Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 NİSAN1992SALJ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Alüminyuma zam
•SEYDİŞEHİR(AA)-
Konya'nın Seydişehır
ilçesinde. Etıbank
Alüminyum Tesislerinde
üretilen külçe alüminyuma
zam yapıldı. Yeni
düzenleme ile külçe
alüminyumun kilosu 11 bin
661iradan II bin lO7liraya
yükseltildi. L'retilen diğer
ürünler, bu kez zaından
etkilenmedi.
Colaya %25 zam
• ANKARA(LBA)-Yaz
sezonunun başlamasıyla
birlikte meşrubatlara da yaz
fiyatlan uygulanmaya
başladı. Pepsı vc Coca Cola.
ürünlerine \ üzde 20 ile 25
oranında zam yapıı. Bir şişe
Pepsi, Coca-Cola, Yedigün
ve Fanta 2 bin liradan
satılacak. Bunun yanında
iki litrelik petşişelerde9bin
liradan 11 bin liraya
yükseldi.
YASED inceleme
yarışması
• İSTANBIL(AA)-
Yabancı Sermaye
Koordinasyon Derneği
(YASED) YüksekÖğrenım
Kurumlan'ndaki öğrcnciler
arasında "Dünyada ve
Türkiye'de sınai ve ticari
mülkiyet haklan' (patenler.
ticari markalar ve ıclif
haklan) konulu bir
inceleme vanşması
düzenlendi.
TÜSİAD'ın
konferansı
•I tSTANBLL (ANKA) -
Türk Sanayıcileri \e
İşadamlan Derneği"nce
(TÜSİAD)düzenlenen
"ulusal katılım ve uzlaşma"
konulu konferans, 30 nısan
tanhinde İstanbul'da
yapılacak. TÜSİAD'dan
yapılanaçıklamayagöre
Sheraton Otelinde
gerçekleştirilecek
konferansa. Başbakan
Vekili Erdal İnönüde
katılacak. Konferansta
yerli veyabancıbilım
adamlan teMığsunacak.
İşçi. işveren vehükümet
temsilcileri degörüşlerinı
açıklayacaklar.
Başak Sigorta
• Eitonoıni Servisi - Başak
Sıgorta"nın I991 yılı kân
50.l85milyarolarak
belirlendi. Başak
Sigorta'nın I991 yılı
bilançosuna göredoğrudan
doğruya sigortacıhk
faaliyetlennden elde ettiğı
teknikkârhlığıl990yılına
oranla 96.20 artarken mali
gelırleride 110.3 oranında
artışgösterdi.
Sabancı'ya
'doktor' unvanı
• İSTANBUL (AA)-
İşadamı Sakıp Sabancı'ya,
üniversite-sanayi ışbirliğine
katkısıveküİturel
çalışmalan nedeniyle,
Yıldız Üniversitesi
Senatosu tarafından,
törenle "fahri doktora"
verildi. Çağın
bilimsel ve endüstriyel
gelişmelerini gençlere
aktarmanın yanı sıra
üniversite-sanayi
işbirliğinin önemine
değinen Yıldız Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Süha
Toner. işadamı Sakıp
Sabancı'ya bu alanda
yaptığı katkılardan dolayı
teşekküretti. Törene
Sabancf nın yakınlan,
öğretim üyeleri, emekli
büyükelçiler ve çok s,.yıda
tanınmış işadamı katıldılar.
İşçi ferdî kaza
sigortası
• Ekooomi Servisi - Hür
Sigorta, "Sırursız
Mikrocerrahi Teminatlı İşçi
Ferdi Kaza Sigortası"
geliştirdi. Işyerinde ve iş
saatlerinde meydana
gelecek her türlüiş kazasını
teminat altına alan bu
sigorta, yıllık ortalama
350-700 bin lira arasında bir
primle yaptınlabilecek.
Türk çimentosuna
soruşturma
• BRÜKSEL(AA)-
Avrupa Topluluğu, Türk
menşeli çimentolann
İspanya'ya çok düşük
fiyatla ihraç edildiği
yolundaki iddialar üzerine
konuyu incelemeye aldı.
Brûksel'dekiAT'
Komisyonu yetkilileri,
Türkiye'nin yanı sıra Tunus
ve Romanya'nın da
İspanya'ya damping fıyatla
çimento ihraç ettiği yolunda
iddialar bulunduğuna
dikkat çektiler ve bu
yoldaki şikâyetlerin
araştınlmakta olduğunu
bildirdiler.
Vagi tasansı yasalaşırsa Kurumlar Veıgisi'nde istisna ve muafiyet kazana 91'de son bulacak
Şirketlerin son keyîfli yılBÜLENT KIZANLIK
Şirketlerin 1980 sonrası vergı
kevfı bu yıl sona erıyor. Kanuni
oranı yüzdc 46 olduğu halde.
büyük bölümü ANAP ıktidan
döneminde sağlanan istisna ve
muafıyetlerle yüzde 8-l0'lara
kadar geriletilen Kurumlar
Vergısi'ne. yüzde 23 tabanı geti-
ren vergi yasa tasansı Meclıs
Plan Bütçe Komisyonu'nda
bekliyor. Tasannın yasalaşma-
sıyla. devletın I980 sonrası dö-
viz ve iç borç kaynaklannı art-
tırmak amacıyla özellikle
bankalar, dış ticaret. taşımacı-
lık ve turizm şırketlenne sağla-
dığı teşvik süreci sona ermiş
olacak.
Tasannın henüz komisyo-
nun gündemine ahnmadığı
bildirildi. Vergi tasansı komis-
yonda onaylandıktan sonra
Meclis Genel Kurulu'ndagörü-
şülerek karara bağlanacak.
1991 yılı Kurumlar Vergisi be-
yannamelenni ay sonuna kadar
vergı dairelerine verecek olan
kuruluşlar ıse halen y ürürlükle-
ki 16 istisna ve 21 muafiyetten
yararlanıyorlar.
Başhcaları. tanm ve sanayi
ürünlcri ihracatı ile tunzm istis-
naları. yatınm indirimi vc fi-
nansman fonu gibi başlıklar
altında toplanan bu muafiyet
ve istisnalar. toplam Kurumlar
Vergısı beyanlannın yarıya ya-
kınını kapsıyor. Türkiye Oda-
lar ve Borsalar Birliği'nin
(TOBB) eeçen eünlerde vavım-
lanan "Türkıye'de gelir bölüşü-
mü" konulu araştırmasına göre
1986 yılında toplam matrahın
yüzde 23.3"ü muafiyet vc ıstı^na
kapsamına gırcrken I988"de
şırketlcrce beyan edilen kazan-
cın yüzdc 45.6"sı bu ayncalık-
tan yararlandı. l990'lı yıllarda
da Kurumlar Vcrgisi toplam
matrahının y üzde 50 cıvarında-
kı bölümünün istisna ve muafi-
yellcrden yararlandığı hesapla-
nıyor
İstanbul Üniversitesi İktisat lamak anlamı taşıdığına dikkat
Fakiiltcsı öğretim üyesi Prof.
Dr. İzzetıin Önder. yeni yasa ile
şırketlerc kazançlannın asgari
yüzde 23'ü oranında vergi öde-
mc zorunluluğu getirilmcsinin.
Kurumlar Vergisi gelirini en az
y üzde 75-80 oranında arttıraca-
ğını savundu. Türkıye'de efek-
tıf Kurumlar Vergisi yükünün
yüzdc 10-12 arasında olduğunu
kaydeden Önder. yüzdc 23 ta-
banı gctırmenin bunu 2've kat-
Koçftan 5 trilyon vergi
Koç topluluğu 1991 yıh
faaliyetleri dolayısıyla, vergi
ve benzeri
mükellefiyetlerini, bir
önceki yıla göre yüzde 80.34
oranında arttırdı.
Topluluğun 1990'da 2
trilyon 833 milyar lira olan
toplam vergisi geçen yıl 5
trilyon 109 milyar lirayı
buldu. Koç topluluğu
tarafından ödenecek olan
kurumlar vergisinin 1991
yılında tahsil edilen 8
trilyon 129 milyar liralık
kurumlar vergisinin yüzde
11.4'ünü oluşrurduğu, 1992
genel bütçesinde öngörülen
kurumlar vergisinin de
yüzde 8.4'üne ulaştığı
kaydedildi. Koç Topluluğu
tarafından yapılan
açıklamada, topluluk
şirketlerinin 1991 yılı
faaliyetleri için aynı yılın
beyannameleri üzerinden
tahakkuk eden 1 trilyon 143
milyar liralık vergi ve fon
tutannı ise 1992 yıh içinde
ödeyeceği kaydedildi.
Yapılan açıklamaya göre bu
meblağın 933 milyar lirasını
kurumlar vergisi, 138 milyar
lirasını stopaj vergisi ve 72
milyar lirasını da fonlar
oluşturuyor.
çckti. "1980 sonrası vergi hare-
kâtı" olarak tanımladığı istisna
vc muafiyetlerin arz yönlü ikti-
sat politikalan olarak açıklan-
dığını anlatan Izzettin Önder.
"Vergi yükü ayncalıklanyla is-
tcncn yatınma gidilmcdi. An-
cak şimdi vergi yükünün arttı-
rılması konjonktürel olarak
mümkün gözükmüyor. Çünkü
şimdi ücrctler geçmiş yıllann
aksinc artmaya. gelirden daha
çok pay almaya başladı. Bir de
devlet payını arttınrsa. bu re-
sesyon döneminde sıkıntı yara-
ur. "dedi. Önder, söz ko-
nusu vergi ayncalığından ya-
rarlanamayanlann tepkisini
hafifletmek için diğer kesimlcre
"vergi affı" öngördüğünü kay-
detti.
İslanbul Yeminli Mali Mü-
şavirler Odası Başkanı Sezai
Onaran o günün koşullannda
zorunlu sayılabilecek bu teşvik-
lerin lOyıldıryürürlükteolma-
sının. ilelcbet süreceği anlamına
gelmediğini savundu.
Renault 2000'li yıllara hazırlanıyor
ESİN SUNGüR
PARtS -Oyak-Renault kendisini iki-
binli yıllara hazırlıyor. Türkiye'de paza-
n Koç-Fiat onakhğı olan Tofaş'la pay-
laşan Oyak-Renault 1995te girişeceği
yatınm atağıy la bir numara olmayı he-
defliyor.
1969 yılında Ordu Yardımlaşma Ku-
rumu'nun (OYAK) yüzde 44, Fransız
Regie Nationale des L'sines Renaulf-
nuiî yüzde 43, Yapı \c Kredi Bankasf-
nın yüzde 13 sermaye payıyla kurulan
Oyak-Renault geçen yıl ürettiği 78 bin
853 otomobille pazarda ikincı sırayı al-
dı. Türkiye'nin Bağımsız Devletler Top-
luluğu ve Ortadoğu'ya yakınlığının
yarattığı pazar avantajını değerlendir-
mek isteyen Renault, ikibınli yıllarda
Oyak-Renault'nun büyük bir atılıma
gırmesine karar \crdi. Pcugeot ve To-
yota'nın Türkiye'ye girmesinın rekabetı
arttıracağını hesaplayan Renault. bir
yandan yeni yatınrn kararlan alırken
bir yandan da pazarlama ağında daha
ctkin rol üstlenmek için harekete gecti.
Regie Renaultnun Fransa. Alman-
ya. İspanya ve İtalyadan sonra en bü-
yük 5"inci pazan olan Türkive'dc girişe-
Renault'un yeni modeli yakında Türkiye'ye de gelecek.
ceği yatınmın 1 milyar dolan bulacağı
öğrenildi. 1995 yıbnda yapılacak olan
yatınmla fabrikanın kapasitesi arttırı-
lırken sadece Türkiye'de üretilecek yeni
bir modele başlanacak. İlk kez piyasaya
çıkanlacak olan bu model Türkiye'de
üretilerek Avrupa ve Bağımsız Devlct-
lcrTopluluğu'na ihraç edilecek. Buoto-
mobilin üretiminin 1 milyon adete
kadarçıkabileceği belirtiliyor. Yeni mo-
dele geçene kadar mevcui modellerinde
birtakım değişikliklere gidecek olan
Oyak-Renault'nun 1995'te Renault 12-
nin üretimini durduracağ. bildirildi.
1995 vıhndaki atakla Türkıve'dckı
yatınmını arttıracak olan Renaull, pa-
zarlama ağında da daha etkin rol isti-
yor. Renault otomobillerin satışını üst-
lenen Renault-Maisin yüzde lOOOyak
yatınmı olması Renault ile Oyak arasın-
da sorun yaratıyor. Oyak-Renault'nun
üretim lisansının süresinin dolması. Rc-
nault'nun da Mais'le olan ortakhk soru-
nuçözülmedcnlisansyenilemcyeyanaş-
maması sorunu daha ciddi boyuta taşı-
yor. Türk gazetecilere bir açıklama
yapan Renaull Uluslararası İlişkilerden
Sorumlu Başkan Yardımcısı J.C. de
Bouteıller. Pcugeot ve Toyota'nın Tür-
kiye'ye girmesinden sonra ciddi bir re-
kabet ortamı doğacağını belirterek üre-
tici fırma ile pazarlama arasında orga-
ıık bir bağ kurulmasının gcrckli
oiduğunu vurguladı. Bunun için dc Re-
nault'nun Mais'e ortak olması gerekti-
ğıni söyleyen Bouteıller. Oyak'la yapı-
lan görüşmelerde Oyak-Renault'nun
»rtaklık yapısının Mais'e de uygulan-
nıasını önerdiklerini belirtti. Bouteiller'-
nin verdiği bilgiye göre Renault. Oyak-
Renault'nun Mais'te ya yüzde 49. ya
yüzde 51 ya da yüzde 100 hisseyle temsil
edilmesini istiyor.
Yaklaşık 3 aydır sürcn pazarlıklarda
Oyak'ın Mais'tcn yüzde 49 hisse verme-
ye razj olduğu. ancak ödenecek olan
parada anlaşamadıklan belirtiliyor. Ba-
ğımsız dcnetlemc kuruluşu Arthur An-
derson tarafından 1.5 milyar franklık
değer bicilcn Mais. sahip olduğu gayri-
menkullerin lam değcrinın göstcrilme-
diğini savunuyor. Bu arada Oyak-
Renault'nun ortakhk yapısının Mais'e
de aynen uygulanmasını isteyen Rena-
ult'nun Yapı Krcdi'nin yüzdc 13'lük
hisscsini satın aldığı iddialan da ortaya
atıldı. Bu durumda Renault hem Oyak-
Renault'da hem de Maıs'te en büyük
hisseyc sahip olacak.
Toros GübreFabrikası'ndagrevbaşladıİş-Sendika Servisi - Topfu-
sözleşme görüşmeleri uyuşmaz-
lıkla sonuçlanan Toros Gübre
Fabrikası'-nda çalışan 322 işçi
dün greve çıktı. İzmit'te kurulu
Türk Kablo Fabrikası'ndan
126 işçi işten çıkartıldı.Kartal'-
da kurulu Yunus Çimento
Fabrikası'nda çaltşan iki yüzü
aşkın işçi dün başlayan işten çı-
kartma uygulamasını protesto
etmek amacıyla iş bırakma ey-
lemine başladı.İzmir'de ağustos
ayında işten atılan ve hüküme-
tin işe yerleştirilecekleri sözü
verdiği belediye işçileri dün sen-
dikalannı işgal ederek işe geri
dönmeleriyle ilgilı protokolü
protesto ettiler.
Cumhuriyet Güney İ1leri Bü-
rosu'nun haberine göre Tekfen
Holding'e ait Ceyhan yakınla-
nndaki Toros Gübre Fabri-
kası'nda çalışan .322 işçi dün
Toros Gübre'de grevdünbaşladı
"Taleplerimiz aşın değil. günün rinde brüt 3 milyon 250 bin lira
sabah grev uygulamasına geçti. koşullanna uygundu. Esneğiz, artış yapılmasmı talep etmiş.
Petrol-Iş Sendikası Genel Baş- a m a
^ r
tavizden yana değiliz" buna karşılık, işveren brüt bir
dedi. Petrol-İş Sendikası. Toros
Gübre Fabrikası'nda çalışan,
ortalama 2 milyon 600 bin lira
brüt ücret alan işçilerin ücretle-
kanı Münir Ceylan, ışverenin
sorumlu bir yaklaşımda bulun-
maması üzerine greve çıkmak
zorunda kaldıklannı belirterek
milyon 600 bin lira artış sağla-
yabileceğini bildirmişti. Petrol-
İş Sendikası son anda bir anlaş-
ma olmaması halınde bugün
sinde kurulu Türk Kablo Fab-
rikası'ndan 110'u işçi, 16'sı
yönetici kadrodan olmak üzere
toplam 126 kişi işten çıkartıldı.
1990 yılından beri iç ve dış piya-
sada sipariş bağlantısı yapama-
yan işveren, arahklarla işçi
azaltması uygulamasıyla daha
önce 450 dolayında olan çalı-
şanlannın sayısını 190'a düşür-
dü. Öte yandan Kartal'da ku-
rulu Yunus Çimento Fabri-
kası'ndan dün 15 işcinin işten
çıkartılması üzerine fabrikada
çalışan 200'ü aşkın işçi iş bırak-
ma eylemine başladılar. Çimse-
İş Sendikası İstanbul Şubesi yö-
neticileri, bir ay önce imzalanan
toplusözleşme sonrası işten çı-
kartma uygulamasının başladı-
ğını ve işten çıkartılacaklann
sayısmın 60'a çıkacağının öğre-
nildiğini belirttiler.
Mersin'de kurulu, bin işcinin İzmir büromuzun haberine
çahştığı Soda Kromsan Fabri- göre ağustos ayında işten çıkar-
kası'nda.yannise2bin8O0işçi- tılan ve hükümetin işe dönüş
nin çahştığı. Adana'daki Sasa garantisi verdiği belediye işçile-
fabrikalannda grev başlatacak. ri dün sendikalannm'merkez
Izmıt'ten Ahmeı Kun'un bıl- binasını eşlenyle birlikte işgal
dirdiğine göre Dennce bölge- ettiler.
KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ'NİN EKONOMİDEKİ YERİ -2-
KIT'lerin ekonomîye katkıları
Hazniayan:
Prof. Dr. ÖZER ERTUNA
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim
Üyesi
KİT'lerin ekonomiye bir
yük olduklan sık sık ileri sü-
rübnektedir. Aşağıda, KİT'-
lerin Türk ekonomisme katkı-
lanyla ilgili veriler sunacağız.
Ekonomik faaliyetlerin he-
defi gelir yaratmaktır. Gelir
ise işciye ücret. • personele ma-
aş. tasarrufçuya faiz ve müte-
şebbisin sermayesine kâr ola-
rak ödenir. Hissedarlar açısın-
dan önemli olan şirketin
kândır. Oysa kâr kuruluşlann
ekonomiye kazandırdığı geli-
rin yalnızca bir parçasıdır.
Kuruluşlann milli geiire kat-
kılanna teknik dille katma
değer denir. Burada KİT'leri
önce kârhlık, sonra da yarat-
tıkları katma değer açılann-
dan inceleyeceğiz.
Kamu kuruluşlan 1986'lar-
da özel sektör kadar. hatta
daha fazla kâr eden kuruluş-
lardı. 1986 yılında 500 büyük
fırma arasına giren özel şirket-
ler 100 liralık satış yaptıkla-
nnda 6 lira kâr ederken, kamu
kuruluşlan 8 liraya yakın kâr
sağlıyorlardı. İzleyen yıllarda
özel sektörde kârlıhk önce sa-
tış gelirinin yüzde 9'una çık-
mış, sonra da ya\aş yavaş
yüzde 7.5 dolaylanna inmiş-
tir. Bu kârlıhk iyi düzeyde bir
kârlılıktır. Kamu kuruluşla-
nnda ise kârlıhk sürekli düş-
me göstererek satış gelirinin.
1987 yılında %7.1'i, 1988 yı-
lında yüzde 6.3'ü. 1989 yılında
yüzde 4.4'ü ve 1990 yılında
yüzde 0.9'u dolaylanna inmiş-
tir. Kamu kuruluşlan son yıl-
larda kârlı işletilememiştır
veya işlettirilmemişlerdır.
1989 ve 1990 vıllannda kârda-
zancın yaklaşık üçte bıri ka-
dar gelir yaratmaktadır.
Kamu kuruluşlan 1986'da sa-
tış kazançlannın yüzde 29'u
dolaylannda gelir yaratırken
bu oran 1989'da yüzde 34'e
kadar yükselmiş. 1990'da yüz-
de 31'e gerilemiştır. Özel kuru-
luşlann yarattıklan. gelir. sa-
tışlardan eldc etükleri kazan-
cın yüzdc 25"ı dolaylannda-
dır. Özel kuruluşlarda, yaratı-
lan gelinn satıştan elde edilen
kazanca oranı 1986 vılında
Tabloda bakanlıklann bün-
yelerinde faaliyet gösteren
KİT'lerle ilgili özet bilgiler su-
nulmaktadır. Bu tabloda bir
hususu beürtmekte yarar var.
1990 rakamlanna. daha sonra
özelleştirme kapsamına alınan
THY. TÜPRAŞ ve Petrol Ofi-
si rakamlan dahildir. 1991 yı-
lında bu kuruluşlar özelleştir-
me kapsamına ahndığından
rakamlara dahil edilmemiştir.
Tabloda izlendiği gibi 1990
yılında. özelleştirme kapsamı-
KİT'LERİN FAALİYET SONUÇLARI
Satş hasılatı
Kâr veya zarar
Katma değer
1990
Milyar TL
63.806
-920
24.794
Yüzde
100.00
-1.44
38.86
1991
Milyar Tl
75.117
-13.186
30.240
Yiato
100.00
-17.55
40.26
kı düşüşler önemli oranda üc-
ret artışlanndan kaynaklan-
makla beraber. 1990 yılında
ilave sorunlann olduğu anla-
şılmaktadır.
Kâr, işletmelerin ekonomiye
yaptıklan katkının yalnızca
bir parçasıdır. Şimdi de kamu
ve özel kuruluşlann milli geli-
re katkılannı inceleyelim.
Türkiye'nin 500 büyük fır-
ması sonuçlan çerçevesinde.
kamu kuruluşları. yaptıklan
satışlardan eldc ettıklen ka-
%24 dolaylarında iken. 1988
yılında yüzde %26 düzeyıne
yükselmiş. daha sonra bu dü-
zey cıvannda scyretmiştır.
Yukanda sunulan tabloda
yalnızca 500 buyük sanayi ku-
ruluşu içinde yer alan KIT'ler-
l_e ilgili bilgiler sunulmaktadır.
Özelleştirme kapsamına alın-
mamış bulunan tüm KİT'leri
ve bunlann bağlı kuruluşlan-
nı ele alırsak vanlan sonuçlar
bazı farkhlıklar göstermekte-
dir.
na alınmamış bulunan KİT-
ler ve bunlann bağlı kuruluş-
lan. satış gelirlerinin yüzde
1.4'ü dolaylannda zarar el-
mışlerdir. 1991 yılı tahminı
rakamlarına göre zarar yüzde
17.6 dolaylanna (13 trilyon li-
raya) yükselmiştir. 1990 yılın-
da KİT'lerin milli gelirc katkı-
sı satış gelirlerinin yüzde 39'u
dolaytanndadır. Yaratılan ge-
lirin satış kazançlanna oranı
500 büyük fırma kapsamtnda-
ki KİT'Ierınkinden daha vük-
sektir. Bunun nedenı. hizmet
kuruluşlannın fazla katma
değer yaratması olabilir.
KlT'ler içinde hizmet kuru-
luşlan da bulunmaktadır.
Tabloda da görüleceği gibi il-
ginç olan durum. 1991 yılında
zarann bu denli yükselmesine
rağmen milli geiire katkının
artmasıdır. 1991 yılında satış
kazançlannın yüzdesı olarak
milli geiire katkı (kalma de-
ğer) yüzde 40 dolaylanndadır.
Görüldüğü gibi KIT'lerin za-
ran gelir yaratamamaların-
dan değil de gclirin paylaşıl-
masından kaynaklanmakta-
dır. Görüldüğü gibi KİT'lerin
ücret ve faiz ödemeleri özel fir-
malara kıyasla daha yüksek-
tir. Kamu kuruluşlannın, yap-
tıklan satışlardan özel sektöre
kıyasla daha fazla gelir yarat-
malan. kamu kuruluşlannın
bu açıdan daha başanlı ol-
duklan anlamında değerlen-
dirilmemelidir. Aradaki fark
başan veya başansızlık farkı
değil. üretim türünden kay-
naklanan farktır. Kamu kuru-
luşlan genel olarak temel
mallar üreten kuruluşlar ol-
duklanndan bu durum nor-
mal bir durumdur. Fakat gene
de şu sonuca güvenle varabili-
riz. Türkiye'de kamu kuruluş-
lan önemli oranda gelir yarat-
maktadır.
1ŞONINEVREMNDEN
ŞUKRAN KETENCİ
Gündem Karışınca...
Çalışma Meclisi 8 yıllık bir aradan sonra "işsizlik sigortası"
gündemli toplandı. Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay, önü-
müzdeki haftatarda memur sendikalanna tanınacak hakla-
ra ilişkin yasa tasarısının haz-.rtanıp Bakanlar Kurulu'nun gö-
rüşüne sunulacağını açıkladı. Sendikal haklar, iş güvence-
si, memur sendikalaşması haklarına ilişkin ILO sözleşmele-
rinin Türkiye tarafından onanmasını öngören yasa tasanla-
rının da Bakanlar Kurulu'nda olduğu bildiriliyor. İş güvence-
si yasa taslağı kimbilir kaçıncı kez son rötuşlardan geçirilip
yeniden son kez olduğu vurgulanan tartışmaya açıldı. 2821
ve 2822 sayılı sendikal yasalar hem tarafların tartışmasına
açıldı hem de anayasa değişikliği var ve yok sayılarak iki ay-
rı yasa taslağı çalışması bakanlık düzeyinde sürdürülüyor. Bir
yandan da hükümet anayasayı tartışmaya açmış bulunuyor.
Bir yandan da 1 Mayıs ve nasıl kutlanacağı yoğun bir tartış-
ma odağı.
Çalışanların haklarına ilişkin çok önemli, çok yoğun bir
gündem söz konusu. 12 Eylül'ün yasakçı düzeninden kur-
tulma, demokratikleşme için belki zorunlu bir yoğunluk. An-
cak bir bütün, bir paket olarak ele alınmayınca, ortaya bir gün-
dem karmaşası çıkıyor. İşçiler, işverenler, sendikal hareket için
gündeme sahip çıkmak zorlaşıyor. Ortada anayasadan baş-
layan bir demokratikleşme paketi varken 8 yıl aradan sonra
dün toplanan Çalışma Meclisı'nin gündemi neden işsizlik si-
gortası ile sınırlı? Tarafların anayasa ve gündemdeki diğer
tüm yasa değişikliklerini tartışmaları için ayn ayrı çalışma
meclisleri mi toplanacak? Bu öyle kolay bir iş de değil ki. İş-
sizlik sigortası için Çalışma Meclisi düzeyinde, iş güvencesi
için özel toplantılarda, yasalar ve anayasa için ayrı ayrı kay-
naklı kamuoyu önünde tartışma açılmasının mantığını, he-
defini biz anlayamadık. Siz anlayabüdiniz mi?
Hükümet, Çalışma Bakanlığı açısından, bilinen bir takvim
sıkışıklığı, Uluslararası Çalışma Orgütü ILO'nun haziran ge-
nel kurulu olabilir. 12 Eylül'ün haklan gaspeden hukuk ve uy-
gulamaları nedeni iie ILO'da kötü konumda olan Türkiye'nin
durumunda bir aklanma sağlanmak üzere bu genel kurula
kadar somut önemli bazı işlerin kotarılmış olması gerekiyor.
ILO'nun, Türk hükümetlerinin, yıllardır "Haklısmız,
düzelteceğiz" vaatlerinden bıktığı, somut sonuç istediği bi-
liniyor.
Doğrusu ya hükümet programmda "12 Eylül'ün yasakla-
rında arındırma, demokratikleşme" vaat etmiş bir hüküme-
tin, sendikal hak ve özgüriüklerde ileri ölçekleri değil, asga-
ri değerlerin korunmasını zorunlu gören ILO istemlerine uyum
değişiklikleri için Türkiye'de ayrıca tarafların görüşlerini al-
maya gerek duymasının anlamı yok. ILO'nun sadece Türki-
ye'nin imzalamış olduğu sözleşmeler anlamında zorunlu gör-
düğü değişiklikler için İşçi cephesinin bir itirazı olamaz. İş-
veren cephesinin de fazlaca bir diyeceği olacağını sanmıyo-
ruz. Hükümetin hiç değilse programmda vaat ettiği ILO tlke-
leri doğrultusundaki anayasa ve yasa değişikliklerini, demok-
ratikleşmeyi, basta 87 sayılı sendikal haklara ilişkin sözleş-
me olmak üzere vaat ettiği ILO sözleşmelerini onayarak Mec-
lis'ten geçirmesi bir zorunluluk olarak görünüyor. Hükümet
bu anayasa ve yasa değişikliklerini aylar değil, günler için-
de değiştirmelidir ki ILO'nun haziran genel kuruluna aklan-
mayı isteyebilecek koşullarda gidilebilsin.
Elbette hükümet ya da adına bakanlık çalışma yaşamının
bu en duyarlı, yaşamsal sorunları üzerinde işçi-işveren ta-
rafların görüşlerini alacaktır. Uyma taahhüdünde bulundu-
ğu ILO'nun asgari ilkeleri, programındaki haklar çerçevesi
için değil. Üzerinde haklar ve demokratikleşme hedefleri için.
Bir başka deyişle hükümetten ILO genel kuruluna kadar,
daha fazla tartıştırmanın oyalamadan başkaca anlamı olma-
yan alanlarda üzerine düşeni hızla yapması beklenir. Onay-
lanması vaadi verilen ILO sözleşmeleri için istenirse bu îş
çok da kolay olabilir. Ancak anayasa ve sendikal yasalarda-
ki demokratikleşme hazırlığı için Çalışma Bakanlığı ve hü-
kümet biraz gecikmiş bir tablonun içindeler. Hele de "12 Ey-
lül'ün yaralarının" sanlması gibi çok ciddi bir iddia ile işe gi-
rişilen bu alanda, henüz hükümet cephesinde bir görüş bir-
liği, netlik de yoksa.
Kamu çalışanlanna sendikalaşma hakkına ilişkin hükümet
vaatlerinde örneğin öylesine parlak, sıcak sözcükler kulla-
nılmıştı ki kamuoyu ileri haklar için bayağı umutlanmıştı. Bu
konu üzerinde ILO'nun da önemle durduğu biliniyor. Oysa
bakanın demecinden anlıyoruz ki hem hükümet içinde en
azından ana ilkeler konusunda bir görüş birliği yok. Hem de
bir ön taslağın hazırtanması dahi haftalar alabilecek. Üste-
lik bakanın çizdiği çerçevede bırakınız grev hakkını, toplu pa-
zarlık hakkı da yok görünüyor. Nasıl bir sendikalaşma mo-
deli üzerinde bile bir gelişmiş düşünceden söz edilemiyor.
Anlaşılıyor ki bu alanda ILO'ya ancak "cek-cak"la gidilebi-
lecek. Orası atlatıldıktan sonra ise daha da kolay oyalanıla-
bilecek.
ILO'ya yönelik, demokratikleşmeye yönelik bu önemli gün-
dem maddeleri ne yazık ki genel gündem karmaşası içinde
kaynayıp gidiyor. Taraflar 8 yıl aradan sonra dün Çalışma Mec-
lisi'nde bir araya geldiler, ancak bu çok önemli, ivedi gün-
dem maddelerini, Çalışma Meclisi'nde gündem dışı kaldığı
için tartışamadılar. Demek ki durmadan tarafların demokra-
tik biçimde tartışmalarından söz edilip bir biçimde tartışama-
dıkları bir ortam yaratılmış bulunuyor. Gündemde çalışanla-
rın haklarının tartışılması değil, gündemde karmaşa var.
TüKETİCİ KöŞESİ
Sapı kızan ütü
Ben dargelirli bir ev
hanımıyım. 1.5 yıl önce taksitle
Rovventa marka buharlı bir
ütüaldım. 1 yıl garantisi vardı.
Garantisi bitmeden birçok kez
arıza yaptı. Anzalann hepsi
önemli anzalardı. Bu arada
garantisi bitti. ancak anzalar
devametti Benütüyüahp
"Ortaklar Caddesi, No 35
Mecidiyeköy "adresindeki
"Ronenta" şubesine
götürdüm. Yetkili bir kişi olan
Bülent Bey'legörüşerek
durumuanlattım."Birde
buradaki senisimiz görsün"
dedi. Gösterdiği servis ütüyü
tamır etti ve garantiyi altı ay
daha uzattılar. "Bu altı a>
içinde bir daha arıza yaparsa
geririn değiştirelim" dediler.
Ben de kabul ettim. Kısa
arahklarla tekrar anza
yapmaya başladı. Her
götürdüğümde."anzanın
tamiri mümkün'" dediler ve
ütüyü değiştırmediler. Benim
de size başvurmaktan başka
çarem kalmadı.
Türkan Korkmaz - İstanbul
Arkadaşlanmız Rouentayetkili servisi Elektrosan
fîrmasmınyetkilisi Yılmaz Aslanlci} 'lagörüştüler. Aslamaş
denediklerini ve cihazın normul oiduğunu
belirterek"Ölçümlerimüşterininyanındadayaptık. Ctüniin
sapımn ıstndığına ve su akıttığma ilişkin şikâyetleri vardı.
Kendisi 'Hayret burada olmuyor' dedi. Zannediyorum
kendisihu iitüden soğudu. Yoksa cihaz normal dedı.
Arkudaşlarımı: Türkân Huınm'm üıüsünündeğiştirilip
değistirilemeyeceğinisorduğundu. Yılmtı: Aslanlas,"Biz
müşterinin mağdur durumda kabnasuu hiçbir zaman arzu
etmeyiz. Getip ütüsünü değistirebitir "dedi. Biz de Elektrosan
yetkilisinin açıklamasını Türkân Korkmuz 'a ilettik. Türkân
Hanmı Elektrosanyetkililerine ilgilendikleri için teşekkür
etti.