Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 29ŞUBAT1992CUMARTESİ
HABERLER
İULMACA
jOLDAN SAĞA:
1/ Urları inceleyen
tıp dalı. 2/ Bir gös-
terme sıfatı... Os-
manlı donanma-
sında tümgenerale
eş bir rütbe. 3/
Maden eşya uzeri-
ne vurulan bir cins
cila... Güzel sanat.
4/ Çıkar yitimi...
Sekiz notanın kahn
sesten inceye ya da
inceden kalına git-
mek uzere sıralan-
mış dizisi. 5/
li
Ir-
landa Cumhuriyeti
Ordusu"... Ekvator bölgelerinde ye-
tişen bir meyve acağı. 6/ Kutsal ol-
duğu için dokunulmaması gereken
$ey... Inleme, ınılti. 7/ MeyiL. Lan-
tan elementinin simgesi. 8/ Mezo-
potamya'da kurulmuş eski krallık...
Istem dışı yapılan hareket. 9/ Yak-
laşık olarak.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Aşın şişmanbk. 2/ Hile, duzen...
Bir haber ajansının sımgesı. 3/ Gi-
rişik bezeme. 4/ Iskambıldeki karo rengıne verilen bir başka
ad... Kimi nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı. 5/
Lityumun simgesi... Eski Mısır'da guneş tanrısı... Oylumlu. 6/
Ince dantel... Havadaki su buharı. 7/ Meslek argosu... Boru-
dan kol almakta kullanılan bağlantı parçası. 8/ Vilayet... Ya-
pay boyaların uretiminde kullanılan ve çivit bitkisinden ya da
taşkömüründen çıkanlan bir sıvı. 9/ Yıhn bölumterinden başka
birtakım bilgileri de içeren kitap biçiminde takvim.
HAVADURUML.
<1
, T ,
{ HAVA
T, M1
1
Türkiye'de
Adana
Adıyaman
Afyon
Amasya
Ankara
Antalya
Artvın
Avdın
A£n
Babkesır
Bılecık
Bmgöl
Bıtlıs
Bolu
1
-3
-4
-6
-6
2
-5
1
-26
-3
-1
-10
-10
-7
14
5
6
7
5
15
2
15
-7
11
10
2
3
5
azbulutlu
p.bulutlu
az bulutlu
karlı
az bulutlu
azbulutlu
karb
azbulutlu
kariı
p bulutlu
p bulutlu
karb
karb
p bulutlu
Bursa
Canakkale
Cankın
Çorum
Denızlı
Dıvarbakır
Edıme
Elaag
Erzıncan
Erzurum
Eskısehır
Gaaantep
Gıresun
Gümüshane
Hakkân
Hatav
Isparta
tçel
Istanbul
-2
1
-8
-8
0
-6
-1
-5
-10
-27
-7
-2
0
-10
-11
2
-5
3
1
11
12
4
6
11
2
12
3
0
-4
5
6
6
2
-2
12
6
13
9
p.bulutlu
p bulutlu
azbulutlu
karlı
azbulutlu
karlı
p bulutlu
p.bulutlu
karlı
karb
azbulutlu
p bulutlu
karlı
kariı
karb
az bulutlu
azbulutlu
azbulutlu
azbulutlu
tzmır 2 1S azbulutlu
Kastamonu
Kaysen
Kırklareb
ICırsehır
Kocaelı
Konva
Kûtahva
Malatya
Manısa
K.Maraş
Mardın
Muğla
Mus
Nevşehır
Ntfde
Ordu
Rıze
Sakarva
Samsun
Surt
Sınop
Sıvas
Tekırdag
Tokat
Trabzon
Tunceb
ŞUrfa
Usak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kınkkale
Batman
-4
-14
0
-12
0
-11
-2
-6
-1
0
-7
-2
-20
-7
-8
1
1
0
2
0
2
-10
0
-4
1
-5
0
-2
-10
-12
-1
-10
-12
-U
-5
-1
4
2
11
3
9
3
9
4
14
9
2
13
-2
2
0
6
6
9
8
5
8
-1
10
2
7
2
8
10
1
->
6
2
3
3
4
5
p bulutlu
azbulutlu
p bulutlu
azbulutlu
p.bulutlu
azbulutlu
azbulutlu
p bulutlu
azbulutlu
az bulutlu
karb
azbuiuüu
karb
azbulutlu
azbulutlu
kariı
karb
p.bulutlu
karb
karb
p.bulutlu
karb
p.bulutlu
karb
karb
karb
p bulutlu
azbulutlu
karb
karta
p bulutlu
az bulutlu
karb
azbulutlu
azbulutlu
karlı
-8 0 karb
Burdur 8 azbulutİu -26 -2 karb Bartın -3 7 p bulutlu
Maımara
sisli
Çevre Bakanuğı Meteoroloji
Genel Müdûrlüğü'nden alınan
bilgiye göre yurthın kuzey ve
doğu kesimleri parçab ve çok
bulutlu, Orta ve Doğu
Karadeniz. Doğu Anadolu'mın
kuzey ve doğusu ile Güneydoğu
Anadohı'nun doğusu karta
kanşık yağmur ve kar yağışlı
geçecek. Marmara ile yurdun
iç kesimlerinde sabah
saatkrinde yoğun ofanak üzere
sis görûlecek. Hava sıcakuğı
yağtşalanyerieroe
değşmeyecek, diğer yerlerde
biraz artacak. Rüzgâr kuzey ve
batı yönkrden hafif, arasıra
orta kuvvette esecek.
Denizlerinıizde rüzgâr,
Karadeniz'de gûnbabsı ve
karayel, diğer denizlerimizde
yıklız ve poyrazdan 3-5,
Karadeniz'de yer yer 6
kuvvetinde saatte 10-21, yer
yer 27 denizmili hızla esecek.
Dalga yüksekliği 03-1.5, yer
yer 2-2.5 metre dolaymda
olacak. Van Gölü'nde hava çok
bulutlu ve kar yağışlı geçecek.
Rüzgâr batı yöıüerden hafif,
arasıra orta kuvvette esecek.
Göl küçük dalgalı, görüş
uzaklığı 3-5 km. dola> ında
buluoacak.
Helsınkı
St Petersburg
Moskova
Tetorız
• Şam
Kahıre»
/•T-NT . Î . Î . T . T 1
( HAVA SKAKLtiÛI
Dünyada
Amsterdam
Atına
Amman
Brüksel
Berbn
Barcelona
Belgrad
Bagdat
Bonn
8 p bulutlu
11 az bulutlu
17 p bulutlu
7 p.bulutlu
8 p.bulutlu
10 çok bulutlu
15 azbulutlu
12 azbulutlu
6 p.bulutlu
Cezayır
Budapeşte 11 p bulutlu
Frankfurt
Gıme
Helsınkı
Kahıre
Londra
Madnd
Moskova
Oslo
Pans
Prag
St Petersbujs
$am
Varsova
Vıvana
Zünh
5
13
4
15
12
8
1
3
8
9
0
10
9
9
9
p.bulutlu
azbulutlu
çok bulutlu
yağmurlu
ya&murtu
p.bulutlu
karb
çok bulutlu
p bulutlu
p.bulutlu
karb
azbulutlu
p bulutlu
p bulutlu
p bulutlu
16 yafanuriu
AT YARIŞLARI
FİKRET DAGLIOĞLU
1. KOŞU: F. Selçuklu (5), P: Heybetli (2), PP: Bahar 17 (7),
S: Kınalıefe (4).
2. KOŞU: F: Alkız (10), P: Bağdatgülü (3), PP: Küçüktunca
(1), S: Helal (8).
3. KOŞU: F: Albayım (4), P: Akosman (3), PP: Timuçinhan,
S: Baba 1 (1).
4. KOŞU: F: Murater (4), P: Benazir (7), PP: Karsavuran (2),
S: Küıçali (3).
5. KOŞU: F: Alpbey (1), P: Kutluhatun (14), PP: Fazüet (13),
S: Afrodit(8).
6. KOŞU: F: Tırpan (5), P: Heybetli (3), PP: Türkay (6), S:
özgürhan (1).
7. KOŞU: F: Sa-Sa (6), P: Tornado (1), PP: Runner (2), PP:
Kanndaş (10), S: Avnıpa (5).
8. KOŞU: F: Kerim (5), P: tlter (3), PP: Mirdasoğlu (7), S:
Rüzgârınoğlu (1).
Albayım şansh
Adana'dan Hakan öztürk'ün bildirdiğine göre hava açık
ve güneşli. Pist normaldir.
ALTILI GANYAN
4 4 1 5
3 14
7 13
6 5
1 3
2 •
10
ADANA PROGRAM1
3. KOŞU: (Açık)
Saat: 14.00 25.
1. BabaJ
2. knçokferiıe
• * 3. Akosaun
* * * 4 Albayım
5 Ercan 77
6. Kartalbatar
* 7. Timaçiuhaa
4. KOŞU: (Maiden)
B. Gr. Araplar
000.000 TL.
61 CankıİK
59 5 O.Gal
57.5 Aykut
57.5 Kadir
57.5 Y.Tunç
57.5 Dede
57.5 A.Birdal
3. Yaşlı Araplar
Saat: 14.30 14.000.000 TL.
1 Çajtar
•k * 2 Karsavuran
* 3 Kıbfali
* * * 4 Morater
5 Soamezbey
6 Ba-Brask
* * 7. Benazir
8. Demeter
9. Gularet
10 Per-Brask
56 A.Birdal
56 Özöike
56 A.Kıl*
56 Kadir
55 H.Cansu
51.6 M.Dulger
51.5 Tekin
51 5 R.Ttlik
54 5 H.Can
53.5 F.Çdtik
(Ba Brüsk ve Per-Brüsk.)
5. KOŞU: (Maiden) 3 Yaşlı lngilizler
Saat: 15.00 14.000.000 TL.
* * * 1 Alpbey
2 Roha 11
3 Kıhçaaa
4 Nebula
5 Oguzban I
6 Saratoga
7. Yestttepe
* 8 Afrodiı
9. Ahnm
10. Çiiem
11. DUşab
12. Eftal
* • 13 Fazilel
• • 14 Kutlahatun
15.Masat
16.Qnantum Horsl
59 A.Birdal
57 F.Çeiuk
57 l.Aklubç
58 C.Gavea
56 5 Y.Tunç
56 H.Cansu
50 Y.Konuk
56.5 HaHs
54 5 l.Gar
56 5 Ö.Ablat
50.5 K.Melike
56.5 R.Tetik (M)
54.5 S.Yüouz
56.5 A.Karakuş
54.5 Hakaa
50.5 Aykut
(KUM)
2000 M.
5 (211)
3 (836)
7 (114)
2 (201)
6 (597)
4 (413)
1 (282)
(KUM)
900 M.
2 / \
8 (-8)
9 (-53)
7 (-4)
5 / \
4 (-)
10 (-24)
1 (-5)
3 / \
6 (—)
(KUM)
1500 M.
16 (002)
8 (-0)
10 (700)
9 / \
5 (440)
13 (-00)
15 (007)
3 (004)
1 (007)
2 (-0)
4 (005)
12 (709)
6 (270)
7 (—)
11 (—)
14 (—)
(Yeşiltepe ve Quantum Hörst) ile (Boha II ve Maşat ekündır.)
6. KOŞU: (Tarsus Bld.
Saat: 15.30 45.
1. Özgarhan
2. Boray
* * 3. Heybetli
4. SoBbatur
•*•* 5. Tıntaa
• 6. Turfcay
7 Tıtlıkız
7. KOŞU: (Ş.Handikap)
Saat: 16.00 14.
* * 1. Tornado
• * 2. Raaner
3. Gaaseli
4. Mettkehan
5. Avrapa
* * * 6. Sa-Sa
7. Altmay
8. BurUngton
9. Golden Ixie
* 10 Kanndaş
11 Çobankm
Bşk.) A. Gr. Araplar (KUM)
000.000 TL.
62 Halis (M)
61 C.Gaven
61 Caukıbç (M)
61 A.KıİK
61 Kadir
61 A.Birdal (M)
59.5 Dede
3 ve Yk. tngilizler
000.000 TL.
58 Halis (M)
57 A.Karakns. (M)
55 Ç.Aydın
55 Saim
54 K.Meiike
53 A.Birdal
52.5 F.Çdtik
52 S.Ydmaz (M)
48 C.Dorsun
50 G.Gol
49 5 Hakan
12. Kdroftlu Deatan 49 t.Akkıbç
13. Taanderbird
14. Dokuzoftm
15. LittleGirl
I6.G0M Way
46 C.Baysal
47 Özdke(M)
48 H.Mutiu
48 l.Gar
t. KOŞU: (Handikap) A Gr. Araplar
Saat: 16.30 24.
* 1. Rozgftnnoflu
2. Nirvana
* * 5. bter
4. Talaea
* • * 5. Kerim
6. Didar
• * 7. Mintasoghı
8. Ntfuftr
9. Adlan
(Nirvana
000.000 TL.
59.5 S.Ydmaz
57 C.Gaven
60 A.Birdal
62.5 özdlke (M)
51 R.Tetik (M)
50 G.GûJ
48 K.Melike
47 t.Gar (M)
49 C.Baysal
ve Kenm ekündir.)
1600 M.
5 (581)
4 (019)
6 (472)
7 (180)
1 (122)
2 (343)
3 (436)
(KUM)
1400 M.
16 (107)
4 (455)
10 (007)
15 (59S)
3 (641)
7 (055)
2 (188)
1 (336)
14 (400)
9 (006)
5 (047)
11 (387)
6 (000)
13 (»54)
8 (003)
12 (766)
(KUM)
2400 M.
2 (610)
3 (546)
1 (121)
6 (676)
4 (842)
9 (512)
7 (444)
8 (573)
6 (007)
Türk dostu Fransa Büyükelçisi Etienne Manac'h'ın ardından
Direnişçi, bağınısız, Galatasaraylı
Etienne Manac'h'ın Türkiye'ye gelişi, Ikinci
Dünya Savaşı'nın hemen öncesine rastlar. Gala-
tasaray Lisesi'nde öğretmenlik yaparken Gene-
ral De Gaulle'ün önderliğindeki direniş hareketi-
ne katılan Manac'h, savaştan sonra Fransa'nm
Orta Avrupa ve Asya masalanmn direktörlüğü-
nü yaptı. İlk Fransa büyükelçisi olarak Pekin'de
sekiz yıl boyunca görev yaptı. Daha sonra emekli
oldu. Savaş sırasında kendisini Nazi Almanyası'-
na ve Vichy hükümetine teslim etmeyen Türkiye
ve Galatasaray'la ilişkisini ölene dek sürdürdü.
AYDFMİR BALKAN (Pa-
ris) - Geçen cumartesi; saat on
ikiye doğru yatmaya hazırlanı-
yordum ki Fransa büyükelçisi
Etienne Manac*h'ın (Manac'h,
Bröton kökenli bir isimdir.
'Manak' diye okunur) ölüm ha-
berini işittim radyoda. Yakın bir
dost, bir sevgili arkadaşı kaybet-
mekten çok daha l>üyük keder-
ler içinde kaldım. Gözümde ço-
cukluğumun, gençliğimin, daha
sonra Avrupa ve meslek hayatı-
mın birçok günleri, yıllan, acı
tatlı bir yığın hatırası canlandı.
Büyük bir Türk dostunu, büyük
bir Galatasaraylıyı; çok şeçkin
ve mümtaz bir insanı kaybettik.
Manac'h; Fransa Dışişleri
içinde bugün ancak beş kişinin
haiz bulunduğu "Ambassadeur
de France" unvanını ve Legion
d'Honneur nişanının en büyük
rütbesine; "commandeur" sıfa-
tına sahipti. Fakat en iftihar et-
tiği ve her vesileyle de hatırlat-
tığı, Galatasaray'daki hocalık
payesiydi.
Fransa'da beş yıl evvel
"Who's who" dergisi, meşhurla-
nn özgeçmişlerini ve meslek ha-
yatlannın zirve noktalarını neş-
retmişti. Manac'h hakkında bir
yığın bilgiden sonra "Galatasa-
ray'da profesör" notu vardı. Ya-
nında başka açıklama yoktu.
Manac'h'a sorduğumda, "Ben
bilhassa böyle istedim" demiş-
ti, "Oxford'da hoca olsaydım,
yanında, Ingiltere'de bir kolej di-
ye izahat mı vereceklerdi?" Ga-
îatasaray'a da Türkiye"ye de
bundan daha güzel övgü ola-
maz, değü mi? Manac'h böyle
bir insandı...
De Gaulle'e hayranlık
Dünyanın bütün meşhurlany-
la haşır neşir olmasına rağmen;
Nehriı, Tito, Mao Tse Tung, De
Gaulle, Şu An Ley, Kissinger,
Nixon, Ponıpidou gibi devlet
adamlanyla çok yakın ilişkiler
kurmasına rağmen (kitapların-
da bu fasdlar çok ilginçtir) hiç-
bir zaman ne bunlarla iftihar et-
miştir ne de bunlan üstelemiş-
tir. Zaten General de Gaulle'den
başka kimseye de saygı ve hay-
ranlık duymamıştır. Sadece Ga-
latasaray ve Istanbul'dan bahis
açıldıkça heyecanlanır, mavi
gözleri büsbütün canlanır, hele
etrafında bizler olduk mu, yo-
rulmadan saatlerce konuşurdu.
Pekin Buyükelçiliği'nden sonra
emekli olunca Brötanya'daki şa-
to yavrusu evine çekilmiş, birbi-
rinden güzel ve yararh kitaplar
yazmışü. Paris'teki Galatasaray-
ulann ayhk yemeklerine çok de-
fa katılmıştır. Brötanya'nın en
uç bölgesinde; yedi yüz kilomet-
re uzak olmasına rağmen kalkar
geUrdi. Bizimle yemek yer, ertesi
gün de Elysee Sarayı'na, Mitter-
rand'ın yemek davetine giderdi.
Mitterrand onu Fransa ile Uişki-
lerimizin hayli soğuduğu gılnler-
de Türkiye'ye özel temsücisi ola-
rak göndermişti ilk defa. Çin'e
ilk ziyaretinde de Etienne Ma-
nac'h'ı, çoktan emekli olmasına
rağmen yanına almış, Çin'e gö-
türmüştür. Manac'h Mitter-
rand'a, dişişlerinde ve sarayda
çok kimsenin kıskandığı bir çe-
şit özel danışman olarak yardim
ediyordu. Hizmet ediyordu diye-
miyorum çunkü Manac'h'ın
gözünde sadece Fransa ve Tür-
kiye vardı. Çok genç yaşında her
şeyi bırakması, De Gaulle'ün saf-
lannda hür Fransa'yı seçip yet-
miş yaşında da meşru hüküme-
te isyan bayrağını çekmesi gibi...
Çin'den dönerken Mitter-
rand'ın özel uçağında, devlet
başkanıyla hayli sert ve çok da
protokol dışı sözlerle anayasa
konusunda şiddetli bir tartışma-
ya başlaması gibi.
Geçen gece radyoda bu acı
haberlerden sonra eski Dışişleri
Bakanı Claude Cheysson çok
övgüyle konuştu Manac'h hak-
kında. Sözlerini şöyle bitirdi:
"Etienne Manac'h, dürüst; na-
muslu ve..... ve... bağımsız bir
adamdıl' Hariciyede arkadaşla-
rım, bu üç kelimenin ardındaki
geniş anlamı kestirirler sanınm.
ölumünden on beş gün evveli-
ne kadar da... Bunun için Ma-
nac'h, seksen bir yaşında bile
dimdik oturuyor; dimdik yürü-
yor ve dimdik konuşuyordu...
Bir zamanlar
Haydarpaşaffla
1943 yıhnda bir kış akşamı,
galiba şubat sonlanydı, Haydar-
paşa garında, Ankara ekspresi-
ne binmeğe haarlanıyordum.
Ikinci Dünya Savaşı'mn en çe-
tin günlerindeydik. Savasa katıl-
mamıştık, ama yangın dört ka-
punızda da alev alevdi. Yoksul-
luk; kısıtlamalar; askeri yükler,
şehirlerimizin, insanlarımızın
belini büküyordu. Haydarpaşa
gan alacakaranhk içinde ustle-
rinden dert ve yorgunluk akan;
kadınlar erkekler, ihtiyar dede-
ler, elleri sepetli ninelerle doluy-
du. Bu kalabalıktan şimdiki gi-
bi sulu bağnşmalar çıkmıyor,
hoyrat didismeler görülmüyor-
du. Bütün eziyete ve yoksulluğa
rağmen insanlanmız disiplinliy-
di.
Galatasaray'ın onuncu sını-
fındaydım. Babam, Eskişehir-
de, Hava Kuvvetleri'nde askeri
doktordu. Sömestr tatiline gidi-
yordum. Bu yan asker, yan si-
vil kalabahğın içinde, zayıf lam-
balann kör ışığinda, birden ho-
camız Etienne Manac*h'ı gör-
düm. Ne kadar şaşırmış, gözle-
rime inanamıştım. Çünkü Ma-
nac'h, altı ay evvel ortadan kay-
bolmuş, sırra kadem basmıştı.
Bir an duraladım. Sonra "Mös-
yö Manac'h... Mösyö..!' diye pe-
şinden koşmağa başladım. Dur-
du. Döndü. lyi talebesiydim.
Beni severdi. Birkaç saniye bir
şey söylemeden baktı. Susuyor-
du. Fakat mavi gözlerinde gizli
bir sevinç vardı. Bir şey sorma-
dtm, soramadım. Sadece yolu-
mu, Eskişehir'i, ailemi anlattım.
Sonra o, yatakh vagonlara doğ-
ru yürüdü; ben de bir boş yer
aramaya kovuldum.
Kûltûr ve bilgi doktonı
"Mösyö Manak", Galatasaray
Lisesi'ne 1939 yıhnda gelmişti.
Birkaç ay sonra da savaş patla-
dı. Manac'h Fransız edebiyay ve
felsefe derslerini veriyordu yuka-
rı sınıflara. Edebiyattan
"agreg6" idi. Paris'te "Ecole
Normale Sup6rieure"ü bitirmiş-
ti. O zamanlar biz, ne bu oku-
lun şöhretini ne de "agregation"
denüen, bir nevi kültür ve bilgi
doktorası olan bu üstün payeyi
biliyorduk. Ama Fransız hoca-
lanmızın hepsi "agrege*" idiler.
O yülardaki şansunıza bakın ki
nice zaman sonra benim çocuk-
lanm Paris'in en iyi liselerinde
okumalanna rağmen berduş ho-
calanmn içinde pek az agrege-
ye rastladılar!
Radyo günleri
1940 Mayısı'nı hiç unutamam.
Ahnan ordulan Fransu ve lngi-
liz kıtaları ustüne saldırmışlar,
bütün askeri tahminleri altüst
ederek ve ne kadar engel varsa
yıkarak Paris'e doğru yürüyorlar-
dı. Kuzey Fransa'da da iki mil-
yonluk bir müttefık ordusu
çember içine ahnmıştı. Okulun
bahçesinde hoparlörler vardı.
Radyo haberlerini muntazaman
nac"h, hiç bu fasıllan açmazdı.
Yalnız bir gün daha durgun da-
ha da kederli gibiydi. Birinci
Dünya Savaşı'mn ilk yıhnda ba-
basını nasıl kaybettiğini ve iki
sene sonra da annesinin ta Brö-
Unya'dan kalkıp nasıl iki çocu-
ğunun ellerinden tutarak Picar-
die ovalanndaki askeri mezarlı-
ğa götürdüğünü anlatmıştı. Ma-
nac'h, bir savaş yetimiydi de-
mek. Kendisini daha da sevdik.
Reslstaıtce^ katlış
Sonra günlerin birinde hoca-
mız ortadan kayboldu. Galiba
1942 Ekimi'ydi. Bütün Fransız
hocalanrmz muntazaman ders-
lerine devam ediyorlardı. Fakat
Manac'h görünmez oldu. Son-
ra hakkmda rivayetler başladı.
Yok Ingiltere'ye gitmişti. Yok
Mısır'a kaçmıştı. Yok vurulmuş-
tu. Ya da tevkif edilmişti; hapis-
teydi. Doğrusunu bilen yoktu.
Fakat aylarca sonra ders nanrı-
mız Mösyö Bergeaud, baklayı
ağzından çıkardı. Belki de bil-
hassa söyledi. Manac'h, Fransız
mukavemet hareketine katümış-
tı. De Gaulle'ün yanında, hür
Fransa için!..
Bu haber hepimizi sevince
boğmuştu. Çocukluğumuzun,
ilk delikanlıhğm isyankâr ateşli
ruhuyla hocamızm seçimini can-
dan destekledik. Demek Ma-
nac'h yenilgiyi kabul etmiyordu.
Demek Manac'h teslim olma-
mıştı. Demek Manac'h gardım
indirmiyor; dövüşe devam edi-
yordu. Artık bizler için Ma-
sahte ve gerçek her türlü ajan,
kaç milletin diplomatı, isadamı,
askeri ataşeleri vardı. Hocamın
ardından yerime geçtim ezile bü-
züle...
Manac'h, yemeklerimizi, bir
de bir şişe Kavakhdere ısmarla-
dı. Hem yiyor, hem konuşuyor-
duk. Kadehime şarap doldurdu.
Yammda bir kurmay albay göz-
lerini kısarak baktı. Ama belki
de bu bacak kadar çocuğun bü-
yük adam gibi laflar etmesini,
rahat Fransızca konuşmasıru be-
ğenmişti. Günlük konulardan,
savaştan konuşuyorduk. Ma-
nac'h: "Biliyor musunuz" dedi,
"Amerikalüar iki yüz uçakla; ge-
çen hafta Romanya petrol kuyu-
lannı bombaladılar; Ploesti'de.
Ama çok kayıp verdiler. Yetmiş-
«en fazla. On bir tanesi de
Türkiye'ye zorunlu iniş yaptı ve-
ya düştür
Yakmdaki tehlike
Hiç bUmiyordum. demek teh-
like bu kadar yakımmıza gelmiş-
ti.
"Peki" dedim, "Amerikalüar,
mürettebat?"
"Tkbii; hepsi enterne edildi.
Doksan havaa, çoğu yarah..."
Haberimiz yoktu. Peki, Ma-
nac'h'ın nereden haberi vardı?
Bunu senelerce sonra öğrenecek-
tim.
Tren zifiri karanlık buzlu boz-
kırda çığlıkh düdüklerle ilerli-
yor, biz ılık lokantalı vagonda
puro dumanlan içinde konuşu-
yorduk. Gözlerim kapanmaya
1984 ydında Fransa Cumhurfoaşkaru François Mitterrand'ın özel temsilcisi olarak Türkiye'-
ye gelen Etienne Manac'h (ortada ayakta koyu renk taknn elbiseli), vaktiyle felsefe ve Fran-
sızca öğretmenliği yaptığı Galatasaray Lisesi'nde eski öğrencUeri tarafmdan ağrrlandı.
takip ediyorduk. Fransız hoca-
larımızın yüzleri, bakışlan hâlâ
aklundan gitmez. Geniş mermer
merdivenlerin yamndaki holde,
çok defa bir araya gelirler, fısıl
fısıl konuşurlardı. Gözlerinde
tarifsiz bir keder vardı. Yanla-
nndan bile geçmeye utamrdık.
O zamanki çocuk aklımla bile,
yenilginin bu kahredici azabım
anlıyordum. Yalnız Manac'h'ın
duruşu başkaydı. Bir onun sesi
işitiliyordu. Bir elinde çantası,
küçük boyu üstünde dikiliyor,
gözleri şimsekler çakıyordu. Ha-
ziranda her şey bitti. Ateşkes im-
zalandı. Mareşal Petain Fransa-
nın başmda, yeni bir hükümet,
yeni bir rejim kurdu.
Chateaubriand tutkusu
Ondan sonraki iki yıl Manac'-
h'ın öğrencisi oldum. Fransız
edebiyatma bütün incelikleriyle
hâkimdi. Bize ondokuzuncu
yüzyıhn romantizmini sadece
edebiyat konusunda değil, bü-
tün kapsamıyla anlatır, hele
Chateaubriand'ı dilinden düşür-
mezdi. Zaten sonradan öğrendi-
ğimize göre agregation'unu bu
konularda yapmıştı. Avrupa'da-
ki savaş dünyaya yayıhTUştı, her
yer artık ateş içindeydi. Ma-
nac'h, bir kahramandı...
Ankara ekspresi sarsıntılarla
gecenin içinde yol alıyordu. Za-
yıf ışıklar ve soğuk komparh-
man içinde istemeyerek uykuya
hazırlanıyordum. Koridorun
ucunda tekrar hocarmzı gör-
düm. Sepetlerin, heybelerin üs-
tunden atlayarak ilerüyor, kom-
partımanlara teker teker göz atı-
yordu. Beni görünce gülümsedi.
"Sizi anyordum" dedi, "ak-
şam yemeğini beraber yiyebilir
miyiz?" (Galatasaray'da Fransız
hocalar, bütün talebelerine "siz"
diye hitap ederlerdi; halbuki
Fransa'da şimdi talebeler boca-
lanna "sen" diye hitap ediyor-
lar.) Tekrar koridorda, iniltili,
dertli insanlar, uykulu vücutlar
içinde kendimize yol aça aca lo-
kantalı vagona vardık. Yeni bir
dünyaya geçmiş gibiydik! Agat-
ha Christie'nin Orient Express'i
de bu denli şatafat ve esrar içeri-
sinde olmalıydı. 1lık bir hava,
ceviz mobilyalar, vişne rengi ka-
dife perdeler, mevir rx>rselen ser-
visler. Şık giyimli, iki üç yaban-
cı dille konuşan insanlar, par-
fumlu, kürklü güzel hammlar,
üniformalar.. O yıllarda Anka-
ra ekspresinde her türlü insan;
başladı, hem şarap hem yorgun-
luk. Kalktık. Vedalaştık, Ma-
nac'h kendi tarafına doğru iler-
ledi. Arkasmdan baktım. Yine
kayıplara kanşıyordu. Kim derdi
ki onu, otuz yıl sonra Paris'te bu
defa kendi evimde görecektim?
Hariciyede görev
Etienne Manac'h, General de
Gaulle'ün Balkanlar ve Ortado-
ğu temsilcisi ohnuştu savaş yıl-
lannda; bu sonradan açıklandı.
Kurtuluştan sonra da Manac'h,
eğitimi bıraktı. Dışişlerine geç-
ti. Bakanhğa dısandan gelmesi-
ne rağmen çabuk ilerledi. Evvela
Orta Avrupa, sonra Asya masası
direktörü oldu. De Gaulle
1958'de tekrar iktidara gelip iki
yıl sonra da Kızıl Çin'i tamyın-
ca Manac"h'ı ilk Fransız sefiri ve
"Ambassadeur de France" ola-
rak Pekin'e yolladı. De Gaullt ve
Pompidou'nun başkanlığında
Manac'h, Pekin'de tam sekiz yıl
elçilik yaptı. Hem Batı dünyası-
run hem de komünist blokun
çalkantılar ve sancüar içindeki
bir döneminde. De Gaulle'ün
Kızıl Çin'i tanımasını "skandal"
olarak niteleyen Amerika, Ingjl-
tere ve B.Almanya çok geçme-
den Çin'e yaklaşmaya başladılaı.
Tabii Manac'h, bu devrede çok'
önemli bir rol oynadı. Bin kü-j
sur sayfalık modern Çin hakkın-
daki kitabında bu konular hem
duygulu, hem de iğneli bir üs-
lupıa anlatılmıştır.
Giscard d'Estaing'in devrinde'
Manatfh yetmışine yakın, emek-
liye aynldı. Memleketine, Brö-
tanya'daki evine çekildi. Eskr
çağlardan başlayarak Çin tarihi-
ni yazmağa koyuldu. Bu muaz-
zam eser bugün Çin hakkında
en iyi, en ayrıntıh referanstır.
Biz, Paris'teki Galatasarayular, -
onu bu zamanlarda yakaladık. •
Eski günleri andık. Manac'h^
resmi misyonlan dışında Türki-^
ye'j'e özel olarak tekrar çok git-
ti geldi. Galatasaray Vakfı onu;
çok iyi ağırladı. Ayağını yerden
kesti, hiçbir şeyi esirgemedi. Bu-^
nu, Manac'h; Fransa'daki dost-^
lanna; bakanhk arkadaşlarına'
anlata anlata bitirememiştir. ',
Türklerle, Türkiye ile UgisinL
hiçbir zaman azaltmadı. Sade-
ce bizlere, GalatasarayUlara de-)
ğil, uzaktan yakından gelen bü-,
tün Türklere, hatta taciz edicî^
"ricacı"lara dahi ügi göstermiş,^
hatta maddi yardımlar yapmış-"
tır. Böyle birinı Rocard'ın baş-'
bakanhğında bir köşeye yerleş-
tirdiğini iyi hatırlarım. Paris'te
bazan iki büyükelçi, bir başkon-"
solos, bir iki müsteşar aynı yıl-
da Galatasarayh olarak bulun-
dular. Yemeklerirnizde ManacTı,
haklı bir iftihar ile onlarla ko-
nuşur, şakalaşırdı. Böyle anlar-
da onun zevkine payan yoktu. •
Hocahğmı hepimize devami
ettirmiştir. Her konuda bizlere I
önerilerde bulunur, yönler çizer--:
di. Hiç bıkmadan, usanmadan; -
hocahğm verdiği sabu-la hepimi-'
zi dinler; yardımını esirgemezdi.
Türk yeneklerf l
O sıralarda UNESCO'da bi-'
lim sektöründe Asya ve Uzak- •
doğu Bölgesi Başkanı'ydım.
Çin'e bir iki defa gidip geldim.
Manac'h bana çok yararh bilgi-,
ler, adresler vermiştir. Ayda bir,;
Paris'e gelir, evimizde kanm ona ^
Türk yemekleri ikram ederdi. ^
Bana yaptığı hocahğını bu defa.
çocuklanma aktardı. Küçük kı-,
zrm edebıyata hele Chateaubri-;
and'ın eserlerine çok düşkundü. ;
ManacTı'la çetin tartışmalara gi-
rerdi. Bir gün bana: "Bu çocu- •
ğu Ecole Normal'e hazrrlayın"
dedi. Böylelikle bizim Tülin, ,
Normale Sup'ün smıflaruu geç-^
ti. Şimdi lisansını hazırhyor.,
Hangi konuda dersiniz: Elbette
Chateaubriand! Manac'h ona
iki yıl kitaplar, makaleler, özet-
ler taşıdı.
Mitterrand, Le Monde*un Or-
tadoğu uzmanı Eric Rouleau'yu
altı yıl önce Türkiye elçisi yapp-
ca, çoktandır tamdığım Eric*i
Manac'h'a, tamştırdım. En iyi
brifingi ona yine Manac'h yap- '
mıştu-. Sonradan Rouleau bana ^
anlattı:
'Transız Dışişleri Bakanhğı'n-
da Türkiye'dekı son altı Fransız *
elçisinin raporlannı okudum...
Bir de Etienne Manac'h'ın Mit- •
terrand'a verdiği özel raporu. -
tnan ki Türkiye'de elçilik yap-"
mamasına rağmen Manac'h'ın
raporu diğerlerinden kat kat üs-"'
tündür
Bir gün Manac'h'la beraber
Galatasarayh ağabeylerimizden
Dündar Soyer'i de davet ettim. \
Manac'h biraz gecikmişti. Tfclaş- ,
la geldi. Bir gün evvel Galatasa-.
ray'ın Monaco ile maçı vardı.. 5
"Uzun yolda haberim^
olmadı" dedi, "ne haber maç- ^
tân?" l.
"Yendik" dedim.. *
Mavi gözlerine yine, muzip \
sevinçli ışıklar geldi. Kadebini \
kaldırdı ve Türkçe: ;
"Yaşasın Galatasaray!" dedi. j
*
SÜRECEK i