Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz sahibi; Beri» N»di • Genel Yayın Yönetmeni: özfen At»r • Genel Istanbul Haberleri: ŞeMy KaOUa Dış Haberler: Ergu Bala Iş-Ekonomı: Şikru Kctend Yun Basun: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. • Yayımlaytm Yeni Gün Habeı
Yayro Koontinatörü: Hlkmct Çetiakaya • Yaa tjleri Mudürü: Cclai Başiugif Haberleri: Meknet Sanf Kültür: Cetel Üster Makaleler: SamJ Ktnönn Spor: AbdilluHİir Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Türkocagı Cad. 39/41 CagaJoğlu 34334 tst. PK: 246
• Görsel Yönetmen: AU Ac«r • Düzenlerae: Muslaf» S«il»mer Yacelnuuı Düzelune Abdufl*k Yaocı • Müessese Mudur V: Erol Erkut • Koordınatör tstanbuİATel. 512 05 05 (20 hat), Tel«: 22246, Fax: (I) 526 60 72 • Btimlar A l k n Z.
• Ankara Temsıkasi: Cüeyt Areajurek Haber Müdürteır MuUfa Baibay, Aknet Kornbu • Muhasebe: Bakat Vener • Idare: Huseyin Garer • lşlclrae Önder Gökalp Blv. tnkılap S. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 •
Ijık Kıaıu İzmir Temsilci V.. Serdar Kızık Adana Temsilcisi. Çetik • Bılgi-Ijlcm: >ail t n l Bügisayar Sistem: Müıivet Çikr • Persond: Scrgi tzmin H. Ziya Blv 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Telct: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adaaa:
Çtü» YHt»o*l« Bostamaotlo • Reklam: Itefca Işılmu Inonu Cad. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Telc*: 62155, Fsc (71) 59 25 78
TAKVİM:25EKİM 1992 İmsak:4.54 Güneş:8.19 Öğle: 11.53 İkindi. 14.48 Akşam: 17.17 Yatsı. 18.37
Kımızla gelen
sağlık
• ANKARA (ANK A) - Orta
Asya kökenh kımızın ıçerdiği
gruba \itaminleri, kalsiyum,
çeşitli asıtler ve antibiyotik
elkili maddeler nedeniyle
"tam degerli" besin olduğu
bıldirildi. Ege Üniversıtesi
Mühendislik Fakültesi Gıda
Mühendisliğı Bölümü"nde
yapılan "Kırnız ve
beslemedeki önemi" konulu
araştırma sonuçlanna göre
kımız çeşitli mıde. bağırsak,
sinir sistemi, dolaşım
hasiahklan ıle veremın bazı
türlerinde iyıleştirici etkısi
bulunuyor.
Hamilelikte
demir
• ANKAA(ANKA)-
Kadınlann gebelik sırasında
yüksek oranda demır
kaybetmeleri nedenıyle
anemi ile karşı karşıya
kaldıklan bıldirildi.
Hacettepe Cnıversitesi
Sağlık Teknolojisi
Yüksekokulu MüdürüProf.
Dr. Sevınç Yücesanın
"Türkıye'de beslenme
sorunlan" başlıklı
araştırmasında Tükıye'de
gebe kadınlann yüzde
73.9"ununanemı
durumunda bulunduğu bu
oranınemziklıkadınlardada
yüzd 65 olduğu belirtildi.
Osmanlı kadını
tfa feministti
• ANKARA (ANKA)-
Kadınlann gcçmışte haklan
için mücadeîe etmedikleri ve
bu nedenle kendilenne
verilenhaklanndeğerini
bılmedikleri şeklindeki
söylemlerin bütünüyledoğru
olamadığı. Osmanh'da
kadınlann haklan için
mücadeîe ettikJerive .
örgütlenerek birkadın
hareketi başlattıklan
bıldınldi İstanbul
L'niversıtesi Kadın Sorunlan
Araşiınna ve Uygulama
Merkezi öğretım üyelennden
Dr. Serpil Çakır, Türk Sosyal
Bılımler Derneğı'nin
duzenlediği "3"üncü Ulusal
Sosyal Bilimlcr
Kongresfnde, "Osmanlı
Kadın Hareketi" konulu bir
bildiri sundu. Dr. Serpil
Çakır. Batı ülkelerinde kadın
hareketin ortaya çıkaran
sosyal, sıyasal, ekonomik.
kültürelgelişimve
dcğışimlerin 19'uncu
yüzyılda Osmanlı
toplumundadavar
olduğunu belirtti.
Barış Manço'ya
Fransa'dan
nişan
IİSTANBUL(AA)-Ünlü
sanatçı Banş Manço, Fransız
Milli Eğitım ve Kültür
Bakanı Jack Lang tarafından
verilen "Fransız Sanat ve
Edebıyat Şövalyesi" nışanını
aldı. Banş Manço. "Verifen
ruşanın önemini biliyorum.
Fransa'nın böyle bir nışanı
bana layık görmesinden
büyük mutluluk
duyuyorum"dedi.
Fazla vitamin
zararlı
• ERZURLM(AA).
Atatürk ÜnıversitesiZiraat
Fakültesi Gıda Bilimı ve
Teknolojı Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Hüsnü
Yusuf Gökalp. her besin
öğesını gereğınden fazla
tüketmenın zararlı olduğunu
belirterek "vıtaminlerin
gereğınden fazla alınması
zararhdır' dedı. Prof.
Gökalp. dengeli beslenmenin
değişık besm öğelerinden
gereği kadar alınması
anlamına geldiğini söyledi.
Kafıverengi
yumurta
besleyici
• ANKARA (ANKA)-
Yumurta çeşıtleri üzenne
yapıian araştırmalar
kahverengi kabuklu
yumurtada beyaz kabuklu
yumurtaya oranla daha fazla
vitamını bulunduğunu
ortaya çıkardı. "Yumurtanın
a vitamini içeriğine tavuk
cinsi kaplama metodu ve
depolama koşullannm
etkısi" konulu araştırmada.
ikı ay n cins tavuktan alınan
beyaz ve kahverengi
yumurtalarayda birkeza
vitamini analizleri yapıldı.
Oda ve buzdolabı
koşullannda ayn ayn
bekletilen yumurtalann
kahverengi ve beyaz aynmı
olmaksızın,düşük sıcaklıkta
bekletilenlerde, a vitamini
kaybının daha az olduğu.
sıcak ortamda bekletilen
yumurtalardaisea
vitaminınin korunamadığı
bclırlendi.
1993 yazında şıklığın parolası
Her şey kıpırkıpır,crvılcrvıl
Mevsımin en önemli olaylanndan biri, Lagerfekfin yeniden Chloe koleksiyonunu
hazırlamasıydL
Volanlar, şömizyeler, kollu kolsuzyazmantolan,
alabildiğine yelekler. Yeleklerin üstünde ceketler ve
mantolar, hafıf uçucu...
Ya da ceketlerin ve mantolann üstünde yelekler...
Artık nasıl denk gelirse.. .Kat kat ve kıpır kıpır...
Sutyenler, korse gibi bustiyerler, Çingene eteği gibi
renk renk, kat kat, desen desen etekler...
NECLÂ SEYHUN
PARlS - Paris moda dünyası bu sonbahar kıpır kıpır.. Olaylar öyle.
modeller öyle. Bir defa bu mev sim Karl Lagerfeld on yıl önce aynldığj
Chloemodaevınegeri döndü. Bundan böyleChanel ve Lagerfeld
modaevlerinin vanında Chloe'nın de stiİıstlığini gene o yapacak.
On yıl önce yalruzca Chloe' için çizerdi. Sonra Chanel'ın stılıstliğı teklif
edildi, ama Lagerfeld'e süksesinin doruğunda Chloe'yı pattadak bırakıp
Chanel'e geçti. Bu arada kendi adma da bır moda evı açtı. O gün bugündür
kendi modaevinde büv ük bir başan kazandığı söy lcnemez.
Ama Chanel'deki ışi bir ay bocalamadan sonra rayına oturdu.
Modaevinin, Chanel'in ölümünden sonra hızla düşen itiban yeniden
yükseldi.
Yeniden ilginın odak noktası oldu Chanel. Zaman zaman Chanel'e hıç
uymayacak modeller sunuldu, ama eninde sonanda Chanel modaevini
canlandıran bir transfer oldu bu. Taze bir kan... Bu transfer başansı Ferre'yi
de Dior'un başına getırdi.
Bu arada Lagerfeld'in aynlışı ile Chloe tam bır kavgaya sürüklendı.
Durmadan stilist değiştirdi Işte Lagerfeld yeniden Chloe sahnesınde!
Bir koltukta iki karpuz taşıyan Lagerfeld'e bu sonbahar üçüncü karpuz
eklendi böylece. Modacı aynı anda. ayn havada üç koleksıyon sundu bu
sonbahar. Herkes özellikle Chloe' için ne yaptığı merak ediyordu.
Sanatçı Bottiçelli'nin tablolan havasında romantik birkoleksiyonlaçıktı
karşımıza. İyi ya da kötü olduğu tartışması daha birzaman sürer.
Paris'in moda konusunda şu anda bir başka dedikodusu Balmain
modaevi ile ilgili. Balmain'in ölümünden sonra koleksiyonlan hazırlayan
Eric Mortansen (yıllardır Balmaın'in sağ koluydu zaten) idarecilerle ters
düşüp görkemli bir son defileyle Balmain'den aynldıgından beri
modaevinin yüzü gülmedı.
Bir iki stilist denemesi tam bir fıyasko ile sonuçlanınca, şimdi modaevinin
yöneticileri kurtancıyı okyanus ötesinde any.orlar.
Balmain modaevinin stilistliği Amerikalı modacı Oscarde la Renta'ya
teklif edilmiş. Paris moda dünyası busöylentiyleçalkalanıyor şimdi.
Bakalım "Paris'te bir Amenkah" olacak mı? Film dünyasında evet de.
moda dünyasındaişitılmış şey değilbu!..
Scherrer modaevinin otuzuncu yılıydı bu mevsim. Modaa podyumda
bunu kutladı.
Sonra... Sonra Adjani Ferre'nin defilesındepod\'uma çıktı. Sonra Gaultıer
gene görenleri çileden çıkaran şeyler yaptı podyumda. Çıplak gjysilerinın (!)
çirkinliği anlatılır gibi değil.
Frize saçlardan yapılan eteklen ile de pek hınzırca bir keyifduymuş olmalı.
Sahnode. kendi bile gi>ip bu etekleçıktıkian sonra...
Evet olaylarla kıpır kıpırdı Paris, modellerlede...
Hemen her yanda bir sevinç vardı. 93 yazı neşeli bu yaz. Moda açısından
bakınca. Her şey kıpır kıpır... Her şey cıvıl cı vıl... Sutyenler, korse gibi
bustiyerler. Çingene eteği gibi renk renk, kat kat,
desen desen etekler...
Volanlar. şömizyeler, kojlu kolsuz yaz mantolan, alabildiğine yelekler.
Yeleklerin üstünde ceketler ve mantolar, hafif uçucu... Ya da ceketlerin ve
mantolann üstünde yelekler.. Artık nasıl denk gelirse...
Kat kat ve kıpır kıpır... 93 yazında şıklığın parolası bu!..
Scherrer, otuzuncu yılını kutladı bu sonbahar.
Modacının 93 yazı için şortlu, emprime modeH.
Aynlmalann, öfkelerin, sevinçlerin, ilk buluşmalann mekanlan
Yaşamın taııığı meydanlar• İki yüzyıllık geçmişlerine
rağmen Istanbul meydan-
lannın adlan var, kendileri
yok. Kentleşmenin, kent in-
sanının iletişiminin vazgeçil-
mez koşulu olmalan bile
yazgılannı değiştirmiyor. Ya
Taksim, Aksaray gibi trafık
düzenlemesine ya da Beyazıt,
Sultanahmet, Eminönü gibi
işportaya kurban gidiyorlar.
BERATGÜNÇIKAN
Onlan, hep politik işlevienyle tanıyo-
nız. Darbecilerle. ilişkileri sıkıfıkı. Ha-
san Mutlucan'ın lürküleriyle
uyandığımız sabahlarda bir bakıyoruz.
bir gün öncesinin rengârenk ınsanlan-
nın yerini hâkililer almış, zemmine artık
yumurta. yüksek. ince topuklar değil.
postallar basıyor. 16 Mart'larda, 1 Ma-
yıs'larda neşeli, coşkulu. uçan kalaba-
lıklara kucak açıyorlar, bu kucakla-
manın kana bulanacağını bile bile...
Meydanlar. gidilmeyen randevulann.
aynlmalann, ilk buluşmalann, düş-
melerin, silkinip kalkmalann, dilenme-
lerin, öfkelerin. sevinçlerin sessiz tanık-
lan.
İki yüzyıllık geçmişlerine rağmen,
İstanbul meydanlannın adian var. ken-
dileri yok. Kentleşmenin, kent ınsanının
ileüşiminin vazğeçilmez koşulu olma-
lan bile yazgılannı değiştirmiyor. Ya
Taksim. Aksaray gibi trafik düzenleme-
sine >a da Beyazıt, Sultanahmet.
Eminönü gibi işportaya kurban gidi-
yorlar.
Dışadönükyapıyadoğnı
Meydanlann, İslamı aıleyapısının da
etkisiyle içe dönük kent yapısını kırması
18. yüzyıla dayanıyor. Padişahlar tara-
fından kentin merkezi yerlerine çeşme-
ler yaptınlıyor. Bu çeşmelenn etrafında
oluşan alanlarda açılan kahvehaneler
de kadını olmasa bile erkeğı evinden
alıp bu meydanlara taşıyor. Bır yüzyıl
sonra da surlann içine hapsedilmiş anıt-
sal doku, padişahlann artık Topkapı
Sarayı'ndan bıkıp kendilerine Boğazi-
çi'nde saraylar yaptırmalanyla kendini
dışavuruyor.
Mimar Sinan Üniversitesi, Fen-Ede-
biyat Fakülteşi Arkeoloji ve Sanat Tari-
hi Bölümü Öğretim Görevlisi Necla
Arslan. yangınlarla yok olan ahşap ev-
lerini, mahallelerini aynı malzemeyi
kullanarak aynı yerde kurmalannı ör-
nekleycrek Osmanlı tebasının tutuculu-
'Türk halkı enayidir'dediği için, doktorun
1 liralık tazminat davası açtığı Aziz Nesin:
Hep dikine gittiğimiçin,
en büyük enayi benim
MERTALİBAŞARIR
Meydanlar ya trafik düzenlemesine ya da işportaya kurban gidiyorlar. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
ğunu anımsatarak şöyle konuşuyor:
"Meydan çeşmeleriyle oluşmaya baş-
layan açık alanlarda modern devlete gi-
diş olgusu yatar. Denize açık düzenle-
me. geleneksel binalardan çağdaş yaşa-
ma geçişin yolunu açtı. Hükümet ko-
naklannın inşasıyla da meydanlar ger-
çek dışa dönüklüğe kavuştu. Ama anıt-
lar hep yabancı kaldı Osmanlıya. Batı'-
da anıtlarla simgeleşen meydan anlayışı
İstanbul'a ancak 20 yüzyılda gelebil-
dı."
Taksim, anıtlı ilk meydan
Taksim, İstanbul'un anıtb ilk mey-
danı. Cumhuriyetin kuruluşunu simge-
leyen bu anıt bugün trafik ağının ıçinde
bir meydandan çok "süs" işlevi gö-
rüyor. Gezi parkı bile Taksim'e bir mey-
dan işlevi kazandıramıyor. Beyazıt
Meydanfnda yapılmaya çalışıian ise
196O'lı yıllarda Turgut Cansever'in
haarladığı projeye yakın birdüzenleme.
Bu meydan. otopark olarak kullanım-
dan kurtanlmasına, çağdaş kent mobil-
yalannın ve aydınlatma gereçlerinin
kullanılmasına karşın başansızlık örne-
Sultanahmet, tarihsel dokusunun
sağladığı ayncalıkla bugün de işlevini
koruyan tek meydan. Turist araçlannca
otopark olarak kullanılması meydarun
en önemli sorunu. Bu sorun da Anakent
Belediyesi'nın yeni haarladığı ve turizm
sezonunun bitiminde uygulamaya ko-
nulacak projeyle çözüme ulaşacak. Pro-
jeye göre At Meydanı, doğal granitle
döşenecek, aydınlatma ve oturma grup-
lannda tarihı dokuyu bozmayacak mal-
zerneye ağırlık verilecek. Aksaray-Sir-
keci tramvay hattı içinde Cankurtaran
Meydanı'na kadar ara sokaklann da
döşeme kabplan değiştirilecek. Trafiğe
kapatılan Ortaköy ve Kumkapı mey-
danlan ise insanlar arası iletişimi kolay-
laştırma işlevini meyhane ve kahveha-
neleriyle sürdürüyor.
'Meydanın yerini kavşak aldı'
Meydanlar. bugün kentleşmenin ge-
reklerini yerine getirebiliyor mu? Bu so-
ruya Murat Belge, "hayır" yanıtmı veri-
yor. Son yıllarda meydan değil, kavşak-
lar yapıldıgını söyleyen Belge, "Trafik
her şeye hakım olunca böyle bır sonuç
ortaya çıkıyor. Başka ülİcelerde mey-
danlar hayattır. ama biz modern şehir-
ciliği kesinlikle beceremiyoruz. Bugün.
kavşak yapamadıklan için Sultanah-
met, meydan olma özelliğini koruyor.
Beyazıt Meydanı ise geçmişte daha
güzeldi" diyor.
Osmanlı'nın Bizans'tan forumlan ve
bulvarlanyla tam bir Roma kentı
aldığını anımsatan Çelik Gülersoy iseşu
açıklamayı yapıyor:
Sempatik, ama disiplinsiz
"Bu geometrik planı Osmanlı çok
geçmeden göçebe yerleşime çevirdi. Ye-
şil ve sempatik ama en ufak disiplinden
yoksun bır tablo çıktı ortaya. Meydan-
lar yok oldu. Fotoğrafın başladığı
1840'lar İstanbul'una bile bakın Sulta-
nahmet Meydanı'nın ahşap evciklerle
dolu görürsünüz. Bugünkü daracık Di-
van yolunun ortasında da bir dizi tahta
ev vardır. Abdülaziz'in Avnıpa'>T gör-
mesinden sonra bir uyanış ve değişım
başladı. İlk kamulaştırmalar onunla,
Paris ve Londra'ya giden Hariciye
Naan Keçecizade Fuat Paşa'ya aittir.
Ondan bu yana yöneticıler durmadan
bir yerleri yıkıyor. Yani Batı'nın sadece
bir yönünü alabildik, boşluk açmak.
Bunu marifet sayıyoruz. Bulvar ve mey-
dan estetiği kavramı bize girmedi. Tar-
labaşı kargaşasının bulvar diye nitelen-
dirildiği bir şehırde ben size ne söyleye-
bilirim?"
Yetmış yedi yıllık yaşamı
boyunca girmediği dava, ka-
tılmadığı polemik kalmayan
Aziz Nesin'in son olarak bir
gazetede yayımlanan röporta-
jında "Türk halkı enayidir"
demesi bazı köşe yazarlannda
ve kımi çevrelerde abnganlığa
yol açtı. Bursalı doktor Tah-
sin Bulut da yazara "bir lira-
lık" manevi tazminat davası
açarak bu alınganlann arası-
na katıldı. Aaz Nesın'lesöyle-
şı için gittiği Hollanda ve Bel-
çika dönüşünde Nişantaşı"-
ndaki evinde buluşup Ça-
talca'daki vakfına hareket
ediyoruz. Vakıftaki çahşma
odasında Nesin'i on günlük
birikmiş gazete ve dergilerle.
biryığınmektupbekliyor. Us-
ta davalı Aziz Nesin'in mek-
tuplar arasın-
dan kendisine
Bursa 5. Sulh
Hukuk Ha-
kimliğı'nden
gelen yazıyı
bulması fazla
zamanını al-
mıyor. Doktor
Tahsin Bulut'-
un "enayi"
yakıştırmasına
açtığı "bir lira-
lık" manevi
tazminat da-
vası 11 Ka-
sım'da Bursa'-
da görülmeye
başlanacak.
Aziz Nesin'in
Bursa'daki
mahkeme için
ilk değerlen-
dirmesi "Za-
ten vılayet sa-
yısını aritırdı-
İar. Her vila-
yette bır "enayi' çıkar da bir
dava açarsa ben vilayet vila-
yet dolaşacak mıyım" oluyor.
Buradan yola çıkıp Aziz Ne-
sin'le "enayilik üzerine" bir
çeşitleme yapıyoruz:
-1940'lardan bu yana şu
anda 96.'sını hazırladığınız ki-
tabınız da dahıl olmak üzere
yapıtlannızda yer alan öykü-
lennız, taşlamalannız ve
oyunlannız daha ıyılere, gü-
zellere ulaşmasını istediğiniz
halkın cchaleti. saflığı. kimı
verde aşın ıyı niyeti, tabulan.
• Azız Nesın'ın Bursa'-
dakı mahkeme için ilk
değerlendirmesı "Zaten
vilayet sayısını arttırdı-
lar. Her vilayette bir
'enayi' çıkar da bir dava
açarsa ben vilayet vila-
yet dolaşacak mıyım"
oluyor. Buradan yola
çıkıp Aziz Nesin'le
"enayilik üzerine" bir
çeşitleme şapıyoruz
tembelliğı. yönetenlerin veyö-
neticilerin zaaflan üzerine
kurulu... Enayi sözünden ra-
hatsız olanlar bugüne kadar
sızin hiçbir kitabınızı okuma-
dılar mı acaba? Yoksa oku-
duklanndan böyle bir senteze
uluşamadılar mı sızce?
NESİN Her kitabım 15-
2O basım yapıyor. Bugüne
kadar çıkan 95 kıtabımda be-
nım de içinde olduğum halkı-
mızın. hepimizin birden, ena-
yiliklerimizi, aptallıklanrruzı
sergiliyorum.- Bunlar okuyor-
lar. ama öyle anlaşıhyor ki
hiçbir şey anlamamışlar.
Özellikle dava dilekçesinde
anlatılanlara bakılırsa bu
adam berum kitaplanmı oku-
madığı gibi okuduğunu da
anlamış olduğunu sanmıyo-
rum. Çünkü onun iddia ettik-
lennden hıçbiri benim konuş-
mamda yok.
- "Yüz Lira-
ya Bir Deli"-
den sonra "Bir
Liraya Bir
Enayi" mi ola-
cak?
NESİN:
(Gülüyor)
Enayiler o ka-
dar ucuz olsa
iyi olacak da
pahalıya mal
oluyor bize.
-Sizce neden
sadece bir li-
ra... Aziz Ne-
sin fazla para
harcamasıru
sevmez imajın-
dan mı?
NESİN:
Efendim bil-
miyorum han-
gi nedenle bir
lira demiş. Sanı-
yorum ki onur meselesi yapı-
>or. Kazanırsa 1 lirasını ahr.
-İçeriye girmek bır enayilik
midır?
NESİN: İçeriye girmek hiç-
bir zaman enayilik degildir.
Şimdikı koşullar başka tabii.
Eskisi gibi değil.
-Tanıdığınız en büyük ena-
yi kım sizce?
. NESİN: Benden başkası
değil tabii. Çok enayiyim. Ya-
ni o anlamda enayiyim. Çün-
kü hep dikine doğru gidiyo-
rum.