28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA CUMHURİYET 4 NİSAN 1992 CUMARTESİ 2 HABERLER Gekceğin turisti Japonlar BC/LLNT ECEYÎT (Antalya) - Tu- rzn<je eekcefe dönük politikalar üreti- lebirnesj ve yenı tt-nst potansiyeb yaratı- labirnes; için dünya çapında piyasa araşurmıs] yapılması istendi. "Gelece- ğin uristlen" olarak Japonya'nın görül- düğinü kaydeden turizmciler, Türkiye'- de Japon tunsdere cazip gelecek hiçbir aküVıtenin olmadıgmı söylüyor. BT yılda 20 milyon kişinin tatile çıküğı Jarx>nya'da Türkiye'nin payına düşen mik^ar ise sadece 40 bin dolayında. Ja- pon turistler, diğer turistlere göre çok değşik bır profıl çıziyor. Özelbkle 30 ya- şındîki genç kuşağın taüle çıküğı ve ba- van ağırhkli olarak gözlendiği belirüb- yor. Turizma Abdullah Tekin, Baulıla- nn jenellikle 4-5 yıldızlı otellere gebp 10-15 gün bir yere gitmeden kaldıklannı ve "pasif taüT yaptıklannı anlattı. Te- kın, Japon turistlerin ise aynı şekilde davıanmadıklannı ve genç kuşak insan- lar olması nedeniyle de bir yere takılıp kalrnadan "aktif tatil" yaptıklannı söy- ledı. İn^elemeler sonunda, Türkiye'ye ge- len Japon tunstın bir yere bağb kalma- dan Kapadokya'va gitmek, golf oynayıp babk tutmak. orman yürüyüşleri yap- mak istedığinın belirlendiğini kaydeden Abdallah Tekın, "özellikJe ülkedeki tu- valetlerin temız olması ve akaryakıt is- tasyonlannm bakımlı olması, aynca kara ve demir yolu ağının çok iyi olması gerekiyor. Sürekli olarak gezdikleri için yol boyunca temizbğj bisseünesi gereki- yor" dedi. Tunzm Bakanbğı tarafından geleceğe yönelik bir turist profib araştırrnasının yapılmadıği bebrtilirken, turizmciler, sa- dece Avrupa pazanna bağb kalınması halinde, Türk turizminin iyiye gıtmesi yerine, olduğu yerde sayacağını söylü- yorlar. Mithatpaşa Tiyatrosu'na rol • CLMHLRİYET(Ankara)- Başkcnt yeni bır sinema ve tiyatro gösten merkezine kavuşuyor. Yıllardır "rol bckleyen" MııhalpaşaTiyatrosu onanlarak ı^ler haicgetirildi. 20yıldan bcrı dcpo olarak kullanılan tiyatro. "Mithatpaşa Göstcri Merkezi" adı ile . dünyenidensahneyeçıktı. Tiyatro ETİ Şanat Merkezinin de işletmecisi olan İlhan Pektaş tarafından yaşama döndürüldü. İlk film. Kevin Costner'in 8 daldaöskaradayı olduğu halde - umdûğunu bulamayan fılmi "JFK Kapanmayan Dosya". Kennedy'in 30 yıldır kapanamayan dosyası... Mevlana anılacak • CUMHURİYET (Konya) - Büyük Türk düşünürü Mevlana Celaleddin-i Rumi, Konya'ya gelişi, doğum ve ölüm yıldönümü olmak üzere bu yıl üç kez anılacak. Amacın, Mevlana'yı dünyaya daha iyi tanıtmak olduğunu belirten Konya Valisi İhsan Dede, ilk kutlama töreninin, Mevlana'nın Konya'ya geliş günü olan 3 Mayıs'ta yapılacağını açıkladı. Mevlana'nın Konya'ya764yıl önce geldiğini vurgulayan Vali Dede, 3 Mayıs gûnü Konya-Karaman yolunda Mevlana'nın gelişinin temsili olarak canlandınlacağını sözlerineekledi. Bu arada, Mevlana'nın doğum günü ise 30 Eylül'dekutlanacak. Mevlana'nın Konya'ya gelişi 2-5 mayıs tarihleri arasındaki sema gösterileri ile devam edecek. Mevlana'nın ölüm yıldönümü, Şeb-i Arus törenleri ise yine her yıl olduğu gibi aralık ayı içerisinde düzenlenecek. KoruyıiGu aile çağrısı • UBA (Ankara) - Aıleden Sorumlu Devlet Bakanı Türkan Akyol, kimsesiz ve sevgjye muhtaç çocuklara sahip çıküması için "koruyucu aile" çağnsı yaptı. Evlat edinebilme konusunda önemli engeller bulunduğunu, bunlann kaldınlması ıçın çaba harcayacağım söyleyen Ak v ol, "Çocuğu olan aileler de evlat edinebılmeli" dedi. Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Akyd. görüşlerinı açıklarken. "Aileler. eğer kendi çocuklan \ amnda bir bebeğe, bir erkek ya da kız çocuğa koruyucu aile, anne, baba olurlarsa sanınm kutsal bir hizmet yaparlar. Bir insan yetiştirirler; tüm ailelere, az gelirli, orta gelirli, varbklı ailelere seslenmek istiyorum. Devletin gözetimi ve yardımının katkısıyla bir bebeğe. bir küçük kıza, bir erkek çocuğa koruyucu aile olmaz mısınız? Mali durumlan yetersiz kaldığı takdirde. devlet bunlara asgari ücret karşıhğı bir yardım da yapabilir" dedi. Sayfalamyırtmayın • AA (Adana) - Ödevlcm le ilgili araştırma >apmak için kütüphanelere giden öğrenciler. ödev konulanyla ilgili bölümlcrin bulunduğu kiıap ya da ansiklopedilerden sayfalannı yırtarak yararlanma yoluna gidi\ orlar. Kütüphaneye ait eserlcrdcn notlar alarak yararlanmalan önenlen öğrenciler, gerekli bilinç düzeyindc olmadıklan için kitaplan tahrip ederck. kendilerinin dışındaki insanlann bu eserlerden yararlanma olanağını ortadan kaldınjor. Adana İl Halk Kütüphanesi MüdürüTüla> Eskilcr. AAmuhabırineyapııgıaçıklamada. kitaplardan sayfa > ırtılarak dışarı çıkanlmasının önüne geçmck için çok sayıda personel görc\lcndırmcnin çözüm olmadığını bclırıcrck " Her öğrencininbaşınabırgörevliko\amayı/. Çocuklarımızın bu konuda eğıulmesi gerekir"dedı. Dünya giderek küçüldükçe ufuklar büyüyor. Sonuç: Turizm, 1990'ların en büyük sektörüdurumuna geldi Bütündünyanın iıısanları,tura çıkın!YAPRAK ÖZER (tstanbul) - Sınırlar or- tadan kalktıkça dünya giderek küçülmeye başladı. Bir çelişki gibi görünse de dünya küçüldükçe insanlar daha uzaklara seya- hat eder oldu. Turizm 1990'h yıllann en büyük sektörü haline geldi. Turizm sektö- rü, OECD ülkelerinde gerçekleştirilen hizmet ticaretinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Bugün, ne otomotiv sanayii ne petrol sanajii. ne de kimya sanayii. tu- rizm ve turizmde bağlı yan sektörlerin ya- rattığı gelir düzeyine ulaşamı>or. Dünya Turizm Orgütü'nün rakamlan- na göre turizm bir yıl içinde yaklaşık 200 milyar dolar gelir yaratma kapasitesine sahip. Aynı örgütün yaptığı bir başka araştırmaya göre halen yaklaşık 360 mil- yonu bulan turist sayısı, önümüzdeki on yıl içinde iki>e katlanacak. Aynı \erilerle ifade edildiğinde. turizm gelirleri, dünya ihracat toplamının yüzde altısına, dünya genebnde hizmet sektörü gelirlerinin ise yaklaşık yüzde 30'una eşit. Tahminlere göre turizm gelirlen 2000 yılına kadar her yıl yüzde 4 oranında artış kaydedecek. Turizmin son yıllarda somut bir şekilde gelişmesi ve bundan sonra da gelişme eği- limi göstemnesinın belhbaşlı ikı nedenı var. Ilki, zaman; ikincisi ise para. Eskiden insanlar ne tatile gitmek için yeterli zaman bulabiliyorlajr, ne de para ayırabiliyorlar- dı. Oysa bugün. tatil bir lüks değil, bir gereksinme olarak kabul ediliyor. Kaldı ki ulaşım sektöründeki gelişme, insanlann dünyanın her köşesine hayal edemeyecek- leri kadar kısa sürede gidip gelmelerini sağhyor. Tüketim mallanndaki çeşitlilik turizm sektörüne de yansıdı. Bugün özellikle Av- rupa'da, turizm seçeneklerinin çeşitlendi- rilmesi için ciddi çalışmalar yapılıyor. İnsanlar. deniz-güneş-kum tatilleri kavra- mını aşarak tatilde olağandışı şeyler yaşamak, yapmak, görmek istiyor. Turizm, artık hükümetler tarafından da daka değişik algılanıyor. Önemli bir gelir kaynağı olan turizm, daha ciddi ele alını- yor. Örneğin, Avrupa Topluluğu (AT) bünyesinde bir turizm politikası oluşturul- ması fıkri, 1984 yılında ortaya atıldı. 1986'da benimsenen bu turizm politikası uygulamaya kondu. Avrupa Topluluğu'nu turizmde ortak ve ciddi adımlar atmaya iten gerekçeler neydi? En somut gerekçe, son yıllarda Av- rupa Topluluğu genelinde turist konakla- ma rakamlannda görülen yüzde 4'lük düşüşün yanı sıra AT üyesi Akdeniz ülke- lerine giden turist oranının yüzde 8 azal- ması oldu. En fazla gerileme, yüzde 14.5 ile İspanya'da, yüzde 5.5 ile İtalya'da ve yüzde 4.4 ile Yunanistan'da kaydedildi. Akdeniz ülkelerinin ekonomilerinde önemb' bir yeri olan turizm gelirlerindeki gerilemenin nedenleri de şöyle sıralanabi- lir: Bu ülkelerde çevre sorunlannın artış göstermesi, insanlann alternatif turizm alanlan bubnalan ve bunun sonucu ola- rak yeni turizm bölgelerinin doğrnası, turistik ürün arzının bu ülkelerde çeşitlen- dirilememesi, kitle turizminden dolayı bazı bölgelerde belli dönemlerde aşın yı- ğılmalar olması, hizmet kalitesinin buna bağlı olarak düşmesi ve fıyatlarda istikrar- sızlık yaşanması. AT ve İKV uzmanı ŞebnemOğuz: Deyletinturizm politikası olsun Doğayla birlikte kendini keşfetmenin heyecanı NtLGÜN BİNIŞIK (İstanbul) - Aktif tatil bizim için yeni bir kavram. Pek çoğumuz sadece bu yaz boyunca kimi tur ilanlanndan aşinayız bu söze. Aktif tatil sadece uzun günlere yayılan programlar için değil, bir günlük geziler ya da bir hafta sonu tatili için de söz konusu olabilir. Başlangıç ve bitiş noktaları arasında belli bir amaca ve insanın bu amaç doğrultusunda çaba sarfetmesine yönelik birdinlenme biçimi olarak özetlenebilir. însan bu değişik; günlük yaşamdan farklı eylem biçimi içerisinde hem doğayı tanır hem de kendi kişiliğjnin çeşitli yönlerini keşfeder. Dayanıklıbk, uyum ve direnç doğrultusunda varlığına yeni değerler ekler. Böylece klasik tatib karaktenze eden pasif ve edilgin tüketicilik aktif üretkenliğedönüşür. Kişi hem vücudunu çabştırarak hücrelerine bol oksijen pompalar hem de bir amacı gerçekleştirerek tinsel bir doyum sağlar. Ülkemızde aktif tatil birgrupdağcı ve doğa adamının yıllarca hobi olarak sürdürdükleri yaşantı birikimlerinı dağcılık \etrekking sporlannm bır karışımı halinde tatil alternatifi olarak toplumun geneline sunmalan şeklinde hayat bulmaktadır. Önceleri sadece bir avuç dağcı ve doğa adamı tarafından bilinen güzellikler son yıllarda basının katkısıyla pek çok kişinin merak ve ilgi alanına gırmiş, yürekJerde gıdip görme he> ecanı uyandırmış ve bu talep sonunda bö\ le bır arz oluşmuştur. Bugüzellikleri görmenin bedeli tası tarağı sırtlayıp yürümek v e abşılmış asgari var olma koşullanndan \ oksun ortamlarda var olmayaçalışmaktır. Bunun ismine aktif tatil mi denmelidir. yoksa akıp giden yıllar içinde kendıne daha başka bir isim mi bulacaktır bunu şimdiden öngörmek güç. Ama kesın olan bır şey var ki bu olgu Türk toplumunda tatil yapabilen mutlu azınbğın otel, motel, pansiy on salgınından sonra "tatir kavramını yeniden keşfetmesıne bır başlangıç oluşturacaktır. Sadece balık yiyip. rakı içmeyi isteyerek yıllarca hercumartesi pazar Kavak'lara akın edip. her yanı entipüften lokantalar ve bacalardan yükselen yanık yağ kokulan ile dolduran; Bodrum'u fantezi ve zevkleri doğrultusunda yozlaştıran ve daha bırçok kıyı şeridini denizleri ile birlikte ho>ratça kullanıp yine hoyratça terk eden insanımız için belki de bu yeni akım gittiği yeri kirletip tüketen değil geliştirip gönendiren doğrultuda taleplere ulaşabileceğinin müjdecisıdir. (Fotoğraf:REFİKONGAN) İstanbul Haber Servisi - A\ rupa Topluluğu'nun (AT) turizm politikası ve Türkiye'de turizm konusunda yayımlan- mış araştırması bulunan İktisa- dı Kalkınma Vakfı (İKV) uzmanlanndan Şebnem Oğuz. turizmi değerlendırdı. - AT'nin 1986 yılında uygula- mava kovduğu turizm politikası içinde ne tür ımsurlar bulunuyor? Bu poliıikanın ana hatlanm an- latabılir misiniz? OĞUZ - Topluluğun turizm po- litikası oldukça geniş kapsamlı. Yalnızca turizm sektörünü de- ğil, sektörü dolayh olarak etki- leyen diğer sektörleri de kapsıyor. îçinde formalitelerin basitleştirilmesi. turizmin se- zonluk ve coğrafı olarak iyileş- tirilmesi gibi unsurlar var. Bu ikincisi, insanlann belirli bır bölgede ya da belirli bir zaman diliminde yığılmasını önlemek açısından önemli. - Turizm konusunda istatistik sıkıntısı olduğu gözleniror. OfiUZ - Doğru. Turizm istatis- tikleri çok tutarsız. AT turizm politikasının hedeflennden biri de bu. Örneğin topluluk düze- yinde global bir istatistik yok. Türiciye gibi bazı ülkelerde sı- nırlardan her giren kişi turist olarak kaydediliyor. Bu. özel- bkle Belçika gibi diğer Avrupa ülkelerine trenle birkaç saat uzakhktaki ülkeler için yanıltıcı sonuçlar veriyor. Örneğin yal- nızca iş için Portekiz'e gidecek bir kişi. transit geçiş >apmak için bile İspanya sınınndan içeri girdiğinde turist olarak kayde- diliyor. Portekiz'den dönüşte de ikinci kez kayıtlara geçiyor. Bu uygulamaya göre İspanya'- ya iki turist. Portekiz'e bir turist girmiş oluyor. Türkiye'de de benzer bir du- rum yaşanıyor. Körfez krizin- den sonra ülkeye giren turist sayısı rakamsal olarak artış gösteriyor. Buna karşıhk tu- rizmcilerimiz hallerinden şikâ- yetçi. kötü bir sezon gecirdikle- rini belirtiyorlar. Doğu Avrupa ülkelennden ülkemize giriş olu- >or. Bunlann önemb' bir bölümü bavul tıcareti yapıyor. arabalannda yatıp kalkıyor. - Türkiye dede AT turizm po- litikası benzeri bir uygulamaya geçilmeli mi? KUZ -Topluluğun söz konusu politikası çok geniş kapsamb. Türkiye. konunun ana hatlan- nı inceleyip gerekli olan bölüm- leri kendısine göre uygulayabi- lir. Unutmamak gerekir ki AT, bazı ciddi sorunlar yaşadığı için bir turizm politikası oluşturdu. Türkiye bu sorunlan henüz ya- şamadı. Bizdeki sorun, önce- den önlem alabilme sorunudur. Türkiye'de hizmet sektörü çok sorunlu. Turistle yüz >üze olan personelin egitilmesi konusun- da AT politikasından yararla- nılabilir. - Turizm konusunda çaltşma- larmızda bazı öneriler getiriyor- sunuz, bunlar neler? O&JZ-Turizm. Türkiye'de ar- tık hükümetlerin politikası olmaktan çıkıp bir devlet politi- kası olarak algılanmahdır. Turizmi teşvik konusunda dev- let ve özel sektör arasında sürekli ve düzenli bir diyaîog kurulmabdır. Turizmi Gelıştir- me Fonu'nun mali ' kaynak açısından güçlendirilmesinde ve turizm yatınmlannı teşvik kararlannın uygulamaya ko- nulmasında koordinasyon eksikliği, bilgi akışının yavaşbğı gibi sorunlardan kaynaklanan zaman kaybı önlenebilmeli, bü- rokratik işlemler hızlanmab, yatınm aşamasının tamamlan- masına karşın kaynak yetersiz- liği yüzünden işletmeye açılamayan tesislenn kredi ihtı- yacırun karşılanabilmesi için gerekli tedbirleri alınmah. Kartpostalgörüntülerüıbı ardındaki fiyaskoDünyanın yedi harikasından biri olan piramitler her on dakikada bir otobüs dolusu turist gruplan- nı ağırlamaktan yorgun; 20. yüz- yılın dayanılmaz pisliğinden harap... Venedik, milyonlarca tu- ristin ağırlığını çekemeyecek ka- dar zayıf; her gün biraz daha suyun içine gömülüyor... Partenon, hava kirlibği yüzünden griye dönüşmüş; tel örgülerle çevrilmiş, onanm altında... Dünyanın en popüler kış sporlan mer- kezi Alpler. kışın karlâr altında aldatıcı bir kartpostal görüntüsü içinde, ama karlar eridiğinde delik deşik bir çöplükten başka bir şey değil. Ya Akdeniz; o da kirlilikten mustarip 1988 yılında İspanya'da yaşanan tifo pa- niği hâlâ tüm canblığıyla hafızalarda... Işte turizmin diğer yüzü... "Ne kadar çok turist, o kadar çok para" denklemi. ne yazık ki yerini, "Ne kadar çok turist. o kadar çok çevre kirlibği" denklemine bıraktı. Zincirleme reaksiyon Turizm sektöründe çevre güzelliği, sek- törün yaşayabilmesi için ilk şart. Ama keş- fedilmesiyle kirletilmesi bir zincirleme reaksiyonun ürünü. Her şeyden önce tu- rist sayısındaki artış kaçınılmaz olarak problemlerin sayısında da artış getiriyor. Bir bölge, bir kasaba güzelbğıyle nam sal- mayagörsün, turist akınına uğruyor, ço- ğunlukla da turistlerin sayısı yerb halkın sayısını geçiyor. Pek çok "şirin" tatil kasa- bası ileride turistik yöre olacağindan ha- bersiz. ancak kendi kendine yetecek kadar bınaya, kanalizasyon sistemine, yola sa- hip. Artan nüfusla atıklar direkt olarak denize gjderken. yerli halk kasaba dışına kaçıyor. Yerli ve yabana turistler için ko- naklama sorunu, kıyı şeridinde betonar- me "yazlık" ev ve diğer mekânlar yaratıl- masına neden oluyor. Bu kadarla da kalmıyor, tunzmden ka- zanılan paranın dayanılmaz cazibesine kapılan yerli halk, tanm, balıkçılık gibi zahmetli ve az kazançb geleneksel ışlerini terk edip daha cazip görünen tunstık işlere kayıyorlar. Yörenin kendine özgü tarihi ve kültürel yapısında ilk başlarda fazla gö- Turizm, dünya ticaretinden aldığı pavı arttırdıkça, tahribatını da arttırıyor. Dünyanın dört bir yamndaki yerel kültürleri ve tarihi değerleri sadece birer meta haline indirgemekle kalmıyor, aynı zamanda, insanlann kitleler halinde eğlenip dinlendiği modern ve hıncahınç dolu tatil merkezleri inşa edip el değmemiş yörelere parlak göriinümünün ardındaki kirini bırakı\or. ze çarpmayan. ama zaman içinde rahat- sızlık yaratan bir yozlaşma ve yabancılaş- ma ortaya çıkıyor. Turizm sektörü son yıllarda ilginç bir- kaç sorunun yanıtmı anyor. Nedir bun- lar? Para yumurtlayan tavuk olan turizm- de ""gelişmc" kavramı '"zararb" kavramıy- la eşanlamlı mı? Uluslararası turizm sınır- lanmalı mı? Yaşamlannı tunzmden kazanan yöre ve yöre halklanhın kontrol- süz. dolayısıyla sağbksız gelişen tunzm- den zarar görmemeleri için ne tür önlem- ler alınmah? Bu sorulann kesin yanıtını bulan kimse yok. Yani bır yandan bolca lurıst ge'oin. ama öbür yandan doğa güzelliği hiç bo- zulmadan korunsun. Kaldı ki turizmin gelir yaratmak, istihdam olanaklan sağla- mak. farklı kültürlerin birbirinı tanıması ve insan zenginliğı oluşturmak gibi pek çok önemli ve yararb yönü, ülkeekonomi- sini sırtlamak gibi dayanılmaz cazibesi var. İngiliz Economist dergisinin yaptığı bir araşUımaşa göre tunzm \e seyahat bir ül- ke olsaşdı eğer. bu ülkenın gayrisafı milli hasılası dün\a üzerinde beşinci sırada yer abrdı. Pek çok Üçüncü Dünya ülkesı için turizm tek döviz kaynağı. Hindistan, Tay- land, Kenya ve Şeyseller bu ülkelere bir- kaç örnek. El değmemiş yer Turizm sektöründe gerek tur operatör- lerinden gerek turistlerin kendilerinden en çok duyulan sözcüklerin ne olduğu araştı- nbnış. Sonuca göre "el değmemiş yeni yer- ler" turizmde insanlann en fazla sözünü ettiği olgu olarak saptanmış. Anlaşılan o ki insanlar tatil, seyahat, gezmek, görmek, kısacası turizm deyince insan eiinin değ- mediğı, en azından çok değmediği, çevre- nin bozuknadığj yerler anyor. Ne var ki dünya üzerinde bazı turistik bölgeler 'turizm' adına katledildi bile. Ak- deniz'de İspanya'dan başlayan çevre kirli- bği Fransa'ya. ardından Yunanistan'a, şimdi de Türkiye'ye kadar uzandı. Alp- ler'e 40 bin kilometre uzunluğunda kayak pisti inşa edildi, 15 bin lift yapıldı. Bütün bunlar Alpler'deki orman alanlannın za- rar görmesine neden oldu. Meksika'da yı- lan derisi ve krokodil kemer, çanta, ayak- kabılar; Karayipler'de siyah mercan; Uzakdoğu'da fildişi gibi turistik ticaret yüzünden pek çok canb ve bitki örtüsü yok edildi ve hâlâ edibyor. Bazı bölgelerde ise turist çeksin diye ya da yalnızca fotoğ- raf imkâru yaratabilmek için vahşi hay- vanlar doğal ortamlanndan abnarak önce turistik meta olarak kullanıbyor, başa çı- kılamayacak kadar büyüdüklerinde ise öldürülüyorlar. Pek çok denize kanabzas- yon ve sanayi aüklan nedeniyle çoktan ayak sokmaİc bile tehlikeb olarak kabul edibyor. Türkiye'nin şansı Türkiye'de turizmciler, turizmi patlat- mak için seferber olurken Batı'da turizm- ciler turizm sektöründe zamanında öngö- remedikleri sorunlann üstesinden gebBe- nin yollannı şimdi anyorlar. Uluslararası turizmin en cazip bölgelerinden biri olan Akdeniz'de. İspanya, Portekiz, İtalya ve Yunanistan sırasıyla "moda" ülke sıfatını taşıdılar. Sıra bir süreden beri Türkiye'de. Körfez krizi gibi uluslararası boyuttaki si- yasi dalgalanmalar, Türkiye için olumsuz ve geciktirici etkiler doğurdu. Ama bütün olumsuz gelişmelere karşın, Türkiye, Ak- deniz'in en moda ülkesi olabibne şansını hâlâ tamamen yitirmiş değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle