Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 KASIM1992 PAZARTESI CUMHURIYET SAYPA
EKONOMI
GATT'ta vanlacak anlaşma, dünya ticaretini 200 milyar dolar arttıracak, ama
Fatura, yoksullara çıkacak• Amerika ile Avrupa, şimdilik de olsa GATT görüşmelerinin sürdü-
l i k d l l Böl d i d d büük b
görecek düşük gelir grubun-
rülmesı konusunda anlaştılar. Böylece. dünya ticaretİnde de büyük bır ^ S S J S t t a t ^ î S
genışleme sozkonusu. Genişlemeden arslan payını zengin ulkeler ala-
cak ve gelişmekte olan ülkelere de faturayı ödemek kalacak.
PARİS (AA) - ABD ile Avrupa
Topluluğu (AT) arasındaki tanm süb-
vansıyonlan konusundaki çekişme nı-
hayet bir anlaşma ile sonuçlanırken bu-
nun uluslararası ticaretın serbestleştiril-
mesine ilişkin görüşmelerin başanyla
sonuçlanması yolunu açtığı ileri sürülü-
yor. Bu görüş doğru çıkar ve görüşme-
ler başanyla sonuçlanırsa, zengin ülke-
ler yıne kazanırken baa kalkmmakta
olan ulkelenn ıhracat gelirlen ilk 10
yılda önemli ölçüde azalacak.
Gümrük Tarifelen \e Ticaret Genel
Anlaşması (GATT) çerçevesinde 1986
yüından ben sürdürülen Uruguay Ra-
undu görüşmelerinin tamamlanması
durumunda, dünya ticaret hacmı 195 ile
200 milyar dolar artacak. Bu rakam.
Çin'in milli gelir toplamının yansına
ulaşıyor.
Uzmanlann hesaplamalanna göre
kalkmmakta olan ulkelenn, uluslara-
rası ticarette gümrük ve diğer kısıtlayıcı
engellerin kaldınlmasından yarar sağla-
malanna kadar bır 10 yıl geçecek.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Ör-
gutü'nün (OECD) hesaplamalanna
göre. Magrip (Kuzey Afrika). Sahra'-
nin güneyindeki Afrika ülkeleri ile Ak-
deniz ülkelerinin dış gelirleri, tanm süb-
vansiyonlannın kaldınlıp uluslararası
tıcaretin serbestleştirilmesi sonucu ilk
10 yılda bınde 2 ila bınde 6 oranında
azalacak.
Bu durumda, tanm sübvansiyon-
lannın kaldınlmasından potansıyel ola-
ramlan gerekecek.
Avustralya'nın Canberra kentindeki
uluslararası ekonomı merkezinin 1990
yılında yapüğı bir çalışmaya göre ulus-
lararası ticaretın tamamen serbestieşti-
rilmesi sadece 24 uyeli OECD ülkeleri-
ne, 1988 yılı fiyatlanyla 700 milyar do-
lar fayda sağlayacak Bu rakam Türki-
ye'nin de üyesi bulunduğu 24 üyeli
OECD ülkelerinin yıllık toplam üretim-
lerinin yüzde 10'unu oluşturuyor.
• ABD ile AT arasında nıhayet an-
laşma ile sonuçlanan ve GATTta an-
laşma sağlanmasını engelleyen tanm
sübvansiyonlanna. yılsonu itibanyla
ABD"nin 14 milyar dolar. AT'nın ise 46
milyar dolar olmak üzere. toplam 60
milyar dolar harcamalan öngörülmüş-
tü
•OECDnin hesaplamalanna göre
ATde tanm sübvansiyonlan topluluk
ülkelerindekı tüketicilere geçen yıl 63
milyar dolarlık, ABD'de de 20 milyar
dolar ek yüke mal olciu (ABD ve AT
dünya tahıl ve hububat ihracatının
yansından fazlasını ellerinde tutuyor).
•OECD ülkelerinin demir ve çelik
ithalatı toplamının yüzde 50'yi aşan
kısmına ticaret kısıtlamalan uygulanı-
yor. Aynca. ATdeki demir-çelik ima-
latçılan. Doğu Avrupa ülkelerinden
yapılan ucuz ithalata karşı daha fazla
koruma talep ediyorlar.
• Dünya giyim ve tekstil ticaretinde,
kısıtlama ve engeller 50 milyar dolar tu-
tuyor. Bu nedenle OECD ülkelennde
giyım eşyalan. tüketiciye yaklaşık yüz-
de 20 daha pahalıya mal oluyor.
• Japonya'nm ABD ve ATnin yo-
ğun baskılan üzerine aldığı. ABD ve
AT'ye otomotiv ürünlen ıhracatında
gönüllü ticaret kısıtlamalan karan. ge-
çen yılki dünya otomotiv ücaretinin 25
milyar dolarlık kısmmı etkilemiş bulu-
nuyor.
Belediye 25 araç aldı
Çankaya'da
çöpatağı
Ekonomi Servisi- Çankaya
Belediyesı çevre temizlığine
katkıda bulunmak amacıyla
ihale yoluyla 20 adet 15 m3 ve 5
adet 20 m3 lük çöp kamyonu
satın aldı.
İhaleyi kazanan MAN Kam-
yon ve Otobüs sanayi A.Ş. ta-
rafından Türkiye'de ilk defa
Çankaya belediyesi için üretilen
20 m3 lük hıdrolik sıkıştırmah
dev çöp kamyonu, pis su topla-
ma haznesi ve ılaçlama ünitesi-
ne de sahip.Aynı ihale çerçeve-
sinde 10 adet de damperli kam-
yonalındı.
Ankara'nın çöp toplama ka-
pasitesi bu araçlarla önemli
oranda arttınldı.
Alman çiftçisi sokağa dökülebilir
Hans bımumdansohsyor
DtLEK ZAPTÇIOĞLL
BERLİN - Amerika Birleşik Devletleri iie
AT arasında GATT konusunda vanlan uz-
laşma Alman hükümeuni hem içeride hem
de dış ilişkılerinde güçdurumda bıraku.
Abnan Çiftçder Birliği, yağ tohumu
üreüminin miktar olarak değil ekılı tanm
alam olarak kısıtlanmasını protestoediyor.
Amerikan hükümetiyle AT görevKleri
arasında Washmgton'da vanlan uzlaşmaya
göre soya fasulyesı ve ayçiçeği gıbi yağ
tohumlannın ekım alanı yıida yüzde on
ölçüsünde kısıtianacak ve AT içindeki
tanm ihraç ürünlerinedestek
Washington'un baştan talep ettiği gibi
yüzde21 oranında düşürülecek.
Alman çiftçileri ATnin tanmda
sübvansiyonlan azaitma veekih alanlan
kısıtlama gibi çabalanna zaten uzun süredir
muhakfet ediyordu. Alman hükümeti
şinıdı AT ik ABD arasındaki bir "ticaret
savaşını" önlemekte kendi çiftçilenni yaya
bırakmakla suçlanıyor. Ama Almanya,
çiftçilerin ellerinde ATyı protestoeden
pankartlarla Bonn'da başbakanbğa yürü-
tnesine aiışkın. Kapiıia seçimler de
olmadıgına göre Başbakan Helmut Kohl
çiftçilenni zamanında yatıştıracağı
konusunda büyük kaygı taşımıyor
Öteyandan Fransa, Washington'da vanlan
uzlaşmayı kabul etmiyor ve bu da
Washington-Paris arasında arabuluculuk
yapmak durumunda kalan Almanya 'yı güç
durumda bırakıyor.
Dün Alman hûkümet çevreieri Fransa'nın
GATT uzlaşmasına "kesin hayır demedı-
ğine"dikkatçekiyordu. Fransa Tanm
Bakanı Jean-Pierre Soisson'un anlaşmayı
vetoetmeyecegİ befirtildi. Fransa'nın zaten
böyle bir hakkı olmadığı, Brüksel'de
ATnin dış ticareüyie ılgiü kararlan son
kertede AT Komisyonu'nun tek başma
alacağı vurgulandı.
Almanya'da rahatsziık yaratan
noktalardan biri şu: AT Komisyonu
Başkanı Jacques Delors'un Fransa
cumhurbaşkanlığına hazırlandığ) için
Paris'ı destekler bir tutum içine gırdiği;
kısacası kendi kariyeri içm Fransızlan
kayırdığı iddiası. Bu söylentiler nedeniyle
Fransa'nm ve AT Komisyon Başkanf mn
tutumu Almanya'dan bakıldığında baştan
beri "bencıl ve millıyetçi" göründü.
Vanlan uzlaşmanın "herkesin iyihği için*"
olduğuı vurgulanırken Fransızlann yan
çizmesi yadırgandı.
Fransa gerektiğınde tek başına da Amerika
Birleşik Devletleri'ne meydan okuyacağmı
bir kez daha gösterirken, AJmanya
uluslararası planda keskın çatışmalar içine
girmekten kaçmıyor. Başbakan Helmut
Kohl'ün şimdı Paris'ie ıkıli görüşmeler
yaparak çözüm için arabuluculuğunu
sürdürmesı bekleniyor
JEANS
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ
ERGtN YILDIZOĞLU
Avpupa'nın Sıcak Kışı
Küresel ısınma Avrupa'ya
sıcak bir kış getiriyor. Hayır,
karbon gazlannın birikmesi
sonucu ortaya çıkan atmosfe-
rik ısmmayı değil, tüm küreyi
sarsan ekonomik durgunluk
ve bunun yarattığı politik ve
sosyal sürtüşmelerin etkisi ile
oluşan ısınmayı kastedi-
yorum. Bu ısınmanın etkisi ile
kışın Avrupa'nın sosyal poli-
lik ortamında da önemli deği-
şiklıklcr bokleniyor. Bu yüz-
den. çoğu yatınmalar ve fon
yöneticıleri, portföylerini,
ABD kaynaklı menkul kıy-
metlerin ve dolann ağırbğını
arttıracak şekılde >eniden dü-
zenliyorlar.
Politik-ekonomik havamn
ısınmasmın arkasında iki ge-
lişme yatıyor. Bunlardan ilkı;
Avrupa'da ekonomik büyü-
me hızının 1993'te yüzde l'in
altına düşmesi ile dennleşecek
olan durgunluğun sosyal et-
kileri. İkincisi ise; eski SSCB'-
nin karanlık köşelerinde geli-
şen kanşıkbklann. Arnavut-
luk'u da etkilemeye başlayan
ve giderek belki de Yunanis-
tan ve Türkiye'yi de içine çe-
kebilecek olan Yugoslavya
Krizi'nin Batı Avrupa ülkele-
rine yansımalan.
Azalan kârlar ve
istikrarsızlık
Wall Ştreet Journal"a (4
kasım) göre. bu yılın III. üç
aylık dönemınde Avrupa'nın
uzay ve havacılık, hava taşı-
macılığı. otomotiv. bankaa-
lık, kimya. yiyecek-içecek,
petrol, ılaç ve demir-çelik gibi
İıder sektörlerinde, şırket kâr-
lannda ciddi bir kötüleşme
var. Bu koşullarda, bu sütun-
da ıkı kasım günü de anlaıma-
ya çabştığım gıbi işs^zlık hızla
artıyor Avrupa'da yıl sonuna
kadar ışsız sayısmda 200 bin-
kışilık bir artış ve işsizliğın de
yüzde 10"un üstüne çıkması
bekleniyor.
Diğer taraftan. Londra
Major'a işçi tepkisi
Morgan Stanley baş stratejısti
David Roch'un da kaygı ile
işaret ettiği gıbi "dünva iflc de-
fa bu kadar zayıf lideriiklerin
elinde." Avrupa'da bu lider-
lıkler. içeride ış çevrelerinin ve
sendikalann, dışanda da ulus-
lararası rekabetin baskılan
karşısında bocalıyor ve kendi-
lerinden beklenen politikalan
üretemiyorlar. Hükümetler.
can havli ile korkak-utangaç
Keynesçilik yoluyla pazan
canlandırma çabalan ile arz
larafı politikalan ile kârlan ve
yaünmlan arttırma çabalan
arasında yollannı kaybedi-
vorlar. Böylece şimdilik. daha
çok faizlen düşürmek. hükü-
met harcamalannı ve ücretleri
kısmak eğilimı gibi eklektık
ekonomı politikalan önerili-
yor. Bu ise sosyal huzursuzlu-
ğu arttırmak için ideal bir re-
çete.
İşsizlik artarken. ücretlen
düşünnek ve hükümet harca-
malannı azaltmak gündeme
gelince, işçiler İngiltere'de ve
Italya'da olduğu gibi. hızla ve
şiddetle tepki gösteriyorlar ve
göstermeye de devam edecek-
ler. Fransa'da ise. hükümetin
tanm destek alımlannda bır
ındinm \apma eğilimınin
ortaya çıkması ihtimalınde
bıle, köylüler her tarafı fiilen
gübreye bulamaya hazır tetik-
te bekliyor. Diğer taraftan. ar-
tan işsizlik ve ücretler üzerin-
dekı baskılar yabana düş-
manlığını köriiİclüyor. sıyasi
kutuplaşmayı arttınyor; Al-
manya ve Fransa'da olduğu
gibi, büyük sokak göstenlen-
ne ve hatta çaüşmalara >ol
açıyor. Ücretlerde ve hükü-
met harcamalanndaki
kısıntılann ise zaten daral-
makta olan piyasa üzerinde
talebi kısarak olumsuz etki
yapacağından korkan sanayi
ve ticaret kesimi de hükümet-
leri sıkıştınyor ve partiler üze-
rindeki tercihlerini gözden ge-
çiriyor.
Faiz oranlanndaki değişik-
bkler de bugünün ortamında,
dolaylı olarak da olsa politik
sosyal çalkantılara yol açabı-
lir. Faız oranlan, bugün EMS
Krizi'nin etkılen hâlâ sürdüğü
için, doğrudan ve her zaman-
kınden daha çok döviz kur-
'iKohl de sıkıntıda
lannı etkiliyor. Bu yüzden hü-
kümetler. iş çevrelerinin istek-
lerine rağmen faızleri bir sefer-
de gerekli düzeye indiremiyor-
lar. Faızler parça parça iniyor
ve her inişinde de dedikoduya
ve spekülasyona yol açıyor.
Böyle bır dedikodu ve beklen-
ti bazen faiz indiriminin ger-
çekleşmesi beklenen ülkenin
parasına karşı, özellikle bu ül-
kenın ödemeler dengesı
açığının büyümekte olduğu
düşünülüyorsa, spekülasyonu
kışkırtıyor. Bu da devalüasyo-
nu zorlayarak istikrarsızlık
yarauvor. Bu yüzden geçen
hafta Isveç Kronuna karşı ge-
lişen ve bu hafta sonunda Ko-
rona'nın dalgalanmaya bı-
rakılmasına yol açan spekü-
latif saldın>ı değerlendirenler.
Morgan Stanley Avrupa
stratejıstı Davıd Rıchardson'-
ın da işaret ettiği gibi, esküdo,
peseta, punt ve daha sonra da
frank ve liretın EMS krizinde
olduğu gibi yeniden bir deva-
lüasvona zorlanması tehlike-
sme ve böyle bir sarsıntının
muhtemel yan etkilenne işaret
ediyorlar. Bu tür sarsınülar,
g^inün ortamında, uluslara-
rasındaki düşmanlığı kö-
rüklüyor ve Avrupa birliği fik-
rini iyıce imkânsız bir hale ge-
iınyor. Böyle bır krız sırasın-
d>ı örncğin Fransa ile Al-
manya arasındaki yakın ilişki-
nin tabandaki milliyetçi
baskılardan dolayı zedelen-
mesı. Fransa-Almanya ekse-
ninin kınlması Avrupa'da
hâLi (zayıflavdrak da olsa)ge-
çerliliğini koruyan bırleşme
eğilimini kolaylıkla tersine çe-
virebılir. Bu da tabii ki büyük
bir istikrarsızlık kaynağı ola-
rak gündemde duruyor.
Rusya Federasyonu ve
Balkanlar
Ekonomik durgunluk bir
yana, Avrupa'da, yakın gele-
cekte belkı de en büyük politik
ve sosyal istikrarsızlık kayna-
ğı Balkanlar ve Rusya'daki
gelişmelerdır. Doğu Avrupa'-
da ve Rusya'da çok sayıda bü-
rolan olan, Quantum Fund'-
un baş yatınm danışmanı ve
Soros Foundations Netvvorks
Başkanı George Soros "nisan-
dan beri Rusya'dan ûmidinı
kesmış" durumda. "O günden
beri ufukta sadece süreklı ve
sonu belli olmayan bir dağı-
lma ve parçalanma sürecı
görüyorum" diyor. Soros'a
göre bu dagılma iki yönde ge-
lişebılir. Bir senaryo şöyle:
Hükümetlerin otoritesi gide-
rek zayıfiıyor. hükümetler en
temel kamu hızmetlerinı suna-
maz hale geliyorlar, bu duru-
mu protesto ermek için asker-
ler ayaklanıyor. ayaklanmaya
halk kıtlelen de katıhyor ve
kaos başlıyor. İkınci senaryo-
ya göre Yeltsın'e karşı bir dar-
be başlıyor. darbeciler top-
lumda birliği ve ıstikran sağla-
yabılmek için bir'sen iç ve dış
düşman '"keşfedip" bunlann
üstüne yürümeye kalkıyor. Bu
iki senaryonun her ikisinin
bırden gerçekleşmesı dahi
mümkün. Bu koşullarda on-
binlerce ıltıcacı Batı Avrupa
ülkelerinin, özellikle Alman-
MERKEZBANKASIKURLARI
CINSI
lABDDoları
* A'manMarkı
1
Avustralya Dolan
* AvusturyaSılını
1 BelcıkaFrangı
1 Danımarka Kronu
' FtnMarkkası
Franaz Frangı
1 HollandaFlormı
11svec Kronu
11svıçre Frangı
100ltalyan Lıretı
1 JaponYenı
1 Kanada Dolan
' Norvec Kronu
Sterlın
1S ArabıstanRıyalı
DÖVİZ
AIIŞ
818160
514566
5600 31
73430
25043
132624
158175
152216
457507
123602
573946
597 63
6609
6406.89
125726
1248922
218171
SATIŞ
8198 00
5155 97
561153
735 78
25093
132890
1584.92
1525.21
4584.24
1238.50
5750.96
598.83
66.22
6419.73
125978
1251425
2186.08
21 KASIM 1992
EFEKTtf
AUŞ
817342
514051
551631
73357
247.93
1312.98
1565.93
1520.64
4570.49
1223.66
5733.72
591.65
6510
6310.79
124469
1247673
214898
SATIŞ
8222 59
517144
5628.36
73798
251.69
1332.89
1589.67
1529.79
459799
1242.22
5768.21
60063
6642
643899
1263 56
12551 79
2192 64
ya'nın kapısına dayaruyor. Bu
da yabana düşmanlığını.
ırkçıhğı ve neo-faşist partileri
güçlendiriyor. politik manza-
ra hızla değişmeye başlıyor.
Bu iki senaryoya Rusya'da
üretilen ve Avrupa için hayati
öneme sahip olan doğalgaz,
petrol ve diğer madencilık
ürünlerinin sağlanmasının ak-
saması ve bunun Av rupa'daki
ekonomik durgunluğu ve sos-
yal huzursuzluğu şıddetlen-
dirmesi, kanşıklık sırasında
nükleer bir kazanın çıkması
vb. de eklenebilir. Nihayet bu
gelişmelerin Balkan krizi ile
birleşmesi. Türkiye ve Yuna-
nistan'ı ıçıne çekmesi ve Avru-
pa'yı yangın yerine çevirmesi
hiç de imkânsız değıl.
Bunun aşın kötümser bir
lablo olduğunun tabii ki
farkındayim. Ama yukanda-
ki paragraftakilenn tümüyle
imkânsız bir senaryolar dizısı
de olmadığını düşünüyorum.
Avrupa'mn bellı başb mali
kuruluşlannın analıstlennin
ve stratejistlerinin bir kıs-
mımn yakın geleceğe ilişkin
beklentileri de giderek bu yön-
de şekilleniyor. Bunlardan.
Cenevre'deki Pıctet & Cıe
Bankası Genel Müdür
Yardımcısı Michel Petiı Pıer-
re'e göre "yatınmcılar bugün.
sadece Doğu Avrupa'dakı.
Rusya'daki ve Yugoslavya"-
daki değil Batı Avrupa daki
sorunlann boyutlannı da bü-
yük ölçüde aamsıyorlar."
Bank Buxells Lambers baş
stratejısti Rolan Leuschel'e
göre ise Avrupa şu sırada iki
sahnelik bir piyesin bınnci
sahnesınin sonunda verilen
arada. İlk sahnenın zirvesi
Doğu Avrupa'nın ekonomik
çöküşüve 1989devnmlenydı.
Şu sıralarda başlamak üzere
olan ikinci sahnenin zırvesi ise
derin durgunluk. sosyal çal-
kantılar ile Avrupa'da siyası
bderliklerde köklü ve hızlı bir
değışıkbk ve Avrupa birliğinı
u/un sürc aksatacak olan bır
seri engelin güçlenmesi olacak
gibi gözüküyor. Bu yüzden
Leuschel, portföyünde Avru-
pa'mn payını menkul kıymet-
lerde yüzde 30'a düşürmüş ve
ABD Dolan'nın payını da
para portföyünde yüzde 35'e
çıkarmış. Ne demışler, "Atını
önce sağlam kazığa bağla ve
korkulu riiya görmemek için
uyanık kal!"
\'e Abdurrahman
Çelebi..
Koyunun olmadığı yerde
keçiye Abdurrahman Çelebi
derlermiş. Avrupa için bek-
lentiler bu yönde olunca,
ABD ekenomisindeki en ufak
bir toparlanma ışareti bıle ışte
tam da böyle karşılanıyor. Nı-
tekim ABDekono
T
nısinde\a-
vaş da olsa bir kıpırdanma
var Liderliğinm yeni değişmiş
olması en azından 4 yılbk bir
bebrginbk demek. Yatınm-
Clinton faizleri ovnatacak
alar, bunlara bakarak ABD
kâğıtlanna ve dolara yöneli-
yorlar. Eğer önümüzdeki yıl
ABD'de büyüme hızı yüzde 2
civannda kalabibrse gelecek
12 ay içinde dolann marka
karşı yüzde 20 ile yüzde 35
arasında değer kazanması
bekleniyor ABD'de faızler en
düşük. Almanya'da ise en
yüksek düzeylennde. Bu yüz-
den faizlerin ABD'de, özellik-
le Clınton yönetimınin arta-
cak olan devlet harcamala-
nnm da etkisi ile yükselmesi.
Almanya'da ise düşmeye baş-
laması bekleniyor. Bu koşul-
larda dolar bir yılda 1.8 DM'ı
geçecek. Tabii arada Yeltsin'e
karşı bir darbe girişımi olmaz-
sa. O zaman bu orana ulaş-
mak için 4-5 ay yetecek
ÇAPRAZ KURLAR
1
15900
14609
11 1420
61690
51725
53750
17883
lio /2
66193
14255
136900
12380
12770
65075
3 7501
ISttHte
1ECV:
SH:
at
MUDOIARI
Mmlltarta
Avıulnlyı M ı n
AmtrnPU
DMiBrtıKnM
FhMvkktst
frmmfnm
lıllııtı RıHn
nıııytlPunıs)
jntçfaiM
jsiifFiFnıp
ItBtyMUrvti
imm
bintfıMvi
Mrn^ HrVH
SJMMaıRinl
15265 lUIMvi
12345USMVI
13866«HMn
11367 02TL