Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I2ARALIK1992CUMARTESİ • • • * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi I. Sayfada
Ya Erbakan? Bilgiç bir devlet adamı rolüne soyunmuş-
tu. Kimi tablolar, grafikler göstererek bu rble ne denli
uygun adam olduğunu kanıtiamaya çalıştı.
Bütçe, genel anlamda devletin ve hükümetin sorgulan-
dığı, olumlu olumsuz yönleriyle tartışıldığı bir ortam. Oy-
sa. bütün partiler, tabii hükümet de buna uydu, sınırlı
konulan ele alarak halka kendilerini anlatmayı yeğlediler.
Önemlinoksanlıklargözeçarpıyordu.Türkiye'ninsanki
bir Güneydoğu sorunu yoktu. Sınır ötesi önemli operas-
yonlar yapılmamış, ardından yurtiçinde benzeri hareket-
lere girişilmemişti. O yörelerde her şey alabildiğince
normal, insanlar huzur içinde, gündelik cinayetler işlen-
miyordu.
Başta ana muhalefet, partiler bu ve benzeri -terör gibi-
konulara değinmedi. Neden? İktidar kulisine egemen
olan yargıya gbre çünkü sınır ötesi harekât başarılıydı.
Bizdeki muhalefetler başarılı olan konulara değinmeme-
yi yeğlerlerdi!
Uluslararası önemli gelişmelerden habersizdi partiler.
Çevremızde gelışen olaylardan, örneğin gazetelerde boy
boy demeçler verdikieri Çekiç Güç'le ilgili görüşlerini ka-
muoyundan esirgiyorlardı.
Varsa yoksa yüzde 21.75' le iktidarda kalınır mı yoksa bu
hükümetin oydesteğiyüzde48inaltınadüşünce istifaet-
mesi gerekir mi gerekmez mi sorularma yanıt arandı.
Havanda su dövülüyordu.
Tabii, hükümetin başarısızlığı sık sık vurgulandı. Sanki
bugün iktidar olsalar becerileri daha fazla olacakmış gibi
çare göstermeden pahalılık ve enflasyon üzerinde dur-
madançeneçalındı.
Dil tutulmuş, kuiak sağır
Demokrasi, demokratikleşme denildi mi mangalda kül
bırakmayanlar. demokrasiden ve demokratikleşmeden
söz açmadılar. Koalisyon iktidarını sorgulamadılar.
CMUK ile yetinilecek miydi yoksa önemli olan kimi ya-
salar, insan haklarıyla ilgili konular ele alınacak mıydı?
Bu bölümde tek kelime duyulmadı partilerden. Partile-
rin dilleri tutulmuş, kulakları sağır olmuştu.
Üstelik taktik hatalar da yapıldı. Örneğin, ANAP Ge/ıel
Başkanı Mesut Yılmaz 'Koalisyon hükümetinin üreticiye
seçim öncesi vaatlerini yerine getirmediğini'' öne sürdü.
Böylece Başbakan'a altın değerinde birfırsatyarattı.
Üreticinin hakkını hem de geçmiş iktidarlaraoranla da-
ha yüksek liyatlarla ödediKlerini hemen her basın ve grup
toplantısında anlatan Demirel, bu fırsatı elbette kaçırma-
yacaktı.
Hem Yılmaz'ı yanıtladı hem de TV ekranından seçmen-
lerine buğdaydan pancara dek yeni desteklemefiyatlarını
anlatarak üretici hakkının zamanında ödendiğini söyleye-
rek -kendi deyimiyle- "muhalefeti üreticiyle karşı karşıya
bıraktı"
Başbakan, muhalefet partilerinin Güneydoğu sorunun-
daki hatalı tutumlarını iyi kullandı.
Birlik ve beraberlik mesajları verirken övgü sınırına gir-
meyecekölçüde, Güneydoğuda ve sınır ötesindeki başa-
rılı girişimleri uzun uzadıya anlattı.
Bütçenin ilk günü partiler arası verimsiz bir meydan sa-
vaşı görünümündeydi. Tabii bakış açısına göre değişir.
ama kazanan da yoktu yitiren de.
Sıradan bir oturumdu.
Ekonominin bürokratlaıı Taıısu Çiller'i terk ediyor
• Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı
Çiller'in kendisine bağlı kuruluşlann
yönetialen ile görüşmediği, yalnızca göreve
getirdiği SPK Başkanı Yaman Aşıkoğlu ile
uyumluçalışabildiği belirtildi.
• Devlet Planlama Teşkilatı, Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlan, konulan doğrudan
BaşbakanTa görüşüyor. Çiller'in istifasını
istedığı DIE Başkanı da bir yıldır görevini
sürdürüyor.
NURSUNEREL
Türkiye, gücünün farkında değil
• Baştarafi8. Sayfada
Konuyu irtık Genel Sekre-
ter'in yetkisini aşması ya da
aşmaması açısından mütalaa
etmemek gerek. Benim görü-
şüme görc GİKenlik Konseyi.
774 sayılı kararın 10. madde-
sinde 367 sayılı karannı değiş-
lirdi. Bugün artık Genel Sckrc-
ler'in misyonu dcğişti. Artık
göre\i dosiane teşebbüs değil.
Biz şimdiye kadar Türkiye'nin
tutumuna hiç değinmcdik. Be-
nim değerlcndirmem doğruysa
bu misyon değişikliği BM şar-
ıına göre iki larafın rızası ol-
• rıadan yapüarruz. BM Şartı'-
nın 38. maddcsi çok açıktır. O
huldc neden Türkıye buna iiı-
raz etmedi? Bunun nedeninı
bılemiyorum. İzah etmekten
de acizim.
Yalnız bir şey var: Türkiye
Don Kişot'luk da yapamaz.
Türkive 115 devlclle karşı kar-
şıya gelemez. Ben o kanıdayım
ki bu hukukı gcrçcği biz pol'itık
nedenlerlc görmezlikten gel-
dik. Şımdı ne yapabiltriz? Biz
deriz ki. görüşmelere devama
hazınz. Biz görüşmelere şu
mandayla başlamıştık. Ama
siz Güvenlik Konsevı olarak
onu değiştirdiniz. Biz bu deği-
şiklikte mutabık değiliz. Bizim
de bir önerimiz var.
O zaman müzakereden kaç-
madan dünya kamuoyuna bir
sonuç. bir çözüm ıstediğimiz
izlenimini verebiliriz. Ama bu-
nun içın iki şart gerek. Önce-
likle Türk hükümetinin bu
durumu inceden inceye letkik
etmesi ve bir karara varması
lazım. Daha sonra da Denk-
taş'la bir toplantı yaparak bu-
rada ızlenecek siyaset konu-
sunda tam bir mutabakata
vanlmalı. Denktaşbaşka.Tür-
kive başka söylerse bu iş ol-
maz. Ve daha acı bir şey söyle-
yeceğım. Son iki yıl Kıbns
politikasında Denkıaş Tür-
kiye'yi sürüklemıştir. Türkive
Denİaaş'ı sürüklememiştir.
İçeridedeğiiim. Ama dışarıdan
gördüğüm budur. Çünkü her
seferinde bir şey çıkmca Denk-
taş. Türk kamuoyuna başvu-
rurum. kendi kamuoyuma
başv ururum" tehdidiyle ortaya
çıkmıştır. Denktaş kendi yö-
nünden tamamıyîa haklıdır.
Ama Türkive"nin ayn değerle-
ri var. Bugün de ayn telden ça-
lıyor. Demirel başka. Denktaş
başka şev söylüyor. Denktaş.
•"Referanduma giderim" di-
yor. Referandum, bu işin çok
kötü bir sonuca bağlanması.
artık hareket kabiliyetini kes-
mek demektır.
Demırerin söyledikleri
Denktaş'tan çok farklı. Ama.
"'Ben Denktaş'ın dışında bir
şev yapamam" da dıyor. Önü-
müzde bir imkan var. Türkiyc
bu imkanı K.KTC'yle bütün
konularda anlaşmaya vatmak
suretiy le takip edecekleri bir si-
yasetle aşabilir gibı geliyor.
Aktman Bir noktayı biraz
daha vurgulamak istiyorum.
Burada bizim bılmediğimiz bir
şey var. Biz müzakereye. bizim
istediklerimizin olacağı fıkriyle
oturuyoruz. Böyle bir şev söz
konusu olamaz. Müzakere la-
mamen bir alışveriştır. Masa-
ya bu fıkirle oturmadığınız
zaman da sonuçta istemediği-
niz bir şeyi getirip size dayatır-
lar. Hep bana. hep bana olmu-
yor.
Jfanisolı Konuyu daha
somuta indirgeyim. Federas-
yon için Türk tarafı ne istiyor?
Bunlar niçin Rumlar tarafın-
dan kabul edilmivor? Daha
anlaşılır hale getırmek içın bi-
raz bunu konuşmak gerekiyor.
Türk larafı. "Bu iki bölgeli ol-
sun" diyor. •"Yönetimde. hü-
kümette eşillik olsun. Yoksa
çoğunlukla Rum kararlan ge-
çer. Nüfus farkına rağmen
madem ki eşitiz başkanlık dö-
nüşümlü olsun. Türkıye'nin
fiili güvcncesi ve tek başına
müdahale hakkı olsun" diyor.
Bunlann hiçbirine Rum tara-
fından 'evet' çıkmıyor. Toprak
tavizi konusunda yüzde 3
r
den
yüzde 29'a inilmıştir. 1974 nü-
fusunu baz olarak almak da
yanlıştır. Buna tarihi prespek-
lıfıen bakmak gerekir. Türk
tarafının bu ısteklenne Rum
tarafından hıçbir olumlu karşı-
lık gelmemıştır. Genel Sekre-
ter'in fıkırler dizısinın bazıla-
nnda Türk tarafını kısmen
tatmin eden itadeler yer al-
maktadır. Ancak bunlann is-
tisnasız hiçbinne Rum tarafın-
dan 'evet' denilmemiştir.
Görüşmeler devam ederken
özellikle 1989'dan sonra Rum
tarafının stratejisinde bir deği-
şiklik olmuştur. Hatta bu o
zamanki Dışişleri Bakanı Me-
sut Yılmaz'ın istifasına neden
ANKARA -Ekonominin tepe
noktalannda yaşanan çekişme-
ler, işlerin karşılıklı "by-pass"-
larla götürülmesine yol açıyor.
Devlet Bakanı Tansu Çiller
ile kendisine bağlı kuruluşlann
üst yöneticilerinin "çok az" gö-
rüştükleri. Çiller'in üsı yöneti-
ciler yerine kendisine yakın
bulduğu yetkilileri muhatap al-
dığı bildirildi.
Tiuna karşıbk Devlet Planla-
ma Teşkilatı ile Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlan'nın konu-
lannı doğrudan Başbakan ile
çözme yoluna gittikleri ifade
ediliyor. DİE Başkanı'nın.
Devlet Bakanı tarafından isti-
fasının istenmesinin üzerinden
bir yıl geçmesine karşılık bu gö-
revini sürdürdüğüne dikkat
çekılerek "ekonomi yönetimin-
deki sürtüşmeler o kadar aleni
kı. bu durum dış finans çevrele-
nnde bile konu edilmeye baş-
olan sebeplerden biri olarak da
gündeme gelmiştir. Rumlar bu
işin kendileri açısından çıkar
yol olmadığını görmüşler ve
KK.TC için çökertme, Türkiye
için de Kıbns sorununu gün-
dem dışına iıip kamuoyundan
saklama stratejisine girmişlcr-
dir. ABD de buna destek ver-
miştır.
Burada ilk hedef. Denktaş'-
ın düşürülmesi. Denktaş düş-
sün. İçeriden belki daha yumu-
şak biri çıkanlır. Ne yazık ki
bu tip hareketlere Ankara'da
bazı siyasilerimiz de destek
vermişlerdir. Zaten Rum tarafı
ve ABD bundan cesaret almış-
lardır. Bunun hızlanmasına bir
başka neden vardır. Bush Tür-
kıye'ye geldikien sonra her ne
kadar "Basına baskı olmaya-
caktır" türünden çok olumlu
açıklamalarda bulunduvsa da
harekejlenme Aüna'da başla-
mışiır. Mitsotakis o konuda
hareketlenmiştır ve girişimleri-
ni ABD'de arttırmışlardır. Ne
vazık ki sınyal Türkiye'den ve-
rilmiştır. Çünkü Türkiye'de
çok üst düzey siyasilerimiz
ABD vönetimine "Bu işi çözer-
sek biz çözeriz. bizim dönemi-
mizde çözülür. Yunan dostlu-
landf' vorumlan yapılıyor.
Dev let Bakanı Tansu Çiller'-
in şu anda sadece SPK Başkanı
Yaman Aşıkoğlu ile "uyumlu"
çalışabildiği. bunda da Aşı-
koğlu'nu göreve kendisinin ge-
tirmesinin etkili olduğu kayde-
diliyor.
Ekonomiyi yöneten birimle-
rin yetkılilerine göre Çiller ile
bürokratlannın karşılıklı by-
passlanna yol açan gelişmeler
şu nedenlerden kaynaklanıyor:
HutM va Dış Tieartt Mistafap-
llğr. Devlet Bakanı Çiller. eko-
nomiyi yönetme sorumluluğu-
nu ahr almaz bir finans müste-
şarlığı kurarak. Hazine'yi devre
dışı bırakma eğilimine girdi.
Ancak bu görüşü hükümet ta-
rafından benimsenmedi ve Fi-
nans Müsteşarhğı kurulamadı.
HDT Müsteşan Tevfık Altınok
ile Çiller arasında yaşanan ger-
ginliğin temelinde bu olay yatı-
yor.
Bunun ardından Çiller. işleri
ğunu ben kuranm' şeklinde
ifadelerle yaklaşarak gereksiz
yere ümitler doğmasına neden
olmuşlardır. Belki. 'şunu veri-
riz. bunu veririz' diye bir şey
söylenmemiştir. Ama karşı ta-
rafta öyle bir izlenim yaratıl-
mıştır ki karşı taraf. "Bu dö-
nemde bu iş çözülür. Ankara
gerileyecektir. gerileme izleri-
ni. sinyallerini venmiştır" mesa-
jını almış va da kendine göre o
şekilde algılamıştır. Son üç yıl
içinde böylece çok büyük bir
hareketlenme olmuştur.
Ama bu bizim diplomasimi-
zin değil. sıyaseıimizın hatasıy-
dı. Dışanda da KKTC'nin
içeriden çökertilmesi amacıyla
girişimler başlamıştır. 'Duru-
munuz o kadar kötü ki her ne
şekilde olursa olsun bir fede-
rasyon çatısı altında Rumlarla
birİeşirseniz bugünkünden da-
ha iyi olur' havasını varatmak
için bütün bunlar yapılıyor.
Türkiye'de de aynı kampanya
devam ediyor. Sayılan az ol-
makla birlikte bazı yazarlan-
mızın bu yoldaki yazılannı
götmekteyiz. Türk kamuoyu-
nun bu yönlendirmeler karşı-
sında gerçeklere arkasını döne-
ceğine inanmıyorum.
müsteşar ile götürmek yerine.
müsteşar yardımcılıgına getir-
diği Osman Ünsal ile diyalog
kurmayı yeğ tuttu. Bu dunım
Altınok ile olan kopukluğu ileri
boyutlara vardırdı. Şu anda da
Altınok'un bu görevde kalma-
si. Başbakan'ın ısrarlan ile
mümkün olabiliyor. Altınok
yakın çevresine. (gitmek istiyo-
rum. ama bırakan yok) sözünü
sıkça söylüyor.
Şa
Müsteşar İlhan Kesici'nin ge-
rek hükümet çevrelerinde ge-
rekse geçmişte GIK üyesi ve
milletvekili adayı olduğu DYP
bünyesinde ağırlığı var. Başba-
kan Demirel'in de güvenini ka-
zanmışdurumda.
Başbakan. Kesici'yi çoğu kez
fıili Başbakanlık Müsteşan gjbi
değerlendiriyor. kimi idari tali-
matlannı DPT Müsteşan araci-
lığı ile veriyor. Kesici de. Çiller
yerine Başbakan ile diyalog
içinde olmayı yeğ tutuyor. Bu
durumda Çiller, teşkilatta müs-
teşar yerine müsteşar yardımcı-
lanndan Cengiz Aysun'u
muhatap alıyor. Hatta destek-
leme alımlan konusundaki en
son paketi de Aysun ile geceli
gündüzlü çalışarak oluşturdu.
Dtvllt>tlt1$tlll EKtltlSİ :Çil-
ler'in DİE Başkanı ile daha ilk
günden ben yıldızı banşmadı.
Hatta Çiller, Başkan Güve-
nen'in istifasını isteyeli bir yıl
oldu. ama Güvenen hâlâ görev-
de. Geçerı yıhn aralık ayında
şöyle bir olay yaşandı: Hükü-
met yeni göreve gelmişti, KİT
zamlan yetiştirilememişti ve 20
aralık sonrasına bırakıldı. Oysa
hükümet 1992 yıhna temiz bir
başlangıç yapmak istiyordu,
zamlann 1992 endeksinde gö-
rünmesi istenmedi. Çiller bunu
DİE Başkanı'na talimat olarak
verdi ve zamlann aralık 1991
endeksinde gösterilmesini iste-
di, DİE Başkanı talimatı uygu-
lamadı ve Devlet Bakam'na is-
tifasını vermek yerine Başba-
kan'a gidip durumu arzetmeyi
tercih etti. Başbakan kendisine,
" Biz sizden memnunuz karde-
şım, görevinize devam edin"
dedi. Böyle bir olay Çiller için
büyük prestij kaybına yol açar-
ken, Güvenen'i de Başbakan'ın
memuru durumuna getirdi.
Stnnyt Piyasa» IvriE Şu
anda Devlet Bakam'na en sa-
dık bürokratın SPK Başkanı
Yaman Aşıkoğlu olduğu belır-
tiliyor. Bunda Çiller'in önce
Finans Müsteşan yapmak iste-
diği Aşıkoğlu'nu, bu gerçekleş-
meyince SPK Başkanlığı'na
getirmesinin önemi büyük.
Ekonomi bürokrasisine gö-
re, Çiller ile bürokratlan arasın-
da yaşanan uyumsuzluk dış
finans çevrelerinin gündemine
de girmiş durumda. E)ünya
Bankası direktörü Michael
Wien'in bu karmaşık tabloda,
Çiller'in yanında yer almak ye-
rine, doğrudan Başbakan De-
mirel'den görüşme isteminde
bulunarak, özel bir mesaj ver-
mek istediği de kaydediliyor.
OLAYLARIN
ABDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
elinden alınıyor; halkm eiine ge-
çiyor. İkridarın kaynağı. artık
halktır; yetkilerini tanrıdun aldı-
ğmı sövleven bir hükümdar vok-
tur. Kralİar ve sııltanlar ya tasfı-
ye edilmişler ve cumhuriyet
kurulmuştur ya da simgesel bir
konuma geçrnifler, meşrutiyet
oluşmuştur. İnsan eliyle ve hal-
km karanyla değiştirilen bir si-
yasai diizen söz konusudur.
Laiklik. demokrasinin olmaz-
sa olmaz koşuludur.
21'inci yüzyıla yaklaşırken ar-
tık İemsili demokrasi' de aşıl-
mış, 'katıhma demokrasi' uygu-
lamasına geçitmifiir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin be-
nimsediği laiklik ilkesi, din ve
devlet işlerinin aynhğını gerekti-
riyor. Buna karşın camilerin bi-
rer siyasal parti şubesine dönüş-
lürülmesi sakıncah bir gidiştir;
din, mezhep. tarikat çatışmaları-
mn tohumlan ibadethanelerde
cemaate ekilmeye başladığı za-
man, en büyük tehlike doğacak-
tır.
Diyanet İşleri Başkanltğı'nm
bugün gazeıemizde yayımlanan
genelgesinde bu tehlikenin altı
şöyle çtilmiştir: "Din görev&le-
rinin poa'tik düşüncelere çağrı-
şun yapacak ifadelerden kaçtn-
maları hususundagerekü tedbir-
ler ahnacaktv."
Dileriz ki alınan
<
tedbirler' uy-
gulamada sonuç verebilsin, dinin
siyasete alet edilmesi yolundaki
gidiş durdurulabüsin. •*•**
ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş. ve
ÎSVÎÇRE SİGORTA A.Ş. işbirliğinden
geleceğe güvenle bakmanızı sağlayacak
Stf yepyeni bir girişim...
İSVİCREYAŞAM
YaşamÇJJArtmm Sigortası
j
j
j
Sağlıklı 18-55 yaşındaki herkes,
En az 10 yıl süreli,
Çocuğunuz, torununuz için geçerli,
Primler: Yıllık peşin: 1200.-Fr.
2 Taksitte: 605.12 Fr.
4 Taksitte: 303.85 Fr.
Birden fazla poliçe olanağı...
İsviçre Frankı'na endeksli...
Kârpaylı...
Yaşam sigorta sistemi...
Aşağıdaki tablo ödenen prim, garanti edilen
kapital ve kâr payı ile artacak muhtemel toplu
tazminatlan açıklamaktadır.
10. Yıl
15. Yıl
20. Yıl
25. Yıl
30. Yıl
40 Yıl
47 Yıl
Ödenen
prim
12 000
18.00(1
24.000
50.000
36.000
48.000
56.000
Garanti edilen
miktar
12.549 54
21.247.41
31 577.75
43.846.95
56 418.91
96.281.03
131.697.50
Muhtemel kâr
paylı kapital
14.828.16
27.490 43
45.063 02
69.487.53
103 480 55
216.902.82
355.531.21
NASIL KATILACAKSINIZ?
Ekte bulunan isviçre Yaşam Sigortası başvuru formu dol-
durulacak, herhangi bir postaneden İsviçre Sigorta'nın
358215 no'lu posta çeki hesabına 500.000 TL. yatırıla-
cak. Paranın alındı makbuzunun fotokopisi ile başvnru
formu İsviçre Sigorta A.Ş. + Çağ Pazarlama A.Ş. İstiklal
Cad. Zambak Sokak No: 4 1 Beyoğlu 80080 İSTANBUL
adresine posta ile gönderilecek. Paranın PTT hesabına
yattığı andan itibaren İsviçre Yaşam teminatına sahip ola-
caksınız. Poliçenizin size ulaşması için postada geçecek
süre düşünülürse poliçenizin bir ay sonra elinizde olacağı-
ru söyleyebiliriz.
Tel: (9-1) 310 49 50 (20 hat) 310 75 50 (12 hat)
I
1
f
1
I
1
I
1
I
İSVİÇRE YAŞAM SİGORTA SİSTEMİ
BAŞVURU FORMU
Sigorta Yaptıracak Kişinin
Adı Soyadı
Doğum Yeri ve Tarihi :
EvAdresi :
Tel.No.:
Prim Tahsilatı İçin Başvurulacak Adres :
Tel.No.:
Prim Ödeme Türü : Yıllık D
1,200 İsv.Fr.
Ödeme Şekli
Posta Çeki O
KrediKartı D Kart Türü: DVISA D MASTERCAED/EUROCARD
Kart No: Banka Adı: Vade:
Banka Talimat Mektubu \Z\
Sigortadan faydalanacak kişi, sigortayı yaptırandan başkası ise (çocuk-torun),
lütfen açıklayınız:
6Ayhk Q 3Ayhk Q
605,12 İsv.Fr. 303,85 İsv.Fr.
Tablodaki rakamlar İsviçre Frankı'dır.
(£)İSVİÇRE YAŞAM
££?£ YaşamEJJArtınm Sigortası
Yukarıda verdiğim bilgüerin doğru olduğunu ve başvurum sırasında tedavi altında
olmayıp, sigortalanmaya mani bir hastakğım bulunmadığını beyan ederim. İsviçre
Sigorta'nın 358215 No.'lu Posta Çeki hesabına yatırmış olduğum 500.000.- TL.
tutanndaki PTT makbuzu ektedir.
Kredi Kartı ile ödeme yapacak kişiler için: İleriki taksiderimin ödenmesinde Q yıllık
1200 İsv.Fr. D altı aylık 605.12 İsv.Fr. D üç aylık 303.85 İsv. Fr. Merkez
Bankası Döviz Satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak, vadelerinde kredi kartımın
hesabına borç kaydedilmesini onaylarım.
I
1
1
I
I Başvuru Sahibinin İmzası: Tarih:
m s«f «•
I
I
I
I
1
1
I
1
I
I
I
I
1
I
1
1
I
1
1
I
I
I
I
I
I
1
1
1
J