15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r S/PIJ* CUMHURİYET 2\ MART1992 CUMARTESİ HABERLER AAulans sifiışturması I ^ K A (Ankara) - Sağlık BaaBJ Yıldınm Aktuna, HaJjîıvgın'ın bakanlığı döenindeki ambulans alınkn konusundaki sonştırmanın önceki Sağlık Baiaaı Yaşar Eryılmaz dÖEninde başlaüldığmı belrttıek kendisinin de bu sonşTurmayı tamamlatıp, dos'syı savcılığa teslim ettiiıi bildirdi. Sağlık Balai-lığı Bütçesi TBMM Geıe'Kurulu'nda gönş/ilerek kabul edildi. Bakn Aktuna, bakanlığınun bütıe» üzerindeki eleştirileri yantlırken, Halil Şıvgm'ın amluans ahmlan konısunda "Hesap verme>'e hazrm" dediğini hatırlattı. Partilere Hazine yanlımı • ASKA (Ankara) - DYP GniD Başkanvekili Güneş Müfcüoğlu ile SHP grup başkanvekili Aydın Güven Gürcan tarafından hazırianan ve siyasi partilere Hazine yardımını yeniden düzenJeyen yasa önerisinin SHPiçindeki HEP'lilerin aynknasını teşvik ettiği beürildi. CHPveSHPgrup başkanvekillerince ortak verilen yasa önerisi, Hazine yardrmı alabilmek için son genef seçimlerde en az yüzdte 7 oy almak ya da TBMM'de en az 10 milletvekili ile temsil edilmek koşulunu getiriyor. SHP grup yönetiminden geçinlmeden Aydın Güven Gürkan tarafından imzalanan vediğergrup başkanvekili, HEP kökenli Mahmut Alınak tarafından tepkiyle karşılanan yasa önensine göre Hazine yardımında, milletvekili başına 155 milyon lira düşüyor. Bu hesaba göreen fazla Hazine yardımını 27 milyar 590 milyon lira ile DYPalacak.ANAP17 milyar690 milyon lira, SHP 13 milyar 320 milyon lira, RP 2 milyar 934 milyon lira Hazine yardımı alacak. MehdiZana Paris'te • UBA (Ankara)-HEP kökenli Diyarbakır Bağımsız Milletvekili LeylaZana'run eşi Mehdi Zana, asüma dönüşmüş kronik bronşit ve sünizit akınüsı nedeniyle bronş dolmasmdan Paris'te tedavi görüyor. Yasadışı örgüt üyesi olmak ve bölücülük yapmak suçlanndan 11 yıl hapis yattıktan sonra şartlı tahliyeden yararlanarak serbest kalan ancak cezası yanlış hesaplandığı için 2.5 ay daha hapis yatması gereken Zana'nın, tedavi olmak için Paris'e giderken uçakta fenalaşüğı ve hava alanından hastaneye ambulansla yetiştirildiği bildirildi. Zana, Türkiye'ye döndükten sonra yeniden tutuklanacak ve kalan cezasını çekmek üzere cezaevine konulacak. TÜRKSAT tartışması CLMHÛRİYET (Ankara) - Ulaştırma Bakanlığı bütçesi Meclis'te görüşülürken, Bakan YaşarTopçu ile ANAFlıYusufBozkurt Özal arasında TÜRKSAT konusunda tartışma çıkü. Topçu, soruşturma dosyasından ifadeler okurken, PTT eski Genel Müdürü Emin Başer'in, Çumhurbaşkanı Turgut Özal'a atfen, "ihalenin Fransız fırmasına verilmesinde mahzur bulunmadığV' yolunda sözler sarfettiğini anlattı. Yusuf Bozkurt Özal da, Topçu'nun sözlerine karşıhk. "Savcı gibi konuşma. Burada olmayan kişiler hakkında böyle suçlamalarda bulunamazsın" diye laf attı. Topçu. bu sataşmaya, "Çankaya'dan ikide birde 'suçsuz' diye açıklama yapılmazsa. ben ağzımı açmam" yanıtmı verdi. ANAP'lı Özal'ın, yargının etkilenmek istendiğine ilişkin laf atmalan ile süren tartışmaya ANAPGrup Başkanvekili de katıldı. Said-i Nursi anılıyor • UBA (Ankara)- Bediüzzaman Said-i Nursi, ölümünün 32. yıldönümünde anılacak. Yeni Asya gazetesınin düzenlediği anma töreni, Kocatepe Camii konferans salonunda gerçekleştirilecek. Pazar günü gerçekleştirilecek anma töreninde açış konuşmasmı Hilmi Doğan yaptıktan sonra Selahattin Yaşar, Bediiüzzaman'ın fıkir ve davasını anlatacak. Said-i Nursi'yi anma töreni şiir ve slayt gösterileriyle sona erecek. HEP ve SP genel başkanlan, hükümeti askeri çözüm aramakla suçladı v Hükümetten 'sükûnet' çağnsıCUMHLRİYET (Ankara) -Hükümet, Nevruz konu- sunda "sükûnet" çağrısı yaparken, HEP ve SP genel başkanlan hükümeti, askeri çözüm aramak- la suçladı. Başbakan Süleyman Demi- rcl. dün gazetecılenn sorulannı yanıtlarken, Ne\ruz konusun- daki görüşierini yineleyerek. "provokasyona gelinmemesi'" uyarısında bulundu ve "Top- lanmak isteyen toplansın, ama kırmak. dökmek yok. Kargaşa- ya hiç kimse alet olmamalıdır" dedi. Başbakan Süleyman Demı- rel, amaçlannın demokratikleş- meyı sağlamak oiduğunu da vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokratikleşme, haklar manzumesıdir. İsteyen varsa bunu hak etmek için önce mev- cut haklan iyi kullanmalıdır. Hak. ancak iyi sorumluluk kar- şılığında olur. Yani bir tarafta hakkınız olacak, bir tarafta so- rumluluğunuz olmayacak. Bu. dünyanın hiçbir yerinde olmaz. Demokrat bir Türkiye için ül- kenin her tarafındaki vatandaş- lanmızın yardımcı olması la- zım. 'Ne istiyorsunuz?' derse- niz, herkes üzerine düşeni yapmalı, huzursuzluğa, güven- sizliğe, kargaşaya hiç kim»alet olmamalıdır." Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü de. Tokat heyetini kabu- lünde konuşurken. ülkede "bir şey olacakmış gibi korku bu- lunduğunu" söyledi. İnönü, "Bir de deniliyor ki. "bu kutla- malara devlet mani olacak, bir baskı havası olacak'. Böyle bir şey söz konusu değil. Halkımı- zın huzur içinde olmasını istiyo- ruz" diye konuştu. HEP Genel Başkanı Feridun Yazar ile SP Genel Başkanı Doğu Perinçek ise, düzenledik- Diyarbakır'da Nevruz kargaşasıCUMHURİYET (Diyarba- kır) - HEP il başkanhğj. Nev- ruz kutlamalan için Atatürk stadvumunu istedi. Diyarbakır Valiliğı "ret" cevabı verdi. An- cak Başbakan Demırel, Vali Şahin'e tclefon ederek, kutla- maya izin verilmesini istedi. Bu kez de HEP, "biz kutlamalan iptal ettik" dedî. Yasaklamalarla izinlerin bir gün arayla birbirini izlemesi, Diyarbakır'daki Nevruz kut- lamalannda tam bir kargaşaya neden oldu. Diyarbakır Valisi İbrahim Şahin'in, "sakıncalı" bularak HEP il başkanlığına vermedığı Atatürk stadyumu- na, bir gün sonra Başbakan Süleyman Demirelden izin çıktı. Demirel, önceki akşam Vali Şahin'i telefonla araya- rak. bu konudaki karannı de- ğiştirmesini istedi. Diyarbakır Vali Yardımcısı Osman Acar imzasıyla HEP il başkanlığına gönderilen yazı- da bu değişiklik şöyle aktanl- dı: "Sayın Başbakanımız 19.3. 1992 gecesi telefon emriyle Va- liliğimize Atatürk Stadı'nda gerçekleştirilecek Nevruz kut- laması için izin verilmesi emri- ni vermiştir. Bu emir doğrultu- sunda siyasi ve bölücü propa- ganda haline getirilmemesı, ört ve adetlere göre kutlama koşu- luyla yeniden izin verilmişür." Ancak HEP İl Başkanı Hü- seyin Turhallı, bu "geç geien" karara tepki göstererek, "Biz kimsenin oyuncağı değiliz" de- di. Turhallı, Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "Bizler, kimsenin ne piyonu ne de oyuncagıyız. O kadar da istikrarsız değiliz. Bir "izin ver- dik' diyorlar, bir "yasakladık" diyorlar. Bu nasıl birdavranış? İspanya'dan. Yunanistan'dan, Küba'dan. İstanbul'dan ve Ankara'dan müzik, folklor ve tiyatro topluluklan davet edil- mişti. Yasaklama üzerine iptal edildi gelişleri. Bu aşamadan sonra statta kutlamak imkanı kalmadı. Nevruz'u, parti bina- mızda kabul şeklinde kutlaya- cağız." HEP Genel Başkanı Feri- dun Yazar da, HEP kökenli SHP milletvekillerinin önceki akşam Başbakan Süleyman Demirel ile görüşmesi sonu- cunda stadyum izninin verildi- ğini söyledi. Karann, Nev- ruz'a bir gün kala verilmesi nedeniyle stadyumdaki göste- rilerin yapılmasınm güçleştiği- ni belirten Yazar, "durumu değerlendiriyoruz" dedi. Diclekenanndabombaimhası AA (Diyarbakır)- Değişik tarihlerde düzenlenen operasyonlar- la ele gecirilen çok sa> ıda patlayıcı madde. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü bomba u/manları tarafından imha edildi. Diyarba- kır Emniyet Müdürlüğü deposunda muhafa/a cdilcn patlayıcı maddelerin imhası, Di\arbakır-Mardin karajolunun Ovabağ köyü > akınlarında, Dicle nehri kıyısında gerçekleştirildi. 20'den fazla değişik tipte patlayıcılar arasında, roket, RPG-7 sevk fişe- ği, RPG anli personel dinamit, TNT tahrip kalıpları bulunuvor. fstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde geçtiğimiz günlerde bir bom- banın imha edilmek istenirken patlaması ve üç polis memurunun ölmesi üzerine, Diyarbakır'daki imha işleminin meskun olma- yan bir yerde yapıldığı belirtiliyor. Olaysız, şeıılikü kutlama RUŞEN ÇAKIR (Cizre) - Kadınü erkek- li, çocuklu, gençli, yaşülı yüzlerce insan bir arsada topîanmış. Arsanın etrafmı çeviren evlerin çatılarında da bir o kadar kişi var. Cizre'nin Kurtuluş Mahallesi Nevruz'u bir gün önceden kutlamaya başlamış. Nevruz'un olaylı geçeceğine neredeyse ke- sin gözüyle bakılan Cizre'de müdahalesiz, olaysız, cıvıl avıl bir senük izlemek çok gü- zel bir duygu. Davullar zurnalar çaİmıyor. Yüzlerce insan halaya durmuş. Genç kızlar bayramlık giysilerini giymiş; rengârenkler. Tümünün başı sarı-kırmızı-yeşil renkli ör- gülerle çevrili. Erkeklerin çoğunda Amerikan asker par- kası var. Temiz ve bakımlılar. Meydanda bir de ses düzeni kurulmuş. Bir genç, elinde mikrofonla Kürtçe bir şeyler söylüyor, de- vasa bir kolondan sözleri yayıhyor. Şenlik saat 13.00'te başlamış. Biz saat 14.00 sıralannda gidiyomz. Girişte eğreti bir barikat. Gençler tarafından karşüanıyoruz. Bize "Nerede kaidınız?" diye soruyorlar. Bir jandarma panzerinin geldiğini, barikattan geri döndüğünü öğreniyoruz. Halbuki bir panzer için bu barikat hiçbir şey değil. Belli ki sokaklara taşmayan bir şenliğe müdahale etmeyi gereksiz görmüşler. Bir gece önce TVl'de Ertürk Yöndem'in sunduğu, "Azeri" Nevruzu'ndan daha sa- hici ve daha coşkulu yaşanan bu kutlama ne yazık ki bizlerin gelmesiyle biraz rota- sından sapıyor. Başta çocuklar ohnak üze- re herkes fotoğraf makinelerine karşı zafer işareti yapmaya başüyor. Alelacele bizim için yalnızca çocuklardan oluşan bir kortej yaratılıyor. Halbuki gün- boyu Cizre sokaklan zaten çocuklann işga- lindeydi. Çatılardan şenliğe katılan yaşlı bir Kürt, üzerinde Kürtçe sloganların yazılı olduğu bir Abdullah Ocalan posterini açıyor, fo- toğraf çekildikten sonra yeniden katlayıp ce- bine koyuyor. Bir başkası, yine Kürtçe slo- ganlar yazüı, dağdaki PKK'lılann resimle- ri olan bir posteri açıyor, sonra katlayıp ce- bine koyuyor. Şenliğin yapıldığı alanda büyük bir Kürt bayrağı da asıü. Ayrıca sarı-kırnuzı-yeşil renklerden örme rozetler ve normal rozet- ler taşıyan çok sayıda kişi de var. Halaylar, türküler sürüyor, amâ tek bir slogan bile atümıyor. Devletin güvenlik güç- lerinden kimse yok, olay çıkmıyor. Kimsenin suratında buraya zorla, tehdit edilerek getirilmiş gibi bir hava yok. Zaten bazı kadınlar şenliği çok uiaktan izlemeyi tercih ediyorlar, kimse itiraz etmiyor. Akşama kadar süreceğini öğrendiğimiz Kurtuluş Mahallesi'ndeki Nevruz şenükJe- ri saat 15.00'e kadar olaysız sürüyor. Ama biz toplam üç gazeteciyiz. Bizden önce de gelen olmamış. Cizre'de karargâh kuran yerli ve yabana gazetecilerin çoğu po- lis ve jandarma gruplannın gittiği yerlere gitmeyi yeğliyorlar. Medya olay peşinde. Olaysız bir Nevruz şenliği medya için çok anlamlı değil. Gali- ba kamuoyundaki gerginlik biraz da bu ol- gudan kaynaklanıyor. leri ortak basın toplantısında, hükümet, demokratik çözüm yerine "askeri çözüm aramak- la" suçlandı. Yazar ve Perin- çek'in ortak açıklamasında. "DYP-SHP hükümeti, askeri çözümü benimsediğini, daha seçim platformunda ilan etmiş- ti. Bugün de bu yolda devam ediyorlar. Çözümü askeriyeye havale ettiler" denildi. "Devletin Nevruz'u bahane ederek kitlelere saldırma senar- yosunun gerçekleşemeyeceğj, Kürt halkının da silahlı bir ayaklanma havasında olmadığı savunulan açıklamada şöyle devam edildi: "Demokraük çözümün özü, ezilen Kürt halkının iradesine pazarlıksız saygı göstermektir. Bütün Türkiye halkına özgür- lük ve banş getirmenin formülü de budur. Kürt örgütleri ve par- tileri üzerindeki yasaklar kalk- malı,bu partileryasallaşmalı." Yenisiyasioluşum Bu arada Yazar ve Perinçek'- in ortak toplantısında, HEP ile SP'nin yeni bir siyasi oluşuma doğru yöneldiği mesajı venldi. Toplantıda. gazetecilerin soru- su üzerine Perinçek şu yanıtı verdi: "Bu bir adım. tki partinin or- tak çalışmayı sürdürme iradele- ri var. Daha ileri düzeylerde adım adım dayanışmayı güç- lendirme iradeleri var. Ortak tavırlanmız gelişerek devam edecektir." Yazar da yeni bir oluşumun söz konusu olabileccğıni voırgu-/ larken "Sadece SP ile değil, her- kesle birlikte olmak isteriz" dedi. Bu arada HEP Genel Başka- nı Feridun Yazar, HEPkökenli SHP miUetvekilleriyle ilgili bir soruya da şöyle karşılık verdi. "Biz durumu değerlendtrme- lerini istiyoruz. Nitekim değer- lendirmeyi yapıyorlar. Biz kendileri üzerinde baskı kur- mak istemiyoruz. Kendileri karar vereceklerdir." İnsan Haklan Bak»ı İnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kahra- man da "Nevruz'da şiddet yok- sa müdahale de olmaz" dedi. Mehmet Kahraman şunlan söyledi: "Şiddet eylemi olmadan, adı bayram olan bu günü bayram havası içinde kutiamak gerekti- ğini söylüyorum. Büyük kirte haline gelen insan topluluklan- nın bulunduğu yerde olabilecek provokasyonlara dikkat edil- meli." DİSK Yönetim Kurulu tara- fından yapılan bir açıklamada ıse Nevruz'un tahriklere kapıl- madan banş, dostluk ve kar- deşlik içinde kutlanması dile- ğinde bulunuldu. Açıklamada, "özünde banşı, baskıya karşı haklı bir direnmeyi dile getiren bu bayram. yalnızca Güneydo- ğu ve Doğu'da değil. ülkenin her yöresinde halkımızın sahip çıktığı ve kutladığı bir bayram- dır" denildi. Öte yandan UBA'nın haberi- ne göre parlamentodaki muha- lefet partileri Nevruz için "kar- deşlik çağnsı" yapü. ANAP, RP ve MÇP yöneticileri, bugün yapılacak Nevruz kutlamalan sırasında hem güvenlik güçleri- nin hem de halkın tahriklere kapılmamasını istedi. Parti yö- neticileri şunlan söyledi: Lütfullah Kayalar (ANAP): Nevruz'un temelinde sevgi ve hoşgörü yaüyor. Ancak bazı kimseler bu güne başka bir an- lam vermek peşindeler. Bizim dileğimiz. böyle örf ve âdete da- yanan günlerin çarpıülmaması- dır. Şevket Kazan (RP): Halkın tahrike kapılmaması için cağn- da bulunan hükümet ve yetkili- ler, aynı çağnyı kendi emirleri altındaki emniyet mensuplan- na da yapmaüdırlar. Halk Nev- ruz'u kardeşlik ve banş duygu- lan içinde kutlamalıdır. Şevket Bülent Yahnici (MÇP): Nevruz. bir kutlama günü olarak bu geleneği yaşa- tan halk gruplan tarafından kutlanacaktır. Buna karşı çık- mak da yanlıştır. OZGURCE TURKER ALKAN •• Suya Yansıyan Ölüm ıı öIdük ölümden bir şeyler umarak" diyor ozan, "Bir büyük boşlukta bozuldu büyü." Olüm neyi çözüyor ki? ölümden ve öldürmekten medet umanlartn büyüsü sonunda bir büyük boşlukta bozulup gidiyor. Baharın "yeni günü" (Nevruz'u) aslında yaşamın baş- langıcıdır. Doğanın canlanışıdır. Doğanın canlandığı gün birbirimizi öldürmeye hazırlanmamız dogaya aykırı düş- müyor mu? öldürmeler neyi çözüyor? Güvenlik güçleri teröristleri "ölü olarak ele geçirdlği" zaman sorun bitiyor mu? Unut- mayalım, PKK terörü bir ölçüde 12 Eylül zindanlarının ve işkencehanelerinin karanlık dehlizlerinde filizlenmiştir. Oldürülen her kişinin yüzlerce akrabası, yakını vardır. Gü- venlik güçlerinin öldürdüğü her kişi yüzlerce düşmanın doğmasına yol açmaz mı? "Güvenlik güçlerimiz bugün on sekiz teröristi ölü olarak ele geçirdi" haberini, "güvenlik güçlerimiz bugün yüzler- ce yeni terörist yarattı" biçiminde de okuyabilirsiniz. Öte yandan, PKK örgütü izlediği terör yöntemiyle ger- çekten neyi başardığmı sanıyor dersiniz? "Vatan kurtaran aslanlar" gibi poz veren PKK örgütünün bu işe çocukları, kadınları ve korumasız ihtiyarları katlederek başladığını unuttuk mu? Daha geçenlerde Istanbul'da günahsız ço- cukları ve kadınları yakarak öldürenler PKK teröristleri değil miydi? Kürt halkının haklarını savunacaklarmış Bu haklan sa- vunmak için insan öldürmenin dışında yol kalmadı mı? "Sivil haklar" hareketi dünyanın birçok ülkesinde başarıy- la yürütüldü; azınlıklar haklarını aldı, yasalar ve anayasa- lar değişti, ama kimsenin burnu bile kanamadı. "Sivil haklan almanın" "sivilce", yani "uygarca" yöntemleri var- dır. Parti kurarsınız, dernek ve sendika kurarsınız, yayın yaparsınız, vergi vermezsiniz, trafiği tıkarsınız, kepenk ka- patırsmız... Sonuç olarak bütün bunlardan dolayı ceza yi- yebilirsiniz, ama insanlar ölmez, siz ölmezsiniz ve birçok hakkınızı alırsınız. Amerika'da, Hindistan'da ve başka ül- kelerde buna benzer yöntemler uygulanmıştır. Neden cinayet işlemek? Neden? Bunun tam bir çıkmaz yol oiduğunu PKK ve destekçilerinin görme zamanı geldi, geçti. oldürülen her güvenlik görevlisinin de yüzlerce ak- rabası vardır. Televizyon aracılığıyla milyonlarca kişi Kürt halkı hakkında olumsuz düşüncelere yönlendirilmektedir. PKK'nın işlediği her cinayet, Güneydogu'daki güvenlik ön- lemlerinin artmasına ve bölgede yaşayan insanların ya- şamlarının biraz daha zorlaşmasına yol açacaktır. Bu işten kimse kazançlı çıkmıyor. Her iki tarafın da elle- rinde insan öldürmenin dışında yöllar var. Her iki taraf da şiddete başvurmanın çıkmaz bir yol oiduğunu algılamalı- dır. Fakat, güvenlik güçlerinin bu aşamada silah bırakması- nı beklemek gerçekçi olmaz. Bölgede sürüp giden terör olayları karşısında devletin güvenlik güçlerinin tepki gös- termesi kaçınılmaz gözüküyor. Terör kısır döngüsünden çıkmanın tekyolu, PKK'nın silahı bırakması ve barışçı mü- cadele yöntemlerini benimsemesidir. Barışçı yöntemlerle kazanamayacakları hak yoktur. Üstelik çok daha az kur- ban vererek ve çok daha kısa zamanda. Doğru bir stratejik karar, binlerce ölümün sağlayabile- ceğinden çok daha fazlasını verebilir. Yoksa... Ozanın dediği gibi olur işte: "öylesine karanlık ki gecemiz/Akar suda aksimizden eser yok!" Hükümetin gece yansı operasyonu Vergi affı Meclis'tengeçtiCUMHURİYET (Ankara) - Vergi affı yasa tasansı. TBMM genel kurulunda dün accc >ansından sonra kabul edildi. ANAP'ın değişiklik önergeli engellemelerini önlemek için çaba gösteren DYP'lilerin dün uyeuladıklan taktik başanb oldu. Çok sayıda DYP millet- vekili. ANAP'lılann bazı deği- şiklik önergelerini geri çekmesi fırsatını değerlendirdi ve tasan ile ilgili 80 kadar önerge verdi. Meclis içtüzüğü gereği her yasa maddesınin fıkraian ile ilgili en fazla dört değişiklik önergesi verilebildiğinden. DYP'lilerin 'muvazalı' önergeleri ön sıraya yerleşmiş oldu ve ANAP'ın önergelerinin işlem dışı kalma tehlikesi doğdu. DYP'lilerin taktiğini fark eden ANAP grup başkanvekilleri, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindo- ruk'a başvurarak DYP'yi "muhalefetin Meclis çahşma- lanna katkısını dışlamakla" suçladılar. Bunun üzerine top- lanan Meclis başkanlık diva- nında. ANAP Başkanvekili Mustafa Kalemli. görüşmele- rin 26 mart perşembe gününe bırakılması durumunda engel- leme yapmayacaklannı beürt- ti. ANAP'ın uzlaşma girişimini olumlu karşılayan DYP Grup Başkanvekili Güneş Müftüoğ- lu, Başbakan Süleyman Demi- rel ile görüşerek öneriyi iletti. Ancak Demirel öneriyi redde- rek, "Uzlaşmayı kabul etme- yin, yasanın gecmesi için saba- ha kadar çalışın" talimatı verdi. Başbakan ve bakanlar, dün gece bakanlar kurulu toplantı- sından sonra TBMM'ye gele- rek yasa tasansmın gecmesi için çalışülar. ANAP'hlar Ge- nel Kunılda beşinci oturumu yapılan tasan için hazırladık- lan önergeleri kısaltmak ama- cıyla geri çekince, SHP'K Kamer Genç çok sayıda kısa önerge hazırlayarak ANAP'ın önergelerini engelledi. Bu sıra- da tartışmalar çıkarken, SHP'- li Başkanvekili Fehmi Işıklar'- ın tarafla davrandığını öne süren ANAP'lılar Meclis'i ter»- kettiler. ANAP'hlann günler- dir sürdürdüğü engellemelerin kalkması üzerine yasanın ka- lan maddeleri hızla genel ku- rulda okunarak kabul edildi. G.Doğıfnuiî Iiassas' merkezi Cizre'de uzun günDireğe bağlı bir köy korucusu, ağzında pa- ralar. Bu kez asmamışlar. öldürüp direğe bağla- mışlar. Polis alelacele ahp götürmüyor. Gazeteciler geliyor, fotoğraflar çekiliyor, ey- lem belgeleniyor. Nevruz arifesinde böyle uyandı Cizre hal- kı. İki günde üç idam. Cizre halkı umursa- maz bir hava içinde. Belki de köy koruculan fazla sevilmediği için, belki de ölümün, cina- yetin, aanın yaşamın bir parçası oiduğunu düşündükleri için. Sıradan bir olay gibi karşı- lanıyor. Sabah tüm dükkanlar açık. Halk çarşıda. İlkokul çocuklan, ellerinde bayraklar, 20- 25'er kişilik gruplar halinde tüm ilçeye ya- yılmışlar, sokak sokak dolaşıyorlar. Bir grup çocuk yürüyor, dört yol ağzına doğru. Yaşlan 6-7. Taş çatlasa en büyüğü 8-9 yaşmda. İçlerinde 3-4 yaşında olanlar bile var. Paytak paytak koşturuyorlar. En önde olan en uzun boylulan. Elinde san-kırmızı- yeşil renklerden oluşan küçük bir bayrak var. Bağnş çağnş ilerliyorlar. Dört yol ağzında bekleyen iki panzer hareketleniyor. Çocukla- nn üzerine doğru geliyor. Herkes nefesini tutup, "eyvah" derken, panzerin kapısı açıh- yor, polis "dağılın" diye bağınyor. Çocuklar kaçıyor, panzer geri dönüyor. Çocuklar panzerden korkar mı? Panzer ge- ri dönerken, yürüyüşe devam. Polisler geri dönüyor, bir daha bağınyorlar, çocuklar ise dağılıyorlar ama hemen toplaruyorlar. Çocuklarla uğraşmak kolay mı? Nevruz onlar için bir oyun. Bayramın tadını çıkar- malan gerekir. Çıkartıyorlar da. Bulduklan lastikleri yakıyorlar, objektifleri gördükleri zaman zafer işareti yapıp slogan aüyorlar. Cizreliler, "Bunlar junyörler" diyor, "Ön- ce onlar kutlar, sonra biz..." Öğlene doğru Silopi'ye doğru yola çıkıyo- ruz. Yollarda olağan bir önlem yok. Habur'a doğru bir kere nereye gıdeceğimizi sorup adı- mızı ahyorlar. O kadar. Yollar bomboş. İki yıl öncesine kadar günde 8-10 bin aracın giriş çıkış yaptığı sınır kapısında in-cin top oynu- yor. Yol üzerindeki tüm dükkanlar, tamirciler. CIZRE'DEN MEHMET TEZKAN lokantalar, benzin istasyonlan kapalı. Eko- nomi durmuş. Halk çarşıda doîanıp duruyor. İş yok, para yok, ekmekyok... İşin kötüsü umut da yok. 16-17 yaşındaki gençler miskin miskin oturuyorlar. Yapacak bir şey yok. Bugün ile yannın farkı yok. Unu- tulmuşluğun ezdkliğj içinde hepsi. Sahip çıkan. değer veren, ellerinden tutan kimse yok. Bir Cizreli, "PKK'nın güçlü olmasının bir nedeni de bu" diyor. PKK'yı güçlendiren, yanndan umudunu kesmiş insanlar, gençler, çocuklar... Silopi de Nusaybin gibi sessiz, sakin. Yol- da 25 otobüs dolusu jandarma komandosu görüyoruz. Silopi'ye, Habur'a doğru gidiyor- lar. Bir duyum alıyoruz. PKK dağlık arazi- den köylüleri ilçelere doğru inmeye zorlaya- cakmış. Dağlık arazi de sınır tarafı da güvenlik güçleri tarafından tutulmuş. Dağlık arazi asker kaynıyor. İlçelere doğru yürüyüş yapmak hiç de kolay değil. 12.30'da Cizre'ye dönüyoruz. Kepenkler kapaülmış, sokaklar bomboş. Tek tük araç. ürkek ürkek yürüyen birkaç kişi. hepsi o ka- dar. I3.00'den sonra ateşler yakıhyor. 10-12 yerde. Mahalle kutlamalan başhyor. Davul- lar, halaylar... Polis mahallelere ginniyor. Ama herkes tedirgin. herkes ürkek. Bir pan- zer siren çalarak ilerliyor. herkes camlarda. herkes ayakta. Bir askeri araç, biraz hızlı gidiyor, yürekler hopluyor. Saat 18.00, panzerlerçekildi. Cizre'nin he- men her tarafından dumanlar yükseliyor. Silah sesleri duyuluyor. Kalaşnikoflarla şar- jör boşaltma eylemi başladı. Hemen hemen her evden havaya ateş ediliyor. Kenti kapla- yan siyah dumana aynca yer yer fırlatılan havai fişeklerin kınmızı rengi kanşıyor. Te- dirgjnlik sürüyor. Nevruz'un galibi korku ve endişe. Önceki gece geç satlerde görüştüğümüz be- lediye başkanı Haşim Haşimi'de aynı endişe vardı, dün sabah basın toplanüsı düzenleyen Şırnak milletvekili Orhan Doğan'da da... Bu sabah mezarlığa gidüecek. Dönüşte halk yürüyüş yapar. slogan atılır, bayrak açı- lırsa güvenlik güçleri müdahale eder mi? Orhan Doğan. güvenlik güçlerinin serinkan- lı, hoşgörülü, sağduyulu davranmalannı istiyor; "provokasyonlara aldırmamalan ge- rekir. provokasyon katliama dönüşebilir" diyor. Seçim bölgesi Cizre olan Doğan'm halka da bir çağnsı var; "Sınav veriyoruz. Düşman- !ık istemediğimizin sınavıdır bu." Halkta iki eğilim var. Bir grup, mezarhk- tan sonra hemen dağılmak, diğerleri yünîyüş yapmak isteğinde. Halkın çoğunluğu, kıyım olmasından korkuyor. Son gelen haberler, bu sabah 8.00'de yürüyüş yapılacağı doğrul- tusunda. Güneydoğu bu. Bugünden yanna çok şey değişir. Cuma akşamı 18.00'e kadar edindiği- miz izlenimler böyle.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle