05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MA.YIS 1992 PERŞEMBE Hariciyenin haricinden Afganistan'ın başkenti Kâbil'de savaş sonrası sıkıntılannın başında haberleşme geliyor. Yaşlı Afganlı, şehirlerarası telefon konuşmasını, Dışişleri Bakanlığı'nın hatlanna kaçak giriş yaparak gerçekleştiriyor. (Fotoğraf: REUTER) CUMHURİYET SAYFA 17 Müridoğlu'ndanMüridoğlu Heykeltıraş Zühtü Müridoğlu, Cumalı Sanat Galerisi'nde, anılannı yaap resimfcdiği "Zühtü Müridoğlu" adh kitabı hayranlanna imzaladı. Sanat- çı, bir gün eşi Seniha harumla birlikte Göztepe'deki evlerine dönerken Cevat Dursunoğlu'na rastladıklannı ve kendisinden aralannı yazmasmı istediğini anlatarak, 15 yıl önce eşi hasta iken bunlan resimlemeye karar vermiş. Sonradan bir yayınevine vermiş arna kaybohnuş. Yeniden otu- rup yazarakresimlemiş.(Fotoğraf:İBRAHİM GÜNEL) oss sonuçları pazar günü açıklanıyor ANKARA (Cumhuşiyet Bü- rosu) -Üniversiteye giriş 1. basa- mak sına\ sonuçlan pazar günü açıklanacak. OSYM Baş- kanlığı'ndan verilen bilgjye gö- re OSS sonuçlan, pazartesi günü Gazeteciler Cemiyeti"nin çıkaracağı "Sınav Sonuç" gaze- tesinde yayımlanacak. Öğrenci seçme sınavma katı- lan 837 bin 776 adaydan, sade- ce 141 bin 797 aday 2. basamak sınavı olan öğrenci seçme ve yerleştirme smavına katılmaya hak kazanacak. 19 nisanda ya- pılan ÖSS sınavını 105 ve üze- rinde puan alanlar kazanacak. Öğrenci seçme ve yerleştirme sı- navı ise 21 haziran pazar günü yapılacak. Bacasız sanayi Van Özel İdare H alıcüık ve Kilimcilik Okulu'nda ablalarla çalışan 7 yaşındaki Leyla / Benek,attığı ilmeklerlemesai arkadaşlarına parmak ısırtıyor. Parasızlıktan okula gidemeyen Leyla'nın amacı çok çalışıp, usta olmak. (Fotoğraf: AA CEMALETTİN ARAZ) Nükleere patladı Ta>\an parlamentosunda 4. nük- ieer güç planı görüşmeieri muhale- fetin sert eleştirileri altında sürû- yor. İktidarın nükleer yatınma 6.8 milyon dolar (4.8 milyar TL) ayır- ması fikrine çok sinirlenen bir muhalefet sözcüsü, arkadaşlan ta- rafından ağzından kazara herhan- gi bir söz çıkmaması için güçiükk engellendi. (Fotoğraf: REUTER) HABERLERIN DEVAMI OLAYLARIN ARDINDAKI GUNCEL Çocuğa I Baştarafi 1. Sayfada) GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada) şi de bu yaklaşımdan kaynakia- nıyor. Devletin en büyük kurumla- nndan Emlak Bankası'ndapat- lak veren olayın ortalığa dökii- lüp saçüması, belki de bu yiiz- den çok yararlı olmuştur. , Yolsuzlukların hesabını sor- mak, devlet yönetiminde bir er- demden öte, görev niteliği taşır. fioalisyon hükümetinin yaptığı doğal bir işlemdir: Yolsuzluk dosyalannı savalığa gönder- meKL. Bu işlemin altında bir siyasal gerekçe aramak kadar yanlış bir yorum olamaz. Emlak Bankası'ndaki "yağ- tna Hasan'ın böreği"nden nasi- bini alan öyle isimlere rastlanı- yor ki insan şaşınyor. Demek ki ANAP iktidan döneminde be- nimsenen "köşe dönücülük"fel- sefesi sanılandan çok daha ge- niş bir yıkımın yaygınlaşmasım şağlamış. • Ortaya gerçek bir ibret tablo- su çıkıyor. Bilmeyiz ki ibret alabilecek miyiz? • * • Mandela'yı kutladılar mıştı. Birden KİT Komisyonu'ncia Emlakbank konutlarının, geçmiş iktidarın, hem de