15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20EKIM1992SALI CUMHURIYET SAYFA EKONOMI Bütçe maratonu • ANKARA(AA)- TBM M'de bütçe maratonu 4 kasımda Maliye ve Gümnük BakanıSümerOral'ın 1993 mali yılı bütçe tasansını Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunması ile başlayacak. 1993 mali yıb bütçesi ile ilgili kesin program hazırlanmamakla beraberTBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı İlyas Aktaş'ın verdiği bilgiye göre, Bakan'ın sunuşundan sonra toplantılara 2 gün ara verilecek. Komisyonda, bütçe tasansımn görüşülmesine ilişkin program bu hafta içinde belli olacak. SEK'ezam •ANKARA(AA)-Süt Endüstri Kurumu (SEK) ürünlerine yüzde 5. l ile yiüzde 20 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre fıyat artışı ile birükte SEK şişe sütü 2 bin 500 liradan 3 bin liraya yükseldi. SEK ürünlerine en son 8 eylül tarihinde zam yapılmıştı. Opd'den 2 yeni model • tZMİR(AA)-General Motors'un, Astra Sedan ve 16 Subaplı Vectra GT modellerini de Türk piyasasına sunacağı bildirildi. General MotorsTürkiye Genel Müdürü Jonathan Browning, Astra Sedan'ın Almanya'dan ithal edileceğini. Vectra GTnin ise Torbah"daki Opel Otomobil Fabrikası'nda üretileceğıni ve aralıkta piyasaya venleceğini söyledi. Levis-Boyner ortaklığı •ANKARA(ANKA)- Dünyanın sayılı bluejean üreticilerinden Amerikan Levi Strauss grubu, eski TÜSİAD başkanlanndan Cem Boner'in şirketine ortak oldu. Ortaklan arasında Cem Boyner. Karat İç ve Dış Satım AŞ ile Orta Anadolu Ticaret ve Sanayi {şletmesi AŞ'nin de yer aldığı İstanbul'da kurulu Denimko Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret AŞ'nin yüzde 51 "lik hissesi Levi Strauss tarafından devralındı. Böylece 8 milyar 500 milyon lira sermayeb şirkette Levi Strauss'un 4 milyar 335 milyon lıralık payı oldu. İç ve dış borçlaryüzünden, her birimizin 8 milyon 201 bin lira borcu var 6 Yiğide' bu kadar 'kamçı' fazla! •Türkiye'nin 467 trilyonu aşan iç ve dış borçları ve bunlann fa- izleri yüzünden. borç batağından«kurtularnıyoruz. Yalın bir he- saplamayla, kocadan bebeğe, 8 milyon 200 bin liranın üzerinde borcumuz var ve dolar değer kazandıkça da katlanıyor. İLKİN AYDIN • Yıllık net geliri 10 milyon 884 bin lira olan asgari ücretlilerin cebine, borçlar ödendikten sonra ayda 223 bin lira kalıyor. 1993 yılında, sadece faiz olarak yüklenecek 73 trilyon da devreye gi- rince. borç yükü altından kalkılamayacak kadar ağırlaşacak. ve dış borç stoku 11 yıhn Türkiye'de kişi başına düşen borç yükü, asgari ücretliye ge- çînme şansı bırakmıyor. Bu yıhn haziran sonu rakamlanna göre, faiz ödemeleri ile birlikte 467 trilyonu aşan iç ve dış borç- tan, her Türk vatandaşının na- sibine 8 milyon 201 bin lira dü- şüyor. Yıllık net geliri 10 mil- yon 884 bin lira olan asgari üc- retliye bu borçtan sonra. ayda sadece 223 bin bra kalıvor. 397 trilyon 710 miİyar lira olarak teklif edilen 1993 Büt- çesi'nin en önemli kalemlerin- den birini de 73 trilyon lıralık faiz ödemeleri oluşturuyor. 1993 yılı bütçe görüşmclennde. borçlanma hedefleri dile getiril- memiş olsa da, 73 trihon liralık faiz ödemesi. önümüzdeki \ıl 8 Yıllar 1980 1983 1985 1990 1991 1992* Bütçe açığı (TL.) 159mılyar 56 milyon 270 milyar 721 miyon 33 milyar 321 milyon 14 trilyon 40 milyar 32 trilyon 344 milyar 23 trilyon Türkiye'nin toplam iç ve dış borcu (TL.) 1 trilyon 413 milyar 8trilyon 315 milyar 21 trilyon 748 milyar 200 trilyon 823 milyar 272 trilyon 861 milyar 467 trilyon 500 milyar Kişibaçına düşen borç (TL.) 31bin400bin 184 bin 777 bin 434 bin 960 bin 3 milyon 525 bin lira 4 milyon 787 bin 8 milyon 201 bin lira * (Haziran ayı sonu itibariyle) Not: Yukandakı rakamlarda dış borcun Türk Lirası karşılığı o döneme ait dolar kuruna göre hesaplanmıştır. milyon 201 bin lira olan kişi başına düşen borcun hızla arta- cağmıgöstenyor. Dünyadaki borçlu ülkeler arasında ilk sıralarda yer alan Türkiye'nin, 1980 yılından bu yana devletin gelirvegıdcrden- gesini bir türlü tutturamaması. ckonomirun beş büyük deliğin- den bin olan bütçe açığına ne- den oluyor. Artan kamu harca- malanna karşılık, kamu gelirle- nnın aynı oranda artmaması. hükümetleri, kamu açığını ka- patmak amacıyla, iç ve dış borçlanmaya itiyor. Gerçekten de 1980 yıbnda 1 trilyon 413 milyar lira olan Türkiye'nin iç so- nunda 272 kal artarak 272 tril- yon 861 milvar liraya çıktyor. 1992'nin Haziran ayı sonuna göre ise. Türkiye'nin iç ve dış borç stoku 467 tnlyon 500 mil- yar lira. Borç stokunun artmasına bağlı olarak. kişi başına düşen pay da artıyor. Nitekim, top- lam borç miktannın 1 5 trilyon liraya yaklaştığı 1980 yılında, kişi başına düşen borç sadece vc sadece 31 bin 400 lira iken. bu yılın haziran ayı borçlanma ra- kamlanna göre, kişi başına dü- şen borç yükü 8 milyon 201 bin lira.Haziran ayından eylül ayı sonuna kadar sadece iç borç stokunun 115.5 trilyon liradan 126 trilyon liraya çıkması bu yükün giderek artacağını göste- riyor. Büyüyen açık, Beyaz Sara/ın yeni sahibinin de başını ağntacak Saııı Amca'nın bütçesi, kevgir gîbi • Başkan Bush ile en büyük rakibi Clinton Beyaz Saray'ın yeni ev sahipliği için kıyasıya savaşım veredursunlar; yıllardan beri verdiği açıklarla, ABD'nin en önemli sorunu durumuna gelen bütçenin başlanna ne işler açaeağını düşünmüyorlar bile. İj-Ekonomi Servisi- Başkan her gecen yıl 200 milyar dolar künü Ronald Reagana borçiu. Bush, Reagan'dan nasıl bir enkaz devraldığının farkında değildi. George Bush ile en büyük raki- bı. Demokrat aday Arkansas Valisi Bill Clinton. ABD bütçe- sindeki süreğen açığın başlanna neler gelireceğini düşünmeksi- zin, Beyaz Saray için birbirle- riyle kıyasıya çekişiyorlar. Oysa 1980'li yıllardan bu yana, sü- rekli büyiime gösteren "bütçe deliği" Oval Ofıs'in yeni sahibi- ne kımıldayacak alan bırakma- yacak boyutlara ulaştı. Bütçe açığının sürekli geniş- lemesi yüzünden, bugün her Amerikan yurttaşı; erkek, kadın ve çocuk aynlmaksızın. tam 16 bin dolar (bugünkü de- ğeriyle yaklaşık 121 mihonlira) borç yükü altında. Çünkü ABD Bütçesi'ndeki açık, 1980- den bu yana. tamı tamına üçe katlanmış bulunuyor. Hem de faiz yükü bindirerek... Borçlara giden para, federal vergi gelir- lerinin yüzde 40'ını silip götü- rüyor. Oysa bu gelirler, yüzde I8"lik oranlanyla federal bütçe- nin üçüncü en büyük ka.lemi durumunda. Soğuk Savaş'ın geride kalmasıyla düşüşe gcccn savunma harcamalan da çok yakında bu faizlerin gerisinde kalacak. Amerikablar, Türkler'in uzun yıllardır bildikleri bir öz- deyişi yeni yeni öğreniyorlar: Borç yiğidin kamçısıdır. Ger- çekten de 1992 için daha şımdi- den 333 milyar dolara ulaşan bütçe açığının kapatılabilmesi amacıyla Sam Amca çok yakın bir tarihte günde bir milyar do- lar borçlanmak durumunda. Amerikablar. bu borç yü- Fiyatı 1,575 Dolar... Ama HP, yeni 386 PCnin sadece fîyatını kesmedi! Eski kovboy. 1980'lerdeki baş- kanlık günlerinde "bireylerin ve işadamlannın gelirlerinin net artışı; daha fazla harcamaya, bu da yatınm ve ıstihdamın art- masına yol açar" düşüncesiyle, vergileri indirince, bütçe açığı- na giden yolu da açmış oluyor- du. Ne var ki evdeki hesap çarşı- ya uymayınca, federal geürler- de hızlı birdüşüş başladı ve büt- çe açığı da kaçınılmazlaştı. Daha da beteri, Washington, çoğunluğu Demokrat olan Kongre'yi de harcamalann kısılması konusunda ikna ede- medi. Sosyal ve askeri har- camalara aynlan ödeneklerin sürekli artışı, bütceyı tam an- lamıyla "balon gibi" şişirmekte gecikmedi. Sonuç, Reaganın Bütçe Direktörü David Stock- man'ın bile itiraf etmekten çe- kinmedjği bir fıyasko oldu. ABD bütçesi, Reagan'ın sekiz yıllık dönerninde. son iki yüzyıldır vermediği kadar açık vermişti. İçten içe kemirildi Bütçe açıklanna koşut giden harcamalar, Amerikan ekono- misini, tıpkı kurtlann ağacı ke- mirdikleri gibi. dışandan gö- rünmeksizin kemirip zayıflattı. Dahası; yatınm kaynaklan ve yatınmcı kuruluşlann yapılan da içten içe çürüyüp gitti. Clinton'ın Ekonomi Da- nışmanı Harvard Üniversitesi profesörlerinden Warren Rud- man. konuya biraz daha farklı eğiliyor ve şöyle diyor: "Bütçe açığının iyi ya da kötü olması. borçlanmarun hangi alanlarda kullanıldığına bağhdır. Eğer borçlar, geleceğe yönelik yatı- nmlar yerine; hiç de akılk olma- yan bir biçimde, günlük yaşam düzeyinin korunması amaayla kullanılmışsa, işler kötü de- mektir. Ne yazık kı ABD'de bugün için işler kötü ve yanna kadar düzelmesi de çok zor..." ISCfNIN EVREMNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Sevinçleri Kursaklarında Kaldı'Türk kamuoyunun fazlaca yabancısı olduğu dünya eko- nomisinde çok önemli yeni gelişmeler yaşanıyor. ABD'de ilk kez seçimlerin ana gündemi, yaşanan ekonomik çö- küntü oluyor. Kitlelere kim biraz daha umut verici mesajlar verebilirse, bugüne kadarki oy dağılımını baştan sona de- ğiştirebileceği ve seçimi alabileceği bıldiriliyor. ingiltere- de 30 bin maden işçisinin işsiz kalmasınt getiren hükümet kararına karşı doğan büyük kamuoyu tepkisi, maden işçi- leri ile sınırlı değil, gündemdeki büyük işsizlik ve ekono- mik çöküşle ilgili görülüyor. Dünya ekonomisine bir bakışı getiren Dr. Ergin Yıldızoğlu dünkü yazısında, ABD, Avrupa ve Japonya'da yaşanan ekonomik durgunluğun derinleş- meye devam ettigini vurguluyor. Dünya ticaretinin ser- bestleşmesinin tehlikeye düştüğünü, korumacılık eğilim- lerinin güçlendiğini anlatıyor. Sosyalist Blok'un çöküşünü ellerini ovuşturarak kutla- yanların sevinçleri kursaklarında kalmışa benziyor. Hani dunyanın ekonomik kurtuluşu serbest piyasanın erdem- lerinde idi? Sosyalist Blok'un çöküşü kapitalizmin zaferiy- di? Ortada bir engel kalmamışken, yaşanmakta olunan ve daha da boyutlanacağı anlaşılan bu büyük ekonomik kriz böyle neyin nesi oluyor? Keşke dünyada olup bitenleri daha yakından izleyip daha yakından algılayabilsek. Olanları bize yutturulmaya çalışıldığı gibi değil de gerçek yüzü ile görebilsek. Daha sağlıklı yorumlar yapıp daha sağlıklı önlemler alabilir, dersler çıkarabilirdik. Gelişmiş ülkelerin yaşadıkları eko- nomik krizlerin sonuçları, denize atılan bir taşın dalgala- rtnın yaygınlaşarak büyümesi gibi, bize katlanarak ulaşı- yor. Gelişmiş ekonomilerde işsizlik böylesine çaresiz bir so- run halini alabiliyorsa bizde neler olmaz? Onlarda geliş- miş, yerleşik demokrasi, güçlü örgütlenmeler, sen- dikacılık hareketleri, sosyal devlet ilkelerı, işsizlik sigor- tası. iş güvencesi, işsiz kalanların yeni işlere yönelmesini, eğitimini sağlayan sosyal kurumlar var. Sermaye hem güç hem de ellerinde tutanların kültürü olarak, en küçük bir sallantıda, işyerleri kapatılarak, rant gelirlerine kaçar nitelikte değil. Çok güçlü, çok duyarlı ve etkili sendikal, sosyal tepki kolayca siyasal gücü de yönlendiriyor, iktidar kararlarını biçimlendirebiliyor. Bir önceki yazımda Şışecam işvereninden gelen, cam işkolundaki krize ilişkin bir açıklamaya değinmiştim. Doğu ve Uzakdoğu ülkelerinin çok düşük işçi maliyetli cam ürün- leri ile yarttıkları damping karşısında siyasi iktidar acil ön- lem almazsa, Sinop camın ardından Paşabahçe'de kapat- maların gündemde olduğu ve krizin daha da büyüyeceği vurgulanıyordu. Siyasal iktidardan yada işçi hareketinden bir duyarlı tepki duydunuz mu? Cam işkolunda örgütlü Kristal-İş Sendikası'nın Sinop'ta örgütlendiği bir kapatmayı protesto mitıngi olmuştu. Hepsı o kadar. Oysa kıtlesel çı- kartmalar ve benzer ekonomik gerekçelerle işyeri kapat- maları Türkiye'nin de en can yakıcı, en güncel sorunları arasında. Türk-lş ve ağırlıklı sendikacilık hareketi, hala işçi üyelerin işten çıkarılması ile ilgili bilgileri kamuoyun- dan saklayarak bu dev sorunu geçiştirmeyi tek çözüm ola- rak görüyor. Mücadele vermek, çözüm üretmek aklının ucundan bile geçmiyor. Gelişmiş demokrasiler içinde, kapitalist ideolojinin ka- mûoyunu avucunun içine almış olması nedeni ile sendi- kacılığın en geri düzeyde olduğu bilinen ABD'de bile işçi sendikalarının yıllardır geliştirdikleri, sürdürdükleri etkili mücadele yolları ve araçları var. örneğin ücretlerin düşük olduğu, sendikal hakların bulunmadığı ülkelerden gelen malların ABD piyasasına yerleşmesi ve sonuçta işsizliği yaratması olgusuna karşı, etkili "yerli mali kullanma" kampanyaları yürütüyorlar. Siyasi iktidarm ithalatta koru- maya aldığı azgelişmiş ülkeler arasında, sendikal hak- ların varlığının ölçüt olmasını sağlıyorlar. örneğin Türkiye 12 Eylül hukuku ve sendikal haklar kısıtlamaları nedeni ile ABD işçi sendikaları konfederasyonu AFL-CIO'nun istemi ile ithalatta korumalı ülkeler listesine alınmamıştı. İngiltere'de daha önceki madenler kapatmasına yaşa- nan büyük grevler ve direniş belleklerdedir. Aylarla ingil- tere'nin t>ir numaları gündemi olmuş, siyasi iktadarın bu doğrultudaki program uygulamasını durdurması, büyük çapta yıpranması sonucunu getirmişti. Yeni maden kapat- malarının ekonomik gerekçesi ve haklılık payı ne olursa olsun, işçiler ve sendikalarınca. yaşanan genel işsizlik so- runu ve ekonomik krizi kamuoyuna sergileme aracı ola- rak kullanıldığı bildiriliyor. İngiliz kamuoyunun maden iş- çilerinin, sendikalarının yanında olduğu ve işçi hareketinin sonunda siyasi iktidarm temel ekonomik kararları üzerin- de etkili olacağı değerlendirmesi yapıhyor. ingiliz sendikacılık hareketinin işçi çıkarmalarına karşı duyarlılığını, mücadelesini yakından izleyen ve Türk sen- dikacılık hareketinin aymazlığına şüphesiz el ovuşturup çok sevinenler de var. Ellerini fazlaca ovuşturup sevin- meseler bizce çok daha akıllıca olabilir. Çünkü sendikacı- iık hareketinin aymazlığı sorunların sadece katlanarak dahasonrakiyıllarayığılmasınıgetiriyor.Sorunlardevleş- tiğinde de eninde sonunda bir yerlerden patlıyor. Genel Müdür Doğan'dan savalara çağn: Çukobirlik içîn göreve Doğruyu söylemek gerekirse, düşük fiyat akla öncelikle düşük kalieyi getirir. Düşük kalite fle Hewlett-Packard adı ise bir çok kişi için birbiriyle asla bağdaşmayan kavTamlardır. Bu nedenle içinizden,fiyaüsadece 1,575 Dolar olan bir HP 386 PC'nin eksik ve yetersiz olduğunu düşünenler çıkacaktır. Evet, biz HP olarak, yeni 386 PCimizde hem fiyaümızı kestik (1,575 Dolar), hem de başka şeyleri. Ama bunlar kesinlikle sizin düşündüğünüz şeyler değil! Yeni HP 386 PC de fiyadan başka nelen mikestik? Windows gibi yoğun gratik programlanrun hayli uzun olan açılma sürelerini kestik. Ve bunu, hızlandınlmış görüntü birimi fle sağladık. Açılış için gerekli programlan ROM içine yerleştirdik ve böylece kuruluş süresirû kestik. En çok şikayet ettiğiniz konulardan biri olan ekrantitremesinive fan sesini de kestik. Bir yandan network iletişim kartlannı önceden PCye yerleştirerek network'e bağlanü süresini keserken, bir yandan da karmaşık güvenlik komuuannı tek tuşta topladık. Evet, yeni HP 386 PC'nin size üstün özellikler ve uygun bir fıyatla ulaşması için biz çok şeyler yaptık. Sizin yapacağınız tek şey var: Bayilerimizden birini aramak! HEVVLETT PACKARD 1HT1MALLERI GERÇEKLEŞTİRIR * HP 386 PC Konfigürasyon: HP Vectra 386/20N - 20 MHz 80386Sx Mıkrotşlema - 2 MB RAM. 50 MB Haıd Dısk - 2 Sen/1 Pırakl Port - 14-incfa Renkii VGA ekran - 1İ75 Dolir karçlığı Türk Lirası * HP « 6 PC Konfigürasjon. HP Vecfi 486/25N • 25 MHz 80486Sx Mikroişlenıci - 4 MB RAM, 80 MB Hard Dısk - 2 Seri/1 Paralel Port • 14-indı Renkii VGA ekran -MS-DOS 5 0. Wukms 3.1 - 2,730 DoUr karşıbğı Tûrk ürası AYDIN P A Z A R L A M A (1) 275 72 42, (4) 468 49 50-DATASEL (4) 417 63 04-DATA SİSTEM (51) 89 00 04, (1) 275 80 12, (4) 467 41 94-ENTEK (4) 468 45 07 (I) 272 85 16-ENTER (1) 275 10 0 0 - K O M P U S A N (1) 279 89 21, (4) 467 76 52, (51) 22 72 14-MİKROSET (1) 275 72 78-SANİVA (1) 245 51 00 ADANA (Cumhuriyet Gü- ne> İlleri Bürosu) - Çukobirlik Genel Müdürü Sedat Doğan, İnterstar tele%izyonunda 14 ekim akşamı yayımlanan ve şu andaki birlik yönetimini de suçlayan programa "işadamı". '"gazeteci" ve eski birlik yöneti- cisi olarak çıkartılan İcişileri: "yanlış haber ve dedikodularla kendilerini karalamaya çalışan iftiraalar korosu" olmakla suçladı. "Koro şefı kım" soru- suna, "Ben mafya ilişkilerini ve somut yolsuzluklan açıklıyo- rum. onu bulmak savcının ve emniyetin görevi" yanıtını ve- ren Doğan, küspe ve fıstık iha- lelerinde > olsuzluk olmadığını, birliğin çıkarlanna göredavra- nıldığını savundu ve "O maf- >ayı tam anlamıyla bulabil- mem için savcı, emniyet müdü- rü olmam gerekiyor" dedi. Sedat Doğan, dün yardımcı- lan Vahap Çirkin ve Mithat Demirel Sabancı'yı umursamadı • Sabancı'nm hükümeti eleştiren sözlerini ya- nıtlayan Demirel, "Ne zaman lehimizde bulun- du ki!" dedi. ANKARA (Cumhuriyet olay mazeret kabul etmez. Bürosu) - Başbakan Süley- 'Ben şartlann böyle olduğu- man Demirel. dün eski baş- nu bilmiyordum' demek de bakanlık binasından aynlır- olmaz. Çünkü matematik kcn gazetecilerin Sakıp dünyasında yaşıyoruz" diye Sabancının. hükümete yöne- konuşmuştu. Sabancı. KİT'- lik cleşlirilerini nasıl karşıla- lerin "kangren" haline geldi- dığının sorulması üzerine ğini de ileri sürmüştü. "Nc zaman lehimizde bulun- Öte yandan. Sabancfnın du ki!" demckle vetındi. sözlerine çeşitli bakanlardan Sabancı Holdıng Yönetim da tepkiler geldı. Devlet Ba- Kurulu Başkanı Sakıp Sa- kanı Mehmet Battal. Sa- bancı. önceki gün İzmıt'te bancı'vı "devleti idare etmeye gazetecilerin sorulannı yanıt- kalkmakla" suçlarken Devlet larken hükümet hakkında. Bakanı ve Hükümet Sözcüsü "Reçctelcn ı>i vazacağız de- Akın Gönen. "Geçen seçim dılcr. ama >eterince iyi ve öncesınde dc böyle konuş- hızlı reçete yazamadılar. Bu muşiu"dedi. Bann ile baa yetkililerin de iz- lediği bir basın toplantısı dü- zenleyerek interStar TV'de •TeleobjeküT' adıyla yayımla- nan programdakı iddialan yanıtladı. Programın yer aldığı kaseti gazetecilere izleten Do- ğan, önce "ihale nasıl yapılır, kimlerin yetkisindedir" konu- sunda bilgiler verdi. "8 kişiden oluşan yönetim kurulu ve 4 de- netçi ihale yapar. Bir mali bize satmak isteyenlerden en ucuz teklifı verene, biz malımızı sa- tarken de en yüksek fîyatı tek- lif edene ihale veririz. Ben gö- reve geldiğimden bu yana da böyle olmuştur. Ama nedense hemen arkasından baa gazete- lerde 'işte yolsuzluk'. 'işte skandal' diye başlıklar atıldı" diyen Çukobirlık Genel Mü- dürü Doğan. yolsuzluklann ancak yönetim kurulundan geçmeyen alım ve satımlarda yapılabildiğine dikkat çekti. Interstar'daki programa 'iş çevreleri" adma çıkartılan Mustafa Özalp'ın Çukobir- lik'e daha önce verdiği imzalı, boş, tarihsiz çeki gazetecilere gösteren Genel Müdür Do- ğan, "Kayınbiraderimin vu- rulması konusunda bu bir iç hesaplaşmadır' diyerek bilgi sahibi görüntüsü veren Musla- fa Özalp, bizden önceki dö- nemde Çukobırlik'le ticari iliş- kisi olan bir kişidir "diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle