29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 5 MART1992 PERŞEMBE 14 GORUŞLER BURAŞI TÜRKİYE HALLKSAHİN Çetin Emeç'le Basın Uzerine Söyleşi Ç Yerimizde sa\ ıyonız. Daha doğrusu, bir leğen suyu habire çalkalayıp duruyoruz. Ve içinde hep kendimiz boğuluyoruz. alışma odamın bır koşesınde kupurler, dergıler, bıldınler arasında başka bır şeyı ararken çıktı karşıma Çetın Emeç'le basın konusunda yaptığım bır sovleşının notlan Uzennde 6 Nı- san 1985 tanhı var Nasıl hatırlamam1 Başbakan Ozal ıle bırlıkte bız gazetecı- len Amenka'ya goturup getıren o ganp uçağın vınıltısı ku- laklanmı dolduruverdı Özal'ın henuz ozel uçak saltanatı başlamamış Lufthansa'dan bır uçak kıralamışlar, ama or- ta mesafelere uçabılen bır model Turkıye'den Amenka'ya çekırge gıbı sıçraya sıçraya gıdebılıyoruz Sıçrama noktalan Frankfurt, Reykjavık, Newfoundland ve nıhayet New York Kımı gazetecıler Ozal ın çevresınde pervane gıbı doner- ken, Çetın Emeç mesafelı ve hatta mahçup Oysa yıldızı parlamakta Efsaneleşen ış enerjısıyle o sıralar Mıllıyet'ı yö- netıyor Ben ıse hâlâ Nokta'dayım Bırbınmızı uzaktan tanıyoruz Bır boş anını yakalayıp yanma oturuyorum İkımızın or- tak tutkusundan Turk basınının durumundan, korruşma- yabaşlıyoruz Daha çok ben soruyorum, o yanıtlıyor Bul- duğum notlar o notlar ışte (Usta bır gazetecının "haber"e nasıl baktığını görmek ısteyenlere "Çetın Emeç'ın Gunlu- ğü"nü okumalannı salık venrım Nokta Dergısı'nın son sayısında çıktı) Bakın o soyleşıde ne- ler demış Çetın Emeç "Basınımızın çok cıd- dı bır dağıtım sorunu var Gazete pek çok koye ve ılçeye ulaşamı- yor Kımse de bu konu- yu ele alıp bır şey yapmıyor Gazetelenmız ulusal gazeteler ama tum ulkeyı kapsayamıyorlar Dağıtım bölgelerı sınırlan- sa kârlılık artabılır " "Gazetelenmızın hıçbınnın modern ışletmecılık kuralla- nna gore ışletıldığı soylenemez Hıçbınnın doğru durüst bır malıyet hesabı bıle yok Rekabet anlayışı da yanlış Herkes her yerde kendı tesısını kurmak ıçın çabalıyor Oysa bazı böfge tesıslerınde genış atıl kapasıte var " "Babıah'ye dışarıdan gelen patronlar çok sabırsızlar He- men kâr etmek ıstıyorlar bu olmuyor Bunun uzenne ken- dılennı gazetecı oldum sanıp mudahale etmeye başlıyorlar Bırısı bır sey yaptı mı hepsı aynı şeyı yapmak ıstıyor " "Personel pohtıkası ozendıncı değıl Çok ınsanla çalışıldı- ğından ucretler duşuk Yenı ınsan çekmek zor Adamdan çok makıneye para yatırıldığı söylenıyor ya, doğru bu " ••• 6 Nısan 1985 gunu Amenka'nın genış goklennde alınmış notlar bu kadar • Bugün 4 Mart 1992 Üç gun sonra Çetın Emeç'ı aramız- dan kopanp goturen o karanlık bıranayetın ıkına yıldönü- mu olacak Çetın Emeç'ın basınımızla ılgılı gozlemlenne bır bakın Hangısınde bır arpa boyu yol aldık son yedı yılda 9 Dağıtım- da mı, ıştemecılıkte mı, rekabet anlayışında mı, personel polıtıkasında mı, hangısınde'' Yenmızde sayıyoruz Daha doğrusu, bır leğen suyu habı- re çalkalayıp duruyoruz Ve ıçınde hep kendimiz boğuluyo- ruz 60-30 YIL ÖNCE CUMHURIYET 1932: Balkan konferanslan Tevfik Ruştü Bey ıle M Mıhalakopulosve M Mannkovıç mulâkaiında Balkan konferanslan mes elesı de goruşulmuştur Üç hancıye nazın Balkan konferanslannın sıyasetlemeşgul olmamalan hususunda mutabık kalmışlardır Resmı şıyaset alâkadar hükûmetler tarafından tesbıt edılmektedır Üç nazırcenubu şarkî Avrupa memleketlennın mukarenetını kolaylaştıracak dığer bır çok mes eleler mevcut olduğunu, Balkan konferanslannın bu mes eleler ıle ıştıgal edebıleceklennı bu hususta venlecek kararlann alâkadar hukûmetlerce kabul edıleceğını sovlemışlerdır Uç nazır Istanbul da bır Balkan harsî mukarenet enstıtüsû tesısını de kararlaştırmışlardır Bu enstıtuye memur edılecek alâkadar memleketler profesorlen âlımlen Osmanlı ımparatorluğu \eelyevm mevcut Bızans asan ıle hazıneı evrakını tetkık edecekler, halk ıçın yapacaklan neşnyatla Balkan mılletlennın çok eskı tanhlerdenben dost vaşadıklannı bıldıreceklerdır TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN Hcr vnkıı son ycnılık ktöın \c «tek ıçın mahtetı c n« denden mjımıt numolannıız çdm 5t MUSADDIK'/N ÖLÜMÜ.. 1967'M BU6VN, UNLUIRANLI D£VLBT AOAMI MUHA*1- METMUSAD0lK,87 YAŞlNOA 7X(iZAN'M OLDU. TANIN- MlfB/e AILEDEN GELEN MüSAOOlK, YÖNET7MOE VA- ÜÜKTEN BAŞUYARAK 8AÇBAKANLI6A PEĞIN YÛK- seiMtşrf. IMN PETROLLE&M ULUSALLAÇTIRMAK İÇlN, ŞAH RI2A PEHLEVİ, VE OSlRADA PET1S0U1 /ŞLE- TBfJ IN6ILIZ KUfZULUŞU (BP) ILE MÛCAOELE ET- Mfçrt. SONUNDA HER IKJ£lNI t>E ÛLKEOEN ÇlKAR- MAYf BAŞARMtŞTI. ANCAK, IN6ILT€IZE VE AMERİ- fCA'N/N DESTEKLEO16İ 8/R !>ARBE ILE,ŞAH,GE- Rl DONE&EK BAÇA GEÇMfÇ, MUSADDIK. TU- TUKLANMIŞn.MAHtC£MEC>E,ONCE UÇ YIL HAPSE ÇARPTVZtLMtŞ, CEZANIN SmM/M- OEM SONRA PA, EV/Nt>E, ÖMÛR BOYU GÖZAL - T/HM TU7ULMUÇTU'.. İnsan Hakları Bakanlığına Gereksinîm. Doç. Dr. MEHMET SEMIH GEMALMAZ D eğerlı kollegım Bulent Ta- nor'un sutununda tartışmaya açtığı "ınsan haklan bakanlı- ğı kurulması" konusu, benım 5/1/92 tanhh yanıtımdan sonra, Sayın H Metın'ın 9/1/92 ve Sayın N Ünsal'ın 14/1/92 tanhlı onemlı katkılan ıle zen- gınleşmış ve guncelleşmıştır Hıç kuşku yok, IHB'nın kurulması- nın sıyaseten savunulması, başta sayın bakan olmak ûzere sıyasal ıktıdara, onun dayandığı partılere duşer Çalış- malan ınsan haklan hukuku konusun- da odaklaşmış bır akademısyen olarak bu tartışmalar ıçındekı payım boyle bır yapılaşmanın ışlevsel olacağı tezıne ınanmama dayanmaktan ıbarettır Karşı gönışu savunanlar, bır kez, uç hususu gozden kaçınyorlar flkı, kısa gazete yazısında tum aynntılann, hatta esasa ılışkın bazı temel noktalann bıle tam anlamıvla ortaya konamayacağı gerçeğıdır fkıncısı, hazırladığımız bır yasa tasansı vardır, ama bakanhk bunu henuz kamuoyuna sunmamıştır, dolayı- sıyla ongorduğumuz sıstemın bılgısıne bır butün olarak ulaşılmadan eleştınya- pıldığıdır Nıhayet uçuncusu, hazırla- nan metın bıreysel bır urun değıl, ÎÜHF'den ıdare, anayasa, devletler ve kamu hukuklan dısıphnı oğretım uyele- nnden oluşan bır grup tarafından hazır- lanmıştır Kısa bır zaman dılımıne sığdı- nlmak zorunda kalınan, ama çok yoğun çalışma ıle bıçımlendınlen taslak hazır- lanırken zaman zaman sayın bakan da tartışmalara katılmış, venmlı ve yararlı ışbırlığı ortamı yaratılmıştır Tasanyı ortaya çıkaran akademısyen grup, bı- zım hazırladığımız metnın bılımsel so- rumluluğunu bütunuyle ustlenmekte- yız Bakanlığın kurulması karşısındakı gorüşler ıkı noktada toparlanabılır Bı- nncısı, boyle bır bakanlığın kurulması- na bütunuyle karşı olmadır îkıncısı, Sayın Tanor'un bızzat sayın bakanın katıldığı ılk toplantımızda savunduğu uzere, bakanlığın mevzuat tarama gıbı onemlı ve hayırlı bır ışlevı yenne getır- mekle yetınmesı, ama bır şıkâyet başvu- rumu yen olmamasıdır Kuşkusuz, bu karşı tezler, çeşıth alt argumanlarla, or- neğın "burokrasıye halka ekleme", "para ve ınsan kaynağı savurganlığı", "bakanlığın ınandıncı ve guvenılır ol- mayacağı", 'ağlama duvanna donuşe- ceğı". "dığer başvuru yollanna >enı bır şey katmanın yararsızlığı",' vetİcı çatış- malanna yol açabıleceği", "topluma ıçı boş, suslu hedıye paketı sunulacağı", "her bakanlığın ınsan haklan ıle zaten ılgılı olduğu", vb savlarla desteklen- mektedır Argumanlann tumu ıçın ya- nıt bulunmaktadır Bakanlığın kurulmasında açık bıçım- de ortada bulunan sıyasal ıstencın bır sı- yasal realıte olarak altını çızmektekı amaç, boyle bır fırsatın maksada en uy- gun veelvenşlı bıçınıdedeğerlendınlme- sının onemıdır En az yargı denli ışlevsel bir olanak da yargısal olmayan prosedürlerle insan haklarını korumak, daha önemlisi, olası ihlalleri idare cihazı içinde önlemeyi sistemleştirebilmektir. Temel hedef, Turkıye'de ınsan hak- lannın kurumsallaştınlmasıdır Kurgu- lanan model, Turk hukuk duzenınde gerçek bır boşluk oluşturan ıdan yapı ıçınde ınsan haklanna ılışkın uzman- laşmış bır özdenetımı hedeflemektedır Bunun ıçın ıdare ıçınde, ama "bağımsız' bır organ yapılaştınlmıştır Bu organ, gerek muhtemel, gerekse oluşmuş ınsan haklan ıhlallen uzennde, şıkâyet başvurusu yahut resen harekete geçme yoluyla çalışacaktır Yıne bu or- gan, bır yargı yen değıldır Vakaya ılış- kın saptama ve değerlendırmelen, hem sıyasal otonteye sunularak gereklı on- lemlen derhal alabılmesı ıçın ona odev yuklenecek hem de raporlar alenıleştın- lerek kamuoyu denetımının ışlemesıne zemın oluşturacaktır Hak ıhlallennı onlemede elbettekı bağımsız yargı temel yoldur ve vazgeçıl- mezdır Yargının etkmleştınlmesı ve de- mokratıkleştınlmesı, guvenceve bağlan- ması olanaklan, kuşkusuz kı araştı- nlmalıdır Ama bu başka bır meseledır ve bakanlığın kurulması buna engel de- ğıldır Sorunun ozu şudur Yargı, esas ola- rak ıhlal ortaya çıktıktan sonra, uyuş- mazlık hukuksal çerçevesıne oturtuldu- ğu andan sonra ışlemeye başlar Oysa, en az yargı denlı ışlevsel bır başka ola- nak da yargısal olmayan prosedürlerle ınsan haklannı korumak, daha onemlı- sı, olası ıhlallen ıdare cıhazı ıçınde onle- meyı sistemleştirebilmektir Tum devlet faalıyetlennın onune, ıh- lale yol açmama hedefinı ve bu hedefin gerçekleştınlmesı mekanızmasını koyan model, kendıne ozgu nıtelığı ıle tıpkı Anayasa Mahkemesf nın ılk kuruluşun- da kamuoyunda uyanan tereddutlerde ve şımdı onsuz bır demokratık model duşunulemeyeceğı noktasına ulaşılmış olmasında gorulduğu gıbı her ne kadar bazı soru ışaretlen uyandırsa bıle Turk demokrasısının lehınedır Kaldı kı on- gorulen modelde, sadece ıhlallenn doğ- madan, ondenetımle onlenmesı değıl, bazı olgulann daha bır uyuşmazlık halı- ne gelmeden çozümlenmesı ıçın bır ola- nak yaratılmıştır Bakanlık aynca, mevzuat tarama, ay- kınlıklan saptama, bılımsel, kapsamlı ıyıleştınm programlan sunma, eğıtım, vb gıbı alanlarld. ulusal ve uluslararası duzeyde gelışmelen ızleme ve sıyasa uretme konulanndakı yetkı ve gorevle- nnı, bugun artık mutlaka uzmanlaşma- yı gerektıren ınsan haklan alanında ye- tışmış personelı aracilığı ıle yurutecektır Hıçbır mevcut bınm, bu donanıma sa- hıp değıldır, o amaçla yapılaştınlma- mıştır Turkıye bugun daha, uluslararası ın- san haklan yukumluluklennı duzenle- yen belgelenn sağlıklı çevınlenne sahıp değıldır, AT ıle butunleşme ıstencı son- rasında mevzuatlan uyumlaştırmada addı çalışma yapacak bır bınmı dahı kuramamıştır Mevcut hangı bınme bel bağlanacaktır 9 Mevcut hıçbır bınmın ne para gucu ne uzmanlan np de orgüt- lenmesı bu sorunlan aşamamaktadır Dolayısıyla İHB, bu hızmetler bakımından da buyük bır yüku üstlenecektır FERRUHDOĞAN Teknoloji Çöplügü ve Ozel Televizyon Yrd. Doç. Dr.NURDOĞAN RİGEL İst. Ünv. Basın Yayın Yüksekokulu zel Televizyon Yasası, Batf- nın atmak uzere olduğu eskı televizyon teknolojısıne yenı bır "çopluk alanı" olarak, Turkıye'yı devreye sokacağa benzıyor Butun dünyada tek standart olması duşunulen Hıgh Definıtıon Televısıon System (HDTV), Yuksek Tanımlı Tele- vizyon, 2000'lı yıllantı televızyon tekno- lojısıne ılk adımı oluşturuyor Ancak bu sıstem gunumuzde kullanılan televizyon yayınalığında koklu bır değışımı getıre- cek Sadece evlenmızde kullandığımız alıalar değıl, TV studyo cıhazlan, kameralar, montaj masalan, dağıtım kanallan ve nakıl sıstemlennde yenı ku- şak teknolojısının kullanılması zorunlu hale gelecek Uzayda HDTV sıstemıne uyumlu çalışabılecek uydu teknolojısı ıse (Dırect Broadcastıng Satellıte) DBS denılen dı- rekt uydu yayınlar olacak 198O'lı yıllann sonlanndan ben DBS ler uze- nnde çalışmalar hızla devam edıyor Bu gelışmeler gostenyor kı, gunumuz- de kullanılan televizyon teknolojısının omru kısa bır sure sonra tamamlanmış olacak Hızla gelen HDTV teknolojısı, uzaydakı basamağı DBS'lerle bırlıkte ıletışım teknolojısınde yenı bır çagı başlatacak Halen mevcut teknolojıyle uretılmek- te olan televizyon alıalan, studyo cıhaz- lan kısa surede 'elektronık çopluğe' gı- deceğe benzıyor Ama bu elektronık çoplukler neden gelışmekte olan ulkeler olmasın9 Ülkemız bu çopluğe uygun değıl mı 9 Ozel televizyon tartışması Turkıye'de henuz yenı ısınıvor Studyolar kurulu- yor, uydu kanallan kıralanıyor Studyo- lar ıçın gereklı malzemeler. kıralanan uydu kanallan, HDTV ve DBS len dık- kate alırsak elektronık çopluğe gıtmele- nne en çok bırkaç yılı kalmış sıstemler- den oluşuyor Ancak ulkemızde, buyuk bır ıştahla eskımış olan teknolojıyı tuke- tecek duzen arayışı da başladı * Halen kullanılmakta olan TV tarama sıstemlen, Pal, Secam, NTSC'de satır sayısı 500-600 arasında değışıyor HDTV de satır sayısı 1250 ye kadar çıkıyor Bu da ekranda çok net ve par- lak bır goruntu sağlıyor Renkli TV teknolojisi eşikteyken Almanya'nın eskimiş si\ ah-beyaz teknolojisi\le TV yayınına başlamanın faturasmı Türkiye ağır bir bedelle henüz yeni ödedi. Aynı hatayı bu kez özel televizyonda tekrarlamak üzereyiz. HDTV 1964 v ılından bu > ana Japon- ya da laboratuvara alındı ve şımdıye ka- dar uzennde yapılan çalışmalar ıçın 1 5 mılyar dolar harcandı Japonya son ola- rak bu yıl, hazıran ayında Tokyo da yapılacaİc " film festıvah"nde, HDTV sıstemının tanıtımını da gerçekleştırme- yı planlıyor Şımdı pıyasaya çıkabılecek HDTV teknolojısıyle hazırlanmış bır TV setının fiyatı da belırlendı 31 bın do- lar yanı (yaklaşik 177 mılyon TL) Avrupa Topluluğu ıse Japonya'nın televizyon teknolojısınde de hızla ıler- lemesınden endışe duyarak, HDTV ko- nusunda çalışmalannı hızlandırdı Bu alanda çalışan Fransız Thomson fir- ması ıle Hollanda nın Phılıps şırketıne araştırma ve gelıştırmede maddı yardım- larda bulunuyor. Ancak yıne de pıl yayınlanna başla- yan ve 1995 yılını "tum dunyada tek televizyon standardf'na ulaşmak ıçın son tanh olarak belırleyen Japonya nın hızına ulaşamayan . Avrupa'da, HDTV ve geçış donemınde kullanılmak uzere hazırlanan HD MAC sıstemınden soz edılıyor Tum bu gelışmeler, Özel Televizyon Yasası nın ulkemızde nıçın bu kadar geç kaldığını duşunduruyor Standart TV teknolojısıne doğru gıttığımız gunu- muzde hazırlıksızlığımız ve geç kalmışlığımız nedenıyle Ozel TV Yasası, gorunurde, Turkıye'yı, sadece gelışmış ulkelenn artık teknolojısı eskımekte olan uretımlen ıçın ıyı bır pazar halıne getırecek Yasayı bekleyen tnlyonluk reklam pazanndan pay kâpmak ıçın mılyarlık yatınmlar kuran ozel TV gınşımcılen "ava gıderken avlanan ' avcılar konu- munaduşecekler Çunku televizyon tek- nolojısı kendısıne ayak uyduramayan- lann pazardan çekılmek zorunda kala- caklan bır duzenlemeyı de berabennde getınyor Hatırlayacağımız gıbı renkli TV tek- nolojısı eşikteyken 31 Ocak 1968'de Al- manya nın eskımış sıyah-bevaz tekno- lojısıyle TV yayınına başlamanın fatu- rasını Turkıye ağır bır bedelle henuz yenı odedı Aynı hatayı bu kez ozel tele- vizyonda tekrarlamak uze,reyız POLITİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Bir Sağlık Fabrikası Halk ıçınde muteber bır nesne vok de\let gıbı Olmaya devlet cıhanda bır nefes sıhhat gıbı K anunı Sultan Suleyman hastalığa düştüğü bır za- manda boyle soylemış Yanı her ışın başı sağlık, sağlıktan başkası olamaz Kanda yağ, asıt ünk olunca, tansıyonda duşme gorulunce (baş don- mesı belırtılen) bır hastaneye gıdıp gorunmek gerekıyor Bende bu belırtıler bırkaç yıldır var Kızım Once'de yenı Her hastalığımızda yardıma koşan bızım Gazetealer Ce- mıyetf nın sağlık başkanı (ben ona boyle dıyorum) Doğan Katıraoğlu'na başvurduk Kızım da, ben de sıgorta emek- lısıyız Bır SSK hastanesıne gıtmek gerekıyor "Paşabahçe'ye gıdeceksınız" dedı Etıler'de oturuvoruz, Samatya, Okmeydanı dururken Paşabahçe uzak değıl mı dıyeceksınız9 Istanbul trafiğı dık- kate alınırsa değıl1 Şoyle Evden çıktınız, Karanfılköy sa- pağını aştınız mı, ardından Fatıh Koprusu'ndesınız, bun- dan sonra hastane 20 dakıkalık bır mesafededır Bu ko- laylığı bılmeyenler şaşabılır Surucu de soze kanştı "Bura- dan 55 dakıkada (yollaraçık olsun) Izmıt'teyım, 35 dakıka- da Ataturk Havaalanı'nda" dedı Şurasını da ben soyleyeyım, Etıler'den Cağaloğlu'na sa- bahlan bır saat, bır çeyrekte ancak ulaşabılıyorum (Allah pazartesı, salı sabahlanna düşurmesın) Paşabahçe Hastanesı, başta Beykoz olmak uzere yaygın bır ışçı (ışsız), emeklı kıtlesıne hızmet venyor Uç fabnka var Tekel Içkı ve Ispırto, Sumerbank Den ve Kundura, Paşabahçe Şışe Cam Işçısı ıle ışsızı ıle bu ınsanlan bır duşu- nun, bunca fabnkaya bır (sağlık fabnkası) gerekmez mı'' Ya dağı, taşı kaplavan gecekondular9 Baştabıp Ergun Kaya Dızdardoğlu da bu bolgenın guleç yuzlu sağlık fabnkatorudur Baştabıp guleç yuzlu olunca hastane de guluyor Dr Ergun Kaya Dızdaroğlu, Paşabahçe Hastanesı'ne 14 Ocak 1985'te gelıyor, yedı yıldır bu hastanenın başında Yedı yıldır yenıleşme yolunda yapılanlar onun esen Kad- roya gelınce bır başhekım, uç yardımcısı var Kendı uz- manlık dalında ellı doktor gorev başında, 400'u aşkın per- sonel de ışının başında Bazı eksıklıklerden söz edılırse de zamanla gıdenlıyor Amelıyatlar ıçın alınmış ozel önlemler var Şımdılık altı genel cerrahı amelıyathanesı hazır Ikı de doğum ıçın amelı- yathanevar 12branştapolıklınıkyapılıyor Başka polıklı- nıklerde olduğu gıbı uzun kuyruklargorulmüyor İlaçlar ıçın yenı bır yöntem uygulanıyor llaçlan yazdır- mak, reçetelerı almak, bunun değerlendırmesıru yapmak ıçın kulubeler kurulmuş Her ımza ıçın kuyrukta beklenmı- yor Gınş, çıkış, alış uç dakıka suruyor (Buna da Dızda- roğlu yontemı denebılır) Bıroykuvar Goztepe ve Paşabahçe hastanelennı 1965'- teDr Hıkmet Aydemırkurmuş Bırgun Aydemırbırtrafık kazası geçınyor Yol boyu şu hastane, bu hastane derken yer bulamıyorlar ve doktor kendı kurduğu hastaneler arasında can venyor Hazın bır oykü 1 Paşabahçe Hastanesı şımdı onbınlerce hastaya hızmet venyor Olanak bulundukça yenı ahazlarla da donatılıyor Sağlıklı, guzel gunlere doğru Bakalım bızım kandakı yağ kendını koyverecek mı 9 Kalın sağlıkla OKURLARDAN Tünı sosyal demokratlara çağn Kapaülan CHP uyelığı ve eskı DSP Merkez Karar Yonetım Kurulu uyelığınde bulundum ŞuandadaSHP uyesıyım Sosyal demokrat veya demokratık solcu dıye yapay parüleşmelerden kaynaklanan bolunmeler, ulke ınsaruna yarar sağlamadığı gıbı aynı zamanda mağdun>etıne de neden olmaktadır Bolunmuşlukten kurtulup çok başhlıktan tek genel başkanlığa yonelınmesı ıle bırlıkte sosyal demokrat ılkelen sabote eden mezhepçılığın, ırkçılığın, her tûr şovenızm ve boluculuk ıle bolgecılığın ve klıkçılığın partıye sokulmaması gerekır Iyı ruyetlı ve behrh bır duşunce etrafında oluşturulsa dahı partı ıçındekı gruplaşmalann her türu zamanla kendı grubundakı kışılere hızmet verenbırklığe donuşebılmektedır Oylekı gruplar arası mucadele bır guç gostensı ıçensınde delege avcılığı bıcımıne de donüşunce, dışa yonelık çalışmalar yenne ıçe donuk kısırçatışmalara >ol açabılmektedır Tabıı bundan da toplum v e partı zarar gormektedır Partıdekı ozguranlatım hakkı ve ortamı guvence altına alındığı lakdırde, hıç kımsenın gmplaşmalara destek vermesme ve ondan guç almaya çalışmasına gerek kalmayacaktır Bu nedenle de partı tuzüğüne bu doğrultuda ışlerlık kazandınlmasında yararlar vardır Sosyaldemokrat Halkçı Parü'de, Genel Başkan Sayın Erdal İnönü, parühlenn, demokraük dısıphne uymalan koşuyla, duşuncelennı açıklaya bılmelen bakımından guvenlı bır ortam sağlamıştır Onemlı olan, bu gûvenh ortamın, kurultayın onayından geçmış olan tuzûk ve programda ıstısmar edılmeden sosyal demokrat ılkeler doğrultusunda ulkeye ve halka yararlı hale getınlmesıdır Yoksa DSFde olduğu gıbı dısıphnın despoüzme dönuştnğu genış halk katılımmın engellenıp duşüncelenn susturulduğu, bır "baş klığın" ve onun karşısında da patlamayı bekleyen sessız gnıplann oluştuğu, parühlenn, orgütlenn ve kadrolann bır "hıç" sayıldığı tutarsız bır yapılanma ıle bu ulkeye ve halka yararlı olunamayacağı belhdır MEHMET UĞURLU Çağın gerisinde kalmak Ulkemızdekı kültur, bılım ve teknoloji ıle ılgılı araşürma ve ınceleme yaşamında önemh bır yen olan uruversıtelenmızden Boğazıçı Unıversıtesı ıle ılgılı bır anımı sıze yazmadan edemedım Ben 1975 yılı IU Kımya Fakültesı mezunu bır kımya muhendısıvım Bu zamana kadar çeşıth zamanlarda Boğazıçı Lnıvesıtesı kutuphanesınde çeşıth bıhmsel kaynaklardan hteratur çalışmalan yapmıştım Ne var kı dun (dort beş senelık bır aradan sonra) meslekı açıdan bır kaynağa başvurmak ıçın kütuphaneye gıttığımde kapıdakı görevh kımlığımı gostermemı ıstedı Ben normal kımhğımı gostennce Oolmaz, artık buraya uye olanlar gırebıhyor" dıyerek unıversıte yonetımının aldığı karan gosterdı Yazıyı okudum Ydzıda başka okul oğretım uye ve hsansustu oğrenalennın 250 000 TL, firma ıle ılgılı kışılenn de 500 000 TL yılhk aıdatla üye olabıleceklennı belırten maddeler vardı Kızgınhktan kan beynıme sıçramışü Kutüphane nın bu ulkenın malı olduğunu sokmazsa rektore kadar gıdeceğımı soyledım îstemeyeıstemeye gıtü Bıraz sonra yetkıh bayan kapıya kadar geldı ve bana "Bu paranın bır bağış kabul edılmesını, boyle bır uygulama başlattıklannı" soyledı Ben de gerekırse üye olabıleceğımı, ustumde fazla para olmadığını soyledım Ismımı ve adresımı yazdırtarak bıraz da hoşgörû gostererek bana musaade ettı Insan kaynaklanmızın değerlendmlmesıne onculûk etmesı gereken kurum unı verbite' -r değıl mıdır9 Yok^a u' ^emızın nadıde ve ısım vepmış bu okulu sahıp olduğu ımaj ve prestıjın us _ne vatıp kolayahğı s^erek çağın gensınde mı kalmay a başladı SELtM ÇOBANOĞL • T Kım\a Y Müh/İstanbı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle