15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19MAYIS1992SALJ 12 DIZI-YAZI Turk senmayesi İpek Yolu'nda ABOURRAHMAN YILDIRIM ve BÜl£NT KEANUK ara$tirdl Kırgızistan'da adaııı başına 2.3 koyun Cumhuriyetler istihbarat alışverişinde Geçmişte Soyvetler Birlığı ıle iş yapan Türk şirketlen. bağımsızlıklannı kazanan Türk cumhurivetlerinde büyük avantaj yaşıyorlar. Bugün bu cumhuriyetlerde Avrupa ve Ameri- kalı işadamlannın da birkaç adım önünde bu- lunan Türk şirketlerinden biri Bumerang Holding. Batı için bilinmeyeni en çok olan Türk cumhuriyetlerinden Kırgızistan'da, Pro- moto adlı dış licaret şirketı ile önemli projelere imzasını atan kuruluş. bu ülkeyi bır üs olarak kullanıp, diğer cumhuriyetlere açılmarun pro- jeksiyonunu hazırbyor. Promoto Genel Müdürü Kamil Boduroğlu, yabancı yatınmcılann henüz tanıyıp keşfetme- ye başladıklan Kırgızıstan'a 2,5 yıl önce gire- bilmenin sırnnı "Sovyetler Birliği ile 36 yıldır iş yapıyor olmakla'" açıkladı. Bumerang olarak Soyvetler Birliği dağılmadan önce bu ülkenin tüm gemilerinin yetkili acentalığını yaptıklan- nı. resmi turizm şirketi Intourist'in ortağı ol- duklannı ve havayolu şirketi Aeroflot'un tek ycıkili arentalığını yürüttüklerini anlaian Ka- mil Boduroğlu, tüm bu ilişkilerin bugün Türk cumhuriyetlerle olan iş bağlantılan için de refe- rans olduğunu belirtti."Adamlar gözlerine inannorlar. Gerçekleşü'rdiğiniz projeleri gör- dükçe yenı iş bağlantılanna giriyorlar" diyen Kamil Boduroğlu, Türk cumhuriyetlerinin or- ganik bir bağ içinde bulunduklannı ve devlet yöneticilerinin birbirleriyle olan sıkı diyalog ve dayanışmalan nedeniyle ticari ilişkilerin birbi- rini izlediğini vurguladı. Bu ülkelerle iş yapan diğer Türk yatınmcıları gibi kendilerinin de projelerin uygulamaya dönüşmesi için bakan dii- zeyinde temas kurduklannı ve her ay Kırgızis- tan'a gitliğini anlatan Boduroğlu. yetkililerin Türk fırmalanyla ilgili olarak Türkiye'deki konsolosluk ve büyükelçiliklerin yanısıra Moskova'dan da istihbarat aldıklannı kaydet- ti. Kamil Boduroğlu'nun verdiği bilgiye göre Promoto, Kırgjzıstan'da dünya çapında bır' deri işleme entegre tesisi kuruyor. Türkiye"de sığır derisi işleyen en büyük tesisin günlük ka- pasitesinin 10 tonu aşmadığını kaydeden Bo- duroğlu, Kırgızisian'da kurulacak dev fabri- kada ise günde 60 ton sığır derisi ve aynca 4 bin koyun derisi ıle bin domuz derisi işlenip kon- feksiyona dönüştüriıleceğini ifade etli. Bodu- roğlu 52 bin metrekare kapalı alanda kurula- cak tcsisin 2 yılda tamamlanacağını ve 53 milyon dolarbk yatınm maliyetinin yansının kredi olarak karşılanacağını ifade etti. Bu ülke- deki ilk yaünmlannın da, projesi 1990 yıb ba- şında devreye giren Ivanovka'daki deri fabri- kası olduğunu anlatan Kamil Boduroğlu, Kırgızlar'ın o günlerde paralan olduğu için 10 milyon dolarhk yatınmı karşıladıklannı. ken- dilerinin de geçen ekimde göndermeleri gere- ken makinalan zamanından 4 ay önce gönder- dıklerini belirtti. Boduroğlu, aynca bai ve ekmek fabrikalan için makina ihraç ettiklerini, İtalyan kredisiyle 13,5 milyon dolara mal ola- cak 3 salça tesisi ile, 3 yün yıkama fabrikasının kontratlanrun imzalandığını bildirdi. Promoto Genel Müdürü Kamil Boduroğlu, kontratı im- zalanan bir diğer tesis olan yıllık net bin ton iplik kapasiteli yün iplik fabrikasının da 15 milyon dolara mal olacağını ve yatınmın bar- ter olarak karşılanacagını kaydetti. Barter an- laşmasının pamuk, pamuk ipliği ve yün iplik gibi mallar üzerinden gerçekleştığini belırten Kamil Boduroğlu. "'Barteri organjze edebilir- sek, önemli ölçüde makina ve teknoloji ihraç edebiliriz. Özellikle tanm makinaiannda çok güzel bir altyapılan var. Örneğin, traktör par- çalan imal edilip montaj yapılabilir " şeklinde konuştu. Ahıskalı bir genç kız, geleneksel kılçadır önünde. iVlEDSAN'ın Orta Asya yatırımları No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 Koırtratadı TV ve vkleo sıstemleri Mermer çıkarma tesisi Mermer işleme tesisi Briket+asmolen tesisi Beton kiremit tesisi Ağaç parke tesisi Sanitary tesisi 600 ev için malzeme Karo/parke tesisi Kapıkolu + kilit üretim tesisi Yûn iplik fabrikası S*gara fabrikası Hurda kâğıttan karton ûretini tesisi Sanitary t3sısı Batarya üretim tesisi kpme suyu dolum tesisi Mini pstrol rafinerisi Şeker fabrikası Gence Oıomobil fabnkası Polietilen şişe tesisi 20.000 adet/gün Plasök kasa üretim tesisi Ekmek fınnı (10 adet) Konserve kutusu tesisi Çivi üretim tesisi Ağaç kapı pencere tesisi Soğukhava deposu Sanitary tesisi Tuğla fabrikası (tünel fınn) Fayans fabrikası Ağaç parke tesisi Ptastjk karo tesisi Çımento fabrikası Kapasttı 200 m*/ay 200 m*/gün 25.000 adet/gûn 3.000 adet/gün 200 m z /gün 28 adet mamul/gûn 4.200 adet/gûn 14.200 adet/gün 10 ton/gün 3.000 adet/dak. 28 adet mamul/gün 5.CO0 adet/gün 1.700 $ışe/saat L 1.000X00 ton/yıl 8.000 ton/gün 750 adet/gün 120.000 adet/gün 12.000 adet/gün 5.000 kg./gün 100 m 2 doğr./gün 28 adet mamul/gün 100.000 adet/gün 200 m 2 /gün 750 adet/gûn 500.000 ton/yıl Olke Azerbaycan Azerbayçan Azerbaycan Azerbaycan Azerbaycan Azerbaycan Azerbaycan Azerbaycan Aıerbaycan Azerbaycan Kazakistan Nahcıvan Nahctvan Nahcıvan Nahcıvan Nahcıvan Kazakistan Azerbaycan Azerbaycan Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Ceçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. Çeçen Cumh. —6— Orıa Asya Türk cumhuriyet- leri arasında ele alacağımız son ülke Kırgızistan. 4.4 milyon nü- fusunun yüzde 53'ü Kırgız, yüz- de 26'sı Rus, yüzde 12'si ise Özbek. Başkenti Bişkek, geniş meydanlan. caddeleri. yeşil alanlan ve anıtsal yapılanyla bir batı kenti. Nüfusu 756 bin. Kırgızistan'da da. öteki Türk cumhuriyetlerinde olduğu gjbi. doğalgaz ve petrol var. Civa. çinko. antimon, kalay ve tungs- ten de önemli madenleri arasın- da. Ülke dağlık olduğu için, ulaşım zorluklan dikkate alına- rak yükte hafıf, pahada ağır sanayiler geliştirilmiş. Elektro- nik ve elektrik mühendisliği, ipek ve antimon en önemli sa- nayi kollan. Orta Asya'nın en büyük ipekli fabrikası ve koza işleme tesisine sahip Kırgızis- tan, aynı zamanda iyi kaliteli ve standart anlimonuyia bütün dünya pazarlannda tanınıyor. Makine halılan ise Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ül- kelerinde talep görüyor. Demir dışı metaller. bilyeler. elektrik motorlan ve transformatörler da Kırgızistanın belli başlı ih- raç ürünleri arasında. Tarımda sulamanın önemi Kırgizislan tanmını geliştir- mek için sulamaya önem veren bir ülke. Tanm arazilerini sııla- mak için oluşturulan kanallan boyunca aynı zamanda 300'- den fazla hidrolik santral çalışı- yor \e elektrik üretiyor. Sula- nan alanlarda pamuk. buğday. tütün. kenevir. yağlı tohumlar. üzüm, meyve ve sebze yetiştiri- iiyor. Kırgızistan hayvancılığı da çok gelışmiş. 10 milyondan fazla koyuna sahip. Kırgızistan Devlet Başkanı danışmanı ve millet\ekili İzzet Maksut. kendisiyle Bişkek'tc yaptığımız söyleşıde şunlan söylemişti: "Bizim altvapımız iyi. Bize batmış gözüyİe bakmayın. Sov- yetlerdönemindeki işbölümün- ilen dolayı şu anda bazı fabri- kalanmızın kapasitesi çok yüksek. Biz bu fabrikalan kü- çülterek ve parçalayarak özel- leştireceğiz. Küçük ve orta büyüklükteki yatınmalan ül- kemize davet ediyoruz. Bu da- veti de yaparken hem onlar kâr edecekler hem de biz. Burada iş yapmada Türkiye"yi tercih ede- nz. Biz kardeşız. Ama bizi ka- zıkiamayın. Eğer kazıklajsanız bu kardeşlik hemen dargınlığa dönüşür." Medsan'ın yatırımları Kırgızistan"da belirgin Türk \atıncısı olarak Bumerang gö- rülüyoı. Ama Kırgızistan ile Türkiye arasında görüşmeleri devam eden yedi büyük proje bulunuyor. Orta Asya cumhuriyetlerine Türkiye'den en büyük yatınmı İstanbul'da yerleşik Medsan Holding yapıyor. Şu anda Medsan"ın elinde tam 60 tesisin Bişkek KIRGIZİSTAN TURKMEN1STAN \ yeniden yapılandınlması ve üretime sokulması projesi var. Medsan Yönetim Kurulu Baş- kanı İbrahim Aydın, anlaşma imzaladıklan projelerin ekono- mik boyutunun yaklaşık 2 mil- yar dolara vardığıru, karşı tara- fın ödemesinin takasla gercek- leştiğini anlattı. İbrahim Aydın, "Bizim bu ülkelerde direkt yatınmımız yok. Biz fabrika kuruyonız, or- ganizasyon yapıyoruz, mühen- dislik hizmeti, makine ve teknik ekipmanı sağlıyoruz. Tesisleri çalışır hale getiriyoruz. Baala- nnın da işletmesini üstleniyo- ruz. Yine bu tesisler arasında dokuzuna yüzde 30 payla ortak olduk. Bunlar arasında Nahcı- van Türk Bankası da bulunu- yor. Bugüne kadar beş fabrika- yı üretime açtık. Bunlar, Azer- baycan'da sanitery fabrikası. karo fayans fabrikası, ağaç par- ke fabrikası, mermer kesme ve işleme fabrikası ve bisiklet fab- rikası. Daha çok inşaata dönük tesisler." İş yapmanın zorluğu İbrahim Aydın, bu ülkelerde aslında iş yapmanın zor olma- dığını kaydederken de şunlan söyledi: " Yeter ki bu ülkelerin yapısı- nı ve insan yapısını tanıyalım. Ondan sonrası kolay. Ama bu- rada bir zorluk var . O da şu: Buralarda bizim anladığımız anlamda cezai sorumluluk yok. Işi vaat ettikleri zamanda ya- pamıyorlar. Bankacıhk, sigor- tacılık ve nakliyede büyük so- runlar yaşanıyor. Bir sistemi yıkmışlar ama ne yapacaklannı bilemiyorlar. Onun için bura- larda iş yapacaklar, işini iyi ta- kip etmelidir. işinin başında bulunmalıdır. Eğer becerebilir- sck bu pazarlar, bize Batı'dan daha yakın ve daha büyük pa- zarlar. Türk olarak buralarda büyük avantaja sahibiz." Gecikmeli transfer Orta Asya para ve yeni yau- nm bekliyor. Bunun ekonomik olarak karşılığı da var. Ancak bu karşıhğın hemen transfer edilmemesi gerekiyor. Önü- müzdeki yıllan düşünenler için çok bakir. büyük ve cazip pa- zarlar. Ulaşım, haberleşme ve güvenlik sorunlannın yaratüğı riske karşın burularda yaünm yapılabilir. Çünkü. ticarette her zaman için risk vardır. Riskin azalacağı dönemi bekleyenler Orta As\a trenini kaçırmış ola- caklar. PORTRE KIRGIZİSTAN Yüzolçümü: 198 bin km 2 Niifus: 4.4 milyon Başkent: Bişkek Çalışan niifus: 1.6 milyon Kişi başına gelir 1174 ruble Başbca ürünleri: Petrol, kömür, doğalgaz, ham çelik, elektrik, şeker, pamuk, yün, et Toplam itbalat: 3.7 milyar ruble Toplam ibracat: 2.6 milyar ruble Ortalama aylık ücret: 180 ruble Kenüeşme oranı: Vüzde 38 BİTTI Kırgızlar daha sıcak yaklaşıyor Önümüzdeki hafta Ame- rikalı ışadamlan ile birlikte Orta Asya Türk cumhuri- yetlerine bir gezi yapacak olan Türk-Kırgız İş Konse- yi Başkanı Tunç Uluğ, Kır- gızistan'ın. ağırlıklı Türk nüfus yapısı ve tarihsel bağj nedeni> le Türkiye'ye en sı- cak bakan cumhuriyet ol- duğunu söyledi. Kırgizistan"ın da parası olmavan, ancak hammad- deleri olan ve tck abcı-tek satıcı düzenine bağlı reji'm baskısı altında ticari vasıf- lar edinemeyen bir cumhu- riyet olduğunu anlatan Tunç L'luğ. konuşma dili- nin Türkçe'ye olan büyük yakınlığının da aradaki bağlan güçlendirdiğini vur- guladı. 25 aralıkta kurulan iş konseyi dolayısıyla en son ve en taze ilişkilerin Kırgız- lar'la kurulduğunu anlatan Tunç Uluğ, geçen yıl eylül ayında bu ülkenin tanm ve sanayi bakan yardımcılan- nın Türkiye'ye gelerek staj görmelerinin de devlet yö- netiminde Türkiye'ye yöne- lik sempati ve ilgi yarattığı- nı belirtti. L'luğ. 1991 yıh 29 mayısında yapılan ikili an- laşma ile tanm ürünlerinin işlenmesi. maden suyu şişe- lemesi ve hafıf sanayi tesis- lerinın modcrnizasyonu gibi alanlarda ekonomik ve ticari işbirliğinin öngörül- düğünü. yapacaklan gezile- rin ardından somut projeler elde etmeyi beklediklerini sözlerineekledi. Önerilen bazı yatınm ortaklığı konuları Preje • Bişkek Issyk-Kül Gola kıyısmda 100 odalı 4 yıldızlı otei inş • Volastonit madeninın çıkarılması ve rafinasyonu ıcın ortakJık • Sulu-Terek Bazalt Havzasında süper rafine bazart fiben üretim tesisi • Çini üretim tesisi kurulması • Chu ve Osh bölgelerinde kuru proses yöntemı kullanan çimento fabrıkalarının kuruiması • Sığır, domuz, koyun ve keçi derisi işleme ve deri mukavva üretimi için ortak girışim MaUy«tl(Mar) 10 milyon 710 bin 137 bin geri ödeme 3 milyon 636 bin 86 milyon Rftusna tMrtsi Kaba inşaata kadar Azeriler üstlenecek 1995-2002 arası 8 yıl vadede cevher ve konsantre ile ödeme Orta vadeii kredi ya da üretjmle Ortak yatınm ya da takas Ortak yatınm YCızoe 33 û otorize fon, yüzde 17'si orta vadeii kredi, kalanı deri hammadde üretjmiyle geri ödeme BeniUrnedeİken Türkçe bilmeyen Türk çocukları Önce Çağırdılar. On kentte on bir."Okwna Akşanıı "içiıı. Bütün kentler (Münih (hfintla/ benüıı bümediğun bir AInıan\ a 'du\ clı. Ren hölgesinde. A vrupu nın en büyük üemir-çelik tabrîkaları, en büyük ııehir üstü iç lunanı, maden ocakları. sanavi kesinıi ve dünyanm en büyük silah tacirlerihep bu Ren bolgesindeydi. Gittim.gördünı. İyioldu. Ama en çok gördüğüm, bizim insanmvzdı. Gurbetlere saldığımız, başuıabuvnık bırakılmış. su/ıipst, milli ilgistliğimtin donığıoula, gklerek bizeyubaııcılaşIırdığumz insanumz... "Vav" onlara, atnabtedebinkere mvl T.D.K. — 1 — E\et, o! Saat aynı saat. vakit a>ru. Ses onun. Bireski zaman kuyusunun çıknğı gibi kesintisiz hıçkınyordu. Ah sabah... Tabii... Gün ters bir pencereden vuru- yor. Testere kuşunun sesi yatak odamı- an penceresine bakan akçamın dallann- daşimdi. Gözlerimi açum. Uyaruk uykudayım. Toparlandım ve şaşırdım. Kupkuru bir odada. Bir elbise dolabı. Kapıs' kapan- mamış. Bozuk. Du\ar kâğıtlan değişik. Başucumda radyom yok. Dışanda vur- gulan sert. keskin bir dilde birtakım in- sanlar konuşuyor. Anladım. Testere kuşunun sesi dışın- da yabancı bir yerdeyim. Duisburg'da. Almanya Otel Haus Werthe. Ren böl- gesi. Bir yer. Dün gece geldim. Düssel- dorfa. Uçakla. Karşıladılar. Ginşte bir kafeye oturduk ve sıcak limonlu su iç- lim. Sonra aldılar beni, bir arabaya bin- dik. birbirinin eşi köyler mi, kasabalar mı. çocuk kentleri mi belli değil. sağj so- lu hep aydınlık asfalt yollardan geçtik. Duisburg'da bu otele indirdiler. Turneye çıktım. Tıpkj üyatrocular. şarkıalar gibi. Ama bir başıma, yalnız. Duisburg'da Uluslararası Gençlik ve Kültür Merkezi'nin çağnhsı olarak. Ha- tırladım: Gecc konuştuk Aydın Yeşil- \ urt'la. On kente ve ben. Ben ve on kent. Bizde geleneği olmayan bir şey: Hem okur hem dinley ici karşısına çıkacak, hi- kâyelerimi, romanlanmdan seçü'ğim parçalan okuyacağım onlara. "Tek başıma, öyle mi?" "Evet. tek başınıza." Yadırgatıcı bir olgu. Hiç denemedim. Üstelik \abana bir ülkede. "Sizi dinlemeye gelecek olanlar, sizin insanınız. Türkler. Niye yadırga>acak- rruşsınız kı? Alışkındırlar. Sizden önce başkalannı gördüler. Sakin olun!" Benden önce başkalan da gelmiş. Ka- dınb erkekli. Türk yazarlan. Almanya'- daki "gurbetçı yazar'lanmız da. Sakin olun! Sakın ol! Sakin oldum ben de. Ne kadar olabil- dimse. tabii. Bu bir maratonmuş. Gerçekten. Hadi bakalım deyip başladığımda gördüm bu- nu. Inter City dedikleri trerder başdöndü- rüeüydü. Başdöndürücü ve tatsız. Oldum bittim severim trenleri. Ama bu kadar hız- lısım Jsla' Camlanndan dı«n haktıamda ürktüm. Hiçbir şey görünmüyordu. Hiç- bir şey... Bir hızhbk. bir şimşeklerçakışı. O kadar. Miyopluğumdan zaman zaman kuşkuya düşıüm. Bilgisayar olanı da. olacağı da düzenle- mişti. İşte, ll.44"te 14 numaralı perona giren Inter City treni tam 2 dakika sonra, 11.46'da hareket ediyor. 2 dakika. Yolcu- lar inecekler. binecekler. Her şeyin "aheste beste'ye dönüştürüldüğü bir ülkeden gelen biri için. müthiş. Korkunç! Paketliyorlardı beni. Alışmışlar. Vago- na benden önce atbyor. bır boş koltuk >a da kompartman buluyor, "•Yeriniz burası, oturun. rahat olun. Bu çizelgeye de dikkat edin. 13.59'da Hannoverbüvükganndası- nız. Sizi karşılavacaklar. Tamam rru?" di- \orlar. daha hoşca kala. güle güle\e fırsat kabnadan tren yüriiyüp gidiyordu. Onlar peronda. ben trende. Evet efendim. 11.46 Duisburg'dan ha- reket. Tamam. 11.59. Essen. Yine 2 daki- ka bekleme. Iniş biniş. Sonra yola devam. 12.09 Bochum, 12.20 Dortmund. 12.40 Hamrn. 13.08 Bielefeld ve... 13.59 Hanno- ver büyükgan. Ah. benim geri kalrruş trenlerim! Duisburg'la Münih arasını (700 bibnem kaç kilometre dediler. Bizim Haydarpaşa- Erzurum kadar bir şey yani.) 6 saat 10 da- kikada abnca asıl o zaman çok şaşırdım. Anlatüm. dinieyenler de çok şaşırdılar. Tabii ya. nerde o günlerce süren bizim tren yolculuklan? Treni ev bilmeler... Dağ baş- İannın hüzünlü istas\onlan... Köfte ek- mek, çöp şiş satantar... Soğuk ayranalarla. gazozculann vagondan vagona fiyakayla seğirtişlen... Kasaba istasyonlannda trene özde karşı çıkanlann pıyasalan... Nerdc, nerde' İlk durak Essen Gençten birndi. Sabahlevin geldi, ara- basına aldı. düşlük otoyola. Birinci dura- ğm. Essen. Bir okul. Okul mü.' Evet! Aunan okulu. Hayır. okulda oku>an Türk çocuklarına okumayarjacaksınız. Pcki' SCRECEK ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Kıbrıs'tan Esintiler (4) Gözünü Sevdiğim ÖzgürlükKuzey Kıbrıs'ta olanlar, bir polis romanı gibi sürükleyici- dir. Çok kişi belki bilmez; Türkiye'de llhami Soysalı 8 Eylül 1966da Ankara'da dövdüren Yarbay Salih Raci Tekin'in, 1967de Kuzey Kıbrıs'ta, "Kontr-gerilla" uzmanı olarak, Rumlara karşı genç Türk öğrencileri yetiştirdiğini duyunca şaşırıp kalmıştım. Bu gencler, "Mücahit'lerdi! Salih Raci Tekin geçtiğimiz aylarda Türkiye'de öldü! Çift tabartca ta- şıdığı için "Ringo" diye anılan Salih Raci bir kavgada mücahitlerden dayak da yedi! Dayak olayından sonra Lef- koşa'daki kamptan alınıp Geçitkale'ye verildi. Kıbrıs'ta, demokratik bir tederasyonun kurulabilmesi için, iki kesimde de "demokratik" bir yönetimin kurulmuş olması gerekli, zorunlu. Gözlemlediğim kadarıyla Kuzey'- de bunu ileri sürmek çook güç. Kuzey'de örgürlük de demokrasi de yok! 1973 yılında, Ahmet Mithat Berberoğlu'na, Cumhurbaş- kanı yardımcısı olmaması için yapılan baskıları anlatmış- tım; CTP Genel Başkanı Ahmet Mithat Berberoğlu, o sıra- da Ankara'ya geldi, kendisiyle görüştüm. "Yeni Ortam" gazetesinde bu baskıları yayımladım. "Barış " gazetesin- dedeçıktı. Bu baskılaryayımlanınca, Kıbrıs'taki Cumhuri- yetçi Türk Partisi yöneticileri; Berberoğlu, Naci Talat, Fadıl Çağda, daha başkalan, bu haberleri, yorumları toplarlar, "Anavatan Basınında Kıbrıs Demokrasisi" başlığıyla ba- sıp dağıtırlar. Bildiriyi dağıtan CTP yöneticileri hemen tu- tuklanırlar, duruşmaları "gizli" görülür, hüküm giyerler. Berberoğlu, Naci Talat, daha birkaç arkadaşları bir süre hapiste yatarlar. işte insan hakları, işte özgürlük, işte de- mokrasi!.. Polis romanının en heyecanlı yerine geliyoruz. özker özgür'ü dinliyorum; AST'ta konuşuyor: "... Kuzey Kıbrıs'ta 1981 seçimleri yapıldı, generallerin benimsediği Ulusal Birlik Partisi, seçimleri kaybetti. O za- man Mecliste 40 sandalyevardı, 19'unukazandı.Çoğunlu- ğu sağlayamadı. Muhaletet 21 sandalye kazandı ve hükü- meti kurma durumuna geldi. Üç parti bir araya geldik; Cumhuriyetçi Türk Partisi, Toplumcu Kurtuluş Partisi ve Demokratik Halk partisi. \le bir koalisyon hükümeti kurma- ya karar verdik. Anlaştık da. Hükümet programı, protokol, falan filan bütün formaliteleri tamamladık. Hükümeti kur- duk, kuruyoruz; elçilikten bir haber; o zaman Ulusu hükü- metiydi. Generallerin Dışişleri Bakanı llter Türkmen memlekete, Kuzey Kıbrıs'a geldi. Bizi elçilikte bekliyor. Tamam, gideriz! Biz herkesle konuşuruz. 1 Gittik, hüküme- ti kurmak üzere olan üç parti başkanı. Soruyor şimdi llter Türkmen: - Ne yapıyor muşsunuz siz? - Hükümet kuruyoruz! Seçimleri kazandık, hükümet ku- ruyoruz. - Peki, hükümet kurunca ne yapacaksınız? - Hükümet programını yaşama geçirecegiz, ne yapaca- ğız? O zaman Kıbrıs Türk Federe Devleti idi, onun anayasası var, Anayasada öngörülen şu var, bu var. Anayasayı yaşa- ma geçirecegiz, hükümetin öngördüğü programı uygula- yacağız, falan... - Ben size diyorum ki, siz bu hükümeti kuramazsınız! - Niçin kuramayız? - Ankara öyle istiyor! - Vallahi ben Ankara'nın böyle bir şey isteyeceğine inan- mıyorum! dedim. - Ben size o kadarını söylüyorum! Toplantı bitti. Ertesi gün, Demokratik Halk Partisi Genel Başkanı, partisinin genel başkanhğından isrta etti, millet- vekilliğinden de çekildi. Ve biz 21 i kaybettik. Niye istifa etti Demokratik Halk Partisi Genel Başkanı? Nedeni ortada. Yani, buradan giden baskılar sonucu istifa etti ve Ulusal Birlik Partisi'ne azınlık hükümeti kurdurtuldu. 1985'e kadar Ulusal Birlik Partisi o şekilde idare etti! 1985te de UBP se- çimleri kaybetti, 1985te de zorla iktidarda tutuldu. Ama ondan önce, Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne dönüştürülmesi olayı var, 15 Kasım 1983'te. CTP ve TKP, devletin adının değiştirilmesine kar- şıydı. 'Ne gereği var?' diyorduk. Kıbrıs Türk Federe Devle- ti, anlaşmalara da uygun bir ad. Eğer biz KKTC'yi ilan edersek, bu, Türkiye'nin garantörlüğünü de tehlikeye dü- şürür, çünkü Türkiye, bütün Kıbrıs'ın toprak bütünlüğünü, bağımsızlığını garanti eden bir ülke. Türkiye buraya barış için asker gönderdi, adayı ikiye bölmek için asker gönder- medi, diyorduk ve karşı çıkıyorduk. Ama Denktaş, Kenan Evren'i, Kenan Evren de Denktaş'ı iknaetmiş olacaklar ki, Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin adım, illa ki degiştirmek isti- yor lardı. KKTC, 15 kasımda ilan edildi. Bundan sonrasını Denktaş'ın ağzından aktarmak istiyorum. 14 kasım gecesi Denktaş bizi, 40 milletvekilini sarayına çağırdı. Bir yemek verdi. Yemekten sonra kendisi anlatıyor, diyor ki: 'Konuyu, yani KKTC'nin ilanını, geceyarısına doğru açtım. TKP ve CTP itiraz etmeye başladı. Kendilerine gereken çoğunlu- ğun var olduğunu' duyurdum. Buna isterlerse katılacak- lardı. Fakat cumhuriyet'e 'hayır' diyen partilerin yeni dönemde faaliyet göstermelerine izin verilemezdi!' Yani TKP ile CTP'yi kapatma tehdidinde bulundu Denktaş, bu aşamada, Ya oy verirsiniz ya da partilerinizi kapatırız' de- di. Bu tehdidi açıkça yaptığını, Denktaş, kendi ağzından naklediyor. Biz gittik partilerimize, düşündük, taşındık, parti olarak hayatta kalmayı yeğledik. Tabii, doğru bir ka- rar mı verdik, doğru olmayan bir karar mı verdik, bunu tari- he mal ediyoruz; ama, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanında tehdit vardır, baskı vardır! Yani Kıbrıs Türk toplu- munun özgür iradesiyle ortaya çıkmış bir devlet değildir KKTC!" Gözünü sevdiğim özgürlük! Bugün 19 Mayıs; gençliğin, tüm özgürlüklerin bayramı. Kutlu olsun! BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Balıkçılann de- nizde sığlıkları be- lirtmek için kullan- dıkları işaretlerin tümü. 2/ Tarla sı- nırı... Yoğurt, pek- mez gibi koyu şey- leri suyla incelt- mek. 3/"Yine — ı derûnum kırılıp kenâre düştü / Da- yanır mı şîşedir bu reh-i sengsâre düştü" (Şeyh Ga- lip)... Bir nota. 4/ Uye... Bir şeyi anıms3mak için yazılan kısa yazı. 5/ Dışa vuran sevinç... Bir öğretim kurumu. 6/ lnatçı... İlaç, deva. 7/ Kısa ökçeli ve bağsız ayakkabı. 8/ Yugoslavya'nın plaka işareti... Zey- bek. 9/ İki sıra sütunla üç salona ayrılmış, dikdörtgen biçiminde ki- lise. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ki şinin geçmişte elde ettiği hak. 2/ Cılız, zayıf... Göçebelerin bir süre için konakladığı yer. 3/ Kürkü değerli yırtıcı bir hayvan. 4/ Evde ya da odada saygıdeğer kişilerin oturduğu baş köşe... Faz- la bön, avanak. 5/ Namaz çağrısı... Türk sanat müziğinde tem- po. 6/ Tarımda bir yılda derlenen ürıinlerin tümü. 7/ Paro- la... Boru sesi... On iki hayvanlı eski Türk takviminde timsah yılına verilen ad. 8/ Altın... Tavlada bir sayı... Bir nota. 9/ De- nize doğru uzanan taşhk burun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle