Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 18 KASIM1992 ÇARŞAMBA
HABERLER
beraat
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Bölücülük
propagandası yaptığı savıyla
hakkında 5 yıla kadar ağır
hapis cezas istemivle dava
açılan HEP İzmir İl Başkanı
Hikmet Fidan, ilkyargılama
sonunda aklandı. Izmir 2.
AğırCeza Mahkemesi'nde
dûn yapılan yargılamada.
Cumhuriyet Savcısı, sanık
HEP İl Başkanı Hikmet
Fidan'ın, Nevroz olaylan
sonrası basına yaptığı
açıkJamada bölücülük
yapüğını öne sürdü. HEP İl
Başkanı Fidan da
sorgusunda suçlamayı kabul
etmeyerek "Açıklamalanm
yanlış anlaşılmış. Ben bir
siyasal partinin il başkanı
olarak demokrasiyi savunan
kişiyim. Bölücülük
propagandası yapmadım"
dedi. Mahkemeheyeti
dosyada yaptığı incelemede
sanık Hikmet Fidan'ın
mahkumiyetine yeterli kanıt
olmadığını açıklayarak
aklanmasını kararlaştırdı
Gensorular
göndeme
alınmadı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Başbakan
Sülcv man Dcmırcl ile 3
hrkan hakkında verilen
ccnsoru öncrcesi dün
TBMM Gencl Kurulu'nda
gündeme alınmadı. ANAP
Dcnızli Mıllctvekili Hasan
Korkmazcan ve 35
arkadaşınm l Kasım
scçimlcrindedcvlet
olanaklanndan yararlanarak
ıcmcl kanunlara aykın
biçimdcseçmen iradcsi
ü/crindc baskı uvguladıklan
savıjla Başbakan Sülevman
Demirel. İçişleri Bakanı
İsmct Sczgin. Ulaştırma
Bakanı YaşarTopçu ve
Dcv lct Bakanı Orhan
Kilercioğlu hakkında
gcnsoru açılmasına ilişkin
önergesi dün Genel Kurul'da
görüşüldü. Konuşmalardan
sonra gcnsoru önergesi
TBMM gündemine
alınmadı.
Azadi ve Nevvroz
Ateşi toplatıldı
• İstanbulHaber
Servisi-Aylık Nevvroz Ateşi
Dcrgisi'nin yedinci sayısı ile
Azadi Dergisi'nin 27. sayısı
toplatıldı. Nevroz Ateşi
Vazıişlen Müdürü Nadime
Tunç. yedinci sayılarının da
altıncı sayı gibı okurlara
ulaşmadan toplatılmasını
kınadığını belirterek,
"Kamuovunu.sürdürülen
bu anti-demokratik
uygulanıalara karşı duyarlı
olmaya çağınyoruz*' dedi.
Azadi Gazetesi'nin 27. sayısı
lstanbul2NoluDevlet
Güvenlik Mahkemesi'nin
karanyla toplatıldı. Azadi
Gazetesi Sahibi ve Genel
Yayın Yönetmeni
İkramettın Oğuz yaptığı
yazılı açıklamada, "Anayasa
veyasaların
dcmokratikleşeceği, herkesin
düşüncelerini özgürce ifade
edebileceği birTürkıye
söylemleriyle iktdara gelen
hükümetiıı, farklı
düşünceleri içine
sindiremlediği" ileri sürüldü.
Geç gelen
kararname
ANKARA (AA)-PTT
Yönetim Kurulu üyeliği ve
Genel Müdür
Yardımcılığı'na Cengiz
Bulut'un atanması ile ilgili
kararname Cumhurbaşkanı
Turgut Özal tarafından
onaylandı. Yaklaşık 10
aydan buyana köşkte
bekleyenatama
kararnamesinin
imzalanmasından sonra
Yönetim Kurulu üyesi ve
Genel Müdür Yardımcısı
olan Cengiz Buluı, vekaleten
yaptığı görevini asil olarak
sürdürecek.
Kontrgerilla
•ANKARA (AA)-MÇP
Genel Başkanı Alparslan
Türkeş. "Ne şahsen ne de
başkanı oldueum MHPve
MÇFnin,MIT,CIAve
kontrgerilla ile ilgisı
düşünülemez" dedi. Türkeş,
öncekı akşam özel bir
televizyonun yayımladığı
haber programda ortaya
atılan, Türkiye'de
kontrgerilla teşkilaü
bulunduğu. bunun sivil
uzantısında MHP'nin de yer
aldığı şeklindeki iddialan
cevaplandırmak üzere bir
basın toplantısı düzenledi.
,Alparslan Türkeş. haber
programının "Asılsız, hayal
mahsulü iddialara"
^dayan iığını, geçmişte de
"Türkeş-MHP-kontrgerilla
ve CIA uzantısı" ıddialannın
ortaya aüldığını ve milliyetçi
hareketin kamuoyunda
küçük düşürülmeye
çalışıldığını söyledi.
Atamalarda ÖzaFı devreden çıkartan yasa taslağı Meclis'te. Demirel:
Otoııteıııiz zedeleniroldıı• Cumhurbaşkanı
Özal'ı devreden çıkartan
by-pass yasası Meclis'te.
Başbakan Süleyman De-
mirel, atamalardaki en-
gellemeler nedeniyle ya-
sayı hazırladıklannı söy-
ledi. Demirel. dün parti
grubunda yaptığı konuş-
mada, "Tayin mekaniz-
masmdaki aksamalar
otoritemizi zedeler hale
geldi. Sabnmıa sonuna
kadar denedim" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Cumhurbaşkanmı ata-
malarda önemli ölçüde devre
dışı bırakan by-pass yasa tasa-
nsı dün TBMM'ye sunuldu.
Başbakan Süleyman Demirel.
atamalarda karşılaştıklan en-
gellemeler nedeniyle böyle bir
tasan hazırlamak zorunda kal-
dıklanru belirterek, "tayin me-
kanizmasındaki aksamalar,
otoritemizi zedeler hale geldi"
dedi. "Cumhurbaşkanının no-
ter konumundan çıkanldığmı"
da bildiren Demirel, by-pass
yasası için sabırlannın sonuna
kadar beklediklerini söyledi.
Başbakan Demirel, dün
DYP grubunda yaptığı konuş-
mada. by-pass yasa tasansı ile
ilgili görüşlerini dile getirdi.
Devletin kadrolannı yeni baş-
tan oluşturmada engeller ve
zorlukJarla karşılaştıklannı be-
lirten Demirel, bu konuda 1983
rejiminden kalma sıkıntılar da
yaşadıkJannı anlattı. Demirel,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir sene, birçok meseleyi si-
neye çektik. Lüzumsuz tartış-
malara ülkeyi götürmeyelim
dedik. Bir yere kadar geldik ki.
bazı tıkanmalar var. Bu tıkan-
malar bir yerden sonra bizim
etkinliğimizi azaltıyor. Bizim,
şuraya buraya getirecek, kayı-
racak adamımız yoktur. 'Hiç
mi yokturT derseniz, bir sistem
içerisinde hiç yoktur demek
mümkün değil. Dünyanın en
gelişmiş memleketlerinde bile
hiç yoktur demek imkansız.
Ama bütün olay, genele baka-
caksınız."
Türkiye'de tayin mekaniz-
ması ve hükümetin çalışmalan-
nın kararnameler esasına bağ-
pemirel'den Türk-Iş'e ziyaret JîSl^KS £&
Türk-f ş'i ziyaret etti. Süleyman Demirel, ziyaret sırasında çalışma yaşamına "yeni ufuklar"
getirmek için yola çıktıklannı belirterek, "Gelir dağılmunı bir günde düzejtmek mümkün de-
ğildir. Orta suııfı bir günde ayağa kaldırmak mümkün değil" dedi. Türk-İş Konfederasyonu
Genel Başkanı Şevkct Yılmaz da, 23 Eylül 1991 tarihinden bu yana çalışma yaşamına ilişkin
olarak verilen sö/Jerin hala >erine gctiribnediğine dikkat çekerek. Türk-İş'in 7 aralıkta
yapılacak olan genel kurulu öncesinde Meclis'in gündeminde bulunan ILO sözleşmelerinin
imzalanmasını ve komisyonda bulunan iş güvencesi yasa taslağııun kanunlaşmasını bekledik-
lerini söyledi.(Fotoğraf: RIZA EZER)
lanmış olmasının hükümet ic-
raaünın etkinliğini zaman za-
man etki alunda bıraküğıru
vurgulayan Demirel. "Bir yer-
den sonra tayin mekanizmasın-
daki aksamalar otoritemizi ze-
deler hale geldi" dedi. Demirel,
TBMM'ye sunulan by-pass ta-
sansı konusunda da şunlan
söyledi:
"Bu kanun, tayinlerde yetki-
lerin yeniden ayarlanması ka-
nunudur. Yani devletin anaya-
sada yazılı makamlan dışında-
ki tayinlerinın mutlaka sadece
hükümet tarafından yapılması,
Çankaya'ya götürülmemesi ile
ilgili bir kanun tasansıdır.
Diyeceksiniz ki, 'Bunu yap-
mak için bir yıl niye bekledi-
niz?\ 'Vaadettiniz, yapmadınız'
bize deniliyor. Yapmamıza en-
geller var. Siyasi iktidar, şikaye-
ti kaldırmaz. Sabnmızı sonuna
kadar denedim. Ama, şubat
ayından. mart ayından bekle-
yen kararname olursa, bu dev-
İeti yürütmekte büyük sıkıntı-
mız olur. 'Hükümet ile Çanka-
ya kavga ediyor', böyle birşey
yok. Eğer bu benim sorumlulu-
ğumsa, bunu yerine getirebil-
memin yolu yetkinin bende ol-
masından geçer."
Demirel, bu konudaki by-
pass sözcüğünü ilk ortaya ata-
nın kendisi olduğunu da bildi-
rerek, devlet sisteminin ıslahata
ihtiyacı olduğunu söyledi. De-
mirel, "Çünkü. Çankaya'da
oturan muhterem kişiler, za-
man zaman, 'Biz burada noter
miyiz, robot muyuz, önümüze
getirilen her şeyi niye imzalaya-
lım?' derler. Yer yer onlar da
haklıdır.
Bu da aslına bakarsanız
ızahı zor bir durumdur. Gelin,
'Ben noter miyim?" diyen kişiyi
o durumdan çıkaralım. Biz bir
düğümü çözüyoruz. Düğümü
devletin işlerinin görülebilmesi
ıstikametinde çözüyoruz."
Tayin konusunda ikinci bir
kanun tasansının mectise getiri-
leceğini kaydeden Demirel bu-
nunda icraata yönelik olduğu-
nu söyledi. Demirel şöyle dedi:
"Bizim devletten uzaklaştır-
dığımız bazı kimseler çok de-
ğerli kişiler olabilir o görevden
almışız başka bir yere koymu-
şuz. Her idare yapar bunu. Biz
devletin kadrolannı tahrip et-
meyelim diye en azını yapmışız-
dır.'
Bunlann bir kısmı Çankaya'-
da mevkii buldu. Şimdi oraya
gönderdiğimiz bir hükümet ka-
rarnamesi oradan ayn bir hü-
kümet tarafından tetkik edili-
yor.'Şurası olmamış' diye geri
gönderiliyor. Icra yetkisi sende
mi? Bende mi? Bir hükümetin
herşeyi yanlış yapacağı. bu
yanlışlann da o hükümet tara-
fından. bulunduğu görevlcrin-
den uzuklaştınlmış bir başka
heyet tarafından kontrol edil-
mesi hiç görülmemiştir.
Bu çeşit icra meselesini de
ayıkladık, hangi çeşit kararna-
melerin Çankaya'ya çıkacağı,
hangi çeşit kararlann hükümet
larafından alımr ahnmaz yü-
rürlüğe gireceği hususunda
ikinci bir kanunu da bakanlar
kurulunda görüşüp Meclise
getirecegiz."
Demirel, grupta
sertçıktıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Süleyman
Demirel. koalisyon ortağı
SHP'nin. CMUKvcSayıştaya
üyc seçimi konu«undaki itiraz-
larına karşı çıkan DYP mıllet-
vckillerine çıkışlı. Bazı DYP"-
lilcrin iıirazlanna sinirlenen
Demirel. uzlaşma sağlanmazsa
koalisyonun bozulacağından
söz ederek "Sizin amacınız koa-
li^vonu parçalamak mı?" diye
s.ordu.
DYP grubunun dünkü top-
lanıısının basına kapalı bölü-
nıündc. DYPiçinde "Şahinler"
dive nitclcndirilen milletvekille-
rinden Refaiddin Şahin.
CMLK ve Sayıştay'a üye seçi-
mindeki anlaşmazlık konusun-
daki uirazlannı gündeme getir-
di. Ordu Milletvekili Şahin.
SHP ve DYP arasında anlaş-
mazlık konusu olan ve demok-
ratikleşmenin önemli biradımı-
nı oluşturun CMUK ile ilgili
olarak SHP'nin tavnnı eleştir-
di.
CMUK'un komisyondan
gççtiğı vc SHP'nin karşı çıktığı
biçimde vasalaşması gerektiğini
savunan Şahin. SHP'nin itiraz
eiıiği. Savıştay üyeseçimlennde
gcri adım alılmasını da eleştirdi.
Şahınin sözleri iizenne bazı
D^'P milletvekilleri oturdukla-
n vcrden. bağırarak SHP Grup
Ba>kan\ckılı Avdın Güven
Gürkan alevhinde görüşlerdıle
gctırdılcr. Bıı mılletvckıllerinin.
" Avdın Güven Gürkan bıze
saldınvor. DYP'yi zayıflalma-
va çalışıyor" diye bağırdıklan
öğrenildi.
DYP grubunda ortaya çıkan
bu hava üzerine. Şahin'dcn
sonra kür^üye Başbakan Demi-
rel çıkıı. Demirel. DYP millet-
vekıllcrinc sert çıkarak.
şunlan söyledi:
"Bu kumaştan bu elbise çı-
kaı. Koalisyon zor ve dengele-
nn korunması gerektiği bir iş-
tır. Sız. bu koalisyonun kola}.
yürüdüğünü mü sanıvorsunuz?
Ben yürütmek için zorlanıyo-
rum. dengeleri gözetiyorum.
Sizin amacınız. koalisyonu so-
na erdirmek mi. parçalamak
mı? Eğer biz bu düzenlemelen
yapmazsak. koalisvon biter. Bi-
zim amacımız koalisyonu par-
çalamadan. uzlaşarak volumu-
za dcvam etmektir" dedi.
Özal'ınyetkilerine
ikinci brpan hazırhğı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Hükümeı. idari konula-
nn ardından icra konulannda
da Çankava Köşkü'nü devre-
den çıkurmayı planlıyor. Özel-
lıkle ekonomik konulara iliş-
kin kararnamclerin "Cumhur-
başkanı imzası olmadan
vürürlüâe gınmesi ni öngören
kanun taslaeının v ann Bakan -
lar Kıırulu'nda görüşülme-
sınin ardından Meclis'e sevk
cdileccği bildırildi. Özal'ın ata-
makırla ilgili yetkılerini kısıtla-
van lasan ise TBMM'ye su-
nuldu.
Hükümete yakm çevreler.
özelliklc "ekonomik konular-
daki yelkilerin başbakanlık
bünvesindc toplanması" tar-
/ında özetledıkleri uygulama
ılc. büviik zaman kazanılaca-
ğın.ı. civ nca "son imza mcrcii"-
nın müdahalclcnnc son verile-
cvğınc dikkat çekiyorlar.
Hükümetin ıcraaiı>la ilgili
hangi kararnamelerinyürürlü-
ğc ktııım;iMnd.ı Cumhurbaş-
kiim'nın dışlanaciiğı konusun-
da Başbakanlık'ta bir çalışma
vapıldığı bildirildi. Bu çalışma
sonunda ortaya çıkacak tas-
lak. varın Bakanlar Kurulu"-
nda görüşülecek. "İcrada
Bv-Pa>s" dive adlandınlan bu
vas;ının da dün TBMM'ye su-
nulan "Aiamalarda By-Pass"
yasası ile birlikte TBMM'den
geçirileceği belirtıldi.
Gcçcn hdfta Bakanlar Ku-
rulu'nda kabul edilen bv-pass
yasa tasurısı. TBMM'deaynen
kabul edilırse. müsteşarlar.
Merkez Bankası Başkanı. Baş-
bakanlığa bağlı kuruluşların
biişkanları. müstcşar vardım-
cılan ve genel müdürlerden
biişlav arak. en alt kademe olan
il teşkilat müdürlüklerine ka-
dar lüm atamalar ilgili baka-
nın öncrisi ve başbakanm
onavı ile vapılabilccek Valilcr.
büv ükelçıler. daimı leniMİciler.
daimı dclegclcr. Divanet İşleri
Başkanı. Âtatürk Kültür Dil
veTarih V iiksck Kurumıı Baş-
kanı Bakanlar Kurulu kara-
nvla. MGK Genel Sekreteri ve
Ba^b;ık.ııılık Yüksck Denetlc-
nıe Kurulu B;ışkanı isc ü/al
ın da ım/aladıöı muşicrek
kararname ile alanacak.
Cindoruk, orjûialine uygun olarak yeniden yapılan ve Atatürk'ün Karadeniz gezisinde giydiği
giysiyi terri Hûseyin Özkan'dan teslim aldı(Fotoğraf: MUHARREM AYDIN)
Cindoruk'tan Anıtkabir'in yıkılması önerisine yanıt:
Mezarcı'nın gücü yetîyorsa
Park OtePi yıkürsm
İstanbul Haber Servisi -
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk. Refah Partisi İstan-
bul Milletveki Hasan Mezarcf-
nın bir süre önce basına yansı-
yan 'Anıtkabir yıkılsın' şeklin-
deki sözlerine "Eğer gücü yeti-
yorsa önce Park Oteli yıktırsın"
karşıhğını verdi. Cindoruk
aynca Türkiye'de laikliğin mil-
letin güvencesi altında oldu-
ğunu söyledi.
İstanbul'da bulunan TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindoruk
dün sabah, özel izinJe Atatürk
kıyafetleri hazırlamakla taru-
nan modacı-terzi Hüseyin Öz-
kan'ı Dolmabahçe Sarayı'nda
kabul etti. Özkan kabul sırasın-
da Cindoruk'a Atatürk'ün
1923-24 yıllan arasında çıktığı
Karadeniz gezisinde giydiği bir
kıyafetin orjinaline uygun ola-
rak yeruden hazırlanan bir mo
delini sergılenmek üzere teslim
etti.
1980 yıhnda Milli Güvenlik
Kurulu"nun verdiği özel izinle
Atatürk'ün tüm kıyafetlerini
orjinaline uygun biçimde hazır-
layan ve bunlan sergılenmek
üzere müzelere veren Hüseyin
Özkan. Dolmabahçe Sarayı'n-
daki Atatürk'ün öldüğü oda-
ya konulmak üzere Cindoruk'a
sunduğu kıyafetle ilgili şu bilgj-
leri verdi:
"Atatürkün 1923-1924 >ılla-
n arasında Ordu. Giresun ve
Rize'yi kapsayan Karadeniz
gezisinde giydiği sivil kıyafetler-
den birinin orjinalini halen ser-
gilendiği Şişli Müzesi'nde bula-
rak. aslına uygun olarak yeni-
den diktim. Kıyafet yelek. ce-
ket. pantolon ve kemerden olu-
şan bu kıyafeti 6 ayda dıktım.
Avustralya yününden yapılmış
4 metre İngiliz kumaş kul-
landım. Yün-gabardin türü ku-
maşı uzun süre güve ve böcek-
lerden koruyabilmek için de 18
ay boyunça zehirli kimyevi bir
sıvının içinde beklettim. Kı-
yafet tamamen ibrişimle yapıl-
dı, yüzde 90"ı el dikimidir."
Çahşmalannı "Atatürk Kı-
yafetleri ve Kültürü Araştırma
Merkezi" adı altında sürdüren
Hüseyin Özkan, bugüne kadar
Atatürk'ün sivil savaş. redin-
god, ceket- atay. seferi savaş,
avcı, şapka türündeki toplam
55 kıyafetini asbna uygun ola-
rak yeniden hazırlayarak, bun-
lann Türkiye ve KKTC'deki 10
ayn müzede sergilenmesini sağ-
ladığını söyledi. Anıtkabir ve
Şişli müzeleri. Atatürk Dıl ve
Tarih Yüksek Kurumu ile Ata-
türk'ün silah arkadaşlanndan
kaynak olarak yararlandığıru
dile getiren Özkan. amacının
Ata'nın kıyafetlerinin yeraldığı
bir müze oluştunmak amacını
taşıdığını belirtti.
Zarif ve şık bir lider olduğu-
nu söylediği Atatürk'ün "Kıya-
fet. kültürün ve davranışın ay-
nası. topluma verilen değerin
ifadesidir" sözünü anımsatan
Özkan aynca devletten çalış-
malannda kendisine destek ol-
masınıistedi.
Hüsamettin Cindoruk ise
Özkan'ı dinledikten sonra yapı-
lan çalışmalann Atatürk'ün
eski kıyafetlerinin yeni kuşakla-
ra aktanlması açısından değer
taşıdığını belirtti.
Hüsamettin Cindoruk, bu sı-
rada bir gazetecinin RP İstan-
bul Milletvekili Hasan Me-
zarcı'nın basına da yansıyan
"Anıtkabir yıkılsın" şeklindeki
sözlerini anımsatması üzerine,
"Eğer gücü yetiyorsa önce Park
Oteli yıkürsın" karşıhğını verdi.
Cindoruk, "Son seçimlerde
RP'nin elde ettiği başandan
sonra Türkiye'de demokrasi ve
laiklik tehlikeye girdi görüşü
ortaya atıkh. Bu konuda nedü-
şiınüyorsunuz?" sorusunu ise
"Türkiye'de laiklik ve demok-
rasi tamamen milletin güvence-
si altındadır. Hiç bir şey olmaz"
sözleriyle yanıtladı
METROPOL
ATILLA DORSAY
"TüPk Olmanın GUPUPU"
Atatürk "Bir Türk dünyaya bedeldir" demiş, başka bir
yerde de "Ne mutlu Türküm diyene" diye eklemişti. Üm-
met kavramından gelen, milliyetçiliği bilmeyen, kosko-
ca Osmanlı ülkesinin görkemli mozaiği içinde belki de
milliyetçilik kavramından yoksun tek halk olan Türklere
bu kavramı anlatmak, benimsetmek için özenle seçilmiş
sözcükler, sloganlardı bunlar...
Bugün arbk böylesine iddialı sav-sözlere gereksin-
memiz yok. Milliyetçiliğin bir uyku döneminden sonra
yeniden gemi azıya aldığı günümüzde, sosyalist fikir-
lere ve yazılara da hiç gereksinme yok. Ama ben bugün,
yinede biraz "milliyetçi" bir yazı yazacak, Türk olmanın
gururunu değil, ama güçlüklerini belli bir çerçeve içinde
anlatmayı deneyeceğim.
Paris'in Orly Havaalanı'ndan THY uçağına bindiniz mi
hiç? Uzun zamandır binmemiştim, geçenlerde başıma
geldi ve o felaketi bir kez daha yaşadım. Orly Havaalanı
gibi zaten eskimiş, •köhnemiş bir binanın ana mekanla-
rından, aklınıza gelebilecek her türlü havayolu kalkıyor.
AmaTHY yok, bunların arasında... Arayıp tanyor ve
THY'nin ancakayrı biryerden "4. Bölge-Zone4", denen
bir yerde işlem yaptığını keşfediyorsunuz. Sonra basık
tavanlı ücra koridorlardan geçiyor ve THY standına ula-
şabiliyorsunuz. Işlemleriniz bittikten sonra aynı basık
koridorları yine geçiyor ve ana mekana dönüyorsunuz.
Niye, THY ve ELAL, aynı kaderi paylaşan, hep "tehdit-
ler maruz" iki havayolu olarak buradan geçiriyorlar yol-
cularını. Ayn ve daha sıkı bir denetim için.. ELAL'ı bil-
mem, ama THY üzerinde geçmişte var olan tehditler be-
nim bildiğim bitmedi mi? THY'nin artık yeraltından
çıkması, Paris gibi bir metropolden doğru dürüst koşul-
larda yola çıkması, yolcularını köstebek gibi yer altına
sokmaktan vazgeçmesizamanı gelmedi mi?NewYork'-
ta Kennedy mi Nevvark mı diye çok hassas tartışmalara
gırışen THY yetkililerine Paris'te süregelen faciayı
anımsatırım.
Yolculuk eden Türkler bilirler; gümrüklerde, pasaport
kontrollerinde biz Türklere nasıl olumsuz ayrıcalıklar
yapıldığını, pasaportlarımızın daklkalarca incelendiğini,
şüpheli gözlerm nasıl üzerimizdedolaştığını... Kendile-
rini tüm aileleri, sülaleleri, köyleri ve kasabalarıyla
umutsuzluk içinde dış ülkelere vurmuş kırsal kesim soy-
daşlarımızın ve de kurtuluşu uyuşturucu ve silah gibi
masum şeylerin ticaretini yapmakta bulmuş vatandas-
larımızın bizlere bir armağanıdır bu!.. Irkımızın ve ulusu-
muzun 20. yüzyıldaki kaçınılmaz kaderidir der, sineye
çekeriz.
Ama kendi ülkemizde de yabancılardan aynı davra-
nışları görmek, aynı küçültücü muameleye uğramak zo-
runda mıyız? Uğradığımızdada bunu sineye çekmek zo-
runda mıyız?
Ben birçok dış yolculuğumda vize için başvurduğum
konsolosluklarda, kendi kişiliğim, mesleğim ve halkım
adına layık olmadığımı sandığım davranışlarla karşı-
laşıyorum ve bunu hemen protesto ediyor, gerekirse o
yolculuktan vazgeçtiğimi belirtiyorum. Örneğin birkaç
yıl önce Belçika konsolosluğu benden "çalıştığım yer-
den belge" isted-
;
. Reddettim, pasaporttan vazgeçtiğimi
söyledim. Sonra vizeyi verdiler.
Geçen yıl IBERIA Havayolları'nın çok nazik bir dave-
Jiyle (spanya'ya giderken Ispanyol Konsolosluğu ben-
zer bir şey yaptı. Pasaportumdaki tüm vizeli sayfalann
fotokopisini çektirip getirmemi istedi. İlk sayfalar için e(-
bette dedim. Ama diğer vize sayfalarından onlara ney-
di? Benim sık sık seyahat ettiğim için çeşitli ülkelerin vi-
zesiyle dolu olan pasaport sayfalarım Ispanyol Konso-
îosluğu'nu niye ilgilendiriyordu k? Emir almışiardı, uy-
guluyorlardı. Ama ben aklımın almadığı bu uygulamayı
kabul etmedim, diğer sayiaların fotokopisini filan çektir-
medim. Sonunda vizeyi verditer. Leyla Umardostum da
aynı şeyi yapmış.
Geçenlerde çağrılı olduğum Havvaii şenliği için ABD
vizesi almaya gittim. Önce basın bölümüne uğradım,
oradaki 40 yıllık dostlarım Meral Selçuk ve Bertan Sa-
racoğlu elbette buyük ilgi gösterdiler, bana özel bir yazı
yazdılar ve vize bölümüne yolladılar. Ancak orada başı-
ma gerçekten de Kafkavari bir olay geldi. Yaklaşık 20 ki-
şinin beklediği kuyrukta, başvurusalonundaki5glşeden
sadece birinde 2 memur vardı, onlar da ABD'ye gitmek
isteyen bir Türk vatandaşına birlikte tam anlamıyla ah-
ret soruları soruyorlar, adamın özel ve ticari yaşamını
didik didik sorguluyorlardı.
Bu benim işim değildi, karışmak istemedim. Ancak
sorgulama öylesine uzadı ki (10-15 dakikayı buldu), ileri
geçip acaba diğer gişelerden birinde birisinin daha iş-
lem yapıp yapamayacağını sordum, bu gidişle sıranın
bize gelmeyeceği kaygısında olduğumu belirttim. Sert
birtonladiğerlerinin "meşgul" olduğunu söylediler. An-
cak birkaç dakika sonra başka bir hanım geldi, yan gişe-
de çalışmaya başladı. Ben kuyruğa döndüm. Uzun daki-
kalar sonra sıra bana geldiğinde gözlüklü ve sinirli
Amerikalı hanım, bana niçin öyle sorular sorduğumu,
niçin herkes gibi sıramı beklemediğimi filan sormaya
başladı. Deminki sorular için benicezalandırmayakalkı-
yordu aklınca!.. Hemen belgelerimi geri istedim ve ora-
dan çıkıp gittim.
Sorun sonradan çözümlendi. Demin sözünü ettiğim
dostlarım olsun, o gün tanıştığım kültür sorumlusu Phi-
lip Breeden olsun, çok yardımcı oldular. Ama o konso-
losluk vize bölümünü, ister Türkiye, ister ABD toprağı
sayınız, insanlara tıpkı totaliter bir yönetim bürokrasisi
gibi davranmaya, son derece demokratik, üstelik haklı
bir soru soran birisini çocuk gibi azarlamaya kimsenin
hakkı yoktu. O gözlüklü ve sinirli Amerikalı hanımın da
yoktu kuşkusuz. Ben haklı, doğal ve gerekli bir tepkiyi
gösterdiğime inanıyorum.
Yolculuk, kimi zaman çok gerekli bir olaydır. Sağlık, iş,
görev, aile, ticaret vb nedenlerleyapıldığında. insanın o
zaman boynu daha bükük olabilir, daha çaresiz hisse-
debilir kendini... Ama böyle bir çaresizlik durumunda ol-
mayan, yolculuktan veya o ülkeye gitmekten vazgeç-
mek lüksünesahiportasınıf vatandaşlarımız, konsolos-
luklarda son zamanlarda artan bu türden davranışları
kabul etmemeliler, mutlaka gerekli tepkiyi göstermeliler
diye düşünüyorum. Hemen ve çabuk "Türklüğe haka-
ret" diye feryat koparanlardan hiç olmadım, olunmasını
daonaylamıyorum. Ama Türklük bir yana insancaolma-
yan davranışlarla, çağdışı bir bürokrasiyle vatandaş-
larımızın canınaokuyanlarada layıkoldukları ders veril-
meli diye düşünüyorum.
İZMİR 13. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN İLANDIR
Sayı: 1992/1049
Davacı Gulşen Lım tarafından davalı Hüseyin oğlu Hayrullah Lim
aleyhine açılan gaiplik davasında alınan karar gereğince;
Davalı Hüseyin ve Rüvide oğlu, 01.02.1929 DJu Hayrullah Lim'in
maaşını aimak için evden aynldığı ve bir daha dönmediği iddia edil-
diğinden, kendisinin aramalara rağmen bulunamadığından, adı ge-
çen gaip olduğu bildirilen Hayrullah Lim'i tanıyan ve bilenlerin 1 yü
içinde mahkememizin yukanda esas numarası yazılı dosyamıza bilgi
verilmesi ilanen tebliğ olunur. 12.11.1992
Basın: 42777
İskambil kağıdı mı?
Işin içinde kağıt var ama
Joker iskambil değil.