15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 KASIM 1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA YURTHABERLERI 13 Tatlı dil genelgesi • AFYON (Cumhuriyet)- Şuhut'ta memurlar. vatandaşa güleryüz gösterecek. Kaymakam Niyazi Tanılır, resmi dairelere gönderdiği bir genelge ile olmayan ve yapılması mümkün olmayan işlerin bile '"tatlı dille" söylenmesini istedi. Tanılır "Eğer talep yasal değilse durum kend'isine güleryûzle bildirilecektir" dedi. Açıkta ilaç bırakmayin • YOZGAT (Cumhuriyet) - Yerköy ilçesınde bir yaşındakı çocuk, açıkta bırakılan ılaçlan yutarak zehirlendi. Yerköy ilcesi öğretmen evlerinde oturan Mustafa Şapsanın bir yaşındakı oğlu Yasin, babası tarafmdan kullanıldıklan sonra TV önünde unutulan ağn kesici ilaçlarla oynarken. bir bölümünü yuttu. Ailesi tarafından hastaneye kaldınlan ve miğdesi temizlenen küçük Yasin, kurtanlamayarak can verdi. 'Hayıp dilekçesi' • ESKİŞEHİR (Cumhuriyet)- Eskişehir'de kurulu bulunan altı kamu çalışanı sendikası hükümetin 1993 bütçesinde önerdiği yüzde 28.3"lük ücret artışını " Yoksulluk ve sefalet ücreti" şeklinde değerlendirerek, 4550 imzah dilekçeyı TBMM'ye ulaştıracaklar. Ücret zammına karşı on günden beri imza kampanyası başlatan Eğit-Sen. Tûm Sapk-Sen. Tüm Maliye-Sen, Tüm Haber-Sen ve Or-Kam-Sen üyelerinın imzaladığı 40 metre uzunluğundaki dilekçe bu hafıa içinde TBM M Başkaru Hüsamettin Cindoruk'a verilecek. Sağlıkçılara yükseköğpenim • YOZGAT (Cumhuriyet) - Sağlık Bakanlığı Müşaviri Yusuf Bacanlı, aralannda Yozgal'ın da bulunduğu 30 merkezde Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nun açılacağıru açıkladı. Gazi Üniversitesi'ne bağlı olarak öğretime açılacak olan Yozgat SHM Y okulunun bina sorununun bulunmadığı belirtildi. Karyetipi etkili oluyor • Yurt Haberleri Servisi - Nevşehır'de dün akşam saatlennde başlayan yoğun kar yağışı etkili oluyor. Meteoroloji yetkilileri son yirmi dört saat içinde metrekareye 26.2 kg. yağışın düştüğû il merkezinde kar kalınlığjnın 12 cm'ye ulaştığını belirterek hava sıcakhğının önceki güne oranla 9 derecelik birdüşüş gösterdiğini söylediler. Yoğun kar yağışı. PTT ve TEK hatlannda anzalara yol açıyor. Aksaray ve yöresinde de kar yağışı ulaşımın aksamasına yol açıyor. Aksaray kent merkezinde karkalınliğı 10 cm'ye yükseldı. İki intihap • V urt Haberler Servisi - Anıalva Etıler Mahallesi 879. Sokak'ta oturan Berinaz Aydoğan (28) dün sabah evkrinin tuvaletinde asılı olarak bulundu. Yapılan ilk soruşturmada Aydoğan'ın intiharettigi anlaşıldı. Kütahya'nın Domaniç ilçesine bağlı Çokkö\ 'de de evli ve bir çocuk annesi Ayşe Zengin kendini evın tavanına ı asarakintiharetli. Simav'a fakülte •SİMAV (AA) - Bakanlar Kurulu'nun aldığı karann Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra Kütahya'nın Simav ilçesinde 4 yıllık eğitim fakültesi kurulması amacıyla çalışmalara başlandı. İçmesuyunda nitrit göpüldü • BANDIRMA (Cumhuriyet) - Bandırma'nın içme suyunda sanlık hastalığına neden olan nitrit görüldüğü bildirildi. 2 Nolu Sağlık Ocağı tapipliğince • kentin çeşitîi semtlerinden alınan 25 baktemolojik su orneğının yaptıriian laboratuvar tahlillerinde nitritle birlıkte organik maddeye de rastlandığı açıklandı Abnanraporlar üzerine belediyece içme suyu klorlanırken halktan suyun kaynatılmadan içilmemesi istendi. Fotoğraflı sağlık karnesi uygulaması bile ilaçta sahtekârlık yapılmasım önlemede yetersiz kaldı SSK'da şimdi de ilaç sahtekârhğı Salileemeklilık d.ıvalam la sıkıntıva gırcn SosutlSigortalar Kurumu.bukczilaç sahickârlığı \aparak kurumu dolandırmak ısievenlcrlc karşı karşıva geldi Şişkın ilaç İjiuruLırındankuşkulananSSK.reçete \ol*.u/luğu\aparak kurumu dolandırmav a çalışlığıkanısınıedindiğicczacılarhakkında soruşturma başlatlı. İşçi veişverenlerden kcbilcn primlcrle kurulup hükümelin aladığı kişilcr tarafından yönctilen Sosyal Sigortalar Kurumu. aşın ilaç tüketimine son vermek ü/crc başlattığı fotoğraflı sağlık karnesi u>gulamasının bile ilaçta sahtekârhğı önîcmc\c \etmeyeceğini fark etıi. SSK'dan üsi düze\ bir \cıkıli. daha önce iş>erleri mrafmdanverilentck>apraklıvizitekâğıtlan ile gcrçekıe SSK'Iı olmayanlannda kurum olanaklanndanyararlandığınınanlaşıldığını belırui. SSK Adana Bölge Hastanesı Başhekımlıği laralindan sahtekârlığın fark cdilmesine. iki ec/uneden göndenlen çolc şişkin ilaç laıuralan neden oldu. Önce başhekimlik dü/c\ inde \ apılan incelemeden sonra vilnckârhğın ciddıveti farkedıldi vc SSK Genel Vlüdürlüğü'ndenmüfetıişistenerek Miruştumıa başlatıldı. Adıçok gizli tuiulan ee/ane sahıplerının kurum ha>ıanesinc gönderdıği ilaç faturalan tekcr teker ıncelendi. bu faturalan geıiren ha^talar Ivıkkında bilgı alındı. Hastalann hangi polikliniklcrde hangı tanılardan sonra tedavi uördüğü. ilk sc\ kin kimler tarafından >apıldığı araştınldı. Sahtekârlığın üçaşağı olabileceği üzerinde duran SSK müfcttişleri. bu düşünccdcn v ola çıkarak bu iki eczaneye bu kadar fazla ilaç yazan sağlık ocağı dokıorlarını. çok sık hasta olduğunu belirten "hasıaldn"dako\uşiurmava başladı. Sahtekârlığın sac ayağı biçiminde gerçekleşıirilmişolabilcceğini. haiırla bu denlı sık ilaç \azdırmanıngüçolacağını düşünen kurum müfettişleri. araştırma sırasında "sahtekârlık gırişimının gizlenmcye çalışıldığını" da belırlediler. Edinılen bilgiye goreaşın ilaç tuketıniının fark edilmesini, en azındanSSK hastanelerindekı ikinci poliklinik muayene sırasında görülmesini islemeyen hastalann. kurum larafından verilen fotoğraflı sağlık karnelenndeki bazı sayfalan vırttıklan anlaşıldı. Sayfasayısınınazlığınınorta>açıkması üzerine fark edilcn sahtekârlığın yaygınlaşabileceğini düşünen SSK yönetimi bunun üzerıne >eni bir model karne üzerinde çalışmaya başladı. SSK Adana Başhekimliği. kurum genel müdürlüğüne başvurarak bütün Türkiye'de gecerlı olması için Emcklı Sandığı mepsuplanna \erdiği "fotoğraflı. kalan reçetelerin" bu türsahtekârlıkTan kesin olarak önleyeceğini bu yöntemle hcmen \eni tiple karneler hazırlanması gcrektiğını bıldirdi. SSK Adana Bölge Hastanesi Başhekımliği'nin, genel müdürlüğe yaptığı önerismde "her sayfanın numaralanıp tarihinin de yazılmasının bu tür sahtekârlıklan caydıracağına" dikkat çektıği belinildi. Adana'nın bir ilçesinde ortaya çıkartılan reçete yolsuzluğu vc karneden sayfa yırtılması olayına konu olan hastalardan bazılannınher 15gündebirmutlakadoktora ya göründüğü ya da doktora görünmüş ve hasta>mış gibi çeşitli hastalıkfan tedavi edecck ilaçlar yazdırdığı da soruşturma sırasında fark edildi. Sahtekârlığın kesin biçimde saptanması durumunda adı gizli tutulan eczacılar ile doktorlann meslekten men edilmesi dahil karbon "kâğıtlı.birieczanede.diğerikarnede çeşitli cezalaraçarptınlması beklenıyor. İşçi Kurultayı Işçideneleştiri yağmuru Türk-İş'e bağlı sendika- lar tarafından düzenlenen işçi kurultayında basın, "holding basını" olarak emekçilere karşı tavır almakla; taşeronluk sistemi de "işçi çıkartmarun ve örgütsüzkştirmenin araa" ola- rak suçlandı. Divan başkanlığını Tek Gıda- İş Sendikası Bölge Teşkilat- landırma Sekreteri Mustafa Berk'in yaptığı Çukurova İşçi Kurultayı'na 17 sendikanın şube başkaru. 60 şube yöneticisi. 7 işyeri baştemsılcisi, 37 işyeri temsilcisi, 200 kadar delege katıklı. Kurukayın açış konuş- masıru yapan İstanbul işçi Seçe- neği Koordinasyon Başkanı Tayfun Tabakoğlu. sendı- kalann taşeron aracılığıyla ör- gütsüzleştirmelere karşı yetersiz kaldığmı. tavizler verdiğini, son bir \ılda 300 bin kişinin işsiz kal- masına karşı tavır alamadığmı anlattı. Tabakoğlu, kurultaya kaülan sendikacı ve işçilere, "Emekçile- re destek vermeyen, sermayenin sözcülüğünü yapan gazeteleri okumayarak boykot edelim" çağnsında bulundu. SHP, HEP ye İşçi Partisi'- nden il başkanlanrun da ka- tıldığı kurultayda TEKEL işyeri temsilcisi Selver Kaplan da taşe- ron uygulaması ile 500 bin işçi- nin sendikasız çalıştığını söyle- yerek, "Kocaman kocaman kanfederasyonlar, sendikası- zlaşürma. işsiz bırakma uygula- malan karsısında kocaman bir 'hiç' yaptılar" dedi. Eğit-Sen Adana Şubesi Ör- gütlenme Sekreteri Gülabi Kö- seoğlu, toplumun bugün geküği noktayı "tepkisizlik" olarak de- ğerlendirdi. Hiçbir basın emekçisinin ku- rultayda konuşmaya gelmediği- ni ifade eden Köseoğlu, "Teklif ettiğimiz halde konuşmuyorlar. Çünkü daha iki gün önce Diyar- bakır'da Geıçek dergisi muha- biri öldürüldü. Konuşursa yann bu arkadaşlardan birinin öldü- rülmeyeceğini hangjmiz garanti edebiliriz11 " diye konuştu. Belediye-İş Sendikası 1 nolu şubesi Mali Sekreteri Aydın Daye ise basını "holdıng basını" olmakla suçladı. (Cumhuriyet, Güney Ükri Bürosu) Mesudiyeliler Gecesi'nde gelenekler en çok yeni evli çifte > aradı. Amansız bir yarışa dönüşcn takı törenindcn nasibini alan gecenin en mudu çifti, folklor gösterisi sunan 'temsili" gelin ve damada teşekkür etti. (Fotoğraflar: EMİNE ALGAN) Mesudiyeli, Lstaıılnıl'da dabaıııesııtw ~ i . .. . . . . - . . . . lattık ve 15 eünde 40 bin imza t EMtNE ALGAN Ordu'nun güne- >inde, 17binnüfus- lu. 58 köyü olan şi- rin bir Karadeniz il- çesı Mesudiye. İlçe- de tanm alanlannın verimsiz ve hay- vanahğın yetersiz oluşu nedeniyle otuz yıl öncesinde İstanbul'a göç başlamış. O günlerde sadece geçim derdıyle İstanbul'a ge- lenler zamanla yerleşmiş ve bugün ilçe nufusunun 15 katı. yaklaşık 250 bin Mesudiyelı burada yaşıyor. Hcmşcrilik kavramı. toprağınız- dan u/akta\sanız önem taşımaya başlar. Cternekler kurulur. dayanı- şma geceleri dûzenlenir, gelenekler yaşatılır. Mesudiyeliler Derneği de bu amaçlarla kurulmuş. Dernek Başkanı Ahmet Çakır, "Türkiye'de en fazla derneği olan ilçe" diye tanıtıyor Mesudiye'\i. İlçeye bağlı 45 köyün ayn ayn dernekleri ve bu derneİderin toplam 14 bin üyesi var îstanbul'da. Mavi Marmara Lokantası'nda önceki gece yaklaşık iki bin kişi "3. • İstanbuTjda 250 bin Mesudiyeli yaşıyor. Mesudiyeliler İstanburda en çok derneğe sahip ilçe. Mesudiye'nin 45 kÖ- yünün de ayn ayn derneği var. Mesudiyeliler, kemençenin sesini duyunca piste fırlayıp horon teptiler. Mesudiyeliler Gecesi" içın bir araya du'nun en eski ilçesi olduğu halde gcldi. S«ılonun ginşınde. "Kalkınma- da 1. derecede öncelikli yöre olmak istiyoruz" yanlı büyük bir pankart göze çarpıyor. Mesudiye'nin SHP'li Belediye Başkanı Ahmet Baki Yıl- maz bunun, yeni başlattıklan bir kampanya olduğunu söylüyor. Or- sosyal demokrat tabanlı olduğu için Mesudiye'nin devlet yaünmı göre- mediğini sa%oınan Yılmaz, "Biz yatınm için hükümetten 10 milyon lira alamazken. kalkınmada ön- celikli yörelere miKarlar veriliyor. Bu yüzden böyle bir kampanya baş- lattık ve 15 günde 40 bin imza top- landı. Meclis başkanına ve ilgili ba- kanlıklara dilekçemizi sunacağız" diye konuşuyor. Mesudiyeliler'in İstanbul'da ilk yerleştikleri yer olan Beykoz'un Be- lediye Başkanı Şevket Ankan da hemşeri gecesinde yerini almış. Kalabalık salonda Mesudiyeliler, geleneksel yemekleri keşkek >aye- rek. yöresel halk oyunlannı izleye- rek ve horon teperek gönüllerince eğleniyorlar. Halk oyunlannda bir düğün gecesi canlandınhyor. O>ıın- da takı töreni yapıldıgı sırada salon- da gerçek bir gelin-damat cift ol- duğu öğreniliyor ve piste çağnlan yeni evli çift için gerçek takı töreni başlıyor. Düğün gecelerini hemşeri- leriyle paylaşan çift şansh. Takı tö- reni için bir anda vanş başlıyor ve takı mendili beşibiry'efdeler. alün ü- ralar, dolarlar. yeni çıkan iki yüz elli binliklerle doluyor. Genç çift hem şaşkın hem sevinçli. Yalçın Menteş'in sunuculuk yaptığı gecede Karadenizli sanatcı- lar halk türküleri okuyor, kemençe- ler çabnıyor ve yılda bir kez böylesi- ne bir gece yaşayan Mesudiyeliler son derece mesut görünüyorlar. Ağrılı Ahmet Karagöz'ün tarlasına şeker fabrikası el koydu. Ahmet Karasöz: larlamyar benim değîl MEHMET DEMtRKAYA Tarlası, şeker fabri- kasının ıstimlak ettiği ara- zilerin ortasında kalan ve bu nedenle de 12 yıldır tar- lasına giremeyen Ağnlı Ahmet Karagöz'ün cal- madığı kapı kalmadı. Ağn Şeker Fabrikası arazilerini güvenlik nedeniyle tel örgû ile çevirdiği için 33 dönümlük tarlasını yıllardır ekemediğıni belirten Ahmet Kara- göz maddi zarannın 40-50 milyon lira arasında olduğunu söylüyor. Ahmet Karagöz eylül ayında geldigi An- kara'da derdini, ulaşabıldiğı her bakana vc bakanhğa ilettiğini söyleyerek "Görüştü- ğüm herkes bana hak veriyor ama soru- num bir türlü çözülmüyor"dedi. Devlet karsısında uğradığı haksızlığı anlatabil- mek için Ağn'dan kalkıp İstanbul'a geldı- ğini belirten Ahmet Karagöz şunlan söylü- yor: "Ağn Şeker Fabrikası ya tarlama gide- bilmem için bana geçit versin ya da takdir komisyonunun belirlediği fıyattan tarlamı satın alsın. Bütün istediğim bu. Bunun için calmadığjm kapı kalmadı. Tapulu arazime giremiyorum. Bu nasıl adalet, bu nasıl hu- kuk devleti? Şeker fabrikası yetkilileri ken- dilerine ait başka ycrdekı tarlalan ile tarla- mı takas etmeyi öneriyorlar. Ben takas et- mek istemiyorum. Doğrusu bu değil mı?" 24 bakana dilekçe verdiğini, bazılan ile yüz yüze görüştüğünü ama bir sonuç ala- madığmı belirten Karagöz, Ankarada Türkiye Şeker Fabrikalan Genel Müdür- lüğü önünde 9 kasımda başlattığı açlık gre- vinin yanm gün sürdüğünü. polis tarafın*- dan engellendiğjni kaydediyor. Ahmet Ka- ragöz. sözkonusu tarlanın lek arazileri ol- duğunu ve gecimlerinin buna bağlı oldu- ğunu ifade ederek sorununa çözüm butma- yan Şeker Fabrikalan Genel Müdürü hakkında imza kampanyası başlatacağını söylüyor. Yeni Kazlıçeşmeler doğuyor Çevreye yerdikleri zarar yüzünden İstanbul Kazlı- çeşme'de deri fabrikalan- na üretim izni venlmez- ken, bazı deri sanayicıleri özellikle Çorlu ve Gonen'e fabrikalannı taşıyarak çevTe sorunlannın büyü- mesine yol açıyorlar. Yıllarca belediye ile sanayiciler arasında sorun olan Kazlıçeş- me'deki deri fabrikalanndan bugûne ka- dar belediye tarafından 171'i münürlendi, 50'si de yıİcıldı. Ancak halen 15 kadar fab- rika üretimini sürdürüyor. Kazlıçeşme'den aynlan bazı dericüer, yüksek yatınm ve iş- letme masraflan getirdiği gerekçesiyle Tuz- laOrganizeSanayi Bölgesinegitmekyeri- ne Çorlu. Gönen, Ezine, Mustafakemalpa- şa gibi yörelere kaydılar. Yetkililerin 'Yeni bir Kazhçeşme doğdu" dcdikleri Çorlu'da, 62'sı Kazlıçeşme'den taşınan 70 deri fabri- kası bulunuyor. (AA) DIZİYAZI YÖK dönemindebilimselaraştırmalarProf,Dr. AYLA GÜRSOY Ülkemizde araşurma yapan kurumlar arasında üniversiteler birinci sırada yer al- makta ve bunu başbakanlığa bağlı araştır- ma kuruluşlan, ziraat, orman ve hayvancı- hk araştırmalannı yürüten kuruluşlar, ba- kanlıklara bağlı ziraat dışı araştırmalann yapıldıgı kuruluşlar ve özel sektör araşurma kuruluşlan izlemektedir. Ancak son on yıl içinde üniversitelerde yapılan araştırmalann nitelik ve nicelik olarak yeterli düzeyde ol- madığı; birçok öğretim üyesi tarafından dıle getirilmiş, çeşitli toplanü ve yayınlarda tartışılmış, çözüm önerileri yapılmışür. YÖK. döneminde bilimsel araştırma konu- sunda ciddi rahatsızlıklann olduğu bizzat YÖK yöneticisi rektörjer, örneğin Prof.Dr. Behşan Önal (İnönü Üniv.). Prof.Dr. Mit- hat Özsan (Çukurova Üniv.), Prof.Dr. Hur- şit Ertuğrul (Atatürk Üniv.), Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen (Anadolu Üniv.) tarafı- ndan da belirtilmiştir (I). Acaba ülkemizde yapılan araştırmalann durumu diğer ülkelerle karşılaştınldığinda nasıl bir tablo ortaya çıkmaktadır? Prof.Dr. Altan Onat'm yaptığı bir incelemeye göre sosyal bılimler dahıl bılım vc teknoloji alan- lanhda ilk yazar sayısı olarak ülkeler arası sıralamada 1981 yıhna kadar dün\ada 41. sırada yer alan Türkiye, 1982 yılında Suudi Arabistan tarafından gecilmiş, 1983'te Tay- land'm, 1984'te Güney Kore ve Portekiz'in gerisine düşerek 45. sıraya kaymıştır. 1985"- te 43. sırada. 1991 yılında Portekiz ve Suudı Arabistan'ı yeniden geride bırakarak 39. sı- rada yer almıştır (2). Ülkelerarası durumu- muz bu konuda ne kadar yetersiz olduğu- muzun açık kanıtıdır. Bu sıralamada iyi bir yere gelebilmek, öğretim üyelerini araştı- rmaya yöneltmek ve özendırmek için neler yapılabilir? Kanımca araştırma, maddi'im- kanlann; yeterli zamanın ve huzurlu bir or- tamın sağlandığı koşullarda yapılabilir. Bunlardan birinin eksik olması durumunda verim ve kalite düşer. Araştırma imkanlan Bugün üniversitelerimiz mali sıkıntı icin- dedir. Üniversitelere yeterli ödcnek verile- memesi. bütçe uygulamalan sırasında kesin- tiye gıdilmesi ve bütçelerin fakülteler arası- nda rasyonel dağıtımının yapılmaması, araştırma imkanlannı zorlaştırmaktadır. Bu durumda araştırmalannı araç-gereç ile donatılmış laboratuvarlarda yapmak zo- runda olan öğretim üyelennden kendi im- kanlannı yaratmalan istenmektedir. Diğer taraftan bütün bilim ve sanat dallannı ilgi- lendıren vazgeçilmez bir gerekşınim de kü- tüphane, kitap ve dergilerdir. Üniversitele- rin dar bütçeleri ile bu gereksinimi karşıla- mak çok zordur. Oysa her şehirde Bilkent örneği merkezi kütüphanelerin kurulması çok yararlı olacaktır. Bu dönemde olumlu bir gelişim bilimsel araştırmalan desteklemek amacıyla kurulan araştırma fonlandır. Döner sermaye gelirle- rinin bir kısmı ve devletin verdiği destekle oluşan bu fon. üniversiteler arasında dağıu- lmaktadır. Örneğin 1991 yılında bu fondan desteklenen proje sayısı 1967"dir ve prujele- rin bilim dallanna göre dağılımı şöyledir: Sağlık bilimleri 581. fen ve mühendislik bı- limleri 1069, sosyal biümlcr317'dır(3). Go- rüldüğü gibi desteklenen proje sayısı şetersiz olduğu için. aıaştırma yapmak isteyen bir- çok öğretim üyesi bu destckten mahrum kalmaktadır. Araşurma fonu dışında p.roje destekleyen kuruluşlar DPT ve TÜBI- TAK'tır. Ancak bu kurumlann destekledığı proje sayısı çok sınırlıdır. Sanayiden araştırmalara destek bekle- mek. uygulamalara bakarak, çok ümit ve- rici görülmemektedir. Bugün birçok üniver- site özellikle teknoloji alanında sanayinin gensine düşmüştür. Aynca birçok sanayi kuruluşu üniversitelere destek verecek güçte değildir. Diğer önemli bir nokta, öğretim elema- nının kongre, sempozyum, seminer ve kon- feranslara katılması. fakültelerin bütçelerin- den bu fasıla aynlan sınırlı tahsisatlaria im- kansız hale gelmiştir. Bu durum uluslararası ilişkilcr \e öğretim eîemanının gelişmesi açısından olumsuz bir puandır. Öğrenci sayısmın fazlalığı zamanı etkile- yen faktörlerden biridir. Ülkemizde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 47'dir. Bu sayı Fransa'da 18. İngiltere'de 11. ABD'de 15 Japonya'da 7.5'dir (4). Çok sayıda öğ- rencinin vizeleri. sınavlan, bütünlemeleri. birbiri peşi sıra gelen bitmez tükenmezaflar. tek ders sınavlan öğretim üyesini sürekli meşgul etmekte. eğitim dışı zamanmı iyi de- ğerlendirememesine neden olmaktadır. Huzurlu bir ortam Oysa öğrenci konlenjanlannın fakültelerin kapasitesi ve öğretim elemanı sayısı gözö- nünde bulundurularak ayarlanacağı, gerek- li sınavlann vapılacağı durumlarda öğretim üyesinin bu zaman parçalanmasını yaşama- yacağı şüphe götürmez. Aynca bu zaman yetersızliğının nedenı sadece eğiümle sınırlı kalmamakta. öğretim elemanlan gereksiz bürokratik işlerin yanı sıra yardımcı eleman eksikliği dolayısıyîa sekreter, teknisyen, la- borant ve müstahdem işleriru de görmekte- dir. Kuşkusuz, bilimsel araştırmada iyi bir ve- rim sağlayabilmek için araştırmanın huzur- lu bir ortamda. dinç bir kafa ile yapılması gerekir. Huzurlu bir ortam. yöneticileri se- çimle gelen. kurullan seçimle oluşan, karar- lann demokratik yöntemlerle alındığı ko- şullarda sağlanabiür. Kısaca özgür bilim, özerk bir üniversitede üretilebilir. Sonuç Daha önce defalarca ve burada bir kere daha dile getirilen bu sıkıntılar giderilmedik- çe yani YOK sistemi değişmedikçe. öğretim üyelerine araşürma için gerekli maddi im- kanlar, yeterli zaman ve huzurlu bir ortam sağlanmadıkça ülkelerarası sıralamada daha iyi bir yere gelebilmemizi beklemek ha- yal olur. Kaynaklar 1-TC Başbakanlık-Çağdaş Eğitim Çağdaş Üniversite" (Başbakan Süleyman E)emirel başkanlığında 18 Nisan 1992 îarihinde yapılan rektörler toplantısında takdim edilen rapor- lar)- 2- A.Onat, "Üniversitelerimizde Üst Düzey Bilim Ürünleri" Cumhuriyet Bilim Teknik Eki 264. Nisan 1992 3- "Türk Yüksek Öğreniminde On Yıl 1981 - 1991" (1981 reformu sonuçlan) Ankara. 1991 4- MEB ve YÖK tarafından hazırlanan "Yüksek Öğretim Gelişme Planı 1992-2012" -BİTTİ-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle