15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6KASIM1992CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞHABERLER İNanda'da hükümetçöktü • LONDRA(AA) - Avrupa Topluluğu üyesi 3.5 milyon nüfuslu Irianda'da Muhafazakar Fianna Fail Partisi ile İlerici Demokratlar arasındaki koalısyon hükümetıçöktü. Başbakan Alben Reynoldstarafından partı lıderİerineyöneltilen suçlamalann ardından koalısyonun küçük üyesi İlericı Demokrdtlar hükümetten aynlma karan aldılar. İlencı Demokrat Parti üyesi üç bakan da görevlerinden istıfa ettiler. Parlamentoda 6 milletvekili bulunan İlerici Demokrat Parti'nın desteğini çekmesi ile hük ümetın yapılacak güvenoylamasını kaybetmesı kesinlik kazandı Kûba-ABD üşkUeri IKARAKAS (AA) - Küba Dışişlen Bakanı. ABD'nin Küba'ya karşı uyguladığı tıcaret ambargosunun başansız olduğunu ve bu yüzden de devam etmesınin bir yarar sağlamayacağıru söyledi. Küba Dışişleri Bakanı Richard Alarcon. burada gazetecilere verdiği demeçte. Kübanın, ABD'nin yeni dış politikası hakkında bir yorum yapmadan önce Clinton'ın görevine başlamasını bekleyeceğini söyledi. Angola'da gerginlik • NEW YORK AA) - BM Genel Sekreteri Butros Gali, Angola'daki durumun çok riddi olduğunu belirterek banş operasyonlanndan sorumlu yardımcısı Marrack Gouldingi bu ülkeye göndermeye karar verdiğini söyledi. Genel Sekreter'm sözcüsü Joe Sills yaptığı açıklamada, Goulding'in yann başkent Luanda'ya varacağını ve öncelikle ateşkese uyulması için çalışacağını belirtü. 30 milyon maaş • ATİNA(AA)- Yunanistan'da uzun süreden beri maaşlannın düşük olduğundan, maddi olanaksızlıklanndan şikayet eden milletvekıllerine yübaşından itibaren zam geliyor. Parlamentoya sunulan bir tasanda, 1991 yılından bu yana maaşlan sabit kalan milletvekillerine 5.2 milyon bra (130 bin , drahmi) zam yapılması öngörülüyor. Hemen hemen tümiçvedışpolitıka konulannda görüş aynlıklan içinde bulunan iktidardaki yeni demokrasi partisi ve ana muhalefetteki Pasok miUetvekilleri maaş konusunda hep birlikte "evet" oyu vereceklerini açıkladılar. Taakistan'da İstami rejim • MOSKOVA(AA)- Rusya'da yayımlanan veeski KPbürokrasisiyle muhafazakar çevrelenn sözcüsü konumunu koruyan Pravda gazetesi, aylardır ıç çekişmelere sahne olan Tacikistan'da İslama bir rejimin fıilen oturmuş olduğunu bildirdi. Gazetenin dünkü sayısında yayımlanan Tacikistan'daki olaylara ilişkin bir incelemede, şu anda ülkenin 'En otoriter organının' hükümet ya da devlet başkanlığı değil, islam hukukunun uygulanmasını sağlayan "kadıbk" kurumu olduğu belirtildi. Rusya'da özeUeştirme • MOSKOVA (AA) - Derin ekonomik sıkıntı içinde olan Rusya'da öngörülen ekonomik reformlann başansında kilit rolü oynayacağı düşünülen özeUeştirme hareketine hız veriliyor. özelleştirme işlerinden sorumlu başbakan yardımcısı Anatoli Cubaıs, dün düzenlediği basın toplantısında, halka dağıülmakta olan özel hisse senetlerinin özelleşürilecek kuruluşlar ıçin düzenlenecek açık arturmalarda bu aydan itibaren kullanılmaya başlayacağını söyledi. New York'taki Kıbns görüşmelerinde toprak ayarlaması konusüna geçiliyor Aııayasadüğümüçözülemedi• Denktaş, anayasa konusundaki görûşmelerde Kıbns'ta oluş- turulması öngörülen federal cumhuriyetin egemenliğine karşı çıkmadıklannı, ancak kurucu federe devletlere de egemenlik ta- nınması gerektiğini savundu. KKTC Cumhurbaşkanı, güvenlik açısından egemenlik talebinden vazgeçmeyecekJerini söyledi. ERDALGÜVEN NEW YORK - Birleşmiş Milleüer (BM) gözetiminde sürdürülen üçüncü tur Kıbns görüşmelerinde toprak ayar- Iamasına ilişkin görüşmelere geçiliyor. Federal devlet-federe devlet Uışkisi ve "egemenlik" kavramına taraflarca farklı yaklaşımlar getirilmesi nedeniyle anayasal görüşmelerde uzlaşma sağla- namadı. Kıbns Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu üçüncü turda hiçbir iler- leme sağlanamadığmı belirterek görüş- meleri sürdürmenin hiçbır anlamı kal- madığını söyledi. BM Genel Sekreteri Butros Gali yerlerinden edilmiş kişilere ilişkin görüşmelerin ardından yaptığı gı- bi taraflara bu kez de anayasaya ilişkin Türk ve Rum önerilerini içeren bir me- tin sunarak görüş belirtmelerini istedi. Gali eşliğinde öncekı gece bir araya gelen Türk ve Rum toplumlan liderlen Rauf Denktaş ve Yorgo Vasılıu anaya- sada giriş bölümünü oluşturan "yönlen- dirici ilkeler ve genel hedefler"i ele aldı- lar. TSİ ile 23.30'da başlayan görüşme yaklaşık iki saat sürdü. Vasiliu görüşmeden çıkarken yaptığı açıklamada Genel Sekreter'in isteği üze- rine anayasal görüşmeleri bitirip toprak ayarlamasına ilişkin görüşmelere geç- meyi kararlaştırdıklannı söyledi. Vasi- liu "Denktaş birbirleriyle işbirliği yapan ıkı a_\ n egemen devletten söz edıyor. hiç- bir ilerleme yok" dedi. Denktaş ise görüşmenın ardından dü- zenlediği basın toplantısında, Kıbns'ta kurulması öngörülen federasyonun ege- menliğine karşı çıkmadıklannı, ancak kurucu federe devletlere egemenlik tanı- makla federasyonun egemenliğine göl- ge düşmeyeceğini savundu. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş. güvenlik açı- sından egemenlikten vazgecemeyecek- lerini söyledi. Denktaş görüşmeler öncesinde ken- dilerine "Anayasa bitmeden toprağa ge- çilmeyecek' diye söz verildiğini anım- satarak "ama Vasıliu'nun acelesi var. Toprağa geçmek istiyor. Israrlan sürer- se, toprağı tartışacağız" dedı. Denktaş Vasilu'nun görüşme sonra- sında Türk tarafı Güvenlik Konseyı ka- rarlanna aykm istekler öne sürecekse, görüşmeleri sürdürmekte hiçbir yarar görmediklerini söylediğini belirterek "Amacı bir an önce toprağa geçip, bizi uzlaşmaz göstererek Türk tarafını suç- layan bir Güvenlik Konseyi karan çı- kartmak. Biz de bunu bile bile 'oyunu- nuoyna" diyoruz"dedi. Öte yandan Genel Sekreter Butros Gali "Durum ve tutum saptama çalış- malannı sürdürüyor. Gali önceki gece yapılan görüşme öncesinde taraflara yargı, yasama ve yürütmede gözetilecek ilkelere ilişkin, Türk ve Rum önerisine ek olarak "Düşünceler Dizisinde" yer alan görüşleri de içeren bir metin sundu ve Denktaş ile Vasiliu'dan metinle ilgjli görüş belirtmelerini istedi. Gali aynı yöntemi yerlerinden edilmiş kişilere iliş- kin görüşmeler ardından da uygulamış- tı. Türk tarafı yerlennden edilmiş kişile- re ilişkin olarak kendilerine sunulan metni belli düzeltmeler yaparak Gali'ye iade etmiş bulunuyor. Rum tarafı ise metni henüz geri vermiş değil. Bosna-Hersek Vance ve Owen'dan işbirliği teklifiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye'ye bir günlük zıyarette bulunan Bosna-Her- sek'teki olaylann engellenme- sıne yoneîık görüşmelerin eşbaşkanlan Cyrus Vance ve Lord O\\en'ın. Ankara'dan, Sırplann ambargoyu delmele- rinin engellenmesine yönelik destek istediğı belirtildi Tür- kıye'nin Bosna-Hersek olay- larının Balkanlara yayılacağı uyansında bulunduğu. bölge- ye asker gonderme önerisinı yinelediğı. Vance \e Owen'ın bunu BM've götürmek üzere "not aldıklan" öğrenildi. Londra Banş Konferansı çercevesınde yürütülen Ce- nevrc görüşmelerinin başkan- lan Owcn \e Vance, Türkiye'- nın Birleşmiş Milletler Gü- venlik Konseyi nezdinde yaptığı "Bosnalılara kendile- rini savunma hakkının" ta- nınmasına yönelik girişime karşı çıktılar. Bosna-Hersek'e yönelik ambargonun kaldınl- ması yenne, Sırbistan'a uygu- lanan ambargonun delinmesi- nin engellenmesi ıçın Tür- kiye'den destek isteyen bâşkanlara. Türkiye olumlu yaklaşu. Ankara'dan dün sabah ay- KIBRIS nlan Vance ve üwen'ın görüş- meler sırasında. Sırbistan'a konulmuş olan ambargonun delinerek, "stratejık maddele- rin" bu ülkeye gönderildiğinin saptandığını dıle getırdiler Başkanlar Vance ve Ovven. Ankara'daki görüşmelerinde Türkiye'nın Bosna'ya uygula- nan ambargonun kaldınlması yönündeki isteğine. "Ambar- gonun kalkması ve silahlann bölgeye akması, çaüşmalann diğer eski Yugoslavya cumhu- riyetlerine yayılmasına yol açar. aynca kan dökülmesını arttınr" savıyla karşı çıktığı bildirildi. Vance, Esen- boğa Havaalanı'nda yaptığı açıklamada. ağır silahlar ala- nında iki taraf arasındaki den- gesizliklerin, Bosna'ya ambargo kalksa da devam edeceğini savundu. Türk yetkililerin iki başkan- la yaptığı görüşmelerde. Bosna'ya ambargonun kalk- masının kan akıtılmasını dur- dunnaya yardımcı olacağı. eğer bu yapılmayıp. Sırp sal- dırganlıâ önlenemezse çatış- malann asıl o zaman Sancak ve Kosova'ya sıçrayarak bir Balkan savaşı çıkaracağına dikkat çekildı. Bosnalı çocuklar kışa hazırlanıyor ^ ^ kaçıp Posusje'ye sığınan Bosna-Hersekli çocuklar, yaklaşan soğuk kışı karşılamak için odun topluv orlar. Bu arada diğer bölgelerdeki Sırp saldınlarının yoğunlaştığı ve özellikle kuzey doğu- daki stratejik öneme sahip Gradacac kentinde dunımın kritik olduğu bildirildi. Hırvatistan rad- yosu, bölgede önceki gün meydana gelen çatışmalarda 18 kişinin öldüğünü bildirdi. Clinton'ın zaferine Vasiliu sevindi NEW YORK (Cumhuriyet) • Washıngton'da Başkanbk kol- tuğuna Demokrat Bill Clin- ton'ın oturmasından sevinç du- yanlar arasında Güney Kıbns Rum yönetimi lideri Yorgo Va- siliu en başta yer aldı. Vasiliu Kıbns görüşmeleri nedeniyle bulunduğu New York'tan tele- fonla Arkansas'ı arayarak Cünton'ı "bizzat" kutladıktan sonra bir de yazıb açıklama ya- parak Clinton'dan "Çok şeyler bekledıklerini" bildirdi. Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da bir telgraf çekerek Clinton'a görevinde başan diledi. Rum lar eski ABD Başkanı George Bush'u unutmamakla birhkte Clinton'a umut bağlarken. Türk tarafı Clinton'ın ABD dış politikasında çarpıcı bir deği- şiklik beklemiyor. Clinton, seçim kampanyası sırasında To Vima adb Yu'nan gazetesıne verdiği demeçte. Ku- zey Kıbns'ta görev yapan Türk âskerlennı "İşgal güçlen" diye nitelemiş ve "Türk askerlennin Adadan çekilmesinde ABD' nin hem manevi sorumluluğu hınn de maddi çıkarlan vardır" de- mişti. Clinton, Başkan seçıldığin- de, izleyeceği dış polıtikaya iliş- kin olarak yayımladığı seçım bildirisınde de Kıbns'la ilgili bölömde benzer görüşlere yer vermişti. Cbnton aynca ikinci tur Kıbns görüşmeleri sırası- nda Vasilıu'yu kaldığı otelde zi- yaret etmış, Rum çevrelerinde, "Vasiliu Cünton'ı ayağına ge- tirtti" yönünde yorumlar yapılmıştı. Vasiliu, ABD secim sonuç- lanna ilişkin olarak önceki gün yaptığı yaalı açıklamada, Chn- ton'ı Kıbns sorununa duyarlı bir b'der olarak niteleyerek Adada federasyon kurulması yolunda Clinton'ın desteğıne güvendıklerini belirtti. SATILIK NIKONFAGÖVDE 4.000.000 Hayrettin Sağanak 5120505/438 ÜTEŞEKKÜR EDERİZ . 27.000.000.000.-TL.'ndan 81.000.000.000.-TL.'na artırılan sermayemizde rüçhan hakkı kullanımı ve hisse satışlarında gösterilen ilgiye ve şirketimize duyulan güvene teşekkür ederiz. YASAŞ YAŞAR BOYA VE KİMYA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. POLİTİKADA SORUNLAR ERGUNBALO Clinton Dönemi ABD'de seçim kampanyası boyunca en ağırlıklı konu ekonomi idi. Bu kampanya, Amerikan seçim tarihinde ekonominin belki de en fazla konuşulduğu dönem o!du. Ekonomik tartışmaların heyecanı arasında savunma ve dış politikaya ise çok az yer ayrıldı Bu olguya yeni Başkan Bill Clinton'ın dış politika konusunda deneyımsiz olması da eklenince, Demokrat yönetimin izleyeceği dış politika merakla beklenmeye başlandı Batılı gözlemciler, Clinton döneminin hiç olmazsa ilk yıl- larında iç sorunlara öncelik tanınacağını, yeni yönetimin enerjisinin büyük bölümünü bütçe açığı, işsizlik, yoksulluk gibi ciddi ekonomik sorunlar üzerinde yoğunlaştıracağını bildiriyorlar. Dış politika ve savunma alanlarında Clinton'ın Ameri- kan birliklerinin Avrupa'dan çekilmesini hızlandırması, nükleer silahsızlanmaya ivme kazandırması, "Yıldız Sa- vaşlan" programında büyük ölçüde kısınf yapması, sa- vunma bütçesinde indirime gitmesi bekleniyor. Clinton seçim kampanyası sırasında yaptığı konuşma- larda önümüzdekı beş yıl içinde ABD'nin 300 milyar dolar- lık savunma bütçesinde 100 milyar dolar kısıntı yapmak ıstedığını söyledi. Clinton, Avrupa'da bulunan 300 bin do- layındakı Amerikan askerınin sayısını da 100bıne indirme- yi tasarlıyor. Bu olgu da başta ingiltere olmak üzere bir dizi Avrupa ülkesini kaygılandırıyor. Londra, Avrupa'daki Amerikan birliklerinin sayısının belirli bir düzeyde kalmasının ABD- Avrupa ilişkileri açısından çok önemli olduğunu savunu- yor. İngiltere, Hollanda. Italya gibi Avrupa ülkeleri, yaşlı kıtada Amerikan varlığını Almanya'ya karşı denge unsuru olarak gorüyorlar. Dikkatini ekonomik sorunlar üzerinde yoğunlaştırabilmek için daha fazla içe dönük bir politika yanlısı görünen Clinton, Fransa'nın bayraktarlığını yaptığı "Avrupa Ordusu "na da Bush kadar soğuk bakmıyor. Av- rupa ülkelerinin böylece kendi savunmaları için daha fazla para ayıracaklarını düşünüyor Ancak Clinton, ABD'nin NATO'ya bağlılığını ve bu örgü- te verdiği önemi sık sık vurguladı. 20 ocakta görevi res- men devralacak olan Demokrat başkanın amacı, mümkün olan her konuda tasarruf yaparak bütçe açığını kapatmaya çalışmak. Tasarruf programının kapsamına dış yardımla- rın da gireceği, bundan Türkiye'nin de etkileneceği düşü- nülebilir. Clinton'ın yaşlı kıtadaki Amerikan birliklerinin sayısında büyük indınm yapması ve içe dönük politikaya kayma ola- sılığı, bir dizı Avrupa ülkesini kaygılandırırken, Arap ülke- leri de Demokrat yönetimin Ortadoğu'da izleyeceği politi- kayı tedirginlik içinde bekliyorlar. Başkan Bush, Israil'i banş masasına oturtmak ıçin bu ülkeye ağırbaskı yapmış- tı. Nitekim eski Israil Başbakanı Izak Şamir, Reuter Ajansı'na verdiği demeçte "Bush'un yenilgisine üzülmek için hiçbir neden yok" dedi Yahudi oylarına Cumhuriyetçi Parti'den çok daha fazla dayanan Demokratlar'ın israil'i kollama olasıhğı Arapları tedirgin ediyor. Üstelik Cumhuriyetçiler'in yenilgisı ile Ja- mes Baker gibi Ortadoğu konusunda deneyimli ve usta bir* diplomat ta sahneden çekilmiş oldu. Clinton yönetiminin icraatmı kaygıyla bekleyen bir ülke de Çin. Clinton, Tienanmen katJiamından sonra Pekin'e yeterince sert davranmadığı gerekçesi ile Bush'u, sık sık eleştirmıştı. Ama ABD, bir mılyarlık bir pazarı kaybetmek istemeyeceğinden Clinton'ın Çin politikasının da Bush'- unkinden çok farklı olmayacağı düşünülebilir. ••• Clinton döneminde Kıbns konusunda Türkiyeye baskı- nın artması beklenebilir. Aslında bu baskı, Bush dönemin- de başlamıştt Biz her zaman Kıbns konusunda daha esnek politika izlenebileceği görüşünü taşıdık. Sayın Denktaş'la Ankaranın, Kıbrıs politikasını bu açıdan yeni- den değerlendirmeleri herhalde yararlı olacaktır. Insan haklan, Clinton yönetiminin büyük bir olasılıkla Ankara'yı sıkıştıracağı diğer bir konudur. Bununla bağlan- tılı olarak Clinton yönetiminin Kürt sorununda da daha duyarlı davranması beklenebilir. Ama daha önce de yaz- dığımız gibi, Türkiye ınsan haklan sorununu çözer ve demokrasi yolunda ilerlemeye devam ederse VVashing- ton'dan gelecek baskıdan çekinmesi için bir neden kal- maz. Clinton*ekonominin dayatması nedeni ile iç sorunlara öncelik tanımak durumundadır. İç sorunlara zaman ayır- mak isteyen eski Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un dışarı- da istikrar aradığı gibi, Clinton da dışarıda istikrar arayı- şında olacaktır. Bu bakımdan Türkiye dahıl. hiçbir ülke ile ilişkilerinde köklü bir değişiklik yapacağını sanmıyoruz. Ama Türkiye de soğuk savaş döneminin rahatlığını kay- bedecektir. Bu alışkanlıktan kurtulmanın zamanı da zaten gelmişti. MAASTRICHT OYLAMASI Major kılpayı farklakazandı • İşçi Partisi"Avrupa'ya evet, ama bu hükümetin Avrupa siyasetine hayır" diyerek aleyhte oy verdi. Liberal Demokratlar ise "Avrupa'ya evet, hükü- mete hayır, ama yine de bu aşamada hükümet bu- nalımı istemiyoruz" diyerek lehte oy kullandı. EDtPEMİLÖVTVIEN LONDRA - Başbakan John Major, Maastricht Anlaş- ması'na parlamentoda kılpayı ile destek sağladı ve sadece 3 oyluk bir çoğunlukla istifadan kurtuldu. Oylama. aslında Maastricht Anlaşmasfnın doğrudan onaylanması için yapılmadı. Hükümet, Avam Kamarası'ndan sadece Avru- pa Topluluğu siyasetini des- tekleyip desteklemediğini sor- du. Hükümetin sunduğu 140 kelimelik önergede Maast- richt'in adı bile geçmiyordu. Ancak AT siyasetı demek, Maastricht tartışması demekti. Günlerdir heyecanla beklenen oylama çarşamba gecesi yapıldı. Bizzat iktidar partisi içindeki muhaliflerin aleyhte oy verdikleri, bazı üyelerin, grup başkanlannın emrine rağmen oylamaya kaülmadığı görüldü. Oylama. muhalefetı deböldü. İşçi Partisi "Avrupa'ya evet, ama bu hükümetin Avrupa si- yasetine hayır" diyerek aleyhte oy verdi. Küçük muhalefet partisi Liberal Demokratlar ise "Avrupa'ya evet, hüküme- te hayır, ama yine de bu aşa- mada hükümet bunalımı iste- miyoruz" diyerek lehte oy kul- landı. Hükümet. sağladığı 3 oyluk çoğunlukla, Maastricht Anlaş- ması'nı şimdi madde madde görüşülmek üzere Dışişleri Komisyonu'na aktanyor. Ko- mısyon'dan geçtikten sonra ne zaman tekrar Avam Kama- rası'na dönüp resmen onayla- nacağj belli değil. Ancak hükümetin, Dani- marka'nın "hayır"ının "evef'e dönüşmesini bekleyeceği sanıbyor. Bu aşamada tek so- run bu. Fransa'nın "hayır" di- yeceği sanılıyordu. Kıl payı ile "evet" dedi. Şimdi İngiltere de öyle. Mab' ve siyasi çıkarlan, ATye ilişkin kaygılanndan önde gelen İtalya ve Yunanis- tan gibi üyeler ise parlamento- lannda hiç püruz çıkartmadı- lar. AT içindeki bunalım şim- dilik atlatılmış görünüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle