24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MART1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkân Akyol'a Köşkten onay CUMHURtYET (Ankara) - Cıımhurbaşkanı Turgut Özal, Prof. Dr. Türkân Akyol'un Devfet Bakanhğı'nı onayladı. Özal, Akyol'un aianmasına ilişkin tezkereyi dün imzalayarak Başbakanlığa gönderdi. Türkân Akyol'un Güler tleri'nin istifasıyla boşalan kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı'na atanmasına ilişkin tezkere geçen cumartesi günü Cumhurbaşkanhğı'na gönderilmişti. Ancak aynı gün Akyol'un YÖK üyeliğine atanmasına ilişkin karann yürürlüğe gjrmiş olması nedeniyle Özal tezkereyi onaylamamıştı. Cvımhurbaşkanlığı, Başbakanhğa yaptığı yazıh uyan ile Bakanlık tezkeresinin onaylanması için Akyol'un YÖK üyeüğinden istifa etmesini istemişti. Bunun üzerine Akyol'un YÖK üyeliğinden çekildiğine ilişkin yaa Çumhurbaşkanlığına gönderilmişti. İhbarcılara destek • ANKA (Ankara) - Terönst faaliyetlerin ortaya çıkanlması için güvenlik güçlerine yardımcı olanlara yeni bir destek daha sağlanıyor. TBMM lçişleri Komisyonu Başkaru Erzurum DYP Milletvekili Ismail Kös'ün hazırladığı yasa teklifiyle terörle mücadelede yaşamını yitiren güvenlik görevlilerinin ailelerine tazminat ödenmesini öngören madde genişletilecek; terörist faaliyetlerin ortaya çıkanlması için ihbarlarda bulunanlaria pişmanbk duyarak itiraflarda bulunanlar da yasa kapsamına alıruyor; buna göre ihbarcılarla pişmanlardan öldürülenlerin ailelerine de para yardımı yapılacak. Yıbnaz'a helikopter • AA (Ankara) - ANAP Bursa Milletvekili Mümin Gençoğlu. Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın kulknmaa için 7 milyar liraya bır helikopter satın aldığını söytedi. Gençoğlu. AA muhabirine bilgi verirken, ABD'deki bır fırmadan alınan helikopterin 7 kişilik olduğunu ve bir aksjük çıkmazsa nısan ayında Türkiye'ye getirileceğini bildirdi. Mümin Gençoğlu, helikopteri Türk pilotlann kullanacağını, bu amaçla pilotlann eğitım için ABD'ye gideceklerini sözlerineekledi. Toperi'nin açıklaması • AA (Ankara) - Cumhuıbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi dün yaptığı yazıh açıklamada, bir gazetede yer alan "özal dünyamn en zengin cumhurbaşkanı" başlıkh haberin maksath ve asılsız olduğunu belirtti. Haberde yer alan "Didim'de şahane villa", "Bogaziçi'nde Sait Halim Paşa Yahsı", "Marmaris Ingiliz Bükü'nde muhteşem çiftlik"in Cumhurbaşkanı'na ve Cumhurbaşkanhğı'na ait ohnadığını beürten Toperi, Didim'deki villanın villa olmadığını, milletvekillerinin kurduğu kooperatifteki bir daire olduğunu anlattı. Kaya Toperi, Cumhurbaşkanlığı'na ait, daha önceki cumhurbaşkanı döneminde Florya Köşkü'nün iade edilerek alınan Huber Köşkü ile Marmaris'te Okluk Koyu'nda Vakıflar Bankası'ndan devrahnan bir yazlık ev dışında başka bir resmi konut bulunmadığını açıkladı. Polisegözato • ktanbul Haber Servis - Kadıköy Bağdat Caddesi'nde bir alacağını vermediği gerekçesiyle inşaat sahibini vuran polis memuru gözalüna alındı. Kadıköy Bağdat Caddesi Fener Yolu 147 numarada bulunan Hüseyin Cahit Bardakçı'ya ait inşaat şirketine dün saat 12J0"da giden Beşiktaş jEkipler Amirliği'nde görevli polis memuru İsmail Kocakıran iddia ettiği 55 milyon liralık alacağını Bardakçı'dan istedi. Kocakıran'ın bu isteğine karşı gelen Bardakçı, "Benim sana bir borcum yok" diye cevap verince polis memuru İsrnail Bardakçı belindeki süahını çekerek, kabzasıyla Bardakçı'nın kafasına vurdu. Vurma üe birlikte ateş alan silah Bardakçı'ya isabet etmezken, Bardakçı kafasına aldığı darbe ile birlikte yaralanarak yere düştü. Şirkette bulunanlar tarafından Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kakünlan Bardakçı tedavi altına alındı. Kapıcılar sevindi • AA (Istanbul) - Hizmet-İş Sendikası'ndan yapüan açıklamada, \argıtay Hukuk Kurulu'nun, "apartman kapıa eşlerine de sigorta ve maaş ödenmesi" karan vermesinin, kapıcüann yüzunü güldürdüğü bikürildi. Hak-tş'e bagh Hizmet-İş Sendikası ll Başkanı Mustafa Taştekin, yapügı yazıh açıklamada, 'Yargıtay Hukuk Kurulu'nun, bugiıne kadar kanayan bir yara olan kapıa eşkrinin de sigorta ve maaş haklannın olması yönünde verdiği karardan apartman yöneticüerinin memnun olmayacaklannı belirtti. Taştekin, halen çalışmakta olan kapıa eşleri ve üyelerinin çalıştıklarını ispatladıklan takdirde, 506 ve 1475 sayıh yasa hükümlerinden aynen yararlanacaklannı kajdetti. Feminist hareket • tÜHA (tstanbul) - Prof. Dr. Dilek Döltaş, "Türkiye'deki feminist hareketin, 80 sonrası hızh bir ivme kazanması, tslami köktenciliğin tabana yayılmasına karşı bir mevzi tutma hareketidir" dedi. tstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin düzenlediği, "Batıda ve Türkiye'de Feminizm" konulu konferansta, Beyazıt Devlet Kütüphanesi Konferans Salonu'nda bir konuşma yapan, Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Dilek Döltaş, feminizmi de şu şekilde tanımladı: "Feminizm, kadının dışlanışına, aşağılanışına ve kendine yabancılastırılmasına karşı başlayan bir harekettir:' 11 uğursuzluğa" ınanıyorsanız, yerın yedı kat derınliklerınde can veren madencilerın yüreğınızde açtığı yaraya mer- hem var. Uğursuzluk, Bahrıye neferi Uzun Mehmet'ın 1829 yılında keşfettiği kömür madeni yüzünden öldürülmesinde. O günden berı kö- mür ölüm getırıyor. Kömüre kazmayı ılk vuranın ölmesi ile son vuranın ölmesi, adeta ulusal bır yazgıya dönüşüyor. 1829 yılındakı kömür çıkarma tekniği, aradan geçen 163 yılda belkı bıraz değişti. Ama, kömür madenıni işletenlerın kafası hıç değışmedi. Ölüm getıren teknik değıl, o kafa... Dünyanın her yerınde maden kömürü çıkarılıyor. Dünyanın her ye- rinde maden kömürü damarlarından metan gazı sızıyor. Ama dünya- nın hiçbir yerınde sızan bu metan gazı, onar-yırmışer-otuzarhk kitleler halinde madencileri öldürmüyor. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde, can çıkarma pahasına kömür çıka- rılmıyor. Politik hesaplar yüzünden, ekonomik gerçekler, bilimsel gerçekler, jeolojik gerçekler bir kenara iiilmiyor. Politik hesap, Zonguldak'ın bir oy deposu olmasıdır Onbinlerce iş- çinin ve işçı ailesinın "düşmanlığını"çekmemektir Ekonomik gerçek, buradan çıkarılan taşlı topraklı kömürün bırtonu- nun Avustralya'dan gemı ile getirılecek kömürün 5tonundan biledaha pahalı olduğudur. Jeolojik gerçek, Zonguldak havzasında yeraltındaki kömür katman- larının kaliteli ürün elde etmeye uygun olmamasıdır. Yeni teknoloji uygulanmasını olanaksız kılmasıdır. Kömur damarlannın sertliğı, ka- BAŞKENTTEN AHMET TAN Kömûp Karası Yazgı... lınlığı veboşluklarladolu olmasıdır. Hepsindendeönemlisi.yatakların çok, ama çok dennierde olmasıdır. Bilimsel gerçek, yerın derınlığıne 400 metre inildikten sonra patla- maya yol açan metan gazı sızıntısının aşırı düzeyde artmasıdır." Dünyanın her yerinde, bu üç gerçek karşısında alınacak önlemter vardır. Bu önlemler, madenlerin kârlı olmaktan çıktığı için kapatılmasın- dan, metan gazına karşı bilgısayarlı ızleme sıstemleri uygulanmasına kadar çeşıtçeşıttır. Zonguldak'ta ıse, bu üç gerçeğedesırtçevrildiği için önlemlerin hiç- bir çeşıdine başvurulmamıştır. Bu konuda kıtaplar yazmış, araştırmalar yapmış, dünyanın belli başlı maden bölgelerıni incelemış bır uzmanla dün konuştuk. Kamu görevlısı olduğu ıçın adını anamıyoruz. Söyledıkleri şu: "Jeolojik yapısı böyle olan bir bölgede Oeniz seviyesinin dört-beş yüz metre altına gerekli önlemleri almadan işçi indirmek, cinayettir. Cınayet geçmiş yıllarda da işlenmiştir. Gelecek yıllarda da işlenecek- tir." Nedir gerekli önlem? Kazılan tünellerde bilgısayarlı telemetrik sistemle, metan gazı ora- nının sürekli denetim altında tutulmasıdır. Gaz sızıntsını önlemek mümkün değıldır. Ama, galerilerde yeterince havalandırma yaparak, metan gazının patlayıcı etkisini sıtırtamak mümkCjndür. Nasıl? Diyelım ki, metan gazının havadaki oranı yüzde 2'yi aştı. Yerüstün- deki hava kompresörlerı otomatik olarak devreye girip yeraltındaki galerilere 1 metreküp gaz için 20 metreküp temiz hava basmaya baş- lar. Derinliklere inilince, hava kompresörü etkisiz kalıyor. 20 metreküp yerıne daha az hava basabiliyor. Gazın oranı düşürülemeyincede pat- lama oluyor Gerekli havalandırma yapılmayan ocaklara insan indir- mek, cınayet değil de nedir? Patlama olan bolgede, telemetrik sistem yokmuş, gaz kontrolü de- deden kalma dedektorlerle yapılıyormuş. İşteböyle... Kömüre ilk kazmayı vuran ile son kazmayı vuran madencinin yazgı- sı değişmiyor. Yazgıyı değıştirecek olan ekonomik, jeolojik gerçekleri kabul etmek ve devreye dededen kalma dedektörleri değil, bilgısayarlı sıstemleri sokmaktır. Yoksa, maden ocakları toplu mezar olmaya devam edecektir... TBMM İnsan Haklan Komisyonu'ndan, başörtüsü konusunda Anayasa Mahkemesi Başkanı'na yanıt: Milli irade Ozden'i de bağlarCUMHURİYET (Ankara) - TBMM İn- san Haklannı İnceleme Komisyonu, Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'in, komftyonun üniversitelerde ba- şörtüsü giyilmesi konusundaki karanna gösterdiği sert tepkiye aynı sertlikte yanıt verdi. Değjşik partüerden komisyon üye- leri, Özden'in "haddini aştığı ve konuyu başka mecralara çektiğj" noktasında bir- leştiler. Geçtiğimiz hafta. komisyonda göriişü- lerek karara bağlanan başörtüsü olayı Özden'in. "Anayasa Mahkemesi'nin ka- ran herkesi bağlar, kimse buna aykın yeni kararlar geliştiremez" şeklindeki acıkla- masından sonra, RP İstanbul Milletvekili Hasan Mezara'nın isteği ile, komisyonda dün yeniden gündeme alındı. Komisyon Başkaru SHP Mardin Mil- letvekili Ahmet Türk, komisyonun konu- yu insan haklan açısından ele aldığını ve Anayasa Mahkemesi ile yasalan yok say- malannın söz konusu olmadığını söyledi. Kürtçülerie şeriatçılann işbirliği MÇP Kahramanmaraş Milletvekili Ökkeş Şendiller, Özden'in, açıklamasın- dan sonra kendisiyle görüştüğünü belirte- rekşövle konuştu: "Bu konuşmada bana "Yann yasalann değişmesinden dolayı bir durum Mursa. bu sizin için suç durumu olur' dedi. Res- men Türkiye Cumhuriyeü'ni ve Meclis'i tehdit ediyor. Aynca türban konusunda "Kürtçülerin ve şeriatçılann işbirliği yaptı- ğmı' söyledi. Özden. görevinin sjnırlannı aştığı gıbı konuyu başka mecralara da çekmek istiyor." RP'li Hasan Mezarcı da, Özden'in Meclis'e ve milli iradeye baskı vaptığını. yetki ve görevlerini aştığını öne sürerek kendisini kınadı. ANAPTrabzon Milletvekili Eyüp Aşık ise, Özden'in açıklamasıyla yasama ve yü- rütme organlanna talimatlar vererek kuv- \etler aynlığı ılkesini ihlal ettiğini ileri sürdü. Aşık şöyle devam etti: "Biz ne kadar millet iradesinin emrin- deysek, Anayasa Mahkemesi ve Başkanı da o kadar millet iradesinin emrindedir. Biz konuvu insan haklan açısından inceli- yoruz. Özel yasa ile kurulmuş bir komis- \onuz Bırakın Anaysa Mahkemesi ka- rarlannı, anayasada da insan haklanna aykın maddeler varsa, onlan da bulup çı- karmak bizim hakkımızdır. Anayasa Mahkemesi Başkanı. kendisini TBMM- nin üzerinde görüp bıze yol gösterme hak- kına sahip değildir." Komisyonda Özden hakkında en ılımlı görüşleri DYP Ankara Milletvekili Tınaz Titiz dıle getırdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın da anayasadan şikâyetçi ol- duğunu. ancak bunun beğenmediği için uygulamama gibi bir keyfiyeü bulunma- dığını beürten Titiz, insan haklanna aykın yasalarda ve anayasada değişiklik tavsiye- sinde bulunabileceklerini anımsatıp şöyle devam etti: "Ancak anayasa ve yasalara uymamayı teşvik edemeyiz. Olay hukuksaldır. Huku- ku korumak ve kollamak da bize düser." DYP İzmir Milletvekili Mehmet Ozde- mir de, Özden'in davranışlanna yönelik eleşürilere kaüldığını beürterek "Anlaşılı- yor ki Türkiye'deki aydınlar demokrasiyi hazmedememişler. Halen sınıf bilinciyle düşünüyorlar" dedi. TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun dünkü toplantısında. geçtiğimiz hafta be- nımsenen ait komisyon raporundan "Ba- şörtüsü takan öğrencileri cezalandıran yönetıciler hakkında soruşturma açılma- sı" >olundaki kararçıkartıldı. SHP'li Köylüoğlu ile IDP*li Edibali ve Kumaş, bütçede kürsüye çıkabilmek için geceden sıraya girdiler Meclis'te kürsiklenkonuşabümeeylemiGÜNSELİ ÖNAL (Ankara) - SHP Sıvas Milletvekili Azimet Köylüoğlu ile IDP'li Bağımsız Tokat Milletvekili îbrahim Ku- maş. 10 Mart salı günü bütçenin tümü üzerinde yapılacak ve TV'den naklen ya- yımlanacak olan görüşmelerde konuşabil- mek için Meclis'te oturma eylemi yap^ııar. Köylüoğlu ve Kumaş, Meclis tçtüzüğu'ne göre görüşmelerde valnızca üç milletvekili söz alabildiğinden sıralamada önceliği el- de etmek amacıyla TBMM'de sabahladı- lar. İki milletvekilinin, söz isteyen millet- vekillennin adlannı yazdırdıklan DYP Grup Toplantı Salonu'nun kapısının önündeki oturma eylemine saat 24.00'ten sonra IDP Genel Başkanı Aykut Edibali dekatıldı. İki milletvekilinin eylemi, Kumaş'ın "Listeye adını yazdıranİar değil. fiili ola- rak bekleyenler söz alır" demesi üzerine başladı. Köylüoğlu da bu görüşe kaulınca önceki akşam saat 19.30'da DYP Grup Toplantı Salonu'nun önünde iki kişilik bir kuyruk oluşturuldu. Bu kuyruk, iki millet- vekilinin DYP Grup Toplantı Salonu'nun kapısının önüneçektiklen kanepeye otur- malan ile oturma eylemine dönüştü. Bu eyleme ilk destek de Köylüoğlu'nun eşinden geldi. Bu destek. iki battaniye, iki yastık, bir sepet meyve, bir torba kuruye- miş, büyük bir tabak dolusu içli köfte ve termos içindeki sıcak çaydan oluşuyordu. Köylüoğlu ve Kumaş. DYP Grup Top- lantı Salonu'nun kapısını işgal etmek için koyduklan kanepenin önüne çektiklen bir sehpaya da yiyeceklerini koydular. Sehpa- nın etrafına çektikleri koltuklarda, gazete- ci konuklannı ağırlayıp içli köfte ve çav ikram eden Köylüoğlu ile Kumaş. eylem- lenyle ilgili sorulanmızı da vanıtladılar. Milletvekilleri. önce. neden bövle bir ev- SHP Sıvas Milletvekili Azimet Köylüoğlu ile IDP'li Bağımsız Tokat Milletvekili îbrahim Kumaş butçede konuşabilmek için me> veleri, kuruvemişleri, içli köfteleri ile geceden kuynığa girdiler. Bu iki millervekiline gece yarısı IDP'li Bağımsız Milletvekili Edibali de katıldı. (Fotoğraf: RIZA EZER) lem yapmaya gerek duyduklannı anlattı- lar: KÖYLÜOĞLU: Yann sabah (dün sa- bah) bu kapı açılacak. Saat 08.55'den iti- baren sırava giren milletvekilleri bütçe görüşmelerinde söz alabilmek için isimle- rini yazdıracak. Bırincı sırada olan diledi- ği bütçe üzerine söz alabilecek. İbrahim Bey de "'Burada fiili olarak bekleyen söz sahibi olur'"divor. KUMAŞ: Ben bu eylemi önceden plan- lamıştım. Çünkü milletvekilleri konuşa- mıyor. bu parlamento çalışmıyor. Bütçe görüşmelennde grup adına yapılan ko- nuşmalann dışında sadece üç milletvekili söz alabıliyor. Gruplar 1.5 saat konuşu- yor. Grup diktatörlüğü bu. KÖYLÜOĞLU: (Oturduğu kanepenin salonun kapısının açılmasını engellediğıne dikkat çekerek) Kapıyı tuttum. Sabaha kadar uyumavacağız, ama uyuvup kahr- sak bırisi gelir, içeri girer. Yani kapıyı işgal etıik. Geçen sene bu kapının önünde Ka- mer Genç'i (SHP Tunceli Milletvekili) dövmüşler. KUMAŞ: Ben eylemi planlamıştım. Ancak Sayın Gonel Başkanımız Aykut Edibali'nin de bütçenin tümü üzerine ya- pılacak görüşmelerde söz alabilmesi için TBMM Başkanı Sayın Cindoruk'a tele- fon ettim. "Genel başkanımızdır. konuşa- bilmesi laam" dedim. "Olmaz" dedi. Ben de Sayın Başkanımıza telefon ettim. İstan- bul'daydı Uçakla geliyor, o da bize katıla- cak. Bana telefonda. "Oraya birkaç post seT. Sabaha kadar bekleyelim" dedi. Bir de semaver istedi. KÖYLÜOĞLU: 1979'da TV görüşme- leri vermiyordu. Ben yine sabahlamışıım. Eskiler-yeniler, baloda moral alıp moral verdi ANAPta birlikveberaberlikhavasıCANAN GEDİK (Ankara) - Seçimden sonra geniş koridorlanna sessız bir bekle- yişin hâkim olduğu ANAP Genel Mer- kezi'nde alışılmadık kalabalık. Partinin kuruculan, eski ve yeni milletvekilleri. yö- neticileri. eşleri, giriş katını birer ikişer dol- durmaya başlıyorlar. Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz, ge- nel merkezin kapısında konuklannı karşı- lıyorlar. Turan Tuna Çigan Orkestrası'- nın ezgileri genel merkezin tüm katlanna yayılıyor. Yılmaz, oldukça rahat ve keyif- li. Yüzünde alışılmadık bir tebessüm. İlk kez 1983 seçimleriyle Meclis'e giren, çoğu bir daha da ortalıkta görünmeyen eski milletvekillerinin ellerini sikıyor. sanlıp öpüvor. ANAP'ın yeni milletvekilleri birbirleri- ne soruyorlar: "Genel Başkan'ın öptüğü kim?" Eskiler. yenileri bilgilendiriyor. "Bu Al- tınok Esen... 1983'te Konya Milletvekıli- mizdi." Kongrede Mesut Yılmaz'a karşı olank ilgi odağı. Yıldınm Akbulut yok... Ama. Akbulut'u destekleyenlerin büyük bölü- mü genel merkczde. Eski bakanlardan ve sıkı Akbulutçu Kemal Akkaya. Mesut Yılmaz'la sarmaş dolaş... İçtenlikle sanlıp öpüyor genel başkanı. Bir genel başkan yardımcısı tabloyu yo- rumluyor: "Hani D\'P'ye gidecek deniyordu... İş- le görüyorsunuz. " Güneş Taner biraz gergin. Mesut Yıl- maz'la sadece el sıkışmakla yetiniyor. 20 Ekım seçimlen sonrası olağanüstü kongre çağnları yapan küskünlerin önde gelenleri ANAP Genel Merkezi'nde. . Ah- met Kurtcebe Alptemoçin. Ercan Vural- han. eski Grup Başkanvekili Yasin Boz- kurt. Yılmaz'la fazla karşılaşmamava özen gösterseler de ANAP'lılar için "gel- melen bile moral kavnağı.'" En sıkı Akbulutçulardan eski milletve- kili Talat Zengin. Yılmaz'a hâlâ öfkeli. "İktidan DYP'ye teslim etti, anamuhale- feti de RP'ye" divor. Talat Zengın'e göre. "bu yöneticiler ile ANAP gemisini yürüt- mek mümkün deeil". Nasıl olsa Öza" görev süresi 1996'da bitecek. ANAP'ın başına geçer. başka çıkış yolu yok... Ancak geceye katılan ANAP'hlann bü- yük bölümü Zengin'le aynı kanıda değil. Akbulutun yanında Yılmaz'a karşı mü- cadele verenler bıle. "Yılmaz bu işi götü- " T " dıvorlar ANAP Genel Başkanı Mesut \ ümaz »e eşi Berna Yümaz, konukları kapıda karşüadı Tutanaklardan Meclis'te sigara kavgasıCUMHURÎYET (Ankara) - TBMM Ge- nel Kurulu'nda eski bakanlardan ANAP İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci ve arkadaşlannın, sigara ve akaryakıt ka- çakçılığı nedeniyle Başbakan Süleyman Demirel, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Maliye Bakaru Sümer Oral haklannda is- tedikleri Meclis soruşturması önergesi gö- rüşülürken sert tartışmalar oldu. Oturu- mu yöneten Başkanvekili Yıldınm AvcT- nın tutumu nedeniyle de kavga cıktı. Tar- tışmalar ve kavga tutanaklara şöyle yan- sıdı: Uğur Aksöz (DYP): Kaçakçılığm ANAP döneminde büyük boyutlara var- dığını gösteren çok kesin deliller var eli- mizde. 1985 yılında kaçakçılara af çıka- ran ANAP'tır. Adnan Kahveci (ANAP): Meclise na- sıl girdi sigara... Uğur Aksöz (DYP): Efendim, sigara- ya da gelelim, sigara diye tutturdunuz. ANAP hükümetinin son 67 gününde yal- nızca 97 bin paket kaçak sigara yakalan- mışken yepyeni 67 günlük DYP-SHP hü- kümetinde 67 günde tam 323 bin paket kaçak sigara, yani sizinkinin 3.S misli ka- çak sigara yakalanmıştır. Süleyman Hatinoğlu (ANAP): Bravo, bayağı anış sağlamışsınız. Mehmet Gülcegün (SHP): .. .Habur sı- Oir kapısından günde ortalama 400 kam- yon geçtiği ve her kamyonun ortalama 1-1.5 ton motorini, 2 deposuyla yurda sokmakta olduğu bilinen bir gerçektir. Refik Arslan (ANAP): Tankerlerle motorin geliyor ve Trakya'ya kadar da gidiyor... Çünkü ortada ne bir kaçakçı- lık vardır, ne devlete zarar vermek var- dır, ne 6 trilyon zarar vardır ne de isnat- tan yoksun bölücü terör örgütleri iftira- sı vardır. Var olan tek şey Doğu ve Gü- neydoğu halkına düşmanlıktır, seçim in- tikamıdır (ANAP sıralarından gürültü- ler). Halil İbrahim özsoy (ANAP): Sozü- nü geri alsın. Mehmet Keçeciler (ANAP): Sayın Baş- kan, sayın konuşmacı adımı zikrederek sataşmıştır. Başkan: Hayır, sataşmadı efendim. Ülkü Güney (ANAP): Açıklama yap- mak istiyor Sayın Başkan. Başkan: Lütfen efendim, aynı şey... Mesut Yılmaz (ANAP): Her zaman aynı şeyi yapıyorsunuz; tarafsız değilsi- niz, söz hakkını vermiyorsunuz, tutumu- nuz hakkında söz istiyorum. Başkan: Efendim, duymadım. Bir şey görmedim. Ali Er (ANAP): Hiçbir zaman duymu- yorsunuz, görmüyorsunuz. Mesut Yılmaz (ANAP): Tutumunuz hakkında söz istiyorum. Başkan: Sayın Mesut Yılmaz, hep be- ni hedef alarak konuşuyorsunuz, üzülü- yorum. Geçmişte hizmetleriniz var, baş- bakanlık yaptınız, ama mütemadiyen si- yasete söz atıyorsunuz. Ben şahsınıza ya- kıştıramıyorum (ANAP sıralanndan gü- rültüler). Başkan: Buyurun Sayın Bakan (ANAP sıralarından sıra kapaklanna vurmalar, gürültüler). Mesut Yılmaz: Tutumunuz hakkında söz istiyorum. Temel Gündoğdu (ANAP): Sizin ge- nel başkana hakaret etmeye ne hakkınız var. Başkan: Efendim, ne istiyorsunuz şim- di benden? Mesut Yılmaz: Bu şekilde siyaset ol- maz. Tutumunuz hakkında söz istiyo- rum, tarafsız değilsiniz. Başkan: Efendim, benim tutumum hakkında söz isterseniz onu sonra veri- rim. Evvela hatibi konuşturunım. Buyu- run Sayın Sezgin. İsmet Sezgin (İçişleri Bakanı): Akar- yakıt ve sigara kaçakçılığı, daha önceki hükümet dönemlerinde mevcut değilken veya önlenmiş ücen bizim hükümet oldu- ğumuz dönemde ortaya çıkıvermiş yep- yeni bir olgu değildir. Şükru Yürür (ANAP): Vc yakalanı- yor.. İ.Sezgin: Sayın Yılmaz size yakışmı- yor. Böyle hatibe şey... M.Yıknaz: Benim ağzımdan laf çıkma- dı. Başkan: Sayın Sezgin karşılıklı konuş- mayalım lütfen. Temel Gündoğdu (ANAP): Sayın Yü- maz kadar taş düşsün sizin başınıza. Vehbi Dinçerler (ANAP): Sayın Baş- kan tutumunuz hakkında söz istiyorum. Başkan oy veremez, yalnızca tartışmaya katılamaz değil... Latif Çakıcı (DYP):... (anlaşılamayan mudahalesi)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle