25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22ARALIK1992SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özden'e destek • ANKARA(AA)- Alatürkçü Düşünce Derneği'nin, YÖK kontenjanından Anayasa Mahkemesi üyeliğjne seçilen. ancak 15 yıl öğretim • ; veliği yapmadığı rekçesiyle göreve başlatılmayan Prof. Dr. Süleyman Arslan ile ılgıli tartışmada Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekia Güngör Özden'in tutumunu desteklediği açıklandı. Atatürkçü Düşünce Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Arslan ile ılgili tartışmada Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'in tutumunu desteklediği açıklandı. Atatürkçü Düşünce Derneği adına yönetim kurulu Başkanı Prof. Dr. özer Ozankaya tarafından yapılan yaalı açıklamada, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'e, son günlerde yoğunluğu artan haksız, dayanaksız ve insanlık dışı saldınlaryapıldığı belirtilerek bu saldınlar kınandı. Adalet Bakanı'nın yurtdışı gezisi • ANKARÂ(ANKA)- Gözaltı süresinin kısaltılması, gözaltında avukatla görüş olanağı getirilmesı. tutuklamanm zorlaşunlması gibi köklü değişiklikler getiren Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) çıkanlmasında ısrarlı tutumuyla büyük pay sahibı olan Adalet Bakanı Seyfi Oktay, ilk yurtdışı geasini :nı yıldayapacak. "Ben ougüne kadar ancak kendi köyüme kadar gidebildim" diyen Adalet Bakanı Oktay şunlan söyledi: "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda yapılan değişiklikleri anlatabilmek içm Almanya'dan daveı aldım. Bununla ılgıli olarak bırkaç yerde konferans vermek için çağnldım. Sanıyonım, ılk gezim bu nedenle olacak." Yargıtay'dan uyan • ANKARA (AA)- Yargıtay. işyerlerinden dışanya müzik yaymı yapan kaset satıcılannı uyardı. Yargıtay karannda, "Mahalli örfe göre hoş görülemeyecek dereceye varan sesler men edilmelidir" deruldi Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin söz İconusu karanna konu olayda, bir esnaf, komşusu olan kaset satıcısının sabahtan akşama kadar kaset çaldığını, bu nedenle rahatsız olduğunu savunarak dava açtı. Yerel mahkeme, şikayeti haksız bularak davayı reddetti. İnönü'den şeker fabpikası s'özü • ANKARA (ANKA)-SHP Genel Başkanı ve Başbakan 'ardımcısı Erdal İnönü, Vaatler gerçekleşmediği sürece bize olumsuz yaklaşabilirsiniz. Ama günün birinde bunlar gerçekleşince sorun biter" dedı. İnönü, eski başbakanlıkta ANAP. SHP ve DYP'lilerden oluşan Konya heyetini kabul etti. Erdal İnönü. kendısinden Konya'ya şeker fabnkası kurulmasını isteyen heyet sözcülerine, "Konya, şeker fabrikasını yirmi yıldır bekliyor, gerçekleştirmek inşallah bıze nasip olur. Vaadimiz var. ilgileneceğiz ve gerçekleştireceğiz" diye yanıt verdi. Kilercioğlu- Aktüel dergisi davası • ANKARA (AA) - Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu'nun, Aktüel dergisinde yayımlanan bir haberde kişilik haklanna hakaret edildiği gerekçesiyle dergi hakkında açtığı 100 milyon liralık tazminat davasma de\ am edildi. Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada, mahkemev aşkanı. davalı tarufp ,jzeteci Çetin Altan'ın talimatla ifadesinin alınabilmesi amacıyla Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yazı yazılmasmı kararlaştırarak duruşmayı başka bir güne bırakü. Davadilekçesinde, Aktüel dergisinin 5-11 Aralık 1991 tarihleri arasında yay ımlanan 22. sayısında, " D YP ve Cindoruk ona neden karşı çıkıyor: Kilercioğlu ne kadar şeffaf' başlıklı bir haber yayımlandığı kaydedildi. Delegelerin yönetimi değiştirme şansı olup olmadığı tartışılıyor CHP'dekıırultaysancısıTÜREY KÖSE ANKARA - CHP kavga büyürken. eylül kurulta- yında Deniz Baykal'ın rakibi olan Erol Tuncer. "Üç ay gibi kısa bir sürede CHP'nin ıç çe- kişmelere sahne olmasını üzün- tüyle izliyorum. CHP. bu yöne- ticiler eliyle vaat edildiği gıbı gümbürdeyememektedır" dedi. Tuncer aynca. örgütlenmedeki tek ölçütün "partiyi yönetenle- rin parti içi iktidar kavgılan ol- duğunu" söyledi. CHP içinde yönetime muha- lif grup. olağanüstü kurultay toplamak için çalışmalannı sür- dürürken, parti yönetimi çeşıtlı nedenlerle buna karşı cıkıyor. 9 eylül kurultayına katılan dele- gelerin. delegeliklerinin sadece 9 eylül kurultayına ilışkın oldu- ğu. tüzük gereği seçimli kurul- tay yapılamayacaği ve 9 ocak günü de çifte üyelik süresi sona ereceğinden. bazı delegelerin CHP üyeliklerinin de sona ere- ^bileceği belirtiliyor. CHP Genel 'Başkan Yardımcılanndan Ali Topuz. "9 ocakta çıft üyelik sü- resi bitecek. Kurultay için imza veren kişi. belki o tarihte CHP'- li olmayacak. Aynca önümüz- deki günler olağanüstü kurul- tay için yeterli zamanı vermı- yor Seçimli yapamayacaklan için. yönetimi değiştirme şans- lan da yok" dedı. Parti içi muhalefeti yürüten- lerden Metin Tüzün ise. parti üst yönetiminin olağanüstü ku- rultaya karşı çıkış gerekçelerinı kaçak güreşmek olarak değer- lendirdi. • Deniz Baykal'ın 9 eylül açılış kurultayında rakibi olan Erol Tuncer "CHP bu yöneticiler eliyle vaat edildiği gibi gümbürdeyemeıtıektedir. Örgütlenmedeki tek ölçüt de, parti içi iktidar kaygılan oldu" dedi. Deniz Baykal CHP'nin yeniden siyasal ya- şama döndüğü 9 eylül kurulta- yında. Deniz Baykal'ın karşısı- na çıkan. "Sosyal demokratla- nn, demokraük solculann bir- leştirileceği bir geçiş dönemi" vaat eden ve seçimleri yitiren Erol Tuncer, kurultay dan son- ra bugüne dek parti içi geliş- melerle iigiii konuşmaktan ka- çındı. Tuncer, CHPdeki son geliş- meleri kaygıyla izlediğini belir- tiyor ve 3 ay gibi kısa bir sürede Erol Tuncer iç çekişmelerin meydana gelme- sinden duyduğu üzüntüyü dile geüriyor. Tuncer. muhaliflerin olağa- nüstü kurultay toplama giri- şimlerini şöyle değerlendiriyor: "CHP'nin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması ve sosyal de- mokratlann. demokraük sol- culann birleştirilmesi amacıyla yapılan her türlü girişimi des- tekliyorum. Üç ayda ortaya çı- kan, hepimizi çok üzen bir tab- lo. CHP bu yöneticiler eliyle. vaat edildiği gibi gümbürdeye- memektedir. Yöneticiler bile, 'Gümbürdüyoruz' diyemiyor- lar. Ben ve arkadaşlanm 9 eylül kurultayında, böyle bir döne- min geçiş dönemi olduğunu, bir yandan örgütlenme çalışmala- nnın. bir yandan bütünleşme çalışmalannın yürütüleceğıni. böyle bir geçiş döneminde güm- bürdemenin zor olacağını söy- ledik. Arkadaşlanmız, "geçiş dönemi ve geçici yönetimler' deyimlerimızi aczimize yordu- SHP ve CHP, dönemin yetkililerini suçladı asyon içinMeclis araştırmasıRady;ANKARA(Cumhuriyet Bö- rosu) - Rady asy on skandalı için meclis araştırmas! istendi. SHP ve CHP milletvekilleri tarafın- dan TBMM başkanlığına su- nulan iki ayn araştırması öner- gesınde, Çenıobil faciası ardın- dan Türkiye'de yaşananlann cumhunyet tarihınin en büyük skandallanndan biri olduğu be- lirtilerek. eski Sanayi ve ticaret Bakanı Cahil AraFın bu konu- daki son açıklamalann dikkat çekildi. SHP ve CHP'lilerin önergele- rinde Türkiye'de yaşanan rad- yasyons olayının sorumlulan- nın ortaya çıkanlması gereği vurgulanarak, başta lösemi ve kanserin öteki türleri olmak üzere halkın karşı karşıya oldu- ğu hastalık risklerine karşı ön- lem alınması istendi. SHP Grup Başkanvekilleri Aydın Güven Gürkan ile Ercan Karakaş tarafından TBMM Başkanlığına sunulan SHP'nin araştırma önergesinde, Çemo- bil faciasından Türkiye'nin de etkilcndiği. ancak dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren'in "Ben zaten ıhlamur içi- yorum". Başbakan Turgut Özal'ın, "Az radyasyon fayda- lıdır. Erkekliği güçlendirir" dediğini. dönemin Sanayi ve Ti- caret Bakanı Cahit Aral'ın da, "Dinine, imanına bağlı hiç kim- se, Türkiye'de radyasyon var diyemez" açıklamalan arumsa- tıldı. Gürkan ve Karakaş. bi- rinci derecede sorumlulardan birinin de TAEK Başkanı Ah- met Yüksel Özemre olduğunu vurgulayarak, felaketten 6 yıl. sonra Cahit Aral'ın yaptıgı son açıklamalara dikkat çektiler. Gürkan ve Karakaş, "cumhu- riyet tarihinin en büyük skan- dallanndan biriyle kan karşıya olunduğunu" vurgulayarak, şu göriişleri dile getirdiler: "Radyasyon kirliliği, başta lösemi olmak üzere birçok ölümcül hastalığa neden ol- makta. düsüklere ve sakat do- ğumlara yol açmaktadır. Nite- kim özellikle Karadeniz ve İç Anadolu'nun kuzey bölgelerin- de çok sayıda düşük ve anor- mal doğum olaylan yaşanmış ve yaşanmakta. TBMM olaya seyirci kalmamalı. göre- vini yapmalıdır." CHP milletvekilleri tarafın- dan hazırlanan meclis araştır- ması önergesinde de Çernobil kazasından sonra, zamanın hü- kümetinin inanılmaz bir so- rumsuzluk, ihmal ve umursa- mazlık tavn sergileyerek ger- çekleri halktan gizlediği, koruyucu önlemler almadığı, halkı tehlikerün boyutlan ve radyasyondan korunma yön- temleri konulannda uyarmadı- ğı vurgulandı. Iar. Ama şimdi hazindir ki ken- dilerini. bu geçiş dönemi maze- retiyle savunuyorlar. Bu itiraf- lan hazindir." Partide ortaya çıkan sorunlann "kuşak çatış- _ ması" olarak yorumlanmasına da karşı çıkan Tuncer "Yaşlı, genç falan diyorlar. İnsanlann düşünce gençliği. yaşıyla. nüfus kağıdıyla ölçülmüyor. Kafalar- daki gençlik önemli. 12 Eylül'- den sonra, siyasal yaşamı geç- mişinden koparmak için çok özel çabalar oldu. Bunu Kenan Evren başlattı. Geçmişinden kopmuş bir hareketin sağlıklı bir sonuca varması mümkün değil. CHP gibi tanhi bırfırsatı. kuşak çatışmasına indirgeyerek heder etmeyi üzücü buluyo- rum" diyor. Parti içi muhalefeti yürüten- lerden Metin Tüzün ise. parti üst yönetiminin olağanüstü ku- rultaya karşı çıkış gerekçelerini, "Bir partinin yöneticileri bu ka- dar kaçak güreşemez. Kendine güvenen. tersine tüzüğün bu maddelerini demokratik bir platform için açar" sözleriyie değerlendirdi. Tüzün. kapatılan siyasal partilerin açılmasına olanak ve- ren 3821 sayılı yasanın 5. mad- desinde "İlk olağan kongreye kadar. yeni bir toplantı zorunlu görüldüğünde toplantı yeter sayısı. yeniden açılan partide kalmış olan ilk toplantı üyeleri- nin salt çoğunluğudur" denildi- ğini anımsatarak, şunlan söylü- yor: " Bunlar yasayı. tüzüğü bil- miyorlar. Bilseler bile kaçıyor- lar. Biz kurultayda tüzük deği- şikliği isteyeceğiz. Secim yapıl- masma olanak verecek bir tü- zük değişikliğı önereceğiz. El- bctte 9 ocakta CHP'li olmayan delege kurultaya katılamaz. 9 ocakta çift üyeliklerin bitmesi- ni. bazı arkadaşlar CHP*den aynlacak diye yorumlamak. kendi yönetimlerinın bizzat eleştirilmesi demek. Bu arka- daşlann iymiyetleri bir yana. okur yazarlıklan da yok." Tüzün. olağanüstü kurultay toplanması için imzalan "Biz- zat Baykal ekibinden kişilerin topladığını" söyledi. Tüzün. CHP yönetıcilerinın "CHP dı- şında bir partide birleşilmez" savlan konusunda, "Bunu iste- yen kim? Bunu söyleyen CHP'- nin şu anda ki genel başkanı. 'SHP'yle birleşmeyelim" diyen kişi üç kere SHP'nin genel baş- kanlığına aday oldu. Ben bir kere SHP üyeliği yaptım, kay- dımı da yeniİetmedim. Utanmı- vorlarmı?"dedi. DİSK eski Genel Başkanı Zincirlikuyu'daki anıt mezan başında dün törenle anıldı Olümünün 1. yıhndaBaştüık'esaygıIstanbul Haber Senisi- DISK Genel Başkanı Abdullah Baş- türk. olümünün 1. yılında dün yapılan törenlerle anıldı. Baştürk için ilk tören Zircirli- kuyu Mezarlığı'nda yaptmlan "Anıtmezar"ının başında dü- zenlendi. Mezan başına çiçek- lerin konulmasından sonra ise DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu ile Genel-İş Genel Başkanı İsmail Hakkı Önal, Baştürk'ün sendikaalık yaşamı ile mücadeleci kişiliğine değin- diler. Anıtmezar'daki törene Abdullah Baştürk'ün eşi Ayten Baştürk, ailesi. yakınlan. sendi- kacılar ve çok sayıda dostlan katıldı. Abdullah Baştürk'ün olümü- nün birinci yıldönümünde dü- zenlenen anma etkınlikleri çer- çevesinde öğleden sonra ise Atatürk Kültür Merkezi'nde bir anma toplantısı gerçekleşti- rildi. AKM Konser Salonu'- nun fuayesinde ise Baştürk'ün özel yaşamı ve sendikacıhk mü- cadelesinden kesitlerin sunul- duğu "Abdullah Baştürk, Bir İnsan" başlıklı bir de fotoğraf sereısi açıldı. DİSK Genel Sekreteri Süley- man Çelebı'nın açılış konuşma- sıyla başlayan anma toplantı- sında ilk olarak Genel-İş Genel Başkanı İsmail Hakkı Önal ko- nuştu. DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu ise konuşmasında Baştürk gibi onurlu insanlar öl- dükten sonra sevenlerinin dün- yalannda ürkütücü boşluklann oluştuğunu belirtti ve "O ara- mızda olsaydı kendisinin er- demlennden değil. ışçi sınıfının sorun ve çözüm yollanndan bahsedilmesini isterdi." şeklin- de konuştu. Abdullah Baştürk'ün eşi Ay- ten Baştürk ise yaptığı kısa ko- nuşmada bundan tam bir yıl önce kendisinin hayat. diğer dostlannın ise değerli bir müca- dele arkadaşını kaybettiğıni anımsatarak, "Hapishane ve iş- kenceler O'nu yıldırmamış ve cngelleyememiştir. Size yakışan yas tutmak değildir. O'nu yal- nızca anılanmızda değil. müca- delemizde yaşatalım" dedi. Sendıkaalığın ve sendıkacı- lann dışardan sert bir çelığe • • w • • Zinciriikuyu Mezariığı'nda yapılan anma töreninde konuşan Nebioğlu, Baştürk'ün Türk işçi smıfına yön veren kendine özgii bir lider olduğunu belirterek, DİSK'in onun ilkeleri savesinde bugünlere geldiğini söyledi. benzedığini söyleyen TBMM Başkanvekıli ve' DISK eski Ge- nel sekreteri Fehmi Işıklar "Bu insanlar dıştan tartışırlar ama içten ise banşıktırlar. Mücadele arkadaşım Abdullah Baştürk'ü anlatmak çok zor. Onun dün- yasını paylaşmak ancak onun ile birlikte mücadele etmek de- mektir. Ben DİSK yönetimine Abdullah Baştürk'ü yalnızca ölüm yıldönümünde değil. 'Ye- niden doğuş' anlamında her yıl 13 şubatta da arulmasını öneri- yorum." şeklinde konuştu. İsvan'ın anılan İstanbul Beledıyesi eski baş- kanlanndan Ahmet İsvan ise konuşmasında Abdullah Baş- türk ile birlikte yaşadığı hapis- hane anılannı anlatü. Halkev- leri Genel Başkanı Ahmet Yıldız ise sendikal mücadelede yer alan işçi ve emek savunucu- lan gibi Baştürk'ün de 12 eylül rejiminin getirdiği sıkıyönetim dönemlerinde ve askeri mahke- melerde baskı ile işkence gördü- ğünü belirterek. "Bu mahke- meler hepimize fiziki işkence- den daha ağır bir işkenceydi. Bızler hala 12 eylül döneminde- ki adamlardan hesap sorama- manm acısını yaşıyoruz. Bu ayıpla nasıl yaşanz?" şeklinde konuştu. Gazetemız yazarlanndan İl- han Selçuk ise konuşmasında Abdullah Baştürk'ün anılması- nın bir ölümün değil. bir gelece- ğin dile getirilmesi olduğunu belirterek, Baştürk'ün gelece- ğin tohumlannı atarak,aramız- dan aynldığını söyledi. İnsana değer yargılannı aşılayan bir çevrenin varlığından sözeden İlhan Selçuk. sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan bu değer yargılannı benimsedikçe insanlaşır. Yer- yüzünde insanlığa laytk olma- yan bir çok kişi yaşıyor. Bir de gerçekten insan olanlar var. Onlardan birisi olan Abdullah Baştürk ise insanlığın evrimini kendi bedeninde yaşamış. bu toplumun en değerli, en yüce insanlanndan birisiydi.Bir za- manlar emekçi mücadelenin en önünde gözüken bazı yaratık- lar şimdi 4 ayak üzerinde dola- şıyorlar ve hepsi birer hamam- böceğine dönüşmüşler. Hepsi holdinglerin ve tekelci kapita- list sermaye sınıfının önünde sürünüyor. Baştürk'ün adı ve yaşamı bunlann yüzüne bir in- sanlık tokadı gibi iniyor. Hiçbi- ri bundan gocunmuyor çünkü bunlar hayasızdır ve perdeleri yırülmjştır." İnsanlığın geleceğınin sosya- lizmle sağlanacağını beürten İlhan Selçuk, konuşmasını şöy- le noktaladı: "Baştürk. neyin gereği yapı- lacaksa, onu yerine getiren bir adamdı. Bütün hücreleri ve gö- zenekleriyle kendisini emekçi mücadeleye adamıştı. Bir ideo- lojik yıkıntı üzerimizedoru geli- yor. Vahşi kapitalist ve tekelci sermaye insanı parayla satın al- maya çalışıyor. bunu üzerimiz- den atalım ve Baştürk gibi kü- reğin sapına yapışalım. Bu mücadelenin sürdürülmesi, biz- lerin insanlığımızın duyumsan- masıyla eşanlamlıdır." Heykeli dikilsin Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Oktay Akbal ise Ab- dullah Baştürk'ü her zaman emeğin dostu olan bir insan olarak nitelendirdi ve DİSK yönetimine DİSK'in Ören'deki tesislerine Baştürk'ün tüm emekçiler adına heykelinin di- kiilmesini önerdi. Abdullah Baştürk'ün yaşa- mını anlatan bir multivizyon gösterisinin gerçekleştirildiği anma toplantısında son olarak kürsüye gelen gazetemiz yazar- lanndan UğurMumcuiseçınar ağaçlannın buyüklüğünun an- cak yıkıldıktan sonra anlaşıldı- ğını vurgulayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "İnsanın değeri ise öldükten sonra anlaşılıyor. Abdullah Baştürk bir büyük çınar ağacı gibiydi. kökleri ise fabrikalara, meydanlara yayilmıştı. O'nun önderliğinde DİSK, partilerüs- tü sendikacıhk anlayışına baş- kaldınlan bir mücadelenin en önemli kilometretaşıydı. DİSK ve işçi sınıfının bilinci kendini her zaman silahlı mücadelenin uzağında tutmayı başardı ama bunun tersini iddia eden 12 ey- lül rejimi DİSK'i ve Baştürk'ü sanık sandalyesine oturttu. 12 eylül bir sınıf kiniyle yapılmış- tır. Bu kinin günümüzdeki yan- sımalan ise o zamanın MESS Başkanı. bugünün Cumhur- başkanı'nı İLO yasalannı veto etmesiyle görülüyor. Abdullah Baştürk sosyal demokratlann pısınklığını gördüğü için öfke- İendi ve yüksek tansiyondan öldü. O bizler için dünü değil, yannı simgeliyordu. O'nda biz yannın emekçi dünyasını görü- yorduk. Gülen, ağİayan, solu- yan bir insan olan Abdullah Baştürk, 1980'e kadar DİSK Başkanı'ydı ama arük bir "emekçi kahramanı" oldu." POLTTIKA GIMLUGÜ HİKMET ÇETİNKAYA ANAP'tan Kopanlar, DYP'ye Kûsenler... Siyasi partilerde bir iç hesaplaşma giderek su yüzüne çıkıyor. ANAP'taki çalkantının ardından CHP'de başla- yan fırtına, bu kez DYP'ye kaydı. Cindoruk-Oemirel ara- sındaki 'bir hesaplaşma' gündeme geldi. Refah Partisi'- nde ise 'Mezarcf bunalımı bu kez 'MİT ajanı mı?' tartış- masıyla birden alevlendi. Politikanın cilveleri bunlar. Hele Türkiye'deki partile- rin her biri 10 yaşını doldurmamışsa, çalkantılar daha sürer... Şimdilik ANAP'ta bir sıkıntı yok. ANAP'tan kopup yeni bir siyasal oluşum bekleyenler gözlerini AP kongresine dikmişlerdi. AP, DYP'ye katılma kararı alınca işin rengi birden değişti. Eh, çeşitli senaryolar da bu arada hemen yazılmaya başlandı. "Dr. Saadettin Bilgiç ile Aydın Menderes, Özal ile gö- rüşecekler..." AP'nin kuruculanndan bir Egeli politikacı, "Yeniparti- nin başına Mehmet Keçeciler değil de Aydın Menderes geçerse bu iş tutar" diyordu dün sabah telefonda. Hiç kuşkusuz, bir mesaj veriyordu. Biraz araştırdık ve ANAP'tan kopan bir eski muhafazakara sorduk: "Sizin bu konudaki düşünceniz nedirT' öncesustu. Ardından ekledi: "Keçeciler ve Menderes... Eğer Aydın Bey kabul ederse biz hayır demeyiz..." Böyle bir oluşum gerçekleşir mi? Yani ANAP'tan ko- panlar ile DYP'ye sıcak bakmayan eski AP'liler birlikte bir parti kurarlar mı? Şu aşamada ne "olabilir" ne de "olmaz" denilebilir. Politikada nehirler birden yön değiştirdiği için bekle- rnekte yarar var. Yannın ne getireceğini önceden kestir- mek zor. DYP'nin içinde bulunduğusorunlar giderek belirginle- şirken Hüsamettin Cindoruk'un sözleri ufukta yeni siya- sal oluşumların habercisi gibi geliyor bize. Istanbul ve izmir'de bir kıpırdanma başlıyor DYP kanadında. Demi- rel bu arada Hüsamettin Cindoruk'a yanıt veriyor. Diyor ki: "Ben 28 yıldır siyasetin içindeyim. Siyaset güç işidir. Gücüne inanan ortaya çıkar." Demirel açık açık Cindoruk'u eleştiriyor. Politikanın "konuşularak" değil, er meydanına çıkılarak, yiğrtçe mücadele edilerekyapılacağını vurguluyor. Demirel, parti içindeki muhalefete ilişkin de şöyle di- yor: "Bu hareket yani muhalif hareket partinin başladığı günden beri vardır. Halbuki bunlar benim arkadaşlanm. Hepsiyle konuştum ve onlara şunu dedim: Tamam Ada- let Partisi'ni açalım. Ama aslında Adalet Partisi kapan- mış değil ki. Doğru Yol'u Adalet Partisi olarak getirdik buraya kadar. Nüfusun yüzde 70 7 35 yaşın altında. Genç vatandaşın buna oy vermesi mümkün değil." Demirel, herkesin bildiği bir gerçeği söylüyor aynı za- manda. AP'nin siyasal. misyonunu tamamladığını açıklı- yor. Nedense kimileri bunun farkında değil. Geçmişte kalarak yaşamak istiyorlar. Şöyle bir soru akla gelebilir: "hfüsamettin Cindoruk DYP'den kopar mı?' ANAP'tan kopanlar ile AP'den DYP'ye gitmeyenler ye- ni bir siyasal oluşuma yönelirlerse Cindoruk'un DYP'de kalıp kalmayacağı tartışma konusu olabilir. Önümüzdeki günlerde bir Demirel-Cindoruk görüş- mesinden söz ediliyor. Demirel "gidip görüşürüm" di- yor. Cindoruk da, "Sorunlan tartışınz" yanıtını veriyor. Evet, DYP'de bir sancı var bu günlerde diğer partiler- de olduğu gibi. AP kongresinin ardından DYP'deki çal- kantı gözle görülmeye başlandı. Sonuç ne olur dersiniz? Diyorlar ki "Demirel hepsiyle görüşür, çalkantıyı dindirir..." Bakalım çalkantı dinecek mi DYP'de. Bakalım, DYP'ye gitmeyip "yeni siyasal oluşum" diyen küskünler ANAP'- la flört edecekler mi? Göreceğiz... Atamalarda örgüt taleplerini gözardı etmekle suçlanıyor SHP, Kumbaracıbaşı 9 nı uyarmaya kararverdi • SHP il örgütlerinde, Bayındırbk ve İskân Bakanı Onur Kumbaraabaşı ve bazı üst düzey bürokratlar hakkında oluşan olumsuz hava doruk noktasında. ANKARA (ANKA) - SHP Merkez Yürütme Kunılu (MYK). atamalarda örgüt ta- leplenni bir süre daha göz önünde bulundurmaması ha- linde Bayındırlık ve İskân Ba- kanı Onur Kumbaracıbaşı'nı Genel Merkez'e davet etmeyi ve uyarmayı kararlaştırdı. SHP il örgütlerinde. Bayın- dırlık ve İskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ve bazı üst dü- zey bürokratlar hakkında olu- şan olumsuz hava doruk nok- tasına ulaştı. Geçcn hafta. SHP'nin Trabzon. Mersin. Edirne ve Bursa il başkanlan, il yönetim kurulu üyeleri ve bu bölgeler- deki SHP'li belediye başkan- lan ayn ayn parti genel merke- zine eelerek Genel Sekreter Cevdet Selvi ile görüştü. Bazı Merkez Yürütme Kurulu üye- lerinin de bulunduklan görüş- melerde örgüt baş,kanlan sıkıntılannı anlattılar. Özellik- le de Bayındırlık ve İskân Ba- kanı Onur Kumbaracıbaşı'- ndan ve bakanhktaki bazı bü- rokratlardan kaynaklanan Şikâyetlerini aktardılar İşçi alımlannda ve atama- larda örgüt istemlerinin Bayın- dırlık ve İskân Bakanlığı'nda hiç dikkate alınmadığını, geç- mişteki çalışmalan ile "aşın sağa" olarak tanınan bazı kişi- lerin örgütlerin tepkisine rağ- men işe alındıklannı aktaran örgütler, bu konulan küçük kurultayda da gündeme getire- ceklerini bildirdiler. SHP Genel Merkez Yöneti- mi, Bay ındırlık ve İskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı'nın ör- güt isteklerini dikkate alma- sını. milletvekilleri ve baa MYK üyeleri aracılığıyla bir kez daha kendisine duyurdu. MYK atamalarda örgüt is- teklerinin göz önüne alınması- nı isterken. aksi takdirde baka- nın bir Merkez Yürütme Ku- rulu toplantısına çağnlıp uvanlması karannı aldı. Dışişleri bütçesi kabul edildi AMv.\RA (Cumhunyet Bü- rosu) - Dışışyeri bakanlığı büt- çesi TBMM Genel kurulu'nda kabul edildi. Dışişleri Bakanı Çetin, hü- kümetin izlediği dış politika sayesinde, I992'de Türkiye'- nin "Dünya dengeler bağla- mında kazandığı özel konum ve rolün. uluslararası toplum- larda anşılır hale getirilmesinin sağlandığını" sövledi. Çetin. TBMM'de Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşülür- ken yaptığı konuşmada. Dışiş- lcn'nin iş hacmi artüğı halde. 1992'de meslek memuru sayı- sının 739'dan 747'ye yüksel- mesinden yakındı. Bunun nedeninin, kaliteli elemanlara özel sektör tarafından iyi maaş verildiği halde. Dışişleri Ba- kanlığı'nın pekçok kamu ku- rumu personelinden daha az maaş almasının ve açılan sı- navlara kaliteli personeün ka- tılmamasının rol oynadığıtıı ileri sürdü. Çetin, bu sıkıntının gideriJ- mesi için "kadro karşılığı söz- leşmeli" veya "mülki idarc hizmetleri" sınıfının uygulan- maya başlamasını istedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle