Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 1992 CUMARTESİ
8
KIBRIS ACIKOTURUMU
Güvenlik
Konseyi
'-
nin Kıb-
g
olarak şimdiye kadar aldığı ka-
rarlar çerçevesinde bir durum
değerlendirmesi yapmak için
burada toplanıhk. Sizce BM
Güvenlik konseyi'nin Kıbnsla
ilgili 789 sayıh son karar da da-
hil olmak üzere şimdiye kadar
aldığı kararların nitetiği nedir?
BM genel sekreterleri şimdiye
kadar bu koıutda dostane teşeb-
büslerini (good offices) hakça
kullanmış nudtr? Türkiye, BM
Güvenlik Konseyi kararlarına
karşı gerekeni yapmış mıdır?
Soysal I974'te Türkiye.
Kıbns'a müdahale ettikten
sonra 19^5'te meseleyi hallet-
mek için BM Genel Sekreteri'-
nin gözetımi çerçevesinde bır
anlaşma süreci başiatıldı. 1977
ve 1979 yıllannda Denktaş'Ia
Makarios arasında federal baz
üzerinde sorunlar ortaya ko-
nuldu. O günden bugüne 17
yıldır bu tcmel üzerinde çalışı-
lıyor. Bugün federasyon ABD,
Almanya gibi. dıli. dıni. kültü-
rü avnı ülkelerde yürüyebili-
yor. Federasyon bâşka yerde
y ürümez.
Biz 17 vıl sonra yine federas-
yon dıyoruz. Her şcydcn öncc
bunu değiştirmek lazım. Mü-
zakere temelı konfederasyon
olmalı. Çünkü dılı. dıni, küllü-
rü ayn vc bugüne kadar kav-
gayla gelmiş iki toplumu zorla
lek devlcttc tutmaya çalışmak
zor bir şeydir. Ben tek çarc ola-
rak konfederasyonu görüyo-
rum.
Şimdi son karara bakalım.
Bu. son dcrecc aleyhimıze bir
karar. Karann yansı askcri iş-
lemle ilgili. Türkiye bir an önce
oradan kovulmak istcnmiş. Bi-
zimkiler dc. askcri çekenz. gibi
bazı sözler söyledi. Bence en
ıehlikcli nokta budur. Herme-
sele hallcdildikten sonra düşü-
nülecek şev budur.
Benim kanımca konfederas-
yondan başka çıkar yol olma-
dığını açıkça ortaya koymalı-
yız. Burada kıyamet kopacak.
Ondan hiç şüphe etmcyın. Her
şeyın ucunda \Vashington var.
Bizdayatırsak Washington bi-
ze empozc edebilir mi? Was-
hington dayatıp bize kabul
ettirmez.
Biz inanmış bir şekilde daya-
tırsak ABD ne Yunan'ı. ne
Kürt'ü dinlcr. Bizim dediğimiz
olur.
Alaçam Türk kamuoyu
bugün Kıbns sorununun nere-
de olduğunu bilmiyor. Çok
yanlış. eksik haber yazılıyor.
Genel bir dc kanı var: Biz de
ödün vcrirsek ya da bu karan
kabul edersek azınlık haline
düşeceğiz. Ben buna katılmı-
yorum. Azınlık durumuna
düşmck diye bir şey söz konu-
su değildir. Karan kabul ede-
lim diyc bunu söylcmiyorum.
Ama bazı şeyleri bilmek lazım.
1990'da Vasiliu bakın görüş-
mcler sırasında neler söylemiş:
"BM Genel Sekreteri'nin açış
konuşmasında söylediklerini
kabul ediyorum. Kıbns hem
Türklenn hem de Rumlann
vatanıdır. Azınlık veçoğunluk
meselesi yoktur. Türkler için
hiçbir zaman azınlık deyişini
kullanmadım. İki bölgcli. iki
toplumlu. bağlantısız bir fede-
rasyon kurmak için elimden
geleni yapmaya hazınm. An-
cak buna. iki toplum arasında
mevcut bir sorun olarak bakı-
yoruz. Bu vesileyle Kıbns'ın
ıkı toplumun vatanı olduğunu.
sayıca daha fazla olan tarafın
sayıca daha az olan tarafa ken-
di görüşlerinı zorla kabul ettir-
meye hakkı bulunmadığını
teyit etmek isterim. Bu neden-
lcdir ki kapsamlı anlaşmaya
ulaştıktan sonra her iki tarafa
da bu anlaşmayı kabul edip et-
medıklennın sorulması öneri-
sinı getirdik. Bu. Türklere
azınlık gözüylc bakmadığımı-
zın belirli işaretidir. Ancak an-
laşmanın reddinin. taksim için
bir neden olmasını kabul ede-
meyiz."
Bunu Rum tarafı söylüyor.
Bir başka nokta daha var.
Rumlar BM'dcki Genel Sekre-
ter'in ileri sürdüğü noktalan
kabul ediyorlar mı. etmiyorlar
mı? Bunlar belli değil. deniyor.
Doğrudur. Belli değil. Çünkü
öyle bir taktik tutturmuşlar ki
son Genel Sekreter'in rapo-
runda da anlaşılıy or. İlke ola-
rak payiaşıyoruz. Ama iki
loplumun yaran için bunlann
daha iyileştirilmesi hususunda
elimizden gelen çabayı harca-
maya hazırız. Esas amaç bu.
Ama sorunlarla karşı karşıya
kaldıklannda Yunanlılar 29
Mart 1986 teklifinde olduğu
gibi reddedeceklerdir.
Ben Atina"dayken. seneyi
hatırlamıyorum. Papandreu
bir açıklama yaptı. Mecliste
yaptığı açıklamada dediği şu-
dur: Kıbrıs'a bulunacak çö-
züm şekli adanın Helen karak-
terine darbe vurmamalıdır.
Federasyon bugünkü şckliylc
buna darbe vuran bir çözüm
şekli gibi görünüyor. Yani
bunlar federasyonu dahi ıçleri-
ne sindirememişler. Ama bır
unsurdaha var. Yıl 1983 değil.
1983"te Yunanistan"ın Güney
Kıbns üzerinde belki bir etkisi
vardı. Benım kanımca bugün
hiç bir elkısi yoktur. Ters etki
KATILANLAR: İsmailSoysal (Dışişleri Bakcmhğı ilk sözcüsü, emekli büyükelçi), Fahir Alaçam (Eski A tincı Büyükelçisi), Nazmi
Akıman (EskiAtina Büyükelçisi'), Prof. ErolManisah (Kıbns Vakfı Yönetim Kuruluüyesi) YĞNETEN: Leyla tavşanoğlu
Üç eski büyükelçi ve bir siyaset bilimd, Ankara'nın tutumımdan yakındı:
TÜRKİYEGÜCÜNÜN
Açıkoturuma katılan İsmail Soysal, Fahir Alaçam. Nazmi Akıman ve Prof. Erol Manisah, arkadaşımız Levla Tavşanoğlu ile birlikte. (HAYRETTİN SAĞANAK)
FARKINDA DEGIL...SUNUŞ BM Güvenlik Konseyi'nin şimdiye kadar Kıbns 'la ilgiliolarak aldığı kararlar, BM GenelSekreterlerinin tutumlan ve sorunla
ilgiliAnkara 'mn tavrını,gazetemizde düzenlediğimiz Kıbns açıkoturumunda üç emekli büyükelçi ve bir siyaset bilimd değerlendirdi. Bu
açıkoturumu düzenlemedekiamacımız, BM, A BD, Yunanistan, Türkiye, KKTC ve Rum tarafımn tutumlarım somutgelişmelerin ışığında
irdelemekti. Kıdem sırasınagöre konusan İsmailSoysal, Fahir Alaçam, Sazmi Akıman ve Prof. ErolManisah görüslerinidile getirdi.
belki söz konusu olabilir, ama
Yunanistan'ın bugün Güney
Kıbns'a. onun kabul etmeye-
ceği bir şeyi kabul ettirmesi söz
konusu değildir. O zaman güç-
lük - nereden çıktı? Köprülerin
altından çok sular aktı ve Ge-
nel Sekreter öyle önerilerle gel-
di ki bugün için şu üçdört şart-
ta mutabakata varabilirsek;
1. İki bölgeli, iki kesimli, iki
toplumlu bir kıbrıs federal cum-
huriveti. Bu, konfederasyon da
olabilir,
2. Türkiye'nin etkin garanti-
si,
3. Siyasi eşitlik.
Bunfan sağlayabilirsek bir
daha Türk toplumunun azınlı-
ğa dönmesi söz konusu olmaz.
Bunlann hepsi kabul edilmiş-
tir. 750 sayılı kararda da bun-
dan iki önceki kararda da hem
sivasi eşitlik vardır hem iki böl-
gclilik vardır. Şimdi... Genel
Sekreter'ın önerileri önemlidir.
Rumlann bunu kabul edip et-
mcmesı önemli değildir. Çün-
kü o Genel Sekreter bir yerde
ABD'nın görüşünü belirtir
ağırhğı ile bir yerde de dünya
kamuoyunun ağırlığını göste-
rir. Ben demiyorum ki bu şek-
liyle bu karan kabul edelim.
Türkiye"de bir dönem. "çö-
zümsüzlük çözümdür" denen
devirde ben. çözüm yolunun
uygun olacağını devamlı sa-
vundum. 1990"dan sonra Av-
rupa'daki bu gelişmelenn ışığı
altında doğrusu tereddüt et-
meye başladım.
Yugoslavya dağılırken. Sov-
yetler Birlıği dağılmışken. Çe-
koslovakya bu haldeyken hâla
Kıbns'ta federasyonda ısrar
edilmesini hiçbir zaman anla-
yamadım.
Alctjnaıt Ben Sayın Soysal
ve Sayın Alaçam'ın söyledikle-
rine büyük ölçüde katıldığım
için o noktalan yinelemek iste-
miyorum. Ancak genel bir du-
rum muhakemesi yapmak
gerektığine göre şunlan söyle-
yebilinm: Bu 789 sayılı karar.
belki de bundan önce alınan
kararlara oranla daha sivridir.
altından daha zor kalkılabile-
cek nitelikte olabilir. Ama bu
da sonuçta diğerleri gibi bir ka-
rardır. Yol gösteren. tavsiye
mahiyetinde bir karardır. Şim-
diye İcadar BMnin birçok ka-
rannda biz tek o\ vermek sure-
tıyle olsa dahı ona uymadık.
Yine uymak zorunluluğu yok-
tur. Ama bence bu karan din-
leyelim mi. yoksa tepki mi
gösterelim değil de başka bir
açıdan bakmak daha doğru-
dur.
Diplomaside cn önemli şey
sizin çıkannıza cn uygun olan
hedefi bıılmak için yol ara-
maktır. Kıbns'ın durumuna
bakın. KKTCninelindekoca-
man bır toprak. biitün devlct
organlanyla bir idarcsi var.
Uluslararjii camia tarafından
lanınan bıruıkım haklurı var.
Devlet denmiyor. ama bir vü-
cudu var. Bu noktaya geldik-
ten sonra. durum zaten o
o51
bizim lehimizdedir. buradan
hareketle muhafaza eımek ve
daha fazlasını almayı amaçla-
malıyız. Bu durumumuzu za-
yıflatacak hiçbir şey yapma-
mamız gerek. Özellikle
KKTC'yc hitap etmek istiyo-
rum. Ne içte. ne dışta. özellikle
de içte... 'Referandum yapa-
nm. erken seçım yapanm" ol-
maz. Bunlar sadece toplumun
durumunu zayıflatır. Ve bu
uluslararası saygınlığı ve çok-
tan almış olduğu. bence %50"-
yi geçen durumunu sarsabilir.
Bunu zedelememek için birlik
olmalıdır. Bu iradeyle olduğu-
föyünü aşmıştır. Ama her
halukarda bu da diğerleri gibi
bir karardır. Karann niteliğı
değişmez. Aynı değerde bir ka-
rardır. Bunlan da çıkanmızay-
sa dinlcriz. BM'de hiç kımse
başka bir ülkeyc %50 oyla da-
hi olsa istemediği bir şeyi yap-
lırmamışlır. ABD bile o du-
rumlara düşmüştür. Sömürge-
ciliği kaldırmak için verilen
oylan hatırlarsınız. Tek bir kişi
tek oyla kalmıştı.
Bu bir oyundur. Oyunun
kuralının ona göre oynanması
gerekir. Bizim bu karar karşı-
sında dargınlık göstermekten-
se bu karann üzerine gitmek.
martta yapılacak toplantıya
katılmak ve gerekiyorsa -belki
kolay ınsanın üzerine gclmez-
lcr. Geliyormuş gibi yaparlar.
Aslında gelcmez ve gelmeyece-
ğini de zaten biliyor. Onun için
bundan bence fazla gocunma-
mak gerek.
Manlmalt 789 sayılı kara-
ra kadar gelen ve esas itıbanyla
fikirler dizisi olarak tanımla-
nan. başlangıcı 11-12 yıl önce-
sine kadar giden Genel Sekre-
terlik ve Güvenlik Konseyi'-
ndeki bu çizgi, bu trend. Kıbns
uyuşrnazlığını nereye götür-
mek istiyor? Bunu iyi yakala-
mamız gerek. Fikirler dizısinin
götürmek istediği nokta şudur:
Bütün kararlara baktığınız za-
man. bir-iki istisna dışında.
Rumlann hakim olduğu üniter
hazmeder. Yavaş yavaş askeri
olarak aynı şeyi sağlamak. Si-
vasi olarak yönetimde. "üçe
vedi olarak karar alınır" dcndi-
ği zaman bu. anonim şirketler-
deki gibidir. Yüzde 50'nin altı-
na düştüğünüz zaman. %49 ile
%1 arasında bir fark yoktur.
Hakimiyet. %51'i elinde tu-
tandadır. Sivasi dengede de
böyledir bu. Sonuçta 1960 an-
laşmasına bağlı olarak 1974'te
olduğu gibi Türkiye'ye tek ta-
raflı müdahale edebileceği ola-
nağı genel sekreterler de ver-
mek istememiş, Rum kesimi
kesin olarak reddetmiş. ABD
de Genel Sekreter'in eğilimi
doğruitusunda ağırlık koymuş
ya da tersini söyleyeyim ABD
ismail Soysal | FahirAlaçam | Nazmi Akıman • Prof. Manisalı
\Ainton ilk olarak
Türkiyeyie konuşacak
diye laflar çıkıyor.
Neden? Çünkü Yunan
"Baskıyapın "dentiştir.
Ama Türkiye çok güçlü.
Gidemezlerdaha öteye.
Bunu bilelim.
Korkmayalım. Bugün
70yılhk cumhuriyet
tarihinin engüçlü
zamamndayız.
%Müvenlik Konseyi'''nin
774 sayılı karanyla BM
GenelSekreteri 'nin
misyonudeğişti. Artık
gö'revi, dostane teşehbüs
(goodoffıces) değil. Bu
misyon değişikliği BM
şartınagöre iki tarafın
rızası olmadan
yapılamaz. Ohalde
Türkiye neden buna
itiraz etmedi?
JMm.üzakerelerden
kaçarsanız hiç
olabilirsiniz. Oyuna
gelip tezinizi de
müzakereyide
bırakırsamz
kaybedersiniz. Hangi
karan dinledik ki bu son
BM karan ağır çıktı
diye küsüyoruz. Oyunun,
kurahnagöre
oynanmasıgerekir.
Rtmlar,l989'dan
sonra KKTC için içten
çökertme, Türkiye için
de Kıbns sorununu
gündem dışına itip
kamuoyundan saklama
stratejisinegirdiler.
Burada ilk hedef,
Denktaş 'ın düşürülmesi.
Heyazık ki bu tip
hareketleri bazı
siyasilerimiz destekledi.
na göre bunu pekâlâ yapabilir-
ler.
Bu kazanılmış olan duruma
birdeekvar: Budazamanfak-
törii. O da bizim lehimizedir.
Ben madem 17 yıldır orada-
yım. daha 170 yıl da giderim.
Ben caymadıkça benim bura-
daki durumum kuvvetlenir.
Ben müzakereden kaçarsam.
"dinlemiyorum scni. sırtımı
döndüm" dediğiniz gün hiç
olabilirsiniz. Ama 'oturalım
görüşelim" dediğiniz zaman si-
zi bir varlık olarak kabul edi-
yor. BM de bütün uluslararası
camia da kabul ediyor. Hangi
karan dinledik ki bu karar ağır
çıktı diyc küsüyoruz. Evet. bu
diğerlerınden biraz ağır olabi-
lir. Bclkı Butros Galı de port-
de gerekiyor- yeni yollar bul-
mak. Müzakerede her seferin-
de aynı tezle ortaya çıkarsanız
sonucunda böyle bir karar çı-
kanrlar. "o tezi bırak" derler.
Siz o oyuna gelip tezi de müza-
kereyi de bırakırsamz bence
kaybedersıniz.
BM'de alınan kararlann
mahiyeti malum. Ben temaset-
tim. Onlann arkasında büyük
devletlerin. özellikle de ABD-
nin bulunduğu hiç kuşkusuz-
dur. Ama bizim de güçlerimiz
var. Demin söz ettiğim unsur-
lar gibi. KKTC olarak konu-
şuyorum. güçlerimiz var. On-
lann ağabeyleri. atalan varsa,
bizim de Türkiye olarak kozu-
muz vardır. Çekiç Güç vardır,
başka şeyler vardır. Öyle kolay
yapıda bir federasyon kurmak
ve bu federasyon içinde de
Rumlann talepleri doğruitu-
sunda adada uzun vadede
yumuşak geçışlerle Rumlann
ekonomik. sivasi ve askeri ola-
rak hâkim olacağı bir şey yap-
mak. Günierce bu fikirler dizisi
üzerinde çalışıyorsunuz. Genel
Sekreter Perez deCuellar. han-
gisinde ısrar etmış? Nıye? Gc-
rekçe söyleyemeden ısrar edi-
yor. Sebebi. açık kapı bırak-
mak.
Örnek: İki bölgclılığin kı-
nlması... İki bölgelilik kırıldığı
zaman Rum kesimındeekono-
mik unsurlar Türk kesimınde
hakim oluyor. Ekonomının
kuralıdır. hiç şaşmaz. Hâkım
ekonomi küçük ckonomiyi
öyle söylemiş. Genel Sekreter
o doğrultuda ağırlık koymuş.
Bütün bu trendi yakabd'ığınız
zaman. arada 649 ve 750 isıis-
nalan vardır. o istisnalar da
649 öncesinde rest çektiği için
alıp başımızı gideriz tavnndan
korktukları için 649'u çıkar-
mışlardır. 649 ve 750'yi incele-
diğinizde bunlar da iki tarafın
özgür iradcleriyle sivasi eşitlik
altında kurulacak bır federas-
yon deniyor. Fikirler dizisıne
son 789'a esas olan Gali rapo-
rundakı gcniş memıne baktığı-
nız zaman bu söylenenlcrden
hiçbir şey yok. Yönetimde
Rumlann hhkim olacağı bir
yargılanma sö/ konusu. İki
bölgeliliğin zaman ıçındc denc-
neceğı. hatta başlangıçta Türk
nüfusûnun yüzde 25-30'u do-
laymdaki kısmının 1974'ten
beri üçüncü defa göç etmek zo-
nında kalacağı bir konum geti-
riyorlar. Türkiye'nin güvence-
si'yok. AGİK'var. AGİK'in
bugün neyapabildiğini Bosna-
Hersek olaylannda görüyo-
ruz. Dolayısıyla hep kapılar
aralanmış. Rumlann hâkim
olacağı federatif biryapıya gö-
lürmek için o kritik noktalar
aralanmış. Fikirler dizisine-
baktığınız zaman. 1980'den
beri. Perez de Cuellar döne-
minde de Gali döneminde de
bütün noktalan görürsünüz.
Arada iki genel ifade söylen-
miş, iki tarafın özgür iradele-
riyle iki tarafın sivasi eşitliği...
Ne demek. iki tarafın siyasi
eşitliği? Vatandaşın bireysel
olarak siyasi eşitliği mi? O her
üniter devlette olan bir şeydir.
Yoksa iki ayn varlığın siyasal
eşitliği mi° Bunun tarifine gel-
diğiniz zaman. altbaşlıklara.
anayasal ' konulara indiğınız
zaman. hemen "biz susuyoruz.
konuşmuyoruz' diyorlar. Ve
BM'ye topu atıyorlar. O da fi-
kirler dizisi adı altında Rumla-
nn uzun vadede yumuşak ge-
çişlerie hâkım olabileceği bir
federatif yapılanma istiyor.
Buna Genel Sekreter niçin des-
tek veriyor? Niçin ABD ve ar-
kada fikir babası İngiltere des-
tek veriyor? Geliyoruz soru-
nun odak noktasına. Türk-
Yunan ılişkileri ABD ve İngil-
tere'nin konuya bakış açısına
ve Kıbns uyuşmazlığmi so-
nunda nereye götürmek iste-
diklerine. Bana göre fikirler
dizisi espnsi içinde ve Güven-
lik Konseyi kararlanyla
ABD'nin ve Ingiltere'nin Kıb-
ns uyuşmazlığını götürmek is-
tedikleri nokta. uzun vadede
Rumlann hâkimiyeti altına gi-
recek bir federal yapı oluştu-
rulmasıdır. Aksini iddıa eden
\arsa ben bunun teker teker
kanıtlannı. ayn ayn bugüne
kadar alınmış kararlarda fikir-
ler dizisinin son hali olan du-
rumda sayarak ispatlayabili-
nm. Dolayısıyla ABD ve İngil-
tere. beraberinde kısmen AT,
uzun vadede adanın bir Rum
hegemonyası altına girmesini
neden istiyorlar? Hepsinin
kendine göre ayn nedenleri
var. Hepsi kendilerine göre
haklı. ABD. Rum lobisininet-
kisi allında. Aynca Türk dev-
leti ve Rum devleti bulunacağı-
na uzun vadede bir Helen
adası olmasını kültürel, hatta
dini nedenlerlc tercih ediyor.
Kendine göre haklıdır. Türk
düşmanlığı değil bu. Kendine
benzeri. kendine daha yakm
görüyor. Gayet doğal. Biz de
Azerbaycan'ı kendimize Er-
mcnılerden daha yakın görü-
yoruz. Doğu Akdeniz'de stra-
lejik bir ada. petrol bölgesine
yakm. Aynı şey ABD için de
sö/ konusu. AT uzun vadede
Rum adası, Rumlann AT'ye
dahil edilmesi, ATnin Doğu
Akdeniz'de politik, ekonomik,
kültürel ve askeri olarak nüfu-
zunu arttıracak bir bölge. Or-
tadoğu ve Doğu Akdeniz'de
ATnin etkinliğini arttıracak
bir unsur olarak gördükleri
için Rum yanlısı bir tutum
içindedirler.
Bugün Genel Sekreterlik'ın.
görüşmelerde Türkiye'yi zorla
itelemek istediği bir nokta var.
Bunda da günümüzde federas-
yonlann ortadan kalkması.
KKTC'nin yavaş yavaş yerleş-
meye başlamakta oluşu, Rum-
lan ve Rumlann arkasmdaki
bazı çevreleri telaş içine sok-
muştur. 'Bu işi değiştireceksek
şimdi değiştirebiliriz' telaşın-
dalar.
İki yıl önce David Ransome
İstanbul'a geldi, beni ziyaret
ettı. Yanında da ABD Baş-
konsolosu vardı. Açık bir şe-
kilde bana. "Kıbns'ta bugün-
kü durum kabul edılemez"
dedi. "Kabul edilemeyen du-
rum nedir? Yani Türkler fazla
toprak almıştır, toprak tavizi
versin' mi diyorsunuz? Yoksa,
'iki devlet olmaz' mı-diyorsu-
nuz? Açık bir biçimde anla-
tın."' Ama yok. O genellıyor.
Niye? Öncelikle, adanın Rum
denetimi altına girmesine o ka-
dar koşullandınlmışlarki... Bu
kişi Washington'un dış politi-
kasını dün de idare ediyordu,
bugün de... Bugünkü durumu.
"kesin olarak kabul edilemez'
sözleriyle niteliyor.
Saymul Bugünkü uzlaştır-
ma misyonu. dostça girişim-
den ibarettir. Yani dinleyecek,
konıişacak. çareler düşünecck.
Genel Sekreter'in rolü gayet
yumuşaktır. Bu açıdan baktı-
ğınızda bu son karar bunu
aşmış durumda. Okuduğum
zaman her bölümünde ayn bir
baskı seziyorum.
Gelelim çatısına; ilk Denk-
taş kabul etmiş. Bu değişmez
mi? Bir kere bu bir çözüm de-
ğjl. birtemeldir. Temeldir. ama
mutlaka olacak diye bir taah-
hüt de yok. Kaldı ki devletler
hukukunda başka bir nokta
var: Antlaşmalar bile durum
ve koşullar değişince değiştiri-
lebilir. Örnek vereyim.
Atatürk zamanında 1936'da
Montrö konferansı bu kurala
dayanılarak değıştinldi. Her-
kesde kabul etti.
Yunanistan ille federasyon-
da ısrar ederse şüphelerimiz
haklı olarak artar. Çünkü kon-
federasyon da konuşulabilir.
Neden konuşulmasın? 17 yıl-
dır bir sonuç alınamamış.
Demek ki bu yol bir çıkmaza
giriyor. Ve tabiri caizse "made
in Greek lobby' gibi bir karar
geliyor önümüze. Bu son karar
son derece sinirlendirici. Yu-
nanlılardan şüphe etmek için
bin türlü neden vardır. Tarihi
olarak öyledir ve çok becerikli-
dirler. ABD'de Yunan lobisi
çok güçlü. "Clinton ilk Tür-
kiye'yle konuşacakmış" diye
laflar çıkıyor. Neden? Çünkü
Yunanlı 'baskı yapın' demişir.
Ama Türkiye'nin durumu çok
güçlüdür. Bush Ankara'ya gel-
di. Denktaş'ın adını ağzına
almadı. ama 'baskı, zorlama.
yok bu işte" dedi. ABD'de de
iki üç kez yineledi bu sözleri.
Yani Türkiye çok güçlü. Gi-
demezler daha öteye. Bunu bi-
lelim. Korkmayalım. Bugün
70 yıllık cumhuriyet tarihinin
en güçlü zamamndayız.
Nazmi Bey gibi düşünüyo-
rum. Koparmayalım temasla-
n. Önce bir kere konfederas-
yon olsun. Konfederasyonu
kabul ettirdikten sonra varsın
uzasın bu iş, yapabilirsek tabii.
Belki ABD derse olur. Eğer
konfederasyon başanlı olursa
Yunanistan'la Türkiye de kon-
federasyon yapsın. Gerçekten
birbirini tamamlayan iki ülke-
yiz. Ama onlann zihniyeti bu
doğrultuda değil kanımca. Bir
formül bulalım. Onun üzerine
çekebilirsek çekenz. Çekip git-
mek yok.
Alaçamt Ben konunun.
BM açısından hukuki yönüne
biraz temas etmek istiyorum.
Sayın Akıman, "Oyunu kura-
lına göre oynayabm" dedi.
Tamamen paylaşıyorum.
I974'te oyunu kurahna göre
oynamadılar. darbe oldu, son-
ra neler oldu.
Biz gerek KKTC gerek Tür-
kiye olarak bu hatayı yaparsak
o İcadar büyük sonuçîara gide-
bilecek bir sürecin başlangıanı
açabiliriz.
Güvenlik Konseyi'nin 367
sayılı karan Genel Sekreter'e
verilen görevi. yetkiyi tarif
eder. Bunda esas amaç Genel
Sekreter'in taraflan müzakere-
ye ikna etmesi ve müzakereler
sırasında onlann erari altında
olmasıdır. Kendisinin onun
ötesinde bir yetkisi yoktur.
Okuduklanmdan anladığıma
göre bu durum 774 sayılı kara-
ra kadar gelmiştir. Bunda bir
10. madde vardır. çok ilginçtir.
Diyor ki: "Bugünkü statüko
kabul edilemez". Görüşmeler-
den bir sonuç çıkmazsa başan-
sızlığın nedenlerini anlatmaya
çağınyor. Bir de. "Hangi ko-
şullar içinde bu sorun nasıl
çözülür bana tavsiyelerde bu-
lun" diyor.
mArkasıSa.l7,Sü.1'de