02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmüyaz sahibi: Beria NMU • Geoel Yayın Yönctmeni: Özgea Acar • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmcl Çtüakayı • Yazı Işieri Mudürü: C*bü Başlaagıç • Görsel Yönetmen: Ali Acar • DUzenleme: Mastafa Saglaner • Ankara Tcmsilcısı: Cüntyt Arcajnrek Haber Mudurleri: Mastafa Balbay, I}ik Kaasu tzmir Temsilci V.: Serdar Kızık Adana Temsilcisi: Çetia Istanbul Haberleri: Şenay Kalkaa Dı> H^btıicr: Lrgua Bala tş-Ekonomi: ŞKkrau Kclend Yurt Basım: Cumhuriyet Matbaacıbk ve Gazetecilik TA.Ş. • Yayımlayan: Yeni Gün ftaber Haberleri: MeknKt Saraç Kültur: Celal İİsttr Makaleler: Sami Kanörea Spor: AMalkadir Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Türkocagı Cad. 39/41 Cagaloghı 34334 tsL PK: 246 Yacdmaa Duzeltme: AMullaa Yazıcı • Mucssese MUdur V: Eto\ Erkul • Koordinalör: IstanbulcTd: 512 OS 05 (20 hat), Tctex: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Bümlar Aakara: Z. Akmet Korulsaa • Muhasebe: Büleal Yeaer • îdare: Haseyia Garer • tşletme: Öader GökaJp Blv. inkılap S. No: 19/4, Td: 433 11 41-47, IUCK 42344, Fuu (4) 433 05 65 • ÇeBk • BUgi-tslem: Nail taal BUgisayar Sistem: Müriiyti Çiler • Personel: Se»gi laair. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, TUex: 52359, F«x: (51) 89 53 60 • Adaaas Bostaaaoglu • Reklam: Rcha Ifitman lnönü Cad. 119 S. No: 1 Kal: 1, Td: 59 37 52 (4 hat), Tekat: 62155, Fax: (71) 59 25 71 TAKVİM: 22 EKİM 1992 Imsak: 4.50 üüneş: 6.15 Öğle: 11.54 Ikindi: 14.52 Yatsı: 18.41 Fransız okullar mezunları • İSTANBLL(AA)- Türkıye'deyaklaşık 18. > üzy ıldan beri eğitim veren Fransız okullanndan mezun olanlar. birdernekçatısı altında toplandılar. Saint Benoıt(1783).Sainte Pulcnerie(I846)Notre - Dame dc Sion (1856), Saint Joseph İstanbul (1878), Saint Michel (1870). Saint Joseph İzmir(I880).PİerreLoti (İstanbul). Charles de Gaulle (Ankara) mezunlan Paris ve Brüksel'den sonra İstanbul'dada birdernek kurdular. İstanbul'da 3 fuar Haber Merkezi -İstanbul'da fuar günleri yaşanıyor. İnierieks tarafından düzcnlenen Mutfak-Banyo 92 vc Modeha 92. Afeks A.Ş tarafından düzenlenen Avcıltk. Atıcılık Silah ve Güvenlik Gereçleri Fuan ile 6. Uluslararası Güvenlik Teknolojisi. İletişim Sistemlen ve Çevre Ekipmanlan Fuandün açıldı.HiltonSergi Sara>ı"ndaki Mutfak Banyo 92 vc Modeha 92 Fuan'nda 95firmanınürünü scrgileniyor. Fuar. 25 Ekim giinüne kadaraçık kalacak. FM Kültür Merkezi'nde açılan Avcılık Atıcılık Silah vc Güvenlik gereçleri scrgisindcde 175 rırmanın 50 standda ürünleri bulunuyor. The Marmara Oteli'nde düzcnlenen 6 Uluslararası Güvenlik Teknolojisi Fuan. dün İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir larafındanaçıldı. Fuar25 Ekim günü sona erecek. Tlastik şov'a tepki • İstanbul HaberServisi - S.O.S. İstanbul Çevre Gönüllülen, yerel seçimler dolavısıyla tüm partilerce başlatılan "plastik şov'a karşı. tüm çevredostlannı duyarlı olmaya çağırdı. Plalformun dün yaptığı açıklamada, bu konuda şu görüşlere yer verildi: "Biz çev reye duyarlı vedeviete vcrgi ödeyen vatandaşlar olarak her secim dönemi dcvlet hazinesinden partilere aynlan bütçeninçevreye zararlı propaganda yöntemlennde kullanjlmasını ıstemiyoruz. İstanbul semineri • İstanbul Haber Servisi - Kenı*:l gclışme ve kent yönctımi ile ilgili incelemclerdc bulunmak amacıyla Fransız İş Konseyi'nden bir heyet klunbul'ageldi. İstanbul'da \apılabilecek yatınmlar Kakkında belediyelerle görüşmcler yapacak olan hcyet. İstanbuİ'un gelişmesi konusunda Türk yetkililerle görüşalışverişinde bulunacak. Türk-Fransız İş Konseyi'ncedüzenlenen "Kentsel Gelişme ve Kent Yönetimi" ile ilgili seminerde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen. İstanbuİ'un "dünya kenti" niteliği ve rolünü üstlendiğini, kentin uluslararası ilişkilerde yeni işlevler kazandığını söyledı. İşyerlerinde cinsel taciz •STRASBOL RG (AA) - Fransa'da parlamento, işyerlerinde cinsel tacizin önlenmesi yolundaki bir kanun teklifîni kabul etti. Kabul edilen kanun teklifi. çalışanlann. işyerlerinde patronlan veya diğer yöneticilerin cinsel tacizlerini reddetmeleri yüzünden, işlerini kaybetmelerini, terfilerinin engellenmesini yasaklıyor." Gûney Kutbu'na yolculuk • FRANKFURT(AA)- Dünyada ilk kez bir yolcu gemisi. milyonlarca insanın rüyalannı süsleyen Güney Kutbu'na doğru yola çıkıyor. Almanya'daki "Polan SchifTahrts Seyahat Şirketi", Güney Kutbu'na gemi seyahati düzenlemeyi kararlaşırdı. Kutba ancak buzkıran gemilerle gıdiJebileceği göz önünde bulunduran seyahat şirketi yetkilileri, Rusbandıralı 15 bin tonluk eski bir gemiyi Bremerhaven tersanelerinde restoreettirerek lüks bir yolcu gemisi haline getirdıler "ICaptan Klebnikov' adh gemi, güney kutbuna ilk yolculan 23 ekimde başlayacak seferle taşıyacak. Türkiye'de 0-18 yaş grubunda üstün zekalı olduğu tahmir) edilen yaklaşık 500 bin çocuk var ŞiıiKİiki çocuklar daha da harika•Zekalannın önüne "üstün" kelimesi gelmeyen çocuklar, normal okullardaki eği- •Doç. Dr. Ümit Davashgil, "Üstün zekalı çocuklar, eğitim açısından ihtiyaçlanna timle öyle ya da böyle "idare" ederken üstün zekahlıklan testlerle kamtlanmış çocuk- karşılık alamazlarsa öğrenmeye karşı isteksiz oluyorlar. Sınıfın en tembel çocuğu ola- lar, bu okullarda uzmanlann deyişiyle "heba oluyor." biliyorlar ya da kapasitelerinin çok azını kullanarak derslerini hallediyorlaf' diyor. FtGEN ATALAY "Türkiye iyi yönetilemi- yor. En önemli sorunlar', nüfus artışı ve yüksek enflasyon. Kaynaklar, hızlı nüfus artışı karşı- sında ihtiyaçlara cevap vermiyor. İstanbul'da sulann sık sık kesilmesi buna bir örfıek." Okuyucuya, "Ne ya- palım yani? Bu sorunlan herkes biliyor" dedirte- cek nitelikteki bu sözle- rin özelliği. 9 yaşında bir çocuğa ait olmasında. Ustün zekahlığı testlerle tescil edilmış Kaan, Tür- kiye'de 0-18 yaş grubun- da üstün zekalı olduğu tahmin edilen yaklaşık 500 bin çocuktan biri. Türkiye'de, bilinçli beslenme. eğiümli anne- baba ve de tabii ki tele- vizyon sayesinde çocuk- lar giderek daha zeki oluyor. Basit hilelerle kandınlamayan, baş et- menin büyümeleri ile paralel olarak zorlaşüğj bu çocuklar. "Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna artıİc. "dok- tor" ya da "mühendis" gibi klasık yanıtlan vermiyor ve itfaiyeci. sat- ranç oyuncusu. sivil polis, pastacı, be- yin cerrahı gibi meslekleri tercih edi- yor. Kimileri de, "Her gün yeni mes- lekler ortaya çıkıyor. Ne olacağıma karar vermek için henüz çok erken" diyerek bizi sorduğumuz "çocukça" sorudan dolayı utandınv or. Çocuklar, giderek Aziz Nesin'in "Şimdiki Çocuklar Harika" kitabını yazdığı dönemdekinden daha da "ha- rika" olurken eğitim sistemi yerinde sayıyor. Zekalannın önüne "üstün" kelimesi gelmeyen çocuklar. normal okullardaki eğitimle öyle ya da böyle "idare" ederken. üstün zekahlıklan testlerle kamtlanmış çocuklar. bu okullarda uzmanlann deyişiyle "heba oluyor.'' Çocuğun üstün zekalı olup ol- madığı. genellikle doğumu izleyen ilk aylarda orlaya çıkabiliyor. Ancak- Türkiye'de anne-babanın bebeği bi- linçle gözlemleyip üstün zekalılık be- lırtilerini fark etmesi ve ilerleyen yaş- lannda IQ testi ile bunu tescil ettirme- si. "Benim çocuğum üstün zekalı" de- mesinden başka bir işe varamıyor. rekçesi ile Mesut Yılmaz'ı beğenen Can, tarih dersi ile ilgili olarak da "Eskiden olmuş şeyle- rin bizunle ne alakası var? Onu pek aklım almı- yor" diyor. Can'a göre Türkiye'nin en önemli sorunu, pek çok üJkeden geri kalmış obnası. Bunu önlemenin yolu da "çev- re ve politika ile ilgili so- runlann çözümünde ya- tıyor". 5 yaşındaki Gizay Gü- rün, 3 yaşında okuma- yazma öğrenmiş ve şu anda 1. sınıfta öğrenim görüyor. "Ana sınıfında beni okuttular, gûzel okudum diye bire baş- latülar" diyen Gizay, otomobil kullanmasını bildiğini iddia ediyor ve parası olduğunda Maz- da alma hayali kuruyor. Gizay, doktor da olabi- lir, pastaa da, bakkal da. Normal zekaya sahip olan birçok çocuk da en Cstelik, bir sürü sorunu da berabe- narak derslerini hallediyorlar. Çok yanyılına doğru içine kapandı, seve- azından "laf yanşf'nda üstün zekalı rinde getiriyor. Çünkü Türkiye'de saldırgan ya da içe dönük olabiliyor- rek yaptığı uğraşlardan vazgeçti. Ko- yaşıtlanndan pek farklı değil. örne- yıllıkücretiyaklaşık50mılyonagelen lar"diyor. nuşmayı çok severken konuşmayan - -. -- Özel Yeni Üfuklar İlköğretım Oku- Gülçin Yurdun, üstün zekalı Ay- bir çocuk oldu. 2. sınıfta üstün zekalı- Çocuğun üstün zekalı olup olmadığı. doğumu izleyen ilk aylarda ortaya çıkabiliyor. Bunun için ilerleyen y aşlarda IQ testi ile tescili gerekli. (Fotoğraflar ZAFER AKNAR) lar" diyor. Gülçin Yurdun, üstün zekalı Ay- bars'ın annesi. 9 yaşında olan Ay- bars'ın yaşıtlanndan farklılığını nasıl anladıklannı ve daha sonra neler lu'ndan başka üstün zekahlara yöne- lik eğitim kuruluşu şimdilik bulun- muyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fa- yaptıklannı şöyle anlatıyor: kültesi Eğitim Bilimleri öğretim üyesi "Doğduğundan itibaren farklılık Doç. Dr. Ümıt Davashgil, ^Üstün ze- vardı. 3 a> hkken şekilleri tanıyordu. 1 kalı çocuklar. eğitim yöntemi. düzeyi yaşına gelmeden konuşmaya ve yıirü- ve kapsamı açısından kendi ihtiyaç- b l d Ç k h l k l d ü ü lanna karşılık alamazlarsa öğrenme- ye karşı isteksiz oluyorlar. Bazen sınıfın en tembel çocuğu olabiliyorlar ya da kapasitelerinin çok azını kulla- meye başladı. Çok rahatlıkla, düzgün cümleler kuruyordu. 3 yaşında İstan- bul Tıp Fakültesi'nde zeka testi yapıldı ve üstün zekalı çıktı. İlkokula başladıktan sonra 1. sınıfın ikinci ğin 6 yaşındaki Melisa, "beyinJerle uğrasmak istediği için beyin doktoru lara yönelik okulda öğrenim görmeye olmaya" karar vermiş. Anne ve ba- başladı ve sorunlar bitti." basıyla "genellikle" anlaştığıru söyle- Üstün zekalı Can LüJeci 10 yaşında yen Melisa'nın hoşuna gitmeyen tek ve Yeni Üfuklar İlköğretim Okulu'n- konu, "yalnız dışan çık-masına izin da4. sınıföğrencisi. Satranç oynuyor, verilmemesi." org çaüyor, Türk sanat müziği dışın- 10 yaşındaki Burak'ın seçtiği mec» daki tüm müzik türlerinden hoşlanı- lek sivil polislik. Televizyonda izlediği yor. " bir dizi fılmden etkilendiğini itiraf Büyüdüğünde satranç oyuncusu eden Burak, "Polislik tamam da ne- olmak isteyen Can'ın favori dersleri, den sivil?" sorusunu da "Sivil polis İngilizce ve matematik. Politikacılar- olursam kimse benim polis olduğu- dan. "ileriye dönük düşünmesi" ge- mu anlayamaz" diye yarutüyor. Yoksulluk kadını şişmanlatıyor ANKARA (ANKA) - Araştırmalar sosyo- ekonomik düzeyi düşük olan kadınlarla sos- yo-ekonomik düzeyi yüksek olan erkeklerin diğerlerine oranla daha fazla şişman olduk- lannı ortaya çjkardı. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyete- ük Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ayşe Baysal ve arkadaşlan tarafından Anka- ra'nın değişik bölgelerinde yapılan araşürma- da sosyo-ekonomik düzeyin düşük olduğu okullarda okuyan öğrencilerde beden ağırlığı ve boylann, durumu daha iyi olan okullarda okuyan öğrencılere oranla daha düşük oldu- ğu saptandı. "Okul çağı çocuklannın bov uzunluklan ve kilolan ile anne babalannın boy uzunluklan ve kilolan" üzerine yapılan araştırma 150 il- kokul ço- • Araştırmalar. sosyo ekonomik düzeyin dü- şük olduğu okullarda çocuklann boy ve ki- lolannın, daha iyi du- rumda okuyan öğren- cilere oranla düşük ol- duğunu da saptadı. cuğu ile anne ve babalannı kapsadı. Buna göre sosyo- ekonomik düzeyi dü- şük ka- dınlann yüzde 44'- ünün, sos- yo-ekono- mik düzeyi yüksek kadınlann da yüzde 22"- sinin beden ağırlığı açısından normalin üze- rinde olduklan belirlendi. Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek erkekler arasrnda şişman olanlann oraru yüzde 42. sos- yo-ekonomik düzeyi düşük erkekler arasında şişmanlann oranı ise yüzde 32 olarak sap- tandı. Ankara'nın değişik sosyo-ekonomik özel- likler gösteren farklı üç semtinden yapılan araştırma sonuçlanna göre sosyo-ekonomik açıdan düşük olan okullarda öğrencilerin yüz- de 20'si normal ağırlık ve boy oranlannm al- tında olduklan, sosyo ekonomik açıdan daha yüksek düzeydeki okullarda okuyan öğrenci- lerin de yüzde 2'sinin standartlann altında ol- duğunu saptadı. Yeldeğirmenlerinin ziyaretçilerı yöresinde yaklaşık 26 yeldeğirmeni restore edilerek turizmin hizmetine sunulacak. En eskisinin 250 yıllık olduğu sanılan yeldeğirmenleri uzun yıllardır terk edilmiş, bir köşede mahzun duruyordu.Kimselerin uğramadığı yeldeğirmenlerinden 3'ü de Bodrum-Yalıkavak'ta. Çoğunlukla yalnızlığı yaşayan bu değirmenlere arasıra 'eski dostların' da uğradığı oluyor. Muğla Turizm Müdürlüğü yetkiiileri, yeldeğirmenlerinin bugünkü durumuyla bile ruristlerin ilgisini çektiğini, bu nedenle restorasvon çalışmalarına başlanacağını söylediler. Yetkililer. çalışmaların sonuçlanmasmdan sonra turizmin hizmetine sokulacak veldeğirmenlerinde yaşamın yeniden başlayacağını söylediler. (Fotoğraf:ÜMİT OTAN) Göksu Deltası seminer sonuç bildirisi Plansızetkinlıkler bölgeyezararlı MEHMET YAPICI ADANA - Akdeniz havzasm- da doğal yapısını henüz koru- yan ender kıyı sulak alanlann- dan biri olan Göksü Deltası"- ndaki yaban hayatı ve doğal ya- şamı banndıran kaynaklar. plansız ve entegre olmayan eko- nomik proje uygulamalannın ciddi zararlar vereceği bildirildi. Doğal Hayatı Koruma Der- neği fDHKD) ve Çevre Bakan- lığı'nın birlikte düzenlediği "Uluslara- rası Göksu Deltası Çev- resel Kalkın- ma Semine- ri"nin sonuç bildirisinde. üzerindeki ve çevresındeki kumul ve su- lak alan bit- kileri. sürün- genler, su canlılan, kuşlar ve me- meliler ile uluslararası önemde zen- gin ve çeşitli flora ve faunaya sahip Göksu Deltası'nın, Türkiye'nin Ram- sar Antlaşması için aday göster- dıği beş alandan biri olduğuna dıkkat çekildi. Çeşitli ülkelerden ve Tür- kiye'den birçok bilim adamı. doğayı koruma örgütleri tem- silcileri, bakanlık yetkilileri, çevreciler ve yöre halkımn katı- lımıyla gerçekleşen 4 gün süreli seminerin ardından Doğal Ha- yatı Koruma Derneği, Çevre Bakanlığı. Özel Çevre Koruma Kurumu. Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlû- ğü, DSİ Genel Müdürlüğü, Tanm Reformu Genel Müdür- lüğü. Kültür ve Tabiat Varlık- lannı Koruma Genel Müdürlü- ğü. Turizm Bakanlığı, Taşucu Belediyesi, Çukurova Üniversi- tesi, Ortadoğu Teknik Üniver- sitesi, İstanbul Üniversitesi, Ta- şucu Eğitim ve Doğal Hayaü Koruma Vakfı tarafından kale- me alınan bıldiride, gelecek ku- şaklar için Göksu Deltası ve çevresinin biyolojik çeşitliliği, tarihi ve kültürel değerlerinin mutlaka ko- runması ge- rektiği vur- gulandı. Göksu Deltası'nın ekonomik sektörlerin gelişimi için zengin do- ğal kaynak- lara sahip olduğu, an- cak bu kay- naklann kullanımın- da çok dik- katli olun- ması gerek- tiği kaydedilen bildiride şöyle denildi: "Planlı ve entegre bir biçimde uygulamayan ve sürdürülebilir kalkınma anlayışına uygun ol- mayan ekonomik etkinlikler, delta üzerinde ve çevresindeki doğal yaşam ve yaban hayatını banndıran kaynaklan olumsuz etkileyecektir. Hertürlüplanla- mada, tüm havzanın ve kıyı su- lannın delta ile birlikte bir bü- tün olarak düşünülmeli ve uy- gulamalarda bir entegre yö- netim yapısı oluşturuhnahdır." • Üzerindeki ve çevre- sindeki kumul ve sulak alan bitkileri, sürüngen- ler, su canlılan, kuşlar ve memeliler ile uluslararası önemde zengin ve çeşitli flora ve faunaya sahip Göksu Deltası'nın, Tür- kiye'nin Ramsar Antlaş- ması için aday gösterdiği beş alandan biri olduğu- na dikkat çekildi. Kültür Bakanlığı, bölgede koruma amaçlı imar planı hazırlığında Kapadokya sıradanlığa doğru ilerliyor NEVŞEHİR - Turizm çevre- lerince dünyanın 8. harikası olarak da nitelendirilen Kapa- dokya. bir yanda doğal etkenle- rin kurbanı olurken, bir yandan da yıllardır üzerinde yaşayan insanlannın ekmek parası için işlediğj cinayetlerin vebalini ağır bir şekilde ödüyor. Binlerce yılbk bir geçmişe kucak açan Kapadokya, plansız ve programsız yapılan yapılanyla ilgisizlik yüzünden uçmaya ramak kalan tarihi bi- rimleri ve dünyanın en ilginç yer oluşumu olarak kabul edi- len peribacalanna esas özelliği katan şapkalannın düşmekte olduğu sıradan bir yer olma ko- numunda büyük adımlarla iler- liyor. 1986 yılında başlayan turizm hareketliliğinin bedcİini ağır bir fatura karşılığı ödeyen Kapa- dokya'da beton yığınlan turist- lerin seyir gücünü sıfıra indir- miş. Yöreye gelen turistler bile daha önceden sıkça geldikleri bu bölgede aradıklannı bula- madıklanndan yakınıyorlar. İşbaşına gelen hükümetlerin de Merkezini Nevşehir'in oluş- turduğu Kapadokya'da özel- likle Göreme'de her türlü plan- dan uzak bir yapılanmanın ol- masına karşın yetkili bırimlerin üzerinde insanlann yaşadığını unutarak SİT alanlannı büyük bir ölçek içerisınde dar kalıpla- ra itmesı yöre insanlannın haklı bile yuvası var. Ama Göremeli vatandaşa bir yuva yapmak bile yasak hale gelmiş. Tarihe ve geçmiş kültür mirasma saygılıyız ama burada insan ol- duğu unutulmamaL. Alternatif proje üretilerek yapı sorunu çö- züme kavuşturulmalı" diyor ve ekliyor "Eğer yapı yasağı ko- • 1986 yılında başlayan turizm hareketliliğinin bedelini ağır bir fatu- ra karşılığı ödeyen Kapadokya'da beton yığınlan turistlerin seyir gü- cünü sıfıra indirmiş. Tarihi yapılann tahribi de önerrdi bir olgu. alternatif bir proje üretemediği bölgede halen Kültür Bakanlığı koruma amaçlı imar planı ha- nrlığmı sürdürüyor. Ama bu birçok çevrelerce şüphe ile kar- şılanıyor ve planın geçmişte hazırlanan planın aynısı olduğu belirtiliyor. feryatlannı ortaya çıkanıyor. Artık sadece Türkıve'de değil. birçok Avrupa ülkesinde bile ününü kabul ettirmış Göreme'- de büyük bir yapı sorunu ya- şanıyor. Belediye Başkanı Cavit Kar- deş "Havada uçan bir kuşun yarsanız Göremeli de başını so- kacak iki gözdam yapıverir. Bu da son derece normaldir. Yetki- liler boş laflar üreteceğine Gö- reme'ye uygun çözümler hazır- lasın" diyor. Bir tek yeni yapının bile turistin huzurunu kaçırdığı Göreme'de yeni \apı- lan saymak birçok yönden zor. Çünkü eski Göreme gitmiş ye- rini hızla betona boğulan bir yerleşim birimı almış. Kapadokya'da tek sorun ya- pı değil şüphesiz. Bunu izleyen tarihi yapılann tahribi de önemli bir olgu. Sadece Göre- me ve çevresinde 200'e yakın kayadan oyma kilisenin varlı- ğından söz ediliyor. Ancak bunlardan sadece turistlerin zi- >aretine açık tutulan 9 kilise var. Bunlardan baalan da za- man zaman tehlike kaydı ile ka- palı tutuluyor. Kimisinin kapısında da "For Restoration Closed" yazılı, ama gelin göriin ki restorasyondan en ufak bir işaret bile yok. Turistlerin ziya- retine açık bufunan 5 kilise de freskler artık kaybolmakla karşı karşıya.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle