Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 KASIM 1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
YURTHABERLERI 13
Tatlı dil
genelgesi
• AFYON (Cumhuriyet)-
Şuhut'ta memurlar.
vatandaşa güleryüz
gösterecek. Kaymakam
Niyazi Tanılır, resmi
dairelere gönderdiği bir
genelge ile olmayan ve
yapılması mümkün olmayan
işlerin bile '"tatlı dille"
söylenmesini istedi. Tanılır
"Eğer talep yasal değilse
durum kend'isine güleryûzle
bildirilecektir" dedi.
Açıkta ilaç
bırakmayin
• YOZGAT (Cumhuriyet)
- Yerköy ilçesınde bir
yaşındakı çocuk, açıkta
bırakılan ılaçlan yutarak
zehirlendi. Yerköy ilcesi
öğretmen evlerinde oturan
Mustafa Şapsanın bir
yaşındakı oğlu Yasin, babası
tarafmdan kullanıldıklan
sonra TV önünde unutulan
ağn kesici ilaçlarla oynarken.
bir bölümünü yuttu. Ailesi
tarafından hastaneye
kaldınlan ve miğdesi
temizlenen küçük Yasin,
kurtanlamayarak can verdi.
'Hayıp dilekçesi'
• ESKİŞEHİR
(Cumhuriyet)- Eskişehir'de
kurulu bulunan altı kamu
çalışanı sendikası hükümetin
1993 bütçesinde önerdiği
yüzde 28.3"lük ücret artışını
" Yoksulluk ve sefalet ücreti"
şeklinde değerlendirerek,
4550 imzah dilekçeyı
TBMM'ye ulaştıracaklar.
Ücret zammına karşı on
günden beri imza
kampanyası başlatan
Eğit-Sen. Tûm Sapk-Sen.
Tüm Maliye-Sen, Tüm
Haber-Sen ve Or-Kam-Sen
üyelerinın imzaladığı 40
metre uzunluğundaki dilekçe
bu hafıa içinde TBM M
Başkaru Hüsamettin
Cindoruk'a verilecek.
Sağlıkçılara
yükseköğpenim
• YOZGAT (Cumhuriyet)
- Sağlık Bakanlığı Müşaviri
Yusuf Bacanlı, aralannda
Yozgal'ın da bulunduğu 30
merkezde Sağlık Hizmetleri
Meslek Yüksek Okulu'nun
açılacağıru açıkladı. Gazi
Üniversitesi'ne bağlı olarak
öğretime açılacak olan
Yozgat SHM Y okulunun
bina sorununun
bulunmadığı belirtildi.
Karyetipi
etkili oluyor
• Yurt Haberleri Servisi -
Nevşehır'de dün akşam
saatlennde başlayan yoğun
kar yağışı etkili oluyor.
Meteoroloji yetkilileri son
yirmi dört saat içinde
metrekareye 26.2 kg. yağışın
düştüğû il merkezinde kar
kalınlığjnın 12 cm'ye
ulaştığını belirterek hava
sıcakhğının önceki güne
oranla 9 derecelik birdüşüş
gösterdiğini söylediler.
Yoğun kar yağışı. PTT ve
TEK hatlannda anzalara yol
açıyor. Aksaray ve yöresinde
de kar yağışı ulaşımın
aksamasına yol açıyor.
Aksaray kent merkezinde
karkalınliğı 10 cm'ye yükseldı.
İki intihap
• V urt Haberler Servisi -
Anıalva Etıler Mahallesi 879.
Sokak'ta oturan Berinaz
Aydoğan (28) dün sabah
evkrinin tuvaletinde asılı
olarak bulundu. Yapılan ilk
soruşturmada Aydoğan'ın
intiharettigi anlaşıldı.
Kütahya'nın Domaniç
ilçesine bağlı Çokkö\ 'de de
evli ve bir çocuk annesi Ayşe
Zengin kendini evın tavanına ı
asarakintiharetli.
Simav'a fakülte
•SİMAV (AA) - Bakanlar
Kurulu'nun aldığı karann
Resmi Gazete'de
yayımlanmasından sonra
Kütahya'nın Simav ilçesinde
4 yıllık eğitim fakültesi
kurulması amacıyla
çalışmalara başlandı.
İçmesuyunda
nitrit göpüldü
• BANDIRMA
(Cumhuriyet) - Bandırma'nın
içme suyunda sanlık
hastalığına neden olan nitrit
görüldüğü bildirildi. 2 Nolu
Sağlık Ocağı tapipliğince •
kentin çeşitîi semtlerinden
alınan 25 baktemolojik su
orneğının yaptıriian
laboratuvar tahlillerinde
nitritle birlıkte organik
maddeye de rastlandığı
açıklandı Abnanraporlar
üzerine belediyece içme suyu
klorlanırken halktan suyun
kaynatılmadan içilmemesi
istendi.
Fotoğraflı sağlık karnesi uygulaması bile ilaçta sahtekârlık yapılmasım önlemede yetersiz kaldı
SSK'da şimdi de ilaç sahtekârhğı
Salileemeklilık
d.ıvalam la sıkıntıva gırcn
SosutlSigortalar
Kurumu.bukczilaç
sahickârlığı \aparak
kurumu dolandırmak
ısievenlcrlc karşı karşıva
geldi Şişkın ilaç
İjiuruLırındankuşkulananSSK.reçete
\ol*.u/luğu\aparak kurumu dolandırmav a
çalışlığıkanısınıedindiğicczacılarhakkında
soruşturma başlatlı. İşçi veişverenlerden
kcbilcn primlcrle kurulup hükümelin aladığı
kişilcr tarafından yönctilen Sosyal Sigortalar
Kurumu. aşın ilaç tüketimine son vermek
ü/crc başlattığı fotoğraflı sağlık karnesi
u>gulamasının bile ilaçta sahtekârhğı
önîcmc\c \etmeyeceğini fark etıi. SSK'dan
üsi düze\ bir \cıkıli. daha önce iş>erleri
mrafmdanverilentck>apraklıvizitekâğıtlan
ile gcrçekıe SSK'Iı olmayanlannda kurum
olanaklanndanyararlandığınınanlaşıldığını
belırui.
SSK Adana Bölge Hastanesı Başhekımlıği
laralindan sahtekârlığın fark cdilmesine. iki
ec/uneden göndenlen çolc şişkin ilaç
laıuralan neden oldu. Önce başhekimlik
dü/c\ inde \ apılan incelemeden sonra
vilnckârhğın ciddıveti farkedıldi vc SSK
Genel Vlüdürlüğü'ndenmüfetıişistenerek
Miruştumıa başlatıldı. Adıçok gizli tuiulan
ee/ane sahıplerının kurum ha>ıanesinc
gönderdıği ilaç faturalan tekcr teker
ıncelendi. bu faturalan geıiren ha^talar
Ivıkkında bilgı alındı. Hastalann hangi
polikliniklcrde hangı tanılardan sonra tedavi
uördüğü. ilk sc\ kin kimler tarafından
>apıldığı araştınldı. Sahtekârlığın üçaşağı
olabileceği üzerinde duran SSK müfcttişleri.
bu düşünccdcn v ola çıkarak bu iki eczaneye
bu kadar fazla ilaç yazan sağlık ocağı
dokıorlarını. çok sık hasta olduğunu belirten
"hasıaldn"dako\uşiurmava başladı.
Sahtekârlığın sac ayağı biçiminde
gerçekleşıirilmişolabilcceğini. haiırla bu
denlı sık ilaç \azdırmanıngüçolacağını
düşünen kurum müfettişleri. araştırma
sırasında "sahtekârlık gırişimının gizlenmcye
çalışıldığını" da belırlediler. Edinılen bilgiye
goreaşın ilaç tuketıniının fark edilmesini, en
azındanSSK hastanelerindekı ikinci
poliklinik muayene sırasında görülmesini
islemeyen hastalann. kurum larafından
verilen fotoğraflı sağlık karnelenndeki bazı
sayfalan vırttıklan anlaşıldı.
Sayfasayısınınazlığınınorta>açıkması
üzerine fark edilcn sahtekârlığın
yaygınlaşabileceğini düşünen SSK yönetimi
bunun üzerıne >eni bir model karne üzerinde
çalışmaya başladı. SSK Adana Başhekimliği.
kurum genel müdürlüğüne başvurarak
bütün Türkiye'de gecerlı olması için Emcklı
Sandığı mepsuplanna \erdiği "fotoğraflı.
kalan reçetelerin" bu türsahtekârlıkTan kesin
olarak önleyeceğini bu yöntemle hcmen \eni
tiple karneler hazırlanması gcrektiğını
bıldirdi. SSK Adana Bölge Hastanesi
Başhekımliği'nin, genel müdürlüğe yaptığı
önerismde "her sayfanın numaralanıp
tarihinin de yazılmasının bu tür
sahtekârlıklan caydıracağına" dikkat çektıği
belinildi.
Adana'nın bir ilçesinde ortaya çıkartılan
reçete yolsuzluğu vc karneden sayfa
yırtılması olayına konu olan hastalardan
bazılannınher 15gündebirmutlakadoktora
ya göründüğü ya da doktora görünmüş ve
hasta>mış gibi çeşitli hastalıkfan tedavi
edecck ilaçlar yazdırdığı da soruşturma
sırasında fark edildi.
Sahtekârlığın kesin biçimde saptanması
durumunda adı gizli tutulan eczacılar ile
doktorlann meslekten men edilmesi dahil
karbon "kâğıtlı.birieczanede.diğerikarnede çeşitli cezalaraçarptınlması beklenıyor.
İşçi Kurultayı
Işçideneleştiri
yağmuru
Türk-İş'e
bağlı sendika-
lar tarafından
düzenlenen işçi
kurultayında
basın, "holding
basını" olarak
emekçilere
karşı tavır almakla; taşeronluk
sistemi de "işçi çıkartmarun ve
örgütsüzkştirmenin araa" ola-
rak suçlandı.
Divan başkanlığını Tek Gıda-
İş Sendikası Bölge Teşkilat-
landırma Sekreteri Mustafa
Berk'in yaptığı Çukurova İşçi
Kurultayı'na 17 sendikanın
şube başkaru. 60 şube yöneticisi.
7 işyeri baştemsılcisi, 37 işyeri
temsilcisi, 200 kadar delege
katıklı. Kurukayın açış konuş-
masıru yapan İstanbul işçi Seçe-
neği Koordinasyon Başkanı
Tayfun Tabakoğlu. sendı-
kalann taşeron aracılığıyla ör-
gütsüzleştirmelere karşı yetersiz
kaldığmı. tavizler verdiğini, son
bir \ılda 300 bin kişinin işsiz kal-
masına karşı tavır alamadığmı
anlattı.
Tabakoğlu, kurultaya kaülan
sendikacı ve işçilere, "Emekçile-
re destek vermeyen, sermayenin
sözcülüğünü yapan gazeteleri
okumayarak boykot edelim"
çağnsında bulundu.
SHP, HEP ye İşçi Partisi'-
nden il başkanlanrun da ka-
tıldığı kurultayda TEKEL işyeri
temsilcisi Selver Kaplan da taşe-
ron uygulaması ile 500 bin işçi-
nin sendikasız çalıştığını söyle-
yerek, "Kocaman kocaman
kanfederasyonlar, sendikası-
zlaşürma. işsiz bırakma uygula-
malan karsısında kocaman bir
'hiç' yaptılar" dedi.
Eğit-Sen Adana Şubesi Ör-
gütlenme Sekreteri Gülabi Kö-
seoğlu, toplumun bugün geküği
noktayı "tepkisizlik" olarak de-
ğerlendirdi.
Hiçbir basın emekçisinin ku-
rultayda konuşmaya gelmediği-
ni ifade eden Köseoğlu, "Teklif
ettiğimiz halde konuşmuyorlar.
Çünkü daha iki gün önce Diyar-
bakır'da Geıçek dergisi muha-
biri öldürüldü. Konuşursa yann
bu arkadaşlardan birinin öldü-
rülmeyeceğini hangjmiz garanti
edebiliriz11
" diye konuştu.
Belediye-İş Sendikası 1 nolu
şubesi Mali Sekreteri Aydın
Daye ise basını "holdıng basını"
olmakla suçladı. (Cumhuriyet,
Güney Ükri Bürosu)
Mesudiyeliler Gecesi'nde gelenekler en çok yeni evli çifte > aradı. Amansız bir yarışa dönüşcn takı törenindcn nasibini alan gecenin en mudu çifti,
folklor gösterisi sunan 'temsili" gelin ve damada teşekkür etti. (Fotoğraflar: EMİNE ALGAN)
Mesudiyeli, Lstaıılnıl'da dabaıııesııtw ~ i . .. . . . . - . . . . lattık ve 15 eünde 40 bin imza t
EMtNE ALGAN
Ordu'nun güne-
>inde, 17binnüfus-
lu. 58 köyü olan şi-
rin bir Karadeniz il-
çesı Mesudiye. İlçe-
de tanm alanlannın
verimsiz ve hay-
vanahğın yetersiz
oluşu nedeniyle otuz yıl öncesinde
İstanbul'a göç başlamış. O günlerde
sadece geçim derdıyle İstanbul'a ge-
lenler zamanla yerleşmiş ve bugün
ilçe nufusunun 15 katı. yaklaşık 250
bin Mesudiyelı burada yaşıyor.
Hcmşcrilik kavramı. toprağınız-
dan u/akta\sanız önem taşımaya
başlar. Cternekler kurulur. dayanı-
şma geceleri dûzenlenir, gelenekler
yaşatılır. Mesudiyeliler Derneği de
bu amaçlarla kurulmuş. Dernek
Başkanı Ahmet Çakır, "Türkiye'de
en fazla derneği olan ilçe" diye
tanıtıyor Mesudiye'\i. İlçeye bağlı
45 köyün ayn ayn dernekleri ve bu
derneİderin toplam 14 bin üyesi var
îstanbul'da.
Mavi Marmara Lokantası'nda
önceki gece yaklaşık iki bin kişi "3.
• İstanbuTjda 250 bin Mesudiyeli yaşıyor. Mesudiyeliler
İstanburda en çok derneğe sahip ilçe. Mesudiye'nin 45 kÖ-
yünün de ayn ayn derneği var.
Mesudiyeliler, kemençenin sesini duyunca piste fırlayıp horon teptiler.
Mesudiyeliler Gecesi" içın bir araya du'nun en eski ilçesi olduğu halde
gcldi. S«ılonun ginşınde. "Kalkınma-
da 1. derecede öncelikli yöre olmak
istiyoruz" yanlı büyük bir pankart
göze çarpıyor. Mesudiye'nin SHP'li
Belediye Başkanı Ahmet Baki Yıl-
maz bunun, yeni başlattıklan bir
kampanya olduğunu söylüyor. Or-
sosyal demokrat tabanlı olduğu için
Mesudiye'nin devlet yaünmı göre-
mediğini sa%oınan Yılmaz, "Biz
yatınm için hükümetten 10 milyon
lira alamazken. kalkınmada ön-
celikli yörelere miKarlar veriliyor.
Bu yüzden böyle bir kampanya baş-
lattık ve 15 günde 40 bin imza top-
landı. Meclis başkanına ve ilgili ba-
kanlıklara dilekçemizi sunacağız"
diye konuşuyor.
Mesudiyeliler'in İstanbul'da ilk
yerleştikleri yer olan Beykoz'un Be-
lediye Başkanı Şevket Ankan da
hemşeri gecesinde yerini almış.
Kalabalık salonda Mesudiyeliler,
geleneksel yemekleri keşkek >aye-
rek. yöresel halk oyunlannı izleye-
rek ve horon teperek gönüllerince
eğleniyorlar. Halk oyunlannda bir
düğün gecesi canlandınhyor. O>ıın-
da takı töreni yapıldıgı sırada salon-
da gerçek bir gelin-damat cift ol-
duğu öğreniliyor ve piste çağnlan
yeni evli çift için gerçek takı töreni
başlıyor. Düğün gecelerini hemşeri-
leriyle paylaşan çift şansh. Takı tö-
reni için bir anda vanş başlıyor ve
takı mendili beşibiry'efdeler. alün ü-
ralar, dolarlar. yeni çıkan iki yüz elli
binliklerle doluyor. Genç çift hem
şaşkın hem sevinçli.
Yalçın Menteş'in sunuculuk
yaptığı gecede Karadenizli sanatcı-
lar halk türküleri okuyor, kemençe-
ler çabnıyor ve yılda bir kez böylesi-
ne bir gece yaşayan Mesudiyeliler
son derece mesut görünüyorlar.
Ağrılı Ahmet Karagöz'ün tarlasına şeker
fabrikası el koydu.
Ahmet Karasöz:
larlamyar
benim değîl
MEHMET DEMtRKAYA
Tarlası, şeker fabri-
kasının ıstimlak ettiği ara-
zilerin ortasında kalan ve
bu nedenle de 12 yıldır tar-
lasına giremeyen Ağnlı
Ahmet Karagöz'ün cal-
madığı kapı kalmadı. Ağn
Şeker Fabrikası arazilerini
güvenlik nedeniyle tel örgû
ile çevirdiği için 33 dönümlük tarlasını
yıllardır ekemediğıni belirten Ahmet Kara-
göz maddi zarannın 40-50 milyon lira
arasında olduğunu söylüyor.
Ahmet Karagöz eylül ayında geldigi An-
kara'da derdini, ulaşabıldiğı her bakana vc
bakanhğa ilettiğini söyleyerek "Görüştü-
ğüm herkes bana hak veriyor ama soru-
num bir türlü çözülmüyor"dedi. Devlet
karsısında uğradığı haksızlığı anlatabil-
mek için Ağn'dan kalkıp İstanbul'a geldı-
ğini belirten Ahmet Karagöz şunlan söylü-
yor:
"Ağn Şeker Fabrikası ya tarlama gide-
bilmem için bana geçit versin ya da takdir
komisyonunun belirlediği fıyattan tarlamı
satın alsın. Bütün istediğim bu. Bunun için
calmadığjm kapı kalmadı. Tapulu arazime
giremiyorum. Bu nasıl adalet, bu nasıl hu-
kuk devleti? Şeker fabrikası yetkilileri ken-
dilerine ait başka ycrdekı tarlalan ile tarla-
mı takas etmeyi öneriyorlar. Ben takas et-
mek istemiyorum. Doğrusu bu değil mı?"
24 bakana dilekçe verdiğini, bazılan ile
yüz yüze görüştüğünü ama bir sonuç ala-
madığmı belirten Karagöz, Ankarada
Türkiye Şeker Fabrikalan Genel Müdür-
lüğü önünde 9 kasımda başlattığı açlık gre-
vinin yanm gün sürdüğünü. polis tarafın*-
dan engellendiğjni kaydediyor. Ahmet Ka-
ragöz. sözkonusu tarlanın lek arazileri ol-
duğunu ve gecimlerinin buna bağlı oldu-
ğunu ifade ederek sorununa çözüm butma-
yan Şeker Fabrikalan Genel Müdürü
hakkında imza kampanyası başlatacağını
söylüyor.
Yeni Kazlıçeşmeler
doğuyor
Çevreye yerdikleri zarar
yüzünden İstanbul Kazlı-
çeşme'de deri fabrikalan-
na üretim izni venlmez-
ken, bazı deri sanayicıleri
özellikle Çorlu ve Gonen'e
fabrikalannı taşıyarak
çevTe sorunlannın büyü-
mesine yol açıyorlar. Yıllarca belediye ile
sanayiciler arasında sorun olan Kazlıçeş-
me'deki deri fabrikalanndan bugûne ka-
dar belediye tarafından 171'i münürlendi,
50'si de yıİcıldı. Ancak halen 15 kadar fab-
rika üretimini sürdürüyor. Kazlıçeşme'den
aynlan bazı dericüer, yüksek yatınm ve iş-
letme masraflan getirdiği gerekçesiyle Tuz-
laOrganizeSanayi Bölgesinegitmekyeri-
ne Çorlu. Gönen, Ezine, Mustafakemalpa-
şa gibi yörelere kaydılar. Yetkililerin 'Yeni
bir Kazhçeşme doğdu" dcdikleri Çorlu'da,
62'sı Kazlıçeşme'den taşınan 70 deri fabri-
kası bulunuyor. (AA)
DIZİYAZI
YÖK dönemindebilimselaraştırmalarProf,Dr. AYLA GÜRSOY
Ülkemizde araşurma yapan kurumlar
arasında üniversiteler birinci sırada yer al-
makta ve bunu başbakanlığa bağlı araştır-
ma kuruluşlan, ziraat, orman ve hayvancı-
hk araştırmalannı yürüten kuruluşlar, ba-
kanlıklara bağlı ziraat dışı araştırmalann
yapıldıgı kuruluşlar ve özel sektör araşurma
kuruluşlan izlemektedir. Ancak son on yıl
içinde üniversitelerde yapılan araştırmalann
nitelik ve nicelik olarak yeterli düzeyde ol-
madığı; birçok öğretim üyesi tarafından dıle
getirilmiş, çeşitli toplanü ve yayınlarda
tartışılmış, çözüm önerileri yapılmışür.
YÖK. döneminde bilimsel araştırma konu-
sunda ciddi rahatsızlıklann olduğu bizzat
YÖK yöneticisi rektörjer, örneğin Prof.Dr.
Behşan Önal (İnönü Üniv.). Prof.Dr. Mit-
hat Özsan (Çukurova Üniv.), Prof.Dr. Hur-
şit Ertuğrul (Atatürk Üniv.), Prof.Dr.
Yılmaz Büyükerşen (Anadolu Üniv.) tarafı-
ndan da belirtilmiştir (I).
Acaba ülkemizde yapılan araştırmalann
durumu diğer ülkelerle karşılaştınldığinda
nasıl bir tablo ortaya çıkmaktadır? Prof.Dr.
Altan Onat'm yaptığı bir incelemeye göre
sosyal bılimler dahıl bılım vc teknoloji alan-
lanhda ilk yazar sayısı olarak ülkeler arası
sıralamada 1981 yıhna kadar dün\ada 41.
sırada yer alan Türkiye, 1982 yılında Suudi
Arabistan tarafından gecilmiş, 1983'te Tay-
land'm, 1984'te Güney Kore ve Portekiz'in
gerisine düşerek 45. sıraya kaymıştır. 1985"-
te 43. sırada. 1991 yılında Portekiz ve Suudı
Arabistan'ı yeniden geride bırakarak 39. sı-
rada yer almıştır (2). Ülkelerarası durumu-
muz bu konuda ne kadar yetersiz olduğu-
muzun açık kanıtıdır. Bu sıralamada iyi bir
yere gelebilmek, öğretim üyelerini araştı-
rmaya yöneltmek ve özendırmek için neler
yapılabilir? Kanımca araştırma, maddi'im-
kanlann; yeterli zamanın ve huzurlu bir or-
tamın sağlandığı koşullarda yapılabilir.
Bunlardan birinin eksik olması durumunda
verim ve kalite düşer.
Araştırma imkanlan
Bugün üniversitelerimiz mali sıkıntı icin-
dedir. Üniversitelere yeterli ödcnek verile-
memesi. bütçe uygulamalan sırasında kesin-
tiye gıdilmesi ve bütçelerin fakülteler arası-
nda rasyonel dağıtımının yapılmaması,
araştırma imkanlannı zorlaştırmaktadır.
Bu durumda araştırmalannı araç-gereç ile
donatılmış laboratuvarlarda yapmak zo-
runda olan öğretim üyelennden kendi im-
kanlannı yaratmalan istenmektedir. Diğer
taraftan bütün bilim ve sanat dallannı ilgi-
lendıren vazgeçilmez bir gerekşınim de kü-
tüphane, kitap ve dergilerdir. Üniversitele-
rin dar bütçeleri ile bu gereksinimi karşıla-
mak çok zordur. Oysa her şehirde Bilkent
örneği merkezi kütüphanelerin kurulması
çok yararlı olacaktır.
Bu dönemde olumlu bir gelişim bilimsel
araştırmalan desteklemek amacıyla kurulan
araştırma fonlandır. Döner sermaye gelirle-
rinin bir kısmı ve devletin verdiği destekle
oluşan bu fon. üniversiteler arasında dağıu-
lmaktadır. Örneğin 1991 yılında bu fondan
desteklenen proje sayısı 1967"dir ve prujele-
rin bilim dallanna göre dağılımı şöyledir:
Sağlık bilimleri 581. fen ve mühendislik bı-
limleri 1069, sosyal biümlcr317'dır(3). Go-
rüldüğü gibi desteklenen proje sayısı şetersiz
olduğu için. aıaştırma yapmak isteyen bir-
çok öğretim üyesi bu destckten mahrum
kalmaktadır. Araşurma fonu dışında p.roje
destekleyen kuruluşlar DPT ve TÜBI-
TAK'tır. Ancak bu kurumlann destekledığı
proje sayısı çok sınırlıdır.
Sanayiden araştırmalara destek bekle-
mek. uygulamalara bakarak, çok ümit ve-
rici görülmemektedir. Bugün birçok üniver-
site özellikle teknoloji alanında sanayinin
gensine düşmüştür. Aynca birçok sanayi
kuruluşu üniversitelere destek verecek güçte
değildir.
Diğer önemli bir nokta, öğretim elema-
nının kongre, sempozyum, seminer ve kon-
feranslara katılması. fakültelerin bütçelerin-
den bu fasıla aynlan sınırlı tahsisatlaria im-
kansız hale gelmiştir. Bu durum uluslararası
ilişkilcr \e öğretim eîemanının gelişmesi
açısından olumsuz bir puandır.
Öğrenci sayısmın fazlalığı zamanı etkile-
yen faktörlerden biridir. Ülkemizde öğretim
üyesi başına düşen öğrenci sayısı 47'dir. Bu
sayı Fransa'da 18. İngiltere'de 11. ABD'de
15 Japonya'da 7.5'dir (4). Çok sayıda öğ-
rencinin vizeleri. sınavlan, bütünlemeleri.
birbiri peşi sıra gelen bitmez tükenmezaflar.
tek ders sınavlan öğretim üyesini sürekli
meşgul etmekte. eğitim dışı zamanmı iyi de-
ğerlendirememesine neden olmaktadır.
Huzurlu bir ortam
Oysa öğrenci konlenjanlannın fakültelerin
kapasitesi ve öğretim elemanı sayısı gözö-
nünde bulundurularak ayarlanacağı, gerek-
li sınavlann vapılacağı durumlarda öğretim
üyesinin bu zaman parçalanmasını yaşama-
yacağı şüphe götürmez. Aynca bu zaman
yetersızliğının nedenı sadece eğiümle sınırlı
kalmamakta. öğretim elemanlan gereksiz
bürokratik işlerin yanı sıra yardımcı eleman
eksikliği dolayısıyîa sekreter, teknisyen, la-
borant ve müstahdem işleriru de görmekte-
dir.
Kuşkusuz, bilimsel araştırmada iyi bir ve-
rim sağlayabilmek için araştırmanın huzur-
lu bir ortamda. dinç bir kafa ile yapılması
gerekir. Huzurlu bir ortam. yöneticileri se-
çimle gelen. kurullan seçimle oluşan, karar-
lann demokratik yöntemlerle alındığı ko-
şullarda sağlanabiür. Kısaca özgür bilim,
özerk bir üniversitede üretilebilir.
Sonuç
Daha önce defalarca ve burada bir kere
daha dile getirilen bu sıkıntılar giderilmedik-
çe yani YOK sistemi değişmedikçe. öğretim
üyelerine araşürma için gerekli maddi im-
kanlar, yeterli zaman ve huzurlu bir ortam
sağlanmadıkça ülkelerarası sıralamada
daha iyi bir yere gelebilmemizi beklemek ha-
yal olur.
Kaynaklar
1-TC Başbakanlık-Çağdaş Eğitim Çağdaş
Üniversite" (Başbakan Süleyman E)emirel
başkanlığında 18 Nisan 1992 îarihinde yapılan
rektörler toplantısında takdim edilen rapor-
lar)-
2- A.Onat, "Üniversitelerimizde Üst Düzey
Bilim Ürünleri" Cumhuriyet Bilim Teknik Eki
264. Nisan 1992
3- "Türk Yüksek Öğreniminde On Yıl 1981 -
1991" (1981 reformu sonuçlan) Ankara. 1991
4- MEB ve YÖK tarafından hazırlanan
"Yüksek Öğretim Gelişme Planı 1992-2012"
-BİTTİ-