Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29KASIM1992PAZAR
HABERLER
"ÖzûPlülep
paptisi"
kuruluyor
• ANKARA (AA)-
Özürlülerle Dayanışma
Derneği Başkanı Kemal
Demirel, Türkiye'de mevcut
partılerin özürlülerin
sorunlanna ilgi
göstermedikleri için
"Özürlüler partisi"
k uracaklanru açıkladi. Türk
siyasi yapısının
sağıyla-soluyla kilitlenmesi
ve mevcut partilerin
özürlülerin sorunlanna
bundan sonra da ilgi
gostermeyecekleri inancı ile
"Özürlüler partisi"ni
kurmaya karar verdiklenru
açıklayan Demirel, buyönde
çalışmalann devam etüğini
söyledi.
'Sosyal
Demokrasi
Foramu'
• ANKARA (ANKA) - SHP
Ankara İl Başkanlığı
tarafından düzenlenen
"Sosyal Demokrasi Forumu
(İktidar)" konulu toplanü
bugünAnkara'ada
yapılacak. Karayollan Genel
Müdürlüğütoplantı
salonunda 10.00'da
başlayacak olan Sosyal
Demokrasi Forumu, SHP
Genel Başkanı, Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü ve
SHP Ankara İl Başkanı Şerif
Vural"ın konuşmalanyla
açdacak. Forumda, Şerif
Vural'ın başkanlığında
düzenlenecek ilk oturumda.
"Demokratikleşme"
konusundaki gehşmeler
tartışılacak. Tartışmaya
Adalet Bakanı Seyfı Oktay,
SHPTBMMGrup
Başkanvekili Ercan Karakaş
ve yazar Hasan Bülent
Kahraman kaülacaklar.
Liderler, 'yerel
yönetim'i tarüştı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-SHPGenel Başkanı
ye Başbakan Yardıması Erdal
İnönü, ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz veCH P Genel
Başkanı Deniz Baykal,
Mülkıyeliler Birliğı'nin "Türk
demokrasisinde yerel
yönetımlerin işlevi" konulu
sempozyTjmda bir araya
gekiilcr. Konuşmasında
yeniden \ apdanmanın1
öneminedikkatçeken İnönü,
bunu gerçekleştirirken
merkezi ve yerel vönetimler
arasındaki ilışkilerin göz
önünde bulundurulması
gerektiğini söyledi. İnönü
aynea kırsal kesime daha iyi
hizmet götürebilmek için ilçe
yerel yönelimlerine de
gereksinım
olduğunu sözlerine
ekledi. Mesut Yıbnaz ise,
otonter ve merkezi
yönetimciliği eleştircrek,
belediyelenn klasik hizmet
anlayışının dışınaçıkmalanna
engel olunmasından yakındı.
Polis
nizamııanıesi
• ANKARA (AA)- Polis
Vazife ve Selahiyet
Nizamnamesi'nin bir
maddesi değiştirikii.
Bakanlar Kurulu'nun
bugünkü Resmi Gazete'de
yayımlanan karan ile
yürürlüğe giren ve Polis ve
Vazife Selahiyet
Nizamnamesi'nin 11.
maddesini değiştiren tüzûğe
göre 21 yaşından küçük
olmamak, şartı ile kız ve
kadınlann gazino, bar.
kafeşantan ve içki ruhsatı
almış yerlerle, banyo,
hamam ve plajlarda
çalışabilmeleri için bunlann
veya bunlan çalıştıracaklann
difekçe ile başvuruda
bulunmalan şartı aranacak.
Budilekçede, çalışacaklann
kimlikleri ile görecekleri işler
açıkça gösterilecek.
Dalan: ANAP'ta
kongre ortada
•İSTANBUL (AA)-
Anavatan Partisi
kuruculanndan ve DYP
İsanbul Milletvekili
Bedrettin Dalan,
"Olağanüstü kongre
ANAP'ıngecikmiş
demokrauk mücadelesidir"
dedi. Dalan, "ANAP
kongreden sonra dağılır"
şdtlindeki görüşlere
kitılmadığın! belirterek,
şınlan söyledi:
"Suınsanlar.
9/ıldır bırbirleriyle
çûışıyorlar. Bu kongre
ANAP'ın gecikmiş
drmokratik bir
nücadelesidir. Zamanında
(ialbumücadeleyi
hşlatsaydı, olaylar bu
dreceye varmazdı."
kongreyi "ortada"
girdüğünü ifade eden Dalan,
/N AP'ın kongreden sonra
tiıha sağlıkh bir yapıya
auracağını kaydetti.
Olağanüstü kongreye bir gün kala,taraflann karşılıklı suçlamalan devam ediyor
ANAPta sahtebelgekavgası• M h K i l G l M k ö t i i i " h l b l l d ü• Mehmet Keçeciler, Genel Merkez yönetimini, "ash olmayan belgeler dü- -ANAPçatısındabirçarpık- mek zorunda kaiacağmı vurgu-
zenleyerek mahkemeyi yanıhmakla" suçladı. Olağanüstü kongrenin toplan- hkmevcuttur. Buçarpıkhğıde- ladı.
ması için yeter sayıya 6 kasım cuma günü ulaştıklannı vurgulayan Keçeciler,
mahkemenin yanıltılması nedeniyle kongrenin "seçim" değil "tüzük değişikli-
ği" gündemiyle toplanacağım yineledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Parti içi muhalefetin li-
deri Mehmet Keçeciler, Genel
Başkan Mesut Yılmaz'ın. ola-
ğanüstü kongre çağnsı yaptığı
tarih konusunda ash olmayan
bilgilerle mahkemeyi yanılttığı-
nı öne sürerek. "Bu, olacak şey
değildır. Siyasi skandaldır.
Yanlış belgelerle, adliyeyi ya-
nıltmaya tevessül ve teşebbüs
etmiştir. ANAP, bu tür belgeler
hazırlayanlara emanet edile-
mez" dedi. ANAP Genel Mer-
kez yöneticileri ise. muhalefeti.
"Kaybedeceklerini anlayınca
iftiraya başvuruvorlar" diye
yanıtladı.
ANAP Konya Milletvekili
ve Genel Başkan Adayı Meh-
met Keçeciler, dün sabah dü-
zenlediği basın toplanüsında,
Genel Merkez yönetimini, "ash
olmayan belgeler düzenleyerek
mahkemeyi yarultmakla" suç-
ladı. Keçeciler, Mesut Yılmaz'-
ın, mahkemeye, 5 kasımda
olağanüstü kongre çağnsını
yaptığmı bildirdiğini, oysa
MKYK'nın 8 kasım pazar gü-
nü yapılan toplantısında bile bu
doğrultuda karar alınmadığına
işaret ederek, Yılmaz'ın 10 ka-
sım sah günü TBMM grubun-
daki konuşmasında, olağanüs-
tü kongre çağnsı yapma yetkisi
konusunda söylediği "Bunu si-
ze danışmadan yapamazdım.
Deklarasyona imza koyan ar-
kadaşlanmın görüşünü alma-
dan, onlann nzasını sağlama-
dan bu yetkimi kullanamaz-
dım" şeklindeki sözlerinin de,
mahkemeye yanhş bilgi verildi-
ğini kanıtladığını anlattı. Meh-
met Keçeciler, "10 kasımda,
grupta. 'Milletvekiilerinin nza-
sını alrhadan bu yetkimi kulla-
namazdım' diyor. Ama mahke-
meye verdiği yazıda, 5 kasımda
çağırdığını belirtiyor. 6 kasım-
da aslı olmayan, doğru olma-
yan bilgilerle, olağanüstü kong-
renin bizim gündemimizle
toplanmasını engellemek için,
Türk adliyesini yamlüyor,
kongrenin. bizim gündememiz-
le toplanmasını engelliyor" di-
ye konuştu.
"50 MKYK üyesini ve mil-
letvekili arkadaşlanmı şahit tu-
tuyorum: sayın Yılmaz, olağa-
nüstü kongreyi 10 kasımda
henüz toplanüya çağınnamıştı.
Ama mahkemeye verdiği yaa-
da 5 kasımda çağırdığını bildir-
di. Mahkemeyi kazanmak için
bir belge lazımdı, onu hazırla-
düzeltecektir. Karda
yüzlerce kılometre uzak-
lıktan gelen delegelere tüzük
değişikliğini oylatmak makul
değildir. Çünkü delegeler, neti-
cenin nereye vardığıru göreme-
den dönmek zorunda kalacak-
lardır. Ama seçimden kaçmala-
n kendilerini kurtaramayacak-
tır. Bu insanlara, "hayali
üyelerin seçüği naylon delege-
ler' demeye kimsenin hakkı
yoktur. Bu hata, bu yanlışı ya-
panlan siyaset, sahnesinden si-
lecektir."
Gfindem tûzük değişikliği
Olağanüstü kongrenin top-
lanması için yeter say\ya 6 ka-
sım cuma günü ulaştıklannı
vurgulayan Keçeciler, mahke-
menin yanılulması nedeniyle
verilen karar üzerine, kongre-
nin "seçim" değil "tüzük deği-
şikliği" gündemiyle toplanaca-
ğını yineledi. Keçeciler, şöyle
devam etti:
g
yıp verdiler. Bu olacak şey de-
ğildir. Siyasi bir skandaldır"
diyen Keçeciler, mevcut yöneti-
min "er ya da geç" sandığa git-
ANAP İstanbul İl Örgütü delegelere Dar-ül Ziyafe'de ziyafetçekti
Kiıııdahamuhafazakâryemeği
AYŞEYILDIRIM
ANAP İstanbul İl Örgütü,
kongre delegelerine önceki gün
"muhafazakar" bir yemek ver-
di. Süleymaniye Külliyesi Dar-
ül Ziyafe'de verilen yemeğin bir
tek amacı vardı: Muhafazakar
delegelere en az muhalifler ka-
dar "dini bütün" olduğunu
kanıtlamak... Muhafazakar ye-
mek nasıl başlar? Tabii ki ye-
mek duasıyla.. Dar-ül Ziyafe'-
de delegelere ziyafet bu duayla
başladi. Yemek duası'nın ar-
dından, delegelerden Ahmet
Aydınlar. "Birlik ve beraber-
lik" duasını okudu. "Amin"
seslennin ardından fatiha'ya
geçildi. Fatiha ölen ANAP'bla-
nn ruhu içindi. ANAP'ta kong-
re savaşıyla başlayan "Kim
kimden daha muhafazakar"
mücadelesi işte böylesi etkinlik-
lere neden olmaya başladı. İl
Başkan Vekili Yılmaz Karako-
yunlu o ruh ve şevkle, teması
"muhafazakarlık" olan konuş-
masına başladı.
Önceki gece verilen yemeğe
İstanbul'daki 93 seçilmiş dele-
geden 70'e yakını kaüldı. Geri
kalanlar ise bir gün önce Kece-
ciler tarafından özel bir uçakla
Ankara'ya götürülerek, kulis
çalışmalanna dahil olmuşlardı.
Tasav\-uf müziği eşliğinde Kül-
liye'nin avlusuna giren delege-
ler. Yılmaz'ı desteklediklerini
belirten bir kağıda da imza attı-
lar.
Mesut Yılmaz'ın. komposto,
meyva suyu eşliğinde sunulan
Osmanlı mutfağının seçkin ye-
meklerini yiyen delegelerden
telefonla ilettiği bir küçük ricası
İstanbul'daki yemeğe 93 seçilmiş ddegeden 70'i katüdı. (Fotoğraf: AHMET ŞIK)
vardı. Delegeler, "ellerini vic- saglıklı bir muhafazakarlık ve
danlanna koymalanna" koy- milliyetçilik" anlayışında oldu-
mabydı. 30 Kasım'daki kong-
renin sadece bir tüzük kongresi
olduğunu
kongrenin
ğunu ısrarla vurguladı. Ama
yine de uyarmadan geçemedi:
"Muhafazakarlık konusunda
uç noktalara varmamak gere-
kirdi."
Y'emeğe zaman zaman "mini
söyleyen Yılmaz,
herkesin geleceğini
etkilediğıni hatırlatü ve güven
sundu.
İstanbul İl Örgütü'nün adeta eteği" nedeniyle Meclis günde-
"muhafazakarlıksa alın işte mine bir şekilde giriveren İstan-
bul milletvekili Melike Hasefe
de katıldı. Darül Ziyafe'yi dol-
duranlann büyük çoğunluğu
Hasefe'nin iki gün önce Demi-
rel'le başbaşa ne konuştuğu
konusundaki meraklannı gide-
remediler. Hasefe bu konuda
muhafazakarhk" demeye getir-
diği yemekte muhafazakarlığın
pratiği kadar teorisi de yapıldı.
Karakoyunlu muhafaza kârlı-
ğın felsefi temelleri konusunda
kısa bir konuşma yaparak dele-
geleri bu konuda bilgilendirdi
ve Genel Merkez'in ne denli " gizemli davranmakta ısrarlıydı.
Ankara'daki hummah kulis
çahşalanndan fırsat bularak ye-
meğe katılabilen bir diğer milet-
vekili de Yusuf Pamuk idı.
Keçeciler iki gün önce özel
uçakla kendi delegelerini An-
kara'da üç gün ağırlıyacağını
vaat ederken. Genel Merkez
yanlısı İstanbul İl Örgütü "mu-
hafazakarhk" konusunda gir-
diği rekabeti bu konuda da
sürdürdü. İki gün gecikmeyle
de olsa. delegelerini bir özel ha-
vaalık şirketinden kiralağı
uçakla Kurultay'a gö.türmeye
ve Ankara'nın ünlü otellerin-
den birinde ağırlamaya karar
verdi.
Keçeciler, "Yani, Başbakan-
lık da yapmış olan Mesut Yıl-
maz'ı sahte evrak düzenlemekle
mi suçluyorsunuz?" sorusuna.
"Adli mercileri yanıltmak için
bir evrak tanzim edildiği için
Genel Merkez suçlu haîe gel-
miştir. Tabii Genel Merkez'-
deki bütün evrak, Genel Baş-
kan adına yazıldığı için, muha-
tabımız sayın Yümaz'dır"
vanıtını verdi.
Önce divan başkanlığı
ANAP olağanüstü kongresi
sırasında Yılmazalarla, Kece-
ciler'i destekleyenler arasında
ilk raund divan başkanlığı seçi-
minde yaşanacak. Yılmazcıla-
nn divan başkanı adayı Yılmaz
Hocaoğlu ile muhaliflerin ada-
yı Yıldınm Akbulut'un alacak-
lan oylann, kongrede taraflann
gücünü yansıtacağı belirtiliyor.
Akbulut için dün toplanan im-
zalann sayısının 35O'ye ulaşüğı,
Hocaoğlu'nun da 400 kadar de-
legenin imzasını toplamayı ba-
şardığı kaydediliyor. Divan
başkanlığı seçiminin ardından
muhaliflerin kader seçimi olan
değiştirilmek istenilen Genel
Başkan Mesut Yılmaz'ın tüzük
değişikliği önergeleri oylana-
cak. Bu aşamada muhalifler de,
kendi tüzük önerilerini suna-
caklar. Yılmaz'ın önerisinin
benimsenmesi durumunda.
muhaliflerin kongrenin iptali
ıçın sürdürdükleri hukuk sava-
şına devam edecekleri kaydedi-
liyor. Aynca muhaliflerin parti-
den kopup kopmama nokta-
sında da bir karar aşamasına
gelecekleri belirtiliyor. Tarafla-
n destekleyen il baş'kanlan ve
delegeler de , illerde deklaras-
yonlarla kimi desteklediklerini
açıklıyorlar. Ancak bu açıkla-
malann, delegenin tam görüşü-
nü yansıtmadığı dile getiriliyor.
Ozellikle muhalifler, 45 il baş-
kanı ile 168 ılçe başkanını ata-
mayla belırleyen ve buralarda
Anayasa Mahkemesi'nin uya-
nlanna karşın seçim yapmayan
Mesut Yılmaz'ın desteklendiği
yolundaki açıklamalara inan-
madıklannı ifade ediyorlar.
Buna karşın, atamayla belirle-
nen Ankara İl Başkanı Nejat
Arseven dün bir açıklama ya-
parak 27 delegeyle birlikte Yıl-
maz'ı destekledığini acıkladı.
Ankara'nın toplam 40 delegesi
bulunuyor.
Muhalif gruptan istanbul
Milletvekili Fevzi İşbaşaran,
dün ANAP Genel Merkezi'ne
giderek. Cumhurbaşkanı Tur-
gut Ozal'ışi Semra Ozal, oğylu
Ahmet Özal ile kızı Zeynep
Özal ve özel doktoru Cengis
Aslan'ın eşinin delege kartlanru
aldı. İşbaşaran, Semra, Ahmet
ve Zeynep Özal'ın ANAP
kongresine kaülacaklannı ve
demokratik haklannı kullana-
caklanm bildirdi.
Islam ve E>emokrasi panelinde bilim
adamlan görüş birliğine vardı:
Laiklik ve demokrasi
birbirinden aynlamaz
İç Poütika Senisi - Türkiye
Sosyal Ekonomik Siyasaj Araş-
#
tırmalar Vakfı'nın (TÜSES)
'düzenlediği "İslam ve Demok-
rasi" konulu konferansda, İs-
lam toplumda bazı şeylerin
yeniden yorumlanması gerekti-
ği ve reforma ihtiyaç duyuldu-
ğubelirtildi
İki gün süren uluslararası
konferansm dünkü bölümünde
Kuzey Afrika'da demokrasi
konusunda konuşan Cezayir
Üniversitesi öğretim üyesi Prof.
François Burgat, İslamın evren-
selliğe doğru gitmesi gerektiğini
söyledi. Burgat, İslam dünya-
sında kesin birçizgj bulunmadı-
ğını belirterek, "İyi ve kötü diye
bir çizgj yoktur. Şiddet ve banş
diye de bir çizgj yoktur. Azın-
lıklara saygı duymak ya da
duymamak diye de bir çizgi
yoktur. İslamda bazı şeyleri ke-
sin olarak ayırmak mümkün
değildir" dedi. Cezayir, Mısır
veTunus'taki siyasi gelişmeleri-
anlatan Burgat, Islam toplu-
munda bazı şeyleri yeniden yo-
rumlamak gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin laikliğe çok hızh
geçtiğini, Atatürk sayesinde
hızlı bir şekilde demokratik, la-
ik bir ülke olduğunu vurgula-
yan Burgat, tek başına laikliğin
bir anlamı olmadığını. demok-
rasiyle birlikte laikliğin işlerlik
kazanabileceğini kaydetti.
"Güney Asya'da demokrasi"
konusunda konuşan Stock-
holm Üniversitesi öğretim üye-
lerinden İshtiaq Ahmed Pakis-
tan'daki siyasi gelişmeleri
değerlendirdi. Butto'nun İslamı
bir din demokrasiyi bir siyaset
sosyalizmi de iktisadi sistem
olarak dcğcrlcnirdiğini anlatan
Ahmed, Ziya Ül Hak ikndara
geldikten sonra ülkede birçok
şeyin değiştiğini söyledi. Ziya
Ül Hak döneminde birçok yeni
yasanın yürürlüğe girdiğini
kaydeden Ahmed, o dönemde
hırsızhk yapıldığında kol kesili-
ğini, müslümanlıktan vazgeçil-
diğinde de insanlann öldürül-
düğünü anlatı. İslam kanunla-
nnm modern toplumlara nasıl
uygulanması gerektiğinin
önemh' bir konu olduğunu kay-
deden Ahmed, "İslamın istik-
rarlı bir şekilde yorumlanması
lazım. İsîamiyete saygı duyan
laik bir sistemin içinde, insanla-
nn düşüncelenne karşı çıkılma-
yacak bir rejim gereklidir"
dedi. Ziya Ul Hak doneminde-
ki uygulamalann çok yanlış
olduğunu anlatan Ahmed, o
dönemle ilgib olarak şu örneği
verdi: "General Ziya, zekaü
gündeme getirdi. Şiiler de sünni
devlete zekat vermeyiz dedilen
Devlet bunun üzerine Şüler'i
muaf tuttu. Fakat bu sefer de
Sünniler zekât vermemek için
biz Şii'yiz dediler. işte böylesi
uygulamalar islamı yanhş bir
noktaya getirmiştir. Herkes is-
tediği şeye inanabilmeü'dir."
Ahmed de laikliğin önemine
değinerek "Faşizmde de laiklik
vardır. Ancak. bizim anladığj-
mız anlamdaki laiklik tek başı-
na olamaz. Onunla birlikte
demokrasi de lazımdır" şekhn-
de konuştu.
"Güneydoğu Asya'da de-
mokrasi" konusunda konuşan,
Endonezya ve Malezya'yı anla-
tan Klaus Patzold da kendisin-
den önce kouşan öğretim üyele-
rini destekledi.
İLKOKULDA
SAPIKUK
VESEKS
REALETİ
VHİLHt ÇtHnV ÇIKTl,
OKUL KAPATUN,
ÖĞRETMBU TUTUKLAMM
TALABANİ VE BARZANİ'DEN
NOKTA'YA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
TÜRK-KÜRT ZİRVESİ'NİN PERDE ARKASI
SINIR GÜVENLİĞİ BAHARA
VATAN HAİNİ KİM?
BASINDA ANSİKLOPEDİ SAVASI
MMHHHMTTJffilİlİYCT'TlHHİai^
YUM2 VE DOĞAN HB>ER BİRSİRLBtİ İÇİN NELÖ SÖYIÜYORU»? UKR VNM:
û i dni IUKİP, MJLÜYET GAZETE WUEH OEĞL MEHWT YUUEMMN
ÖÖlÜRKİYE'MN 01Ç8K SATM NUSJIÖRTÜSÖ. 00ÖW HB"ffi: ANUfMAYA HA2HZ.
• AĞAÇ TEPESİNDEKİ SPİKER VE OENİZLİ'DE RADYO-TV PATLAMASI
• HAYDİ KİZLAR ASKERE • EDİRNE'DE KAYBOLAN VE YAKIUN
TABLOLAR» UÇAN KIZ TURP GİBİ • PARK OTEL KIPIRDANIYOR
NOKTA'NIN GELENEKSEL ANKETİ DORUKTAKİLER '92
ıHaftalık kent rehberı sınema. tıyatro, televızyon, vıdeo, radyo,
müzık, sergi gezi ve etkinlıkler, ıkıncı dergınızde, tienerede
HABERCILIKTE SON NOKTA
HAFTAYA BAKIS
AHMET TANER KIŞLALI
'TüPkçe'den Utananlar!
Bazen yazdığınız bir yazının nasıl bir etki yapacağınt
önceden kestiremiyorsunuz.
Sizi çok rahatsız eden bir konuya değiniyorsunuz. An-
cak küçük bir kesimi ilgilendireceğini düşündüğünüz
halde, yazmadan edemiyorsunuz. Ama yazının yayım-
lanmasıyla birlikte, başlıyortelefonlar.
Hem memnun oluyorsunuz hem de konunun sizin dü-
şündüğünüzün çok ötesinde önem taşıdığını kavrıyorsu-
nuz.
Meğer pek çok kişi, içindeki kızgınlığı boşaltmak, tep-
kisini dile getirmek için bir kıvılctm bekliyormuş. Birileri-
nin bazı şeyleri yüksek sesle söylemesi gerekiyormuş.
Türkçe'den utananları "asağılık duygusu'na bağladı-
ğım yazı bunlardan birisiydi. O kadar çok destekleyici
tepki geldi ki, ilk fırsatta konuya yeniden dönmeye karar
vermek zorunda kaldım.
• • •
Duygulannı ilk dile getirenlerden birisi, eski bakanlar*
dan Sayın Ihsan Topaloğlu idi:
- Mantık dışı bir biçimde, yabancı sözcük hayranlığı
var. Bakıyorsunuz, savaş ucaklarımız günde şu kadar
"sorti" yapmışlar. Neden "çıkış" yapmıyoriar da, "sorti"
yapıyorlar?
Niçin "özel tim" olup da "özel takım" olmadığı da so-
rulabilir tabii...
Emekli büyükelçilerden Sayın Cahit Tayra da bir za-
manlar taksilerin üzerine "Taxi" yazılmasını engelle-
mek için nasıl uğraş verdiğini anlattı. Ve ekledi:
-Adam"HotelCapri"diyetabelaasıyor. italyanlar için
hiç ilginç değil. Diğer yabancı turistler de zaten isteseier
Italya'ya giderlerdi. örneğin "Menekşe Oteli" dese, ya-
bancılar için çok daha ilginç olacak!..
Birkaç günlük tatil için Italya'ya gitseniz, İstanbul
Oteli'nde kaltp Adana kebap mı yemek istersiniz?
• • •
Yıllar önce, "spor basını" ile ilgili bir seminerde, Kah-
raman Bapçum ile yan yana oturuyorduk. "Futbol sezo-
nu", "basketbol sezonu" gibi sözler o kadar sık geçiyor-
du ki dayanamaytp söylendim:
- Ne demek "sezon?"
Bu sözcüğe Sayın Bapçum da öylesine alışmışt ki bir-
den amacımı kestiremeyip "sezon"un ne demek oldu-
ğunu anlatmaya koyuldu. "Futbol mevsimi" demek
varken "futbol sezonu" demenin gerekçesini bulması
ise zaten olanaksızdı.
Başta Sayın özal ve harta Sayın Demirel olmak üzere,
devletimizin bazı büyüklerini TV'de dinlerken, sözlerini
surekli olarak kafamda Türkçe'ye çevirmekten yorgun
düşüyorum.
Niçin "Kürt gerçeği" değil de "Kürt realitesi?"
Niçin "bûtünleşme" değil de "entegrasyon?"
Niçin "ayrıntı" değil de "detay?"
Niçin "kafa yapısı" değil de "mantalite?"
Ve niçin, yabancı dili çok iyi konuşan Sayın Ecevit ya-
bancı sözcükler kullanmıyor da bildikleri yabancı dil ile
ancak kahve sohbeti yapabilecek durumdaki "milliyet-
çi" (!) büyüklerimiz, her tümcenin içine birkaç tane ya-
bancı sözcük sokmak gereğini duyuyorlar? Bilinç altla-
rında bir sıkıntıları mı var?
Ne kadar derin birikimleri olduğunu kamtlamak ge-
reksinmesi içindeler mi? Halkın anlayabileceği bir dil
kullansalar, halkın düzeyine ineceklerinden mi korku-
yorlar? • • •
Yıllar önce, Meclis kürsüsünde, hakkımda verilen
gensoru önergesine karşı savunma yapıyordum. Bir ara
"eşgüdüm" ve "sav" sözcüklerini kullanınca, muhalefet
sıralarından bağrışmalar geldi:
- Ne demek "eşgüdüm", ne demek "sav"?Türk köylü-
sü anlar mı?
Gülümsemeden kendimi alamadım:
- Herhalde haklısınız dedim, "koordinasyon" ve "tez"
deseydim Türk köylüsü daha iyi anlardı (!)...
Galiba gerçekten de haklı olan onlardı. Bakın bazı ye-
ni binaların kapılarında artık "pull" ve "push" yazıyor.
Köylümüz kente geldiğinde yadırgamasın diye olacak
(!)...
Bakıyorum da, halk gene "perhiz" yapıyor; okumuşla-
rımız (!) ise aşama yapmışlar "diyet" uyguluyorlar.
Biz çocukken "cankurtaran"ların "canavar düdük-
leri"ni duyardık. Şimdi "ambulans"lar "siren" çalıyor.
Dergilerimiz "özel haber" yerine "exclusive" olanı
tercih ediyorlar. TV'lerimiz "talk show" yaparak Ame-
rika'yı yakalama peşindeler.
Bir zamanlar Münir Nurettin gibi, Lefter gibi "büyük
yıldız'larımız vardı. Oysa şimdilerde çağdaş uygarlık
düzeyine ulaştığımız için, 'larıl harıl "süper star"lar ye-
tiştirmekle uğraşıyoruz.
Bakkallarımız bile "market" oldu; "şenlik'lerimiz ise
"festival"..
Artık yabancılar Türkiye'de yabancılık çekmeyebilir-
ler; ama Türk insanı Türkiye'de yabancılık çekmeye
başladı...
Asağılık duygusunun ürünü bir "yaranma içgüdüsü"
bizi Batı'yayaklaştırmıyor, uzaklaştırıyor...
Tıpkı, "Tanrı uludur, Tann'dan başka yokturtapacak!"
tümceleri ile sabah uykumun arasında bana bir başka
huzur veren müezzin sesinin yerini, hoparlörlerden
gümbür gümbür yayılan Arapça tümceler alınca, Tanrı'-
ya daha yaklaşacağımıza uzaklaştığımız gibi...
12 Eylülzede
askerler demek kurdu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - 12 Eylül 1980 askeri
darbesinden dolayı re'sen
emekliye sevkedilen askeri per-
sonelin haklannı savunmak
amacıyla kurulan Eylül Emek-
lileri Dernegi'nin (Eylül-Der)
1. Olağan Genel Kurulu yapıl-
dı. Eylül-Der Genel Başkanı
Rahmi Yıldınm, 1980 darbesi
ile bir gericilik hareketi başla-
tıldığını belirterek, "Bizi de bu
faaliyetlerine engel olarak gör-
dükleri için emekliye sevketti-
ler" dedi.
Eylül-Der Genel Kurulu'na
12 eylül darbesi sonucu "taşı-
dıklan tikirlerden dolayı" or-
dudan ve askeri okullardan
çıkanlan subay, astsubay ve
askeri öğrenciler katıldı. Der-
nek Başkanı Rahmi Yıldınm,
hayatlannda eylül ayının
önemli bir yeri olduğunu belir-
terek. "Eylül ayı bize zühnü.
işkenceyi. haksızlığı hatırlatır.
Nedense, darbe yapanlar. hep
eylül ayını seçmektedirler. Biz
de bunun için derneğimizin
adını Eylül-Der koyduk" dedi.
Hiçbir mahkeme karan ol-
maksızın. sırf '"tehlikeli görüş-
ler taşıdıklan" gerekçesiyle
askcrlikten ve okullardan çıka-
nldıklannı belirten Yıldınm,
darbecilerin Atatürk ilkeleri-
nin en önemlisi olan 'laüdiği'
ciğneyip, bir gericilik hareketi
başlatnklannı söyledi. Hukuk
kurallannın hiçe sayıp siyasi
partileri ve meclisi kapatanla-
nn 600 bin kişiye de işkence
yaptıklannı kaydeden Yıldı-
nm, sözlerini şöyle sürdürdü:
" 1990 yıhnda Milli Savun-
ma Bakanlığı'na yaptığuruz
başvuruda, 12 Eylül'den sonra
397 subay, 176 astsubay ve 447
askeri öğrendnin ordudan çı-
kanldığını öğrendik. MSB'nin
verdiği bu rakarnlanr^gerçe^
yansıtmadığı muhakkaktır.
Koalisyon hükümeti, gerçek
rakamı açıklamahdır." Gözal-
tında kaldıklan sürede Kenan
Evren'den emir aldıklannı
söyleyen kişilerce işkence edil-
diİclerini ifade eden Yıldınm,
"Öyle ki 200 gün gözaltında
kalan arkadaşlanmız oldu.
Re'sen emekhük yasadışı bir
olay. Yapılan yargılamalarda
da üç kişi hariç herkes beraat
etti. Bizi, kamuoyu önünde va-
tan hainligi ile suçlayan Ev-
ren'e çağnda bulunuyorurn.
Gelsin, kendisinin vatan haini
olmadığını kanıtlasın" dedi