25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I2ARALIK1992CUMARTESİ • • • * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi I. Sayfada Ya Erbakan? Bilgiç bir devlet adamı rolüne soyunmuş- tu. Kimi tablolar, grafikler göstererek bu rble ne denli uygun adam olduğunu kanıtiamaya çalıştı. Bütçe, genel anlamda devletin ve hükümetin sorgulan- dığı, olumlu olumsuz yönleriyle tartışıldığı bir ortam. Oy- sa. bütün partiler, tabii hükümet de buna uydu, sınırlı konulan ele alarak halka kendilerini anlatmayı yeğlediler. Önemlinoksanlıklargözeçarpıyordu.Türkiye'ninsanki bir Güneydoğu sorunu yoktu. Sınır ötesi önemli operas- yonlar yapılmamış, ardından yurtiçinde benzeri hareket- lere girişilmemişti. O yörelerde her şey alabildiğince normal, insanlar huzur içinde, gündelik cinayetler işlen- miyordu. Başta ana muhalefet, partiler bu ve benzeri -terör gibi- konulara değinmedi. Neden? İktidar kulisine egemen olan yargıya gbre çünkü sınır ötesi harekât başarılıydı. Bizdeki muhalefetler başarılı olan konulara değinmeme- yi yeğlerlerdi! Uluslararası önemli gelişmelerden habersizdi partiler. Çevremızde gelışen olaylardan, örneğin gazetelerde boy boy demeçler verdikieri Çekiç Güç'le ilgili görüşlerini ka- muoyundan esirgiyorlardı. Varsa yoksa yüzde 21.75' le iktidarda kalınır mı yoksa bu hükümetin oydesteğiyüzde48inaltınadüşünce istifaet- mesi gerekir mi gerekmez mi sorularma yanıt arandı. Havanda su dövülüyordu. Tabii, hükümetin başarısızlığı sık sık vurgulandı. Sanki bugün iktidar olsalar becerileri daha fazla olacakmış gibi çare göstermeden pahalılık ve enflasyon üzerinde dur- madançeneçalındı. Dil tutulmuş, kuiak sağır Demokrasi, demokratikleşme denildi mi mangalda kül bırakmayanlar. demokrasiden ve demokratikleşmeden söz açmadılar. Koalisyon iktidarını sorgulamadılar. CMUK ile yetinilecek miydi yoksa önemli olan kimi ya- salar, insan haklarıyla ilgili konular ele alınacak mıydı? Bu bölümde tek kelime duyulmadı partilerden. Partile- rin dilleri tutulmuş, kulakları sağır olmuştu. Üstelik taktik hatalar da yapıldı. Örneğin, ANAP Ge/ıel Başkanı Mesut Yılmaz 'Koalisyon hükümetinin üreticiye seçim öncesi vaatlerini yerine getirmediğini'' öne sürdü. Böylece Başbakan'a altın değerinde birfırsatyarattı. Üreticinin hakkını hem de geçmiş iktidarlaraoranla da- ha yüksek liyatlarla ödediKlerini hemen her basın ve grup toplantısında anlatan Demirel, bu fırsatı elbette kaçırma- yacaktı. Hem Yılmaz'ı yanıtladı hem de TV ekranından seçmen- lerine buğdaydan pancara dek yeni desteklemefiyatlarını anlatarak üretici hakkının zamanında ödendiğini söyleye- rek -kendi deyimiyle- "muhalefeti üreticiyle karşı karşıya bıraktı" Başbakan, muhalefet partilerinin Güneydoğu sorunun- daki hatalı tutumlarını iyi kullandı. Birlik ve beraberlik mesajları verirken övgü sınırına gir- meyecekölçüde, Güneydoğuda ve sınır ötesindeki başa- rılı girişimleri uzun uzadıya anlattı. Bütçenin ilk günü partiler arası verimsiz bir meydan sa- vaşı görünümündeydi. Tabii bakış açısına göre değişir. ama kazanan da yoktu yitiren de. Sıradan bir oturumdu. Ekonominin bürokratlaıı Taıısu Çiller'i terk ediyor • Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Çiller'in kendisine bağlı kuruluşlann yönetialen ile görüşmediği, yalnızca göreve getirdiği SPK Başkanı Yaman Aşıkoğlu ile uyumluçalışabildiği belirtildi. • Devlet Planlama Teşkilatı, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlan, konulan doğrudan BaşbakanTa görüşüyor. Çiller'in istifasını istedığı DIE Başkanı da bir yıldır görevini sürdürüyor. NURSUNEREL Türkiye, gücünün farkında değil • Baştarafi8. Sayfada Konuyu irtık Genel Sekre- ter'in yetkisini aşması ya da aşmaması açısından mütalaa etmemek gerek. Benim görü- şüme görc GİKenlik Konseyi. 774 sayılı kararın 10. madde- sinde 367 sayılı karannı değiş- lirdi. Bugün artık Genel Sckrc- ler'in misyonu dcğişti. Artık göre\i dosiane teşebbüs değil. Biz şimdiye kadar Türkiye'nin tutumuna hiç değinmcdik. Be- nim değerlcndirmem doğruysa bu misyon değişikliği BM şar- ıına göre iki larafın rızası ol- • rıadan yapüarruz. BM Şartı'- nın 38. maddcsi çok açıktır. O huldc neden Türkıye buna iiı- raz etmedi? Bunun nedeninı bılemiyorum. İzah etmekten de acizim. Yalnız bir şey var: Türkiye Don Kişot'luk da yapamaz. Türkive 115 devlclle karşı kar- şıya gelemez. Ben o kanıdayım ki bu hukukı gcrçcği biz pol'itık nedenlerlc görmezlikten gel- dik. Şımdı ne yapabiltriz? Biz deriz ki. görüşmelere devama hazınz. Biz görüşmelere şu mandayla başlamıştık. Ama siz Güvenlik Konsevı olarak onu değiştirdiniz. Biz bu deği- şiklikte mutabık değiliz. Bizim de bir önerimiz var. O zaman müzakereden kaç- madan dünya kamuoyuna bir sonuç. bir çözüm ıstediğimiz izlenimini verebiliriz. Ama bu- nun içın iki şart gerek. Önce- likle Türk hükümetinin bu durumu inceden inceye letkik etmesi ve bir karara varması lazım. Daha sonra da Denk- taş'la bir toplantı yaparak bu- rada ızlenecek siyaset konu- sunda tam bir mutabakata vanlmalı. Denktaşbaşka.Tür- kive başka söylerse bu iş ol- maz. Ve daha acı bir şey söyle- yeceğım. Son iki yıl Kıbns politikasında Denkıaş Tür- kiye'yi sürüklemıştir. Türkive Denİaaş'ı sürüklememiştir. İçeridedeğiiim. Ama dışarıdan gördüğüm budur. Çünkü her seferinde bir şey çıkmca Denk- taş. Türk kamuoyuna başvu- rurum. kendi kamuoyuma başv ururum" tehdidiyle ortaya çıkmıştır. Denktaş kendi yö- nünden tamamıyîa haklıdır. Ama Türkive"nin ayn değerle- ri var. Bugün de ayn telden ça- lıyor. Demirel başka. Denktaş başka şev söylüyor. Denktaş. •"Referanduma giderim" di- yor. Referandum, bu işin çok kötü bir sonuca bağlanması. artık hareket kabiliyetini kes- mek demektır. Demırerin söyledikleri Denktaş'tan çok farklı. Ama. "'Ben Denktaş'ın dışında bir şev yapamam" da dıyor. Önü- müzde bir imkan var. Türkiyc bu imkanı K.KTC'yle bütün konularda anlaşmaya vatmak suretiy le takip edecekleri bir si- yasetle aşabilir gibı geliyor. Aktman Bir noktayı biraz daha vurgulamak istiyorum. Burada bizim bılmediğimiz bir şey var. Biz müzakereye. bizim istediklerimizin olacağı fıkriyle oturuyoruz. Böyle bir şev söz konusu olamaz. Müzakere la- mamen bir alışveriştır. Masa- ya bu fıkirle oturmadığınız zaman da sonuçta istemediği- niz bir şeyi getirip size dayatır- lar. Hep bana. hep bana olmu- yor. Jfanisolı Konuyu daha somuta indirgeyim. Federas- yon için Türk tarafı ne istiyor? Bunlar niçin Rumlar tarafın- dan kabul edilmivor? Daha anlaşılır hale getırmek içın bi- raz bunu konuşmak gerekiyor. Türk larafı. "Bu iki bölgeli ol- sun" diyor. •"Yönetimde. hü- kümette eşillik olsun. Yoksa çoğunlukla Rum kararlan ge- çer. Nüfus farkına rağmen madem ki eşitiz başkanlık dö- nüşümlü olsun. Türkıye'nin fiili güvcncesi ve tek başına müdahale hakkı olsun" diyor. Bunlann hiçbirine Rum tara- fından 'evet' çıkmıyor. Toprak tavizi konusunda yüzde 3 r den yüzde 29'a inilmıştir. 1974 nü- fusunu baz olarak almak da yanlıştır. Buna tarihi prespek- lıfıen bakmak gerekir. Türk tarafının bu ısteklenne Rum tarafından hıçbir olumlu karşı- lık gelmemıştır. Genel Sekre- ter'in fıkırler dizısinın bazıla- nnda Türk tarafını kısmen tatmin eden itadeler yer al- maktadır. Ancak bunlann is- tisnasız hiçbinne Rum tarafın- dan 'evet' denilmemiştir. Görüşmeler devam ederken özellikle 1989'dan sonra Rum tarafının stratejisinde bir deği- şiklik olmuştur. Hatta bu o zamanki Dışişleri Bakanı Me- sut Yılmaz'ın istifasına neden ANKARA -Ekonominin tepe noktalannda yaşanan çekişme- ler, işlerin karşılıklı "by-pass"- larla götürülmesine yol açıyor. Devlet Bakanı Tansu Çiller ile kendisine bağlı kuruluşlann üst yöneticilerinin "çok az" gö- rüştükleri. Çiller'in üsı yöneti- ciler yerine kendisine yakın bulduğu yetkilileri muhatap al- dığı bildirildi. Tiuna karşıbk Devlet Planla- ma Teşkilatı ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlan'nın konu- lannı doğrudan Başbakan ile çözme yoluna gittikleri ifade ediliyor. DİE Başkanı'nın. Devlet Bakanı tarafından isti- fasının istenmesinin üzerinden bir yıl geçmesine karşılık bu gö- revini sürdürdüğüne dikkat çekılerek "ekonomi yönetimin- deki sürtüşmeler o kadar aleni kı. bu durum dış finans çevrele- nnde bile konu edilmeye baş- olan sebeplerden biri olarak da gündeme gelmiştir. Rumlar bu işin kendileri açısından çıkar yol olmadığını görmüşler ve KK.TC için çökertme, Türkiye için de Kıbns sorununu gün- dem dışına iıip kamuoyundan saklama stratejisine girmişlcr- dir. ABD de buna destek ver- miştır. Burada ilk hedef. Denktaş'- ın düşürülmesi. Denktaş düş- sün. İçeriden belki daha yumu- şak biri çıkanlır. Ne yazık ki bu tip hareketlere Ankara'da bazı siyasilerimiz de destek vermişlerdir. Zaten Rum tarafı ve ABD bundan cesaret almış- lardır. Bunun hızlanmasına bir başka neden vardır. Bush Tür- kıye'ye geldikien sonra her ne kadar "Basına baskı olmaya- caktır" türünden çok olumlu açıklamalarda bulunduvsa da harekejlenme Aüna'da başla- mışiır. Mitsotakis o konuda hareketlenmiştır ve girişimleri- ni ABD'de arttırmışlardır. Ne vazık ki sınyal Türkiye'den ve- rilmiştır. Çünkü Türkiye'de çok üst düzey siyasilerimiz ABD vönetimine "Bu işi çözer- sek biz çözeriz. bizim dönemi- mizde çözülür. Yunan dostlu- landf' vorumlan yapılıyor. Dev let Bakanı Tansu Çiller'- in şu anda sadece SPK Başkanı Yaman Aşıkoğlu ile "uyumlu" çalışabildiği. bunda da Aşı- koğlu'nu göreve kendisinin ge- tirmesinin etkili olduğu kayde- diliyor. Ekonomiyi yöneten birimle- rin yetkılilerine göre Çiller ile bürokratlannın karşılıklı by- passlanna yol açan gelişmeler şu nedenlerden kaynaklanıyor: HutM va Dış Tieartt Mistafap- llğr. Devlet Bakanı Çiller. eko- nomiyi yönetme sorumluluğu- nu ahr almaz bir finans müste- şarlığı kurarak. Hazine'yi devre dışı bırakma eğilimine girdi. Ancak bu görüşü hükümet ta- rafından benimsenmedi ve Fi- nans Müsteşarhğı kurulamadı. HDT Müsteşan Tevfık Altınok ile Çiller arasında yaşanan ger- ginliğin temelinde bu olay yatı- yor. Bunun ardından Çiller. işleri ğunu ben kuranm' şeklinde ifadelerle yaklaşarak gereksiz yere ümitler doğmasına neden olmuşlardır. Belki. 'şunu veri- riz. bunu veririz' diye bir şey söylenmemiştir. Ama karşı ta- rafta öyle bir izlenim yaratıl- mıştır ki karşı taraf. "Bu dö- nemde bu iş çözülür. Ankara gerileyecektir. gerileme izleri- ni. sinyallerini venmiştır" mesa- jını almış va da kendine göre o şekilde algılamıştır. Son üç yıl içinde böylece çok büyük bir hareketlenme olmuştur. Ama bu bizim diplomasimi- zin değil. sıyaseıimizın hatasıy- dı. Dışanda da KKTC'nin içeriden çökertilmesi amacıyla girişimler başlamıştır. 'Duru- munuz o kadar kötü ki her ne şekilde olursa olsun bir fede- rasyon çatısı altında Rumlarla birİeşirseniz bugünkünden da- ha iyi olur' havasını varatmak için bütün bunlar yapılıyor. Türkiye'de de aynı kampanya devam ediyor. Sayılan az ol- makla birlikte bazı yazarlan- mızın bu yoldaki yazılannı götmekteyiz. Türk kamuoyu- nun bu yönlendirmeler karşı- sında gerçeklere arkasını döne- ceğine inanmıyorum. müsteşar ile götürmek yerine. müsteşar yardımcılıgına getir- diği Osman Ünsal ile diyalog kurmayı yeğ tuttu. Bu dunım Altınok ile olan kopukluğu ileri boyutlara vardırdı. Şu anda da Altınok'un bu görevde kalma- si. Başbakan'ın ısrarlan ile mümkün olabiliyor. Altınok yakın çevresine. (gitmek istiyo- rum. ama bırakan yok) sözünü sıkça söylüyor. Şa Müsteşar İlhan Kesici'nin ge- rek hükümet çevrelerinde ge- rekse geçmişte GIK üyesi ve milletvekili adayı olduğu DYP bünyesinde ağırlığı var. Başba- kan Demirel'in de güvenini ka- zanmışdurumda. Başbakan. Kesici'yi çoğu kez fıili Başbakanlık Müsteşan gjbi değerlendiriyor. kimi idari tali- matlannı DPT Müsteşan araci- lığı ile veriyor. Kesici de. Çiller yerine Başbakan ile diyalog içinde olmayı yeğ tutuyor. Bu durumda Çiller, teşkilatta müs- teşar yerine müsteşar yardımcı- lanndan Cengiz Aysun'u muhatap alıyor. Hatta destek- leme alımlan konusundaki en son paketi de Aysun ile geceli gündüzlü çalışarak oluşturdu. Dtvllt>tlt1$tlll EKtltlSİ :Çil- ler'in DİE Başkanı ile daha ilk günden ben yıldızı banşmadı. Hatta Çiller, Başkan Güve- nen'in istifasını isteyeli bir yıl oldu. ama Güvenen hâlâ görev- de. Geçerı yıhn aralık ayında şöyle bir olay yaşandı: Hükü- met yeni göreve gelmişti, KİT zamlan yetiştirilememişti ve 20 aralık sonrasına bırakıldı. Oysa hükümet 1992 yıhna temiz bir başlangıç yapmak istiyordu, zamlann 1992 endeksinde gö- rünmesi istenmedi. Çiller bunu DİE Başkanı'na talimat olarak verdi ve zamlann aralık 1991 endeksinde gösterilmesini iste- di, DİE Başkanı talimatı uygu- lamadı ve Devlet Bakam'na is- tifasını vermek yerine Başba- kan'a gidip durumu arzetmeyi tercih etti. Başbakan kendisine, " Biz sizden memnunuz karde- şım, görevinize devam edin" dedi. Böyle bir olay Çiller için büyük prestij kaybına yol açar- ken, Güvenen'i de Başbakan'ın memuru durumuna getirdi. Stnnyt Piyasa» IvriE Şu anda Devlet Bakam'na en sa- dık bürokratın SPK Başkanı Yaman Aşıkoğlu olduğu belır- tiliyor. Bunda Çiller'in önce Finans Müsteşan yapmak iste- diği Aşıkoğlu'nu, bu gerçekleş- meyince SPK Başkanlığı'na getirmesinin önemi büyük. Ekonomi bürokrasisine gö- re, Çiller ile bürokratlan arasın- da yaşanan uyumsuzluk dış finans çevrelerinin gündemine de girmiş durumda. E)ünya Bankası direktörü Michael Wien'in bu karmaşık tabloda, Çiller'in yanında yer almak ye- rine, doğrudan Başbakan De- mirel'den görüşme isteminde bulunarak, özel bir mesaj ver- mek istediği de kaydediliyor. OLAYLARIN ABDINDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada elinden alınıyor; halkm eiine ge- çiyor. İkridarın kaynağı. artık halktır; yetkilerini tanrıdun aldı- ğmı sövleven bir hükümdar vok- tur. Kralİar ve sııltanlar ya tasfı- ye edilmişler ve cumhuriyet kurulmuştur ya da simgesel bir konuma geçrnifler, meşrutiyet oluşmuştur. İnsan eliyle ve hal- km karanyla değiştirilen bir si- yasai diizen söz konusudur. Laiklik. demokrasinin olmaz- sa olmaz koşuludur. 21'inci yüzyıla yaklaşırken ar- tık İemsili demokrasi' de aşıl- mış, 'katıhma demokrasi' uygu- lamasına geçitmifiir. Türkiye Cumhuriyeti'nin be- nimsediği laiklik ilkesi, din ve devlet işlerinin aynhğını gerekti- riyor. Buna karşın camilerin bi- rer siyasal parti şubesine dönüş- lürülmesi sakıncah bir gidiştir; din, mezhep. tarikat çatışmaları- mn tohumlan ibadethanelerde cemaate ekilmeye başladığı za- man, en büyük tehlike doğacak- tır. Diyanet İşleri Başkanltğı'nm bugün gazeıemizde yayımlanan genelgesinde bu tehlikenin altı şöyle çtilmiştir: "Din görev&le- rinin poa'tik düşüncelere çağrı- şun yapacak ifadelerden kaçtn- maları hususundagerekü tedbir- ler ahnacaktv." Dileriz ki alınan < tedbirler' uy- gulamada sonuç verebilsin, dinin siyasete alet edilmesi yolundaki gidiş durdurulabüsin. •*•** ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş. ve ÎSVÎÇRE SİGORTA A.Ş. işbirliğinden geleceğe güvenle bakmanızı sağlayacak Stf yepyeni bir girişim... İSVİCREYAŞAM YaşamÇJJArtmm Sigortası j j j Sağlıklı 18-55 yaşındaki herkes, En az 10 yıl süreli, Çocuğunuz, torununuz için geçerli, Primler: Yıllık peşin: 1200.-Fr. 2 Taksitte: 605.12 Fr. 4 Taksitte: 303.85 Fr. Birden fazla poliçe olanağı... İsviçre Frankı'na endeksli... Kârpaylı... Yaşam sigorta sistemi... Aşağıdaki tablo ödenen prim, garanti edilen kapital ve kâr payı ile artacak muhtemel toplu tazminatlan açıklamaktadır. 10. Yıl 15. Yıl 20. Yıl 25. Yıl 30. Yıl 40 Yıl 47 Yıl Ödenen prim 12 000 18.00(1 24.000 50.000 36.000 48.000 56.000 Garanti edilen miktar 12.549 54 21.247.41 31 577.75 43.846.95 56 418.91 96.281.03 131.697.50 Muhtemel kâr paylı kapital 14.828.16 27.490 43 45.063 02 69.487.53 103 480 55 216.902.82 355.531.21 NASIL KATILACAKSINIZ? Ekte bulunan isviçre Yaşam Sigortası başvuru formu dol- durulacak, herhangi bir postaneden İsviçre Sigorta'nın 358215 no'lu posta çeki hesabına 500.000 TL. yatırıla- cak. Paranın alındı makbuzunun fotokopisi ile başvnru formu İsviçre Sigorta A.Ş. + Çağ Pazarlama A.Ş. İstiklal Cad. Zambak Sokak No: 4 1 Beyoğlu 80080 İSTANBUL adresine posta ile gönderilecek. Paranın PTT hesabına yattığı andan itibaren İsviçre Yaşam teminatına sahip ola- caksınız. Poliçenizin size ulaşması için postada geçecek süre düşünülürse poliçenizin bir ay sonra elinizde olacağı- ru söyleyebiliriz. Tel: (9-1) 310 49 50 (20 hat) 310 75 50 (12 hat) I 1 f 1 I 1 I 1 I İSVİÇRE YAŞAM SİGORTA SİSTEMİ BAŞVURU FORMU Sigorta Yaptıracak Kişinin Adı Soyadı Doğum Yeri ve Tarihi : EvAdresi : Tel.No.: Prim Tahsilatı İçin Başvurulacak Adres : Tel.No.: Prim Ödeme Türü : Yıllık D 1,200 İsv.Fr. Ödeme Şekli Posta Çeki O KrediKartı D Kart Türü: DVISA D MASTERCAED/EUROCARD Kart No: Banka Adı: Vade: Banka Talimat Mektubu \Z\ Sigortadan faydalanacak kişi, sigortayı yaptırandan başkası ise (çocuk-torun), lütfen açıklayınız: 6Ayhk Q 3Ayhk Q 605,12 İsv.Fr. 303,85 İsv.Fr. Tablodaki rakamlar İsviçre Frankı'dır. (£)İSVİÇRE YAŞAM ££?£ YaşamEJJArtınm Sigortası Yukarıda verdiğim bilgüerin doğru olduğunu ve başvurum sırasında tedavi altında olmayıp, sigortalanmaya mani bir hastakğım bulunmadığını beyan ederim. İsviçre Sigorta'nın 358215 No.'lu Posta Çeki hesabına yatırmış olduğum 500.000.- TL. tutanndaki PTT makbuzu ektedir. Kredi Kartı ile ödeme yapacak kişiler için: İleriki taksiderimin ödenmesinde Q yıllık 1200 İsv.Fr. D altı aylık 605.12 İsv.Fr. D üç aylık 303.85 İsv. Fr. Merkez Bankası Döviz Satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak, vadelerinde kredi kartımın hesabına borç kaydedilmesini onaylarım. I 1 1 I I Başvuru Sahibinin İmzası: Tarih: m s«f «• I I I I 1 1 I 1 I I I I 1 I 1 1 I 1 1 I I I I I I 1 1 1 J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle