Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Cihangir
Seminerleri
• kültürServisi-BİLSAK
Cihaneir'dc buaün saat
19.00'da"Laiklik
Dcmokrasinin 'Olmazsa
Olmaz" Koşulu mudur?: Ya
da İslamda Dcmokrasinin
Tclif Edılcbilırliği" konulu
lirsöyleşı yapılacak.
jöyleşinın konuşmacılan
Oriıl Çalışlar. Ali Bıılaç ve
Fcrhat Kcntel.
Beethoven
Yorumcuları
CRR'de
• Kültür Sen isi - C nliı
Beethov cn y orumculanndan
Patrick De Hooghe, 28 aralık
pazartesı günü Cemal Reşit
Rev 'de. kemancı Yuzuko
Horigome ile birlikie bir
resital \erecek. Hoogne,
Beethoven'in 32 sonatını
yorumlayarak müzik
dünyasında büyük yankılar
uyandırmıştı. Yuzuko
Hongomeise 1980
Uluslararası Kraliçe
Elizabeth Yanşması"nda
birincilik ödülü almıştı.
Sisley'den caz
şöleni
• Kültür Sen isi - İtalya'nın
ünlü hazır eiyım kuruluşu
Sisle>. 1993 yılında "Best of
Sisley" adı altında bir dizi caz
konseridüzcnliyor.
İstanbullu cazseverlerin
vakından tanıdığı Jan
Garbarek. Chick Corea ve
Egberto Gismonti'nin
katılacağı konserler serisi, 22
şubat I993'te Jan Garbarek
ile başlay acak ve 14 nisanda
Gısmonti Quartet'in konseri
ılesonaerecek.
Betıram'ın kitabı
Almanca'da
• Kültür Sen isi Şaır ve
romancı Nıhat Behram ın
ikınci romanı Lanetli Omrün
Kırlangıçlan Almanca
olarakyayınlandı. Peter
HammerYayinevi
tarafından yayınlananescri.
Almanca'y a Christoph
Schroderçevirdi. Bu.
Behram'ın Almanca"ya
çev rilen ikinci kitabı. Lanetli
Ömrün Kırlangıçlan
Türkçe'de geçtiğimiz yıl Alan
Yayınev i tarafından
basılmıştı. Behram. 12 Eylül
yönetimı larafından
vatandaşlıktançıkanldı.
Uzun süredir ailesiyle bırlikte
tsvıçrc'nm Basel kentinde
yaşayan Behram. Türkiye'ye
dönmck için hakkında verilen
'ıaksız karann bakaniıkça
Jüzeltilmesini beklıvor.
bugün
bilsak
24 Aralık Perşembe:
19.00 Cihangir Seminerleri 4
TÜRKİYEÜE SİVtLLEŞME
VE DEMOKRASİ
SORUNU
4. Demokrasi ve Din
Laiklik Demokrasinin
"Olmazsa Olmaz"
Koşulu mudur?:YaDa
îslamla Dcmokrasinin
Tclif Edilebilirlıği
Oral ÇALIŞLAR
Ali BULAÇ
Fcrhat KENTEL
Tai-Chi Chuan
Harckcıli Mediiasyon
ÇinEgscrsi/Jcn
Erol KESKİN yönctimındc
Kayıtlanmi/'.Başlamışıır
Görsel Sanat Atölyejeri
Mchmci GÜLERYÜZ
yönciımindc
Pcrşcnıbc-Cuma
Fotoğraf \e Sinema Atolyesi
Sclçuk TURANU
Seramik Atolyesi
KadriycE/d AĞAOĞLU
vöncümınde
Salı - Pcrşcmbc-Cumancsı
Cafe-Foyer-Bar(Ginş)
AkusükGiıar-TanjuA.
RockCafc-Bar(5.Kaı;
Kramp
Yeni kitabı "Ayna Şiirleri" Anadolu Sanat Yayınlan arasında yayımlanan Hilmi Yavuz'un 'çarmıh'ı:
Bir 'ben'e, bir kente, bir kadına çivili ohnak
OSMANHAKANA.
-Ayna Şiirleri, üc bölümden oluşuyor. Sı-
raşıyla "yitik bir ben için sonnet'ler"'de 11 şiir,
"yitik bir kent için sonnet'ler'*de 8 şiir ve "yi-
tik bir aşk için sonnet"ler"de 11 şiir olmak
üzere, toplam otuz şiir var. İkisi on üç dizeli,
ikisi on beş dizeli >e ağuiıklı olarak "sonnet'
dize say ısına uy gun on dört dizeli > irmi altı şiir
var.
'Ya/ Şürleri'nden başlayarak Ayna Şiirle-
ri'ne kadar butün şur kitaplarınızda. gele-
neksel olarak. her şiir kitabında 16 şiir yayı-
mladınız. Ve yine ilk defa, dize sayısını 14'le
sınırladınız. Elbette bunlann bir nedeni ol-
malı...
Bu sorunun yanıııııın tusım-sözcüğü. 'Si-
murg"dur. "Sımurg". yani, "Otuz Kuş'... Feri-
düddin-i Attar"ın 'Mantık üt-Tayr'ından
yola çıkarak şunu söylcyeccğım: Oluz kuş.
Sınıurg"da nasıl kendilerini gördülerse. ben
de 'otuz ayna"da kendimi görüyorum. Otuz
şiir. otuz ayna!..
-Sonneflerinizde, 'Kahverengi' yazılan söz-
cükleri yerli yerine oturtmadan, Ayna Şiirle-
ri'nin labiren'thoslannda dolaşmak olanaksız
görünüyor. Bazı sözcükleri ciddi bir biçimde,
kendi nıülkünüz yapıvor, neredeyse başka şa-
irier tarafından kullamunasını olanaksız hale
getiriyorsunuz. Ya da şayet kullanılırsa. Hil-
mi Yavuz sözcükleri gibi duruyorlar. Şimdi
v alnızca biçemini/e dönuk olarak sonıyorum.
> anıtını/ı da bu bağlamda istiyonım. Nicin
'Kahverengi/Siyah" sö/dikler? Sizin şiiriniz-
deki nedenlerini anlatır mısınız?
Kitaptaki kahverengı sözcükler için söyle-
diklerin doğru: Bu sözcüklen yerlı yerine
oturtmadan Ayna Şiirieri'nın ıçinde dolaş-
mak olanaksız... Kahvcrengj sözcükler.
gündelik yaşamın imleridir, beni gündclik
yaşama çıkaran, gündelik yaşama cklemlc-
yen. gündelik yaşamla buluşturan sözcük-
ler... Dahası. bu kahverengi sözcüklcrden
bir bölüğü. gündelik kamusal (public) ya-
şamla. bcnim özel (privatc) yaşamımın ör-
tüştüğü alanlan imliyor. Asıl kahverengi'ler
de bunlar galıba .. Şöyle dc diycbilir miyim?
Yaz Şiirleri'nden başlayarak Ğizemli Şiirler.
Zaman Şiirleri ve Söylen Şiirleri. sadecc şai-
rin kendine açık bir özel yaşamın şiirlenydi-
• Hilmi Yavuz,
k
Ayna Şiirleri' ile
gündelik yaşamı
şiirle kuşatmaya
çalışıyor. Sorun-
salı; bugün'ü epik
yoğunluk'la vere-
bilecek temsili im-
ler bulabilmek ve
bunlan birer 'şiir-
sel im'e dönüştü-
rebilmek...
• Yavuz için tek
I sözcükle aşk ; iç-
kanama!
ler. Ayna Şiirleri'nin bu bağlamda apayn bir
konumu var: Bu şiirler. sadece şairin kendi-
ne açık ve başkasma kapalı şiirler olmaktan,
biraz da kahverengi sözcükler dolayımında
kurtuluyorlar...
-'Ayna Şiirleri' üç ayrı kişiliğe ithaf edilmiş:
Hilmi Yavuz, İstanbul \e Nuran Yavuz. "Ben
için sonneftc, '...tcslis, teslis. teslis!..' derken
Ayna Şiirleri'nin, bir üçleme olduğunun ipuç-
lannı da veriyorsumi2. Baba, oğul. kutsal ruh
gibi!.. Siz, bu üçgenin sınırlannı, şair, kent ve
aşkla kapatıyorsunuz. Gerçekte Hilmi Yavuz
nasıl bir çarmıha germeye çalışıyor kendisi-
ni?.. ' •
Kitaptaki "teslis'i doğru saptıyorsun: Ben
(şair). Kent ve Aşk... İlk şiirde ("Ben İçin
Sonnet") "teslıs" üç kez geçiyor. (Ayraç içinde
söyleyeyım: Bu kıtabın şifresi, 3'te ve 30-
dadır!)
Benim çarmıhım da bu işte? Bir Bene, bir
Kent'c ve bir Kadın'a çivili olmak!
- Sevgili Hilmi Ya\Tiz, 'Ayna Şürleri'nde
okurtarınızı şaşırtacak bir şe> yaptnuz. Sanki
sizin şiirinize oldukça yabancı duran yeni bir
şe\ bu. 'Gündelik olan'ın şirinin yazılamayaca-
ğını ikimiz de biliyoruz. Ama siz oldukça güncel
\c gündelik olanı şiirinize ansızın soknınuz. Bu
hiç de kola> bir iş değil!..
Siz yanlışlıkla, sizin obnavan bir pazara raı
girdini?
Yinelemeliyim: Ayna Şiirleri ile gündelik
yaşamı şiirle kuşatmaya çalışıyorum. Bu-
gün'ü epik yoğunluk'la verebilecek temsili
imler bulabilmek ve bunlan birer 'şiirsel im'e
dönüştürebijmek!.. Ayna Şiirleri'nin sorun-
salı budur! Örneğin. "endekslenmek'i. gün-
delik yaşamdakibağlamından (temsili bir im
olmaktan). onu ancak 'ölüm'le birlikte kur-
gulayarak çıkarabilirim (şiirsel im'e dönüş-
türcbilirim) diye düşündüm, hepsi bu!..
-Kıyamet"i bildiğinize göre, gelecekte şair-
lerin nasıl bir labirenthos'ta dolaşacaklarını
da bilirsiniz. ^ ani sizden sonra ay nalara bakı-
labilecek mi? Ne dersiniz?..
'Ah, benimki değil bu, aynalann hayah' ve'ih,
başka bir şey değilim aynalarımdan
1
dizelen,
tasavv ufî (ve bir anlamda da felsefî) bağlam-
da. yaşamın bir yansıma. bir görüntü ol-
duğunu imlemiyor mu? Eğer öyleyse. Pla-
tonun mağarasındayız demektir- ve galiba.
oradan hiççıkmadık! Bu mağarada. zorunlu
olarak, aynalara yer yoktur ve işte şairin aç-
mazı da buradadır: Mağaradakilere aynayı
nasıl anlatmalı?
Şairler. gelecekte labirentlerde değil de. bu
mağarada dolaşacaklar ve hep aynı soruyu
soracaklar kcndi kendılenne: Yüzleri duva-
ra dönük bu mağara ınsanlanna aynalan
nasıl anlatmalı? Bunu anlatabilendir şair;
-ve, bunu anlalmayı başarmışsa, mağaradan
kovulur!..
Bir kchancl: Benden sonra aynalar...
-'Delirium kuşanıyor tenimdeki tenhâlık'.
Bu dize beni biraz rahatsız etti. Ürkütücü bul-
dum. İsterseniz bu simsiyah sözcük üzerinde
biraz duralun.
Aslındasözünüettiğinbudızeyi. kitaptaki
bir başka dizeyle birlikte düşünmek gerekir
'Kalbimiz minibüste bir Tufan'ın içine
stğınmayı dilerken'. İşte bir eğrctılcme daha:
Minibüsler mi. Nuh'un gemısı mı? Aradaki
fark şu: Nuh'un Gemisi'ne Tufan'dan ka-
çanlar sığınmışlı; mınibüslckiler isc bir tu-
fanın içine sığınmayı beklıyorlar!. Her şey
tcrsınc döndü ve elbcıte. İnsan dcnen kıya-
met" böyle kopacak (Hcpımız, dclınum ku-
şanarak kurtulacağız!)
Kehanelimı yincliyorum: Benden sonra
Tufan!..
-Las Meninas, Yelasquez'in bir tablosu. Bu
tabloda Velasquez de vardır. Resim yapar.
Aynalan örtmeden önce, kim kimle/ne neyle
yer değiştirdi? Hilmi Yavuz bu kitapta nerede
duruyor? Las Meninas ile bağlayarak anlatır
mısınız?
Las Meninas'ta Velasqucz, hem aynanın
içindcdir hem dışında... (Tanpınar'ı anımsa:
'Ne zaman'ın içindcyiz Ne de büsbütün
dışında"). Ben AynaŞürlerrndc. Vclasquez'-
in Las .Meninas'ta durduğu gibi duruyorum;
ve, Velasquez'le yer dcğiştiriyorum. Unut-
mamalı: Yalnız krallar yer değiştirmezler.
aynanın içinden öylece seyredcrler-: hepimiz
adına!..
-'Zaman Şiirleri'' için söylediğiniz bir şeyi
anımsıyorum. Yanltş hatırlamıyorsam Za-
man Şiirleri, son elli yılın en iyi şiir kitabıydı.
Yeni dedikodulara yeni fırsatlar yaratabll-
mek için, söyler misiniz 'Ayna Şiirleri', Za-
man Şiirleri'nin neresinde duruyor?
Ayna Şiirleri, Zaman Şiirieri'nın tam
karşısında duruyor ve onu göstenyor!
-Son olarak sormak istivomm: Hilmi Ya-
vuz, Aşk'ı tek bir sözcükle anlatmaya kalk-
saydı bu sözcük ne olurdu dersiniz?
Tek sözcükle aşk mı? İçkanama!..
Mehmet Uygun'un yapıtlan ay sonuna dek Vakko Sanat Galerisi'nde
'Sınırda' gezinen garip yaratıklar
AHU ANTMEN
Gerçeküstü resmin Türkiye'deki genç
temsilcilerinden Mehmet Uygun'un. re-
sim. descn ve heykellcrinin yanı sıra bir
mekan düzenlemesine yer verdiği sergisi
ay sonuna dck İstanbul'da Beyoğlu Vak-
ko Sanat Galerisı'nde sürüyor. Yılbaşı
için hazırlıklannı çoktan tamamlayan
Vakko'nun ikinci katında. yani sanat ga-
lerisinde, Uygun'un dünyası -gerçeküstü.
anlaşılmaz ve garip, bazen korkunç, bazen
alaysı-sergileniyor ve o dünyanın ılginç
yaratıkları cırit atıyor.
Bir yandan neşeli noe! şarkılan yankı-
lanıyor; alışverişe gelenler. üst katlara çı-
karken Mehmet Uygun'un ilginçdünyası-
na dahveriyor cin mi. şeytan mı yoksa in-
san mı bu kel kafalı. boğum boğum, koca
gözlü. çirkin ve doğrusu biraz da gülünç
yaratıklar?
Mehmet Uygun, onlan "'enerji varlık"
diyeadlandınyor. Bu "enerji \arlık"lar ki
hepimiz birer enerji varlığız Uygun'a göre.
tıpkı insanlar gibi takım elbiseîer giyiyor-
lar. müzik aletleri çahyorlar. bir saatin
başında dump zamanm-ya da yaşamın-
geçmesini beklıyorlar.. Isterlerse
çmlçıplak. birbirleriyle oyunlar oynuyor-
lar. belki büyü yapıyorlar. gerçek ve ger-
çek olmayan iki dünyanın sınırlan arası-
nda gezinip duruyorlar. Uygun şekil ver-
mişonlara.ama tuvaldeya'da birhcykelin
formlan içinde öylesine bağımsız. yara-
maz ve kendi kendine görünüyorlar ki...
Mannara L'nıversitcsi Güzel Sanatlar
Fakültesı Ergin İnan ve Mustafa Pilevneli
atölyelerinden 1989 yılında rnezun olan
Mehmet Uygun. Anadolu Üniversitesi
Uygulamalı Güzel Sanatlar Fakültcsi'nde
öğretim görevlisi olarak çalışıyor. İlk kişi-
sel sergisinı 1988 yılında. henuz öğrenciy-
ken gerçekleştiren Uygun, her sergisinde
kendini aşmanın farklı yollannı arıyor.
Kendini malzemeyle sınırlamaması da
buna olanak veriyor. "Ben her türlü
malzcmcye sezgilcrimle yaklaşıyorum.
malzcmeye kendi öz ve biçimimi yüklüyo-
rum. Bu. zorlama olmaksızın kendilığın-
den oluşuyor" diyor sanatçı.
Mehmel Uygun'un sanatı, tamamen
sezgisel-sanatçmın bir takım olaylara ken-
di sczgileriyle yaklaşımını ortaya koyuyor.
Gerçeğin. düş yoluyla çözümlenmesi için
çabalıyor Uygun. zaten "gerçekler" umi-
runda değil. "Gerçek yok" diyor, "Benim
gördüklerimi bir başkası görmeyebilır" di-
yor, düşlerinden kurduğu bu dünyada,
düşlerinden kaynaklanan sorunlannı çö-
züyor: üstelik bunu 2000 yıldır yaptığını
söylüyor: "Görsel bir takım şeyleri 2000
küsur yıldır yapıyorum ben. Geçmişin de-
rinliklerinden gelmişim gibi kendimi adeta
o kadar yaşamış gibi hıssediyorum..."
Kendi dünyasında zamanla bile oyun
oynayan Uygun'un bu yoğun düş dünyası
nereden geliyor? Çocukluğu. anneanne-
sinin. dedesinin anlattığı masallar, destan-
lar. mitolojik kahramanlar. eski İstanbul'-
un arka sokaklan. çocukken oynanan
oyunlar. sonra büyümek, günlük iletişim-
ler y a da iletişimsızler yaşamak. düşkınklı-
klanna karşın yine düşlerle yaşama bağ-
lanmak.. Uygun'un sanaü. "Günlük ya-
şamdaki bayağılıklar, anlamsız davranı-
şlar, duyarsızlık, bilginin sonsuzluğunun
kavranamayışı, doğal akışa müdahale, se-
çılmış insanlar. sonra zaman yolculan,
ver, gök vc ikisi arasında yaşayanlar. Şey-
tanlar, anler, hayvanlar. Bunlann insana
dönüşmesi veya insanm bunlara dönüş-
mesi. her birini veya bütününü özünde bu-
lunduran canhlar, canlılann en gelişmişi,
uygan ınsan!"
Şaşırtmak. düşündüimek, güldürmek.
korkutmak ve yargılamak istiyor Mehmet
Uygun. Onunodüşdünyasınagiripde her
türlü çağnşımla yüklü yaratıklanyla tanı-
şan da kendince şaşınyor. korkuyor. gülü-
yor ve herhalde düşünüyor... Mehmet Uygun, her türlü malzemeye sezgileriyle yaklaştığını söylüyor.
Ölüm kadına yakışır
GençleşmekuğrunaKültür Servisi- İki kadının gençleşmek ve sonsuza dek genç
kalmak için verdiği ılginç savaşımı konu alan "Ölüm Kadına
Yakışır- Death Becomes Her", yann İstanbul'da Kadıköy Sü-
reyya, Beyoğlu Atlas. Osmanbey Osmanbcy Gazi. Bakırköy
Renk, Eskişehirde An, Kaysen'de Onay sinemalannda gösteri-
me giriyor. Film, önümüzdekı günlerde de Ankara sinemalan-
ndaeösterime girecek.
"Olüm Kadına Yakışır". sürprizlerle dolu. "Dişi Şeytan-Shc
Devil" filminden sonra bir kez daha "komedi" diyen. "ciddı rol-
lerin" ünlü oyuncusu Meryl Streep ve kısa bir süre önce çevirdiği
ilk ve tek gerilim fılmi "Aldanış" ile hayranlannı şaşırtan ünlü
komedi fılmleri oyuncusu Goldie Hawn başrolkrde. İkisi arası-
nda kalan erkek oyuncu ise. "Mavi Ay" dizisiyle ününü pekişti-
ren, daha sonra "Zor Ölüm-Die Hard" fılmleriyle yıldızı paria-
yan Bruce Willis.Fıl-
min diğer rollerinde,
lngrid Bergman'm
kızı. "Blue Velvet-
Mavi Kadife" fılmıy-
le sinemada çıkış ya-
pan Isabella Rosselı-
ni ile Oscar ödüllu
film yönetmenı
Sydney Pollack var.
Filmin yönetmeni,
"Geleceği Dönüş"
fılmleri ve "Roger
Rabbit" fılmleriyle
Holly^vood'da ken-
dine özgü bir yer edi-
nen Robert Zemec-
kis. Meryl Strcep'in
söylediğine göre, Ze-
meckis'in bir filminde
rol almak, o fılmi ızle-
mekten çok daha ke-
yifli. Herhalde pek haksız da sayılmaz! "Ölüm Kadına Yakışır",
biri artık yaşlanmaya yüz tutmuş bir sinema yıldızı, bir kadın
yazar ve bu yazanndoktor sevgilisi arasında gelişen korkunç "ka-
pışma"yı konu alıyor. Doktor, sevdiği kadınlar uğruna geliştir-
diği gençlik iksiri nedeniyle paylaşılamıyor... Gerçekten de işe
yarayan bu gençlik iksırinin "yan etkileri" yok mu peki?
Elbette var... Bu "yan etkiler" de belki filmin en ilginç yanını
oluşturuyor. Çünkü bunlar ortaya çıktıkça, kahkahalar da
başlıyor! Bu bakımdan bir özel efekt harikası sayılabilecek film,
gençleşmek için insanlann ncler yapabileccğini komik bir bakış
açısıyla irdeliyor.
Ünlü düşünür ve şair Tevfık Fikret, doğumunım 125. yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anıldı
Tevfik Fikretçağdaş düşünceleriyle hq) yaşayacak
bilsak, sıraiclvilcr cad., soğancı
soR. 7 cıhangir
243 28 79-99 "
SALİM RIZA KIRKPINAR
125. doğum vılını kutladığı-
mız büyük düşünür vc şairTcv-
fık Fikret'in 1896 yılı, yaşamın-
da önemli bir dönüm noktası-
dır. Eski edebıyatı savunanlara
karşı gençlerden oluşan bir ede-
biyat ccphesi kurulur o yıl. Bu
kuruluşa öncü vc scvgili öğret-
meni Recaizade Mahmut Ek-
rem'ın de girışimiyle bcş yıldır
Ahmct İhsan'ın çıkardığı. Scr-
vet-i Fünun. edebiyat ağırlıklı
bir dergi halıne geiirilir. Yöne-
tim Tevfik Fikrct'in elindedir.
Dcrgi çcvrcsindc, kısa süredc
Ccnap Şahabctün. Halıt Ziya,
Mehmet Rauf. Hüseyin Cahit
gibi gençicr loplanır. Dcrgı say-
falannda bir yandan eski edcbi-
yatçılarla tartışmalar sürerken.
şiir. roman. öykü ve clcştiri
alanlannda yeni örncklcr vcri-
lir. Dönem. islibdadın baskılı
döncmidir. Baskı vc sansür bü-
tün şiddetiylc sürmektcdir. Fik-
reı. biraz da yaratılışı gcrcği ka-
ramsar. kötümbcr bir ruh hali
içindcdir.
Genç sanatçı arkadaşlarıyla
• Tevfik Fikret, do-
ğumunun 125. yılı
etkinlikleri çerçeve-
sinde Galatasaray
Lisesi'nde kendi
yaptırdığı konferans
salonunda Hıfzı To-
puz, Çetin Altan ve
şairin Aşiyan'daki
evini anlatan Cengiz
Bektaş'ın konuşma-
larıyla anıldı.
BUGUN
Tevfik Fikret anma
etkinlikleri çerçeve-
sinde Atatürk Ki-
taplığı'nda bugün
saat 16.00'da bir pa-
nel gerçekleştirile-
cek. Panele konuş-
macı olarak Oktay
Akbal, Prof. Kenan
Akyüz, Şükran
Kurdakul, Haşim
Nezihi Okay ve
Prof. Cahit Tanyol
katılacak.
bu kötümser ruh hali içinde zo--
runlu olarak sanat için sanat
görüşü ile bircyscl konolar üzc-
rındc başanlı örnekler vcrmek-
tcdirlcr Bu arada Fikret. top-
lunısal konulara da şiirlerinde
yer vcrmcyc başlar: Balıkçılar.
Ramazan Sadakası. Vcrin Za-
vallılara, Askcr Gcçerkcn. Kc-
nan, Hasan'ın Gazası gibi man-
zumcler okuyuculann büyük
dıkkatıni çeker.
1901'dc Scrvel-i Fünun'un
dağıiması ve kapatılması üzcri-
nc şaırimiz ünlü Sis, Haluk'un
Veda-ı, Ferda. Haluk'un Bav-
ramı şiirleriyle asıl kişiliğini bu-
lur. 1901'de yazdığı büyük Sis
şiiri yazın dünyasında gcrekcn
ilgiyi görür: "Milyonla
banndırdığın ccsctlcr arasında
temiz ve parlak kaç alın vardır"
dizclcriylc şair islibdal döncmi
İstanbulu'nu dile getirir "Sis"-
tcn birkaç ytl sonra vazdığı Ta-
rih-i Kadim'de sorunu tarihlc
bir hciaplajma gibi clc alır. Bu
ünlü büyük şiir 1905'lc yazılır.
yayımlanma-z. elden clc dolaşır.
Î908 Mcşrutiyctindcn önce
ya7dığı siırler arasında Sabah
Olursa ayn bir öncm uışır. Bu
şiirde şair. oğluna. dolayısıyla
gençliğc seslenir. "Bu ülkede bir
gün sabah olacaktır. Bu ülke-
nin sislencn alın yazısı güçlü bir
elin güçlü bir dokunuşuyla şu
donuk şu paslı ulusun çehresı
gülecek ve aydınlanacaktır" di-
yerek 1920 Atatürk Türkiyesi-
ni müjdeliyor gibidir. Şair artık
gclccck için kötümser değil.
iyimserdir. Yine 1908'den son-
ra yazdığı siyasal yergi nıteli-
ğindeki şiirler elden elc dolaşır.
Şair yine karamsardır. "Mıllct
Şarkısı" adeta bir ihtilal cağnsı
gibidir.
Han-ı yağmada ise siyas;ıl
ycrgi en güçlü scsini duyurur:
"Yiyin efendiler yiyin. bu hanı
iştiha sizin , Doyunca, lıksınn-
ca. çatlayıncaya kadar yiyin"
dizcleriyle bu ünlü şiir. yergı
edcbiyatımızın cn parlak ör-
ncklcrindcndir: "Bu harmanın
gclir sonu kapıştınn gıdcr ayak
yarın bakarsınız söncr bugün
çatırdayan ocak bugünkü nıı-
dclcr kavi. bugünkü çorbalar
Mcak atıştınn. tıkıştınn kapış
kapış. çanak çanak."
1909da Fikrcl . birınciliklc
bitırdıği. öğretmenlik yaptığj,
Doğu"nun Batı'ya (Şark'ın
Garp"a) açılmış ilk pcnceresi,
dcdiğı Galalasaray Lısesi'ne
müdür atanır. Titız bir öğret-
mcn ve eğitici. akla ve bilime
inanan laik. ilen görüşlü Fikret,
31 Mart gericıler harcketi karşı-
sındadır: Ayak lakımı gericiler,
Galalasaray'ın dcmir kapısına
dayanmışlar "Dinsiz müdür is-
temeyiz" diye bağırmaktadır-
lar. Fikret dc "Bcnim cesedimi
çiğncmeden içeri gıremezsıniz"
diye haykırarak bu genci bağ-
nazlann karşısında dircnmiştir.
Bu > ürekli öğrctmen-müdürşa-
ıri saygı ile anmak boynumuza
borçtur.
1915 yılı ağustosunda Aşi-
yan'da şeker saynlığından ölcn
T.Fikret. Eyüp Mezarlığı'na
gömülmüş. 196l'deTevfik Fik-
rcl Dcrneği'ncc kabri. evı Aşi-
yan'ın bahçcsine nakledilmiş-
lir.Akıl \e bilim yolunda \ürü-
yen Fikret. çağdaş düşüncele-
riyle "Fıkn hür. ırfaııı hiir. vıc-
danı hiir bir şair""dir. i'ikıvt.
a\dın göııüllerdc lıcp \aş.ıva-
caktır