05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 KASIM1992 PAZARTESI CUMHURIYET SAYPA EKONOMI GATT'ta vanlacak anlaşma, dünya ticaretini 200 milyar dolar arttıracak, ama Fatura, yoksullara çıkacak• Amerika ile Avrupa, şimdilik de olsa GATT görüşmelerinin sürdü- l i k d l l Böl d i d d büük b görecek düşük gelir grubun- rülmesı konusunda anlaştılar. Böylece. dünya ticaretİnde de büyük bır ^ S S J S t t a t ^ î S genışleme sozkonusu. Genişlemeden arslan payını zengin ulkeler ala- cak ve gelişmekte olan ülkelere de faturayı ödemek kalacak. PARİS (AA) - ABD ile Avrupa Topluluğu (AT) arasındaki tanm süb- vansıyonlan konusundaki çekişme nı- hayet bir anlaşma ile sonuçlanırken bu- nun uluslararası ticaretın serbestleştiril- mesine ilişkin görüşmelerin başanyla sonuçlanması yolunu açtığı ileri sürülü- yor. Bu görüş doğru çıkar ve görüşme- ler başanyla sonuçlanırsa, zengin ülke- ler yıne kazanırken baa kalkmmakta olan ulkelenn ıhracat gelirlen ilk 10 yılda önemli ölçüde azalacak. Gümrük Tarifelen \e Ticaret Genel Anlaşması (GATT) çerçevesinde 1986 yüından ben sürdürülen Uruguay Ra- undu görüşmelerinin tamamlanması durumunda, dünya ticaret hacmı 195 ile 200 milyar dolar artacak. Bu rakam. Çin'in milli gelir toplamının yansına ulaşıyor. Uzmanlann hesaplamalanna göre kalkmmakta olan ulkelenn, uluslara- rası ticarette gümrük ve diğer kısıtlayıcı engellerin kaldınlmasından yarar sağla- malanna kadar bır 10 yıl geçecek. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Ör- gutü'nün (OECD) hesaplamalanna göre. Magrip (Kuzey Afrika). Sahra'- nin güneyindeki Afrika ülkeleri ile Ak- deniz ülkelerinin dış gelirleri, tanm süb- vansiyonlannın kaldınlıp uluslararası tıcaretin serbestleştirilmesi sonucu ilk 10 yılda bınde 2 ila bınde 6 oranında azalacak. Bu durumda, tanm sübvansiyon- lannın kaldınlmasından potansıyel ola- ramlan gerekecek. Avustralya'nın Canberra kentindeki uluslararası ekonomı merkezinin 1990 yılında yapüğı bir çalışmaya göre ulus- lararası ticaretın tamamen serbestieşti- rilmesi sadece 24 uyeli OECD ülkeleri- ne, 1988 yılı fiyatlanyla 700 milyar do- lar fayda sağlayacak Bu rakam Türki- ye'nin de üyesi bulunduğu 24 üyeli OECD ülkelerinin yıllık toplam üretim- lerinin yüzde 10'unu oluşturuyor. • ABD ile AT arasında nıhayet an- laşma ile sonuçlanan ve GATTta an- laşma sağlanmasını engelleyen tanm sübvansiyonlanna. yılsonu itibanyla ABD"nin 14 milyar dolar. AT'nın ise 46 milyar dolar olmak üzere. toplam 60 milyar dolar harcamalan öngörülmüş- tü •OECDnin hesaplamalanna göre ATde tanm sübvansiyonlan topluluk ülkelerindekı tüketicilere geçen yıl 63 milyar dolarlık, ABD'de de 20 milyar dolar ek yüke mal olciu (ABD ve AT dünya tahıl ve hububat ihracatının yansından fazlasını ellerinde tutuyor). •OECD ülkelerinin demir ve çelik ithalatı toplamının yüzde 50'yi aşan kısmına ticaret kısıtlamalan uygulanı- yor. Aynca. ATdeki demir-çelik ima- latçılan. Doğu Avrupa ülkelerinden yapılan ucuz ithalata karşı daha fazla koruma talep ediyorlar. • Dünya giyim ve tekstil ticaretinde, kısıtlama ve engeller 50 milyar dolar tu- tuyor. Bu nedenle OECD ülkelennde giyım eşyalan. tüketiciye yaklaşık yüz- de 20 daha pahalıya mal oluyor. • Japonya'nm ABD ve ATnin yo- ğun baskılan üzerine aldığı. ABD ve AT'ye otomotiv ürünlen ıhracatında gönüllü ticaret kısıtlamalan karan. ge- çen yılki dünya otomotiv ücaretinin 25 milyar dolarlık kısmmı etkilemiş bulu- nuyor. Belediye 25 araç aldı Çankaya'da çöpatağı Ekonomi Servisi- Çankaya Belediyesı çevre temizlığine katkıda bulunmak amacıyla ihale yoluyla 20 adet 15 m3 ve 5 adet 20 m3 lük çöp kamyonu satın aldı. İhaleyi kazanan MAN Kam- yon ve Otobüs sanayi A.Ş. ta- rafından Türkiye'de ilk defa Çankaya belediyesi için üretilen 20 m3 lük hıdrolik sıkıştırmah dev çöp kamyonu, pis su topla- ma haznesi ve ılaçlama ünitesi- ne de sahip.Aynı ihale çerçeve- sinde 10 adet de damperli kam- yonalındı. Ankara'nın çöp toplama ka- pasitesi bu araçlarla önemli oranda arttınldı. Alman çiftçisi sokağa dökülebilir Hans bımumdansohsyor DtLEK ZAPTÇIOĞLL BERLİN - Amerika Birleşik Devletleri iie AT arasında GATT konusunda vanlan uz- laşma Alman hükümeuni hem içeride hem de dış ilişkılerinde güçdurumda bıraku. Abnan Çiftçder Birliği, yağ tohumu üreüminin miktar olarak değil ekılı tanm alam olarak kısıtlanmasını protestoediyor. Amerikan hükümetiyle AT görevKleri arasında Washmgton'da vanlan uzlaşmaya göre soya fasulyesı ve ayçiçeği gıbi yağ tohumlannın ekım alanı yıida yüzde on ölçüsünde kısıtianacak ve AT içindeki tanm ihraç ürünlerinedestek Washington'un baştan talep ettiği gibi yüzde21 oranında düşürülecek. Alman çiftçileri ATnin tanmda sübvansiyonlan azaitma veekih alanlan kısıtlama gibi çabalanna zaten uzun süredir muhakfet ediyordu. Alman hükümeti şinıdı AT ik ABD arasındaki bir "ticaret savaşını" önlemekte kendi çiftçilenni yaya bırakmakla suçlanıyor. Ama Almanya, çiftçilerin ellerinde ATyı protestoeden pankartlarla Bonn'da başbakanbğa yürü- tnesine aiışkın. Kapiıia seçimler de olmadıgına göre Başbakan Helmut Kohl çiftçilenni zamanında yatıştıracağı konusunda büyük kaygı taşımıyor Öteyandan Fransa, Washington'da vanlan uzlaşmayı kabul etmiyor ve bu da Washington-Paris arasında arabuluculuk yapmak durumunda kalan Almanya 'yı güç durumda bırakıyor. Dün Alman hûkümet çevreieri Fransa'nın GATT uzlaşmasına "kesin hayır demedı- ğine"dikkatçekiyordu. Fransa Tanm Bakanı Jean-Pierre Soisson'un anlaşmayı vetoetmeyecegİ befirtildi. Fransa'nın zaten böyle bir hakkı olmadığı, Brüksel'de ATnin dış ticareüyie ılgiü kararlan son kertede AT Komisyonu'nun tek başma alacağı vurgulandı. Almanya'da rahatsziık yaratan noktalardan biri şu: AT Komisyonu Başkanı Jacques Delors'un Fransa cumhurbaşkanlığına hazırlandığ) için Paris'ı destekler bir tutum içine gırdiği; kısacası kendi kariyeri içm Fransızlan kayırdığı iddiası. Bu söylentiler nedeniyle Fransa'nm ve AT Komisyon Başkanf mn tutumu Almanya'dan bakıldığında baştan beri "bencıl ve millıyetçi" göründü. Vanlan uzlaşmanın "herkesin iyihği için*" olduğuı vurgulanırken Fransızlann yan çizmesi yadırgandı. Fransa gerektiğınde tek başına da Amerika Birleşik Devletleri'ne meydan okuyacağmı bir kez daha gösterirken, AJmanya uluslararası planda keskın çatışmalar içine girmekten kaçmıyor. Başbakan Helmut Kohl'ün şimdı Paris'ie ıkıli görüşmeler yaparak çözüm için arabuluculuğunu sürdürmesı bekleniyor JEANS DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ ERGtN YILDIZOĞLU Avpupa'nın Sıcak Kışı Küresel ısınma Avrupa'ya sıcak bir kış getiriyor. Hayır, karbon gazlannın birikmesi sonucu ortaya çıkan atmosfe- rik ısmmayı değil, tüm küreyi sarsan ekonomik durgunluk ve bunun yarattığı politik ve sosyal sürtüşmelerin etkisi ile oluşan ısınmayı kastedi- yorum. Bu ısınmanın etkisi ile kışın Avrupa'nın sosyal poli- lik ortamında da önemli deği- şiklıklcr bokleniyor. Bu yüz- den. çoğu yatınmalar ve fon yöneticıleri, portföylerini, ABD kaynaklı menkul kıy- metlerin ve dolann ağırbğını arttıracak şekılde >eniden dü- zenliyorlar. Politik-ekonomik havamn ısınmasmın arkasında iki ge- lişme yatıyor. Bunlardan ilkı; Avrupa'da ekonomik büyü- me hızının 1993'te yüzde l'in altına düşmesi ile dennleşecek olan durgunluğun sosyal et- kileri. İkincisi ise; eski SSCB'- nin karanlık köşelerinde geli- şen kanşıkbklann. Arnavut- luk'u da etkilemeye başlayan ve giderek belki de Yunanis- tan ve Türkiye'yi de içine çe- kebilecek olan Yugoslavya Krizi'nin Batı Avrupa ülkele- rine yansımalan. Azalan kârlar ve istikrarsızlık Wall Ştreet Journal"a (4 kasım) göre. bu yılın III. üç aylık dönemınde Avrupa'nın uzay ve havacılık, hava taşı- macılığı. otomotiv. bankaa- lık, kimya. yiyecek-içecek, petrol, ılaç ve demir-çelik gibi İıder sektörlerinde, şırket kâr- lannda ciddi bir kötüleşme var. Bu koşullarda, bu sütun- da ıkı kasım günü de anlaıma- ya çabştığım gıbi işs^zlık hızla artıyor Avrupa'da yıl sonuna kadar ışsız sayısmda 200 bin- kışilık bir artış ve işsizliğın de yüzde 10"un üstüne çıkması bekleniyor. Diğer taraftan. Londra Major'a işçi tepkisi Morgan Stanley baş stratejısti David Roch'un da kaygı ile işaret ettiği gıbi "dünva iflc de- fa bu kadar zayıf lideriiklerin elinde." Avrupa'da bu lider- lıkler. içeride ış çevrelerinin ve sendikalann, dışanda da ulus- lararası rekabetin baskılan karşısında bocalıyor ve kendi- lerinden beklenen politikalan üretemiyorlar. Hükümetler. can havli ile korkak-utangaç Keynesçilik yoluyla pazan canlandırma çabalan ile arz larafı politikalan ile kârlan ve yaünmlan arttırma çabalan arasında yollannı kaybedi- vorlar. Böylece şimdilik. daha çok faizlen düşürmek. hükü- met harcamalannı ve ücretleri kısmak eğilimı gibi eklektık ekonomı politikalan önerili- yor. Bu ise sosyal huzursuzlu- ğu arttırmak için ideal bir re- çete. İşsizlik artarken. ücretlen düşünnek ve hükümet harca- malannı azaltmak gündeme gelince, işçiler İngiltere'de ve Italya'da olduğu gibi. hızla ve şiddetle tepki gösteriyorlar ve göstermeye de devam edecek- ler. Fransa'da ise. hükümetin tanm destek alımlannda bır ındinm \apma eğilimınin ortaya çıkması ihtimalınde bıle, köylüler her tarafı fiilen gübreye bulamaya hazır tetik- te bekliyor. Diğer taraftan. ar- tan işsizlik ve ücretler üzerin- dekı baskılar yabana düş- manlığını köriiİclüyor. sıyasi kutuplaşmayı arttınyor; Al- manya ve Fransa'da olduğu gibi, büyük sokak göstenlen- ne ve hatta çaüşmalara >ol açıyor. Ücretlerde ve hükü- met harcamalanndaki kısıntılann ise zaten daral- makta olan piyasa üzerinde talebi kısarak olumsuz etki yapacağından korkan sanayi ve ticaret kesimi de hükümet- leri sıkıştınyor ve partiler üze- rindeki tercihlerini gözden ge- çiriyor. Faiz oranlanndaki değişik- bkler de bugünün ortamında, dolaylı olarak da olsa politik sosyal çalkantılara yol açabı- lir. Faız oranlan, bugün EMS Krizi'nin etkılen hâlâ sürdüğü için, doğrudan ve her zaman- kınden daha çok döviz kur- 'iKohl de sıkıntıda lannı etkiliyor. Bu yüzden hü- kümetler. iş çevrelerinin istek- lerine rağmen faızleri bir sefer- de gerekli düzeye indiremiyor- lar. Faızler parça parça iniyor ve her inişinde de dedikoduya ve spekülasyona yol açıyor. Böyle bır dedikodu ve beklen- ti bazen faiz indiriminin ger- çekleşmesi beklenen ülkenin parasına karşı, özellikle bu ül- kenın ödemeler dengesı açığının büyümekte olduğu düşünülüyorsa, spekülasyonu kışkırtıyor. Bu da devalüasyo- nu zorlayarak istikrarsızlık yarauvor. Bu yüzden geçen hafta Isveç Kronuna karşı ge- lişen ve bu hafta sonunda Ko- rona'nın dalgalanmaya bı- rakılmasına yol açan spekü- latif saldın>ı değerlendirenler. Morgan Stanley Avrupa stratejıstı Davıd Rıchardson'- ın da işaret ettiği gibi, esküdo, peseta, punt ve daha sonra da frank ve liretın EMS krizinde olduğu gibi yeniden bir deva- lüasvona zorlanması tehlike- sme ve böyle bir sarsıntının muhtemel yan etkilenne işaret ediyorlar. Bu tür sarsınülar, g^inün ortamında, uluslara- rasındaki düşmanlığı kö- rüklüyor ve Avrupa birliği fik- rini iyıce imkânsız bir hale ge- iınyor. Böyle bır krız sırasın- d>ı örncğin Fransa ile Al- manya arasındaki yakın ilişki- nin tabandaki milliyetçi baskılardan dolayı zedelen- mesı. Fransa-Almanya ekse- ninin kınlması Avrupa'da hâLi (zayıflavdrak da olsa)ge- çerliliğini koruyan bırleşme eğilimini kolaylıkla tersine çe- virebılir. Bu da tabii ki büyük bir istikrarsızlık kaynağı ola- rak gündemde duruyor. Rusya Federasyonu ve Balkanlar Ekonomik durgunluk bir yana, Avrupa'da, yakın gele- cekte belkı de en büyük politik ve sosyal istikrarsızlık kayna- ğı Balkanlar ve Rusya'daki gelişmelerdır. Doğu Avrupa'- da ve Rusya'da çok sayıda bü- rolan olan, Quantum Fund'- un baş yatınm danışmanı ve Soros Foundations Netvvorks Başkanı George Soros "nisan- dan beri Rusya'dan ûmidinı kesmış" durumda. "O günden beri ufukta sadece süreklı ve sonu belli olmayan bir dağı- lma ve parçalanma sürecı görüyorum" diyor. Soros'a göre bu dagılma iki yönde ge- lişebılir. Bir senaryo şöyle: Hükümetlerin otoritesi gide- rek zayıfiıyor. hükümetler en temel kamu hızmetlerinı suna- maz hale geliyorlar, bu duru- mu protesto ermek için asker- ler ayaklanıyor. ayaklanmaya halk kıtlelen de katıhyor ve kaos başlıyor. İkınci senaryo- ya göre Yeltsın'e karşı bir dar- be başlıyor. darbeciler top- lumda birliği ve ıstikran sağla- yabılmek için bir'sen iç ve dış düşman '"keşfedip" bunlann üstüne yürümeye kalkıyor. Bu iki senaryonun her ikisinin bırden gerçekleşmesı dahi mümkün. Bu koşullarda on- binlerce ıltıcacı Batı Avrupa ülkelerinin, özellikle Alman- MERKEZBANKASIKURLARI CINSI lABDDoları * A'manMarkı 1 Avustralya Dolan * AvusturyaSılını 1 BelcıkaFrangı 1 Danımarka Kronu ' FtnMarkkası Franaz Frangı 1 HollandaFlormı 11svec Kronu 11svıçre Frangı 100ltalyan Lıretı 1 JaponYenı 1 Kanada Dolan ' Norvec Kronu Sterlın 1S ArabıstanRıyalı DÖVİZ AIIŞ 818160 514566 5600 31 73430 25043 132624 158175 152216 457507 123602 573946 597 63 6609 6406.89 125726 1248922 218171 SATIŞ 8198 00 5155 97 561153 735 78 25093 132890 1584.92 1525.21 4584.24 1238.50 5750.96 598.83 66.22 6419.73 125978 1251425 2186.08 21 KASIM 1992 EFEKTtf AUŞ 817342 514051 551631 73357 247.93 1312.98 1565.93 1520.64 4570.49 1223.66 5733.72 591.65 6510 6310.79 124469 1247673 214898 SATIŞ 8222 59 517144 5628.36 73798 251.69 1332.89 1589.67 1529.79 459799 1242.22 5768.21 60063 6642 643899 1263 56 12551 79 2192 64 ya'nın kapısına dayaruyor. Bu da yabana düşmanlığını. ırkçıhğı ve neo-faşist partileri güçlendiriyor. politik manza- ra hızla değişmeye başlıyor. Bu iki senaryoya Rusya'da üretilen ve Avrupa için hayati öneme sahip olan doğalgaz, petrol ve diğer madencilık ürünlerinin sağlanmasının ak- saması ve bunun Av rupa'daki ekonomik durgunluğu ve sos- yal huzursuzluğu şıddetlen- dirmesi, kanşıklık sırasında nükleer bir kazanın çıkması vb. de eklenebilir. Nihayet bu gelişmelerin Balkan krizi ile birleşmesi. Türkiye ve Yuna- nistan'ı ıçıne çekmesi ve Avru- pa'yı yangın yerine çevirmesi hiç de imkânsız değıl. Bunun aşın kötümser bir lablo olduğunun tabii ki farkındayim. Ama yukanda- ki paragraftakilenn tümüyle imkânsız bir senaryolar dizısı de olmadığını düşünüyorum. Avrupa'mn bellı başb mali kuruluşlannın analıstlennin ve stratejistlerinin bir kıs- mımn yakın geleceğe ilişkin beklentileri de giderek bu yön- de şekilleniyor. Bunlardan. Cenevre'deki Pıctet & Cıe Bankası Genel Müdür Yardımcısı Michel Petiı Pıer- re'e göre "yatınmcılar bugün. sadece Doğu Avrupa'dakı. Rusya'daki ve Yugoslavya"- daki değil Batı Avrupa daki sorunlann boyutlannı da bü- yük ölçüde aamsıyorlar." Bank Buxells Lambers baş stratejısti Rolan Leuschel'e göre ise Avrupa şu sırada iki sahnelik bir piyesin bınnci sahnesınin sonunda verilen arada. İlk sahnenın zirvesi Doğu Avrupa'nın ekonomik çöküşüve 1989devnmlenydı. Şu sıralarda başlamak üzere olan ikinci sahnenin zırvesi ise derin durgunluk. sosyal çal- kantılar ile Avrupa'da siyası bderliklerde köklü ve hızlı bir değışıkbk ve Avrupa birliğinı u/un sürc aksatacak olan bır seri engelin güçlenmesi olacak gibi gözüküyor. Bu yüzden Leuschel, portföyünde Avru- pa'mn payını menkul kıymet- lerde yüzde 30'a düşürmüş ve ABD Dolan'nın payını da para portföyünde yüzde 35'e çıkarmış. Ne demışler, "Atını önce sağlam kazığa bağla ve korkulu riiya görmemek için uyanık kal!" \'e Abdurrahman Çelebi.. Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş. Avrupa için bek- lentiler bu yönde olunca, ABD ekenomisindeki en ufak bir toparlanma ışareti bıle ışte tam da böyle karşılanıyor. Nı- tekim ABDekono T nısinde\a- vaş da olsa bir kıpırdanma var Liderliğinm yeni değişmiş olması en azından 4 yılbk bir bebrginbk demek. Yatınm- Clinton faizleri ovnatacak alar, bunlara bakarak ABD kâğıtlanna ve dolara yöneli- yorlar. Eğer önümüzdeki yıl ABD'de büyüme hızı yüzde 2 civannda kalabibrse gelecek 12 ay içinde dolann marka karşı yüzde 20 ile yüzde 35 arasında değer kazanması bekleniyor ABD'de faızler en düşük. Almanya'da ise en yüksek düzeylennde. Bu yüz- den faizlerin ABD'de, özellik- le Clınton yönetimınin arta- cak olan devlet harcamala- nnm da etkisi ile yükselmesi. Almanya'da ise düşmeye baş- laması bekleniyor. Bu koşul- larda dolar bir yılda 1.8 DM'ı geçecek. Tabii arada Yeltsin'e karşı bir darbe girişımi olmaz- sa. O zaman bu orana ulaş- mak için 4-5 ay yetecek ÇAPRAZ KURLAR 1 15900 14609 11 1420 61690 51725 53750 17883 lio /2 66193 14255 136900 12380 12770 65075 3 7501 ISttHte 1ECV: SH: at MUDOIARI Mmlltarta Avıulnlyı M ı n AmtrnPU DMiBrtıKnM FhMvkktst frmmfnm lıllııtı RıHn nıııytlPunıs) jntçfaiM jsiifFiFnıp ItBtyMUrvti imm bintfıMvi Mrn^ HrVH SJMMaıRinl 15265 lUIMvi 12345USMVI 13866«HMn 11367 02TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle