Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS1992 PERŞEMBE
16
BURASITURKIYE
HALUKŞAHİN
Bektranik Rönesans
Hayatımıza her gün yeni bir iletişim teknolojisinin girdiği
bir dönemde yaşıyoruz. Radyo, televizyon, video derken
şimdi fakslar, modemli bilgisayarlar, çağrı aygıtları, akıllı
teletonlar, teletekstler, videotekstler... Sırada başkaları
var...
Demirel seçim kampanyası sırasında sık sık "Batı'nın
ileri ülkelerinde ne varsa bizde de olmalı" diyordu ya... İle-
tişim teknolojilerinde gerçekten öyle oluyor. Hem de ba-
zen cabasıyla.
Fransa'da yaşayan Profesör Altan Gökalp, Türkiye'de
faks kullanımının Fransa'dan ileride olduğunu söyledi ge-
çenlerde... Türkiye video kullanımında da Avrupa ölçüleri-
ni göz açıp kapayıncaya kadar yakalayıvermişti. Şimdi de
aynı durum araçtelefonlarındayaşanıyor. Bankacılanmız,
elektronik iletişim donanımı açısından Türkiye'nin birçok
Avrupa ülkesinden ileride olduğunu belirtiyorlar...
Yeni iletişim teknolojilerinin Türkiye'ye girip kullanılma-
ya başlaması aylar, hatta haftalar içinde gerçekleşiyor ar-
tık. Oysa matbaanın Türkçe kitap basımında kullanılması
için iki buçuk yüzyılm aeçmesi gerekmişti.
NETAŞ tarafından İletişim Araştırmaları Derneği'nin,
katkılarıyla istanbul'da düzenlenen İletişim Zirvesi'nde
konuşmacılar Türkiye'nin iletişim teknolojisi kullanımında
dünya ile atbaşı gittiğini vurguladılar. lşte size "CHP kurul-
sun mu, yoksa kurulmasın mı"dan çok daha önemli bir
soru:
"Sanayi devriminde treni kaçırmış olan Türkiye, bilgi
devrimi istasyonunda çağı yakalıyor mu?"
İletişim teknolojileri ile kültürel yaşam arasında yakın
bir ilinti bulunduğunu tarihten biliyoruz.
Gütenberg'in matbaası ile Rönesans ve reform arasın-
daki sıkı sebep-sonuç bağıntısı ilkokul tarih kitaplannda
bile anılır. Gerçekten matbaa, bilginin yazılı biçimde dağı-
lımını kolaylaştrarak çok önemli bazı kültürel süreçleri
başlatmış, bazılarına da hız vermişti.
Acaba yeni iletişim teknolojileri ne yapıyor ve yapacak?
Düşünûn ki bu teknolojilerin sağladığı iletişim kolaylıkları
matbaanın bir zamanlar sağladığından çok daha büyük ve
kapsamlı. Herhalde etkileri de öyle olacak.
Hemen akla bir soru geliyor.
"Acaba elektronik Rönesans'a mı girdik?"
Rönesans insan yaratıcılığında bir ilkbaharın yaşanaca-
ğı, beğeninin ve duyarlığın sıçrama yapacağı, bilginin
egemenliğini kuracağı bir "yeniden doğuş" çağı...
Soru insanı heyecanlandırıyor... Ama yerkürede olupbi-
tenlere şöyle bir bakınca, karşı köşeden bir kuşku kafasını
uzatıyor
"Elektronik Rönesans derken dünya boyu bir elektronik
bir eğlence parkına, küresel Disneyland'e girmiş olmaya-
lım?"
Sakın yanlış anlaşılmasın. Insanların eğlenmesine bir
itirazım yok. Çağımızda, medyalarla evlere kanal kanal
akıtılan eğlencenin bir çeşit sakinleştirici hap işlevi gördü-
ğünü biliyorum. llahi açıklamaların gücünü yitirdiği bir
dünyada insanlan avutmak, hatta felsefi anlamda teselli
etmek gerekiyor.
Bırakınız eğlensinler! Eğlenelim.
Benim korkum, elektronik iletişim teknolojilerinin sağla-
dığı olanakların birtakım çevrelerin güdümünde çarçur
edilmesi. Sözgelimi Louvre Müzesi'ne kimse uğramazken
lunaparkların bka basa dolması. En güzel kitaplar jki bin
satmazken en kötü kasetlerin iki milyona vurması...
Şunu unutmayalım ki daha çok şey bilmekle daha iyi bil-
mek arasında dağlar kadar fark vardtr. Şöyle bir bilgi hiye-
rarşısinden söz edebiliriz: En altta "veri'ler, onun üstünde
"enformasyon", onun da üstünde "bilgi" ve en üstte "bil-
gelik."
Bilgisayarlara nikâhlı yeni iletişim teknolojileri, veri top-
lamayı ve iletmeyi çok kolaylaştırdı. Bu verilerden enfor-
masyon üretmekte de çok yol alındı...
Enformasyonu damıtıp bilgiye dönûştûrmek hâlâ insan
beynine düşüyor. Ve orada da hızla ilerleniyor.
Ya en üst düzey, orada ne oluyor?
Beyin ile kalbin ortaklaşa üreteceği bilgeliğe gelince,
makineler orada pek bir işe yaramıyor. Homeros'u, Yunus
Emre'yi, Shakespeare'i okurken bazen yerimizde saydığı-
mızı düşünüyorum.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet~
Filimcilikte muvafTakiyet
14 MAYIS 1932 •HCfirievî
Son hafta zarfında Türk
fılimciliği âleminde büyük bir
muvafTakiyet elde edilmiştir.
Şimdiye kadar
memleketimizde fılim imali
hususunda kâfı derecede
vesait mevcut ohnaması
dolayısile yapılacak herhangi
bir fılim için Avrupa
stüdyolannda çahşmak
mecburiyeti hasıl oluyordu.
Halbuki Türkiye'de Avrupa
mütehassıslanna ve
stüdyolanna muhtaç
oimaksızın "sesli" ve
"konuşan" fılimler vücude getirilip getirilemiyeceğini
anlamak için yapılan tecrübeler memnuniyetbahş neticeler
vermiş ve bunu müteakip "makine sayesinde" ismi muhtaç
oimaksızın "sesli" ve "konuşan" birfilimçevrilmişür.
Bu kordelâ bütün manasile "ilk yerli fılim" olarak vücude
getirilmiştir. Rejisörü, Avrupa'da da çahşmış sinema
san"atkârlanmızdan Vedat Urfi ve operatörleri de Cezmi ve
Remzi Beylerdir. Sesli ve konuşan kısımlan mühendis
Ragıp Bey'in vücude getirdiği mükemmel bir makine ile
kaydedilmiştir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Laos buhranı
14 MAYIS 1962
Başkan Kennedy, dün Laos'ta Komünist Pathet Lao
Kuvvetleri tarafından ihlal edilen ateşkes anlaşması
yüzünden dogan buhran geliştiği takdirde Güneydoğu
Asya'ya hareket etmeleri için Amenkan Kara, Hava ve
Deniz Kuvvetlerine "'hazır ol" emri vermiştir.
İyi haber alan çevrelerin bildirdiğine göre, bu harekâta
katılacak olan Amerikan kuvvetlerinin durumunun ne
olacağı hâlâ bilinmemekteolup, ilgililer, değişen şartlann
ışığı altında buna bir karar vereceklerdir.
Amerikan Hükümeti ilk adım olarak cuma günü
Güneydoğu Asya sulanna 7. Amerikan Filosuna ait içinde
2000 kişilik bir deniz piyade taburu bulunan bir uçak gemisi
göndermiştir. Daha önce yapılan bir anlaşmaya göre de
askerler, Tayland'da karaya çıkabileceklerdir. Laos'ta
komünistlerin ilerlemeye başlaması üzerine Kennedy. dün
özel müşavirleri ile iki görüşme yapmıştır. Anlaşıldığına
göre, birkaç güne kadar durumda bir değışiklik olmadığı
takdirde Kennedy, Asya'ya yeni takviye kuvvetleri
gönderecektir. Bildirildiğinegöre, Kennedy'nin ilk
tedbirlerinden olarak halen 1000 kişilik bir .Amerikan
Kuvveti Tayland kuvvetleri ile birlikte komünist ve
komünist eğilimli kuvveüerin Laos'tan Tayland'a
sızmalannı önlemek amacıyla, iki ülke arasında sınır olan
•Mekong nehrine doğru hareket ettiğini bildirmiştir.
Boş
saatler
Frankfurt'talri
Amerikan
sirkinde calışan
Marc David,
özd zevklerine
de T
("nan
ayırabilen bir ,
kişi. Boş
saatlerinde, 175 *
metrelik bir
binanın caüsına
çıkarak kendini
»yak bileginden
bağlı biçimde
boşluğa
bırakması,
vazgeçemediği
bir tutku.
(Fotoğraf:
REUTER)
Tehlikeli
opııc11kler
ROMA (AA) - AIDS virüsü-
nün. Fransız usulü öpüşmeyle
bulaşmadığı, ancak öpüşen
çiftlerin ağızlannda kanayan
yara varsa, buVirüsün bulaşa-
bileceği bildirildi.
Ualva'da kurulan resmi bir
komisyonun, Sağlık Bakanı
Francesco de Lorenzo tarafın-
dan açıklanan raporunda,
AIDS virüsünün, dudak ve dil
hareketleriyle yapılan ve
"Fransız usulü" olarak tanım-
lanan öpüşme yoluyla bulaş-
madığı belirtildi.
Mafyadan depremlere kadar
her konuda resmi komisyonlar
oluştunılan İtalya'da, geçen
mart ayında da AIDS virüsü-
nün tükürük alışverişiyle bula-
şıp bulaşmadığını incelemek
üzere resmi bir komisyon ku-
rulmuştu.
Görüntü yanıltmasın
Madrid'de boga güreşlerini
izleyen yabancüar,
genellikle boganın
^kazanmasını isterkr. Geçen
hafta sonu. tnristler
"Sonunda boganın
yendigine tanık
olacağız"
diye
hayü
ömitlendiler.
Ama
soaanda,
boynuz
darbefcrini
>. yiyen
matador
ayağa
kalkü
ve
bogayı
arenamo
mezbahasına
yolladı.
Alıııan gemisi
Mersin'e
sokiılmadı
MERSİN (AA) - Yüklediği
endüstriyel aukla Mersin'e ge-
len Alman bandıralı 'Felterne'
adlı gemiye, Çevre Bakanhğı'-
nın müdahalesi üzerine limana
giriş izni verilmedi.
Almanya'nın Hamburg li-
manından yüklediği 3 bin 564
ton endüstriyel aükla, önceki
gün öğle saatlerinde Mersin li-
manı açıklanna gelen 'Felter-
ne', sahıl güvenük botlannın
izın vermemesi üzerine, yükünü
boşaltamadan Akdeniz'e açıl-
dı.
Yetkililer, geminjn daha son-
ra Gazi Magosa açıklannda
görüldüğünü bildirdiler.
HABERLERIN DEVAMI
Ermeniler kimyasal silah Ermeniler Avkut'lin Vakfl İÇİn gİZİİ OtUTUm
MBaştarafi lSayfada) lerleyapüanröportajlaryayım- T • 9 -•• "'• Baştarafi 1. Sayfada)
çağırdı. Komutanlar, 7 mayısı
8'ine bağlayan gece Ermenile-
rin havadan ve karadan saldır-
dıklannı belirterek, Şuşa'da
yetersiz sayıda asker olduğunu
bildirdiler. Komutanlar "Er-
menilerin ilk saldınsında,
Şuşa'nın önemli savunma nok-
talan bertaraf edildi. Çünkü
asker eğitimsizdi" dediler. Va-
tanın Ermeniler tarafından da-
ğıtıldığını anlatan komutanlar
eli silah tutan herkesi çarpışma-
ya çağırdı ve "Silahı olan gelsin,
silahı olmayan ise silah alsın.
Biz Şuşa'yı geri alahm"dedi.
Şuşa'da savaşanlann onurla
dövüştüğü belirtilen konuşma-
larda, şehit olanlar rahmeüe
anıldı.
Ermeni saldınsı sırasında,
Şuşa'da Azeri askerlerin olma-
dığı bildiriliyor ve "7 milyonluk
Azerbaycan, günahkârdır. Çün-
kü Şuşa Azerbaycan'ın elinde
değildir" deniyor.
Dün akşam Türkiye saatiyle
saat 21.00 -22.00 arası televiz-
yonda, Şuşa'da savaşan asker-
BM,
MBaştarafi 1. Sayfada)
celeme" heyeti göndereceğmı
açıkladı. Konsey'in yayımladı-
ğı başkanlık bildirisinde, taraf-
lann tümüne. şiddetin durması
için önlem almalan çağnsında
bulunulurken. bu çerçevede
Avrupa Güvenlik ve İşbiriığı
Konferansı'nın (AGİK) giri-
şimleri de açık bir dille destek-
lendi. Ankara. Konsey karannı
"çabalann olumlu sonuç ver-
mesi" diye değerlendirirken bu
sonucun alınmasmda Türkiye
ile ABD arasındaki diplomatik
işbirliğinin etkili olduğu kayde-
dildi.
Azerbaycan topraklannın iç
kesiminde bu cumhunyete bağ-
lı özerk bir bölge olan Dağlık
Karabağ'da Ermeni milislerin
şiddet yoluyla sağladıklan ege-
menlik, uluslararası zeminde en
üst düzeyde "tepki" gördü. BM
Güvenlik Konseyi, geçen hafta
sonu Türkiye ve Azerbaycan'ın
BM nezdindeki daimi temsilci-
leri araahğıyla iletilen mektup-
lannın değerlendirilmesi sonu-
cu, dört maddelik bir başkanhk
bildirisi yayımlayarak konuyla
yakından ilgilendiğini gösterdi.
Önceki gece yayımlanan bildi-
rinin ilk maddesinde şöyle de-
nildi:
"Güvenlik Konseyi üyeleri,
Dağlık Karabağ'da durumun
kötüleşmesine ve ağırcan kaybı
ile maddi hasara yol açan ateş-
kes ihlallerine ilişkin son haber-
ler ve bunlann bölge ülkeleri
açısından yarattığı sonuçlardan
derin kaygı duymaktadır."
AGİK bünyesindeki Dağlık
Karabağ'a ilişkin çabalann da
açık biçimde desteklendiği bil-
diride, BM Genel Sekreteri'nin
bölgeye inceleme heyeti gön-
derme karan duyuruldu. Söz
konusu heyetin, AGİK bünye-
sindeki çabalan destekleyecek
yöntem ve araçlan araştırma-
nın yanı sıra acil insani yardım
sağlanması için teknik inceleme
de yapacağı bildirildi. Başkan-
hk bildirisinin son bölümünde.
sorunlann şiddete başvurul-
maksızın banşcı yoldan çözü-
mü ilkesine ve Konsey Baş-
kanı'nın Dağhk Karabağ'da bu
ilkenin uygulanmasına ilişkin
önceki acıklamalanna aüfta
bulunularak şöyle denildi:
"Güvenhk Konseyi üyeleri,
tüm taraflan şiddetin durdurul-
ması, Genel Sekreter'in heyeti-
nin çalışmasının kolaylaştınl-
ması ve heyet personelinin
güvenliğinin sağlanması için ge-
HAVA DURUMU
lerle yapılan röportajlar yayım-
landı. Şuşalı askerler. çatışma
öncesinde kasabada propagan-
da yapıldığını ve halkın korku-
tulduğunu söylediler. İlk önce
20 kadar evin boşaltılmasının
kentte panik yarattığını an-
latan askerler 8 mayıs saat 14.
00'den sonra panikle Şuşa'nın
terk edilmeye başlandığını söy-
lediler. Ermeni saldınsında
kimyasal silah kullaruldığını da
öne süren askerler, "Saat 20.
OO'ye kadar dayandık. Düşrna-
nın ücüncü saldınsı başladı. Bu
saldında, bizim her askerimize
bir Ermeni tankı düşüyordu"
dediler.
Şuşa'dan en son aynlan Aze-
ri Molla ise şunlan söyledi:
"8 mayıs günü sabah saat 06.
00'da ineklerimi çıkardım, sal-
dınyla karşılaşüm. Bir kanala
saklandım. Gece saat 12.00'ye
kadar orada kaldım. Ermeni-
ler, Şuşa'da bütün evleri yaktı-
lar. Benim evim de gözlerimin
önünde yakıldı. Şahsen ben Er-
menilerin yakaladıklan esirleri
öldürdüklerini görmedim".
rekli önlemleri almaya cağınr."
BM Güvenlik Konseyi'nce
yayımlanan başkanlık bildirisi,
Türk hükümetini hoşnut etli.
Dışişleri Bakanhğı Sözcüvekili
Ferhat Atamao, gelişmeyi "Ça-
balanmız olumlu sonuç verdi"
sözleriyle değerlendirirken hü-
kümet kaynaklan bölgeye ta-
rafsız bir heyet gönderilmesi
karan ile AGİK çabalanna ya-
pılan açık aüflann Karabağ'da
uluslararası anlaşmalardan do-
ğan kanuni durumun devamı
yönünde "umut" doğurduğu-
nu ifade ettiler.
Dışişleri Bakanhğı Müsteşa-
n, Siyasi İşler Yardıması Büyü-
kelçi Bilgin L'nan'ın önümüzde-
ki günlerde Azerbaycan'ın
başkenti Bakü'ye giderek son
durum konusunda temas ve in-
celemelerde bulunacağı açık-
landı.
Ankarada Şuşa kentinin Er-
menilerce ele geçirilmek üzere
olduğu haberlerinin alındığı ge-
çen cuma gününden itibaren
yaşanan diplomatik marato-
nun özeti şöyle:
- BM nezdindeki Türk büyü-
kelçısı ile Azeri büyükelçisinin
eşzamanh olarak Konsey Baş-
kanı'na başvurmalan sağlandı.
Azerilerin başvurusunda Tür-
kiye'nin teşviki belirleyici rol
oynadı.
- Minsk Konferansı Başkanı
İtalyan parlamenter Mario Ra-
faelli ile Ankara'da yapılan üst
düzeyli görüşmede, "Ermenile-
rin askeri güç kullanarak ka-
zandıklan avantajlann, siyasi
ve hukuksal durumu etkileme-
yeceğinin saptanması" konu-
sunda göriiş birliği sağlandı.
- Başbakan Sülevman Demi-
rel, Aşkabat arvesinde Kara-
bağ'daki durum konusunda
İran Cumhurbaşkanı Haşimi
Rafsancani'yı uyardı ve zirve-
nin bu konuda ortak bir tavır
belirleyerek bunu bildiriye yan-
sıtmasını sağladı.
- Güvenlik Konseyi'ne yazılı
başvurunun yapılması sonra-
sında, 11 mayıs pazartesi günü
Büyükelçı Akşin, Konsey Dö-
nem Başkanı ile ikili görüşme
yaptı.
- Başbakan Demirel, 11 ma-
yısta ABD'nin Ankara Büyü-
kelçisi Ridıard Barkley ile
Karabağ konusunu görüştü.
- Aynı gün Başbakan Demi-
rel, ABD Başkanı George
Bush'a telefon ederek Karabağ
konusunda ilgisini istedi.
Laçin'e tüm
güçleriyle
saldırıyor
Dış Haberler Servisi - Dağlık
Karabağ'da Şuşa'yı ele geçiren
Ermeniler, saldınlannı Laçin
çevresinde yoğunlaştırdılar.
Zırhlı araç ve toplarla Laçin seh-
rine saldıran Ermenilerle Azeri
birlikleri arasında kıyasıya çar-
pışmalar oluyor. Sayı ve silah
bakımından üstün olan, düzen-
li orduya sahip Ermeniler La-
çin'i almak için bütün güçleriy-
le saldınyor. Savaş sürdüğü için
her iki taraftan da ölen ve yara-
lananlar hakkında kesin sayı
bilinmiyor. Cepheden dönen
Milli İstiklal Partisı Başkanı İti-
bar Memetov. "Şuşa'nın Erme-
nilerin elinde olduğunu, Şuşa'-
nın geri alınması için bütün
ulusal güçlerin bir arada top-
lanması ve düzenli bir şekilde
saldınlması gerektiğini belirte-
rek bütün Azerbaycanlılan va-
tan toprağını korumaya çağır-
dı.
Bakü muhabirimiz Hicran
öge Goltz'un haberine göre
Azerbaycan Dışişleri Bakanlı-
ğı, Bakü'de bulunan çeşitli dev-
letlerin büyükelçi ve temsikile-
rini çağırarak Şuşa olayıru ve
Ermenilerin saldırgan tutumu-
nu ülkelerine bildirmeierini ve
Ermenistan'ın kınanması yo-
lunda çalışma yapmalan istedi.
Bu arada Azerbaycan parla-
mentosunun acilen 14 mayısta
toplanması kararlaştınldı.
Azerbaycan'da, geçen hafta
Dağhk Karabağ'daki son Azeri
yerleşim merkezi olan Şuşa'nın
Ermenilerin eline geçmesiyle il-
gili olarak soruşturma başlatıl-
dığı bildirildi. Ass-Irade ajansı-
nın haberine göre başsavcılık
bünyesinde kurulan soruşturma
grubu, Şuşa'nın neden hiç dire-
niş olmadan Ermenilere bırakıl-
dığıru ve kasabadaki Azeri güç-
lerin neden Ermeni saldınsın-
dan bir gün önce Şuşa'dan ay-
nldıklannı araştıracak.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Eski Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanır
ANAP İs-
tanbul Milletvekili İmren Ay-
kut'un kurucu başkanı olduğu
SSK Sağhk Hizmetlerini Güç-
lendirme Vakfı (SİSATEV),
TBMM KİT Komisyonu'nda
tanışmalara yol açtı. Komis-
yon SSK'nın 1989 hesaplânnı,
açılan ya da açılaçak soruştur-
malar saklı kalmak kaydıyla
onayladı.
SSK'nın 1989-90 hesaplannı
inccleyen KİT Komisyonu'nun
dünkü oturumunda ağırhkh
olarak SİSATEV'in üzerinde
duruldu. DYP Sakarya Millet-
vekili Hamdi Üçpmarlar, "Va-
tandaşa daha iyi sağlık hizmeti
vermek amaayla" kurulduğu
belirtilen vakfm sonraki uygu-
lamalannda bu amaa gerçek-
leştirmekten uzak çsîhşmalar
sergilediğini belirtti. SSK hasta-
nelerinde, tedavilerinde güçlük
çekilenlere hizmet vermek ama-
cıyla oluşturulması öngörülen
özel sağlık kurumlannın. daha
önce SSK Yönetim Kurulu'nca
ıhale edilmesınin öngörülmesi-
ne karşın, daha sonra bu ku-
rumlann SİSATEV'e ihalesiz
verildiğini savundu. Yürürlük-
teki mevzuata göre, belirtilen
sağlık kuruluşlanndan sayıl-
mayan vakıf ile SSK arasında
yapılan sözleşmelerde kurumu
zarara uğratacak şekilde vakıf
lehine düzenlemelere yer veril-
diğini de savunan Üçpınarlar,
SSK'nın Kızılay'daki otoparkı
ile Üsküdar'daki arsasının da
bu şekilde vakıf kanalıyla baş-
kalanna kiraya verildiğini söy-
ledi. Vakfm, yapılan araşürrna-
larda kayda değer herhangi bir
demirbaşına _ rastlanmadığını
da belirten Üçpınarlar, vakfın
tümüyle bir aracı gibi faaliyet
gördüğünü öne sürdü. SSK ile
vakıf arasındaki sözleşmelerle
söz konusu özel tedavi kurum-
lannın vakfa yap-işlet-devret
metoduyla ihale edildiğini, ay-
nca vakfa yapacağı ruzmetler
karşılığı Avrupa para birimi
(ECLJ) ile ücret ödenmeşinin
öngörüldüğünü belirten Üçpı-
narlar. yapılan uygulamalan
"Devletin malı deniz misali bir
Liselilere ders kredisi
• Bastarafi 1. Sayfada)
si, Türk dili ve edebiyatı, yaban-
cı dil ve tarih gibi zorunlu ders-
ler dışmdaki seçmeli derslerden
başarısız oldukları takdirde,
önümüzdeki yıl, başka bir der-
si seçebilecek.
Zorunlu dersten başansız
olan öğrenci, bir üst sınıfa geç-
mekle birlikte, önümüzdeki
dönem bu dersleri tekrar ala-
cak. Öğrenci, aynı dersi yine
başaramazsa, bir sonraki dö-
nem, başka bir ders alarak, kre-
disini tamamlayacak. Öğrenci-
ler. 6 dönemlik (3 yıl) okullan
en çok 10 dönem, 8 dönemlik (4
> ıl) okullan en az 12 dönemde
bıtirebilecek. Eğer bu süreler
içinde okulu bitiremezse, öğ-
renciye dışandan okul bitirme
hakkı tanınıyor.
Öğrencilerin >ıl sonunda ala-
cağı kanıelere notlar rakamlar-
la değil, harflerle yansıyacak.
Buna göre, derslerdeki başan
durumu karnelerde "A". "B".
"C". "D" ve "E" olarak ifade
ediliyor. Harflerin ifade ettigi
derece ve not karşıhklan şöyle:
Pekiyi-A-5, İyi-B-4, Orta- C-3.
Geçer-D-2, Geçmez-E-1. Or-
tak ve seçmeli derslerde başanlı
olabilmek için o derse ait dö-
nem notunun en az "D" olması
gereki>or. Millı Eğiüm Bakan-
hğı. "Sınıf Geçme ve Sınav
TÜRKİYE'DE
Yönetmeliği" hükümlen doğ-
rultusunda lise 1. sınıfta sınıf
tekrarlayan veya beklemeye
kalan öğrencilere de bu yıl siste-
me yeni başlayan öğrenciler
gibi işlem yaptı.
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan, sistemin yeterince anla-
şılamaması, öğretmen ve ders-
lik yetersizliği nedeniyle karşı-
laşılan güçlüklerin giderilmesi
amacıyla 5 Mayıs 1992 tarihin-
de bütün valiliklere bir genelge
gönderdi. Genelgede, öğretmen
yokluğu nedeniyle 1. dönem ve-
rilemeyen zorunlu derslerin 2.
dönem öğretilebileceği belirtil-
di. Bu uygulama, önümüzdeki
dönemde de yetkili öğretmen ve
sınıf bulununcaya dek devam
edecek.
Genelgeye göre, dönem için-
de devam edilmesi gereken sü-
renin yüzde 50'si kadar devam
edilmeyen dersler, okuma hak-
kı kullanılmamış sayılarak de-
ğerlendirmeye alınmayacak ve
bu dersler için "dönem notu"
\erilmeyecek.
Lise 2. sınıfa geçen öğrenci-
ler. önümüzdeki yıl alacağı
dersleri, veli ve öğretmenleriyle
birlikte yapılacak toplantılarda
alacak. Ders secimi, dönem so-
nu bitiminde yapılabileceği gi-
bi, yeni dönemin başlamasına
10 gün kala da belirlenebilecek.
DÜNYA'DA
I06VKK ı: Bakanhğı Meteoroloıı
Genel Mûdürlüğû'ndefl alınan
bilgiye göre yurdun batı ke-
simlen parcalı, yer yer çok
buluttu. iç Ege, göller bölge-
si, Batı ve Orta Karadeniz'in
iç kesimlen ile tç AnadolıP
nun kuzeybatısı sağanak ve
gUoûrûrtûtü sağanak yağtşiı.
ötaM yerier az bukutu ve açık
geçecek. HAVA SIGAKUĞI Yurdun kuBybatı kesimlerinde bıraz azatacak. Meta
yerlerde önemlı bir değışıklik olmayacak Rfegâr yurdun kuzey kesımlennde ku-
zey ve doğu, gûneyınde güney ve doğu yönlerden hafii ara sıra orta kuvvette.
yurdun kuzeybatı kesımlennde yer yer kuvvetlı olarak esecek.
Mana
Myon
«jn
Antora
Ikntelya
«ydın
Bursj
ÇanaUale
ftyjrtakır
Edime
Ereurum
Esk«hır
Isönbul
Izmr
Kars
Konya
U
Samsun
Tratsm
Zonguldak
AmsHfdam
Anvntn
Una
Brifcal
C m n
PMKtMg
Lonkı
Madrid
Müano
Mosfcna
MMtı
Oslo
Pans
Roma
Vıyana
Zûrtı
A 30°
B 23°
A 35°
A 17°
A 22°
A 27»
Y 8°
A 20°
B 27°
28°
10°
A
Y
A 24°
A 11°
B 23°
39°
A 27°
A 24°
A 21°
işlem takip edilmiştir" diye ni-
teledi. Üçpınarlar, komisyonun
konuyla ilgili duyarlı olması ge-
rekrjğini belirterek. "Tüyü bit-
rhemiş yetimlerin hakkını yi-
yenlerden hesap sormak herke-
sin görevidir. Kurum Genel
Müdürü Yalçın Sayın'ın bir
gün önce istifa etmesi bir şey
ifade etmez. Hukukun içinde
yakasına yapışma imkânını ya-
ratmak, bizim görevimizdir"
Gürkan, Teftiş Kurulu Baş-
kanı'nın daha aynntıh acıkla-
ma yapması gerektiğini belirte-
rek, "Savcılığa gösterilen özeni
bizlere de göstermek zorunda-
sınız" derken, DYP Adana
Milletvekili Orhan Şendağ da,
"Bu raporu bizden gizlemeye
ne sizin, ne de bakanınıan hak-
kı yok" dedi.
Komisyonda daha sonra Üç-
pınarlar tarafından aktanlan,
Devlet Denetleme Kurulu'nun
vakıfla ilgili karannın temenni-
f komisyon uyeknnm,
açıklamalann gjzu bir oturum-
^ yapılması önerileri üzerine,
komısyonda bu yonde oylama
k k S
S
K
ticileri hakkmdaki Teftiş Kuru-
^ssss
Kurulu Başkanı'nın olayla ilgili
soruşturmanın savcılıkça sür-
düğünü gerekçe göstererek ay-
nntıh bilgi veremeyeceğini söy-
lemesi, komisyonda sert taruş-
malara yol açtı. öte yandan
Teftiş Kurulu Başkanı'nın Ça-
hşma ve Sosyal Güvenhk Baka-
nı Mehmet Moğuhay'dan da
aynı yönde tahmat aldığını söy-
lemesi, tartışmalan boyutlan-
dırdı. SHP Ankara Milletvekili
Uluç Gürkan, bu tutumu, bir
suç^ve komisyonun çahşmalan-
nı bağlamak olarak niteledi.
Gürkan, "Kimse bizi vereceği-
miz oylardan ötürü odun yeri-
ne koyamaz. Bu durumun tuta-
nağa geçmesini ve gerekli işle-
min yapılmasını istiyorum. Bu,
komisyona hakarettir" dedi.
Komisyon'a başkanlık yapan
SHP Hatay Milletvekili Fuat
Çay'ın açıklama yapılmasını is-
temesi üzerine Teftiş Kurulu
Başkanı, vakıfla ilgili olarak
Teftiş Kurulu'nun 12 Aralık
1991'de soruşturma başlattığı-
nı, soruşturmanın sonucunda
dönemin Bakanı İmren Aykut
ile Genel Müdür ve Yönetim
Kurulu üyelerinin sorumlu bu-
lunduğunu, Aykut hakkındakı
dosyanın milletvekili dokunul-
mazlığı bulunması nedeniyle
Başbakanlık'a yollandığını, di-
ğer yöneticiler hakkındakı dos-
yanın ise Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'na ileüldiğini açık-
ladı.
SSK Genel Müdürü Yalçın
Sayın'ın önceki gün istifa etme-
si nedeniyle SSK hesaplannın
denetlendiği KİT Komisyonu'-
nun dünkü oturumuna Bağ-
Kur Genel Müdürü Kemal Kı-
lıçtaroğlu kauldı. Yalçın Sa-
yın'ın bu tutumu, komisyon
üyelerinin tepkilerine, yol açtı.
TBMM KİT komisyonu
SSK'nın hesaplanna koşullu
onay verdi. Komisyon, dünkü
oturumunda ıncelediğı SSK'-
nın hesaplannda 1989 yılına iliş-
kin hesaplan onaylarken, 1990
hesaplannı ise açılan ya da açı-
lacak soruşturmalar saklı kal-
mak kaydıyla onayladı. Çalış-
ma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
hğı Teftiş Kurulu'nun raporu
üzerine, kurucu başkanhğını es-
ki bakan İmren Aykut'un yap-
üğj SİSATEV'in işlem ve faali-
yetlerinden ötürü, Aykut ile
dönemin SSK Genel müdürü
ve yönetim kurulu üyeleri hak-
kında suç duyurusunda bulu-
nulmuştu. Aykut hakkındaki
suç duyurusu teftiş raporu ile
birlikte yasama dokunulmazlı-
ğının bulunması nedeniyle Baş-
bakanhğa gönderilirken, SKK
Genel Müdürü Yalçın Sayın ile
yönetim kurulu üyeleri hakkın-
dakı suç duyurusu ise Ankara
Cumhunyet başsavcıhğına ya-
pılmışu. Savcılık bu konudaki
soruşturmasını halen sürdürü-
yor.
Eğitim-İş Sendikası Başkanı
Niyari Altunya, ders geçme ve
kredi sistemini fıziki yetersizlik-
lere karşın olumlu bulduklannı
söyledi. Sisteme geçmede çok
acele davranıldığını behrten Al-
tunya, sınıfta kalma vebütünle-
melerin kaldınlmasının olumlu
bir adım olduğunu söyledi. Bü-
tünlemeye kalan öğrencilere
aynca kurs verilmesi gibi bir
külfet bulunduğunu da ıtade
eden Altunya, "Bu durumda
öğrenci ve öğretmen arasına
para konusu giriyor. Başansız
olan öğrenciye ders veriliyor.
Kurs okullarda düzenlense bile
veliler, "Parayı verdik sırufı geç-
ti" diyorlar. Bütünlemeye kal-
ma ortadan kalkınca, bu sorun
da kendiliğinden çözülecek"
dedi.
Ders geçme ve kredi sistemi
ile eğitim gören okullar, ilk me-
zunlannı 1993-1994 yıhnda ve-
recek. Lise 2 ve 3. sınıf öğrenci-
lerine halen eski sisteme göre
eğitim veriliyor. Liselerde uy-
gulamaya bütünüyle 3 yıl içinde
geçilmiş olacak. ilk ve ortao-
kullarda ise sisteme geçiş, 8 yıl-
lık temel eğitim sistemine tü-
müyle geçilmesiyle başlayacak.
Ozel okullara zam yağacak
: aç* <Cb öu|
>ltlu
' T yaOnnjrtu ka.'tı A-açık B-tmlutkı G gOneslı K karlı S sıslı Y yagmurkj
Baştarafi 1. Sayfada)
yacağı ama üstünde olabileceği
beliniliyor. Bu okulun geçen
öğretim yılı haarhk sınıfı yıllık
ücreti 9 milyon 800 bin lira idi.
St. Georg Avusturya Lisesi'n-
de, okul ücretlerine yapılacak
zam oranı yaklaşık yüzde 80.
Bu okulun geçen yılki hazırlık
sınıfı ücreti de 9 milyon 800 bin
lira idi.
Geçen öğretim yılında hazır-
lık öğrencilerinden yıllık 13.5
milyon lira alan Özel Yeni yıl-
dız Lisesi. bu yıl ücretlerine yüz-
de 60 oranında zam yapacak.
Özel Kültür Lisesi'ndeki zam
oranı yüzde 70-80 arasında ola-
cak. Bu okulun geçen yılki üc-
reti 12 milyon lira artı KDV idi.
1991-92 öğretim yılı haarhk
sınıfı ücreti 10 milyon lira olan
Fransız okullan nın yöneticileri
de. önümüzdeki günlerde top-
lanarak. zam oranını kesinleşti-
rccekler. Bir Fransız okulunun
yöneticisi, bu oranın yüzde 80
cıvannda olacagını beiırtıı.
İzmir'deki özel okullann
1992-93 öğretim yılında uygu-
layacaklan ücretlerle ilgili zam-
mın enflasyon oranını aşmaya-
cağı bıldiriliyor.
Anadolu Ajansı İzmir büro-
sunun haberine göre. Özel Öğ-
rciim Kurumları Dcrncği Baş-
kanı Necdet Doğanata, "Bu
yılki zam, makul çerçeve içinde
kalacak ve kesinlikle enflasyo-
nun altında olacak. Çünkü,
Türkiye genelinde olduğu gibi,
İzmir'de de özel okullann sayısı
giderek artıyor. Rekabet koşul-
lan. okullan makul çerçevede
ücret istemeye yöneltiyor. Aksi
takdirde, okullar, öğrenci bul-
makta zorlanacak" diyor.
Özel okul sahipleri ve yöneti-
cileri. bu ay sonuna kadar belir-
lemek zorunda olduklan zam
oranlan konusunda kesin ka-
rar almadan önce 21 Mayıs
persembe günü yeniden bir ara-
ya gelecekler.
öğrenci kimlik kartım,
pasom, ehliyetim, nüfus
cuzdaaım ve YSK üye kartım
kaybolmuştur. Hükümsüzdür.
M.SİNAN ERZİNCANLI
Marmara Üniversitesi okul
kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
BELGtN SEVİLEN
KİRALIK
Devre-Mülk. Bodrum
Torba'da 16-30 Haziran
dönemi kiralıktır.
359 63 63