Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM1992 PERŞEMBE
4 HABERLER
IHD insan
hakları atağında
• ANKARA (ANKA)-
İnsan Haklan Derneği
(İHD)TBMMBaşkanı
Hüsamettin Cindoruk
nezdinde ınsan haklan
atağına geçti. İHD
yöneticilerinin 20gün içinde
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'la iki kez
görüşerek Türkiye'deki insan
haklan ve özgürlüklerinin
önündeki engellcrin aşılması
konusunda destek
isteyecekleri bildirildi.
ANK A mahubarinin
edindiği bilgileregöre İHD
yöneticileri. yann Avrupa
Konseyi'nden 7
parlamentere Türkiye'deki
insan haklan sorunu
konusunda bilgi verecekler.
Aynı gün TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'la
görüşecek olan İ H D'liler.
Avrupa Konseyi
parlamenter heyeti ile
görüşme hakkında
ızlenimlerini anlatacaklar.
İHD'lilenn parlamenterlerle
ve Cindoruk la
görüşmc'.ennde
demokratikleşmeyasalan ve
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın onayına sevk edilen
CMUK'unağırlıkhbiryer
tutacağı bıldirilıyor.
Özgüp Gündem He
Bugün
mahkemelik
• İSTANBUL(ANKA)-
Özgür Gündem gazetesi,
Bugün gazetesi nde 13 kasım
tarihinde yayımlanan
"Özgür Gündem PKK'nın
yayın organıdır" sözleri
nedenıyle İçişleri Bakanı
İsmet Sezgin ve Bugün
gazetesi sorumlulan
hakkında lOOmilyonlıralık
tazminat davası açtı. Dava
dilekçesinde. İçişleri Bakanı
İsmet Sezgin'in 13 Kasım
1992 tarihli Bugün
gazctesindc yayımlanan
"Özgür Gündem gazetesi
ı .'K"nın>ayınorganıdır"
sözlerinin şirketin kişilik
haklanna ağır bir saldın
niteliği taşıdığı kaydedildi.
Dava dilekçesinde. İsmet
Sezgin'in sözlerinin. İçişleri
Bakanı olması ncdeniyle
kamuoyunda dikkate
alınacağı. gerçekdışı ve
ciddiyetten uzak olduğu
belirtilen bu sözlerin, şirketin
kişilik haklanna saldın
olması nedcnıyle tazminat
gerekürdiği ifadeedilerek
içişleri Bakanı İsmet
Sczgin'in yayın tarihi 13
kasımdan yasal faizi
başlamak üzere 100 milyon
lira manevi tazminat ödemesi
istendi.
Cindopuk'un
mesajı
• ANKARA (AA)-
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk. Edirne'nin
düşman işgalinden
kurtuluşunun 70.
yıldönümünü kutladı.
Cindoruk. Edirne Valisi
Koru Engin ilcBclediye
Başkanı Hamdi Sedefçi've
gönderdiğı kutlama
mesajlannda. şunlan
ka>delti: "Edirne ilimizin
düşman işgalinden
kurtuluşunun 70.
yıldönümünü coşkuyla"
kutluyoruz. Vatan
topraklannın
kurtanlmasında canlannı ve
kanlannı feda eden aziz
şehitlerimızı rahnıet ve
minnelle. kahraman
gazilerimizi saygıyla
anıyprum. Bu mutlu günde
tüm Edirneli vatandaşlanmı
en içten sevgi \e saygıyla
selamlıyorum."'
Özal iki telefon
bekliyor
• ANKARA (ANK A) -
ANAP Artvin Milletvekili
Sülcyman Hatinoğlu
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Çankaya Köşkü'nde
oturup iki önemlı telefon
beklediğini söyledi. Kongre
yanşında Mesut Yılmaz'a
destek veren Artvin
Milletvekili Süleyman
Hatinoğ|u. Çumhurbaşkanı
TurgulÖzal'ın bugiinlerde
çok mcşgul olduğunu ve
zamanını telefon başında
geçırdığini söyledi.
Hatinoğlu. Özalın iki önemli
telefon bekledığini belirtti.
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
95. DÖNEM
KAYTTLARIDEVAM
EDtYOR
Kursianmız hatta sonu - hafta içi
ve akşam
Dersane:
ÜSKÜDAR: 343 67 82
310 92 86
KOZYATACl: 362 47 33
Bakanlıklann bir çoğu temsil giderlerini ceplerinden karşılamak zorunda kalıyor
Bakanlıklardamisafirpanim
I...... , .. Ü• Bakanlıklara konuk-
lan ağıriamak için bir
temsil bütçesi aynlma-
ması sıkıntı yaratıyor.
Bir çok bakanlık harca-
malan ceplerinden yapı-
yor. Devlet Bakanı Ibra-
himTez bu nedenle ay so-
nunu zor getirdiğini söy-
lüyor. Bakanlar arasında
en şanslı olanı ise Tansu
Çiller. Çiller'in bu konu-
daki gidcrleri İhracatçı
Birlikleri Fonu'ndan
karşılanıyor.
NURSUN EREL
\NKARA - Bütçelerınde ••tem-
sil ödcneğı" >cr ulmayan Devlet
Bakanlıklannda. özellikle yıl
sonuna doğru büyük sıkıntı ya-
şanıyor. Bakanlann kendilen-
ne ziyarete gelenlere ikram et-
tikleri çay ve kahve paralannı
bıle ceplcnnden karşılamak du-
rumunda kalıyorlar.
Her bakanın kendine özgü
yöntemlerle aşma>a çalıştığı bu
sıkıntılı durumdan ekonomi-
den sorumlu Devlet Bakant
Tansu Çiller ise etkilenmiyor.
Çiller'in çay. kahve. pasta. ye-
mek gibi giderlen Hazıne ve Dış
TicaretMüsteşarhğı bünyesin-
deki "İhracatçı Birlikleri Fo-
nu"ndan karşılanıyor. Çiller'in
bu türden masraflannın 150
milyon liraya yaklaştığı bildiri-
liyor.
Başbakanlık çevrelerinden
edinilen bılgıye göre Başbakan-
lık. Devlet Bakanlıklanna"nak-
di" yardım yapmıyor, ancak
Başbakaniığın temsil ödeneği
ilc saıın alınan çay. kahve. çiko-
lata gıbi ikram malzemesi za-
man zaman bu bakanlıklara
"'ayni" yardım olarak aktanlı-
yor. Devlet Bakanlıklanna
bağlı kurulıfşlardan daha önce
sağlanmış olan taşıtiann da.
Başbakaniığın son tasarruf ge-
nelgesinden sonra tümü ile ku-
rumlanna geri gönderildikleri.
bu yüzden şimdi Devlet Bakan-
Mehmet Batallı
lıklannın taşıt sıkıntısına da
düştükleri ifadeedildi.
Başbakanlık üst düzey yetki-
lileri bu durumun nedenini
Cumhuriyet'e şövle anlattılar:
"Bütçe kanununda. Devlet
Bakanhklanna böyle bir öde-
nek verilmemış. Dolayısıyla
temsil harcaması yapamıvor-
lar. Çay, kahve vs.
gibi ikram. zaten
Başbakanlık
ocağından sağ-
lanıyor. Bunun
dışında eğer bir
görev gezisi söz-
konusu ise bakan-
lann uçak biletle-
rini de biz veriyo-
ruz. Daha önce bu
türden giderlerle
ilgili çeşitli de-
dikodular oldu.
Bu dedikodular
şimdi de olmasın
istedik ve tasarruf
geııclselcri va-
vımLıdık
Devlet Bakanlan Cumhuri-
yet'e konuyla ilgili görüşlerini
şöyle açıkladılar
İbrahim Tez: Devletten bu-
güne kadar on para temsil gide-
n almadım. Misafirlerimi ye-
meğe götürmek vs. gibi harca-
malann tamamını kendi cebim-
den karşılıyorum. Bu işler çok
masraflı olduğu için artık kim-
seye çiçek fılan da göndermiyo-
rum. Zaten bu yüzden ayın so-
Tansu Çiller
nunu zor getirır olduk
Orhan Kilercioğlu: Ben bugü-
ne kadar basına iki defa kahval-
tı verdim, bunun masrafını da
tabii ki cebimden karşıladım.
Hatta en son 29 Ekim dolayı-
sıyla bana gönderilen tebnklere
cevap verecek olduk. bunda da
pullan cebimizden almamız ge-
rektıği söylendi.
Mehmet Batallı: Bakanlık
olarak temsil ödeneğimiz yok.
Dolayısıyla harcamaya giremi-
yorsunuz. Büyük sıkıntılar var
bu konuda. Bir yandan devleti
temsil edeceksıniz bir yandan
temsil ödeneğiniz olmayacak.
Devlete "Misafirim geldi, sigara
ver, çikolata ver' diyemem ki,
cebimizden alıyoruz tabii...
Diğer arkadaşlar ne der bile-
mem ama bence Dev let Bakan-
Ibrahim Tez
lıklanna sınırlı da olsa bir öde-
nek lanınması lazım.
Alınan bilgıye göre Ekrem
Ceyhun yurtiçi seyahatlerde
"rcsmı uörevlı" de ols;\. uçak
biletlerinin parasını kendisi
ödüyor. Özel kalem müdürü bu
durumu "Aslında resmi nitelik
taşıyan seyahatlerde yani görev
seyahaılerinde
uçak bileti Baş-
bakanlık tarafı-
ndan karşılanır.
Ama bakanımız
prensip olarak
bunu istemiyor
bileti kendi ce-
binden para öde-
yerek aldınyor,
seyahate ben dc
iştirak edersem
benım biletim
Başbakanlıklan
veriliyor" diye
anlattı. Devlet
Bakanlan Şerif
Ercan ile Erman
Şahin'in de görev seyahatleri
dışında uçak bilctlerini "ceple-
rinden ödedikleri" belirlendi.
Devlet Bakanı Çiller'in çay.
kahve. pasta. yemck gibi temsil
harcamalan Hazine ve Dış Ti-
caret Müsteşarlığı bünyesinde-
ki "İhracatçı Birlikleri Fonu"-
ndan karşılanıyor. Bakanlık bu
türden harcamalar için nakde
gereksinim duyduğunda fon-
dan "avans" nitcliğinde para
çekıyor. Yapılan harcamalarla
ılgılı faturalar daha sonra fona
gönderilerek kayıtlara geçmesi
sağlanıyor. fhracatçı Birlikleri
Fonu'ndan bugüne kadar Dev-
let Bakanhğına yapılan akta-
nmlann 150 milyon liraya yak-
laştığı belirlendi.
Devlet Bafcanı Çiller'in da-
nışmanlan konuyla itgili soru-
muza şu karşılığı verdiler
"Hazine yetkililerinin ifade-
sine göre ekonomiden sorumlu
bakanlar da harcamalannı bu-
güne kadar bu fondan karşıla-
m-.şlar. Bu işleyiş 1923'den bu
yana böyle imiş." HDTM'nin
konudan sorumlu üst düzey yet-
kilisi sorulanmızı şöyle yanıtlı-
yor "Evet sözkonusu ödemeler
için böyle bir aktanm yapılıyor.
"Bu para İhracatçı Birlikleri Fo-
nundan karşılanmasa iyi olur-
du' denilebilir ama ne yapılsın?
Dünya Bankası.IMF gibi kuru-
luşlarla. bir çok yabancı temsil-
cilikle yapılan görüşmelerde.
"Kusura hakmayın ödeneğimiz
yok. ikramda bulunamayaca-
ğız' mı denilsın? Şu da söylene-
bilir, 'Tansu Hanım zengin.
cebinden verseydi' ama yann o
gider fakir bir adam gelir. Dola-
yısıyla ortada madem ki böyle
bir ihtıyaç var bunun karşılan-
ması da gerekiyor.Üstelik bu
paranın şampanyalara. vıskilere
filan harcandığı da yok. Ta-
mamı en ufak detayına kadar
belgelendirilmiş çay. pasta. ye-
ınck jzibi harcamalar sözko-
nusudur. Aynca müsteşanmızın
oluru da mevcuttur. Esasen bu
fon belirttiğimiz zaruretler nede-
niyle bugüne kadar diğer ekono-
miden sorumlu bakanlar tarafı-
ndan da kullanılmışu. Örneğin
Sa>m Güneş Taner'in uçak bi-
lctleri buradan alınırdı Yani or-
tada hiç de orijinal bir durum
yok."
HDTM bünyesindeki İhra-
catçı'Birlikleri Fonu'nun kuru-
luşuna ilişkin kararda. fonun
amacının ihracatın geliştinlme-
sine yönelık katkılar sağlamak
olduğu belirtilerek. İhracatçı
Birlikleri'nin toplam gelırleri-
nin yüzde 5'lik tutarları ile bu
fona katkı sağlayacaklan hük-
me bağlanıyor.
DYP'li milletvekili DYP'li bakanı sucladı
Bütçe görüşmelerinde
siyanürlü altın tartışması
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Enerji ve Tabıı Kay-
naklar Bakanı Ersin Faralyah
elektrik ücrcl larifesinin. ön-
cclikli scktörlcr dikkate alına-
rak ycniden düzenlencceğini
jçıkladı. 'Özelleştirme'nin
"Özerklcştirmc ve işletme ba-
/ında ortaklıklar kurarak"
gerçckleştirilcceğini söyleyen
Faralvalı. Gökova Tcrmik
Sanıralı'nın başka yere laşın-
musının hukuken mümkün
olmadığını belirtti. Faralyalı.
Ermenistan'a elektrik veril-
mosmin (icari bir anlaşma so-
nucu olduğunu ve banşa kat-
kıda bulunacaâni kaydetti.
TBMM Plan Bütçe Komis-
vonunda DYP Balıkesır Mil-
İeıvckili Mclih Pabuççuoğlu.
İ/nıır vc Balıkesır'dc siyanür
kullanarak altın işleme çalış-
malanna izin vcrilmesi gerek-
çesıvle Bakan Faralyalı'yi sert
bıçiındeclcştirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Ko-
nıısvonu. dün Enerji vc Tabii
Kavnakhır Bakanlığı bütçesi-
ni cle aldı. 1993 vılı toplam
ödcnck teklifı 2 tnlyon 363
milyon lira olan bakanlığın, il-
gili \e bağlı kuruluşlanyla bir-
lıktc eelecek vılki vatınm
büiçesı. 14 trilyon 324 milyar
SS7 milyon liraya ulaşıyor.
Bakanlık. TEK. TKİ. TTK.
Eııbank. TPAO. BOTAŞ gibi
dev ilgili kuruluşlan bünye-
sındc bulunduruyor.
Komisvonda söz alarak ba-
kanlık bütçesi ve çalışmalan
konularındaki görüşlerini düe
gctiren milletvekillerinin ço-
ğu. ycni yatınmlann çevreye
cıkıleri. elckırik üretiminin
jrllınlması. doğalgaz kullanı-
mının yaygınlaştınlması ko-
nulan üzerindc durdular.
Özcllcşıirme çalışmalanna da
değıncn millelvekilleri. İstan-
buîdaki özcl elektrik dağıüm
şiıkcti AKTAŞ'ın uygulama-
larındaki aksaklıklann gide-
rilmesini istedilcr.
DYP İzmir Milletvekili Rı-
fat Serdaroğlu da altın çıkar-
m.ı konusuna ilişkin düşünce-
lerini akıarırken. bilim adam-
lannca bırbırine tam anlamıv-
la zıt görüşlcr orıaya atıldığını
belirterck söz konusu bölgv-
lerdc yaşayan yurttaşlann en
a/ bir milletvekili. bakan va
da Başbakan kadar konuyla
ilmli söz hakkı olduğunu söy-
ledi.
Yargıç Okul Oğuz, daha önce
Özal'ın tazminat istemini reddetmişti
OzaFoı davasından çekildi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
şu) - Çumhurbaşkanı Turgut
Özalm. DYP milletvekili Mah-
mut Öztürk aleyhinde açtığı da-
vada tazminat istemini redde-
den Ankara 24. Asliye Hukuk
Mahkemesi yargıcı Okul Oeuz.
Özal'ın DYP milletvekili Hayri
Doğan aleyhinde açtığı tazmi-
nat davasından çekildi. Yargıç
Oğuz, bir süre önce tazminat is-
teminin reddi ile sonuclanan "
"Özal-Ö/lüık" davası ile ilgili
görüşünün belli olduğunu. bu
davanın da o dava ile benzerlik
taşıdığını belirterek söz konusu
davadan çekildiğini bildirdi.
Yargıan bu karanna sinirlenen
Özal'ın avukatı Bilgin Yazıcıoğ-
lu. " Usul hatası yapıyorsunuz ,
çekilemezsiniz " dedi.
Özal'ın, DYP milletvekili
Havn Doğan aleyhinde açtığı
tazminat davasının ilk duruş-
maa dün yapıldı.Özal, Doğan'-
ın bir gazeteye verdiği demeçte,
yer alan," PKK'yı azdıran
Özal'dır. Kürt federe devleti ku-
rulması için Özal söz bile ver-
mişti. Ancak. ANAP iktidanmn
düşmesiyle birlikte bu emeline
ulaşamadı" sözlerinin kişilik
haklanna hakaret niteliği
taşıdığını ileri sürerek dava
açmıştı. Ankara 24. Asliye Hu-
• Özal'ın. DYP
milletvekili Mahmut
Öztürk aleyhinde
açtığı davada
tazminat istemini
reddeden Ankara 24.
Asliye Hukuk
Mahkemesi yargıcı
Oğuz, Özal'ın DYP
milletvekili Hayri
Doğan aleyhinde
açtığı tazminat
davasından çekildi.
kuk Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü ilk duruşmasına
başlanması sırasında. mahkeme
yargıcı Okul Oğuz. davadan çe-
kildiğini açıklayınca yargılama
yapılamadı. Çekilme karannın
açıklanmasından sonra, Çum-
hurbaşkanı Özal'ın avukatı Bil-
gin Yazıcıoğlu ile yargıç Okul
Oeuz arasında duruşma salo-
nunda şu sert tartışmalar oldu:
Oğuz: Davaya bakmaya-
cağım, çekiliyorum.
Yazıcıoğlu: Hem duruşma
varmış gibi listeye yazıyorsunuz.
hem de çekiliyorum diyorsunuz.
Böyle şey olmaz.
Oğuz: Herhangi bir kasıt yok.
Bu konudaki görüşüm belli. çe-
kiliyorum.
Yazıcıoğlu: Usul hatası yapı-
yorsunuz. çekilemezsiniz.
Oğuz: Usule ilişkin kanunu
açm okuyun. ben istcdiğim za-
maftçekiîirim. Konudahaönce-
ki baktığımız ( Özal - Öztürk )
davasının konusu ile aynı. Ben
bu konudaki görüşümü daha
önce bildirdim.
Yazıcıoğlu: 30 yıldır bu meslc-
ğin içindeyim, böyle şey görme-
dim. Peki bu davanın akibeti ne
olacak?
Oğuz: Karanmda ters yön
varsa, istediğiniz yere başvururr.
Ankara 24. Asliye Hukuk
Mahkemesi yargıcı Okul Oğuz.
Çumhurbaşkanı Turgut Özal'ı"
"•Kürı ^runu" konusundakı
aörüşlennden dolayı eleştiren-
DYP milletvekili ve TBMM
Hayali İhracat Araştırma Ko-
misyonu Başkanı Mahmut Öz-
türk aleyhinde açılan davada.
Özal'ın tazminat istemini red-
detmişti. Yargıç Oğuz. gerekçeli
karannda Özal'ın " Kürt soru-
nu " ile ilgili sözlerinin kamuo-
yjunda " infıal " yarattığım ve
Öztürk 'ün eleştirilerinin " Va-
tanın ve milletın bütünlüğüne
yönelik olduğunu " belirtmişti.
GüNEYDOĞU'DAN IZLENİMLER
Hayatyeraltmdakikorkusığuıaklaııııda
ÜMİTOTAN
HATİCETUNCER
CİZRE-MARDİN - Korku.
yöre halkını zoraki de olsa
sığınak sahibi yapmış. Şırnak'-
taki "yerle bir oluş"tan sığınak-
lan olduğu için kurtuianlar,
yöre insanına "örnek" olmuş.
Cizreliler, "Öyle sığmaklar
yapıldı ki. kurşun sesi bile du-
yulmuyor" di>or. Korkuya yö-
nelik "imar", yukarılara doğru
değil. yerin altına doğru geliş-
miş.
Şırnak'ta bir gün önce daha
yumuşak olan hava yerıni
fırtınalı kara bıraktı. Cizre'de
akşam hızlanan yağmur hiç ara
vcrmeden sürüyor. Fırtınadan
birbirine çarpan elektrik telleri.
gökyüzünü "havai fışek gös-
terisi" varmışcasına aydınlatı-
yor. Sabahın ilk konukları siga-
ra saıan çocuklar yine ortalığa
çıktılar. İki askeri araç anacad-
dede durdu. Bir asker koşar
adımlarla bakkal dükkanına
girip alışveriş yapıyor. Diğer as-
kcrlcı araçLırın çcvresindc
sağı-solu kolluyor; kimileri çe-
lik yelekli...
Fınndan mis gibi ekmek ko-
Cizre'de işlerin büyûk çoğunluğu çocuklara kaJmış.(Fotoğraf:H ATİCE TUNCER)
kulan geliyor. Küçük çocuk bir çuvalın altına gjrmiş. kimı lan titriyor, fenalık geçiriyor-
başını tezgaha dayamış uyuklu-
yor. Yörede tüm ışleri sanki ço-
cuklar üstlenmiş Büyükler
kapı önünde duruyor ya da
oturuyor: devinimsiz göriinü-
yorlar. 9-14 yaşları arasındaki
"küçükler" her yerdc... Kimı
uzun demirlcri taşıyor, kimi
tezgâhlann başında. kimi ağır
çay koşturuyor.
"Mermi seslerine öyle alıştık
ki artık kulağımıza müzik sesi
gibi geliyor" diyen bir Cizreli,
yöreden izlenimler anlatıyor:
"Sizin şu yaşadığınız günjer
en rahatı. Şu anda turist gibisı-
niz. Buraya gelip de olaylarla
ilk karşılaşanlann elleri ayak-
lar. Bu ola\lar başlamadan
önce buralar çok hareketliydi.
Nusaybin'e kadar her yeY insan
kavnardı. Şimdi herkes kabu-
ğuna çekildi. Şımak'taki olay-
lar sonrası herkes evlerinin aitı-
na sığınak yapmava başladı.
Çoluğun çocuğun emnıyeti için
başka çare mi var? Bu olaylar
bitse insanlar tedirginliğı ar-
kalannda bıraksa. yöreye ışyer-
leri açılsa. insanlar biraz nefes
alsalar fena mı olur?"
Üç küçük çocuk küçük bir
tenekede yaktıklan çalı-çırpıy la
ısınmaya çalışıyorlar. At araba-
lanna doluşmuş çocuklar kim-
bilir nereye gidiyorlar?
Gökyüzü sanki delinmiş. Biz
Mardin'e doğru yola çıkmak
zorundayız. Cizre'den birkaç
kilometre sonra. yolun sağ ta-
rafında askeri birîikler "çadırlı
ordugâh"ta. Onca şiddetlı yağ-
nıura karşın askerlcr nöbctte.
Ama çok üşüdüklerini hareket-
lerinden aniayabiliyoruz.
Nusaybin yakınJannda yine
bir "çadırlı ordugâh." Askerler
şiddetli yağmur veçamurda ko-
şuşıuruyorlar. O çadırlarda ya-
şamın ne kadar zor olduğunu
düşünüyoruz...
Mardin rampası karlı. Araç-
lar çok yavaş seyTedebiliyor.
Mardin girişinde yol lyice da-
ralıyor ve kayganlaşıyor. Ken-
tin eski dokusu ınsanı büyülü-
yor. Kar. tarihsel yapılara ayn
bir gÜ7ellik katmış. Mardin'de
insan tipi değişiyor. Kent rahat
bir yaşam izlenimi veriyor.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Susma Hakkı
"Söyleyeceğin her şey aleyhinde delil olarak kullanı-
labilir. Konuşmama hakkın var: avukatını çağırabilir-
sin..." Üç gün önce TV'lerden birinde oynayan polisiye
filmde bu sözler, bu defa bir polise söyleniyordu. New
York polis örgütü içinde, mesleğini kötüye kullanarak
rüşvete, cinayete, özetle "pisliğe bulaşrmş" çeteyi izle-
yen "bayan teğmen', soruşturmanın sonuna gelmişti ve
suçlu gördüğü meslektaşına haklarını anımsatıyordu.
Arkasından, bileklerine kelepçeleri taktı. Amerikan film-
lerini izleye izleye yediden yetmişe düşüncelerimi2e
kazınan bu sözler, bireye salt haklarını anımsatmanın
ötesinde. hukuksal bir anlayışın. bir sistemin simgesi
durumundadır. Bireyin, hukuk sistemi içtndeki önemli
yerini vurgular; yasal haklarını ön plana çıkartır. Birey
birdenbire, neredeyse insanlık tarihi kadar eski ve de-
neyimli, tıkır tıkır işleyen, uluslararası ilişkili ve ülke
çapında örgütlü bir polis örgütü, savcılrk ve mahkeme
kurumu, karmaşık ve o derece de "bilgili" bir yasalar
sistemi ile karşı karşıyadır. Kendisini suçlu savıyla tu-
tuklayan ve sorguya alan bu dev çarkın dişlileri arasında
birey zavallıdır; umarsız ve şaşkındır. Çağdaş hukuk
sistemi ahlaki birtutum almaz; bireyin toplumla ilişkile-
rini düzenleyen, herkesin hak ve özgürlüklerini bildiren
ve yaptırımlar koyan yasaların yansız uygulanmasıdır
esas olan. Sistemin kendisi zaten yaşanan dönemin top-
lumsal yargılarını, etiğini yansıtmaktadır. Hukuk karşı-
lıklı haklar bütünlüğüne dayanıyorsa, öncelikle varlığını
borçlu olduğu -suçlu veya suçsuz- bireye susma hakkını
bile tanımak zorundadır. Birey aleyhine kanıtları topla-
mak polisin işidir. Amerikan polısinin, suçladığı bir kim-
seye haklarını saymasmın ardında bu anlayış yatar..
•••
öncelikle susma hakkı bizim topluma ne kadar yaban-
cı bir bakıştır! Ülkemızdeki uygulama, yakalananın suçlu
olduğu varsayımına dayanır. Bütün mekanizma onu "iti-
raf ettirme " üzerine kuruludur ve öyle işler. Uzun araş-
tırma ve soruşturmalar, dedektiflik, yofctur ve gereksiz
görülür. Sık sık duyduğumuz "oraya düştüğüne göre.."
yaygın deyimi ile birey çoktan bnyargılanmıştır bile. İn-
sanlık onuru tanınmaz; onuru özellikle çiğnenir. Bir sü-
rüngen gibidir. Yüzyıllardır gelenekselleştirdiği bütün
hışmıyla ve şiddetıyle koca bir sistem bireyin üzerine
çöker. Altta canı çıkmıştır ve tek cansimidi her şeye evet
demektir! Hazırlık soruşturmasında toplanabilen delille-
ri yargının değerlendırmesine, yasaların terazisine sun-
makla yetinilmez. Uygulama, ilk soruşturmada zanlının
kesin mahkumiyetini öngörür. Zanlı herşeyi itiraf etmek
zorundadır!. ilk soruşturmanın başarısı bununla ölçü-
lür.. Bazen eldeki tek kanıt, zanlının kendi kendini suçla-
masından ibarettir. Birey savcıya gönderilirken de itiraf-
lannıaynen tekrarlaması içinsıkı sıkıtembihlenir. Butu-
tumun sakatlığı açıktır. İnsan eğilim olarak böyle durum-
larda kendi kendini suçlar mı? Hele vicdan olarak eyle-
minin doğruluğuna inanıyorsa!
•••
CMUK (Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu) ile birlikte
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan da artık ilk soruşturma
safhasında kullânabilecekleri haklara sahip oluyor. Tür-
kiye toplumu belki de bu yasayla birlikte özlenen de-
mokratik hukuksal dönüşümü başlatma şansını da ele
geçirdi. Bu yasanın toplum ilişkilerinin; birey-birey, bi-
rey-devlet ve devlet- birey ilişkilerinin demokratikleş-
mesinde çok derin yeni bir süreçte ilk adımı oluşturma-
sını umabiiiriz. CMUK uzun yıllarm demokratik mücade-
lesinin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Bu yasanın hayata
geçirilmesi için şimdi daha büyük çaba sarf etmekle kar-
şı karşıya bulunuyoruz toplum olarak Ülkemizde hukuk
hiç de popüler değildir. Yüzde 99'umuz çeşitli durumlar
ve olaylar karşısında sahip olduğumuz yasal haklarımı-
zı bilmeyiz. Hangi ozgürlüklerimizvar, haberdardeğiliz-
dir. Hayatımızgenel biryasaklarçemberi içinde daraltıl-
mış geçer. Yasal bir engel olup olmadığını araştırarak,
hak ve özgürlükleri en son sınırda kullanmak yerine (Bu
sadece vergi kaçırmada uygulanır ve devlet tarafından
da kullanılması teşvik edilen tek haktır!) oto-sansürü
yeğleriz. Özgürlüklerin sınırlarını genişletmeyi sevme-
yiz. Fikirözgürlüğünün ruhuıtadayabancıyız. Yasaların
bu konuda bize sadece söz söyleme değil, konuşmama
hakkı da verdiğini, ilk soruşturmada brte herkesin "sus-
ma hakkı" olduğunu anımsamayız. Pratikte bu'hakkın
bile kullanım degeri yoktur.. Kitle iletişim araçları, hak
ve özgürlüklerin kullanımı konusuna yabancı durur. Hal-
kın bu konuda Hetişim araçlarından öğrendiği fazla şey
yoktur. Resmi sansür mekanizmaları da yasaların bittiği
yerde, yasalardan daha da geri, yazılı olmayan tutucu
ahlaki sansürü işletir. teşvik eder ve uygulamaya koyar.
Oto sansür ve katmerli resmi sansürle toplum düşünce- -
si çifte mengeneye vurulmuştur. Yaygın basın, ülkemiz-
de ahlakçılığın başını veker. Bireyin farKÎ4 tutumu, gele-
neksel yargıların imbiğinden geçmiş sözcüklerden olu-
şan başlıklarla yargılanır. Öykülerinin örgüsünü toplum-
sal ilişkiler ve değer yargıları oluşturan sinemamız da
hak ve özgürlukler konusunda geniş kitleleri btlgilendirî-
ci özellikten yoksundur. Adalet mekanizması, filmle-
rimizde bütün gelenekselliği ve hukukun ötesinde ahla-
ki özellikleriyle boy gösterir. Sansür kurulları da verece-
ği izni buna bağlar. Seyırci, yargı- mekanizmasının işle-
yişinde kendi bireysel haklanna ilişkin doğru dürüst hu-
kuki bilgi edinemez ve öğrenemez. Oysa Amerikalıların
veya Avrupalıların sahip olduğu bütün hakları ne kadar
çok iyi biliriz!
•••
Şimdi CMUK la birlîkte bu durumu değiştirme, halkı
bilgilendirme fırsatı da doğdu. Hukuk ilkelermf yayma
amacına CMUK bir araç olarak hizmet edebilir. Bu ne-
denle, yasanın getirdiği değişiklikleri ve önemini anla-
tan, kavratan, uzun soluklu geniş birtoplumsal kampan-
yanın başlatılması zorunludur. Öncelikle yeni CMUK'un
yasateşması için bir yıldır büyük mücadele veren Adalet
Bakanlığı DU vasaya her yönüyle sahip çıkmalı. Yasanın
nasıl uygulanacağı konusunda, hem toplumu hem de
polisınden savcısina VQ mahkemesine kadar uzanan
adalet mekanizmasının bütün birimlerini kapsayan ye-
niden eğitim süreci başlatılmalı. TVIerde CMUK üzerin-
de tartışmalar, paneller düzenlenmelk Yeni hukuksal
durumu anlatan, kurgulayan, polis örgütününde rol ala-
cağı dramalar. filmler hazırlanıp yayımlanmalı. Yeni ya-
sanın uygulamasına ilişkin hukuksal bilgilendirme ve
eğitim, ilk soruşturmanın en alt birimi olan karakollar te-
meline dayanmalı. Bu yeni demokratikleşme sürecinde
basından da toplumda dördüncü kuvvet olma iddiasına
uygun rol üstlenmesini beklemek hepimizin hakkı. Hu-
kuk, bilimin, sanatın, yaşamanın, çalışmanın vb., özetle
insanın neredeyse etkinliklerinin, insan temel hak ve
özgürlüklerinin güvencesidir. Hukukun, bütün diğer
alanlara üstünlüğünün sırrı burada olsa gerek.. Aynı şe-
kilde, ülkemizde demokratik hak ve özgürlüklerin böyle-
sine geri kalmasının sırrını, ülkemizde hukukun her
bakımdan gelişmemiş ve benimsenmemiş olmasında
aramalıyız, belki de.
Bu ilk yazıyla merhaba!
SAHIBINDEN
73 model temiz FORD-GRANADA
31.000.000.-TL
Tel: 345 3115