24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22ARALIK1992SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI TÜSİAD 92'yi değerlendirecek • Ekonomi Şervisi - Türk Sanayici ve İşadamlan Pern'eği (TÜSİAD) Yüksek İştişare Konseyi, yılın son toplanlısını Ankara'da apacak. TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, 24 aralık perşembe günü Ankara Sheraton Oteli'nde düzenlenecek son toplantıda, Yüksek İslişare Konseyi Başkanı Rahmi Koç ve Yönetim Kurulu Başkatıı Bülent Eczacıbaşf nın ülke ekonomisinin genel bir değerlendirmesini yaparak geleceğe ilişkin görüşlerini açıklayacaklanbildirildi. Milligelire tek hesap • ANKARA (ANKA)- Ekonominin temel göstergesi olan gayri safı milli hasılada nihayet tek seriye geçiliyor. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün I987yılınıbaz alarak oluşturduğu yeni GSMH serisinin Devlet Planlama Teşkilatı'nca da benimsenip kullanılmasını sağlamak üzere başlalılan çalışmalann mart ayına kadar tamamlanması bekleniyor. DPT Müsteşan İlhan Kesici, DİE'nin yeni seriyi üretim esasına göre oluşturduğunu, GSM H serilerinin harcama vegelır yönüylede testedilmesi gercktığini anımsattı. Kesici, birbirinden çok büyük farklıhk gösteren serilerin yerine yeni serinin kullanılması için birsüre önce komileler kurulduğunu sövledi. TİSK'teıTIOO Soruda Maastricht' • ANKARA (ANKA)- Avrupa vatandaşlığı, tek para. ortak güvenlik ve dış poliüka ile birleşik bir Avrupa öngören Maastrichl Anlaşması. henüz AT üyesi olmayan Türkiye açısından da büyük önem taşıyor. Türkiye İşveren Sendikaian Konfederasyonu da (TİSK) anlaşma ile öngörülen düzenlemeler hakkında bilgi veren bir kitapçık yayımlacü. TİSK tarafından hazırlanan " 100 soruda Maastricht Anlaşması" adlı yayında, 1993 yılbaşından itibaren yürürlüğe girmesi öngörülen anlaşmanın içeriğı hakkında bilgı verilirken Türkiye açısından da önemi \urgulandı. Aluminyuma zam •SEYDİŞEHİR(AA) -Konya'nın Seydişehir ilçesinde kurulu Etibank'a ail tesislerde üretilen külçe aluminyuma zam yapıldı. Yeni düzenlemeyle Etial-7 külçe alümınyumun kilosu 12bın6671iradanl2bin890 lirayayükseltildi. Yetkililer, yüzdc 1.76 oranındaki fıyat artışının Londra metal borsasındaki yükselişten kaynaklandığını ve zamlı satışlara dün sabahtan itibaren başlandığını söyledıler. Halkbank Krediprogramı • ANKA- RA (AA) - Halk Bankasfnın 1993yıhnda özellikle risk açısından emniyet, geri ödeme ve ekonomik değişimlere karşı güncel olabilme prensiplerinin yanı sıra müşteri seçiminde de titiz davranılarak nsk kümelenmesineve donuklaşmasına fırsat vermeyecek bir kredi politikası izleyeceği bildirildi. Halk Bankası Kredi Yüksek Kurulu'na sunulan' 1993 yılı kredi program önerisi'nde. 1993 yılında toplam kredilerde büy üme oraru yüzde 83.2 olarak belirlenirken, 8.8 trilyon liralık artışı ifade eden bu bü> ümeyle toplam kredilerin 19.3 trilyon liraya ulaşması öngörüldü. Yunanistangrev şampiyonu • ATİNA(AA)- Yunanistan'da, 1992 yılı içinde yapılan toplam 222 ^reve 1 milyon 572 bin 402 4çi ve memurun katıldığı belirlendi. Çalışma Bakanhğı'nca yayımlanan istatistiklere göre bu yıl içindeki grevler nedeniyle450 bin işgünü kaybedildi. Geçen yıla oranla yapılan grev sayısında çok az bir düşüş olurken grevcilenn sayısında ise büyük bir artış meydana geldiğigözlendi. 1991 yıhnda gerçekleştirilen toplam 224 greve sadece 607 bin 870 işçi ve memur katılmış. grevler nedeniyle kaybcdilen işgünü ise 330 bin olmuşlu. Toplu Konut Idaresi geri vermek, Emlakbank geri almak hevesinde ' Anateüezedeler' eldenele!• Paralannın tümünü ödeyen 395 konutzede, Anatepe'den Ataşehir'e dönüştürülen toplu konut projesi depremini nasıl atlatabilecekleri kaygısını yaşıyor. • TKİprojeden çekileceğini ve yapılanmayı bundan böyle Emlakbank'ın yürüteceğini açıklayarak işin içinden sıynldı. Ekonomi Servisi - Toplu Ko- nut Fonu, Anatepe olarak baş- layıp Ataşehir haline dönen Emlakbank'ın KozyatağVnda- ki toplu konut projesinden çe- kiliyor. Toplu Konut İdaresi, 1991 yıhnda Yüksek Planlama Kurulu karanyla kendisine devredilen Ataşehir Projesi'n- deki arazilerini Emlakbank'a geri vermek için çalışıyor. Toplu Konut İdaresi Baş- kanı Yiğit Gülöksüz, kendileri- ne devredilen araziyi geri vermeyi, Emlakbankası'nın da geri almayı istediğini, bu neden- le protokol üzerinde bir sorun çıkmayacağını söyledi. Anatepe'nin 40 bin konutluk arazisinin Yüksek Planlama Kurulu'nun emrivakisiyle Top- lu Konut İdaresi'ne devredildi- ğini vurgulayan Yiğit Gülöksüz projenin 900 milyar liralık karşılığından 90miIyar lirasmın da bugüne kadar Toplu Konut İdaresi'ne ödendiğini anlattı. Gülöksüz, "İnşaatlar pahalı." ANATEPE Karahasanoğlu'nun Ataşehir'i. İnşaatlann ihalesiyle ilgili hu- kuki sorunlar çözülmediğı için projeyi sürdürmek niyetinde ol- madıklannı kaydeden Gülök- süz ."Yapılan sözleşmelerde metrekare maliyeti 3-3.5 mil- yon lirayı bulmuş. Ben bugün Halkah'da 1 milyon 300 bin li- raya inşaat yaplınrken. Ataşe- hir'de bu paralan niye ödeye- yim?" dedi. Emlakbank'la pro- jenin bankaya iadesi konusunda anlaşmak üzere olduklannı Büyük umutlarla başlayan Anatepe projesi kamuovuna bu ilanlarla tarunlmışti. söyleyen TKİ Başkanı. ellerin- de 100 bin konutluk arsa var- ken, yeni arsaya değil, bu arsa- lara yapılacak konutlara ihti- yaç olduğunu kaydetti. Gülöksüz'ün stratejisini 'yanbş' olarak nitelediğj Ata- şehir Projesi'nin kökeni, Em- lakbank'ın Anadolu Bankası olduğu döneme dayanıyor. Anadolu Bankası. Bülent Şe- miler'in genel müdürlüğü döne- minde, 1987 yıhnın ekim ayın- da Anatepe Projesi'ni Türki- ye'nin en büyük konut projesi olarak ve "uydu kent" şeklinde tanılmıştı. Bülent Şemiler gaze- telere verdiği ilanlarda "Uydu kent projesi"nin 6 yılda ta- mamlanacağıru duyurmuş. biti- mi için de 1993 yıhnın ekim ayını tarih olarak vermişti. Şehir planlan ve altyapı ön projeleri Japon Shimizu Fir- ması tarafından yapılan Anate- pe'nin inşaalı ise Selim Edes'in sahip olduğu ESK A ve Eksan'a verildi. Ancak ESKA'nın taah- hütlerini yerine geıirememesi üzerine inşaat;' Tekfen. Baytur ve Eltes fırmalanna devredildi. Anatepe Projesi'nde bitiş ta- rihi olarak verilen 1993 yıhnın ekim ayına bir yıl kala; değil 26 bin konut. tek bir konut dahi sahibine teslimedilmemişti. Ustelik paralannı 18 ay vade ile ödeyen ve konutlan 1990 yıhndan itibaren her yıl kendi- lerine teslim edileeeğine dair söz verilen 395 konut sahibi banka ile mahkemelik olurken banka da Emlakbank'ın eski yönetici- leri ile ilk inşaal firması ESK A'- yı dava etti. Emlakbank. dava gerekçesi olarak da Selim Edes'in bankayı 1.2 trilyon lira zarara uğratmasını gösterdi. Bankanın yeni genel müdürü Şükrü Karahasanoğlu, bir ta- raftan Anatepe adını Ataşehir'e çevirirken. diğer taraftan da projeye hız verdi. Anatepe ismi •yıpranmış olduğu' düşünüle- rek değiştirilirken, Ataşehir'de "Ataköy" den esinlenildi. Ka- rahasanoğlu. "Ataköy bizim çıraklık dönemimizin ürünü, Bahceşehir ustalık dönemimi- zin ürünüdür. Ataköy'ün Ata'- sını, Bahçeşehir'in ise şehir'ini aldık" şeklinde konuştu. Toplam proje alanı 4 milyon 272 bin metre kare olan, 130 bin kişinin yaşayabileceği proje için Karahasanoğlu, ilk etapta ban- ka ile mahkemelik olan ve taah- hüt edilen 811 konut ile birlikte toplam 3 bin konutu 1993'te teslim etmeyi hedefliyor. Yemeklik zeytinyağımız uluslararası piyasalarla rekabet edemiyor Kaliteli yağcılığı beceremiyorıız SERAPDtKMEN JZMİR - Zeytinyağı üretiminde iste- nilen kaliteyc ulaşılamaması, dış pazar- larda rekabet gücünü kırıyor. Türkiye'- de üretilen zeytinyağının ancak yüzde 10'unun 'yemeklik' kalitede olduğunu belirten uzmanlar. bir dizi sorunun çö- zülmesi gerektiğinı vurguluyorlar. Bu yıl da, özellikle olumsuz hava koşullan yüzünden beklenen rekoltç artışının go- rülemeyeceğini belirten İzmir Ziraat Odası Başkanı Reşit Kurşun, "Birbiri- ne bağlı bir dizi sorunun çözülmesi gere- kiyor. Özellikle kaliteyi yükseltmek için yeni teknoloji gerekiyor" dedi. Üretimden ihracata Zeytinyağı üretiminde dile getirılen sorunlar, üretimden ihracata değin uzanıyor. Bu sorunlar arasında "kalite yetersizliği" özellikle vurgulanıyor. Ege Universitesi Ziraat Fakültesi Tanm Ekonomisi Bölümü Öğretim Görevlisi Yar. Doç. Akın Olgun. verilere göre; İspanya'da üretilen zeytinyağının yüzde 95, İtalya'da yüzde 65 oranında yemek- lik kalitede olmasına karşm. Türkiye'de • Ispanya'da yüzde 95, İtalya'da yüzde 65 oranmda yemeklik kalitede zeytinyağı üretilirken, Türkiye'de üretilen zeytinyağının sadece yüzde 10'unun yemeklik niteliği taşıması yüzünden, en verimli 'var yıllannda' bile uluslararası alanda rekabet edemediğimiz gözleniyor. Zeytinyağının 5 yıllık panoraması 1888 1989 1990 1991 1992 Kaynak: ZeytJnya§ı rekıltesi 55 bin ton 55 bin ton 80 bin ton 60 bin ton 8"0 bin ton (beklenen) Izmır Ziraat Odası Zeytinyağı ihracatı 22 bin 250 ton 37 bin 298 ton 3 bin 658 ton 16 bin 419 ton 2 bin 771 ton bu oranın yüzde 10'da kaldığını belirte- rek şunlan söyledi: "Kalite düşüklüğü üreticilerin, yağ- hanelerin. ezimevlerinin içinde bulun- duğu durumdan ve iklim şartlanndan kaynaklanıyor. Üreticilerin ağaçlara bakım ve ilaçlama islemlerini iyi yap- maması, zeytınin yağhanelere zamanın- da ve sağhklı araçlarla taşınmaması, yağhanelerin eskı tekniklerle çalışma- lan, olumsuz hava koşullan elde edilen zeytinyağı kalitesi ve rekoltesini düşüre- rek büyük bir kısmını rafınajhk düzeyde bırakıyor." Girdi fıyatlannın yüksek, destekleme ve ürün fıyatlannın yetersiz olması ne- deniyle üreticinin üzerine düşen görev- leri yerine getiremedığini söyleyen Ol- gun. geç toplanan ve zamanında işlen- meyen zeytinde asit miktannın yük- seldiğini vurguladı. Zeytinın taşındığı materyalin çok önemli olduğunu ve plastik kasalann zeytindeki asit'mik- tannın yükselmesini engellediğini vur- gulayan Olgun şunlan söyledi; "Yağhanelerin sanayi tesisi olarak ni- telendirilmesinden dolayı tanmsal kre- dilerden yararlanmalan modernizas- yon yatınmlan yapmalannı güçleştiri- yor. Şu an uygulanan sulu sistem, gerek üretim açısından gerekse çıkan prinada (küspe) yağ kaybına neden oluyor. Farklı sınırlardaki zeytin hamurunun aynı torbayla preslenmesi ve aynı kap- larda bekletitmesi de yağın kalitesinde kayıplar yaraüyor. Bütün bu olumsuz- luklar elde edilen zeytinyağındaki asit miktannı çoğaltıyor, kahtesiz olmasına neden oluyor. Özendirici önlem olarak düşük faizli krediler sağlanmalıdır." Destek alımı şart Türkiye'de zetinyaguun işlenemediği- ni ve ihraç edilemediğini vurgulayan İZO Başkanı Reşit Kurşun, diğer ülke- lerin Türkiye'den işlemek üzere ham- maddc olarak yağ istediğini belirterek, "Kaliteyi yükseltmek için yeni teknolo- jiler kullarunak şart. İhracat ve iç tüke- tim ancak bu şekilde fazlalaşır" dedi. TÜGİAD 1993 raporu karamsar Eııflasyoıı 66Va bağlandı • Enflasyonun gelecek yıl da Türkiye'deki ağırlığını sürdüreceği belirtilen TÜGİAD Raporu'nda, ivedi önlemlere gereksinilen temel sorunlann hızlı nüfus artışı ve kamu açıklan olduğuna da dikkat çekildi. Ekonomi Servisi - Türkiye Genç İşadamlan Derneği (TÜGİAD) üyeleri, enflasyo- nun 1993 yıhnda yüzde 66 dü- zeyinde olacağını belirterek. hızlı nüfus artışı ve kamu açık- lannın Türkiye'nin günde- minde bulunan en önemli so- runlar olduğunu söyledıler. Dernek tarafından hazırla- nan "TÜGİAD'ın 1993 Yılı Beklentileri ve Bu Beklentiler Doğrultusunda Önerileri" ko- nulu rapor açık- landı. Raporda TUGIAD üyele- rinin 1993 yılı için enflasyon oranını yüzde 66. büyüme hızını yüzde 4.1, kamu açıklannın GSMH'ye orarunı da yüzde 15.9 olarak tah- min ettikleri belir- tildi. TÜGİAD üye- jeri 1993 yıhnda ihracatın 16 milyar dolan aşa- cağını, ihracatın ithalatı karşı- lama oranırun ise yüzde 73'ler düzeyine erişeceğini öngörü- yorlar. Raporda yıl sonu iti- banyla Merkez Bankasfnın dolar döviz alış kurunun 14 bin lira. Alman Markı'nın ise 8 bin 800 liraya ulaşacağı tahmin edi- liyor. Raporda siyasilerin özelleş- tinne konusundaki tutum- lanmn, özelleştirmenin hızlan- dınlmasını engelleyen en önemli faktör olduğu ve KİT çalışanlannın da bu konuda en- gel yarattığı görüşü savunulu- yor. Vergi gelırlennin arttınla- T0©UDw 1993 VIU BFklt VTtl F.Kt VFBI BEklMSTtlJZK DOÖSl LTl SLS'IH Ö t t bilmesi için vergi idaresinin ye- niden yapılanması gerektiği be- lirtilerek teşvikler konusunda seçici politikalar izlenmesi öne- riliyor. TÜGİAD üyelerinin pekço- ğunun aktif siyasal yaşama katılmayı arzuladığı, buna karşılık yetersiz maddi olanak- lar, sivasi partiler konusunda kısıtlamalann ve partilerin kad- rolannı gençleştirme eğiümleri- nin yeterli olmaması gibi fak- törlerin engel oluşturduğu da vurgulanıyor. TÜGİAD'ın raporunda enflas- yon. hızlı nüfus artışı ve kamu açık- lanmn gündem- deki en önemli so- runlan oluştura- cağı kaydedilerek tüm kesimlerin bu konularda görüş ve önerilerini acık- lamasının ülke yönetimine yardımcı olacağı belirtiliyor. TÜGİAD üyeleri 1993 yıhnda daha iyi sonuçlar alınabilmesi için sorunlara ka- rarlı bir biçimde yaklaşıl- masının önemine değinerek, başlatılan düzenlemelere hız kazandınlıp özelleştirme ve vergi gibi sürekli tartışılan ko- nulann sonuçlandınlması ge- rektiğini belirtiyorlar. "TÜGİAD'rn 1993 yılı bek- lentileri ve bu beklentileri doğ- rultusunda önerileri" konulu raporun 29 aralık tarihinde İstanbul'da düzenlenecek bir toplantıda Başbakan Süleyman Demirel'e sunulacağı öğrenildı. tartışmasız!... TYT BANK'ın faiz oranları şimdi daha yüksek. Hemen TYT BANK'a gelin... Size en yüksek kazancı sağlayacak faiz alternatiflerini görüşün. • Vadesiz • 1 ay vadeli • 3 ay vadeli • 6 ay vadeli >• 1 yıl vadeli 50 milyona kodar %10 %60 %72.5 %74.5 %77 3'er aylık ek gelirleriniz: 6 ay vadeli (3 oydo t»r faü odem«tı| 1 yıl vadeli 13 crrda b* latt aoam*tı) %69 %70 50 milyon v« ûstû %10 %62 %74.5 %76.5 %79 %71 %72 TÜRKİYE TURİZM YAnRIM v» DIŞ TİCABCT BANKASI A.S. TYT IANK HacMy*: Cumhurtyet Cad 301 Harbıye/ISTANBUl TEL 234 51 60 (10 hal) 231 50 27 TYT M N K NunıotnMMilya: Nuruosmanıye Cad 94 CaOalogiıj/ISTANBUl TEl 512 86 44 46 TYT IANK Kapabçotfl: Sondoı Beaeslerıı Sk 14 Kapalıçarv/ISTANBUL TEL 511 29 9< TYT H M I Ankara: Cınnah Cad Gorene Sk Nazmı Bev 1} Merkezı 1/2 Kavokiıdere/ANKAfiA TEL 127 28 70-72 TYT SANK Antatya: Cumhunyet Cad 70/A ANTALVA TEL 16 75 38 [4 hal) TYT IAMK bnMr Cumhudyel Bulvarı 87/A Alsancak/IZVÜR TEL 13 53 54 IŞÇININ EVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ " Yozlaşma Pazar günü geç kalkmanın keyfi içinde, belki divana yarı uzanmış, koltuğa kaykılmış, belki de kahvaltı-oğlen karışımı bir şeyler atıştırıyorsunuz. Kırmızı koltukta Me- sut Yılmaz, karşısında iki star gazeteci sıkıştırıyorlar. Yılmaz üçyıl içinde bütün kamu kuruluşlarının özelleşti- rilmesi projelerinden söz ediyor. Başta madenler, en çok zarar eden büyük KİT'lerden hemen işe başlanması geregini savunuyor. Hükümeti geregini yapmamakla suçluyor. Kamu adına soru yönelten star gazetecileri- miz Yılmaz'ı "Siz de iktidarda iken fazla bir şey yap- madınız. Acaba şimdi muhalefette söylediğinizden ikti- darda cayar mısınız'türünden sorular yöneltiyorlar. İnamlır gibi değil, bu tartışmanın içinde kamuda çalışan yüzbinler yok. Onların ne olacakları, alternatif iş olanak- ları yok. Bu tartışmanın içinde insan yok. Zarar eden KIT'lere özel sektörün alıcı çıkmayacağı, onların satal- maya cazip hale getirilmeleri gündeme geliyor da gün- deme yüzbinlerle işçi ve milyonlarla aileleri ile birlikte insan gelmiyor. Insana insanın böylesine unutturul- ması. yozlaşmanın bu boyutu tüylerimizi diken diken ediyor. Biz pazar keyfinde. televizyon karşısında, insanı dü- şünmeden soyut tartışmalara koşullandırılmışken, Alia- ğa'da işçiler eşleri ve çocukları ile soğuğa aldırmadan miting ve yürüyüş için meydanda toplanıyorlardı. Mak- yaj yasa değişikliği ile grev hakları ellerinden alınan ve o tarihten bu yana sendikalarının özgür iradesi ile imza- lanmış birtoplusözleşmenin sahibi olamayan petrokim- ya işçileri, sayısız eylem ve direnişleri ile dertlerini ka- muoyuna, siyasi iktidarlara duyuramamanın acısını yaşıyor. Pankart ve sloganlarda en çok toplusözleşme hakkının, sonunda zorunlu tahkim sistemi YHK'ya kal- ması protesto edilıyor. Köleticareti olarak nitelendirilen taşeron uygulamasına karşı çıkılarak müteahhit işçileri- nin durumunun Somali halkından farklı olmadığt vurgu- lanıyor. İşçiler bir gün önce de Zonguldak'ta sokağa dökül- düler. Türk-iş genel sekreterliğine seçilen genel baş- kanlarını karşılamak üzere toplanmışlardı, ancak gön- dem son günlerde yine Cumhurbaşkanı Özal'ın ağzına doladığı ücretleri, kılitlenen toplusözleşmeleriydi. Top- lusözleşme masasında verilen son rakamların kabul edilemez olduğu ve mücadeleye hazırlanılması gerekti- ği sonucuna vardılar. Ne anlaşılmaz iştir ki demokrasinin, özgürlüklerin ağız- lardan düşürülmediği ülkemizde, televizyon kanallan, farklı ses olmakla çok övünen özel televizyonlar, yazılı basın, ne Aliağa ne de Zonguldak işçisinin eylemlerine, sorunlarına yer veriyor. işçilerin, ailelerininsorunlarına sansür uygulanıyor. Ama aynı günlerde bol bol yayımla- nan Cumhurbaşkanı'nın demeçlerinde, maden işçisinin büyük direnişinin ardından aşırı ücretaldığınakamuoyu koşullandırılıyor. Kitlelere, bir önceki sözleşme ile aşırı ücret aldığına inandırılan maden işçisi ise, geçen yılın imzalanmış kamu sözleşmeleri ile gelinmiş ücret düze- yini yakalayabilmek için zorlu mücadeleye hazırlanıyor. Tarafsız Cumhurbaşkanı, diğer kamu işçisinin ücret or- talamasını yakalamaya çalışan ve çok daha ağır koşul- larda üretim yapan işçi gerçeğini hangi hakla ve amaçla böyle çarpıtabilir? Televizyonlar. basın, insanın, yüzbin- lerlg işçi ve milyonlarla ailelerinin gerçeklerine, sorun- larına nasıl böylesine vurdumduymaz, ağır sırt çevirebi- lir? Ekonomiyi, siyaseti uzayda yaşar gibi soyut ele alma, insan üzerindeki sonuçlarını gözardı etme, insanı yok sayma, gerçekleri çarpıtma geçerli ve moda olmuşsa çok ciddi bir yozlaşma söz konusudur. Bu ölçüler içinde tarafsız Cumhurbaşkanı'nın, madencinin kamu işçisinin ücretini yakalama çabasında kilitlenen sözleşmesini basamak yapması başarılı bir siyaset oyunu, taktik ola- rak kabul edilebilir. ANAP'ta iktidarı Mesut Yılmaz'a kaptjrmış ve alternatif parti kurdurmuş Özal'ın işveren cephesıne çok sevimli gelebilecek çıkışı bir taşla pek çok kuş birden vuracaktır. Bir yandan sözleşme masası- nda sıkışmış işçiler ve sendikaları tahrik edilirken, diğer yandan bir önceki sözleşme uyuşmazlığında grevi ve büyük direnişi desteklemiş olan koalisyon hükümetinin partilerı, iktidar köşeye sıkıştırılacaktır. "Geçen sözleş- mede sözüm dinlenmedi, aşırı ücret artışı verildi" tahriki ile hükümet sözleşme masasında para vermemek üze- re baskı altına alınırken yeni bir madenci patlaması ile iktidarı sallama siyasi zekâ örneği olarak benimsene- bilir. Televizyonun, basının parlak isimleri bu oyunun içinde rol alabilir. Yozlaşma bu boyutlarda yaşandı- ğında, yüzbinler, milyonlann, insanın ne olduğu önemli değildir. Onların gerçeği, onların sorunları, onların ey- lemleri sansür edilebilir. Hükümet HEP'in yasa teklifıni reddetti Güneydoğu'da vergiye af yok ANKARA (ANKA) - Baş- bakan Süleyman Dcmirel, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kalkındınlması için bu bölgedeki Gelir ve Kurum- lar Vergi mükelleflerinden 5 yıl vergi ahnmamasına ilişkin yasa tekhfıne karşı çıktı. HEP Şırnak MilletvekiÜ Or- han Doğan ve arkadaşlannın Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki iller ile kalkmma- da öncelikli iller- de bulunan Ge- lir ve Kurumlar Vergisi mükel- leflerinin 5 yıl süreyle vergiden muaf tutulması- na ilişkin yasa teklifı konusun- daki hükümet görüşü TBMM Başkanlığfna iletıldi. Başbakan Sü- leyman Demirel hükümet görüşünde. kalkın- mada öncelikli yöreler ile diğer yörelerde özel indirim tutannın asgarı ücret tutan kadar artü- nlması ve asgari ücretin vergi dışında tutulması için Bakanlar Kurulu'nun yetkili olduğunu anımsattı. 2000 yılına kadar kalkınma- da öncelikli yörelerde sürekli olarak fıilen çalışan ve ücret ge- lirlerinin tamamını bu yöreler- Hükümet, 5 yıllık vergi muafîyeti önerisini "Bölgenin zaten vergi avantajlan var" diyerek geri çevirdi. de elde edenlerin ücretlerine uy- gularunak üzere iki yeni vergi tarifesi düzenlendiğini anlatan Demirel, bu tarifeler ile kalkı- nmada öncelikli yörelerde çal- ışan ücretlilere daha düşük miktarda Gelir Vergisi ödeme olanağı tarundığını belirtti. Demirel, kalkınmada önce- likli yörelerde faaliyet gösteren ve götürü usulde vergilendirilen mükelleflere de büyük avantaj- lar tarundığını kaydederken hayat standardı temel gösterge tutarlannın da kalkınmada bi- rinci derecede öncelikli yöre- lerde yüzde 40 oranında indıri- lerek uygula- nacağının hük- me bağlandığını söyledi. Demirel, "Kalkınmada öncelikli yöreler- de faaliyet gösteren mükellefle- re, diğer bölgelerde faaliyet gös- teren mükelleflere oranla bü- yük ölçüde vergi avantajı şağ- İanmış bulunmaktadır. Kaldı ki söz konusu yörelerde faaliyel gösteren mükelleflerin 5 yıl süre ile Gelir ve Kurumlar VergişiV den muaf tutulmalan vergi tekniğı açısından da uygun de- ğildir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle