02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN1992 SAU HABERLER Muhabire gözaltı • İstanbul Haber Servisi - ANK.A İstanbul bürosu muhabirlerinden Yahya Koçoğlu, büroya gelen sivil polislerce bir süre gözaltına alındı. Dün saat 18.00 sıralannda ajansın Cağaloğlu'ndaki bürosuna gelen 3 sivil polis, bir olayla ilgili olarak, 055'e yapılan bir ihbar doğrultusunda Koçoğlu'nun bilgisine başvuracakJanm söylediler ve muhabiri gözalttna aldılar. Gayrettepe Siyasi Şube'de 1 saat tutulan ANKA muhabiri daha sonra bırakıldı. İnönü: Koalisyon ahenk içinde • tç Politika Servisi - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü. muhalefetpartilerini koalisyonu bozmaya çahşmakla suçlayarak. koalisyon hükümetinin ahenk içinde çalıştığını ve herhangi birtehlikeninsöz konusu olmadığını söyledi. Marmara Grubu"nun dün gece Dedeman Oteli'nde yapılan toplantısında konuşan Erdal İnönü. hükümetin işbaşına gelmesinden bugüne kadar geçen süre içinde neler yapıldığınıanlattı. Hükümet programının. ne yapacaklannı göstermek için önemli birbelgeolduğunu. bunu yaparken yenı lartışmalara girmenin anlamlı olmadığını söyleyen İnönü. Cumhurbaşkanı Özal'ı Kürtçeyayın konusunda üst kapalı bir şekildeyanıtladı. Demokrasi paketiyle getirilen yeni düzenlemelere ilişkin bilgi de veren İnönü şöylededi: "Çağdaş dünyada işkence yok. Türkiye işkence iddialanyla itibar kaybetti " Hökümette vekiller • ANKARA (ANKA) • Orta Asya cumhuriyetleri ve Azerbaycan'a giden Başbakan Demirel'e vekalet edecek olan Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, üçüncü kez hükümetin yönetimini üstlendi. İnönü'nün 27 nisan-5 mayıs tarihleri arasında başbakanlık görevine vekalet etmesine ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Gazetede yayımlanan diğer kararlara göre de DemireFle birlikte geziye çıkan Devlet Bakanı Ca/it Çağlar'ın yerine Devlet Bakanı Akın Gönen, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in yerine ise Bayındıruk ve Iskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı vekalet edecek. Aynca, OECD Çevre Politikası toplantısına katılmak üzere Fransa'ya giden Çevre Bakam Doğancan Akyürek'in vekilliğini de Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun üstlenecek. Aktuırtmn basın toplantısı • ANKARA (AA) • Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın prostat kanserine yakalanmış olmasından büyük üzüntü duyduğunu belirterek "Tesellimiz şudur ki Sayın Cumhurbaşkanının hastalığı prostat kanseri de olsa tehlikeli bir hastaJık değildir" dedi. Aktuna, bu hastalığın Türkiye'de de ameliyatının yapıldığını söyledi. Sağhk Bakanı Yıldınm Aktuna, dün düzenlediği basın toplantısında, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'ne yaptığı 1 haftaîık geziyi değerlendirdi. Krîpto davası • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı "Kripto davası" olarak bilinen, Özal-Bush görüşme tutanaklannın basında yer alması davasında Hande Şefkat Mumcu'nun cezalandınlmasını istedi. Ankara DGM'nin verdiği beraat karanyla ilgili görüşünü veren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı, Dışişleri Bakanlığı eski aday memuresi Hande Şefkat Mumcu hakkında verilen karann bozulmasını istedi. Başsavcılık. Mumcu hakkında yeterli delil bulunduğunu belirtti. Yetkililer, davanın diğer sanıklan Uluç Gürkan ve Salih Alev Er hakkında başsavcılığın, beraat karannın onaylanması doğrultusunda görüş bildirdiğini ifadeettiler. Başsavcılık görüşünün. temyizen inceleyecek olan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne iletildiği öğrenildi, DYP'nin, SHP'nin hazırladığı anayasa önerilerine ilişkin tereddütleri var Demokratikleşmeye 18 çekînce • DYP'nin. SHP'nin hazırladığı anayasa önerilerinin 18'inde tereddüdü var. D YP özellikle, kişi özgürlüğünün kısıtlanmazlığı ile ilgili maddeler ile, zorunlu din derslerinin kaldınlması, Diyanet'in yapısının değjştirilmesi, Türk Dil ve Tarih Kurumlannın eski durumuna dönüştürülmesi önerilerinin yeniden tartışdmasıru istiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Demokratıkleşme çalış- malan içinde koalısvon ortağı SHP tarafından hazırlanan anayasa değişikliğı önerilerin- den bir bölümüne. DYPçekin- ce koydu. DYP, SHP önerile- rinden özellikle kişı özgürlükle- rinin kısıtlanmazlığı. zorunlu din derslerinin kaldınlması ile Türk Dil ve Tarih kurumlannın eski yapısına döndüriilmesi yo- lundaki değişiklik önerilerinin iki parti arasında bir kez daha tartışılmasını istiyor. SHP'nin geçen hafta tamam- ladığı ve anayasanın 62 madde- sinde değişiklik getiren önerile- rinin DYP grubunca incelen- mesi tamamlandı. DYP Grup Başkanvekilleri Giineş Müftü- oğlu \e Bekir Sami Dace tara- fından yapılan inceleme sonun- da. tereddütle karşılanan maddeler üzennde yeniden gö- rüşme için SHP yöneticilerine çağrt yapıldı. DYP grup yöneti- cileri. SHP önerilerinin büyük bölümünü ıse aynen benimsedi- ler. SHP ve DYP grup yönetici- leri anayasaya yeni ve kısa bir önsöz yazılması konusunda da görüş birliğine \ardılar. Yeni önsözde. bu düzenlemelere ni- çin gerek duyulduğu belirtile- cek. SHP ve DYP grup yöneticile- ri tarafından yapılacak ortak çalışma sonunda ortaya çıka- cak anayasa değişiklikleri öneri paketi öteki partilere iletilerek tartışmaya açılacak. DYP grup yöneticılerinın yaptığı incelemede. SHP öneri- lerinin önsözünde ycr alan. "Bazı değişikliklerin hemen ya- pılması mümkünken. bazılan bakımından daha uzun vadeli bir hazırlık ve ikna dönemi ge- rekecektir" cümlesinin altı çızıl- di. Bu doğrultuda. TBMM gündemine önümüzdeki gün- lerde ilk olarak radyo ve TV'de devlet tekelinin kaldınlması. secme ve seçilme yaşının indiril- mesi ile siyasi partileri ilgilendi- ren anayasa değişiklikleri geti- rilecek. Pakette yer alan öteki anayasa değişiklikleri dışına çı- kanlması ile Türk Dil ve Tarih kurumlannın durumu gıbi ko- nularyeralıyor. SHP. cumhurbaşkanının. TBMM üye tam sayısının üçte ikisinden az bir çoğunlukla se- çılmemesıni önerıyor. DYP ıse. bunun seçimı zorlaştıracağını savunarak. sayının düşürülme- sini istiyor. DYP, SHP'nin ana- yasal kuruluş olmaktan çıkarıl- masını önerdiği Cumhurbaş- kanlığı Genel Sekreterlıği konusunun da yeniden tartışıl- ması gerektiğı kanısında. Olağanüstü hal ve sıkıyöne- tim durumlannda temel hak ve özgürlüklere getirilecek kısıtla- malarla ilgili düzenlemeler de iki parti arasında sorun. SHP. bu yolla özgürlüklerin özüne dokunulmamasını öneriyor. DYP ise. konunun daha dik- katli ele alınmasını savunuyor. Aynca. SHP'nin özel vakıf üni- versitelerine kamu tüzel kişıliği tanınmaması yolundaki öneri- sinedeDYPtarafındanaynntı- lı biçimde tartışılması gerekli bir konu gözü ile bakılıyor. DYP'nin tereddüt duyduğu konular arasında Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası aç- manın kolavlaştınlıp genişletil- mesi. Türk Dili ve Tarih ku- rumlannın eski durumlanna döndürülmesi ile inkjlap yasa- larının tartışmaya açılması bu- lunuyor. 27 Mayıs'ı hazırlayan öğrenci liderleri 32 yıl sonra bir araya geldi 30 \ 11lık özlemle 1960 ALİ TEVFÎK BERBER ~ Tarih 1960 Nisan'ı. Demok- rat Parti'nin on yıllık ıktidanna karşı toplumun çeşitli kesimje- rinden tepkiler yüksdiyor. İs- tanbul'daki ünıversite öğrenci- leri kıpır kıpır. Öğrenci cemi- yetleri başkanlan Aksaray'da bir araya gelip Dev rim ve İhtilal Örgütü'nü kuruyor. Ardından. Demokrat Parti iktidanna kar- şı 27-28 Nisan'da başlayıp 27 Mayıs'a kadar sürecek öğrenci hareketleri başlıyor. 27 Mayıs- la amacına belli ölçüde ulaşan bu öğrenci evlemleri tarihe " 27 Mayıs Devrimini hazırlayan i|k gençlik hareketi" olarak geçi- yor. Şimdiye kadar pek üzerinde durulmaya'n. belki de "unuttu- rulmak istenen" bu öğrenci ey- lemlerinin liderleri 32 yıl aradan sonra dün akşarn ilk kez bir araya geldiler. Öğrenci Cemi- yetleri Başkanı Dr. Memduh Eren onca yıl sonra hâlâ baş- kan konumunda: 70'ine dayan- mış, yüzü kınşmış, saçlan ağar- mış, biraz da ağır işitiyor. 30 yıllık özlemle toplantıya katılan 1960 öğrenci hareketlerinin li- derleri de aynı durumda; birço- ğu uzun hizmel yıllanndan sonra emekli olmuş, bazılan emekliliğe yakında merhaba di- yecek. Ancak hepsi yıllardır yüreklerinin bir köşesinde ya- şattıklan 1960'lann heyecanını taşımışlar toplantıya: "Başı kanlar içinde yerde yatan arka- daşlan kimdi", "Kaç kez gözal- tına alınmışlardı". "Can dostu falanca şimdi neredeydi" bir sü- rü konu açılıp tartışılıyor. Her- kes otuz iki yıl öncesini konuşu- yor. "Başardık ama"run guru- ru sındiriliyor. Fenerbahçe Sosyal Tesisleri'- ndeki yemeklı toplantıda, Prof. Gencay Gürsoy, geçen gun SHP istanbul II BaşkanlığV- ndan istifa eden Bozkurt Nu- hoğlu, gazeteci- yazar Raif Ertem, avukat Kemal Kumku- moğlu ve diğerleri 27-28 nisan öğrenci hareketlerinin birer ne- ferleri. Dr. Memduh Eren, istek üze- rine bir konuşma yapıyor. "Biz" diyor, "27 Mayıs devri- mini hazırlayan bir gençlik ha- reketiydik. bağımsız bir gençlik hareketiydik. Ancak bu, bugü- ne kadar değerlendirilemedi." Memduh Eren, liderliğini yap- tıklan öğrenci hareketlerinin öneminin Türkiye'den çok dı- şanda bilindiğini örneklerle an- latıyor: Eren 1988 yılında Mos- kova'ya gitmiş. Bir gün kaldığı Cosmoz Oteli'nin lobisinden adıyla çağnlır. Beni burada kim tanır, diye şaşkın lobiye iner. Türk fılolojisi okumuş bir Rus gülerek karşılar kendisini ve onunla Moskova Televizyon- Radyosu için röportaj yapmak istediklerini söyler. Röportaj Eren'in uzmanlık alanı olan pjikiyatri üzerine gerçekleşir. Memduh Eren, buraya Aziz Nesin. İlhan Selçuk gibi ağa- beylerimiz geldi. Hatta iki ay önce Başbakan Özal geldi an- cak Gorbaçov Ukrayna'ya kaçtı. Şimdi bana gösterdiğiniz ılgının nedeni nedir, dıye sorar. Rus televizyoncu şu karşılığı verir: "1958'den 1968'e kadar dünyada 82 tane gençlik hare- keti oldu. Ama bir tek olay var ki o günün koşullanna göre amacına ulaşmıştır. O da sizin- ki." Memduh Eren Fransa'day- ken de Alain Delon ve arkadaş- lannca yemeğe davet edilir. Davetin nedeni yine 1960 Devri- mi öncesi başlatılan gençlik ey- lemleridir. Delon. merakla "Nasıl başardınız", "Örgütlen- me biçiminiz nasıldı" gibi soru- lanna yanıt arar. Eren de bun- lara açıklamalar getirir. Memduh Eren, "Biz sokak- taydık, hâlâ da sokaktayız" di- ye sürdürdüğü konuşmasında dünyada böylesine önem veri- len eylemlerini gelecek kuşakla- ra aktaramamakian yakındı. Ardından son iki yıldır, 27-28 nisan öğrenci hareketleri içinde yer almış kişilerle 80 kasetlik konuşma yaptığını belirtti. "Fi- kir akrabalan" diye hitap ettiği arkadaşlanndan da haziran ayı sonuna kadar anılannı yazma- Iannı istedi. Eren'in. gelecek \ıl gerçekleştirmeyi planladığı bu- luşmayı ve çalışmalan yönlen- direcek komisvon kurma öncri- si ise hemen kabul gördü. Bu sırada yine Eren'in dokü- man olsun diye hazırladığı dos- yalar toplantıva katılanlara dağıtıldı. Bu dosyanın içinde bir belge vardı ki öğrenci olay- lannı başlatan Direniş ve İhtilal Örgütü'nün kimler tarafından ve nasıl kurulduğuna ilk kez açıklık getiriyordu. "YER: Pertevniyal Lisesi karşısmda, Emlak Kredi Ban- kası Evleri B.Blok D.24 Aksa- ray. Kars ili Karakaya köyün- den Subutay Tanm'a ait daire. SAAT: 15.30 GÜN: 3-5 Nisan 1960 KATILANLAR: özcan Fe- lek (Diş. Tab.C. Başkanı), Memduh Eren (Tıp. Talebe Cem. Başkanı), Ayhan Tora- man (İktisat Fak. Cem. Başka- nı), Öaürk Akınvar (Huk. Fak. Talebe Cem. Başkanı), Turgut Bayyurt (Orman Fak. Talebe Cem. Başkanı). Salih Soner ( Çapa Eğt. Ens. Cem. Başkanı), Subutay Tanm ( Huk. Fak. Tal. Cem), Yıldınm Uler (Huk.Fak.Tal. Cem.üye- si). Temel Iskit (Huk. Fak. Tal. Cem.), Arman Onaran ( Huk. Fak. Tal. Cem.), Ali Babaoğlu (Tıp Fak. Tal.Cem.)Neoklis Saris(Huk.Fak) Toplantıya katılanlar 32 yıl öncesinde sık sık duyumsadık- lan kaygılannı artık espri ko- nusu yapıyorlar. Örneğin top- lantıya katılanlara adreslerinı yazmalan için birer kart uzatıl- dığı sırada Dr.Özcan Felek'in. "Bunlar kime verilecek. emni- yete mi" şeklindeki sorusu ma- salan kahkahaya boğuyor. Bu tarihi toplantıyı fotoğraf- lamak istedığimizde birespn de Talebe Cemiyetrnın Memduh Eren'den sonraki başkanı Dr. Önder Dai'den geli>or: "Bu fo- toğraf basılacak mı? Yavrucu- ğum sakın bunu basma, varın ihtilal v ar sanacaklar." Bir ara 12 Mart'ta Dev- Genç'ın avukatlığını üstlenen Nuri Yazıcı şerefıne "Allah rahmet eylesin"li kadehler kal- dınlıyor. Gördüğü işkenceler nedeniyle öldüğü belirtilen Nu- ri Yazıcı'dan "12 Mart'ta ma- katına cop sokulan ilk insan " diye söz edilıvor. Sıra kişisel ko- nuşmalara gelince Raif Ertem. "Eğer 28 nısanı doğru dürüst vazabilseydik, 71 böyle olmaz- dı. Belki 80 de olmazdf diyor ve ekliyor. " Bu bizim günahı- mızdır". Yargı reformunun hayatageçirilmesi için anayasada değişiklik gerekiyor Aııayasa, yasaların gerisinde TURANYHMAZ ANKARA-Hükümetin de- mokratikleşme hedefınin omurgasını oluşturan yargı re- formunun yaşama geçiriîebil- mesi için anayasada gerekli değişikuklerin de yapılmasının gerektiği belirtiliyor. Anayasa- da, başta gözaltı süreleri ve gö- zaltına alınan kişi bir yakını ya da bir başkasıyla görüştürül- mesine ilişkin, hükümetin be- nimsediği ilkelerle çelişen dü- zenlemeler yer alıyor. Hüküme- tin "çelddüzen" vermeyi düşündüğü Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM). Hakim- ler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile yüksek yargı organlanna üye secimi konulannda da yine anayasada aynntılı saptamalar bulunuyor. TBMM'deki siyasi partiler arasında gerekli konsensüsün henüz sağlanamaması halinde bu değişikliklerin önümüzdeki yıla sarkabileceği ifade ediliyor. Anayasanın "kişi hûrriyeti ve gihenli'ği'' başlıklı 19. madde- sinde, gözaltı konusunda şu düzenleme yer alıyor: "Yakalanan veya rutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en gec 48 saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çokM? gün içinde hâkim önü- ne çıkarılır. Kimse, bu süreler gectikten sonra hakim karan ol- maksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağa- nüstü hal, sıkıyönetim ve savaş halkrinde uzatılabilir. Yakala- nan veya rutuklanan kişinin du- rumu, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkmasının sa- kıncalannın gerektirdiği kesin zorunluluk dışında, yakınlarına derhal bUdirilir." Bu düzenlemeler, hükümet tarafından benimsenerek yasa- bilmesine de olanak tanıyor. Tasan, ödeme gücü bulunma- yanlara ise barolann avukat tutmalanru öngörüyor. Anaya- sa ise soruşturmanın kapsam ve konusuna göre gözaltına alınan kişinin durumunda yakınlanna bildirilmemesine olanak sağlı- yor. Hükümetin, başta görev ve yetki alanlan ile yargıç ve savcı- lannın secimi konusu olmak üzere "çekidüzen"' vermeyi dü- • Anayasada, başta gözaltı süreleri ve gözaltına alınan kişinin bir yakını veya bir başkasıyla görüştürülmesine ilişkin, hükümetin benimsediği ilkelerle çelişen düzenlemeler yer alıyor. Hükümetin çekidüzen vermeyi düşündüğü DGM Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile yüksek yargı organlanna üye secimi konulannda da yine anayasada ayhnulı saptamalar bulunuyor laşünlmak üzere Mechs'e sevk edilen yargı reformu yasa tasa- nsı ile çelişiyor. Meclis'e sevk edilen tasanda. gözaltı süresi normal suçlarda 24 saat, toplu suçlarda ise 4 gün olarak belirti- liyor. Toplu suçlardaki bu süre- nin ancak savcının istemi ve yargıcın karan ile 4 gün daha uzatılabileceği hükmü yer alı- yor. Tasan aynca gözaltına ah- nan kişinin sorgusunun her aşamasında avukat bulundura- şündüğü DGM'lerde de bu de- ğişikliklerin yapılabilmesi için anayasa değişikliği gerekiyor. Anayasanın "yargı" bölümün- de yer alan DGM'ler. "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bü- tünlüğu, hür demokratik düzen ve nitelikleri anayasada belirti- len cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğnıdan doğruya devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara bakmakla göre>li" kılı- nıyor. Bir başkan, iki asıl ve iki yedeküye ile bir başsavcı ve ye- teri kadar savcıdan oluşan DGM'lerde askeri yargıç ve savcılarda kendi özel yasalann- daki yöntemlerle yapılan atama işlemleri ile görev yapabiliyor- lar. Hükümetin, bu nedenle "tabii hâkim ilkesi"ne aykın bulduğu DGM'lerdeki söz ko- nusu durum da ancak anayasa- nın değiştirilmesiyle gerçekleş- tirilebilecek. Hükümetin özellikle üye da- ğıhmı ile secimi yönünden deği- şikliğe uğratacağmı açıkladığı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da anayasal güvenceye sahip bulunuyor. Anayasanın 159. maddesi. kurulun başkanı- nın Adalet Bakanı. yine aynı bakanlığın müsteşannın da İcu- rulun doğal üyesi olduğunu öngörüyor. Söz konusu madde. diğer üyelerin ise Yargıtay ve Danıştay'ın gösterecekleri üçer aday arasından Cumhurbaşka- nınca seçileceğini hükme bağlı- yor. Anayasa. bu şekilde oluşan kurulun kararlanna karşı yargı yoluna başvurulamayacağını da belirtiyor. Yine aynı madde, Adalet Ba- kanına. gerekli görülen durum- larda yargıç ya da savcılan geçi- ci görevle bulunduklan yerler- den başka yerlere gönderme yetkisini tanıyor. Hükümet üyeleri, bunu da yargıç güven- cesini yok eden bir düzenleme olarak niteliyorlardı. m TT •• •• lııoııu: işkence son bulacak ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) - SHP Genel Başkanı. Dcvlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Ba- kanlar Kurulu'nda benimsene- rek TBMM'ye gönderilmesi kararlaştınlan Yargı Reformu Paketi'nin, demokratıkleşme yolunda gerçekleştirilen en önemli düzenJemelerden biri ol- duğunu ve Türkiye'de işkence- nin son bulacağını söyledi.İnö- nü, "CHP'nin açılmasıyla demokrasinin bir eksiği orta- dan kalkacaktır"dedi. İnönü, dün Çağdaş Gazeteci- ler Derneği Başkanı Mustafa Ekmekçi've Dernek Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. İnönü, görüşmede Türkiye'de yaşanan son gelişmelere ilişkin yöneltilen sorulan da yanıtladı. Inönu, Demokratikleşme Pa- keti'ne ilişkin değerlendirmesi- nin sorulması üzerine, Bakan- lar Kurulu'ndan geçen yargı reformunun demokratikleşme yolunda atılan en önemli adım- îardan biri olduğunu söyledi. İnönü muhalefette bulunduk- lan dönem içerisinde işkence- nin insanlık dışı muamele oldu- ğunu ve bundan kurtulmak için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini savunduklannı be- lirterek yasanın yürürlüğe gir- mesiyle işkencenin son bulaca- ğını söyledi. İnönü, hükümetin basının sorunlanna çözüm geti- recek çalışmalan yakında baş- latacağını ifade etti. İnönü, görüşme sırasında kendisine yöneltilen bir soru üzerine yargı reformu yasasının. memurlara sendıka hakkı tanınması. işsiz- lik sigortası çalışmalannın ikti- darda olduklannın en önemli kanıtı olduğunu söyledi. İnönü. "CHP kurulursa SHP batar şeklinde görüşler var. Bu konu- da ne düşünüyorsunuz" şeklin- deki soruya da "Bizim için önemli olan demokrasimizin bir eksiğinın ortadan kalkması- dır. CHP'nin kapatılması bir kazadır. Olmuştur. bitmiştir. Biz onun açılmasını ıstiyoruz. Diğer küçük partiler de açıla- caktır. CHP gibi olgun. gecmişi olan, tarihi olan bir parti olun- ca. demokratik gelişmedaha da normal olur" yanıtını verdi. İHD,valüiği yalaıiladı İstanbul Haber Şervisi - İnsan Haklan Derneği İstanbul Şube Başkanı avukat Ercan Kanar. İstanbul Valiliği'nin. polisin şu- bedeki araması sırasında "ya- sak yayın ele geçirildiği" şeklin- deki açıklamasının gerçek dışı olduğunu söyledi. Dün. yazılı bir açıklama ya- pan Ercan Kanar. poüsin. 24 nisan günü başta İHD İstanbul Şubesi olmak üzere çeşitli de- mokratik kuruluşlarda yapılan aramalarla ilgili basına ve ka- ınuoyuna valilik tarafından gerçeği yansıtmayan açıklama- lar yapıldığını belirtti. Açıklamalann. kamuoyu- nun >anıltmaya >önelik oldu- ğunu söyleven Kanar. "Bu. devlet kurumu ciddiyetiyle bağ- daşmayan bir açıklamadır. İHD'de. basında yazıldığı gibi ne Lenin'in büstü. ne >asak ya- yın. ne de 5 bin afiş çıkmamış- tır. Arama tutanağı okundu- ğunda. valilik açıklamalannın doğru olmadığı anlaşılacaktır. Yapılan keyfıliği ve ayıbı ka- patmak için valilik kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır. Va- liliğin gerçek dışı açıklamalany- la ilgili olarak yasal yollara başvracağımızı ve TRT'den ce- vap hakkı isteyeceğimizi belirti- riz. Bu uygulama. demokrasi ve insan haklan söylemlerini dılle- rinden düşürmeyen yöneticiler için bir utançtır. Tahrifat ve ya- lanla toplum yönetilemez" de- di. POLİTİKA GÜIVLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Memuriann Sendikal Haklan... Bakanlar Kurulu, Yargı Reformu Yasa Tasansı'nın TBMM'ye gönderilmesine karar verdi... Demokratikleşme yolunda önemli adımlar atılıyor, kamu- oyu tüm bu gelişmeleri yakından izleyip tartışıyor. Başbakan Süleyman Demirel, Orta Asya ve Kafkasya'daki Türk cumhuriyetlerine gitmeden önce 'demokratikleşme'ye ilişkin görüşlerini açıklarken şöyle diyordu: "Konuşan, tartışan bir Türkiye istiyoruz..." Başbakan Demirel, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıl- dönümünde anayasa değişiklığine değinirken de şöyle demişti: — Tüm ihtilal kaiıntıları silinecek ve millet iradesi dışında hiçbir gücün yönetimi ele almasının önlenmesi derpiş edile- cektir... Çok önemli bir açıklamadır Demirel'in şu sözleri de: • "Türkiye bugün çağdaş katılımcı insan haklarına dayalı ve hukukun üstünlüğünü temel alan bir anayasa arayışı içinde- dir..." Başbakan Demirel'in bu sözlerine katılmamak elde mi? Belki, 12 Eylül'ün özlemini hâlâ duyan kimi çevreler, baş- ta YÖK'ün atadığı 20 rektör, demokratikleşmeyi içlerine sin- diremezler, hâlâ üniversite gençliğini 'hor görüp' yönetimden dışlanmalarını isteyebilirler Ancak çok sayıda öğretim üye- si, telefonun öbür ucunda üniversitelerle ilgili raporu hazır- layan rektörlere şövle seslenebilirler: "Zaten onları YOK atadı, elbet özerk ve çağdaş eğitime karşı çıkacaklardır..." Türkiye'de her şey açık açık tartışılmalıdır artık. Kimse kork- madan, çekinmeden görüşlerini açıklamalıdır. Çağdaşlığın temel ilkesi de zaten budur... Bu arada Danıştay, memuriann sendikalaşmasına anaya- sal engel olmadığına karar verdi. 1982 Anayasası ve yasalarda memuriann sendikalaşma- sına ilişkin bir karmaşıklık söz konusudur. Şöyle diyebiliriz: "Memurlar hem sendikal örgütlenme yapabilirler hem de yapamazlar". Böyle bir 'boşluk' hiçbir çağdaş Batı toplumunda yoktur... ILO sözleşme ve kararlarındave diğer uluslararası kuru- luşlar tüm çalışanlara hiçbir ayrım gözetmeksizin örgütlen- me hakkı tanımıştır. Türkiye, bu antlaşmaların kimisini 'işi- mize yarar' diye kabul etmiş, kimisine 'hayır' demiştir. 1961 Anayasası Türkiye'ye özgürlük rüzgârı estirmiştir. An- cak 1961 Anayasası'nın 65. ve 1982 Anayasası'nın 90. mad- desi uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin yasa hükmün- de olmasını belirtmesine, TBMM'de onaylanmasına karşın yaşama geçirilmemiştir. 1965-1971 yıllarında memurtar sendikal örgût kurmuşlar- dı, ama grevli ve toplusözleşmeli sendikal haklardan yarar- lanmamıslardı. 1982 Anayasası ıse özgürlükleri daha geriye itmişti. Oysa anayasada memuriann sendikal örgütlenmesi- ni açıkça engelleyen bir madde yoktu. Ancak 657 sayılı Dev- let Memuriarı Yasası'nın 67. maddesiyle toplu eylemi, 22. maddesi de grevi yasaklamıştı. Yine 1982 Anayasası'nın 33. ve 34. maddeleri sendika ve demekler için şu sınırı getiriyordu: "Ülke sorunlarıyla ilgilenmeyin, ortak hareket etmeyin..." Şöyle açıklayabiliriz: "Ülke sorunlarıyla büyükleriniz ilgilensin, siz kuzu kuzu oturun, işinize gidin, maaşınızı alın..." 1961 Anayasası memurlara sendikal örgütlenmeyi getirdb 1981 anayasası, yasak koymamakla birlikte dolaylı 'kısıtlamalar' ekleyip memuriann bu haklannı geriye aldı.( Bir devlet büyüğü 11 yıl önce şunları söylemişti: ,.,-'.' "Memurla; örgütlenirse terör gelir..." Memurlar örgütlenmedi, ama terör geldi... Ne diyor Demirel: "Konuşan Türkiye istiyorum.." Aslında Demirel, 20 Ekim seçimlerinde, sosyal demokrat- ların elindeki bayrağı alıp miting alanlarında bu sloganla do- laştı ve birinci parti oldu. DYP-SHP hükümeti Türkiye'nin demokratikleşmesi yolunda önemli adımlar atıyor. Yargıdan, çekincesiz insan haklan, çağ- daş eğitime dek bir demokrasi paketi Türkiye'nin gündemi- ne giriyor. Zîrvede by-pass krizi TURAN YILMAZ ANKARA - Atamalarda ve görevden almalarda cumhur- başkanın yetkisini sınırlandıran ve kamuoyunda "by-pass yasa- sı" olarak bilinen tasannın, zir- vede imza krizine yol açacabile- ceği belirtiliyor. Sağlık nedeniy- le ABD'de bulunan Cumhur- başkanı Özal'ın dönüşünden önce Meclis'ten geçecek olan yasayı. Cumhurbaşkanı'na ve- kâlet eden TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un ımza- layıp imzalamayacağına ilişkin belirsizlik sürüyor. Cumhurbaşkanı Özal'ın. önüne gelmesi halinde geri çevi- receğini söylediği "by-pass" ya- sa tasansı. perşembe günü TBMM Genel Kurulu'nda ön- celikli olarak ele alınıyor. Ada- let Bakanlığı'nda müsteşar başta olmak üzere üst düzev yöneticilerin atamalannda cumhurbaşkanının imza yetki- sini ortadan kaldırarak, bu ata- malan bakanın önerisi ve baş- bakanın onayı koşuluna bağla- yan tasan böylece. mayis ayında ABD'nin Houston ken- tınde ameliyat olacak olan Cumhurbaşkanı Özal'ın Tür- kiye'ye dönüşünden önce yasa- laşacak. Anayasaya göre, Mec- lis'ten geçen yasalar, cumhur- başkanı'ca 15 gün içinde imzalandıktan sonra yürürlüğe giriyor. ¥ine anayasaya göre, cumhurbaşkanının yasalan ve- to etme yetkisi de bulunuyor. Ancak. Cumhurbaşkam Özal'ın en erken mayıs ayırun üçüncü haftası içinde Türkiye'- ye dönebileceği belirtiliyor. Bu durumda. anayasa ile öngörü- len 15 günlük süre, TBMM Başkanı Cindoruk'un cumhur- başkanlığına vekalet ettiği dö- nem içinde sona erecek. Bu gelişme, önemli konular- da imza yetkisini Cumhurbaş- kanı'nın bilgisi dışında kullan- mayacağını açıklayan Cindo- ruk'un, söz konusu yasayı imzalayıp imzalamayacağı so- rusunu gündeme getirdi. Siyasi çevrelerde. Cindoruk'un. süre sona ermeden Cumhurbaşkanı Özal'ı arayarak. yasaya ilişkin tavnnı soracağı ve aldığı yanıta göre hareket edebileceği belirti- livor. Çağdaş lıaklara ilk adım Sürücü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. ORHAN DERMAN ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargıda reform niteli- ğinde ycnilikler getiren tasan Meclis'e dün sevk edildi. Adalet Bakanı Oktay. tasan ile işken- ce, keyfı gözaltı ve tutuklama savlannın son bulacağını. ger- çeğe ve hukuka uygun kanıtlar üzerine kurulacak gerçek ada- letin sağlanacağını söyledi. Adalet Bakanı Oktay. tasan- nın Meclis'e sevk edilmesi nede- niyle dün düzenlediği basın toplantısında. tasanyı hükümet proğramı ve koalisyon proto- kolünün işlerlik kazanması yönünden Önemli bir kilometre taşı olarak niteledi. Tasannın Meclis'e sevk edilmesinin, hü- kümetin demokratikleşme ko- nusundaki azim ve kararlılığı- nın da bir göstergisini oluştar- duğunu kaydeden Oktay, "Bu düzenleme ile uluslararası in- san Haklan Sözleşmesi'nde yer alan evrensel ilkeler çok büyük ölçüde iç hukukumuza aktanl- mış olacaktır. Türk halkı diğer demokratik Aİlke insanlan gibi demokrasinin tüm erdemlerin- den, hukukun üstünlüğünün getirdiği tüm haklardan yarar- lanmaya layık olan bir halktır. Düzenleme bu anlayışla ger- çekleştirilmiştir" dedi. Tasan ile getirilen bazı dü- zenlemeler şöyle: -Gözaltı süresi, normal suç- larda 24 saate, toplu suçlarda 4 güne indirildi. Toplu suçlarda soruşturmanın kapsamı ve sa- nık sayısına göre bu süre savcı- nın istemi. yargıcın karan ile 4 gün daha uzatılabilecek. -Sorgunun her aşamasında avukat bulunacak. Polissorgu- sunda 1. savcıhktaki sorguda 3, v argıç önünde ise sınırsız sayıda avukat sanığa hukuksa] yar- dımda buîUnabilecek. Ödeme gücü bulunmayanlara, ücreti bütçeden sağlanmak üzere ba- rolar tarafından avukat tahsis cdilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle