15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LAYFA 14 CUMHURIYET ORÜGORÜŞLER 10MART1992SAU •m BURAŞI TÜRKtYE HALUK ŞAHIN Karabağ Sınavı Eskiden sermayenin ve komünizmin "beynelmilel" olduğu söylenirdi. Artık ülkücüsünden tarikatçisine silme uluslarası olduk! B undan bır kaç yıl önce sıze 1992 ılkbahannda Tur- kıye nın onemh soriinlan arasında Karabağ'ın da bulunacağını soyleselerdı ınanır mıydınız9 Herhal- de önemlı bır çoğunluk "Karabağ mı7 Orası da ne- resı'" deyıp omuz sılkerdı Çunku yakın tanhlere kadar Kafkaslarla olan sınınmızın otesı, Kaf Dağı'nın ardı kadar utak \e enşıimezdı Dunyadakı rolunu salt "Batrnın sadık rruttefıkf olarak tanımlayan Turkıye'nın gozu de zaten AT'den \e ABD'den başka bır şey görmüyordu O>su şımdı Karabağ'ın şuracıkta. burnumuzun dıbınde o'duğunu keşfedıyoruz Dışışlen Bakanı Hıkmet Çetın Turkıye'nın "hemen yanıbaşımızdakr bu soruna ılgısız ka- lamayacağını soyluyor Kaf Dağı artık ılgı sınırlanmıan ıçınde Kafkaslardakı perdenın bırden kalkıvermesıyle keş- fettığımız ılgı havzamız Pasıfığe kadar uzanıyor Bu perspektıf değışmesıne ya da ufuk genışlemesıne bölgesel guç olmanın normal sonucu olarak bakıp alışmak gerekıyor Karabağ sorunu çozulse bıle başka Karabağ'lar çıkacaktır Artık ıstesek de ıçımıze kapanamayız Turkıye uluslararası sı>aset arenalannda adı sık geçen bır ülke ola- cak. Ankara'nın attığı her adım yabana basın ve dış odak- larca yakından ızlenec^ktır Hıkmet Çetın'm Karabağ ko- nusunda ABD Dışışle- n Bakanı James Baker ıle yaptığı konuşma oncekı gece BBC Dun- ya Servısı'nde bınncı haberdı Bu değışıklık, ıstese- ler de ıstemeselerde, sı- yaset sahnemızın tûm aktorlennı etkıleye- cektır SHP'nın Kara- bağ konusunu Sosyalıst Enternasyonal'e goturmesı bunun bır ışaretı Karabağ konusuna sahıp çıkma alanında Islamcı kesım ıle mıllıyetçı kesım arasında başlayan yanşda bunu doğrulamıyor mu° Her ıkı grup da buyük mıtıngler duzenleyıp sorunun tammına kendı genışleülmış*' dam- gasını basma çabasında Refah Partısı Karabağ'la bırhkte Cezayır ve Keşmır'ı de ıçıne alarak tum Islam coğrafyasını kendı ılgı alanı ıçınde goruyor MÇP'nın ılgısı daha çok Turkluk dunyası ûzennde odaklaşıyor Fskıden sermayenın ve komünizmin "beynelmılel" oldu- ğu soylenırdı Artık ülkucusunden tankatçısıne sılme ulus- lararası olduk' ••• Karabağ konusunda yenı rolumuzu oynarken bızı en çok 'lobf'ler uğraştıracaktır "Lobı" denınce bızım aklımıza hemen Amenka'dakı Ermenı lobısı gelıyor Oysa Azenler oncelıkle Moskova'dakı Ermenı lobısını duşunuyorlar Duşunuyor ve lanetler okuvorlar Çunku Karabağ sorunu- nu yaratan ve korukleyenın bu lobı olduğuna ınanıyorlar Stalın'ın papaz mektebınden yakın arkadaşı Bolşevık ıhtı- lalusı Anastas Mıkoyan bu lobının ağababası sayılıyor Kremlın u/enndekı Ermenı hegemonyasının çok yakın ta- rıhlere kadar surduğune, hatta bugun bıle devam ettığıne ınanılıyor Sovyetler donemındekı Azen yonetıaler de bu hegemonya karşısında elpençe dıvan durmakla suçlanıyor- lar Bır kaı, gun once ıstıfa etmek zorunda kalan Ayaz Mut- talıbov a yonelık nefretın temelınde de bu bınkım var Ermenıstan'ı gözu gıbı koHayıp Türkıye'yı sıkıştırmaya çalışan Amenka'dakı Ermenı lobısıne gelınce Bu guçlu lobının en etkılı olabıleceğı evredeyız Malum, bu lobı seçım yıllannı sevıyor Hele soykınm onergesının Kongre'ye getı- nldığı gunler ıle Kalıfornıya ön seçımlen yakın tanhlere dü- şuyorsa bu guç maksımuma çıkıyor Onumuzdekı gunler bovle gunler Bush'un önseçımlerde ve kamuoyu yokla- malannda zayıf gorunmesı onlann ekmeğıne yağ surecek- tır Demokratlararasında Rum kokenlı Tsongas'ın yukseb- şı pazarlık guçlennı arttıracaktır Bu ıkı lobıyı gozardı edemeyız Karabağ, tanh sahnesınde yenı bır role çıkan Turkıye ıçın ılk cıddı sınav sayılabılır Bakalım neler olacak'' 60-30 YIL ÖNCE CUMHURIYET 1932: Poliste ifade alınırken vekil de bulunamaz mı? İstanbul dabulunan bır şırkeUn müduru bır ış ıçın ıfadesj alınmak uzere polıs âmırlığıne davet edılmış, bu zatın vekılı de ıtade alınırken beraber bulunmak ıstemış, fakat buna musaade olunmamıştır Busuretle ortaya hukukfbırmes'eleakmışur Bu hususta Vah muavını Fazlı Beyınmutaleasıru sorduk Fazlı B bıze şunlan soyledı "- Usulü muhakematı cezaıy e kanununda buna daır sarahat yoktur Yalnız polıs daha zıyade hadıseyı tenvır ve tesbıt ıçın tahkıkat yaptığı cıhetle burada vekılın bulunmaması lâzun gebr Benım şahsı kanaaum budur " 1962: Şeker Bayramı lOMartgunu. 1962yılındaŞekerBayramı'nın3 gunuıdıve Cumhunyet yennı, Gazetecıler Cemıyetı'nın çıkardığı Bavram gazetesme bırakmıştı TARÎHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN KIRIM SORUNU 17?9'DA 8U6UN, OSMANLt DEVLETT, RUSYA tl£, İSTAN- BUL'DA "AYNAUKAVAK ANnAŞMAS/'NI ıMZALADI.HAS- KDY'DEKİ AYNAUKWAK KAS&'NDAÇSOUİA') YAPllAN ANTIAŞMA, HER IKI DEVLET ARASINDA OTED6N BERl SOROA/ OLAM, ESfd OSMANU MULfCÜ kU- RlM TVPRAIOAGtyLA İLGİÜYDİ. 8EŞ YIL ÖNC£,AY- Nl KONUYLA İLIŞKIU OLARAK İMZALANAU JCLtÇUK KfiYNMlCA AHTLAÇMASM 8AZI MADDELERLE PÜ2EL- TEN YENI ANTLAŞMA,RUSLAR'IN KARAOEHtZ'IN KU ZEYINDEKt K'RtM'l KENDi TOPRAKLARIHA KATMA /STEĞ/AJt FRENUYOR GlBt GÖBüMUyoGSA OA, fŞLER- LIK KAZANAMIYACAKTI. glR SUREPlR 8A6/MSIZ DEVLJET KlAAUĞt TAÇtYAN KIRtM, YONETIMOBld KAR.IÇIKLIK AJEO£N/YLE,H. KATERİhiA'NIN ORDU- LARIHIN /ŞGAUNE UĞJZ(YACAKTHZ. Basın YayınYüksekokullan Prof. Dr. TAYFUN AKGÜNER İstanbul Üniversitesı Basın Yayın YUksekokulu S on günlerde çeşıtlı nedenlerle, Turkıye'dekı basın yayın yuk- sekokullanndakı eğıtım ve oğ- retımın gundeme getınldığını goruyoruz İyıyı bulmak ve kurumlan daha da ılen götürmek amaa taşıyan, arulan yaklaşımlan çok olumlu bulur- ken, bu konuda ortaya çıkan temel bır- takım yanılgılan da eğıtım ve ögretım kapsamı ıçınde belırtmeyı önemh bır go- rev saymaktayız Mtvzut ItfişiUlği Her nedense Turkıye'de, değışıklık onenJen hep mevzuat değışıkbklennde aranır Basın yayın yüksekokullannın mev- zuat değışıklığı sonucu "fakulte" olması veya yuksekokul" olarak kalmalan da böyledır 2547 sayılı kanun hukumlen- ne gore ışleyışı ve ışlevı açılanndan bır fakülteden hıçbır farkı olmayan yükse- kokullann, fakülte adını almalannın, bu okuilann yonetıcılennın atanmalan ya da seçılmelen ve oğrena dıploma- lannın "fakülte dıploması olması dışında ne getıreceğı sorulabılır Yukse- kokul mezunlanrun fakülte mezunu ol- madıklan ıçın kanunlann kendılenne verdığı hak ve yetkılen kullanamadık- lanna hıç tanık olunmadığı gıbı ozel- hkle yuksekokul olmanın oğretım uye- lennın kokenlen, ozerklık, araştırma, bütçe, öğrencı sayısının saptanması ıle ılgısı de yoktur Jtaştırmalar ¥• yikMkıkul olmak Bugun yurtdışında basın yayın ejptımı konusunda ıkı temel yaklaşım gozlem- lenmektedır Bunlardan bınnası, bu okullarda sadece genel kültur derslen- nın venlmesı ve uygulamanın oğrena mezun olduktan sonra kendısı taratın- dan oğrenılmesı Ikınası, basın yayın eğıümmde uygu- lamaya ağırlık venlıp oğrencmın araş- tırma ve okuma ıle genel külturünu ken- dısının gelıştırmesı İstanbul Üniversitesı Basın Yayın Yuksekokulu'nda değışık bır yaklaşım- la karma bır yontem ızlenerek öğrenaye bır yandan kuramsal dersler venlırken dığer yandan Haber Ajansı, fletım gaze- tesı, 4 Boyut adlı dergısı, Akademedya araştırma grubu, matbaası, radyo ve TV Basın yayın yüksekokullannın Amerika'nın pragmatik anglo-sakson kültür yapısı içinde değil, köklü, derin ve sağlam bilgiler peşinde olan Avrupa kûltürüne göre şekillenmesi gerektiği iddiası da bir yanılgıdır. studyosu ve çeşıtlı oğrena kuluplenyle, modern araç \ e gereçlerle donatılmış ça- lışma mekânlanyla oğrenalere uygula- ma yapma olanağı yaratmaya çalışıl- maktadır Bu çalışmâlann fakulte olup olmama ıle ılgısı yoktur Basın yayın yüksekokullannın Ame- nka'nın pragmatik anglo-sakson kultur yapısı ıçınde değıl, kabul ettığımız kok- lü, denn ve sağlam bilgiler peşinde olan Avrupa kultürune gore şekillenmesi ge- rektığı ıddıası da bır yanılgıdır Çağımızda, kıtle ıletışım araçlannın korkunç boyutlara varan gelışmesı ve dünyanın tek kultur yapılanmasına gıt- tığı bır dönemde Amenkan kultürü ve Avrupa kulturü ayınmı yapay kalmak- tadır Üettşlmli) •vrMsslüü Modern ıletışım sosyal ılışkıler yuma- ğıdır Uzay teknolojısı ıle artık herkes her yerdedır Kaldı kı çağdaş ıletışım, "penny press", "ulaşımın gelışmesı", "goç", "teknolojık gelışmeler" ve dığer yan oluşumlarla Amenkan ağırlıklı ge- lışmıştır ABDde ıletışım alanındakı akademık çalışmalar 1880'lı yıllarda başlamıştır Bu nedenlerle, Avrupa'dakı basın yayın eğıümı de genış ölçude Amenka'dan esınlenmektedır Bugunlerde, özellıkle Fransa'da denn ve sağlam bilgiler peşinde olduğu soyle- nen Avrupa eğıtım sıstemı bıle eleştınl- mekte ve oğrena olaylanna neden ol- maktadır 15-25 şubat tanhlen arasında Pans'te ünıversıte öğrenalen, unıversıte eğıtımının daha guncel, kapsamlı ve pragmatik olması ıçın sokak göstenlen yapmışlardır Artık Avrupa-Amenka kultüru ayınmı, çağdaş ıletışımın blok- lan yıktığı bır donemde eskımış ve ger- çeklığını yıtırmıştır Bu satırlann yazan, basın yayın yük- sekokullannın "fakülte" oluşuna karşı değıldır Ancak bu şekılde bır onen ya- pılırken temel yanılgılara duşmeden, gerçekçı ve dunyadakı gelışmelenn ge- reklenne uygun davranmaya ozen gos- tenlmesmın yennde olacağını duşun- mektedır FERRUHDOĞAN f PE .. /CARESİZLİK Iş Guvencesi ve Yasa Değişikliği ÎNdSER ALPTEKÎN Avukat-İş Hukuku Uzmanı Çalışma ve Sosyal Guvenhk Ba- kanlığı'nm "ış guvencesi" sağ- lamak uzere hazırladığı yasa tasansı ıle suresı behrlı olma- yan hızmet akıtlennın feshınde ışverene "neden" bıldırme yükümlülûğü getınl- mıştır 1475 Sayıb İş Yasası ülkemızde ışçıye ış guvencesi sağlamamaktadır Buna karşıhk ışverene en genış bıçımıyle "keyfı ışten çıkarma" yetkısıru vermek- tedır Ülkemızde bu yasa ıle herhangı bır nedene dayanmadan ış akdı feshı gerçekleşmekte, yargı mek->nızması da ışe ıade karan vermemektedır Hatta Yargıtay'ın yerleşık goruşune gore ışçı- nın ış akdının feshı ışverenın tartışılmaz yetkısmde kabul edılmektedır Ül- kemızde uzun yıllardır yaşanan "ış gu- vencesi" boşluğu, ancak ış yasalannda yapılacak değışıklıkle doldurulabılecek- trr ILO standartlanna uygun olan ve Batı ulkelennde de uygulanmakta olan sıstemde ış akdı feshınde "neden" goste- nlmekte ve yargı yolu ıle "nedenler" de- netlenmekte ve "ışe ıade" gerçekleşmek- tedır Ülkemızde 12 Eylul donemınden son- ra ve son yıllarda yasa boşluğundan ya- rarlanılarak ışverenlerce yığınsal olarak ışten çıkarmalar gerçekleştınlmıştır Sendıkal orgutlenme ozgurluğunün yok edıldığı bu sıstemde sendıkalaşan ışcıle- nn ışme son venlmıştır Toplusozleşme- ler sonrasında malıyetlenn yukseldığı gerekçesı ıle ışyerlennden topluca çıkar- malar yaşanmıştır Yıne toplusozleşme kapsamındakı ışyerlennde uretım dışında yapılan butun ışler ve hızmetler "taşeron ' ebyle yurutulmuş, bu kadro- larda yer alan ışçılenn ışme son venlmış- tır İşyen kapatma ve kuçültme bahane- lenyle yuzlerce bınlerce ışçı ışsız kalmıştır Yaşanan butun olumsuzluk- lar yapılacak yasa değışıklığı ıle gıdenle- bılecektır Bu nedenle ış yasasında rşverene tanı- nan "nedensız" ış akdı feshı yetkısı orta- dan kaldınlmalıdır Işverenın keyfi uy- gulamalanna yol açmaması ıçın yasada yer alan "nedenler" yargı mekanızması- nda denetlenmelıdır Aynca bu neden- ler yargılamada yoruma meydan ver- meyecek bıçımde yasada açıkça yer al- malıdır Hazırlanan taslak ıle "ışçının kışılı- ğınden veya davranışlanndan ılen gelen bır nedene dayanmıyorsa ya da ışçının bır ışyennde çalışmayı sürdürmesmı olanaksız kılan ışyen gereklennden kay- naklanmıyorsa" ış akdının feshı haksız sayılacağı hukum altına alınmıştır Işçının "sendıkaya uye olması ya da olmaması ya da benzer başka bır sendı- kal faalıyet nedenıyle " ışıne son venl- mesı durumunda da fesıh ışlemının haksız sayılacağı tasanda yer almıştır Bu huküm ülkemızde yaşanan sendıkal orgutlenme nedenı ıle haksız olarak yapılan ışten çıkarmalara karşı ış guven- cesını sağlayabılecektır îş yasasında ışverene tanınan "nedensiz" iş akdi feshi yetkisi ortadan kaldırılmabdır. İşverenin keyfi uygulamalarına yol açmaması için yasada yer alan "nedenler" yargı mekanizmasında denetlenmelidlr. İşçınm ışe ıadekaran neücesınde"boş- ta geçen sureye aıt ucret ve dığer hak- lannın odenmesı" hukmu de olumlu ge- üşmeyı gostermektedır Boylece yargı ış- leyışı sırasında ışçının boşta geçen sure- lennın "ucret guvencesi" sağlanmak- tadır Tasanda yer alan "Yargıç, taraflar- dan bınnın ısteğı üzenne hızmet akdının devamının katlanılamayacak bır duru- ma gelmış olduğu kanısına vanrsa ışe ıade karan yenne ışçının 6 aylık ıle 1 yıllık ücretı tutannda bır tazmınata hukmetmesı" ış guvencesi açısından tartışılacak bır bolumdur Bu hukum ış- verence ışletılerek "tazmınat odenmesı" karanyla ışe son verme gerçekleşmış olacak ve ış guvencesi sağlamaya yone- bk "nedenlenn" yasada yer almasi yet- meyecektır Oysa yasada bu "nedenler" açıkça yer almalı ve yargıcın vereceğı "ışe ıade ka- ran" esas olmalıdır Tazmınata hukme- dılerek ış guvencesi yok edılmemelıdır 17.ntadlfrttiişiUil(leri Iş YasaM'nın 17 maddesıne getınlen değışıklıkie gunumuzde uygulama ola- nağı olmayan I a-b, II c fıkra hukumlen çıkanlmış ve bu maddeye yenı duzenle- me getınlmıştır Bu maddeye ılave edılen "ışçının ve sendıkasının feshın haksızlığı ıddıasıyla yargı yoluna başvurmalannın sağlan- ması ve haksız feshın saptanması sonu- cu ışe ıade karan" venlmesı ış guvencesi açısından ışcıyı koruyucu hukum ola- rak görulmektedır Ancak 17 maddenın II fıkrası nede- nıyle vapılan ışten çıkarmalarda kıdem tazmınatı odenmemektedır Bu nedenle 17 maddenın kapsamı ve gerekçelen daraltılarak bunun dışındakı fesıh se- beplennde kıdem tazmınatının odenme- sı şağlanmalıdır İş Yasası 24 maddede yapılan değı- şıklıkle "ışyen gereklen sonucu topluca veya 4 haftalık süre ıçınde aralıklı ola- raİc ondan az olmamak uzere yapılacak çıkarmalarda fesıh bıldınmım yapma- dan en az 1 ay once nedenlen ıle bırhkte bolge müdurluğune bıldınlmesı ve ızın ahnması" gerekmektedır Bolge mudur- lüğü de taraf sendıkanın goruşünu ala- rak ışverenın ılen surduğu nedenın varlığını ınceleyerek karar vermektedır Karar taraflara teblığ edıldıkten sonra ışçı veya sendıka ış mahkemesıne ıtıraz edebılmektedır Mahkeme konuyu ın- celeyerek ışten çıkanlmanın "haklı ne- denlere" dayanıp dayanmadığmı kara- ra bağlamaktadır Toplu işçi çıkapna Bu maddeye getınlen değışıklıkle top- lu ışten çıkannalar oncelıkle bolge mü- durîuklennın denetımıne tabı tutulmak- tadır Bolge müdurlüğu bu başvurular- da ılgılı sendıkanın goruşünu almak- tadır Bolge mudurluğu kararlan ıse yargı denetımınden geçmektedır Bu madde ıle getınlen değışıklıkler "ış guvencesi" adma olumludur ancak burada üzenn- de durulması gereken "haklı nedenle- nn" gerek bolge mudurluğunde gerekse yargıda ıncelenmesı sırasında yoruma yol açmayacak şekılde yasada duzen- lenmesı gerekmektedır Yasaya yenı getınlen bu madde ıle ge- rekçelen varsa oncelıkle 2 aylık sure ıçın kısa surelı çalışma ve ışçıye yanm ucret odenmesı hukmu getınlmektedır Boyle bır hukum uygulamada ışve- renlenn keyfi tutumlanna bırakılması ve "yanm ucret" aieyerek ışçı cahştırma halınde olumsuz bonuçlar ortaya çıkabılır DEĞİSEN HÜSEYİN BAŞ Ağaçlar Ayakta Yaşar Ç evre ve Kulturel Değerlennı Koruma ve Tanıtma Vakfı "ÇEKÜL"ün 1 mart-1 nısan arasında baş- lattığı "100 000 Ağaa Bırlıkte Dıkelım" adlı ağaç dıkme kampanyası, dünyanın, bu arada buyük geakmelerle de olsa ulkemızın çevre sorunu gıbı yaşamsal onemdekı bu devasa sorunun çozüme ulaştınlması yonün- de katkıda bulunması her türlu övgunun uzennde ÇEKUL'un ozvenlı yonetıcılen konuyla ılgılı basın bül- tenlennde, "Bız bu ulkenın kotu kıracılan mıyız" dıye soru- yor Salt bu ulkenın değıl, gezegenın kotu kıracılan olduğu- muzdan kuşku yok Aslında evı kotu kullanaı, kıracıyı, ev sahıbı, yasaîara dayanarak kapı dışan eder Oysa gezegenı- mız soz konusu olunca "kotu kıracılan kapı dışan edecek yasalar, en azından şımdılık ortalarda gorunmuyor Bıraz da bu yuzden ış gene de kıraalann akıllanru başlanna dev- şırerek evlennı gerektiği gıbı kullanmalanna kalıyor Bu elbette kı kolay değıl Kâr ve rantabılıte deyınce akan sulan durduran vahşı kapıtalıst rekabetın, yenılenmesı ola- naksız doğal zengınlıklen acımasız ve bılınçsız bır hoyratlık la talan etmekten kolay vazgeçmeyeceğı bılınıyor Bılımın, ekosıstemın yıkımını tum çıplaklığıyla ortaya koyması, kendılenne bır omlet yapmak ıçın koskoca bır ormanı yak- makta sakınca gormeyenlen, tum canlı ve cansız varlıİclan tehdıt eden bu buyuk tehlıke karşısında duyarlı olmaya ıkna edemıyor Polıtık ve ekonomık oncelıkler her zaman ağır basıyor Çevrenın korunmasma oncelık tanınmasında Yeşıllenn polıtık bır guç olarak ortaya çıkmalannın rolü kuçumsenemez Onlar, çevre bılıncının gelışmesıne yardıma olmakla kalmamışlar, unlü Fransız güldürü ustası Coluche'un deyışıyle "ağaçîann oy vermesını" beklemeden 'Doğa'nın partısı olarak sıyasal yelpazede yerlennıalınış- lardır . « ^ _ ^ _ _ _ ^ _ ^ ^ _ Dtinyadaki yeni durum, güvenük konseptini yeniden tanımlamamız gereğini dayatıyor. lehdit, politik ya da askersel değil, ekolojiktir. Stockholm'den yır- mı yıl sonra Bırleşmış Mılletler'ın 1992 ha- zıranında Rıo'da topla- nacak "Çevre ve Kalkınma" konfe- ransı, "çevre" olayını evrensel ölçüde ele ala- rak ekolojık yıkımı frenlemenın yollannı araştıracak VVorldvvatch Enstıtusu'nun başkanı Lester Brovvn'la "Ge- zegenın Durumu" ıle ılgılı olarak 26 dılde yayımlanan araştırmanın çıkışı munasebetıyle yapılan soyleşı, çevre so- rununun "durumu" konusunda onemh ıpuçlan venyor (i) "1992'de gezegenın durumu konusunda lyımser olmayı ve sevındıncı haberler vermevı çok ısterdım Ama Stock- holm Konferansı ndan bu yana gezegenın durumu ıle ılgılı butun göstergeler" kırmızıyı" ışaret edıyor 1972'de dunya nufusu yılda 72 mılyon artarken, 1992'de 92 mılyon artmıştır Orman dokusu yırmı yıl once yılda on bır mılyon hektar azalırken, 1992'de azalma 18 mılyon hektara ulaşmışür Toprağın "humus" fakırleşmesınde de eğılım aynıdır 1972'de 4 mılyar ton olan karbonık gaz emısyonu, bugun 6 mılyar tona ulaşmıştır Stockholm'de uzennde pek durulmayan asıt yağmuru ve ozon tabakasının ıncelmesı bugun addı bır sorundur " Lester Brovvn, gezegenın kalkın- ma bıcımını tehlıkeye atmadan durum nasıl düzeltılebılif? sorusunu ıse şoyle yanıtlıyor "Her şey kalkınma sozcuğunun ardına ne koyduğunuza bağlı Klasık ekonomıstler bunu gayn safi mıllı hasıladan kalkarak hesaplıyorlar Gayn safi mıllı hasıla, sermayenın gıderek arttığını saptıyor Ama her zaman ekosıstemın ve doğal kaynaklann değer kaybıru unutuyor Bu tur hesapla- ma artık mıyadını doldurmuştur Onu kullanmaktan vaz- geçelım Ulusal muhasebe sıstemını butunuyle yeniden du- şunelım Norveç HoIlandaveJaponyahukumetlenhesaba çevredekı değışıklıklen de katmaktadır " Lester Brovvn, sozu geçen soyleşıde, çevre yıkımının ya- vaşlatılmasında ' enerjı" kullanımının belırleyıa rolünü de ortaya koyuyor Sadece babadan kalma ampuller yenne modern ampuller kullanmakta enerjıden %75 tasarruf edı- lebıleceğını, bununsa çevreyı kırleten yığınla komur yakıtlı santralı devreden çıkaracağını dıle getırdıkten sonra geze- genj tehdıt eden asıl tehhkeyı vurguluyor 'Dunyadakı yenı durum, guvenhk konseptini yeniden tanımlamamız gereğini dayatıyor Tehdıt, polıtık ya da as- kersel değıl, ekolojiktir Nufuspatlaması, ıklım değışıklıkle- n, toprak erozvonu, bıyolojık çeşıtlılıgın kaybı Işte asıl teh- lıke bunlar " 4MartI992 OKURLARDAN Kardeşçe yaşamanın onuru Sayın Dıclelı, Cumhunyet Gazetesı ndekı 14Ocak 1992 tanhlı yazınızı okurken anlayamadığım devamlı "sız-bız" tabırlenru kullanmanız "Sız" kımsıruz, " bız kımız'' Hepımız ay nı vatanın evlatlan, hepımız Turk değıl mıyız9 Yıllarca evvel değışık yörelerden gelıp, yerh halkla kaynaşarak Anadolu'nun bereketlı topraklanna yerleşmış, bu guzel vatanı kurmuşuz1 Bu topraklan hep bırlıkte defalarca duşman saldınlanndan, canımızla, kanımızla. neler pahasına korumuşuz1 Çoğumuzun aılesınde Orta Asyalısı, Makedonyahsı, Arnavutu, Boşnagı. Çerkezı, Kurdu, Lazı, Bızansbsı, Musevısı karmakanşık ve sarmaşdolaş var' BızlerTurkuz1 Osmanh İmparatorluğu tumuyleyok olmayayuz tutmuşken bu vatanı hep bırbkte kurtardık, ısabetb devnmlenmızı hep bırlıkte yaptık Kullerden dıpdın bır vatanyaratük Kıymetını bılebm Değışık heveslere, fantealere kapıhp hem kendımızı hem "bırbınmızT harcamay ahm, fanatık obnadan hep bırbkte ılerlemeye bakalım çok Olamaz mı? 1 L umhunyet Hafta dakı " Gorüşler' sayfası şımdılerde bıraz arkada kalıyor Yıne, tam say fa olarak 4 sayfavaalınamaz mı'2 Ozclliklcivpobtıka habcrlennın bulunduğu say fa adına Haberler yenne It, Polıtıka gendevız, bırbınmızı engellemeyelun Ulkucumuzle, komunısumızle bız bıaz Dıcle de bızım, Sakarya da, beğensek de, beğenmesek de Jubana's da bızım, Galena da Çeküklenmızı bırbkte çekıyoruz, mutluluklanmızı bırbkte yaşıyoruz Gerek Osmanb Imparatorluğu'nda, gerek Turkıye Cumhunyeü B M Mecbsı'nde Kürt kökenh kıymetb devlet adamlanmız bulunmuştur bulunmaktadır Şu veya bu bahaneyle bu mılletı bolmeye çabşmak hıçbınmıze, (ne sagunıza, ne solumuza) yaramaz Ancak sılah tuccarlannı ve fabnkatorlennı zengınleştırmeye yarar Hoş gorülü ve genış fikırb olmaya gayret edelım Bu guzel topraklar üstünde asırlarca kardeşçe yaşamış obnanm onuruna varabm "Sız-Bız" olmadan, Turk mılletı olarak, buna layıkız, var olmamız buna bağJıdır. Onurumuz. msanbk onurumuz burdadır Saygılarla HATİCE SARIKAYALI atılsa, daha uygun olmaz mı'' 3 özgûrce ve Başkent'ten yazılan da bır göruş yaası değıl mı9 Donerh olarak "Göruşler sayfasına abnamaz mı' Saygılanmla HÜSEVtNUZERLt Almaava
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle