Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MART1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türkân Akyol'a
Köşkten onay
CUMHURtYET (Ankara) -
Cıımhurbaşkanı Turgut Özal, Prof. Dr.
Türkân Akyol'un Devfet Bakanhğı'nı
onayladı. Özal, Akyol'un aianmasına
ilişkin tezkereyi
dün imzalayarak Başbakanlığa gönderdi.
Türkân Akyol'un Güler tleri'nin
istifasıyla boşalan kadın ve aileden
sorumlu Devlet Bakanlığı'na atanmasına
ilişkin tezkere geçen cumartesi günü
Cumhurbaşkanhğı'na gönderilmişti.
Ancak aynı gün Akyol'un YÖK
üyeliğine atanmasına ilişkin karann
yürürlüğe gjrmiş olması nedeniyle Özal
tezkereyi onaylamamıştı.
Cvımhurbaşkanlığı, Başbakanhğa yaptığı
yazıh uyan ile Bakanlık tezkeresinin
onaylanması için Akyol'un YÖK
üyeüğinden istifa etmesini istemişti.
Bunun üzerine Akyol'un YÖK
üyeliğinden çekildiğine ilişkin yaa
Çumhurbaşkanlığına gönderilmişti.
İhbarcılara destek
• ANKA (Ankara) - Terönst
faaliyetlerin ortaya çıkanlması için
güvenlik güçlerine yardımcı olanlara yeni
bir destek daha sağlanıyor. TBMM
lçişleri Komisyonu Başkaru Erzurum
DYP Milletvekili Ismail Kös'ün
hazırladığı yasa teklifiyle terörle
mücadelede yaşamını yitiren güvenlik
görevlilerinin ailelerine tazminat
ödenmesini öngören madde
genişletilecek; terörist faaliyetlerin ortaya
çıkanlması için ihbarlarda bulunanlaria
pişmanbk duyarak itiraflarda bulunanlar
da yasa kapsamına alıruyor; buna göre
ihbarcılarla pişmanlardan öldürülenlerin
ailelerine de para yardımı yapılacak.
Yıbnaz'a helikopter
• AA (Ankara) - ANAP Bursa
Milletvekili Mümin Gençoğlu. Genel
Başkan Mesut Yılmaz'ın kulknmaa için 7
milyar liraya bır helikopter satın aldığını
söytedi. Gençoğlu. AA muhabirine bilgi
verirken, ABD'deki bır fırmadan alınan
helikopterin 7 kişilik olduğunu ve bir
aksjük çıkmazsa nısan ayında Türkiye'ye
getirileceğini bildirdi.
Mümin Gençoğlu, helikopteri Türk
pilotlann kullanacağını, bu amaçla
pilotlann eğitım için ABD'ye gideceklerini
sözlerineekledi.
Toperi'nin açıklaması
• AA (Ankara) - Cumhuıbaşkanlığı
Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi dün
yaptığı yazıh açıklamada, bir gazetede
yer alan "özal dünyamn en zengin
cumhurbaşkanı" başlıkh haberin
maksath ve asılsız olduğunu belirtti.
Haberde yer alan "Didim'de şahane
villa", "Bogaziçi'nde Sait Halim Paşa
Yahsı", "Marmaris Ingiliz Bükü'nde
muhteşem çiftlik"in Cumhurbaşkanı'na
ve Cumhurbaşkanhğı'na ait ohnadığını
beürten Toperi, Didim'deki villanın
villa olmadığını, milletvekillerinin
kurduğu kooperatifteki bir daire
olduğunu anlattı. Kaya Toperi,
Cumhurbaşkanlığı'na ait, daha önceki
cumhurbaşkanı döneminde Florya
Köşkü'nün iade edilerek alınan Huber
Köşkü ile Marmaris'te Okluk Koyu'nda
Vakıflar Bankası'ndan devrahnan bir
yazlık ev dışında başka bir resmi konut
bulunmadığını açıkladı.
Polisegözato
• ktanbul Haber Servis - Kadıköy Bağdat
Caddesi'nde bir alacağını vermediği
gerekçesiyle inşaat sahibini vuran polis
memuru gözalüna alındı. Kadıköy Bağdat
Caddesi Fener Yolu 147 numarada bulunan
Hüseyin Cahit Bardakçı'ya ait inşaat
şirketine dün saat 12J0"da giden Beşiktaş
jEkipler Amirliği'nde görevli polis memuru
İsmail Kocakıran iddia ettiği 55 milyon liralık
alacağını Bardakçı'dan istedi. Kocakıran'ın
bu isteğine karşı gelen Bardakçı, "Benim
sana bir borcum yok" diye cevap verince
polis memuru İsrnail Bardakçı belindeki
süahını çekerek, kabzasıyla Bardakçı'nın
kafasına vurdu. Vurma üe birlikte ateş alan
silah Bardakçı'ya isabet etmezken, Bardakçı
kafasına aldığı darbe ile birlikte yaralanarak
yere düştü. Şirkette bulunanlar tarafından
Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kakünlan
Bardakçı tedavi altına alındı.
Kapıcılar sevindi
• AA (Istanbul) - Hizmet-İş
Sendikası'ndan yapüan açıklamada, \argıtay
Hukuk Kurulu'nun, "apartman kapıa
eşlerine de sigorta ve maaş ödenmesi" karan
vermesinin, kapıcüann yüzunü güldürdüğü
bikürildi. Hak-tş'e bagh Hizmet-İş Sendikası
ll Başkanı Mustafa Taştekin, yapügı yazıh
açıklamada, 'Yargıtay Hukuk Kurulu'nun,
bugiıne kadar kanayan bir yara olan kapıa
eşkrinin de sigorta ve maaş haklannın
olması yönünde verdiği karardan apartman
yöneticüerinin memnun olmayacaklannı
belirtti. Taştekin, halen çalışmakta olan
kapıa eşleri ve üyelerinin çalıştıklarını
ispatladıklan takdirde, 506 ve 1475 sayıh yasa
hükümlerinden aynen yararlanacaklannı
kajdetti.
Feminist hareket
• tÜHA (tstanbul) - Prof. Dr. Dilek
Döltaş, "Türkiye'deki feminist
hareketin, 80 sonrası hızh bir ivme
kazanması, tslami köktenciliğin tabana
yayılmasına karşı bir mevzi tutma
hareketidir" dedi. tstanbul Üniversitesi
Kadın Sorunları Araştırma ve
Uygulama Merkezi'nin düzenlediği,
"Batıda ve Türkiye'de Feminizm"
konulu konferansta, Beyazıt Devlet
Kütüphanesi Konferans Salonu'nda bir
konuşma yapan, Boğaziçi
Üniversitesi'nden Prof. Dr. Dilek
Döltaş, feminizmi de şu şekilde
tanımladı: "Feminizm, kadının
dışlanışına, aşağılanışına ve kendine
yabancılastırılmasına karşı başlayan bir
harekettir:'
11
uğursuzluğa" ınanıyorsanız, yerın yedı kat derınliklerınde
can veren madencilerın yüreğınızde açtığı yaraya mer-
hem var.
Uğursuzluk, Bahrıye neferi Uzun Mehmet'ın 1829 yılında
keşfettiği kömür madeni yüzünden öldürülmesinde. O günden berı kö-
mür ölüm getırıyor.
Kömüre kazmayı ılk vuranın ölmesi ile son vuranın ölmesi, adeta
ulusal bır yazgıya dönüşüyor.
1829 yılındakı kömür çıkarma tekniği, aradan geçen 163 yılda belkı
bıraz değişti. Ama, kömür madenıni işletenlerın kafası hıç değışmedi.
Ölüm getıren teknik değıl, o kafa...
Dünyanın her yerınde maden kömürü çıkarılıyor. Dünyanın her ye-
rinde maden kömürü damarlarından metan gazı sızıyor. Ama dünya-
nın hiçbir yerınde sızan bu metan gazı, onar-yırmışer-otuzarhk kitleler
halinde madencileri öldürmüyor.
Çünkü dünyanın hiçbir yerinde, can çıkarma pahasına kömür çıka-
rılmıyor.
Politik hesaplar yüzünden, ekonomik gerçekler, bilimsel gerçekler,
jeolojik gerçekler bir kenara iiilmiyor.
Politik hesap, Zonguldak'ın bir oy deposu olmasıdır Onbinlerce iş-
çinin ve işçı ailesinın "düşmanlığını"çekmemektir
Ekonomik gerçek, buradan çıkarılan taşlı topraklı kömürün bırtonu-
nun Avustralya'dan gemı ile getirılecek kömürün 5tonundan biledaha
pahalı olduğudur.
Jeolojik gerçek, Zonguldak havzasında yeraltındaki kömür katman-
larının kaliteli ürün elde etmeye uygun olmamasıdır. Yeni teknoloji
uygulanmasını olanaksız kılmasıdır. Kömur damarlannın sertliğı, ka-
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
Kömûp Karası Yazgı...
lınlığı veboşluklarladolu olmasıdır. Hepsindendeönemlisi.yatakların
çok, ama çok dennierde olmasıdır.
Bilimsel gerçek, yerın derınlığıne 400 metre inildikten sonra patla-
maya yol açan metan gazı sızıntısının aşırı düzeyde artmasıdır."
Dünyanın her yerinde, bu üç gerçek karşısında alınacak önlemter
vardır.
Bu önlemler, madenlerin kârlı olmaktan çıktığı için kapatılmasın-
dan, metan gazına karşı bilgısayarlı ızleme sıstemleri uygulanmasına
kadar çeşıtçeşıttır.
Zonguldak'ta ıse, bu üç gerçeğedesırtçevrildiği için önlemlerin hiç-
bir çeşıdine başvurulmamıştır.
Bu konuda kıtaplar yazmış, araştırmalar yapmış, dünyanın belli
başlı maden bölgelerıni incelemış bır uzmanla dün konuştuk. Kamu
görevlısı olduğu ıçın adını anamıyoruz.
Söyledıkleri şu:
"Jeolojik yapısı böyle olan bir bölgede Oeniz seviyesinin dört-beş
yüz metre altına gerekli önlemleri almadan işçi indirmek, cinayettir.
Cınayet geçmiş yıllarda da işlenmiştir. Gelecek yıllarda da işlenecek-
tir."
Nedir gerekli önlem?
Kazılan tünellerde bilgısayarlı telemetrik sistemle, metan gazı ora-
nının sürekli denetim altında tutulmasıdır. Gaz sızıntsını önlemek
mümkün değıldır. Ama, galerilerde yeterince havalandırma yaparak,
metan gazının patlayıcı etkisini sıtırtamak mümkCjndür.
Nasıl?
Diyelım ki, metan gazının havadaki oranı yüzde 2'yi aştı. Yerüstün-
deki hava kompresörlerı otomatik olarak devreye girip yeraltındaki
galerilere 1 metreküp gaz için 20 metreküp temiz hava basmaya baş-
lar.
Derinliklere inilince, hava kompresörü etkisiz kalıyor. 20 metreküp
yerıne daha az hava basabiliyor. Gazın oranı düşürülemeyincede pat-
lama oluyor Gerekli havalandırma yapılmayan ocaklara insan indir-
mek, cınayet değil de nedir?
Patlama olan bolgede, telemetrik sistem yokmuş, gaz kontrolü de-
deden kalma dedektorlerle yapılıyormuş.
İşteböyle...
Kömüre ilk kazmayı vuran ile son kazmayı vuran madencinin yazgı-
sı değişmiyor.
Yazgıyı değıştirecek olan ekonomik, jeolojik gerçekleri kabul etmek
ve devreye dededen kalma dedektörleri değil, bilgısayarlı sıstemleri
sokmaktır.
Yoksa, maden ocakları toplu mezar olmaya devam edecektir...
TBMM İnsan Haklan Komisyonu'ndan, başörtüsü konusunda Anayasa Mahkemesi Başkanı'na yanıt:
Milli irade Ozden'i de bağlarCUMHURİYET (Ankara) - TBMM İn-
san Haklannı İnceleme Komisyonu, Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör
Özden'in, komftyonun üniversitelerde ba-
şörtüsü giyilmesi konusundaki karanna
gösterdiği sert tepkiye aynı sertlikte yanıt
verdi. Değjşik partüerden komisyon üye-
leri, Özden'in "haddini aştığı ve konuyu
başka mecralara çektiğj" noktasında bir-
leştiler.
Geçtiğimiz hafta. komisyonda göriişü-
lerek karara bağlanan başörtüsü olayı
Özden'in. "Anayasa Mahkemesi'nin ka-
ran herkesi bağlar, kimse buna aykın yeni
kararlar geliştiremez" şeklindeki acıkla-
masından sonra, RP İstanbul Milletvekili
Hasan Mezara'nın isteği ile, komisyonda
dün yeniden gündeme alındı.
Komisyon Başkaru SHP Mardin Mil-
letvekili Ahmet Türk, komisyonun konu-
yu insan haklan açısından ele aldığını ve
Anayasa Mahkemesi ile yasalan yok say-
malannın söz konusu olmadığını söyledi.
Kürtçülerie şeriatçılann işbirliği
MÇP Kahramanmaraş Milletvekili
Ökkeş Şendiller, Özden'in, açıklamasın-
dan sonra kendisiyle görüştüğünü belirte-
rekşövle konuştu:
"Bu konuşmada bana "Yann yasalann
değişmesinden dolayı bir durum Mursa.
bu sizin için suç durumu olur' dedi. Res-
men Türkiye Cumhuriyeü'ni ve Meclis'i
tehdit ediyor. Aynca türban konusunda
"Kürtçülerin ve şeriatçılann işbirliği yaptı-
ğmı' söyledi. Özden. görevinin sjnırlannı
aştığı gıbı konuyu başka mecralara da
çekmek istiyor."
RP'li Hasan Mezarcı da, Özden'in
Meclis'e ve milli iradeye baskı vaptığını.
yetki ve görevlerini aştığını öne sürerek
kendisini kınadı.
ANAPTrabzon Milletvekili Eyüp Aşık
ise, Özden'in açıklamasıyla yasama ve yü-
rütme organlanna talimatlar vererek kuv-
\etler aynlığı ılkesini ihlal ettiğini ileri
sürdü. Aşık şöyle devam etti:
"Biz ne kadar millet iradesinin emrin-
deysek, Anayasa Mahkemesi ve Başkanı
da o kadar millet iradesinin emrindedir.
Biz konuvu insan haklan açısından inceli-
yoruz. Özel yasa ile kurulmuş bir komis-
\onuz Bırakın Anaysa Mahkemesi ka-
rarlannı, anayasada da insan haklanna
aykın maddeler varsa, onlan da bulup çı-
karmak bizim hakkımızdır. Anayasa
Mahkemesi Başkanı. kendisini TBMM-
nin üzerinde görüp bıze yol gösterme hak-
kına sahip değildir."
Komisyonda Özden hakkında en ılımlı
görüşleri DYP Ankara Milletvekili Tınaz
Titiz dıle getırdi. Anayasa Mahkemesi
Başkanı'nın da anayasadan şikâyetçi ol-
duğunu. ancak bunun beğenmediği için
uygulamama gibi bir keyfiyeü bulunma-
dığını beürten Titiz, insan haklanna aykın
yasalarda ve anayasada değişiklik tavsiye-
sinde bulunabileceklerini anımsatıp şöyle
devam etti:
"Ancak anayasa ve yasalara uymamayı
teşvik edemeyiz. Olay hukuksaldır. Huku-
ku korumak ve kollamak da bize düser."
DYP İzmir Milletvekili Mehmet Ozde-
mir de, Özden'in davranışlanna yönelik
eleşürilere kaüldığını beürterek "Anlaşılı-
yor ki Türkiye'deki aydınlar demokrasiyi
hazmedememişler. Halen sınıf bilinciyle
düşünüyorlar" dedi.
TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun
dünkü toplantısında. geçtiğimiz hafta be-
nımsenen ait komisyon raporundan "Ba-
şörtüsü takan öğrencileri cezalandıran
yönetıciler hakkında soruşturma açılma-
sı" >olundaki kararçıkartıldı.
SHP'li Köylüoğlu ile IDP*li Edibali ve Kumaş, bütçede kürsüye çıkabilmek için geceden sıraya girdiler
Meclis'te kürsiklenkonuşabümeeylemiGÜNSELİ ÖNAL (Ankara) - SHP Sıvas
Milletvekili Azimet Köylüoğlu ile IDP'li
Bağımsız Tokat Milletvekili îbrahim Ku-
maş. 10 Mart salı günü bütçenin tümü
üzerinde yapılacak ve TV'den naklen ya-
yımlanacak olan görüşmelerde konuşabil-
mek için Meclis'te oturma eylemi yap^ııar.
Köylüoğlu ve Kumaş, Meclis tçtüzüğu'ne
göre görüşmelerde valnızca üç milletvekili
söz alabildiğinden sıralamada önceliği el-
de etmek amacıyla TBMM'de sabahladı-
lar. İki milletvekilinin, söz isteyen millet-
vekillennin adlannı yazdırdıklan DYP
Grup Toplantı Salonu'nun kapısının
önündeki oturma eylemine saat 24.00'ten
sonra IDP Genel Başkanı Aykut Edibali
dekatıldı.
İki milletvekilinin eylemi, Kumaş'ın
"Listeye adını yazdıranİar değil. fiili ola-
rak bekleyenler söz alır" demesi üzerine
başladı. Köylüoğlu da bu görüşe kaulınca
önceki akşam saat 19.30'da DYP Grup
Toplantı Salonu'nun önünde iki kişilik bir
kuyruk oluşturuldu. Bu kuyruk, iki millet-
vekilinin DYP Grup Toplantı Salonu'nun
kapısının önüneçektiklen kanepeye otur-
malan ile oturma eylemine dönüştü.
Bu eyleme ilk destek de Köylüoğlu'nun
eşinden geldi. Bu destek. iki battaniye, iki
yastık, bir sepet meyve, bir torba kuruye-
miş, büyük bir tabak dolusu içli köfte ve
termos içindeki sıcak çaydan oluşuyordu.
Köylüoğlu ve Kumaş. DYP Grup Top-
lantı Salonu'nun kapısını işgal etmek için
koyduklan kanepenin önüne çektiklen bir
sehpaya da yiyeceklerini koydular. Sehpa-
nın etrafına çektikleri koltuklarda, gazete-
ci konuklannı ağırlayıp içli köfte ve çav
ikram eden Köylüoğlu ile Kumaş. eylem-
lenyle ilgili sorulanmızı da vanıtladılar.
Milletvekilleri. önce. neden bövle bir ev-
SHP Sıvas Milletvekili Azimet Köylüoğlu ile IDP'li Bağımsız Tokat Milletvekili îbrahim Kumaş butçede konuşabilmek için
me> veleri, kuruvemişleri, içli köfteleri ile geceden kuynığa girdiler. Bu iki millervekiline gece yarısı IDP'li Bağımsız Milletvekili
Edibali de katıldı. (Fotoğraf: RIZA EZER)
lem yapmaya gerek duyduklannı anlattı-
lar:
KÖYLÜOĞLU: Yann sabah (dün sa-
bah) bu kapı açılacak. Saat 08.55'den iti-
baren sırava giren milletvekilleri bütçe
görüşmelerinde söz alabilmek için isimle-
rini yazdıracak. Bırincı sırada olan diledi-
ği bütçe üzerine söz alabilecek. İbrahim
Bey de "'Burada fiili olarak bekleyen söz
sahibi olur'"divor.
KUMAŞ: Ben bu eylemi önceden plan-
lamıştım. Çünkü milletvekilleri konuşa-
mıyor. bu parlamento çalışmıyor. Bütçe
görüşmelennde grup adına yapılan ko-
nuşmalann dışında sadece üç milletvekili
söz alabıliyor. Gruplar 1.5 saat konuşu-
yor. Grup diktatörlüğü bu.
KÖYLÜOĞLU: (Oturduğu kanepenin
salonun kapısının açılmasını engellediğıne
dikkat çekerek) Kapıyı tuttum. Sabaha
kadar uyumavacağız, ama uyuvup kahr-
sak bırisi gelir, içeri girer. Yani kapıyı işgal
etıik. Geçen sene bu kapının önünde Ka-
mer Genç'i (SHP Tunceli Milletvekili)
dövmüşler.
KUMAŞ: Ben eylemi planlamıştım.
Ancak Sayın Gonel Başkanımız Aykut
Edibali'nin de bütçenin tümü üzerine ya-
pılacak görüşmelerde söz alabilmesi için
TBMM Başkanı Sayın Cindoruk'a tele-
fon ettim. "Genel başkanımızdır. konuşa-
bilmesi laam" dedim. "Olmaz" dedi. Ben
de Sayın Başkanımıza telefon ettim. İstan-
bul'daydı Uçakla geliyor, o da bize katıla-
cak. Bana telefonda. "Oraya birkaç post
seT. Sabaha kadar bekleyelim" dedi. Bir
de semaver istedi.
KÖYLÜOĞLU: 1979'da TV görüşme-
leri vermiyordu. Ben yine sabahlamışıım.
Eskiler-yeniler, baloda moral alıp moral verdi
ANAPta birlikveberaberlikhavasıCANAN GEDİK (Ankara) - Seçimden
sonra geniş koridorlanna sessız bir bekle-
yişin hâkim olduğu ANAP Genel Mer-
kezi'nde alışılmadık kalabalık. Partinin
kuruculan, eski ve yeni milletvekilleri. yö-
neticileri. eşleri, giriş katını birer ikişer dol-
durmaya başlıyorlar.
Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz, ge-
nel merkezin kapısında konuklannı karşı-
lıyorlar. Turan Tuna Çigan Orkestrası'-
nın ezgileri genel merkezin tüm katlanna
yayılıyor. Yılmaz, oldukça rahat ve keyif-
li. Yüzünde alışılmadık bir tebessüm. İlk
kez 1983 seçimleriyle Meclis'e giren, çoğu
bir daha da ortalıkta görünmeyen eski
milletvekillerinin ellerini sikıyor. sanlıp
öpüvor.
ANAP'ın yeni milletvekilleri birbirleri-
ne soruyorlar:
"Genel Başkan'ın öptüğü kim?"
Eskiler. yenileri bilgilendiriyor. "Bu Al-
tınok Esen... 1983'te Konya Milletvekıli-
mizdi."
Kongrede Mesut Yılmaz'a karşı olank
ilgi odağı. Yıldınm Akbulut yok... Ama.
Akbulut'u destekleyenlerin büyük bölü-
mü genel merkczde. Eski bakanlardan ve
sıkı Akbulutçu Kemal Akkaya. Mesut
Yılmaz'la sarmaş dolaş... İçtenlikle sanlıp
öpüyor genel başkanı.
Bir genel başkan yardımcısı tabloyu yo-
rumluyor:
"Hani D\'P'ye gidecek deniyordu... İş-
le görüyorsunuz. "
Güneş Taner biraz gergin. Mesut Yıl-
maz'la sadece el sıkışmakla yetiniyor.
20 Ekım seçimlen sonrası olağanüstü
kongre çağnları yapan küskünlerin önde
gelenleri ANAP Genel Merkezi'nde. . Ah-
met Kurtcebe Alptemoçin. Ercan Vural-
han. eski Grup Başkanvekili Yasin Boz-
kurt. Yılmaz'la fazla karşılaşmamava
özen gösterseler de ANAP'lılar için "gel-
melen bile moral kavnağı.'"
En sıkı Akbulutçulardan eski milletve-
kili Talat Zengin. Yılmaz'a hâlâ öfkeli.
"İktidan DYP'ye teslim etti, anamuhale-
feti de RP'ye" divor. Talat Zengın'e göre.
"bu yöneticiler ile ANAP gemisini yürüt-
mek mümkün deeil". Nasıl olsa Öza"
görev süresi 1996'da bitecek. ANAP'ın
başına geçer. başka çıkış yolu yok...
Ancak geceye katılan ANAP'hlann bü-
yük bölümü Zengin'le aynı kanıda değil.
Akbulutun yanında Yılmaz'a karşı mü-
cadele verenler bıle. "Yılmaz bu işi götü-
" T " dıvorlar
ANAP Genel Başkanı Mesut \ ümaz »e eşi Berna Yümaz, konukları kapıda karşüadı
Tutanaklardan
Meclis'te
sigara
kavgasıCUMHURÎYET (Ankara) - TBMM Ge-
nel Kurulu'nda eski bakanlardan ANAP
İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci ve
arkadaşlannın, sigara ve akaryakıt ka-
çakçılığı nedeniyle Başbakan Süleyman
Demirel, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve
Maliye Bakaru Sümer Oral haklannda is-
tedikleri Meclis soruşturması önergesi gö-
rüşülürken sert tartışmalar oldu. Oturu-
mu yöneten Başkanvekili Yıldınm AvcT-
nın tutumu nedeniyle de kavga cıktı. Tar-
tışmalar ve kavga tutanaklara şöyle yan-
sıdı:
Uğur Aksöz (DYP): Kaçakçılığm
ANAP döneminde büyük boyutlara var-
dığını gösteren çok kesin deliller var eli-
mizde. 1985 yılında kaçakçılara af çıka-
ran ANAP'tır.
Adnan Kahveci (ANAP): Meclise na-
sıl girdi sigara...
Uğur Aksöz (DYP): Efendim, sigara-
ya da gelelim, sigara diye tutturdunuz.
ANAP hükümetinin son 67 gününde yal-
nızca 97 bin paket kaçak sigara yakalan-
mışken yepyeni 67 günlük DYP-SHP hü-
kümetinde 67 günde tam 323 bin paket
kaçak sigara, yani sizinkinin 3.S misli ka-
çak sigara yakalanmıştır.
Süleyman Hatinoğlu (ANAP): Bravo,
bayağı anış sağlamışsınız.
Mehmet Gülcegün (SHP): .. .Habur sı-
Oir kapısından günde ortalama 400 kam-
yon geçtiği ve her kamyonun ortalama
1-1.5 ton motorini, 2 deposuyla yurda
sokmakta olduğu bilinen bir gerçektir.
Refik Arslan (ANAP): Tankerlerle
motorin geliyor ve Trakya'ya kadar da
gidiyor... Çünkü ortada ne bir kaçakçı-
lık vardır, ne devlete zarar vermek var-
dır, ne 6 trilyon zarar vardır ne de isnat-
tan yoksun bölücü terör örgütleri iftira-
sı vardır. Var olan tek şey Doğu ve Gü-
neydoğu halkına düşmanlıktır, seçim in-
tikamıdır (ANAP sıralarından gürültü-
ler).
Halil İbrahim özsoy (ANAP): Sozü-
nü geri alsın.
Mehmet Keçeciler (ANAP): Sayın Baş-
kan, sayın konuşmacı adımı zikrederek
sataşmıştır.
Başkan: Hayır, sataşmadı efendim.
Ülkü Güney (ANAP): Açıklama yap-
mak istiyor Sayın Başkan.
Başkan: Lütfen efendim, aynı şey...
Mesut Yılmaz (ANAP): Her zaman
aynı şeyi yapıyorsunuz; tarafsız değilsi-
niz, söz hakkını vermiyorsunuz, tutumu-
nuz hakkında söz istiyorum.
Başkan: Efendim, duymadım. Bir şey
görmedim.
Ali Er (ANAP): Hiçbir zaman duymu-
yorsunuz, görmüyorsunuz.
Mesut Yılmaz (ANAP): Tutumunuz
hakkında söz istiyorum.
Başkan: Sayın Mesut Yılmaz, hep be-
ni hedef alarak konuşuyorsunuz, üzülü-
yorum. Geçmişte hizmetleriniz var, baş-
bakanlık yaptınız, ama mütemadiyen si-
yasete söz atıyorsunuz. Ben şahsınıza ya-
kıştıramıyorum (ANAP sıralanndan gü-
rültüler).
Başkan: Buyurun Sayın Bakan
(ANAP sıralarından sıra kapaklanna
vurmalar, gürültüler).
Mesut Yılmaz: Tutumunuz hakkında
söz istiyorum.
Temel Gündoğdu (ANAP): Sizin ge-
nel başkana hakaret etmeye ne hakkınız
var.
Başkan: Efendim, ne istiyorsunuz şim-
di benden?
Mesut Yılmaz: Bu şekilde siyaset ol-
maz. Tutumunuz hakkında söz istiyo-
rum, tarafsız değilsiniz.
Başkan: Efendim, benim tutumum
hakkında söz isterseniz onu sonra veri-
rim. Evvela hatibi konuşturunım. Buyu-
run Sayın Sezgin.
İsmet Sezgin (İçişleri Bakanı): Akar-
yakıt ve sigara kaçakçılığı, daha önceki
hükümet dönemlerinde mevcut değilken
veya önlenmiş ücen bizim hükümet oldu-
ğumuz dönemde ortaya çıkıvermiş yep-
yeni bir olgu değildir.
Şükru Yürür (ANAP): Vc yakalanı-
yor..
İ.Sezgin: Sayın Yılmaz size yakışmı-
yor. Böyle hatibe şey...
M.Yıknaz: Benim ağzımdan laf çıkma-
dı.
Başkan: Sayın Sezgin karşılıklı konuş-
mayalım lütfen.
Temel Gündoğdu (ANAP): Sayın Yü-
maz kadar taş düşsün sizin başınıza.
Vehbi Dinçerler (ANAP): Sayın Baş-
kan tutumunuz hakkında söz istiyorum.
Başkan oy veremez, yalnızca tartışmaya
katılamaz değil...
Latif Çakıcı (DYP):... (anlaşılamayan
mudahalesi)