Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8EKİM1992PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ildli Öjğretimya da
Gece Öğrettmi
Normal öğretimde bile, birkaç üniversitemizin, birkaç bölümümüzün dışında,
nitelikli, çağdaş eğitim ve öğretim yaptığımız söylenemez.
Prof. Dr. ALİÖZÇELEBİ Uludağ Üniversitesi
Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırlattığı.
"Yükseköjjretim Kurumlannda İkili Öğretim
ve Gece Öğretimi Yapılması Hakkında Ka-
nun Tasansı" üniversitelere yeni ulaştı. Tasan
üstünde görüşlerimizle birlıkte, hangi dallar-
da ikili öğretim ya da gece öğretimi yapacağı-
mız soruluyor. Yasa tasansının akan sulan
durduran gerekcesinden başlayarak ele alıp
değerlendirmeye çalışacağım.
"Üniversitelere giremeyen yüzbınlerce
genç, başta BDT ve Doğu Avrupa ulkeleri ol-
mak üzere yurtdışına okumaya gidıyor. bu da
milyonlarca dolara mal oluyor... Üstelik bir-
çok dalda, bu ülkelerin eğitim düzeyı bizdeki
kadar bile değil..." deniyor. Şimdiye kadar
aklımız nerdeydi? Bu ülkede DPT, YÖK.
DİE, MEB vb. makamlar, kurumlar vardı,
var. Böyle bir şeyi önceden göremezler miydi?
Eşgüdümlü, kapsamlı çalışmalarla, uyanlar,
önerilerle ünıversıte önündeki yığılmalan ön-
leyemezler miydi? (1) Şimdı bir şeyler yapıla-
maz mı? Yani ülkenin gereksinımlerine göre
belirlenecek dallar duyurulup, ancak bu dal-
larda yurtdışına gidilmesine izin verilemez mi?
Aynca bu ışı turizm ve seyahat acentelen mi
yapmalıydı, yoksa yukarda saydığım anlı şan-
lı kurumlanmız mı? Bu konuda da bir "ban-
ker skandalı" yaşayacağız gibi geliyor bana.
Yine de ikili öğretim ya da gece öğretimi
düşüncesini olumlu karşılıyorum, çünkü ör-
neklerimizi hep orda aradığımız ABD'de, öte-
ki gelişmiş Avrupa ülkelerinde, açıkta kalan
gençlerin değıl her yaştan yurttaşın, bilgileri
eskimiş her meslekten insanın başvurabilecegi
gece üniversiteleri yıllardır var. Ancak. bizde
gündeme geldığinde, -en azından böyle bir-
denbire, enıne boyuna tartışılmadan - kimi
kaygılar duymamak da elde değıl. Bunlara
parasal düzenlemelerle ılgili maddelerden
başlayarak değınmek ıstıyorum, çünkü kor-
kanm çoğu üniversitede hangi programlann
yıneleneceğine, ülkenin gerçek gereksinimle-
rinden çok, bu parasal düzenlemeler etkin
olabilecek.
Taslağm 7. maddesi, öğrencilerden alına-
cak paralann "bir kısmı veya tamamı (...) bu
öğretimin yapıldığı yükseköğretim kurumu-
na öncelik verilmek suretiyle ünıversitelerin
cari giderlerinde kullanılır" dıyor. Aynca 13.
madde, "Yükseköğretim Yürütme Kurulu"-
nca ikili öğretim veya gece öğretimi yapılma-
sına karar verilen hallerde bu öğretim prog-
ramlannın bağlı olduğu yükseköğretim kuru-
munun bütçesine (...) gıderlennı karşılamak
üzere yeterli ödenek konulmasını" öngö-
rüyor. Üniversitelerin para içın nasıl kıvran-
dıİclannı, devletten gereksindikleri bütçenin
yansını bile koparamadıklannı. koparabil-
diklerini de serbest bırakıldıkça dilim dilim
kullandıklannı bilirsek. paralı öğretım kapısı-
nı ardma kadar açacaklannı "olabildiğince
çok öğrenci alalım da ek kaynaklar yarata-
lım..." diyebileceklerini de düşünmemiz gere-
kir.
Benzer bir durum, bu öğretimde görev ala-
cak öğretim elemanlanna doğal olarak ek
ders ücreti ödenmesini gündeme getırdiği için
de ortaya çıkacak. Taslağm 10. maddesi, gün-
düz yapılan fazla derse ödenen saat başı ücre-
tin gece öğretıminde iki ya da üç katının öden-
mesini, aynca yöneticilere, öteki çalışanlara,
en yüksek devlet memuru aylığının % 20'siy-
le % 35'i arasında ek bir ödeme yapılmasım
öngörüyor. Şu günlerde üniversitelerde rek-
törlükler, fakültelere hangi bölüm, anabilim'
anasanat dallannda ikili öğretim ya da gece
öğretimi yapmak istedıklenni, kaç öğrenci
alabileceklerini soruyor. Kimseyi suçlamak
istemiyorum, ama yakın geçmişte ek ders üc-
reti diye bir şey çıktığından ve dişe dokunur
mıktarlar ödenmeye başladığından bu yana,
kalabalık smıflann küçük gruplara bölündü-
ğü (nedense birdenbire ıdeal sayıyı, nitelikli
eğıtimı (!) düşünür olduk), lisans üstü prog-
ramlar açıldığı, bir öğretim üyesinin aynı dö-
nemde 10 hatta 20 lisans üstü tez yönettiği ya
da tersıne 1 ya da 2 öğrenciyle lisans üstü
programlar açıldığı söylendi. (Buna şaşma-
mak gerekir, çünkü bir toplumda köşe dön-
mecılik yaygınlaşınca. üniversitelere sıçrama-
ması ıçin hiçbir neden göremıyorum.)
Taslağın dördüncü maddesi, "hangi prog-v
ram(larda) ikili öğretim ya da gece öğretimi
yapılacağma her yıl en geç mart ayında ılgili
üniversite senatosunun önerisi üzerine Yükse-
köğretim Yürütme Kurulu'nca karar verilir"
diyor. Naşıl, neye, hangi verilere göre karar
verecek? Ülkenin hangi alanlarda, kaç elema-
na gereksinimi oldugunu bilecek mi? Bugüne
kadar bildı mi? Çeşitli programlann gündüz
öğretımını bitırenlerin binlercesınin işsiz oldu-
ğu yada aldığı öğretimle ilişkisiz bir işte çalış-
tığı. çoğunun, ülkenin gerçeklerine, yapısına
uygun. uygulama ağırlıklı çağdaş bir eğitim
almadığı, ezbere dayalı, düşünmeyı, sorunla-
ra çözüm üretmeyi öğretemeyen bir eğitim
aldığı bilıniyor. Örneğin, ülkede yaklaşık
12.000 ziraat mühendisinin, on binlerce ikti-
sat, işletme vb. fakülte mezununun ve daha
nicelerinin iş bulamadığı söylenıyor. En iyi
bildiğim alandan örnek vereyim: MEB Fran-
sızca ve Almanca öğretmeni almaz, bu dalla-
nn eskı öğretmenlen, okutmanlan derssiz
kabr ya da haftada iki üç saat, üç beş öğrenci-
ye ders venrken, geçen ders yılında bu dallar-
dan mezun olanlar ilkokul öğretmeni olarak
atanırken. eğitim fakültelerinin yirmiye yakın
yabancı diller öğretmenhği, fen-edebiyat ve
edebiyat fakültelerinin sayılan onu aşan Batı
dilleri ve edebiyatlan bölümlen Fransızca ve
Almanca öeretmenı üretmeyi sürdürüyor Ve
yıllardır MEB. DPT, YÖK sesini çıkarmıyor.
Şimdi ünıversiteler, yukarda değindığim ne-
denlerle bu ve benzeri dallarda gece öğretımi
açarsa ne olacak? Amaç olabildiğince çok lise
mezununu üniversitelendirmek olunca. neden
olmasın! Bir ara AT'deki oranı tutturmak içın
bol keseden sürücü belgesi dağıtmadık mı?
Bana öyle geliyor ki, her zaman olduğu gibi
acele ediyoruz, (çünkü geçici madde, "...ikili
öğretim ve gece öğretımi en geç bu kanunun
yayımı tarihini izleyen ayın sonunda başlar"
diyor) yine yeterince tartışmadan, sakıncalı,
eksıklı, kötüye kullanmaya açık bir yasa çıka-
nyoruz. Oysa şöyle yapılabılirdi:
- DPT elinde sağlıklı veriler varsa bunlan
kullanarak, yoksa araştırarak ülkenin hangi
alanlarda, hangi nitelikte elemanlara gereksi-
nimi oldugunu sağlıklı biçimde saptayabilir.
- Listeleri, en önemlı işlennden binnın bu
olması gereken YÖK aracılığıyla kamuoyuna
ve üniversitelere duvurur.
- Büyük üniversiteler ilgili alanlarda. dona-
nım ve öğretim elemanı dururr.una göre, ala-
bileceği öğrenci sayısını belırtır ve yetkınliğini
kanıtlar.
- Son aşamada, YÖK, DPT vb. ilgili bakan-
lık, kurum ve kuruluşlar yeniden bir araya ge-
lir ve karar verirler.
Yasa taslağının kötüye kullanmaya açık bir
başka maddesi olan 10. madde de "normal ör-
gün öğretimde zorunlu ders yükünü doldura-
mamış olan öğretim elemanlanna ikili öğre-
timde ders yüklerini doldurduktan sonraki
saatler ıçin ders ücreti okunur" deniyor. (Bu
doğru ve yerinde.) Ancak gece öğretimi için,
"zorunlu ders yükünü doldurmuş olma şartı
aranmaksızın ders ücreti ödenir'" diye ekleni-
yor. hem de iki ya da üç katı. İşte bu, böyle bir
yazıda anlatılamayacak eşitsizliklere. çekiş-
melere neden olabilir. Yine, dürüst, sorumlu-
luğunu bilen öğretim elemanlan yapabılecek-
leri kadar ders alırken, başkalan çeşitli düzen-
lemelerle haksız, daha doğrusu hak edilmemiş
paralar kazanabilirler.
Sonuç
Normal öğretimde bile, birkaç üniversi-
temizin, birkaç bölümümüzün dışında, nite-
likli, çağdaş.eğitim ve öğretim yaptığımız söy-
lenemez. YÖK'le bırlikte, süte su katarak ço-
ğaltmak yöntemiyle sayılannm otuza çıkan-
lmasından bu yana hızlı nitelik yitirdi üniver-
sitelerimiz. Aynı yöntemle fakülte, bölüm. öğ-
renci vb. sayılan, öğretim üyesı sayılan
arttınldı. Şimdi aynı yanlış iki biçimde yinele-
niyor: tkıli öğretim ya da gece öğretımiyle ve
açılmasına karar verilen yeni üniversıte ve fa-
kültelerle. Yanlış, yanlış. yanlış. Bu yanlışlar
ayn bir yazı konusudur.
(1) Ne ganptır kı boyle bir araşlınru devleün bu ış içın kunıl-
muş ve yüzlerre uzmana para ödeyen bir kurumundan degıl de.
TÜSİAD'dangeMt Genışkapsdmlı,gerçekçı uyanlarladolubu
önemlı rapor unutuldu •
ARADABIR
RAMISDARA
Harlı AteşLYakınmalar gün gün artıyor: "Kitap okumuyoruz!"
Ben konuya tersinden bakarak "Niye okuyalım ki?" di-
yorum. Şaşırabilirsiniz belki ama, gerekçeleri sıralayınca
sanırım bana hak vereceksiniz. İşte gerekçeler:
• Okuyanlar maddi açıdan da, manevi açıdan da ülke-
mizde tam da hak ettıklerı yerdeler!
•Okuyanların yolu nedense çok zaman tutukevlerine
ve hapishanelere çıkar.
•Okuyanlar okumazların arasında uyumsuzluğa dü-
şer; "edebiyat" ya da "felsefe yapa yapa" kafayı yedikle-
ri" yaygın söylentiler arasındadır.
•Okumak ateşle oynamaktır, çünkü özgürleştirir insa-
nı; ülkemizdeyseözgürleşmenin bedeli çok zaman maddi-
nin yanında bir de manevi işkence anlamına gelir: Tek tek
kişilerin özgürlüğü tutsak kafaların ezici çoğunluğu ara-
sında somut acı demektir
•Okumak insanın "nutkunun tutulmasına" yol açar Ki-
şiyi okumaz-susmazların yanında konuş(a)maz, ağzını
aç(a)maz duruma düşürür.
•Okumak insanın gözlerini bağlar, onu bakamaz kılar;
baksa, görecekleri görmek isteyeceklerı değildir çünkü.
Dört bir yanda, ömrünün yansını camiara bakarak geçire-
cekler için hazırlanmış 'munzam ve muntazam' bir dekor
vardır.
•Okumak dedikodu, alkol ve kumar gibi nadide' yeryü-
zü hazinelerinin yitırılmesiyle sonuçlanabilir ki, bunlarsız
yaşamanın baharatsız çiğ kofteyi yuvarlamaya çalışmak
gibi bir şey otduğunu söyler keyif ehli olanlarla, keyfetme-
yi bilenler.
•Okumak insanı şişmanlatır ya da zayıflıktan iğne ipli-
ğe döndürür Yıllık kitap yayımında "Saddam'ın Irak'ı", El
Salvador, Panama, Mozambik gibi ülkelerle birlikte en ge-
rilerde yer alan Türkiye'de, yılda yine de ders kitapları dı-
şında 6031 adet kitap yayınlanıyormuş (UNESCO raporu:
26 Ağustos 1992 tarihii Cumhurıyet); "haftada birden yılda
en çok elli iki kitap okuyabilirim" diye kara kara düşünen
"okumasever'in, stresten şişmanlama ya da mum gibi
sararıp solma dışında başka hiçbir şansı yok gibidir.
• 'Hayati ehemmiyeti haiz' son bir gerekçe daha: Oku-
mak, ülke ekonomimize darbeyle eş anlamlıdır! insanların
kupon kesiminden vazgeçip, okumak içın gazete almaya
başlamaları durumunda, dunya ekonomisiyle, boy ölçüşe-
bileceğimiz tek alan 'makas sanayiı'ndeki duraklama, 'ha-
fazanallah' ekonomımizın orta dıreğınin çökuşü anlamına
gelecektır ki, korkmayın, söz arasında Tanrının bızi bu akı-
betten koruması dileğinde bulunmuştuk!
Gördüğünüz gibi bir çırpıda dokuz gerekçe birden sıra-
landı. Aynca diieyen dilediğince uzatabilir de gerekçeleri.
Tutumunuz hâlâ, 'okumamanın neredeyse ülke sathına
yayılmış engin ve dingin denizleri' karşısında okuma ate-
şini harlı tutmaktan yanaysa, doğrusu bu inanılmaz inadı-
nızdan ötürü sızi kutlamanın dışında yapacak şey kalmı-
yor.'
PENCERE
KttHttr • SoiKrt 232 64 26 • 230 21 87
1992
BİLEK 6ÜREŞİ
TÜRKİYE ŞAMPİYONASI
[ 1M2DterAŞAMrtYMUSTJUUMSEÇM€LERİ |
• KIMAL AYAKTA - SAĞKOL (ERKERLER) -11 SİKLET
• TMIİN 19 EKİM 1992 PA2ARTESİ SAAT 9.00
• TH : KAOIKÖY CAfERAĞA SPOR SALONU
• TMTI : 18 EKİM 1992 PAZAfl SAAT: 12.00 (KAYIT MERKEZİNDE)
KAYITLAR BASLADI
KAYIT MERREZİ:
MTMMt MUH SO«»J hlUAJ KMÜIÜ
M U M U I I «tUTfI UV^OI F SMM GÖMI «HDII Mt (lAU m klMH\C**«lOtllJIİJT
İLAN
AYRANCIKADASTRO MAHKEMESİ
Sayı 1991/64 Es.
Davaalar Melik SejTek mırasçılan Fatma SeyTek ve arkadaşlan tarafin-
dan davab Hazıne aleyhıne açılmış bulunan Ayrana ılçesı, Dokuz>ol
köyü. 303,304,844.819,842,888 nolu parsellenn menı müdahale davası-
nın mahkememızde yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan
uyannca;
Meryem Taban. Yakup Çatak. Halıme Çatak ve Meryem Kara'nın
veya vanslerinin aqk adreslen belli olmadığından. tüm aramalara rağ-
men de bulunamadıklanndan. duruşma günu olan 2.11 1992 tanhınde
saat 09 00'da mahkememızde haar bulunmalan veya kendılennı bır ve-
kılle temsıl ettırmelen. ılanen teblığ tanhınden ıtıbaren 15 gün sonra yapıl-
mış sayılacağı. adı geçenler gelmedıklennde jargılamanın yokluklannda
yapılarak karar verileceğı davetı>e yenne geçmek uzere ılanen teblığ olu-
nur. 24.9.1992
Basm: 50513
RICHARDGERE
KIMBAS1K0ER
Ateşllbirtutku,
soğukkanlı btr cinayet
• Wm HH Cana |0aİM>wı «kareı
Şişil KENT
laüköf REKS - BatartöT 74 - Ç.taf fAFM
MMaMETROSiMmıtaflitfa
YON RON HOWARD
UZAK UFUKLARKjdlko, JUHfTT»
Oonanbey UTÎ
Beyojlu »TUJ
ÇemberMaş ( A f U
Bjkırtöy KIIK
ANKAfl* KTMPM.
,3360682) 11 00-13 «5-1630-1915-21 45
(2479947) 11 »1330-16 15-1M0-21 45
(243 75761 1-»14 00-16 30-1*00-21 X
'51626601 1100-1330-1600-1(30-2100
(572 18 63) 11 00-13 30-16 15-18 45-21 30
I425 74 7» 12 15-15 15-18 15-21 15
1 İ S T A N B U L B E L E D I \ _ _
LJŞ E H İ R T İ Y A T R O L A R I
Kadıköy Haldun Toner
Sahnesi (349 04 63)
Lyle KESSLER
ÇIKMAZ SOKAK
ÇOCUKLARI
' Türkçesi-AJiNEYZİ
Yöneten Gencay GÜRÜN
(6-7-8-9-10-11 Ekim)
Gaziosmanpcışa
Sahnesi (578 60 67)
Gülsûn SİREN
AİLE
ŞEREFİ
Yöneten Engin GÜRMEN
(9-10-11 Ekım)
Üsküdar Musahipzade Celol Sahnesi (333 03 97)
ŞefikONAT
HÜZÜNLÜ BİR KOMEDİ
Yöneten : Başar SABUNCU (6-7-S-9-10 Ekım)
VVilly RUSSELL
B İ R K A D I N Yöneten : Çetin İPEKKAYA
Türkçesi:Semra KARAMÜRSEL (11 EkimPazar)
0yı» GteUri: SalııS.M - Ç»rfj«fca:15.0O-20.30
GİŞELER.TİYATRO GİŞELERİNİN DIŞINDA VAKK0RAMA
TAKSİM (MERKEZ) VE KADIKÖY HALDUN TANER (MERKEZ)
SlŞElfRlNDE DE BİLHSATİLMAKTADIR
Vücudun % 9ff»ıı olufturan SU... Ve her an paHamaya hazr.
PIERCE BROSNAN • Yön^HRISTlAN DUGUAY
Gstıaı _.
HjK.H4j.14jlI I
157ÎH3»]
namuı
HJ»llBIU(kl7J»ltJlM1.15
IIN-I4.IS-UX1UMI.I5 2. HAFTA
I1JI44JD.|ݻ114U1.45
IİİH3J0-H0H13M1.I5
ANAHTAR 12.HAHA
Hep Oğreniyoruz,
Ne Zaman Bileceğiz?..
Ortadoğu'da tarih yeniden yazılıyor. 20'nci yüzyilın
başında değil, sonundayız; ama, emperyalizmin kural-
larında bir değişiklik yok; gelişme var.
1919'da koşullar başkaydı; Anadolu ihtilali'n\ Sov-
yetler destekledi, Bolşeviklere göre Kemalist direniş,
antiemperyalist savaş niteliğindeydi. Oysa bugün dün-
ya sosyalizminin elinde eskisi gibi bir ölçüt yok!.. Etnik
çatışmalar her yanda sürüyor; hangisi emperyalizme
karşı, hangisi hizmetınde? Sap ile saman birbirine ka-
rışıyor.
Peki, hiçbir ölçü yok mu?
Var.
Etnik kavgayı sınıfsallığın üstüne çıkaran her eylem,
emperyalizmin işine yarar.
•
Ortadoğu petrol bölgesi. Amerika'nın elinin altında
bulunması gerekıyor, parçala, böi ve yönet' kuralı her
zaman geçerlı Pekı, şımdı ne oluyor? Irak'ta petrol
kaynaklarının bulunduğu bölgede Vaşington'un güdü-
müyle bır Kürt devleti kuruluyor; emperyalizmin göze-
timi altında her şey tıkır tıkır yürüyor; Çekiç Güç'
Adana'da üslenmiştır; PKK saldırıları son bir yılda do-
ruğuna tırmanmıştır: Anadolu'da Türk-Kürt kavgası
pompalanıyor.
Niçin?
Demokratik yöntemleri zorlamak varken ve Anadolu
emekçileri sınıfsallığın bilincinde toparlanacakken,
neden etnik çelişkıyi öne çıkaran kanlı terör gündeme
giriyor? Ankara, dara düşüyor, Vaşington'un her iste-
ğine evet' diyecek kadar köşeye sıkışıyor. Tam bu sı-
rada devreye Kuzey Irak Kürtlerinin feodal temsilcileri
Barzani ile Talabani katılıyorlar; Ankara ile Vaşington
arasında mekik dokuyorlar; Türkiye, teslim bayrağını
çekmiştir; ABD'nin vesayeti altında Kürt Devleti'nin
çekırdeği Adanada yuvalanan 'Çekıç Guç'ün gözetim
ve denetimı altında gerçekleşiyor; bölgenin petrol kay-
nakları, feodal Kurt yönetiminin aracılığıyla güvence-
ye bağlanmıştır.
Saddam, artık hava alsın!..
Peki, PKK'nın durumu ne?
•
PKK, sakın hiç istemediği bir sonuca ulaşılması yo-
lunda kullanılmış olmasın'' Kullanıldıktan sonra da
tasfiye edilerek devreden çıkarılmasın?
Anadolu'da Türk ile Kürt birbirini öldürüyor. Kuzey
^^^^^m—mmm^^^^^m Irak'ta Kürt ile Kürt neden bir-
birini öldürüyor? Peşmerge-
ler ile PKK'lılar niçin birbirle-
rine acımıyorlar? Vaşington,
Ankara ustunden Adana'ya
yerleşıyor, Kuzey Irak'ta yu-
valanmak içın Kürt ile Kürdü
birbirine kırdırıyor.
Çin işi Japon işi.
Bunu yapan hangi kişi?
PKK lideri Apo bu soruların
yanıtlarını biliyor; durakla-
madanyanıtlıyor'
"- Emperyalizmin Güney
Kürdistan'da bir model geliş-
tirdıği, ABD'nin özellikle bu
modelı hazırladığı, Barzani
ve Talabani önderliğinde uy-
gulamaya geçirmek istediği
ve Türkiye'de özellikle özal
kanadı yoluyla buna ortak et-
mek istedıkleri, Musul-Ker-
kük meselesini de yine bu
çerçevede halletmek istedik-
leri bilinmektedır."(Özgur
Gundem, 7.10.1992;
MaşallahL
\O\ I.I1.IHM7.\\UK mi( l IAHTON un mu/ıjnle
UYGUNSUZ
YOLLARB«yo4lu KTttLU 125'32401 12 15-1430-1645-19O0-21 15
OsmantMyUÜ 12479665ı 1' 00-1330-'600-1«30-21 45 .
«Mıkoy ( M 33S9C-6. 113O-1415-1630-1900-21X
» N R KTMfOl 425-4-8ı 1200-1430-17 00-1915-21»
JHEL fifBSOIV OANNYELOVER
Mulhif ıkılî yine büyülayıci.
CEHENNEM SİIAH1
1ETHM. WEAP0N r
2. HAFTA
1ZOO- 43O170CMI
1 » 4 CO-'«]& 8
258 69 87
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
TAŞ YILLAR
Yön F^NTALISVOULGARIS
THEMİS BAZAKA
VENEDk-En İyi Kadın Oyuncu
Jûn Öm Ödûtt
SEUNİK-En lyı Fılm, En lyı
Yönctmen. En lyı Kadın Oyuncu
13.00-15 30-18 00-20 30
STUDIO Hyotrasu
ŞAHİKA HKAND
ıle oyunculuk
SEÇMELER
1O-11 Ekim
246 77 25
KKIAM FkMİDAÖITlMINDA
249 50 33
İSTANBUL
DEVLET
TİYATROSU
AKÜ BUVÜK SALOİİ
251 56 00/254
Cmt: 21.30. Pazor 1400.19.00
Aziz Nosin
YAJAR NE YAŞAR
NE YAŞAMAI
Yönalan: K«non \ftk
Müzik: Timur Selçuk
10,11,17, 18 Ekim
AKMKONSERSALOfJU
251 56 00/254
Cmt: 19.30, Pozar 1600
.. ..Irolavin w
OLUM TUZAGI
Türkçesi: Hole Kuntay
Yöneten: Kartol Tibot
10,11 Ekim
•
PafeHck Süskind
KONTRABAS
Türkçesi: Hale Kunta/
Yöneten: Mehn Belgin
17,18 Ekim
AYRCA B t H SAT1Ş:
VaUıonma Tataim: 251 15 71
Vattonma SuodiyK 360 90 90
G U i D . : 5 5 9 95 60/11 04
TAKSİM SAHNESİ
249 69 44
Sol, Çor, Per, Com: 20 30
Cmt 15 00.20.30. Pazar 1500
Barboro ScholtonMd
Türkçesi Sevgi Sonlı
YEDI KADIN M » U ^
Yöneten Engin Cezzar
Müzik: Cem Idiz
Koreogrofı:Aydın Teker
6,7I,ri»Tl,l3,İ4, (5,14,17,18 Ü ı
AKAI0DATIVATRO5U
2515600/254
Sal, Çor, Per, Com: 19.00
Crm 15.00,1900 Paıar 15 00
Ulvan Orkeny
KEDI OYUNÜ
Türkçejı Foruk Ersöz
Yöneten. Can Gürzap
13.14.15.16,17.18 Ekim
Y1LDIZ SARAVI IlVATROSü
249 6944-258 30 80
Car, Per, Cum: 19.00
Aishylos
ORESTEIA
Türkçesi: Ebru Sonuç
Yön: Muslafa Avkıran
7.8,9 Ekim
•
Patrick Süskind
KONTRABAS
U,15,16Ekim
Sinema
Tiyatro
Gösteri
Sinema
Tiyatro
Gösteri
232 64 26
23O 21 »7
İSTANBUL
BUYUKŞEHIR BELEDIYESİ
CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU
8 Ekim 1992 Saat 19.00
SOFYARADYO
SENFONİORKESTRASI
Şef: Vaaail KAZANDJIEV
Solist: Ivan DKENÎKOV/Pıyano
Greshurin, Grieg, Vîodigerov,
Ravel
Bileilen 80.000.- SO.OOO.- 4O.0XM.-
10 Ekim 1992 Saat 20.00
ELISABETH
LEONSKAJA
(Piyano Resıtalı)
Beethoven, Chopm-Mussorgskı
BUetlan 8O.0O0.- 40.0O0.- 3O.0O0.-
11 Ekim 1992 Saat 15.0O-20.0O
18 Ekim 1992 Saat 20.00
TÜRKUAZMODEBN
DANSTOPLULUĞU
Sanat Yönetmeni: Aysun ASLAN
Koreograflar: Dilek EVGİN,
Duygu AYKAL, Selçuk BORAK,
Aysun ASLAN
Biletlars 75.0OO.- 60.000.- SO.OOO.-
12 Ekim 1992 Saat 19.00
BRUNOLEONARDO
GELBER
(Piyano Retıtali)
Beethoven Programı
BUetlert 6O.0OO.- 40UMM.- SO.OOO.-
19 Kasım 1992 Saat 19.00
ZAGREBSOLİSTLERİ
ODAORKESTRASI
Sorkocevic, Barber, Bach,
Brahms
BUeUert 60.000.- 40.000.- SOJ>OO.-
20 Kasıın 1992 Saat 19.00
ZAGREB SOLİSTLERİ
ODAORKESTRASI
Locatelli, Rameau,
Papandopulo, Martinu, Britten
BlfeUart 8O.0O0.- 40.000.- SO.OOO.-
Bilat Satif Y«rl«riı
aK Kats* SdonK (2a 53 H) • UM Ims* Gq*si: (25110 23) • Hddun Tmr SdmB Uikif 349 04 43
(öğrvnci, SğratmMi v « •nwklil«r« % 5 0 indirim)
HergOn tacfr. 10.00 ile 18.00 ara.ı yukanda bJirtiUn gisJarden temin ediUbilir.
Kimi zaman öznel açıdan
antiemperyalist gibi görünen
eylem, nesnel olarak emper-
yalizmin işine yarayabilir.
Dünya tarihinde çok örneği
var. Anadolu'da Türk ve Kürt
arasındaki sınıfsal dayanış-
mayı hiçesayarak etnik çatış-
mayı öne çıkaranlar, şimdi
ektiklerini biçiyorlar. Vaşing-
ton, bir satranç ustası gibi
Ortadoğu'daki taşları kulla-
"narak planını uyguladı; PKK'-
nın son aylardaki eylemli
kalkışması sonucunu verdi.
Sınıfsal ayraç, emperyaliz-
min gerçeklığı hesaplanarak
kullanıldığı zaman, en doğru
yol göstericidir.
Kuzey Irak'taki Kürt Devleti
şimdi iki işlevi üstlenecek. Bi-
rincisi: Petrol kaynaklarını
Amerika hesabına güvence-
ye alacak. Ikincisi: Irak'ta,
Vaşington'un istediği federal
devlet yapısını kurmak için
kullanılacak...
Emperyalizmin büyük us-
talarından öğreneceğimiz
daha çok şey var; ama, aklı-
ma eski Yunan bilgesinin
özdeyışi geliyor; Eudemoni-
dasdemişki:
"-Bu adam hâlâ öğreniyor,
ne zaman bilecek?"
İNGtLİZCE'yl 8 «jrda
koavşoa aizi
Amcrikab
dostfauuuzi»
tauştnlum»
Bahariye Cad. 62/3
349 59 3S
34 AZR 46 plakah
arabamın ruhsatını
5.10.1992 günü kaybettim.
Hükümsüzdar.
ZEYNEP NURGÜN
SINMAZ
9/794 sayıh gümrük
komisyoncusu karnemi
5.10.1992 günü zayi ettim.
Hükümsüzdür.
tSMAİL NUSRET SINMAZ
1992-1993
Güzel Konuşma (Diksiyon)
Çalışmalan
Basın Müzesi Çemberlitaş
Tel: 513 84 58
0015 nolu Sarı Basın
Kartımı Kaybettira.
Hükümsüzdür.
AYŞENUR UYANIK
(ASLAN}
SAHİBİNDEN
Bahçelıevler. Soğanlı mahallesınde
4500 kapasıtelı tam faal çalışmakta
olan fınn ortak alınabılırur veya
tamdmen satılıktır.
Tel 5021815.
Bursa Trafik Şubesi'nden
aldığım ve 1987 tarihinde
Istanbul'da değiştirdiğim
7227 sayıh 24.9.1964
tarihii sürücü belgemi
5.10.1992 günü kaybettim.
Hükümsüzdür.
İSMAİL NUSRET SINMAZ
1992-1993
Tiyatro Çalışmalan
Basın Müzesi Çemberlitaş
Tel: 513 84 58
1992-1993
Resim Çalışmalan
Basın Müzesi Çemberlitaş
Tel: 513 84 58