Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 MA.YIS 1992 PERŞEMBE
Hariciyenin haricinden
Afganistan'ın başkenti
Kâbil'de savaş
sonrası
sıkıntılannın
başında
haberleşme
geliyor. Yaşlı
Afganlı,
şehirlerarası
telefon
konuşmasını,
Dışişleri
Bakanlığı'nın
hatlanna
kaçak
giriş yaparak
gerçekleştiriyor.
(Fotoğraf:
REUTER)
CUMHURİYET SAYFA
17
Müridoğlu'ndanMüridoğlu
Heykeltıraş Zühtü Müridoğlu, Cumalı Sanat Galerisi'nde, anılannı yaap
resimfcdiği "Zühtü Müridoğlu" adh kitabı hayranlanna imzaladı. Sanat-
çı, bir gün eşi Seniha harumla birlikte Göztepe'deki evlerine dönerken
Cevat Dursunoğlu'na rastladıklannı ve kendisinden aralannı yazmasmı
istediğini anlatarak, 15 yıl önce eşi hasta iken bunlan resimlemeye karar
vermiş. Sonradan bir yayınevine vermiş arna kaybohnuş. Yeniden otu-
rup yazarakresimlemiş.(Fotoğraf:İBRAHİM GÜNEL)
oss
sonuçları
pazar günü
açıklanıyor
ANKARA (Cumhuşiyet Bü-
rosu) -Üniversiteye giriş 1. basa-
mak sına\ sonuçlan pazar
günü açıklanacak. OSYM Baş-
kanlığı'ndan verilen bilgjye gö-
re OSS sonuçlan, pazartesi
günü Gazeteciler Cemiyeti"nin
çıkaracağı "Sınav Sonuç" gaze-
tesinde yayımlanacak.
Öğrenci seçme sınavma katı-
lan 837 bin 776 adaydan, sade-
ce 141 bin 797 aday 2. basamak
sınavı olan öğrenci seçme ve
yerleştirme smavına katılmaya
hak kazanacak. 19 nisanda ya-
pılan ÖSS sınavını 105 ve üze-
rinde puan alanlar kazanacak.
Öğrenci seçme ve yerleştirme sı-
navı ise 21 haziran pazar günü
yapılacak.
Bacasız
sanayi
Van Özel İdare
H alıcüık ve
Kilimcilik
Okulu'nda
ablalarla çalışan 7
yaşındaki Leyla
/ Benek,attığı
ilmeklerlemesai
arkadaşlarına
parmak ısırtıyor.
Parasızlıktan
okula gidemeyen
Leyla'nın amacı
çok çalışıp, usta
olmak. (Fotoğraf:
AA
CEMALETTİN
ARAZ)
Nükleere patladı
Ta>\an parlamentosunda 4. nük-
ieer güç planı görüşmeieri muhale-
fetin sert eleştirileri altında sürû-
yor. İktidarın nükleer yatınma 6.8
milyon dolar (4.8 milyar TL) ayır-
ması fikrine çok sinirlenen bir
muhalefet sözcüsü, arkadaşlan ta-
rafından ağzından kazara herhan-
gi bir söz çıkmaması için güçiükk
engellendi. (Fotoğraf: REUTER)
HABERLERIN DEVAMI
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GUNCEL Çocuğa
I Baştarafi 1. Sayfada)
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada)
şi de bu yaklaşımdan kaynakia-
nıyor.
Devletin en büyük kurumla-
nndan Emlak Bankası'ndapat-
lak veren olayın ortalığa dökii-
lüp saçüması, belki de bu yiiz-
den çok yararlı olmuştur.
, Yolsuzlukların hesabını sor-
mak, devlet yönetiminde bir er-
demden öte, görev niteliği taşır.
fioalisyon hükümetinin yaptığı
doğal bir işlemdir: Yolsuzluk
dosyalannı savalığa gönder-
meKL.
Bu işlemin altında bir siyasal
gerekçe aramak kadar yanlış bir
yorum olamaz.
Emlak Bankası'ndaki "yağ-
tna Hasan'ın böreği"nden nasi-
bini alan öyle isimlere rastlanı-
yor ki insan şaşınyor. Demek ki
ANAP iktidan döneminde be-
nimsenen "köşe dönücülük"fel-
sefesi sanılandan çok daha ge-
niş bir yıkımın yaygınlaşmasım
şağlamış.
• Ortaya gerçek bir ibret tablo-
su çıkıyor.
Bilmeyiz ki ibret alabilecek
miyiz?
• * •
Mandela'yı kutladılar
mıştı.
Birden KİT Komisyonu'ncia Emlakbank konutlarının,
geçmiş iktidarın, hem de önde gidenlerine neredeyse
ucuza dağıtıldığını içeren rapor "patladı."
Halka hizmetten başka hiçbir amaçları olmadığını
dünden bugüne sürekli öne süren ANAP'ın kimler he-
sabına, nasıl çalıştığını, konut yağması olayındaki ay-
rıntılar ortaya koyuyor.
ANAP iktidan nalıncı keseri gibi. Hep bana, hep bize
diyor. Vatandaştan konut bedeli peşin yüzde 50 alınır-
ken, ANAP'lı ya da ANAP'a yakın bürokratlara büyük
ayrıcalıkla yüzde 25 uygulanıyor. Vatandaş yüzde 36 fa-
iz öderken, vatana üstün hizmetlerinden ötürü olacak,
ANAP'lı yüzde 15 faiz ödüyor.
Başta manevi babaları TÖ, ağır aksak konuşmasıyla
ünlü bugünkü liderleri Mesut Yılmaz ise ANAP'ın halk
hizmetinde halk için yaptıklarını sıralamaktan yorgun
düşüyorlar. Meğer halka hizmetten murad edilen, halk-
tan çok alıp ANAP'lının cebine aktarmakmış!
Emlakbank olayı bir gerçeği anımsatıyor. Koalisyon
hükümeti, kurulduğu günden başlayarak bir ay süreyle
yolsuzlukların hemen ortaya çıkarılmasını isteyen bas-
kılarla karşılaştı. Buna karşı hükümet başkanı, araştır-
maların "özel yöntemlerle" yapılmayacağını, devletin
denetim kademelerinde her olayın ortaya çıkarılıp so-
rumluların savcılıklara verileceğini açıkladı.
Zaman gectikçe iktidarın yolsuzlukların üzerine gide-
mediği kanısı güçlendi. Fakat sabretmesini bilen hükü-
met bugün koruğun helva olduğunu görüyor, kamuoyu-
na gösteriyor.
KİT Komisyonu dün de alt komisyonlarıyla çalıştı,
kendi bünyesinde çalıştı. örneğin, Meclis koridorların-
da "ANAP'lıya elverişli konut" haberlerine fena halde
sert çıkan eski Çalışma Bakanı imren Aykut'la ilgili bir
"SSK incelemesi' gündemin ilk sıralarmda.
Ya da kitabına uydurulmayanlar
Aykut'un kurduğu, SSK sağlık tesislerini güçlendire-
cek "o vakıf" kazancını, etkili olanaklarını acaba kime
ya da kimlere "vakfediyor?" örneğin vakfın Ankara
SSK rant binasında ucuza kapattığı, ama araç sahibin-
den yüksek park ücreti alan garajı kim işletiyor? Soru-
lar soruları kovalıyor. Bu konuda Başbakanlık Denetim
Kurulu'nun da katılacağı toplantılarda bugünlerde so-
nuca vanlacağı söyleniyor.
Yolsuzluk dosyalarının toplandığı Devlet Bakanı Or-
han Kilercioğlu, bize Emlakbank'la ilgili altı dosyanm
-içlerinde ucuza konut dosyası da bulunuyormuş- sav-
cılıkta incelendiğini söyledi. "Nereden buldun" diye ad-
landırılan yasayı daha derli toplu hale getirecek çalış-
maların başladığını sözlerine ekledi. Bakana göre
"daha başka renkli dosyalar çıkacak" piyasaya.
Peki, ama "dosyası açılamayan" kimi olaylar ne ola-
cak? Örneğin şeker konusu. 1990da şeker sıkıntısı ola-
cak varsayımıyla devlet, iç piyasalara oranla daha
düşük fiyattan bir milyon ton dolayında -özel kararna-
me çıkararak kimi firmalara- şeker ithal ettirdi. ANAP
usulü pazar ekonomisinde firmalar ithal şekerle mil-
yarlarkazandı.
Sonra?.. Sonra, devlet, pancar üreticisinin parasını
ödeyemez hale geldi. Geçen yıldan -ödenenlerin dışın-
da- bugün pancar üreticisine tam bir trilyon borç takıldı.
Devleti içeri atacak böylesi bir uygulamaya kimler,
hangi nedenlerle girişti? Hangi firmalar kazandı ya da
kazandırıldı? Her şey olanca hızıyla "kâğıt üzerinde ki-
tabına uygun yapıldığından" kimi konularda "dosya
açılmıyor."
Kimbilir dosyası açılmayan kaç olay var?
Bir de bunlan incelesek!
Ne dersiniz?..
• Baştarafi 1. Sayfada)
etmeyen Mandela'ya ""Bu tav-
nndan dolayı" teşekkürettikle-
•rinı açıkladılar. Devlet Bakanı
Şerif Ercan, Mandela'nın ödü-
lü kabul etmeyeceğini daha
önce bildirdiğinı söyledi.
- Reuter'in haberine göre.
ANC Sözcüsü Gill Marcus.
dün vaptığı açıklamada. Man-
dela'nın ödülü Türkiye'deki in-
san haklan ihlallennı neden
göstererek reddettığıni behrttı.
Sözcü açıklamasında "Eğer
herhangi birinin şüphesi varsa.
kendinı Kürt yerine koymah"
dedi. Sözcü Marcus, "ırkçılığa
karşı mücadele eden bir lider"
olarak tanımladığı kapatılan
Banş Derneği Başkanı Mah-
mut Dikerdem"in adını vererek,
""Ba> Dikerdem. Türk hükü-
metlenne muhalefetinden ötü-
rü 1980'lerin başından beri pek
çok kez hapse girip çıkrrfıştır"
diye konuştu. Reuter'in haberi-
ne göre Marcus, Kürtlere karşı
yürütüien hükümet politikala-
nnı kastederek şöyle devam et-
ti:
"Ödülü kabul edilemez kılan
sadece tutuklamalar değildir.
Tüm bu tutuklamalann bütü-
nünün ne anlama geldiği, hü-
kümetin yapmakta olduklan-
nın bütünü, ödülü kabul edil-
mez kılar."
Bu arada görüşlerine başvur-
duğumuz kapatılan Banş Der-
heği Başkanı Mahmut Diker-
dem konunun "hassasiyeti"
nedeniyle şimdilik bir görüş be-
lirtmek istemediğini söyledi.
Başbakan Süleyman Demi-
rel, dün Bakanlar Kurulu top-
lantısına girerken, Mandela'nın
ödülü reddetmesine ilişkin ola-
rak gazetecilerin sorulanru ya-
nıtladı. Mandela'ın ödülü red-
detmesini "üzücü bir olay"
olarak nitelendiren Demirel,
G.Afrika'nın
• Baştarafi 1. Sayfada)
leşti-
rilen kamuoyu araştımıasına
bütün ırklardan iki bin kişinin
katıldığı bildirildi. Araştırma
sonucunda, kasım ayından bu
yana zencî lider Mandela'nın
İ>üyük puan topladığı görüldü.
Yüz yüze yapılan kamuoyu
araşbrmasına katılanlardan
yüzde 52'si bir seçim olması du-
rumunda Afrika Ulusal Kong-
resi'ne (ANC), yüzde 16'sı
Devlet Başkanı Frederic W. de
Klerk'in Iıderliğindekj Ulusal
^artiye, yüzde 9.6'sı Zulu İn-
kata Ozgüriük Partisi'ne oy ve-
receğni söyledi.
- Araştırmaya katılanlann
yüzde 5û'si, ülkeyi yönetecek en
ıyi liierin Mandela olduğunu
söylerken, yüzde 18.8'i De
Kleri'i, yüzde 8.9'u da Inkata
lider Mangosuthu Buthelezi'yi
yeğledi.
•"Aslında kendisine itibar göste-
rilmiştir. Herhalde bir tahrik
veya yanlış anlaşılma var" dedi.
Demirel, reddin gerekçesinin ne
olduğu sorusuna şu yanıü ver-
dı:
"Tek kesin bir gerekçe yok
orta yerde. Yazılı olarak bize
intikal etmiş bir şey yok. Daha
doğrusu kendisiyle yok da, Af-
rika Kongresi'nin basına veril-
miş bir beyanı var."
Demirel, "tnsan haklan ko-
nusunda bazı tereddütler oldu-
ğu söyleniyor" sorusuna. "On-
lann hepsi nvayet. Başka riva-
yetler de var. Güya daha önce
verilenlere bakmış da, falan di-
ye. O çeşit bir şeyler de var"
karşılığını verdi. Demirerin bu
sözleri. Atatürk Banş Ödülü'-
nün önceki yıl eski Cumhurbaş-
kanı Kenan Evren'e venlmesini
ima ettiği yorumuna yol açü.
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü de Mandela'nın ödülü
reddetmesi hakkında vorum
yapmaktan kaçınarak,"Yorum
yok. Sabah gazetelerde gör-
düm" demekle yetindi.
Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Akın Gönen. dün Ba-
kanlar Kurulu toplanüsından
sonra gazetecilerin sorusu üze-
rine, toplantıda Atatürk Banş
Ödülü'nün reddedilmesi konu-
sunun da görüşüldüğünü belir-
terek, Mandela'nın gelecek yıl
Türkiye'ye gelebileceğini söyle-
di. Ödülün reddedilmesinin ge-
rekçesi hakkında, bilgi \erme-
yen Gönen şöyle dedi:
"Bu ödülü veren kurul, Man-
dela'ya bunu layık görmüştü,
ama gelemeyeceklermiş. Kendi
takdirleridir. aklımda yanlış
kalmamışsa, 'Belki önümüzde-
ki yıl gelebilirim' demiş."
Orman Bakanı Vefa Tanır da
Bakanlar Kurulu'nda Atatürk
Banş Ödülü için ikinci bir aday
üzerinde durulmadığını belir-
tirken, Sağlık Bakanı Yıldırım
Aktuna. Mandela'nın, ödülün
daha önce verildiği kimselerle
kendisini karşılaştırmış olabile-
ceğini söyledi.
Mandela'ya teşekkür
SHP'den aynlan HEP kö-
kenli Muş Milletvekili M.Emin
Sever, Mardin Milletvekili Ali
Yiğit, Diyarbakır Milletvekili
Sedat Yurtdaş, Mardin Millet-
vekili Ahmet Türk ve Mehmet
Sincar. Şırnak Milletvekili Se-
. lim Saddak, Siirt Milletvekili
Zübeyir A>dar, Muş Milletve-
kili Muzaffer Demir, Adıya-
man Milletvekili Mahmut Kı-
lınç, Diyarbakır Milletvekili
Hatip Dicle ve Leyla Zana. Şır-
nak Milletvekili Orhan Doğan,
Muş Milletvekili Sırrı Sakık. Sı-
irt Milletvekili Naif Güneş ve
Van Milletvekili Remzi Kartal.
1992 yılı Atatürk Banş Ödülü"-
nü kabul etmeyen Mandela"-
ya, "bu tavnndan dolayı" te-
şekkür ettiklerini açıkladılar.
Milletvekilleri. ortak açıkla-
malannda şu görüşlere yer ver-
dıler:
"Türkiye Cumhuriyeti hükü-
metlerinin on yıllardır şiddete
dayalı olarak yürüttükleri poli-
tikalannı 'Banş Ödülü" dağıta-
rak belirttiğimiz gerçeği bu
tutumla gizlemeye çalıştıklan
açıktır.
Bir yanda. bir Nevruz kutla-
malannda olduğu gibi. tank.
top. havan. makineli tüfekler ve
panzerler kullanarak 103 sılah-
sız Kürdün ölümüne yol açan
siyasal iktidann diğer yanda.
"Banş Ödülü' dağıtması ve hele
hele bu ödülün. gerçek bir öz-
gürlük savaşçısı bir lidere veril-
mek istenmiş olması. Kürt
halkına karşı yürütüien saldın-
lann dünya kamuoyunun göz-
lerinden gizleme amacından
başka bir anlamı yoktur.
Gerekçesi ne olursa olsun
zenci lider Mandela'nın bu tav-
n kendisini Kürt halkının gö-
zünde daha bir yüceleştirmiştir..
HEP Genel Sekreteri Kemal
Okutan da dün yaptığı yazılı
açıklamada, Mandela'yı bu
davranışından dolayı kutladı.
Mandela bildirmiş
Devlet Bakanı Şenf Ercan,
Mandela'nın önce programlan
nedeniyle Türkiye'ye gelemeye-
ceğini daha sonra da ödülü
kabul edemeyeceğini bildirdiği-
ni açıkladı. Ercan, Mandela'-
nın 19 Mayıs 1992 tarihinde
ödül töreni için Ankara'ya cağ-
nldığını belirterek. şunlan söy-
ledi:
"Ancak adı geçen lider, Jo-
hannesburg Başkonsolosluğu-
muz aracılığı ile gönderdiği
cevabi mesajında. CODESA
(Güney Afrika'yı Demokratik-
leştirme Toplantısı) görüşmeie-
ri ve daha önce kararlaştınlan
işleri nedeniyle bu >ıl ülkemize
gelemeyeceğini, bu ziyareti ge-
lecek yıl yapabileceğini bildir-
miştir.
Bu defa. ilgili başkonsoloslu-
ğumuzun ödülün kabul edildi-
ğine dair bir işaret alınmadığını
belirtmesi üzerine. Sayın Man-
dela, Afrika Ulusal Kongresi
Merkezi'nden yayımladığı bir
basın bildirisi ile söz konusu
ödülü kabul etmediğini belirt-
miş bulunmaktadır."
Bu arada çeşıtli kışiler de
Mandela'nın Atatürk Banş
Ödülü'nü reddetmesine tepki
gösteriyorlar. Reha İsvan bu
konuda görüş bildirirken. "Bu
ödül bana verilecek olsaydı ben
de asla kabul etmezdim. Çünkü
bu ödül, insan haklanna, banşa
ve demokrasiye müdahale
edenler tarafmdan konmuş bir
ödüldür. Kenan Evren gibi biri-
ne verilmiş bir ödülü kabul et-
mek, banş için mücadeye ve
insan haklan ilkelerine ters dü-
şer. Mandela'nın bunu reddet-
mesini anlayışla karşılıyorum"-
dedi.
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akur-
gal ise "Adam tenezzül edip gel-
miyor, demek ki biz yanlış yol-
dayız" diye konuştu.
Eski Cumhurbaşkanlann-
dan Kenan Eyren, Mandela'-
nın Atatürk Ödülü'nü kabul
etmemesiyle ilgili olarak konu-
nun kendisini ilgilendirmediği-
ni bildirdi.
Marmaris'te bulunan Kenan
Evren. konuyla ilgili görüşlerini
telefonda sorduğumuzda, Özel
Kalem Müdürü Mehmet Gök-
çe aracılığıyla şunlan söyledi:
"Bu bana niçin soruluyor?
Gidin, Mandela'nın kendisine
sorun. Konu hiç bir şekliyle be-
ni ilgilendirmiyor"
Demirel-Mandela
göriişmesi
Mandela, geçen şubat ayında
Davos zirvesinde Başbakan Sü-
leyman Demirel"le "sıcak" bir
görüşme yapmıştı. Mandela,
Demirerin "demokrasi müca-
delesi"ni övmüş ve Türkiye'-
deki siyasi gelişmelerden olum-
lu yönde söz etmişti.
• Baştarafi 1. Sayfada)
seminerler-
den hizmet içi eğitim yoluyla
geçirilmesini öneren Yavuzer
"Hukuku bilmek, çocuğu bil-
mek anlamına gelmiyor" dedi.
Yavuzer aynca damgalamanın
pratikteki yarann ne olursa ol-
sun onun bıraktığı duygusal
yaranın bedelinin çok ağır ol-
duğunu da sözlerine ekledi. İs-
tanbul Çocuk Mahkemesi
Cumhuriyet Savası Adil Dur-
muş. mühürleme olaymın dam-
galama diye aksettirmenin yan-
lış olduğunu söyleyerek "Ta-
bipliğe gönderilen kişinin bizim
gönderdiğimiz kişi olduğunun
belli olması için bunu yapmak
durumundayız. Bu mağdur
olan kişı için de geçerli. Bu mü-
hür yıkanınca çıkar" dedi.
Konuya daha duyarb yaklaşan
Istanbul 1 nolu Çocuk.Mahke-
mesi Başkanı Kenan Âysan ise
şunlan söyledi:
"Eğer bir gazeteci arkadaş
mühürleme olayını bir damga-
lama olayı olarak değerlendiri-
yorsa, vatandaş da mühür
vurulunca bunu suç damgası
olarak kabul edebilir. O halde
çocuk da bunu böyle düşünebi-
h'r. Çocuk için bu mühür olayı-
nı değiştirip, bunun yerini ala-
cak başka yollan aramamız
lazım."
Çocuklara kelepçe ve zincir
vurulmaarun da aşağılayıcı bir
durum olduğunu, çocuğun ru-
hunda onanlmaz yaralar açtığı-
nı belirterek, bu yüzyılda böyle
şeylerin olmaması gerektiğini
ve devletin işin tedbirini başka
türlü almasını istedi.
Savcı Adil Durmuş," Çocuk
Mahkemelennde, diğer mahke-
melerde olduğu gibi kürsülerin
yüksek oluşu, bu salonlarda ço-
cuklann kara cübbeli insanla-
nn karşısına cıkanlışı bir
olumsuzluk teşkil etmiyor
mu?" şeklindeki sorumuza şu
yanıü verdi:
"Hayır, bir olumsuzluk değil.
Bilakis çocuklar orda oturan
insanlara özenir, ilerde o insan-
lar gibi olmak isterler."
GOZLEM UĞUR MUMCU
Değerli eczacı
meslekdaşlarımızın
14 Mayıs
Eczacıhk GüniVnü
içtenlikle kutlar,
halk sağlığına olan
katkılannın başanyla
devamını dileriz.*.
İLAÇ ENDÜSTRİŞİ
İŞVERENLER SENDİKASI
ABBOTT ABDIIBRAHIM ABFAR ADEKA ALIRAIF ATABAY
BAYERTÜRK BILIM CARLO ERBA CIBA GEIGY DOĞU DROGSAN
DR. F. FRİK DR. İBRAHİM ETEM ULAGAY ECZACIBAŞI İLAÇ
ECZACIBAŞI HASTANE ÜRÜNLERİ E.R. SÛUIBB
FAKO GLAXO GRİPİN İLSAN İLTAŞ
KANSUK KNOLLALMAN KURTSAN
LENSOR LIBA MILEN MUSTAFA NEVZAT ORGANON
ORGANON TEKNİKA PFIZER ROCHE SANDOZ SANOVEL
SCHERING ALMAN SERVIER SİFAR
TEK İLAÇ TÜRKHOECHST VVELLCOME WYETH
• Baştarafi 1. Sayfada)
Osmanlı hükümeti ile işbirliği yapan Müsavat Partisi,
kurulur kurulmaz Şii dinsel liderlerin tepkileriyle karşı-
lanmıştı. Hümmet Partisi, Sovyetdevrimcileri ile işbirliği
yapıyordu. Difai Partisi de Müsavat Partisi'ne katılmıştı.
1917 Sovyet Devrimi'nden sonra Stepan Şaumanyan
komutasındaki Bolşevik-Ermeni birlikleri Bakü'yü ele
geçirdiler. Müsavat Partisi ve Ali Merdan Topcubaşev ve
Feth Ali Hoylu'nun kurdukları 'Tarafsız Grup' bir araya
gelip işgale karşı 'Milli Komite' adıyla bir direniş örgütü
oluşturdular.
Azerbaycan Başbakanı Feth Ali Hoylu, 28 Mayıs 1918
günü 'Azerbaycan Cumhuriyeti'r\\n kurulduğunu bütün
dünyaya duyurdu. Hoylu hükümeti, bütün partileri içine
alan bir koalisyon hükümeti kurdu.
Başbakan Hoylu, bağımsızlığın güvence altına alınma-
sı ve saldırıların püskürtülmesi amacıyla Osmanlı hükü-
metinden askeri yardım istedi. Baskomutan Vekili Enver
Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa, 'Kafkas Islam Ordusu Komu-
tanı' olarak 15 Eylül 1918 günü Bakü'ye girdi. Girer gir-
mezde 'Azerbaycan MilliŞûrası'r\[ tatilesoktu.
Azerbaycan liderleri arasında bu konuda uyuşmazl/k
baş gösterdi.
Nuri Paşa'nın Bakü'deki 'Turan düşleri' ancak bir ay on
beş gün sürdü. 30 Ekim 1918 günü imzalanan Mondros
Müterakesi ile Osmanlı ordusu Bakü'yü Ingilizkuvvetieri
komutanı General Thomson'a bırakmak zorunda kaldı.
General Thomson ile Azerbaycan hükümeti arasında
görüşmelerden sonra Ingilizler Azerbaycan hükümetini
tanıdılar.
Anadolu, ingilizlerin planlarıyla işgal edilirken, Azeri-
ler, Ingilizlere karşı direnmediler; tersine, Ingilizler ile
uzlaştılar ve işbirliği yaptılar!
• Kafkas Orduları Komutanı Halil Paşa, Kâzım Karabe-
kir'e gönderdiği 20 Nisan 1920 tarihli mektupta bu Azeri-
ingiliz işbirliğinden acı acı yakınmıştı.
"Azerbaycan hükümeti Ingiliz tarattan ve hatta İngi-
lizlerin oyuncağı olan bir hükümettir. Hükümet, Nahct-
van ve havalisini Zengezor'u ve Karabağ'ı Ermenilere
vermeye razıdır."
Kurtuluş Savaşı günlerinde Azerbaycan'dan Anadolu
hükümetine herhangi bir yardım da gelmemişti.
Mustafa Kemal Paşa o günlerde TBMM gizli oturumla-
rında yaptığı konuşmalarda "Kafkasya'da Ruslar mı,
yoksa ingilizler mi galip gelsin" sorusunu soruyor ve
Bolşeviklerin desteklenmesi kararını veriyordu.
Bu destek,"Emperyalist Ermeni hükümetine karşı as-
keri harekât yapmayı ve Azerbaycan hükümetini de Bol-
şevik devlet zümresine katmayı taahhüt" etmekle sür-
müştü.
Azerbaycan'da bulunan Türk subayları, Müsavat hü-
kümetinin devrilmesi ve yerine Bolşevik hükümetinin
kurulması için de çalışmışlardı.
Bu plan gerçeklesti.
Azerbaycan hükümeti bakanlarından Gajinski ve Sa-
vunma Bakan Yardımcısı General Şeyhli, muhalefetteki
'IttihatPartisi' ve Azerbaycan ordusunda görevli Türk su-
bayları ile işbirliği yaparak hükümet darbesi düzenliyor-
lar, böylece, Ingiliz yanlısı hükümeti devirerek 28 Nisan
1920 günü 'XI.KızılOrdu'nun Bakü'ye girişini sağlıyorlar-
dı.
Azerbaycan Milli Meclisi, direniş kararı yerine kendi
kararı ile iktidan Bolşeviklere devretmeyi uygun gör-
müştü!
Ertesi gün Neriman Nerimanov Hükümeti kuruldu. Bu
kez Azerbaycan'da Sovyet işbirlikçiliği dönemi başladı.
Bu işbirlikçilik, Sovyetler'in dağılmasına kadar sürdü.
Aynı işbirlikçi ve uzlaşmacı siyasal gelenek ve aynı ay-
mazlık bugün de sürüyor.
Bugün, Azeri liderleri, Karabağ ve Nahcıvan'daki Er-
meni saldırılarından çok birbirleriyle savaşıyorlar!
Azeri dilinde "Menim gözüm senden su içmir"d\ye bir
özdeyiş vardır. Türkçemizde "Sana güven olmaz" anla-
mına gelir.
Ermeni saldırılarını bırakıp birbirleriyle didişen Azeri
siyasetçilerine biz nasıl güvenelim?
Şovenizme hiç gerek yok; Azeri tarihindeki bu uzlaş-
macılığa ve bu işbirlikçiliğe bakıp, bir de bugünkü liderle-
rin şaşkınlıklarını izleyince "Menim gözüm Azeri lider-
lerden su içmir" demekten kendimizi alamıyoruz.
îstanbul'da iki cinayet
• Sefaköy'de bir kişi si-
lahlı saldın sonucu öldü.
Olayı Dev-Sol/Silahh
Deyrim Birlikleri üstlen-
di. Ümraniye'de bir kişi
otomobil içinde ölü bu-
lundu.
İstanbul Haber Servisi - Se-
faköv ve Ümraniye'de iki kişi
uğradıği silahlı saldın sonucu
öldü.
Sefaköy Fevzi Çakmak Ma-
hallesi Çakmak Sokak'ta dün
sabah 08.00 sıralannd» mey-
dana gelen olayda. işine gjt-
mek üzere e\inden çıkarak 34
KHZ 12 plakalı özel otomobi-
line binen Kenan Karahan'ın
şanına vaklaşan kasketli iki ki-
şi. kafasına tek kurşun sıktı.
Saldırganlar olay yerinden ka-
çarken. ağır yaralanan Kenan
Karahan çevrede bulunanlar
tarafından Bahçelievler Ömür
Hastanesi'ne kaldınldı. Kara-
han, yapılan tüm müdahalele-
re rağmen kurtanlamadı.
Fatih Vergı Daırcsi'nde ta-
hakkuk şefi olarak çalıştığı
öğrenilen Karahan'ın öldürü-
lümesinden sonra gazeteleri
arayan bir kişi, saldınyı Dev-
rimci SolSilarüı Devrim Bir-
likleri adına üstlendi Karahan'ın
aılesi. düşmanının olmadığını
\ c v anlışlıkla öldürülmüş olabi-
leceğıni sö\lediler.
Kenan Karahan'ın, İstan-
bul Emniyet Müdürlüğü Gü-
venlik Şubesi'nde görevli
Bahattin Karahan'ın yeğeni
olduğu öğrenildi.
Bu arada, Ümraniye Arma-
eanevler Ortanca Sokak üze-
rinde park halinde duran 34
FFT 09 plakalı otonun içinde,
Bahri Çağman (42) adb bir
emlakçı, öldürülmüş halde bu-
lundu.
Elleri kravatla bağlandıktan
sonra, kalbine ve kafasına bi-
rer kurşun sıkılarak öldürülen
Çağman'ın Bağdat Caddesi'-
ndeki Epaş Emlak'ın sahibi
old.uğu öğrenildi.
Ote vandan dün akşam Bah-
çekupı. 4. Vakıf Han, Asmakat
4 numarada bulunan bir avu-
katlık bürosuna saat 20.00 sıra-
lannda gelen Cemal Güney adb
bir kişı içeride bulunan Hüseyin
Konuk ve İsmet Karabey adın-
daki avukatlan a>aklanndan
\ ıırarak kaçtı.