15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NİSAN1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 KIŞLALI'NIN KONUĞL EROL ÇEVİKÇE Türkiye KTFlerden vazgeçemez Ecevit hükümetlerinde Bayındırlık ve Ulaştırma bakanlıkları yapmış olan Erol Çevikçe. eski bir planlamacı. Hikmet Çetin. Turgut Özal, Ekrem Ceyhun, Murat Karayalçın. Emin Çölaşan gibi isimlerle DPTdeki günlerinden tanışıyor. Deniz Baykal'm SHP Genel Sekreterliği döneminde, örgütten sorumlu genel sekreter yardımcısı olarak SHP'nin üç numaralı adamıydı. CH P ve SHP'de ekonomi alanında "beyin takımfnın önde gelen isimlerinden olan Çevikçe. Türk ekonomisinin bugünkü durumunu. yeııi hükümetin politikalannı ve sosyal demokratlann gündemindeki ekonomik sorunlan, yazarımız Ahmet Taner Kışlah'ya değerlendirdi. Sosyal demokratlar tek başlanna, üzerinde yorum yapılacak kadar uzun süre iktidar olamadılar. 1974'te petrol krizi bütün dünyayı sarsıyordu. tkincisi ise, beter koşulların geçerli olduğu bir döııemdi. Nitekim, ÖzaTın Uk yılları başarılıydı, sonra başarısız ilan edildi. Demirerin öyle ydları var ki, son derece kötü olmuştur. Ama öyle yılları da var ki, son derece parlaktır. KIŞLALI: Hükümetin ilk dört aylık dönemine bakarak. eko- nomik açıdan iyimser misiniz. karamsar mı? ÇEVİKÇE; Ekonomik durumu değerlendirirken. enflasyon öncelik taşıyor. Enflasyonun temelinde ise bir psikolojik sorun yatıyor. Türkiye'de malları ürelenler ve onlan alanlar. her ay ortalama vazgeçilmez %5 enflasyon olduğu varsayımından ha- reket ediyorlar. Enflasyondan çıkılacağı inancının. özellikle enflasyonuetkileyen kurumlara. kişilere kabulettirilmesi lazım. Oysa hükümet, eskinin yanlışlıklannı ve devrettiği olumsuz ko- şullan sıralarken, bunun. içinden çıkılamayacak kadar kötü ol- duğu izlenimini de verdi. Bu nedenlc de psikolojik unsuru kırmak konusunda şansını kaybetti. Psikolojik faklör. iküdara gelenlerin ilk aylannda çözebi- lecekleri bir sorundur. 12 Eylül döneminde de Özal'ın kendi döneminde de ilk yıllarda enflasyonda düşme elde edilmişti. Bu hükümet daha şanslı olduğu halde psikolojik faktörü kırma şansını iyi kullanamadı. KIŞLALI: Enflasyon konusunda karamsarsınız. Hiç değilse. ekonomik büyüme açısından I992'de başanlı olunabilir mi? ÇEVİKÇE: Eğer enflasyonu kontrol altına al- mak konusunda ciddiyseniz, ister istemez ilk yılda bir istikrar prog- ramı ile ortaya çıkmak zorun- dasınız. Bu da böyle. bütçede öngörüldüğü gibi % 5.5 bir kalkm- ma hızı ile bağ- daşmaz. Bu hıa tutturmak için harcama yapmak zorundasınız. Eğer %65'i aşan. %70-80'lere va- ran bir enflasyon tutturuyorsanız. belki önceki yıl olduğu gibi %5. 5'luk kalkınma hızını da tuttu- rursunuz. Bu yıl tanmsal üretimın çok iyi olacağı anlaşılıyor. Sana- yi üretimi de ge- çen yılın ilk ay- lanna göre artmış durumda. Belki kalkınma hıa %5'i bulabilir. KIŞLALI: SSCB'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ka- zanan Türk cumhuriyeıleri, Türkiye ekonomisi için ne ölçüde bir yeni olanak oluşturabilir? ^ _ . . , . . _ ÇEVİKÇE: O konuda da pek iyimser değilim. Bunîar ara- sında en iyi durumda olan Azerbaycan'da bile ciddi sorunlan olan. hatta kendi ihtisas sahibi olduğu sektörlerde bile üretimi düşen bir yapı görüyoruz. Ötekilerdc durum daha da kötü. O nedenle zaten bize ihtiyaç duyar halc gelmişlerdir. Satmamız gereken mallann fiyatını karşılayacak kaynaklan yok. Birkaç yıl belki yüksek düzeyde alacaklı hale geleceğiz. Vcya bazı ya- bancı kredileri oralara yönlendirerek, o araçla mal ve hızmet satmaya çalışacağız. Yatınm y apacaksak. onun yüklerini de ilk yıllarda biz çekeceğiz. Ama olaya uzun dönemli. dört vıldan sonrasına yönelik olarak bakarsak durum farklıdır. Bugünden katlanacağımız fedakârlıklarla, belki o ülkelerde Türkiye'nin ekonomisine yarar sağlayacak önemli noktalara varma şansım\z olabilir. Fakat kaynaklar açısından da Türkiye son on yılın en sıkışık yılını yaşıyor. İc borçlar çok y üksek. kamu mali- ycsi büyük açıklarla karşı karşıya. döviz rezervleri düşüyor. O nedenle Türkiye'nin bu yıl çok ciddi fedakârlık yapması da zor. KIŞLALI: Ekonominindüzeçıkması için KİTlerden kurtul- mak gerçekten de gerekiyor mu? ÇEVİKÇE: Türk ekonomisinin fotoğrafı çekildiğinde. Pet- kim"den Sümerbank'a kadar, ortaya KİT'lerin üreümiyle bağımlı bir tablo çıkar. Bir an için bunlann ortadan kaldınl- dığını ya da yapılan değiştiğı için durduğunu düşünsek, Türk ekonomisi o gün işlemez hale gelir. KİT'ler. hayati öneme haiz hammadde ve aramaddeler üretiyor. "Alan var mı" dediğiniz zaman _ alıcısı yok. Özellikle yatınm yapama- maktan ya da yeni yatınmı var- sa, onun fınans- manından gelen sorunlan var. Tartışmayı saptınp ideolojik bir yaklaşıma gi- renler. •K.İTler sakattır, devletçiliğin, sosyalist uygulamanın sonucudur. orta- dan kalkmalıdır" diyorlar. Oysa Petkim'i ne yaparsanız yapın. 24 saat üretimini sürdürmek zorundadır. Petkim'in, Ereğli De- mir Çelik'in, Karabükün. çimento fabrikalannın bir kısmının, Sümerbank'ın bir kısmının hisse senetlerini Hazinenin elinden alıp bir takım kişilere mal etmekle oradaki ekonomik ya da mali sorunu çözemiyorsunuz. Türkiye"nin en büy ük holdingleri bile, bunlan alıp çözebilecek olanaklaru sahip değiller. KIŞLALI: Aslında KİT'ler başlangıçta da bir ideolojik tercih sonucu kurulmadılar. Birzorunluluk sonucu. dev letten başkası yapamadığı için oluşturuldular. ÇEVİKÇE: Ama ideolojikmiş gibi sunuluyor. Oysa ne geç- mişte CHP, ne de bugün SHP. bunlan ideolojik ned'enlerlc ko- rumadı. Şimdi yaklaşılan yeni model, İtalya'daki IRI'ye benzi- yor. İtalyanlar, bunlann sorunlan birikınce. hcpsini bir holding haline getirmişler. İtalya'nın da en verimli kuruluşu. Madem politikaya alet etme var. büyük bir fazla istihdam var. dışandan müdahale nedeniyle yanlış fıyat politikalan var. yanlış yönetim biçimi var; bunlardan anndınlması gerekiyor. Bunlan de\letin atadığı değil de özel kesimden gelen birisi ancak anndınr deme- nin mantığı yok. Başındaki kişi nereden gelmiş olursa olsun. eğer o görevde, o kuruluş iyiye gittiği sürcce kalabiliyor vc kâr ettiği ölçüde bundan yararlanabiliyorsa. aynı amaca o da yöne- lecektir. KIŞLALI: Mustafa Sönmcz geçenlerdc Cumhuriyet'te yazdı. Toplam kamu harcamalannın ulusal gelire oranı. 1980'de %33 iken, 1990'da %37.6'ya çıkmıştı. Bu artış. devletçiliğe en karşı bir iktidar döneminde olduğuna göre devletin ekonomideki ağırlığının ideolojik değil pratik nedenlerden kaynaklandığı açık. Bu gerçek ortada iken devletçiliğin Türkiye'de işlevini ta- mamladığı söylenebilir mi? ÇEVİKÇE: CHP'yidevletçiIiklesuçlayarakiktidaragelenlcr. başta Sayın Demirel olmak üzere. kamunun ekonomideki payını hep antırmışlardır. Çünkü partiler. Türkiye'yi daha çok sanayileştirmek. daha çok insana iş bulmak iddiasıyia iktıdara geliyorlar. Örneğin 1963'te İsmet Paşa iktidarda ıkcn yatınm yapmak. fabrika kurmak isteyenlerın önüne engeller çıkanyor da Demirel gelince "haydi önünüzü açtım" diyor diye bir du- rum yok Türkiye'dc. Boşluğu doldurmak zorunda kalan hükü- metler, vaatlerini tutabilmek için ister islemez daha çok yatınm yapnuşlar ve devletin de ekonomideki payı büyümüştür. Özal da çok eleştirdiği halde ay nı şeyi yaplı. Bir ülkede yatınm boşlu- ğu varsa. bunu kapatmak için kamu birgörev üstleniyor. Bunu Keynesdaha 1936'lardasöylemiş. KIŞLALI: Bütün bu gcrçeklere karşın, konuda ideolojik ter- cihlerin hiçbir rolünün bulunmadığı söylenebilir mi? ÇEVİKÇE: 1966'lardan beri CHP'de ideolojik anlayışta bir devletçilik ka\ramı yoktur. Özel sektöre ait bir sanayinin dev- letleştirilmcsi ya da yabancı scrmaycye aiı bir kuruluşun milli- leştirilmesi gibi bir durum oldu mu? Hayır. Ancak kamulaştır- ma. millileştirme gibi iddialarla ortaya çıkıldığında. ideolojik bir tartışmadan söz cdilebilir. ama Batılı sosyal demokraılarla bizim aramızda önemli bir fark var. Onlar sanayileşmenin la- mamlandığı bir noktada ortaya çıktılar \c bölüşümdeki haksızlığın kavgasını vcrdiler. Biz ise sosyal.adaletın yanında. Türkiye'nin sanayileşmesine de önem vermek zorundayız. Ama yıllardır özel sektöre tcşvik sistemi uv guladığımız halde ne Güncydoğu'da ne Doğu'da ne Karadeniz'de ne de İç Anado- lu'da. bir santim yol alamadık. Buralarda yalınm yapılmasını istiyorsak. Türkiye'nin altyapısının ekonomiyi daha dcslckler boyutlara ulaş- masını istiyorsak. kamunun ekono- mik faaliyetleri de sürecektir. KIŞLALI: Siz de planlamacı idiniz. Planla- manın Türkiye'- dcki işlevinin bit- Planlamamn işlevi, 1962'de kurulduğu günkü anlayışıyla, elbette ki tamamlanmıştır. O zaman DPT'nin, Türkiye'de üretimden tüketime kadar bütün sektörleri planlayan, kamu sektörü için emredici. özel sektör için yönlendirici bir işlevi vardı. Bu, devletçi bir planlama anlayışıydı, ama uygulayıcıları, çoğunlukla liberal ve sağcı iktidarlar oldu. liği ya da değişti- ği söylenebilir mi? ÇEVİKÇE: Planlamamn işle- vi. I962'dc kurul- duğu günkü an- layışıyla elbette kı tamamlanmıştır. O zaman DPT'- nin. Türkiye'de üreümden t3keti- me kadar bütün sektörleri plan- layan. kamu sek- törü için emredi- ci. özel sektör için yönlendirici bir işlevi vardı. Bu. devletçi bir plan- lama anlay ışıydı. ama uygulayıcılan çoğunlukla liberal ve sağcı iktidarlar oldular. Bugün dünya ile enıegrasyonun çok iddialı bir düzcye gelmiş olan bir ekonomidc. artık 1%2'lerin planla- ma anlayışını uygulamak söz konusu olamaz. Ama başıa Ja- ponya'da. Güney Kore'de haıta İngiltere ve Fransa'da olduğu gibi. ekonominin genel dengcsini gözeten. özellikle uzun dö- nemli büyümesini hedelleyen bir planlama anlayışı gcreklidır. Bu makro plan çerçevesinde. Türkiye'deki bölgelerarası dengc- yi sağlayan. gelir dağılımının dcngelenmcsiyle ilgilenen bir planlama anlayışı olmalıdır. DPT. hükümetin ekonomik politi- ka kararlanna yardımcı bir danışma organı olarak çalışmalıdır. Bir eski planlamacı olarak söylüyorum: Bu veni anlayışa var- ması için DPT'nin. kapatılıpyeniden kurulması gerekmekıcdir. KIŞLALI: Batı'da sosyal demokrasi. bir üretim modeli ol- maktan çok bir tüketim modeli olarak doğdu. Ama Türkiye gibi bir ülkede sağcı partilcrin ""sosyal adaletçi" söylcmc kay- mak zorunda kalmalan. giderck. bu l'arkın killelerce anlaşıl- masını da zorlaştırmış durumda. Sosval demokrasinin eko- nornikrnodelininhâlâciddifarklılıklarıolduğunusövlcycbilirmi- siniz? ÇEVİKÇE: Sosvıl demokratlar ile muhfazakûrlararasındaki farkhlıklar. kendimize örnek alabilcccğimiz A\rupa ülkclcrin- de hcp var olmuştur. Bunlann başında gelir bölüşümü ile ilgili farklar vardır. Gelir oluşumu açısından kamu kaynaklannın yönlendinlmcsi ile ilgili farklar vardır. Ama Türkiye'dc son bir buçuk vıldır bu farkları bclirgin bir biçimdc ortaya koymak zorlaştı. Bir bakıyorsunuz: muhafazakâr-liberal bir partinin ge- nel başkanı. sosyal demokrat bir partinin uluslararası plat- formda dinlediği iddialannı, akşam televizyonda rahatça s;ırfe- diyor. Bu durum- da. farkı anlaya- bilmek için uygu- lamaya bakmak gerekiyor. Çünkü bizim gibi 60 mil- yonluk. gelir dağılımı bozuk bir toplumda bazı şcylcri söylcmck zorunlu halcgeldi. KIŞLALI: Geç- miş uygulamalar. somul farklılıklan nc ölçüde orlaya koyuyor? ÇEVİKÇE: Şimdiki koalisyon için bir şcyler söylcmck için çok crkcn'.' Ama CHP'nin gerck !974gcrckse 1978-79'daki ikli- dar döncmlcrinde çok açık farkhlıklar ortaya çıkmışiır. Kay- naklann vönlendirilişi. gelir dağılımının düzclmcsi. sckıörlcr arasında gelirin paylaşılması. hatla yatırımiar açısından. farkhlıklar açıkça görülüyor. Şimdi dc görülmcsi gcrckir. Bu- gün isinı vermek islcmiyorum. en muhafazakâr kişi. cn sosyal dcmokraı gibi nutuk atıyor. Tcrsinc dc belki dilini iyi kullana- madığı için en sosyal dcmokrat konuşması gcrckcn liderde sos- yal demokral ekonomik anlayışın ipuçlamıı vcremiyor. Şimdi Türkiye'de daha çok vcrgialınacak. Kimdcnalınacak dediğiniz zaman. burada fark başlıyor. Hükümelin başlangıçta kul- landığı bir danışman. •"scrvci vergisi" ile ilgili bir söz cıti vc o günden sonra Türkiye"dc yok. Bu. DYP'nin sağcı bir parti ol- masının doğal sonucu. SHP tck başına iktidarda olsaydı. bu sözü söyleyen arkadaşımız bugün görcvine dcvam cdiyor ola- caktı. KIŞLALI: Bazı çevrclcr, Bayar. Mcndcrcs. Demirel. Özal gibi sağcı başbakanlann ekonomidcn anladıklannı. İsmet Paşa ve Ecevil gibi solcu başbakanlann anlamadıklannı zaman /a- man önc sürcrlcr. Sizcc böylc bir iddianın sağlam gcrckçeleri var mı? ÇEVİKÇE: Bir kerc. sosyal dcmokratlar tck başlanna. üze- rinde yorum yapılacak kadar uzun sürc iktidar olamadılar. I974"ıe 8.5 ay.' 1978-79'da 22 ay sürcn iki dönem oldu. Birinci- sindc petrol krizi bütün dünyayı sarsfvordu. ikincisı ise heter koşullann geçerli olduğu bir dönemdı. Buradan yola çıkurak bir yargıda bulunmak inandırıcı değil. Nitekim Ö/al'ın ilk yillan başarılıydı. sonra baş;ırısız ilan edildi. D^mirel'in övlc yıllan var ki son derece kötü olmuştur; ama öyle yıllan da var ki son derece parlaklır. Tabiı iz bırakan. büyük vatınmlann yapıldığı hükümeıler sağcı hükümcllcrdir. Çünkü çok uzun sürmüşlerdir. Örneğin Menderes'in ckonomiden anlamadığı çok açık. Ama bir Marshall yardımı dönemine rastlamışlır. Ekonomıden başbakanın anlay ıp anlamaması da aslında yanlış bir dcğcrlcndirmc. Çünkü bu bir kadro sorunudur. Bizim hü- kümctlcrin kadrolan oluşana kadar. hükümeıler değişmişlir. Müsteşarlar. yardımcıları. yiizlercc kuruluşun başındaki genel müdürler. Bunlann oluşması yıllar istcr. KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK PtKNİK PtYALE MADRA ÇİZGILİK KÂMİL MASARACl 1 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAM GÜRSES OeM°K*ATV< ACİL M i Ç Ç TV VAVIN/Nl AAAYAB/U'R UARl ör*l> w K»NTıK 1İZ İÇİN - İÇ<N & 1 HKWf m m C SlN/R- HARBİ SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA* 27Msan BÜLENT OIKMENER'ÎN ÖLÛMÜ.. 1979'M 8UGÛAJ,Û*JLÜ Oiğt gf LÜĞÜM£ , 42 , 1973'7E HHZI İŞCE& MÜDÖe- Ş . M£SLEICl ÜĞ Ö OLDVGU / . BfGÇOK ÖOÜLÛA/ [>£ S#f//8/ , ÖLÜMİJfJDEM SOM R ÖOÜLÛ 6E/eÇ£KLEŞT/£/LWf77.. 'ŞTE, ÇSŞİTZS 8ü Ö0Üİ.Ü O424A/AH GA2£TEC/t£/Z£>EN SAZrcA&f / CÜMEYT GÜC0EM//Ç, TUMCA tffiV- /, *Z£A**C tCÜÇÜne:y S£MGA SO#1E/eS>W, Fe/St/A/ ÖZS/L - f/V, UĞU/Z püNDAR, UĞll/Ç MC/MCU, YA Ğ ASfM Ee7XNOKTHY/)ft4YO/N V£ŞEftTGAZ İLAN BEYKOZ İCRA TETKİK MERCİİ ' HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1991/112 Karar No: 1992/28 Davacı Mustafa Çalışkan vekili tarafından davalılar Mehmet Sela- hattin Süel, Fatma Zehra Füngör, Fatma Firves Özbek, Fatma Bey- han özbek aleyhlerine açılan Beykoz Ortaçeşme 487 ada 7 nolu par- selin üzerindeki 11.2.1969 tarihli ipotek ile birlikte hibe yolu ile Agâh Erkuş'dan aldığım bu yer üzerinden adları geçen davalılar lehine 1. derecede 8 ay süreli 350 TLÜık ve diğer davalılar lehine de 7 ay süreli 59 TLÜık ipotek mevcut olduğunu, ipotek bedelini Beykoz tcra Mü- dürluğü'nün 1991/871 esas sayıh dosyasına yatırdıklannı iddia ede- rek ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiş, yapılan muhakeme so- nunda mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilraiş olup işbu ilan yukarda adı geçen davalılara ilanen tebliğ olunduğu gibi kanuni sü- resi geçtikten sonra kararın kesinleşeceği de ilanen tebliğ olunur. Basın: 4837 İLAN ŞEREFLİKOÇHİSAR SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No- 1986 1176 Davacı Fadime Bozkurt vekili Av SelahattinGörkemtarafınddn. davalı- lar Ahmet Alıcı. Abdullah Alıcı. Gıilözar Yüksel. Güller Yılmaz ve arka- daşlan aleyhinde açılan ortaklığın mdenlmcsi davasında: llçenin Devekovan köyünde kain 130. 159. 160. 167. I6S. l69.203par- sel nolu taşınmazlann satışı talep edıldığınden. davalılardan Nesinıe Mutlu ile Zeynep Ünal'ın yapılan adres araştırmasında adreslennin meç- hul olduğundan. gösterilen adreslenne çıkartılan tebligaılann da tebliğ olunamadığıııdan. dava dilekçesi vcdavetıyelenn kendilerine ilanen ıcbli" ğine karar venlmiş, olup, adı geçen davalılann duru^manın atılı bulundu- ğu 08.07.1992 günü saat 9.00'da hâkımhğinıizde hazır bulunmalan veva kendilerini bir vekil ile temsil eıtirmeleri. aksı hjlindo HL'MK'mın SN. maddesigcreğinceduruşmalannvoilueundd vapılacağıve kararvcnlccc- ği hususu dava dilekçesi ve davetiye verine kaım olmak üzcre ilanen ıcbliğ olunur. Basın: 26167
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle