıan bu sözlerine karşın
duruşmanın altı aydan kısa sür-
mesi beklenmiyor.
Asil Nadir, şubat ayında ke-
sinleşen mahkeme karan ile ha-
len her pazartesi akşamı semt
karakoluna gıderek imza atı-
yor. Pasaportlanna pobs el
koyduğu için ülke dışına seya-
hati mümkün değil.
Arahk 1990'da karar-
laştınlan 3.5 milyon sterlin ke-
faîetle serbest dolaşıyor. İflas
etmiş sayıldığı için de mahkeme
kişisel yaşamını sürdürecek ka-
dar bir harçhk (haftada bin
sterlin = 10 milyon b'ra) sap-
tamış durumda. Ancak dava-
lan için avukat masraflannı
nasıl ödemeye devam ettiği
hakkında açıklama yapılmış
değil.
Asil Nadir'in borsa aracı fır-
malan ve bankerlik kuruluş-
lanna olan borcunun 85 milyon
sterlini bulduğu söyleniyor.
Buna ek olarak Polly Peck
kayyımlan kendisinden 378
milyon sterlin talep ediyor.
Ege Seramik
Pavarotti'siz
kutlama
Ekonomi Senisi - Ege Se-
ramik 20'nci kuruluş yıldönü-
münü Pavarotti'siz kutladı.
Sesi kısılan ünlü tenorun
Türkiye'ye gelişini 21 hazira-
na ertelemesi nedeniyie Pava-
rotti'nin sponsorluğunu ya-
pan Ege Seramik'in kuruluş
yıldönümü sade bir resepsi-
yonla kutlandı. İlk planlama-
ya göre Pavarotti'nin 9 hazi-
randa vereceği konser önce-
sinde Ege Seramik'in S hazi-
randa yapılacak kuruluş
yıldönümü resep.'iyonuna da-
vetli olarak katılacağmı hatır-
latan Ege Seramik Basın
Danışmaru Cüneyt Koryü-
rek, tenorun sesinin kısılması
ve Türkiye'ye geliş tarihinin
ertelenmesi üzerine resepsiyo-
nun Pavarotti'siz yapıldığını,
firmanın sponsorluğunu üst-
lendiği konserin ise 21 hazira-
na ertelendiğini söyledi. "So-
nuçta Pavarotti de bir insan.
Şimdiki planlamaya göre
konser 21 'inde olacak ama ye-
ni bir aksilik, bir ses kısıklığı
veya üşütme tarihi yine ertele-
tebılir" diyen Koryürek, teno-
run yokluğunun resepsiyonun
başansına gölge düşürmediği-
ni söyledi.
Resepsiyona 580 davetliden
yaklaşık 400'ünün katıldığını
bebrten Koryürek, Bakanlar
Kurulu toplantısının aynı gü-
ne rastlaması nedeniyie ba-
kanlann katılımının mümkün
olmadığını, diğer davetlilerin
ise bayram tatilinden yarar-
lanmak amaayla İstanbul dı-
şına çıktıklan için resepsiyona
gelemediklerini anlattı. İş
dünyasından geniş bir katılı-
mın olduğu resepsiyonun Ege
Seramik'in son 10 yılda ger-
çekleştirdiği büyük yatınmın
sembolik olarak kutlanması
için de yapıldığını belirtti.
TİSK'ten
ILO'ya
şikâyet
CENEVRE (ANKA)- Türki-
ye İşverenler Sendikası
(TİSK) Genel Sekreteri Kubi-
lay Atasayar. hükümeti Ulus-
lararası Çalışma Örgütü'ne
(ILO) şikâyet etti. Demokra-
tikleşme için en doğru uygula-
manın hükümet-işçi-işveren
dayanışmasına dayalı üçlü sis-
tem olduğunu belirten Atasa-
yar, hükümetin kendi siyasal
gücünü bu dayanışmanın
önüne geçirdiğini söyledi. Ce-
nevre'de sürmekte olan 79'-
uncu Uluslararası Çalışma
Konferansı'na işveren delege-
si olarak katılan TİSK Genel
Sekreteri Atasayar dün yaptı-
ğı konuşmada, Türk işveren-
leri olarak ILO'nun başlattığı
demokratikleşme sürecinin iş-
lemesi için gösterilen çabalan
desteklediklerini belirtti. Ata-
sayar bu sürecin kesintiye uğ-
ramaması için tüm uluslara-
rası örgütleri teröre karşı
çıkmavaçağırdı.
EKONOMIYE BAKIŞ
TANER BERKSOY
İstikrar ve
Yerel seçimler ve İzmir iktisat Kongresi, son günlerin en
önemli iki olayı. Her ikisi de, çok sayıda insanın katıldığı,
konuşarak ya da oy vererek ülke sorunları hakkında görüş
bildirdiği ortamlar yarattı.
Geniş katılımlı süreçlerde görüşler ve eğilimler farklıla-
şıyor. Budoğal. Demokrasigelişipözgürlükler daha geniş
olarak kullanıldıkça farklılaşma da artacak. Bu kez de öyle
oldu. Hem kongrede hem de yerel seçimlerde ülke insan-
ları farklı düşünceler, tercihler ve eğilimler sergilediler.
Kongre ve seçimler birbirleriyle doğrudan bağlantılı
olaylar değil. Bir araya getirilip ortak bir yorumla değer-
lendirilmeleri de çok güç.
Ama bu kez her iki olayda da katılımcıların ortak bir eği-
lim sergilediklerini ve buradan hareketle sorunlarımızın çö-
zümü için ortak bir payda üretmemizin mümkün olduğunu
düşünüyorum. Konuları ve kapsamlarının çok farklı olması-
na rağmen, kongre ve seçimlerden, toplumun istikrar ve uz-
laşmadan yana olduğu şeklinde ortak bir eğilim üretmek
mümkün.
Kongre, ekonomiyle ilgili sorunlarla sınırlıydı. Bu bağ-
lamda istikrar ve uzlaşma temaları sayısız kez gündeme
geldi, tartışıldı. Ekonomik sorunların aşılmasında ve gele-
ceğe dönük çözümlemelerin üretilmesinde istikrarm bir
ön koşul olduğu ve zorlamalardan çok, uzlaşmanın etkin
sonuçlar vereceği altı çizilerek vurgulandı.
Yerel seçim sonuçlarından da aynı eğilimi sezmek
mümkün. 20 Ekim seçimleri, siyasal platformda istikrar ve
uzlaşma tercihinin belirgin biçimde ortaya çıktığı bir oy
dağılımıyla sonuçlandı. Toplumun bu yöndeki güolü eğili-
mi, kırk yılın rakip ve uzlaşmaz iki siyasi partisini bir araya
getirip hükümet olmaya zorladı. 7 haziran yerel seçimleri,
seçmenlerin istikrar ve uzlaşmadan yana olan tercihleri-
nin sürdüğünü ve koalisyonun bu yöndeki çabalarının ar-
tan bir destek sağladığını gösteriyor.
istikrar ve toplumsal uzlaşma, duygu ve düşünce haya-
tında oluşması kolay, uygulamada ise oldukça zor ve so-
runlu süreçler. Çatışan istekler, çelişen çıkarlar, değişik
ideolojiler bu güçlükleri besliyor. Hele bizdeki gibi yıllar
süren cepheleşmeler ve bunlann beslediği gereksiz düş-
manlıklar da varsa, istikrar ve uzlaşma neredeyse olanak-
sız hale geliyor. Dolayısıyla, toplumun eline geçen her
fırsatta istikrar ve uzlaşma eğilimini sergilemesi, hem çok
önemli hem de mutlaka sahip çıkılması gereken bir tavır.
Toplumdaki istikrar ve uzlaşma ortak paydası, koalisyon
hükümetine önemli bir görev yüklüyor. Ama güzel de bir
fırsat veriyor. Oengeli ve uzlaşmacı olduğu sürece kendi-
sine açtığı kredinin devam edeceğini söylüyor toplum.
Bakın bir örnek vereyim. Ekonomide kısa sürede aşıl-
ması gereken bir istikrar sorunumuz var. Enflasyon istik-
rarsızlığın temel göstergesi. Ama uzlaşma olmadıkça is-
tikrarsızlığın aşılması çok güç. Enflasyonu dizginlemek
için çok sayıda teknik çözüm üretmek mümkün. Her çö-
züm bazı yükler getiriyor ve bunu toplumun değişik kesim-
lerine farklı biçimde dağıtıyor. Güçlükler de burada ortaya
çıkıyor zaten. Hiçbir kesim, bu yükleri tek başına omuzla-
mayı istemiyor. Tersine, herkes yükü başkasına yükleme
eğiliminde.
Teknik çözümlerden birisini seçip uygulamak Iktidarın
isi. Uzlaşmacı olmayan, baskıcı, buyurgan iktidarlar, yükü
genellikle çalışanların sırtını yüklüyor. Şimdiye dek bizde
de böyle oldu. 1980li yıllardaki istikrar arayışlarının fatu-
rası, ücretli ve maaşlı kesime yüklendi. Zor ve baskı yoksa
bu çözümü sürdürmek olanaksız. Bizde de sürdürülemedi
zaten. Toplumsal uzlaşma zorunluluğu da burada devre-
ye giriyor.
Son iki olayın temel bildirisi koalisyon hükümetine ula-
şabilirse, önümüzde siyasal ve ekonomik istikrara dönük,
yüklerini paylaşma konusunda uzlaşabileceğimiz bir dö-
nem olacak. B. nu hükümet ve sivil toplum örgütleri sağla-
yacak. Bu fırsaiı yitirirsek istikrarsız ve uzlaşmaz bir top-
lum olmayı sürdLreceğiz. Bunun da kimseye uzun süre
yar olmayacağını bilecek kadar deneyim sahibiyiz diye
düşünüyorum.
Tütün ekicileri şikâyetçi
TÜGSAŞ ve KBfye
clava açanlar arüyor
CEMtL CİĞERİM
SAMSUN - Türkiye Gübre
Sanayi A.Ş. (TÜGSAŞ) ile Ka-
radeniz Bakır İşletmeleri (KBİ)
aleyhine tütün ekicileri tarafın-
dan açılan dava sayısı 35OO'ü
buldu. Istenen tazminat mikta-
n da 35 milyar lira ile rekor dü-
zeye ulaştı. Sanayi ve Ticaret
Bakanı Tahir Köse, hiç zarar
görmeyen insanlann da ku-
rumdan tazminat aldıklarını
saptadıklannı söyleyerek Ada-
let Bakanlığı'ndan müfettiş is-
tediklerini bildirdi.
Atmosfere yılda 100 bin ton
asit üretimine denk gelen SO;
(kükürt dioksit) gazı salan ve
tanm ürünlerini olduğu kadar
insan sağhğını da olumsuz yön-
de etkileyen Karadeniz Bakır
İşletmeleri ve Türkiye Gübre
Sanayi A.Ş., 1991 ürünütütun-
lere verdiği zarardan dolayı ag-
lan tazminat davalannda ra-
kamlann rekor düzeye ulaşma-
sı nedeniyie ödeme sıkıntısı içi-
ne düstü. Türkiye Gübre Sana-
yi'nin bir üst düzey yetkilisi
çevreye zarar vermemelerine
karşın yıllar önce imzalanan bir
protokol üzerine hemen yanla-
rında olan Karadeniz Bakır lş-
letmeleri'nin çevreye yavdıjı
kükürt dioksit gazları yüzün-
den tazminatı ortak olarak
ödediklerini söyleyerek "Hak-
sız yere tütün ekicilerine tazmi-
nat ödeyen bir müesseseyiz. Bu
konuda biz çok rahatsızız. Ka-
radeniz Bakır Işletmesi'ni de
karalamak istemiyorum. Biz
kendimizden sorumluyuz. Olay
artık çok büyük boyutlara ulaş-
tı. Ödemek zorunda kaldığımız
tazminat miktarlan karşısında
fabrikalar hakikaten kapanma
noktalarına kadar geldi. Biz
çevreye zarar vermiyoruz. Çün-
kü rehabilitasyon geçirdik.
Fabrikamızın çevresi yeşillik-
lerle doluyken çiçek, çüek bile
yetiştirirken zarar verdiğimiz
iddiası bana göre saçmadır"
dedi.
Tktisat
Koıiüjresi
Ekonomi Servisi- 3.İzmir İktisat Kongre-
si'nin sonuçlan, siyasi partilerin kongreyi iz-
leyen temsilcilerinin katıldıklan değerlendir-
me paneh'nde tartışıldı. Siyasi parti sözcüleri.
Özal-Demirel çatışması çerçevesinde model-
de birleşip. ekonominin olumsuzluklannda
bir diğerlerinin iktidar uygulamalannı suçla-
dılar.
ANAP temsilcisi Işın Çelebi koabsyon hükü-
metinin uygulamalan ile ekonomik sorun-
lann büyüdüğünü öne sürdü. Ekonomideki
Ozal-Demirel tartışması partilere yansıdılerinin yapısal sorunlan derinleştirdiğini
söyleyerek, 'Bugünkü kuşaklar 10 yıllık poli-
tikalann yarattığı ağır enflasyon, işsizük. çok
ağır borç yükünü ödemek zorunda bırakıl-
mışlardır' şeklinde konuştu. DYP sözcüsü.
10 yılın ekonomik istik-
rarsızbğının sürpriz değil |
bir siyasal tercih olduğunu |
savundu. Sanayileşmenın
kendi haline bırakıldığını.
kamu açıklannın. enflasyo-
10 yılda gelir dağılımındaki bozukluğa. enf-
lasyon kadar sivil toplum örgütsüzlüğünün
yol açtığını söyledi. Dışa açılmanın bedelini
orta ve küçük gelır gruplannın ödediğini anı-
msatarak dönemin sonuçlannı özetledi:
3.îzmir îktisat Kongresi sonuçlanmn değerlendiril-
sıyası
DSP sözcüsü koabsyon hükümetinin de
ANAP'ın açmazlanndan çıkamadığını, eko-
nomik ve mali disiplini sağlayamadığını sa-
vundu. Pobtik kaygılann ekonomik kaygı-
lan geçmemesi gerektiğini vurgulayarak.
halkın enflasyon ve dur-
jgunluğa dayanmaya
daha fazla tahammülü-
nün kabnadığını söyledi.
Uygulanmakta olan
ekonomik modele tek
belirtti. SHP'nin sözcülüğünü yapan Algan
Hacaloğlu son on yıbn ekonomimiz, demok-
rasimiz ve insanımız için kayıp yıllar olduğu-
nu söyledi.
AT ile entegre olmamız gereken süreçte.
ekonomik düzen ve bütün dengelerin üretici,
işçi. sanayici aleyhine geliştiğini vurgulaya-
rak, dönemin karakteristiğini, 'çarpılan gelir
dağılımı, kronikleşen enflasyon olarak tanım-
ladı.
Hükümetin, demokratikleşme, sivilleşme,
bebrsizbklerin Osmanlı dönemine benzer bir nun vahim ölçülerde bü-l Şirkeil, e k o n o m i n i n OİUmSUZ gldlŞindeil birbirlenni lktl-|aykın görüş getiren Re- ekonomik istikran bir paket olarak hedef
büvük dureunlueu varatüeını öne sürdü. vüdüaünü belirterek. döne-i Anr-An\rî ı n r n n l n m n 1 n n « a r l a n i \ ^ o^ı^.lr.^ltlo*- :fah Partısi sözcüsü Doc. aldıânı savundu. 80'li vıllarda. 70'li vıllannbüyük durgunluğu yaratüğını öne sürdü.
'Benim oğlum bile harçbğını benden dolar
olarak istemeye başladı' dedi.
Türkiye'de makroekonomik dengelerin
yeniden kurulması ve bebrsizliklenn ortadan
kaldınlması zorunluluğu olduğunu ıfade
eden ANAP sözcüsü, sürekli, tutarb, kredi-
bibtesi yüksek, gerçekçi, ekonomik ve iktisat
bilgisi ile beslenmiş programlann şart oldu-
ğunu savundu.
DYP sözcüsü Doç. Tevfık Ertüzün ise geç-
miş on yılın politikalan ve ekonomik tercih-
, . ....... e
| dardakiuygulamalannedeniylesuçladılar.
mın karaktenstıgını rantJ ^~_ » ^
ekonomisi, üretim yok,'
vüksek enflasyon var' şeklinde tanımladı.y y ş
Serbest pıyasa ekonomisinın doğru bir tercih
olduğunu, ancak son derece yanlış program-
larla devletin egemenbği ve belirleyiciliğinin
artınlmış bulunduğunu anlattı. Yanlış politi-
kalann bedellerinin çok ağır olarak bugüne
yansıdığını savundu.
İktisat Kongresi'nin değerlendirmesini
DSP adına yapan Prof. Nami Çağan, geçen
'Devlet büyümüştür. Kamu gider-gelir
dengesizliği enflasyonu körüklerken, özelleş-
lınne sloganlannın arkasında kamuda
%30"un üzerinde bir personel artışı olmuş-
tur.
İstikrar beklenirken, programsız makroe-
konomik hedefler sunulmuştur. ANAP aç-
maza düşmüştür. Ekonomik ve mali disiplini
sağlayamamıştır."
;fah Partısi sözcüsü Doç.
jAbdullatif Şener. İktisat
Kongresi'ni karar
alınmış bir programın onaylanması olarak
değerlendirdi.
Batı patentli bilimın. Batı merkezli modelı.
düzeni onayladığını öne sürerek. doğrulann
zemininin her yerde aynı olmadığını savun-
du."İzmir İktisat Kongresı'nde kabul edilen
kararlar tarlışması? değildir' dedi. ANAP'ın
gitmesi. koalisyon ıktıdannın gelmcsı ıle ckı -
nomik modelde değışen bir şey olmadığtnı
aldığını savundu. 80'li yıllarda, 70'li yıllann
sanayileşme kapasitesinin tüketildiğini söy-
leyerek, 2000'li yıllara AT standartlannı he-
def alarak hazırlanma gereğıni anımsattı.
MÇP sözcüsü ise, Türkiye'nin siyasal ve
ekonomik hedeflerinin büyük tutulması ge-
reği üzerinde durdu. Türkiye'nin lider devlet
olma şansını yakalaşmış bulunduğunu, bu
fırsatı kaçırmaması gerektiğini savundu.
Türk ckonomisinin hedefınin Türki cumhu-
rıyctlerlc bütünleşme olması gcrektiğıni öne
üdii