Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 27 NİSAN1992 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AnayasaDegişîMîgîıtde Ilk
ülrii
Bugun hukümeti paylaşan sıyasal partıler demokratıkleşme savlannda ıçten
ıseler, 1982 Anayasası'nı hemen tumuyle değıştırmeye gınşmelıdırler Bunu
yapmaya güçleri yetmıyorsa anayasayı meşrulaştıracak bır perakendecıhkten
kesınlıkle uzak dmmalıdırlar.
Prof. Dr. CEM EROĞUL SBFAnatüze Öğretim Üyesi
1982 Anayasası, 116 yıllık anayasal yaşamı-
mıan en kara lekesıdır- Bu anayasanın sıyasal ve
tüzel yaşamımızda yarattığı kırhlık oylesıne bü-
yük boyutlara enşmıştır kı derhal \e butunüvle
bır yana atılıp yenne y enı bır anayasa yapılma-
dıkça, ülkemızde demokrasının gelıştınlebılece-
ğını düşünmek bıle olanaksızdır Onun ıçın,
bugun Türkıye'de heriıangı bır sıyasal akımın
demokratık olup olmadığını olçmek ıçın bakıla-
cak ılk nokta, anayasa karşısında takındığı tu-
tumdur 1982 Anayasası'nın yenne hemen uy-
gar nıtehklı yenı bır anayasa koyma> ı sav unma-
yan bır sıyasal akım, sozcuien ne derlerse desın-
ler, kesınlıkle demokratık değıldır
Bugun sıyasal erkı paylaşan partıler ışte bu
deneklaşına vurulduğunda, durum hıç de ıç açı-
cı görunmemektedır Seçımlerden oncekı ve
sonrakı savlanna karşın, bu partıler. bugune
dek, yenı bır anayasa ıçın herhangı bırcıddı gın-
şım başlatmamışlardır Tam aksıne, orneğın
yükseköğretım alanında yaptıklan gıbı >enı ya-
salar hazırlama bahanesıyle, esas sorun olan
anayasa değışıklığının onkoşul olarak gundeme
gelmesıru engellemışlerdır İçtenlıklı sıyasetçıler-
den kamuoyunun beklentısı, demokratık yasal
duzenlemeler ıçın kaçınılmaz onkoşul duru-
munda olan anayasa değışıklığıne oncelık ver-
melendır Demokratıkleşme savlannda ıçten
olan bır sıyasal çoğunluk, demokrası dışı anaya-
sa hukumlenne uydurulmaya çalışılan yasa de-
ğışıklıklenyle uğraşma-z Bunun yenne, orneğın
herhangı bır anayasa değışıklığı gerekürmeyen
Terorle Mucadele Yasası nı derhal yururlukten
kaldınr
Sıyasal erk, şımdı de perakende anayasa değı-
şıklığı onenlenyle karşımıza çıkmıştır Bu, çok
tehlıkelı bır yoldur Çunku bunun manuğı de-
mokrası duşmanı 1982 Anayasası'nı 'meşru bır
tartışma zemını" olarak kabul etmektır (1982
Anayasası hıç kuşkusuz>asaldır,ama meşru de-
ğildir.) Kamuovunda çoğunluğun kola>ca anla-
şabıleceğı bırkaç değışıklık yapılırsa sankı bu
anayasanın "demokratık namusu kurtulacak-
mış gıbı bır ızlenım yaratılmaktadır
Perakendecılığın ne denlı tehlıkelı olduğu, ılk
adımda değıştınlmesı onenlen hukumlere bakıl-
dığında hemen gorulmektedır Bunlann arasın-
da, 1982 Anayasası'nı "karanın karası kılan
hukumler yoktur Hemen belırtehm kı bunlar.
bır yandan dın derslennı zorunlu kılan. ote yan-
dan da Turk Dıl Kurumu nun varlığına son ve-
ren hukumlerdır
Bır parça tanh bılen herkes, kendı goruşu ıster
dıncı. ıster yercıl (laık), ıster "resmı tanhçı. ıster
"sıvıl toplumcu olsun, Atatürkçuluğun ozünün
yercıllık (laıklık) ve Turkçecılık olduğunu bılır
Onun ıçın, bu ıkı ılkenın karşısında en guçlu
anayasal engellen yaratan 12 Eylulculenn
Ataturk duşmanı olduklan kuşkusuzdur O>-
leyse. Ataturkçuluğu savunduğunu soyleyen bır
sıyasal çoğunluk eğer ıçtense. oncelıkle anaya-
sanın Atatürk duşmanı hukumlcnnı kaldırma-
ya çalışmalıdır Perakendecılık. ancak anayasa-
nın temel rengını değıştırecek hukumlenne el
atılabılıyorsa savunulabılır Yoksa, bugun go-
rulduğû gıbı kaba bıraldatmaca olarak kalır
En habis hükümleri
1982 Anayasası nın24 maddesıne gore "Dın
kultüru ve ahlak oğretımı ılk ve ortaogretım ku-
rumlannda okutulan zorunlu dersler arasında
>er alır " Boyle bır hukum taşıvan bır anayasa-
nın ısterse her maddesınde "devlet laıktır" den-
sın yercıllığın (laıklığın) sonunu getırdığı açık-
tır Bu apaçık gerçeğı gormemek ıçın >a doğal
kor ya da gonullu kor olmak gerekır üygula-
mada dın kulturu' dersının dupeduz dın dersı
olduğunu herkes bılıvor Dın dersının çocuklara
zorunlu olarak okutulduğu bır ulkenın yercıl
(yanı sıyasetı veryüzıi işlerine hasretmış- laık) bır
ulke sayılamayacağı ıse tartışılmayacak bır ger-
çektır Onun ıçındır kı boyle bır hukum getıren
bır anayasa, kesınlıkle Ataturk duşmanıdır
Kaldı kı Ataturk duşmanlığı bır yana bo>le
bır hukmun ne ulusal bırlıkle. ne de demokrası
ılkesıyle bağdaşması olanaklıdır Gerçekten de
dın gıbı, duygulann temel ağırhk taşıdıgı bır du-
şüngusel (ıdeolojık) yapıda herkesı zorla ayru
tornadan geçımıeye İcalkışırsanız, buyük tepkı-
ler doğurmanız kaçınılmazdır Cumhunyetımı-
zın anayasal gelenegınde esas olan dılı dını,
soyu, rengı ınancı ne olursa olsun bu ulkede
yaşayan herkesın Turk yurttaşlığı tüzel temelin-
de birleşmesidir. 12 Eylulculer. ışte bu tuzel bırlı-
ğı veterlı gormeyıp dınde olsun dılde olsun bırta-
kım zorlamalara gınştıklennden tanhımızın en
buvuk bölucülen olmuşlardır
Zorunlu dın dersının demokrası ıle asla bağ-
daşmayacağı ıse yalıncak bır gerçektır Bellı bır
ınancın zorunlu kıhnmasının dcmokrasıvle bağ-
daşabıleceğını ıçtenlıkle savunabılecek aklı ba-
şında bır kımse duşunemıyorum L'stelık, sozü
edılen anayasa hukmu, bunun daha da kotüsu-
nu yapmaktadır Yetışkın ınsanlara bellı bır
ınancı dayatmak vetennce kotudur Ancak ken-
dını zıhnen savunabılecek durumda olmayan,
beynı henuz yoğrulmakta olan yavrulara devlet
zoruyla bellı bır ınancı aşılamaya kalkışmak. de-
mokrası bır yana, dupeduz ınsanlığa aykındır
On bınlerce yıldır suren msanlaşma seruvenı,
ınsanm kendı bılıncıne vanp kendı yazgısına
hukmetmesı surecınden başka bır şey değıldır
Bu da ancak ozgur bır duşunce yetısıyle olanak-
lıdır Içenğı ne olursa olsun, ınanca dayanan bır
duşunce dızgesının devlet zoruyla çocuklara da-
yatılması. ışte bu surecın ozune aykındır
1982 Anayasası nın boyle Ataturkçuluğe de-
mokrasıye ve uvgarlığa aykın bır başka hukmu
de Turk Dıl Kurumu'nu bır devlet daıresıne dö-
nuşturen 134 maddesıdır Bır kere Atatürk'un
yarattığı en onemlı kurumlardan bınnın bu yol-
la yok edılmesı, Ataturk duşmanlığmın tartışıl-
maz bır kanıtıdır lkıncısı, bovle davranılarak
ulus gerçeğıne dayanan demokrasımıze, bu ulu-
sun en yavgın anadılı olan Turkçe'nın en guçlu
ışıldağı sondurulerek korkunç bır darbe vur-
muştur 12 Eylul, hem Kurtçe'yı yasaklayarak
mılyonlarca yurttaşımtzın duşunme olanaklan-
nı kısmış hem de Türkçe'yı k'östekleyerek ço-
ğunluğun anadılını gelıştırme olanaklannı bal-
talamıştır Bunun demokrasıyle bağdaşır bır
>anı olmadığı açıktır Cumhunyet geleneğımıze
gore ulusal bırlık. Türkıye yurttaşlığı tuzel eşıtlı-
ğıne dayanan ozgur ve bılınçh bır bırlıktır
Kurtçe'yı ezen ve Turkçe yı bolen 12 Eylulculer
bu bırlığe en buyuk kötuluğu yapmışlardır
Dıl düşunme aracıdır Duşuncenın gehşımı
ancak dılın gelışımıyle olanaklıdır Kurulduğu
1932 vılından ben Turk Dıl Kurumu, Turkçe -
nın anlaşması varsıllaşması, yazım yalınlığına
ulaşması ıçın eşsız bır hızmet görmuştur Ata-
turk'un sağladığı akçal olanaklarla çalışan bu
dernek, Türkçe'nın pusutası olmuştur Bunun
yok edılmesı, Türkçe'ye karşı ışlenmış en buyuk
cınayettır Tekbırornek bu savımızı kanıtlama-
ya yeter Yaşadığı surece TDK ulkede yazım
bırlığını sağlamıştır Buna karşılık, yikıldığı gun-
den başlayarak Türkçe'nın yazım bırlığı gıderek
bozulmuş. bugun ıse tam bır yazım kargaşası
doğmuştur Okullar olsun, oğrenaler olsun
hepsı bırbınyle çelışen yazım kılavuzlanndan
hangısını doğru kabul edeceklennı şaşırmış du-
rumdadırlar Bır dıle bundan daha buyuk bır
köluluk yapılabıhrmı9
Özetle
Bugun hukumetı paylaşan sıyasal partıler de-
mokratıkleşme savlannda ıçten ıseler 1982 Ana-
yasası'nı hemen tümüvle değıştırmeye gınşmelı-
dırler Bunu yapma>a guçlerı >etmıyorsa anaya-
sayı meşrulaştıracak bır perakendecılıkten
kesınlıkle uzak durmalıdırlar Anavasavı meşru-
laştırmayacak bır perakendecılığın temel koşu-
lu anavasanın kotucul ruhunun sımgesı olan
hükümlen. yanı dın derslennı zorunlu kılan ve
TDK yı ortadan kaldıran hukumlen değışıklık
onenlennın en ön sırasına koymaktır Bdşka tur-
lu bır davranış demokratık kamuoyunda gıde-
rek guçlenen aldatılma duygusunu daha da
pekıştırmekten başka bır ışe yaramayacaktır
ARADABİR
Prof. Dr. ERDENER YURTCAN
Î.Ü. Hukuk Fakültesi
••Tüketici Mahkemeleri.
Sanayı ve Tıcaret Bakanlığı bunyesınde hazırlanan "Tu-
keöcının Korunması Yasa Taslağı" kamuoyunun tartışma-
sına açılmış bulunmaktadır Bu taslak ülkemızde tuketıcı-
nın korunması alanında uzun zamandır harcanan emeğın
son halkasını oluşturmaktadır denılebılır Yasa ıle yapıla-
cak duzenlemelerle tuketıcının korunmasını sağlam te-
mellere oturtmak amacının sonucu alınmak ıstenmekte-
dır
Bu yazıda taslağın tumu uzerınde duşuncelerımı açıkla-
mam mumkun değıldır Bu nedenle taslakta temel bır ye-
nılık olarak sunulan "tuketıcı mahkemeleri" uzerınde
durmak faydalı olacaktır
Bu konuda ılkın taslakta yer alan ılkelerı sıralamakta ya-
rar vardır Bunlar, yasanın uygulanmasıyla ılgılı olarak
üretıcı, ımalatçı ve satıcılar ıle tuketıcıler arasında çıkacak
her turlu uyuşmazlığın tuketıcı mahkemesı nde çozulme-
sı, Sanayı ve Tıcaret Bakanlığı ve gonullu tuketıcı orgutle-
rıntn bu mahkemede dava acabılmesı bunlann ayıplı
malların pıyasadan toplanmasım ısteyebılmelerı tuketıcı-
lerın tek başlarına da bu mahkemede dava açarak ayıplı
mallardan oturu uğradıkları zararları odettırme olanagına
sahıp olmalarıdır Tuketıcı mahkemeleri yasanın yayımı
tarıhmden başlayarak bır yıl ıçınde kurulacaktır Bunu
Adalet Bakanlığı gerçekleştırecektır Bu mahkemelerde
açılacak davalar her turlu resım ve harçtan bağışıklı (mu-
af) olacaktır
Hemen belırteyım kı, tuketıcı mahkemeleri adı altında
yukarıda belırtılen sınır ıçınde yargı yetkısını kullanacak
mahkemelerın kurulması hatalıdır Boyle bır gırışım, mah-
kemelerın orgutlenmesı konusunda temel ılkelere ters
duşeceğı gıbı pratık yonde buyuk guçlukler ıçerecektır
Fakat vurgulamak gerekır kı, bu mahkemelerın taslaktakı
bıçımı ıle kurulmasına karşı çıkmamın nedenı, bu alandakı
pratık guçlukler değıl, fakat mahkemelerin örgutlenmesıne
aykın olmasındandır
Bır uikede mahkemeler kurulurken dıkkate alınacak ılke
"yargı bırlığı" ılkesıdır Bu ılke, ulke ıçınde aynı tur uyuş-
mazlıkların aynı mahkemelerde yargılanması temelıne
dayanır Bu ayırım yapılırken, genel çerçevesı ıçınde
uyuşmazlıklar, hukukı, cezaı, ıdarı ve anayasal uyuşmaz-
lıklar olarak sınıflandırılır Yoksa herhangı bır hukukı ılışkı-
den kaynaklanan bır uyuşmazlığın taraflarına bakılarak
mahkemeler kurmak yoluna gıdılemez Boyle bır gırışım
yargı bırlığı ılkesmı zedeler Taslaktakı duşunce takıp edı-
lırse, ülkemızde kıra uyuşmazlıklarını çozmek ıçın kıra
mahkemeleri, memur uyuşmazlıklarını çozmek ıçın me-
mur mahkemeleri kurmak ve bunların sayılarını çoğalt-
mak gıbı bır açmaza duşulur
Taslağı hazırlayanlarm konuya lyı nıyetlı eğıldıklerı ve
toplumda herkesın taşıdıgı bır nıtelık olarak, tuketıcılerı bu
yolla korumak ıstedıklerınden hıç kuşku yoktur Fakat bu-
nun yolu tuketıcı mahkemeleri kurmak değıldır
Taslakta bu yola gıdılırken tuketıcı uyuşmazlıklarının
yargısında uzmanlaşma ıstenmekte olduğunu duşunebılı-
rız Bu durumda bu duşunce ve amacı sıstemleştırebılırız
Bunu yaparken ılkelerı de zedelemış olmayız Bunun,
Türk hukuk sıstemınde bırazdan uzerınde duracağım or-
neklerı vardır
Arkaa 17. Sayfada
Roma Sansürü - Çağdaş Sansür
Toresel yargılan, kavramlan ve değerlerı oluşturan etkenlen, ınsan
duşuncesının ıç devımsel (dınamik) ışleyışı doğrultusunda algılamak,
çağdaş ozgurlük anlayışının temel kuralı olmuştur Kısacası ve
açıkçası Duşunce ve yaratma özgürluğu aldnındd yasak ve
yasaksızhk, ınsanların aklı ve ıstemi (ıradesı) kapsamına bırakılmıştır
METİNERKSAN
Turk dılındekı sansur sozcuğunun koke-
nını oluşturan Latınce censor sozcuğu, ın-
sanın belleğınde bırçok Latınce deyımın ve
sozcuğun anlamını çağnştınyor Bu soz-
cuk ve deyımlen kısaca ırdelemekte yarar
vardır Censor (sansur) olgusunu sıyasal
bır kurum olarak venıden yapılandıran un-
lu Roma Imparatoru Sezar (lulıus Caesar
I Ö 10144), doğal bır doğum ıle doğma-
yıp annesınm karnı kesılerek dunyaya ge-
tınldığı ıçın Latınce kesmek anlamına ge-
len caedere ya da caedes sozcuklennden
turetılmış bır sozcuk olan caesar (anne kar-
nı kesılerek doğan) san'ı (unvan) ıle adlan-
dınlmıştır Bu ad ve san sonradan Roma
ımparatorlanrun san ı olmuştur Sezaryen
dedığımız doğum ışlemı Latınce Sezar
(Caesar) sozcuğunden kaynaklanır Latın-
ce kesmek anlamında kullanılan caedes
sozcuğu, oldurmek. kınm. katlıam anla-
mında da kullanılır Latınce tonsor sozcu-
ğu, hayvan kırkıası. berber, ağaç budayıcı-
sı anlamlannı ıçenr Latınce tonsura soz-
cuğu, kesmek, kırpmak, budamak, tıraş
etmek anlamlannı ozümser Türkçede ma-
kas olan Ingılızce scıssors. Fransızca cısea-
us, Almanca schere sozcüklennın kokenı,
Latınce caesar (sezar) sozcuğudur
Acaba bu Latınce sozcukler-irasında.
ozellıkle censor (sansürcu) ve tonsor (hay-
van kırkıcısı) sozcuklen arasında bır ılıntı
bır bağlantı var mıdır
9
Çağımızda sansur-
cuye altın makas denıldığıne gore bu La-
tınce sozcukler arasında herhalde bır ılıntı
bır bağlantı vardır
Türkçede sansur bıçımınde ve yapısında
kullanılan sozcuk, Latınce censor sozcu-
ğunden turetılmıştır Ingılızce censor Fran-
sızca censure Italyanca censura bıçımınde
kullanılan Latınce censor sozcuğunu, Ro-
ma hukuk sozlüğu şoyle tanımlar I 6 IV
yy ortalannda Roma devlet yapısında
oluşturulmuş yuksek bır gorev Sayısı ıkı
olan censor'lar, sıyasal yetke gucu Tannsal
olan Roma ımparatoru tarafından beş >ıl-
da bır seçılır Censor'lar goreve başladık-
tan sonra on sekız ay ıçınde Roma devletı
uyruklannı sıyasal, toplumsal ekonomık
askersel, >onetsel (ıdan) töresel (ahlakı)
yonlennden değerlendıren ve sınıflandıran
hsteler olan census lan duzenler Devlet
yetkesını edımsel (fnlen) kullanabılmek go-
revı ıle yetkılı olmayan censor'lar toplum-
sal vetkısı olan gorevlılerdır Roma vurt-
taşlannı değerlendıren ve sınıflandıran
lıstelen yaparken censor lann kışı adlan-
nın yanına yazdıklan bılgılere nota censo-
na' denır Censor'lar Roma > urttaşlannın
nesnel (objektıO ve oznel (subjektıO ya-
şamlannı araştınr ve denetler Yasalara ve
torelere aykın bır davranış yapmış olan
Roma yurttaşının adının yanına yazılmış
olumsuz bılgıler. o kışmın yaşamını etkıler
Nota censona bu bılgıyı yazan censor'un
gorev suresmce gecerlıdır
Roma sansûrii-çağımız sansürü
Roma sansuru ıle çağdaş sansur arasın-
dakı enduyarlı sorun veaynm notacenso-
na'nın nıtelığıdır Çağdaş sansur olgusu-
nun kaynağını oluşturan Roma sansıırune
ılışkın bır yargı olan 'nota censona' bu bıl-
gıyı yazan censor'un gorev suresınce gecer-
lıdır denmesı, sansur ışlevının nesnel bır
ışlem olmayıp, oznel bır ışlem olduğunu,
açıkça ve kesın bır bıçımde saptar Sansur
olgusunun tum sorunu ve kesın nıtehğı bu-
dur Ustelık çok boyutlu ve genış kapsamlı
bır sansur bılgısını ye yargısını, sansurcu-
nun gorev süresı ıle sınırlayan ve bu süre
ıçınde geçerlı olarak onayan (kabul eden)
Roma sansürundc. kışının ozgurce düşun-
mesı ve yaratması ıle ılgılı bır kısıtlama,
engelleme vefişlemeyoktur Sansur kuru-
munun kokenını oluşturan Roma huku-
kunun, censor'lann dûzenledığı census
(sansur) bılgılennın gecerlığını, censor'-
lann gorev surelen ıle sınırlaması ve bu
bağlamda sansur olgusunu censor'un öz-
nel yargılan ıle kesın bır anlamda özdeşleş-
tırmesı. Roma hukukunun sansur ıle ılgılı
kurallannın son derece onemlı ve duyarlı
bır yonudur
Nesnellık ve oznellık olgulannın, oğele-
nnın, olçutlennm bıleşımının. aynmının,
çelışkısının ve kdrrnaşıklığının, bır hukuk
mantığı, dengesı ışlevı ve felsefesı yapısın-
dakı oranlannı saptamak olası mıdır9
Çağdaş hukuk kuramlan ve kurallan
sansurcunun, yasalara. yonetmelıklere ve
ılkelere uyarak sansur ışlevını yapmasını
buyurur Vasalar yonetmelıklerveılkeler
Duşunce akıl bılgı olgulanndakı nesnellık
ve oznellık oranlan kannaşık bıleşık. dc-
ğışken tartışmalı. bılınmeyen gorevlen
sürelı değışken donemsel sıyasal vetkevı
oluşturan somut yasa yapıcılar tarafından
yapılmış değışmez duraşan zorlavıcı, tar-
tışmasız, ışlevlen suresız, so>ut onlem ve
engellerdır Yasa vapıcıve sansürcu nesnel
ve oznel duşunce ve davranışlan ıçıçe. go-
revlen surelı somut bır olgu yasalar vo-
netmelıkler ve ılkeler ışlevlen suresız soyut
bır olgudur Bu denklem ve ıkılem açık bır
çelışkının ters bır orantının vetkın bır gos-
tergesıdır
Sansurcunun uyguladığı sansur ışlemmı
sansurtunun oznel vargısı olarak nıleleven
ve sansur kararlannı sansurcunun görev
suresı ıle geçerlı sayan, değışmez Tannsal
Roma sıyasal yetkesı. sansurcunun uygu-
ladığı sansur ışlemmı sansurcunun nesnel
yargısı olarak nıteleyen ve sansur kararla-
nnı suresız uygulayan değışken donemsel
çağdaş sıyasal yetke ıle kıyaslanmayacak
bır eelışmışlık bılıncı ıçındedır
Sansur olgusu ve kurumu varolduğun-
dan bugune değın duşunsel değıl, yonetsel-
dır (ıdan) Sansürcu gorevını sorumluluğu
ve yonetımı değışken donemsel sıyasal yet-
kenın olan kamu yaran ıçın yapar Işın
doğrusu yaptığını sanır Sıyasal ekono-
mık, toplumsal, kulturel, sanatsal, toresel
duşunceler bılgıler. yargılar değerler ol-
gular, kavramlar, kuramlar. yasalar ya-
saklar. kurallar, değışken. gelışken. nesnel
ve özne) olduklan ıçın. doğru bır sansurun
olamayacağı ve >apdama>acağı bılımsel
olarak kanıtlanmıştır Duşunce ve yarat-
ma ozgurluğunu yasaklamak. kısıtlamak
sınırlamak ve oldurmek ıçın yapılması var-
sayılan ve ongorulen sansurun sakıncalan
ve zararlan bır yana. tanh ıçınde bovle bır
sansurun gerçekleşmedığı ve çağımızda da
asla gerçekleşmeyeceğı açıkça bılınmekte-
dır
Sansur kendı varlığını oluşturan. değış-
ken donemsel sıyasal yetkeyı totem (Tann-
sal, kutsal). sansürcu gorevını tabu (doku-
nulmaz. tartışılmaz) olarak algılayıp
surdurur Totem ve tabu ınsanlığın. uygar-
lığın ve bılımsellığın gelışmesıne engel ve
aykın, ılkellıkten ve yabanılhktan (vahşı-
lıkten) arta kalmış, akıl ve bılım dışı ıkı
buyuk tehlıkedır Bır olgunun totem ve ta-
bu olabılmesı ıçın, o olgunun bılınmemesı
anlaşılmaması. çozumlenmemesı tartışıl-
maması zorunludur Sansurun varlığını ve
sansurcunun ışlevını yok etmenın ve bu
yokluk sonucu oluşacağı sanılan duşunce
ve yaratma ozgurluğunün zararlannı ve sa-
kıncalannı onlemenın tek çaresı gene du-
şunce ve yaratma ozgurluğudur
Sonuç
Duşunce ve yaratma ozgurluğu Yön-
tembtlımsel (metodolojık) duşunce bılım-
sel bılgı, bılım kuramı eytışımsel (dı>alek-
tık) duşunce dızgelen (sıstemlen) ıçınde bır
düzence (dısıplın) yapısında oluşur ve ın-
sanlann duşunce yontemlerını saptar Bu
oluşum duşunce ve varatma anarşısının
zararlannı onlemenın bılımsel gereğıdır
Duşunce ve jaratma ozgurluğunün töresel
vapısı ve kurallan ancak bovle bıranlayış
ıçınde duzenlenır Toresel yargılan. kav-
ramlan ve değerlerı oluşturan etkenlen
ınsan duşuncesının ıç devımsel (dınamik)
ışleyışı doğrultusunda algılamak çağdaş
ozgurlük anlavışının temel kuralı olmuş-
tur Kısacası ve açıkçası Duşunceveyarat-
ma ozgurluğu alanında yasak ve yasaksız-
hk msanlannaklı vcıslemı (ıradesı) kapsa-
mına bırakılmıştır
PENCERE
Kuytuda Kalan Güç...
Talat Turhan'ın yenı kıtabı çıktı Adı "Özel Savaş, Terör ve
Genlla" (Tümzamanlar Yayıncılık)
Kitabın konusu guncel Türkıye'nın ıçınde yaşadığı dönem-
de kuytuluklara dönük bır ışıldak ışlevını yapabılecek bılgı-
lerle dolu "Kontrgenlla uzmanı" sayılan Turhan'ın yıllardan
berı çalıştığı alanda ortaya çıkan yenı bır yaprt
•
"Soğuk Savaş bıttı
Yaşanan olayı Üçürtcü Dunya Savaşının sonu' dıye nıte-
leyenler var
Batı ıle Doğu Blokları arasındakı duvarlar yıkıldı, nükleer
çatışma korkusu aşıldı, Sovyetler Bırlığı artık yok
SSCB dağıldı
Komunıst partılerının tekellerı, yerını çok partılı sıyasal re-
jımlere bıraktı Moskova ıle Vaşıngton tam bır ışbırlığı ıçın-
dedır Soğuk savaşı kazanan ABD oldu
'Yanı Dünya Düzenı' kuruluyor
Nedır bu duzen?
Tartışılıyor
'Zengtnler Kulübü' yenı düzenın kurucusu ve egemenıdır.
Doruklardan gelen ıdeolojık esırrtıye göre ABD'nın lıderlığınde
"küresel bır sıstem" söz konusudur Sıstemın ıkı ayağı var
Bırıncısı serbest pıyasa ekonomısı, ıkıncısı demokrası' Ar-
tık ınsan haklan ve temel özguıiuklere dayanan bır dünya gö-
rüşu gezegenımıze egemen oiacak, ulkeler arasındakı an-
laşmazlıklar Bırleşmış Mılletler kapsamında banşçı yollardan
cözümlenecek1
Sılahlanmaya paydos borulan çalıyor Insan-
lık, uygarlığın ortak paydalarında buluşacak, ortak değerlerı
paylaşacak
Duzenın bır yuzu bu
Ya ötekı yuzu?
Ötekı yüzü, Doğu ve Batı bloklarının bütünleşmesinden
sonra daha çarpıcı bıçımde ortaya çıkıyor, "Zengın Kuzey"
ıle "ybksul Gune/'çelışkısının dennlığınden kaynaklanıyor Oy-
le gorunüyor kı savaş ıç savaş,darbe, ayaklanma, dıkta, te-
rör gıbı yontemlerı "Zengınler Kulubu" yoksullara bırakmak-
tadır Evet, serbest pıyasa ekonomısı oiacak ama, yeryuzün-
dekı stratejik maddelenn denetımını ve ftyatını, yeryuzunu ah-
tapot gıbı saran tekeller saptayacak, petrol kaynaklan nere-
deyse Amerıka da oradadır, Suudı Arabıstan'dadır, Kuveyt1
tedır, Türkıye'nın Güneydoğusu'ndadır, "kuresel" serbest pı-
yasa ekonomısının egemenlerı, ülkelerın sınırlarını paspas
gıbı çığneyen uluslararası tekellerdır Bılımsel teknolojık dev-
rımın olağanustu gucunu de seferber eden kapıtalızm, ge-
zegenımızde yaşayan dört mılyar yoksulun ustüne yenı du-
zenınt cuk oturtmaya çabalamaktadır
Pekı, yenı duzen yeriı yenne oturacak mû
•
Turkıye gıbı, jeopolıtık açıdan ıkı arada bır derede yaşa-
yan toplumlar gıbı "ıkı yuzlü yenı düzenın" Anadolu'ya taşı-
yacağı olasılıklar nelerdır'' Kafkasya kaynıyor, Balkanlar fo-
Mjrduyor Ortadoğu, gezegenımızın en sıcak bölgesıdır, ılan
edılmış ya da edılmemış savaşlar sürüyor, Anadolu'nun Gü-
neydoğu bökjesınde 'Olağanustu Hal' gecerlıdır, büyuk kent-
lerde terör, yaşamın bır parçasına dönuşuyor Sılah seslerı-
nın kulağımızın dıbınde yoğunlaştığı bu sureçte çok partılı
rejım evrensel demokrasının gerçeklennı ıçeren sureklı bır
hayat bıçımıne dönüşebılecek mı?
Soru ve sorun bu noktada odaklaşıyor
Demokrası açıklık rejımıdır, sıyasal duzen saydamlaştıkça
temel ozgurlukler ve haklar hayata geçırılebılır Karanîıklar-
da, kuytularda, golgelerde kalan gızlı guç odakları, demok-
rasıler ıçın her zaman tehdıt odakları oluştururlar
Hele devlet ıçınde devlet çekırdeğı taşımak eğılımı göste-
ren orgutler gun ışığına çıkarılıp ırdelenmeden, demokrası-
ye geçtık dıyemeyız Yeryuzunun en sıcak bölgesınde Ame-
rıka'nın elınin altındakı bır ulkede aydınlann bırıncıl görevle-
rınden bırı de "devlet ıçındekı devlefm "teşrıh"\m yapmaktır
Çarpıcı örneklerıyle soralım Yunanıstan'da Cunta general-
lerı yargılanabılıyor Italya'da NATO'nun gızlı örgutu Gladıo
1
nun ıplığı pazara çıkarılabılıyor Türkıye'de her şey neden gızlı
kapaklı? Geçmışte yaşananların uzerıne örulen karanlık şal
kaldırılmadan, geleceğımızı aydınlık görmek olanaklan ne ö(-
çude geçerlıdır
1
'
Talat Turhan, uzun bır sureden berı çok yakın geçmışın
olayları uzerınden bır karanlık şalı kaldırmaya çalışıyor
Belgelı, örneklı, şemalı, planlı, olaylı, tarıhlı, somut kanıt-
larla suregelen bu çabanın çok satışlı gazetelenmızde ge-
reklı yankıları yarattığı söylenemez Türk basını olaytann üs-
tune gıtme cesaretını yeterınce gösteremıyor, Batı'da olsa,
bu konular hallaç pamuğu gıbı atılır, gazeteler ve gazetecı-
ler tarafından dıdık dıdık edılırdı"
*
Türkıye'de sıs perdelennın yarattığı karanlığın ustüne gı-
dılmeden, evrensel demokrasının guvencelerım sağlamak,
duşsel bır özlem gıbı kalacaktır Dılerım kı Talat Turhan'ın kı-
tapları, yalnız bugunun tarıhını yazacak olanlara bırer kay-
nak nıtelığınde kalmasın, guncel Turkıye'de demokrasının ku-
rulması ıçın gereklı çabayı gostermek ısteyenlerın ıtıcı gücu-
nu de oluştursun
tLAN
T.C.
BAŞBAKANLIK HAZİNE VE DIŞ
TICARET MÜSTEŞARLIĞI'NDAN
Guven Sıgorta Turk Anonım Şırketı sıgorta mevzuatının gerelctır-
dığı şartlan ve kanunı formalıtelen yenne getırerek Hastalık Sıgorta-
sı branşında faalıyet gostermek uzere ruhsatname almış bulunmak-
tadır
7397 sayılı Sıgorta Murakabe Kanunu hükümlen uyannca ılan olu-
nur.
Basın 26026
KONUTLARINIZ İÇİN
Bılgı ve ustalığın
bırieştığı mukemmel
boyama
Tel: 513 03 27
512 86 35
Banş tmpatoriufu
Almanv a'da oluşuyor
Daha fazla bılgı ıçın
Lnıverselles Leben, \bt. 10/4,
Haugemng 7,8700 VVürzburg.
Deutsddand.
Enformasyon Almanca,
fngılızce ve Franazca'dır
AVRUPA ENDÜSTRİ FUARI 92
Avrupa endüstrisi İstanbul'da buluşuyor...
12 Avrupa ülkesinden 354 endüstri kuruluşu,
1000'den fazla uzman işadamı, bağlantılar kurmak
amacıyla Türkiye'ye geliyor...
... Ve knovv-hovv transferi, lisans anlaşmaları, kapital
transferi, ortak yatırımlar, ihracat/ithalat, finansman
olanakları, genel temsilcilik, guncel teknolojiler,
işletme modernizasyonunda danışmanlık hizmetleri..
15.000 m
2|
lik bir alana yayılan AEF '92, modern fuarcılık
anlay/şının en çarpıcı ornekleriyle 5 dev salonda...
Almanya{
Avusturya, Belçika, Çekoslovakya, Fransa,
İspanya, Isveç, İsviçre, İtalya, Norveç, Türkiye, Yunanistan.
Avrupa endüstri onderleriyle İstanbul'da buluşunuz...
Makina yapımı • Tesis yapımı, e.nerji ve çevre teknolojisi • Demir ve çelik, döküm ürünleri • Elektrik ve elektronik • Kimya ve plastik
teknolojileri • Yiızey işleme tekhiği, yan sanayi urunleri • Aletler, olçu ve kontrol cihazları, kaynak ve kesme teknikleri • İşletme, atol
maddeler • Ulaştırma ve taşıma
tolye ve laboratuvar donanımı, hizmetler.
İstanbul Teknik Üniversitesi, Ayazağa Kampüsü, Maslak. Ziyaret Saatleri 11:00-20:00
Organizasyon: HANNOVER-MESSE INTERNATIONAL GMBH 28.4.-3.5.1992