05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 18 KASIM1992 ÇARŞAMBA HABERLER beraat • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Bölücülük propagandası yaptığı savıyla hakkında 5 yıla kadar ağır hapis cezas istemivle dava açılan HEP İzmir İl Başkanı Hikmet Fidan, ilkyargılama sonunda aklandı. Izmir 2. AğırCeza Mahkemesi'nde dûn yapılan yargılamada. Cumhuriyet Savcısı, sanık HEP İl Başkanı Hikmet Fidan'ın, Nevroz olaylan sonrası basına yaptığı açıkJamada bölücülük yapüğını öne sürdü. HEP İl Başkanı Fidan da sorgusunda suçlamayı kabul etmeyerek "Açıklamalanm yanlış anlaşılmış. Ben bir siyasal partinin il başkanı olarak demokrasiyi savunan kişiyim. Bölücülük propagandası yapmadım" dedi. Mahkemeheyeti dosyada yaptığı incelemede sanık Hikmet Fidan'ın mahkumiyetine yeterli kanıt olmadığını açıklayarak aklanmasını kararlaştırdı Gensorular göndeme alınmadı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan Sülcv man Dcmırcl ile 3 hrkan hakkında verilen ccnsoru öncrcesi dün TBMM Gencl Kurulu'nda gündeme alınmadı. ANAP Dcnızli Mıllctvekili Hasan Korkmazcan ve 35 arkadaşınm l Kasım scçimlcrindedcvlet olanaklanndan yararlanarak ıcmcl kanunlara aykın biçimdcseçmen iradcsi ü/crindc baskı uvguladıklan savıjla Başbakan Sülevman Demirel. İçişleri Bakanı İsmct Sczgin. Ulaştırma Bakanı YaşarTopçu ve Dcv lct Bakanı Orhan Kilercioğlu hakkında gcnsoru açılmasına ilişkin önergesi dün Genel Kurul'da görüşüldü. Konuşmalardan sonra gcnsoru önergesi TBMM gündemine alınmadı. Azadi ve Nevvroz Ateşi toplatıldı • İstanbulHaber Servisi-Aylık Nevvroz Ateşi Dcrgisi'nin yedinci sayısı ile Azadi Dergisi'nin 27. sayısı toplatıldı. Nevroz Ateşi Vazıişlen Müdürü Nadime Tunç. yedinci sayılarının da altıncı sayı gibı okurlara ulaşmadan toplatılmasını kınadığını belirterek, "Kamuovunu.sürdürülen bu anti-demokratik uygulanıalara karşı duyarlı olmaya çağınyoruz*' dedi. Azadi Gazetesi'nin 27. sayısı lstanbul2NoluDevlet Güvenlik Mahkemesi'nin karanyla toplatıldı. Azadi Gazetesi Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni İkramettın Oğuz yaptığı yazılı açıklamada, "Anayasa veyasaların dcmokratikleşeceği, herkesin düşüncelerini özgürce ifade edebileceği birTürkıye söylemleriyle iktdara gelen hükümetiıı, farklı düşünceleri içine sindiremlediği" ileri sürüldü. Geç gelen kararname ANKARA (AA)-PTT Yönetim Kurulu üyeliği ve Genel Müdür Yardımcılığı'na Cengiz Bulut'un atanması ile ilgili kararname Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından onaylandı. Yaklaşık 10 aydan buyana köşkte bekleyenatama kararnamesinin imzalanmasından sonra Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı olan Cengiz Buluı, vekaleten yaptığı görevini asil olarak sürdürecek. Kontrgerilla •ANKARA (AA)-MÇP Genel Başkanı Alparslan Türkeş. "Ne şahsen ne de başkanı oldueum MHPve MÇFnin,MIT,CIAve kontrgerilla ile ilgisı düşünülemez" dedi. Türkeş, öncekı akşam özel bir televizyonun yayımladığı haber programda ortaya atılan, Türkiye'de kontrgerilla teşkilaü bulunduğu. bunun sivil uzantısında MHP'nin de yer aldığı şeklindeki iddialan cevaplandırmak üzere bir basın toplantısı düzenledi. ,Alparslan Türkeş. haber programının "Asılsız, hayal mahsulü iddialara" ^dayan iığını, geçmişte de "Türkeş-MHP-kontrgerilla ve CIA uzantısı" ıddialannın ortaya aüldığını ve milliyetçi hareketin kamuoyunda küçük düşürülmeye çalışıldığını söyledi. Atamalarda ÖzaFı devreden çıkartan yasa taslağı Meclis'te. Demirel: Otoııteıııiz zedeleniroldıı• Cumhurbaşkanı Özal'ı devreden çıkartan by-pass yasası Meclis'te. Başbakan Süleyman De- mirel, atamalardaki en- gellemeler nedeniyle ya- sayı hazırladıklannı söy- ledi. Demirel. dün parti grubunda yaptığı konuş- mada, "Tayin mekaniz- masmdaki aksamalar otoritemizi zedeler hale geldi. Sabnmıa sonuna kadar denedim" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Cumhurbaşkanmı ata- malarda önemli ölçüde devre dışı bırakan by-pass yasa tasa- nsı dün TBMM'ye sunuldu. Başbakan Süleyman Demirel. atamalarda karşılaştıklan en- gellemeler nedeniyle böyle bir tasan hazırlamak zorunda kal- dıklanru belirterek, "tayin me- kanizmasındaki aksamalar, otoritemizi zedeler hale geldi" dedi. "Cumhurbaşkanının no- ter konumundan çıkanldığmı" da bildiren Demirel, by-pass yasası için sabırlannın sonuna kadar beklediklerini söyledi. Başbakan Demirel, dün DYP grubunda yaptığı konuş- mada. by-pass yasa tasansı ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Devletin kadrolannı yeni baş- tan oluşturmada engeller ve zorlukJarla karşılaştıklannı be- lirten Demirel, bu konuda 1983 rejiminden kalma sıkıntılar da yaşadıkJannı anlattı. Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir sene, birçok meseleyi si- neye çektik. Lüzumsuz tartış- malara ülkeyi götürmeyelim dedik. Bir yere kadar geldik ki. bazı tıkanmalar var. Bu tıkan- malar bir yerden sonra bizim etkinliğimizi azaltıyor. Bizim, şuraya buraya getirecek, kayı- racak adamımız yoktur. 'Hiç mi yokturT derseniz, bir sistem içerisinde hiç yoktur demek mümkün değil. Dünyanın en gelişmiş memleketlerinde bile hiç yoktur demek imkansız. Ama bütün olay, genele baka- caksınız." Türkiye'de tayin mekaniz- ması ve hükümetin çalışmalan- nın kararnameler esasına bağ- pemirel'den Türk-Iş'e ziyaret JîSl^KS £& Türk-f ş'i ziyaret etti. Süleyman Demirel, ziyaret sırasında çalışma yaşamına "yeni ufuklar" getirmek için yola çıktıklannı belirterek, "Gelir dağılmunı bir günde düzejtmek mümkün de- ğildir. Orta suııfı bir günde ayağa kaldırmak mümkün değil" dedi. Türk-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Şevkct Yılmaz da, 23 Eylül 1991 tarihinden bu yana çalışma yaşamına ilişkin olarak verilen sö/Jerin hala >erine gctiribnediğine dikkat çekerek. Türk-İş'in 7 aralıkta yapılacak olan genel kurulu öncesinde Meclis'in gündeminde bulunan ILO sözleşmelerinin imzalanmasını ve komisyonda bulunan iş güvencesi yasa taslağııun kanunlaşmasını bekledik- lerini söyledi.(Fotoğraf: RIZA EZER) lanmış olmasının hükümet ic- raaünın etkinliğini zaman za- man etki alunda bıraküğıru vurgulayan Demirel. "Bir yer- den sonra tayin mekanizmasın- daki aksamalar otoritemizi ze- deler hale geldi" dedi. Demirel, TBMM'ye sunulan by-pass ta- sansı konusunda da şunlan söyledi: "Bu kanun, tayinlerde yetki- lerin yeniden ayarlanması ka- nunudur. Yani devletin anaya- sada yazılı makamlan dışında- ki tayinlerinın mutlaka sadece hükümet tarafından yapılması, Çankaya'ya götürülmemesi ile ilgili bir kanun tasansıdır. Diyeceksiniz ki, 'Bunu yap- mak için bir yıl niye bekledi- niz?\ 'Vaadettiniz, yapmadınız' bize deniliyor. Yapmamıza en- geller var. Siyasi iktidar, şikaye- ti kaldırmaz. Sabnmızı sonuna kadar denedim. Ama, şubat ayından. mart ayından bekle- yen kararname olursa, bu dev- İeti yürütmekte büyük sıkıntı- mız olur. 'Hükümet ile Çanka- ya kavga ediyor', böyle birşey yok. Eğer bu benim sorumlulu- ğumsa, bunu yerine getirebil- memin yolu yetkinin bende ol- masından geçer." Demirel, bu konudaki by- pass sözcüğünü ilk ortaya ata- nın kendisi olduğunu da bildi- rerek, devlet sisteminin ıslahata ihtiyacı olduğunu söyledi. De- mirel, "Çünkü. Çankaya'da oturan muhterem kişiler, za- man zaman, 'Biz burada noter miyiz, robot muyuz, önümüze getirilen her şeyi niye imzalaya- lım?' derler. Yer yer onlar da haklıdır. Bu da aslına bakarsanız ızahı zor bir durumdur. Gelin, 'Ben noter miyim?" diyen kişiyi o durumdan çıkaralım. Biz bir düğümü çözüyoruz. Düğümü devletin işlerinin görülebilmesi ıstikametinde çözüyoruz." Tayin konusunda ikinci bir kanun tasansının mectise getiri- leceğini kaydeden Demirel bu- nunda icraata yönelik olduğu- nu söyledi. Demirel şöyle dedi: "Bizim devletten uzaklaştır- dığımız bazı kimseler çok de- ğerli kişiler olabilir o görevden almışız başka bir yere koymu- şuz. Her idare yapar bunu. Biz devletin kadrolannı tahrip et- meyelim diye en azını yapmışız- dır.' Bunlann bir kısmı Çankaya'- da mevkii buldu. Şimdi oraya gönderdiğimiz bir hükümet ka- rarnamesi oradan ayn bir hü- kümet tarafından tetkik edili- yor.'Şurası olmamış' diye geri gönderiliyor. Icra yetkisi sende mi? Bende mi? Bir hükümetin herşeyi yanlış yapacağı. bu yanlışlann da o hükümet tara- fından. bulunduğu görevlcrin- den uzuklaştınlmış bir başka heyet tarafından kontrol edil- mesi hiç görülmemiştir. Bu çeşit icra meselesini de ayıkladık, hangi çeşit kararna- melerin Çankaya'ya çıkacağı, hangi çeşit kararlann hükümet larafından alımr ahnmaz yü- rürlüğe gireceği hususunda ikinci bir kanunu da bakanlar kurulunda görüşüp Meclise getirecegiz." Demirel, grupta sertçıktıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Süleyman Demirel. koalisyon ortağı SHP'nin. CMUKvcSayıştaya üyc seçimi konu«undaki itiraz- larına karşı çıkan DYP mıllet- vckillerine çıkışlı. Bazı DYP"- lilcrin iıirazlanna sinirlenen Demirel. uzlaşma sağlanmazsa koalisyonun bozulacağından söz ederek "Sizin amacınız koa- li^vonu parçalamak mı?" diye s.ordu. DYP grubunun dünkü top- lanıısının basına kapalı bölü- nıündc. DYPiçinde "Şahinler" dive nitclcndirilen milletvekille- rinden Refaiddin Şahin. CMLK ve Sayıştay'a üye seçi- mindeki anlaşmazlık konusun- daki uirazlannı gündeme getir- di. Ordu Milletvekili Şahin. SHP ve DYP arasında anlaş- mazlık konusu olan ve demok- ratikleşmenin önemli biradımı- nı oluşturun CMUK ile ilgili olarak SHP'nin tavnnı eleştir- di. CMUK'un komisyondan gççtiğı vc SHP'nin karşı çıktığı biçimde vasalaşması gerektiğini savunan Şahin. SHP'nin itiraz eiıiği. Savıştay üyeseçimlennde gcri adım alılmasını da eleştirdi. Şahınin sözleri iizenne bazı D^'P milletvekilleri oturdukla- n vcrden. bağırarak SHP Grup Ba>kan\ckılı Avdın Güven Gürkan alevhinde görüşlerdıle gctırdılcr. Bıı mılletvckıllerinin. " Avdın Güven Gürkan bıze saldınvor. DYP'yi zayıflalma- va çalışıyor" diye bağırdıklan öğrenildi. DYP grubunda ortaya çıkan bu hava üzerine. Şahin'dcn sonra kür^üye Başbakan Demi- rel çıkıı. Demirel. DYP millet- vekıllcrinc sert çıkarak. şunlan söyledi: "Bu kumaştan bu elbise çı- kaı. Koalisyon zor ve dengele- nn korunması gerektiği bir iş- tır. Sız. bu koalisyonun kola}. yürüdüğünü mü sanıvorsunuz? Ben yürütmek için zorlanıyo- rum. dengeleri gözetiyorum. Sizin amacınız. koalisyonu so- na erdirmek mi. parçalamak mı? Eğer biz bu düzenlemelen yapmazsak. koalisvon biter. Bi- zim amacımız koalisyonu par- çalamadan. uzlaşarak volumu- za dcvam etmektir" dedi. Özal'ınyetkilerine ikinci brpan hazırhğı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Hükümeı. idari konula- nn ardından icra konulannda da Çankava Köşkü'nü devre- den çıkurmayı planlıyor. Özel- lıkle ekonomik konulara iliş- kin kararnamclerin "Cumhur- başkanı imzası olmadan vürürlüâe gınmesi ni öngören kanun taslaeının v ann Bakan - lar Kıırulu'nda görüşülme- sınin ardından Meclis'e sevk cdileccği bildırildi. Özal'ın ata- makırla ilgili yetkılerini kısıtla- van lasan ise TBMM'ye su- nuldu. Hükümete yakm çevreler. özelliklc "ekonomik konular- daki yelkilerin başbakanlık bünvesindc toplanması" tar- /ında özetledıkleri uygulama ılc. büviik zaman kazanılaca- ğın.ı. civ nca "son imza mcrcii"- nın müdahalclcnnc son verile- cvğınc dikkat çekiyorlar. Hükümetin ıcraaiı>la ilgili hangi kararnamelerinyürürlü- ğc ktııım;iMnd.ı Cumhurbaş- kiim'nın dışlanaciiğı konusun- da Başbakanlık'ta bir çalışma vapıldığı bildirildi. Bu çalışma sonunda ortaya çıkacak tas- lak. varın Bakanlar Kurulu"- nda görüşülecek. "İcrada Bv-Pa>s" dive adlandınlan bu vas;ının da dün TBMM'ye su- nulan "Aiamalarda By-Pass" yasası ile birlikte TBMM'den geçirileceği belirtıldi. Gcçcn hdfta Bakanlar Ku- rulu'nda kabul edilen bv-pass yasa tasurısı. TBMM'deaynen kabul edilırse. müsteşarlar. Merkez Bankası Başkanı. Baş- bakanlığa bağlı kuruluşların biişkanları. müstcşar vardım- cılan ve genel müdürlerden biişlav arak. en alt kademe olan il teşkilat müdürlüklerine ka- dar lüm atamalar ilgili baka- nın öncrisi ve başbakanm onavı ile vapılabilccek Valilcr. büv ükelçıler. daimı leniMİciler. daimı dclegclcr. Divanet İşleri Başkanı. Âtatürk Kültür Dil veTarih V iiksck Kurumıı Baş- kanı Bakanlar Kurulu kara- nvla. MGK Genel Sekreteri ve Ba^b;ık.ııılık Yüksck Denetlc- nıe Kurulu B;ışkanı isc ü/al ın da ım/aladıöı muşicrek kararname ile alanacak. Cindoruk, orjûialine uygun olarak yeniden yapılan ve Atatürk'ün Karadeniz gezisinde giydiği giysiyi terri Hûseyin Özkan'dan teslim aldı(Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) Cindoruk'tan Anıtkabir'in yıkılması önerisine yanıt: Mezarcı'nın gücü yetîyorsa Park OtePi yıkürsm İstanbul Haber Servisi - TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Refah Partisi İstan- bul Milletveki Hasan Mezarcf- nın bir süre önce basına yansı- yan 'Anıtkabir yıkılsın' şeklin- deki sözlerine "Eğer gücü yeti- yorsa önce Park Oteli yıktırsın" karşıhğını verdi. Cindoruk aynca Türkiye'de laikliğin mil- letin güvencesi altında oldu- ğunu söyledi. İstanbul'da bulunan TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk dün sabah, özel izinJe Atatürk kıyafetleri hazırlamakla taru- nan modacı-terzi Hüseyin Öz- kan'ı Dolmabahçe Sarayı'nda kabul etti. Özkan kabul sırasın- da Cindoruk'a Atatürk'ün 1923-24 yıllan arasında çıktığı Karadeniz gezisinde giydiği bir kıyafetin orjinaline uygun ola- rak yeruden hazırlanan bir mo delini sergılenmek üzere teslim etti. 1980 yıhnda Milli Güvenlik Kurulu"nun verdiği özel izinle Atatürk'ün tüm kıyafetlerini orjinaline uygun biçimde hazır- layan ve bunlan sergılenmek üzere müzelere veren Hüseyin Özkan. Dolmabahçe Sarayı'n- daki Atatürk'ün öldüğü oda- ya konulmak üzere Cindoruk'a sunduğu kıyafetle ilgili şu bilgj- leri verdi: "Atatürkün 1923-1924 >ılla- n arasında Ordu. Giresun ve Rize'yi kapsayan Karadeniz gezisinde giydiği sivil kıyafetler- den birinin orjinalini halen ser- gilendiği Şişli Müzesi'nde bula- rak. aslına uygun olarak yeni- den diktim. Kıyafet yelek. ce- ket. pantolon ve kemerden olu- şan bu kıyafeti 6 ayda dıktım. Avustralya yününden yapılmış 4 metre İngiliz kumaş kul- landım. Yün-gabardin türü ku- maşı uzun süre güve ve böcek- lerden koruyabilmek için de 18 ay boyunça zehirli kimyevi bir sıvının içinde beklettim. Kı- yafet tamamen ibrişimle yapıl- dı, yüzde 90"ı el dikimidir." Çahşmalannı "Atatürk Kı- yafetleri ve Kültürü Araştırma Merkezi" adı altında sürdüren Hüseyin Özkan, bugüne kadar Atatürk'ün sivil savaş. redin- god, ceket- atay. seferi savaş, avcı, şapka türündeki toplam 55 kıyafetini asbna uygun ola- rak yeniden hazırlayarak, bun- lann Türkiye ve KKTC'deki 10 ayn müzede sergilenmesini sağ- ladığını söyledi. Anıtkabir ve Şişli müzeleri. Atatürk Dıl ve Tarih Yüksek Kurumu ile Ata- türk'ün silah arkadaşlanndan kaynak olarak yararlandığıru dile getiren Özkan. amacının Ata'nın kıyafetlerinin yeraldığı bir müze oluştunmak amacını taşıdığını belirtti. Zarif ve şık bir lider olduğu- nu söylediği Atatürk'ün "Kıya- fet. kültürün ve davranışın ay- nası. topluma verilen değerin ifadesidir" sözünü anımsatan Özkan aynca devletten çalış- malannda kendisine destek ol- masınıistedi. Hüsamettin Cindoruk ise Özkan'ı dinledikten sonra yapı- lan çalışmalann Atatürk'ün eski kıyafetlerinin yeni kuşakla- ra aktanlması açısından değer taşıdığını belirtti. Hüsamettin Cindoruk, bu sı- rada bir gazetecinin RP İstan- bul Milletvekili Hasan Me- zarcı'nın basına da yansıyan "Anıtkabir yıkılsın" şeklindeki sözlerini anımsatması üzerine, "Eğer gücü yetiyorsa önce Park Oteli yıkürsın" karşıhğını verdi. Cindoruk, "Son seçimlerde RP'nin elde ettiği başandan sonra Türkiye'de demokrasi ve laiklik tehlikeye girdi görüşü ortaya atıkh. Bu konuda nedü- şiınüyorsunuz?" sorusunu ise "Türkiye'de laiklik ve demok- rasi tamamen milletin güvence- si altındadır. Hiç bir şey olmaz" sözleriyle yanıtladı METROPOL ATILLA DORSAY "TüPk Olmanın GUPUPU" Atatürk "Bir Türk dünyaya bedeldir" demiş, başka bir yerde de "Ne mutlu Türküm diyene" diye eklemişti. Üm- met kavramından gelen, milliyetçiliği bilmeyen, kosko- ca Osmanlı ülkesinin görkemli mozaiği içinde belki de milliyetçilik kavramından yoksun tek halk olan Türklere bu kavramı anlatmak, benimsetmek için özenle seçilmiş sözcükler, sloganlardı bunlar... Bugün arbk böylesine iddialı sav-sözlere gereksin- memiz yok. Milliyetçiliğin bir uyku döneminden sonra yeniden gemi azıya aldığı günümüzde, sosyalist fikir- lere ve yazılara da hiç gereksinme yok. Ama ben bugün, yinede biraz "milliyetçi" bir yazı yazacak, Türk olmanın gururunu değil, ama güçlüklerini belli bir çerçeve içinde anlatmayı deneyeceğim. Paris'in Orly Havaalanı'ndan THY uçağına bindiniz mi hiç? Uzun zamandır binmemiştim, geçenlerde başıma geldi ve o felaketi bir kez daha yaşadım. Orly Havaalanı gibi zaten eskimiş, •köhnemiş bir binanın ana mekanla- rından, aklınıza gelebilecek her türlü havayolu kalkıyor. AmaTHY yok, bunların arasında... Arayıp tanyor ve THY'nin ancakayrı biryerden "4. Bölge-Zone4", denen bir yerde işlem yaptığını keşfediyorsunuz. Sonra basık tavanlı ücra koridorlardan geçiyor ve THY standına ula- şabiliyorsunuz. Işlemleriniz bittikten sonra aynı basık koridorları yine geçiyor ve ana mekana dönüyorsunuz. Niye, THY ve ELAL, aynı kaderi paylaşan, hep "tehdit- ler maruz" iki havayolu olarak buradan geçiriyorlar yol- cularını. Ayn ve daha sıkı bir denetim için.. ELAL'ı bil- mem, ama THY üzerinde geçmişte var olan tehditler be- nim bildiğim bitmedi mi? THY'nin artık yeraltından çıkması, Paris gibi bir metropolden doğru dürüst koşul- larda yola çıkması, yolcularını köstebek gibi yer altına sokmaktan vazgeçmesizamanı gelmedi mi?NewYork'- ta Kennedy mi Nevvark mı diye çok hassas tartışmalara gırışen THY yetkililerine Paris'te süregelen faciayı anımsatırım. Yolculuk eden Türkler bilirler; gümrüklerde, pasaport kontrollerinde biz Türklere nasıl olumsuz ayrıcalıklar yapıldığını, pasaportlarımızın daklkalarca incelendiğini, şüpheli gözlerm nasıl üzerimizdedolaştığını... Kendile- rini tüm aileleri, sülaleleri, köyleri ve kasabalarıyla umutsuzluk içinde dış ülkelere vurmuş kırsal kesim soy- daşlarımızın ve de kurtuluşu uyuşturucu ve silah gibi masum şeylerin ticaretini yapmakta bulmuş vatandas- larımızın bizlere bir armağanıdır bu!.. Irkımızın ve ulusu- muzun 20. yüzyıldaki kaçınılmaz kaderidir der, sineye çekeriz. Ama kendi ülkemizde de yabancılardan aynı davra- nışları görmek, aynı küçültücü muameleye uğramak zo- runda mıyız? Uğradığımızdada bunu sineye çekmek zo- runda mıyız? Ben birçok dış yolculuğumda vize için başvurduğum konsolosluklarda, kendi kişiliğim, mesleğim ve halkım adına layık olmadığımı sandığım davranışlarla karşı- laşıyorum ve bunu hemen protesto ediyor, gerekirse o yolculuktan vazgeçtiğimi belirtiyorum. Örneğin birkaç yıl önce Belçika konsolosluğu benden "çalıştığım yer- den belge" isted- ; . Reddettim, pasaporttan vazgeçtiğimi söyledim. Sonra vizeyi verdiler. Geçen yıl IBERIA Havayolları'nın çok nazik bir dave- Jiyle (spanya'ya giderken Ispanyol Konsolosluğu ben- zer bir şey yaptı. Pasaportumdaki tüm vizeli sayfalann fotokopisini çektirip getirmemi istedi. İlk sayfalar için e(- bette dedim. Ama diğer vize sayfalarından onlara ney- di? Benim sık sık seyahat ettiğim için çeşitli ülkelerin vi- zesiyle dolu olan pasaport sayfalarım Ispanyol Konso- îosluğu'nu niye ilgilendiriyordu k? Emir almışiardı, uy- guluyorlardı. Ama ben aklımın almadığı bu uygulamayı kabul etmedim, diğer sayiaların fotokopisini filan çektir- medim. Sonunda vizeyi verditer. Leyla Umardostum da aynı şeyi yapmış. Geçenlerde çağrılı olduğum Havvaii şenliği için ABD vizesi almaya gittim. Önce basın bölümüne uğradım, oradaki 40 yıllık dostlarım Meral Selçuk ve Bertan Sa- racoğlu elbette buyük ilgi gösterdiler, bana özel bir yazı yazdılar ve vize bölümüne yolladılar. Ancak orada başı- ma gerçekten de Kafkavari bir olay geldi. Yaklaşık 20 ki- şinin beklediği kuyrukta, başvurusalonundaki5glşeden sadece birinde 2 memur vardı, onlar da ABD'ye gitmek isteyen bir Türk vatandaşına birlikte tam anlamıyla ah- ret soruları soruyorlar, adamın özel ve ticari yaşamını didik didik sorguluyorlardı. Bu benim işim değildi, karışmak istemedim. Ancak sorgulama öylesine uzadı ki (10-15 dakikayı buldu), ileri geçip acaba diğer gişelerden birinde birisinin daha iş- lem yapıp yapamayacağını sordum, bu gidişle sıranın bize gelmeyeceği kaygısında olduğumu belirttim. Sert birtonladiğerlerinin "meşgul" olduğunu söylediler. An- cak birkaç dakika sonra başka bir hanım geldi, yan gişe- de çalışmaya başladı. Ben kuyruğa döndüm. Uzun daki- kalar sonra sıra bana geldiğinde gözlüklü ve sinirli Amerikalı hanım, bana niçin öyle sorular sorduğumu, niçin herkes gibi sıramı beklemediğimi filan sormaya başladı. Deminki sorular için benicezalandırmayakalkı- yordu aklınca!.. Hemen belgelerimi geri istedim ve ora- dan çıkıp gittim. Sorun sonradan çözümlendi. Demin sözünü ettiğim dostlarım olsun, o gün tanıştığım kültür sorumlusu Phi- lip Breeden olsun, çok yardımcı oldular. Ama o konso- losluk vize bölümünü, ister Türkiye, ister ABD toprağı sayınız, insanlara tıpkı totaliter bir yönetim bürokrasisi gibi davranmaya, son derece demokratik, üstelik haklı bir soru soran birisini çocuk gibi azarlamaya kimsenin hakkı yoktu. O gözlüklü ve sinirli Amerikalı hanımın da yoktu kuşkusuz. Ben haklı, doğal ve gerekli bir tepkiyi gösterdiğime inanıyorum. Yolculuk, kimi zaman çok gerekli bir olaydır. Sağlık, iş, görev, aile, ticaret vb nedenlerleyapıldığında. insanın o zaman boynu daha bükük olabilir, daha çaresiz hisse- debilir kendini... Ama böyle bir çaresizlik durumunda ol- mayan, yolculuktan veya o ülkeye gitmekten vazgeç- mek lüksünesahiportasınıf vatandaşlarımız, konsolos- luklarda son zamanlarda artan bu türden davranışları kabul etmemeliler, mutlaka gerekli tepkiyi göstermeliler diye düşünüyorum. Hemen ve çabuk "Türklüğe haka- ret" diye feryat koparanlardan hiç olmadım, olunmasını daonaylamıyorum. Ama Türklük bir yana insancaolma- yan davranışlarla, çağdışı bir bürokrasiyle vatandaş- larımızın canınaokuyanlarada layıkoldukları ders veril- meli diye düşünüyorum. İZMİR 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLANDIR Sayı: 1992/1049 Davacı Gulşen Lım tarafından davalı Hüseyin oğlu Hayrullah Lim aleyhine açılan gaiplik davasında alınan karar gereğince; Davalı Hüseyin ve Rüvide oğlu, 01.02.1929 DJu Hayrullah Lim'in maaşını aimak için evden aynldığı ve bir daha dönmediği iddia edil- diğinden, kendisinin aramalara rağmen bulunamadığından, adı ge- çen gaip olduğu bildirilen Hayrullah Lim'i tanıyan ve bilenlerin 1 yü içinde mahkememizin yukanda esas numarası yazılı dosyamıza bilgi verilmesi ilanen tebliğ olunur. 12.11.1992 Basın: 42777 İskambil kağıdı mı? Işin içinde kağıt var ama Joker iskambil değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle