18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 1992 PERŞEMBE 14 HABERLER Radyasyon sorumlularıiçiıı suçduyurusu UBaftarafi I. Sayfada Sanaıi ve Teknojoji Bakanı Cahıt Aral. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramaa ve eski Türkiye Atom Enerjisi Ku- rumu (TAEK) Başkanı Ahnıet Yüksel Özemre'nın yargılan- malan istemiylc Cumhuriyct Başsavcılığrna suç duyurusun- da bulundu. Ankara Tabip Odası da Prof. Doğramacı hakkında da facia- da ihmali bulunduğu ve hekim- lik yeminıne ay kın hareket etti- ği gcrekçesıyle soruşturma açtı. Halen ATÖ üyesi bulunan Doğramacı. suçlu bulunduğu takdirde meslekten men cezası alabilecek.DYP.SHPveCHP'- nin verdiği araşiınna önergesı de 19 ocakta TBMM'de görü- şülecek. Çernobil faciasıyla ilgilı ola- rak basında çıkan haberleri suç duyurusu olarak kabul eden Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu. halen oda üyesi olan eski YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı hakkında so- ruşturma başlattı. Soruşturma cerçevesinde Doğramacı'dan kendısini savunması istenecek. Danışma kurulunun "suçlu" karan alması halinde dosya, hekimlerın en büyük örgülü olan Türk TabipJeri Birliği Yük- sek Danışma Kurulunda görü- şülccek. Yüksck kurul da, aynı doğrultuda karar verirse, Doğ- ramacı'ya kınama ve uyandan. meslekten mene kadar varan cezalar verilebilecck. Verilen cezanın uygulaması ise Sağlık Bakanlığfnca yapılacak. Alacağı her türlü ceza Doğ- ramacfnın mesiek siciline işle- necek. Meslekten men cezası- nın venlmesi halinde ise Doğra- macı hekimlikle ıJgili hiçbir karar alamayacak ve tüm mes- leki haklannı kaybedecek. Cumhunyet'in sorulannı ya- nıtlayan Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Ulya Ertem. so- ruşturma karannın. basında yer alan haberlerin yanı sıra. oda üyesi hekimlerin yaalı baş- vurusu üzerine alındığını söyle- di. Ertem. çalıştığı Sami Çocuk Ulus Hasıanesinde kanser ve lösemi şüphesiyle başvuran hasta sayısında oidukça yüksek bir artış bulunduğunu da vur- gulayarak. "Ancak daha önce- İu dönemlere ait sağlıklı istatis- tiklerelimizde bulunmadığı için bu vakalann tümünü radyas- yona bağlamak yanlış olur. Âncak ortada aklın almayacağı ıhmaller. insan haklanna ve he- kimlik yeminıne aykın davra- nışlar var. Bir kişi değil. kitlele- rin sağlığı sözkonusu" diye konuşiu. Bu arada "Anayasaya aykın davrandıklan. görevlerinı kö- tüye kullandıklan ve insan sağ- lığını hice saydıklan" gerekçe- leriyle dönemın Başbakanı Turgut Özal. Bakan Aral, YÖK Başkanı İhsan Doğrama- cı ve Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ahmet Yüksel Özemre hakkında çeşıtlı kişi \e kurum- larca yapılan suç duyurusu sa- yısı 3'e ulaştı. Çocuklarını rad- yasyona bağlı hastalıklar nedeniyle kaybettiklenni iddıa eden İsmet Küçükoğlu vc Ha- tun Gülcr adlı vatandaşlar so- rumlular hakkında da\a açıl- ması ıstemiyle Ankara Barosu'- na başvurdular Türk Tabipleri Birliği de dün Ankara Cumhunyet Başsavcı- lığı'na başvurarak. radyasyon tehkılesi karşısında hiçbir ön- lem almadıklan. halkı yanıltıcı açıklamalarda bulunduklan gerekçesiy (e dönemın Başbaka- nı Turgui Özal, Sanayi ve Tica- reı Bakanı Cahit Aral ile Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ah- met Yüksel Özemre hakkında suç duyurusunda bulundu. Başvuru dilekçesinde; Ozal. Aral \e Özerdem'in TCK'nın 230.240.251,383.395,455,456 ve 459. maddeleri uyannca ce- zalandınlarak. haklannda ka- mu davası açılması istendi. Tabipler Birliği'nin başvuru dilekçesinde. odönemde halkm kendiliğjnden birtakım önlem- ler almaya başladığı. ancak yet- kılılerın yaptığı vanıltıcı açıİcla- malann vatandaşlann bu onlemleri terk etmesine neden olduğu kaydedildi. Özal ve Aral'ın o dönemde yaptıklan "Bulutlar Balkanla- nn üzerindeymış. yayıldıkça azalıyor". "Dinine ımanına inanan. Türkiye'de radyasyon var demez". "Çayda tehlıke yokdiyoruz. tehlıke yok dediği- miz çayı niye imha edelim?" yolundaki açıklamaJannın da delil olarak sunulduğu dılekçe- de. Türkiye kaynaklı pek çok üründe radyasvon olduğu ge- rekçesiyle çeşitlı ülkelerdcn uyanlann gelmesine karşm. va- tandaşlara 30 bın bekerel gibı yüksek düzeyde radyoaktivite ıçeren çaylann içirildiğı de vur- gulandı. Konuyla ilgili olarak Cum- huriyet'e konuşan Ankara Ba- rosu Başkanı Erdal Merdol ve Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Şenol Sanhan. bu ko- nuda hukukçular olarak bir kampanya başlattıklannı belır- terek. Çernobil olayıyla ılgılı kendilcrine başvuracak her va- tandaşa ücretsiz dcstek olacak- lannı bildirdiler. Ortada büyük bir ıhmalin sözkonusu olduğu- nu kaydeden Baro Başkanı Merdol. "Amacımız bir ka- muoyu oluşlurmak ve sorum- luların cezalandınlması yönün- de tepki gösteren her vatandaşı- mızın sesıni ilgililere duyur- mak"dedi. Çernobil faciası sonrasında üniversitelerin konuyla ilgili bi- limsel araştırma yapmalannı engelleyen YÖK genelgesi de ortaya çıkanldı. 28 Ağustos 1986 tarihli ge- nelgcde radyasyon olçümleri- nin Türkiye Radyasyon Gü- venlıği Komiıesi'nin bilgi ve izni olmadan yapılamayaeağı vurgulanarak. araştırma yapan üniversitelerin "işbirliğine ria- yet etmedikleri" kaydedildi. Genelgede, 14 Ağustos 1986"da Sanayi veTicaret BakanlığVnca YÖK'e gönderilen bir yazıya değinılerek, ünıversiteler şöyle uyanldı: "Türkiye'de radyasyon öl- çümleri. sonuçlan ve etkileriyle ilgili olarak Türkiye Radyas- yon Güvenliği Komıtesi'nin bilgısi ve izni dışmda her hangi bir yayın yapılmaması. aynca bugüne kadar yapılan ve yapı- lacak çalı^malarla ilgili bilgi ve belgelerin söz konusu komiteye bildirilmesi istenmektedir." Radyasyonunetkilerini halk- lan gızîeyen ve yanlış bilgi veren sorumlulann belirlenmesi için TBMM denetim yollan açılı- yor. Olayın sorumlulannın be- lirlenmesi için DYP. SHP ve CHP gruplan ardarda TBMM başkanlığına başvurarak. Mec- lis araştırması açılmasını istedi- ler. RP grubu da soruşturma önereesi verdi. T3MM danış- ma kurulunun toplanarak. önergelenn tek maddedc görü- şülmesi için karar alması bekle- niyor. Konunun 19 ocak günü TBMM gündcmine gelebilece- 2i bildirildi. " DYP. SHP. CHP ve RP söz- cüleri sert açıklamalanyla "sa- dece Cahit Aral'ın değil diğer sorumlulann da belirlenmesi- nı" isterken. CHP Genel baş- kan yardımcılanndan Hayret- lin Uysal binlerce ınsanın has- talığına ve ölümüne neden olmanın ağır bir sorumluluk ol- duğunu söylcdı. Uysal "Hiç gecikmeden hesap sorulmalı- dır. Çernobil olayının CHP ola- rak peşini bırakmayacağız. Sorumlular hesap vermek üzere Yüce Divan'a sevk edilmelidir" diye konuştu. ANAP grup başkan vekılle- rinden Mustafa Kalemli de konuya önyargısız yaklaşacak- lannı söyledi. Kalemli. ""Konu gündeme geldığinde, ANAP olarak tamamen önyargısız bu çalışmalara bütün gücümüzle katkıda bulunacağjmızı söyle- dim. Bunlara ekleyeceğim bir şey yok"dedi. Biliııı adaııu politikaeıdan daha suçlu Yenilerin kackıi de bunlara benzemesin Haber Merkezi - Berlin Ak- ciğer Hastalıklan Hastanesı Nükleer Tıp Bölümü yöneticısi Dr. AJi Nadır Savaşer Tür- kiye'de Çernobil faciasının so- nuçlannın kamuoyuna duyu- rulmamasında ve önlcmlerin zamanında alınmamasında bi- lim adamlannın politikacılar- dan daha çok suçlu oiduğunu söyledi. Çemobil Nükleer Santralı'n- dakı patlamadan yakiaşık beş ay sonra ancak Almanya'da yapılan ölçümlerle Karadenız*- de üretilen çaydalu gerçek du- rumun ortaya çıktığını anımsa- tan Dr. Savaşer. o dönem araş- tırma yapan bilim adamlannın "susma hakkfnın olmadığını vurguladı ve Cumhunyet'e şu değerlendırmeyi yaptı: "Buolayı 1986yiheylülayın- da Türkiye ve dünya kamuoyu- na Cumhuriyet gazetesi duyur- du. O dönemde yönetimde bülunanlar hakkında gerekli iş- lem zamanında yapılmadı. Görüyorum kı konu şımdi ve- nıden gündeme geldi. Ancak bazı bilim adamları bugün ko- nuşturulmadıklannı. YOK ta- rafından susmalannın istendi- ğıni söylüyorlar. Bence böyle bir şey demeye haklan yoktur. Galilci dc kilisenın sus uyansı- na karşın bir bilim adamı olarak üzerine düşeni yaptı. 20. yüzyı- lın son çeyreğinde Türkiye"dekı bilim adamlanndan bu cesareti göstermelerini istemek herhal- deçok değildir.'" Polıtikaalann atom konu- sunda yeterli bılgiyc sahip ol- masının beklenemeyeceğini vurgulayan Savaşer. " Bugün suçlu olarak ön pîana politıka- cılar çıkaıtılıyor ama bence bi- lun adamlannın olumsuzluklar- daki payı daha fazladır. Olay- dan yedi yı! sonra bugün böyle sansasyoriel haberlere yönel- mek Karadeniz insanını da te- dirgin ediyor. Olayın bu bölü- müîıü unutmamak gerekli" di- ye konuştu. Ukrayna'dayeni bîr Çernobil korkusu LONDRA(AA) - Ukrayna- nın Karadeniz kıyılanna 150 kilometre mesafedekı "Pivden- qukrainsk" nükieer reaktörün- de, Çernobil santralındakı fela- ket öncesindekilere benzer olaylaryaşanmaya başlandı. Kiev'deki kaynaklardan Ba- tılı ülkelere ulaşan çeşitli haber- lere göre Ukraynalı yetkilıler. Pivdenqukrainsk reaktöründe. 1986 yılındakı Çernobil faciası- na yol açan hatalann görüldü- ğünü. bunlann basında '"reak- tör emniyet sisteminin son bir yıl içinde üç kez kapatılması- nın" geldiğinı bidirdiler. Edinilen bilgiye göre Ukray- na Atom Enerjisi Denetleme Ajansı Başkan Yardımcısı Anatolı Damianenko, reaktöre yaptığı ani bir teftişte, reaktö- riin otomatik emniyet sistemi- nin en son 11 kasım günü ka- pandığma öğrendi. Damianen- ko, bu durumun uluslararası kurallara aykın oiduğunu reak- tör yetkililerine hatırlattı. an- cak olayın nedeni konusunda tatmin edici bir yanıt alamadı. Damianenko'nun. denetleme sonrasında. "Reaktörde öyle bir kargaşa var ki, emniyet sis- temlerinin neden kapandığın) kimse açıklayamıyor" şeklinde görüş bildirdiğı öğrenıldi. Uk- rayna Parlamentosu Çernobil Komisyonu Başkanı Vo- lodymyr 'j<jvuııvs«.y oc nv- denqukrainsk reaktörünün emniyet sisteminin sık sık kapa- tılmasını, "nükleer reaktördeki en ciddi güvenlik ihlali" olarak nitelendirdi. "Bu kapanmalar, Çernobil- nükleer trajedisine yol açan ge- lişmelere çok benziyor" diyen Yavorivsky "nükleer reaktö- rün emniyet sisteminin enerji üretimini arttırmak amaayla kapatıldığından kuşkulandığı- nı" bildirdi. Ukrayna, toplam enerji ihti- yaarun yüzde 25'ini nükleer enerjiyle karşıladığj için çeşitli sistemlerindeki anzalara rağ- men nükleer reaktörlerden vaz- geçemiyor. Ulkede nükleer enerji aleyhi- ne genel bireğilim bulunmasına karşın Ukrayna, buzorunluiuk karşısında, faciaya yol açan Çernobil santralının dört reak- töründen birini daha onararak kullanmaya başladı. Bu kulla- nım halen sürüyor. Nükleer reaktörlerin duru- mundan derin bir endişe duy- duğu belirtilen Ukrayna Atom Enerjisi Denetleme Ajansı, hü- kümete bir yaa yazarak, Piv- denqukrainsk reaktörünün mûdürü Volodymyr Fuks'un görevden alınmasını istedi. Ba- kanlar kurulunun bu istekJe il- gili olarak henüz bir karar vermediği bildiriliyor. Kültür Servisi- İstanbul'un çeşitli semtlerine farklı dönem- lerde koyulmuş onlarca heykel tahrip edilip, bakımsızhktan çürürken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi şimdi meydanlan ye- ni heykellerle süslemeye hazır- lanıyor. İstanbul Büvükşehir Beledi- yesi'nin bir süre önce açtığı hey- kel yanşması dün sonuçlandı. 32 sanatçının 55 yapıtlakaaldı- p yanşma sonucunda Üsküdar Iskele Parkı'na Doç. Meriç Hı- zal. Yeşilköy Havalimanfna Ümiı Özıürk. Yenikapı sahil şeridine Doç. Vedat Somay. Taksim Gezısı'ne Adem Yıl- maz, Ihlamur Kasn karşısına Doç. Mümtaz Işıngör ve Tü- nel'ede Ayşe Erkmen'in yapıt- lan yerleştinlecek. Jüri özel ödülü kazanan Doç. Rahmi Aksungur, Ertuğ Atlı, Işılar Kür ve Prof. Hakkı Karayiği- toğlu'nun yapıtlan da sırasıyla Maçka Demokrasi Parkı, Ka- bataş Parkı, Kadıköy İskele Meydanı ve Lütii Kırdar Spor Salonu önünde yer alacak. "Açık Alanlara Üç Boyutlu Çağdaş Sanat Yapıtlan Yerleş- tırme Etkinliği" adı altında dü- zenlenen ve "Istanbul'u çağdaş bir kent yaşamı anlayışı içinde ve kültürel gelişimine koşut dü- zeyde sanat ürünlcri ile donat- mak. sanatı ve sanatçıyı destek- lemek" amaayla düzenlenen yanşma sonucu uygulanacak yapıtlann sanatçılanna 50'şer milyon lira telif ücretı ödene- cek! Seçici kurulunu Prof. Dr. Nurettin Sözen, Prof. Dr. Mete Tapan, Hilmi Yavuz, Engın Er- kin. Prof. Ali Teoman Germa- ner. Prof. Hüseyin Gezer. Doç. Hüsamettin Koçan. Beral Madra, Prof. Dr. Hande Süher ve Prof. Haîuk Tezonar'ın oluş- turduğu yanşmada jüri özel İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı heykel yarışmasına 32 sanatcı 55>apıtlakatıldı ödülü kazanan dört projeye ise 10"ar milyon liralık ödül verile- cek. Yaeskiheykeller İstanbul, heykelleri yönün- den hiç de yabana atılacak bır kent değil. Ancak, belırli amaç- larla yapılan heykellerin, ka- derleri de ibretlık olarak duru- y°r.- Örneğin. Gürdal Duyar'ın eseri olan "Güzel İstanbul" adlı kabartma heykel. Yapıldığı ve halkm beğenisine sunulmaya hazırlandığı günlerde. Milli Se- lamet Partisi'nın hışmına uğra- mıştı. Sonunda, Erbakan Hoca'nın baskısına dayanama- Grass kitabını üç Türke adadı Sev^ili dostumuz LEMÎ ÖZGEN, annesi ŞEFÎKA ÖZGEN'İ kaybetti. Acısını paylaşır, başsağlığı dileriz. SEMRA CORA - VECDİ SEVİĞ - MEHMET AÇIKTAN TUM KITAPSEVERLERİN YENİ YILINIKUTLARIZ Cumhumyet Kitap Kulübü • Boştarafi I. Sayfada istifa elmesinde başhca rolü, parti- nin Abnanya'daki "iltica hakkrnın fiı'Jen ortadan kaldınlmasını kabul edişi oyTiadı. Grass. Alman topiumuyla bir- likte sosyal demokradann da sağa kaydığı göriişünde. Ünlü yazar "Birleşen Âlmanya'daki sıyasi küJ- türün çöküşü' hakkında kaleme aldığı son kitabtnı Möün'de öldü- rülen üç Türke adadı. Kitabın ar- kasında Arslan aiksmin fertlen için düzenlenen cenaze töreninden ve MöDn'de kundaklanan evden fo- toğraflar bulunuyor. Gnıss'ın SPD"den kopuşu. bır Alman aydını olarak toplumun son yıllanjaki gelişimine duyduğu tepkiyi açıkça düe getirmesi açısın- dan "büyük semboük önem taşı- yor. Günter Grass, birîeşmeden sonra Almanya'da kendini 'eteşti- rel sol' olarak tanımlayan ayin çevretenn bile milliyetçiliğe sığuv masını sert dille eleştirmiş vç bu eleşurüerinde yalnız bırakılmıştı. 1990 yılında yayımladığı "Alman- ya Yükü Paylaşmalıdır" adlı kitap- ta Grass, Doğu Almanya"run savaşın asıl mağlubu oiduğunu ve bu nedenle zengin Batı Almanla- nn. Doğu'lulara tazminat ödemesi gerektiğini savunmuştu. Ülkedeki birleşme heyecanına "tehliketi bir milliyetçiliği körüklediği' gerekçe- siyle karşj çıkan Grass, kimilerince 'vatan haini" olarak nitelendi. Reel sosyalizm deştırilırken kapıtaliz- mın yüoeltilmemesıni istedi; Doğu Abnanya'nın Baü'nın "sömürgesi'- ne dönüştürülmesine karşı cıka. İki hafta öncepiyasaya çıkan son kitabı 'Kayıp Uzerine'de yabancı- lara karşı saldınlann kendısinde 'vatan' kavTamının iyice kaybol- masına yol açüğını belirtti. Ahlaki ve poliük düşünceleri ve faşist geç- mişin unutulmaması icin yapüğı çağnian ile "modaya uymayan' Grass. Almanya"da" eski ve yeni muhafazakar-sağ çevTeteroe tama- men kenara iülmeye çalışüıyor. 65 yaşındaki Günter Grass 1961"de WiDy Brandt'ı şahsen des- tekleyerek Sosyal Demokrat Parti'yeangajeoldu. 1965,1969ve 1972 yillanndaki secim kampan- yalannda SPD'ye omuz verdi. Brandt'la yakın dostluğu. onun bu yıl kansenden öiümüne değin sür- dü. Grass 1982'de resmen üyeoldu- ğu SPDden aynldığını "ilk kez Abnan televizyonu ARD'nin ön- ceki akşam yayına giren "Monitör' adh siyasi haber programında açıklad. Kendisiyle yapılan söyle- şjdeyazar, SPD'nin Abnan anaya- sasının 'iltica hakkı'nı güvenceye alan 16. maddesinin değişmesini onaylamasmı 'sosyal demokrasi- nin geleneğinden kopuş' olarak niteledi. Grass. kısa sövleşide soru- lan şöyle y anıtladı: - SPÜ fltica hakkmmfiflenorta- dan kalkmasn onayiadL Bu sizce sosyaldemokrariamtarihlevegde- neğivie kopuşuu mu ifade ediyor? GRASS - Evet. SPD'nin akiığı karar bir sorumsuzluk orneğidir. Ahnanya, çevresınde aşıtmaz du- varlar örülen bir kaJeye çevrildi: Arük hiçbir sığınmaa, bu duvarla- n aşarak içcri giremeyecekar. - AJmanya a.vterdır aşm sağ e>- lemiere sahne olııyor. Yabanolar ve siyasi sığnnaoiar polmkaalar ta- yan dönemin yöneticileri, güze- lım heykeli kaldırdıklan gibi. Yıldız Parkı'nın ücra bir köşesi- ne aüverdiler. Bugün de aynı yerde parçalanacağı günü bek- leyen yapıtı sadece yanıbaşın-; daki açıkbkta top oynayan gençler görebiliyor. Cağaloğiu'nda, 1960 şehidi Turan Emeksiz adına Türkiye Milli Talebe Federasyonu bina- sının yanıbaşına dikilen minik büst de. saldınlardan fazlâsıyla nasipleniyor. Sık sık orası bura- M kınlan ya da kara boyayla boyanan büstün aynı sıklıkta onanlıp temizlenmesi gereki- yor. Tophane'deki işçi heykelinin kaderi ise daha kötü. Karanlık bcyinierin yönettiği eller, işçi- nin clindeki çekiçe takmış ola- caklar ki, heykelin elleri yok! Cumhuriyet'in 50. yıldönü- mü nedeniyle yapılan bir dizi heykelin çoğu artık yok. Kay- botmuşlar! Galatasaray'da, Galatasaray Lisesi ile YKB bi- nası arasındaki küçük alanda yer alan ve 'atıhıru* simgelediği söy lenen metal borulardan olu- şan modern' heykel ise. çoktan paslanmış. boyanacağı günü bekliyor. Bir de gezgin boğa'rnız var. Bir zamanlar Şimdiki Lütfi Kırdar Spor Salonu'nun önün- de duran görkemli boga, yıllar önce ortadan kaikıverince. İs- tanbuüu heykelseverler hayli merak etmişti. Sonunda. Bo- ğaz'ı nasıl yüzerek geçtiği anla- şılamayan boğa, Kadıköy Iske- le Meydanı'ndaki kaymakam- lık binasının önünde zuhur etti! Bir süre sonra oradan da sıkıl- mış olmalı ki. gene yok oldu. Son yıllarda Kadıköy Alüyol Meydanı'nı mekân edinen b o ğanın keyfi, son çevre düzenle- meleriyle birlikte hayli yerinde gibi... rafindanen büyük sonn olarak gos- terknekte. Sizce sosyal demokrat- br aşn sağaı güçknneanle rol ovnadımı? * GR\SS - Sorumluluk ilk plan- da hükümetindir. Hükümet, Al- man birlığiru sağlamadaki başan- azlığın] örtbas etmek için bu konuyu ortaya attı ve SPD en üst kademelerinden aşağıya kadar bu şaşırtmacaya kanacak kadar ah- mak oiduğunu kanıtladı. Al- manya'nın asıl sorunlan yabano lardan değil, birîeşmeden kaynak- lanmakıadır ve hükümet, bu konuda başansız kalrmşür. -SPDsağamıkavdı? GRASS - Bütün Alman toplu- mu sağa kaydı. SPD de onunla birhkte. SAYIN DOKTOR VE ECZACILARIN DİKKATİNE NEZLE, GRİP, BRONŞİT, SİNÜZİT, SES KISIKLIĞI VE BOĞAZ AĞRISINDA; ŞEKERSİZ DiYET RASTiL® ŞEKER İÇERMEYEN BOĞAZ VE ÖKSÜRÜK PASTİLİKUTUDA, BLİSTER AMBALAJDA, PİYASAYA SUNULMUŞTUR. •# •« KURTSAN İLAÇLARI A.Ş. Tel:516 16 16 6 Özal? Yüce Divan'da yargılanabilir' ANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - Dünyada büyük yankı uyandıran Çernobil faciası. ka- zadan 6 yıl sonra Türkiye'nin gündemine girdi. Anayasa hu- kukçulan. "radyasyon ihmali" nedeniyle dönemin başbakanı Turgut Özal'ın Yüce Divan'da yargılanmasına. şu anda sahıp bulunduğu "Cumhurbaşkanlı- ğı" konumunun engel olama- yacağmı. "toplu sorumluluk" ilkesi gereği. aynı yargılamaya dönemin Bakanlar Kurulu üye- lerinin de tabi tutulabileceğini bildirdıler. Kiev yakınlanndakı Çerno- bil Nükleer Santrah'nın 29 Ni- san 1986 tarihinde meydana gelen patlamanın ardından. Türkiye'ye ulaşan radyasyon sızıntısı nedeniyle koruy ucu ön- lem almadıklan gerekçesiyle. dönemin Başbakanı Turgui Özal ile "ortak sorumluluk" il- kesi gereğince hükümet üyeleri- nin tümünün "Yüce Dıvan"da yargılanabilecekleri bildirildi. Hukukçular. olay tarihinde ÖzaPın "Başbakan" oiduğunu anımsatarak. radyasyonun Türkiye'de meydana getirdiği tahribat nedeniyle "Yüce Di- van"da yargılanmasına bir en- gel bulunmadığın! ifade ettiler. SHP Ankara Milletvekili ve anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal. dönemın başbakanı Turgut Özal'ın "radyasyon ihmali" nedeniyle Yüce Divan'da yargılanması- na. şu anda sahip bulunduğu "Cumhurbaşkanlığı" konumu- nun engel olamayacağını söyle- di. Soysal, Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtlarken, konuya iliş- kin bir Bakanlar Kuruju karan bulunması halinde. Özal ile "toplu sorumluluk" ilkesi gere- ğince tüm hükümet üyeleri için "sorumluluk" doğacağına işa- ret etti. Mümtaz Soysal, cumhurbaş- kanının sadece""vatana ihanet"- le suçlandınlabileceği yönün- deki anayasa hükmü konusun- da da. "Amu 'cumhurbaşkanı' sıfatıyla yapmadı ki. 'başba- kan' olarak yaptı. Dolayısıyia yargılanabilir bugün" değerlen- dirmesini yaptı. Soysal. "Bu yargılamarun yöntemı ne olabi- İır?" sorusuna. "Yüce Divan. Meclıste soruşturma komisyo- nu kurulur. önce araştırma komisyonu olup. sonra soruş- turmaya da dönüşebilir. Ya da doğrudan doğruya soruşturma <*a istenebilir" yanıünı verdi. Kendilerinin. konunun TBMM'de "soruşturma ko- misyonu"nda ele alınmasını düşündüklerini. ancak girişi- min "araştırma komisyonu"'yla başlayacağmı kaydeden Soysal, başbakanlığı dönemindeki bir ışlemden dolayı daha önce yar- gılanan bir Cumhurbaşkanı bulunmadığını belirterek, "Bu, çok istisnaı bir durum olacak, TBMM'de de tartışılacak. Hü- kümet karan söz konusuysa. Başbakan'ın sorumluluğu o za- man söz konusu olacak. O za- mana ilişkin Bakanlar Kurulu karan var mı. onu bilmiyorum. Varsa. Başbakan ve toplu so- rumluluk ilkesi gereği bakanla- nn sorumluluğu doğacak" dedi. Soysal. konuya ilişkin Ba- kanlar Kurulu karan bulunma- ması halinde. ilgili bakan, baş- bakan ve cumhurbaşkanının imzasını taşıyan "üçlü karar- name"nin de dönemin başba- kanı ve ilgili bakan için sorum- luluk doğuracağını. üçlü karar- namenin de bulunmaması durumunda. sadece ilgili baka- nın (Cahıt Aral) sorumlu duru- munda olacağını bildirdi. Konuyla ilgili kararnamelerin nıteliğine bakmak gerektiğini vurgulayan Soysal. "Bence yar- gılanmalan gerekir" görüşünü dile getirdi. Anayasanın. cumhurbaşka- nının "sorumluluk ve sorum- suzluk hali'jıi düzenleyen 105. maddesi, "Cumhurbaşkanı. va- tana ihanetten dolayı. TBMM üye lam sayısının en az üçte bi- rinin teklifi üzerine, üye tam sayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandınlır" hükmünü taşıyor. Ancak hu- kukçular. radyasyona ilişkin gelişmelerin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "sorumlu" ma- kamda bulunduğu başbakanlık döneminde meydana geldiğine i^aret ederek. bu hükmün Özal'ın Yüce Divan'da yargı- lanmasına engel olamayacağı- na dikkat çekiyorlar. ıDönemın Cumhurbaşkanı Kenan Evren. Cahit Aral'ın Mılliyet gazetesinde yayımla- nan itirafîan üzenne patlayan radyasyon skandalının ardın- dan. Turgut Özal ve Aral'ın, kendisıne o zaman, radyasyon miktannın "tehlikeli ölçüde ol- madığmı" söylediklerini açıkla- mıştı. Aral, Çernobil faciasının ardından yaptığı açıklamalar- da, "Dinine, imaruna inanan 'Türkiye'de radyasyon var' de- mez" iddialannda bulunmuştu. Çernobil faciasmûan sonra, en riskli ülkelerden olan Tür- kiye'de hiçbir önlem alınmadı. Deniz Baykal Bosna'da fSTANBUL(AA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yılbaşı tatilini Bosnalı Müslü- manlarla geçirmek ve inceleme- lerde bulunmak üzere partili 4 milletvekili ile birlikte dün uçakla Zagreb'e gitti. Baykal, Atatürk Havali- manı'nda yaptığı açıklamada, amaçlannın dünya kamuoyu- nun dikkaüni Bosna-Hersek dramı üzerindeyoğunlaştırmak ve olaylan yerinde görmek oi- duğunu söyledi. Beraberinde bir miktar ilaç, yıyecek ve çeLk yelek de götür- düğünü ifade eden Baykal şöyle dedı: "Bosna'ya Atatürk Orman Çiftliği'nde 500 yühk birçınann kökünden filizlenmiş bir fıdan götüriiyoruz. Bu çınar Osmanlı Imparatorluğu döneminde Bal- kanlar'da 500 yıl yaşamış banşı simgeliyor. O geçmiş güzel gün- leri, herkesin dinine, ırkına, mezhebine sahip çıkabildiği, banş dolu. 500 güzel yıb hatır- latmak için götürüyoruz. Bu fıdanı Saraybosna'da bir çeşme başına, bir su başına dikece- ğiz." Saraybosna'da insanlık adı- na utanç verici bir vahşet ya- şandığına ve büyük bır katliam sürdüğüne dikkati çeken Bay- kal, daha sonra şunlan söyledi: "Bosna-Hersek'te Müslü- man kızlar, Müslüman kadın- lar tecavüze uğruyor. Anadolu kızlannın işlediği yazmalan, yaşmaklan oraya götürüyoruz. Tecavüze uğramış, ırzına geçil- miş, onuru ayaklar altına alın- mış kızlann. kadmJann başına bir iffet simgesi. bir namus sim- gesi. bir güzellik simgesi olarak bağlayacağız. Onlann dertleri- nidinleyeceğiz." CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile birlikte Genel Baş- kan Yardımcısı Hasan Fehrni Güneş, Genel Sekreter Ertuğ- rul Günay, Grup Başkanvekili Ali Dinçer, Genel Sekreter Yar- dımcısı Mehmet Sevingen ve bir grup gazeteci de Bosna-Her- sek'e gitti. Bosna'nın düşmanı soğuk • Baştarafı 1. Sayfada da savaşıyor: Soguk. Saraybosna'nın kışı genelde sert geçiyor. Bu yıl da uzun süre devam eden ılıman havalar son günlerde birden yerini dondu- rucu soğuklara bıraktı. Kentte sıcaklığın eksi 10 de- rece dolaylannda olduğu bildi- riliyor. Ancak asıl sorun binala- nn içinde de ısı daha yüksek değil. Dondurucu soğuklar nede- niyle başta yaşhlar, çocuklar ve yaralılar olmak üzere pek çok kişinin ölümle karşı karşıya ol- duğu haber veriliyor. Saraybosna'dan telefonla görüştüğümüz Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Alia İzzetbe- goviç'in basın sözcüsü Kemal Muhliç. kentte durumun "çok kötü oiduğunu söylüyor. Muh- liç, Saraybosna'da yakacak sto- ku kalmadığını, donarak ölüm- İerin başladığını ifade ediyor. Kemal Muhliç'in verdiği bil- giye göre tıbbi malzeme ve gıda stoklan da tükenmek üzere. Muhliç, Saraybosna kütüp- hanesinin de bombardımanlar sırasında tahrip oiduğunu. in- sanlann buradaki çok değerli kitaplan ısınmak için yakmak zorunda kaldıklanru belirtiyor. BM kavnaklan da kentte ha- kim olan sert kış koşullann ölümlere yol açtığını bildiriyor- lar. BM Mülteciler Yüksek Komiserlıği'nin verdiği rakam- lara göre şu ana kadar, çoğun- luğu yaşlı en az 15 kişi donarak öldü. Kaynaklar, yakacak stokla- nnın tükenmesinin yanı sıra, bombardımanlar nedeniyie ev- lerin camlannın kınlmış obna- sının da kentte yasayan yakia- şık 250 bin kişinin durumunu çok güçleştirdiğini kaydediyor- lar. Zaten BM de bir süredir kente yaptığı insani yardımlar arasma camlan örtmek için kullanılmak üzere naylon folyö katmış durumda. Öte yandan gıda sıbntısı da donarak ölümlerin artmasmda bir başka neden olarak sayılı- yor. Aylardırdoğru düriist bes- lenemeyen, açlık sınınnda yaşa- yan insanlann soğuğa karşı dirençlerinin çok düşük olduğu vurgulanıyor. Hastanelerde de durumun çok farkh olmadığı haber verili- yor. Kemal Muhliç'in verdiğ* bilgiye göre hastanelerde çocuk bakım ve acil bakım üniteleri dışındaki bölümler ısıülamıyor. Soğuğa direci olmayan bir başka grup da yaralılar ve ço- cuklar. Hastanelerde şimdiye kadar en az 5 kişinin soğuktan öldüğu kaydediliyor. Soğuğa dırencı olmayan bir balardan ve kurşunlardan daha acımasız bir düşmanla savaşı- yor. Ancak bu kez Saraybosna bu savaşı elınde hiçbir silah ol- madan veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle