Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AYFA CUMHURİYET 22 EKIM1992 PERŞEMBE
L2 DIZIYAZI
Honorede Balzac,biryandançapkınlıkyapar,biryandanyemeyiihmaletmez
Kaleıııidekuvvetli,boğazıda— 3 -
Salonlarda, kahvelerde, bırahane-
lerde kümeleşen edebıyatçılar, aydın-
lar. 1823 yıhndan sonra Cnacle'krde
buluşmaya başlar Edebıyat dostluk-
lannm pek yaygm olduğu bir çağdır
bu Sanatçılann "La Boheme Galan-
te" adı venkn yüce gonullü bir yaşam-
lan vardır
Senakl, bir şaınn çevresmde oluşan
bir kapah kutu toplantısıdır îlk Se-
nakl Muse Française dergısının çevre-
smde oluşmuştur Dergıyı Emıle,
Antony ve de Deschamps Kardeşler
yöneuyordur Yanı en başia gelen ad-
larbunlardır Dördüdesevılenşaırler-
dendır Dergıye Bnfaut ve Baour-Lor-
mıan gıbı kazan dıbı klasık yazarlar da
yazıyordur Aralık arahk Hugo ı\e
Alfreû Ue Vıgnv de bir şeyler karalı-
yordur Çokluk Ja Deschamps'lann
evınde loplanıyordur
Arsenal geceieri
1824 te Charles Nodıer, Arsenal Kı-
laplığı'nm mudurluğune geunhr
Muse Francaıseın yayını da sona er-
mıştır Nodıer. kıtaplığın bir salonunu
edebıyatçılara açar Eşı ve kın da ge-
lenler arasında on ahr Arsenal gecele-
n. 10 yıl boyunca, romanlık yazarla-
nn özellıkle de gençlığın bir randevu
yendurumundadır Şaırler. ressamlar,
edebıvatseverler, yabanalaroradabu-
Senakl ınce edebıyat ardından koşan-
lann saldmsına da uğrar 1829 tem-
muzunda Hugo burada, yaru kendı
evmde, Manon Delorme'u ılk kez gün
ışığına çıkarmışür Ondan sekız gün
sonra Vıgny de Othellosu'nu okumak
ıçın tüm genç ozanlan çağırmıştır 30
Eylül I829'da da Mernanı burda 60
kışımn onünde okunmuştur
Ne kı, bu Senakl da 1830'dan sonra
tümluk orladan kalkacakur Çünku
sanatçılar arasında sen-ben kavgası
başlamıştır Hugo, Vıgny, Samte-Beu-
ve boyuna kapışıyorlardır Musset ıse
alaylannı onlardan hıç eksık tutmu-
yordur
Son bir Senakl Doyonn Sokağı'nda
açılmıştır Ama bu yıne kapah kutu-
dur Thophıle Gautıer ıle Grard de
Nerval başı çekıyordur Ve de "Sanat
sanat ıçındır" bayragvnı taşıyorlardır
Restorasyon çağında (1815-1830)
Mme De Tracy, Mme Cabarus. Mme
Ancelot ve Etıenne Delcluze'un salon-
lan herkese açıkür En çok da Dek-
luse'ün salonu kalabalıklaşırdı Bura-
larda ak sık boy gösteren de "Edebı-
yat Baronu" dıye anılan Stendhal'dı
şup kalkar
I831 yıhnda, Pans'e gehp konan
Prenses Belgıojoso'nun evıne de da-
danmıştır sanatçılar Buranın kapısmı
aşmdıranlar arasında, özellıkle Alfred
dc Musset ıle Vıctor Cousın vardır
Bahçe içindekikonak
Kont ve Kontes Apponyı de, Saınt-
Domınıque Sokağı'nda, Eckmuhl adlı
konakta, butun Pans'ı kucaklar Bah-
çe ıçındekı konak 1826 ıle 1849 yıllan
arasında bırçok edebıyatçıyı bağnna
basmıştır Balzac orada süzum suzum
suzulduğu gıbı Rossını ve Meyerbeer
gıbı munkçüer de eksık değudır
Bu yıllarda, once Saınt-Georges So-
kağı'nda oturan sonra da LafFıtte So-
kağı'na kanat geren Mme Gırardm'ın
evı de sanatçılann bır yuvasıdır Bal-
zac'ın burnunu soktuğu salonlardan
bın de Antılle'h gûzel bır melezın,
Mme Merlm'ın evıdır 1832'debakan,
1836'da da başbakan olan avukat ve
tanhçı Thıers de orarun palamandır
Imparatorun, sonra da kralın ressa-
mı olan Baron Grard'ın, Saınt-Ger-
maın-Des-Prs'dekı dort odalı evı de
çarşambalan tûm sanatçılara açıkür
PARİS'İM
GİZLİ
YAŞAMI
SALÂH BİRSEL
Balzac'm pısüğı herkesçe onaylan-
mış bır gerçektır Vıgny'nın çızdığı
ponrede de Balzac, "Çok pıs" damga-
sını yer Yalnız, Balzac'ın beyaz bır
hırkası vardır. onu çok temız tutar
Yaa yazarken mürekkep damlatma-
maya pek dıkkat eder
Balzac salonlarda çapkınlık ışlenne
de el atmayı savsaklamaz Ne kı. asıl
derdı boğanvladır Bır gün Vry'lenn
şolenmde 100 Ostende ıstındyesı. ıkı
tam kotlet, bır ordek. bır keklık, bır
dılbalıjh yemıştır Bu arada bır süru
şarap da dıkmış. bır surü meze de atış-
B>alzac'ınpisliği
herkesçe onaylanmış bir
gerçektir. Vigny'nin
çizdığı portrede de Balzac,
"Çok pis" damgasını yer.
Yalnız, Balzac'ın beyazbir
hırkası vardır, onu çok
temiztutar. Yazı yazarken
mürekkep
damlatmamaya pek
dikkat eder. Balzac
salonlarda çapkınlık
işlerinedeel atmayı
savsaklamaz.
luşuyorlar. tartışıyorlar ve dans edı-
vorlardır
Musset. Senakl"ın şımarık çocuğu-
dur Sevımh prensıdır Ne kı bu bıra-
raya gelışler Fransız edebıyatı üzenn-
dc bır kıvılcım uyandırmamışür
İmıdı azızımız, haber gelmışür kı
gerçck romantık Senakl, Vıctor
Hugo'nun kınmızı salonudur, Notre-
Dame-Des-Champs Sokağı'ndakı ev-
dc. 1827 yılı romanüzmmın doktnnı
atılmıştır ortaya Hugo'nun yazdığı
CromweU'ın önsûzundekı ılkelerdır
bunlar O çağda. bırçok büdınde de
yer almışiır Saınte-Beuve. Alfred de
Vıgny, Alfred de Musset, Alexandre
Dumas. Honor de Balzac. ressamlar-
dan Davıd ve de Delacroıx burdan hıç
aynlmıyorlardır Burası kapah kutu
da değıldır Her şaır, her hayran hoş-
geldınlc karşılanır
Senaklsaldınya uğruyor
Yenı vapnlann okunduğu gunler
Rcamıer'nın salonundakı tüm edebı-
yatçılan, kıbarkın ve de ağa dort koşe
dolaşanlan kendı salonuna çekmıştır
Gelenlerarasında Hugo'nun Françoıs
ve Charles adında ıkı oğlu, tenor Gu-
eymard, fızıkçı Babınet, \lfred de
Vıgny. Saınte-Beu\e. Prosper Mnme
sayılabılır Başrol de madamın sevgıh-
sı Vıctor Cousm dedır
I846'da Gustave Flaubert de duşer
buraya Düşer duşmez de ev sahıbesı-
ne vurulur Ne kı Mme Colet. Flau-
bert le aşk oyunlanna gırdıkten sonra,
Vıctor Cousın le de ılışkısıru kesme-
mıştır Cousın daha çok gundüzlen
gehyordur \ma bu ıkılı durum Alp-
honse Karr m Mme Colet ıçın tuzlu,
bıberh bır şur yazmasına yol açar Bu
da Alphonse Karr ın paltosunun
Mme Colet tarafından bıçaklanma-
sıyla sonuçlanır Ne kı bu olav, da
M
Balzac bir gûn VryTerin şöleninde 100Ostende istiridvesi, iki tam kotlet, bir ördek. bir keklik, bir dilbaltğı yemtştir
Bu arada bir sürü şarap da dikmiş, meze de attştırmıştır. L'stüne de bir düzine do> onn armuduna selam çakmıştır.
Prosper Mnme ıle yergıcı P L Couner
ondan gen kalmazdı Ne kı Stendhal'-
ın buralardan pek çıkmamasının bır
nederu de vardır lngılız dergılenne
ımzalı, ımzasız yazdıklan ıçın haber ve
bılgı topluyordur Oysa onun, daha
oncekı günlerde bu gıbı yerlere yuz
verdığı pek saptanmamıştır 1814 yı-
hnda Stendhal polıs gozuyle şoyle be-
umlenır
- 31 yaşında, ın kıyım bır genç Sa-
lonlara sık sık gıtmez Opera-Bouffe -
un tek oyununu kaçırma7 Akşamlan
ya orda ya da Comedte Française'dedır
Boyuna bır tıyatro oyuncusuyla dü-
Ey gözüm ışığı okurlanm, Mnme, De-
lacrou, Ary Scheffer. Balzac, felsefecı
Vıctor Cousm de buranm çıçeklendır
Hamehn'm. Blanche Sokağı ndakı
evıyle. Bagratıon Kontesı'nın Saınt-
Honor mahallesındekı evınde de rol
keserdı edebıyatçılar
O yıllarda Ecotaıs Konlesı, Lordat
Markızj. Lostanges K.ontesı, Vıneu
Vıkontesı ıle Mme James'ın evlen de
Pans kentsoylulannın ve de edebıyat-
çılannın uğrak yerlendır Ne var. Bal-
zac. pıslığı yuzünden buralarda pek
güleryuzle karşılanmazdı
urmıştır Üstunede bır duzine do>oon
armuduna selam çakmıştır Şu var kı
o. sadece toplantılarda obur kesılıyor-
dur Kendı evındeyken perhıze yatı-
yordur Balzac. 1832 yılında Mme
Rcamıer'nın Abbaye-aux-Boıs dakı
evınde de gorunur Orda Tdsımlı
Deriyı okumuştur
Madame Cotefıün evi
1840 yillanna doğru Svres Sokağı n-
dakı Mme Louıse Colet'nın evn de
Pans'ın gızlı yaşamı ıçınde yer ahr
Ufukta batmakta olan Tannça Mme
.adame Colet,
Flaubert'le aşk oyunlanna
girdikten sonra, Victor
Cousin'le de ilişkisini
kesmemiştir. Cousin daha
çok gündüzleri geüyordur.
Ama buikilidurum
Alphonse Karr'm Mme
Colet içintuzlu, biberli bir
şiiryazmasına yol açar. Bu
da Karr'ın paltosunun
Mme Colet tarafından
bıçaklanmasıyla
sonuçlanır.
Mme Colet'nın, Fransız thülalı onder-
lennden Marat'yı banyosunda bıçak-
layan Charlotte Corday adnla anıl-
masını yaygınlaştıracaktır
Eyyolcu burada...
Mme Colet ölduğu zaman. kendısı
ıçm yaalan o alaysamah yazıtta da bu
olaym unutulmadığı gorûlür
-Burada Vıctor Cousın'ı lekeleyen,
Mussel yı maskaraya çevıren, Flau-
bert'ı kuçuk duşüren, Alphonse Karr'ı
da oldurmeye yeltenen Mme Colet ya-
tı>or
Musset'nın Mme Colet ıle tanışması
da 1852 \ıhna rastlar O da Flaubert
gıbı. ^ıpşak e\ !>ahıbesınevurulmuştur
Gelgelehm, Madam Bo>ary >azannın
görduğu karşılığı bulamaz 1855 yılın-
dan sonra burava Barbey d'Aurevılly
de gelmeye başlar Leconte de Lısle de
arahk arahk uğruyordur
StRECEK
2. DünyaSavaşıyıüarmdavergimevzuatı
VERGI
REFORMLARI
Prof. Dr. SALİH ŞANVER
__ 4 _
"1925-1926 şıllan malı tanhımızm
\c vcrgı polıtıkamızındönüm noktala-
rından bındır Aşar kaldınldı (Ekh-
\orum. jşann kaldınlması Cumhun-
\ct doncmının en hayırlı vc en buyuk
\crgı retormudur) Dogan boşluğun
kaldınlması Arazı sergısmm sekız
m^lmc ıblağı Temeıtü vergısını ıslah
cınıck \c bu sureile bu vergıyı daha
adıl \c \ cnmlı halc sokmak zaruretı de
hisscdılmıştır Ana prensıp. temettü
\ergiMnın tamamen aksme olarak "bı-
lumıım kazançlan tckhfe tabı tutmak
\c bu kaz^vnçlan azamı şekılde ashabı-
IU so\letmck ve ancak mumkun ol-
madığı ahvalde kanneye muracaat
elmck' Bılumum tıcaret sanayı ve
scrnest meslek erbabı beyanname usu-
lu\Ic \c hakıkı kazançlan üzennden
\crgılcndırılmck ıstenmıştır ve 1927
scncsındc (ckhjorum. genye) değışık-
hklcr arzucdılen netıcenm ıstıhsal edı-
lemedığınc kanaat getıren hukumet
1^1 >ıh ycnı bır kazanç vergısı proje-
M Nıhavct 1934senesındekanunıyet
kcsbcimiîjlıı Kanunun en karakte-
rısiık hıiMvctı bcyannamcye tabı mû-
V. cl'ıetlcrı gcnış ölçude azaltmış olması.
(»Ahvorum, bır adım daha genye) nc'ı
sc\ıı W5 >ıh kanncesasma müste-
mı bır nevı mukcllefıyet ıhtas eden
" \sgan mukcllcfoet' İcanunu kazanç
1
cruiM kanunu bu buyuk esas vergı-
ı.kn bcklencn netıccyı \ermcmıştır
bı ısuhkaklan olan fevkalade mahıyet-
te bır "Buhran vergısı" Sonra
"Muvazene vergjsı" Daha sonra
"Hava kuvvetlenne yardım vergısı"
ıhdas edılmıştır Iktısadı buhran %ergı-
sı. 1934 yıhnda kazanç vergısı mükcl-
leflenne teşmıl edılmıştır Htzmet ıs-
tıhkaklan üzenne bu üç vergı, mevzu-
lan aynı, matrah ve tanfe \e tstısna
ve muafhklar bakımından bunlann
arasında hıçbır ahenk ve tevazün
Hesaplanması bıle başhbaşına bır bır
ıhtısas ışı olmuştur
Teşvık-ı Sanayı Kanunu (1926'da
çıkanldı 1942 yıhna kadar yürurlükte
odemış Hızmet erbabı dışında kalan
bu mükelleflerden ıse (Tıcaret ve sana-
vı erbabı, serbest m«lek erbabı, mute-
ahhnler vesaıre) ancak 118 mılyon lıra
tahsıl edılmıştır Bu sonunculann mıllı
gehrdekı hısselen, hızmet erbabı gehr-
len yekûnunun en az ıkı mıslı olduğu
gozonunde lutulursa, senelerden ben
hızmet erbabı aleyhme devam edege-
len adaletsızhk butün çıplakhğı ıle ıfa-
de edılmış olur (Ücretlıler vasuasız
vergıler toplamını yuzde 69*unu öde-
mıştır)
ıle gayn mütenasıp cezalara çaptınl-
ması
(Pek çok ülkede) gehr vergısının
yanında servet vergısı tatbık olunur
Lkıncı Dünya Harbı'nın memleke-
tımıze yukledığı buyük mılh savunma
masrafknnı karşılamak ve fıyat yuk-
sehşlennın bütçelerde doğurdu|u boş-
luklan mûmkün mertebe doldurmak
maksadıyla muvakkat mahıyette ıh-
das edılen vergıler hanande (Toprak
Mahsullen Vergısı. Varhk Vergısı gı-
Kazanç vergısmde Beyannameh bı) bunye değışıkhğıne gıdılmeksızın.
mevcut vasıtalı ve vasıtasız vergılen-
mız azamı şekılde zorlanmış ve bu ara-
da Kazanç vergısı mukelleflennın
vergılenne (dokuz kanunla) ehemmı-
yeth zamlar yapılmıştır Eshamh şır-
ketlenn vergısı yüzde kırka, bunlann
hancınde kalan beyannamehlerde ıse
yuzde seksene çıkmıştır
Ikıncı Dunya Harbı ıçınde ne fev-
kalade kazançlar tekhf altına ahnabıl-
mukellef sahasında genış ölçüde vergı
kaçınlması vergı hasılatını daraltan
esaslı bır amıl olmaktadır Vergı nıs-
petı en duşuk olan " şırket" şeklmı
tercıh etmek, alım satım ışlennde ara-
ya mükellefler koymak kazancın
muhım bır kısmmı bunlara aktarmak,
ışletmeye dahıl bına vetesısat ve emsa-
h gayn menkullen yuksek bedellerle
kıralanmış gıbı göstermek, vergı hası-
İkinci Dünya Harbi içinde nefevkalade kazançlar tekh'faltına ahnabihniş venede bütçenin
ihtiyacı olan varidat sağlanabilmiştir... Anormal zamlar, verginin bünyesinden doğan ve
kaçmılması mûmkün olmayan adaletsizk'kleri büsbütün sivriltmiş, iktisadi hayatta dürüst
mükettefleri tutunamayacak hale getirmiş, mûmkün olduğu takdirde kanuniyollardan,
olmadtğı takdirde hilelişekiüerle kaçakçıhğın geniş ölçüdeçoğalmasuu intaç etmiş ve
ashnda akhtlak vergiyekarşı duyulan mukavemet istidaduu büsbütün artttrmıştır.
1943 senesınden ıtıbaren ıdarece çahş-
malara başlanmıştır Bıdavetıe ısla-
hat, kazanç vergısı ıçınde. bu arada
bın ıdare \e dığen Istanbul Tıcaret
Odası tarafından hazırlanan ıkı pro-
je Mutehassıslardan mürekkep bır
heyet Kazanç vergısı ıçınde alınacak
palyatıf tedbırle ılmı. ınsıcamlı \e adıl
bır vergı sıstemı tesıs edılemeyeceğı \e
bu ıtıbarla esaslı bır vergı reformuna
luzum ve zaruret olduğu netıcesıne va-
nhnıştır
Butçe Komısyonu, 1945 >ılı butçe
raporunda hukumete aşağıdakı dırek-
tıfi vermıştır " Devlelın muhtaç ol-
duğu vergılenn vatandaşlar arasında
ıktıdarlanvla mütenasıp ve adaletlı bır
şekılde dağılmasını hakkıyla başarma-
ya ekermeven vergı sıstemımız Ka-
nşık, vergı yukünun dağıulmasındakı
adaletsızhkler şıddetlenmış, vergı sıs-
temımızın, mükelleflennde vatandaş-
lık vazıfesı şuuru yukselmış memleket-
lenn sıstemlen sevıyesıne çıkanlması.
mahyemız ıçın gercekleşıınlmesıne ça-
hşılacak bır hedef teşkıl etmektedır
1 ıkıısadı buhranının.
\andaiı u?cnndekı mcnfi tesır-
lcrını ı/alc vc butçe muvazcnesını ıda-
ıi\ cdcbılmck Mevzuu hızmet crba-
kaldı) ıle kazanç vergısınden ıstısna
edılmış olan sınaı gehr bu vergımn yü-
kunun daha zıyade hızmet erbabma
tevcccuh etmesı nctıcesını vermıştır
Vasıtasızvergı yükü genış mıkyasta bu
zumreye yuklenmıştır Vasıtasız ver-
gılerımınn sıkkt merkezının Hızmet
erbabı ve ışcının omuzknnda olduğu-
nu kabul etmek lazım gehr 1947 yılı
ıçınde Kazanç, Buhran. Muvazene vc
Hava kuvvetlenne yardım vergılcnn-
den yapılan lahsılatın yckûnu 381 mıl-
yon lıra Bu mıktann 263 mılyon lıra-
smı valnız başına hı/mct erbabı
latını genış olçude duşüren
kanuni kaçakçılık yollandır
başlıca
K.amın içinde farkülık... Bılfarz
10 000 hra kazancı olan bır luccar
sadece tıcaret sahasında bıle çeşıth
mukellefiyet şekıllenne gore bırbınn-
den çok farkh mıktarlarda vergı odcr
Beyannameh ıse 4 000 lıra Gayn safı
ırath ıse 1 330 hra Taahhul ışı yapı-
yorsa 3 300 lıra vergı v-^ı
Bazı formahte haialan yuzünden.
mukelleflerın çok agır vc yapılan hala
mış ve ne de butçenın ıhtıvacı olan
vandat sağlanabilmiştir Anormal
zamlar. vergımn bünyesinden doğan
ve kaçmılması mumkun olmayan ada-
letsızhklen busbuıun sıvnltmış, ıktısa-
dı ha>atta durust mukelleften tuluna-
mayacak hale getirmiş, mumkun
olduğu takdirde kanuni yollardan, ol-
madığı takdirde hıleh şekıllerle kaçak-
çıhğın genış olçude çoğalmasını ınlaç
etmış ve ashnda alelıtlak vergiye karşı
duyulan mukavemet ıstıdadını busbu-
tün arttırmışıır
Daha harbın devamı sırasında
elır vergısıne karşı yapılan ıtı-
razlann başında. memleketımızde
mükellef sevıvesının hesap lutmaya,
be> anname vermeye müsaıt bulunma-
dığı yolundakı ıddıa gelmektedır Bu-
na beyannameh mükellefın. maruf
tabınvle esrarşıken (sır vermeven) ol-
duğu yolundakı ıddıa da ılave edıl-
mekte (eklıyorum 1957 Tıca~ret Ka-
nunu değışıklığınde de aynı ıtıraz yer
aldı)vebû>uk bır sozsoyleyerek "Ma-
lı cngızısyon' tabın ortaya atılmakta-
dır
elır. Kurumlarve Esnafvergıle-
n (nı) kabul eden komısvonumuz. bellı
başh vüaycUenmızın tıcaret ve esnaf
odalan blanbul ve Ankara baroları
ve Etıbba odalan maibuatvedığerte-
•jukkul ve muesscselcrın temsılcılennı
de dınlcmi!)(tır)
StREİEK
ANKARA NOTLAM
MUSTAFA EKMEKÇt
Nerede İnsan Hakları?
'Insan hakları'yla ılgılenmem, bana babamdan kaldı sa-
nıyorum Babam, ılçede landarmanın elıne duşenlerı,
dayak yemekten kurtanrdı 'Gozaltı' jandarma karaKolu-
nunaltkatındaydı Orayaduşenı.'Allahyarattı demezler,
doverlerdı Sanıklar bırden çoksa jandarmalar, ellerı acı-
masın dıye, sanıkları bırbtrlerıne dovdururler; seyretmeyi
yeğlerlerdı Çokkuçuktum altmışyılönceolmah.boylebır
dayak sahnesını gordum Daha doğrusu, "Get, gör'' dıye
goturduler Sanıklar, yakın koylerden ıkı gençtı Elenseçe-
kıyorlarmış gıbı bırbırlennın çevresmde dolanıyorlar, sıra
kımdeyse, bın oburune tokatı patlatıyordu1
Bın hafıften vu-
ruyor bellı kı arkadaşına kıyamıyordu O zaman, jandar-
malar Daha hızlı' dıye uyarıda bulunuyorlardı Tokat
seslerı, sılah sesı gıbı patlıyordu Bır ara ağlamaya başta-
dım Bırı
- Göturün 'Kara Mustafayı buradan' dedı, uzaklaştrdı-
lar
Babam, Mehmet Usta, ışte böyle dayak yıyenlerı kurta-
nrdı Belkı, yakmları başvuranlan, tanıdıkları kurtanrdı.
Jandarma onbaşısma gıder
- Dovmeyın1
dıye rıcada bulunurdu Itçenın tek ekmekçn
sı olduğundan belkı de jandarmalar kırmazlardı Ya, ba-
bam da ekmeklerım kesıverırse, dıye korkarlardı belkı de.
- Mehmet Usta bızım anamız' demıstı
12Martışkencelerıne 12Eylul ışkencelerme karşı çıkar-
ken, hep babamın jandarma dayağından aldığı koylu ço-
cuklarını düşunurdum Koskoca bır toplumda bır ktşı
ozgurluklerınden yoksunsa, o toplumda ozgurluk yok, de-
mektır Şımdı, 1992 yılında Ankara'nın gobeğınde olan bır
olayı aktaracağım Bayan Hıkmet Ibış anlatacak Şoyle dı-
yor Hıkmet Ibış
"Eşım Gursel Ibış, 1985 temmuz ayında askere gıttı, o
zaman kızımız Denız 24 gunluk bebektı Askerlığının 15
ayını hıç olaysız, ızın kullanmadan yaptı 15 ayın sonunda,
bır teğmenle aralarında bır tartışma geçmış on gün ızın
alarak Çorlu'dan Ankara'ya geldı Bu ızınden sonra, as-
kerlıkten soğudu Bırkaç kez 'fırar' ettı kaçtı Bırkaç ay
Fenerbahçe Orduevı'nde askerlığının son donemını de
Kırklarelı nde yaptı Istanbul, Kırklarelı Çorluderken dort
yıl ıçınde askerlıgını tamamladı Asken aftan yararlanarak
tezkeresını aldı O zamanlar yam askerlık suresınce ben
ve kızım kayınvalıdemlerde kaldık Tezkeresını alıp geldt-
ğı gün, bır ev bulup (kapıcı daıresı) kendımıze gore bır
duzen kurup yaşantımızı sürdurmeye başladık Eşım bır ış
buldu Ben de 1987 yılında ışe gırmıştım i
Bız eve taşındıktan sonra altı ay geçtı Pohsler, kayınpe-t *
derımın evıne gelıp, eşımın kuçuk kardeşını doverek bı-
zım evı gostermeye zorlamışlar Bır gece, saat 24 00 sula-
rında kaynımı alarak, kapıcı daıresındekı evımıze geldı-
ler Eşımı, hıçbır açıklama yapmadan alıp goturduler Ikt
gün, hıç gostermeden tuttular Daha sonra Ankara Kapalı
Cezaevı ne gonderdıler 15 gun burada kaldı, 2 ay ceza
ıçın Haymana Cezaevı'ne sevk ettıler O zaman, kızım De-
nız beş yaşındaydı Her pazar gunu kızımla Haymana ya
goruşe gıttık ikı ayını bıtırdı, cezaevınden çıktı Gırdığı ış-
ten, zorunlu olarak çımıştı Ikı ay boşta gezdı Yenı bır ış
daha buldu Bu olayların ustunden bır yıl geçtı Btz Her
şey bıttıi' dıye duşunduk yenıden bır duzen kurmaya baş-
ladık Bır pazar gunu, geceyarısı saat 24 00'te yıne 2.
Şube den sıvıl pohsler geldı eşımı alıp goturduler Ikı gün,
yıne Şube de kaldı Ikı gün sonra teleion edıp, kendısını
Gulhane Hastanesı nın Psıkıyatrı Bolumu'ne yatırdıkları-
nı, burada on gun tutulacağmı bıldırdıler Gulhane de hıç
nedensız, açıklama yapılmadan devlet rnakamları ne
yaptıklarını bılmeden açıklama yapılması ıstenınce de,
azartamalar dovmeye kalkışmalar sonuç alınmayan tar-
tışmalar 10 gun de öyle geçtı 'Bu sondur, bır daha bır
şey olmayacak, devlet bu kadar ne yaptğını bılmeyen bır
devlet olamaz
1
' dıye duşunduk Kendımızce, butun kotü
gunler bıtmıştı
Ikı yıl geçtı durumumuz bıraz duzeldı Kızımız okula
başladı Bu arada evımızı değıştırdık Kaldığımız ev sağlı-
ğımıza çok zarar vermıştı Bende de eşımde de bel ağrıları
başlamıştı nemden Yenı evımızde askerlık bıttı, uç yıl geç-
tı daha mı bıtmesın'' Bu sure ıçınde ıkı kez ıçerı alındt,
ustelık her seferınde hıçbır açıklama yapılmadan
1992 yılının ekım ayının 11 gunu, polısler saat2300'te
kayınpedenmın evıne ayakkabılarıyla ızın ıstemeden,
kımlık-arama emrı gostermeden, yatak odalarına, mutfa-
ğa tuvalete banyoya gırdıler Gırılmedık hıçbır yer bırak-
madılar Cocuğun beşığının ıçıne varana dek her yerı
aradılar 64 yaşında olan kayınpederım 'Sız nereye gın-
yorsunuz kımlığınızı gostenn, arama emrınız var rnP' dı-
ye sorar Daha sözu bıtmeden 2 Şube den gelen sayın
polıs, babası yaşındakı kayınpederıme
- Çok konuşma bır vurursam, yarısı boşa gıder ölur- ^
sun basımabelaolursun adam sanırlar'der
Evde bulunan 22 yaşındakı kaynımı alıp Tuzluçayır Ka-
rakolu na gotururken, yolda arabaya bıneceklerı sırada 16
yaşındakı kaynım abısını tanımadığı ınsanlarla görunce
- Ne oluyor nereye gıdıyorsun'' dıye soracak olur
- Şen de bın arabaya puşt' derler Ikısını bırden, Tuzluça-
yır Karakolu na goturup gorevde bulunan butun polısler
sıradan geçırırter Evımızı soylemeyınce 16 yaşındakı
kaynıma
- Senı kız yaparız, nerede olduğunu soyleyeceksın' der-
ler Gozdağlan, kufurler bını bır para1
Saat 23 30 da 16 yaşındakı kaynım ıkı sıvıl pohs bızım
eve geldıler Eşım, kapıyı açar açmaz
- Gursel sen mısın'? Hadı gıyın gıdıyoruz1
dedıler
Yıne kurulu bır duzen bozuldu, yıne hıçbır açıklama yok
Ne olacak bızım halımız
9
"
BULMACA
8
SOLDAN SAGA:
1/Şe\hı'nın#
, özenu
ıçındekı bır eşeğı ko-
nu alan unlu mesne-
vısı II Telefon sö-
zu Bol ve ıyı bıtkı
yetıştıren, venmlı 3/
At alıp satan va da
yetıştıren kımse
Nazı partısınm hu-
cum kıtasını sımge-
leyen harfler 4/ Şar-
kı, turku El ya da
yuz hareketlenyle
gösterme 5/ Spor
yanşmalannda se-
Vircılerı coşturan
kımse. Hayvanlara vurulan damga
6/ Yuz, çehre "Ya bıster-ı kemhâ-
da ya vırânede can ver/Çun bay u —
hâke beraber gırecektır" (Zıya
Paşa) 7/ Gunev Anadolu'dakı
konar-goçer Turkmenler arasıda goç
kervanını yoneten genç kıza verılen
ad 8/ Dualar Bır nota 9/ Aza
Ustun bır yetkınm gucünu sımgele-
yen değnek
YUKARIDAN AŞAGlYArl/ Buyuk
kentlerde gereksız ve yersız çok para harcayan taşralı zengıı
2/ Tehlıke ışaretı Pasıfık yerlılennın çıçekten yaptıkları ko
yeye verılen ad 3/ Sert bır ıçkı lstenç. 4/ Kadınlann saçları
kıvırmak ıçın kullandıkları boru bıçımmde kuçuk araç. 5/ D
nızcılıkte "alt, aşağı" anlamında kullanılan sözcuk. Ince da
tel 6/ Kumarda ortaya surulen para Makıne yağı 7/ Mısır
plaka ışaretı Gerçek 8/ Unlu bır oyku yazarımmn soyadı
Aşık ve bılye ovunlarında kullanılan, ıçı oyulup kurşun akıtı
rak ağırlaştınlmış bovah kenıık . Gelır getıren taşınmaz m