15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21MART1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI MMSA'fegreırkaran •OJMHURİYET (Ada«ıa) - Sabancı Holdıng'e bağlı SASA'dazn sonra yağ fabrikası MARSA'ya da jgrev karan asıkü.Tek Gıda-İş Başkanı Ayhan Sönmez, grev aracına binrjıek istemediklerini. ancak "gûanün koşullann uygun ücret talebı"nden cte -vazgeçemeyeceklerini vurguladı. Kent merkezinde 500 işçinin çaLıştığı rVf ARSA'ya dün sabah giden Tek Gıda-İ Sendikası 5 nolu şube yöneticileri, bir gru işçiyle birlikte fabnkaya grev karannı astılar. Sendika, ışverene ilettiği teklif taslağında halen 2.5 milyoaı hra (brüt) alanişçileriçinbirinciyıly~üzde lOOartı 500 bin lira, ikinci yıl için ise 3 milyon 250 bin hra zam ıstemışti. Işver^en dekarşı teklifinde ücretlere birinci yı\ yüzde 55 arü 400 bin lira, ıkınci >il da 2.1 milyon ira zam yapabileceğini bildimnışti. AnımsanacağıgıbıSabancn Holding'e bağlı 3 bıne yakın ışçının çalıştığj SASA'ya da geçen hafta grev karan asılmıştı. Anadolu Sigonta • Ekooomi Servisi - Anadolu Sigorta'nın 1992 yılı kân 1.2 milyar lira- Anadolu Sigorta'nın genel kurulu, şirketin Karaköy'deki genel müdürlük binasında yapıldı. Genel fccurul sonunda yapılan açıklamada, Anadolu sigorta'nın 1991 yılında toplam 391 milyar liralık prim gerçekleştirdiği ve 17.2 milyar liralık bilanço kân elde rttigi belirtildi. Erzincan'ın sigortası • Ekonomi Servisi - Sigorta şirketleri deprem bölgesi Erzincan'dLa. Halk Sigorta'dan yapılan açıklamada, hasarlann tümünün tespit edildiğı ve 8 milyar lira civannda bir ödeme yapılacağı belirtildi. Aksigorta da depremde hasar gören sigortahlann zaranru tamamen ödedi. Güven Sigorta'dan yapılan açıklamada ise çadırda hasar tespıüne başlandığı bıldınldi. Erzincan'a yartfım • Ekonomi Servisi - Yeni Karamürsel. depremzedeleregiysi yardımında bulundu. Değeri 440 milyon liranın üzerinde olan giysiler, Ankara, İzmirve Istanbul'dakı Kızılay şubeleri kanalıyla Erzincan'a gönderildi. Tekel de Erzincan'a sigara yardımı yaptı Tupizm Dayanışma Vakfı • AA (Ankara) - Turizm Bakanlığı çalışanlan tarafından Tltrizm ' Dayanışma Vakfı kuruldu. Vakıf BaşkanlığVna Müsteşar Karel Göymen getirildi. Tunzm Bakanhğfndan yapılan acıklamaya göre TUDAV, Ilırizm Bakanhğı hizmeilerinindesteklenmesi, gelıştirilmesi ve turizmin ülke ekonomisine katkısının arttınlmasına yönelik çalışmalarda bulunacak. Reasürans şirketleri • AA (İstanbul) - Türkıye'de faaliyet gösteren 4 reasürans şirketi içinde prim toplama açısından en büyüğii olan Milli Reasürans, dünyanın en büyük 82. reasürans şirketi oldu. Milli Reasürans, Ingıltere'de yayımlanan "Reactions" dcrgisinin mart sayısında yayımlanan listede, 1990yılında 100.5 milyon dolar net prim toplamı ile ilk kez dünyadaki en büyük 100 reasürans kuruluşu arasına girdi. Sanayiûretimî • AA (Ankara) - Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), bu yılın ocak ayı sanayi üretiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19.2 çranında artış gösterdığini açıkladı. DİE'nin 1992 yılı ocak ayı sanayi üretim endeksi yayımlandı. DİE'den yapılan acıklamaya göre ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre üretim madencilik sektöründe yüzde 7.4 azalırken, imalat sanayiinde yüzde 21.3, enerji sektöründe ise yüzde 19.6 orarunda artış gösterdi. İhracatteşvikteri • AA (Ankara) - Ihracata ve döviz kazandıncı faaliyetlerin teşvikineilişkin Bakanlar Kurulu karan, dünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre teşvik tedbirlerinin tamamının uygulanması, denetlenmesi ve bu amaçla gerekli belgelerin verilmesi dahil her türlü ıhracat teşviki ile ilgili işlemler, Hazine ve DışTicaret Müsteşarüğı tarafından yürütülecek. İhracatçılar, ıhracaü teşvik tedbirlerinden yararlanabilmek için ilgili belge ve bilgilerle müsteşarlığa başvuracaklar. Kurtanlamayan METAŞ • AA (Ankara) - Finansman darboğazı nedeniyle 1990 > ılının nisan ayında üretimini durduran İzmir Metalürji AŞ'nin (METAŞ) kurtanlması için çalışmalar sürdürülüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaru Ersin Faralyalı. AA muhabirine yapüğı açıklamada bölge mılletvekili ve bakan olması nedeniyle konuyla yakından ilgilendiğini söyledi. METAŞ konusunun Bakanlar Kurulu'nun gündeminde olduğunu bikiiren Faralyab, "'Konu Bakanlar Kurulu'na geldiğine göre demek ki bir çahşma yapılmış, bir hazırlık var, bir neticeye vanlmış" dedi. Sigara üretimi arttı • AA (Ankara) - Türkiye'de sigara üretimi geçen yıl yüzde 6.4 oranında artarak 64 bin 400 tona ulaştı. 1990 yıhnda toplam sigara üretimi 60 bin 500 ton olmuştu. Tekel Genel Müdürlüğü yerkilikrinden abnan bilgilere göre geçen yılen fazla üretim artışı yüzde 81.8 ile Tekel 2000 sigarasında oldu. 1990 yıhnda 4.400 ton Tekel 2000 üreülirken 1991 yıknda bu miktar 8 bin tona yükseldi. OTOMOBIL DUNYASI Devlerin savaşı şiddetleniyorEkonomi Servisi - ABD ile Japon- ya arasındaki ekonomik gerilim. Başkan Bushun başansı kuşkulu Tokyo ziyaretinden sonra da tüm hıavla sürüyor. Birbirlerini tembellik, cahillik, ve beceriksizlikle suçlavan. birbırleri- nin mallarına karşı halklarını boykoia çağjran dünya sanayisinin iki devi bu kez çok iddialı olduklan bir alanda. otomotiv alanında ka- pışmış görünüyor. 1940-1960 doneminde dünyada bir numara olan Amerikan otomotiv sanayii. şu sıralar Japon otomotivi- nin önlenemcyen yükselişi karşısın- da zor günler geçiriyor. Le Nouvel Observateur*ün gözlem- cisinin "Dev. cüce halfne geldi" demesi boşuna değıl. Altmışlı yıllarda otomobilin Kâ- besi olarak ünlenen Japonya'nın sadece yüzde 1.3'lük payına karşın dünya üretiminin tck başına yüzde 52'sini elinde tutan Detroit (Chrysler. Ford. General Motors) şimdi ayağını sürü\or. Amerikan otomobilcüiğinin üç devi Chrysler, Ford ve General Moton> zarar üstüne zarar edıvor. İşten çı- kanlmalar çığ gıbı büyüyerek. sektördeki knzin geçıcı olmadığını ortaya koyuyor. Kuşkusuz bugün ikı rakibin dünya payları da eskisi gibi değil. Bütünüyle tersine dön- müş durumda. Amerika'run yüzde 17'lere düşen dünya payına karşı- lık, Japonlar yüzde 28"lik bir paya sahip. Bir süredir Japon arabalarına kar- şı başlatılan "Vatandaş yerlı malı kullan" kampan>ası ise dişe doku- nur sonuçlar vermekten uzak. Örneğın Kalifomıya'da otomobil- lerin yandan fazlası Japon. En çok kullanılan otomobil ise Honda. Amerikan otomotiv endüstrisinin öndc gelen üç devının 1991 bılanço- lan, tek kelimeyle yürekler acısı. 123 milyar dolarla sektörün liden durumunda olan General Motors'- un 1991 zararı 4,5 mılyar dolar gibi ürkütücü düzeyde. 1990'da Gene- ral Motors'un otomobil sektörü- nün başına getırilen Robert Stcmpel 174 bin işçiyi kapının dışı- na koyacak yeniden yapılanma planını harekete geçirmiş bulunu- >or. General Motors'u 73 mılyar dolarlık cıro ile Ford ızliyor. Ford'- un 1991 zaran 2.21 milyor dolarla daha mütevazı. Devlerin bu konu- da en şanslı olanı 30 milyar dolar cırosuna karşın bir milyar dolann altındaki zaran ile Chrysler. Bu karanlık perspektifte Amerikalı otomolivciler Amerika'da faaliyet gösteren Japonlann da 3 milyar do- larlık zararla genlemeden paylannı almalannda teselli buluyorlar. Ne var ki uzmanlar, Amerikan otomo- tiv sanayiindekı knzın sall rekabet- ten kaynaklanmadığını. gcnlcmc- de, teknolojik planda olduğu gibi, finans ve pazarlama planında da halihazır arkaik yapının rolü oldu- ğu kanısında İki dev arasındaki rekabetin gittik- çe şıddetlenerek süreceği anlaşılı- yor. Asfaltta uçuyor 1400 kg.ağırhğındaki birarabaya 600 beygir I gücünde V12 motor konulursa ne olur° Bize göre zaptedilmesi güç bir asfalt canavan yaratıhr. Etıore Bugatti de, Supersport 110 S modehnı aynen böyle tanımlıyor. "Bir arabanın en büyük I düşmanı ağırlığıdır" diyen Bugatti, 550 beygir -j gucundekı EB 1 lOmodelinidahada «i güçlendırerek 600 beygireçıkarmış. Araba daha Jİ hafıf olsun dıye spoilerden jantlara kadar hemen ,'m»3iM herüründehafifmalzemekullanılmış. Bugatti Bugatti'nh yeni modeli Supers^rt 110 S, 100 Superspor 110 S saaıte 350 km'nin üzerine kraiik hıza sadece 3.4 saniyede ulaşabiliyor. 2 ki— çıkabilıyor. Emniyetkemerisürücüyüveyolcuyu şilik otomobilin ön paneii ise. EB 110 modeli (otomobil zaten 2 kışilik) 4 taraftan bağlayacak temel almarak hazırlanmış. şekilde dizayn edilmiş. Dunyadan kısa kısa... B\f>V''den yeni model - Bayerische Motoren Werke(BMW) Volkswagen AG tarafından üreu- len yüksek fıyatlı Golfler'e rakip yeni bir model üzerinde çalışıyor. Alman otomobil dergisi Auto Zeitung'da BMVVnın araştırma-geliştirme bölümü şefı VN'olfgang Reitzle ile yapılan bir röportajda Golfun 6 silindirli modeline rakıp olacak yeni bir model üzerinde çahşıldığı ve yeni modelîh 3 sensin- den daha ufak olacağı behrtıliyor. Abnan otomobil üreticileri yüksek fıyatlı otomobillerinin bir süredir dış pazarlarda daha az satılması nedeniyle, daha düşük fıyatlı otomobil üretimi arayışına gırmışler- di. Mitsubishi fiyat arttıracak - Mitsubishi fırması Amcnkd Bırleşık Devletlennde satılan modelleri- nın fıyatlannı yüzde 2-yüzde 3 arasında arttırmayı planladığını açıkladı. Mitsubishi ABD'de otomo- bii satan 5 Japon fırması arasında 1992 yıhnda fıyat artışı açıklamayan tek markaydı. Firma zammın tarihini tam olarak açıklamadı. Mazda 3.23 Ekvador'da - Mazda, 3.23 mode- lini Ekvador'da piyasaya sunuyor. yılda 1200 adet Mazda satmayı planlayan Japon fırması. bu sayı- nın sonraki yıllarda artacağ^nı belirtiyor. Mazda 1986 yıbnda piyasaya sürdüğü 3.23 modelinin üre- timini her yıl 1200 adet artünyor. Mazda fırması yetkililerinden alman bilgilere göre Ekvador'da sa- ülacak olan Mazdalar"ın sadece yüzde I5"lik bölümü Ekvador bayilerine dağıtılacak. Geri kalan otomobillerin yüzde 20'sı. Colombiya bayilerin- den, kalan bölüm ise Japonya'dan Ekvador'a ulaştı- nlacak. Goodyear yıllardır üzerinde çalışılan bir fikri nihayet gerçekleştirdi >e ıslak zeminlerde v üksek performans sağla> acağı düşünülen oluklu bir lasriği pi> asa> a sundu. Aquarted Lsimli lastiğin özelliği ortasında bulunan oiuk sa> esinde diğer lastiklere oranla daha gü\enli .kullanım olanağı sağlaması. Goodvear fırma- sı yetkiüleri Aquarted'in60 bin mil aynı per- formansıgöstereceğinisöylüyorlar. , Almanya'da otoyol tartışması önümüzdeki yıllarda Almanya'da otoyollann gjttik- çe tıkanacağı, trenlerde de yer bulmanın güçleşeceği, bunun Alman toplumunun son 40 yılda ulaşımda oto- mobile ağırhk vermesinden kaynakladığı ileri sürüldü. "Tren mi. otoyol mu?" tartışmasına yanıt arayan Al- man Stern dergisinde ulaşıma geçmiş yıllarda yanbş ya- tırım yapıldığı, şimdi bunun cezasının çekildiği kayde- dildi. Almanya'da saatte 250 km'lik hızla seyreden 25 adet ICE (Inter City Express) treninin servise konutoıasıyla birlıkte söz konusu trenlere taleplerin hızla artması Al- manya ulaşım sorununu gündeme getirdi. Hamburg'- dan İcalkıp Frankfurt üzerinden Münih'e giden lCE'ler- de çok güç yer bulunuyor, çünkü tren 516 km'lik hattı 3 saat 35 dakikada katediyor. Aynı yolun otomobille ka- tedilmesi 2 saat daha fazla zaman gerektirirken uçakla seyahatte işlemlerle birlikte treninkine eşit bir zaman ge- reksiniliyor. Trenlere talebin artmasının ilginç bir göstergesi, Han- nover-Frankfurt arasındaki hatta Lufthansa'nın taşıdı- ğı yolculann yüzde 40'ını hızlı trenlere kaptırması ola- rak gösteriliyor. ICE trenlerinde 750 yer bulunuyor, ama trenin lokantasındaki 24 oturma yeri ve trenin bist- rosundaki 16 yer de yolculann istiiasına uğruyor. 1. mevki için 226 mark (yaklaşık 800 bin hra) ödenirken 2. mevki yerin bilet fıyatı 150 mark (yaklaşık 525 bin bra). Trenin yaptığı hızın insanlara cazip gelmesi sonucu, 750 normal oturma yeri dışında kimi zaman 150 kişi de kori- dorlarda yolculuk yapmak zorunda kalıyor. İlgilıler, Alman otobanlanndaki tıkanıklığm gittikçe artması sonucu saatte 200 km'bk tempoyla seyreden sı- radan hızlı trenlere de talebin artuğını bildiriyorlar. Özelhkle hafta sonlannda büyük kenüer arasındaki trenler dolu bir görüntü sergiliyorlar. Almanya'da trene talebin artması kısa zaman içinde seferlerin artması anlamına gelmiyor, çünkü son 40 yıl- da 150 bin km'lik otoyolun yapımına karşın yalnızca 400 km tren yolu döşenmiş. Trenin sunduğu konfor ve artan taleplere karşın tren işletmesi "Deutsche Bundes- bahn" 1991 yıbnda 5.3 milyar mark zarar ederkenbu yıl zarann 7 milyar mark civannda olması bekleniyor. Justus Liebig Üniversitesi trafik bilimlen öğretim üyesi Prof. Gerd Aberle yaptığı açıklamada, tren işlet- mesinin birikmiş borçlannın silinmesi gerektiğini, bu - kuruluşun özelleştirilmesi, tren ulaşımının talepleri kar- şdayabilmesi için 60*11 yıllardan kalan iki seritli kimi otoyollann devreden çıkartılması, otomobille ulaşımın pahalılaştınlması gerektiğini vurguladı. Aberle, uçakla katedilen kısa mesafe yolculannm trenlere devredilmeşi zorunluluğu üzerinde durarak, böylelikle çevre kirliliği- nin bir ölçüde azalacağını vurguladı. Renault, Safrane ile ataktaRenault yeni modeb Safrane'ı Fransa'da 26 martta piyasaya sürüyor. Model olarak Renault 25'ten biraz daha büyük olan Safrane (geniştik, uzunluk ve yük- sekb'kleri karşılaştınldığında Safrane modeb' 2'şer santim daha büyük) Fransa'da 130-180 bin franklık bir fıyat yelpazesinde satılacak.Diesel modelinin 140 beygir gücünde olması nedeniyle, diğer dizellere oran- la daha fazla satacağı tahmin edilen yeni Renault modelinin üretiminin yüzde 50'ye yakmı diesel olarak planlanmış. Renault'nun yeni modelinin adı ilk olarak 1978 yı- bnda bulunmuş. Herkesten sır gibi saklanan Safrane ismi Megane ismiyle zorlu bir yanştan sonra beğe- nilmiş. Renault yetkiüleri Safrane modelinin daha önce denenmemiş bir model olduğunu söylüyor ve otomobilin Japon otomobillerine benzer bir çizgide olmasına şu cevabı veriyorlar: "Neden olmasın ? Za- ten otomobilin tasanmcısı da bir Japon: Joji Nagas- hima." Renault Safrane, fırmanın gamını sayısal senden ısimsel seriye dönüştürme çabalannın da bir ürünü olarak nitelendiriliyor. Renault ailesinde Alpine ve Clio'dan sonra isimsel serinin bir başka modeh' olan Safrane isminin Fransızlann lükse olan duyarblıkla- nnı zihinlerde canlandıran bir isim olduğu da savu- nuluyor. Renault Safrane'm geniş bir müşteri kitlesine ulaş- ması planlanmış. Renault firması geniş araba merakb- lanna Renault 25'ten sonra Safrane modelini sunarken BMW ya da Audi'leri hedef aldıklannı, ama daha önce Peugeot 605 ve Citroen XM*leri rakip ola- rak gördüklerini belirbyorlar. Yapılan denemelerde otomobihn yolu çok iyi tuttu- ğu, yüksek hızda bile motordan ses gelmediği ve' Renault'nun yeni modeli Safrane'm geniş kitlelere ulaş- ması pianlanıyor. konforun bozulmadığı ortaya çıkıyor. Yine de otori- telerin birleştikleri bir konu Renault'nun yeni modeli- nin çok ağır kaldığı. Yaklaşık 1500 kg. gelen araba için söylenen çok iyi, fakat çok ağır olduğu, 4 sibndirh ve 12 supaplı motorunun ise bu ağırbğı nedeniyle diğerlerinden çok üstün olmadıfı. Otomobilin özellikleri ise şöyle: Uzunluğu 473 cm, genişliği 182 cm, yüksekliği 144 cm, deposu 80 ütre benzin alıyor 4 silindirli 21 injection: 1995 motor, 107 beygir, azami hız saatte 189 km., 100 km'ye 12.5 saniyede çıkıyor, 90 km. sabit hızda 6.8, sehir içinde 11.3 litre benzin yakıyor, ağırbğı 1370 kg. V6 motorlu 31: 2975 motor, 170 beygir, azami hız saatte 220 km., 100 km'ye 9.6" saniyede çıkıyor, 90 km. sabit hızda 8.2, şehir içinde 15.5 litre benzin yakı- yor, ağırbğı 1465 kg. 'Gayrimenkulde hem alıcı hem satıcı uyanık9 TAYFUN GÖNÜLLÜ (İstanbul) - Konut açığının çok fazla ol- duğu Türkiye'de kolaylıkla spekülasyon araa olabilen gayrimenkul fiyatlannın artmasında emlak komisyoncu- lan ne kadar rol oynuyor? Malzemesi ve büyüklüğü aynı, yan yana iki konutun pazarlanmasında komşu faktörü ne kadar etkili? Aynı proje üzerinden yapılan Ataköy ve Halkalı konutlan arasındaki fıyat dengesizliği nereden kaynaklanıyor? Hükümet programlannın başın- da gelen konut, özelhkle orta kesı- min kronik probletni olmaya devam ediyor. Gayrimenkul ve bunlara aracıhk yapan emlakçılikle ilgili olarak Türkiye'de yaklaşık 2OO temsilcibği bulunan TURYAP'ın (Yapı înşaat AŞ) Genel Jvlüdür Yardıması Atilla Özfaris ile konuş- tuk. - özelbkle İstanbul'da hemen he- men her mahaUede bir emlakçı olmaya başladı. Arzın bu kadar sı- nırb olmasına karşın, emlakçilerin hızla artmasını neye bağlıyorsu- nuz? ÖZFARİS - İstanbul'da 15 bine yakın emlakçı var. Bakkal dükkân- lannın camlanndaki emlak ilanla- nndan içerideki mallan gömıek mümkün değil. Çünkü emlakçi ol- mak için hıçbir koşul yok. Ne mesleki ne de donanım açısından bir koşula bağlanmamıştır. Maale- sef ülkemizde hiçbir baltaya sap olamayanlar bu işi yapar. Bir el- makçinin namuslu ve dürüst olma- sı gerekir. Aslında işi gereği de buna mecburdur. - Yani bu alanda dürüst çabşma- yanlar mı var demek istiyorsunuz? ÖZFARİS - KesinlikJe öyle. - Ne tür olaylar oluyor? ÖZFARİS - En yaygın yöntem abayı ve satıcıyı karşt karşıya getir- memek. Büyük çapta araziler ah- narak arsa haline getirilıp, parselle- nip değerinin çok üstünde saülması. Aynca devlet arazileri- nin elle yazüarak, yasal olmayan bürolarda düzenlenmiş belgelerle satılması yöntemi var. Dolayısıyla Ümraniye'de 500'e yakın emlakçi- nin olması bir rastlantı değildir. - Gayrimenkullerin fıyat artışla- nndaki etkenler nelerdir? ÖZFARİS - Emlakfiyatlanken- di iç dinamiğiyle belirleniyor. Burada insan duygusundan tutun da makro spekülatif oyunlara ka- dar birçok faktör rol oynar. - Fiyat bcürlenmesinde başka yojjar yok mu? ÖZFARİS - Var. Bu konuda en bilimsel yol, ekspertiz raporudur. Bunun yanında emsal değerleri vardır. Ama zaman zaman emsal değerler öyle hal ahr ki 200 milyon liraya satmayı planladığınız bir daireyi, altmızdaki komşunuzun kendi dairesini 350 milyona satma- sı, sizin dairenizin fıyatına otoma- tik olarak 150 milyon zam yapmanıza yol açar. - Peki bu olayı örneklendirebilir mişiniz? ÖZFARİS - Anadolu yakasında bir temsilcimize pazarlanması için bir konut getirildi. Arkadaşımız evin bulunduğu bölgede rayiçi ve konut fiyatlannı inceledi. 250 mil- yon liralık bir değer biçti. Mülkün sahibi ise 400 milyon liraya satıl- ması için ısrar etti. Temsikirmz bunu kabul etmeyince, mülk sahibi konutunu o bölgede bulunan başka bir temsilcimize götürdü. Bu tem- silcimiz konutu 400 milyon liraya 2 gün içinde sattı. Böyleçe ikinci tem- silcimiz spekülatif gelişmeye araa- lık yapmış oldu. Sonra o bölgede rayiç 250 milyon liradan 400 mil- yon liraya fırladı. - Bu olayda saüa mı çok uyanık, alıcı mı çok aptal? ÖZFARİS - Ikisi de çok uyanık. Ama burada bir emlakçi zamanı gelince "Satma' veya 'Alma' diye- bibneh. Bizim, bu işe aracıhk eden kişiler olarak, salt alacağımız ko- misyon nedeniyle bir konutun fahiş fiyatla satılmasına aracıbk etme- memiz lazım. Fakat maalesef fıyat- lann artmasında emlakçiler büyük rol oynuyor. - Rcklamasyona yönelik fiyat ar- tışlan da olabibr mi? ÖZFARİS - Elbette. örneğin, Eti- ler'de 700 milyon liraya satışa çıkanlan. ancak değeri 500 milyon hra olan bir daire düşünün. Bu ko- nutun üstünde oturan kişinin Hülya Avşar olduğunu varsayabm. Eğer bir magazin dergisi okuruysa- nız, bu eve 200 milyon lira daha fazla para verip Avşar kızı ile asan- sörde karşılaşmarun hayab kurula- bilir. Tersinden bakarsak, hacdan yeni gebniş ve evi satın almak üzere olan dindar bir yurttaşın ise üst kattaki komşunun Hülya Avşar ol- duğunu öğrenmesiyle evin değeri onun gözünde sıfıra inebüir. Işte olay tamamen insanlann duygulan ve spekülatif değerlerle ilgıhdir. - İstanbul'un çeşitli bölgelerinde- ki gayrimenkul olayını değerlendi- rebjbr misiniz? ÖZFARİS - Bunu kesinlikle spe- külatif buluyorum. Çünkü geçmiş- te bazı yerlerin geüşmesine ipotek kondu. Bu konuda konuşmak, o bölgedeki mülklere ipotek koy- maktır. - Ama İstanbul'da bir Ataköy ile Halkalı gerçeği var. Bu olayı nasıl değerlendıriyorsunuz? ÖZFARİS - Bu doğru. Halkab'- dan mülk satın abnış kişilerin ciddi probjemleri var. Halkah konutlan, ikinci Ataköy diye başladı ve 40 bin konut yapıldı. Ancak daha sonra gündemde olmayan bir tasarrufla 2 bın 500 konut, polis lojmanı olarak tahsis edildi. Yapı aynı, malzeme aynı, komşu değışince fiyatlar da değişti. Ataköy ise bir ekoldür. Bir vitrini vardır. O vitrinin arkasına ne koyarsanız satıbr. Ümraniye'de de bir gelişme var ama kafalardaki imaj, gecekondudur. 2.0 1.5 1.0 0 5 0 0 Güncel ekonomik durum dengesi •Geçıcı tahmin i r ; 4 5 AA91 | i -: i « I s ! » i n 1 i i i& j % 92' EkonomidecanlanmaEkonomi Servisi - Türk Sana- yıcijeri ve İşadamlan Derneğı (TÜSİAD) tarafından hazırla- nan öncü göstergeler ve eko- nomik durum endeksinin ocak 1992'deki durumu açık- landı. Aralık ayı verilerine bakıldı- ğında, geçen ay olduğu gibi ekonomide bir canlanmarun ilk ışareilerini görmenin müm- kün olduğu bildirildı. TÜSİAD tarafından yapı- lan açıklamada. aralık 1991 rakamlannın tüm \criler kul- lanılarak hesaplandığı bclirti- lerek, ocak ayı rakamlan ha- zırlanırken de dört değişkcnin lahmini değerlerinin kullanıl- dığı ve ocak ayı verilerinın bir projeksıyon olarak kabul edil- mesı gerektiği vurgulandı. Açıklamada, öncü gösterge- ler endeksinin aralık ayı ra- kamlannın ise geçen ayki geçi- ci verilennden farklı olmadığı belirtılerek "Sonuç olarak, aralık ayı verilerine bakıldığın- da. geçen ay olduğu gibi eko- nonude bir canlanmanın ilk işaretlerini görmek mümkün" denıldi. Açıklamada aynca. ocak ayı geçici öncü gösiergeler endeksi rakamlannın. son 12 ayın en düşük seviyesine inmiş oldu- ğuna, ekonomik durum en- deksinin ise geçen ayki seviye- sinı koruduğuna dikkal çckil- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle