Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz sahibi: Bcria Nadi • Genel Vayın Yonetmenı: Özgen Acar •
Genel Yayın Koordinacörü Hfkmet Çetinkaya • Vazı fşierı Mudüru:
Cetal Raflasgıç • Görsel Yönetmen: Aü Aor • Düzenleme: Mustsfı
Saflaaacr • Ankara Temsiicisi: Cıioeyt Arcayımk Haber Müdürleri:
M u M ı Balbay, Isık Kauo tzmır Temsilci V.: Sentar Kıak Adana
Temsiicisi: Cetta Yigenoğl»
tstanbul Haberleri: Şenay Kalkan Dış Haberier: Ergun Balcı Iş-Ekonomi: Şiıknn Kttenci
Vur' Ha^e-'e.-: Mehıneı Saraç Kuitür: CHal Üstrr Makaleler: Suni Karaören Spor:
Abdolkadfr \ucelman Düzeltr.ıe: AMullah Yazıa • Muessese Müdür V.: Erol Erkut
• Koordinator: Ahmet Korvtsan • Muhasebe: Boleol Vener • tdare: Hüsryin Gurer •
Işletme: Önder Çdik • Bılgi-Işlem Nail tnal • Bıigısayar Sıstem: Miinıvet ÇUer
• Reklam: Reha Isıtman
Basım: Cumhuriyeı Maıbaacılık ve Gazöccilik T.A.Ş. • Yayımlayan: Yeni Gün Habcr
Ajansı Baan ve Yayıncılık A.Ş. TOrkocaJı Cad. 39/41 Cagalojhı 34334 lst. PK: 246
Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 hal), Teta: 22246, Fax. (1) 526 60 72 • Bürolar: Aakan:
Z. GOkalp Blv. lnkllap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, 1Mex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 •
Izmlr H. Ziya Btv. 1352 a 2/3 Teb 83 12 30, Tetoı: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adaae
InÖDÛ Cad. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 htt), TUex: 62155, Fa* (71) 59 25 78
TAKVtM 5KASIM1992 5 05 Giine* 6 32 Oğle 11 52 Ikındı 14.37 Akşanr 17 03 Yatsı: 18.24
IANKARA(ANKA)-İlaç
bağımlılan ûzerinde
yapılan araştırmalar,
hastalann çoğunda birden
fazla rahatsızlıklar
olduğunu ortaya koydu.
Ankara'da yapılan 28'inci
Ulusal Psikiyatri
Kongresi'nesunulan
araştırma sonuçlan
nastaların çoğunda kişilik
bozukluğu. bulantı
bozuluklan. duygulanım
bozukluğu ve kumar
tutkusu olduğunu gösterdi.
Atina Üniversitesi
Psikiyatri Bölümü
tarafından 176 ilaç
bağımlısı ûzerinde yapılan
testlerbukişilerde
şizofreninin ise hayat boyu
sürdüğünü ortaya çıkardı.
Uçak kazalamnın
sım
• ATİNA (AA)-Yeni
geliştırilmekte olan bir
yöntemle uçak kazalannı,
olay anından birkaç saat
sonra bilgısayarekranından
izlcmek mümkün olacak.
ABD'de yayımlanan ve
Yunanistan'da da satışa
sunulan NewScientist
Dergisfndeyeraianhabere *
göre. Kanada Uzay ve
Havacılık Araştırma
Enstitüsü tarafından
geliştirilen bir bilgisayar
sistemı, sefer halindeki
uçakiarda uçuş verilerini
toplayan kara kutudaki
bilgileri değerlendirirken,
birkaç saat ıçinde
araşiırmaalann kazayı
scyretmelerini sağlayacak.
Çevreci
havayolu
I Haber Merkezi - tsvıçrc
Ha\a\ollan(Swissair)Zürih
Hiuaİirriiinrndaki yer
ıcrminallerinc yanaşan
uçakların havalandırma ve
acrcklı cnstrümanlan
çalı>iırmak içın ihtiyacı olan
cncrjı \ crrne sıstcmini
değı^ıirdi. Uçak yakıtı ile
çjhşan Cikı s>ıstcmın
dcsrcdcnçıkanlmasıyla 12
mıhon tonyakıt lassarrufu
sağİanırkcn. havaya kanşan
nıirojcnoksil oranında da
\ üzde 90 azalma sağlanacak.
S\\ ıssaır} eni sistem için 130
railvarlıralık birvatınm
gcrçcklcşıirdi.
Kadın yönetjcfler
•ANKARA(ANKA)-
Türkiyedeen büyük 500
kuruluşta çahşmakta olan
kadın ve erkek yöneticiler
arasında yapılan bir
araştırma. kadın
yöneticilerde liderlik
davranışının erkek
yöneticilere oranla daha
fazla görüldüğünü ortaya
koydu. İstanbul Sanayi
Odasrnınl991yılındâ
belirledıği 500 büyük
kuruluş ile sanayi ve ticaret
odalan rehberlennden
hareketle belirlenen 100
kadın ve 100 erkek
yöneticiyi kapsayan
araştırma sonucunda kadın
veerkek yöneticilerin
çoğunun babalanmn
"memur" olduğu görüldü.
• IZMİR(ANKA)-Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağbğı Anabilim dalı
Başkanı Prof. Dr. Fethi
Doğan.dünyadaheryı] 12
milyon kişinin kalp
hastalıklanndan öldüğünü
açıklarken, kalbin en büyûk
düşmanının kolesterol
olduğunu bildirdi. Prof. Dr,
Fethi Doğan. Türkiye'de
kışi başına yağ tüketimirun
yılda 18.2 kilogram
olduğunu ve bunun 10
kilogramından fazlasını ise
margarin. hidrojene yağlar
ile hayvansal yağlann
oluşturduğuna dikkati
çekerek kolesterol riskini
azaltmak için katı
yağlardan kaçınmak
gerektiğini vurguladı.
Telefonla
ruhsal tedavi
• İstanbııl Haber Senisi -
"Alo'lu hatlurdan artık
ruhsal tedavi hızmeti dc
\crilccek. "Alo Psikoloji"
hiittı NTCTcIebilgi Ticaret
A.Ş. laralindandcvrcye
sokulucak. "Alo Psikoloji'
scn Kinın çocuklan ile
sorunlan olan annc ve
hnbulann ihtiyaçlannacevap
\erecek şekildcdüzenlendiği
hclirlildı. Bırpsikoloğa
gidccck zıımunı olmayan
vclilcri hı/mcı verecek birhat
olduğu bildirilcn 'Alo
Psıkoloji'nın ruhsal
sorunljrü hcsaplı birçözüm
siciireceğı. aılc ıle çocuk
dijsindakı küllür farklılığı
ncdcımlcoluşan
uuışmu/lıklunn
nedenlerinın clcalınaciığı
\uiuulani\or.
Le Figaro Magazine dergisinde Savarona yatının ihtişamı anlatılıyor
Atatürk'ün yüzen saraymıkiralayın
•Atatürk'ün yaşamının son altı haftasını bu yatta
geçirdiği ve siroza yakalanması nedeniyle sadece
sakız leblebisi yiyebildiğine dikkat çekilen yaada,
Savanora'nm îkinci Dünya Savaşı'ndan sonra De-
niz Kuvvetleri'nde knllanıldığı, 1979'da çıkan bir
yangında yandığı ve 1989'a kadar da unutulduğu
anlatılıyor.
Haber Merkezi - Atatûrk'- kızan Atatürk. kendisine der-
ün, yaşamının son aylannı ge- hal daha düzgün bir yat bu-
çirdiği "Savarona" yatıyla il- iunması emrini verir. Bu ara-
ünlügıli olarak Le Figaro Magazi-
ne'in 17 ekim sayısında fotoğ-
raflı biryaayayımlandı. "Ata-
türk'ûn Yüzen Sarayını Kira-
layın" başlığıyla dergide yer
alan yazıda Savarona'nın ihti-
şamı anlatmakla bitirilemi-
yor.
Marie-Clemence Barbe-
Gınti imzasıyla yayımlanan
yazıda, giriş cürnlesinde şu
ifadelere yer verih'yor
"lngiltere Krah 7. Edward
1936 yıhnın bir günü beyaz
gömlek giymemiş olsaydı, bu-
gûn Savarona bir Tûrk ar-
matörûnûn malı olmaya-
caktı. İngiltere Krah, İstan-
bul'da yaptığı resmi ziyaret sı-
rasında o dönem Atatürk'ün
teknesi olan Ertuğrul moto-
ruyla gezerken bacalardan bi-
rinden uçan duman beyaz
gömleğini kirletmişti. Fazla
zorlanmadan. Türklerin ba-
bası olarak adlandınlan Ata-
türk'ün bu olaydan ne derece
korkunç bir kızgınlığa kapıl-
dığı tahmin edilebilir. Zaten
Atatürk, çocukluğundan beri
gayet huysuz olmalda tanın-
mıştı. Annesi Zübeyde
Hanım'ın bu huyu yüzünden
kendisine "Bozkurtum" dedi-
ğıru arumsamak gerek.
"Kral Edward olayına çok
da New York'ta ünlü Bro-
oklyn Köprüsü'nü yapan mü-
hendisin küçük kızı Emily
Roebling Cadvvallader, kap-
nsli bir milyarder kadındır.
Kendisine Savarona adlı bir
yat yaptınr Hamburg tersa-
nelerinde. Ama tam o sırada
1929 para krizi patlak vermiş-
tir. Emily Roebling bu kriz
nedeniyle yaü alamaz. Böyle-
ce yat ayda 80 bin dolara kira-
ya verilir. Ama o arada Anka-
ra hükümeti devreye girer ve
yaü bir milyon dolara Türkle-
rin babasına armağan eder."
Atatürk'ün yaşamının son
altı haftasını bu yatta geçirdi-
ği ve siroza yakalanması ne-
deniyle sadece saJcız leblebisi
yiyebiidiğine dikkat çekilen
yazıda, Savanora'nm İkincı
Dünya Savaşı'ndan sonra
Deniz Kuvvetleri'nde kul-
lanıldığı, 1979'da çıkan bir
yangında yandığı ve 1989'a
kadar da unutulduğu anlatılı-
yor.
Armatör Kahraman Sadı-
koğlu'nun, Savarona'yi 49
yıllığına kiralayıp onardığına
dikkat çekilen yazıda yatın
nasıl muhteşem biçimde
yapıldığı, içinin döşemeleri
ballandınla bajlandınla an-
latılıyor.
Moskova'dafahişelik oranı yüzde 30
Rusya'dafuhuş
artıyor
EVREN DEĞER
MOSKOVA
madde sokulduğunu beürti-
yor. Osipov'un verdiği bilgiye
Rusya, göre uyuşturucu maddelerin
yaklaşık 70 yıl süren komünist geldiği ülkeler şöyle:
sisternden demokrasiye geçiş "Rusya'da 1 milyon hektar-
sürecini yaşarken, bu sürecin bkalandahaşhaşyetişüriliyor.
sancılan, yaşamın her alanın- Ancak bunun dışında dış ülke-
da kendisini gösteriyor. Suç iş- lerden de geh'yor. Örneğin eski
leme oranı bu >ılm ilk 9 ayında cumhuriyetlerden gelen uyuş-
>oizde 80 artış gösterirken, turucu madde oranı toplam.
uyuşturucu bağımlılannın oranın için de yüzde 4O'ı
sa>ısı da giderek arüyor. Bu- oluşturuyor. Bu nedenle uyuş-
günkü resmi istatistiklere göre turucu maddelerle savaşım
Rusya'da uyuşturucu bağımlı- için 13 eski cumhuriyetle an-
lannın sayısı tam 1,5 milyon. laşma yapıldı. Şu anda bu
Rusya'da fuhuş da son yıllar- maddeler daha çok Afganis-
da büyük artış gösteriyor. tan, Pakistan ve fran gibi ülke-
Dergide çıkan yazıda yatın dekorasyonunun muhteşem olduğu vıırgulanıyor.
İsveç'te haftada bir kadın k<xasından ya da sevgilisinden dayak yiyerek yaşamını yitiriyor
Kacluuıı evinde de u*zuıa geçilebilir
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM- tsveç'te tecavüze
uğrayan, ırzına gecilen kadınlar için 125
adet kadın sığınma evi var. 8.5 milyon
nüfuslu ülkede her yıl 1300 kadın ve
1200 çocuk buralara sıgınıyor. İsveç'te
cınsel suçlar, 1975-1988 yıllan arası tam
yüzde 73'lük bir artış gösterdi.
Ebon Kram, bu 125 kadın ağmma
evini çaüsı altında toplayan ROKS'un
genel başkanı. Ona soruyoruz;
-Cinsel suçlann artmasının sorumlu-
su kimler? Buraya yapayalnız, kadınsız
olarak gelen yabancılar rnı, yoksa TV-
de geç vakit gösterilmesi giderek doğal
hale gelen pornografık filmler mi?
-Hiçbiri değil, diye yanıtlıyor Ebon
Kram. Ortada, erkeklere özgü uluslara-
raa bir problem var. Zaman zaman ya-
bancılann ağırhk kazanması hiçbir şeyi
değiştirmiyor. İsveç'te bugün, haftada
bir kadın, kocasından ya da sevgilisin-
den dayak yiyerek yaşamını yitiriyor.
Bunlann çok azı yabana kökenli.
Ebon Kram. yuva çatısı altında ger-
çekleşen cinsel tecavüzlerin daha büyük
bir sorun olduğu görüşünde. Çünkü bu
tür suçlara toplumun girişimde bulun-
masının oldukça güç olduğunu biliyor.
-Konferanslanm sırasında. izleyicile-
rime, aralannda kimkrin cinsel tecavü-
ze uğramış olduğunu soruyonun. An-
cak birkaç el kalkıyor. Eğer soruyu,
"tstemediğiniz halde, hanginiz cinsel
• İsveç'te 125 kadın sığınma evini çatısı altmda toplayan
ROKS'un Genel Başkanı Ebon Kram, yuvâ çaüsı altında ger-
çekleşen cinsel tecavtizlerin daha büyük bir sorun olduğu gö-
rüşünde. Çünkü bu tür suçlara toplumun girişimde bulun-
masının oldukça güç olduğunu biliyor.Amerikah araşürmacı
James Ptacek de aynı konuya eğilmiş. Vardığı sonuç aynı:-
Erkekler, yapüklannın gayet güzel bilincindeler.
ilişkide buIundunuzT' diye çevirirsem
hemen herkesin eli kalkıyor.
ROKS bu olayın, tanmmış krimino-
log Leif GVV Persson tarafından "çiftler
arası ırza geçme" olarak ad-
landınldığmı belirtiyorveörgütünün bu
tanıma karşı çıktığını söylüyor.
-Irza geçme, kadının İcendı kocası ya
da sevgilisi tarafından gerçekleştirilirse
de, ırza geçmektir. Örgütümüz, 10 yıldır
var. Polisle aramızdaki ilişki giderek ge-
lişti. Ne var ki politikacılardan hiçbir
destek göremedik. Çalışmalanmız tü-
müyle idealist temeUer üzenne kurulu.
Toplumda nüfuz sorunu var. Her taba-
kadan erkek bunun anahtannı kadına
karşı kullanıyor. Bu nedenle de cinsel
tecavüz, belirli bir kategoriye dahil er-
keklerin tekelinde değil.
15 ekimde Malmö'de düzenlenen
"Kadınlar Neden Dövülüyor?'" adlı se-
minerde de aynı sonuc;- vanldı: "Kadın-
lan döven, onlara cinsel tecavüzde bulu-
nan erkeklerin garip hiçbir yaru yok.
Çoğu gayet normal insanlar. Sorun da
buradan kaynaklanıyor."
Evet, bunlann arasında çok sayıda si-
cilli deli de var, ama sorun, erkeklerin
aklı dengesizliğınden değil, akli düzeyin-
den kaynaklanıyor.
Semineri izleyen. Aftonbladet'in
kadın gazetecisi Asa Mattsson, izlenim-
lerini şöyle dile getiriyor.
-Seminere katılan bütün araştırmaa-
lar, kadınlann dövülmesini cinsel kültü-
rümüzün bir parçası olarak gördüler.
yolundan çıkmış bir avuçerkeğin işi ola-
rak değil. Sorumluluk. bireyi epey aşmış
durumda. Suçlu; mahkemelerde, basın-
da, sosyal danışma bürolannda ve aile-
mizde bulunuyor.
Seminerde konuşan doçent Eva
Lundgren, dayak yiyen kadınlarla ve
onlan döven erkeİclerle defalarca ko-
nuşmuş bir araştuTnacı. Erkeklerin ilk
yanıü "Elim gidiverdi" oluyor. Gerçek
görüntü sonra ortaya çıkıyor.
Erkeklerin, kadını döverek kendi ege-
menliklerini kanıtlamak istedikleri, baa
sınırlan koymayı amaçladıklan ortaya
çıkü. Hedef, kadını sindirmek ve
-sanıldığı gibi- erkekliği kanıtlamaktı.
Eğer kadın teslim olursa yeni hedefler
bulunuyordu: Kızçocuklan, işyerindeki
kadınlar gibi.
Eva Lundgren. belirli bir tip kadın-
lann dövüldüğü tezıne karşı:
-Kadınlar. kışilikJerinde yatan zararlı
bazı özelliklerden ötürü kendilerine dö-
vecek kimlıkte erkek bulmuyorlar. Dö-
vülme mekanizması beürlı bir süreçten
geçiyor. Tecrit edilme. şiddet ve yakınlık
arasında bocalama, tehdit ve vaat ara-
sında ufuklan daralıyor kadının. Duy-
guyu, kendine olan saygıyı yitiriyor.
Kendisini başkasmın gözüyle görüyor.
Daha az değerli. en alrtaki bir birey ola-
rak. Bunu. kadınlan döven erkeklerin
sözlerinden de çıkanyoruz.
Amerikalı araştırmacı James Ptacek
de aynı konuya eğilmiş; Eva'dan daha
da derinlere inen söyleşiler yapmış. An-
cak vardığı sonuç aynı:
-Erkekler, yapüklannın gayet güze!
bilincindeler. Hedefleri açık: Kadın üze-
nnde duygusal. cınsel, ekonomik ve fızi-
kı olarak egemenlik kurmak.
-Peki. kadınını döven bir erkek
yardım için hiç başvurmuyor mu?
-Kadın direnmeye başlayıp evi terk
etmeye kalkışırsa ancak o zaman.
Tarihi binada onanm bugünkü rakamlarla 1.5 milyan geçecek
Kızlarağası Hanı'nın yüzü yeııileııiyor
ASUMAN ABAaOĞLU
İZMİR Tarihi Kızlarağası
Hanı "aslına uygun" olarak ye-
niden inşa edüiyor. Birkaç yıl
önce "restorasyonu" yapılması
planlanan, ancak bir iki duvan
dışında tümüyle yıkılan tarihi
hanınonanmı çalışmalan "rast-
rüksiyon"a dönüştü. Bazı çev-
reler, binanın "En az yıkım ya-
parak nasıl restore ederiz" diye
düşünülmeden tümüyle
yıkılmasmı hata olarak değer-
lendirirlerken daha iyimser
olanlar da "Kızlarağası Hanı'-
nın yerine 8 kath işhanı yapı-
lmasından daha iyidir" düşün-
cesini savunuyorlar. Yeniden
yapılması, 1993 yılı haziran a-
ymda tamamlanması planla-
nan hanın, turistik amaçlı ola-
rak hizmet vereceği belirtiliyor.
1737 yılında Kızlarağası
Haa Beşir Ağa tarafından
yaptınlan han, Osmanlı mima-
risinin özelliklerini taşımasmuı
yara sıra hem çarşı ve hem de
konaklama işlevini bir arada
bulundurmasJ nedeniyle kendi-
ne özgü bir nitelik taşıyor.
Alanı 4466 metre kareyi bulan
Kızlarağası Hanı'nın zemin
kaü kervanlarla Uzak Doğu'-
dan gemilerle Avrupa'dan ge-
len mallann depolanma ve de-
ğiş-tokuş yeri olarak işlev görii-
yordu. Tüccarlar getirdikleri
mallan hanın dış çevresini oluş-
• 1993 yılı haziran aym-
da tamamlanması
planlanan hanın, turis-
tik amaçlı olarak hizmet
vereceği belirtiliyor.
1737 yılında Kızlarağası
Hacı Beşir Ağa tarafın-
dan yaptınlan han, Os-
manlı mimarisinin özel-
liklerini taşımasının
yanı sıra hem çarşı ve
hem de konaklama işle-
vini bir arada bulundur-
ması nedeniyle kendine
özgü bir nitelik taşıyor.
Hanın onanmı aslına uygun olarak gerçekleştirflecek.
turan dükkanlarda satışa sunu-
yorlar, bu arada da ikinci katta
konaklayabiliyorlardı.
Kızlarağası Hanı, son yıllar-
da bakırcı ve demirci atölyeleri
ile lokantacılann mekanı haline
gelmişti. Vakıfiar Bölge Mü-
dürlüğü'nün dörtte bir. özel
mülkiyet sahiplennm de dörtte
üç oranında pay sahibi olduk-
lan hanın restorasyonu, taraf-
lann paylan oranında mali
katkılanyla gerçekleştiriliyor.
Vakıflar Bölge Müdürlüğü yet-
kılileri, 1993 yılı haziran ayında
tamamlanması planlanan
onanmın bugünkü rakamlarla
15 milyar 800 milyon liraya mal
olacağmı belirttiler. Yetkililer
hanın onanmı tamamlandığı-
nda orijinaliyle aynı olacağmı
savunarak kullanüan her mal-
zemenin Koruma Kurulu ta-
rafından denetlendiğini söyle-
diler.
İzmir Koruma Kurulu yet-
kilileri, Kızlarağası Hanı'nın
kuruldan izin alinmadan
yıkıldığını anımsatarak "Şu
anda bizden onaylı proje yürü-
tülüyor. Onanmın projeye uy-
gun olup olmadığını sürekli de-
netliyoruz. Onanm, bugünün
koşullannda mümkün olduğu
kadar aslına uygun yapılmaya
çalışıîıyor" dediler.
Kızlarağası Hanı'nın
onanmını "Aslına uygun sa>ı-
labilir" diye nitelendiren Do-
kuz Eylül Üniversitesi Mi-
marlık Mühendislik Fakültesi
Şehir Planlamacılığı Bölümü
öğretim üyesi Prof.Dr. Çınar
Atay, "Hiç olmazsa hanın bu-
lunduğu yere 8 kath işhanı yap-
madılar" diye konuştu.
Bakımsız ve kötü durumdaki
hanın düzenli ve temiz hale eetı-
rilmesini olumlu bulan Prof.
Dr. Atay. çok ihmal edilmiş,
deforme olmuş ve orijinalliğini
kısmen yitırmış olan yapının
restorasyonu ıçın gereİdi tek-
nıklerin çok pahab olduğunu
söyledi. Prof. Dr. Atay, şuanda
binanın onanmına restorasyon
denemiyeceğini ekledi.
Müzelerde ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nde 18 yıl restora-
tör mirnar olarak çabşan 18 yıl
da üniversitelerde ders veren
mimar Bedri Kökten ise Kızla-
rağası Hanı'nın onanm şeklini
"Kendi deneyimlerine kıyas-
layınca" yadırgadığını belirte-
rek şöyle konuştu:
"Onarunı yapılacak tarihi bi-
nanm önce tarihçesi, rölevesi,
statiği tetkik ediliyor. En az yı-
kım yapılarak nasıl restore edi-
leceği düşünülür. Bunu ihtiyat-
la söyiüyorum. ancak bütün ve-
rilere karşın zemin çürük. bina
kendisini bırakmış gibi verilere
karşın sağlam bir binanın ta-
mamen yıkılması bence ha-
tadır. Tamamen yıkılmadan
yapılabilir miydi diye düşünü-
yoruz. Eskiyi hiç bırakmama-
casına yıkmak. bir tanhi mima-
ri yapıtı ortadan kaldırmaya
bedeldır. Biz, zamanında resto-
rasyon yaparken o kadar ince
eleyip sık dokurken bir binanın
temeline kadar yerle bir edilme-
si, bizim gibi deneyimli kişilere
ters gelivor."
Resmi verile-
re göre Mos-
kova'da fahi-
şelik oranı
\~uzde 30 do-
layında.
Rusya İçiş-
leri Bakanlığı
Kacakçılık ve
Narkotik Da-
ıre Başkanı
Nikolay Osi-
pov ve Ya-
banalara Yö-
nelik Suçlar
•Özellikle ABD
menşeli mallann bu
ülkeye girişi sonra-
sında açılan dolar
mağazalanndan alış-
veriş yapabibnek için
dolar karşıüğı seks,
günlük yaşamın bir
parçası olmuş.
lerden geli-
yor."
Osipov'a,
Türkiye'den
ya da Türki
cumhuriyet-
lerden uyuş-
turucu madde
akışı olup
olmadığını
soruyoruz,
"Hayır" diye-
rek kesin bir
yanıtveriyor.
Rusya'da
Dairesi Başkanı İgor Hro- yabanalara yönelik suç ora-
mov, suç oranındakı artışlan nında büyük artış yaşanıyor.
"tedirginlik verid" olarak ni- Rusya Içişleri Bakanhğı Ya-
teliyor. Osipov, uyuşturucu bancılara Yönelik Suçlar Dai-
işinin başında mafya olduğu- resi Başkanı Hromov, artışın
nu belirterek "Durum son de- sori 2 yıl içinde yaşandığını-
rece kanşık. Yeni ve kötü söyleyerek şu bilgileri veriyon
olaylar oluyor. Son dönemde "Bu yılın ilk 9 ayındaki veri-
yalnızca narkoük alanında 20 lere göre yabanalara yönelik
bın olay meydana geldi. Bugü- suçlardaki artış yüzde 80 dola-
ne kadar toplam 20 ton narko- yında. Bu yıl Türklere yönelik
tik malzeme yakalandı" diyor. 5 saldın oldu, bunlardan birisi
Uyuşturucu bağımlılannın de maalesef ölüm ile sonuç-
sayısının her geçen gün landı. Bu yılın ilk 9 ayındaki
artuğını da kaydeden Osipov, yabancüara yönelik olaylann
Rusya'ya her tür uyuşturucu sayısı ise 400."
Fabrikada tüm aşamaîarı,tigiyleizledi
Ünlü baterist Williams
zülerimizehayrankaldı
Kültür Seni»- İstanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfi tarafindan
dün akşam Abdi Ipekçi Konser
Salonu'nda düzenlenen "Miles
Davis'ı Anma Gecesi"nin mü-
zisyenlerinden baterist Tony
\Villiams. dünyaca ünlü "İstan-
bul Zilleri"nden almak içın Bağ-
cılardakı Zilciler'e gitti.
En guzel önı>q veren İstanbul
Zilleri'nın ününe rağmen Tony.
1%3'ten beri Zildjian'ın zilfcrini
kullanıyor. Kalay ve bakırdan
vapılan zillerin fabrikada geçüği
tüm aşamalan. ilgı>le izleyen
Ton> NVOliams, Zildjian'dan çe-
kinmiş olsa gerek kı, beğenerek
seçtığı bizım zilleri son anda al-
nınm" dedi.
Er Meydanı'nda düşmanı
korkutmak için Mehter Ta-
kımı'na sipariş üzerine yapon-
lan el yapımı zillerimiz, Tony
VViüiams, Kenny NVashington.
Mel Levvis, Okay Temiz. Can
Kozlu gibi ünlü müzikçiler tara-
fından çahnıyor.
"Ziller" ilk defa 1623 yılında
Avedis Zildjian tarafından, ken-
di bukluğu özei formülle üretil-
me>
r
e başlandı. Geleneği, torun
Mıkae! Zildjian 1949"da devral-
dı ancak, 1950"de üretim ve isim
hakkını. formülü de olmak üze-
re L'.SA Gretsch'e verdi. 1981
Cnlü baterist VVilliams Bağcüar'da Zilciler'i gezdi. Sanatçı dört
tane ziü hatıra olarak aldı.f HAYRETTİN SAĞANAK)
maktan vazgeçti. Sanatçı daha
sonra dört tane 41 cm ve 56 cm
çapında el yapımı İstanbul züle-
rinr hatıra olarak aktı. Firma
yetkilileri de kendisine nnndan
çıkmış, ancak işlenmesi henüz
bitmemış üç adet ziH hediye ola-
rak verdi. "Orijinali, orijinal ye-
rinden almak çok zevkli. Ziltere
ne zaman baksam buradaki in-
sanlan ve bu harika şeyı nasıl
yapüklannı haurlayacağım" di-
yen Williams, zilleri istanbul
konserinde kullanıp kullanma-
yacağını sormamız üzerine "ne-
den olmasın. bu akşam olmasa
bile. kimbilir bdki birgün kuDa-
yıhnda da Mikael'in çıraklan
Mehmet ve Agop, "İstanbul"
adıyla zilleri tamamen elde üre-
tip. tüm dünyaya yeniden tanıt-
mayı başardılar. Ancak azüı
rakıpleri. Mikael'in kuzenlerinin
makınede ürettığı Züdjıan mar-
ka ziller, Amenka ve dünyada
geniş bir pazara ve güce sahip.
Tamamen elde üretilen ilk ve
tek olma unvanını hâlâ koruyan
İstanbul Züler'ı, kısıtlı tanıum
imkânlanna rağmen, Ziller fir-
ması tarafindan Amerika, Ka-
nada, Grönland, Uzak Doğu ve
tüm Avrupa ülketerinde saüh-
yor.