15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet lmtiyaz sahıbı: Beria .\»di • Genel Yayın Yonetmeni. Ozgen Atar • Genel Yayın Koordinatoriı: Hikmet Çetinkaya • Yazı lşlerı Muduru Celal Başlangif • Görsel Yonetmen: Ali Acar • Duzenleme: Mustıfa Saglamer • Ankara Temsilcisi: Cuneyt Arcayurek Haber Mudurleri MusUf» Baltrtrv, I$ık Kansu lzmir Temsilcı V: S«rdır Kmk Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoglu tstanbul Haberlen: Şenay Kalkan Dış Haberler: Ergan Balcı Iş-Ekonomi: Şukran Ketenci Basım: Cumhuriyet Matbaacılık \e Gazetecilık T.A.Ş. • Yayımlayon: Yeni Gun Haber Yun Haberleri: Mekmei Sanç Makaleler Sami Kınören Spor.Abdüik>dir Yüc«iman Du- Ajansı Basrn ve Yayıncıük A.Ş. Turkocağı Cad. 39/41 Cagaloğlu 34334 tst. PK: 246 zeltme: Abdollah Yana • Müessese Mudur V.: Erol Erkut •Koordınatör: Abmet lstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Tela: 22246, Fax: (1) 513 85 95 • Bürolar Aakın: Kornlsao • Muhasebe: Bulent Yeoer • Idare: Hüseyin Gürer • tşletme: Önder Çelik Z. Gökalp Blv lnkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • • Bilgi-İslem: Nail tnal • Bilgisayar Sistem: Mürtivet Çiler • Reklam: Keha Işıtman tzmir H. Ziya Blv 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Teln: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adaaa: Inönu Cad. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 59 25 78 TAKVİM: 10ARAL1K1992 İmsak: 5.38 Güneş:7.10 Öğle: 12.01 Lkindi: 14.22 Akşam: 16.42 Yatsı: 18.09 Yoga, astıma iyi geliyop • FRANKFtRT(AA)- ABD'deColorado Cniversitesi'nde görevli Prof.Dr. Paul L. Vedanthan, asiımlı kişilerin yoga yapmalannıönerdi. Prof. Vedanthan, ileri derecede astımh hasıalann haftada üç kez yoga yapmalan halinde. sinirlerinin yatıştığmı. kaslannın da gevşeklik kazandığını ve krizedaha az yakalandıklannı kaydetti. AIDSile mücadele • ANKARA (AA)-Sağhk Bakanlığı, AIDS hastalığıyla mücadelede halkı eğitmek ve bilinçlendirmek amacıyla, TR'ı e özel televızyon kanallannda yayımlanmak üzere. kısa metrajlı fılmler hazırladı. Sağlık Bakanı YıldınmAktuna.AIDS hastabğının kan, ortak enjektörkullanımı vecinsel ılişki yoluyla geçtığine dair yaşamdan alınmış örneklerle tamulacağını belirtti. Aktuna. bu amaçla kısa metrajlı fılmler hazırlandığmı bildirerek, "Halkı AIDS konusunda eğitmek ve bilinçlendirmek istiyoruz" dedi. Çocuklar ve renklerin dili • İZMİR (AA) - Çocuklann davraruş biçimlerinde renklerin de azımsanmayacak bir rolü bulunduğu, "Kromoterapi" adı venlen "renkler aracılığıyla tedavi yöntemT'nin.sinir hastabklannm tedavisinde yaygın biçimde uygulandığı bildirildi. Çocuk gelişim uzmanlannın yaptıklan araşürmalar, özellikle çocuklann renkkîden çok etkilendiklerini ortaya koydu. Uzmanlar, renklerin, sadece ruhsal durumu etkilemekle kalmadığını, zaman zaman organik reaksiyonlara da neden olduklannı belirttiler. Kalp krizinin en büyük nedeni • İSTANBLL(İÜHA)- Işyerinde patronla tartışmak gibi stres yaratıcı nedenler. kalp kriziriskiniartunyor. Amerika'daki Nevv Englan Deoconess Hastanesi"nde yapılan araştırmalar sonucunda. kalp krizinden önceki birkaç saat içinde stresli olaylann bariz biçimde daha sık yaşandığı ortaya çıktı. Araştırmayı yürüten Dr. Sue Jacobs. işyerinde önemli toplantılara katılmak, işten çıkanlmak, aile içinde duygusal olaylar yada mali sorunlar gibi stresli olaylann "kalp krizlerinin tetiğini çektiğini" belirtti. Kalp krizi geçiren 129 kişi üzerinde yapılan araştırma sonucunda lamamına yakınının. krizden önceki 26 saat içinde stresli bir olay yaşadıklan ortaya ' çıktı. Sinözitten kuptulabilipsiniz • İZMİR (AA)-Tıp dünyasındakı yenılıkler, tedavi edilmemesi durumunda, ölûmebileyol açabilecek bir rahatsızlıİc olan sinüzitin önlenmesinde de yeni yöntemler geliştiriyor. Ana burun boşluğuna açılan boşluklann, iltihaplanması şeklinde ortaya çıkan sinüzit hastalığı günümüzde pekçok kişiyi rahatsız ederken, FESC (Fonsiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi) yöntemi ile hiç iz bırakmadan sinüslerçalışıf hale getirilebiliyor. Doktorsuz doğum • İstanbul Haber Senisi - İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı Başkaru Nuray Fincancıoğlu. Türkiye'de kadınlann büyük bölümünün hâlâ evde hiçbir sağlık personelinin yardımı olmaksıan doğum yapmakta olduğunu söyledi. lstanbul Üniversitesi Kadın Sorunlan Araşürma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen konferanslar dizisinin ikincisi Kadın-Doğurganlık veAile konusunda dün Beyazıt Devlet Kütüphanesi Konferans Salonu'nda yapıldı. Nuray Fincancıoğlu, Türkiye'de ortalama yüzde 25 kadının hiçbir sağlık personelinin müdahalesi olmadan doğum yapuğıru. doğu illerinde bu durumun yüzde 60'lara kadar vardığmı, bauda bu orarun yüzde 7 olduğunu anlattı. Bitkisel hayattaki bir insanın geleceğiyle ilgili sorunun yanıtı aranıyor Söyleyin baylar;kim yaşasın,kim ölsün? • Tony Bland, geçen günlerde İngiltere'yi ayağa kaldıran gelişmelerin baş aktörü haline geldi. Üç yıldan beri bitkisel hayatta bulunan Tony, İngiliz Yüksek Mahkemesi'nin verdiği kararla ölüme mahkûm olabilir. KEMAL ÇAVUŞOĞLL Eğer İngiltere"ye sık sık gidiyorsanız veya İngiltere'de yaşıyorsanız bundan sonra çok daha dikkatli olmalısınız. Siz en iyisi. gitmeden önce "bitkisel hayata girersem öldürülmek istemıyo- rum' yazılı bir belgeyi cebinızde taşıym. Bu belge belki de hayatınızı kurtarabilir! Hatta bu belgeyı noterde düzenlerseniz daha garantıli olabilir. Bütün bunlann kaynağı, 1989 yılında Hillsborough futbol karşılaş- ması ile başladı. Karşılaşmada çıkan kargaşa 95 kişının ölümüne neden oldu. Bu olayda kaburga kemiklen kınlan ağır yaralı durumdaki Tony Bland. geçen günlerde İngiltere'yi aya- ğa kaldıran gelişmelenn baş aktörü haline geldi. Üç yıldan beri bitkisel hayatta bulu- nan Tonv, İngiliz Yüksek Mahkeme- si'nin verdiği kararla ölüme mahkum olabilir. Bu karann ardından başlayan yoğun tartışmalar artarak sürüyor. Bitkisel hayatı sürdüren Tony ise bü- tün bu gelişmelerden haberdar bile de- İjl- ölümii, acısız olmalı Tony'nin gıyabında verilen Yüksek Mahkeme karan, "düşünme yeteneğı- ni kaybedip de, kurtulma umudu ke- sin olmayan koma halindeki hastalara uygulanmakta olan tedavi, doktor- lann vereceği karara bağlı olarak kesi- lebilir"hükümlerini öngörüyor. Dok- torlan bu konuda kısıtlayan tek hü- küm ise, bu dolaylı infazın hastaya en az acı verecek biçimde yapılması. Bu karann ardından. Tony'nin öl- mesini savunanlar ile bitkisel hayatta da olsa yaşaUlmasını ısteyenleri karşı karşıya getirdi. Ölmesıni isteyenlerin başında. Tony'nin ailesi geliyor. Bunu sırayla, Tony'nin doktorlan ve Yük- sek Mahkeme başkanı Sir Stephan Brown izliyor. Tony'nin yaşatılmasını isteyen tarafta ise Danışman Avukatı ile Yaşam grubu topluluğu yer alıyor. Hayatı, tedavinin sürdürülmesine bağlı olan Tony 21 yaşında. Normal solunumunu sürdürdüğü ve beyınsel ölüm halinde olmadığı belirtiliyor. Bu- nunla beraber serumla doğrudan mi- desinden beslenen Tony için iyileşme umudu gözükmemesine karşın. besin ve antibiyotik tedavisi kesilirse daha da kötüleşeceğine ilişkin hiç bir ışaret de yok. Mahkeme karannın açıklan- masından itibaren temel sorun Tony'- nin serumla beslenmesinin "tıbbi teda- vi" kapsamında olup olmadığı. Eğer beslenme konusu tedavi içinde yer alı- rsa. mahkeme tarafından doktorlara tanınan. "uzun süreden beri bitkisel hayatta bulunan hastaya uygulanan "tıbbi tedavinin terkedilmesi' hakkı" sonucunda Tony 14 gün içinde açlık- tan ölecek. Doktorlann bir kısmı "beslenme"- nın de divaliz cihazı uygulanmasında Ölümcül bir hastayla beraber olmak ŞefkatliölümDış Haberler Servisi - Ölümcül hastalara yardırn eden hemşire Maggie Callanan ve Patricia Kelley 'in yeni çıkan kitabının adı "Son Hediye." Yazarlar da pek çok kişi gibi, bu durumu doğum olayma betızetiyorlar. Kitap, ölümün tüm aile bıreyterine üzüntü ve aa yerine, olumlu ve deneyinüeri paylaşabüecekleri bir firsat yarattığıru anlatsyor. Kiiapölümü nasıl karşılayabileceğimizi bilmenin, insanlardaki panik vekorkuyu azaltacağını öne sürüyor. Beş yıl önce AJDS'ten ölerı Archie'nin arkadaşı CynıhiaO'Neal arkadaşının son gününe kadaryanında oimuş. Budeneyim onun hayaünın akışını değtştirmiş. Cyntia duygulannı şöyle anîatıyor: "'Benim ölüme doğru giden biriyle beraber olmam, ölüm hakkındaki düşüncelerimi tamamen değiştirdi. Arkadaşım Archie hastanedeki son günlerini geçirirken beslenmesini sağlayan makineye 24 saat boyunca bağhydı. Yakında ökceğini biliyordu. Fakat Archie makineyle yaşamak ve hayatmın böyle son bulmasını istemiyordu. Buonun yaşamak istediği hayat biçımi değildi. Doktorundan makineyi kaldjrmasmj istedi. Doktoru buna 'evet* dedi. Daha sonra benden, kndisini tekerîekü iskemleyekoyup Metropolitan MÜKsi'negötürmemi istedi. Sonraki dörtgününü. arkadaşlannı toplayıp onlarla birliktegeçirdi. Beşgün sonra da öldü. Archie. evdeki son günlerinde fazla uyumaya başlamıştı. Bazen nefes aldığındanşüpheederdik. Kısmen komadagibiydi. Fakat. aniden uyanıp kahve kaliteli şampanya veya sevdiği birtathdan isterdi. Bir arkadaşımız omuzlanna masaj yapardı. Hephniz Archie'yeyardımediyorduk. Çok sıradışı birolay, sanki doğum gibi birşeydi. Archie harika bir yolculuğa hazırlantyormuş gibi ona yardım ettik." Manevi yönünün aksinedinsel bir yönü olmayan, intihar veötenazi tanımına da girmeyen bu ölüm biçimi "şefkatli ölüm" olarak isimlendiriliyor. Ölen Archie'nin arkadaşı O'Neal ise, bu deneyimin ardmdan. kendi kurduğu "'Ölüm Arkadaşlan" derneğinin yöneticiliğıni yapıyor. Derneğin temel amacı, ölümcül hastalığa yakalanmış insanlara manevi destekermek. O'Neal dernek çalışmalanyanında yılar önce doğal doğum haraİcetinde olduğu gibi. günümüzde yeni başlayan Doğal Otüm' hareketinde de aktif rol alıyor. Bu yeni hareket. üp teknolojisi ve hukuksal konularda belki de birtakım değjşiklikkr getirecek. Kimbilir? olduğu gıbı tedavinin birparçası oldu- ğu görüşünde. Diğer bir sorun ıse. bu tanınan karann. Ton> ile aynı durum- da olan 1000'den fazla hastanın gele- ceğine örnek olup olma\acağı. Mahkeme başkanı Sir Stephan Brown. İngiltere'de ilk kez tıbbi ve ahlaki yönü olan bir davayla karşı karşıya gelindiğini sövlüyor. Brown. aynca. Tony'nin ailesinin onu ölmüş kabul edip. Tonv'yi tıp yardımıyla yaşatılan bir bederî ola- rak gördüklenni söyle\erek. mahke- me karannı destekledığıni söyledi. Sağlık kurulu ile aynı görüşte olan Tony'nin ailesi de mahkeme karan- ndan yana. Oğlunun insanca ölmesi- ne izin verilmesini isteyen baba Allan Bland. Sir Stephan tarafından öv- eüvle takdir edildi. Tony'nin dok- torlan da karan memnuni\etle karşı- ladıklannı belirterek. "Bir kimseyi DU şekilde yaşatmaya çalışmak in- sanlık haysiyetine kasıttır" diyerek görüşlerini açıkladılar. Bitkisel hayattaki Tony'nin yaşa- masmdan yana olan danışman avu-. katı ise. beslenme rejiminin durdurul- masının cinayet olduğunu savuna- rak. kamuoyunun desteğini sağlama- ya çalışıyor. Avukat karşı çıkıyor Danışman avukat konuya üç nok tadan karşı çıkıyor: Bınncısı mahkemenm sağlık kunı- lunun isteği doğrultusunda, taraf tu- tarak karar verdiğini söylüyor. İkin- cisi, Tony'nin midesinden doğrudan sürdükleri kampanyada Tony'ye tam destek veren kamuoyu tarafından yer alıyor. Kampanya sözcüsü Keith Davies. "Bu durum. bitkisel hayattaki hasta- lan ölümü gönüllü secmiş kişiler ola- rak göstermekle, çok tehlikelı bir hu- kuki örnek oluşturabilir" şeklinde kaygılannı ifade ediyor. Davies. "Bu olayın altında. ahlaki ve tıbbi bir duru- mun, pazar ekonomisi mantığıyla çö- zümlenmesi gerçeği yatıyor" diyor. Davies. Tony ile aynı durumda olan binden fazla bitkisel hayattaki has- tanın, Milli Sağlık Kurulu'na yılhk maliyetinin 100 milyon sterlini (1.2 trilyon TL) aşmasının karann alınmasn- da ana etken olduğuna inanıyor. Kampanya sözcüsü Davies, sağlık sisteminde yeni düzenlemelerin daha önceden tartışıldığını söylüyor. ABD'- nin Oregon eyaletinde uygulanmak is- tenen bu tasan. yoğun eleştirilere he- def olunca Eski Başkan Bush tarafı- ndan veto edilmişti. Mahkeme karannda en çok tepkiyi çeken nokta ise, hastanın ölümüne ka- rar verilirken. hastanın yasal olarak mahkeme önünde haklannı savuna- cak danışman avukatı konusunun dü- zenlenmemesi ve ABD'de ki uygula- manın aksine. doktorlann böyle bir karan verirken. hastanın ailesinin bu kararda hiç söz sahibi olmaması. ABD'de 1970'lenn ortalanndan iti- baren özellikle ötanezi konusu, büyük tarüşmalardan sonra bazı eyaletlerde kabul edilmiş, 1990da ABD Federal Yüksek Mahkemesi verdiği kararda, hastaya veya onun ailesine, uygulanan tedaviyi reddetme hakkı tanımışu. ABD' de ilk kez 1976 yılında New Jer- sey mahkemesi, bir aileye, her gün eri- yen 22 yaşındaki koma halindeki kı zlanna uygulanan tedaviyi bıraktıra- bilme hakkı tanımışu. Son olarak 1991 yılında çıkan, Hastanın Özerklik Yasası'nda ise, tüm ubbi kuruluşlara hastalann gerçek tıbbi durumlanru yüzlerine söyleme zorunluluğu getiril- di. Bu zorunluluk. hastanın iyileşme umudu ve ölüme ne kadar yakm oldu- ğu konulannı da içeriyor. Bunun ar- dından ABD'de birçok ölüm derneği kurulmuş durumda. Bu demekler, ölümcül hastalığa yakalanmış olan hastalann son günlerini arkadaşlany- la beraber ve dünyadan aynlmadan önce arzuladıği biçimde gerçekleştir- meyi sağlıyor. Törkiye Ülkemizde uzun yıllardan beri dü- zenli bir sağlık politikasının oluşturu- lamaması nedeniyle, hukuksal olarak ötanezi konusunda yasal birçahşma mevcutdeğil. 1982 Anayasasfnın kişi- nin haklan ve ödevieri bölümünde yer alan 17.maddesi, "Herkes, yaşama, doğruya beslenmesini sağlayan siste- maddı ve manevi varlığını koruma ve mın. hukuksal yönden "tıbbi te- geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zo- davı" kapsamının dışmda tutul- runluluklar ve kanunda yazılı haller masını savunarak. Yüksek Mahke- dışında kişinin vücüt bütünlüğüne do- me'nin verdiği karan yeniden göz- kunulamaz; nzası olmadan biümsel ve den geçirmesini talep ediyor. Üçün- tıbbi deneylere tabi tutulamaz" hü- cu olarak da, bunun doktorlann kümlerini içeriyor. Hukukçular, öta- meslek ahlaki ve ettikleri Hipokrat nezi ve buna benzer konularda yasal yemini ile bağdaşması mümkün duzenleme olmaması nedeniyle.'dok- olmayan bir karar olduğunu savu- torlann hastanın isteği doğrultusundan u v o r - olsa bile, ölüme neden olmasının Ceza Danışman avukat ile aynı tarafta Yasasına göre adam öldürme suçu çarpışan Yaşam grubu üyeleri ise kapsamında yer alaeağını söylüyorlar. Alman Kültür Enstitüsü 'çevre' konulu afış sergisi düzenledi Dünyayı çocuklarıımzdaıı ödünç aldık Christmas ağacını babasina taşıyor Çocuk. her yerde. her zaman ve her koşulda çocuktur. Biranneninkucağında sevinir. yağmurlu bir gecenın karanlığında korkar. oyuncaklanndan ayn düşünce de ağlar. Yoksul ya da zengin bütün çocuklar böyledir. Çocuklar yaşam ilearasındaki bağı sıkıca ve sıcacık tutmayı başanr. Filipinler'in başkenti Manila'nın sokaklannda yılbaşı gecesi ıçin çam ağaa satan babasına yardım eden bu küçük çocuğun mahzun bakışlannda bile gizli bir sevinç sakh değil mi? Bu sevinci anlamak için dünyaya 'çocuk gözüyle' bakmak gerekiyor. (Fotoğraf: Reuter) SADIK KARAMLSTAFA "Biz bu dünyayı çocuklan- mızdan ödünç aldık."Alman Kültür Enstitüsü'nün İstan- bul'da düzenlediği çevre konu- lu afış sergiSinin başlığı bu. Cümleyi tamamlayacak olur- sak. "Bu dünya bize atalanmı- zdan miras kalmadu bız onu çocuklanmızdan ödünç aldık."' İnsanın doğal çevresi ile arası- ndaki ılişkiyi çok iyi anlatan bu Afrika atasözünü ilk kez dört beş yıl önce duymuştum; Ay- nntı Yayınlan'nın. kitap fua- nnda dağıtmak için yaptınnak istediği dört afışten birinin başlığiydı. Çevre. özgürlük, kadın ve bıreysellik konulannı. Akademi'deki öğrencilerime ödev olarak vermiş. çıkan işler içinden en iyileri seçerek bası- lmasını sağlamıştık. Çevreyi koruma konusunda, doğru iîetişım çok önemlidir. Her gün yüzlerce medya tarafı- ndan mesaj bombardımanına tutulan topluma, çevreye karşı daha duyarlı olunması gerekti- ğini işittirmek ya da göstermek çetin bir iştir. Ustelik bu iş. büt- çesi sınırlı. profesyonel kad- rolardan yoksun gön'üüü kuru- luşlar tarafından yürütülüyorsa iletişim daha da zorlaşır. Çevre konusunda çalışan ku- nıluşlann, hedef kitlelerine en kolay ulayabilecekleri iletişim araçlanndkn biri afıştir. Rad- yo. televızyon. basın gibi rned- yalarda (medya sözcüğü aslı- nda çoğul olmakla birlikte. Türkçe'de alışıldığı biçimiyle, "lar" takısıyla kullanıyorum) hep birilerinin mülkiyeti söz konusudur. Bu araçlan kullan- mak için sahiplerine para Öde- mek zorundasınız. Avnca on- • Çevre yıkımına karşı tepkilerin ele ahndığı afış sergisi, hem tarihi bir perspektif getiriyorhem de tematik bir bakış açısıyla sunuluyor. lann politikalanna aykın me- sajlan da yayınlatamazsınız. Bu açıdan bâkıldığında afış de- mokratik ve dolaysız bir araçtır. Bir afış tasarlayın, ister matbaada bastınn, ıster ilkel bir serigraf tezgahında basın ister- seniz fotokopiyle çoğaltın. Du- varlar sizin; mesajıruzı kimlere iletmek istiyorsamz. gıdin ora- ya asm. Denetlenmesi güç bir araç olduğu için afış hep yön- temleri uğraşürmış, her ülîcede çeşitli yasaklar ve kısıtlamalar- la karşılaşmışur. Afışten bir iletişim aracı ola- rak yararlanmanın koşulu iyi tasarlamaktır. Tasarlamak der- ken, mesajın oluşturulması- ndan. afışin hedef kitleye ulaş- masma kadar izlenen süreci kastediyorum. Derdini açık se- çik anlatamayan ama "şık" bir afış hiçbir işe yaramaz. İyi ta- sarlanmış ama yapıştınlacak duvar bulamayan bir afış de sa- dece koleksiyonlan süsler. "Biz bu dünyayı çocuklan- mızdan ödünç aldık" başhklı serginin konsepti Richard Grubling ve Reiner Diederich'e ait. Yapımı Erlângen Şehir Ga- lerisi gerçekleştirmiş. Çevre yıkımına karşı tepkilenn ele almdığı sergi. hem tarihi bir perspektif getınyor hem de te- matik bir bakış açısıyla sunu- luyor. Sekiz bölümün ilki yir- minci yüzyılın başından günü- müze kadar, çevre afişlerinin tarihini inceliyor. İkinci bölüm olan, "Çevre Yıkımına Karşı Sanatçılar" Butzmann, Hundertwasser. Beltran, Folon, Akiyama, Fu- kuda gibi ünlü sanatçı ve tasa- nmcılann çevre konulu afışleri- ni içeriyor. Aynca Staeck, Un- gerer. Paul Peter Piech gibi önemli isimlere rastlanıyor. Varşova ve Lahti afış bienalle- rinden afışler sergileniyor. Bun- dan sonra "Ormanı Kurtann". "Su Hayattır". "Hava Hepimi- ze Aittır". "Günün Başansı- Bir Hayvan Nesli Daha Tüken- di", "Nasıl Yaşıyoruz", "Ve Si- lahlanma" başhklı altı bölüm yer alıyor. Asü. değişik boyoıtlarda 116 alişten oluşan sergi, yer darhğı nedeniyle azaltılnuş. yine de sıkışık düzende sergilenmiş. Aslında cilalı ahşap duvarlany- la, Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu'nun fuayesi gerçek bir ser- gi salonu değıl. Sergideki afışler yerel yönetimler, çevre örgütle- ri, siyasi partiler ve özel kuru- luşlar tarafından yapünlrnış. Afışlerin çoğunda izlediğimiz yazılı mesajın ağırlığı. çevre ko- nulu tasanrnlarda metnin ne kadar önemli olduğunu hisset- tiriyor. Bu afışler tepkinin, uyannın afışleri. Hiçbir şeicüde şık ve "sofıstike" değiller; ola- bıldiğince sertler ve mesajlanru yükses sesle veriyorlar. Ve o ka- dar da etkili oluvorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle