15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 29ŞUBAT1992CUMARTESİ HABERLER İULMACA jOLDAN SAĞA: 1/ Urları inceleyen tıp dalı. 2/ Bir gös- terme sıfatı... Os- manlı donanma- sında tümgenerale eş bir rütbe. 3/ Maden eşya uzeri- ne vurulan bir cins cila... Güzel sanat. 4/ Çıkar yitimi... Sekiz notanın kahn sesten inceye ya da inceden kalına git- mek uzere sıralan- mış dizisi. 5/ li Ir- landa Cumhuriyeti Ordusu"... Ekvator bölgelerinde ye- tişen bir meyve acağı. 6/ Kutsal ol- duğu için dokunulmaması gereken $ey... Inleme, ınılti. 7/ MeyiL. Lan- tan elementinin simgesi. 8/ Mezo- potamya'da kurulmuş eski krallık... Istem dışı yapılan hareket. 9/ Yak- laşık olarak. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Aşın şişmanbk. 2/ Hile, duzen... Bir haber ajansının sımgesı. 3/ Gi- rişik bezeme. 4/ Iskambıldeki karo rengıne verilen bir başka ad... Kimi nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı. 5/ Lityumun simgesi... Eski Mısır'da guneş tanrısı... Oylumlu. 6/ Ince dantel... Havadaki su buharı. 7/ Meslek argosu... Boru- dan kol almakta kullanılan bağlantı parçası. 8/ Vilayet... Ya- pay boyaların uretiminde kullanılan ve çivit bitkisinden ya da taşkömüründen çıkanlan bir sıvı. 9/ Yıhn bölumterinden başka birtakım bilgileri de içeren kitap biçiminde takvim. HAVADURUML. <1 , T , { HAVA T, M1 1 Türkiye'de Adana Adıyaman Afyon Amasya Ankara Antalya Artvın Avdın A£n Babkesır Bılecık Bmgöl Bıtlıs Bolu 1 -3 -4 -6 -6 2 -5 1 -26 -3 -1 -10 -10 -7 14 5 6 7 5 15 2 15 -7 11 10 2 3 5 azbulutlu p.bulutlu az bulutlu karlı az bulutlu azbulutlu karb azbulutlu kariı p bulutlu p bulutlu karb karb p bulutlu Bursa Canakkale Cankın Çorum Denızlı Dıvarbakır Edıme Elaag Erzıncan Erzurum Eskısehır Gaaantep Gıresun Gümüshane Hakkân Hatav Isparta tçel Istanbul -2 1 -8 -8 0 -6 -1 -5 -10 -27 -7 -2 0 -10 -11 2 -5 3 1 11 12 4 6 11 2 12 3 0 -4 5 6 6 2 -2 12 6 13 9 p.bulutlu p bulutlu azbulutlu karlı azbulutlu karlı p bulutlu p.bulutlu karlı karb azbulutlu p bulutlu karlı kariı karb az bulutlu azbulutlu azbulutlu azbulutlu tzmır 2 1S azbulutlu Kastamonu Kaysen Kırklareb ICırsehır Kocaelı Konva Kûtahva Malatya Manısa K.Maraş Mardın Muğla Mus Nevşehır Ntfde Ordu Rıze Sakarva Samsun Surt Sınop Sıvas Tekırdag Tokat Trabzon Tunceb ŞUrfa Usak Van Yozgat Zonguldak Aksaray Bayburt Karaman Kınkkale Batman -4 -14 0 -12 0 -11 -2 -6 -1 0 -7 -2 -20 -7 -8 1 1 0 2 0 2 -10 0 -4 1 -5 0 -2 -10 -12 -1 -10 -12 -U -5 -1 4 2 11 3 9 3 9 4 14 9 2 13 -2 2 0 6 6 9 8 5 8 -1 10 2 7 2 8 10 1 -> 6 2 3 3 4 5 p bulutlu azbulutlu p bulutlu azbulutlu p.bulutlu azbulutlu azbulutlu p bulutlu azbulutlu az bulutlu karb azbuiuüu karb azbulutlu azbulutlu kariı karb p.bulutlu karb karb p.bulutlu karb p.bulutlu karb karb karb p bulutlu azbulutlu karb karta p bulutlu az bulutlu karb azbulutlu azbulutlu karlı -8 0 karb Burdur 8 azbulutİu -26 -2 karb Bartın -3 7 p bulutlu Maımara sisli Çevre Bakanuğı Meteoroloji Genel Müdûrlüğü'nden alınan bilgiye göre yurthın kuzey ve doğu kesimleri parçab ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz. Doğu Anadolu'mın kuzey ve doğusu ile Güneydoğu Anadohı'nun doğusu karta kanşık yağmur ve kar yağışlı geçecek. Marmara ile yurdun iç kesimlerinde sabah saatkrinde yoğun ofanak üzere sis görûlecek. Hava sıcakuğı yağtşalanyerieroe değşmeyecek, diğer yerlerde biraz artacak. Rüzgâr kuzey ve batı yönkrden hafif, arasıra orta kuvvette esecek. Denizlerinıizde rüzgâr, Karadeniz'de gûnbabsı ve karayel, diğer denizlerimizde yıklız ve poyrazdan 3-5, Karadeniz'de yer yer 6 kuvvetinde saatte 10-21, yer yer 27 denizmili hızla esecek. Dalga yüksekliği 03-1.5, yer yer 2-2.5 metre dolaymda olacak. Van Gölü'nde hava çok bulutlu ve kar yağışlı geçecek. Rüzgâr batı yöıüerden hafif, arasıra orta kuvvette esecek. Göl küçük dalgalı, görüş uzaklığı 3-5 km. dola> ında buluoacak. Helsınkı St Petersburg Moskova Tetorız • Şam Kahıre» /•T-NT . Î . Î . T . T 1 ( HAVA SKAKLtiÛI Dünyada Amsterdam Atına Amman Brüksel Berbn Barcelona Belgrad Bagdat Bonn 8 p bulutlu 11 az bulutlu 17 p bulutlu 7 p.bulutlu 8 p.bulutlu 10 çok bulutlu 15 azbulutlu 12 azbulutlu 6 p.bulutlu Cezayır Budapeşte 11 p bulutlu Frankfurt Gıme Helsınkı Kahıre Londra Madnd Moskova Oslo Pans Prag St Petersbujs $am Varsova Vıvana Zünh 5 13 4 15 12 8 1 3 8 9 0 10 9 9 9 p.bulutlu azbulutlu çok bulutlu yağmurlu ya&murtu p.bulutlu karb çok bulutlu p bulutlu p.bulutlu karb azbulutlu p bulutlu p bulutlu p bulutlu 16 yafanuriu AT YARIŞLARI FİKRET DAGLIOĞLU 1. KOŞU: F. Selçuklu (5), P: Heybetli (2), PP: Bahar 17 (7), S: Kınalıefe (4). 2. KOŞU: F: Alkız (10), P: Bağdatgülü (3), PP: Küçüktunca (1), S: Helal (8). 3. KOŞU: F: Albayım (4), P: Akosman (3), PP: Timuçinhan, S: Baba 1 (1). 4. KOŞU: F: Murater (4), P: Benazir (7), PP: Karsavuran (2), S: Küıçali (3). 5. KOŞU: F: Alpbey (1), P: Kutluhatun (14), PP: Fazüet (13), S: Afrodit(8). 6. KOŞU: F: Tırpan (5), P: Heybetli (3), PP: Türkay (6), S: özgürhan (1). 7. KOŞU: F: Sa-Sa (6), P: Tornado (1), PP: Runner (2), PP: Kanndaş (10), S: Avnıpa (5). 8. KOŞU: F: Kerim (5), P: tlter (3), PP: Mirdasoğlu (7), S: Rüzgârınoğlu (1). Albayım şansh Adana'dan Hakan öztürk'ün bildirdiğine göre hava açık ve güneşli. Pist normaldir. ALTILI GANYAN 4 4 1 5 3 14 7 13 6 5 1 3 2 • 10 ADANA PROGRAM1 3. KOŞU: (Açık) Saat: 14.00 25. 1. BabaJ 2. knçokferiıe • * 3. Akosaun * * * 4 Albayım 5 Ercan 77 6. Kartalbatar * 7. Timaçiuhaa 4. KOŞU: (Maiden) B. Gr. Araplar 000.000 TL. 61 CankıİK 59 5 O.Gal 57.5 Aykut 57.5 Kadir 57.5 Y.Tunç 57.5 Dede 57.5 A.Birdal 3. Yaşlı Araplar Saat: 14.30 14.000.000 TL. 1 Çajtar •k * 2 Karsavuran * 3 Kıbfali * * * 4 Morater 5 Soamezbey 6 Ba-Brask * * 7. Benazir 8. Demeter 9. Gularet 10 Per-Brask 56 A.Birdal 56 Özöike 56 A.Kıl* 56 Kadir 55 H.Cansu 51.6 M.Dulger 51.5 Tekin 51 5 R.Ttlik 54 5 H.Can 53.5 F.Çdtik (Ba Brüsk ve Per-Brüsk.) 5. KOŞU: (Maiden) 3 Yaşlı lngilizler Saat: 15.00 14.000.000 TL. * * * 1 Alpbey 2 Roha 11 3 Kıhçaaa 4 Nebula 5 Oguzban I 6 Saratoga 7. Yestttepe * 8 Afrodiı 9. Ahnm 10. Çiiem 11. DUşab 12. Eftal * • 13 Fazilel • • 14 Kutlahatun 15.Masat 16.Qnantum Horsl 59 A.Birdal 57 F.Çeiuk 57 l.Aklubç 58 C.Gavea 56 5 Y.Tunç 56 H.Cansu 50 Y.Konuk 56.5 HaHs 54 5 l.Gar 56 5 Ö.Ablat 50.5 K.Melike 56.5 R.Tetik (M) 54.5 S.Yüouz 56.5 A.Karakuş 54.5 Hakaa 50.5 Aykut (KUM) 2000 M. 5 (211) 3 (836) 7 (114) 2 (201) 6 (597) 4 (413) 1 (282) (KUM) 900 M. 2 / \ 8 (-8) 9 (-53) 7 (-4) 5 / \ 4 (-) 10 (-24) 1 (-5) 3 / \ 6 (—) (KUM) 1500 M. 16 (002) 8 (-0) 10 (700) 9 / \ 5 (440) 13 (-00) 15 (007) 3 (004) 1 (007) 2 (-0) 4 (005) 12 (709) 6 (270) 7 (—) 11 (—) 14 (—) (Yeşiltepe ve Quantum Hörst) ile (Boha II ve Maşat ekündır.) 6. KOŞU: (Tarsus Bld. Saat: 15.30 45. 1. Özgarhan 2. Boray * * 3. Heybetli 4. SoBbatur •*•* 5. Tıntaa • 6. Turfcay 7 Tıtlıkız 7. KOŞU: (Ş.Handikap) Saat: 16.00 14. * * 1. Tornado • * 2. Raaner 3. Gaaseli 4. Mettkehan 5. Avrapa * * * 6. Sa-Sa 7. Altmay 8. BurUngton 9. Golden Ixie * 10 Kanndaş 11 Çobankm Bşk.) A. Gr. Araplar (KUM) 000.000 TL. 62 Halis (M) 61 C.Gaven 61 Caukıbç (M) 61 A.KıİK 61 Kadir 61 A.Birdal (M) 59.5 Dede 3 ve Yk. tngilizler 000.000 TL. 58 Halis (M) 57 A.Karakns. (M) 55 Ç.Aydın 55 Saim 54 K.Meiike 53 A.Birdal 52.5 F.Çdtik 52 S.Ydmaz (M) 48 C.Dorsun 50 G.Gol 49 5 Hakan 12. Kdroftlu Deatan 49 t.Akkıbç 13. Taanderbird 14. Dokuzoftm 15. LittleGirl I6.G0M Way 46 C.Baysal 47 Özdke(M) 48 H.Mutiu 48 l.Gar t. KOŞU: (Handikap) A Gr. Araplar Saat: 16.30 24. * 1. Rozgftnnoflu 2. Nirvana * * 5. bter 4. Talaea * • * 5. Kerim 6. Didar • * 7. Mintasoghı 8. Ntfuftr 9. Adlan (Nirvana 000.000 TL. 59.5 S.Ydmaz 57 C.Gaven 60 A.Birdal 62.5 özdlke (M) 51 R.Tetik (M) 50 G.GûJ 48 K.Melike 47 t.Gar (M) 49 C.Baysal ve Kenm ekündir.) 1600 M. 5 (581) 4 (019) 6 (472) 7 (180) 1 (122) 2 (343) 3 (436) (KUM) 1400 M. 16 (107) 4 (455) 10 (007) 15 (59S) 3 (641) 7 (055) 2 (188) 1 (336) 14 (400) 9 (006) 5 (047) 11 (387) 6 (000) 13 (»54) 8 (003) 12 (766) (KUM) 2400 M. 2 (610) 3 (546) 1 (121) 6 (676) 4 (842) 9 (512) 7 (444) 8 (573) 6 (007) Türk dostu Fransa Büyükelçisi Etienne Manac'h'ın ardından Direnişçi, bağınısız, Galatasaraylı Etienne Manac'h'ın Türkiye'ye gelişi, Ikinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesine rastlar. Gala- tasaray Lisesi'nde öğretmenlik yaparken Gene- ral De Gaulle'ün önderliğindeki direniş hareketi- ne katılan Manac'h, savaştan sonra Fransa'nm Orta Avrupa ve Asya masalanmn direktörlüğü- nü yaptı. İlk Fransa büyükelçisi olarak Pekin'de sekiz yıl boyunca görev yaptı. Daha sonra emekli oldu. Savaş sırasında kendisini Nazi Almanyası'- na ve Vichy hükümetine teslim etmeyen Türkiye ve Galatasaray'la ilişkisini ölene dek sürdürdü. AYDFMİR BALKAN (Pa- ris) - Geçen cumartesi; saat on ikiye doğru yatmaya hazırlanı- yordum ki Fransa büyükelçisi Etienne Manac*h'ın (Manac'h, Bröton kökenli bir isimdir. 'Manak' diye okunur) ölüm ha- berini işittim radyoda. Yakın bir dost, bir sevgili arkadaşı kaybet- mekten çok daha l>üyük keder- ler içinde kaldım. Gözümde ço- cukluğumun, gençliğimin, daha sonra Avrupa ve meslek hayatı- mın birçok günleri, yıllan, acı tatlı bir yığın hatırası canlandı. Büyük bir Türk dostunu, büyük bir Galatasaraylıyı; çok şeçkin ve mümtaz bir insanı kaybettik. Manac'h; Fransa Dışişleri içinde bugün ancak beş kişinin haiz bulunduğu "Ambassadeur de France" unvanını ve Legion d'Honneur nişanının en büyük rütbesine; "commandeur" sıfa- tına sahipti. Fakat en iftihar et- tiği ve her vesileyle de hatırlat- tığı, Galatasaray'daki hocalık payesiydi. Fransa'da beş yıl evvel "Who's who" dergisi, meşhurla- nn özgeçmişlerini ve meslek ha- yatlannın zirve noktalarını neş- retmişti. Manac'h hakkında bir yığın bilgiden sonra "Galatasa- ray'da profesör" notu vardı. Ya- nında başka açıklama yoktu. Manac'h'a sorduğumda, "Ben bilhassa böyle istedim" demiş- ti, "Oxford'da hoca olsaydım, yanında, Ingiltere'de bir kolej di- ye izahat mı vereceklerdi?" Ga- îatasaray'a da Türkiye"ye de bundan daha güzel övgü ola- maz, değü mi? Manac'h böyle bir insandı... De Gaulle'e hayranlık Dünyanın bütün meşhurlany- la haşır neşir olmasına rağmen; Nehriı, Tito, Mao Tse Tung, De Gaulle, Şu An Ley, Kissinger, Nixon, Ponıpidou gibi devlet adamlanyla çok yakın ilişkiler kurmasına rağmen (kitapların- da bu fasdlar çok ilginçtir) hiç- bir zaman ne bunlarla iftihar et- miştir ne de bunlan üstelemiş- tir. Zaten General de Gaulle'den başka kimseye de saygı ve hay- ranlık duymamıştır. Sadece Ga- latasaray ve Istanbul'dan bahis açıldıkça heyecanlanır, mavi gözleri büsbütün canlanır, hele etrafında bizler olduk mu, yo- rulmadan saatlerce konuşurdu. Pekin Buyükelçiliği'nden sonra emekli olunca Brötanya'daki şa- to yavrusu evine çekilmiş, birbi- rinden güzel ve yararh kitaplar yazmışü. Paris'teki Galatasaray- ulann ayhk yemeklerine çok de- fa katılmıştır. Brötanya'nın en uç bölgesinde; yedi yüz kilomet- re uzak olmasına rağmen kalkar geUrdi. Bizimle yemek yer, ertesi gün de Elysee Sarayı'na, Mitter- rand'ın yemek davetine giderdi. Mitterrand onu Fransa ile Uişki- lerimizin hayli soğuduğu gılnler- de Türkiye'ye özel temsücisi ola- rak göndermişti ilk defa. Çin'e ilk ziyaretinde de Etienne Ma- nac'h'ı, çoktan emekli olmasına rağmen yanına almış, Çin'e gö- türmüştür. Manac'h Mitter- rand'a, dişişlerinde ve sarayda çok kimsenin kıskandığı bir çe- şit özel danışman olarak yardim ediyordu. Hizmet ediyordu diye- miyorum çunkü Manac'h'ın gözünde sadece Fransa ve Tür- kiye vardı. Çok genç yaşında her şeyi bırakması, De Gaulle'ün saf- lannda hür Fransa'yı seçip yet- miş yaşında da meşru hüküme- te isyan bayrağını çekmesi gibi... Çin'den dönerken Mitter- rand'ın özel uçağında, devlet başkanıyla hayli sert ve çok da protokol dışı sözlerle anayasa konusunda şiddetli bir tartışma- ya başlaması gibi. Geçen gece radyoda bu acı haberlerden sonra eski Dışişleri Bakanı Claude Cheysson çok övgüyle konuştu Manac'h hak- kında. Sözlerini şöyle bitirdi: "Etienne Manac'h, dürüst; na- muslu ve..... ve... bağımsız bir adamdıl' Hariciyede arkadaşla- rım, bu üç kelimenin ardındaki geniş anlamı kestirirler sanınm. ölumünden on beş gün evveli- ne kadar da... Bunun için Ma- nac'h, seksen bir yaşında bile dimdik oturuyor; dimdik yürü- yor ve dimdik konuşuyordu... Bir zamanlar Haydarpaşaffla 1943 yıhnda bir kış akşamı, galiba şubat sonlanydı, Haydar- paşa garında, Ankara ekspresi- ne binmeğe haarlanıyordum. Ikinci Dünya Savaşı'mn en çe- tin günlerindeydik. Savasa katıl- mamıştık, ama yangın dört ka- punızda da alev alevdi. Yoksul- luk; kısıtlamalar; askeri yükler, şehirlerimizin, insanlarımızın belini büküyordu. Haydarpaşa gan alacakaranhk içinde ustle- rinden dert ve yorgunluk akan; kadınlar erkekler, ihtiyar dede- ler, elleri sepetli ninelerle doluy- du. Bu kalabalıktan şimdiki gi- bi sulu bağnşmalar çıkmıyor, hoyrat didismeler görülmüyor- du. Bütün eziyete ve yoksulluğa rağmen insanlanmız disiplinliy- di. Galatasaray'ın onuncu sını- fındaydım. Babam, Eskişehir- de, Hava Kuvvetleri'nde askeri doktordu. Sömestr tatiline gidi- yordum. Bu yan asker, yan si- vil kalabahğın içinde, zayıf lam- balann kör ışığinda, birden ho- camız Etienne Manac*h'ı gör- düm. Ne kadar şaşırmış, gözle- rime inanamıştım. Çünkü Ma- nac'h, altı ay evvel ortadan kay- bolmuş, sırra kadem basmıştı. Bir an duraladım. Sonra "Mös- yö Manac'h... Mösyö..!' diye pe- şinden koşmağa başladım. Dur- du. Döndü. lyi talebesiydim. Beni severdi. Birkaç saniye bir şey söylemeden baktı. Susuyor- du. Fakat mavi gözlerinde gizli bir sevinç vardı. Bir şey sorma- dtm, soramadım. Sadece yolu- mu, Eskişehir'i, ailemi anlattım. Sonra o, yatakh vagonlara doğ- ru yürüdü; ben de bir boş yer aramaya kovuldum. Kûltûr ve bilgi doktonı "Mösyö Manak", Galatasaray Lisesi'ne 1939 yıhnda gelmişti. Birkaç ay sonra da savaş patla- dı. Manac'h Fransız edebiyay ve felsefe derslerini veriyordu yuka- rı sınıflara. Edebiyattan "agreg6" idi. Paris'te "Ecole Normale Sup6rieure"ü bitirmiş- ti. O zamanlar biz, ne bu oku- lun şöhretini ne de "agregation" denüen, bir nevi kültür ve bilgi doktorası olan bu üstün payeyi biliyorduk. Ama Fransız hoca- lanmızın hepsi "agrege*" idiler. O yülardaki şansunıza bakın ki nice zaman sonra benim çocuk- lanm Paris'in en iyi liselerinde okumalanna rağmen berduş ho- calanmn içinde pek az agrege- ye rastladılar! Radyo günleri 1940 Mayısı'nı hiç unutamam. Ahnan ordulan Fransu ve lngi- liz kıtaları ustüne saldırmışlar, bütün askeri tahminleri altüst ederek ve ne kadar engel varsa yıkarak Paris'e doğru yürüyorlar- dı. Kuzey Fransa'da da iki mil- yonluk bir müttefık ordusu çember içine ahnmıştı. Okulun bahçesinde hoparlörler vardı. Radyo haberlerini muntazaman nac"h, hiç bu fasıllan açmazdı. Yalnız bir gün daha durgun da- ha da kederli gibiydi. Birinci Dünya Savaşı'mn ilk yıhnda ba- basını nasıl kaybettiğini ve iki sene sonra da annesinin ta Brö- Unya'dan kalkıp nasıl iki çocu- ğunun ellerinden tutarak Picar- die ovalanndaki askeri mezarlı- ğa götürdüğünü anlatmıştı. Ma- nac'h, bir savaş yetimiydi de- mek. Kendisini daha da sevdik. Reslstaıtce^ katlış Sonra günlerin birinde hoca- mız ortadan kayboldu. Galiba 1942 Ekimi'ydi. Bütün Fransız hocalanrmz muntazaman ders- lerine devam ediyorlardı. Fakat Manac'h görünmez oldu. Son- ra hakkmda rivayetler başladı. Yok Ingiltere'ye gitmişti. Yok Mısır'a kaçmıştı. Yok vurulmuş- tu. Ya da tevkif edilmişti; hapis- teydi. Doğrusunu bilen yoktu. Fakat aylarca sonra ders nanrı- mız Mösyö Bergeaud, baklayı ağzından çıkardı. Belki de bil- hassa söyledi. Manac'h, Fransız mukavemet hareketine katümış- tı. De Gaulle'ün yanında, hür Fransa için!.. Bu haber hepimizi sevince boğmuştu. Çocukluğumuzun, ilk delikanlıhğm isyankâr ateşli ruhuyla hocamızm seçimini can- dan destekledik. Demek Ma- nac'h yenilgiyi kabul etmiyordu. Demek Manac'h teslim olma- mıştı. Demek Manac'h gardım indirmiyor; dövüşe devam edi- yordu. Artık bizler için Ma- sahte ve gerçek her türlü ajan, kaç milletin diplomatı, isadamı, askeri ataşeleri vardı. Hocamın ardından yerime geçtim ezile bü- züle... Manac'h, yemeklerimizi, bir de bir şişe Kavakhdere ısmarla- dı. Hem yiyor, hem konuşuyor- duk. Kadehime şarap doldurdu. Yammda bir kurmay albay göz- lerini kısarak baktı. Ama belki de bu bacak kadar çocuğun bü- yük adam gibi laflar etmesini, rahat Fransızca konuşmasıru be- ğenmişti. Günlük konulardan, savaştan konuşuyorduk. Ma- nac'h: "Biliyor musunuz" dedi, "Amerikalüar iki yüz uçakla; ge- çen hafta Romanya petrol kuyu- lannı bombaladılar; Ploesti'de. Ama çok kayıp verdiler. Yetmiş- «en fazla. On bir tanesi de Türkiye'ye zorunlu iniş yaptı ve- ya düştür Yakmdaki tehlike Hiç bUmiyordum. demek teh- like bu kadar yakımmıza gelmiş- ti. "Peki" dedim, "Amerikalüar, mürettebat?" "Tkbii; hepsi enterne edildi. Doksan havaa, çoğu yarah..." Haberimiz yoktu. Peki, Ma- nac'h'ın nereden haberi vardı? Bunu senelerce sonra öğrenecek- tim. Tren zifiri karanlık buzlu boz- kırda çığlıkh düdüklerle ilerli- yor, biz ılık lokantalı vagonda puro dumanlan içinde konuşu- yorduk. Gözlerim kapanmaya 1984 ydında Fransa Cumhurfoaşkaru François Mitterrand'ın özel temsilcisi olarak Türkiye'- ye gelen Etienne Manac'h (ortada ayakta koyu renk taknn elbiseli), vaktiyle felsefe ve Fran- sızca öğretmenliği yaptığı Galatasaray Lisesi'nde eski öğrencUeri tarafmdan ağrrlandı. takip ediyorduk. Fransız hoca- larımızın yüzleri, bakışlan hâlâ aklundan gitmez. Geniş mermer merdivenlerin yamndaki holde, çok defa bir araya gelirler, fısıl fısıl konuşurlardı. Gözlerinde tarifsiz bir keder vardı. Yanla- nndan bile geçmeye utamrdık. O zamanki çocuk aklımla bile, yenilginin bu kahredici azabım anlıyordum. Yalnız Manac'h'ın duruşu başkaydı. Bir onun sesi işitiliyordu. Bir elinde çantası, küçük boyu üstünde dikiliyor, gözleri şimsekler çakıyordu. Ha- ziranda her şey bitti. Ateşkes im- zalandı. Mareşal Petain Fransa- nın başmda, yeni bir hükümet, yeni bir rejim kurdu. Chateaubriand tutkusu Ondan sonraki iki yıl Manac'- h'ın öğrencisi oldum. Fransız edebiyatma bütün incelikleriyle hâkimdi. Bize ondokuzuncu yüzyıhn romantizmini sadece edebiyat konusunda değil, bü- tün kapsamıyla anlatır, hele Chateaubriand'ı dilinden düşür- mezdi. Zaten sonradan öğrendi- ğimize göre agregation'unu bu konularda yapmıştı. Avrupa'da- ki savaş dünyaya yayıhTUştı, her yer artık ateş içindeydi. Ma- nac'h, bir kahramandı... Ankara ekspresi sarsıntılarla gecenin içinde yol alıyordu. Za- yıf ışıklar ve soğuk komparh- man içinde istemeyerek uykuya hazırlanıyordum. Koridorun ucunda tekrar hocarmzı gör- düm. Sepetlerin, heybelerin üs- tunden atlayarak ilerüyor, kom- partımanlara teker teker göz atı- yordu. Beni görünce gülümsedi. "Sizi anyordum" dedi, "ak- şam yemeğini beraber yiyebilir miyiz?" (Galatasaray'da Fransız hocalar, bütün talebelerine "siz" diye hitap ederlerdi; halbuki Fransa'da şimdi talebeler boca- lanna "sen" diye hitap ediyor- lar.) Tekrar koridorda, iniltili, dertli insanlar, uykulu vücutlar içinde kendimize yol aça aca lo- kantalı vagona vardık. Yeni bir dünyaya geçmiş gibiydik! Agat- ha Christie'nin Orient Express'i de bu denli şatafat ve esrar içeri- sinde olmalıydı. 1lık bir hava, ceviz mobilyalar, vişne rengi ka- dife perdeler, mevir rx>rselen ser- visler. Şık giyimli, iki üç yaban- cı dille konuşan insanlar, par- fumlu, kürklü güzel hammlar, üniformalar.. O yıllarda Anka- ra ekspresinde her türlü insan; başladı, hem şarap hem yorgun- luk. Kalktık. Vedalaştık, Ma- nac'h kendi tarafına doğru iler- ledi. Arkasmdan baktım. Yine kayıplara kanşıyordu. Kim derdi ki onu, otuz yıl sonra Paris'te bu defa kendi evimde görecektim? Hariciyede görev Etienne Manac'h, General de Gaulle'ün Balkanlar ve Ortado- ğu temsilcisi ohnuştu savaş yıl- lannda; bu sonradan açıklandı. Kurtuluştan sonra da Manac'h, eğitimi bıraktı. Dışişlerine geç- ti. Bakanhğa dısandan gelmesi- ne rağmen çabuk ilerledi. Evvela Orta Avrupa, sonra Asya masası direktörü oldu. De Gaulle 1958'de tekrar iktidara gelip iki yıl sonra da Kızıl Çin'i tamyın- ca Manac"h'ı ilk Fransız sefiri ve "Ambassadeur de France" ola- rak Pekin'e yolladı. De Gaullt ve Pompidou'nun başkanlığında Manac'h, Pekin'de tam sekiz yıl elçilik yaptı. Hem Batı dünyası- run hem de komünist blokun çalkantılar ve sancüar içindeki bir döneminde. De Gaulle'ün Kızıl Çin'i tanımasını "skandal" olarak niteleyen Amerika, Ingjl- tere ve B.Almanya çok geçme- den Çin'e yaklaşmaya başladılaı. Tabii Manac'h, bu devrede çok' önemli bir rol oynadı. Bin kü-j sur sayfalık modern Çin hakkın- daki kitabında bu konular hem duygulu, hem de iğneli bir üs- lupıa anlatılmıştır. Giscard d'Estaing'in devrinde' Manatfh yetmışine yakın, emek- liye aynldı. Memleketine, Brö- tanya'daki evine çekildi. Eskr çağlardan başlayarak Çin tarihi- ni yazmağa koyuldu. Bu muaz- zam eser bugün Çin hakkında en iyi, en ayrıntıh referanstır. Biz, Paris'teki Galatasarayular, - onu bu zamanlarda yakaladık. • Eski günleri andık. Manac'h^ resmi misyonlan dışında Türki-^ ye'j'e özel olarak tekrar çok git- ti geldi. Galatasaray Vakfı onu; çok iyi ağırladı. Ayağını yerden kesti, hiçbir şeyi esirgemedi. Bu-^ nu, Manac'h; Fransa'daki dost-^ lanna; bakanhk arkadaşlarına' anlata anlata bitirememiştir. ', Türklerle, Türkiye ile UgisinL hiçbir zaman azaltmadı. Sade- ce bizlere, GalatasarayUlara de-) ğil, uzaktan yakından gelen bü-, tün Türklere, hatta taciz edicî^ "ricacı"lara dahi ügi göstermiş,^ hatta maddi yardımlar yapmış-" tır. Böyle birinı Rocard'ın baş-' bakanhğında bir köşeye yerleş- tirdiğini iyi hatırlarım. Paris'te bazan iki büyükelçi, bir başkon-" solos, bir iki müsteşar aynı yıl- da Galatasarayh olarak bulun- dular. Yemeklerirnizde ManacTı, haklı bir iftihar ile onlarla ko- nuşur, şakalaşırdı. Böyle anlar- da onun zevkine payan yoktu. • Hocahğmı hepimize devami ettirmiştir. Her konuda bizlere I önerilerde bulunur, yönler çizer--: di. Hiç bıkmadan, usanmadan; - hocahğm verdiği sabu-la hepimi-' zi dinler; yardımını esirgemezdi. Türk yeneklerf l O sıralarda UNESCO'da bi-' lim sektöründe Asya ve Uzak- • doğu Bölgesi Başkanı'ydım. Çin'e bir iki defa gidip geldim. Manac'h bana çok yararh bilgi-, ler, adresler vermiştir. Ayda bir,; Paris'e gelir, evimizde kanm ona ^ Türk yemekleri ikram ederdi. ^ Bana yaptığı hocahğını bu defa. çocuklanma aktardı. Küçük kı-, zrm edebıyata hele Chateaubri-; and'ın eserlerine çok düşkundü. ; ManacTı'la çetin tartışmalara gi- rerdi. Bir gün bana: "Bu çocu- • ğu Ecole Normal'e hazrrlayın" dedi. Böylelikle bizim Tülin, , Normale Sup'ün smıflaruu geç-^ ti. Şimdi lisansını hazırhyor., Hangi konuda dersiniz: Elbette Chateaubriand! Manac'h ona iki yıl kitaplar, makaleler, özet- ler taşıdı. Mitterrand, Le Monde*un Or- tadoğu uzmanı Eric Rouleau'yu altı yıl önce Türkiye elçisi yapp- ca, çoktandır tamdığım Eric*i Manac'h'a, tamştırdım. En iyi brifingi ona yine Manac'h yap- ' mıştu-. Sonradan Rouleau bana ^ anlattı: 'Transız Dışişleri Bakanhğı'n- da Türkiye'dekı son altı Fransız * elçisinin raporlannı okudum... Bir de Etienne Manac'h'ın Mit- • terrand'a verdiği özel raporu. - tnan ki Türkiye'de elçilik yap-" mamasına rağmen Manac'h'ın raporu diğerlerinden kat kat üs-"' tündür Bir gün Manac'h'la beraber Galatasarayh ağabeylerimizden Dündar Soyer'i de davet ettim. \ Manac'h biraz gecikmişti. Tfclaş- , la geldi. Bir gün evvel Galatasa-. ray'ın Monaco ile maçı vardı.. 5 "Uzun yolda haberim^ olmadı" dedi, "ne haber maç- ^ tân?" l. "Yendik" dedim.. * Mavi gözlerine yine, muzip \ sevinçli ışıklar geldi. Kadebini \ kaldırdı ve Türkçe: ; "Yaşasın Galatasaray!" dedi. j * SÜRECEK i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle