Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22EKİM1992PERŞEMBE
HABERLER
SHPdeniki
ihraç
• ANKARA (Cmnfauriyet
Bürosu)-SHP Parti
Meclisi'nin CHP'li üyeleri
Fuat Atalay ile Hamdi
Fidan'ın partiden ihraç
edilecekleri bildirildi. SHP
MerkezYürütme
Kurulu'nun (M YK), PM'nin
CHP'yi desteklediklerini
açıklayan üyeleri Fuat
Atalay ile Hamdi Fidan'ı 1
kasım yerel seçimlerinden
sonra Merkez Disiplin
Kuruluna sevkedeceği
bildirildi. Fidan ve Atalay'ın,
parti tüzûğûnün "parti
suçlan" ile ilgili maddesi ve
"programvetüzük
hükûmlerine, kurultay ve
yetkili diğer organ ve İcurul
kararlanna aykın
davranışlarda bulunmak,
parti doğrultusuna ve ternel
ılkelerineaykın siyasal
çalışmalara ve eylemlere
katkıda bulunmak" suçlannı
işledikleri gerekçesiyle kesin
ihraçlannın isteneceği
kaydedildi.
2000e Doğru
beraat etti
• İSTANBUL(AA) - 2000'e
Doğru Dergisi hakkmda,
"bölücü propaganda
yaptığf'iddiasıyla İstanbul
DGM'de açüan davanın
beraatle sonuçlandığı
bildirildi. Dergiden yapılan
yazıiı açıklamada. 14
Temmuz 199! tarihli 2000'e
Doğru'nun kapak yazısı olan
"BushTürkiye'de
yapgılanacak" haberi ve
mektuplar köşesinde yer
ayan "Dal'da
sorgulandık"başlıklı yazılar
nedeniyle bölücülük
yapıldığ) gerekçesiyle
İstanbul 2 numaralı
DGM'de dava açıldığj
kaydedildi. Açıklamada. 30
eylüldeki son duruşmada,
dava konusu suçun
oluşmadığı gerekçesiyle
beraat karan verildiğı ifade
edildi.
Çiğli'de bağımsız
adayIIZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-1 Kasım yerel ara
seçimlerde Çiğli'den
bağımsız adaylığını koyan
Cemal Çakıcı, Çiğli halkının
belediyede söz ve karar
sahibi olacağıru söyledi.
Çakıa, Çiğli halkının
demokrasi sınavı verdiğini
beurterek, "Bu seçimler Çiğli
halkı için diğer yörelere göre
çok daha farklı bir boyut
taşıyor. Çünkü Çiğli'de siyasi
partilerin mevcut oy
dengelerini alt-üst ettik"
dedi. "Halkın politikaya
kaülmasıru seçımden seçime
oy kullanması olarak gören
düzen partilerinin bu
anlayışını reddettiğım için
bağunsız adayım" dıyen
Çakıa, yapılan her işte
halkın kaulımı ve örgûtlû
gücünün esas ahnacağıru
belirtti.
İnsan Hakları
Bakanlığı•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu>-TBMMde İnsan
haklan bakanlığının
kuruluşuna ilişkin yasanın
önceükle ele alınması için
SHP kanadırun ısrarlan,
DYFliler tarafından önce
olumlu karşılandı. Devlet
Bakanı Mehmet
Kahraman'm, halen TBMM
Genel Kurulu'nda
görüşülmekte olan Hazine ve
DışTicaret Müsteşarlığı ile
ilgili kararnameyi
gûndemden çekerek.
önceliğin insan haklan
bakanlığı yasasına
verilmesine ilişkin önerisini
Devlet Bakanı Tansu Çiller'e
ilettiğj öğrenildi. Çiller'in
önce isteğe olumlu yaklaşüğı.
Ancak, daha sonra Tansu
Çiller'in, Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarhğı
kararnamesinin gûndemden
çekilmesine karşı çıktığı ifade
edildi.
Gazeteciye
işkence savı
• lsUnbul Haber Servisi -
Mücadelegazetesi muhabiri
Murat Özdemir'e gözaltında
tutulduğu.sırada kurşun
sıkıkhğnleri sürüjdü.
Murat Özdemir, İstanbul'da
Erenköy ve Beylerbeyi'nde
polisin ikı eve düzenlediği
baskın sırasında öldürülcn
Makbule Sürmeli ve Kayhan
Tazeoğlu'nun cenaze
törenleri sırasında gözaltına
alınmış ve j 7 ekimde
çıkanldığı İstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi
tarafından tutuklanmıştı.
Mücadele gazetesi y azı işleri
müdürü Namık Kemal
Cıbaroğlu yapüğı açıklamada
Murat Ozdemir'in Gazi
Mahallesi Merkez
Karakolu'nda işkence
gördüğünü öne sürdü.
Cıbaroğlu, Murat Ozdemir'in
polisler tarafından sağına
soluna kurşun sıkıldığını
belirtti.
Cumhurbaşkanlığı tartışmasında, parlamento aritmetiği Refah'sız çözüm için yetmiyor
• • " " "
OzaPıindirmedeanahtarRP• RP Cumhurbaşkanı'-
nın indirilmesine pren-
sipte "evet" diyor, ama
"önce yeni adayı görelim
ve üzerinde uzlaşalım"
diyor. RP Grup Başkan-
vekili Oğuzhan Asiltürk:
"Cindoruk olabilir"
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Turgut
Özaİ'ın, Çankaya Köşkü'nden
indirilmesine ilişkin anayasa
değişikliğinin yapılabilmesi
RP'nin oluruna bağlı. Parla-
mentonun sayısal dengelen.
Cumhurbaşkanlığı konusunda
RP'yi anahtar parti konumuna
getirdi. RP yetkilileri, seçim
şekli nedeniyle Özalın Cum-
hurbaşkanüğVndan indirilme-
sine olumlu baktıklannı. ancak
yeni Cumhurbaşkanı üzerinde
uzlaşmadan böyle bir uygula-
maya evet demeyeceklerini dile
getirdiler. RP evet demeden
DYP, SHP. MÇP, DSP ve
CHP'nin toplam sayılan gerek-
li değişikliği yapmaya yetmi-
yor. Değişiklik için en az 270
milletvekıhnin evet demesi ge-
rekiyor.
DYP-SHP arasında anayasa
değişikliği yoluyla Turgut
Özaİ'ın Cumhurbaşkanlığı gö-
revinin sona erdirilmesi konu-
Anayasa değişikliğine özelçoğunluk
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
değişikliğine ilişkin öneri için, TBMM üye
tamsayısımn en az üçte birinin (150) "yazıü"
başvurusu gerekirken, değişiklik önerisinin ka-
bulündeen az üye tamsayısmın beşte üç çoğun-
luğunun oyu aranıyor. Cumhurbaşkanı'nın
veto etmesi durumunda değişıldiğin mecliste
ikinci kez, üçte iki oyla kabul edilmesi gereki-
yor. Bu durumda da cumhurbaşkanının deği-
şikliği, halkoyuna sunma olanagı var. Cum-
hurbaşkanlığı seçimlerinde, 1980 öncesi yaşa-
nan kriz nedeniyle, 1982 anayasası, adaylar-
dan birinin dört tur oylamada da seçılememesi
halinde, meclisin feshedilerek seçimlerin yeni-
ienmesini öngörüyor.
Anayasanın "Son Hükümler" başlığmı taşı-
yan bölümde yer alan anayasa değişikliğine
ilişkin 175. madde. şöyle:
"Anayasanın değiştirihnesi Türkiye Büyük
Miilet Medisi üye tamsayısmın en az üçte biri
tarafından yazıyia teklif edilebilir. Anayasanın
değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Ku-
rulda iki defa görüşülür. Değiştmne teklifinin
kabuhî Meclisin üye tamsayısmın beşte üç ço-
ğunhığunun gizli oyuyla mümkündür.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine
ilişkin kanunlan. bir daha görüşülmek üzere
Meclise geri gönderebilir. Meclis, geri gönderi-
len Kanunu. irye tamsayısmın üçte iki çoğun-
luğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı
bu Kanunu halkoyuna sunabüir.
Meclisce üye tamsayısımn beşte.üçü ile veya
üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa
değişikliği hakkındaki Kanun. Cumhurbaşka-
nı tarafindan Meclise iade edilmediği takdirde
halkoyuna sunulmak üzere Resmi Gazetede
yayımlanır. Doğrudan veya Cumhurbaş-
kanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısınm
üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa
değişikliğine ilişkin kanun veya gerekH görülen
maddeleri Cumhurbaşkaru tarafından halko-
yuna sunulabih'r.
sunda vanlan anlaşma. partiler
arasında konuyu yeniden tartı-
şılır hale getirdi. ANAP içinde
"gayriciddi ve seçim öncesi ya-
tınmı" diye nitelendirilen öneri,
diğer siyasi partiler arasında ye-
ni arayışlara yolaçtı. Parlamen-
tonun saytsal durumu ve Cum-
hurbaşkanı Özaİ'ın referandu-
ma gitme yetkisi, DYP ve
SHP'nin önerdikleri formülü
etkiü kjlanuyor. Ancak, anaya-
sa değişikliğiyle yapılacak bir
yeni düzenleme RP'nin oylanru
önemli kıhyor. Halen TBMM'-
deki sandalye dağılımı şöyle
bulunuyor:
DYP 178, SHP 52, ANAP
112. RP40, HEP 18, MÇP 13,
CHP 21, DSP 3, BBP 3. Bağım-
sız 10.
Bu partilerden DYP, SHP,
MÇP, DSP, Özaİ'ın Cumhur-
başkanlığından indirilmesine
evet diyor. CHP ise henüz karar
verememiş durumda. ANAP
böyle bir uygulamaya karşı tu-
tum takmacağını açıklarken,
düğümü çözecek olan RP,
Özal'ın indirilmesi konusunda
eski tutumunu sürdürüyor.
RP'liler buna ek olarak
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'un adını da, "inanç-
lara saygıiı bir insan oiarak
Cumhurbaşkanlığı yapabilir"
noktasından ha»eketle adaylan
olarak ileri sürüyorlar. RP
Grup Başkanvekili Oğuzhan
Asiltürk, konuyla ilgili olarak
Cumhuriyet'e şunlan söyledi:
"Biz Cumhurbaşkanı Özal'ı
seçim koşullan ve bu seçime
toplumda duyulan rahatsızhk
nedeniyle Çankaya'dan indir-
meye evet diyoruz. Çünkü
ANAP grup başkanvekili seçer
gibi Cumhurbaşkanı seçti. Biz
Ozal'ın aşağıya indirilmesinde
ilk baştakı şartımızı şimdi de
söylüyoruz. Özal'ı indirirken
oraya kımin çıkacağı konusun-
da bize adaylannı gösterecek-
ler, biz de o adaylar arasından
bize uygun olanını, mesela Sa-
yın Cindoruk gibi. Sa>an Demi-
rel'in kuklası olmayan, kişilikü
birisini destekleriz. Bize sordu-
lar, kim diye, biz de Sayın Cin-
doruk'u söyledik." SHP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardım-
cısı Erdal İnönü de, konuyla il-
gili olarak gazetecilerin soru-
suna verdiği yanıtta, "Cumhur-
başkanı ile ilgili anayasa mad-
desi komisyondan geçti. Basın
bunu öğrenmiş, başka bir yo-
rum yok" dedi. İnönü, Cum-
hurbaşkanı'nın sürekli gün-
demde olmak isteğini de belirte-
rek, "Benim buna bir katkı
yapmama gerek yok. Onun için
bir yorum yapmıyorum"dedi.
Çankaya tartışmalarının zihin bulandırdığını söyleyen Demire'in Özal benzetmesi
'Bakahm meyve dibine düşecek mi?' Demırel'in
ateşjçıktıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Süleyman De-
mirel, Cumhurbaşkanı Turgut
Özaİ'ın indirilmesine yönelik
Çankaya tartışmalarının zihin
bulandırdığını belirterek, bu
tartışmalara katılmak istemedi-
ğini söyledi. Demirel. " meyve
olgunlaşınca ya dibine düşer.
ya da kopanrlar " görüşünü
anımsatarak, Özaİ'ın indirilme-
si konusunda, " Bakalım bu
meyve dibine mi düşecek, yok-
sa İcopanlacak mı? önümüzde-
ki günlerde göreceğiz" diye ko-
nuştu.
Demirel. dün DYP grubun-
da yaptığı konuşmada, çeşitli
konularda görüşlerini açıklar-
ken, Çankaya tartışması konu-
sunda fazla bir şey söylememe-
ye özen gösteımesi ile dikkati
çekti. Demirel, "hırsızlıklann
içine batmış suiistimal ve yol-
suzluk ıddialan ayyuka çıkmış
bir dönemden, bir tek hırsızlık
iddiasının yapılamadığı bir dö-
neme" gelindiğini bildirerek,
yolsulsuzluk ıddialan konu-
sunda meydan okudu. Demi-
rel, şöyle dedi:
" Bugün. Türkiye'de basının
üzerinde bir tek baskı yok. Ge-
Denürel İzmir'de Çiğli Ev-Ka Sitesi'ndeki Ali Rıza Akıncı lisesini hizmete açtı.(Fotoğraf: A. A)
çen bir senede iktidann nüfuzu-
nu basın üzerinde kullanmadık.
Gayet açıkhkla söylüyorum ve
meydan okuyorum. biz dürüst
devleti savunarak geldik.' Rüş-
vetsiz ış göremiyorum" döne-
mınden böyle birtakım fısıltıla-
nn cereyan etmediği bir döne-
me geldik. Zaten kim rüşvet ve-
riyorsa alan kadar sorumludur.
Herkes açık yollarla giderek
hakkını arama imkanına sahıp-
ken, eğer rüşvet vererek işini
gördürme adetini muhafaza
ediyorsa. kime veriyorsa, yaka-
ladığımızda vereni de alanı da
yakmazsak namerdiz. Devlet
imkanlannı eşe. dosta dağıtma
dönemi ortadan kalktı. Varsa
böyle birşey, varsa nüfuzunu
kullananı getirsin."
Demirel, ekonomi ile ilgili
okırak özejlikie "KİT'ieri sata-
madılar" gibi eleştirelere dıkkat
çekerek. bunlan "ucuz laf * ola-
rak nileledi. KİT'ler hemen pa-
zara çıkanp haraç-mezat sat-
manın mümkün olmadığını be-
lirten Demirel, "radikal tedbir
alamıyorlar, cesaretleri yok"
eleştirilerini ortaya atanlara da
" nedir radikal tedbir?Gelin siz
söyleyin" diye seslendi.
İZMİR(Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. Başbakan Sü-
leyman DemırePin I Kasım ye-
rel seçimlerinde yenik düşeceği-
ni keşfettiğini belirterek "Bizim
boş vaatler vermeye niyetımiz
yok. Ağzımızı bozmaya niyeti-
miz yok. Başbakan bizi. size şi-
kayet ediyor, onu mazur gö-
rüyorum. Başına geleceği keş-
felli. atcşi başına vurdu. Siz
onun kusuruna bakmayın"-
dedi.
Üç gündür İzmir'de seçim
bölgelerini dolaşan ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz, dün
de Çiğli seçim bölgesinde parti-
sine destek istedi. Çiğli'nin
Maltepe semtinde yaya dolaşa-
rak esnafla görüşen Yılmaz,
burada yapüğı konuşmada,
"Siz 1 Kasım seçimlerinde
adayımız Galip Özdemiri se-
çerseniz, 1993 yılında ben Baş-
bakanım" dedi.
Gazetecılenn görüşme iste-
ğini geri çeviren Yılmaz'ın ze-
likle Cumhurbaşkanı Özal'la il-
gili sorulardan rahatsızlık duy-
duğu belirtildi.
Adalet Komisyonu'ndaki DYP ve SHP'li üyelerayn önergelerverdi
CMUKkomisyondangeçti, anlaşmazlıksürüyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Koalisyon ortaklan ara-
sında sorun olan Ceza Muha-
kemeleri Usulü Kanunu. SHP
vc DYP arasındaki görüş ayn-
lıklan tamamen ortadan kaldı-
nlmadan, TBMM adalet ko-
misyonunda dün yeniden kabul
edildi. DGM-'lerin görev alanı
diiraltılırken. DGM kapsamın-
dakı suçlann CMUK ile getin-
lcn yeni düzenlemelerden ya-
rarlanamaması kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Özaİ'ın da-
ha önce veto ettıği CMUK.
TBMM Adalet Komisyonu'-
nda görüşülürken. ilk 28 mad-
dc tanışmasız geçti ancak. 29.
maddcdc koalisyon ortaklan
arasındaki görüş aynlıklan or-
lava çıktı. DYPlilerin önerge-
lcn ANAP ve RP'lilerın deste-
ğiyle benimsenirken. SHP'lile-
rin. DGM kapsamına giren
suçlarda da 15 günlük gözaltı
sürcsi uvgulanması ve gözaltı-
nın dcvamının hakim karanna
bırakılması isteği reddedildi.
Komisyonda kabul edilen
öngcrgclerilc DGM'nin yalnız-
ca. şiddet ve tcrörle ilgili suçlar
ile olağanüstü hal bölgesinde,
olağanüstü hal ilanına neden
olan suçlara bakması öngörül-
dü. Toplu silah ve uyuşturucu
kaçakcılığı DGMnın görev
alanında bırakılırken. kaçakçı-
lığın men ve takibi yasası. top-
lantı ve gösteriler. bildın dağıt-
ma gibi suçlar DGM kapsa-
mından çıkanldı.
Komisyonda tartışma. yasa
ile getirilen gözaltı sürelerinin
kısaltilması ve sorguda avukat
bulundurulması ile ilgili düzen-
lemeden hangı suçlann yarar-
landınlmayacağı konusunda
30. madde olarak verilen öner-
ge üzerinde çıktı. DYP'lilerin
verdiği önergeyi baa ANAP"-
lılar ile RP'liler dc imzaladı.
SHP'liler ise. yasanın uvgulan-
mayacağı suçlar için öngörülen
15-30 günlük gözaltı süresınde,
gözaltı süresinin uzatılmasının
hakim karanna bırakılması yo-
lunda önerge verdilcr.
DYPIiler önergelerinde; gö-
zaltı indirimi. avukat bulundur-
ma. işkence ile ifade alınması-
nın yasaklanması. avukatlann
sanıkla ilgili evraklan inceleye-
bilmesı. baronun avukat tayin
edebilmesi. hukuka aykın delil-
lerin dikkate ajınmaması gibi
yasa ile getirilen haklann uygu-
lanmaması istediler.
DYP'lilerin önergeleri kabul
edilirken. SHP'hlenn önergesi
isebenimsenmedi.
İşkeııceye kayıtsızhk, clestekleıııektii"
-2-
önemli olan ilk prensip, iş-
kence kurbanlanna tanı ve te-
davi yöntemlerini uygularken
onlardaki "işkencenin kötü
anılan"nı uyandırmaktan sa-
kınmakür. Gündelik hayatta
ya da hastanede normal olarak
yapılan işlemler "işkence kur-
banlan" için onlan yaralayıa
hapishane anılannın ya da uy-
gulanan cezalann kötü izlerini
uyandırabilir. Basit bir kan ör-
neği almak. hiç kimse için
önemli oimadığı halde, "işken-
ce kurbanı"nın aklına hemen
kendısinin. arkadaşlannın ya
da diğer hapishanede yatanla-
nn acı veren yaralanmalannı
çağnştırabilir. Bir EKG çek-
mek için göğse konan elektrot-
lar, kurbanın işkence sırasında
uğradığı elektrik şpkunu ona
şiddetle duyurabilir.
Sakınılması gereken başka
pek çok şey vardır: Küçük oda-
lar ya da asansör, "İşkence
Kurbanf'na aylarca tecrit edil-
diği küçük bir hücreyi anımsa-
tır. Kapah kapılar, parlak ışık-
lar, jinekolojik muayeneler.
çıplakbk ya da soyunma. bir
yüzme havuzunda fızik tedavi-
si. basıt enjeksiyonlar gibi bir
çok "normal durum", ""işkence
kurbanı" için anksiete-kaygı ya
da elinde olmayan korkulann
nedenleri olabilir.
Danimarka-Kopenhag'da
bulunan "İşkence Kurbanlan-
İnsanlığın yüz
karasına
uzanan
beyaz eller
ERDAL ATABEK
• "Tıp meslekleri" bütün dünyaya
sesleniyor: "İşkenceyi Durdurun".
İşkenceyi durdurun, işkenceyi
mahkum edin, işkencecileri bulun
ve cezalandmn, işkenceyi
doğrudan ya da dolaylı yoldan
desteklemeyin...
nın Rehabilitasyonu ve Araştır-
ma Merkezi"nin medikal di-
rektörü Dr. İnge Genefke,
"Dünya Tıp Birliği Dergisi"ne
yazdığı "İşkence Kurbanlan-
nın Rehabilitasyonu" adını ta-
şıyan yazısında bunlan açıkL-
yor. Bu konuda dünyanın her
yanında yaşanan acı olaylann
insanlann sonraki hayatlannı,
sağhklannı nasıl etkilediğini be-
lirten çok sayıda örnek var.
"İşkence kurbanlan", uğra-
dıklan işkence türlerine göre
bedensel sakatlıklara uğruyor-
lar; kollar. bacaklar, göğüs, ka-
fatası değişik türde yaralanma-
lara uğruyor. iç organlan zede-
leniyor. beyin. kalp, karaciğer,
böbrekler, akciğerler, cinsel or-
ganlar çeşitli zedelenmelere uğ-
ruyor, bu yaralanmalann, ze-
delenmelerin bir bölümü kalıa
sakatlıklar olarak kişinin son-
raki hayatını karartmaya yeter-
li.
İşkencenin acı sonuçlan el-
bette bu kadar değil. Aşağılan-
malar, korkular, suçlanmalar,
tecritler. her türlü yaşam bağla-
nndan kopanlma. geleceğe gü-
vensizlik öylesine ruh sağlığını
bozucu etkiler yapıyor ki. "iş-
kence kurbanlan" olaylann üs-
tünden aylar, yıllar geçtikten
sonra bile ruh sağlıklarına ka-
vuşamıyor. «Yaşadıklan kara-
basanlar sonraki hayatlannda
da yakalannı bırakniıyor. Uy-
kulan bozuluyor, güçlükle uyu-
duklan zamaniarda da karaba-
sanlar, bunahmlar, ter içinde
bağırarak uyanmalar görülü-
yor. Yeniden günlük havata
dönmekte ciddi uyumsuzl Alar
yaşıyorlar. Hayatla ilgili bek-
lentileri yitip gitm'ş, yaşama se-
vinçleri yok olmuş, geleceğe
umutlan yaşanan işkenceler
arasında kararmış insanlar,
sonraki hayatlanna anlam ka-
zandırmakta çok güçlük çeki-
yorlar. Çevre ilişkileri
ölçüde bozuluyor. Çevrelerinde
yaşanan hayatı anlamlandır-
makta güçlük çekiyorlar. Çev-
relerinde sürüp giden hayat
artık onlan ilgilendirmiyor, on-
lan ilgilendiren duygulara ise
çevrelen ortak olmuyor."
Dr înge Genefke, yazısında:
"İkinci prensip, İşkence kur-
banlan'nın tedavisinde ruhsal
ve fıziksel sakatlıklann eşza-
manlı tedavi edilmesidir" diye-
rek bu gerçeğin önemini vurgu-
luyor. "Önce bir bölümünü.
sonra öbür bölümünü' değil.
bütün sakatlıklann tedavisi ay-
hı zamanda yapılmalı. Sadece
fıziksel sakatbklann tedavisini
yapmaya calışmak yeterli değil.
fıziksel ve ruhsal tedavileri bir-
likte yürütmek gerekiyor, çün-
kü insan bir bütün. Onu kendi
bütünlüğü içinde ele almak, bo-
zulan butünlüğünü yeniden
onarmak gerekiyor."
"Üçüncü prensip, 'işkence
kurbanlan'nm ailesioi, yakınla-
nnı ve çocuklannı da kapsayan
bir tedavi programını uygula-
maktır". İşkence çoğu kez sade-
ce 'kurban'a yapılmıyor. Ailesi
de ya işkence görüyor ya da
"kurban'ın çektiklerine ortak
oluyor. Çocuklar ya işkence gö-
rüyorlar ya da aileleri dağıldığı
için başkalannın yanında kalı-
yorlar ve hep şu soruyu soru-
yorlar: "Babam ya da anneme
ne oldu? Onlar, neden birdenbi-
re kayboldular?" Ailenin de iş-
kence kurbanıyla birlikte tedavi
edilmesi gerekiyor. Çünkü. iş-
kence tek kişiye de yapılsa bü-
tün aile birlikte sakatlanıyor.
Bütün bunlar hepimizin gö-
zünü açmaya >etecek mi, bilmi-
yorum. İşkenceye "insanük su-
çudur" demek yetmiyor. İşken-
ce. bütün karşı çıkmalann ya-
nında dünyada sürüp gidiyor.
"Sempozyum" burada bütün
bunlan tartışırken bile. dün-
yanın çeşitli yerlerinde işkence
olaylannın yaşanıyor olması
büyük bir trajedi.
Bu sempozyumla birlikte
"tıp meslekleri" bütün dünyaya
sesleniyor: "İşkenceyi Durdu-
run". işkenceyi durdurun, iş-
kenceyi mahkum edin, işkence-
cileri bulun ve cezalandınn, iş-
kenceyi doğrudan ya da dolaylı
yoldan desteklemeyin...
Duyan var mı? Duyan var
,9
SURECEK
mı.'...
İnönö, ODTÜ'de Türk Sosyal Bilimler Derneği'nin düzenledi-
ği, "3. Sosyal Bilimler Kongresi'nde" bir konuşma yapti.(AA)
İnönü temelattı, anahtar dağıttı:
Sosyaldevlet
ı
gorevınıyapacaK• İnönü, "Sosyal devletin görevleri hep olacaktır.
İnsanlar, bunun için devlet kuruyorlar. Yoksa, in-
sanlar cumhurbaşkanı olsun. o zaman o fıkirlerini
söylesin diye değü" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) - Devlet Bakanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Erdal İnö-
nü, vatandaşlardan akıllannı
kanştıran fikirlere aldırmama-
lannı isteyerek. "Aklınızı ka-
nştıran fikirler, sadece eğlence
olarak söyleniyor. böyle telak-
ki edin. Demokrasimizin eğ-
lencesidir bunlar" dedi. Sosyal
devlet anlayışının baa çevrele-
rin iddialannın tersıne insanlar
yaşadıkça varolacağmı savu-
nan İnönü, "Sosyal devletin
görevlen hep olacaktır. İnsan-
lar, bunun için devlet kuruyor-
lar. Yoksa, insanlar cumhur-
başkanı olsun. o zaman o fıkir-
lerini söylesin diye değil" görü-
şünü dile getirdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı İnönü. Bayındırlık
Bakanlığı Teknik Araştırma
ve Uygulama Genel Müdür-
lüğü'nce Sincan'da gecekondu
önleme bölgesinde yaptınlan 8
bin.^19 konutluk 90 adet koo-
peratif inşaatının temel atma
töreni ile Fatih Mahallesinde
yaptınlan 100 konutun anah-
tar teslimi törenine katıldı.
Bayındırbk ve İskan Bakanı
Onur Kumbaracıbaşı'nın da
katıldığı törende konuşan İnö-
nü, aslında buranın adının ge-
cekondu önleme bölgesi değil,
vatandaşlan ev sahibi yapma
bölgesi olması gerektiğini söy-
ledi. "Çünkü biz önleyen bir
hükümet değihz. Biz tersine,
yeni gelişmelere yol açan. yeni
şeyler yapan, yeni eserler mey-
dana getiren, çiftçimize, me-
murumuza, emeklimize. işçi-
mize daha iyi hayat şartlan
şağlayan bir iktidanz" diye
İnönü, sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Belki biliyonunuz, bir ta-
kım fikirler ortaya atılıyor za-
man zaman. Diyorlar ki, dev-
let böyle şeylere kanşmaz, so?-;
yal devlet fıkri artık ortadan
kalktı. Bunlann hepsi hikave,
hepsi masal. İnsanlar yaşadık-
ça. devletleri olacaktır ve dev-
letlenn sosyal görevleri ola-
caktır. İnsanlar, devleti bunun
için kuruyorlar Sadece insan-
lar cumhurbaşkanı olsun, o za-
man o fıkirlerini söylesin diye
değil. Devlet kurulsun, o dev-
let insanlara yardım etsin, be-
raber daha iyi yaşayalım. tek
başımıza yapamayacağımız
şeyleri devletle beraber ya-
pahm ve yine de özgürlüğü-'
müzü koruyalım diye devlet
kuruyorlar. Sosyal devlet gö-
revıru yapıyor. Hep böyle ola-
cak merak etmeyin. Aklınızı
kanştıran fikirler sadece eğlen-
ce olarak söyleniyor, böyle te-
lakki edin. Demokrasimizin
eğlencesidir bunlar."
TÜGİAD'AGÖRE
Koalisyonlar
gelişmeyi önlüyor
İç Politika Servisi - Türkiye
Genç İşadamlan Derneği
(TÜGİAD)'a göre çoğunluğa
dayalı tek parti hükümetleri
dönemi. koalisyon dönemleri-
ne göre Türkiye'nin ekonomik
kalkınma sürecinde daha etkin
rol oynuyor.
Suzan Artamel, Doç. Dr.
Ruhi Gürdal. Taylan Kovanlı-
kaya ve Doç. Dr. Sahavet Gür-
dal tarafindan hazırlanan
"Türk Ekonomisinin Gelişme
Sürecinde Parlamentonun Ko-
numu" adh raporda Türkiye'-
de sivasi istikrar sıralamasında
1950^1959 döneminin en iyi
dönem olduğu belirtildi.Eko-
nomik gelişme sürecinde ço-
ğunluğa dayalı tek parti hü-
kümetlerinin koalisyon hükü-
metlerine göre bazı ekonomik
göstergeler açısından daha ba-
şanlı olduklan vurgulandı.
Raporda aynca 1950-1990
arasında kurulan hükümetlerin
tek parti hükümetleri ve koa-
lisyon hükümetleri olarak
aynldığı kaydedildi. 1950-
1960. 1966-1970 ve 1983-1990
dönemlerinde çoğunluğa da-
yalı tek parti hükümetlerinin,
1961-1965 ve 1971-1980 yıllan
arasında da koalisyon hükü-
metlerinin görev yaptığı ha-
tırlatıldı. 1980-1983 Danışma
Meclisi dönemi ise analizlere
dahil edilmedi. Koah'syon hü-
kümetleri döneminde GSMH*
reel artış hızının 5.11 obnasına
karşın, çoğunluğa dayalı tek
parti döneminde bu oranın
yüzda 6.30'a ulaştığı belirtilen
TÜGİAD raporunda şu gö-
rüşlere yer verildi: Ortalama
enflasyon koalisyon dönemle-
rinde yüzde 25.35, diğerinde
ise yüzde20.79 obnuştur Bütce
açıİclannın GSMH'ya oranı
koalisyonda yüzde 1.49 olur-
ken diğerinde yüzde 1.55. cari
ışlemler açığının GSMH'ya
oranı ise koalisyon dönemle-
rinde ortalama yüzde 2.70, di-
ğerinde ise 1.61 olarak gerçek-
leşmiştir. Görüldüğü gibi koa-
lisyon dönemlerinde diğer dö-
nemlere oranla sadece bütçe
açıklannm GSMH'ya oranın-
da başanlı olunmuştur.
DYP^lîleratamalar
yüzündenkapışü
ANKARA (Cumhuriyet Bü- davet ettiler. Ancak, Tanır'ın
rosu) - DYP'lilerin atamalara
müdahaleleri bakan ile rnillet-
vekilleri ve partililerin,
TBMM kulisinde sert tartış-
malanna neden oldu. Orman
Bakanı Vefa Tanır'ın, İçel Or-
man Başmüdürünün görevden
almmasını isteyen DYP İçel
Milletvekili Fevzi Ancı ve ve
partililerle tartışması güçlükle
önlenebildı. Tanır ile milletve-
killeri arasında tartışmaya ne-
den olan olaya Başbakan Sü-
leyman Demirel el koydu.
_ İçel Orman Başmüdürü
Ömer Akbaba'nın görevden
alınmasını isteyen bu amaçla
imza topiayan DYP İçel millet-
vekili Fevzi Anct, Içelli bir
grup partiliyle birlikte dün
TBMM'ye geldi. Anci ve par-
tililer DYP grubu sürerken
partili Orman Bakanı Tanır'ı
konuyu görüşmek için kıılıse
iletmesine karşın öteki DYP
içel milletvekilleri Ahmet Bil-
yeli, Asım Kaleli ve Ali Su ola-
ya kanşmayarak görüşmeye
gelmediler. Arıcı ve partililer
kuliste, Tanır'a, uzun süredir
aralannda sorun olan başmü-
dür Akbaba'nın görevden
alınması isteğini yinelediler.
Ancak, Tanır'ın bu isteğe yeni-
den olumsuz görüş belirtmesi
üzerine konuşmalar tartışma-
ya dönüştü. Ancı ve partilile-
rin bağınp çağırmalan üzerine
Tanır da sesini yükselterek
karşıbk verdi. Ancı'nın "Sizi
başbakana şikayet edeceğim"
demesi üzerine Tanır, "Ben o
adamı görevden almıyorum.
Siz gıdın şikayet edin, Başba-
kan beni görevden alsın" diye
konuştu.Ana, başmüdür gö-
revden alınmazsa meclise gel-
meyeceğini açıkladı.