29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 0 ŞUBAT 1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 23 milyon izleyiciye ıılaşmayı hedefleyen Show TV'de eğlence ağırlıklı yapımlar var Show TV1 marttastart alıyorTV Senisi - Shovv TV 24 saatlik dûzenli yayınlara 1 martta başh- yor. Yayınlarda yerli ve yabancı fılmler, erotik şovlar, ödüllü yanşma programlan ve komedi ağırlıkh yapımlara ağırlık vere- cek olan Shovv TV, 23 milyon izleyiciye ulaşmayı hedefliyor. ilgi toplayan Playboy Late Night Shovv. R0k|aHI Televizyon yayınlanmn izlenme oranla- nnı saptayan lcunıluşlann sıralamaların- da liste başı olan Türk fılmlerine, Show TV de büyük öucm veriyor. Atıf Ydmaz'ın "Bir Yudum Sevgi"si, başrolünü Şener Şen'in oynadığı 'Çıplak Vatandas', Müj- de Aı ile Nur Sürer'in erotik çağnşımlı sahneleriyle ilgi toplayan "Dul Bir Ka- dın", Türkan Şoray'ın bir toprak ağası- na âşık olan kadın hâkimi oynadığı "Bodrum Hâkimi", ömer Kavur'un "Ah Güzel IstanbuT'u gibi Tiirk sinemasımn '80 sonrası nitelikli yapımlan Shovv TV'nin mart ekrarunda yer alacak. Bülent Ersoy'- un "Beddua"sı ile Ibrahim Tatlıses-Hülya Avşar ikilisinin yer aldığı "Mavi Mavi" de Show TV ekranına gelecek. Shovv TV'de gösterilecek yabana film- ler arasında Ken Russel'in 70'li yıllann ikinci yarısında olay yaratan filmi "Tommy", Jean Jacques Annaud'nun yö- nettiği, başrollerini Tcheky Karyo ve Jack Wallace ile gerçek ayıların paylaştığı "Ayı", Edgar Allen Poe'nun romanından uyarlama "Morg Sokağı Cinayetleri" ve Steven Kovacks'ın "68"i bulunuyor. Show TV'nin göstereceği yabana filmler arasın- da Margaux Hemingway'in başrolde oy- nadığı "Ilık Dudaklar", William Asher'ın "Bikinili Kızlar" ve "Plaj Kızlan" adlı erotik yapımlar da bulunuyor. özellikle çocuklann büyîlk ilgi göster- diği teknolojik şiddetfilmlerilistesinde ise "Terminatör" ve "Robocop" başı çekiyor. Show TV'nin asıl erotik kozu ise bazı Türk izleyicilerin RTL Plus ekranından aşina olduklan, hayli cüretkâr sahneleriyle Shovv TV'nin dizi fUmler listesinde Cü- neyt Arkın'ın "Malkoçoğlu"sundan, "A Takımı"nm elemanı Mr. T'nin "Dina- mif'ine, "Küçük Karateci"den "lki Babam" adlı komediye kadar uzanan çe- şitli yapıralar var. Yerli yapımlardan "Zeki-Metin'ce" cu- ma, "Varsayalım Ismail" çarşamba, "Rüstem Batum Shovv" persembe aksam- lan ekrana gelecek. "32. Gün", TRT'de olduğu gibi her ayın ilk pazartesi günü ya- yımlanacak. Cumartesi sabahlan 10.20'de Beşiktaşlı B. Metin'in sunduğu ve hafta- mn maçlannı konu alan "Başlama Vuru- şu", salı akşamlan ise llker Yasin'in sunduğu "3. Devre", Shovv TV'nin önemli spor programlan arasında yer alıyor. Tank Tarcan'ın sunacağı yanşma prog- ramı "Çarkıfelek", Amerikan şov prog- ramı "Wheel of Fortune"dan uyarlama bir yapun. Hafta içi her gün yayımlana- cak Çarkıfelek'te, elektronik araçlardan otomobile çeşitli ödüller dağıtılacak. Shovv TV'nin reklam tarifesi akşam, ge- ce, sabah ve gündüz yayınlan olmak üze- re dört kategori üzerinden belirlendi. Akşam yayınlan da, programlann gördü- ğü ilgiye göre yine dört tarife kategorisi- ne ayrılacak. Henüz hangi programın hangi kategoriye gireceği saptanmadı. Ak- şam yayınlannda, dördüncü kategoriye gi- recek kadar ilgi gören bir yapımın program içi reklam tarifesi, saniyesi 1 milyon 882 bin lira olarak belirlendi. Gece yayınlann- daki program arası rekiamlann tarifesi ise saniyesi 35 bin 500 lira. Show TV yayınlannı ilk aşamada, 20 il- deki 23 milyon kişi izleyecek. Bu iller ts- tanbul, Ankara, Izmir, Adana, Bursa, Eskişehir, Kayseri, Tokat, Gaziantep, Di- yarbakır, Antalya, Içel, Samsun, Malat- ya, Denizli, Edirne, Bahkesir, Sinop, Çanakkale ve Bolu. Istanbul'un 7 milyon 309 bin kayıth nüfusunun yaklaşık 6 mil- yonunun Shovv TV yayınlannı izleme im- kânı bulabileceği tahmin ediliyor. GÜNÜIV NOTLARI OSMAN ULAGAY Kadınlar Bakan Olmasın Diyanet Ozel TV'ler halka zehir saçıyor CUMHLRİYET (Ankara) - Diyanet dergisinin 'özel televizyon' konusunu iş- lediği şubat sayısında, Diyanet Işleri Başkan Yardımcısı Hamdi Mert, özel televizyonlann 'zehir saçtığı'nı ima ede- rek "Zehir hürriyeti, fikir ve neşriyat hürriyeti olamaz" görüşünii savundu. Başlattığı farklı yayıncılık anlayışıyla her sayısı yankı uyandıran Diyanet der- gisi, şubat sayısında "özel televizyon' konusunu ele aldı. Dergide, Diyanet Iş- leri Başkanlıgı'nın "daha fazla dini ya- yın istemi'ne sıcak bakmayan TRT'ye sınırlı bir tepki gösterilirken özel televiz- yonlar sert bir şekilde eleştirildi. Dergide, Diyanet tşleri Başkan Yardı- mısı Hamdi Mert, özel televizyon yayın- lanna duyduklan tepkiyi açıkça dile getirdi. Özel televizyonlann, yayınlany- la 'milli kültürü tahrip ettiğini" üeri sü- ren Mert. şu görüşleri savundu: "Bazı gazetelerin tiraj aracı yaptığı 'kadın' imajı, artık üçüncüsü de yayına başlayan özel televizyonlann seyirci çekme vasıtası olmuş görünüyor. Hürriyet. kutsal bir mefhumdur. Hür- riyet adı altında başkalarının hürriyet sınınna tecavüz ediliyorsa. özellikle de amme dûzeni ve kamu efkân tahrip edi- liyorsa buna asla fikır-basın hürriyeti gözüyle bakılamaz. Zehir hürriyeti. fikir ve neşriyat hürri- yeti olamaz. En güçlü bir bünyeden bile zehire karşı mukavemet bekleyemezsi- niz. Öyle ise milli bünyeyi ve binlerce yıl- da oluşup gelişmiş ortak kültür değerle- rini, bu nevzuhur tahribattan koruma- nın çareleri araştınlmah ve bulunmalı- dır." Dergide, dünya televizyonlarına göre TRT'deki dini yayınlann oldukça kısıtlı olduğu savunularak Diyanet'in dini ya- yınlann arttınlmasına ilişkin isteğine sı- cak bakmayan TRT eleştirildi. Diya- net'in TRT'den istediği, ancak gerçek- leşmeyen bazı talepleri de şöyle sıralan- dı: • İnanç Dünyası, İslam ve İnsan ile Din ve Ahlak adlı programlann haftada ikiye çıkanlarak daha da dini ağırlıklı hale getirilmeleri. Yanşmalarda dini so- rulara da yer verilmesi. # Dini yayınlarla diğer yayınlar ara- sında uyum sağlanması, dini yayını etki- siz kılacak ve vatandaşın tepİcisini çeke- cek programlara yer verilmemesi. PTT, TKT ve Start uyardı 'Santrallan kitlemeyin' AA (Ankara) - PTT, radyo ve televiz- yonda yayımlanan yanşma programlan sırasında telefon hatlannda aşın yüklen- me ve kilitlenmeler meydana geldiği ge- rekçesiyle iki yayın kuruluşu TRT ve Starl 'e uyanda bulundu. PTT Genel Müdürlüğü'nce bu kuru- luşlara gönderilen yazıda, bu durumun devam etmesi halinde, yanşma için veri- len numaralann görüşmelere kapatıla- cağı bildirildi. Seyircinin katılımıyla gerçekleştirilen yanşma programlarında bundan böyle özel telefon numaralan verilmemesi istendi. PTT Genel Müdürlüğü Telgraf ve Te- lefon Daire Başkanlığı'nca "Çok ivedi" kaydıyla TRT ve Starl'e gönderilen ya- zıda, 900 ile başlayan özel telefon nu- maralannın kullanılması uygulamasına rağmen, santrallarda kilitlenme meyda- na geldiği ve kamu haberleşmesi yönün- den son derece sakıncah durumlar orta- ya çıktığının yapılan araştırmalar sonu- cu tespit edildiği belirtildi. Yazıda, "Bu şartlar altında, vatandaşlann stüdyodan verilen numaralan aramalan şeklinde yapılan yarışmalann uygun olmadığı görülmektedir" denildi. Boy George\ı dinlemek 150 bin İstanbul Haber Servisi - Ünlii pop şarkıcısı Boy George, iki konser vermek iizere İstanbul'a geliyor. 4-5 mart günlerinde, İstanbul'un yeni ve iddialı dis- kotegi Andromeda'da. Sanatçının, altı kişilik orkestrası eşliğinde vereceği konserlerin bilet fiyatı 150 bin lira. Boy George'u yemek yiyerek dinlemek isteycnler ise 350 bin lira ödeyecekler. 80'li yılların başında, Culture Club adlı grubuyla listeleri zorlamaya başlayan Boy George'un, listelerde ilk 10'a girmiş sekiz 45'liği ve dört long playi var. Boy George'un geçen yıl piyasaya çıkan "Jesus Loves You" adlı albümü, özellikle de albümdeki "Generati- . . "|J~ ons of Love" ve "After I Love" adlı parçalar, İngiliz şarkıcının ikinci doğu- i2fKt MdİtSj/ OİUİI şunu perçinleyen çalışmalar oldu. B en bakan ya da milletvekili ol- saydım her şeyden önce ka- dınların bakan olmasını önle- yecek bir şeyler yapmaya çalışırdım. Koskoca kabinede topu to- pu iki tane kadın bakan var ama en çok onların lafı ediliyor, basında en fazla onların adı geçiyor, serüvenleri anlatı- lıyor. Bir iki tane daha kadın bakan olsa erkek bakanların varlığı bile hissedil- meyecek. fTe yapıp edip kadınların ba- kan olması önlenmeli bence. Şaka bir yana, daha fazla kadının ba- kan olmasında yarar var aslında. Top- lumumuzda aile yaşamının dışına çıka- rak toplum yaşamına katılan kadınlar- da cesaretin, hırsın, atılımcılığın erkek- leri yaya bırakacak düzeyde geliştiğini gösteren örnekler bir hayli fazla. Ka- dınların bu niteliklerini bilgi ve dene- yimleriyle birleştirerek pek çok alanda öneçıkabileceklerini düşünüyorum. Bu alanların biri de politika olmalı kuşku- suz. Kadınlar bakan olmalı da, kadın ol- mak bakan olmak için yeterli nitelik sayılmamalı herhalde. Bir parti, yaptığı tercihlerle ya da beceriksizliklerle Meclise bakan olacak nitelikte kadın milletvekili sokamadıysa kadın bakanlı parti olma hevesinden de vazgeçmeli. Aksi takdirde "kadın bakan" imajı da zarar görüyor, parti de, hükümet de. Öl ki büyük adam olasın Güler lleri olayı bence toplumumuz- daki birçok hastalığı birden gözlerönü- ne serdiği için örnek olay sayılabilir. Bakan lleri'nin babasının vefatı ne- deniyle gazetelerde yer alan tam sayfa ilanları gördüğümde irkilmiştim. Bura- da önemli olan Sayın Bakan'ın mer- hum babasının adını pek çok kimse gibi benim de ilk kez duyuyor olmam degil- di.. Önemli olan, ölüm ilanlarının büyük- lüğüyle sanki vefat eden kişinin büyük- lüğünü kanıtlama hevesinin ya da görgüsüzlüğünün bu kez bakan katın- da yinelenmesiydi. Bilmiyorum, uygar bir ülkede, ciddi bir gazetede böyle tam sayfa ölüm ilanı yayınlatma ilkelliği var mı? Hiç sanmıyorum. Topiuma mal ol- muş, önemli sayılabilecek birisi öldügü zaman bu olay ölenin önemiyle orantılı boyutta bir ölüm haberi olarak yer alır ciddi gazetelerde. ölen gerçekten iz bı- rakmış birisiyse ayrıntılı bir özgeçmişi- ni okuyabilirsiniz. Kaliteli gazetelerde bu özgeçmiş bazen gerçekten okuma- ya değer, özlü bir yaşamöyküsü tadını daverir insana. Sayın Bakan'ın babasının 360 milyon lira tutan tam sayfa ölüm ilanlarının be- delini ve bazı diğer harcamalarını dev- let kurumlarına ödetmek istemesi de kuşkusuz "dikkatsizlik" ve "deneyim- sizlik" gibi bakanlık koltuğuna oturtul- muş birisi için geçerli olamayacak mazeretlerle hafife alınamaz. ÇEK gizli siyasi teşkilat mı? Olayın diğer bir ilginç boyutu, Sayın Bakan'ın marifetlerinin basına yansıtı- lış biçimi. Halen Bakan ileri'nin bakan- lığına bağlı olan Çocuk Esirgeme Ku- rumu'nu daha önce bir kadrolaşma yeri olarak kullandığını gizlemeyen Re- fah Partısi Milletvekili Melih Gökçek. Sabati gazetesi yazarı Muammer Ya- şar'ın sorusunu yanıtlarken şunları söylüyor: "Bende birtakım belgeler var. Bası- nın yazdıkları doğru. Ama bilgilerin tümünü basına ben vermedim. SHP milletvekilleri de basına belge verdiler. Ayrıca kurumda kadro mücadelesi ve- ren ekipler bakanın yaptıklannı gazete- cilere anlatıyorlar." (Sabah, 18 Şubat 1992). Herkes "yetimlehnhakkı'ndanfalan söz ediyor da işin bu yönü üzerinde faz- la durulmuyor. Çocuk Esirgeme Kuru- mu ideolojik bir örgütlenme yeri midir, bir tür gizli siyasi teşkilat mıdır, yoksa kimsesiz çocuklara destek sağlayacak bir kuruluş mudur? Bu kuruluşun içinde "kadrolaşma" savaşımı verenler aca- ba kimsesiz çocuklara daha iyi bakmak için mi bu savaşımı veriyorlar? Bakan ileri'nin ipliğini pazara çıkartmak için basına bilgi sızdıran SHP milletvekilleri varsa bunlar neyin peşinde? Böyle şeyler yazmayı hiç sevmiyo- rum ama bu olay karşısında "Ne ba- kan, ne devlet, ne devlet kurumları, ne politikacı malzemesi" diye düşünmek- ten ve "nerem doğru ki" diyen deveyi hatırlamaktan alıkoyamıyorum kendi- mi. Adam gammazlama furyası Bu olay aslında bir sürü örnekten sa- dece biri. Halen yoğun bir ihbar ve adam gammazlama furyası sürüyor. Bunların bir bölümü gazetelere de yan- sıtılıyor ve suçlu-suçsuz pek çok insan ağır suçlamalar altında kalıyor. Ben geçmiş dönemde pek çok yol- suzluk yapıldığını, pek çok kimsenin hak etmediği halde devlet kesesinden zengin edildiğini tamin ediyorum ve bunların ortaya çıkartılmasını istiyo- rum. Keşke mümkün olsa da bu yolsuz- luklar kanıtlanabilse, yapanların bur- nundan fitil fitil getirilse, bazı kimsele- rin nasıl "büyük adam" olduklan ortaya çıksa. Ancak her şeyin bir yolu yordamı var. Bu gammazlama furyası içinde koltuk kapma ve kadrolaşma hevesleriyle "çamur at, izi kalır" denerek ulu orta herkese suç isnat edilmesi, bazı suçu olmayan kişilerin yanı sıra kurumların da yıpratılmasına yol açıyor. Ayrıca suçlamaların ve iddialarm inandıncılı- ğını da azaltıyor. Kültür Bakanlığı'nda telif vurgunu Depoda 1 mflyon satdmayan kitap AA (Ankara) - Kültür Bakanlığı'n- da yapılan bir inceleme sonucu, yazan- na fazla telif hakkı ödemek için 10-15 bin arasından basıldığı ileri sürülen ve vüzde 85'i satılmayarak depolarda bekletilen 1 milyona yakın kitap bu- lundu. Bakan Fikri Sağlar, olayı doğrulayarak. döner sermaye işletmesi DOSİMM'e aıt 2 depoda 1989 ve 1990 yıllannda yayımlanan ve çoğu satıl- mayarak depolanan 1 milyona yakın kitap olduğunu söyledi. En az basılan kitap sayısının 10 bin olduğunu ve bazı yayınlann 20 binin de üzerinde basıldığının belırlendığini belirten Bakan Sağlar, "Yanlış, kötü, çıkar sağlayıcı ve art niyetli bu uygula- ma ile bazı kişilere inanılmaz rakamlar ödenmiş" dedi. Sağlar, kitaplann büyük bölümü- nün baskılannın belli matbaalarda yoğunlaşması ve baskı sayılannın bazı kitaplarda değişmesi nedeniyle çok yönlü bir soruşturma başlattıklannı belirtti. Sağlar'ın örnek verdiği kitap- lar arasında "Nezaket ve Görgü Ku- rallan", "Kamu Kuruluşlannda Mut- fak" gibi ilginç yapıtlar da bulunu- yor. Yayınlar arasında 10 bin basılıp 5 bin tanesi DOSİMM'e verilen 400 ta- nesi değişik kişilere dağıtılıp 3600 tane- si elde kalan "İslam Prensipleri", 10 bin basılıp, 6350 tanesi depoda bekle- yen, 3500 tanesi dağıtılıp, 150 tanesi bakanlıkta kalan "Gagavuz Türkçe Sözlüğü". 10 bin adet basılıp 6200 ta- nesi DOSİMM'e verilip, 3650 tanesi dağıtılıp elde 100 tane kalan "Başıma Dağlar Düştü" gibi kitaplar da yer alı- yor. Yetkililer, Türkiye'de en çok satan kitaplann baskı sayısı bile 5 bin dola- yında seyrederken, 10 bin baskı yapan kiıaplar arasında "Ağaçlar da Ağlar", "Udi Nevruz Bey", "Şadri Maksudi Ajsal'ın Hayatı" ve "İslam Prensip- leri"nin yer aldığmı kaydettiler. Üniversiteli araştırmacılar, ürkütmemek için suyuna gidecek 'Baünamn decliğini yapacağız' CENGİZ DEMİREL (Sinop) - Sİnop'ta âdeta 'maskot' haline gelen beyaz balinanın bundan böyle isteğine uyulacak. Balinanın liman ya da koylardan birine getirilmesi konusunda çalışma yapılmayacak. Samsun 19 Mayıs Üniversite- si'ne bağlı Su Ürünleri Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Mu- ammer Erdem, okula ait Araştırma-1 teknesi ile Demir- ci köyü açıklannda bulunan be- yaz balina üzerinde çeşitli araş- tırma çalışmalan yapacaklannı söyledi. Balinanın bulunduğu yerde yapılacak çalışmada boyu ve gövde kahnhğı beürlenecek, cin- siyeti ve diş yapısı araştınlarak diş sayısı saptanacak. Okul Müdürü Prof. Dr. Er- dem, bahnayı balık vererek li- mana getirdiklerini, ancak li- mandaki gürültüden ürkerek tekrar geldiği yere döndüğünü belirterek "Bundan böyle baü- ğın isteğine göre hareket edece- ğiz. Yani balina bize değil, biz balinaya uyacağız" dedi. Bu arada Türkiye Hayvanla- n Koruma Derneği Genel Baş- kanı Zafer Murat Çetiştan'ın, "bilim adamlannı şov yapmak- la suçlaması" konusundaki ha- berin gazetemizde yer alması üzerine başta Doğal Hayatı Ko- BOĞAZİÇİVEÇEVRE SORUNLARI 1 Doğancan AKYUREK Çevre Bakanı Orhan BURSALI Cumhuriyet, Bilim-Teknik, Yayın Yön. Cumhurryet EdlzHUN Çevre Bakanlığı Müşavirı Prof. Kriton CURİ Boğaziçi Üniversitesi ismail SOYSAL Ortadoğu ve Balkanlar Arş.Vakfı Bşk. Prof.Dr. i. Reşat ÖZKAN İTÜ Gemi Inşaat ve Deniz Bilimler Fak. 22 Şubat 1992 Cumartesi Saat: 15.00 istanbul Mülkiyeliler Birliği Lokalı. Muammer Aksoy Salonu Kuruçeşme/lstanbul Tel: 257 46 34 - 35 Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi ruma Derneği olmak üzere çok sayıda cevreci kuruluş, Su Ürünleri Yüksek Okulu Müdü- rü Prof. Dr. Muammer Erdem'i telefonla arayıp Su Ürünleri Yüksek Okulu'nun çalışmalan- na destek olduklannı söyleyerek "Kimse biümsel kuruluşlan şov yapmakla suçlayamaz" dediler. Ote yandan Karadeniz Tek- nik Üniversitesi Deniz Bilimle- ri ve Teknolojisi Yüksek Oku- lu öğretim üyesi Prof. Dr. Sa- lih Çelikkale, beyaz balinanın Karadeniz'de yaz ve sonbahar sıcaklıklarını geçirme şansının olmadığını söyledi. Prof. Çelikkale, bu konuda- ki görüşlerini şöyle açıkladı: "Balinanın bırakıhp bırakıl- maması tartışılıyor. önemli olan, canlının doğal olarak Ka- radeniz'de yaz ve sonbahar sı- caklıklarını geçirme şansının olabümesidir, ancak böyle bir şansı yok. Aynca Karadeniz'de çok sa- yıda ağ kullanılıyor. Birine ta- kılabilir. Yani ölümü mukad- derdir. Ancak bunun için özel bir tesis oluşturulup, özellikle yaz aylannda taban suyu bası- larak soğuk su sağlanabilirse korunabilir. Yalnızca bir seçe- nek var. Bizim sahil tesislerimizde bir havuzumuz mevcut. Bunun masrafı karşılandığı takdirde havuza taban suyu basılmasıy- la canlı yaşatılmaya çalışılabilir. Bu arada arastırma ve inceleme de yapılabilir." Karadeniz Teknik Üniversite- si Orman Koruma Anabilim Dah Başkanı Prof. Dr. Mehmet Serez de beyaz balinanın Kuzey Denizi'nden Ren Nehri yoluyla Karadeniz'e gelmiş olabileceği- ni söyledi. • AA (İzrair) - Anadolu Ajansı Izmir Bölge Temsilciliği lstihbarat Şefı JZafer Alatay gecirdiği elim bir kaza sonucu hayatını kaybetti. Konak'taki çok kath otoparkın 4'üncü katından dengesini kaybederek düşen Zafer Alauy, olay yerinde can verdi. 1946 yılında Erzurum'da doğan Alatay, lzmir Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi mezunuydu. Gazeteciliğe 1968 yılında Demokrat İzmir gazetesinde başlayan Zafer Alatay, 1976-1978 yıllan arasında Yeni Asır gazetesinde çalıştı. Zafer Alatay, daha sonra Anadolu Ajansı lzmir lemsilciliği'nde muhabir, bölge müdürvekili ve istihbarat şefi olarak görev yaptı. Cahit Kadılar, Yargıtay 12. Daire Başkanı • AA (Ankara) - Gundüz Yelço'nun yas haddinden emekli olmasıyla boşalan Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Başkanlığfna Burhan Cahit Kadılar seçildi. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda bugün yapılan seçim sonucu başkan olan Burhan Cahit Kadılar, aynı dairede üye olarak görev yapıyordu. 1935 yılında Isparta'da doğan Kadılar, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1957 yılında mezun oldu. 1959 yılında Isparta'da hâkim adayı olarak mesleğe başlayan Kadılar, çeşitli il ve ilçelerde hâkimlik yaptı. Tarihi eser kaçakçısı yakalandı • AA (Muğla) - Muğla'nın Ula ilcesine bağlı Karabortlen köyünde tarihi eser kaçakçılığı yapan bir kişi 33 parça eserle birlikte suçüstü yakalandı. Bir ihbarı değerlendiren Muğla İl Jandarma Alay Komutanlığı ekipleri, alıcı gibi davranarak Karabörtler köyünde oturan Mestan Bacaksız (65) adlı kişi ile temasa geçtiler. Erken Roma dönemine ait olduğu bildirilen 27 adet bronz ve 2 adet gümüş sikke ile 4 adet ziynet eşyası niteliğinde kıymetli taşla ele geçirilen Bacaksız, gözaltına alındı. AaKAYBIMIZ Şirketimizin Müdürler Kurulu üyesi, değerli insan YEKTA OKUR'uelim bir kaza sonucu kaybetmiş bulunmaktayız. Merhuma Tanrı'dan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabırlar dileriz. GAMEDA GAZETE MECMUA DAĞITIMITD. ŞTİ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle