Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 1992 PERŞEMBE
14 HABERLER
Radyasyon sorumlularıiçiıı suçduyurusu
UBaftarafi I. Sayfada
Sanaıi ve Teknojoji Bakanı
Cahıt Aral. Eski YÖK Başkanı
Prof. Dr. İhsan Doğramaa ve
eski Türkiye Atom Enerjisi Ku-
rumu (TAEK) Başkanı Ahnıet
Yüksel Özemre'nın yargılan-
malan istemiylc Cumhuriyct
Başsavcılığrna suç duyurusun-
da bulundu.
Ankara Tabip Odası da Prof.
Doğramacı hakkında da facia-
da ihmali bulunduğu ve hekim-
lik yeminıne ay kın hareket etti-
ği gcrekçesıyle soruşturma açtı.
Halen ATÖ üyesi bulunan
Doğramacı. suçlu bulunduğu
takdirde meslekten men cezası
alabilecek.DYP.SHPveCHP'-
nin verdiği araşiınna önergesı
de 19 ocakta TBMM'de görü-
şülecek.
Çernobil faciasıyla ilgilı ola-
rak basında çıkan haberleri suç
duyurusu olarak kabul eden
Ankara Tabip Odası Yönetim
Kurulu. halen oda üyesi olan
eski YÖK Başkanı Prof. Dr.
İhsan Doğramacı hakkında so-
ruşturma başlattı. Soruşturma
cerçevesinde Doğramacı'dan
kendısini savunması istenecek.
Danışma kurulunun "suçlu"
karan alması halinde dosya,
hekimlerın en büyük örgülü
olan Türk TabipJeri Birliği Yük-
sek Danışma Kurulunda görü-
şülccek. Yüksck kurul da, aynı
doğrultuda karar verirse, Doğ-
ramacı'ya kınama ve uyandan.
meslekten mene kadar varan
cezalar verilebilecck. Verilen
cezanın uygulaması ise Sağlık
Bakanlığfnca yapılacak.
Alacağı her türlü ceza Doğ-
ramacfnın mesiek siciline işle-
necek. Meslekten men cezası-
nın venlmesi halinde ise Doğra-
macı hekimlikle ıJgili hiçbir
karar alamayacak ve tüm mes-
leki haklannı kaybedecek.
Cumhunyet'in sorulannı ya-
nıtlayan Ankara Tabip Odası
Başkanı Dr. Ulya Ertem. so-
ruşturma karannın. basında
yer alan haberlerin yanı sıra.
oda üyesi hekimlerin yaalı baş-
vurusu üzerine alındığını söyle-
di.
Ertem. çalıştığı Sami Çocuk
Ulus Hasıanesinde kanser ve
lösemi şüphesiyle başvuran
hasta sayısında oidukça yüksek
bir artış bulunduğunu da vur-
gulayarak. "Ancak daha önce-
İu dönemlere ait sağlıklı istatis-
tiklerelimizde bulunmadığı için
bu vakalann tümünü radyas-
yona bağlamak yanlış olur.
Âncak ortada aklın almayacağı
ıhmaller. insan haklanna ve he-
kimlik yeminıne aykın davra-
nışlar var. Bir kişi değil. kitlele-
rin sağlığı sözkonusu" diye
konuşiu.
Bu arada "Anayasaya aykın
davrandıklan. görevlerinı kö-
tüye kullandıklan ve insan sağ-
lığını hice saydıklan" gerekçe-
leriyle dönemın Başbakanı
Turgut Özal. Bakan Aral,
YÖK Başkanı İhsan Doğrama-
cı ve Atom Enerjisi Kurumu
Başkanı Ahmet Yüksel Özemre
hakkında çeşıtlı kişi \e kurum-
larca yapılan suç duyurusu sa-
yısı 3'e ulaştı. Çocuklarını rad-
yasyona bağlı hastalıklar
nedeniyle kaybettiklenni iddıa
eden İsmet Küçükoğlu vc Ha-
tun Gülcr adlı vatandaşlar so-
rumlular hakkında da\a açıl-
ması ıstemiyle Ankara Barosu'-
na başvurdular
Türk Tabipleri Birliği de dün
Ankara Cumhunyet Başsavcı-
lığı'na başvurarak. radyasyon
tehkılesi karşısında hiçbir ön-
lem almadıklan. halkı yanıltıcı
açıklamalarda bulunduklan
gerekçesiy (e dönemın Başbaka-
nı Turgui Özal, Sanayi ve Tica-
reı Bakanı Cahit Aral ile Atom
Enerjisi Kurumu Başkanı Ah-
met Yüksel Özemre hakkında
suç duyurusunda bulundu.
Başvuru dilekçesinde; Ozal.
Aral \e Özerdem'in TCK'nın
230.240.251,383.395,455,456
ve 459. maddeleri uyannca ce-
zalandınlarak. haklannda ka-
mu davası açılması istendi.
Tabipler Birliği'nin başvuru
dilekçesinde. odönemde halkm
kendiliğjnden birtakım önlem-
ler almaya başladığı. ancak yet-
kılılerın yaptığı vanıltıcı açıİcla-
malann vatandaşlann bu
onlemleri terk etmesine neden
olduğu kaydedildi.
Özal ve Aral'ın o dönemde
yaptıklan "Bulutlar Balkanla-
nn üzerindeymış. yayıldıkça
azalıyor". "Dinine ımanına
inanan. Türkiye'de radyasyon
var demez". "Çayda tehlıke
yokdiyoruz. tehlıke yok dediği-
miz çayı niye imha edelim?"
yolundaki açıklamaJannın da
delil olarak sunulduğu dılekçe-
de. Türkiye kaynaklı pek çok
üründe radyasvon olduğu ge-
rekçesiyle çeşitlı ülkelerdcn
uyanlann gelmesine karşm. va-
tandaşlara 30 bın bekerel gibı
yüksek düzeyde radyoaktivite
ıçeren çaylann içirildiğı de vur-
gulandı.
Konuyla ilgili olarak Cum-
huriyet'e konuşan Ankara Ba-
rosu Başkanı Erdal Merdol ve
Çağdaş Hukukçular Derneği
Başkanı Şenol Sanhan. bu ko-
nuda hukukçular olarak bir
kampanya başlattıklannı belır-
terek. Çernobil olayıyla ılgılı
kendilcrine başvuracak her va-
tandaşa ücretsiz dcstek olacak-
lannı bildirdiler. Ortada büyük
bir ıhmalin sözkonusu olduğu-
nu kaydeden Baro Başkanı
Merdol. "Amacımız bir ka-
muoyu oluşlurmak ve sorum-
luların cezalandınlması yönün-
de tepki gösteren her vatandaşı-
mızın sesıni ilgililere duyur-
mak"dedi.
Çernobil faciası sonrasında
üniversitelerin konuyla ilgili bi-
limsel araştırma yapmalannı
engelleyen YÖK genelgesi de
ortaya çıkanldı.
28 Ağustos 1986 tarihli ge-
nelgcde radyasyon olçümleri-
nin Türkiye Radyasyon Gü-
venlıği Komiıesi'nin bilgi ve
izni olmadan yapılamayaeağı
vurgulanarak. araştırma yapan
üniversitelerin "işbirliğine ria-
yet etmedikleri" kaydedildi.
Genelgede, 14 Ağustos 1986"da
Sanayi veTicaret BakanlığVnca
YÖK'e gönderilen bir yazıya
değinılerek, ünıversiteler şöyle
uyanldı:
"Türkiye'de radyasyon öl-
çümleri. sonuçlan ve etkileriyle
ilgili olarak Türkiye Radyas-
yon Güvenliği Komıtesi'nin
bilgısi ve izni dışmda her hangi
bir yayın yapılmaması. aynca
bugüne kadar yapılan ve yapı-
lacak çalı^malarla ilgili bilgi ve
belgelerin söz konusu komiteye
bildirilmesi istenmektedir."
Radyasyonunetkilerini halk-
lan gızîeyen ve yanlış bilgi veren
sorumlulann belirlenmesi için
TBMM denetim yollan açılı-
yor. Olayın sorumlulannın be-
lirlenmesi için DYP. SHP ve
CHP gruplan ardarda TBMM
başkanlığına başvurarak. Mec-
lis araştırması açılmasını istedi-
ler. RP grubu da soruşturma
önereesi verdi. T3MM danış-
ma kurulunun toplanarak.
önergelenn tek maddedc görü-
şülmesi için karar alması bekle-
niyor. Konunun 19 ocak günü
TBMM gündcmine gelebilece-
2i bildirildi.
" DYP. SHP. CHP ve RP söz-
cüleri sert açıklamalanyla "sa-
dece Cahit Aral'ın değil diğer
sorumlulann da belirlenmesi-
nı" isterken. CHP Genel baş-
kan yardımcılanndan Hayret-
lin Uysal binlerce ınsanın has-
talığına ve ölümüne neden
olmanın ağır bir sorumluluk ol-
duğunu söylcdı. Uysal "Hiç
gecikmeden hesap sorulmalı-
dır. Çernobil olayının CHP ola-
rak peşini bırakmayacağız.
Sorumlular hesap vermek üzere
Yüce Divan'a sevk edilmelidir"
diye konuştu.
ANAP grup başkan vekılle-
rinden Mustafa Kalemli de
konuya önyargısız yaklaşacak-
lannı söyledi. Kalemli. ""Konu
gündeme geldığinde, ANAP
olarak tamamen önyargısız bu
çalışmalara bütün gücümüzle
katkıda bulunacağjmızı söyle-
dim. Bunlara ekleyeceğim bir
şey yok"dedi.
Biliııı adaııu
politikaeıdan daha suçlu
Yenilerin kackıi de bunlara benzemesin
Haber Merkezi - Berlin Ak-
ciğer Hastalıklan Hastanesı
Nükleer Tıp Bölümü yöneticısi
Dr. AJi Nadır Savaşer Tür-
kiye'de Çernobil faciasının so-
nuçlannın kamuoyuna duyu-
rulmamasında ve önlcmlerin
zamanında alınmamasında bi-
lim adamlannın politikacılar-
dan daha çok suçlu oiduğunu
söyledi.
Çemobil Nükleer Santralı'n-
dakı patlamadan yakiaşık beş
ay sonra ancak Almanya'da
yapılan ölçümlerle Karadenız*-
de üretilen çaydalu gerçek du-
rumun ortaya çıktığını anımsa-
tan Dr. Savaşer. o dönem araş-
tırma yapan bilim adamlannın
"susma hakkfnın olmadığını
vurguladı ve Cumhunyet'e şu
değerlendırmeyi yaptı:
"Buolayı 1986yiheylülayın-
da Türkiye ve dünya kamuoyu-
na Cumhuriyet gazetesi duyur-
du. O dönemde yönetimde
bülunanlar hakkında gerekli iş-
lem zamanında yapılmadı.
Görüyorum kı konu şımdi ve-
nıden gündeme geldi. Ancak
bazı bilim adamları bugün ko-
nuşturulmadıklannı. YOK ta-
rafından susmalannın istendi-
ğıni söylüyorlar. Bence böyle
bir şey demeye haklan yoktur.
Galilci dc kilisenın sus uyansı-
na karşın bir bilim adamı olarak
üzerine düşeni yaptı. 20. yüzyı-
lın son çeyreğinde Türkiye"dekı
bilim adamlanndan bu cesareti
göstermelerini istemek herhal-
deçok değildir.'"
Polıtikaalann atom konu-
sunda yeterli bılgiyc sahip ol-
masının beklenemeyeceğini
vurgulayan Savaşer. " Bugün
suçlu olarak ön pîana politıka-
cılar çıkaıtılıyor ama bence bi-
lun adamlannın olumsuzluklar-
daki payı daha fazladır. Olay-
dan yedi yı! sonra bugün böyle
sansasyoriel haberlere yönel-
mek Karadeniz insanını da te-
dirgin ediyor. Olayın bu bölü-
müîıü unutmamak gerekli" di-
ye konuştu.
Ukrayna'dayeni bîr
Çernobil korkusu
LONDRA(AA) - Ukrayna-
nın Karadeniz kıyılanna 150
kilometre mesafedekı "Pivden-
qukrainsk" nükieer reaktörün-
de, Çernobil santralındakı fela-
ket öncesindekilere benzer
olaylaryaşanmaya başlandı.
Kiev'deki kaynaklardan Ba-
tılı ülkelere ulaşan çeşitli haber-
lere göre Ukraynalı yetkilıler.
Pivdenqukrainsk reaktöründe.
1986 yılındakı Çernobil faciası-
na yol açan hatalann görüldü-
ğünü. bunlann basında '"reak-
tör emniyet sisteminin son bir
yıl içinde üç kez kapatılması-
nın" geldiğinı bidirdiler.
Edinilen bilgiye göre Ukray-
na Atom Enerjisi Denetleme
Ajansı Başkan Yardımcısı
Anatolı Damianenko, reaktöre
yaptığı ani bir teftişte, reaktö-
riin otomatik emniyet sistemi-
nin en son 11 kasım günü ka-
pandığma öğrendi. Damianen-
ko, bu durumun uluslararası
kurallara aykın oiduğunu reak-
tör yetkililerine hatırlattı. an-
cak olayın nedeni konusunda
tatmin edici bir yanıt alamadı.
Damianenko'nun. denetleme
sonrasında. "Reaktörde öyle
bir kargaşa var ki, emniyet sis-
temlerinin neden kapandığın)
kimse açıklayamıyor" şeklinde
görüş bildirdiğı öğrenıldi. Uk-
rayna Parlamentosu Çernobil
Komisyonu Başkanı Vo-
lodymyr 'j<jvuııvs«.y oc nv-
denqukrainsk reaktörünün
emniyet sisteminin sık sık kapa-
tılmasını, "nükleer reaktördeki
en ciddi güvenlik ihlali" olarak
nitelendirdi.
"Bu kapanmalar, Çernobil-
nükleer trajedisine yol açan ge-
lişmelere çok benziyor" diyen
Yavorivsky "nükleer reaktö-
rün emniyet sisteminin enerji
üretimini arttırmak amaayla
kapatıldığından kuşkulandığı-
nı" bildirdi.
Ukrayna, toplam enerji ihti-
yaarun yüzde 25'ini nükleer
enerjiyle karşıladığj için çeşitli
sistemlerindeki anzalara rağ-
men nükleer reaktörlerden vaz-
geçemiyor.
Ulkede nükleer enerji aleyhi-
ne genel bireğilim bulunmasına
karşın Ukrayna, buzorunluiuk
karşısında, faciaya yol açan
Çernobil santralının dört reak-
töründen birini daha onararak
kullanmaya başladı. Bu kulla-
nım halen sürüyor.
Nükleer reaktörlerin duru-
mundan derin bir endişe duy-
duğu belirtilen Ukrayna Atom
Enerjisi Denetleme Ajansı, hü-
kümete bir yaa yazarak, Piv-
denqukrainsk reaktörünün
mûdürü Volodymyr Fuks'un
görevden alınmasını istedi. Ba-
kanlar kurulunun bu istekJe il-
gili olarak henüz bir karar
vermediği bildiriliyor.
Kültür Servisi- İstanbul'un
çeşitli semtlerine farklı dönem-
lerde koyulmuş onlarca heykel
tahrip edilip, bakımsızhktan
çürürken, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi şimdi meydanlan ye-
ni heykellerle süslemeye hazır-
lanıyor.
İstanbul Büvükşehir Beledi-
yesi'nin bir süre önce açtığı hey-
kel yanşması dün sonuçlandı.
32 sanatçının 55 yapıtlakaaldı-
p yanşma sonucunda Üsküdar
Iskele Parkı'na Doç. Meriç Hı-
zal. Yeşilköy Havalimanfna
Ümiı Özıürk. Yenikapı sahil
şeridine Doç. Vedat Somay.
Taksim Gezısı'ne Adem Yıl-
maz, Ihlamur Kasn karşısına
Doç. Mümtaz Işıngör ve Tü-
nel'ede Ayşe Erkmen'in yapıt-
lan yerleştinlecek. Jüri özel
ödülü kazanan Doç. Rahmi
Aksungur, Ertuğ Atlı, Işılar
Kür ve Prof. Hakkı Karayiği-
toğlu'nun yapıtlan da sırasıyla
Maçka Demokrasi Parkı, Ka-
bataş Parkı, Kadıköy İskele
Meydanı ve Lütii Kırdar Spor
Salonu önünde yer alacak.
"Açık Alanlara Üç Boyutlu
Çağdaş Sanat Yapıtlan Yerleş-
tırme Etkinliği" adı altında dü-
zenlenen ve "Istanbul'u çağdaş
bir kent yaşamı anlayışı içinde
ve kültürel gelişimine koşut dü-
zeyde sanat ürünlcri ile donat-
mak. sanatı ve sanatçıyı destek-
lemek" amaayla düzenlenen
yanşma sonucu uygulanacak
yapıtlann sanatçılanna 50'şer
milyon lira telif ücretı ödene-
cek!
Seçici kurulunu Prof. Dr.
Nurettin Sözen, Prof. Dr. Mete
Tapan, Hilmi Yavuz, Engın Er-
kin. Prof. Ali Teoman Germa-
ner. Prof. Hüseyin Gezer. Doç.
Hüsamettin Koçan. Beral
Madra, Prof. Dr. Hande Süher
ve Prof. Haîuk Tezonar'ın oluş-
turduğu yanşmada jüri özel
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı heykel yarışmasına 32
sanatcı 55>apıtlakatıldı
ödülü kazanan dört projeye ise
10"ar milyon liralık ödül verile-
cek.
Yaeskiheykeller
İstanbul, heykelleri yönün-
den hiç de yabana atılacak bır
kent değil. Ancak, belırli amaç-
larla yapılan heykellerin, ka-
derleri de ibretlık olarak duru-
y°r.-
Örneğin. Gürdal Duyar'ın
eseri olan "Güzel İstanbul" adlı
kabartma heykel. Yapıldığı ve
halkm beğenisine sunulmaya
hazırlandığı günlerde. Milli Se-
lamet Partisi'nın hışmına uğra-
mıştı. Sonunda, Erbakan
Hoca'nın baskısına dayanama-
Grass kitabını üç Türke adadı
Sev^ili dostumuz
LEMÎ ÖZGEN, annesi
ŞEFÎKA ÖZGEN'İ
kaybetti. Acısını paylaşır,
başsağlığı dileriz.
SEMRA CORA - VECDİ SEVİĞ -
MEHMET AÇIKTAN
TUM KITAPSEVERLERİN
YENİ YILINIKUTLARIZ
Cumhumyet
Kitap Kulübü
• Boştarafi I. Sayfada
istifa elmesinde başhca rolü, parti-
nin Abnanya'daki "iltica hakkrnın
fiı'Jen ortadan kaldınlmasını kabul
edişi oyTiadı.
Grass. Alman topiumuyla bir-
likte sosyal demokradann da sağa
kaydığı göriişünde. Ünlü yazar
"Birleşen Âlmanya'daki sıyasi küJ-
türün çöküşü' hakkında kaleme
aldığı son kitabtnı Möün'de öldü-
rülen üç Türke adadı. Kitabın ar-
kasında Arslan aiksmin fertlen için
düzenlenen cenaze töreninden ve
MöDn'de kundaklanan evden fo-
toğraflar bulunuyor.
Gnıss'ın SPD"den kopuşu. bır
Alman aydını olarak toplumun
son yıllanjaki gelişimine duyduğu
tepkiyi açıkça düe getirmesi açısın-
dan "büyük semboük önem taşı-
yor. Günter Grass, birîeşmeden
sonra Almanya'da kendini 'eteşti-
rel sol' olarak tanımlayan ayin
çevretenn bile milliyetçiliğe sığuv
masını sert dille eleştirmiş vç bu
eleşurüerinde yalnız bırakılmıştı.
1990 yılında yayımladığı "Alman-
ya Yükü Paylaşmalıdır" adlı kitap-
ta Grass, Doğu Almanya"run
savaşın asıl mağlubu oiduğunu ve
bu nedenle zengin Batı Almanla-
nn. Doğu'lulara tazminat ödemesi
gerektiğini savunmuştu. Ülkedeki
birleşme heyecanına "tehliketi bir
milliyetçiliği körüklediği' gerekçe-
siyle karşj çıkan Grass, kimilerince
'vatan haini" olarak nitelendi. Reel
sosyalizm deştırilırken kapıtaliz-
mın yüoeltilmemesıni istedi; Doğu
Abnanya'nın Baü'nın "sömürgesi'-
ne dönüştürülmesine karşı cıka.
İki hafta öncepiyasaya çıkan son
kitabı 'Kayıp Uzerine'de yabancı-
lara karşı saldınlann kendısinde
'vatan' kavTamının iyice kaybol-
masına yol açüğını belirtti. Ahlaki
ve poliük düşünceleri ve faşist geç-
mişin unutulmaması icin yapüğı
çağnian ile "modaya uymayan'
Grass. Almanya"da" eski ve yeni
muhafazakar-sağ çevTeteroe tama-
men kenara iülmeye çalışüıyor.
65 yaşındaki Günter Grass
1961"de WiDy Brandt'ı şahsen des-
tekleyerek Sosyal Demokrat
Parti'yeangajeoldu. 1965,1969ve
1972 yillanndaki secim kampan-
yalannda SPD'ye omuz verdi.
Brandt'la yakın dostluğu. onun bu
yıl kansenden öiümüne değin sür-
dü.
Grass 1982'de resmen üyeoldu-
ğu SPDden aynldığını "ilk kez
Abnan televizyonu ARD'nin ön-
ceki akşam yayına giren "Monitör'
adh siyasi haber programında
açıklad. Kendisiyle yapılan söyle-
şjdeyazar, SPD'nin Abnan anaya-
sasının 'iltica hakkı'nı güvenceye
alan 16. maddesinin değişmesini
onaylamasmı 'sosyal demokrasi-
nin geleneğinden kopuş' olarak
niteledi. Grass. kısa sövleşide soru-
lan şöyle y anıtladı:
- SPÜ fltica hakkmmfiflenorta-
dan kalkmasn onayiadL Bu sizce
sosyaldemokrariamtarihlevegde-
neğivie kopuşuu mu ifade ediyor?
GRASS - Evet. SPD'nin akiığı
karar bir sorumsuzluk orneğidir.
Ahnanya, çevresınde aşıtmaz du-
varlar örülen bir kaJeye çevrildi:
Arük hiçbir sığınmaa, bu duvarla-
n aşarak içcri giremeyecekar.
- AJmanya a.vterdır aşm sağ e>-
lemiere sahne olııyor. Yabanolar ve
siyasi sığnnaoiar polmkaalar ta-
yan dönemin yöneticileri, güze-
lım heykeli kaldırdıklan gibi.
Yıldız Parkı'nın ücra bir köşesi-
ne aüverdiler. Bugün de aynı
yerde parçalanacağı günü bek-
leyen yapıtı sadece yanıbaşın-;
daki açıkbkta top oynayan
gençler görebiliyor.
Cağaloğiu'nda, 1960 şehidi
Turan Emeksiz adına Türkiye
Milli Talebe Federasyonu bina-
sının yanıbaşına dikilen minik
büst de. saldınlardan fazlâsıyla
nasipleniyor. Sık sık orası bura-
M kınlan ya da kara boyayla
boyanan büstün aynı sıklıkta
onanlıp temizlenmesi gereki-
yor.
Tophane'deki işçi heykelinin
kaderi ise daha kötü. Karanlık
bcyinierin yönettiği eller, işçi-
nin clindeki çekiçe takmış ola-
caklar ki, heykelin elleri yok!
Cumhuriyet'in 50. yıldönü-
mü nedeniyle yapılan bir dizi
heykelin çoğu artık yok. Kay-
botmuşlar! Galatasaray'da,
Galatasaray Lisesi ile YKB bi-
nası arasındaki küçük alanda
yer alan ve 'atıhıru* simgelediği
söy lenen metal borulardan olu-
şan modern' heykel ise. çoktan
paslanmış. boyanacağı günü
bekliyor.
Bir de gezgin boğa'rnız var.
Bir zamanlar Şimdiki Lütfi
Kırdar Spor Salonu'nun önün-
de duran görkemli boga, yıllar
önce ortadan kaikıverince. İs-
tanbuüu heykelseverler hayli
merak etmişti. Sonunda. Bo-
ğaz'ı nasıl yüzerek geçtiği anla-
şılamayan boğa, Kadıköy Iske-
le Meydanı'ndaki kaymakam-
lık binasının önünde zuhur etti!
Bir süre sonra oradan da sıkıl-
mış olmalı ki. gene yok oldu.
Son yıllarda Kadıköy Alüyol
Meydanı'nı mekân edinen b o
ğanın keyfi, son çevre düzenle-
meleriyle birlikte hayli yerinde
gibi...
rafindanen büyük sonn olarak gos-
terknekte. Sizce sosyal demokrat-
br aşn sağaı güçknneanle rol
ovnadımı?
* GR\SS - Sorumluluk ilk plan-
da hükümetindir. Hükümet, Al-
man birlığiru sağlamadaki başan-
azlığın] örtbas etmek için bu
konuyu ortaya attı ve SPD en üst
kademelerinden aşağıya kadar bu
şaşırtmacaya kanacak kadar ah-
mak oiduğunu kanıtladı. Al-
manya'nın asıl sorunlan yabano
lardan değil, birîeşmeden kaynak-
lanmakıadır ve hükümet, bu
konuda başansız kalrmşür.
-SPDsağamıkavdı?
GRASS - Bütün Alman toplu-
mu sağa kaydı. SPD de onunla
birhkte.
SAYIN DOKTOR VE
ECZACILARIN DİKKATİNE
NEZLE, GRİP, BRONŞİT, SİNÜZİT, SES
KISIKLIĞI VE BOĞAZ AĞRISINDA; ŞEKERSİZ
DiYET RASTiL®
ŞEKER İÇERMEYEN BOĞAZ VE ÖKSÜRÜK
PASTİLİKUTUDA, BLİSTER AMBALAJDA,
PİYASAYA SUNULMUŞTUR.
•#
•« KURTSAN İLAÇLARI A.Ş. Tel:516 16 16
6
Özal? Yüce Divan'da
yargılanabilir'
ANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dünyada büyük yankı
uyandıran Çernobil faciası. ka-
zadan 6 yıl sonra Türkiye'nin
gündemine girdi. Anayasa hu-
kukçulan. "radyasyon ihmali"
nedeniyle dönemin başbakanı
Turgut Özal'ın Yüce Divan'da
yargılanmasına. şu anda sahıp
bulunduğu "Cumhurbaşkanlı-
ğı" konumunun engel olama-
yacağmı. "toplu sorumluluk"
ilkesi gereği. aynı yargılamaya
dönemin Bakanlar Kurulu üye-
lerinin de tabi tutulabileceğini
bildirdıler.
Kiev yakınlanndakı Çerno-
bil Nükleer Santrah'nın 29 Ni-
san 1986 tarihinde meydana
gelen patlamanın ardından.
Türkiye'ye ulaşan radyasyon
sızıntısı nedeniyle koruy ucu ön-
lem almadıklan gerekçesiyle.
dönemin Başbakanı Turgui
Özal ile "ortak sorumluluk" il-
kesi gereğince hükümet üyeleri-
nin tümünün "Yüce Dıvan"da
yargılanabilecekleri bildirildi.
Hukukçular. olay tarihinde
ÖzaPın "Başbakan" oiduğunu
anımsatarak. radyasyonun
Türkiye'de meydana getirdiği
tahribat nedeniyle "Yüce Di-
van"da yargılanmasına bir en-
gel bulunmadığın! ifade ettiler.
SHP Ankara Milletvekili ve
anayasa hukuku uzmanı Prof.
Dr. Mümtaz Soysal. dönemın
başbakanı Turgut Özal'ın
"radyasyon ihmali" nedeniyle
Yüce Divan'da yargılanması-
na. şu anda sahip bulunduğu
"Cumhurbaşkanlığı" konumu-
nun engel olamayacağını söyle-
di. Soysal, Cumhuriyet'in soru-
lannı yanıtlarken, konuya iliş-
kin bir Bakanlar Kuruju karan
bulunması halinde. Özal ile
"toplu sorumluluk" ilkesi gere-
ğince tüm hükümet üyeleri için
"sorumluluk" doğacağına işa-
ret etti.
Mümtaz Soysal, cumhurbaş-
kanının sadece""vatana ihanet"-
le suçlandınlabileceği yönün-
deki anayasa hükmü konusun-
da da. "Amu 'cumhurbaşkanı'
sıfatıyla yapmadı ki. 'başba-
kan' olarak yaptı. Dolayısıyia
yargılanabilir bugün" değerlen-
dirmesini yaptı. Soysal. "Bu
yargılamarun yöntemı ne olabi-
İır?" sorusuna. "Yüce Divan.
Meclıste soruşturma komisyo-
nu kurulur. önce araştırma
komisyonu olup. sonra soruş-
turmaya da dönüşebilir. Ya da
doğrudan doğruya soruşturma
<*a istenebilir" yanıünı verdi.
Kendilerinin. konunun
TBMM'de "soruşturma ko-
misyonu"nda ele alınmasını
düşündüklerini. ancak girişi-
min "araştırma komisyonu"'yla
başlayacağmı kaydeden Soysal,
başbakanlığı dönemindeki bir
ışlemden dolayı daha önce yar-
gılanan bir Cumhurbaşkanı
bulunmadığını belirterek, "Bu,
çok istisnaı bir durum olacak,
TBMM'de de tartışılacak. Hü-
kümet karan söz konusuysa.
Başbakan'ın sorumluluğu o za-
man söz konusu olacak. O za-
mana ilişkin Bakanlar Kurulu
karan var mı. onu bilmiyorum.
Varsa. Başbakan ve toplu so-
rumluluk ilkesi gereği bakanla-
nn sorumluluğu doğacak"
dedi. Soysal. konuya ilişkin Ba-
kanlar Kurulu karan bulunma-
ması halinde. ilgili bakan, baş-
bakan ve cumhurbaşkanının
imzasını taşıyan "üçlü karar-
name"nin de dönemin başba-
kanı ve ilgili bakan için sorum-
luluk doğuracağını. üçlü karar-
namenin de bulunmaması
durumunda. sadece ilgili baka-
nın (Cahıt Aral) sorumlu duru-
munda olacağını bildirdi.
Konuyla ilgili kararnamelerin
nıteliğine bakmak gerektiğini
vurgulayan Soysal. "Bence yar-
gılanmalan gerekir" görüşünü
dile getirdi.
Anayasanın. cumhurbaşka-
nının "sorumluluk ve sorum-
suzluk hali'jıi düzenleyen 105.
maddesi, "Cumhurbaşkanı. va-
tana ihanetten dolayı. TBMM
üye lam sayısının en az üçte bi-
rinin teklifi üzerine, üye tam
sayısının en az dörtte üçünün
vereceği kararla suçlandınlır"
hükmünü taşıyor. Ancak hu-
kukçular. radyasyona ilişkin
gelişmelerin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın "sorumlu" ma-
kamda bulunduğu başbakanlık
döneminde meydana geldiğine
i^aret ederek. bu hükmün
Özal'ın Yüce Divan'da yargı-
lanmasına engel olamayacağı-
na dikkat çekiyorlar.
ıDönemın Cumhurbaşkanı
Kenan Evren. Cahit Aral'ın
Mılliyet gazetesinde yayımla-
nan itirafîan üzenne patlayan
radyasyon skandalının ardın-
dan. Turgut Özal ve Aral'ın,
kendisıne o zaman, radyasyon
miktannın "tehlikeli ölçüde ol-
madığmı" söylediklerini açıkla-
mıştı. Aral, Çernobil faciasının
ardından yaptığı açıklamalar-
da, "Dinine, imaruna inanan
'Türkiye'de radyasyon var' de-
mez" iddialannda bulunmuştu.
Çernobil faciasmûan sonra,
en riskli ülkelerden olan Tür-
kiye'de hiçbir önlem alınmadı.
Deniz Baykal Bosna'da
fSTANBUL(AA) - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal,
yılbaşı tatilini Bosnalı Müslü-
manlarla geçirmek ve inceleme-
lerde bulunmak üzere partili 4
milletvekili ile birlikte dün
uçakla Zagreb'e gitti.
Baykal, Atatürk Havali-
manı'nda yaptığı açıklamada,
amaçlannın dünya kamuoyu-
nun dikkaüni Bosna-Hersek
dramı üzerindeyoğunlaştırmak
ve olaylan yerinde görmek oi-
duğunu söyledi.
Beraberinde bir miktar ilaç,
yıyecek ve çeLk yelek de götür-
düğünü ifade eden Baykal şöyle
dedı:
"Bosna'ya Atatürk Orman
Çiftliği'nde 500 yühk birçınann
kökünden filizlenmiş bir fıdan
götüriiyoruz. Bu çınar Osmanlı
Imparatorluğu döneminde Bal-
kanlar'da 500 yıl yaşamış banşı
simgeliyor. O geçmiş güzel gün-
leri, herkesin dinine, ırkına,
mezhebine sahip çıkabildiği,
banş dolu. 500 güzel yıb hatır-
latmak için götürüyoruz. Bu
fıdanı Saraybosna'da bir çeşme
başına, bir su başına dikece-
ğiz."
Saraybosna'da insanlık adı-
na utanç verici bir vahşet ya-
şandığına ve büyük bır katliam
sürdüğüne dikkati çeken Bay-
kal, daha sonra şunlan söyledi:
"Bosna-Hersek'te Müslü-
man kızlar, Müslüman kadın-
lar tecavüze uğruyor. Anadolu
kızlannın işlediği yazmalan,
yaşmaklan oraya götürüyoruz.
Tecavüze uğramış, ırzına geçil-
miş, onuru ayaklar altına alın-
mış kızlann. kadmJann başına
bir iffet simgesi. bir namus sim-
gesi. bir güzellik simgesi olarak
bağlayacağız. Onlann dertleri-
nidinleyeceğiz."
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal ile birlikte Genel Baş-
kan Yardımcısı Hasan Fehrni
Güneş, Genel Sekreter Ertuğ-
rul Günay, Grup Başkanvekili
Ali Dinçer, Genel Sekreter Yar-
dımcısı Mehmet Sevingen ve
bir grup gazeteci de Bosna-Her-
sek'e gitti.
Bosna'nın düşmanı soğuk
• Baştarafı 1. Sayfada
da savaşıyor: Soguk.
Saraybosna'nın kışı genelde
sert geçiyor. Bu yıl da uzun süre
devam eden ılıman havalar son
günlerde birden yerini dondu-
rucu soğuklara bıraktı.
Kentte sıcaklığın eksi 10 de-
rece dolaylannda olduğu bildi-
riliyor. Ancak asıl sorun binala-
nn içinde de ısı daha yüksek
değil.
Dondurucu soğuklar nede-
niyle başta yaşhlar, çocuklar ve
yaralılar olmak üzere pek çok
kişinin ölümle karşı karşıya ol-
duğu haber veriliyor.
Saraybosna'dan telefonla
görüştüğümüz Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanı Alia İzzetbe-
goviç'in basın sözcüsü Kemal
Muhliç. kentte durumun "çok
kötü oiduğunu söylüyor. Muh-
liç, Saraybosna'da yakacak sto-
ku kalmadığını, donarak ölüm-
İerin başladığını ifade ediyor.
Kemal Muhliç'in verdiği bil-
giye göre tıbbi malzeme ve gıda
stoklan da tükenmek üzere.
Muhliç, Saraybosna kütüp-
hanesinin de bombardımanlar
sırasında tahrip oiduğunu. in-
sanlann buradaki çok değerli
kitaplan ısınmak için yakmak
zorunda kaldıklanru belirtiyor.
BM kavnaklan da kentte ha-
kim olan sert kış koşullann
ölümlere yol açtığını bildiriyor-
lar. BM Mülteciler Yüksek
Komiserlıği'nin verdiği rakam-
lara göre şu ana kadar, çoğun-
luğu yaşlı en az 15 kişi donarak
öldü.
Kaynaklar, yakacak stokla-
nnın tükenmesinin yanı sıra,
bombardımanlar nedeniyie ev-
lerin camlannın kınlmış obna-
sının da kentte yasayan yakia-
şık 250 bin kişinin durumunu
çok güçleştirdiğini kaydediyor-
lar. Zaten BM de bir süredir
kente yaptığı insani yardımlar
arasma camlan örtmek için
kullanılmak üzere naylon folyö
katmış durumda.
Öte yandan gıda sıbntısı da
donarak ölümlerin artmasmda
bir başka neden olarak sayılı-
yor. Aylardırdoğru düriist bes-
lenemeyen, açlık sınınnda yaşa-
yan insanlann soğuğa karşı
dirençlerinin çok düşük olduğu
vurgulanıyor.
Hastanelerde de durumun
çok farkh olmadığı haber verili-
yor. Kemal Muhliç'in verdiğ*
bilgiye göre hastanelerde çocuk
bakım ve acil bakım üniteleri
dışındaki bölümler ısıülamıyor.
Soğuğa direci olmayan bir
başka grup da yaralılar ve ço-
cuklar. Hastanelerde şimdiye
kadar en az 5 kişinin soğuktan
öldüğu kaydediliyor.
Soğuğa dırencı olmayan bir
balardan ve kurşunlardan daha
acımasız bir düşmanla savaşı-
yor. Ancak bu kez Saraybosna
bu savaşı elınde hiçbir silah ol-
madan veriyor.