Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 NİSAN1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
13
KIŞLALI'NIN KONUĞL EROL ÇEVİKÇE
Türkiye KTFlerden vazgeçemez
Ecevit hükümetlerinde Bayındırlık ve Ulaştırma bakanlıkları yapmış olan Erol Çevikçe. eski bir
planlamacı. Hikmet Çetin. Turgut Özal, Ekrem Ceyhun, Murat Karayalçın. Emin Çölaşan gibi
isimlerle DPTdeki günlerinden tanışıyor. Deniz Baykal'm SHP Genel Sekreterliği döneminde, örgütten
sorumlu genel sekreter yardımcısı olarak SHP'nin üç numaralı adamıydı. CH P ve SHP'de ekonomi
alanında "beyin takımfnın önde gelen isimlerinden olan Çevikçe. Türk ekonomisinin bugünkü
durumunu. yeııi hükümetin politikalannı ve sosyal demokratlann gündemindeki ekonomik sorunlan,
yazarımız Ahmet Taner Kışlah'ya değerlendirdi.
Sosyal demokratlar tek başlanna, üzerinde yorum
yapılacak kadar uzun süre iktidar olamadılar. 1974'te
petrol krizi bütün dünyayı sarsıyordu. tkincisi ise, beter
koşulların geçerli olduğu bir döııemdi. Nitekim, ÖzaTın
Uk yılları başarılıydı, sonra başarısız ilan edildi.
Demirerin öyle ydları var ki, son derece kötü olmuştur.
Ama öyle yılları da var ki, son derece parlaktır.
KIŞLALI: Hükümetin ilk dört aylık dönemine bakarak. eko-
nomik açıdan iyimser misiniz. karamsar mı?
ÇEVİKÇE; Ekonomik durumu değerlendirirken. enflasyon
öncelik taşıyor. Enflasyonun temelinde ise bir psikolojik sorun
yatıyor. Türkiye'de malları ürelenler ve onlan alanlar. her ay
ortalama vazgeçilmez %5 enflasyon olduğu varsayımından ha-
reket ediyorlar. Enflasyondan çıkılacağı inancının. özellikle
enflasyonuetkileyen kurumlara. kişilere kabulettirilmesi lazım.
Oysa hükümet, eskinin yanlışlıklannı ve devrettiği olumsuz ko-
şullan sıralarken, bunun. içinden çıkılamayacak kadar kötü ol-
duğu izlenimini de verdi. Bu nedenlc de psikolojik unsuru
kırmak konusunda şansını kaybetti.
Psikolojik faklör. iküdara gelenlerin ilk aylannda çözebi-
lecekleri bir sorundur. 12 Eylül döneminde de Özal'ın kendi
döneminde de ilk yıllarda enflasyonda düşme elde edilmişti. Bu
hükümet daha şanslı olduğu halde psikolojik faktörü kırma
şansını iyi kullanamadı.
KIŞLALI: Enflasyon konusunda karamsarsınız. Hiç değilse.
ekonomik büyüme açısından I992'de başanlı olunabilir mi?
ÇEVİKÇE:
Eğer enflasyonu
kontrol altına al-
mak konusunda
ciddiyseniz, ister
istemez ilk yılda
bir istikrar prog-
ramı ile ortaya
çıkmak zorun-
dasınız. Bu da
böyle. bütçede
öngörüldüğü gibi
% 5.5 bir kalkm-
ma hızı ile bağ-
daşmaz. Bu hıa
tutturmak için
harcama yapmak
zorundasınız.
Eğer %65'i aşan.
%70-80'lere va-
ran bir enflasyon
tutturuyorsanız.
belki önceki yıl
olduğu gibi %5.
5'luk kalkınma
hızını da tuttu-
rursunuz. Bu yıl
tanmsal üretimın
çok iyi olacağı
anlaşılıyor. Sana-
yi üretimi de ge-
çen yılın ilk ay-
lanna göre artmış durumda. Belki kalkınma hıa %5'i bulabilir.
KIŞLALI: SSCB'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ka-
zanan Türk cumhuriyeıleri, Türkiye ekonomisi için ne ölçüde
bir yeni olanak oluşturabilir? ^ _ . . , . . _
ÇEVİKÇE: O konuda da pek iyimser değilim. Bunîar ara-
sında en iyi durumda olan Azerbaycan'da bile ciddi sorunlan
olan. hatta kendi ihtisas sahibi olduğu sektörlerde bile üretimi
düşen bir yapı görüyoruz. Ötekilerdc durum daha da kötü. O
nedenle zaten bize ihtiyaç duyar halc gelmişlerdir. Satmamız
gereken mallann fiyatını karşılayacak kaynaklan yok. Birkaç
yıl belki yüksek düzeyde alacaklı hale geleceğiz. Vcya bazı ya-
bancı kredileri oralara yönlendirerek, o araçla mal ve hızmet
satmaya çalışacağız. Yatınm y apacaksak. onun yüklerini de ilk
yıllarda biz çekeceğiz. Ama olaya uzun dönemli. dört vıldan
sonrasına yönelik olarak bakarsak durum farklıdır. Bugünden
katlanacağımız fedakârlıklarla, belki o ülkelerde Türkiye'nin
ekonomisine yarar sağlayacak önemli noktalara varma
şansım\z olabilir. Fakat kaynaklar açısından da Türkiye son on
yılın en sıkışık yılını yaşıyor. İc borçlar çok y üksek. kamu mali-
ycsi büyük açıklarla karşı karşıya. döviz rezervleri düşüyor. O
nedenle Türkiye'nin bu yıl çok ciddi fedakârlık yapması da zor.
KIŞLALI: Ekonominindüzeçıkması için KİTlerden kurtul-
mak gerçekten de gerekiyor mu?
ÇEVİKÇE: Türk ekonomisinin fotoğrafı çekildiğinde. Pet-
kim"den Sümerbank'a kadar, ortaya KİT'lerin üreümiyle
bağımlı bir tablo çıkar. Bir an için bunlann ortadan kaldınl-
dığını ya da yapılan değiştiğı için durduğunu düşünsek, Türk
ekonomisi o gün işlemez hale gelir. KİT'ler. hayati öneme haiz
hammadde ve aramaddeler üretiyor. "Alan var mı" dediğiniz
zaman _ alıcısı
yok. Özellikle
yatınm yapama-
maktan ya da
yeni yatınmı var-
sa, onun fınans-
manından gelen
sorunlan var.
Tartışmayı
saptınp ideolojik
bir yaklaşıma gi-
renler. •K.İTler
sakattır, devletçiliğin, sosyalist uygulamanın sonucudur. orta-
dan kalkmalıdır" diyorlar. Oysa Petkim'i ne yaparsanız yapın.
24 saat üretimini sürdürmek zorundadır. Petkim'in, Ereğli De-
mir Çelik'in, Karabükün. çimento fabrikalannın bir kısmının,
Sümerbank'ın bir kısmının hisse senetlerini Hazinenin elinden
alıp bir takım kişilere mal etmekle oradaki ekonomik ya da
mali sorunu çözemiyorsunuz. Türkiye"nin en büy ük holdingleri
bile, bunlan alıp çözebilecek olanaklaru sahip değiller.
KIŞLALI: Aslında KİT'ler başlangıçta da bir ideolojik tercih
sonucu kurulmadılar. Birzorunluluk sonucu. dev letten başkası
yapamadığı için oluşturuldular.
ÇEVİKÇE: Ama ideolojikmiş gibi sunuluyor. Oysa ne geç-
mişte CHP, ne de bugün SHP. bunlan ideolojik ned'enlerlc ko-
rumadı. Şimdi yaklaşılan yeni model, İtalya'daki IRI'ye benzi-
yor. İtalyanlar, bunlann sorunlan birikınce. hcpsini bir holding
haline getirmişler. İtalya'nın da en verimli kuruluşu. Madem
politikaya alet etme var. büyük bir fazla istihdam var. dışandan
müdahale nedeniyle yanlış fıyat politikalan var. yanlış yönetim
biçimi var; bunlardan anndınlması gerekiyor. Bunlan de\letin
atadığı değil de özel kesimden gelen birisi ancak anndınr deme-
nin mantığı yok. Başındaki kişi nereden gelmiş olursa olsun.
eğer o görevde, o kuruluş iyiye gittiği sürcce kalabiliyor vc kâr
ettiği ölçüde bundan yararlanabiliyorsa. aynı amaca o da yöne-
lecektir.
KIŞLALI: Mustafa Sönmcz geçenlerdc Cumhuriyet'te yazdı.
Toplam kamu harcamalannın ulusal gelire oranı. 1980'de %33
iken, 1990'da %37.6'ya çıkmıştı. Bu artış. devletçiliğe en karşı
bir iktidar döneminde olduğuna göre devletin ekonomideki
ağırlığının ideolojik değil pratik nedenlerden kaynaklandığı
açık. Bu gerçek ortada iken devletçiliğin Türkiye'de işlevini ta-
mamladığı söylenebilir mi?
ÇEVİKÇE: CHP'yidevletçiIiklesuçlayarakiktidaragelenlcr.
başta Sayın Demirel olmak üzere. kamunun ekonomideki
payını hep antırmışlardır. Çünkü partiler. Türkiye'yi daha çok
sanayileştirmek. daha çok insana iş bulmak iddiasıyia iktıdara
geliyorlar. Örneğin 1963'te İsmet Paşa iktidarda ıkcn yatınm
yapmak. fabrika kurmak isteyenlerın önüne engeller çıkanyor
da Demirel gelince "haydi önünüzü açtım" diyor diye bir du-
rum yok Türkiye'dc. Boşluğu doldurmak zorunda kalan hükü-
metler, vaatlerini tutabilmek için ister islemez daha çok yatınm
yapnuşlar ve devletin de ekonomideki payı büyümüştür. Özal
da çok eleştirdiği halde ay nı şeyi yaplı. Bir ülkede yatınm boşlu-
ğu varsa. bunu kapatmak için kamu birgörev üstleniyor. Bunu
Keynesdaha 1936'lardasöylemiş.
KIŞLALI: Bütün bu gcrçeklere karşın, konuda ideolojik ter-
cihlerin hiçbir rolünün bulunmadığı söylenebilir mi?
ÇEVİKÇE: 1966'lardan beri CHP'de ideolojik anlayışta bir
devletçilik ka\ramı yoktur. Özel sektöre ait bir sanayinin dev-
letleştirilmcsi ya da yabancı scrmaycye aiı bir kuruluşun milli-
leştirilmesi gibi bir durum oldu mu? Hayır. Ancak kamulaştır-
ma. millileştirme gibi iddialarla ortaya çıkıldığında. ideolojik
bir tartışmadan söz cdilebilir. ama Batılı sosyal demokraılarla
bizim aramızda önemli bir fark var. Onlar sanayileşmenin la-
mamlandığı bir noktada ortaya çıktılar \c bölüşümdeki
haksızlığın kavgasını vcrdiler. Biz ise sosyal.adaletın yanında.
Türkiye'nin sanayileşmesine de önem vermek zorundayız.
Ama yıllardır özel sektöre tcşvik sistemi uv guladığımız halde ne
Güncydoğu'da ne Doğu'da ne Karadeniz'de ne de İç Anado-
lu'da. bir santim yol alamadık. Buralarda yalınm yapılmasını
istiyorsak. Türkiye'nin altyapısının ekonomiyi daha dcslckler
boyutlara ulaş-
masını istiyorsak.
kamunun ekono-
mik faaliyetleri
de sürecektir.
KIŞLALI: Siz
de planlamacı
idiniz. Planla-
manın Türkiye'-
dcki işlevinin bit-
Planlamamn işlevi, 1962'de kurulduğu günkü anlayışıyla,
elbette ki tamamlanmıştır. O zaman DPT'nin, Türkiye'de
üretimden tüketime kadar bütün sektörleri planlayan,
kamu sektörü için emredici. özel sektör için yönlendirici
bir işlevi vardı. Bu, devletçi bir planlama anlayışıydı, ama
uygulayıcıları, çoğunlukla liberal ve sağcı iktidarlar oldu.
liği ya da değişti-
ği söylenebilir
mi?
ÇEVİKÇE:
Planlamamn işle-
vi. I962'dc kurul-
duğu günkü an-
layışıyla elbette kı
tamamlanmıştır.
O zaman DPT'-
nin. Türkiye'de
üreümden t3keti-
me kadar bütün
sektörleri plan-
layan. kamu sek-
törü için emredi-
ci. özel sektör için
yönlendirici bir
işlevi vardı. Bu.
devletçi bir plan-
lama anlay ışıydı. ama uygulayıcılan çoğunlukla liberal ve sağcı
iktidarlar oldular. Bugün dünya ile enıegrasyonun çok iddialı
bir düzcye gelmiş olan bir ekonomidc. artık 1%2'lerin planla-
ma anlayışını uygulamak söz konusu olamaz. Ama başıa Ja-
ponya'da. Güney Kore'de haıta İngiltere ve Fransa'da olduğu
gibi. ekonominin genel dengcsini gözeten. özellikle uzun dö-
nemli büyümesini hedelleyen bir planlama anlayışı gcreklidır.
Bu makro plan çerçevesinde. Türkiye'deki bölgelerarası dengc-
yi sağlayan. gelir dağılımının dcngelenmcsiyle ilgilenen bir
planlama anlayışı olmalıdır. DPT. hükümetin ekonomik politi-
ka kararlanna yardımcı bir danışma organı olarak çalışmalıdır.
Bir eski planlamacı olarak söylüyorum: Bu veni anlayışa var-
ması için DPT'nin. kapatılıpyeniden kurulması gerekmekıcdir.
KIŞLALI: Batı'da sosyal demokrasi. bir üretim modeli ol-
maktan çok bir tüketim modeli olarak doğdu. Ama Türkiye
gibi bir ülkede sağcı partilcrin ""sosyal adaletçi" söylcmc kay-
mak zorunda kalmalan. giderck. bu l'arkın killelerce anlaşıl-
masını da zorlaştırmış durumda. Sosval demokrasinin eko-
nornikrnodelininhâlâciddifarklılıklarıolduğunusövlcycbilirmi-
siniz?
ÇEVİKÇE: Sosvıl demokratlar ile muhfazakûrlararasındaki
farkhlıklar. kendimize örnek alabilcccğimiz A\rupa ülkclcrin-
de hcp var olmuştur. Bunlann başında gelir bölüşümü ile ilgili
farklar vardır. Gelir oluşumu açısından kamu kaynaklannın
yönlendinlmcsi ile ilgili farklar vardır. Ama Türkiye'dc son bir
buçuk vıldır bu farkları bclirgin bir biçimdc ortaya koymak
zorlaştı. Bir bakıyorsunuz: muhafazakâr-liberal bir partinin ge-
nel başkanı. sosyal demokrat bir partinin uluslararası plat-
formda dinlediği iddialannı, akşam televizyonda rahatça s;ırfe-
diyor. Bu durum-
da. farkı anlaya-
bilmek için uygu-
lamaya bakmak
gerekiyor. Çünkü
bizim gibi 60 mil-
yonluk. gelir
dağılımı bozuk bir
toplumda bazı
şcylcri söylcmck
zorunlu halcgeldi.
KIŞLALI: Geç-
miş uygulamalar. somul farklılıklan nc ölçüde orlaya koyuyor?
ÇEVİKÇE: Şimdiki koalisyon için bir şcyler söylcmck için
çok crkcn'.' Ama CHP'nin gerck !974gcrckse 1978-79'daki ikli-
dar döncmlcrinde çok açık farkhlıklar ortaya çıkmışiır. Kay-
naklann vönlendirilişi. gelir dağılımının düzclmcsi. sckıörlcr
arasında gelirin paylaşılması. hatla yatırımiar açısından.
farkhlıklar açıkça görülüyor. Şimdi dc görülmcsi gcrckir. Bu-
gün isinı vermek islcmiyorum. en muhafazakâr kişi. cn sosyal
dcmokraı gibi nutuk atıyor. Tcrsinc dc belki dilini iyi kullana-
madığı için en sosyal dcmokrat konuşması gcrckcn liderde sos-
yal demokral ekonomik anlayışın ipuçlamıı vcremiyor. Şimdi
Türkiye'de daha çok vcrgialınacak. Kimdcnalınacak dediğiniz
zaman. burada fark başlıyor. Hükümelin başlangıçta kul-
landığı bir danışman. •"scrvci vergisi" ile ilgili bir söz cıti vc o
günden sonra Türkiye"dc yok. Bu. DYP'nin sağcı bir parti ol-
masının doğal sonucu. SHP tck başına iktidarda olsaydı. bu
sözü söyleyen arkadaşımız bugün görcvine dcvam cdiyor ola-
caktı.
KIŞLALI: Bazı çevrclcr, Bayar. Mcndcrcs. Demirel. Özal
gibi sağcı başbakanlann ekonomidcn anladıklannı. İsmet Paşa
ve Ecevil gibi solcu başbakanlann anlamadıklannı zaman /a-
man önc sürcrlcr. Sizcc böylc bir iddianın sağlam gcrckçeleri
var mı?
ÇEVİKÇE: Bir kerc. sosyal dcmokratlar tck başlanna. üze-
rinde yorum yapılacak kadar uzun sürc iktidar olamadılar.
I974"ıe 8.5 ay.' 1978-79'da 22 ay sürcn iki dönem oldu. Birinci-
sindc petrol krizi bütün dünyayı sarsfvordu. ikincisı ise heter
koşullann geçerli olduğu bir dönemdı. Buradan yola çıkurak
bir yargıda bulunmak inandırıcı değil. Nitekim Ö/al'ın ilk
yillan başarılıydı. sonra baş;ırısız ilan edildi. D^mirel'in övlc
yıllan var ki son derece kötü olmuştur; ama öyle yıllan da var
ki son derece parlaklır. Tabiı iz bırakan. büyük vatınmlann
yapıldığı hükümeıler sağcı hükümcllcrdir. Çünkü çok uzun
sürmüşlerdir. Örneğin Menderes'in ckonomiden anlamadığı
çok açık. Ama bir Marshall yardımı dönemine rastlamışlır.
Ekonomıden başbakanın anlay ıp anlamaması da aslında yanlış
bir dcğcrlcndirmc. Çünkü bu bir kadro sorunudur. Bizim hü-
kümctlcrin kadrolan oluşana kadar. hükümeıler değişmişlir.
Müsteşarlar. yardımcıları. yiizlercc kuruluşun başındaki genel
müdürler. Bunlann oluşması yıllar istcr.
KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK
PtKNİK PtYALE MADRA
ÇİZGILİK KÂMİL MASARACl
1
AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAM GÜRSES
OeM°K*ATV<
ACİL
M i Ç
Ç TV VAVIN/Nl
AAAYAB/U'R
UARl ör*l>
w
K»NTıK
1İZ İÇİN
- İÇ<N &
1
HKWf
m
m
C SlN/R-
HARBİ SEMtH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA* 27Msan
BÜLENT OIKMENER'ÎN ÖLÛMÜ..
1979'M 8UGÛAJ,Û*JLÜ
Oiğt gf
LÜĞÜM£
, 42
, 1973'7E HHZI İŞCE& MÜDÖe-
Ş . M£SLEICl ÜĞ Ö
OLDVGU /
. BfGÇOK ÖOÜLÛA/ [>£ S#f//8/
, ÖLÜMİJfJDEM SOM
R ÖOÜLÛ 6E/eÇ£KLEŞT/£/LWf77.. 'ŞTE, ÇSŞİTZS
8ü Ö0Üİ.Ü O424A/AH GA2£TEC/t£/Z£>EN SAZrcA&f / CÜMEYT
GÜC0EM//Ç, TUMCA tffiV-
/, *Z£A**C tCÜÇÜne:y
S£MGA SO#1E/eS>W, Fe/St/A/ ÖZS/L -
f/V, UĞU/Z püNDAR, UĞll/Ç MC/MCU, YA Ğ
ASfM Ee7XNOKTHY/)ft4YO/N V£ŞEftTGAZ
İLAN
BEYKOZ İCRA TETKİK MERCİİ '
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1991/112
Karar No: 1992/28
Davacı Mustafa Çalışkan vekili tarafından davalılar Mehmet Sela-
hattin Süel, Fatma Zehra Füngör, Fatma Firves Özbek, Fatma Bey-
han özbek aleyhlerine açılan Beykoz Ortaçeşme 487 ada 7 nolu par-
selin üzerindeki 11.2.1969 tarihli ipotek ile birlikte hibe yolu ile Agâh
Erkuş'dan aldığım bu yer üzerinden adları geçen davalılar lehine 1.
derecede 8 ay süreli 350 TLÜık ve diğer davalılar lehine de 7 ay süreli
59 TLÜık ipotek mevcut olduğunu, ipotek bedelini Beykoz tcra Mü-
dürluğü'nün 1991/871 esas sayıh dosyasına yatırdıklannı iddia ede-
rek ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiş, yapılan muhakeme so-
nunda mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Beykoz Sulh
Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilraiş olup işbu ilan
yukarda adı geçen davalılara ilanen tebliğ olunduğu gibi kanuni sü-
resi geçtikten sonra kararın kesinleşeceği de ilanen tebliğ olunur.
Basın: 4837
İLAN
ŞEREFLİKOÇHİSAR SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No- 1986 1176
Davacı Fadime Bozkurt vekili Av SelahattinGörkemtarafınddn. davalı-
lar Ahmet Alıcı. Abdullah Alıcı. Gıilözar Yüksel. Güller Yılmaz ve arka-
daşlan aleyhinde açılan ortaklığın mdenlmcsi davasında:
llçenin Devekovan köyünde kain 130. 159. 160. 167. I6S. l69.203par-
sel nolu taşınmazlann satışı talep edıldığınden. davalılardan Nesinıe
Mutlu ile Zeynep Ünal'ın yapılan adres araştırmasında adreslennin meç-
hul olduğundan. gösterilen adreslenne çıkartılan tebligaılann da tebliğ
olunamadığıııdan. dava dilekçesi vcdavetıyelenn kendilerine ilanen ıcbli"
ğine karar venlmiş, olup, adı geçen davalılann duru^manın atılı bulundu-
ğu 08.07.1992 günü saat 9.00'da hâkımhğinıizde hazır bulunmalan veva
kendilerini bir vekil ile temsil eıtirmeleri. aksı hjlindo HL'MK'mın SN.
maddesigcreğinceduruşmalannvoilueundd vapılacağıve kararvcnlccc-
ği hususu dava dilekçesi ve davetiye verine kaım olmak üzcre ilanen ıcbliğ
olunur.
Basın: 26167