15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/*AI_IK CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEV AMI 17 GtTNCEL tÜNEjYÎ ARCAYÜREK • Baştarafi- y/ K a m u o y örümüzdeki günlerde belki de ikiye aynla- ak Cernobil n Türkiyedeki etkilerini 1986 yılında kü- umseyer kicülterek halkı aldatanlar hakkında dava içılması eer e S'n ' savunanlara, ola ki bir çevre karşı çı- kacak. Ovsa di>n kcnuştuğumuz anayasa hukukçuları, başta zamanın Başbakanı TÖ, eski Sanayi Bakanı Cahit Aral V e A t o m Enensi Kurumu Başkanı Ahmet Özemrenin V(jce Divai d a ^ a r 9 l l a n m a s ı n a n 'Çb'r anayasal engel ol- Bu yargryı ıfade edenler arasında Pıof. Mümtaz Soy- sal gibi anayasa bilimcileriyle burada adını vermek iste- mediğimizyüksek mahkeme üyeleri de bulunuyor. TÖ'yü biigürKü sıfatı, başbakan iken sorumlu olduğu olaydan dolay muhakeme edilmekten, Yüce Divana gitmekten kurtarmıyor. Anayasa otoriteleri, TÖnün, es- ki başbakan sıfatıyla Yüce Divan'da yargılanabileceğini savunuyorar. Kimi kurumlar, bilim adamlan. TÖ, zamanın bakanı Aral'la AhmetÖzemre hakkında savcıhğa üç ayrı suç duyurusunda bjlundular. Partiler devreye giriyor. DYP, SHP ve CHP, Meclis'e araştırma önergesi verirken, RP soruşturma istı/or. Siyasal yöntemlere göre araştıma önergeleri soruş- turmaya dcnüşebiliyor. Onümüzdeki günlerde sıyasetin olayı örtbas edıp etmeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Bugün öıümlere yol açan raayasyon kırliliğini gizle- yenler, gereken önlemleri almayanlar şu ya da bu ne- denle savunulabilir mi? 86larda, bakın TÖ ne demış: "Bulutlar. Balkanlar'ın uzerindeymiş canım, yayıldıkça azalıyor. Merak etmeyin. bizim teknik adamlar bır şey yok' diyorfar. Romanya ve Bulgaristan'da ne olmuş, siz oraya baktn." Gereken derhal yapılmalı Çernobil kaynaklı radyasyonu halkın gözünden kaçır- mak, halktan gızlemek için Sanayi Bakanlığfyla birlikte ilgili kuruluışlara resmi yazılar gönderen, zamanın Baş- bakan ı TÖ! O yazılardan birinde "Türkiye'de radyasyon ölçümle- ri, sonuçları ve etkileriyle ilgili olarak Türkiye Radyas- yon Güvenlıği Komitesi'n/n bilgisi ve izni dışında her- nangi bir yayın yapılmaması "nı emreden de, zamanın 3aşbakanı TÖ! "Gizlilik" içinde yürütülen çalışmalar. kamuoyuna, Sanayi veTıcaret Bakanı. aynı zamanda Radyasyon Ko- mitesi Başkanı Cahit Aral tarafından/Tur/oye'cte tespit edilen radyasyon değerlerinin her yörede normal de- ğerlerde olduğu belirlenmiştir" diye ilan ediliyor Bakanın gazetelere verdiği demeçler ise bır başka âlem; "Dinine imanına inanan Türkiye'de radyasyon var demez" diyor. BirzamanlarTÖ'nün doğal liderliğini yaptğı ANAP'ın bugünkü yöneticileriyse, geçmiş dönemin güzelliklerine sahip cıkıyor, ama sorular Çernobil'e dayandı mı, hık mık ediyor. yuvarlak kimi sözlerle olayın içine girmeme- yi yeğüyorlar. Konu. Meclis'te gündeme geldiğinde ça- lışmalara "onyargısız katkıda bulunacaklannı" söyle- mekle yetiniyorlar. Ya TÖ? Büyük gazeteleri ztyaretlerinde her konuda bülbül, ama Çernobil sorununa yaklaşımını sergileye- cek ciddi. tutarlı açıklamalar yok. Hoş, bizim gazeteciler de -belki bugün yarın tutumlarını değiştirirler- TÖ'ye Çernobil'le ilgili soru yöneltmiyorlar. Beiki üzülür diye, belki konuğasaygısızlıkolmasın diye, kimbilir! 1986da sorumlu başbakan olarak görev yapan TÖ- nün üç beş satırhk açıklaması dün yayımlanıyor. Diyor ki; "Aradan çok zaman geçti. Detayını hatırlamıyorum. O vakitne gerektiyse her türlü açıklama yapılmıştır." "Her türlüaçıklamaları" yukarıda gordük. Ustelik he- men her konuyu işine geldiğinde ince ayrıntılarına ka- dar anımsayan TÖnün, Çernobil deyince duraksaması- na anlam vermek giderek zorlaşıyor. Adalet, mutlaka yerini bulmalı. Çağdaşlığa özeniyorsak, çağdaşlığı gereksiniyorsak, çagdaşlığın gerekleri yerine getirilmeli. HAVADURUMU TURKIYEDE DUNYADA e(eoroto|i Genel Mü- duriuğj'nden alınan bılgı- ye göfe yurdun kuzey ve üoğu kesımlen çok bulut- lu Marmara'nın doğusu, Karadenız, Iç Anadolu - nun kuzey ve doğusu, Doğu Anadolu ıle Guney- cjoğu Anadolunun doğu- su yağışlı, otekı yerler '•—•———•"—~~~~""•"•^~"~™""^~ parçalı bulutlu geçecek Yağışlar, Doğu Karadenız kıyılarında karla karışık yağ- mur ve kar ötekı yerierde kar sekhnde olacak Hava sıcakhğırtda onemlı bır aeğısıklıkolmayacak Ruzgar kuzey vebatyonlerdenhafıf, ara sıra ortakuvvet- te esecek Denız'erımızde ruzgar, Doğu Karadenız ıle Batı Akdemz de günbatısı ve loöos. Guney Ege ıle Batı Karademz'de günbatısı ve karaye, Marmara ve Kuzey Ege de yıldız ve poyrazdan 3-5, yer yer 6, Ege ve Karadenız'de zaman zaman 7-8 kuvvetınde satte 10-21, yer yer 27 denız mılı hızla esecek. Van Gölû'- ndehava cok bulutlu ve kar yağışlı geçecek Adana Aiyon Agn Ariora Artatya Aydnı Bursa Çanakkale Diyartakır Edirne Erzurum Eskışerıır Istanbul Izmır Kars Konya Samsun Trabzon Zonguldak B 10" 12* B -r -r K -r -5" B 12* ? B 7' 2" < T -V B 3' -2* K-13*-22" B -r -r K 18"-30" K 0" -4' K 3" 0" B 7' 1" K -8°-20" B -4° -12* K 3' 0* K 5' V K r -v Amsenlanı Amran AOna Bağdal Brüfcsel Cenevre Frankfurt Leftoşa Pelersbu'g Londra Madrid Mılano Mcskova Mûr.ıh Paris Prafl Rjyad ftora Vıyara A B y B s A B K S S S K A A S B B S 3 10" T 6" 4' T V \t 0" T %• 6# 0" r3" -Z 12- 81 3" buiutJ yağmLTlu t t sıs U kartı A-açiK B-buludu G-güneşlı K-karlı S-stslı Y-yağmurlu Rabıta destekli eğitiııı REMZİ GÖKDAĞ Yalova"da Arap sermayesiy- le din eğitimi yapılıyor. Merke- zı Suudi Arabistan'da bulunan Rabıta Örgütü'nün meclis üye- si ve Müslüman Kardeşler Or- güıü'nün kurucusu Prof. Muhammed Mahmud Es-Sav- \af \e Suudi zenginlerin maddi yardımlanyla son üç yıl içinde Yalova'da dört büyük öğrenci Nurdu ve Kuran Kursu kurul- du. Millı Eğitim Bakanlığı ve Di- >anet İşleri Başkanlığı yaklaşık 700 öğrencinin eğitim gördüğü N'e loplam maliyeti 15 milyar li- ra olan \urtlarla ilgili "bizim hıçbir ilişkimiz yok" diyor. 1980 sonrası Yalova'ya yer- leşen ve yaz aylannda sayılan 20 bini bulan#Araplar trilyon- luk yazlık konut yatınmlannın ardından Türk öğrendlere dini eğitim vermek amacıyla Kuran kursu ve öğrenci yurdu gibı ya- tınmlannı da tamamladılar. Yurtlara ve Kuran kursu bına- lanna en büyük maddi yardımı Suudi Arabistanlı Prof. Mu- hammed Mahmud Es-Savvaf yapmış. Yalovahlann Şeyh de- diği Es-Sawaf, Rabıta adlı ör- gütün meclis üyesi ve Müslü- man Kardeşler adlı örgütün kurucusu. İki ay önce ölen Es- Savvaf, 3 Eylül 1990'da gazete- mizde yayımlanan demecınde amacını şöyle anlatıyordu: "Türkıye'de Müslümanlığın daha sağlam temellere oturma- sı. gelişmesı ve İslam devleti kurulması için insanlara doğru yolu göstermek amacıyla Tür- kiye'de bazı yatınmlan destek- liyoruz. Amacımız bütun Müs- lümanlan birleştiımek ve tek bir İslam âlemı yaratmak. Bu amaçla Kuran kursian, yeliştır- me yurtlan ve camilere yardım yapıyoruz." Türkiye'de 1980 yıhndan sonra Kenan Evren'le başlayan dini gelişmeleri, Cumhurbaşka- nı Turgut Özal'ın da başanyla sürdürdüğünü ıfade eden Sav- vaf. Özal'ı şöyle tanımlıyor "Özal mükemmel bir insan. Türkiye ve İslam ülkeleri için bir kazanç." Başta Suudiler olmak üzere Kuveytli ve lraklı Araplann Yalova ve çevresine yaptırdık- lan lüks viUalann yanı sıra bu yal hizmete açılan dört yetişür- me yurdunun toplam maliyeti 15 mılvar lıra. Yalova'nın en gösterişli binalanndan biri de 8 Kasım 1992'de Mevlit okuna- rak ve misafır hocalann konuş- malanyla açılan Emir Bayın Talebe Yurdu. Arap mimarisi- ne uygun olarak 4 katlı inşa edi- len yurtta 101 öğrenci eğitim görüyor. üç öğretmençalışıyor. Yalova'ya hakim bir tepe üzerine kurulan, Yalova Talebe Yetiştirme Vakfı tarafından iş- letilen yurdu yöneticileriyle bir- likte gezerken son derece pahalı malzeme kullanıldığını görü- yoruz. Yurt, duvarlar içine yerleştirilen borularla, merkezi sistemle ısıtıhyor. 4 yatakhanesi dört dersanesi, bir mescit'i ve bir misafırhanesi bulunan yurt- ta öğrencilerden aylık 120 bin lira abnıyor. Maddi durumu bozuk olanlardan ise hiçbir üc- ret talep edilmiyor. Yurtta Azerbaycan ve Dağıstan'dan gelen misafir öğrenciler de ba- nndınhyor. Yurtlar kime bağlı? Yurtlann ve Kuran kurslan- nın kapılanndaki tabelalarda ne Milli Eğitim Bakanlığı'nın ne de Diyanet İşjeri Başkan- lığı'nın adı var. Denetiminin Milli Eğitim Bakanlığı'na ait olması gereken özel yurtlarla il- gili olarak Yalova Milli Eğitim Müdürü Sinan Bozoğlu, öğren- ci yurtlannın Milli Eğitim Mü- dürlüğü ile hiçbir ilgisi olmadı- ğını. yurtlann İçişleri Bakan- lıgı'nın denetiminde olduğunu söylüyor. Bozoğlu, "'Eğer bu yurtta öğrenci bannıyorsa bız, yeme, içme ve temizlik işleriyle ilgileniriz. Burası tamamen özel bır vakfa ait bir yer" diyor. Yalova Kaymakamı Yaşar Yaya ise özellikle Emir Bayın Talebe Yurdu'nda verilen dini eğitimden haberi olmadığını söylüyor. 101 öğrencinin bann- dığı yurtta yaptığımız gözlem- lerde, takkeli ortaokul ve lise öğrencilerinin aptes aldıktan sonra dershane odalannda ve mescitte eğıtime başladıklannı gözlemlediğimizi aktanyoruz. Kaymakam Yaya, "Öyle bir eğitim yok. Orası yurttur. De- netimi Milli Eğitim Bakanlığı'n- ca yapılır" göriişünü yıneliyor. İstanbul Milli Eğitim Müdü- rü Nurdoğan İlgün ise özel va- kıf yurtlannın denetiminin Milli Eğitim BakanlığTna bağlı olduğunu söylüyor. Ilgün, "'Bu' yurtlarda eğitim verilemez. Bü- tün işlemler bizden geçer. Bura- da herhangi bir eğitim verilmesi söz konusu olamaz. Öğrenciler burada sadece bannabilirler" dedi. Kuran kursu olarak eğitim veren kurslann da Yalova Müftülüğü ile bir ilişkisi yok. Müftülükten bir yetkili soru- muzu, "Kurslar özel olduğu için biz kanşamıyoruz. Müftü- lüğün bu Kuran kursuyla hiç- bir ilgisi yok" diye yanıtlıyor. Geçtiğimız ay hizmete giren Emir Bayın Talebe Yurdu Ya- lova Telebe Yardımlaşma Vak- fı tarafından yaptınlmış. Vakıf Başkanı Mustafa Gültekin, Yalova'da Kent Pastanesi'ni iş- letiyor. Mustafa Gültekin yeri- ne kardeşi ve yurdun yöneticisi Sabri Gültekin sorulanmızı ya- nıtlıyor. Ancak, sadece yurdun fınansmanının Yalovalı esnaf- tan sağlanan gelirlerle inşa edil- diğinı söylüyor ve öteki sorula- nmızın yanıtını ağabeyinden almamız gerektiğıni belirtıyor. Nüfusu 70 bin olan ve 10 bin esnafın bulunduğu Yalova'da yurdun esnaftan toplanan geür- le yapılabilmesi için bir esnafın 4 milyon lira ödemesi gereki- yor. Diğer üç yurt da düşünül- düğünde esnaf başına 16 mil- yon lira düşüyor. Görüştüğü- müz Yalovalı esnafın büyiik çoğunluğunun ise bu yurtlar- dan haberi bile yok. Yalova'da bunun gibi üç yurt daha bulu- nuyor. Akyaka Talebe Yurdu, Elmalı Kız Kuran Kursu ve Sümbülefendi KJZ Kuran Kur- su. Bu dört kursta toplam 700 öğrenci bulunuyor. Öğrencilere din ağırlıklı dersler veriliyor, Kuran öğretiliyor. Akyaka Kursunda Yalova Lisesi'nde din dersi öğretmeni olarak görev yapan Şakiv Öz- türk yönetia ve öğretmenlik yapıyor. 15 yıldan bu yana Ya- lova Milli Eğitim Müdürü olan Sinan Bozoğlu'nun bu olayı bil- diği belirtiliyor. Santrallara yabancı ortak aranıyor jüneydoğu'da erör ^ilançosu laber Merkezi - Olağanüstü 1 Bölge Valisi Cnal Erkan. 32'yi değerlendinrken Kuzey k'a. yapılan harekâtla birlik- ; 3 bin PKK'lının ölü olarak le geçirildiğini. 467 güvenlik örevlisinin şehit olduğunu 552 urttaşın da yaşamını yitirdiği- li açıkladı. Erkan, dün düzenlediği basın oplantısında 1992 yılında mey - lana gelen olayar hakkında bil- İ verdi.PKK örgütünün etkı- zleştirilmesi konusunda Suri- ıe ve İran'la yapılan görüşme- lerden olumlu sonuç alındığını bildiren Erkan, Kuzev Irak'a vönelik sınır ötesi harekâtın •»aşanyla sonuçlandığını söyle- ii. Erkan, geçen yıla göre bu yıl x>lgede meydana gelen olay sa- >ısında artış olduğunu belirte- rek. '" Bu yıl eylem türünde neydana gelen olay sayısı 5Ö0'dür. Geçen yıla göre 200 trtış vardır. Bu da ayda 15-20 îlay artışına tekabül etmekte- lir" dedi. Erkan. Kuzey Irak'ta gerçek- eştirilen sınır ötesi harekât je ülke içinde çıkan çatışmalar- ia toplam 3 bin PKK militanı- ıın öldürüldüğünü kaydetti. İrgütün dağ kadrosundan 650 iişinin yakalandığını bildiren wlge valisi, bunlardan 200'- nün güvenlik birimlerine tes- olduğunu kaydetü. ^nir'de düzenlenen operas- yuoda 27 PKK'h yakalandı. Emniyet Müdürlüğü'nden ya- pılan açtklamada, yakalanan bir PKK militanının ifadesi doğrultusunda bir dizi operas- yon düzenlendiği ve PKK- ER\KEge Bölge Sekreteri Ce- mai Bozkurt. PKK askeri ka- nat sorumlusu Kasım Demir, Muğlaıl sorumluluğunu üstle- ner.Songül Ömürcan'ın da ara- lamda bulunduğu 27 kişinin yaklandığını kaydedildi. • Baştarafi I. Sayfada "Ozelleştirme. kesinlıkle yal- nızca saıış değildır. Hedef dev- leün payını küçülıme ve rasyo- nel işletme. Bunun çeşitli me- totlan var. Bölüm bölüm satış- lar olabilır. ortaklıklar kurula- bilır" diyen Faralyalı. Türkiye'- de zarar eden tesislerin teknolojisini veren bazı yabancı girişimcilerin. bu ışletmeleri ve- rimli hale getirmek için orıak olmak ıstediklennı. bu başvu- rulardan bir bölümünü "yüzde 51"in altında hisselerle" kabul edeceklerini bildirdi Faralyalı. "Biz bunu. Türkiye'de çok bü- yük sorun olan santrallarda uygulamay ı düşünüy oruz. Bunda kararhyız. Zannediyo- rum 1993'ün ilk yansında neti- cealacağız'dedi. Yap-işlet-dev ret modelinde. uluslararası girişimcilerin de kabul ettiği bir model geliştir- diklerini. bu yöntemde Ha- zıne'nin artık "kefıl" gibi devre- ye sokulacağını anlatan Faral- yalı. "Kapımızda. bu model çe»çev*!sinde yatınm yapmak için sıraya gıren yerli. yabancı konsorsiyumlar var, sıra bekli- yoriar. Onun içm, bizi izlemeye devam edın" diye konuştu. AKTAŞ Elektrik Dağıtım Mü- essesesı olayında, hatanın işlet- meden değil. sislemden kay- naklandığını belirterek "Ada- ma 'al götür' denmiş" diyen Ersın Faralyalı, elekmk dağıtı- mının şirketlere devredilmesin- den sonra, tahsilaıta ortaya çıkan sorunlarda. yasalardaki şımdıye kadar uygulanmayan yaptınmlann devreye sokula- cağını bildirdi. Faralyalı, kendi- sinin "eski bir işadamı ve netice adamı" olduğunu belirterek. "Borcunu odemeyenı atişe ede- cek&in" görüşünü dile getirdi. Faralyalı. büyük bir ihmale uğradığına işaret ettiği maden- ciliğin teşvık edileceğinı. konu- ya rljşkın bır yasa laslağı hazıc landığını, Elektrik Eneıjisi Fonu kaynaklannın yüzde 70 oranında serbest bırakıldığmı. elektrikte depozdto konusunda gelen şikâyetleri gideımek ama- cıyla. isteyen .sanayicilerin gü- vence paralannı banka teminat mektubu ıle ödeyebilmelerine olanak sağlayan düzenlemenin son aşamaya geldiğini ifade ettı. GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi I. Savfada Yaşıyoruz ve hiç yadırgamıyorjz. Tersine, bu olayları yadırgayanları yadırgıyoruz! Oysa, "Avrupa Sınır Ötesi TeleJİzyon Sözleşmesi" de Strasbourg'da 7 Eylül 1992 günü Türkiye tarafından da imzalandı. Bu sözleşme uygulansa, Türkiye'de yayın yapan özel televizyon kanallarının, örneğin reklamları bugün olduğu gibi veremeyecekler. örneğin, 45 dakikadaa fazla süren filmlerde ancak 45 dakikanın sonunda bir kesinti yapılacak. Bu da reklam pastasının küçülmesine yol açacak. Reklamlar günlük yayın süresinin yüzde on beşini ge- çemeyecek. Bir saatlik yayın içinde spot reklamlara ancak yüzde yirmi oranında yer verilebilecek. Ürünlerin alımını, satımını, kiralanmasını veya hizmet- leri halka doğrudan sunan türdeki reklamların yayını günde bır saati geçmeyecek. isterler mi bunlar? Tabii istemezler. "Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu" çıkmadıkça özel televizyon kanallarının reklam gelirleri artıyor. Bu gelir arttıkça da yasa çıkmıyor. Bir garip denklem bu. işin bir yanı bu. Olayın bir başka boyutu da frekanslarla ilgili. Kıyı ve sınır kentlerimizde televizyon net görüntü ver- miyor. Bu yörelerde yaşayan yurttaşlarımız, ister iste- mez, yabancı televizyon izliyorlar. Komşu ülkelerin anlaşmalara uymayanfrekanslardaki yayınları önlenmedikçe kıyı ve sınır kentlerimizde yaşa- yan yurttaşlarımızın televizyonlarında net görüntü alma- ları olanaksız. Izin almadan ve teknik koşullara uymadan yapılan yer- li televizyon yayınları bu açıdan sorun yaratıyor. Uluslararası kurallara göre ülkemizin içinde bulundu- ğu bölgede 12'si VHF, 56'sı da UHF bandmda olmak üze- re 68 frekans var. Televizyon yayını yapılacak bu 68 frekanstan VHF ka- nalının4'ü, UHVkanalının8si askeri amaçlarlakullanılı- yor. Çeşitli yayınlann birbirinin görüntüsünü bozmaması için aynı yayın bölgesine iki yakın kanaldan yayın da ya- pılamıyor. Yayın yapılan her kanalının bir ait ve bir de üst frekansından yayın yapılamıyor. Kanal sayısı böylece 28e iniyor. İşin uzmanları teknik alanda daha başka sorunların da çıkacağını söylüyorlar. Televizyon vericilerinin çıkış güçleri, elektro manyetik dalgalannm uzayda zayıflama dereceleri, antenlerin tek- nik özellikleri ve televizyon alıcılarının konumları görün- tülerin net biçimde ulaşmasını engelleyen ya da sınırla- yan etkenler olarak biliniyor. Bu sınırlayıcı etkenler de hesaba katılırsa net yayın ya- pabilecekkanal sayısı 7yeiniyor! Televizyon ekranlarındaki karlanma ve yayınlara kom- şu kanalların görüntülerinin yansıması son günlerde sık sık rastlanan olaydır.. Kanal sayısı arttıkça bu gibi sorunlar da artacaktır. Hükümet, bu karmaşayı ne zaman önleyecek? Başbakan Demirel, geçen nisan ayında "haziranda bu iş tamam" diyordu. Aradan neredeyse bir yıl geçti. Yasa bu yıl çıkmo«u u«~».., iooq y,ı,nf)a çıkar • • • Okurlarımızın yeni yıllarını kutlar, yeni yılın insanlığa ve ülkemize barış, esenlik ve mutluluklar getirmesini di- lerim. Savaşsız ve terörsüz bir yılda buluşma dileği ile hepi- nize yürek dolusu saygılar ve sevgiler. ANIDEĞÎL YAŞAM Oktay Akbal 20,000 lira (KDV içinde) Ödemeli gooderijmez. Scvgili babamız, eşim HÜSEYİN TALAYOGUPnu aramızdan aynlısının 1. yılında özlemle aıuyonız. EŞİ VE ÇOCUKLARI TÜRK HAVA YOLLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle