29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK1992 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI 'Kara Ses'ebağlılıkyemini-7- Cemaleddin Kaplan'ın lider -umumi emir- olduğu bu hareket içinde üvelerin yaşadığı mekânlarcoğrafı olarak bölünmıiş ve "bölge" olarak tanımlanmıştır. Coğrafı olarak küçük olan ülkelerde ülke bazında yapılan bu tanımlama (Belçıka bölgesi. Hollanda bölgesi) coğrafi olarak büyük olan ülkelerde ise şehir olarak yapılmıştır(Köln bölgesi. Hannover bölgesi. Lyon bölgesi). Bu aynmda üye sayısının büyüklüğünün ne kadar rol oynadığını söylemekmümkündeğildir Yazılıkaynaklara yansıdığı kadanyla örgütlenmede temel alınan baz coğrafi bölünmelerdır. Her bölgeden sorumlu bir "bölge emiri" olduğu anlaşılmaktadır Ayncau bölgeidareorganlan"ndan söz edilmekte ise de bu konuda yazılı yayınlarda açık bir bilgi mevcut değildir. Cami düzeyinde başlayan bu örgütlenmenin gençlik ve kadınlarkolu mevcuttur. Yine yazılı yayınlara ve belgelere yansıdığı kadanyla gençlik kollan zaman zaman Avrupa genelınde toplantılar yapmaktadır. Gençlere dını eğitim vermek amaayla bu grubun Köln'deaçtığı "medrese" 1988yılında Almanyetkili makamlannca kapatılmıştır. Burada yapılan eğitımle "şeriat öğrenilecek, İslam öğrenilecek, Müslümanın ne y apması gerektiği öğrenilecekti." Örgütlenme gizlidir Merkezde ise "Merkez Şûrası" ve "Fet\ a Komisyonu" bulunmaktadır. Bu organlardaki temsılcı sayısı. kimlerin bu organlara nasıl geürildığt konusunda yazılı yayınlarda bir bilgı yoktur. Avrupa içinde ve Avrupa dışında olmak üzere iki temel üzennde orgütlendıklerini belirten Kaplan, bu örgütlenmeler hakkında bilgı vermemekte ve şöyle demektedir: "Tebliğ açık, teşkilat gizlidir. A\ rupa'nm dışındaki teşkilatların nerelerde ve nasıl olduğunu bir ben bilirim merkez çatısının altında, bir de bir başka kardeş bilir. Benim oğlum da bilmez. Nerde ne vardır, son derece bu gizli tutulur. Niye? Rejim bekliyor zaten. o kardeşlerin ensesine biner. Kaplan, bu gizhlik temehnde "merkez"e ahnacak kışilerin altı ay, Anadolu'ya gönderilecek kişilerin de bir sene hareket tarafından denendiğını belırtmektedir. Emir Kaplan!.. Cemaleddin Kaplan, sorulanmıza yazılı olarak verdiğiyanıtındaemirlıkkurumunu şöyle anlatmaktadır: "Emirtik tnakamı 'İslami'dir. İslam'da emirlik makamı \ardır. Hem şümul hem sahası geniştir. En a/ından iiç kişi herhangi me\ zuda bir aray a geldikleri takdirde aralanndan birini emir seçerler, kendileri de onun emrine girerler. Hatta iki kişi de olsalar bunlardan biri emir olur. Bu noktadan hareketle biz de kunıluşun başından itibaren bir emirliğe sahibiz. Önce cemaat icinden çapına göre birkaç kişilik şûra seçilir, emiri şûra tayin eder. V'eniden kurulacak dolet de bu usulü takipeder. Yani ümmet kendi aralanndan tslamın siy asi mevzuatında belli şartları haiz kişjlerden önce şûra beyetini intihap ader. Sonra bunlar da bir aray a gelerek > a kendi aralanndan vey a ümmet arasından y ine belli vasıflara haiz bir kişiyi tensip ederler. Ve böy lcce devletin tepesi oluşur. O da kendine yardım edecekleri seçer >e o suretle de icra hey eti teşekkül eder." Hareket üyeleri ise Cemaleddin Hoca'ya dini bilgısinden dolayı saygı duyduklannı, her şeyi Kuran ve hadislere dayanarak açıkladığını ve şeriata uygun hareket ettiği sürece. ona itaat edeceklerini ve onu dinleyeceklerini belirtmektedirler; ama. şenattan taviz verirse, yoldan ay nlırsa "onu eleştiririm >e karşı çıkarun ' demektedirler. Çok duyduğunuz şeylerden biri de emire körü körüne itaatin olmadığı veemirinyaptığı hareketlerin İslama uygun olması gerektiği tezidir. Bueleştırel davranışın günlük yaşama nasıl yansıdığı incelenmeye değer ilginç bir konudur. Kaplan, dinsel anlamda, gruptaki en bilgili kişjdir. Hatta zaman zaman diğer gruplarca çevresinde dini bilgiye sahıp kişiler (ulema) bulunmadığı gerekçesiyleeleştirilmektedir. Bu anlamda kendısine karşı çıkılması hemen hemen olanaksızdır. Dığer yandan grupta, topluluktan aynlmanın insanlan cahiliye batağına saplanmaya iteceği fıkri yoğun olarak işlenmektedir. Üyelerarasında söylem düzeyinde her ne kadar eleştırel bir yaklaşım hâkim ise de uygulamada bu tavır grubun dışa karşı eleştirel bir tutum almasını (tabii kendi yorumlannı olumlar biçimde), grup içinde ise itaatkâr olmayı getirmektedir. Dinsel bilgi temelinde yapılabileceği belirtilen grup için eleştırinin uygulamaya konması için gerekli olan bilgi birikımi üyelerde yoktur. Topluluğun öteki İslami harekellere yönelttıği eleştirel tavır ise keskin rekabet ortamında Kaplan'ın liderliğini pekiştirir nıteliktedir. Bir başka deyiş ile söylenenlerin sürekli sorgulanması gerektiğini savunan bu grupta benimsenen eleştirel tavır günlük yaşamda lidere dönük değildir ve bu anlamda da grup içinde bir dönüşüme yol açabılecek niteliğj yoktur. Emire bağlılık yemini KARA KİMIN SESİ? SiCMLRMitTS Hocam! Siz, Allah ve Resulü'nün yolunda yürüdüğünüz müddetçe biz sizi dinleyeceğimize, hoşumuza gitse de gitmese de itaat edeceğimize, bolluk zamanlanmızda da darlık zamanlanmızda da infalfisebillahyapacağımıza, emr-i maruf ve neyhi münker yapacağımıza ve bu yolda kimseden korkmayacağımıza ve bilcümle kendimizi, zevcelerimizi ve evlatlanmızı koruyacağımız gibi davamızı da Hoca'mızı da koruyacağımıza ve o yolda gayret göstereceğimize dair Allah'ın huzurunda söz veriyor ve bey'at ediyorum. Çocuklann hepsi bol entariler giymışlerdi ve başlan bağlıydı; bir bölümü dışan çıktıklannda çarşafgıyiyorlardı. Dersler yerde oturarak yapılıyor ve duvara dayah bir tahtaya kurs hocası yapacaklan dersi yaayor. çocuklar hep bir ağızdan önce tekrarlıyor, sonra da tek tek okuyorlardı; hoca her öğrenciye ayn ayn ders veriyor ve ertesi gün öğrencilerin yaptıklan ezberleri tek tek dinliyordu. ilgilenmek" Kaplancı grubun toptantılarmda Atatûrk aleyhtan gösteriler... 18 Nisan 1992'de İslam Federe Devleti ılan edılıpCemaleddin Kaplan (Hocaoğlu) "El-Emir ven Naib" seçılmış ve ona yapılan bey'at da (bağlılık yemini), üyeler, Allah ve peygamberin yolunda yürüdüğü sürece onu dinleyeceklenne. "hoşumuza gitse de gitmese de itaat edeceğimize..." yemın etmişlerdır Bu süreç Kaplan'ın grup içındekı liderliğini lartışmasız bir biçimde pekiştinci nıteliktedir. Yeminin tam metnı şöyledir "Hocam! Siz. Allah ve Resulü'nün yolunda yürüdüğünüz müddetçe biz sizi dinleyeceğimize. hoşumuza gitse de gitmese de itaat edeceğimize, bolluk zamanlanmızda da darlık zamanlanmızda da infak fisebillah y apacağımıza. emr-i maruf >e ney hi münker > apacağımıza ve bu yolda kimseden korkmayacağımıza ve bilcümle kendimizi, zevcelerimizi >ee\latlanmızı koruyacağımız gibi davamızı da Hoca'mızı da koruyacağımıza ve o yolda gayret göstereceğimize dair Allah'ın huzurunda söz veriy or ve bey 'at ediyorum." Lidere duyulabilecek güvensizlık daha çok geçmişteyaşanılan deneyımlerden, kullanılma duygusundan kaynaklanmaktadır. Yurtdışında yaşayan işçilerarasında imamlar tartışmasız bir otoriteyesahıptir. Uzunyıllarçekilenihtiyaçtan sonra ulaşılan bu kişiler ve bazı kesimlerde gittikçe daha çok sanlınan geleneksel değerler cami hocalanna topluluk içinde güçlü bir konum sağlamaktadır. Bu güçlü konumun suiistimal edildiğini düşünen kişiler hocalar konusunda çok hassastırlar. "Bir ağabeyimiz var. Hoca'ya dedi ki, bak, biz çok aldatıldık, eğer sen de bizi aldatırsan ycmin ediyorum ben seni alnından vururum. Tabii y apacak değil ama demek istediğim eğer şeriattan aynlırsa onu biz de dinlemeyiz. Biz çok hocalar gördük. gelip hepsi başka şey ler söy ledi. ama Hocamın bilgisi hiçbirinde yoktur." Çeşitli konuşmalardan anlaşıldığı kadanyla bu örgütlenme içindeçalışan göreviiler belirli bir mikıarda maaş almaktadır. Örneğm Cemaleddin Hoca bir konuşmasında maaş almadığını belırtmekteve şöyle demektedir: "Günlük masrafunız ne ise onu almz." Üyelik 100 mark Cemaleddin Kaplan başkanlığındaki hareket camıler temelinde örgütlenmiştir; bu gruba ait camılerde toplanan cemaat grubun üyelendir. Üyelik için Kara Ses'in görüşlerini benimsemek dışında başka bir şart yoktur. Üyelik aidatı 1985"te l'OOmarktır Üyeler, gerek kendileri gerekse diğer ülkelerdeki İslami hareketler için toplanan yardımlarda oldukça eli açık davranmaktadır. Bu çerçevede toplanan yardımlarda para olarak yardım yapıldığı gibi, bılezık. küpe, kolye gibi aynet .eşyalan da yardım olarak gruba verilmektedir. Kuran kurslan Daha önce beürttiğimiz gibi Avrupa'daki hemen hemen her Türk camisi bir Kuran kursuna sahiptir. Kaplan grubunun camilerindede Kuran kurslan verilmektedir. Bizim gördüğümüz Kuran kursu Köln'de Ulu Camide idı. Kadınlar tarafında yapılan bu kursta yaşlan beş ila on iki arasında değişen otuz sekız kız çocuğu ders görmekte idi. Kursu veren 18-20 yaşlannda, Cemaleddin Kaplan'ın öğrencisi olmuş genç bir kızdı; daha önce Cemaleddin Hoca'dan ders alan bu genç kız şımdi camide çocuklara Kuran vedinibilgiler öğretmektedir. Camide yapılan bu kurslara çocuklar aileleri tarafından getirilmektedir. Bu konuda bir üye şunlananlattı: "Benim oğlum on yaşında. Beş yaşında iken kursa yollamay a başladım. Şimdi Kuran'ı okuyor. Çocuğun kursu uzakta. Tabii çocukla ilgileneceksin. ona göre işini ay arlay acaksm. Şimdi ben araba ile kursa götüriiyorum. Dersi bitene kadar ya arabada bekliyorum, ya da altşverişimi yapıyorum. Okulunda da gayet iyi, Atmancası iyi. Hani okula çağırıyoriar. aileler gidip konuşuyor ya. Orada Kayscrili bir adam diyor ki oğlum Arapça öğrensin istiyorum, ama biraz büyüsün. 13-14 yaşında kursa vereceğim, şimdi zaten dersleri ağır, çocuğun oynaması da lazım. Çocuğun oyuna da ihtiy acı v ar diyoriar. Ben dedim ki bu doğru değil. O y aşta çocuğun dersieri daha ağır olacak, bir de Arpca zor gelecek. Ben oy namasın da demiy orum. Şimdi bunlann (Almanların) eskilerinin satıldığı bir yer var, gidip oradan bir sûrii oy uncak alıyonım. V allahi bazılan hiç kullanılmamış. Dışanda 20 lira (marka lira diyoriar) olan oyuncağa ben 5 lira veriy orum, bir y erine iki tane alıy orum. Bak şimdi ben bir kindergarten (ana okuluii temizliyorum. Öğleden sonra temizle de ne zaman olursa olsun. Bir de kızım v ar, 3 y aşında. Oğlanla bunu alıp gidiy orum. Vlüdür çocuklarını getirebilirsin dedi. Orada bir sürii oyuncak v ar. Ben temizlik y apıyorum, onlar oy nuyor. Çocukla ilgileneceksin tabii. Avrupa'daki Kuran kurslarında asd eğitim görenler çocuklar ve gençlerdir: düzenli olarak, ailelerinin isteği ile bu kurslara devam etmekte ve dini bilgileri edinmiş olarak bu kurslardan mezun olmaları umulmaktadır. Cemaleddin Hoca grubunun Kuran kurslarma devam eden çocukların aileleri topluluğun üyelendir; yetişen çocuklar için bu kurslara gitrnek doğal bir dunundur. "Bunlar acayıp' Camide verilen bu kurslann yanı sıra evlerde de yetişkinlere Kuran kursu verilmektedir. Evlerdeki kurslar, camidekinden farklı olarak, daha dışanya açıktır ve yeni üyeler kazanmaya da yöneliktir. Camide yapılan kurslara çocuklar aileleri tarafından oldukça düzenli getirilirken, evlerde yapılan kurslarda belirb birdüzenliliğin sağlanması daha güçtür. Türkiye'de imam hatip lısesini bitirmiş ve daha sonra Almanya'ya gitmış bir Kuran kursu hocası. evlerde verdiği kurs hakkında şunlan anlattı. "Kadınlar burada bir acayip. Tecvid öğretiyorum, bana kafa rutuyorlar. Hayır bu böyle okunur, ben böy le öğrendim diye. Teyze biz niye tecvid öğretiy oruz diyorum. Sen okuyorsun ama bunun bir kuralı \ ar, ona göre okumay ı öğren diyorum.Sanki ben öğrenci onlar hoca. Bunlar bir acayip. Tam ders yapıyoruz, biri kalkıp ben işe gideceğim diyor. İş dediği de ne? Temizlikçilik. Yani dinden daha mı önemli?'' Kuran kursu v eren hocalann belırli bir miktar para aldıklan anlaşılmaktadır. Kuran kursu hocalığı Avrupa'da yaşayan göçmenlereyönelik olarak yeni bir meslek kategorisi yaratmıştır. Bu yenı iş alanmdan sadeceerkekler değil, kadınlar da belirli bir ölçüde yararlanmaktadır, "tslami Cemaatler ve Cemiyetler Birliği" nin, merkezi, modern bir örgütlenmeye sahip olduğu söylenebilir. Bu örgütlenme yapısı geleneksel İslami örgütlenmelerden farİclıdır. Bu örgütlenmenin çeşitli İslami uygulama ve kavramlarla İslam içinde meşrulaştınlması mümkün ise de önemli olan nokta, yeni İslami hareketlerin sadece dünya görüşü düzeyinde değil örgütlenme yapısı düzeyinde de bugüne özgü ve Avrupa temelli hareketler olduğudur. SÜRECEK ÇALIŞANLARIN SORLXARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sakathk Indirimi ve Yaşlılık Aylığı Ben, yanında sakat işçi çalıştıran bir SSK emeklisiy im. Emekli olduktan sonra Ticaret Odası'na kay ıtlı bir işyeri açtım. Kendisi bu işyerinde çalışıyor. Sonınum, yanunda çalıştırdığım işçi ile ilgili. KendLsi- nin heyet raporu ile verilnüş 3. (üçüncü) sınıf sakat ra- ponı var. Vlayıs 1992 tarihinden bu vana benim yanun- da çalışıyor ve sigorta primlerini kesintisiz ödüyorum. İşçinin sakatlığı hem fiziki hem de zihinsel, ilkokul- dan dördüncü sınıftan diğer öğrencilerte uyum sağla- madığı içineve yoüandı. \nnesi boşandı ve Amerika'da çal^an birisiyle yeniden evlendi. Birsüre oğlunu da ya- nına aldı ve orada bu tür çocuklar için mevcut bir okul- da okuttu. Sonra Türkiye'ye döndü ve 29 yaşında' be- nim yanunda çalışmaya başladı. Mayıs 1993'te 15 çalışma yılını da doldurmuş olacaktı. Şu anda. 5000 gün prim ödemiş durumda. Ancak ay- lık bağlanması için aranan 25 yıllık süre dolmuş değil. Sonımşu: 15 yıllık süre, emekli olmasına yeter mi? Eğer 3. derece sakatlar, 15 yüda emekli olamıyorsa. sakattık derecesi yeni bir heyet raporu ile 2. dereceye yükselirse. 15 yılda emekli olunur mu? Kendisi, bir elini kullanamıyor. Aynca bir ayağı da ~~~ sakat olduğu için normal yürüyemiyor. Olaylar arasın- da bir bağıntı da kuramıyor. Bu konuda ne yapılabitir? A.0 YANIT: 508 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın yaşlılık aylı- ğından yararlanma koşullannı belırleyen 60. maddesinde ge- rek bedensel. gerek zihinsel özürlüler için ayncalık tanınmıştır. Yasanın bu maddesıne uyannca: a) Sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihten önce çalışma gucünün üçte ıkısini (%96.56) yitırenler ile yapılan ıyileştirme sonucu çalışabılir durumda olmadığı saptanan. b) Sakatlığı nedeniyle vergı ındinmınden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan. Sigortalılar. yaşlan ne olursa olsun. cn az 15 yıldan ben si- gorlalı bulunmak vc en az 3600 gün malullük. yaşlılık ve ölüm sigortalan primı ödemiş olnıak şartıyla yaşlılık aylığından ya- rarlanırlar " Kimler sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanacak- tır". sorusunun yanıiı, 193 sayılı Gclır Vcrgısı Yasasfnın 31. maddesinde venlmiştır. "2. Sakathk ındınmi: Çalışma gücu- nün asgari %80'ini kaybetmış bulunan hızmet erbabı bırincı dcrecede sakal. asgari %60"ını kaybetmiş bulunan hızmcl cr- babı ıkincı derece sakat. asgari %40'ını kaybcımiş bulunan hizmct erbabı ise üçüncü derecede sakal sayılır" vc sakallık ın- dirimmden \ararlanırlar. Yaşlılık aylığı yönünden. sakathk indiriminden yararlanan- lar için uygulamanın nasıl yapılacağı Sosyal Sigortalar Kuru-, mu Genel Müdürlüğü'nün 10 12.1986 tarihlive 12 sayılı genel- gesınm 49. sayfasında şöyle açıklanmaktadır: "Sakatlığı nedeniyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 31 3. maddesindeki, sakathk ındinminde yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar da yaşlan ne olursa olsun. en az 15 yıldan ben sigortalı bulunmak ve toplam 360 gün malullük. yaşlılık ve ölüm sigortalan primı ödemiş olmak şartı ılc yaşlılık aylığından yararlandınlırlar." 12 sayılı genelgedeki açıklama. yaşlılık aylığı bağlanabilmesi ıçın. sigortacılık süresı ve pnm ödeme gün sayısı şartlan ile bir- lıkıc 193 sayılı Gelir Vcrgısi Kanunu'nun 313. maddesinde- ki sakallık indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durum- da bulunduklannın, ilgili vergı dairelerinden alacaklan resmi belge ile ıspat edilmesi şartı alınır Bilindiği üzere. bu maddeye göre yaşlılık aylığı bağlanabil- mebi için sigortalının tahsıs talebınde bulunduğu tarihte sakat- lık indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda bulun- duğunu bclgelemesi yeterli olup askerlık muafiyeti veya sakat- lık indiriminden bir süre yararlanmtş olmasına gerek bulun- madığı gibi sigortalının ilerıde iyıleşmesı halınde bile bağlan- mı^ vc mükıcsep hak olmuş yaşlılık aylığı kesilmez." Onccliklc. bu uygulama binnci. ıkinci ve üçüncü derece sa- kal dyrımı yapılmaksızın yanınızda çalışan özürlü sigortalı iş- >inın Gclır Vergisi Ydsası'nm 31 3 maddesindeki sakathk indi- ınııındcn yararlanıyorsd. 15 yıllık sigonacılık süresinm doldu- ÜU. mııyıs 1993 tarihindc emekli olmaya hak kazanır ve kendısine Sosyal Sigortalar Kurumu"nda yaşlılık aylığı bağla- 1111. POLITIKAVEOTESI MEHMED KEMAL Felaket Ali... Ali'yi. Sıvasın Zara'sında Sürgün Alayı'nda tanıdım. Biz yeni geliyorduk, Ali tezkereye yakındı. Nitekim kısa bir süre sonra tezkere aldı, terhis oldu. Ali çok güzel saz çalar, türkü çığırır, şiir okurdu. Alay tatbikat'a çıkmıştı. Bizler gibi sabıkalı birkaç er alayda kalmıştık. Alay tenha, karavana bol, işsiz takımı gölgelerde tembellik ediyorduk. Zara'da dostluğumuz yalınkat oldu. Ama Zara'dan sonra her yerde Ali vardı. Solcuydu, solcu toplantılardan geri durmazdı. Solculuk o dönemde komünistlikti. Ali de bu yüzden komünist sa- yılırdı. Bir yiter, bir görünürdü. Şimdi unuttum, bir ba- kanlığın taşra örgütlerinden birinde çalışıyordu. Tehli- keli günlerde bir yere sinebiliyordu. Yaşamına gelince, içkiciydi. Hepimiz içkiciydik, ama onunki ağır işçilik gibi ağır içicilikti. Kalem'i işlettiğim günlere değin karşılaşmalarımız seyrekti. Kalem günle- rinde bir felaket olmuştu. Bu yüzden ona felaket adını takan ben olmuştum. Hürrem Arman hoca onu gördü mü, birof çeker; "Ali mi, gene felaket geliyor..." derdi. Veteriner özer solcuların gittiği bir içki yeri daha aç- mıştı da biraz rahat etmiştik. Oraya dadanır olmuştu. Nerede ünlü adam varsa Ali oradaydı. Ünlülerle konuş- mayı, yarenlik etmeyi çok severdi. önce elini çenesine dayar, uslu uslu dinler, bir süre sonra bir azman olurçı- kardı. Tutabilirsen tut!.. Ünlü kişiler de ondan kaçardı. Şiir okur, saz çalar, nükte yapardı. Nükteleri zekice, dayanaklıydı. Ben Felaket demeden önce Ali Hüsrevoğ- lu diye tanınırdı. Felaket, bir rozet gibi yakasına takıldı. Hangi ünlüyü sorsanız, gerçek-yalan bir anısı vardı. Ayıksa onları tatlı tatlı anlatırdı. Solun bir tür Bekri Mus- tafa'sı ya da Neyzen Tevfik'i gibiydi; ne çok şey bilir, ne deçokinsantanırdı. Bir övıincü de Kayserili olmaktı. "Bu şehrin künyesini kazıyın; hüzünler tutanağı bir yüzle karşılaşacaksınız, yüzünü bu şehirde unutmuş, bu şehrin bohemi bir adam, işte o Ali Hüsrevoğlu... Kayseri 1930. Bu şehir ka- dar soylu.." Bir fıkra... Adamın biri berber dükkanına girmiş, tıraş olacak... koltuğa ters oturmuş. Berber şaşkın: "Neden aynaya bakmıyorsunuz?" Adam yanrtlamış: "Sabah sabah bir Kayserili görmek istemiyorum." Her okur yazar glbi Ali de şiire bulaşmışlardan. Burtca yıl tanırım, şiirlerini pek okumazdı. Hatta hiç okumazdı. Şimdi tutmuş bir kitapta toplamış. Uzunca bir bölümü Yaşar Kemal (Kemal Sadık Göğceli) üstüne. Şu satırları da Ekmekçi ve benim için çiziktirmiş: Tanıdıklarımdan beraber yiyip içtiğimiz Mehmed Kemal de Ekmekçi de birer altındı Mehmed Kemal dendi mi Zara sürgünler alayı Sonra Ankara'daki Kalem'i gelir aklıma Bir de Istanbul'da Çiçek Pasajı'nda Hem de güpegündüz kabakuşlukta Birkaç kadeh yuvarladıktan sonra Taksim'de kurşun yağmuru altında Kanlı bir mayısı kutladığımız gelir O unutulmaz günü anlatırken köşesinde Ali o gün hastaneden kaçmıştı deyip Bir de felaket sözcüğü kaçırdı ağzından O günden bugüne benim adım Felaket'e çıktı. Kanlı 1 Mayıs günü birbirimizi yitirdik. Durmadan ölüm haberleri geliyordu. Herkes dostunu, yakınını arı- yordu. Eşimin akrabası Meral'i bu kargaşada ölü bul- muştuk. Ali, koca felaketın içinden süzülerek gelmiş bu günlere... Kanlı olaydan sağ çıkmıştı. Oysa ölüm herke- sin başında dolaşıyordu. BULMACA 1 2 3 4 5SOLDANSAĞA: 1/ Zurnalarda, kamış düdüğün bulunduğu lü- leye takılan yuvarlak plaka. 2/ Yapraklan sa- lata gibi yenen kokulu bir bitki... Dağkeçisi. 3/ Çayı. soğanı ve tavşaru vardır... Eskı Yunan'da sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuş- mak için halkın toplan- dığı alan. 4/ Büyük pi- liç... Tuzağa düşürülen şey. 5/ Nişastayı parça- layarak şekere çeviren bir enzim. 6/ Bir gösterme sıfatı... Hayvanla- ra vurulan damga. 7/ Fınnda ek- mek, börek, çörek çevirmeye yara- yan bir tür kürek... Bakınn simge- si. 8/ Kale hendeği... Uğursuz. 9/ Piyasayı dolaşarak bağlı bulundu- ğu şirket adına sipariş alan ya da müşteri bularak mal satan kimse. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Pişmiş hamurla yenen bir tür ta- vuklu çorba. 2/ Antil Adalan'nda, özellikle Haiti'de yaşayan karaderililerin dini.. Alaturka mü- zikte tempo. 3/ Bilgiçhk taslayan kımse... Karakter. 4/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Türlü bıtkilerin yaprak ve kabuklan ile kokulandınlmış aamürak bir içki. 5/ Tifo gibi bazı hastalıklara eşlik eden kas zayıflığı; 6/ Yasal... Bir çalgı.. 7/ Telefon sözü... Favori... "Bir nota. 8/ İzmir'in bir ilçesi... Üç aylarda medrese öğrencilerinin köyleri dolaşarak imamük edip para ve erzak toplamalan. 9/ Bazı kağit oyunlannda. ortaya sürülecek parayı ödeyebilmek için her oyuncunun kendi önüne koyduğu toplam para... Birmeyve. İLAN FATİH 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 992/379 Davacı Dürdane Hatipoflu vekili tarafından davah Gökhan Hatip- oğlu ale>hıne açılan boşanma davası sırasında; Küçukyalı, Altıntepe mahallesi, Galipbey cad. No: 12/19 adresin- de ikamel ettiği bildirilen davalı Dilaver Recep oğlu 1957 doğumlu Gökhan Hatipoğlu'na duruşma gününun tebliğ edilemediği gibi za- bıtaca yapılan araştırma da netice vermediğinden duruşma günunün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla adı geçenin duruşmanın bu- lunduğu 3.3.1993 günu saat 9.30'da raahkememizde hazır bulunma- sı, bulunmadığı takdirde HUMKInun 509-510. maddeleri gereğince duruşmaııın gıyabında devam olunacağı hususu davetiye yerine geç- mek uzere ilaaen tebliğ olunur. 25.11.1992 Basın: 13861 TERME ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1992/94 Davacılar H. Basn Çavuşoğlu ile Mehmet Ça\ujoğlu vekili tara- fından davalılar Hazine-i Maliye ile Sakarlı Beledıye Başkanhğı aley- hine açtıpı ıescil davasında; Ternıe ılçesı Sakarlı Cumhuriyet mahallesinde kain olup doğusu: Sabn Saraç, batısı. Kozluk kanalı. kuzeyi: Sabri Saraç taşınmazı ve güneyı: Ordu-Samsun karayolu ile çevrili olan taşınmazın davacılar kenılı uzerlerıne tescıhnı ıstediklerınden bu yer uzerinde bir hak id- dıa eden var ise vesaıklerı ile bırhkte duruşmanın atılı bulunduğu 16 3.1993 tarihinden once mahkememizin 1992/94 esas sayılı dosya- sına muracaatlan il.ın olunur. 12.8.1992 Basın: 52126
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle