Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10MAYIS1992PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
'Aydın' diye avaretakımına denîliyor
İngılızler. 'aydın'lann karşı kıyıda, özellıkle
Fransa'da yaşayan tuhaf bir insan türü olduğu-
nu düşünür Bu türdcn, kendi yassı adalannda
da vardır elbette. Ama kamuoyu "aydın'a o ka-
dar antipati duyar ki İngiliz aydınlan ortada gö-
rünmez, sesleri çıkmaz, 15 kişinin ayıp olmasın
diye okuduğu marjinal dergilere bir şeyler ya-
zarlar o kadar.
İngiltere'de avdın olarak tanınmak neredeyse
ayıpür çünlnl. İngilizler'in yassı adas ile "Kıta Av-
rupası" denilen karşı kı>ı arasındaki fark sadece
tarihi bir jeolojik hatadan ibaret değil, aynı za-
manda tarihi bir lcültürel hata, bir zihniyct ha-
vası.
Yassı adada aydın diye, entelektüel diye, para
babası iie hava-civa üreten, hıçbir işe yarama-
LONDRA
EDtPEMtL
ÖYMEN
I •İngiliz yassı adasında 'aydınlığa' karşı bu
I rüzgârlaresedursun, veliaht PrensCharles, tek başı-
na 'aydın'lığı simgeliyor. Mimari mirasın harcan-
maması, çevrenin korunması, doğal çevre ile insan
yapısı ve çevre arasında uyum sağlanması, ileri tek4
nolojiye esir olunmaması gibi 'tuhaf fîkirleri var.
yan. kimsenın kızını vermek istemediği. ortaya
somut hiçbir ürün koymayan avare takımınu
deniliyor. Pekiyı, fikir nasıl üreyecek? Bunun
aşısı, şurubu, serumu, güllacı yok ki? Yassı ada-
da üreyen fikir, hep işe vurgun fikirlerdir, ille
pragmatik olacakıır, ille somut olacaktır. Yassı
ada. aslında bilim adamlan ile ünlü, doklorlan.
Nobel kazananlan ile de... Hatta bir zamanlar
ünlü ve etkili fılozoflar da yetişmiş. Berkelay,
Locke. Hume. Mill. Adam Smith gibı bü>ükler.
Yalnız şurası kcsin: Thatcher dönemı ile iyıce
yoğunlaşan "İşe yararsa ıyidır, yaramazsa kötü-
dür" inancı ile karşılaşsaydı bu düşünürler. her-
halde tam zamanlı aydın olmayı bırakıp ham-
burgerci dükkânı açarlardı.
ingiliz yassı adasında "aydınlığa" karşı bu
rüzgârlar esedursun. veliaht Prens Charles. tek
başına 'aydın'lığı simgeliyor. Mimari mirasın
harcanmaması, çevrenin korunması, doğal çev-
re ile insan yapısı ve çevre arasında uyum sağlan-
ması. ilen teknolojinin doğallığı öldürmemesi.
ileri teknolojiye esir olunmaması gibı "tuhaf fı-
kirleri var. Ustelik bunlan ko^kmadan açıklı-
yor.Herkesin para kazanıp köşeyi dönüp döne-
mevenlere nanik yapnğj, altta kalanın üzerine
basarak sınıf atladığı. Başbakan Major'ın
"Artık sınıfsız bir ulus oluyoruz" direktifi uya-
rınca herkes dirsek attı|ı yassı adada Prens
Charles, her fırsatta alaya alınmayı levckkülle
sıneyeçeken bir 19. yiizyıl aydını.
Çocuklar için masal kitabı yazan, suluboya
resim yapan, onanlması için para gcreken ka-
tedrallere bağış kampanyası açan mütevazı bir
aydın. Kral olduğunda da "aydın'lığını koruya-
bilecek mi? Korutacaklar mı?
Sosyal Demokrat
vitrin değiştirdi
• Danimarka Sosyal Demokrat Partisi'nin lideri, yapı-
lan olağanüstü kongreyle değişti. Böylece sosyal demok-
ratlar, koltuk kavgası nedeniyle uzağında kaldıklan "po-
litika"ya tekrar dikkatlerini çevirdiler. Lider değişimi,
sağ-sol tanımlamalannın muğlaklaştığı günümüzde, ki-
şisel bir hesaplaşma sonucu gerçekleşti.
Danimarkalı
Sosyal Demokrat-
lar nihayet başlan-
nı koltuk kavga-
sından kaldınppo-
litikaya çevirebil-
KOPENHAG
diler. Ama genel
başkanlannı de-
ğiştirerek. Geçen
afta sonu yapılan„ , olağanüstü
kongre sonucu, bir süre önce İnö-
nü'nün davetlisi olarak Türkiye'ye
de gelen eski lider Svend Auken gıi-
ti, yerine yardımcısı Poul Nyrup
Rasmussen geldi. Koltuk kavgası
oldukça gürültülü patırtılı geçti.
Liderlik kavgasının sürdüğü bir ay
ıçinde sosyal dcmokratlar hıçbir
politik konuyla ilgilenemediler.
Sosyal Demokrat Parti"deki ge-
nel başkanhk kavgasının görünür-
de hiçbir politik yanı yok. Zaten
yeni lider Poul Nyrup Rasmussen.
genel başkan yardımcısı olarak
Auken'le birlikte partinin son yı-
llardaki politikalannı belirleycn li-
der kadro içinde bulunuyordu.
Bütün sorun eski genel başkanın
kişiliğiyle ilgıli tartışmaİardan
çıktı. Auken, partiyi yönetme bıçi-
minden dolayı sosyal demokratlar
arasında hoşnutsuzluk yaratırken,
•elur otmaz açıklamalanyla diğer
'pArtıferle ilişkilerde de güven bu-
nalfmı dogurmuştu.
1982 yılından beri iktidara has-
ret olan Sosyal Demokrat Parti.
Auken liderliğınde tarihinin en ivi
seçim sonuçlanndan birini elde
etmesine rağmen seçim zaferinin
iktidara dönüştürülemeyişi, sosyal
demokrat kadrolar arasındaki hu-
zursuzluğu iyıce arttırdı. Sosyal
demokratlara iktidar kapısım aça-
bilecek küçük mcrkez partilerinin.
Auken lider olduğu sürece sosyal
demokratlarla hükümet işbirliğine
gitmeyeceklerini açıklamalan hoş-
nutsuzluğa tuz biber ekerken, par-
ti içindeki Auken karşıtlannın
ekmeğine yağ sürdü ve parti içi
muhalefet, adaylığını açıkladığı
son dakikaya kadar Auken'e
bağlılığını dile getirmiş olan Genel
FERRUH
YILMAZ
Başkan Yar-
dtmcısı Rasmus-
sen'i adaylığa
ikna etti.
Liderlik krizi-
nin tam da şu
sıralarda ortaya
^ _ ^ _ < g
_ _ _ çıkmasına, ış-
^™^™"
1
™""~ başındaki sağ ko-
alisyon hükümetinin ve başba-
kanın. Tamii mültecilerinin aılele-
rini yanlanna getirmelerinin yasa-
lara aykın birşekildeengellendiği-
nın ortaya çıkmasıyla patlak veren
skandaldan dolayı sonbahar ay-
lannda istifa edeceği beklentisi ne-
den oldu. Liderlik knzinın güncel
politik yanını bu gclişmc oluştu-
ruyor.
Genel başkanın değişme biçimi
ise sosyal demokratlar açısından
tarihi bir dönemeç oldu; çünkü
Danimarka Sosyal Demokratlar
Partisi'nin lideri parti tarihinde ilk
kez birden fazla adayın yanştığı
bir seçimle belirlendi. Şimdiye ka-
dar sosyal demokrat liderler hep
bir önceki lider tarafından belir-
lenmişler ve kongrede tek aday
olarak genel başkanlığa "atanmış,
lardı". Eski genel başkanlar da
politik miyadlarının dolduğuna
karar vererek aynlmışlardı.
Sosyal Demokrat Partfdekı bu
geteneğin yıkılması. aslında genel
olarak politik düzeydekı sağ-sol
tanımlamasının ve parti politika-
lannın sağ-sol tanımlamasına göre
muğlaklaştığının ışaretçısi. Sıyasi
mücadele. giderek parti program-
lannın mücadelesı olmaktan çıkıp
"vitrin" mücadelesıne dönüşüyor.
Parti programmın ön planda oldu-
ğu. akla karanın birbınndcn ko-
layca aynldığı sıyasi ortamlarda.
parti lıderinın kimliğirun o kadar
önemi yoktu belki, ama şimdi vıt-
nnın ön plana çıkmaya başladığı
dönemde lıderin kim olduğu daha
bir önem kazanıyor. Bu nedenle
Sosyal Demokrat Partfnin ya-
şadığı liderlik krizinde kişıliklerin
vurgulanmasma belki de şaşma-
malı.
ACABA GERÇEK \1İ? - İngilizler kadar İngilttrc>i /i>aret cden turistler için de en ilgi çekici yerlcrden
biri başkent Londra'daki \\ estminister Sara\ı'dır. Sara\'dan daha çok ilgi çeken ise, ilginc gi\sileri he>-
kel gibi kıpırdamadan dunışlanyla ünlü kraliyet muhafizlan olur çoğunlukla. Atlı muhafızlann dıizen-
lediği gösteriler de her zaman kalabalık bir izieyici kitlesi bulur. Küçük çocuklar için bu kıpırdama/ as-
kerlerin kendi kurşun askerlerinin bir benzeri, 'ama daha bÜYÜğii' mü olduğu, yoksa gercek mi okJukları
merakı gizemli bir bilmeceye dönüsür. Işte bu meraklı küçüklerden biri nöbctteki muhafızın önüne geç-
tniş, tüm şirinliğiyle gülümsemiş, şakalaşmaya çalışnuş, ama boşuna. Muhafızda ne bir kıpırdama ne
yumuşama. Yine de emin değil kuçük İngiliz. Acaba gerçek mi? (Fotoğraf: REUTER)
Gençler,vatan
hainliğinden
zorkurtuldu
ATÎNA
Olay. bir grubun, Yu-
nanistan"ın komşu ül-
kelerinde yaşayan halk-
larla savaş istemedik-
lerini. halklann insan
olduklannı, şovenizmin,
" — " — ^ — milliyetçiliğin zararlı
olduğunu, banş istediklerini sloganlar halinde yol
ortasında pankartlarla ifade etmeleriydi...
STELYO
BERBERAKİS
Yunanistan'dakı mahkeme-
ler son zamanlarda da\a üsiü-
ne davalara bakıyor. Siyasi
cinayet. yolsuzluk, trafik. soy-
gun gibı da\alann sonu gelmı-
yor. Bunlann arasındu cn çok
ilgiyı çeken duruşma. bundan
bir ay önce meydana gelmiştı.
Mah'kemc sıyasi içenkli bir da-
\ayıgörüşüyordu.
San;klar PASOK hükümel-
leri dönemindc \olsuzluk
yaptıklan gerekçesıyle yargıla-
nan ha\a yollan. postanc.
elcktrik kurumu gıbi kamu
hizmetlerinde gcncl müdürlük
yapan kişilerdı. Mahkeme sa-
îonunu yüzlcrcc fanalik PA-
SOK yanlısı doldurmuş; yargıç-
ların alacağı kararı bekliyor-
du. Yargılama süresinde ızleyı-
cilerden müdahale. alkış, >u-
halama gibı sesler geliyordu.
Mahkeme, sanıklan suçlu bu-
jup cezaevine sevk edılmelerını
isleyince ortalık birdcnbire
maç sahasına dönmüştü. Yar-
gıçlara çakmak. bozuk para
gibi cisimler yağmaya başla-
mıştı. Sanıklar ısc karambol
içinde fanatıkler tarafından
kaçırılmış ve PASOK merkcz
binasına götürülmüşlerdi. Nı-
tekim mantık >olu seçılmış \e
^nıklar adalctın pençesine tes-
limedilmişıi.
Yunanlı yargıçlar bu olayla-
ra artık meydan verilmcmcsı
için mahkeme tüzüğünü değış-
tirme>e karar \erirlcrken mah-
keme salonlan başka ılgınç bir
olay yaşavacaktı.
Yargılanan dava. bu kez ge-
çen yıl Patras kcntinde şiddctlı
bir bombayla yanlışlıkla hava-
ya uçurulan özel bir postanede
7 masum gcncın parçalanarak
ölümüne yol açan trajık ola>la
ilgili>di Yakalananevlemciler
8 Filisıinliydı \e o dönemde
Köriez knzini protesto etmek
amacı>la Ingıltere konsoloslu-
ğunu hedcl" almışjardı. Ama
bomba parçalanaraJc can veren
eylemci bir Filistinlinin özel
postanenin önünden geçtiği an
patlamış ve olaniar olmuştu.
Gözaltına alınan 8 Filistinli
öğrcnanın davalan önceki
gün başladı. Ama bunlardan
biri vurtdışında bulunduğu
için ılk günkü dava görüşulc-
medı. Ali Cihad adlı Filisiınli
genç. yurduna gitmek için Yu-
nan makamlanndan ızm ıs-
temişti ve dava gününde mut-
laka geri döneceğine dair ver-
diğı "söz" >a da "yemin" üze-
rine bu izni almayı başar-
mıştı...
Cıhad gcrçckten dc sözündc
duımuş ve dava günü Yuna-
nıstan'a giriş vizcsini almak
için Yunan konsolosluğuna
baş\urmuştu. Ama Yunan
konsolosluğu "adetlere uy-
gun" bir bıçimde "şüpheli"
gördüğü Filistinli gence vize
vcrmeyi reddetti. Dava ise o
gün görüşülemedi. Olay yeni
bir bomba gibi patladı. Dışişle-
n Bakanlığı derhal de\ reye gir-
di \c Filistinli. yaka paça bu-
lunduğu ülkcdcn Patras'taki
mahkeme salonuna getirildı...
Aynı günlerde başka bir
dava ise Atina'da görüşülü-
>ordu. Olay, bir grubun, Yu-
nanistan'ın komşu ülkclcrindc
yaşayan halklarla savaş ıslc-
mediklerıni, bütün halklann
insan olduklannı. şovenizmin
vc milliyetçiliğin zararlı ol-
duğunu, banş istediklerini slo-
ganlar halinde yol ortasında
yüksek ses ve yazılı pankartlar-
la ifadc etmeleriydi...
Suç olarak gösterilmcsı
şaşkınlık yarattı. Üstclik bu
gençlerin her birine yargılandık-
lan mahkeme tarafından 12'-
şer ay para> a çevrilebılenhapis
cczası verildi. Oysa bu gibi da-
valar cunta yılîannda görül-
müyor muydu? Yunan adalcti-
nc \e demokratık ilkelcre ne
olmuştu birdcnbire?
Yanıtı basil: Bu gençlcr
Yunanistan'm Makcdonya
Cumhuriyelinin adına karşı
çıkması ve dolayısıyla bu cum-
huriyetin AT tarafından tanın-
masına engel olunması pro-
testoedi>orlardı. "Bütün halk-
lar kardeştir - Kendilerine Ma-
kedon diyenler de öyle - Her
halk istedıği gibi adlandınr
kendisinl - Şovenliğe gerek
yok" gibi sloganlar devleı mc-
kanizmasını rahatsızctmişti.
Gençler apar topar ilk önce
karakola. daha sonra sorgu
yargıcı önüne çıkanldı. Tabıi
ki işkence görmediler. Ama
olay yabancı gözlemciler tara-
fından garipsenmişti doğal ola-
rak. Gençlcr az kalsın vatan
hainliği damgasını yiyecekler-
ken imdatlarına TV kamera-
ları vc radyo ıstasyonlan yetiş-
tı. İlgıli makamlar olayla ilgılı
bilgi vermek ıstcmiyordu.
Ama gençler TV kameralan
önünde niçin bağırdıklannı
kamuoyuna anlatınca en azın-
dan vatan hainliği damgasını
yemekıen kurtuldular.
say.n COGRAFYA ÖGRETMENLERI
BU KİTAPLARIGÖRMEDEN KİTAP SEÇİMİ YAPMAYIN
Coğrafya Öğretiminde Yenilik
Dünya hızlı bir değişim içinde , ülkemiz hızia gelişiyor.
Sovyetler Birliği ve Yugoslavya parçalandı.
Coğrafya kitaplarınız bu bilgileri içeriyor mu?
BugönekadarpekçokCoğrafya öğretmenininyetişmesine katkıda bulunan Prof. Dr. Erdo|an AKKÂN'ın
OittokullariçinlvaarladıgıMilll Cografya 1 vc 2TalimveTctbiyc Kurulu'nun6.5.1992 ttrih, 142ve 147 sayılı
kararlanyla 1992-1993 öğretim yılından itibaren 5 yıl süre ile DERS KİTABI olarakkabul edilrniştir.
| Kitaplanmız:
flllfPlm
*l.hamD
ıka&da4renkliofS
etbasyıvel9ı28cm
olarakbasıldı.
* öğretim proparmdogrultusundaen yeni öğretim
t Orjinal şekil, resimve haritalarla kolay anlaşılır
halcgetirildL
t Yurdumuzve dünya ileilgili en son değtşiklikler
esasabnarakhazırlandL
Milli Egltim Bakanhgının 7.5.1992 gün ve 3881 sayılı genelgeleri İle
1992-1993 ögretim yılında okutulacak ders kitaplarının seçimtnde
dikkate ahnması duyurulmuştur.
llot: Kitaplanmız Ortaokul ve tlkö|retlm okullarına gönderilmiştir.
ÜNER YAYINL ARI
Kazımkarabekir Cad. Sebzebahçelerl Sk. No: 103/2 Iskltler-ANKARA
Tel: 342 45 45 (6 hat) Faz: 342 44 44
Marco Pololarm
seks turîzmi
ZÜRİH
DOĞAN
ABALIOGLU
İÇt SEVDA DOLU YOLCULÜK
Cahit Kdlebi
10.000 lira (KDV içinde)
Çağdog Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
ödemeti göndCTÜmez. ,
GÖRÜLMÜŞTÜR
tlhaaSdçBk
7. baa 11JM0 lirı (KDV içmde)
Çafdaf Yayvüan Tarkocağt
Cad. 39-41 C^oi^htanbuJ
Bizim Evlıya Çelebi'nın Batılı
benzeri Marco Polo dünyaca
gezgınlerin başı diye anılıyor.
Kıtaplarda halen 13. yüzyıl so-
nunda Uzakdoğuya yaptığı
yolculuk anlatılı>or O günkü
koşullar göz önüne alınırsa
küçüksenmeyccek bir başan.
Tek bılınmeyen yan, ne kadar
para harcadığı.
1864'te Zürih-Luzern demir-
yolu işletmeye açıldığmda 3.
sıruf bir bılet için 5.20 frank
ödemek gerekıyormuş. Bu da o
zaman işçisinin 20 saat çalışma-
sı anlamına geliyormuş ki aynı
yolu bu sürede yayan olarak al-
mak olasıymış. 1912"deçalışan
bir ailenin yıllık ıletışım gideri
yalnızca 15 frankmış (yaklaşık
65 bın TL). Orta sınıf İsviçreli
ise bundan 30 >ıl önce uçakla
Avustralya'ya gidiş-gelişe 8 ay-
lık kazancının tümünü vermesi
gerekiyormuş. Oysa şimdi iyi
bir yapıtın "prömiyer"ı için Pa-
ris'e, Noel alış verişine Londra"-
ya. saatlerin geri sayması nede-
niyle uzun hafta sonu dinlence-
sine New York'a gitme sorun
bile değil.. Ve yanm aylık ka-
zancı gözden çıkaran, 5 gününü
Bangkok'ta geçırebiliyor.
1990"da yanm mılyar insan
kendi ülkelerinin sınırlannı aş-
mış ve 185 mılyar dolar Marco
Polo'nun attığı gezgincilik ru-
huna harcamış. Başka bir de-
yişle turizm sektörü bu devi-
nimle 8 mıl>on kışiye iş sağlı-
yor. I800mil>ardolarlıkciro>-
îa da küremizın en başta gelen
endüstrisi konumunda. Ama
bu ucuz kitle devınimleri salt
sosyal üretimi değil. ozon deli-
ğınden kuşaklar arası bağıntıya
kadar her olayı da etkiliyor. Or-
neğin Amerika Birleşık Devlet-
leri'nde artık Florida ve Miamı
yaşlılar 'getto'suna dönüştü. h-
vıçreliler de Alp'lerin güneşe
açık güney yamaçlanndan son-
ra İspanyanın Akdeniz kıyıla-
nnı emekliler cennetine çevin-
yorlar.
1990 yılında turist diye ad-
landırdığımız 6 milyoamodern
Marco Polo. ufacık Tayland'a
gıtmiş. 2 bin yıllannda bu savı
katlanacakmış. Erkekler ço-
ğunlukta olduğundan bu ülke-
de artık sunu-istek denklemi
bozulmaya başlamış. Yerli
mallar cnternasyonal seks tu-
rizmine yetişmediğinden ve
açık gittikçe büyüdüğünden bu
işin organizatörlen ağlannı
Burma'ya. Laos'a. hatta güney
Çın'e atmışlar. ne çıkarsa bahtı-
mızaörneği.
Değişik çızelgelere göre 200
ile 800 binı çocuk yaşta olan 2
mılyon Taylandlının geçimi. S.
Freud'un gözetıminde bulun-
masında favda sağlayacağı sa-
nılan kişilerce karşılanıyormuş.
10"da bir AIDS taşıyan bu er-
kek. kız yavrucaklar. 600 frank
(yaklaşık 2.5 milyon TL) karşı-
lığında köylerden devşirili>or-
muş. Öylesıne ki hemen hemen
her aileden pazarlanması ga>ct
doğal sayıldığından, çocuğunu
satmayanlara köyce kötü gözle
bakılıyormuş.
Dostoyevskı'nın. "Kişiler.
uzaklıklann kısaldığını ve za-
manın azaldığını sezinledikle-
rinde yaşlılık başlar" deyışi salt
bıreylere özgü. Oysa bu deyışın
venleri tunzm için en geçerlı
propaganda araçlan. Ve otur-
mamış toplumlarda oluşan :>ek-
törler madalyonun dığer ulanı-
lacak yüzü.
DEVLERİ
NEVAAD
EDİYOR?
EN FAZLA IŞLEM
HACMİNE SAHİP
ŞİRKETLERİN
PERFORMArSISLARI VE HEDEFLERİ
ÜÇ AYLIK KÂRLAR FİYATLARA YANSIDI Mİ?
• TÜRK BASININDA İLK DEFA:
ZENCİ LİDERLER LOS ANGELES
İSYANINI PANORAMAYA AKLATTI
• SEÇİM ÖNCESİNDE TOBB'UN NABZI
EREZ Mi, YIRCALI Mİ?
• BULENT ECZACIBAŞI "İŞÇI, İŞVERENE
KÂRINI AZALT DIYECEK'
• DEVLET, BANKALARA 9 TRILYON FAİZ ODEDİ
BOflSADA KÜÇÜK PARAYLA BÜYÜK OLMÂNIN YOLU
• ÇELİK HALAT ÇUKUROVA ELEKTRiK AGSA, TOFAŞ, DÛKTAŞ HİSSELERİNİN
GELECEĞI • ADANA ÇIMENÎO. AFYON ÇIMENTO SİMTEL HEKTAŞ SÖNMEZ
FILAMENT HISSELERİNDEN HABERLER • TEKNİK ANALİZ ECZACIBAŞI YATIRIM
MNORAMA