Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 KASIM1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
YURTHABERLERI 13
YENIILLER
KIRIKKALE Yenidenyapüanma
// olmanın heyecanını yaşayan Kırikkale, büyük bir
şantiye görünümünde. Borç yükü altında bulunan belediye, önce 'kent' olmaya çabalıyor
KİMLİK KARTI
• İlnüfusu: 130 bin.
• Toplam aiifus: 230 bin.
• Etnik yapı: Türk, Kürt ve Laz.
• tlçeleri: Babşeyh, Bahşılı. Yahşihan, Çelebi,
Karkeçıli, Sulakyurt, Delice ve Keskin.
• Köy sayısı: 52
• Yüzöiçümü: 1250km
2
• Rakım: 1200m.
• Ekonomisi: Ekime ve yerleşmeye uygun arazi-
nın sınırlı olması nedeniyle ekilebilecek toprak-
lann genişliğı sınırlıdır. MKE kurumuna ait olan
Kınkkale mühimmat. top-tüfek. çelik, barut ve
pirinç fabnkalan kentin sanayi ve ticaret yaşamının kaynağını oluşturur. Kentte
un, irmik, tuğla, kiremit ve şarap fabnkalan vardır.
Belediye: Kınkkale Belediyesi 1944'te kurulmuştur.
ANKARA KIRŞEHIR
MEHMETSARAÇ
Kınk Tepesi bir tepey-
mış kendi halınde. Günün
binnde "Yeni Türkiye
Cumhunyeti" ordusu mü-
himmat fabrikası içın "de-
miryolu geçiyor, Kızıl-
ırmak da yakın" diyerek
burayı seçmiş kendine. Ölmuş mu sıze
Kınkköy, Kınkkale. Önce köy, sonra ilçe,
şimdi de il. Bütün Türkiye'de bir Batman
var bu gelişmeyı gösteren bir de Kınkkale.
belki biz bilmiyoruz bir tane daha.
Yeni il eski ilçe Kınkkale şimdi bir şan-
tiye görünümünde. Ayağımızı atar atmaz,
tozun toprağın, buldozerin altında kaldık
kalacağız derken. kendimızi bir otele atı-
yoruz. Sığınacak bir yer buluyoruz bul-
masına, ama ıkı sokak öteden otele nasıl
geklığimızi hiç unutmayacağız.
Aksaray"dan bizi Kınkkale'ye kadar
getiren araamızın sürücüsü kaalı yollar-
dan, kaldmm düzenlemelerinden otele ka-
dar yaklaşamayınca, veda edip bızleri bir
Kınkkaleti'ye emanet ediyor. Yardım-
sever Kınkkalelı amca. önce otelın yerini
bıldiğinı söylüyor (biliyor da) birkaç kazılı
yoldan geçip bir başka kazılı yola çıkıyo-
nız. Tereddüt ediyor, tekrar deniyoruz.
Yol boyunca da Kınkkale"nin eskiden
köy olduğunu. şonralan geliştiğini. çok
eskiden "askeriyenin top fabrikası"
dağıidığında beş on bin işçinin taa uzak-
lardan kente indiğini, yürüyecek kaldınm
olmadığı için isteyenin istediği gıbı "kafası-
na göre yöneldiğinı" anlatıyor. "Şimdi il
olduk artık, belediyemiz çok çahşıyor.
Yollar kaldınmlar da bunun için işte"' di-
yor. Yeni iller için gezdiğimiz bütün kent-
lerde foto muhabiri arkadaşımız Erdoğan
Köseoğlu'yla ilk ışimiz kalacak bir yer
bulmak ve kamımızı doyuracak lokanta
aramak olduğundan ve "dehşetli" olarak
şimdiki iki yıldızlı otelimia (gezdiğimiz
yerlerde başka yıldız yoktu) merak ettiği-
mizden endişeleniyoruz biraz. Neyse so-
nunda Amcamız bakıyor ki olmayacak.
bulamayacağız oteli. bir dükkân sahibin-
den yardım isteniyor. Dükkân sahibi kar-
şıdaki sokağın içini göstenyor, otelımiz
orada.
"Yeni" otelimize yerleştikten sonra Kı-
nkkale Valisi ve Beledive Başkanı'nı an-
yonız bir gün sonrakı görüşmeler için.
Kent valisi sağlık sorunu nedeniyle Kınk-
kale dışında olduğu içın Polisevi'nde Vali
Muavinı Naim Dalkılıç'ı buluyoruz. Bır
yıldır Kınkkale'de görev yapan Dalkılıç.
bizi yemeğe alıkoyuyor. Hem kentin so-
runlanyla ilgili görüşlerini alıyoruz hem
de yemeğimizi yiyoruz. Mönümüz döner.
konumuz yeni il Kınkkale.
Vali Muavini Naim Dalkılıç, özellikle
eğitim konusunda ihtiyaç duyulan ilk ve
orta dereceli okullann fıziki gereksinimle-
rini karşılamak üzere vaünmlaryapıldığı-
nı, 2 tane 21 derslikli ilköğretim okulunun
inşaatının bitmek üzere olduğunu, bir tane
BahşılTda ilköğretmen okulunun hayırse-
ver vatandaş tarafından yapıldığını ve biti-
rildiğini anlatıyor.
Kınkkale'de Halk Eğitimi Merkez Mü-
dürlüğü'nün bıçki dikiş kursu, bilgisayar
vs. hizmetlerle çalışmaya başlamış. "Fazla
olmamak kaydıyla 50'ye yakın öğretmen
açığı var. Kasımdaki öğretmen atamala-
nnda bunun karşılanması bekleniyor" di-
yen Dalkılıç kentin sorunlannı anlatmaya
şöyle devam ediyor:
"Adliye hizmet binası önümüzdeki yıl
bitecek olan kendı hizmet binasına taşına-
rak il olmanın getireceğı ihtiyaca cevap ve-
recek. Jandarma alay hizmet binası bit-
mek üzere. Kültür hizmetlerine cevap ver-
mek için eski kütüphane yeniden onanla-
cak, 350 kişilik salonu yeniden tefriş edıle-
rek her türlü oyuna ve kültür çalışmalan-
na hazır hale getiriliyor. Kentte lojman
sıkıntısı var."
Kınkkale'de Devlet Hastanesi, 250 ya-
taklı SSK hastanesi ve sağlık ocaklan var.
Kentte sağlık personeli yeterli_ olmasına
rağmen ebe sıkıntısı çekihyor. İlçelerdeki
sağhk ocaklannda bu sıkıntı hissedilir de-
recede. Sulakyurt'ta ve Yahşihan'da kay-
makam olmadığından rutin hizmeüer
vekâleten yürütülüyor. Bahşılı ve Yahşi-
han'da emniyet ve jandarma teşkilatı da
bulunmuyormuş. Bahşılı 3 km. uzaklıkta
olduğundan emniyet hizmetleri merkez-
den yürütülüyor.
Kınkkale her ne kadar Orta Anadohı'-
da Ankara'ya bir saatlik uzaklıkta da olsa,
"kendi kaderi'ni yaşıyor. Kentin içme
suyu yetersiz, gereksinimler sekiz kesen
(derin su kuyusu) kuyudan sağlanıyor.
Elektrik şebekesi de yetersiz. Yağmur yağ-
dıgı, rüzgârestiğızaman kesintilerbaşhyor
ve kente uzun sürelerle elektrik verile-
miyor.
Kınkkale Vali Muavini Naim Dalkı-
lıç'a teşekkür edip Polisevi'nden aynlıyo-
ruz. Artık bu gece yapacak başka bir şeyi-
miz yok. Yolda taksi şoförümüzle sohbet
etmek bize kârlı gözüküyor. Şofor Aydın
Çelik kiracıymış, onu en çok bunun ilgi-
lendirdiğinı söylüyor, "Ağabey ne olacak
ki memurlar doldu, kiralar arttı. Eskiden
iyi kötü ev bulabiliyorduk, üç-beş kuruş
da kira ödeyebiliyorduk. Şimdi gel de ev
bul, kira öde" diyor.
Şoför Aydın, Kınkkale'de gecekondu-
laşmanın kentehâkimolduğunu,şehirimar
planı olmayan bir yerde bu sonınun nasıl
çözüleceğını bize soruyor.
Makine Kimya Enstifüsü bölgede faaliyet göstermeye başlayınea ilk önceleri köy olan Kmkköy daha sonra ilçe ve D obnuş. Yu-
kandaki iki fotoğrafta, eski Kınkköyİc günümüz Kırıkkalesi var. (Fotoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
"Kanalızasyon nedenivle yol kapalı-
dır". böyle bir tabelanın altında buluşuyo-
nız MÇP'li Beledive Başkanı Hayati Ka-
rayol ile. Karayol, yolçalışmalannı denet-
ledikten sonra belediyenin yeni hizmet bi-
nası inşaaüna götürüyor bizi. Daha otu-
rur oturmaz da "Altyapı, beledıyeler için
her zaman sorun olmuştur. Ama bizım
için kâbus oldu" diyor. '"Kınkkale Tür-
kıye'nin BM'si" sözü başkan Hayati Ka-
rayol'a ait. Nedenıni şöyle açıklıyor:
"Kentımizde Türkıye'de kaç ıl varsa
oradan yurttaşlar yaşar. MKE'nin kurul-
masıyla gelmışler ve yerleşmışler. Kınk-
kale'de ortak şehircilik duygusu yok.
Onun için de Yozgathsı başka. Çorum-
lusu başka düşünü>or. Ama ılolmakbazı
duygulan değiştırecek.
Bizim teslim aldığımızda büyük bir
borç yükü vardı. 34 mılyar 880 milyon lıra
borç ödedik İller Bankasf na. Araç parkı
tamamlandı. 800 bin metrekarenin üze-
rinde asfaltlama yapıldı. 21 mahalle var,
ama buralarda yapılanlar gözükmüyor
ki... Kınkkale yerleşmış bir şehirgörüntü-
sünden uzak. ihtıyaçlan fazla olan bır
kent. Sorunlanmızı bir çırpıda çözmek
zor."
Başkan Karayol bir yandan bize Kınk-
kale'nin sorunlannı anlatırken bir yandan
da tatil günü olmasına karşın sağa sola
emirler yağdınyor. Belediye olur da borç
olmaz mı? Kınkkale Belediyesi'nde so-
runlardan biri de borç. Karayol işçiye iki
maaş borçlan olduğunu, belediyeye gel-
diklerinde açık bulduklanru. şu ana kadar
da açığı kapatamadıklannı söylüyor. Ka-
rayol, " Toplu sözleşme farklan, memur
maaşlan ve petroldekı artışlar iki yakamı-
zı bır araya getırmedi. Eskiden bir tankeri
6 mılyona doldururken şimdi 68 milyona
dolduruyoruz" diyor.
İl olmanın faydalanndan biri de psiko-
lojik. Kınkkale'de de bu böyle olmuş. Vıt-
rinlerdekidüzenlemelerbiledeğişrniş."Ka-
saba" vıtrinı gitmiş, "il" vitrinleri gelmiş.
Kınkkale">i Kınkkale vapan MKE,
1980'e kadar 15 bine yakın işci çalıştınrken,
şimdi bu sayı 5 bine düşmüş. Bir zamardar
Kınkkale'yı Kınkkale yapan MKE. ken-
disi küçüldükçe kentı de küçültmüş.
"Devlet MKE'>i gözden çıkardığı içın
her türlü harcamayı da fuzuh sayıyor" di-
yen Belediye Başkanı Karayol, ışletmele-
rin çevTe kirliliği açısından da çok büyük
sıkıntı yarattığmı anlatıyor. Kınkkale'de
vatandaş ekmeğini sıhhatine tercih etti-
ğındcn. varatılan çevre kirliliği görmezden
geliniyormuş. Bu konuda Karayol'un an-
latbklan son derece ilginç. Hayati Kara-
yol şunlan söylüyor:
"Belediye olarak MKE'ye hıçbir cezai
yaptınm uygulamadık. Keşke daha çok
kırletşe de daha çok işçi istihdam etse de-
dik. İşsizlik çok büyük boyutta. ANAP
bunu kullanarak seçimlerde 3-0 aldı.
MKE'yı canlandıracağını, yeniden 15 bin
kişiyi alacağını sö>ledi ve başanlı da oldu-
lar."
Belediyenin sorunu bitecek gibi değil.
Şehri dolaşmak için Başkan KarayoFdan
aynbyoruz. Kınkkale'deki tek müze 29
Ekim Cumhuriyet Bayramfnda bu yıl
açılmış. Müze aîanı da Kınkkale Lisesi'-
nin bir sınıfı. Bir sınıflık müze. Kınkkale
Cumhuriyet Müzesinde ne mi var? Lisede
okuyan k'imi ünlülerin karneleri, bir dak.-
ülo, birkaç kilim. meslek lisesinin el işleri...
Müzenin en ilgi çekici parçası Kınkkale'-
nin yıllar önce ilk halini gösteren fotoğ-
rafı! Aynı açıdan Kırikkale'yi fotoğrafla-
mak için liseden aynlıyoruz. Foto muha-
biri arkadaşımız Erdoğan Köseoğlu en iyi
açıyı bulmaya çahşırken biz de sokaklar-
dâdolaşıyoruz. Hahcı bıresnaf, alışverişte
fark eden hiçbir şey olmadığını belirterek.
"İkli ilçeydı bir faydası oldu mu, bu da
tartışılır" dıyor.
Yerel Kale gazetesinin sahibi ve aynı za-
manda Türk Basın Birüği Şube Başkanı
Hasan Altıntaş. Kınkkale için "köy
azmanı" diyor. Altıntaş'ın bu konudaki
görüşleri şöyle:
"Burada halk bizi yönetiyor. Bir şeyler
yapavım dersenız halk politikacıya baskı
yapar. Burada da bölgecilik var. Kınkka-
İelı'ler ayn. Keskinh'ler ayn dernekleşme-
ve kadar vardırdılar işi. Belediye başkanı
iyi bir insan. Ama gecen gün bir sınav yap-
tı. 100 Keskinü'nin alındığmı duyduk.
MKE giderek özel sektöre ayak uydu-
racağına bankalardan borç para alıp işçi
alacaklannı öder Burasıbirâlemdir."
Eskiden bü>oik şehirlerde yol ortasın-
dan gidenlere."Hooop... Hemşerim. Kı-
nkkaleli misin" derlermiş. Şimdi artık
Kınkkalelı kaldınmlarda yürüyor. İl ol-
manın favdalanndan bin de bu mu acaba?
Tarihsel
Kimlik
K>.ınkkale'nin batısında bulu-
nan Kınk Tepesi kentin ilk kuruluş
yeridir. Yerini bugünkü Kınkkale
kentine terk eden ve 1924'ten önce
Karakaya sırtlannın kente bakan
eteğinde kurulmuş olan "Ortaköy"
kentin ilk çekirdeğını oluşturmak-
tadır. Ordu mühimmat fabrikası
için bu çevrenin seçilmesinde o ta-
rihte demiryolunun Kınkkale'nin
çok yakınında olan Yahşihan'da
bulunması ve Kızılmnak'ın
yakınlığı rol oynamışnr. Kentin
kuruluşu bir ımar planı çerçevesin-
de olmamıştır. Fabrikarun kurul-
masıvla özellikle Kınkköy'den ve
çevre köylerden gelenler Kınk-
kaJe'de kendi evlerini gelişıgüzel bir
biçimde yaparak yerleşmişler.
Kent hızlı nüfus artışıyla daha çok
doğuya ve kuzeye doğru gelişmiş-
tir. Kentin bu yönlere doğru uza-
masında Ankara-Samsun karayo-
lu önemli bır etken olmuştur.
1927-31 arasında yapılan İstasyon
ve Fabrika mahalleleri bugünkü
Kınkkale'nin çekirdeğini oluştu-
rur. 1931-41 yıllan arasında 6 ma-
halle daha ekîenmiştir.
Yöresel Yemek:
Tandırböreği
v-M. aşlı bir vatandaş Tandır Bö-
reği'nin vapılışını şöyle anlatıyor
"Hamuru az tuz, biraz su ile
karmalayıp iki yumnığunuzla öz-
leştirin, elberesini alsın dıye hamu-
ru bir çeyrek dinlendirin; sen tah-
tayı. oklavayı getirene kadar o ken-
dini toplar. İsiranınan hamuru paa
pazı kesen. dört. beş pazı yapıp bir
kenara kon. Pazının altına üstüne
un kon, ondan sonra birer birer ya-
zan, yazdığın hamuru yağlan, okla-
va gibı upuzun büken. pazılar hep
bitdimiydi onlan fîncan fincan ke-
sen, ondan sonra küçük küçük ya-
zacan. sonra onun içine çimcik çim-
cik kaşığın burnuylan kavrulmuş
kıymadan koyacan, kenannı büke-
cen sonra siniye dizecen, yüzüne de
bi dene yumurta çarpacan. fınna
verecen sıpır sıpır dökülür. Yidikçe
yiyeceğin gelir.
YAREV: ŞERNAK
DIZIYAZI
Hacettepe'de 200kişilik
sınıflarda zoraki eğitim
AYŞESAYIN
ANKARA - Hacettepe Üni-
ıversitesi, merkez ve Be>tepe
kampuslanyla ikıye bölünmüş
I bir görüntü çiziyor. Tıp, Diş He-
kimliğı, Eczacılık fakültelennın
yeraldığı Merkez Kampusu, da-
ha çok "hastaneler" bölgesi görünümün-
de. Hacettepe Ünhersıtesi Tıp Fakültesi
Hastanesı'nin yanı sıra diğer hastaneler,
bu görüntüyü tamamlıyor. Beytepe ise
yurtîan, öğrenci kafeleri ile modern bır
üniversite kampusu özelliği taşıyor.
Hacettepe Üniversitesi. öğretim elema-
nı açısından. "iyi" konumdaki ünıversite-
ler arasında yer alıyor. 8 fakülte. 7 yükse-
kokulu bünyesınde banndıran Hacettepe
Üniversitesi'nde toplam 29 bin 188 öğren-
ci öğrenim görüyor. Üniversitede, 461
profesör, 318 doçent, 275 yardıma do-
çent. 314 öğretim görevlisi, bin 239 araştır-
ma görevlisi ve 210 okutman görev yapı-
yor. Tıp Fakültesi, koridorlanna girip, "sı-
nav yorgunluğu" atan bir grup öğrenayle
söyleşiyonız. Tıp Fakültesi 3. dönem öğ-
rencileri, konuşmaya ikna oluyorlar. Ha-
cettepe'de "disiplin kuruluna verilmek,
geleceğinin kararmasıyla eş anlamlı oldu-
ğundan, öğrenciler 'ne olur, ne olmaz"
kaygısıyla isimlerinın saklı tutulmasını is-
tiyorlar. Konuşmaya başlayınca, "Sınıflar
cok kalabahk. Şu anda 180 kişilik sınıflar-
da ders yapıyoruz. 1. sınıflarda bu sayı
daha da artıyor. Tıp Fakültesi'nde en
önemli sorun bu" diyorlar. Hacettepe Tıp
Fakültesi'nin diğer tıp fakültelerine göre
avantajlı olduğunu vurguluyan öğrenci-
ler, Türkiye koşullannda "en iyi" eğitimi
aldıklanna inanıyorlar. Ancak smıf mev-
cutlannın gitgide kabarmasının. gelecek
içın "umutsuz bir tablo çizdiği" görüşün-
debırleşiyorlar.
Okul yönetimi konusunda getinlen en
büyük şikayet, "hiyerarşi." Okul yönetici-
lerinden, öğretim üveleri, asistanlara ka-
dar katı bır hiyerarşık kural işli\ or.
Sıyaşet. Hacettepelilerden uzak duru-
yor. Öğrenaler, 1980 sonrası öğrena
gençliğin zaten "depolıtize" olduğuna
dikkat çekerek "'Özellikle Tıp Fakültesi
öğrencileri politikadan uzak durmaya
özen gösteriyor.
Fırat Üniversitesi 32 dalda mezun veren çeyrek yüzyıllık
eğitim yuvası
Araştimıacıîhraçeden
üniversitesıkıııtıda
ERHAN DABAK
Hacettepe'nin kurucüsu Prof. Doğramacı'nın heykeli
ELAZIĞ - Çevrek yüzyıllık bir gecmişi bu
lunan Fırat üniversitesi. her yıl büyüyen,
"araştırmaa ihraç eden" bır üniversite.
Devlet Mühendıslik ve Mımarlık Akademisi'nin
açılmasıv la 1967 yılında kurulan Fırat Üniversitesi,
1970te Veteriner Fakültesi'ni, 1975 yılında da Fen-
Edebiyat Fakültesfni bünyesine almış. 1982 yılında
3 fakültesine bağlı 13 dalda diploma verebilen üni-
versite, bugün 32 dalda mezun veriyor. Fırat Üni-
versitesi'ne bağlı Bingöl. Tunceli, Elazığ, Muş, Ke-
ban meslek yüksekokullanyla sağlık yüksekokulu-
nun varbğı, üniversıtenin "bölgeye" de yayıldığını
gösteriyor.
Fırat Ünıversitesi'nde 38 profesör, 61 doçent, 138
yardımcı doçenç. 7 doktor. 83 öğretim görevlisi, 67
okutman, 21 uzman ve 257 araştırma görevlisi ol-
mak üzere 692 eğıtımci kadrosu. 7200 öğrenciye
ders veriyor.
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Eyüp İspir,
YÖK'ün kurulmasıyla üniversitelerin bir çatı altı-
nda toplandığı. eğitim ye öğretime addi katkılar
sağlandığı görüşünde. YÖK'ün bir diğer katkısımn,
kalıtelı eğıtimci kadrosu oluşturmak olduğunu sa-
\unan reklör İspir. buna rağmen YÖK'ün uç bü--
yük ıldekı kadro yığılmasını önleyemediğinden
yakındı. Prof. Eyüp İspir'in YÖK'le ilgili genel de-
ğerlendinnesi şövle:
"YÖK çıkmadan önce Türkıve'deki fakülteler.
akademiler arasında eğitim öğretim ycnünden reka-
bet söz konusuydu. 'Ben iyi eğitim veriyorum, sen
vermıyorsun' dıye. YÖK kanunu çıktıktan sonra bu
sıkıntılar ortadan kalkü. Bunlann beilı bazda birleş-
meleri sağlandı.
YÖK çıktığında üniversite sayısı sınırhydı. Şimdi
50'ye yakın üniversite olacak. Her ilde bir üniversi-
tenin kurulması, hem bulunduğu ile hem de çevresi-
ne katkı sağlavacaktır. Gerçi diyeceksiniz ki ekono-
mik sıkıntılar var. Bu zaten olacak. Bu işin doğası
böyle." Daha önce yurtdışına öğretim elemanı gön-
dermenin hem güç hem de az olduğunu belirten
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp İspir,
YÖK'le birlikte bu sıkıntının da büyük ölçüde
aşıldığını vurguladı. Prof. İspir, Elazığ örneğini gös-
tererek şunlan söylüyor:
"Yurtdışına gidecek eğitimcilerimizin sorunlan
vardı. Daha önce MEB'e bağlı olduğu için yurtdışı-
na gönderilecek hocalanmız belirli bir sınavdan ge-
çiyordu. Bu da sınırhydı üstelik. Ama şimdi bu so-
run da ortadan kalktı. Son 5 yılda 1500 kişi yurtdışı-
nda çeşitli branşlarda kurs görmckte, ders almakta,
master, doktora yapmaktadır.
Fırat Üniversitesi'nde okuyan öğrenciler, YÖK
konusunda farkü görüşlere sahipler. Bir grup
YÖK'ü olumlu bulurken, bir diğer grup ise eğitim
ve öğretime katkısı olmadığını savunuyor. "Diplo-
malı cühiller" yetiştirildiğini savıınan öğrencilerin
sayısı ise bir hayli fazla.
Yusuf Söylemez (Jeoloji): Üniversitemiz sosyal
yönden bir hayli yetersiz. Lısedeki arkadaşlık ha-
vasını bulamadım. Herkes bencillik içinde. Üniver-
sitedekı imkanlar yetersiz.
AhmetTuran fBiyoloji): Laboratuvarağırhklı bir
eğitim görmemize karşın yeterli laboratuvar deneyi-
mimiz yoktur.
Yaşar Kaya fBiyoloji): Bizim üniversitemizde
eğitim öğretim gerçekten za>ıf. Hocalar öğrencilerle
tam olarak ilgilenmiyorlar. Bazı hocalanmız. bizi
sanki ilkokuldaymışız gibi görüyorlar.
YARIN: Anadolu Üniversitesi