önde gidenlerine neredeyse ucuza dağıtıldığını içeren rapor "patladı." Halka hizmetten başka hiçbir amaçları olmadığını dünden bugüne sürekli öne süren ANAP'ın kimler he- sabına, nasıl çalıştığını, konut yağması olayındaki ay- rıntılar ortaya koyuyor. ANAP iktidan nalıncı keseri gibi. Hep bana, hep bize diyor. Vatandaştan konut bedeli peşin yüzde 50 alınır- ken, ANAP'lı ya da ANAP'a yakın bürokratlara büyük ayrıcalıkla yüzde 25 uygulanıyor. Vatandaş yüzde 36 fa- iz öderken, vatana üstün hizmetlerinden ötürü olacak, ANAP'lı yüzde 15 faiz ödüyor. Başta manevi babaları TÖ, ağır aksak konuşmasıyla ünlü bugünkü liderleri Mesut Yılmaz ise ANAP'ın halk hizmetinde halk için yaptıklarını sıralamaktan yorgun düşüyorlar. Meğer halka hizmetten murad edilen, halk- tan çok alıp ANAP'lının cebine aktarmakmış! Emlakbank olayı bir gerçeği anımsatıyor. Koalisyon hükümeti, kurulduğu günden başlayarak bir ay süreyle yolsuzlukların hemen ortaya çıkarılmasını isteyen bas- kılarla karşılaştı. Buna karşı hükümet başkanı, araştır- maların "özel yöntemlerle" yapılmayacağını, devletin denetim kademelerinde her olayın ortaya çıkarılıp so- rumluların savcılıklara verileceğini açıkladı. Zaman gectikçe iktidarın yolsuzlukların üzerine gide- mediği kanısı güçlendi. Fakat sabretmesini bilen hükü- met bugün koruğun helva olduğunu görüyor, kamuoyu- na gösteriyor. KİT Komisyonu dün de alt komisyonlarıyla çalıştı, kendi bünyesinde çalıştı. örneğin, Meclis koridorların- da "ANAP'lıya elverişli konut" haberlerine fena halde sert çıkan eski Çalışma Bakanı imren Aykut'la ilgili bir "SSK incelemesi' gündemin ilk sıralarmda. Ya da kitabına uydurulmayanlar Aykut'un kurduğu, SSK sağlık tesislerini güçlendire- cek "o vakıf" kazancını, etkili olanaklarını acaba kime ya da kimlere "vakfediyor?" örneğin vakfın Ankara SSK rant binasında ucuza kapattığı, ama araç sahibin- den yüksek park ücreti alan garajı kim işletiyor? Soru- lar soruları kovalıyor. Bu konuda Başbakanlık Denetim Kurulu'nun da katılacağı toplantılarda bugünlerde so- nuca vanlacağı söyleniyor. Yolsuzluk dosyalarının toplandığı Devlet Bakanı Or- han Kilercioğlu, bize Emlakbank'la ilgili altı dosyanm -içlerinde ucuza konut dosyası da bulunuyormuş- sav- cılıkta incelendiğini söyledi. "Nereden buldun" diye ad- landırılan yasayı daha derli toplu hale getirecek çalış- maların başladığını sözlerine ekledi. Bakana göre "daha başka renkli dosyalar çıkacak" piyasaya. Peki, ama "dosyası açılamayan" kimi olaylar ne ola- cak? Örneğin şeker konusu. 1990da şeker sıkıntısı ola- cak varsayımıyla devlet, iç piyasalara oranla daha düşük fiyattan bir milyon ton dolayında -özel kararna- me çıkararak kimi firmalara- şeker ithal ettirdi. ANAP usulü pazar ekonomisinde firmalar ithal şekerle mil- yarlarkazandı. Sonra?.. Sonra, devlet, pancar üreticisinin parasını ödeyemez hale geldi. Geçen yıldan -ödenenlerin dışın- da- bugün pancar üreticisine tam bir trilyon borç takıldı. Devleti içeri atacak böylesi bir uygulamaya kimler, hangi nedenlerle girişti? Hangi firmalar kazandı ya da kazandırıldı? Her şey olanca hızıyla "kâğıt üzerinde ki- tabına uygun yapıldığından" kimi konularda "dosya açılmıyor." Kimbilir dosyası açılmayan kaç olay var? Bir de bunlan incelesek! Ne dersiniz?.. • Baştarafi 1. Sayfada) etmeyen Mandela'ya ""Bu tav- nndan dolayı" teşekkürettikle- •rinı açıkladılar. Devlet Bakanı Şerif Ercan, Mandela'nın ödü- lü kabul etmeyeceğini daha önce bildirdiğinı söyledi. - Reuter'in haberine göre. ANC Sözcüsü Gill Marcus. dün vaptığı açıklamada. Man- dela'nın ödülü Türkiye'deki in- san haklan ihlallennı neden göstererek reddettığıni behrttı. Sözcü açıklamasında "Eğer herhangi birinin şüphesi varsa. kendinı Kürt yerine koymah" dedi. Sözcü Marcus, "ırkçılığa karşı mücadele eden bir lider" olarak tanımladığı kapatılan Banş Derneği Başkanı Mah- mut Dikerdem"in adını vererek, ""Ba> Dikerdem. Türk hükü- metlenne muhalefetinden ötü- rü 1980'lerin başından beri pek çok kez hapse girip çıkrrfıştır" diye konuştu. Reuter'in haberi- ne göre Marcus, Kürtlere karşı yürütüien hükümet politikala- nnı kastederek şöyle devam et- ti: "Ödülü kabul edilemez kılan sadece tutuklamalar değildir. Tüm bu tutuklamalann bütü- nünün ne anlama geldiği, hü- kümetin yapmakta olduklan- nın bütünü, ödülü kabul edil- mez kılar." Bu arada görüşlerine başvur- duğumuz kapatılan Banş Der- heği Başkanı Mahmut Diker- dem konunun "hassasiyeti" nedeniyle şimdilik bir görüş be- lirtmek istemediğini söyledi. Başbakan Süleyman Demi- rel, dün Bakanlar Kurulu top- lantısına girerken, Mandela'nın ödülü reddetmesine ilişkin ola- rak gazetecilerin sorulanru ya- nıtladı. Mandela'ın ödülü red- detmesini "üzücü bir olay" olarak nitelendiren Demirel, G.Afrika'nın • Baştarafi 1. Sayfada) leşti- rilen kamuoyu araştımıasına bütün ırklardan iki bin kişinin katıldığı bildirildi. Araştırma sonucunda, kasım ayından bu yana zencî lider Mandela'nın İ>üyük puan topladığı görüldü. Yüz yüze yapılan kamuoyu araşbrmasına katılanlardan yüzde 52'si bir seçim olması du- rumunda Afrika Ulusal Kong- resi'ne (ANC), yüzde 16'sı Devlet Başkanı Frederic W. de Klerk'in Iıderliğindekj Ulusal ^artiye, yüzde 9.6'sı Zulu İn- kata Ozgüriük Partisi'ne oy ve- receğni söyledi. - Araştırmaya katılanlann yüzde 5û'si, ülkeyi yönetecek en ıyi liierin Mandela olduğunu söylerken, yüzde 18.8'i De Kleri'i, yüzde 8.9'u da Inkata lider Mangosuthu Buthelezi'yi yeğledi. •"Aslında kendisine itibar göste- rilmiştir. Herhalde bir tahrik veya yanlış anlaşılma var" dedi. Demirel, reddin gerekçesinin ne olduğu sorusuna şu yanıü ver- dı: "Tek kesin bir gerekçe yok orta yerde. Yazılı olarak bize intikal etmiş bir şey yok. Daha doğrusu kendisiyle yok da, Af- rika Kongresi'nin basına veril- miş bir beyanı var." Demirel, "tnsan haklan ko- nusunda bazı tereddütler oldu- ğu söyleniyor" sorusuna. "On- lann hepsi nvayet. Başka riva- yetler de var. Güya daha önce verilenlere bakmış da, falan di- ye. O çeşit bir şeyler de var" karşılığını verdi. Demirerin bu sözleri. Atatürk Banş Ödülü'- nün önceki yıl eski Cumhurbaş- kanı Kenan Evren'e venlmesini ima ettiği yorumuna yol açü. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü de Mandela'nın ödülü reddetmesi hakkında vorum yapmaktan kaçınarak,"Yorum yok. Sabah gazetelerde gör- düm" demekle yetindi. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen. dün Ba- kanlar Kurulu toplanüsından sonra gazetecilerin sorusu üze- rine, toplantıda Atatürk Banş Ödülü'nün reddedilmesi konu- sunun da görüşüldüğünü belir- terek, Mandela'nın gelecek yıl Türkiye'ye gelebileceğini söyle- di. Ödülün reddedilmesinin ge- rekçesi hakkında, bilgi \erme- yen Gönen şöyle dedi: "Bu ödülü veren kurul, Man- dela'ya bunu layık görmüştü, ama gelemeyeceklermiş. Kendi takdirleridir. aklımda yanlış kalmamışsa, 'Belki önümüzde- ki yıl gelebilirim' demiş." Orman Bakanı Vefa Tanır da Bakanlar Kurulu'nda Atatürk Banş Ödülü için ikinci bir aday üzerinde durulmadığını belir- tirken, Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna. Mandela'nın, ödülün daha önce verildiği kimselerle kendisini karşılaştırmış olabile- ceğini söyledi. Mandela'ya teşekkür SHP'den aynlan HEP kö- kenli Muş Milletvekili M.Emin Sever, Mardin Milletvekili Ali Yiğit, Diyarbakır Milletvekili Sedat Yurtdaş, Mardin Millet- vekili Ahmet Türk ve Mehmet Sincar. Şırnak Milletvekili Se- . lim Saddak, Siirt Milletvekili Zübeyir A>dar, Muş Milletve- kili Muzaffer Demir, Adıya- man Milletvekili Mahmut Kı- lınç, Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle ve Leyla Zana. Şır- nak Milletvekili Orhan Doğan, Muş Milletvekili Sırrı Sakık. Sı- irt Milletvekili Naif Güneş ve Van Milletvekili Remzi Kartal. 1992 yılı Atatürk Banş Ödülü"- nü kabul etmeyen Mandela"- ya, "bu tavnndan dolayı" te- şekkür ettiklerini açıkladılar. Milletvekilleri. ortak açıkla- malannda şu görüşlere yer ver- dıler: "Türkiye Cumhuriyeti hükü- metlerinin on yıllardır şiddete dayalı olarak yürüttükleri poli- tikalannı 'Banş Ödülü" dağıta- rak belirttiğimiz gerçeği bu tutumla gizlemeye çalıştıklan açıktır. Bir yanda. bir Nevruz kutla- malannda olduğu gibi. tank. top. havan. makineli tüfekler ve panzerler kullanarak 103 sılah- sız Kürdün ölümüne yol açan siyasal iktidann diğer yanda. "Banş Ödülü' dağıtması ve hele hele bu ödülün. gerçek bir öz- gürlük savaşçısı bir lidere veril- mek istenmiş olması. Kürt halkına karşı yürütüien saldın- lann dünya kamuoyunun göz- lerinden gizleme amacından başka bir anlamı yoktur. Gerekçesi ne olursa olsun zenci lider Mandela'nın bu tav- n kendisini Kürt halkının gö- zünde daha bir yüceleştirmiştir.. HEP Genel Sekreteri Kemal Okutan da dün yaptığı yazılı açıklamada, Mandela'yı bu davranışından dolayı kutladı. Mandela bildirmiş Devlet Bakanı Şenf Ercan, Mandela'nın önce programlan nedeniyle Türkiye'ye gelemeye- ceğini daha sonra da ödülü kabul edemeyeceğini bildirdiği- ni açıkladı. Ercan, Mandela'- nın 19 Mayıs 1992 tarihinde ödül töreni için Ankara'ya cağ- nldığını belirterek. şunlan söy- ledi: "Ancak adı geçen lider, Jo- hannesburg Başkonsolosluğu- muz aracılığı ile gönderdiği cevabi mesajında. CODESA (Güney Afrika'yı Demokratik- leştirme Toplantısı) görüşmeie- ri ve daha önce kararlaştınlan işleri nedeniyle bu >ıl ülkemize gelemeyeceğini, bu ziyareti ge- lecek yıl yapabileceğini bildir- miştir. Bu defa. ilgili başkonsoloslu- ğumuzun ödülün kabul edildi- ğine dair bir işaret alınmadığını belirtmesi üzerine. Sayın Man- dela, Afrika Ulusal Kongresi Merkezi'nden yayımladığı bir basın bildirisi ile söz konusu ödülü kabul etmediğini belirt- miş bulunmaktadır." Bu arada çeşıtli kışiler de Mandela'nın Atatürk Banş Ödülü'nü reddetmesine tepki gösteriyorlar. Reha İsvan bu konuda görüş bildirirken. "Bu ödül bana verilecek olsaydı ben de asla kabul etmezdim. Çünkü bu ödül, insan haklanna, banşa ve demokrasiye müdahale edenler tarafmdan konmuş bir ödüldür. Kenan Evren gibi biri- ne verilmiş bir ödülü kabul et- mek, banş için mücadeye ve insan haklan ilkelerine ters dü- şer. Mandela'nın bunu reddet- mesini anlayışla karşılıyorum"- dedi. Ord. Prof. Dr. Ekrem Akur- gal ise "Adam tenezzül edip gel- miyor, demek ki biz yanlış yol- dayız" diye konuştu. Eski Cumhurbaşkanlann- dan Kenan Eyren, Mandela'- nın Atatürk Ödülü'nü kabul etmemesiyle ilgili olarak konu- nun kendisini ilgilendirmediği- ni bildirdi. Marmaris'te bulunan Kenan Evren. konuyla ilgili görüşlerini telefonda sorduğumuzda, Özel Kalem Müdürü Mehmet Gök- çe aracılığıyla şunlan söyledi: "Bu bana niçin soruluyor? Gidin, Mandela'nın kendisine sorun. Konu hiç bir şekliyle be- ni ilgilendirmiyor" Demirel-Mandela göriişmesi Mandela, geçen şubat ayında Davos zirvesinde Başbakan Sü- leyman Demirel"le "sıcak" bir görüşme yapmıştı. Mandela, Demirerin "demokrasi müca- delesi"ni övmüş ve Türkiye'- deki siyasi gelişmelerden olum- lu yönde söz etmişti. • Baştarafi 1. Sayfada) seminerler- den hizmet içi eğitim yoluyla geçirilmesini öneren Yavuzer "Hukuku bilmek, çocuğu bil- mek anlamına gelmiyor" dedi. Yavuzer aynca damgalamanın pratikteki yarann ne olursa ol- sun onun bıraktığı duygusal yaranın bedelinin çok ağır ol- duğunu da sözlerine ekledi. İs- tanbul Çocuk Mahkemesi Cumhuriyet Savası Adil Dur- muş. mühürleme olaymın dam- galama diye aksettirmenin yan- lış olduğunu söyleyerek "Ta- bipliğe gönderilen kişinin bizim gönderdiğimiz kişi olduğunun belli olması için bunu yapmak durumundayız. Bu mağdur olan kişı için de geçerli. Bu mü- hür yıkanınca çıkar" dedi. Konuya daha duyarb yaklaşan Istanbul 1 nolu Çocuk.Mahke- mesi Başkanı Kenan Âysan ise şunlan söyledi: "Eğer bir gazeteci arkadaş mühürleme olayını bir damga- lama olayı olarak değerlendiri- yorsa, vatandaş da mühür vurulunca bunu suç damgası olarak kabul edebilir. O halde çocuk da bunu böyle düşünebi- h'r. Çocuk için bu mühür olayı- nı değiştirip, bunun yerini ala- cak başka yollan aramamız lazım." Çocuklara kelepçe ve zincir vurulmaarun da aşağılayıcı bir durum olduğunu, çocuğun ru- hunda onanlmaz yaralar açtığı- nı belirterek, bu yüzyılda böyle şeylerin olmaması gerektiğini ve devletin işin tedbirini başka türlü almasını istedi. Savcı Adil Durmuş," Çocuk Mahkemelennde, diğer mahke- melerde olduğu gibi kürsülerin yüksek oluşu, bu salonlarda ço- cuklann kara cübbeli insanla- nn karşısına cıkanlışı bir olumsuzluk teşkil etmiyor mu?" şeklindeki sorumuza şu yanıü verdi: "Hayır, bir olumsuzluk değil. Bilakis çocuklar orda oturan insanlara özenir, ilerde o insan- lar gibi olmak isterler." GOZLEM UĞUR MUMCU Değerli eczacı meslekdaşlarımızın 14 Mayıs Eczacıhk GüniVnü içtenlikle kutlar, halk sağlığına olan katkılannın başanyla devamını dileriz.*. İLAÇ ENDÜSTRİŞİ İŞVERENLER SENDİKASI ABBOTT ABDIIBRAHIM ABFAR ADEKA ALIRAIF ATABAY BAYERTÜRK BILIM CARLO ERBA CIBA GEIGY DOĞU DROGSAN DR. F. FRİK DR. İBRAHİM ETEM ULAGAY ECZACIBAŞI İLAÇ ECZACIBAŞI HASTANE ÜRÜNLERİ E.R. SÛUIBB FAKO GLAXO GRİPİN İLSAN İLTAŞ KANSUK KNOLLALMAN KURTSAN LENSOR LIBA MILEN MUSTAFA NEVZAT ORGANON ORGANON TEKNİKA PFIZER ROCHE SANDOZ SANOVEL SCHERING ALMAN SERVIER SİFAR TEK İLAÇ TÜRKHOECHST VVELLCOME WYETH • Baştarafi 1. Sayfada) Osmanlı hükümeti ile işbirliği yapan Müsavat Partisi, kurulur kurulmaz Şii dinsel liderlerin tepkileriyle karşı- lanmıştı. Hümmet Partisi, Sovyetdevrimcileri ile işbirliği yapıyordu. Difai Partisi de Müsavat Partisi'ne katılmıştı. 1917 Sovyet Devrimi'nden sonra Stepan Şaumanyan komutasındaki Bolşevik-Ermeni birlikleri Bakü'yü ele geçirdiler. Müsavat Partisi ve Ali Merdan Topcubaşev ve Feth Ali Hoylu'nun kurdukları 'Tarafsız Grup' bir araya gelip işgale karşı 'Milli Komite' adıyla bir direniş örgütü oluşturdular. Azerbaycan Başbakanı Feth Ali Hoylu, 28 Mayıs 1918 günü 'Azerbaycan Cumhuriyeti'r\\n kurulduğunu bütün dünyaya duyurdu. Hoylu hükümeti, bütün partileri içine alan bir koalisyon hükümeti kurdu. Başbakan Hoylu, bağımsızlığın güvence altına alınma- sı ve saldırıların püskürtülmesi amacıyla Osmanlı hükü- metinden askeri yardım istedi. Baskomutan Vekili Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa, 'Kafkas Islam Ordusu Komu- tanı' olarak 15 Eylül 1918 günü Bakü'ye girdi. Girer gir- mezde 'Azerbaycan MilliŞûrası'r\[ tatilesoktu. Azerbaycan liderleri arasında bu konuda uyuşmazl/k baş gösterdi. Nuri Paşa'nın Bakü'deki 'Turan düşleri' ancak bir ay on beş gün sürdü. 30 Ekim 1918 günü imzalanan Mondros Müterakesi ile Osmanlı ordusu Bakü'yü Ingilizkuvvetieri komutanı General Thomson'a bırakmak zorunda kaldı. General Thomson ile Azerbaycan hükümeti arasında görüşmelerden sonra Ingilizler Azerbaycan hükümetini tanıdılar. Anadolu, ingilizlerin planlarıyla işgal edilirken, Azeri- ler, Ingilizlere karşı direnmediler; tersine, Ingilizler ile uzlaştılar ve işbirliği yaptılar! • Kafkas Orduları Komutanı Halil Paşa, Kâzım Karabe- kir'e gönderdiği 20 Nisan 1920 tarihli mektupta bu Azeri- ingiliz işbirliğinden acı acı yakınmıştı. "Azerbaycan hükümeti Ingiliz tarattan ve hatta İngi- lizlerin oyuncağı olan bir hükümettir. Hükümet, Nahct- van ve havalisini Zengezor'u ve Karabağ'ı Ermenilere vermeye razıdır." Kurtuluş Savaşı günlerinde Azerbaycan'dan Anadolu hükümetine herhangi bir yardım da gelmemişti. Mustafa Kemal Paşa o günlerde TBMM gizli oturumla- rında yaptığı konuşmalarda "Kafkasya'da Ruslar mı, yoksa ingilizler mi galip gelsin" sorusunu soruyor ve Bolşeviklerin desteklenmesi kararını veriyordu. Bu destek,"Emperyalist Ermeni hükümetine karşı as- keri harekât yapmayı ve Azerbaycan hükümetini de Bol- şevik devlet zümresine katmayı taahhüt" etmekle sür- müştü. Azerbaycan'da bulunan Türk subayları, Müsavat hü- kümetinin devrilmesi ve yerine Bolşevik hükümetinin kurulması için de çalışmışlardı. Bu plan gerçeklesti. Azerbaycan hükümeti bakanlarından Gajinski ve Sa- vunma Bakan Yardımcısı General Şeyhli, muhalefetteki 'IttihatPartisi' ve Azerbaycan ordusunda görevli Türk su- bayları ile işbirliği yaparak hükümet darbesi düzenliyor- lar, böylece, Ingiliz yanlısı hükümeti devirerek 28 Nisan 1920 günü 'XI.KızılOrdu'nun Bakü'ye girişini sağlıyorlar- dı. Azerbaycan Milli Meclisi, direniş kararı yerine kendi kararı ile iktidan Bolşeviklere devretmeyi uygun gör- müştü! Ertesi gün Neriman Nerimanov Hükümeti kuruldu. Bu kez Azerbaycan'da Sovyet işbirlikçiliği dönemi başladı. Bu işbirlikçilik, Sovyetler'in dağılmasına kadar sürdü. Aynı işbirlikçi ve uzlaşmacı siyasal gelenek ve aynı ay- mazlık bugün de sürüyor. Bugün, Azeri liderleri, Karabağ ve Nahcıvan'daki Er- meni saldırılarından çok birbirleriyle savaşıyorlar! Azeri dilinde "Menim gözüm senden su içmir"d\ye bir özdeyiş vardır. Türkçemizde "Sana güven olmaz" anla- mına gelir. Ermeni saldırılarını bırakıp birbirleriyle didişen Azeri siyasetçilerine biz nasıl güvenelim? Şovenizme hiç gerek yok; Azeri tarihindeki bu uzlaş- macılığa ve bu işbirlikçiliğe bakıp, bir de bugünkü liderle- rin şaşkınlıklarını izleyince "Menim gözüm Azeri lider- lerden su içmir" demekten kendimizi alamıyoruz. îstanbul'da iki cinayet • Sefaköy'de bir kişi si- lahlı saldın sonucu öldü. Olayı Dev-Sol/Silahh Deyrim Birlikleri üstlen- di. Ümraniye'de bir kişi otomobil içinde ölü bu- lundu. İstanbul Haber Servisi - Se- faköv ve Ümraniye'de iki kişi uğradıği silahlı saldın sonucu öldü. Sefaköy Fevzi Çakmak Ma- hallesi Çakmak Sokak'ta dün sabah 08.00 sıralannd» mey- dana gelen olayda. işine gjt- mek üzere e\inden çıkarak 34 KHZ 12 plakalı özel otomobi- line binen Kenan Karahan'ın şanına vaklaşan kasketli iki ki- şi. kafasına tek kurşun sıktı. Saldırganlar olay yerinden ka- çarken. ağır yaralanan Kenan Karahan çevrede bulunanlar tarafından Bahçelievler Ömür Hastanesi'ne kaldınldı. Kara- han, yapılan tüm müdahalele- re rağmen kurtanlamadı. Fatih Vergı Daırcsi'nde ta- hakkuk şefi olarak çalıştığı öğrenilen Karahan'ın öldürü- lümesinden sonra gazeteleri arayan bir kişi, saldınyı Dev- rimci SolSilarüı Devrim Bir- likleri adına üstlendi Karahan'ın aılesi. düşmanının olmadığını \ c v anlışlıkla öldürülmüş olabi- leceğıni sö\lediler. Kenan Karahan'ın, İstan- bul Emniyet Müdürlüğü Gü- venlik Şubesi'nde görevli Bahattin Karahan'ın yeğeni olduğu öğrenildi. Bu arada, Ümraniye Arma- eanevler Ortanca Sokak üze- rinde park halinde duran 34 FFT 09 plakalı otonun içinde, Bahri Çağman (42) adb bir emlakçı, öldürülmüş halde bu- lundu. Elleri kravatla bağlandıktan sonra, kalbine ve kafasına bi- rer kurşun sıkılarak öldürülen Çağman'ın Bağdat Caddesi'- ndeki Epaş Emlak'ın sahibi old.uğu öğrenildi. Ote vandan dün akşam Bah- çekupı. 4. Vakıf Han, Asmakat 4 numarada bulunan bir avu- katlık bürosuna saat 20.00 sıra- lannda gelen Cemal Güney adb bir kişı içeride bulunan Hüseyin Konuk ve İsmet Karabey adın- daki avukatlan a>aklanndan \ ıırarak kaçtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle