23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31ARALIK1992 PERŞEMBt OLAYLAR VE GORUŞLER Geleceği geridegörmek!.. MERİÇ VELİDEDEOĞLU D insel devlct ile ilgili ge- rek Türk gerek yabancı bir bölüm sosyal \e si- yasal bilimcinin ileriyc sürdüğü bir görüş var- dır: Tam anlamıyla te- okratik devlet ne İslam ne Türk ne de Osmanlı tarihinde gerçekleşmiştir. Çünkü İslamda böyle bir örgütlenme- ye clverişli inanç malzemesi eksiktir. islamda. Hıristiyanlıkta görülen dev- letten apayn. ama kimi kez onun üs- tünde kimi kez onunla ortaklaşa ola- rak yöneıimde yer alan "kilise örgütü' gibi bir güç yoktur. İslamda ilahi ina- yet (tannsal bağışlama) ve lütuf araç- lannı ellerinde tutan ne bir "ruhban sınılV ne dinsel dcğjşmezleri (dogmala- n) belırleyen "konsür gibi kurullar ne de 'papa' gibi ilahi yetke iledonatılmış ruhani bir lider vardır. Öyie ki Hz. Muhammed bile tannsal bir nitelik ta- şımamış. yalnızca aracı (Tann sözcü- sü) olma gibi bir görevle onurlandınl- mışlı. Bu savlann ışığında İslam kaynak- ları, Hıristiyanlığın başına gelen laisiz- mi. yalnızca bu iki erkin (gücün) yetke (otorıte) alanlannın birbirinden aynl- ması olarak algılıyorlar. dolayısıyla da İslamda böyle bir örgütlenme. yapı- lanma olmadığı için laikliğin bu dinde söz konusu edilemeyeceğini savunu- yorlardı. Ne var ki hem bu kaynaklan hem de sosyal \e siyasal bilimcilerı yalanlar gi- bi. teokratik devlet tarumına uyan "Is- lam devleti' İran'da mollalann eliyle kuruluvermişti. Bu durum. yine uzmanlann. "Te- okrasinin kârşıtı demokrasidir"deme- lerinden bu yana İslam çevrelerince ileri sürüien. "Teokrasi İslamda ol- madığına göre demokrasi bu dinin ge- leneğidir. daha ilk cağiarda bunun ör- neği peygamber ardılının seçiminde görüldüğü gibi icma-ı ümmet. meşve- ret gibi kurumlann da İslamda yer al- ması demokrasi anlayışının sonucu- dur" biçimindeki savı da sarsıyordu. Oysa ne laikliğin ne demokrasinin bu tiir algılanışı gerçekleri yansıtmı- yordu. Laiklıği yalnızca. "dünya ve din işlerini şu ya da bu biçimde birbi- rinden ayırma" olarak dar bir alanda görmek. onu bir iman. bir inanç. bir din sorunu biçimine büründürür. da- hası onu "dinsizlik'le karşı karşıya geti- rebilir. Bu bakımdan laiklik. toplu- mun 'tüm yapı' sorunu. yani bütiin toplumun çağın gereklerine göre do- natılma sorunu olarak algılanmalıdır. İşte bu sorun da gerçek bir "çağdaş devlet' kurmakla çözümlenir. Çağdaş devletin davanağı elbette çağdaş de- mokrasidir. Bilindıği gibi bu demok- raside ne dinselleştinlerek. din şemsi- yesi altında korumaya alınan kemik- îeşmiş. taşlaşmış geleneklerin. ne de yalnızca kişj vicdanında yeralması ge- reken inancın. toplumsal boyut ka- zandınlarak dünyasal yaşamda vetke sahibi olmasına izin verilir. Kısacası laiklik çağdaş demokrasinin dokusu- nu oluşturur. öteki tüm öğeler bu do- kunun içıne yerleşirler. Öte yandan. çağ değerlerinin ge- reklerine yanıt veren bu demokrasinin meşruluğunun göstergesı. 'İnsan Hak- lan Evrensel Bildirgesi'ni tüm olarak içermesinde belirir ki. işte bu durum İslam sav unuculannı pek çok yenı yo- rumlar. yeni "hile-i şeriye'ler. yeni 'ta- kiyye'ler üretmeye zorlamıştır. Ege- menliğin gökten indirilip halka veril- mesi: cins aynmını ortadan kaldıran eşitlik kavramının gelişmesiyle boşan- mada.mirasta. tanıklıkta. ülkeyöneti- mindecinseşitüğinin sağlanması y a da zalimce. insanlık dışı. onur kıncı ceza- nın yani kısas'ın uvgulanamayacağı- nın kesinlenmesi; insanı. "kuf sayan tutumun yadsınması gibi çağdaş de- ğerlerin karşısında. İslam düşün adamlan yorumdan yoruma koşuyor- lardı. Öyle kı. her surenin. her ayetin yediden yetmışe ulaştığı kabul edilen yorum sınınnın. gerçekte 700'e vardı- ğını ileri süren Alman tilozoru Uber- vveg'e hak verdirecek biryanş içindey- diler. Daha çabuk sonuç alma yönte-' mi olan "hile-i şeriye' de hepyedektey- di. Nitekim. yasak olan faiz'e "hile-i şeriye'nin buluverdiği "kâr payı' adı. İslam bankalannın kurulmasını sağla- rnıştı. 'Zorkarşısında inancından vaz- geçer görünme" olarak kısaca özetle- nen "takiyye'nin de hangi aşamaya ulaştığına. geçen aralık ay ıiçınde yapı- lan "İslam ve Demokrasi" adlı ulusla- rarası bir konferansta tanık olduk. Mirasia'kız çocuklan aleyhine olan paylaşım hakkında sorulan bir soruya verilen. '"Şenat ö>le der ama. istersen eşit bölüştürme yapabilirsin. bu bir vicdan işı!.." biçimindeki yanıtta, •ta- kiyye'nin "zor" karşısında olmadan da işleyebileceğını. böylece "inanmış gö- rünüp. tersini yapma'nın •cevaz'laştı- nldığını şaşkın şaşkın dinledik. Bunlar çağdaşlaşmanın gerekleri karşısında cephesi gittıkçe daralan İslam sav unuculannın düşün düzeyin- deki savaşımlamdı. Ama artık, laikli- aı de demokrasivi de evrensel insan haklannı da hiçe savarak gündeme gi- ren 'köktenci İslamdır. Arkalarını dayadıklan güçleri herkesin bildiğı bu odaklarca yönlendirilen kitleler. Sayın Prof. Nivazi Berkes in deyişiyle 'din- sellik humması' ıçine ç^k'ilmektedır. Bu oluşumu kimi sosval bilimciler. tüm insanlık tarihinde "herçağdaşlaş- ma atılımını, bir dınsellık akımının ız- lediğT'ni ileri sürerek yorumluyorlar. Tarihimize şöyle bir bakmak bu yorumu onaylamamızj sağlayacağı gibi laik Türkive'nin Müslüman yeni Asya ülkelerine bir "moder oluştur- masının. hele gelecekte dünya Müslü- manlan ıçin evrensel bir model' ola- rak düşienmesinin. ne bovutlara vara- cak bir 'dinsellik cinneti'vle önlenme- ye çaiışılacağını da görmemize yete- cektir. Ülkemizde son iki yıldır çağdaş- laşmadan yana olanlann. geleceği ge- ride görenlere uzattıklan uzlaşmama- da anlaşma' dalının nasıl geri çe\rildi- ğini. daha doğrusu parçalandığını gör- mek. yalnızca bizim için değil. insanlık için de oldukça üzücüdür. I993"e. laiklikten asla aynlmayacak Türkiyemizin. evrensel uygarlığa bü- yük katkıları olacağı inanç ve umu- duyla girmek sevinci içinde. yeni yıl ül- kemıze \e ulusumuza kutlu olsun. PEVCERE Yeniyılagirerken... HALİT ÇELENK Hukukçu K oalısyon hükümeti yenı yıla Demokra- tıkleşme adı altında çıkardığı ve vatan- daşlar arasında. ya- şadıklan bölgelere. soruşturma konusu • olabilecek eylemlerin türüne. yargı- lanacakları mahkemeye göre çift ölçü ' (standart) uygulayan CMUK"la gin- yor. Ceza Yargılama Usulü yasasında ' yapılan son değişikliklerlegetirilen de- mokratik hükümlerden kimi vatan- daşlar. kimi yöre insanlan yararlanı- rken kimi kişiler ya da yöre insanlan yararlanamıyor. Siyasal suç ve düşün- ce suçu sanıklarına demokratik hü- kümlerden yararlanma yollan ka- patılıyor. Hırsızlık. dolandıncılık, ırza geçme sanıkkınna. getirilen demokratik hak- ların kapılan açık tutulurken. "gizli kalması de\ letin emniyeti ve menfaat- leri icabından olan malumatı istihsal etme (elde etme) (Madde: 132)". "bir suçu yazı iie övme ya da iyi gördüğünü söyleme(Madde: 312 2)"gibidüşünce ve basın suçu sanıklanna demokrasi kapılan kapalı tutuluyor. Bilindiği gibi koalisyon oriağı olan siyasal partiler gerek muhalefet yılla- nnda ve gerekse iktidara geldikten sonra. içeride ve dışanda yoğun ya- kınmalara neden olan işkence olgu- sunu önlemek amacıyla ceza yargıla- ma yasalannda değişiklikler vaat et- miş, emniyet sorgulamasında avu- katın hazır bulunmasını. gözaltı sü- resinin Balı ölçülerine uygun olarak 24 saatc indirilmcsini ve bcnzeri yasal düzenlemclenn yapılmasını hükümet programına almışlardır. Adalet Bakanlığı bu doğrultuda ça- lışmalar yapmış. işkence yakınmala- nnı büyük oranda önleyebilecek bir yasa değişikliği tasansı hazırlanmış \e bu tasan uzun tartışmalardan sonra TBMM'ce kabul edilmiştir. Bu yasaya göre. getirilen hak ve öz- gürlükler kişi ve yöreler arasında aynm vapılmaksızın gözaltına alınan tüm vatandaşlara uygulanacaktır. Ancak Cumhurbaşkanı Sayın Özal kimi gerekçelerle bu demokratik hü- kümlen içeren vasayı Meclis"e geri çe- virmiş ve \eniden görüşülmesini iste- miştir. Geri çevtrme gerekçesinde şu dü- şüncelere >er verilmiştır: "... 21 Mayıs 1992 tari'h \e 3801 sayılı kan'un TBM.VI Gencl Kurulu'nda kabulün- den birgün sonra. 22 Mayıs 1992 tari- hinde yapılan üst düzeydeki bir lop- lantıda. başta hükümet yetkilileri ve yöneticileri olmak üzere. bu kanunla viirürlükten kaldırılan ve ıçeriği yu- kanda açıklanan düzenlemeler karşısında büyük endişelerini açı- klamışlar. doğacak kanuni boşluk- lann >aratacağı olumsuz durumlara değinerck. bu konularda. vakiı geçiril- meden yeni düzenlemelere gidilmesini ve düzenlemelerin olağanüstü hal ve terörle mücadelc konulannı menfi yondeetkilemeyecckşekildeyapılması gereğinı önemli gerekçeierlc ortaya koymuşlardır. Sayın başbakanın da katıldığı bu düzeltme ihtiyacı..." Yani üst düzeyde yapılan toplantıda TBMM'ce kabul' edilen değişiklikler sakıncalı görülmüş. Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin görevine giren suç- lar nedeniyle gözaltına alınanlarla ola- ğanüstü hal bölgelerinde ışlenen suç zanlılannın getirilen demokraıik hak- lardan yararlanmaması ıstenilmiştir. Yasa TBMM'yegeri gönderilmiş ve üst düzeyde yapılan toplantıda ileri sü- rülen düşüncelere uygun olarak DGM'lerin görevine giren suçlarla olağanüstü hal bölgelerinde işkence sııçlar nedeniyle gözaltına alınan ki- şılerin getirilen demokratik haklardan yararianamayacağı ve bunlar hakkı- nda eski hükümlerin (yani anıi- demokratık hükümlerin) uygulana- cağı kabul edilmiştir (Madde: 31). Sayın Demirel yıllardan beri \aatet- tiği ve mecliste yasalaştırdığı demok- ratik ilkeleri üst düzev \etkililerine karşı savunamamış, dilınden düşür- mediği ulusal iradeyi koruvamamıştır. Böylece koalisyon iktidan demokra- tikleşme konusunda adi suçlarla siya- sal suçlar arasında ayrım yapmış. siya- sal suçlar için işkence kapılannı açık lutmuş vegiderek demokratik bir yasa anti-demokratik bir nitelik ka- zanmıştır. Daha başlangıçta suçun ni- teleme yetkisıni (siyasal mı adi mi?) karakollara bırakan bu yasa. Anaya- sa'nın eşitlik ilkesini de yaralamıştır. Bu yasayı savunanlar, bizim de katıldığımız "Terörle Mücadele Soru- nu CML'K ileçözülecek bir konjj de- ğil. özel bir durumdur" demektedırler. Oyleyse. "terör suçu" adı altında si- yasal suçlan neden CMUK'un gctir- diği demokratikleşme hükümlerinin kapsamı dışına çıkannışlardır? Tüm hukuk kuruluşlannın. üniver- siteierin. hukukçulann ve demokrasi savunuculannın. toplumumuzun 12 Eylül uzantı ve kalıntılanndan ann- dırılması konusuna eğilmeleri gere- ğine inanıvoruz. TARTIŞMA •Jll. İ! Susam Sokağı'nın perde arkasıon günlerde S basında. eeçmiş yıllardafRrde yayımlanan Susam Sokağı dizi-izlencesi hakkında yazılar vayımldnmaya başladı. Vayınlardahaçok budizi izlenccninyajından kalkmasına tepkiler şeklinde. Susam Sokağı projesi İngiliz CT\V Şirketi ileTRTarasında imzalanmışvediziTürkiye'de uzun suren çckımlerden sonra yayınlanmaya başlamıştır. Hiç tartışmasızdizi büyük bir beğeni toplamıştır. İzlendiği en uzak köyİcrdeçocuklann yanısıra büyüklerin bile davranış şekilleri değişmiş. Doğudaki köylerde bile izlence sayesinde yaşlılar Türkçc öğrenmeye başlamışlardır. Dizinin aktüe! çekimleri için Türkiyekanşkanşgezilmiş. 61 vilayette260ayn konunun çekimleri gerçekleştirilmiş. binlercekilometreyol katedilmiştir. Gittiğimız verlerdc Susam Sokağıckibi adeta "dev let töreni" ile karşılanmıştır. Bo> lesine ilgi odağı olmuş bir izlence neden yayından kaldınlmıştır'.' Bu izlenceyi yay ından kaldıran anlay ış şu anda TRTyi yöneten Kerim Aydın Erdcm anlayışıdır. NediyorSayın Erdem izlencey ı yayından kaldırırken? "Milli kültüre uygun olmadığt. milli değerlere engel olduğu ve TRT'nin mali sıkıntıda olduğu gerekçesiyle bu program yay ından kaldınrmıştır." Kamuoy u da olay ı böv le bilmekıedir. Oysa olayın perde arkası bııdeğildır. Olay. halef-sclef sorunudur. Susam Sokağı bo> lesine basıt bir sorun yüzünden yay ından kaldırılmıştır. İzlencenin böylesıneilgi uyandırması kıskanılmıştır. Tek ama lek neden budur! Susam Sokağı ızlencesini yayından kaldıran TRT yönetimi tezlerinegerekçeiçin "BizTürk Susam SokağY'nı yapacağız diyc y ola çıkmışlar. ama becerememişlerdir. İkinci gerekçe de "malı sıkıntıda olması'"dır. Susam SokağTnın şayınlandığı birincı yıl için bölüm başı.stüdvo çekimleri. aktüel çekimler. seslendırmc. müzik.dışkaynaklı materyaller. yapımda görev yapan personel giderleri. oyuncular ve diğer vapım giderleri dahil 5 milyondur. Bu da 130 bölüm için 650 milyon tutanndabirbedeldir. Yayınlandığı ikinci yıl ıçin biraz önce saydığım tüm gıderler dahil bölüm başı 8 milyon TL'dir. Bu da 130 bölüm için 1 milyar40 milyon TL'dir. Bir karşılaştırma yapacak olursak TRT'nin "Bir BaşkaGece"adlı izlence için ödediği yıllık bedel 1992 yılı için 20 milyan geçmiş durumdadır. Nevzat Üçyıldız Gökyüzöndeki BuluL.. Dışarda hava soğuk. Islak. Oda sıcak. Camlar buğulu. Çocuk pencereden bakıyor. Işaret parmağıyla buğulu cama adını yazmadan durabilir mi çocuk?.. öğrenci ilkyazın bir günü dayanamadı, okuldan kaçtı. Avarelik ne güzel!.. Kırda ağaçların altına uzandı. Ot ko- kusu. Gök masmavi. Bulutlar uçuşuyor, imgelem gücü- ne hız veriyor. Şekspir de bulutları seyretmiş: "Bazan bir bulut gözümüzde bir ejderha oluverir; Bir duman, bakarsın, bir ayı oluvermiş ya da bir aslan, Derken kuleli bir hisar, bir korkunç kayalık, İnişli çıkışlı bir dağ, masmavi biryarımada, Üstünde ağaçlar, dünyamıza yukardan baş sailayan. Gözlerimizde havayı deve yapan ağaçlar." (S. Eyuboğlu çevirisi) Bulutları izleyen öğrencinin ayakları yerden kesiliyor, düşle gerçek birbirine karışıyor; bulut, ayı, dağ, aslan, ejderha, deve içiçe geçiyor. • Çocuk büyüdü. Aradan geçen yıllarda yüreği nasırlaştı mı? Duyarlığı yitti mi? Hayır. Soğuk havada üşüyen ellerini hohlarken adam çocuklaşır. Hekim sigarayı mı yasakladı? Adam gizlice içer, öğrencilik yıliarındaki gibi, kibriti çaktı mı, bir soluk çektiWen sonra dumanı havaya savurur, mavi halkaları izler, Sekspir gibi: "Bir duman, bakarsın, bir ayı oluvermiş... Yada bir aslan..." Aslan ya da ayı için Mohikan lideri diyor ki: "- Bizim için canlılar eşittir. İnsan, aslan, ayı, köpek, at, kuş, ot, çiçek, hepsi. Atalanmızın adları neden Çılgın Tay, Sarı Köpek ya da Ağır Taş?" Kızılderili oyunu mu bu evren? Yoksa çocuk oyunu mu? Anlamı ne? Doğa bize yaşamın tadını duyumsat- mak için mi var: "Bilmiyor musun daha?. Kollanndan bosluğu fırlatsoluk aldığımız uzaya; belkikuşlar daha derin bir uçuşla duyar genişleyen havayı." Rilke sürdürüyor sözünü: "Evet, sensiz olmuyor baharlar. Kimiyıldız beklemişti senden, onu (arkedesin." (Can Alkor çevirisi) Doğada insanın ayrımsaması için bekleyen o kadar çok yıldız geceye serpilmiş ki... Her birini keşfetmek, yeni bir mutluluğun kaynağını oluşturur; her gün yürüyüp gectiğimiz sokağımızda bile algılanmak için sabırsızlanan kimbilir ne güzellikler var. Çıfgın Tay, Sarı Köpek, Ağır Taş... Evrenin bütünselliginde hem eytişimin özünü yakala- yabilirsin, hem kendini! Çünkü bulutu ejderha yapan da sensin, ağaçları deve yapan da sensin... Çocuk dasensin... Adamda... Yaşamın tadını damağında duyumsamak için ille de kaymaklı ekmek kadâyıfını çiğnemek zorunda değilsin. Uygarlığın vardığı aşamada tatlar öylesine çeşitlendi ki baş döndürüyor. 2İ'inciyüzyılıneşiğinde insan, mutluluktüreterekçev- resiyle paylaşabilen bir yaratıcıdan farksızdır. Yeter ki üretileni paylaşmayı bilelim, bundan daha güzel birduy- gu henüz icat edilemedi. • Ikide bir insana sorarlar: - Mutlu musun? NeaptalcabirsoruL Mutlu ya da mutsuz olmak için öylesine çok neden vardır ki sonuç insanın seçimine bağlıdır. Eğer mutluluğu televizyondaki Brezilya dizilerinde sunulan biçimiyle algılıyorsan, mutluluk olanaksızdır. Gökyüzündeki bulut, ayı olur, aslan olur, ejderha olur, köpek, at, çiçek olur; ama sen mutlu olamazsın. Oysa gökteki bulut senin mutlu olman için kılıktan kılı- ğa giriyor. Mıaosoft, WORKS 2.0 TAMAMI TtfllKÇE KEUNE IJÜN II. TEII TMMI , flfKRONII MI1.0 . lliütCHUl Itf? 147$ Dt5£« OMIML£H IÇi» «*TI»ıl FS*/wrEVEülWCJ BY I N T E R F U L T D g(l)338-0IQ2g(l)346-8551 mİCiVSOft® Windows 3.1 Türkçe! +29 TÜRKÇEFONT 260$Û Ç BYINTERFMLTD g(lt338-QI02g(l)346-855l EFESPİLSEN G Ü Z E L B Î R D Ü N Y A N I N I Ç E C E Ğ I DUŞÜNÜYORUM ÖYLEYSEVURUN tlhan Selçuk 21. bası 20.000 lira (KDV ipnde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad 3<hil Cağaloğlu-lstanbul AĞLAMAKVE GÜLMEK tlhan Selçuk 9. bası 20.000 lira (KDV içindt, Çağdaş Yavınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemdi göMkrilınez. SÖYLEV (Cilt 1-2) Hıfzı V. Velidedeoğlu 21. baa 30.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul ödemdi gönderümez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle