Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29BA"»" 1 W2(PUMARTEŞİ CUMHURİYET SAYF
HABERLER 19
Çalıntı
bahar
Kışortasında
bahardan çalıntı
bir gün yaşamak
Moğollan
neşelendırdi.
Başkent L'lan
Bator'da
ahşılmışmdışında
ıyibırha\ayla
karşılaşan
Moğollar,
sokaklara
dökülüp günün
tadınıçıkardı.
Kentin
meydanındaki
heykelliçeşmede
oynayan
çocuklardan biri
yeredüşünce,
arkadaşını
kahkahaya
boğdu. (Fotoğraf:
RELTER)
Çekoslovaklar, Almanya'yı affetmiyor
Çekoslovakya'nın başkenti Prag'a
resmi birziyarette bulunan Almanya
Başbakaru Helmut Kohl, yüzlerce
Çekoslovakın protestolanyla
karşılaştı. Kohl ile Çekoslovakya
Cumhurbaşkanı Vaclav Havel'in.
ülkelerinin arasında bir dostluk
anlaşması imzalamalanmn ardından
Prag sokaklannda toplanan yüzlerce
kişi. 2. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin
Çekoslovakya'da yaptıklannı
unutmadıklannı haykırdı.(REUTER)
Yeni kalbe
uyum
AA (Washington) - Amerikah bi-
lim adamlan, kalp nakli arneliyat-
larmdan sonra vücuda giren ya-
bancı dokulara saldıran hücreleri
engelleyen iki antikor saptadılar.
"Science" adh tıp dergisinde ya-
yımlanan makaleye göre laboratu-
vaıda fareler üzerinde yapılan de-
neyler sırasında, yabancı hücrele-
re çoğu zaman saldıran kan hüc-
releri "T" lenfositlerinin yüzeyin-
de bulunan moleküllerin hareket-
lerini engelleyen iki antikor sapta-
dı. Bu antikorlar, vücuda bir "mo-
lekül kalkanı" oluşturuyor, ancak
bu kalkan, kalp nakli yapılan has-
taların kullandıklan Uaçlann ço-
ğunun oluşturduğu kalkandan
farklı olarak, "T" hücrelerinin
kendüerini etkisizleştirmiyor. "T"
hücrelerinin etkisiz hale gelmesi,
vücudun bağışıkiık sistemini yok
ediyor.
1yi ki doğdun Elizabeth
Amerikalı ünlüaktrist Elizabeth
Taylor 60. doğum gününü.
kendisinden 27 yaş genç olan
yedinci eşi Larry Fortensky ile
birlikte Disneyland'da kutladı.
Disneyland'daki gezisi sırasında
çocuklar gibi eğlenen Elizabeth'i
kutlayanlardan biri de dünyanın
tüm çocuklannın tanıdığj Miki
Fare idi.(Fotoğraf:REUTER)
Eıfflasyon tartışması tırmarayor
I (hştarafi 1. Say/ada)
söyUi.
Bzı ürünlerin ithalinde auttan fonla-
n n ükseltilme-si konusuna dı değinen
Dev:t Bakdnı Çiller, for.lann yerli sa-
nayun darnpıngli urünlere karşı korun-
masamacıyla alındığmı behrbrek "Ko-
rumcı dteğüız ve oımayacağu da. Tam
tersı Türk ekonomisinin dünya ile en-
tegrsyorıunu sağlamak içir 1996"ya
kadx. gûmrük \e fonlan belli oranlarda
ındicceğiz \e bunu önceden açıklayaca-
ğız'üye konuştu.
Çıler, özelleştinne konusurda koalis-
yon ortağı SHP ile anlaşmazlıklannın
olm.dığını, bu çalışmalann, koalisyon
protikoliinde öngörüldüğü gbı yürütü-
lecegni büdirdı. Orta ve uzun vadelı
borç ödeme hesaplan ıvı ya^ılamadığı
ıçin.cumhuriyet lar.hinde ilk tez, bu üç
aydt, çok yüİcsek miktarda ıç borç öde-
mesı gerçekleştirdiklerine diklati çeken
Çiller. bundan sonra ödemelei üst üste
getiımernek ıçin Hazinenin orta ve
uzut vadeli borç programı hazırladığını
kaycetti. Çiller. kronik enflaiyon bek-
lentKİnın kınlmasından sonra, altın ve
ECL' üzcrinder de iç borçlarma yapıl-
masnı sağlamak için hazırlıklann sür-
dürtldüğünû belirttı.
Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapı-
lan ve Bakanİar Kurulu tarafından da
kabul edilen değışikliklerin, sermaye pi-
vasasını derinleştireceğini, fınans kesi-
mindeki Merkez Bankası'nm ve banka-
lann tekelini kıracağını anlatan Çiller,
İstanbul Menkul Kıyrnetler Borsası'n-
daki teşvik beklentisi ile ilgili bir soru-
yu da şöyle yanıtladı:
"Değışıklik ile sermaye piyasasındakı
yenı kurulması öngörülen kunrmlar.
sermaye piyasasını derinleştirecek. Bu,
borsavı da orta vadede olumlu etkiler.
Bizim öyle bugünden yarına, 'Bugün bir
şey söyleyeceğiz, vann borsa yüksele-
cek' gibi bir iddiamız yok.Bu, bizim de-
ğil. gecmiş iktidann işidir. Bu nedenle,
SPK Kanunu'na bügi alışverişini yasak-
layan ve ceza koyan bir hiiküm geürdik.
Orada büyük alışveriş yapan. şöyle ya
da böyle spekülasyon yapan insanlar
var. Bunu yaptınp yapürmamak bizim
ışimiz değil. Borsa düser de çıkar da...
Bizim ışimiz, bazı önlemlerle sermaye
piyasasırun sağlıklı işlemesini sağlamak.
Orta vadede. küçük tasarruflann borsa-
ya akmasını sağlamak. Bunun için gelir
dağılımı düzeltilmelidir. Bunun yolu da
insanlann sermaveye ortak edilmesin-
den geçiyor."
Altın borsası
Altın borsası kurulması yönündekı
çalışmalann da tamamlanmak üzere ol-
duğunu bildiren Devlet Bakanı Çiller.
SSCB'den aynlan Türk cumhuriyetleri-
nin de "altııT'a büyük ilgisi olduğunu
belirıerek "İslam ülkeleri, Türkiye'nin
fınans merkezi olması görüşüne çok
olumlu bakıyor. Yapılacak düzenleme-
lerle bu amaç adım adım gerçekleşecek"
dedi. *
Basın toplamısından sonra TOBB'yı
ziyaret eden ve yönetim kurulu toplantı-
sına katılan Tansu Çiller, koalisyon
hükümetinin bütün doğrulara parmak
bastığını belirterek "Her şeyin doğrusu-
nu bulmakta kararhyız" dedi. Çiller,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rona
Yırcalı'dan hükümete "destek" sözü al-
dı.
TOBB Yönetim Kurulu Başkanı
Rona Yırcalı da yaptığı konuşmada. ye-
ni hazırlanan teşvik sisteminin, finans-
man kaynaklan göz önüne alınarak
hazırlandığını belirterek uygulamaya gj-
recek teşvikleri "samimi ve uygulanabi-
lir" bulduklannı kaydetti.
Eksik inızalı kararnameye ÖzaTdan veto Kayseri
FirarI Baştarafi 1. Sayfada
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın
kararnamelerle ilgili önceden
bilgi verilmesi sözleriyle ilgili
konu şudur. HUkümet, bazı ka-
rarnameleri bazı bakanlarm im-
zası olmadan, bakanların daha
sonra imzalayacağıru belirterek
imzaya göndermiştir. Sayın
Cumhurbaskanı, bu bakanlann
kararnameleri sonradan imzala-
mayabileceği gerekçesiyle geri
göndermiştir. Aynca, olağanüs-
tü hal ile ilgili karamamelerin
cumhurbaşkanının başkanlığuı-
da yapılacak Bakanİar Kurulu
toplantısında kabul edilmesi ka-
nun hükmüdür, buna rağmen,
olağanüstü hal ile ilgili bir ka-
rarname "Cumhurbaşkanı'mn
başkanhğında yapılan Bakanİar
Kurulu toplantısında" tabiriy-
le imzaya gönderilmiştir. Sayın
Cumhurbaskanı istedikleri za-
man kendi başkanhğında top-
lantı yapılabileceğini ancak baş-
kanlık etmediği bir toplantıyla
ilgili kararnameleri imzalama-
yacağını belirterek geri gönder-
miştir. Olay budur."
Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreteri Kemal Yamak, Cum-
hurbaşkanlığı'na bugüne kadar
kanun, kanun hükmünde karar-
name, Bakanİar Kurulu kararı
ve atamayla ilgili üçlü kararna-
me olarak 939 kararın geldiği-
ni, bunlardan yüzde 97.34'ünün
imzalandığını da açıkladı. Ya-
mak, Cumhurbaskanı Turgut
özal'ın 189'u müsteşar, müste-
şar yardımcısı, genel müdür ve
yardımcıları gibi üst düzey yö-
neticiler olmak üzere toplam
688 atama kararnamesini imza-
ladığını bildirdi.
Demirel'den yanıt
Başbakan Demirel. Ya-
mak'ın sözlerı üzerine
ANKA"nın yönelttiği soruyu
vanıtlarken, böyle bir duru-
mun söz konusu olmadığını
sövledı. Demirel, "Bizim boy-
le bir şeye ihtiyacımız yok.
Eksık imzayla kararname
gönderdiysek. İmza eksık" di-
ye gönderir. Atlatrnaya çalışı-
yor değıliz ki. Aynı şeyler bu
açıklamanın sahibi Kemal
Yamak'a da söylenmiştır" de-
di.
Başbakanlık Müsteşarı
Necdet Seçkınöz de eksık ım-
Karabağ: Azeriler zor durumda
U(Baştarafi 1. Sayfada}
kasya Komutanlığı'na bağlı 366. Alay'ın
geri jekileceği bildirildi. Ajansların habe-
rine göre BDT Genel Kurmay Başkanı
Yevıeni Şapoşnikov, 366. Alay'ın Kara-
bağ'dan çekilmesi için emir verdi. Inter-
fax Ajansı, söz konusu emm Dağlık
Kartbağ'ın başkenti Hankenti ve diğer ça-
tışma noktalarının yanı sıra Azeri-Ermeni
sınınna konuşlandınlmış BDT birlikleri-
ni de kapsadığını duyurdu. Alayın birkaç
gün içerisinde çekilmesi bekleniyor.
Ermenistan Devlet Başkanı Levon
Ter Peırosyan'ın danışmanlanndan Ge-
rard Libardiyan, Dağlık Karabağ böl-
gesine Ermenistan'ın müdahale edeceği
tehdidınde bulundu. AA"nın habenne
göre Libardiyan, Moskova'da düzenle-
diği basın toplantısında, " Karabağ'da
-Errncnilerin tasfıye edilmesine sessiz.ka-
lamayız. Bir noktada Ermenıstan da
Karabağ'a müdahale etmek zorunda
kalacak" dedi.
Ermenistan, bugüne kadar soruna
doğrudan taraf olmadığını, çatışmalann
Azerbaycan ile Dağlık Karabağ'daki
Ermerulerin arasında gcçtiğjni savunu-
yordu. Ermenistan yönetimi, Karabağ'-
da somnun Azerbaycan'ın burada yaşa-
yan Ermenilerin self determinasyon
hakkını tanımamasından kav naklandı-
ğını öne sürüyor.
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Vela-
yeti, dün Azerbaycan'daki temaslannı
tamamlayarak Ermenistan'a gecti. Ve-
layeti'nin. programda olduğu halde.
Karabağ'da çatışmalann artması üzeri-
ne bölgeye gidemediği haber veriliyor.
Velayeü, Azerbaycan ile Ermenistan
arasında Karabağ sorununun çözümü-
ne yönelik arabuluculuk yapıyor. İran.
iki gün önce arabuluculuk girişiminin
başanya ulaştığını, taratlar arasında
ateş,kesin sağlandığını duyurmuştu.
'Taşar'ın puDan'na
Elçibey: Bakü Rıısların kııklasıSEMİH IDtZ (Bakü) - Azer
baycan Halk Cephesi lidert
Ebulfez Elçibey, Azerbaycan'da-
ki mevcut yönetimin "Rusya'nın
esiri" olduğunu öne sürerek er-
ken parlamento seçimleri için
çağnda bulundu. tran'ın, Kara-
bağ için arabuluculuk girişimle-
rini göz boyama olarak niteleyen
Elçibe%, Rusya ile lran'ın bu ko-
nuda kendi çıkarları için işbir-
Üği sçicde olduklarını savundu.
ABD, Fransa ve diğer etkili
ülkelenn ağırbklannı koymama-
lan du.-umunda Türkiye"nin ya-
pacağı arabuluculuğun da bir
sonuç veremeyeceğini kaydeden
Elçibe>, "Pan Türkizm" diye bir
şeyin olmadığını, bunun başta
Ingiltere obnak üzere Batılı ül-
kelerir, "Türkler birbirlerini
sevmennler diye" ortaya attıkla-
n bir nesele olduğunu söyledi.
Bakû'yü ziyaret eden Dışişle-
ri Bakanı Hikmet Çetin ile de
dün uzun bir görüşme gerçekleş-
tiren Elçibey, bir grup Türk ga-
zetecisinin çeşitli sorularını ya-
nıtladı. Elçibey, bugün Bakü'de
düzenlemeyi planladıkları ve
500 bin kişinin katılmasını bek-
ledikleri yönetim aleyhindeki
mitingi, "Rusya'nın, vatandaş
harbi girişimine el vermemek
için" iptal ettiklerini belirtti.
Mevcut hükümetin "yurdu ve
milleti müdafaa etmediğini" be-
lirten Elçibey şöyle dedi:
"Karabağ'da köyler dağüıyor.
Hükümet bir şey yapmıyor.
Moskova'dan korkuyor. 'Köyleri
Ermeniler yaktı' -deniyor. Ama
Ermenilerin bunu yapacak güç-
leri yok. Bunu Ruslar yapıyor.
Hükümet ise Ruslann kuklası,
esiri. Rusya'nın esiri ise bir şey
yapamaz. Babrak Karmallar,
Necibullahlar ne yaptıysa Mut-
talibov da öyledirf'
Ebulfez, dün Ruslann iki he-
likopterle Şuşa kentinde bir pet-
rol deposunu bombaladıklarını
ve iki kişinin ölümüne yol açtık-
lannı kaydederek bunun, Rusla-
nn bölgede faal olduklannı gös-
tergesi olduğunu, çünkU "Erme-
nilerde helikopter bulunmadı-
gını" söyledi.
Mevcut yönetimin, olağanüs-
tü durumda seçilen hükümet ol-
duğunu belirten Elçibey, "Biz
seçim istiyoruz, önce parlamen-
to seçilsin sonra cumhurbaska-
nı seçilir" dedi.
Atatürk'e "Rakı içerdi" diye
çıkışan mollalara kızdığını açık
bir şekilde hissettiren Elçibey,
"Atatürk, memleketi iflastan,
kandan kurtarmış. Gelsin kur-
tarsınlar Azerbaycan'ı mollalar"
diye tepkisini gösterdi.
Ebulfez, Azerbaycan halkı
için özgürlük istediklerini,
Türkiye'den tek isteklerinin ise
bunu desteklemeleri olduğunu
söyledi.
U( Baştarafi 1. Sayfada)
nın daha da artmasına neden
olmaktadır. Aynca söz konu-
su harcamalann, kuruluşun
bütçesinde yer alan ödenek-
lerden karşılanması, bütçele-
rin aynlığı prensibine de uy-
gun düşmemektedir."
Rapora göre, 1990 yılında
TÜGSAŞ temsil ve mısafır
ağırlama için 71 milyon lira
harcadı. Aynı yıl. 30 milyon li-
ra da kırtasiye ve benzeri gi-
derler için harcama yapıldı.
1991'in ilk dokuz ayı icinde ise
temsil ve misafır ağırlama har-
caması 97 milyon lira olarak
gerçekleşirken. TÜGSAŞ'ın
bütcesinden 273 miKon liralık
pul. 53 milyon liralık da zarf
alındı. Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu. bu harca-
malann, başında ANAP'U
Mustafa Taşar'ın bulunduğu
devleı bakanhğı ıçin yapıldığı-
nı bildirdi. Raporda, bunun,
TÜGSAŞ'ın ana sözleşmesine
ve yasaya aykın olduğu belir-
tilerek. aynca bütçe prensiple-
rine de ters düştüğü kaydedil-
di.
Kamuoyuna "Mustafa Ta-
şar'ın pullan" olarak yansı-
yan harcamalar, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Tahir Köse'-
nin talimatı üzerine bakanbk
müfettişlerinin yapuğı incele-
me üzerine ortaya çıkmışü.
Demirel hükümetinin açıkla-
dığı yolsuzluk dosyalan ara-
sında yer alan pul ve zarf har-
'camalanyla ilgili rapor,
Cumhuriyet Başsavçılığı'na
da gönderilmişti. TÜGSAŞ
Genel Müdürü Nadir Erol ile
müdür yardımcısı Mustafa
Çağlayan, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Köse tarafından gö-
revlerinden ahnmışü. Yakla-
şık 325 milyon liralık pulla
zarfın, ANAP'lılara gönderi-
len tebrikler için ahndığı öne
sürülmüştü.
KapadenlzBakırılavası
Öte yandan, Karadeniz Ba-
kır tşletmeleri'ni, dış ahm sa-
üm işlemlerinde milyarlarca
brahk zarara uğrattıklan ge-
rekçesiyle haklannda dava
açılan eski genel müdürler Rı-
fat Kont ve Doğan Çeçen'in
yargılanmasına nisanda baş-
lanacak.
lş güvencesinde suçlamalar
W( Bqtarafı 1. Sayfada)
netimnden işverenlerin neden
korktıklannı anlayamıyorum"
diyenYılmaz, bu sorun üzerin-
de anaşma sağlanamazsa, diğer
pek pk sorunun çözümü için
diyal<g yolu aramanın anlamı-
nın kümayacağını söyledi.
Senpozyumun açılışında bir
konuma yapan Çalışma Baka-
nı Mhmet Moğultay ise çalış-
rna. hrışmın sağlanmasının iş
banş/la özdeş hale geldiğini
söyleerek şöyle konuştu:
"Gvenli çalışma ortamı, gü-
veolıoplumun çekirdeğidir. O
ncdeie işe başlar başlamaz ön-
ce iş ûvencesi konusunu ele al-
dık. 5 güvencesinden amaçla-
aın..uşkusuz işçinin işinin gü-
voncaltına ahnmasıdu-. İşçinin
keyf haksız ve nedensiz olarak
»ACA
IURUM BAR'daer Cuma-Cumartesı
MAY-BURAK-TAMER
277 08 08 , 09
işine son verilmemesidir!'
Uluslararası Çahşma Örgütü
Türkiye Direktörü Prof. Rüçhan
Işık yaptığı konuşmada, dünya-
daki eğilimlere uygun olarak
Türkiye'de iş geliri ve istihdamın
azalmayla karşı karşıya olduğu-
nu, bu koşullarda iş ve gelir gü-
venliğinin tartışmaya açılması-
nın sosyal barış için gerekli ol-
duğunu bildirdi.
Geçmiş yıllardaki ve şimdiki
yasa önerileri konusunda açık-
İanan bilimsel görüşler doğrul-
tusunda Türkiye'de iş güvenliği
konusunda yasal düzenlemeye
gidilmesi gerektiğine dikkat çe-
kildiğini kaydeden Işık şöyle de-
vam etti:
"Sosyal diyaloğun taraflan,
kendi görüşlerini savunmak için
bir kısım profesörler deneyerek
bir ayrımcılığı yansıtan tutum-
lar sergilerse, hem diyalog için
yararlı olmayan bir yaklaşım
sergilenmiş olur hem de akade-
misyenlere haksızlık yapılmış
olur!'
Işık, taslakla başlayan sosyal
diyaloğun gelişmesinin ve ortak
platforma geçmesinin zamanı-
nın geldiğini kaydederek ILO-
nun hükümet, işçi ve işveren ke-
simlerini bir araya getirmenin ev
sahipliğini yapmaya hazır oldu-
ğunu bildirdi.
Açık mavi gömlekli,
gözlüksüz. askılı genç adam
- Yani, bu bir çeşit
kredi mi oluyor?..
Beyaz gömlekli,
gözlüklü, askısız genç adam
- HayırL.
"Kredili" bir hesap oluyor.
Bu bir hesap!
zalı kararnameler gönderilir-
ken Cumhurbaskanı Özal ve
Genel Sckreter Yamak'la
'tam mutabakaı" sağlandığını
ıfade etti.
Seçkinöz şöyle dedi:
"Eksik imzayla kararname
gönderme olmaz. Yanlışlıkla
imza eksik gönderilmişse. ora-
daki memurlar. 'Bunun imza-
sı eksik' diye iade ederler. Bazı
kararnameler Köşk'le muta-
bık kalınmak suretıyle eksik
de olsa ilan edılır, sonra ta-
mamlanır. Böyle yapılmıştır.
Bu kararnamelerden binsi şe-
ker fiyatının tespitidir. Çok
acele "kararnamedir. Yurtdı-
şında seyahatte olan bakanla-
rımız bulunduğundan muta-
bakata varılarak yayımlan-
mıştır kararname.
Ikincisi: Cumhurbaşkanlığı
personelinın fazla çalışma taz-
minatı kararnamesıdır. Ace-
leydi. o da öyle yapılmiştır.
Üçüncüsü; Dışişleri Bakanhğı
Teşkilat Kanunu'dur. Bunla-
rın hepsı tam mutabakat ha-
linde yayımlanmıştır.
Olağanüstü Hal Kararna-
mesi de şudur: Anayasanın
121 ve 122'ncı maddelerine
göre Cumhurbaşka.nı'nın baş-
kanhğında toplanan Bakanİar
Kurulu'nda karar çıkar, ka-
nun hükmünde kararname
oMur. Olağanüstü Hal Böl-
gesi'nde emniyet personeli
var. Bunlar iki seneden fazla
kalamıyor orada. Yani gön-
deren idareler bırakmıyor.
Halbuki, bir tazminat var,
devletin yatırdığı o tazminatı
alabilmelerı için üç sene kal-
maları lazım. Bu müddeti üç
seneden iki seneye indirmek
istedik. Bu kadar mantıki, in-
sani bir kararname... Bunu
gönderdık. kabul etmeyince
geri aldık. Bu kadar da basit."
olaymı
beşmüfettiş
soruştımıyor
Haber Merkezi - Kayseri Ka-
palı Cezaevi'nden üç gün önce
yasadışı TİKKO örgütüne üye 11
tutuklunun firar etmesi olayıy-
la ilgili soruşturma Adalet Ba-
kanlığı'nın müfettişlerince sür-
dürülüyor. Cezaevi personeli ve
firar günü görevli askerlerin ayn
ayn ifadeleri aluuyor.
Büyük bir gizlilik içinde beş
müfettiş tarafından yürütülen
soruştunnadafiraritutuklulann
cezaevi içinden ya da dışandan
yardım görüp görmedikleri ko-
nusuna ağırlık verildiği öğ-
renildi.
Bu arada AA'ya bir açıklama
yapan Kayseri Valisi Rıdvan Ye-
nişen, karanlıkta kalan bazı so-
ruların soruşturma sonucu ay-
dmlandığım söyledi. Yenişen, fı-
rar olayımn 26 şubat çarşamba
günü saat 00.01'de gerçekleştiril-
diğini, cezaevi yönetiminin ise
saat 15.30'da aynı bölümde ka-
lan mahkûmların haber verme-
si üzerine firardan haberdar ola-
bildiklerini kaydetti.
Yenişen, firarla ilgili soruştur-
maran savcılık ve bakanlık mü-
fettişlerince sür-
dürüldüğünü, şu ana kadar gö-
revden alınan ya da tutuklanan
görevlinin bulunmadığını, so-
ruşturma sonucuna göre gerek-
li işlemlerin yapılacağını bildir-
di. Vali, fırarilerin bulunması
için sürdürülen operasyonlardan
bir sonuç alınamadığını da söz-
lerine ekledi.
Boğazîçi Lisesi soyuldu
• (Baştarafi 1. Sayfada)
sunu kopartıyorlar. Da-
ha sonra yere yatırdıklan bir
görevliyi kaldırarak ceklerin
ve paranın bulunduğu kasayı
açtınyorlar. Soygunculann
ikisi de silahlı ve ellerinde as-
keri el bombası olduğu iddia
ediliyor.
Soyguncular işlerini bitirdik-
ten sonra içerdekilere "Kapı-
nın önüne bomba koyduk,
sakın dışan çıkmayın" tehdi-
dinde bulunuyorlar. Ancak
daha sonra bunun doğru ol-
madığı anlaşıhyor.
Olayı gerçekleştiren soygun-
culann eşkâli şöyle belir-
lendi: 1.70 boylannda ve
25-30 yaşlannda. Birinin üze-
rinde sıyah, diğerinin üzerinde
yeşil mont bulunuyor. tkisi de
bıyıkh. Yeşil deri montlu olan
kıvırcık saçlı. Güvenlik kuv-
vetleri çevrede bu eşkâle ben-
zeyenleri aramaya başladı.
Soygundan hemen sonra okul
görevlileri çeşitli bankalann
şubelerini arayarak ceklerin
ödenmemesini istediler. Okul
görevlileri bankalann numa-
ralannı düşürmekte oldukça
zorlandılar.
Dündar Uçar ve Temel
Kaya'ya ait Özel Boğaziçi Li-
sesi"nde okuyan bin 500 öğ-
rencinin birçoğu soygundan
habersiz, sınıflann camlann-
dan gazetecilere seslenerek
fotoğraflannın çekilmesini is-
tivorlardı.
KULİS
• (Baştarafi 1. Sayfada)
önlem niteliği taşıyor. Bu önlemlerin uygulandığı
bürokratlar da bir bakıma mahkeme kararından önce
cezalandınlrruş oluyor. Ama önlem ya da ceza örnekleri bu
kadarla bitmiyor.
Ulaşürma Bakanı Yaşar Topçu'nun eski PTT Genel
Müdürü Emin Başer ve yardımcısı Osman Gözüm'ü
görevden alması sırasında Ankara PTT Başmüdürü Ali Zor
da geçici görevle Muğla ve Aydın'a tayin edilmiş. PTT
Yönetim Kurulu henüz oluşmadığı için görevden
alınamayan Ali Zor, böylece dolaylı yoldan görevden
uzaklaştınlmış olacakmış. Ama Zor, bir rapor alıp emri
tebellüğ etmeyince görevinden ayn kalsa bile Ankara'dan
uzaklaştırılamamış. Bunun üzerine idare, öyleyse deyip
ilginç bir önlem-yaptınm karan almış.
PTT Başmüfettişlerinden Kadir Damgacı, PTT
Başmüdürlüğü'ne bir yazı yazrruş. Yazıda her türlü idari
iznin, ikinci bir işara (bildirim) kaldığı büdirilmiş.
Ardından da Başmüdür Ali Zor'un Ankara'dan ayrılması
gerektiği halde raporlu olarak halen Ankara'da kalmaya
devam ettiğinden başmüdürlük servisleri ile santrallara
girmesinin sakıncalı bulunduğu büdirilmiş. Zor'un garaja
girmesi de aynı ölçüde sakıncalı görülmüş ve yasaklanmış.
Ardından, bu icaplara uymayanlar hakkmda gerekli yasal,
disiplin ve idari icap tayinine gidileceğinin bilinmesi tebliğ
edilmiş.
Şimdi PTT Başmüdürlüğü'nün servis ve santral girişleri ile
garajda görev yapan bekçiler, pür dikkat Zor'u
bekliyorlarmış, "Aman ha, gelip içeriye girmesin, bir
sakıncaya sebebiyet vermesin" diye.
Bugüne değin sakıncalı kitap, sakıncah piyade, sakıncalı
film filan duymuştuk. Ama garaja girmenin de sakıncah
olduğunu, hatta sakıncalı bürokratların da bulunduğunu ilk
kez duyduk.
Bıze inanmayanlar, Teftiş Kurulu Başkanlığı'nm 24 şubat
tarihli 111 sayılı yazısını okusun. Nasıl bulacağız diyenlere
söyleyeyim: Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın talünatıyla yan,
imza mukabilinde tüm servislere dağıtıuruş...