Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r S/PIJ* CUMHURİYET 2\ MART1992 CUMARTESİ
HABERLER
AAulans
sifiışturması
I ^ K A (Ankara) - Sağlık
BaaBJ Yıldınm Aktuna,
HaJjîıvgın'ın bakanlığı
döenindeki ambulans
alınkn konusundaki
sonştırmanın önceki Sağlık
Baiaaı Yaşar Eryılmaz
dÖEninde başlaüldığmı
belrttıek kendisinin de bu
sonşTurmayı tamamlatıp,
dos'syı savcılığa teslim
ettiiıi bildirdi. Sağlık
Balai-lığı Bütçesi TBMM
Geıe'Kurulu'nda
gönş/ilerek kabul edildi.
Bakn Aktuna, bakanlığınun
bütıe» üzerindeki eleştirileri
yantlırken, Halil Şıvgm'ın
amluans ahmlan
konısunda "Hesap verme>'e
hazrm" dediğini hatırlattı.
Partilere Hazine
yanlımı
• ASKA (Ankara) - DYP
GniD Başkanvekili Güneş
Müfcüoğlu ile SHP grup
başkanvekili Aydın Güven
Gürcan tarafından
hazırianan ve siyasi partilere
Hazine yardımını yeniden
düzenJeyen yasa önerisinin
SHPiçindeki HEP'lilerin
aynknasını teşvik ettiği
beürildi. CHPveSHPgrup
başkanvekillerince ortak
verilen yasa önerisi, Hazine
yardrmı alabilmek için son
genef seçimlerde en az yüzdte
7 oy almak ya da TBMM'de
en az 10 milletvekili ile temsil
edilmek koşulunu getiriyor.
SHP grup yönetiminden
geçinlmeden Aydın Güven
Gürkan tarafından
imzalanan vediğergrup
başkanvekili, HEP kökenli
Mahmut Alınak tarafından
tepkiyle karşılanan yasa
önensine göre Hazine
yardımında, milletvekili
başına 155 milyon lira
düşüyor. Bu hesaba göreen
fazla Hazine yardımını 27
milyar 590 milyon lira ile
DYPalacak.ANAP17
milyar690 milyon lira, SHP
13 milyar 320 milyon lira, RP
2 milyar 934 milyon lira
Hazine yardımı alacak.
MehdiZana
Paris'te
• UBA (Ankara)-HEP
kökenli Diyarbakır Bağımsız
Milletvekili LeylaZana'run
eşi Mehdi Zana, asüma
dönüşmüş kronik bronşit ve
sünizit akınüsı nedeniyle
bronş dolmasmdan Paris'te
tedavi görüyor. Yasadışı
örgüt üyesi olmak ve
bölücülük yapmak
suçlanndan 11 yıl hapis
yattıktan sonra şartlı
tahliyeden yararlanarak
serbest kalan ancak cezası
yanlış hesaplandığı için 2.5
ay daha hapis yatması
gereken Zana'nın, tedavi
olmak için Paris'e giderken
uçakta fenalaşüğı ve hava
alanından hastaneye
ambulansla yetiştirildiği
bildirildi. Zana, Türkiye'ye
döndükten sonra yeniden
tutuklanacak ve kalan
cezasını çekmek üzere
cezaevine konulacak.
TÜRKSAT
tartışması
CLMHÛRİYET (Ankara)
- Ulaştırma Bakanlığı bütçesi
Meclis'te görüşülürken,
Bakan YaşarTopçu ile
ANAFlıYusufBozkurt
Özal arasında TÜRKSAT
konusunda tartışma çıkü.
Topçu, soruşturma
dosyasından ifadeler
okurken, PTT eski Genel
Müdürü Emin Başer'in,
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal'a atfen, "ihalenin
Fransız fırmasına
verilmesinde mahzur
bulunmadığV' yolunda sözler
sarfettiğini anlattı. Yusuf
Bozkurt Özal da, Topçu'nun
sözlerine karşıhk. "Savcı gibi
konuşma. Burada olmayan
kişiler hakkında böyle
suçlamalarda
bulunamazsın" diye laf attı.
Topçu. bu sataşmaya,
"Çankaya'dan ikide birde
'suçsuz' diye açıklama
yapılmazsa. ben ağzımı
açmam" yanıtmı verdi.
ANAP'lı Özal'ın, yargının
etkilenmek istendiğine ilişkin
laf atmalan ile süren
tartışmaya ANAPGrup
Başkanvekili de katıldı.
Said-i Nursi
anılıyor
• UBA (Ankara)-
Bediüzzaman Said-i Nursi,
ölümünün 32. yıldönümünde
anılacak. Yeni Asya
gazetesınin düzenlediği anma
töreni, Kocatepe Camii
konferans salonunda
gerçekleştirilecek. Pazar
günü gerçekleştirilecek anma
töreninde açış konuşmasmı
Hilmi Doğan yaptıktan
sonra Selahattin Yaşar,
Bediiüzzaman'ın fıkir ve
davasını anlatacak. Said-i
Nursi'yi anma töreni şiir ve
slayt gösterileriyle sona
erecek.
HEP ve SP genel başkanlan, hükümeti askeri çözüm aramakla suçladı v
Hükümetten 'sükûnet' çağnsıCUMHLRİYET (Ankara) -Hükümet, Nevruz konu-
sunda "sükûnet" çağrısı yaparken, HEP ve SP
genel başkanlan hükümeti, askeri çözüm aramak-
la suçladı.
Başbakan Süleyman Demi-
rcl. dün gazetecılenn sorulannı
yanıtlarken, Ne\ruz konusun-
daki görüşierini yineleyerek.
"provokasyona gelinmemesi'"
uyarısında bulundu ve "Top-
lanmak isteyen toplansın, ama
kırmak. dökmek yok. Kargaşa-
ya hiç kimse alet olmamalıdır"
dedi.
Başbakan Süleyman Demı-
rel, amaçlannın demokratikleş-
meyı sağlamak oiduğunu da
vurgulayarak sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Demokratikleşme, haklar
manzumesıdir. İsteyen varsa
bunu hak etmek için önce mev-
cut haklan iyi kullanmalıdır.
Hak. ancak iyi sorumluluk kar-
şılığında olur. Yani bir tarafta
hakkınız olacak, bir tarafta so-
rumluluğunuz olmayacak. Bu.
dünyanın hiçbir yerinde olmaz.
Demokrat bir Türkiye için ül-
kenin her tarafındaki vatandaş-
lanmızın yardımcı olması la-
zım. 'Ne istiyorsunuz?' derse-
niz, herkes üzerine düşeni
yapmalı, huzursuzluğa, güven-
sizliğe, kargaşaya hiç kim»alet
olmamalıdır."
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü de. Tokat heyetini kabu-
lünde konuşurken. ülkede "bir
şey olacakmış gibi korku bu-
lunduğunu" söyledi. İnönü,
"Bir de deniliyor ki. "bu kutla-
malara devlet mani olacak, bir
baskı havası olacak'. Böyle bir
şey söz konusu değil. Halkımı-
zın huzur içinde olmasını istiyo-
ruz" diye konuştu.
HEP Genel Başkanı Feridun
Yazar ile SP Genel Başkanı
Doğu Perinçek ise, düzenledik-
Diyarbakır'da Nevruz kargaşasıCUMHURİYET (Diyarba-
kır) - HEP il başkanhğj. Nev-
ruz kutlamalan için Atatürk
stadvumunu istedi. Diyarbakır
Valiliğı "ret" cevabı verdi. An-
cak Başbakan Demırel, Vali
Şahin'e tclefon ederek, kutla-
maya izin verilmesini istedi. Bu
kez de HEP, "biz kutlamalan
iptal ettik" dedî.
Yasaklamalarla izinlerin bir
gün arayla birbirini izlemesi,
Diyarbakır'daki Nevruz kut-
lamalannda tam bir kargaşaya
neden oldu. Diyarbakır Valisi
İbrahim Şahin'in, "sakıncalı"
bularak HEP il başkanlığına
vermedığı Atatürk stadyumu-
na, bir gün sonra Başbakan
Süleyman Demirelden izin
çıktı. Demirel, önceki akşam
Vali Şahin'i telefonla araya-
rak. bu konudaki karannı de-
ğiştirmesini istedi.
Diyarbakır Vali Yardımcısı
Osman Acar imzasıyla HEP il
başkanlığına gönderilen yazı-
da bu değişiklik şöyle aktanl-
dı:
"Sayın Başbakanımız 19.3.
1992 gecesi telefon emriyle Va-
liliğimize Atatürk Stadı'nda
gerçekleştirilecek Nevruz kut-
laması için izin verilmesi emri-
ni vermiştir. Bu emir doğrultu-
sunda siyasi ve bölücü propa-
ganda haline getirilmemesı, ört
ve adetlere göre kutlama koşu-
luyla yeniden izin verilmişür."
Ancak HEP İl Başkanı Hü-
seyin Turhallı, bu "geç geien"
karara tepki göstererek, "Biz
kimsenin oyuncağı değiliz" de-
di. Turhallı, Cumhuriyet'e
şunlan söyledi:
"Bizler, kimsenin ne piyonu
ne de oyuncagıyız. O kadar da
istikrarsız değiliz. Bir "izin ver-
dik' diyorlar, bir "yasakladık"
diyorlar. Bu nasıl birdavranış?
İspanya'dan. Yunanistan'dan,
Küba'dan. İstanbul'dan ve
Ankara'dan müzik, folklor ve
tiyatro topluluklan davet edil-
mişti. Yasaklama üzerine iptal
edildi gelişleri. Bu aşamadan
sonra statta kutlamak imkanı
kalmadı. Nevruz'u, parti bina-
mızda kabul şeklinde kutlaya-
cağız."
HEP Genel Başkanı Feri-
dun Yazar da, HEP kökenli
SHP milletvekillerinin önceki
akşam Başbakan Süleyman
Demirel ile görüşmesi sonu-
cunda stadyum izninin verildi-
ğini söyledi. Karann, Nev-
ruz'a bir gün kala verilmesi
nedeniyle stadyumdaki göste-
rilerin yapılmasınm güçleştiği-
ni belirten Yazar, "durumu
değerlendiriyoruz" dedi.
Diclekenanndabombaimhası
AA (Diyarbakır)- Değişik tarihlerde düzenlenen operasyonlar-
la ele gecirilen çok sa> ıda patlayıcı madde. Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğü bomba u/manları tarafından imha edildi. Diyarba-
kır Emniyet Müdürlüğü deposunda muhafa/a cdilcn patlayıcı
maddelerin imhası, Di\arbakır-Mardin karajolunun Ovabağ
köyü > akınlarında, Dicle nehri kıyısında gerçekleştirildi. 20'den
fazla değişik tipte patlayıcılar arasında, roket, RPG-7 sevk fişe-
ği, RPG anli personel dinamit, TNT tahrip kalıpları bulunuvor.
fstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde geçtiğimiz günlerde bir bom-
banın imha edilmek istenirken patlaması ve üç polis memurunun
ölmesi üzerine, Diyarbakır'daki imha işleminin meskun olma-
yan bir yerde yapıldığı belirtiliyor.
Olaysız, şeıılikü kutlama
RUŞEN ÇAKIR (Cizre) - Kadınü erkek-
li, çocuklu, gençli, yaşülı yüzlerce insan bir
arsada topîanmış. Arsanın etrafmı çeviren
evlerin çatılarında da bir o kadar kişi var.
Cizre'nin Kurtuluş Mahallesi Nevruz'u bir
gün önceden kutlamaya başlamış.
Nevruz'un olaylı geçeceğine neredeyse ke-
sin gözüyle bakılan Cizre'de müdahalesiz,
olaysız, cıvıl avıl bir senük izlemek çok gü-
zel bir duygu. Davullar zurnalar çaİmıyor.
Yüzlerce insan halaya durmuş. Genç kızlar
bayramlık giysilerini giymiş; rengârenkler.
Tümünün başı sarı-kırmızı-yeşil renkli ör-
gülerle çevrili.
Erkeklerin çoğunda Amerikan asker par-
kası var. Temiz ve bakımlılar. Meydanda bir
de ses düzeni kurulmuş. Bir genç, elinde
mikrofonla Kürtçe bir şeyler söylüyor, de-
vasa bir kolondan sözleri yayıhyor.
Şenlik saat 13.00'te başlamış. Biz saat
14.00 sıralannda gidiyomz. Girişte eğreti bir
barikat. Gençler tarafından karşüanıyoruz.
Bize "Nerede kaidınız?" diye soruyorlar. Bir
jandarma panzerinin geldiğini, barikattan
geri döndüğünü öğreniyoruz. Halbuki bir
panzer için bu barikat hiçbir şey değil. Belli
ki sokaklara taşmayan bir şenliğe müdahale
etmeyi gereksiz görmüşler.
Bir gece önce TVl'de Ertürk Yöndem'in
sunduğu, "Azeri" Nevruzu'ndan daha sa-
hici ve daha coşkulu yaşanan bu kutlama
ne yazık ki bizlerin gelmesiyle biraz rota-
sından sapıyor. Başta çocuklar ohnak üze-
re herkes fotoğraf makinelerine karşı zafer
işareti yapmaya başüyor.
Alelacele bizim için yalnızca çocuklardan
oluşan bir kortej yaratılıyor. Halbuki gün-
boyu Cizre sokaklan zaten çocuklann işga-
lindeydi.
Çatılardan şenliğe katılan yaşlı bir Kürt,
üzerinde Kürtçe sloganların yazılı olduğu
bir Abdullah Ocalan posterini açıyor, fo-
toğraf çekildikten sonra yeniden katlayıp ce-
bine koyuyor. Bir başkası, yine Kürtçe slo-
ganlar yazüı, dağdaki PKK'lılann resimle-
ri olan bir posteri açıyor, sonra katlayıp ce-
bine koyuyor.
Şenliğin yapıldığı alanda büyük bir Kürt
bayrağı da asıü. Ayrıca sarı-kırnuzı-yeşil
renklerden örme rozetler ve normal rozet-
ler taşıyan çok sayıda kişi de var.
Halaylar, türküler sürüyor, amâ tek bir
slogan bile atümıyor. Devletin güvenlik güç-
lerinden kimse yok, olay çıkmıyor.
Kimsenin suratında buraya zorla, tehdit
edilerek getirilmiş gibi bir hava yok. Zaten
bazı kadınlar şenliği çok uiaktan izlemeyi
tercih ediyorlar, kimse itiraz etmiyor.
Akşama kadar süreceğini öğrendiğimiz
Kurtuluş Mahallesi'ndeki Nevruz şenükJe-
ri saat 15.00'e kadar olaysız sürüyor.
Ama biz toplam üç gazeteciyiz. Bizden
önce de gelen olmamış. Cizre'de karargâh
kuran yerli ve yabana gazetecilerin çoğu po-
lis ve jandarma gruplannın gittiği yerlere
gitmeyi yeğliyorlar.
Medya olay peşinde. Olaysız bir Nevruz
şenliği medya için çok anlamlı değil. Gali-
ba kamuoyundaki gerginlik biraz da bu ol-
gudan kaynaklanıyor.
leri ortak basın toplantısında,
hükümet, demokratik çözüm
yerine "askeri çözüm aramak-
la" suçlandı. Yazar ve Perin-
çek'in ortak açıklamasında.
"DYP-SHP hükümeti, askeri
çözümü benimsediğini, daha
seçim platformunda ilan etmiş-
ti. Bugün de bu yolda devam
ediyorlar. Çözümü askeriyeye
havale ettiler" denildi.
"Devletin Nevruz'u bahane
ederek kitlelere saldırma senar-
yosunun gerçekleşemeyeceğj,
Kürt halkının da silahlı bir
ayaklanma havasında olmadığı
savunulan açıklamada şöyle
devam edildi:
"Demokraük çözümün özü,
ezilen Kürt halkının iradesine
pazarlıksız saygı göstermektir.
Bütün Türkiye halkına özgür-
lük ve banş getirmenin formülü
de budur. Kürt örgütleri ve par-
tileri üzerindeki yasaklar kalk-
malı,bu partileryasallaşmalı."
Yenisiyasioluşum
Bu arada Yazar ve Perinçek'-
in ortak toplantısında, HEP ile
SP'nin yeni bir siyasi oluşuma
doğru yöneldiği mesajı venldi.
Toplantıda. gazetecilerin soru-
su üzerine Perinçek şu yanıtı
verdi:
"Bu bir adım. tki partinin or-
tak çalışmayı sürdürme iradele-
ri var. Daha ileri düzeylerde
adım adım dayanışmayı güç-
lendirme iradeleri var. Ortak
tavırlanmız gelişerek devam
edecektir."
Yazar da yeni bir oluşumun
söz konusu olabileccğıni voırgu-/
larken "Sadece SP ile değil, her-
kesle birlikte olmak isteriz"
dedi.
Bu arada HEP Genel Başka-
nı Feridun Yazar, HEPkökenli
SHP miUetvekilleriyle ilgili bir
soruya da şöyle karşılık verdi.
"Biz durumu değerlendtrme-
lerini istiyoruz. Nitekim değer-
lendirmeyi yapıyorlar. Biz
kendileri üzerinde baskı kur-
mak istemiyoruz. Kendileri
karar vereceklerdir."
İnsan Haklan Bak»ı
İnsan Haklanndan Sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Kahra-
man da "Nevruz'da şiddet yok-
sa müdahale de olmaz" dedi.
Mehmet Kahraman şunlan
söyledi:
"Şiddet eylemi olmadan, adı
bayram olan bu günü bayram
havası içinde kutiamak gerekti-
ğini söylüyorum. Büyük kirte
haline gelen insan topluluklan-
nın bulunduğu yerde olabilecek
provokasyonlara dikkat edil-
meli."
DİSK Yönetim Kurulu tara-
fından yapılan bir açıklamada
ıse Nevruz'un tahriklere kapıl-
madan banş, dostluk ve kar-
deşlik içinde kutlanması dile-
ğinde bulunuldu. Açıklamada,
"özünde banşı, baskıya karşı
haklı bir direnmeyi dile getiren
bu bayram. yalnızca Güneydo-
ğu ve Doğu'da değil. ülkenin
her yöresinde halkımızın sahip
çıktığı ve kutladığı bir bayram-
dır" denildi.
Öte yandan UBA'nın haberi-
ne göre parlamentodaki muha-
lefet partileri Nevruz için "kar-
deşlik çağnsı" yapü. ANAP,
RP ve MÇP yöneticileri, bugün
yapılacak Nevruz kutlamalan
sırasında hem güvenlik güçleri-
nin hem de halkın tahriklere
kapılmamasını istedi. Parti yö-
neticileri şunlan söyledi:
Lütfullah Kayalar (ANAP):
Nevruz'un temelinde sevgi ve
hoşgörü yaüyor. Ancak bazı
kimseler bu güne başka bir an-
lam vermek peşindeler. Bizim
dileğimiz. böyle örf ve âdete da-
yanan günlerin çarpıülmaması-
dır.
Şevket Kazan (RP): Halkın
tahrike kapılmaması için cağn-
da bulunan hükümet ve yetkili-
ler, aynı çağnyı kendi emirleri
altındaki emniyet mensuplan-
na da yapmaüdırlar. Halk Nev-
ruz'u kardeşlik ve banş duygu-
lan içinde kutlamalıdır.
Şevket Bülent Yahnici
(MÇP): Nevruz. bir kutlama
günü olarak bu geleneği yaşa-
tan halk gruplan tarafından
kutlanacaktır. Buna karşı çık-
mak da yanlıştır.
OZGURCE
TURKER ALKAN
••
Suya Yansıyan Ölüm
ıı
öIdük ölümden bir şeyler umarak" diyor ozan,
"Bir büyük boşlukta bozuldu büyü." Olüm neyi
çözüyor ki? ölümden ve öldürmekten medet
umanlartn büyüsü sonunda bir büyük boşlukta
bozulup gidiyor.
Baharın "yeni günü" (Nevruz'u) aslında yaşamın baş-
langıcıdır. Doğanın canlanışıdır. Doğanın canlandığı gün
birbirimizi öldürmeye hazırlanmamız dogaya aykırı düş-
müyor mu?
öldürmeler neyi çözüyor? Güvenlik güçleri teröristleri
"ölü olarak ele geçirdlği" zaman sorun bitiyor mu? Unut-
mayalım, PKK terörü bir ölçüde 12 Eylül zindanlarının ve
işkencehanelerinin karanlık dehlizlerinde filizlenmiştir.
Oldürülen her kişinin yüzlerce akrabası, yakını vardır. Gü-
venlik güçlerinin öldürdüğü her kişi yüzlerce düşmanın
doğmasına yol açmaz mı?
"Güvenlik güçlerimiz bugün on sekiz teröristi ölü olarak
ele geçirdi" haberini, "güvenlik güçlerimiz bugün yüzler-
ce yeni terörist yarattı" biçiminde de okuyabilirsiniz.
Öte yandan, PKK örgütü izlediği terör yöntemiyle ger-
çekten neyi başardığmı sanıyor dersiniz? "Vatan kurtaran
aslanlar" gibi poz veren PKK örgütünün bu işe çocukları,
kadınları ve korumasız ihtiyarları katlederek başladığını
unuttuk mu? Daha geçenlerde Istanbul'da günahsız ço-
cukları ve kadınları yakarak öldürenler PKK teröristleri
değil miydi?
Kürt halkının haklarını savunacaklarmış Bu haklan sa-
vunmak için insan öldürmenin dışında yol kalmadı mı?
"Sivil haklar" hareketi dünyanın birçok ülkesinde başarıy-
la yürütüldü; azınlıklar haklarını aldı, yasalar ve anayasa-
lar değişti, ama kimsenin burnu bile kanamadı. "Sivil
haklan almanın" "sivilce", yani "uygarca" yöntemleri var-
dır. Parti kurarsınız, dernek ve sendika kurarsınız, yayın
yaparsınız, vergi vermezsiniz, trafiği tıkarsınız, kepenk ka-
patırsmız... Sonuç olarak bütün bunlardan dolayı ceza yi-
yebilirsiniz, ama insanlar ölmez, siz ölmezsiniz ve birçok
hakkınızı alırsınız. Amerika'da, Hindistan'da ve başka ül-
kelerde buna benzer yöntemler uygulanmıştır.
Neden cinayet işlemek? Neden? Bunun tam bir çıkmaz
yol oiduğunu PKK ve destekçilerinin görme zamanı geldi,
geçti. oldürülen her güvenlik görevlisinin de yüzlerce ak-
rabası vardır. Televizyon aracılığıyla milyonlarca kişi Kürt
halkı hakkında olumsuz düşüncelere yönlendirilmektedir.
PKK'nın işlediği her cinayet, Güneydogu'daki güvenlik ön-
lemlerinin artmasına ve bölgede yaşayan insanların ya-
şamlarının biraz daha zorlaşmasına yol açacaktır.
Bu işten kimse kazançlı çıkmıyor. Her iki tarafın da elle-
rinde insan öldürmenin dışında yöllar var. Her iki taraf da
şiddete başvurmanın çıkmaz bir yol oiduğunu algılamalı-
dır.
Fakat, güvenlik güçlerinin bu aşamada silah bırakması-
nı beklemek gerçekçi olmaz. Bölgede sürüp giden terör
olayları karşısında devletin güvenlik güçlerinin tepki gös-
termesi kaçınılmaz gözüküyor. Terör kısır döngüsünden
çıkmanın tekyolu, PKK'nın silahı bırakması ve barışçı mü-
cadele yöntemlerini benimsemesidir. Barışçı yöntemlerle
kazanamayacakları hak yoktur. Üstelik çok daha az kur-
ban vererek ve çok daha kısa zamanda.
Doğru bir stratejik karar, binlerce ölümün sağlayabile-
ceğinden çok daha fazlasını verebilir.
Yoksa... Ozanın dediği gibi olur işte: "öylesine karanlık
ki gecemiz/Akar suda aksimizden eser yok!"
Hükümetin gece yansı operasyonu
Vergi affı
Meclis'tengeçtiCUMHURİYET (Ankara) -
Vergi affı yasa tasansı.
TBMM genel kurulunda dün
accc >ansından sonra kabul
edildi.
ANAP'ın değişiklik önergeli
engellemelerini önlemek için
çaba gösteren DYP'lilerin dün
uyeuladıklan taktik başanb
oldu. Çok sayıda DYP millet-
vekili. ANAP'lılann bazı deği-
şiklik önergelerini geri çekmesi
fırsatını değerlendirdi ve tasan
ile ilgili 80 kadar önerge verdi.
Meclis içtüzüğü gereği her yasa
maddesınin fıkraian ile ilgili en
fazla dört değişiklik önergesi
verilebildiğinden. DYP'lilerin
'muvazalı' önergeleri ön sıraya
yerleşmiş oldu ve ANAP'ın
önergelerinin işlem dışı kalma
tehlikesi doğdu. DYP'lilerin
taktiğini fark eden ANAP
grup başkanvekilleri, TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindo-
ruk'a başvurarak DYP'yi
"muhalefetin Meclis çahşma-
lanna katkısını dışlamakla"
suçladılar. Bunun üzerine top-
lanan Meclis başkanlık diva-
nında. ANAP Başkanvekili
Mustafa Kalemli. görüşmele-
rin 26 mart perşembe gününe
bırakılması durumunda engel-
leme yapmayacaklannı beürt-
ti.
ANAP'ın uzlaşma girişimini
olumlu karşılayan DYP Grup
Başkanvekili Güneş Müftüoğ-
lu, Başbakan Süleyman Demi-
rel ile görüşerek öneriyi iletti.
Ancak Demirel öneriyi redde-
rek, "Uzlaşmayı kabul etme-
yin, yasanın gecmesi için saba-
ha kadar çalışın" talimatı
verdi.
Başbakan ve bakanlar, dün
gece bakanlar kurulu toplantı-
sından sonra TBMM'ye gele-
rek yasa tasansmın gecmesi
için çalışülar. ANAP'hlar Ge-
nel Kunılda beşinci oturumu
yapılan tasan için hazırladık-
lan önergeleri kısaltmak ama-
cıyla geri çekince, SHP'K
Kamer Genç çok sayıda kısa
önerge hazırlayarak ANAP'ın
önergelerini engelledi. Bu sıra-
da tartışmalar çıkarken, SHP'-
li Başkanvekili Fehmi Işıklar'-
ın tarafla davrandığını öne
süren ANAP'lılar Meclis'i ter»-
kettiler. ANAP'hlann günler-
dir sürdürdüğü engellemelerin
kalkması üzerine yasanın ka-
lan maddeleri hızla genel ku-
rulda okunarak kabul edildi.
G.Doğıfnuiî Iiassas' merkezi Cizre'de uzun günDireğe bağlı bir köy korucusu, ağzında pa-
ralar.
Bu kez asmamışlar. öldürüp direğe bağla-
mışlar. Polis alelacele ahp götürmüyor.
Gazeteciler geliyor, fotoğraflar çekiliyor, ey-
lem belgeleniyor.
Nevruz arifesinde böyle uyandı Cizre hal-
kı. İki günde üç idam. Cizre halkı umursa-
maz bir hava içinde. Belki de köy koruculan
fazla sevilmediği için, belki de ölümün, cina-
yetin, aanın yaşamın bir parçası oiduğunu
düşündükleri için. Sıradan bir olay gibi karşı-
lanıyor.
Sabah tüm dükkanlar açık. Halk çarşıda.
İlkokul çocuklan, ellerinde bayraklar, 20-
25'er kişilik gruplar halinde tüm ilçeye ya-
yılmışlar, sokak sokak dolaşıyorlar.
Bir grup çocuk yürüyor, dört yol ağzına
doğru. Yaşlan 6-7. Taş çatlasa en büyüğü 8-9
yaşmda. İçlerinde 3-4 yaşında olanlar bile
var. Paytak paytak koşturuyorlar. En önde
olan en uzun boylulan. Elinde san-kırmızı-
yeşil renklerden oluşan küçük bir bayrak var.
Bağnş çağnş ilerliyorlar. Dört yol ağzında
bekleyen iki panzer hareketleniyor. Çocukla-
nn üzerine doğru geliyor. Herkes nefesini
tutup, "eyvah" derken, panzerin kapısı açıh-
yor, polis "dağılın" diye bağınyor. Çocuklar
kaçıyor, panzer geri dönüyor.
Çocuklar panzerden korkar mı? Panzer ge-
ri dönerken, yürüyüşe devam. Polisler geri
dönüyor, bir daha bağınyorlar, çocuklar ise
dağılıyorlar ama hemen toplaruyorlar.
Çocuklarla uğraşmak kolay mı? Nevruz
onlar için bir oyun. Bayramın tadını çıkar-
malan gerekir. Çıkartıyorlar da. Bulduklan
lastikleri yakıyorlar, objektifleri gördükleri
zaman zafer işareti yapıp slogan aüyorlar.
Cizreliler, "Bunlar junyörler" diyor, "Ön-
ce onlar kutlar, sonra biz..."
Öğlene doğru Silopi'ye doğru yola çıkıyo-
ruz. Yollarda olağan bir önlem yok. Habur'a
doğru bir kere nereye gıdeceğimizi sorup adı-
mızı ahyorlar. O kadar. Yollar bomboş. İki
yıl öncesine kadar günde 8-10 bin aracın giriş
çıkış yaptığı sınır kapısında in-cin top oynu-
yor.
Yol üzerindeki tüm dükkanlar, tamirciler.
CIZRE'DEN
MEHMET TEZKAN
lokantalar, benzin istasyonlan kapalı. Eko-
nomi durmuş.
Halk çarşıda doîanıp duruyor. İş yok, para
yok, ekmekyok...
İşin kötüsü umut da yok. 16-17 yaşındaki
gençler miskin miskin oturuyorlar. Yapacak
bir şey yok. Bugün ile yannın farkı yok. Unu-
tulmuşluğun ezdkliğj içinde hepsi. Sahip
çıkan. değer veren, ellerinden tutan kimse
yok. Bir Cizreli, "PKK'nın güçlü olmasının
bir nedeni de bu" diyor. PKK'yı güçlendiren,
yanndan umudunu kesmiş insanlar, gençler,
çocuklar...
Silopi de Nusaybin gibi sessiz, sakin. Yol-
da 25 otobüs dolusu jandarma komandosu
görüyoruz. Silopi'ye, Habur'a doğru gidiyor-
lar. Bir duyum alıyoruz. PKK dağlık arazi-
den köylüleri ilçelere doğru inmeye zorlaya-
cakmış. Dağlık arazi de sınır tarafı da
güvenlik güçleri tarafından tutulmuş. Dağlık
arazi asker kaynıyor. İlçelere doğru yürüyüş
yapmak hiç de kolay değil.
12.30'da Cizre'ye dönüyoruz. Kepenkler
kapaülmış, sokaklar bomboş. Tek tük araç.
ürkek ürkek yürüyen birkaç kişi. hepsi o ka-
dar.
I3.00'den sonra ateşler yakıhyor. 10-12
yerde. Mahalle kutlamalan başhyor. Davul-
lar, halaylar... Polis mahallelere ginniyor.
Ama herkes tedirgin. herkes ürkek. Bir pan-
zer siren çalarak ilerliyor. herkes camlarda.
herkes ayakta.
Bir askeri araç, biraz hızlı gidiyor, yürekler
hopluyor.
Saat 18.00, panzerlerçekildi. Cizre'nin he-
men her tarafından dumanlar yükseliyor.
Silah sesleri duyuluyor. Kalaşnikoflarla şar-
jör boşaltma eylemi başladı. Hemen hemen
her evden havaya ateş ediliyor. Kenti kapla-
yan siyah dumana aynca yer yer fırlatılan
havai fişeklerin kınmızı rengi kanşıyor. Te-
dirgjnlik sürüyor. Nevruz'un galibi korku ve
endişe.
Önceki gece geç satlerde görüştüğümüz be-
lediye başkanı Haşim Haşimi'de aynı endişe
vardı, dün sabah basın toplanüsı düzenleyen
Şırnak milletvekili Orhan Doğan'da da...
Bu sabah mezarlığa gidüecek. Dönüşte
halk yürüyüş yapar. slogan atılır, bayrak açı-
lırsa güvenlik güçleri müdahale eder mi?
Orhan Doğan. güvenlik güçlerinin serinkan-
lı, hoşgörülü, sağduyulu davranmalannı
istiyor; "provokasyonlara aldırmamalan ge-
rekir. provokasyon katliama dönüşebilir"
diyor.
Seçim bölgesi Cizre olan Doğan'm halka
da bir çağnsı var; "Sınav veriyoruz. Düşman-
!ık istemediğimizin sınavıdır bu."
Halkta iki eğilim var. Bir grup, mezarhk-
tan sonra hemen dağılmak, diğerleri yünîyüş
yapmak isteğinde. Halkın çoğunluğu, kıyım
olmasından korkuyor. Son gelen haberler,
bu sabah 8.00'de yürüyüş yapılacağı doğrul-
tusunda.
Güneydoğu bu. Bugünden yanna çok şey
değişir. Cuma akşamı 18.00'e kadar edindiği-
miz izlenimler böyle.